05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAYIS 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÛN Meteoroloji Genel MüdürtüSü'nden alınan bilgiye göre; yurdun kuzey ve do0u kesimleri parçalı cok buhjtlu. Marmara'nın dojusu, KaraOenız, iç Amdolu'nun kuzey ve doğusL. Doğu Atateniz, Doflu Afladotu'nun Kuzey ve battsı ile Güneydoğu Anadolu'nun ba- tısı yağtşlı geçecek Yağışlar yağmur yer yer sağanak, Karadeniz'in iç ke- sifnferinde ipnde karta kanşık yağmur ve kar yafiışlı geçecek. H A * SICAK- LIĞi Oejjışmeyecek. RÜZGAR: Ku2ey ve batı yönlerden hafrf ara sıra orta kuvvettc yer yer kuvvetfice esecek. Oenizierde riiârir; Dogu Akdeniz'de gûnbabsı ve lodos, M d denizlerimiz- <fe y*ta ve tarayekten 3-5 yer yer 6 kuvvetinde saatte 10-21 yer yer 27 de- Adana Adapazan Adıyaman A V K I AJrı Araara Antakya Afltalya Artvm Aydın BöMear Bilec* ' ftei nlz mili hızla esecek. Denlz mutedil dalgalı olup, Van Gölü'nde hava parçalı çok bulutlu geçecek. Rüzgâr güney ve baû yönler- den haff ara sıra orta kuvvette esecek. GU haffi çalkantHı ola- cak Görûş uzaklığı 10 km. dobyında bukınacak. g Bitlıs Bolu 8ursa ÇanakMle Conım Oenszli Y 21° 10° Diyartatar Y 18° 5 Manisa A 19° 6° Y 15° 4°Edıme B 18° 6°KMara$ Y 17° 7° Y 21° 9°Erancan Y 10° 2°Mersin Y 20° 12° B 11° 0°Erajrum K 7° 0°MuJla A 20° 3° K 9° 0° Esfeehir Y 11° 2°Muş Y 13° 3° Y 11° 2°Gajaı«p Y 20° 7°NıJde B 10° 0° Y 21° 13°Giresun Y 12° 8»0nJu Y 11° 8° B 23°10 GümüştıaneY 10° 2°Rıze Y 13° 9° Y 13° 6°Hakkân Y VF 3°Samsun Y 11° 8° A 21° 6°lspam B M° 1°Siırt B 18° 8° B 17° 4°istanbul Y 15° 6"Sinop Y 11° 7° Y 15° f\2mr A 20° 8°Srvas K 7° 0° Y 13° 4° Kars Y 9° 0° Tetardaö B 16° 6° Y 14° 3°Kasamonu Y 8° (PTrataorı Y 13° 9° Y 10° 0°Kaywri K 8° 1°TUIKSI< Y 13° 4° B 16° 5° Kırtdan* B 18° 5°U$ak B 14° T Y 17° 6°Konra B O 1 f *n Y 12° 2° Y 9° 2°Kû1alva B 11° O°Ytajal K 7° 0° A 24° 4°Maötya Y 15° 5°Zongulda* Y 11° 5° , tuıulkı ^ is» ^fcartı A-aç* B-bulullu G-güneşlı K-karlt S-se* Yyajmurlu BULMACA SOLDAN SACA: 1/ Daha çok parmak- larda olan ve derinle- re kadar işleyen dola- ma. 2/ lçinde taşıl bulunmayan toprak... Doğu Anadolu'da bir ırmak. 3/ Ön parçala- n birbiri üzerine gele- cek biçimde yapılmış ceket, yelek gibi giy- siler için kullanılan sözcük. 4/ Sahip... Menzil. 5/ Armağan olarak bir kimse ya da takıma verilen kal- kan biçiminde levha... Yön göstermek için belli yerlere konu- lan işaret. 6/ Tahıl ürünlerinin alımıy- la görevli kuruluşumuzun simgesi... Atı tımar etmekte kullanılan kıldan kese. 7/ Yelkeni dolduran dik rüzgâr. 8/ Bir nota... "Benzer, eş" anlamında eski sözcük. 9/ Tanıtma filmi. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Kılıç, mızrak, süngü gibi silahlann çarpışmasından çıkan ses. 2/ Eli işe yatkın, becerikli... Komisyoncu. 3/ Sat- rançta özel bir hareket... Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz. 4/ Bir Avrupa ülkesinin para birimi... Suyosunu. 5/ Kuduz... Temel ağırlık birimi. 6/ Oto- mobillerin çekiş ve hızmı ayarlamaya yarayan dişliler düzeni. 7/ En büyük... Avrupa'da bir başkent. 