26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 HAZİRAN1990 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 Karakaya gelir • ANKARA (UBA) — Karakaya Barajı "B" ve "C" tertibi gelir ortaklığı senetlerine yüzde 53.52 gelir payı ödenecek. Başbakanlık Kamu Ortaklığı Idaresi Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Karakaya Barajı B ve C tertibi gelir ortaklığı senetlerinin ana para ve gelir payı ödemelerine 29 haziran cuma günü başlanacak. Esbarık da sırada • ANKARA (UBA) — Esbank Genel Müdürii özer Güney, Esbank'ı da halka açacaklarını söyledi. Güney, "Sermayemizin yüzde 15*ini halka açmayı düşünüyoruz. Ancak şu anda halka açılmanın zamanlaması üzerinde düşünüyoruz. Sermaye artırımını da tamamlayıp öyle açılacağız" dedi. Esbank'ın sermayesinin yüzde 97'sinin bir şirketkr topluluğu tarafından kontrol edildiğini belirten Güney, bankanın şu anda 1200 ortağı bulunduğunu belirterek "Sermayemizin yüzde 15'ini halka açmayı düşünüyoruz" dedi. TZOB'nin raporu • ANKARA (AA) — Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB), çiftçinin daha iyi teşkilatlanması, devletin tanmsal plan ve programlarının gerçekleştirilmesi, tarımın geliştirilmesinde Ziraat Odalarının daha etkin rol oynayabilmesi için kuruluş kanununun değiştirilmesini istedi. TZOB tarafından "Teşkilatımız, tarımsal sorunlar ve beklentiler" konulu bir rapor hazırlanarak Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na sunuldu. Ziraat Odaiarma ve TZOB'ye destek verilmesi istenen raporda, bu kuruluşlara acil mali yardım yapılmasırun zomnlu hak geldiği ifade edUdi. Tabii sodada tekel olacagız • ANKARA (UBA) — Dünyanın en zcngin trona yataklarına sahip Türkiye, Etibank'ın girişimiyle "tabii soda"da dünya tekeli oluşturacak. Etibank, yılda yaklaşık 2 milyon ton üretim kapasitelı "yeraltı işletme projesi" için ihale hazırlıklarını tamamladı. Önümüzdeki günlerde proje için uluslararası ihaleye çıkacak olan Etibank, yabancı firmalarla ortakhk için anlaşma sağlayamazsa 500 milyon dolarlık (takriben 1,5 trilyon lira) yatırımı, kendi imkânlanyla gerçekleştirecek. 2 milyon ton doğal soda ve 1 milyon ton da soda küiü üretecek tesisler için yabancı firmalarla görüşmelerin ağustos sonuna kadar sürdürüleceğini kaydeden Etibank yetkilileri, "Tesiste 1994 yılında üretime geçilmesi planlanıyor" dediler. Doğalgazda d ğg indirim • ANKARA (ANKA) — Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, doğalgaz fıyatlannda yüzde 5 ile yüzde 21 arasında indirim yapıldığını ve yeni uygulamanın 1 temmuzda başlayacağını açıkladı. Mehmet Keçeciler, düzenlediği basın toplantısında doğalgazda yapılan indirimin elektrik sektöründe yüzde 15.5, gübre sektöründe yüzde 21.4, konutlarda yüzde 15.4 olduğunu söyledi. sohbetleri • GAZtANTEP (AA) — Maiiye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci imzasıyla valiliklere gönderilen bir yazıda, vatandaşlar, mükellefler ve mükelleflerin üyesi olduklan meslek kuruluşlannın temsilcileri ile çeşitli vergi konularını içeren "sohbet toplantılan" düzenlenmesi istendi. Gelir vergisi • ANKARA (ANKA) — Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Cemal Tercan son günü 2 temmuz pazartesi günü olan gelir vergisi ikinci taksidini ödeme süresinin 15 gün uzatılmasını istedi. Tercan, Maiiye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci'ye konuyla ilgili olarak yazılı bir başvumda bulundu. Türkiye^je kredi verme yarışı Geri ödemelerin en zorlu olduğu geçen yılın, bazı akla uygun düzenlemelerle atlatılması ve Türkiye'nin borçlarını geri ödemeye devam etmesi, kredi piyasasında ülkenin güvenilirliğinin artmasına neden oldu. J.P. Morgan, Bank of Tokyo, Creddit Lyonnais, Dresdner Bank ve Saudi International, Hazine'ye 200 dolarlık bir kredi olanağı sağladılar. Türkiye'nin borcunda dolar ağırlığınm azaldığına dikkat çekiliyor. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Geçen yü dik- katle Türkiye'nin geri ödeme ta- ahhütlerini yerine getirişini izleyen yabancı bankerler, yıl başından beri Türkiye'ye kredi vermek için adeta sıraya girdi. Türkiye'nin kredi limitini arttıran pek çok banka-bankerlik kuruluşu, Türki- ye'nin kârlı bir pazar olduğu gö- rüşünde. New York'taki banka-banker kuruluşların, Türkiye'ye yönelik işlemlerini son altı aydır arttırdık- lan dikkat çekiyor. Bir banka yet- kilisi, 1977'de borçların ertelen- mesinden beri ilk kez Türkiye'ye karşı "sağlara bir gttven" oluştu- ğunu söyledi. Aynı yetkili, "geri ödemelerin en zorlu olduğu geçen yüın bazı akla uygun düzenleme- lerle atlatılması ve Türkiye'nin borçlannı geri ödemeye devam el- mesidin bu güveni sagladığım" belirtti. Aynca Japonların Türki- ye'yi "giivenilir" ülkeler arasın- da değerlendirip kredi muslukla- rını açmasmdan sonra rekabetin de etkisiyle birçok Amerikan banka-bankerlik kuruluşu, kredi limitini arttıımaya karar verdi. International Financing Revi- ew'a göre J.P. Horgan, Bank of Tokyo, Credit Lyonnais, Dresd- ner Bank ve Saudi International, Hazine'ye 200 milyon dolarbk bir kredi olanağı sağladılar. Anlaş- mayı J.P. Morgan düzenledi. Derginin kredi ile ilgili haberine göre "Bankerler, Türkiye'ye ye- Dİ bir güvenle bakıyorlar." Bu büyük kredinin hazırlanma- sı oldukça zaman ve çaba gerek- tirdi. J.P. Morgan yetkililerine göre kredi 100'er milyonluk iki bölüme aynldı. İlk 100 milyon 4 yıl vadeli, ikinci bölum ise 5 yıl vadeli olacak şekilde ayarlandı. Başka bankalardan çekici teklif- ler gelmesine rağmen Türkiye'nin birden fazla bankanın katıldığı sendikasyonlan tercih ettiği belir- tiliyor. Özellikle de Avrupa ban- kalarırun tercih edildiği kaydedi- liyor. Dergiye açıklama yapan Hazine yetkilisine göre 200 mil- yonluk anlaşmada Avrupalı ban- kalann bulunması tercih edildi. Kredi anlaşması, Türkiye'nin kre- di pıyasasındakı "kötü alışkanlık- larını" da düzenlemeyi hedefledi. Son yıllarda sık sık yabancı kredi pıyasasına başvurulması kredi fi- yatlannda büyük farkhlıklar ya- ratmıştı. J.P. Morgan yetkilileri, bu kredi anlaşmasından sonra yıl sonuna dek hükümetin garantile- diği bu tür büyük bir kredi ope- rasyonunu beİdemediklerini be- lirttiler. Türkiye'ye kredi musluklanmn yeniden açılmasında rol oynayan faktörlenıen biri de Morgan ara- cılığıyla Standart and Poor's ve Moody's adlı risk analizi kunıluş- larma Türkiye raporu hazırlatıl- masıydı. Geçen yıl New York Borsası'nda satışa çıkan Türkiye Fonu tahvüleri nedeniyle Standart and Poor's, Türkiye'yi risk açısın- dan sınıflandırdı. Bu sınıflandır- mada Türkiye risk sınırının üze- rinde puan aldı. Standart and Po- or's, ayrıca Türkiye için olumlu saptamalar yapan raporunu ya- ytmladı. Rapor, Türkiye'de tu- rizm ve isçi dövizlerinin istikrarlı bir düzeye oturduğunu kaydetti. Mevcut döviz rezervinin 9.5 mil- yar dolar olduğu belirtildi. Bu faktörler, Türkiye'ye olan güve- nin güçlenmesinde rol oynadı. Türkiye ile ilgili borç analizle- rinde, ABD'li kredi kuruluşları- nın dikkati çekilerek şu an TMS (askeri krediler) dahil, toplam 41 milyar dolarlık dış borç sahibi olan Türkiye'nin dış borç kompo- zisyonunda dolar dişı paraiann artmakta olduğu belirtiliyor. Yeni bir kredi daha Ekonomi Servisi — Içlerinde Yapı Kredi Ban- kasi'nın da bulunduğu 13 bankadan oluşan bir tottsorsıyum, Türkiye'de kulianılmak üzere 75 milyon dolarlık bir sendikasyon kredisi elde et- ti. " , Konsorsiyumda yer alan lider aranjör banka- Tayfan Bayaat j ^ Gulf iBternatiooai Bank, Tokyo Bankası. Sanwa Bank, Bankers Trust internationaJ ve Ai Abh Bank. Kre- dinin 56 milyon dolarlık bölümünü karşılayan bu bankaların iki- si Japon, biri ABD, biri Bahreyn, biri de Kuveyt bankası. Geriye kaian 19 milyon dolarlık bölürnü ise Hollandalı Rabobank, îtal- yan CRT, Alraan Berliner Bank, Banco Atlantko ve bazı başka bankalar sağladı. Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardtmcısı Tayfnn Bayazıt- ın yaptığı açıklamaya göre, bu kredinin en temei özelliği, herhan- gi bir devlet ya da çokuluslu kuruluş garantisi olmadan, ilk kez bir özel Türk bankasına verilmesi. Kredi, Türkiye'de kısa ve uzun vadeli projeler için ihracaı ön finansmanında kullanılacak. Yıllık Hbor artı yüzde 5/8 faiz uyguianacak olan kredi, üç yıl vadeli. Tayfun Bayazıt, yaptığı açıklamada, bu kredinin şu ana kadar ban- kalar tarafından alınan en ucuz maliyeıli. üç yıllık kredi olduğu- nu belirtti. 'Alan-satan memnun' Ekoaomi Servisi — Türkiye'nin kredibilite ar- tışını Prof. Dr. Sejçuk Abaç şöyle yorumladı: "Şu anda Türkiye'nin ve uluslararası pazarda 'c r e c '' veren kuruluşlann içinde bulunduğu kon- jonktür her iki tarafı birbirine yaklaştırmış du- rumda. Latin Amerika ve Doğu Bloku ülkeleri- Selçnk Abaç n j n büyük nakit sıkıntılan var. Bu yüzden uluslararası kredi pazarında önemli oranda daralma gözleniyor. Kredi veren kuruluşlar plasman güçlükleri çekiyorlar. Türkiye'de ise tam tersine bir durum yaşanıyor. Döviz bolluğu var ve bu bolluk geri ödeme riskini şimdilik ortadan kaldırmış gibi gözüküyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktür de dış kredi atmak için oldukça eiverişli. Döviz kurları düşük düzeyde seyrediyor. Bu nedenle bankalar açısından dövizle fonlanmak ol- dukça cazip halde. Dışandan döviz kredisi temin eden bankalar, bu fonlan Türk Lirası'na çevirerek plase ediyorlar. Döviz kurla- rındaki artış kredi faizlerinin oldukça gerisinde katdığı için bu iştem oldukça kârh bir hale geliyor. Aynca geçen yıl Interbank piyasasından yüzde 25-30 faide para temin eden bankaların bu yıl böyle bir imkânları yok. Bu piya- sanın da cazibesini kaybetmesi, orta ve küçük ölçekli bankalan döviz kredisi alrnaya zorluyor. Dünyanın 500 büyük bankası arasında 4 Türk bankası da var SlCclk Devler arasındakiler s p o*gf duş Euromoney dergisinin 'Dünyanın 500 Büyük Bankası' sıralamasına Akbank 350'nci, Ziraat Bankası 352'nci, Etibank 364'üncü, îş Bankası 444'üncü olarak girdi. Varlık kârlılığına göre dünyanın birinci bankası Etibank, ikinci bankası Akbank oldu. ANKARA (ANKA) — Dünyanın en büyük 500 bankası sıralamasında 4 Türk Bankası bu yılda dereceye girdi. öz kaynak açısından ya- pılan sıralamasında Akbank dünyanın 350'inci, Ziraat Bankası 352'inci, Etibank 364'üncü, Iş Bankası ise 444'üncü büyük ban- kası oldu, varlık kârlılığına göre yapılan sı- ralamada ise Etibank dünyanın birinci ban- kası, Akbank ise ikinci bankesı olarak belir- lendi. Uluslararası para piyasalarının etkili bir ya- yın organı olan aylık Euromoney dergisi her yıl düzenli olarak yapuğı "Dünyanın 500 Bü- yük Bankası" sıralamasını son sayısında ya- yımladı. Buna göre dünyanın öz kaynak ba- kımmdan en büyük ilk 10 bankasından 6'sını Japon bankalan oluşturdu. Japon Fuju Bank Group özkaynak bakımından dünyanın birin- ci bankası olurken ikinci sırayı yine bir Japon Bankası olan Dau-Uchu Kangyo Banka aldı. tlk 10'a giren diğer bankalar şöyle sıralandı: Fransız Catsse Natiole de Gredit Agncole, Ja- pon Simito Bank, İngiltz Barclays Bank, Mut- snbishi Bank, Amerikan City Corp, tngiliz National VV'estiminslen Bank, Japon Sanwa Bank ve Endüstinü Bank Of Japan, Derginin geçen yıl yaptığı 500 Büyük Ban- ka sıralamasına da giren 4 Türk bankasından biri olan Etibank büyüklük sıralamasında ge- çen yıl 343'üncülük olan yerini bu yıl koru- yamadı ve biraz daha geri sıralara giderek 364'üncü oldu. Geçen yılki sıralamada 408' inci olan Akbank bu yıl 350'inci sıraya, ge- çen yıl 444'üncü olan Ziraat Bankası 352'inci sıraya yükselmeyi başardılar. tş Bankası ise 493'üncü sıradan Ziraat Bankası'nın boşalt- tığı 444'üncü sıraya yükseldi. 1989 yılı sonu bilanço verilerine dayanılarak yapılan belir- lemelere göre Akbank'ın özkaynağı 484 mil- yon dolar, Ziraat Bankası'nınki 481 milyon dolar, Etibank'ın 468 milyon dolar. îş Ban- kası'nın ise 358 milyon dolar olarak hesap- landı. Etibank yine birinci Bu arada "Varlık kârlılığı" kriterine göre yapılan sıralamada Etibank geçen yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın birinci bankası unva- nını korudu. Dolar cinsinden yapılan hesap- lamaya göre Etibank'ın varlık kârlılığı yüz- de 11.07 olarak hesaplandı. Aynı kriterde ikinci sırayı ise Akbank aldı. Varlık kârlılığı yüzde 4.96 olarak bulunan Akbank geçen yıl da bu kriterde ikinci olmuştu. Sermaye yeterliliği bakımından yapılan dünyanın 500 bankası sıralamasında da yine Etibank ve Akbank yer aldı. Sermaye yeter- liliği dolar bazmda yüzde 38.74 olarak bulu- nan Etibank 500 banka içinde 4'üncü olurken yuzde 12.96'lık oranla Akbank 12'inci sırayı aldı. öz sermaye büyüme hızı dikkate alınarak yapılan sıralamaya ise sadece Ziraat Bankası girdi. 1989 yılında öz sermayesini yüzde 49.5 büyüttüğü belırlenen Ziraat Bankası 500 ban- ka içinde 37'inci sırayı aldı. SETBIR: Et fiyatı yıl sonunda 25 bin olur Setbir Genel Sekreteri Orhan Kilercioğlu: "Et maliyetinin yüzde 70'i yemdir. Eğer tedbir alınmazsa fiyatlar artmaya devam edecektir." ANKARA (AA) — SETBİR Genel Sekreteri Orhan Kilercioğ- lu, gerekli tedbirlerin almmama- sı halinde et fiyatlannın yıl sonun- da 20-25 bin liraya ulaşabileceği- ni söyledi. Kilercioğlu, düzenlediği basın toplantısında et fîyatların- daki artış sebebinin yemdeki süb- vansiyonun kaldırılması ve geçen yılki kurakiık olduğunu bildirerek şöyle konuştu: "Et maliyetinin yüzde 70'i yem- dir, Eğer tedbir alınmazsa fiyat- lar artmaya devam edecektir. Dev- let hayvancılık politikasını ortaya koymalıdır. Bugünkü poh'tikanın iyi anlaşılmasmı, iyi formüle edil- mesini ve besiciye her türlü süb- vansiyon ve desteğin verilmesini istiyomz." Orhan Kilercioğlu, maliyet dü- şürücü tedbirlerin alınması gerek- tiğini belirterek, bu tedbirler ara- sında ilk sırada meraların yaygın- laştirılmasının geldiğini söyledi. Kilercioğlu, uygulanan ithalat po- litikasını da eleştirdi. Veni çıkan binliklerin arka yüzleri aynı. Çoğunluğunun ön yüzünde Atatürk portresi var. Darphane de çevreci Ekonomi Servisi — Yeni madeni bin liralıklar dün piyasaya çıkanldı. Beyaz renkli nikel alaşımına ba- sılan bin liralıkların bir bölümünde çevre koruma- sma ilişkin mesaj yer aldı. Yeni bin liralıkların tedavülüyle ilgili olarak ba- sın toplantısı düzenleyen Darphane Genel Müdü- rii Salib Yardımcı, yeni paraların 10 milyon adetlik ilk partisinin dün bütün Anadolu'ya dağılıldığını bildirdi. Kâğıt bin liralıkların da Merkez Bankası tarafından tedavülden kaldınlana kadar geçerlili- ğini koruyacağını söyleyen Yardımcı, yeni paralar- la ilgili olarak şu bilgiyi verdi: "Bu sefer bir degişiklik yaptık. Maiiye ve Güm- rük Bakanbgı'nın iznini de alarak yeni paraiann 500 bin adetlik bölümüne çevre korumasıyla ilgili me- saj koyduk. Atatürk rölyefinin yerine yerleştirilen mesajda 'çevremizi sevelim ve koruyalım' ibaresi- nin yanında kendisi de yapraklanmış tahta bir par- maklıkia korunan ağaç resmedib'yor. Az sayıda ba- sılan bu mesajlı paralar koieksiyonculann ilgisini çekerken bir yandan da çevre korumasına katkıda bulunacak." Yeni bin liralıkların önümüzdeki günlerde 150 milyon adete çıkanlacağmı bildiren Yardımcı, bu ba- sım miktanndan sonra tedavuldeki para miktanran- yüzde 2.5'inin bozukluk paradan oluşacağını söy- ledi. "Gelişmiş ülkelerdeki madeni para kullanımı yüzde 3'lerin üzerindedir" diyen Salih Yardımcı, Türkiye'nin bozuk para kullanma alışkanlığmı art- tırması gerektiğini savundu. Yardımcı, "Bozuk pa- ra kullanımı ile enflasyon seyri arasında herhangi bir ilinti yoktur" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Madeni para basıraımn büyük kupürieri çıkanl- masının enflasyonu yükselteceğini »öyleyenlere şa- şınyonım. İkisi arasında hiçbir ilişki yoktur. Aksi- ne gelişmiş ekonomilerde bozuk para kullanımı yay- gınlaşmıştır. Bizde de böyle olmalı. Bu nedenle ge- lecek yıl madeni 5 bin ve 10 bin liralann basımı için hazırhklara başlanacak." Madeni paraların banknotlara göre daha düşük mahiyette olması yanında mikrop banndırmaması açısından sağlığa daha uygun olduğunu savunan Darphane Genel Müdürü Salih Yardımcı, bozuk pa- ra kullanma alışkanlığmı yaygınlaştırmak için pa- raların ağırlık ve boyutlarını küçülttüklerini söyle- di. Yurtdışı bankaların Türkiye'deki Türk Lirası mevduatı, umumi disponibilite ve mevduat munzam karşılığı kapsamına alındı. ANKARA (ANKA) — Merkez Bankası, "sıcak para" olarak ni- telendirilen, kur ve faiz politika- larının cazibesiyle dışardan geti- rilip içerde Türk Lirası'na çevri- lerek mevduat hesabı biçiminde tutulan paraya önlem getirdi. Yurtdışmdaki bankalann Türki- ye'deki Türk lirası mevduatlan da umumi disponibilite ve mevduat munzam karşuıgı kapsamına alın- dı. Uygulama 29 haziran cuma günü başlayacak. Merkez Bankası'nın, yurtdışı bankalann Türkiye'deki Türk Li- rası mevduatını umumi disponi- bilite ve mevduat munzam karşı- lığı kapsamına alan iki ayrı tebli- ği Resmi Gazete'de yayımlandı. "Mevduat munzam karşılıklan bakkında tebliğ'de yapılan deği- şiklikle, daha önce tüm banka mevduatırun düşülmesinden son- ra kalan mevduat için Merkez Bankası nezdinde "mevdoat mnnzam karşılığı" tesis etmekle yükümlü tutulan bankalar, bun- dan böyle yurtdışı bankaların aç- tığı mevduat için de munzam kar- şılık tesis etmek zorunda kalacak- Iar. Yurtiçi bankalar mevduatı ise yine munzam karşılık kapsamı dı- şında tutuldu. Merkez Bankası'- nın "umumi disponibilite hakkın- d« tebiiğ"de yaptığı değişiklikle de daha önce kapsam dışında tu- tulan yurtdışı bankaların Türki- ye'deki bankalarda bulunan Türk Lirası mevduatlan disponibilite kapsamına alındı. Yurtiçi banka- lararası mevduat ise yine disponi- bilite yükümlülük dışında tutul- du. Türkiye'de uygulanan kur ve faiz politikası nedeniyle yurtdışm- daki bankalar ve yurtdışında yer- leşik kişiler, getirdikleri dövizi Türk Lirası'na çevirerek banka- larda mevduat hesabı açbnyor, daha sonra cari kur üzerinden dö- vize çevirerek yurtdışına çıkan- yor. Kur ve faizler arasındaki fark ise mevduat sahiplerine yüksek bir getiri sağlıyor. Merkez Banka- sı'nın bugün yayımlanan kararla, 32 sayılı kararla getirilen liberal- leşmeyle birlikte artan kısa vade- li sermaye hareketlerine önlem ge- tirmeyi amaçladığı bildirildi. BatılışirketleriDoğu'da ortakyatınma çağırdı 'D. Avrupa'ya İ3İrlîkte gideliırfEkonomi Servisi — Koç Hol- ding tdare Meclisi Başkanı Rah- mi Koç Batı'nın büyük şirketleri- ni, Doğu Avnıpa'ya Türkiye ile or- tak yatırım yapmaya çağırdı. 30. ICC (Uluslararası Ticaret Odası) Hamburg Konferansı'nda Doğu Avrupa Grubu'nun temsilcisi ola- rak bir konuşma yapan Koç, pı- yasa ekonomisine geçme hazırlı- ğında olan Doğu Avrupa ülkele- rinin, Batı'yla entegrasyonda mut- laka yardıma ihtiyaç duyacağını belirterek Batı'nın bütün zorluk- lara rağmen bu ulkdere yardım et- mesinin kendi çıkarına olacağını savundu. Doğu Avrjpa ülkeleri- nin Sovyetler Birliği ile birlikte 400 milyon nüfuslu bir pazar oluş- turduğunu hatırlatan Koç, bu pa- zarın Batı Avrupa ekonomilerinin imkânlarını arttıracağına işaret ederek şoyle konuştu: "Batı'nın gelişmiş sanayi ülke- leri yüksek ekonomik büyüme gerçekleştirerek dünya licaretinin genişlemesine katkıda bulunmuş- lardır. Doğu Avrupa'daki gelişme- ler, dünya (icaretinin daha da ge- lişmesi için Urihi bir fırsattır. Tek- nolojileri eskimiş olmasına rağ- men Doğu Avrupa ülkelerinin be- lirli bir endüstriyel geçraişleri ve eğitilmiş isgüçleri vardır. Dünya ekonomisinin bütünleşmesine ve globaiizasyonuna katkıda buluna- caklardır." Doğu ülkelerinin kaynak yeter- sizliği yanında, siyasi rejimlerin- de birden bire ortaya çıkan deği- şikliğın yarattığı belirsizliğin etkısi altında olduğunu anlatan Koç, bu ülkelerin bütün dunyadaki 30 ay- hk tasarruf tutarı kadar yatınma ihtiyaç duyduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Batı'aın vardımı olmadan Do- ğu Avrupalıiar karşılaşacakian sa- yısız zorluklann uslesinden gele- meyeceklerdir. Bu ülkeierde görii- len sermaye ve iç tasarruf yetersiz- liğinin Batı firmalannın kaynak ve yatınmiarıvla karşılanması gere- keceklir. Dolayısıyla Batı şirketle- rinin Doğu Avnıpa'ya gelmeleri ve yatınm yapma cabaları desteklen- melidir. Ancak bu şirketlerin Do- ğu Avrupa'da iş yapma konusun- da lecrübderi ya yoktur ya da ye- tersizdir. Karma ekonomili veya korunmalı pazarlara sahip bazı ül- keler yakın zamanlarda liberal po- litikalan benimseyerek bu süreç hakkında değerii lecnibelere sahip oldular. Dolayısıyla Doğu Avru- pa iilkeleriyle işbirliğine girmeyi planlayan Batı şirketleri bu tecrii- belerden büyük yararlar saglaya- bilirler." Koç, Doğu Avrupa ülke- leriyle Türkiye arasında gittikçe gelişen ticari bir bağ olduğuna işa- ret ederek "Doğu Avrupa ülkele- rine Türkiye iie birlikte yatınm yapmak pek fena bir fikir olmayacaklır" dedi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN KETENCt Hangi Çağa Atlama? Bazıları hâlâ Türkiye'de çağ atlamaktan söz edebiliyor. Han- gi çağa atlama acaba? Kamu çalışanlarının, memurların, akıl almaz zorluklarla, ya- saklı düzen içinde kurulabilmiş, faaliyetleri çok kısıtlı dernekle- rinin yöneticileri, geçen pazartesi, iş çıkışı saatlerde, Cağalog- lu'nda bir tür korsan eylem, yürüyüş yaptılar. Çok düşük kala- cağı anlaşılan ücret artışları ile ilişkili hükümete protesto telg- rafları çektiler. Görevli polisler ellerinde olmadan korsan eylem- cilere sıcak baktılar Eylem onların da ücret ve hakları için ya- pılıyordu. Yıllardır çağ atlatmaktan sdz eden bir siyasi iktidar, bugünûn fiyatları ve yaşam koşullannda 29 yıllık bir memuru (örnegin öğ- retmeni) 658 bin lira maaşla yaşamaya mahkûm etmişti. Bek- lenen zam % 30 olarak gerçekleşırse söz konusu konumdaki memur 855.400 lira alacaktı. Nasıl yaşayacaktı? 12 Eylül düzeninde her tür demokratik, sendikal, insan hak- ları yasaklanmış, sorunlarını diie getirme, hak arama yolları tı- kanmış, yıldırılmış, köleleştirilmiş, istenildiği biçimde uysallaş- Unlmış memurlanmıza bugünlerde bir hafler oluyor. Oradan bu- radan homurtulu sesler geliyor. Geçen yılki işçilerin bahar ey- lemferine çağrışım yapan bazı ufak tefek pasif direnişler, eytern- ler yaşanıyor. Çağ atlama sevdasındaki Türkiye pek çok Güney Afrika, Ame- rika ülkesinin daha cesaret edebiidiğini yapsa, Uluslararası Ça- lışma Örgütü ILO'nun 87 sayılı sözleşmesini imzalasa, memur- lara özgür sendikalaşma, toplu pazarlık ve önemli bölümü ile de grev haklarını tanımak zorunda kalacak. Öğretmenler kamu çalışanlarının sendikalaşma özleminde ön- cü Eğitim-İş'i kurdular. Hükümet başvuru dilekçesini almaya- rak sendikanın kuruluşunu engellemek istedi. Olmadı, savcılı- ğa suç duyurusunda bulunuldu. Oradan da sonuç gelmedi. Bir yandan yargıda dava, bir yandan da sendika kuran öğretmen- ler için ıdari soruşturma açıldı. Siyasi iktidara göre kamu çalı- şanlarının, öğretmenlerin sendika kurmaya kalkışmaları, derhal engellenmesi, başı ezilmesi gereken bir eylem ve büyük suç. Oünyada rejiminin adı demokrasi olup öğretmenlerin sendikal haklarını kullanamadıkları ülke kaldı mı acaba? Kamu çalışanlarının, öğretmenlerin içinde bulunduklan duru- mu. sendikalaşma, hak arama girişimlerini duyan Batılı sendi- kacılar Türk-İş'in seyirci politikasına şaşkın. "Türk-lş bu müca- delenin içinde niye yok? Neden soruna ulusal ve uluslararası platformda sahip çıkmıyor?" diye şaşkınlıkla soruyorlar. Söyle- yebilecek bir sözümüz olmadığı. biraz da utandığımız için su- suyoruz. Evet Sayın Türk-İş yöneticileri yabancılar bu ayıbı duy- masın, size soralım; Türkiye'de gerçek demokrasi, sendikal hak- lar olsa üyeniz olması gereken, hak ve çıkarlarının savunulma- sı sorumluluğunuzda olan yüzbinlerce memurun güncel ücret sorunu, alacakları zamlar da dahil, sendikal haklanna kadar uza- nan sorunlarına neden bir yabancı gibi bu kadar seyircisiniz? Hangi hak ve sorumsuzlukla? Hükümet geçen hafta beşinci kez grev erteleme hakkını kul- landı. SEK ısçileri 'halk sağlığını tehdit ettiği' gerekçesi ile hü- kümet tarafından ertelenmeseydı, grev haklarını kullanıyor ola- caklardı. Çalışma Bakanlığı'nın asıl sorumluluğu olan işler dt- şında hemen her alanda, her gün basında söyleyecek bir sözü olan Sayın Çalışma Bakanı İmren Aykut, altında imzası olan so- rumluluğundaki bu kararı nasıl açıklıyor acaba? Halkımız ûlke çapında temel gıda olarak SEK sütü ile beslenebiliyordu da san- ki, SEK işçileri greve gitmeye kalkınca mı "halk sağlığı tehdit altınöa kaldı?" ILO'da siyasi iktidarın grev yasaklama niteliğin- deki grev erteleme hakkının, grev hakkına yönelik önemli bir ya- saklama olduğu saptaması yapıldığında, sayın bakanın sözcû- sünün nasıl savunma yaptığı hâlâ kulaklanmızda; sayın bakan- lık sözcüsü hükümetlerin sorumlu kişilerden oluştuğunu, grev erteleme hakkını kötû niyeüe kullanma/arının söz konusu olma- yacağını, kolay kolay da kullanmayacaklarını söylüyordu. Ko- ruma Tarım, Çelik, Et Balık Kurumu, Çimento ve SEK grevlert- nin hangisinde gerçekten 'milli sağlık ya da güvenlik tehdit al- tındaydı?' Siyasi iktidar bal gibi yasadaki yetkisini kötü niyetli olarak, grev hakkının kullanılmaması karşısında değerlendiriyor- du. Bu bizim sübjektıf yorumumuz, gözlemimiz de değil. Olay- ların açıklığı bir yana, yargı da aynı sonuca -kaçınılmaz- vardi. Daha önce hükümetin ertelediği iki karar yargıdan bozuldu, iki- sinde de bozulma aşamasına gelinirken hükümet kararından döndü. Türk-İş siyasi iktidarın bu keyfi grev hakkı yasaklamalarında daha önceki uygulamalarda da olduğu üzere ŞEK olayında da seyirci. SEK işçisinin örgütlü olduğu Öz Gıda-iş ve Hak-lş Ge- nel Başkanı Necati Çelik'in açıklaması daha da ilginç. 'Türk-İş'in hükümetle yaptığı anlaşmayı kabul etmediğimiz için hükümet grevimize erteleme kararı verdi' diyor. Türk-İş'ten bu suçlamaya da bir yanıt gelemiyor. Türk-İş yö- netimi kapalı kapılar arkasında, kendi işçi tabanından kaçıyor. En son Kocaeli'nde kendi üyeleri bolge yönetimlerin düzenle- diği mitinge gelmeye cesaret eden çıkmadı. Gıyaplarında pro- testo ve 'yuh' aldılar. Kapandıkları salonlarda hükümet adına Çalışma Bakanı'nın düzenlediği bayram ertesi yapılacak ikinci zirveye hazırlanıyorlar. Sahi siz işçi sorunlarını yakından izle- yen okurlar, ilk zirveden ne sonuç çıktı? Alınan kararlann han- gisi işçi lehine bir adım olarak gerçekleşti anımsıyor musunuz? Bu ikinci zirve niye düzenleniyor? Kim yararlanacak? Sadece kendileri çağ atlayıp memur ve işçiyi atlataniardan başka? ABD'tt havacdar ortak arıyor Ekonomi Servisi — "Atatürk 1 - iin 'Istikbal göklerdedir' bayalle- rine biz de katkıda bullınmak is- tiyonu." Amerikan hava sanayü, düşük işletme maliyeti, ucuz işgücüne sa- hip ve önemli ticaret merkezleri- ne kapı olması nedeniyle cazip bir pazar olan Türkiye'de ortak ara- yışında. "Atatürk'ün bayallerini gerceldeştirmede çorbada tuzian- nın bulunmasını" isteyen Ameri- kalı sanayiciler, kendilerini pazar- lamak ve Türkiye'den ortak bula- bilmek için son 10 gündür 40'tan fazla Türk firmasıyla toplam 176 özel toplantı düzenleyerek Türki- ye'de görüşmelerde bulunuyor. ABD Ticaret Bakanlığı Havacı- hk ve Uzay Bölümü ile United Technologies Corporation'a bağ- h Skorksky Aircraft Bölümü'nün ortaklaşa girişimleri sonucunda, Skorksky'ye mal veren firmalar arasında yer alan 10 Amerikan fir- masmın temsilcilerinden oluşan ti- cari heyetin 10 günlük Türkiye ge- zisini özetlemek amacıyla dün bir basın toplantısı düzenlendi. Tür- kiye'ye övgülerle bezenen toplan- tı boyunca Amerikalılar, Türkle- rin teknolojik üstiinlüğünden, yıl- lardır süren Türk-Amerikan dost- luğuna, yetenekli eleraan istihda- mından bürolann çok gelişmişli- ğine dek Türkiye'deki olumlu iz- lenimlerini sıraladılar. Amerikalı- lardan oluşan heyet, Türkiye'nin yatınm yapmak ve ortaklaşa ça- lışmalarda bulunmak açısından 'ideal bir ülke' olduğunu ileri sür- dü. Toplantıda konuşan Skorksky Firması Başkan Yardımcısı Jamcs J. Sattenvhite, bu gezinin amacı- nı, yeterince tanınmayan Türk en- düstrisini Amerika'daki firmaia- ra tarutmak olarak özetleyerek gö- rüşmelerde şirketler arasında atı- lan tohumların devlet desteğiyle de pekişince güzel bir ortaklığa sahne olacağını söyledi. Türkiye'yi giderek önemi artan bir ortak ola- rak tanımlayan Satterwhite, "Türkiye uluslararası drama içia bir sahne teşkfl ediyor. AT, Doğa Avrupa ve Ortadoğu'ya önemli bir kapı oluşturuyor" dedi. Skorksky'nın ürettiği Black Hawk (Kara Şahin) helikopterlerinin ta- nıtımını da yaptığı konuşmasında Sattenvhite, Türk savunma sana- yiinin modernizasyon girişimleri- nin firmaya büyük bir fırsat sağ- ladığıru vurguladı. Sattenvhite, Türkiye'nin yaşlanan helikopteri- nin ihtiyacını karşılayamaz hale geldiğini ve Skorksky helikopter- lerinin bu gereksinime en iyi ya- nıt verebilecek durumda olduğu- nu savundu. ABD Ticaret Bakanlığı Ticaret Heyeti Koordinatörü John VVolf da Atatürk'ün "tstikbal gölderdedir" sözünü anımsaıarak "Biz ulu önderin bu hayallerinc katkıda bulunmak istiyonız" de- di. VVolf, Türk firmalannın yapa- cağı bu ortaklıkla Türkiye'nin kendine güvenini ve yeterliliğini ispatlamış olacağını belirtti. Top- lantıda konuşan diğer ticaret he- yeti mensuplan, Türkiye'nin hem teknolojik hem insan gücü hem iyi organize edilmiş çalışma ortamlan hem de yetenekli elemanlanyla Amerika'nın da üstünde bir dü- zeyde olduğunu belirttiler. Skorksky firması. uzay sanayi ile ilgili üretim yapan United Tech- nologies Corporation'a (UTC) bağlı bulunuyor. 1923 yılından bu yana üretimde bulunan firma, Skorksky helikopterlerinin dolar değerinin yüzde 50'sini dışandan sağlıyor. Firma, 1988 yılında Türk Jandarma Kuvvetleri'ne yaklaşık 42 milyon dolar değerinde 6 adet Kara Şahin sattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle