Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 28 HAZİRAN 1990
Memurun
keyfikaçü
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
M) — "Memunı iyi zam" umu-
dıı yavaş yavaş sönmeye başladı.
Yıluı ilk yarısı için yüzde 24 artış
yapılan memur ve emekli maaş-
lannda ikinci yarı zaramının da
yüzde 20-25 civarında tutulması
ağırlık kazanıyor. Cumhurbaşka-
m Turgut ÖzaJ'rn. "biitçe olanak-
lan göz öniine alınarak maaş
zammının yüzde 20 civannda
İBtnlması" eğiliminde olduğu ve
bunu da Başbakan Yıldınm Ak-
b«tat ile Maliye ve Gümrük Ba-
kanı Adnan Kahved'ye ilettiği be-
lirtiliyor. Katsayı artışlan üe ilgili
açıklamanın bayrarn sonrasına
bırakılmasmın da, "bayram ön-
ctsi memur ve emeklileri
•nnemek" düşüncesinden kay-
naklandığı öne sürülüyor.
Edinilen bilgiye göre, Maliye ve
Gümrük Bakanhğı uzmanları
maaş katsayıları ile ilgili teknik
hazırlıkiarı tamamJadılar. Konu,
Bakanlar Kurulu'nun kesin kara-
rını bekliyor.
Yapılan hesaplamalara göre,
sadece bu yılki fiyat artışları dik-
kate alındığında maaş zammının
en az yüzde 30 olması gerekiyor.
Yüzde 30'un altında tutulacak
maaş zammı, memurlann satın
alma gücünü 1989 aralık ayı dü-
zeyinin gerisine götürecek. Tüke-
tici fiyatlanna göre hesaplanan
ortalama enflasyon ve 1989'un
ortalama maaş artışlan dikkate
alındığında ise daha düşük bir
lam oranı ile ortalama maaş dü-
zeyinde reel artış sağlandığı savu-
nulabileeek,
ANAP döneminde
memur fakirleşti
Devlet Planlama Teşkilatı
(DPT)'nin resmi verilerine göre,
ANAP hükümetleri döneminde
maaş artışlan sürekli olarak enf-
lasyonun gerisinde kaldığı için
memur ve emekliler 1983 yılına
kıyasla daha da fakirleştiler.
Bakanlar Kurulu'nun imzasıy-
la Resmi Gazete'nin 30 Ekim
1989 tarihli mükerrer sayısında
yayımlanan 1990 yılı kalkınma
programına göre, ANAP hükü-
metlerımn ilk 5 yılında memur-
lar ortalama yüzde 32,1 oranın-
da fakirleştiler. 1983 yılı sonun-
da 100 olan memurlann ortala-
ma satınalma gücü, 1988 yılında
77,9'a geriledi. Geçen yılın ikin-
ci yansında yapılan yüksek oranlı
maaş zamları sonucu bu kayıp-
ların bir bölümü giderildi, ancak
gerçek maaş düzeyi hâlâ 1983'ün
gerisinde bulunuyor. Memur ve
etneklimaaşlarının 1983yıiında-
ki düzeyine getirilebÜmesi için bu
yıl enflasyonun en az 10 puan
ttzerinde bir maaş zammı yapıl-
ması gerekiyor.
ANAP hükümetleri dönemin-
de maaş ve'ücret artışlan sürekli
enflasyonun gerisinde kalırken,
sadece 1987 yılında enflasyonun
beklenen düzeyin altına inmesi
sonucu, yüzde 1.4'lük bir reel ar-
tış sağlandı. Geçen yılda maaş ar-
tışının ortalama enflasyonun
yüzde 18.2 üstünde olduğu görul-
dü.
Bu arada ortalamalara göre ya-
pılan hesaplamaiann bu yıl aJda-
tıcı olabileceğini belinen uzman-
iar şunları söylediler:
"1989 yılının ilk yansında ma-
aş düzeyi çok düşüktü. İkinci ya-
nda yapılan yüksek oranlı zam-
lar maaş bazını yukan çekti. Şim-
di de ortalama üzerinden hesap
yapılırsa bu yılın birinci ve ikin-
ci dönemleri ortalaması ile
1989'un birinci ve ikinci dönem-
lerinin ortalama maaşlan karşı-
laştınlacak. O dunımda bu yıl
yüzde 10'luk bir ikinci yan zam-
mı bile reel artış gösterir."
1989 yılı sonuna göre reel ma-
as artışı sağlanabilmesi için en dü-
şük zammın yüzde 30 olması ge-
rektiği bildirildi. Bu yılki tüketici
fıyatları artışının yüzde 60 olaca-
ğı varsayıldığında, ilk yarı için ve-
rilen yüzde 24'lük maaş zammının
üstüne ikinci yanda da yüzde 30
zam yapılırsa toplam maaş artışı
yüzde 61'le yüzde 63 arasında de-
ğişecek. Bunun için de maaş kat-
sayısının 335, yan ödeme katsayı-
sının 130, taban aylık tutannın da
370 bin lira olması gerekiyor.
Maaş zammı oranının yüzde 20
veya 25 düzeyinde tutulması ise
yıllık gelir artışımn enflasyonun
altında kalmasına yol açacak.
Edinilen bilgiye göre, 23 hazi-
ran cumartesi gttnü verilen ekono-
mi brifinginden sonra Cumhur-
başkanı Turgut özai, Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan Kahveci
ile yaptığı yaklaşık 1 saatlik baş-
başa görüşmede memur maaşlan
ile ilgili görüş ve tavsiyelerini ilet-
ti. özal'ın yakın çevresine maaş
artışının yüzde 20 civarında tutul-
ması gerektiği görüşünü aktardı-
ğı, Kahveci'ye yüzde 20-25 civann-
da bir maaş artışımn üstüne çıkıl-
maması tavsiyesinde bulunduğu
kaydedildi. Bu dunımda halen 255
olan maaş katsayısı 300 veya 320,
280 bin lıralık taban aylık da 350
veya 360 bin lira civarına yüksel-
tilecek. Halen 290 bin lira olan en
düşük memur aylığı ise 350-360
bin liraya çıkacak.
DPT'nin hazırladığı ve Bakan-
lar Kurulu'nun onayı ile Resmi
Gazete'de yayımlanan 1990 prog-
ramına göre memur ve emeklile-
rin reel maaşlan ANAP hükümet-
leri döneminde şöyle seyretti:
EMMH
1984
1985
1986
198/
1988
1969
S3=1M
88,0
83,2
825
84,1
77,9
92,1
I F a r k *
- 12,0
- 55
- 03
1.4
- 7.6
18,2
83=101
84.4
78,0
77,7
78,3
72,3
96,9
FaıkH !
-15,6
- 7,6
- 03
0.7
- 7.6
34,0
13=1*
92,6
87.1
85.9
90.5
84.3
92.9
I FarkH
- 7,4
- 53
- 1.4
53
- 6 3
10,2
»3=101
973
89,2
853
78.7
73,2
TTfi
- 2 . 2
- 8 3
- 4 . 1
- 8 0
- 7 , 0
6,0
Eylemler yayılıyor
(Baftarafı 1. Sayfada)
yüx-
de 100'e varan enflasyon oranı-
na rağmen maaşlanmıza en faz-
hı yüzde 30 oranında zam yapı-
bcağı açıklanıyor. En düşük ev
Urastmn bile 300 bin liraıun iize-
rinde olduğu bir dönemde
300-500 bin liralık maaşlarla en
doğal ihtiyaçlanmızı karşılama-
HUZ ve insanca yaşamamız müm-
kttn degildir. Biz insanca yaşa-
mak istiyoruz. Emegimizin kar-
şıltgını istiyoruz" denildi. Has-
tane personeü aynca bazı arka-
daşlarının 1987'den bu yana ya-
sal haklan olan elbise ve ayak-
kabılannı alamamasmdan yakın-
dılar.
Kadıköy Belediyesi'nde çahşan
memur ve zabıtalardan yaklaşık
200 kişilik bir grup da dün yemek
boykotu yaparak yemekhanede
toplandılar. Belediye Memurla-
rı Derneği Genel Sekreteri Ali
Oral burada yaptığı konuşmada,
devlet memurlanna yönelik eleş-
tirileri yanıtlayarak "Biz, kendi
felsefeleri doğrultusunda riişvet
ahnaya itilmek isteniyoruz. Biz
dnsük ücretten dolayı riişvete te-
nezzül eden değil grevli, toplu-
sözleşmeli, sendikal haklan olan
onurlu memurlar olmak istiyo-
rnz. Bize verilecek zam miktan-
•ın belirlenmesinde söz bakkı
istiyoruz" dedi. Oral hükümetin
tepkilerden çekindiği için memur
maaş zamlannı bayramdan son-
ra açıklama karan aldığını öne
sürdü. Memurlar daha sonra ye-
mekhane binas önunde oturarak
bir dakikalık toplu alkış eylemi
yaptılar. Ardından da bu me-
murlardan yaklaşık 100 kişilik
bir grup Başbakanlığa, "Sefatet
ücreti değil, insanca yaşama
standardı, göstermelik ücret
zammı değil, toplusözleşmeli
grevli sendika hakkı istiyoruz"
yazılı telgraflar çektiler.
Öte yandan hemşireler, öğret-
menler, belediye memurları,
PTT memurları ve maliye me-
murlarından yaklaşık 50 kişilik
bir grup dün aym isteklere Şiş-
li'deki Türk Hemşireler Derneği
îstanbul Şubesi'nde üç günlük
açlık grevine başladıiar. Açlık
grevinden önce yapılan yazılı
açıklamada, "Sadaka degil in-
sanca yaşamak için emegimizin
karşıhgım istiyoruz, şianyla bu-
günkü siyasi iktidann bizlerle
alay etmesine izin venneyeceğiz.
Kamu çalışanlan olarak bizlere
yapılacak yüzde 25'lik zammı,
insanca yaşamamız için yeterli
olmadığı gibi onur kıncı olarak
göruyoruz. Üç günlük açlık gre-
>i ile bunu protesto ediyonu"
denildi.
Demirel: Memur ezilmiş
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
$•) — DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, Türkiye'deki türn
çahşanlara Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) standartlannın uy-
gulanmasını istedi. Demirel, DYP
iktidarında ILO standanlarım
yaşama geçirme vaadinde bulun-
du ve temmuzda uygulanacak
memur maaş zamlannın enflas-
yonun altına düşmemesi gerekti-
ğini belirtti.
DYP lideri Demirel, memurla-
nn sendikal haklara kavuşturul-
ması konusunda girişimlerde bu-
lunan 17 kuruluşun temsilcileri
ile dün bir görüşme yaptı. 17 ku-
ruluşun temsilcileri memurlann
sendikalılaşması konusunda par-
tilere de görev düştüğünü bildi-
rerek Demirel'den bu konuda ça-
ba harcamasıru istediler. Temsil-
ciler, temmuzda uygulanacak
memur maaş zamlarına da deği-
nerek hükümetin, bütçe açıkları-
nın tek sorumlusunun memur
maaşlan olduğu gibi göstermesi-
ni eleştirdiler.
Demirel, devlet idaresinin me-
mur eliyle yürütüldüğunü belir-
terek memurlann gelir durumun-
daki olumsuzluklann devlet ida-
resini de olutnsuz etkileyeceğini
söyledi. Memur maaşlannda
adaletsizlikler olduğunu, aym işi
gören kişilere farklı ücret verildi-
ğini anlatan Demirel, devlet per-
sonel rejiminin bir kargaşadan
ibaret hale geldiğini söyledi.
Demirel, Türkiye'de de çahşan-
lara ILO standartlannın uygulan-
ması gerektiğini belirterek me-
murların sendika kurması'konu-
sunun da bu kapsamda ele alın-
masını istedi. Memurlann geçim
sıkıntısı nedeniyle başlarım kal-
dınp "temmoz zammı ne olacak"
diye beklediklerini belirten Demi-
rel şöyle konuştu:
"Bugünkü baliyle memur ezü-
miştir. Türkiye hür olacaksa ön-
ce kişi midesinin esiri olmaktan
kurtarılmalıdır. Mideler esir ise
zihinler de esirdir."
Öğretim ÜyeleriDerneği kunıldu
Basın açıklamasmda
derneğin temel amacının,
'Çağdaş, üretken, özerk ve
demokratik bir üniversite
düzeninin gerçekleştirilmesi
ve öğretim elemanlannın
her türlü akademik,
ekonomik, özliik
haklarının korunması ve
mesleki sorunlarımn
çözülmesi' olduğu
belirtildi.
Eğitim Servisi — Merkezi ts-
tanbul'da bulunan Üniversite Öğ-
retim Üyeleri Derneği kunıldu.
Derneğin YÖk'e seçenek oluştur-
mak amacıyla hazırladığı "özerk
üniversite modeii" önerisi de önü-
müzdeki günlerde açıklanacak.
Denıeğin gecici yönetim kurulu
üyeleri, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a tstanbul Üniversitesi Sena-
tosu'nca fahri doktorluk verilmesi
karannı, 'yanlış' olarak nitelen-
dirdiler ve "Özal'ın tartaşmalı du-
nımuna dolaylı destek anlamına
geliyor. Üniversitelerin böyle bir
roi ustlenmemeleri gerekirdi"
dediler.
22 haziran tarihinde resmen ku-
rulan derneğin kuruluşunu bası-
na ve kamuoyuna açıklamak
amacıyla dün tstanbul Tabip
Odası'nda basın toplantısı düzen-
leyen gecici yönetim kurulu üye-
leri, l.Ü. Tıp Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Coşkun Özdemir
(Başkan), t.Ü. Tıp Fakültesi öğ-
retim üyesi Prof. Dr. Türkân Say-
lan (Başkan Yard.), t.Ü. Siyasal
Bilgiler Fakültesi öğretim iiyesi
Prof. Dr. Bnrhan Şenalalar (Ge-
nel Sekreter), l.Ü. Jktisat Fakül-
22 haziranda resmen kunılan Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ge-
çici yönetim kurulu üyeleri, derneğin kuruluşunu basına ve kamuo-
yuna açıklamak amacıyla dün tstanbul Tabip Odası'nda basın
toplantısı düzenlediler. (Fotoğraf: Uğur Günyüz)
tesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nihat
Faray (Sayman), ITÜ Uçak ve
Uzay Bilimleri Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Eren Omay (üye),
Yıldız Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Ayhan Alluş (üye) ve Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fa-
kültesi öğretim üyesi Atilla Er-
gür'den (üye) oluşuyor.
Prof. Coşkun Özdemir, derne-
ğin kuruluş nedenini şöyle anlat-
tı:"YÖK düzeni içerisinde çeşitli
stkıntılan yaşayan bir grup öğre-
tim üyesi 1.5 yıl önce bir araya
geMik ve üniversitelerin sonınla-
nnı tartışmaya basladık. Üniver-
sitelerin hiç de iç açıcı bir dunım-
da olmadıklan tespitini yaptık.
Yıllarsüren YÖK duzeni, ünfver-
sitelerde ciddi kayıplara yol açlı.
Üniversiteler için bir çıkış yolu
aramaya çalısok. Çalışmalanmız
başlıca iki dogrultuda gelişti. Bi-
rincisi, örgütlenmek ve YOK dü-
zeni ile ilgili çözümier aramak is-
tiyorduk. İkincisi alternatif bir
yasa taslagı hazırlaraaktı."
Daha sonra okunan basın açık-
lamasında, derneğin temel ama-
cının. "Çağdaş, üretken, özerk ve
demokratik bir üniversite düzeni-
nin gerçekleştirilmesi ve öğretim
elemanlannın her lürlu akademik,
ekonomik ve özliik haklannın ko-
runması ve mesleki soruolanıun
çözülmesi" olduğu bildirildi.
Derneğin ilk planda ele alaca-
ğı konulardan birkaç örnek de
"YÖK'e seçenek oluşturacak bir
üniversite modeii' ile ilgili çalış-
malan kısa sürede tamamlamak,
YÖK sistemini ve 1402 tngulama-
sını protesto ederek aynlanlann
üniversitelere dönüşlerini sağla-
mak için çaba harcamak, yönetim
hizmetlerinde ve akademik kad-
roda yer alan personelin maşala-
nnm yükseltilmesi, sonbabarda
yükseköğretim sistemi konusun-
da sempozyum duzenlemek, YOK
ve alternatif modeller üzerine bir
kitap yayımlamak, sergi ve kon-
ser duzenlemek" olarak sıralan-
dı.
özerk üniversite modeii öneri-
sinin temel ilkelerinden bazılan ise
şöyle:
"Akademik yükselüneler yöne-
tküerce değil, büim jüruerince ya-
pdır. Yükseköğretimin planlama-
smda üniversiteler arasında aka-
demik koordinasyonu sağlamak
ve bu kanunun kendisine verece-
ği diğer görevleri yerine getirmek
üzere bir universitelerarası kurul
oluşturulur. Üniversitelerin yönet-
sel denetimi 'Üniversiteler Yüksek
Denetleme Kurulu' eliyle yapılır.
Üniversiteler ve fakülteler kay-
naklannı ön siyasal ve yönetsel
kayıtlar içermemek şartıyla ve ge-
niş bir mali özerklikle kullanan
tuzel kişilikJerdir. Öğrenci yurtla-
n, ilgili üniversitelerce yönetilir.
Seçimle gelen tüm yöneticiler,
kendilerini seçen kurumlarca ge-
ri çagnlabilir."
Gazetecilerin sorulanm da ya-
nıtlayan gecici yönetira kurulu
üyelerinden Prof. özdemir,
"Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a
l.Ü. Senatosu'nca fahri doktora
unvanı verilmesini nasıl değerlen-
dirdikleri" sorusu üzerine, "Bu
üniversitenin karan degildir. Se-
nato, üniversiteyi hiçe sayarak bu
karan vermiştir. Bunu onaylama-
ya imkân yoktur" dedi.
Bu unvanın daha önce Ziya Ül
Hak ve Ekna Çavusesku'ya veril-
diğini hatırlatan Prof. Burhan Şe-
natalar, "Turgut Özal'ın cumhur-
başkanı seçilmesi, toplumnn ge-
•iş kesimlerince tepki görmüs, be-
•imsenmeraiş, onaylanmamıştır.
Fahri doktora unvanı vermek,
Özal'ın tartışmalı durumuna do-
laylı destek vermek anlamına ge-
lir. tkinci yanltşlık da görev de bu-
lunan cumhurbaşkanı, başbakan
ya da bakanlar a bu unvanın ve-
rilmesi sakıncalıdır" diye
konuştu.
Prof. Eren Omay da Cumhur-
başkanı Turgut özal'ın 40 yıldır
elektrik mühendisi olduğuna dik-
kat çekerek, "Doktora unvaaı
alacak hiçbir etldnligi yoktur.
Hodri Meydan programındaki
konuşmalanndan da iyice anlaşıl-
dı ki bilimsel kavramlar hakkın-
da hiçbir bilgisi yoktur" dedi.
Prof. Burhan Şenatalar, derne-
ğin 'paralı egitim' ile ilgili görü-
şünü de şöyle açıkladı;
"Herhangi bir ögrencinin para
ödeyemediği için okuma olana-
ğından yoksun kalacağı bir siste-
me karşıyız. Bu konuda iki tez
var. Birincisi yüzde 100 bedava
olabUir. İkincisi, hiç kimseyi dı-
şanda bırakmadan, yaygın burs-
laria destekleyerek küçük bir harç
ahnması. Yüzde 40-50 gibi bedel-
lerin ögrencilerden alınmasına
karşıyız."
Üniversite Öğretim Üyeleri
Derneği'nin kurucu üyeleri de
şuniar:
"Aysel ÇeUkel, Türkân Saylan,
Necla Arat, Ayla Gürsoy, Tülay
Ann, Coşkun Özdemir, Eren
Omay, llhan Berktay, Servet Şe-
nel, Ergun Uğur, Burhan Şenata-
lar, Ayhan Alkış, Durul Önen,
Cengiz Ann, Nihat Falay, AtiUa
Ergür."
BTANBUL'dan HİKMET CETİNKAYA
Sürpriz Olmazsa
İSTANBUL — Muhalefet lideHeri Hodri
Meydan'a çıkacak mı çıkmayacak mı?
SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal,
Hodri Meydan programına çıkmaya ilke
olarak kararlı gözüküyor. En azından
Cumhurbaşkanı özal'ın taraflılığı konu-
sunda kamuoyuna bir şeyler söylemek
istiyor. Oyle ya Cumhurbaşkanı istanbul
:
un su sorunundan ekonomiy© dek her
alanda, "Ben bilirim" demiş, açık olma-
sa bile "Başkan Baba" görüntüsünü ser-
gilemişti geçen hafta Hodri Meydan
programında.
SHP Genel Sekreter Yardımcılarından
Adnan Keskin'le dün sabah Hodri Mey-
dan üzerine konuşurken Genel Sekreter
Oeniz Baykal'ın büyük olasılıkfa progra-
ma katılacağını belirtiyordu.
Adnan Keskin'e, "Böyle bir programa
katılmak size yşnlış gelmiyor mu?" so-
rusunu yönelttik. Keskın "Evet, biraz zor
ama" deyip ekledi:
— Biz Trakya gezisindeyken Uğur
Dündar, Deniz Bey'ı telefonla aradı ve
Hodri Meydan programına katılmamızı
önerdi. Durumu İstanbul'a dönünce te-
lefonla Tunus'ta bulunan Genel Başka-
nırnız inönü'ye ilettik. Genel Başkan Tu-
nus'tan dönecekti, arada bir gün vardı.
Yarın (bugün) ise Manisa'da olacak. O
yüzden hazırlanamayacağını belirterek
Deniz Bey'in Hodri Meydan programına
katılmasını uygun buldu...
Aslında Deniz Baykal Hodri Meydan
programına katılmak istemiyordu. Çün-
kü Hodri Meydan 29 hazirandan sonra
tatile gırıyordu. Hemen DYP ile dirsek te-
masına geçildı, Demirel'in nabzı tutuldu.
DYP'nın eğilimi programa katılma doğ-
rultusundaydı. Nitekim Demirel deönce-
ki gün bir açıklama yaptı:
— Hodri Meydan'a çıkmada bir sakın-
ca görmüyorum. Hodri Meydan progra-
mının sunucusu Uğur Dündar SHP ile
DYP'ye 25'er dakikalık bir süre tanımış-
tı. Ekrana önce Baykal, ardından da De-
mirel gelecekti...
Adnan Keskin dün anlatıyordu:
— 25 dakikalık sürede neler anlatır
Deniz Bey? Oysa Cumhurbaşkanı 70 da-
kika konuştu. Biz de bunu ilettik Uğur
Dündar'a. Aldığımız yanrt ilginçti: Dün-
dar, 70 dakikalık söyleşinin 25-30 daki-
kasının özal ailesine aynldığını anlattı bi-
ze. Oysa kamuoyunda en çok tartışılan
Özal ailesidir.
Adnan Keskin, Ramada Oteli'n
deki Hodri Meydan kokteylinde Uğur
Dündar'a soruyor:
— Cumhurbaşkanı Özal, ailesi ve çev-
resini dikensiz gül bahçesi gibi göster-
di. SHP'yi devletçi parti olarak tanımla-
dı. Şimdi biz hem Özal'ın tarafsıziığını,
hem TVyi nasıl kullandiğını anlatacağız,
hem de SHP'nin Türki
ye'nin sosyal, ekonomik, siyasal sorun-
larına nasıl baktığını anlatmaya çalışa-
cağız. Bunların tümünü 25 dakikaya sığ-
dırmaya uğraşacağız. Olacak iş değil.
Deniz Baykal 29 haziran akşamı ya-
yımlanacak Hodri Meydan'da SHP'nin
Türkiye'nin genel sorunlarına çözüm
önerilerini, düzeltim programlarmı anlat-
maya çalışacak.
SHP Genel Sekreter Vardımctsı Adnan
Keskin, belediyelerle ilgili dosyalar ha-
zırlıyordu dün sabah. Canlı program sı-
rasında gelecek telefon sorularının bü-
yük olasılıkla yerel yönetimlere ilişkin ola-
cağını sanıyordu.
Adnan Keskin'e sorduk:
— Ama Cumhurbaşkanı'na iletilen so-
ruıar önceden hazırlanmıştı. Yanı soru
soran vatandaşların çekimleri önceden
yapılmıştı. Size bu konuda bir şey söy-
lenmedi mi?
Keskin, "Bize böyle bir şey
soylenmedi" diyor ve ekliyordu:
— Canlı yayında telefon bağlanır ve
sorular gelirse diye hazırlıklı olmamız ge-
rektiğini düşündük.
Evet, 29 haziranda Baykal ve Demirel,
Hodri Meydan programında. Demirel ne
diyor:
— Bize iletilecek sorular çanak değil
tuzak sorular olur.
Yarın gece TV'de izleyeceğiz. Eğer
son dakika sürprizi olmazsa...
Guneydoğu
2 er şehit,
ANAP'LI NURETTIN YILMAZ:
ı PKKTI ÖIÜ Kürtçe yasagı kaldınlmalıPervari ve Şırnak'ta -* V ^ ^
Pervari ve Şırnak'ta
güvenlik güçleriyle PKK
arasındaki çıkan çatışmada
2 er şehit oldu, 1 PKK'iı
ölü ele geçirildi.
Malatya'da köy basan
militanlar muhtan
öldürdü, iki kişiyi
yaraladı.
ADANA (Cumhuriyet Goney
Üleri Bürosu) — Pervari ve Şır-
nak'ta meydana gelen olaylarda
iki erin şehit olduğu, bir PKK'lı-
run da ölü ele geçirildiği bildiril-
di. Malatya'da köy basan militan-
lar muhtan öldürdü, iki kişiyi de
yaraladı.
Edinilen bilgilere göre Pervari-
nin Doğan köyü yakınlannda ope-
rasyon sürdüren güvenlik güçleri
önceki gece 22.00 sıralannda bir
gnıp PKK'lıyla karşüaştı. Güven-
lik güçlerinin "dur" uyarısına
ateşle karşılık verilmesi üzerine çı-
kan çatışmada jandarma çavuş
Osman Koç şehit edildi. Olayda
bir PKK'lı da silahıyla birlikte ölü
ele geçirildi.
Şımak'ın Güneycam köyü ya-
kınlannda sürdürülen operasyon
sırasında PKK'lılarca yola döşe-
nen mayına basan Nail Acar adlı
er de olay yerinde şehit oldu.
MaJatya'nın Yeşilyurt ilçesine
bağlı Kırlangıç köyü, PKK'lı ol-
duğu bildirilen bir grup tarafın-
dan basıldı. Muhtar Ali Duman'ı
evinde silahla tarayarak öldüren
teröristler, Ali Kaya ve Elif Kaya
adlı kişileri de yaraladıktan son-
ra kaçtılar. Valilik tarafından ya-
pılan açıklamada, olay yerinde
bildiri bulunduğu, kaçan terörist-
lerden birinin Anz Kaymaz oldu-
ğunun saptandığı bildirildi.
Bu arada, Erzurum'un Şenka-
ya ilçesinde bölücü çete mensup-
larına yardım ve yataklık yapan 5
kişi yakalandı.
Erzurum Valisi Emrullab Zey-
bek'in verdiği bilgiye göre, bir ih-
ban değerlendiren güvenlik kuv-
vetkri, Şenkaya'ya bağb Beşpınar-
lı köyüne operasyon düzenledi.
Operasyonda, bölücü çete men-
suplanna yardım ve yataklık yap-
tı kları belirlenen Asım Soylu,
Hüccet Soylu, Mirzat Meral. Bey-
tullah Meral ve tlbey Sözeri yaka-
lanarak gözaltma alındılar.
Olay1a ilgili soruştunna sürdü-
rülüyor.
Kürtçe konaşnyorum Ben Nurettin
Yılmaz olarak Kürtçe konuşuyorum. Mecliste,
seçmenlerimle, diğer Kürt milletvekili
arkadaşlarımla Kürtçe konuşuyorum. Kim
başkasınm anadilini engelleyebilir. îskandinav
ülkeleri birkaç bin Kürt için bile Kürtçe eğitim
yapan okullar açmışlar, yayınları var. Ama
Türkiye'de milyonlarca Kürt yaşıyor, ana dili
yasaklamyor.
ANKARA (ANKA) — ANAP
Mardin Milletvekili Nurettin Yıl-
maz, 2000'li yıllara girerken Tür-
kiye'de Kürtçenin yasaklanması-
nın "abes ve çağdışı" olduğunu
belirterek zaman geçirilmeden
Kürtçe yayın ve eğitim izni veril-
mesi gerektiğini söyledi.
ANKA muhabirinin sorulanm
va,ııtlayan Nurettin Yılmaz, insan-
lann anadiUerini konuşmalannın
en doğal haklan olduğunu, buna
izin verilmesinın "lütnfmns gibi"
değerlendirilemeyeceğini ifade et-
ti. Kürtçe konuşmanm değil, ya-
yın ve eğitiminin yasak olduğunu
kaydeden Yılmaz, daha sonra şun-
lan söyledi:
"Ben Nurettin Yılmaz olarak
Kürtçe konuşuyorum, Meclis'te
seçmenlerimle, diğer Kürt millet-
vekili arkadaşlanmla Kürtçe ko-
nnşuyonım, kim başkasınm ana-
dilini engelleyebilir, kim engelle-
me hakkını kendinde bulabilir?
Kürtçe yayın yapnuryı, Kürtçe egi-
tim öğretim yapmayı yasaklama-
ya kargalar bile güler, bunu yasak-,
layacaklanna 10-15 milyon Kıir-
titn kellesini koparsmlar daha iyi.
Ba kadar insanın yasadıgı bir ül-
kede anadilini yasaklamak çağdı-
şıdır, demokrasinin tüm kunım ve
kunülanyla yerieşmedigini göste-
rir. Günes balçıkla sıvanmaz.
'Kürt yoktur' demekle Kürt halkı
yok olmaz. Bunu göz ardı etmek
bugüne kadar çok büyük sonıo-
lara neden olmuştur."
Kürtçe yasağımn tartışılmasın-
dan bile "büyük bir eksiklik " ol-
duğunu, Türkiye'nin bu şartlarda
AT'ye giremeyeceğini ve çağ atla-
yamayacağını savunan ANAP'h
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Türkiye'de benim gibi milyon-
larca Kürt var. Türkiye bu man-
tıkla yüz bin kez 'Avmpalılaştım,
çağ atladım' dese bile olmaz, çağ
atlama sadece mini etekle olmaz,
düsüncelerin, hak ve özgürlükle-
re bakış açısının degişmesiyle olur.
Ben îskandinav ülkelerini gezdim,
birkaç bin Kürt için bile Kürtçe
eğitim yapan okallar •çmışlar, ya-
yınlan var. Ama Türkiye'de mil-
yonlarca Kürt yaşıyor, anadili ya-
saklamyor. Bunu gönnemezUkten
gelmek gafleıtir."
Yılmaz, SHP'nin bir heyet tara-
fından "Guneydoğu raporu" ha-
zırladığının hatırlatılması üzerine
de "SHP, KürÜer konusunda de-
vekuşu politikası izliyor. Görme-
mezlikten geliyor. tddia edijonım,
bir erken seçün olsa, SHP Goney-
doğu'dan yüzde 5 oy bile alamaz."
Sağmalcılar Özel Tip Cezaevi'nde 'operasyon' iddiası:
3'ü ağır 39 tutuklu yaralandı
Tutukiular ve avukatlar yaptıkları
açıklamalarda, geçen pazartesi günü 200
kadar askerin arama bahanesiyle siyasi
tutuklulara saldırdığını öne sürdüler.
Açıklamada "Kurban Bayramı'nda yapılacak
açık görüşün engellenmek istendiği"
savunuldu.
tstaabul Haber Servisi — Sağ-
malcılar Özel Tip Cezaevi'nde 25
haziran pazanesi günü düzenle-
nen operasyonda 3'ü ağır olmak
üzere 39 tutuklunun yaralandığı
öne sürüldü. Tutukiular ve avu-
katlan dün yaptıkları açıklama-
larda, olayın sorumluları hakkın-
da hemen idari ve yasal işlem ya-
pııınaMiu istediler.
Bayrampaşa Cezaevi'nde bulu-
nan siyasi tutukiular adına yapı-
lan açıklamada, 25.6.1990 günü
saat 20.00 sıralannda Sağmalcılar
Özel Tip Cezaevi'nde arama ba-
hane edilerek tutukluların üzeri-
ne saldırıldığı öne sürüldü. 200
kadar askerin hazır bulunduğu
Nüfus cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
HÜSEYtN ÇAĞIN
İngilizceyi 6 ayda
konuşalım.
Tel: 349 48 57
TBKP DAVASI
Suçlamalar reddedildi
ANKARA (ANKA) — Anka-
ra DGM'de görülen 60 sanıklı
Türkiye Birleşik Komünist Par-
tisi (TBKP) davasına sanık sor-
gularıyla devam edildi.
TBKP davasımn dünkü oturu-
munda sahıklardan Mesut Erki-
şi ile Mehmel Sönmez'in sorgu-
lan yapıldı. Mesut Erkişi ve Meh-
met Sönmez sorgularında, TBKP
programına sempati duyduklan-
nı belirterek iddianamedeki suç-
lamalan reddettilcr. TBKP Genel
Sekreteri Haydar Kutlu'nun eşi
Ayşe Çiçek Yağcı'nın da yargıian-
dığı davada tutuklu sanık bulun-
muyor.
Duruşmayı sanıkların sorgula-
rına devam edilmesi için ileri bir
tarihe bırakan mahkeme heyeti,
DGM savcılığının soruşturması-
nın sürdüğü sırada Adımlar der-
gisi bürosunda polis tarafından
el konulan faks, agrandizör, fo-
toğraf makinesi, daktilo gibi
araç-gereçlerin iade edilmesine
karar verdi.
operasyon sonucunda 39 kişinin
yaralandığı belirtilerek, "Kurban
Bayramı'nda yapılacak acık görü-
şün engellenmek istendiği" savu-
nuldu.
Cezaevinde müvekkilleri bulu-
nan bir grup avukat da dün Îstan-
bul DGM'de yaptıklan açıklama-
da, saldırı sırasında Şükni Akba-
ba, Nedim tlhan ve ılker Taşkın-
ın beyin travması geçirdiği ve ce-
zaevi hastanesinde tedavi altına
alındıkları bildirildi. Saldında 36
tutuklunun daha yaralandığını
söyleyen avukatlar, "12 Eylül son-
rası cezaevleri faşist Nazi kamp-
lanna benzetilmek istenmektedir.
Siyasi tutuklu ve hükümlıilerin
can güvenliği ciddi olarak tehlike-
dedir. Sağlıklan tehlikedir. Ceza-
evi doklorları görevlerini yapma-
makta, saldırganlara ortak ol-
maktadırlar. Ortada hiçbir ciddi
neden yokken ve hiçbir kurala
uyulmadan yapılan bu saldın belli
ki genel bir politikanın ürunudur"
dediler.
Avukatlar aynca, olayla ilgili
olarak Îstanbul Başsavcılığı'nın
açıklama yapması ve görevliler
hakkında yasal ve idari soruştur-
ma açılması isteminde bulundular.
öte yandan Tutuklu ve Hüküm-
lü Aileleri Yardımlaşma Derneği1
nden (TAYAD) yapılan açıklama-
da da cezaevinde meydana geldi-
ği öne sürülen saldınnın sorum-
lusunun cezaevi idaresi olduğu be-
lirtilerek "Yeni bir saldın
istemiyoruz" denildi.
Kıyak emeklilik
Danıştay
itirazı
reddetti
Ankara 3. Idare
Mahkemesi'nin
'milletvekillerine yapılan
ödemeleri durdurma'
kararına Emekli Sandığı
itiraz etmişti.
ANKARA (AA) — Genç
milletvekillerinin emeklüikle-
rini düzenleyen uygulama iie
ilgili olarak Danıştay, Emekli
Sandığı'run yürütmeyi dur-
durma kararına itirazını
reddetti.
Ankara 3. Idare Mahke-
mesi'nce verilen yürütmeyi
durdurma karanndan sonra,
Emekli Sandığı'run başvuru-
su üzerine konuyu inceieyen
Danıştay 10. Dairesi, tdare
Mahkemesi'nin karannı ye-
rinde buidu.
Danıştay 10. Daire Başka-
nı Şerafettin Kaya, karann oy-
birliğiyle abndığını bildirerek
şunları söyledi:
"MiUetvekOteriflin emekli-
ligine Hişkin dosyajı inceledik,
tdare Mahkemesi'nin karan-
nı uygun gördük. Eraekl Sw-
diğı'nın itirannı reddettik, ka-
ran en kısa zamanda Emekli
Sandığı'na tebliğ edecetü-'
AkyoPdan
(Baftarafı 1. Sayfada)
met Akgün de YÖK Yasası'yla ku-
rumlarına daha çok bilimsel
özerklik geldiğini, başan oranının
yüzde 30'lardan yüzde 92'ye çık-
tığını, cumhuriyet döneminin en
olumlu devresınin yaşandığını söy-
ledi. Rektör Akgün, YÖK
Yasası'nda bazı iyileştirilmelerin
vapılmasıyla da en uygun sistemin
kurulmuş olacağını savundu.
Daha sonra konuşan Milli Eği-
tim Bakanı Avni Akyol, laiklik
konusuna, üniversitelerin ve orta-
öğretimin sorunlanna ve yeni re-
form uygulamalarına değindi.
Akyol, özellikle üniversite sistemi
ve adını vermeden YÖK kurumu-
na yönelik eleştirilere yer verdiği
konuşmasında şunlan söyledi:
"Atatürk gençliği hep ileriye gi-
decektir. Hiçbir güç, hiçbir kuv-
vet, hiçbir hesap Türk gençliğini
ve milletini geriye cekemeyecektir.
Kimse hayallere kapılmasın. Kiro-
se gerçek Islamiyeti saptırmasın."
Akyol, üniversiteye yönelik eleş-
tirilerine başlarken Milli Eğitim
Temel Yasası'nın 56. maddesi ile
31. maddesini özellikle vurgular-
ken, "56. madde diyor ki devlet
adına ilkokuldan üniversite de da-
hil egitimin yüriitulmesinden, de-
netlenmesinden Milli Eğitim Ba-
kanlıgı sonımludur. Bu sonımla-
luğun gereğini yapacagım. Yaptı-
gım zaman da kimse rahatsız ol-
masın. Anne ve babalan daha faz-
la hüsrana ugratmaya, gençleri
kendi kendileriyle çatışma dura-
munda bırakmaya nakkımız yok.
Bunlan yapmak için hiçbir yeni
kanuna gerek yok. Bilkent'teki tö-
rende bunlan söyleyecektim, ama
Cumhurbaşkanı, Başbakan, ben
vardım. Uzun olacaktı. Orada 6
dakika konuştum. Zaman yeter-
sizdi. Şimdi burada söylüyoram.
Bundan sonra da söyleyeceğim"
diye konuştu.
Akyol, yükseköğrenim konusun
da yeni düzenlemeleT yapılmasının
kacınümaz olduğunu vurgularken
şu görüşlere yer verdi:
"Rakamlar bunu gerektiriyor.
Eğitimde programlar arasındald
geçiş ve okullar arasındaki butün-
leşme yeterince sağlanamamıştır.
Öğrenciler sürekli genel eğitime
yöneltilmişlerdir. Teknik ögreti-
min kapasitesi yüzde 10. Böylece
ne oluyor? İ'retime yöneük eğitim
yerine yüzbinlerce öğrencimiz üni-
versite kapılan önüne yığüıyor.
Milli Eğitim Temel Kanunu'ouB
31. maddesinde öyle bir hükün
var ki -bunu Yüksek öğretim Ku-
rulu'nun, kesiminin bilmesini
istiyorum-, 'Iise mezunlannıa
hangi yüksekokul programlanna
nasıl girecekleri, giıis şartlan, Mil-
ii Egitim Bakanhğı ile işbirügi ha-
linde Yüksek Öğretim Kurulu'yla
yapılır' diyor. Şimdi soruyorum,
başka bir kanuna gerek var mı?
Ben bunlan söylüyonım, sanki ye-
ni çıkmış bir kanun gibi olur ol-
maz diye tartışıyorlar..:'
Yükseköğretime giriş sisteminin
kesinlikle değiştirilmesi gerektiği-
ni, bu konuda bilim adamlanyla
çalışmalar yaptığım ve dosyanın
çantasında gizli olduğunu vurgu-
layan Akyol, "Bunu yapacagım,
çaresi yok; yaparsam yapanm, ya-
pamazsam giderim" dedi.
Bakan Akyol, eğitim sistemin-
deki aksaklıklarla ilgili çözumle-
ri de açıklayacağını vurguladı ve
yapılacakları şöyle sıraladı:
• Ortaöğretimde yönlendirme
sistemi mutlaka kurulacaktır. Li-
se 2 ve 3, üniversiteye hazırhk sı-
nıfı olmaktan çıkanlacaktır. YUk-
seköğretimdeki kapasite arttınla-
caktır. Ortaöğretimde çok amaç-
lı okullar açılacakür. Ders geçme
uygulaması sağlanacaktır. Oğren-
cinin kaldığı dersten mutlaka geç-
mesi istenmeyecektir. Çocuklar
ortaöğretimde teknik okullara
yönlendirileceklerdir.
3,5 saatlik üniversite sınavıyla
ögrencinin kaderi belirlenemez.
Üniversite sınavında ortaöğretim
notunun ağıriığı yüzde H'den 30*a
çıkanlmalıdır.