8/ Cilve.. Adına her yıl uluslara- rası yarışmalar düzenlenen Cezmi önadlı Türk atleti. 9/ Osmanlı donanmasında kullanılan, yelken ve kürekle yürütülen çektiri sını- fı gemi. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Kadın kimin esiri? 5 MAYIS 1930 Doktor Mazhar Osmar. B. ortaya bir mesele attı, dedi ki: "Kadın tahakküm için, ezmek için yaratılmamıştır. Mahkûmiyetten, himayetten ve esaretten zevk alır. Bir esaretten kurtulmaya çalışırken diğer bir esaret ağının içine düşer." Bu söz kadınları fena halde hiddetlendirdi. Dünyayı pembe tırnaklannın ucunda çevirdiklerini iddia eden kadınlar da doktora, Yavuz Sultan Selim gibi korkunç bir padişaha atfedilen şu beyit ile cevap verdiler: Şirler pençei kahrımda olurken lerzan / Beni bir gözleri ahuya zebin etti felek! "Kadın mı erkeğe hâkimdir, yoksa erkek mi kadına" münakaşalarını okurken elimize bir Fransız karikatürü geçti. Bu karikatüre nazaran, kadın, Haşmetlû Moda Hazretlerinin hüküm ve esareti altındadır. Kadınlar diyecekler ki, modaya esiriz, ama erkeklere esir değiliz ya... lşin fena tarafı şu ki, kadınları daimi bir esaret altında tutan Haşmetlû Moda Hazretlerini de sevk ve idare edenler kadınlar değil, erkeklerdir. Bu itibarla Mazhar Osman B. davayı kazanacak gibi görünüyor.. Siz ne dersiniz Hanımefendiler?.. Venizelos ve dostluk M. Venizelos Şikago'da çıkan Deyli Niyoz gazetesi muhabiri mahsusuna beyanatta bulunmuş, Yunanistan'ın dahili ve harici siyasetini, bu siyasetinin sulhperverliğini izah etmiştir. Türkiye ile mevcut ihtilafın emlake ait olup hiçbir siyasi mahiyeti haiz olmadığını, Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı dahi müsalemet siyaseti takip etmek kararında olduğunu, Rum nüfusunu kendi arazisinde yerleştirdiği, Anadolu'ya karşı Yunanistan'ın artık hiçbir nazar ve emeli olmadığını, Rum muhacirleri istihsal ve iktisadi inkişaf mesaisinde çalıştıracağını ilave eylemiştir. Kış! Enikonu yaz geldi artık, diyorduk. Sıcaklar adamakıllı kendini verdi, tahta kuruları ile rüfekası gene gece yolculuğuna başladılar. Ruzu H'zır da girdi, herkes mantosunu, paltosunu attı. Hatta geçen cuma kırlarda, mesirelerde elleri çiçek demetlerinden bayraklı şen kafileler, istasyonlarda spor gömleklı delikanlılarla, saçları dağınık, etekleri uçuşan küçük hanımlar bir şataret akını halinde gülüp zevkediyorlardı. Halbuki evvelki gün hava birdenbire soğudu, hafif bir yağmur başladı. Damlayan saçaklar, ıslak sokaklar ve en fecii şemsiyesiz yola çıkıp da sırsıklam olanlar... Galiba kış vaktinde gelip hıncımı alamadım, diye zaman zaman böyle geri döner gibi yapacak ve bizim neşemizi alıp götürecek... Asıl hazini tenha ve ucuz bulup kıra çıkanların garip başına gelenler... Hiç olmazsa şu eyyamı bahur bassa da herkese, eh yaz geldi, kanaatini verse, mevsimsiz yağmurlar âlemin keyfini bozmasa... 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet 5 MAYIS 1960 Gazetemiz 30 Nisan - 9 Mayıs 1960 tarihleri arasında tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından kapatıldığından yayımlanmarmştır. GEÇEN YIL BUGÜNCumhuriyet Toplu dayak S MAYIS 1989 1 Mayıs 1989'da çıkan olaylarda ölen Mehmet Akif Dala'nın Zeytinburnu'ndaki cenaze töreni sırasında, polis, olayları görüntülemek isteyen gazetecilere cop ve taşlarla saldırdı. Polis saldırısı sırasında çeşitli gazete ve dergilerde görevli altı gazeteci yaralandı. Güvenlik güçlerinin Dalcı'nın cenazesini kaçırmasından sonra, cenaze töreni düzenlemek isteyenlerle polis arasında çıkan çatışma sırasında da, aralarında polislerin de bulunduğu 30'u aşkın kişi yaralandı. Olaylar sırasında polisin, kendilerine taşlarla direnen gösteridlere karşı yine silah kullandığı, topluluğu kıyasıya copladığı, zaman zaman da taş attığı görüldü. Çevik Kuvvet Müdürü Necmettin Yıldınm olaylardan sonra, "Polisin silah kullanmadıgını, yalnızca göz yaşartıcı bombaya başvuruldugunu" söyledi. Cenaze töreni sırasındaki olaylarda SO'ye yakın kişi de gözaltına alındı. DÜNYA'DA BUGÛN Lerangraö Londra Maand Mtlano Montreal Mostova Mû.iıh New Yorfc Osio Pars Kahıre •' VVasitngtonA 15° Züritı A 25° TARTISMA Bu Yıl da Vtlattık Sa> dırî Daha çok imam hatip liseleri, Anadolu imam hatip liseleri sayesinde birkaç dilde birden yağrtıur duası yapacak din adamları, yiyecek üretiminde kendi kendine yetebilen ender ülkelerden biri olma sıfatını koruyabilecek! Bir süre gazetelerde yağmur duasına çıkan •^çaresiz" insanlarjmızın haberlerini içimiz ezi- lerek izledikten sonra Akdeniz üzerinden ge- len yağışlı hava imdadımıza yetişti!.. Yağmur- lardan birkaç gün önce "Bu yılki mahsulden büyiik ölçüde umul kesildigi"ne dair yarı res- mi apklamalar, "Son yagmurlar sayesinde ku- raklık tehlikesi atlatıldı" şekline dönüştü. Geçen yıl da kuraklık sonucu ortaya çıka- bilecek tablonun, hükümetin "anında tedbir- leri ve hububat ithalatı" ile bir ölçüde önlen- diğini çok iyi hatırlıyoruz. Bu >il da benzeri "acil" tedbirlerin gerekecegini tahmin etmek kehanet sayılmamalı. Âtmosferdeki karbondioksit miktarındaki hızlı artışın sonucu olarak ortaya çıkan sera etkisi dünya sıcaklığırun da artmasını sağlıyor. Bu etki artık geniş kesimlerce bilinen bir ger- çek ancak iklimdeki değişikliğın Türkiye'yi na- sıl etkileyeceği ise hâlâ bir "giz." Dünyadaki genel sıcakhk artışınm 2O3O"da ortalama 1,5°C olacağı ve âtmosferdeki kar- bondioksit miktarının 2040'a kadar ikiye kat- lanacağı bilimadamlannca hesaplanıyor. Ay- nca araştırmalar ülkeler ve yöreler bazında de- taylandınlıyor. 40, 50 yıl gibi bir gelecefcte çe- şitli ülke ve bölgelerde neler olabileceğine ka- baca bir bakarsak sürenin yarım asır gibi uzun değil, aksine ivedi tedbirler gerektiren çok kı- sa bir hazırlık zamanı olduğu açıkça gönile- cektir. l,5°O > lik ortalama artışın her tarafta eşit ol- mayacağı, kuzey enlem kuşaklarında daha faz- la gerçekleşeceği bekleniyor. İskandinav ülke- Ierinde 6°C varması çok olası. Ayrıca bu ül- keler azaJan yağışlardan da diğer kuşaklara göre olumlu etkilenecek. Sonuç olarak Kazey ve Orta Avmpa'nın dünya gıda pazarındaki rolü gittikçe artacak. tzlanda'da koyun yetiştiricih'ğinin 5 kat daha verimli hale geleceği, Finlandiya'da hububat poliükasındaki ufak tefek değişikliklerle üç misli ürün artışı sağlanacağı; Birieşik KraJlık, Fransa ve Italya'da ürün çeşitlerinde değişik- likle birlikte halkın bazı alışkanbklarında da değişikliklerin teşvik edileceği; Japonya'nın da sera etkisinden yararlar umduğu, ulusal pirinç stoklarını iki katına yüfcseltebilecekleri; Ka- nada değişen koşullann olumsuz etkisinden, ancak hububat türlerinde bir dönüşum yapa- rak bir ölçüde kurtulabileceği; ABD'nin çok uzun vadeli çabalara gerek duyacağı; Orla SSCB'de bugünkü Avrupa topraklarında uy- gulanan ürün ve yöntemlerin kullanılacağı: Afrika'nın durumunun ise tamamen içler acısı olacağı, yan kıraç bölgelerin de tamamen ku- ruyacağı geniş araştırmaların sonucu olarak apaçık belli, deniliyor. Türkiye'ye özgü, kendi bilimadamlarımızm çalışmaları ne düzeyde, bunu pek kolay öğre- nemiyoruz, fakat yabancıların yayınlarından kopya çekersek, bizim de uzun vadeli dönü- şüm programlarına ihtiyacımız olduğu kesin. Değerli bilimadamlanmızın şimdiden bir di- zi önlem paketleri ve gerçekçi programlar ha- zırladıklanna eminim. Ancak sorun program- lar hazırlanmasında değil, programlarda ve onların uygulanmasmda kısa vadeli politik çı- karları, halkın ve ülkenin uzun vadedeki ge- nel çıkarlan ile çeliştiklerinde (ki hep çelişir!) bir kenara atabilecek iküdarların yokluğun- dadır. Öyle görülüyor ki uzun vadede sürdürüle- cek en yaygın politika bol miktarda nefesi kuv- vetli hocaların yetiştirilmesi olacaktır. Daha çok imam hatip liseleri, Anadolu imam ha- tip liseleri sayesinde birkaç dilde birden yağ- mur duası yapacak din adamları, yiyecek üre- timinde kendi kendine yetebilen ender ülke- lerden biri olma sıfatını koruyabilecek! OSMAN GÖSTERİŞLİOĞLU Nazilli Üniversite ve Devlet Bir ülkenin gelişmesinin vazgeçilmez ön koşulu olan üniversitelere karşı bu katı bakış DP döneminde başlamış ve son yirmi yıl içerisinde doruk noktasına ulaşmıştır. Toplum olarak üniversitelere ve özellikle üniversite gençliğine olumlu bakmıyoruz. Bu kurumlan ve bu kurumlann onsuz olmaz ko- şulu olan yükseköğrenim gençliğini devamlı dışlıyor, çözümünü, toplum olarak bulama- dığımız sorunlann baş nedenini öğrenci genç- likte ve üniversitelerde arıyoruz. Ülkede yö- netimi elinde tutan siyasi iktidar "Anarşi ve teröıün kaynagı üniversitelerdir" diyebiliyor. Üniversite ve üniversite öğrencisineplan düş- marüığımızı gizleyebilmek ve kendimizi haklı çıkarabilmek için de "üniversiteye sızan dış giiçler" kalkanının arkasına sığmıyoruz. Bu düşmanlığın kaynağı yeni değildir. Bir ülkenin gelişmesinin vazgeçilmez ön koşulu olan üniversitelere karşı bu katı bakış DP dö- neminde başlamış ve son yirmi yıl içerisinde doruk noktasına ulaşmıştır. Yönetimi ellerinde bulunduran siyasi iktidarlar bilinçli olarak bu kurumlann karşısında olmûşlar ve modeller geliştirerek bu kurumlara nasıl hâkim oluna- bileceğinin yollarını aramış'lardır. Her on yıl- da bir yüksek öğrenim yasasının değiştirilmesi ve getirilen yeni yasaların bir türlü meşralaş- mamasının nedeni hep bu hâkim olma anla- yışından kaynaklanmaktadır. Bir ülkenin en gelişmiş ve ilerici kurumlan olan üniversitelerin gelişebilecek olan gerici si- yasi anlayışlann güdümüne girmesi mümkün değildir. Bunun en açık örneğini günümüz üniversitelerinde görmekteyiz. Çağdışı bir Yüksek öğrenim Kurumu'nun tekeline bıra- kılan üniversiteler, geniş bir öğrenci kitlesiyle bu çemberin içine girmemek için direnmek- tedirler. Uygulanan baskıcı ve yıldırmacı po- litikalar bu güçlerin mücadelesini gerıletemi- yor. Çünkü bu mücadele gücünü ilerici, de- mokralik isteklerden alıyor. Ve bu istekler top- lumun genel istekleriyle tam olarak çakışıyor. Toplumun haklı istekleri de anarşi ve terör yut- turmacasıyla durdurularaıyor. Bugün üniversite öğrenci kitlesinin haklı is- teklerine karşı geliştirilen baskıcı yöntemler- de gücünü devletin korunmasından alıyor. Kolluk güçleri gelişen her demokratik tepki- yi ve masum istekleri devletin kişiliğine karşı işlenen bir cürilm olarak değerlendirebiliyor. 1yi yemek çıkması için yemek boykotu yapan bir öğrencinin DGM'ye sevk edilmesim'n açık- laması budur. Ya da bir öğrencinin hocasıyla giriştiği bir tartışmanın "polis, jandarma çagınnm" tehditleriyle bitmesinin anlamı da budur. Örnekler çoğaltılabilir. Üniversite yö- netiminin idare gücünü jandarma ve polisten alması haklı isteklerin devletin varlığına yö- nelmesini/yönlendirilmesini ve bu isteklerin karşılanmaması için kullanılmasını sağlıyor. Sonuç olarak, üniversitelerin, devletin yö- netimini üstlenen siyasi iktidarlann güdümüne girmek istememesi üniversite ile siyasi yöne- timlerin kıyasıya mücadelesine yol açıyor. Yö- netimdeki siyasi anlayış üniversitelerde geli- şen haklı istekleri bilinçli olarak, yönettiği dev- letin varlığına yöneltip, kendi yetersiz uygu- laıhalannı haklı çıkarmaya ve meşrulaşürmaya çalışıyor. Devlet her zaman haklıdır anlayışıyla hareket eden halk da büyük oranda bu görüş- lere destek veriyor. Bu mücadelede kazanan elbetteki tarihin gösterdiği gibi üniversiteler olacaktu". Çünkü üniversiteler ve üniversite öğrencileri güçleri- ni bilimin ve aydın olmanın engin gücünden alıyorlaj. MEHMET ALİ YAZICI Ankara Öğrenci POUTIKA VE OTESI MF.HMF.n KEMAT. İyiye Gidiş Değil... Bayar ve Menderes 1957 seçimlerini kazanmış olsalar da üç yıl boyunca (1957-60) iktıdardan düşmeme derdine kapıldılar. Bu korkuyladır ki 1960'ın nisanında Tahkikat Komisyonu'nu kurmak zorunda kaldılar. Kendilerine bağlı ve her zaman boyun eğen dört mılletvekilıyle bir yasa önerisi verdirdiler. Bu yasayla mu- halefete her türlü basktyı yapabileceklerini umdular. Öneriyi ve- ren milletvekilleri MuzafferOral, Hüseyin Ortakçtoğlu, Sefer Onat, Reşat Akşemsettinoğlu'ydu. Şöyle bakıyorum da, o günden bu yana 30 yıl geçmiş. O yıllarda doğan çocuklar bugün 30'unu geç- mişler, eğer siyasete atılmışlarsa çoktan milletvekili, hatta ba- kan olmuşlardır 1957 seçimlerinde iktidar partisi sayısal bakımdan azınlığa düş- müştü. Ama seçim yasasına göre milletvekili çoğunluğunu elinde tutuyordu. Seçimlerden sonraki üç yılda muhalefetin zorlama- sı. bugün olduğu gibi, erken seçimde. İktidardakiler seçime gi- deceklerine Tahkikat Komisyonu Yasası'nı çıkararak baskjya geç- tiler. Baskı yasasına göre Tahkikat Komisyonu cumhuriyet sav- cılarına, sorgu yargıçlanna, askeri adli amirlere tanınmış yetki- lerin hepsini kullanacaktı. Bununla da kalmıyor, yayın organla- rını yasaklıyor, toplatıyor, el koyuyor. basımevlerini kapatabiiyor- du. Her türlü evrak ve belgeye yayımından önce -basımevinde iken- el koyabiliyordu. Yani bugün çıkarılan kararnamelerden bi- raz daha hafifi, belki de benzeri. Uzun tartışmalardan sonra Tahkikat Komisyonu kalabalık bir kadro ile kuruldu. Astığı astık kestiği kestik gibilerden bir baskı dönemi başladı Komısyon dilediğini sorguya çekiyor, tutukluyor, gözaltına alıyordu. Komısyon, olağanüstü savcıların bütün yet- kileri ile donatılmıştı. Ne oldu? Gördük ki Tahkikat Komisyonu 27 Mayıs'ı getirdi. 27 Mayıs'ı kimse beklemiyordu Siyasal iktidar baskıya baş- vurdu mu, karşısına başka bir baskı çıkıyordu. Bayar-Menderes rejimi elindeki çoğunluğa dayanarak baskı- yı getırebilıyordu, ama bu çok sürmüyor, başka bir baskı rejimi ardından geliyordu. Şöyle düşünelim: Eğer Bayar - Menderes rejimi baskıya baş- vurmasa da demokrasiye sarılsaydı ne asker gelirdi ne de bir gecede iktıdardan düşerlerdi. Demokrasiye sarılmak mı kolay, baskıyı getirmek mi? Demokratlara, adları demokrat olmasına karşın baskıyı getirmek daha kolay görünmüştür. Çıkar Tahkikat Komisyonu Yasası'nı, kur Tahkikat Komisyonu'nu, getir sıkıyö- netimi, her türlü demokratik harekete engel ol, böylece ülkeyi yönet!.. İlk bakışta kolay görünen bir yol, sonra ne denli çetin olduğunu kanıtlamıştır. Demokratik geleneği olmayan, demokratik baskı örgütleri bu- lunmayan ülkelerde siyasal iktidarlar sıkıştılar mı, hemen baskı rejimine baş vururlar. Böylece görûntü demokrasiye de çok ya- zık oluyor!.. Yok muydu parti içinde bu gidişe dur diyebilecek kişiler? El- bette, tek tük de olsa vardı. Ancak baskı rejimini kurmadan ön- ce bu gibilerin sesleri solukları kesilmişti. Gerilere gitmeye gerek yok. Yakın tarihte tek partili Halk Par- tisi yeni bir partiye dayanamamıştı. Terakkiperver Fırkası'na da- yanamadı kapattı. Daha sonra Serbest Fırka'ya dayanamadı, onu da kapattı. Demokrat Parti geldi. O da muhalefete dayanamadı, baskı re- jimini getirince kendi devrildi. Gelen askeri rejimler demokrasi- ye dayanabildi mi? Onlar baskı rejimleri getirdiler, sonra gittiler. 12 Mart, 12 Eylül böyle değil mi? En sona gelelim. Askeri rejimin bir uzantısı olan ANAP, iktidarı süresince de- mokrasi yararına hiçbir şey getirmedi. Dahası var, getirmediği gibi kanun gücünde kararnamelerle demokrasiyi boğmaya yöneldi. Görülüyor ki, bu iyiye gidiş değildir!.. ÇAUŞANLARIN Sayın PSİKOLOJİ ÖĞRETMENLERİ | Sayın TARİH ÖGRETMENURİ Bu yıl öğrencilerinize okutacağınız "ALTIN" kaiiteli PSİKOLOJİ Ders kitabı HEM AVRUPA STANDARTLARINDA, HEM EKONOMİK Usder :çin PSİKOLOJİ SAMİ GÜRTÜRK M.E.B. Tallm ve Terbiye Kurulu'nca kabui edllmiş ve 5.3.990 tadh ve 2307 sayılı Teb- llğler Derglsi nde yayınlanmtştır. Sn. PSİKOLOJİ ÖĞRETMENLERİ PsikoloJI alanındaki son yenlllktert de içeren Sami Cürtûrk'ün PSİKOLOJİ Ders Kitabı Ltselere postalanmıstır. Bugüne kadar renkdl ornek kitaDiarımızı alamayan Sayın öğ- retmenlertmlzlnaşağıdakl ûcretslz istek Formunu doldurarakadresimize gönder- melerinl rica ederiz... KtTAPLARIMIZI İNCELEMEDEN KARAR VERMEYİNİZ. Ücretsiz Örnek Kitap İstek Formu ALTIN KİTAPLAR YAYINEVI 34440 Cağaloğlu/İstanbul Tel. 522 40 45 - 526 80 12 OSratmMin Adı. Soyadı: Okulu • Mresi: IrtadiŞİ kitap: "ALTIN KİTAPLAR" Okul Kitapknnda da Öncü... Müfredat Programına göre hazırlanan Bembeyaz 1. Hamur kâ- ğıda basılmış yepyeni bir Tarih kitabı MESLEK LİSELERİ İÇİN TARİH Prof. Or. Erdoğan Merçil - Prof. Dr. İsmet Miroğlu - Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Sayın Meslek Lisesi Tarih öğretmenleri, Artık öğrencilerinize 2 kitap değil, tek kitap aldıracaksınız. Blrincl hamur, bembeyaz kâğıda basılmç, örnek kitaplanmız Meslek Llsesl aoresle- rlne Dostalanmıştır Bugüne kadar örnek kltaplanmızı alamayan sayın öğretmenie- rimöln aşağıdaki ücretslz btek Formunu doldurarak. adresimlze gondermeierinl rica ederiz. KtTAPLARIMIZI İNCELMEDEN KARAR VERMEYİNİZ Ucretsiz örnek kitap istek formu ALTIN KİTAPLAR YAYINEVİ 34440 Cağaloğlu/İstanbul Tel: 526 80 12 - 522 40 45 Öğrstmenin Adı, Okulu Adrtji: kitap: Soyatfı: "ALTIN KİTAPLAR" Okul Kitapknnda da Oncü... SORULARI/SORUNLAR1 YTLMAZ ŞİPAL "Çocuksuz Dulum" SORV: T.C Emekli Sandığından 1982 yılında 2. derece 6. kademeden emekli çocuksuz dulum. tki yıl sonra annesi Sosyal Sigortalar Konımu'ndan emekli olacak kız yeğenimi evlat edinmek istiyorum. 1) Ben oldükten sonra kız yeğenim, evlenmedigi sii- rece benim maaşımı alabilir mi? Alabilirse ne oranda alır? 2) Aynı zamanda başka kızı, olmayan ve SSK'dan emekli olacak olan annesinin de maaşını alabilir mi? 3) Evlat edindikten sonra sağlık yardımlanndan da yararlanabilir mi? N.V. YANIT: 1) T.C. Emekli Sandığı Yasası'nda, a) Kan, b) Koca, c) Çocuklar, d) Ana, e) Baba "dul ve yetimler" olarak tanımlanmış- tır. Yasanın 73. maddesi uyannca da "evlat edinilmiş" ve evli ol- mayan kız çocuklar da öz çocuklardan ayrıcalıksız yasayla tarunan yetim aylıklarından yararlarurlar, Evlat edinilen ve evli de olma- yan kız çocuklara yetim aylığı bağlanması tartışmasızdır. Emekli aylıği alanın ölümünde, ölen "dul karı veya koca bırak- mazsa aldığı emekli aylığının "ye- tim bir kişi ise % SO'sini, 2 kişi ise yiizde 80'ini, 3 kişi ise yüzde 100'ünü alacaktır". 2) Sosyal Sigortalar Yasası uya- nnca yetim aylıkları, "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli ol- makla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigorta- ya, Emekli Sandıkları'na tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan" kız çocukla- ra bağlanabilmektedir. Evli olmayan kız çocuklara, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca ye- tim aylığı bağlanabilmesi için ya- sa ile kurulu sosyal guvenlik kurumlanndan aylık ya da gelir almaması, bunun dışında SSK ve Bağ-Kur sigortalısı ya da Emekli Sandıgı iştirakçisi de olmaması ge- rekmektedir. 3) Emekli, dul ve yetim aylığı alanlarla bunlann bakmakla yü- kümlü oldukları aile bireylerinin sağlık yardımlanndan yararlan- malarına ilişkin tüzükte, evli ol- mayan kız çocuklar için uygulama değişiktir. Evli olmayan kız çocuklardan yetim aylığı alanlar, yaşları ne olursa olsun tüzükte öngörülen sağlık yardımlanndan eksiksiz ya- rarlanabilmektedir. FİYATI 6300 TL İLAN ESKİŞEHİR İKİNCİ SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN BİI DİRİLMİŞTİR SAN1K: ŞERİF HİKMET BAŞER - Yunus ve Binnazdan olma 1937 D.'lu Samsun - Ladik Salur Köyii nüfusuna kayıtlı, Halen Eskişehir Sakarya Caddesi No: 6O'ta oturur. HÜKÜM ÖZETİ: Yukarıda kimliği yazılı olan sanığm Eskişehir Zi- raat Bankası Köprübaşı Şubesince kendisine verilen çek kamesini ban- kanın geri istemesine rağmen iade etmediği ve böylece Çek Kanunu'na aykırı davrandığı anlaşıldığından, Mahkememizin 2.2.1990 tarih 1989/676-1990/50 numarali kara- rıyla sanığın 3167 sayılı kanunun 13. maddesi gereğince 60.000 lira ağır para cezasıyla cezalandınlmasına karar verilmiştir. Bu karar sanığın mevcut adreslerine tebliğ edilememışlir. Zabıta tahkikatı ile de sanığın yeni adresi tcspiı olunamamıştır. Bu nedenle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi uyann- ca hüküm özetinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Hüküm ilan edildiği tarihten yedi gün sonra sanığa tebliği edilmiş sayılacaktır. İlan olunur. 11.4.1990 T.C. AKYAZI SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas No: 1987/90 Karar No: 1989/524 Akyazı Süt Fabrikası, Yonca Süt Mamülleri Yesütaş A.Ş.'de imal edilmekte olan Yonca Süt nanı ve isminde piyasaya sürülen süt ürün- lerinin gıda maddeleri nizamnamesine aykırı olduğundan dolayı ya- pılan açık yargılama sırasında; Sanık Akyazı İnönü Mahallesi, Küçücek Caddesi üzerinde bulu- nan Akyazı Süt Fabrikası, Yonca Süt Mamülleri Yesütaş AŞ sorum- lusu Nihat Akın'ın mahkememizin yukarıda esas ve karar numara- lan yazılı kararı ile TCK'nın 396,647 sayılı kanunun 4, TCK 72. mad- deleri gereğince neticeden 32.OOOTL ağır para cezasrile cezalandınl- masına, 7 gün süre ile işyerinin kapatılmasına, 3 ay süre ile failin cürme vasıta kıldığı Akyazı tnönü Mahallesi, Küçücek Caddesi üzerinde bu- lunan Yonca Süt Fabrikası Süt Ürünlerinden dolayı meslek ve sana- tın ve ticaretin tatiline, verilen cezanın teciline karar verildi. 16.4.1990 Basın: 23310 ROMANVE Y4ZARUK ONURU Samim Kocagöz 2000 lira (KDV içinde) Çağdaf Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. KEMALÎZMİN DRAMI Vedat Nedim Tör 2. bası 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. Yetim aylığı almayan kız çocuk- arın sağlık yardımları alabilmesi çin "öğrenci değillerse 18 yaşı bi- er bitmez, öğrenci iseler orta öğ- renimde 20, yüksek öğrenimde 25 vaşları biter bitmez, şayet öğreni- ni terk ettilerse terk tarihinden ıemen sonra (bekâr ve çalışmıyor seler) muhtaçlık ve mal bildirim jelgelerini düzenleyip sandığa göndermeleri gerekir." DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN İlhan Selçuk 19. bası 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaytnlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle