Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ŞUBAT1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5
Strasbourg'da Türk sineması
• STRASBOURG (Cumhuriyet) — Fransa'nın
Strasbourg kentinde 21 şubattan bu yana süren "Türk
Sinema Haftası" kapsamında bugun Kultür Bakanı
Namık Kemal Zeybek'in de katılacağı bir toplantıda,
"Turk Sinemasının Avrupa'daki Yeri" konusu
tartışılacak. Yine bugün Avrupa Konseyi'nde
düzenlenecek bir torenle Türkiye, Ortak Yapım ve
Dağıtım Fonu Eurimages'a resmen üye olacak.
Strasbourg'da yayımlanan Contreplongee sinema
dergisinin ve bu derginin yöneticilerinden Faruk
Günaltay'm çabalanyla gerçekleştirilen "Türk Sinema
Haftası" çerçevesinde Türk sinemasının pek çok tanınmış
adı da konuk ediliyor. Lütfü Akad, Türkân Şoray, Erden
Kıral'ın toplu gösterisi ve 80'li yılların önemli filmlerini
bir araya getıren sinema günlerinde Ara Güler'in
sinemacı portrelerinden oluşan iki ayrı sergisi de yer
alıyor.
Telif hakları için güvence
• ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Kültür Bakanlığı
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nda değişiklik
yapmaya haarlanıyor. Bakanhk bu amaçla, yasa
değişikliği önerisi için calışmaları haziran ayı ortalannda
TBMM'ye sunulacak olan oneri ile telif hakları güvence
altına alan yeni hukümler getiriyor. Bu arada mevcut
yasada yer alan "eser", "eser sahipliği" gibi kavramlara
günümü2 koşullanna gore yeni tanımlamalar getiriliyor.
Kültur Bakanlığı Musteşar Yardımcısı Cevat Türkeroğlu,
5846 sayılı Fikır ve Sanat Eserleri Yasası'nın gunümüz
koşullanna göre yetersiz kaldığını söyledi. Türkeroğlu,
"Eser sahipliğinden doğan telif haklarını koruyan, eser
sahipleriyle bu eserleri kullananlar arasındakı hukuki
veya yasal düzenlemeleri sağlayan Fikir ve Sanat Eserleri
Yasası 1951'de yürurluğe girmiş ve günümüze kadar
geçen süre içerisinde çok düzenli bir şekilde işlemediği
görülmüştür" dedi.
'Cosi Fan Tutte'
• Kültür Servisi — Ankara Devlet Opera ve Balesi, 200.
yıldönümünde "Cosi Fan Tutte"yi sahneliyor. "Yekta
Kara"nın Commedia Dell'Arte'nin ve orta oyunundan
yararlanarak özgün bir yorumla sahnelediği "Lorenzo da
Porte"nin yazdığı VV.A.Mozart'ın "Cosi Fan Tutte"
(Kadınlar Böyle Yapar) adlı 3 perdelik komik operası 28
şubat çarşamba gününden itibaren Ankara Devlet Opera
ye Balesi sanatçıları tarafından 37 yıllık bir aradan sonra
ikinci kez sahneleniyor. Orkestrayı Jstanbul Devlet Opera
ve Balesi şeflerinden "Selman Ada'nın yönettiği oyunun
dekor ve kostümleri Istanbul Devlet Opera ve Balesi Baş
Dekoratörü Osman Şengezer'e ait. Koroyu Seral Irmak'ın
çalıştırdığı oyunda başlıca rolleri Müfıde özgüç, ömer
Yılmaz, Şebnem Sarıgöl, Eralp Kıyıcı, Bülent Ateşoğlu ve
Funda Ateşoğlu paylaşıyorlar.
Gallimard'da nıali anlaşmazlık
• PARİS (AA) — Fransa'nın dünyaca ünlü Gallimard
Yayınevi'nin üzerinde, Gallimard kardeşler arasındaki
mali ve idari anlaşmazlık nedeniyle tehlike bulutları
dolaşıyor. Fransa'nın en buyuk ve en saygın bağımsız
yayınevi olan Gallimard'ın sahipleri olan Gallimard
kardeşler, mali ve idari anlaşmazlık nedeniyle, Honore de
Balzac'ın romanlarındaki gibi birbirlerine duştüler ve
yayınevinin geleceğinden şüphe duyulmaya başlandı.
Sözkonusu anlaşmazlık, ortaklardan, kardeşlerin en
büyüğü Françoise Gallimard'ın, yayınevindeki yüzde
12.5'lik hisse payını satmak istediğini açıklaması ve aile
içi anlaşmazlıkları kamuoyuna açıklamasıyla su yüzüne
çıktı. Gallimard kardeşler arasındaki anlaşmazlığın
giderilemeyip, yayınevinin hisselerinin yabancılara
satılmasından endişeleniliyor. Bu durumda, Gallimard
Yayınevi'nin özelliğini kaybedip edebi değeri olmayan,
sadece para kazanmaya dönük eserler basan sıradan bir
yayınevi haline gelebileceğinden korkuluyor.
Çoker'den 'Türk resmT
• Kültür Servisi — Adnan Çoker yarın saat 14.30'da
Kadıköy Mine Sanat
Galerisi'nde "Türk
Resmi" üzerine bir
söyleşi yapacak.
Çoker'in çeşitli
dönemlerinden
örneklerin bir araya
getirildiği aynı
galerideki sergi ise 14
mart tarihine kadar
uzatıldı. 1927 İstanbul
doğumlu olan ve Güzel
Sanatlar Akademisi
Zeki Kocamemi
Atölyesi'nde çalışan
Adnan Çoker, Devlet
Güzel Sanatlar
Akademisi Yüksek
Resim Bölümü'nü 1951
yılında bitirdi. Bursla Paris'e giderek gravür ve resim
çalışmaları yapan sanatçı o tarihten bu yana yurtiçinde
ve dışında çeşitli sergiler gerçekleştirdi, odüller kazandı.
GAZETECILER
CEMİYETİNDEN
"Basın Tarihi" yazdırılacaktır
Cemiyetimiz, Cumhuriyetin ilarundan günümüze (31 Aralık
1989) kadar olan dönemin "BASIN TARİHİ"ni yazdıracaktır.
Eserin ülkemizde yayinlanan gazeteler, gazetelehn kadrolan,
gazetelerin izledikleri politikalar, baskı tekniğindeki gelişmeler,
ilan, fiyat, ücret polin'kalan, girdi sorunlan, sendikalaşma ve basın
olaylan gibi temel konulan, gazetelerle ilgili diğerbilgileri içerme-
si istenmektedir.
1- Eserlerin 1 Eylül 1990 tarihine kadar
Cemiyetimize teslim edilmesi gerekmektedir.
2- Eserler Cemiyetimizce belirlenecek bır Seçici
Kurul tarafından değeriendirilecektir.
3- Birinciliği alan eserin yazar veya yazarlanna ....20.000.000.-
tkinciliği alan eserin yazar veya yazarlanna 10.000.000.-
Üçüncülüğü alan eserin yazar veya yazarlanna...5.000.000.-
lira leklif hakkı ve ödiil verilecektir.
4- Birinci, ikinci, üçüncü seçilen veya mansiyona layık
görülecek eserlere ücretleri odendiğinde telif hakkı ile
biriikte fikir ve sanat eserieri yasasının yazar veya yazarlara
tanımış olduğu tüm haklar Cemiyetimize devredilmiş
sayılacakur.
Aynı kurallar, mansiyona layık göriilen ve telif ücreti
odenen eserler için de geçerh olacaktır.
5- Cemiyetimiz bastıracağı eserde yazanyla görüş birliğine
vararak kısaltma, ekleme yapmaya yetkilidir.
ÖDÜL JÜRİSİ:
İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu
Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu
Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu
Marmara Üniversıtesi Basın Yayın Yüksek Okulu
Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu
Anadolu Üniversitesi lletişim Fakültesinden
birer temsilci ile Gazeteciler Cemiyeti temsilcisinden
oluşacakbr.
6- llgilenenlerin "Gazeteciler Cemiyeti-Basın Sarayı-Cağaloğlu"
adresine 15 Mart 1990 tarihine kadar açık adres ve
lelefon numaralannın da kaydedildiği biryazı ile
başvurmalannı rica ederiz.
MUZİK FİLİZALİ
lDSOkonserlerindeşefAlexanderSchwinck, solist Yannis Vakarelis'ti
Şefîn fendi solisti yendiPiyanist Vakarelis'in
yorumladığı Brahms'ın
konçertosunun ilk
bölümünde 'yoksa
çellolarm nota
sehpalarma yanlışlıkla
başka bir yapıtın
notalarını mı koydular'
sorusu bilegeçti aklımdan.
23-24 şubat senfonik konserle-
rini Alexander Sctminck yönetli.
Solist-piyanist Yannis Vakarelis,
Brahms'ın Op. 15 No. 1 Re Minör
Piyano Konçertosu'nu, Alexander
Schwinck de Brnckner'in Re Mi-
nör 3. Senfonisi'ni yorumladı bu
konserlerde.
Neden böyle konuşuyorum?
Çünkü Bay Schwinck, Brahms'ın
bu görkemü, görkemli olduğu ka-
dar da derin duygularla yuklü,
senfonik piyano konçertosunun
orkestra eşliğini Bruckner Senfo-
ni'ye feda etmişti bana sorarsanız.
Demokrasi çoksesliliktir deyip du-
nıruz hepimiz. Doğrudur, ancak
müziktc çokseslilik her kafadan
bir ses çıkması değildir. Çokses-
lilik belirli kurallara uyularak bir-
iikte uyumlu sesler çıkarılmasıdır.
Bu tanımı ıster müziğe, ister top-
lum yaşamına uygulayın, başarı-
ya" ulaşırsınız. Aksi olduğunda,
yani her kafadan bir ses çıktığın-
da yandınız gitti.
Brahms'ın 1. Piyano Konçerto-
su'nun birinci bölumünun başın-
daki uzun orkestratutti'sinde bir
ara "Acaba beo mi yanlış işiliyo-
ram?" dedim. Hatta, "Yoksa çel-
lolann nota sehpalanna yanlışuk-
la başka bir eserin notalarını mı
koydular?" sorusu bile aklımdan
geçti. Oysa, böyle bir saçmahk söz
konusu bile değildi elbette. Sade-
ce, besbelli eser yeterince çalışıl-
mamışu. Herkes kendi partisinin
içine gömülduğünden çalgılararası
denge bir türlü sağlanamıyordu.
Brahms'ın o kendine özgü yoğun,
masif armonilen arasında dolgu
ŞEFLERİN
EGOLARI —
Alexander
Schwinck,
Brahms'ın
piyano
konçertosunun
eşliğine
gostermedigi
ozeni
Bnıckner'in
senfonisine
gostererek,
"şeflerin
egolannın
solistlerin
egolannı
bastırdığı"
soylentisini
dogrulamış
oldu.
panısi olarak önemli olup da hiç-
bir zaman önde duyulmaması ge-
rek partiler (örneğin trompetten
belirli aralıklarla gelen zart-zart-
zart-sesleri) ön planda duyuluyor-
du. Brahms yorumu sırasında tah-
ta üflemelerin düdük, bakır üfle-
melerin de boru kökeninden türe-
miş çalgılar otduklannı bir kez da-
ha hatırlamak zorunda kaldık.
Yunan asülı piyanist Yannis Va-
karelis, her şeye rağmen istifini
bozmadan, müziğe konsantre ola-
rak yorumladı Brahms'ı ve garip-
tir, arada bir orkestra tarafından
dikkatimiz dağıtılsa bile Vakare-
lis'in üstün nitelikli müzisyenliği
ve ustalığı bizi muzikle biriikte sü-
rüklemeyi başardı. Vakarelis, iyi
huylu ve sakin görilnümlü, ama
temelde celik gibi sağlam bir pi-
yanist. Her şey tümüyle elinin al-
tında.
Bis parçası olarak çaldığı Liszt-
in Macar Rapsodisi'ndeki hayret
verici kusursuzluktaki oktavlan,
Brahms'ın yoğun akorlanndaki
derinlere inen tuşesi, tüm bravu-
ra pasajlardaki yerleşmişlik ve
parlaklık, Vakarelis'in özelliklen
arasında sayılabilecek beceriler.
Alexander Schwinck, Brahms-
ın Piyano Konçertosu'nun eşliği-
ne gostermedigi özeni, Bruckner
Senfoni'ye gostererek "seflerin
egolannın solistlerin egolannı
basanugV söylentisini dogrulamış
oldu. Ben senfoniyi kulisten din-
ledim. Allah için herkes canını di-
şine takmış canla başla çalışıyor-
du. Eserin orkestra tarafn.dan pek
iyi tanınmadığı duşünülecek olur-
sa ortaya çıkan sonucun ortanın
üstünde, iyi olduğunu belirtmek-
te yarar var. Yine de tahta ve ba-
kır üflemelerin bunca önemli rol
oynadığı bu senfonide, gönül da-
ha kuvvetli bir kadro ile karşı kar-
şıya olmak istiyordu. Duyduğu-
muza göre ufleme çalgı kadrola-
rının bir bölümu, Ankara'ya
"Eurovision" dolayısı ile gittiğin-
den Bruckner Senfoni'nin tam ka-
pasite çalmması suya düşmüş. Siz
şu "Eurovision"un gucüne bakın,
bütün Türkiye orkestralanmn iyi
elemanlarını ayartabiliyor icabın-
da demek ki.
Darmstadt doğumlu şef Alex-
ander Schvvinck'in program not-
larında yer alan özgeçmişi, her
konserde biraz daha zengjnleşiyoı
bakıyorum da. Bu gidişle onun
özgeçmişi de en az Hikmet Şim-
şek'inki kadar uzun olacak.
1988-89 yıhnda İstanbul Devlet
Opera ve Balesi'nin Genel Müzik
Direktörü iken Türk ve yabancı
basına verdiği tartısmalı beyanat-
lar sonucu sözleşmesi yenilenme-
yen Schwinck'in İDSO ile flörtü
devam ediyoı anlaşılan.
Schwinck, çok önemli şeflerle
çalışmış, hırslı, mesleğinde ilerle-
meye kararlı ve işini oldukça iyi
bilen bir şef kuşkusuz. Ancak bu
işi yaparken hoşnutsuzluğunu sü-
rekli canlı tutması, etrafına nega-
tif tıtreşimler yaymasına neden ol-
makta.
Vaktiyle Dr. Ernst Praetorius
da zor günler geçirmişti, Ankara
1
da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or-
kestrası'ru tam kadro bir senfonik
orkestraya dönüşturmeye çalışır-
ken. Ancak Praetorius hiçbir za-
man küçumseyıci olmamıştı. Hat-
ta Hindemith'e yazdığı mektuplar-
da "İyi bir koraocu için krallığım
olsa, OBU bile feda ederim" gibi
feryatlar yazsa da orkestrasını ve
elemanlarını hep kendi evlatları
gibi sevdiği duygusu öne çıkar.
Evet bazen döverek, ama daha
çok severek yoğurmuştu orkestra-
sını Praetorius.
IstanbuVda birresital, bir konserverenpiyanist Yannis Vakarelis:
Piyanoda yenilik bittiYunan asıllı piyanist, Yunanistan'ın çocuklarını
dışan kaçırmakla ünlü olduğu görüşünde. Piyano
için yazılacak her şeyin yazıldığını belirten
Vakarelis "Belki 21. yüzyılda yeni Mozart'larla
karşılaşabiliriz' diyor. j ^ ; *
BEETHOVEN VE BRAHMS ÇALDI — Pazaıiesi gnnü Cemal Re-
şit Rey Konser Salonu'nda bir resital veren Vakarelis, Beethoven ve
Brahms'ın yapıtlannı seslendirdi. (Fotoğraf: Muharrem A\dın)
Kiilrür Servisi — Yunan asıllı
piyanist Yannis Vakarelis, 26 Şu-
bat 1990 Pazartesi günü Cemal
Reşit Rey Konser Salonu'nda bir
resital verdi. Selanik'te doğan ve
ilk müzik eğitimini Ulkesinde alan
Vakarelis, daha sonra Viyana Mü-
zik Akademisi'ni birincilikle bitir-
miş. Çalışmalannı Maria Curcio,
Bnıno Leonardo Gelber ve Niki-
ta Magaloff ile sürdüren sanatçı
şu sıra Paris'te yaşryor. Verdiği re-
sitallerin ve solist olarak katıldığı
konserlerin yanı sıra Avrupa Rad-
yo TVleri ile programlar yapmak-
ta. Vakarelis'i 1988 İstanbul Fes-
tivali'nde BBC Filarmoni Orkest-
rası'na solist olarak katıldığı kon-
serde izlemiştik.
Sanatçı, Cemal Reşit Rey Kon-
ser Salonu'nda verdiği resitalde
Beethoven'dan üç sonat ve
Brahms"dan bir sonat seslendirdi.
AlexanderSchwink yönetimindeki
İDSO hafta sonu konserlerine so-
list olarak katılan sanatçı sorula-
nmızı yanıtladı:
— Çağdaş Yunanlı besteciler
haklunda ne duşunuyorsunm? Bu
bestecilerin herhangi bir yapıtını
yonunladınız mı?
VAKARELİS — Çağdaş beste-
cilerin -sadece Yunanlı olarak
sınırlamayalım- çoğu piyano için
beste yapmaktan çekiniyor. Bu-
nun nedenlerinden biri sanırım
çoğunun müzik eğitimini piyano
ile yapması ve piyano çalmanın,
piyano için yazmanın ne kadar
güç olduğunun farkında olmala-
rı. Yunanlı bestecilerden Ksena-
kis'in piyano için birkaç bestesi
var. Ben de bunlardan bir tanesi-
ni çaldım. Fakat 11-12 dakikalık
bir beste olmasına rağmen deşif-
re etmem ve ortaya çıkarmam 6-7
ay sürdü ve sonuç yine de istedi-
ğim gibi değildi.
— Çağdaş Yunanlı bestecilerin
çogunu tanımıyonız. Tanıdıklan-
mız da Yunanistan dışında yaşı-
yorlar. Sanınz siz de uzun yıllar-
dır ülkenizin dışındasınız?
VAKARELİS — Evet, Yuna-
nistan çocuklarını dışan kaçır-
makla ünlu. Sanatçı çocuklarına,
kendilerini ve yeteneklerini geliş-
tirebüecekleri gerekli ortamı hazır-
layamıyor. Bu nedenle Yunanlı sa-
natçılar kendilerini tatmin edecek
ortamlan dünyanın dört köşesine
dağüarak arıyorlar. Bu tabii, Yu-
nanistan için büyuk bir kültürel
kayıp.
— Müziğin geleceği için ne dü-
şünuyorsunuz?
VAKARELİS — Çok iyi bir so-
ru. Bunu zaman gösterecek tabii,
ama sanıyorum piyano için yapı-
lacak yenilik kalmadı. Yazılacak
her şey yazıldı, denenecek her şey
denendi. Bundan sonra bir geriye
dönuş başlayacak sanırım. Beste-
cilerin çoğu artık melodiden kork-
muyor. Belki de 21. yüzyılda yeni
Mozart'larla karşılaşabiliriz.
— Etnik ögeler de oldukça kul-
lamklı, değil mi?
VAKARELİS — Evet, üstelik
artık kültürler kaynasmakta, sı-
nırlar kalkmakta. Bu aşamada
mözikte etnik öğelerin aranacağı-
nı sanmıyorum.
— Piyanisl olmaktan dolayı
mutla mnsunuz?
VAKARELİS — Piyano çal-
mak benim için büyük bir zevk.
Tüm yaşamımı dolduran bir uğ-
raş. Başka bir şey yapmayı hayal
bile edemiyorum. Biliyorum uzun
saatler boyunca -tek başına bir
odada çahşmak oldukça yorucu
ve güç, ama sahnedeki 1.5 saat bu
guçlukleri unutturuyor. Yanlış bir
tutum olan sahne korkumu,
olumlu bir güç olan sahne heye-
canına sadece 3-4 yıl önce çevire-
bildim. Bu da beni son derece ra-
hatlattı ve yaptığım işi daha da
çok sevmemi sağladı.
Piyanistlerimiz dünyaplakpiyasasında büyük başanlar kazanıyor
Pekineller'e karşı Labeque kardeşler
Şu sıra Pekinellerin tek rakibi Fransız Labeque
kardeşler. Pekineller ne yaparsa bir de bakıyorsunuz
Labeque kardeşler de yapmışlar. Bakalım bu
rekabet önümüzdeki günlerde ne kadar kızışacak.
Idil Biret ve Güher-Söner Peki-
ael'e plak dunyasında yeni kapı-
lar açılıyor. Londra'da çıkan 4
ocak tarihli "The Times" gazete-
sinde "Top Ten" başlığı altmda
şu ilginç göruşler yer alıyordu:
"1989 yıhnda Beethoven yine Top
Ten arasındaydı. Beethoven üst-
lerdeki verini korurken, onu ça-
lanlar arasında Top Ten'e erişe-
bilen tek yorumcu Beetho-
ven/Liszt Senfonileri düzenleme-
leri yonımoyla tdil Birel'tir." İdıl
Biret, 1990 yıhnda, 1989'da baş-
ladığı yoğun plak çalışmalannı
aynı hızda sürdurecek.
Güher ve Süher Pekinel kardeş-
lerin önce plak, sonra " C D " ola-
rak çıkan "Bemstein: West Side
Story'den Senfonik Danslar";
"Bartok: İki Piyano ve Vurmalı
Çalgılar İçin Sonaf'ı hakkında
tanınmış müzik eleştirmeni Peter
Cossi, "Stereo" dergisinde övü-
cü satırlar yazdıktan sonra ikiz-
lerimize 10 uzerinden 9 puan ve-
riyor. "StereopJay" dergisiyazan
Gcorg-Friedrich Kühn aynı plağı
şöyle puanlamış: Yorum: 9, ses
kalitesi: 9, repertuar seçimi: 10.
Bu dergilerde öyle herkes kolay
kolay 9-10 puan alamryor. Söz ge-
limi Karajan'ın yönettiği Viyana
Senfoni Orkestrası eşliğinde Çay-
korski'nin Re Majör Keman
Konçertosu'nu çalan, ünü dunya-
yı sarmış genç kemancı Anne-
Sophie Mutter, Norbert Hornig'-
den sadece 6 puan alabilmiş.
"Stereoplay"de Artila Csampai
son zamanlarda parlayan piyanist
Krystian Zimerman'ın Chopin
baladlarını ancak 7-8-6 gibi puan-
larla değerlendirmış. Aman Alla-
hım, dunya nerelere geldi! Müzis-
yenler de olimpiyat oyunlarmda
puanlanır gibi puanlanıyor artık.
Şu anda Pekineller'in tek raki-
bi Fransız piyano duo'su Katia ve
MarieOe Labeque kardeşler. La-
beque kardeşlerin ilk dezavanta-
jı ikiz olmamaları. öte yandan
Güher ve Süher, Labeque'lerin
hava cıva olduklarını söylerler
hep. Pekineller'Ie aşık atarlarmış
akıllannca. Gerçekten de, Peki-
neller ne yaparsa biraz rötarlı da
olsa bir de bakıyorsunuz Labeequ-
e'ler de yapmış. lllet olmak işten
değil. Güher ve Süher'in, Bernste-
in, Gershvvin, Bartok plağı iyice
sükse yapınca bir de ne görelim,
Labeque kardeşler West Side
Story"yi Bernstein'ın kutsaması
ile CBS fırması için kaydedecek-
lerini ilan ediyorlar. Bakalım bu
rekabet ne kadar kızışacak önü-
müzdeki günlerde.
Pekineller'in yine Teldec için
yaptıkları Mozart ve Schubeıi
kaydı da (CD) çok yüksek puan-
lar almakta şu sıralar. Ama daha
da onemlisi Guher ve Süher CBS
için ilginç, ilginç olduğu kadar da
tartısmalı bir plak yaptılar. Bob
James ve Synthorchestra'sı ile bir-
iikte Bach'ın BWV 1060 ve BWV
1061 iki piyano ve orkestra için
konçertolannı, aynca Bob Ja-
mes'in de katılmasıyla BWV
1063, 3 piyano konçertosunu çal-
dılar. Carilı kaydın sonradan bil-
gisayardan geçerek revizyona uğ-
raması fikri size ters gelmiyorsa
hiç mesele yok. Bana sorarsanız
"synthorco"suz bir Bach yorumu
daha işime gelirdi. Ancak yorum
öyle kusursuz, öyle pırıl pınl ki,
insanı baştan çıkarması işten bile
değil.
Gelelim Pekıneller'in yeni pro-
jelerine: Ikizler Eylül 1990'da
Orchestre National de France ile
Poulenc'in iki piyano konçertosu-
nu, Saint-Saens'ın "Hayvanlar
Karnavalı" ile bir araya getirip
plak yapacaklar. Şef Lorin Maa-
zel olacak.
Ekim 1990'da Ravel ve Grana-
dos'un eserlerinden oluşan bir
plak kaydı projesi var yolda. Ama
asıl bomba haber Teldec-Decca
firmasıyla imzaladıklan beş yıllık
kontrat. Bu anlaşma uyarınca Pe-
kineller Hamburg Steinway fab-
rikasından seçtikleri iki piyanoyu
yine kendi seçtikleri uzman bir
akordör eşliğinde Berlin'e istedik-
leri-zaman getirecekler ve istedik-
leri eserlerin plak kaydını yapa-
caklar. Bu kayıtlar için kendile-
rine New York Filarmoni, lsrail
Filarmoni, Amsterdam Concert-
gebouw, Londra Senfoni orkest-
ralan eşlik edecek. Böyle hanka
bir anlaşma dostlar başına. Bra-
vo Pekineller'e...
Alman
Kültürde
KENDİ SEÇTİKLERİ PİYANOLARLA — Pekinel kardeşler. ken-
di seçtikleri Steimvay pi>anolan isledikleri zaman Berlin'e getirecek-
ler, diledikleri yapıtların plak kaydını yapacaklar. Bu kayıtlarda Pe-
kineller'e unliı orkeslralar eslik rderek.
• Kültür Servisi — İFSAK
ve Fransız Kültür
Merkezi'nin işbirliğiyle
geçen hafta Fransız Kültür
Merkezi'nde gerçekleştirilen
2. Uluslararası İstanbul
Kısa Film Gunleri'nde yer
alan filmlerden bir bölümü
1 ve 2 mart tarihlerinde
Alman Kültür Merkezi'nde
gösterilecek. Merkezin
Tunel Galipdede
Caddesi'ndeki Teutonia
Binası'nda iki gün süreyle
15.00 - 18.00 saatleri
arasında 16 mm. Alman,
Hollanda ve Ispanyol
filmleri ile Türk video
filmleri sunulacak.
Menuhin'e
ödül
• Kültür Servisi — Ünlü
keman virtüozu Yehudi
Menuhin, Kanada'mn
Toronto kentinde Glenn
Gould Ödülü'ne değer
görüldü. Glenn Gould
Odülü, müziğe ve modern
tekniklerle müzik iletişimine
olağanüstü katkılarda
bulunan kişilere her üç
yılda bir veriliyor. ödül, bir
dönemin ünlü Kanadalı
piyanist Glenn Gould adına
kurulmuş olan vakıf
tarafından düzenleniyor.
Peter Coler
sergısı
• Kültür Servisi — 1940
Fürstenberg/Oder doğumlu
Peter Coler'in resim sergisi
5 martta İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Galerisi'nde
açılıyor. Akademik bir
kariyer edinmeyen ve
kendisini yetiştiren Coler,
1974-1989 yılları arasında
Stuttgart, Berlin, Salzburg,
Münih'in de yer aldığı
çeşitli kentlerde kişisel
sergiler açtı. Ankara, Izmir,
Paris, Londra, Roma,
Edinburg'da açılan karma
sergilere de katılan
sanatçmın yapıtları çeşitli
özel kuruluş ve müzelerde
yer alıyor.
'Göçerler'
sergisi
• Kültür Servisi — İFSAK
üyesi bir grup sanatçının
"Göçerler" adını taşıyan
fotoğraf sergisi Insan
Hakları Derneğı istanbul
Şubesi'nde (Tflnel, Jurnal
Sok. 4/4) sürüyor. 1989
temmuzunda İFSAK'ın
düzenlediği, AFSAD ile
BÜPSAD'ın da katıldıklan
Bitlis gezisi
fotoğraflarından
oluşturulan "Göçerler"
sergisi 3 mart akşamına
kadar açık kalacak.
İsa Çelik'in
dia göeterisi
• İSTANBUL (AA) —
Fotoğraf sanatçısı İsa Çelik,
özel Boğaziçi Lisesi'nde dia
gösterisi yapacak. Anadolu
uygarlıklarını konu alan dia
gösterisi, saat 15.00'te
gerçekleştirilecek.
UGUN
• 'Oyunlarta Yaşayanlar'
Pendik Atatürk Kültür
Evi'nde gerçekleşen "Bahara
Merhaba" tiyatro şenliği
kapsamında Basamak
Oyuncuları saat 2O.3O"da
"Öyunlarla Yaşayanlar"ı
sergileyecekler.
• Şan resitali Bariton Ralf
Döring ile soprano Guzin
Gurel'in şan resitali saat
20.00'de Cemal Reşit Rey'de.
• 'Kapadokya, Alaca'
Aclan Uraz'ın "kapadokya,
Alaca" konuhı dia gösterisi,
saat 19.00'da Aksaray Folklor
Kurumu'nda izlenebilir.
BİLSAK'TA
BUGÜN
28 Şubal Çarşamba
19.00 438. Madde (Gerekçeli
Tecavnz) Kimi Hedef Alıyor?
Nukhet StRMEN, Stella
OVADİA.
19.00 Yeşil Dünya
Okuyoculanyla.
10.00-01.00 arası
CAFE-FOYER-BAR
BtLSAK Herkese Açıktır.
BİLSAK, Strasetviler,
Soğancı Sok. No: 7
CİHANGİR
143 28 79 - 143 28 99
SHP
İSTANBUL
DEMOKRASİ
SÖYLEŞİLERİ-2
28 Şubat Çarşamba (bugun)
SOVYETLER BİRLİĞt VE
DOCU AVRUPA
ÜLKELERİNDEKİ
GH.tŞMELER
Konuşmacılar:
Asaf Savaş AKAT
Nebil İLSEVEN
Yer: SHP tl Merkezi
Saaı: 18 30