Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ŞUBAT1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Müdürtügu'ndert
alman bilgiye göre: yurdun batı kesim-
leri parcalı, çok bulutlu, Marmara.
Ege, Batı Akdenız, içanadolu'nun ba-
tjsı «e Batı Karadeniz yafimur ve yer
yer saûanak yağışlı geçecek. HA/A Si-
CAKLIGI: Yurdun batı kesimlerinde bi-
raz azalacak, dijer yerlerde
rjegışmeyecek. RÛZGÂR: Gûney ve
batı yfjnlerden orta kuvvette, yer yer
kuvvetli yurdun batı kesimlerinde za-
man zaman fırtına şekinde esecek. ^ ^ 1 , ^ 2
yer yer 3, actklarda 4 m. görüş uzaklığı 10 km,
DenizJerimızde rûzgar günbateı ve lo- ^ ^ a n ı n d a
3.5 ^ dolayında bulunacak. Van Gölûnde hava:
dostan 6 ıle 7. yer yer 8 kuvvetinde, parçaj,ç0
|( bulutlu geçecek. Rürgâr orta. yer yer kuvvetlıce ese
saatte 27 ile 33, yer yer 40 deniz milı ^ ^ ^ ^ <ja
)galı görûş uzaklığı 10 km dolayında buluna-
hızla esecek. Deniz mutedil. yer yer a i l
kaba ve çok dalgalı olacak. DaJga yûk- .
Adanı
Adapazan
Adıyaman
Afyon
AJn
Antara
Antakya
Anblya
Artvin
Ay*n
BİIıkesif
Bilecik
Bıngi!
BıOıs
Botu
Burea
Çanaktasle
Çorum
.Dendi
B 20° 7° rjyari»kır
Y 16° 9°Edime
B 18° 4°Erancan
Y 15° 5°Erzurgnı
B 2° -17° Estaşetur
Y 14° 4°Gaziantt(>
B 19° 9° ûresun
Y 18° 10° Gûmûşrone B
B 12° 2°Hakk4ri
Y 18° 10° IsparB
Y 18° 9° IsBnbul
Y 17° 10° Innir
B iO°-4°Kare
B 0°-i5°Kastamomj Y M°
B 15° -2° Manısa
Y 16°10°KMaraş
B 7°-4° Me?s.n
B 4° -17° Uuğta
Y 15° 3°Mu5
B 20°10°Ordu
8 ° ^ ° Rize
B 5°-«°Sanısun
Y 14° 4°S«rt
Y 15°10°Sinop
Y 18°1t°Sıvas
B 2°-1«° TekirdaC
Y 14° 4°Kaywn
Y 17° 10° fO*Jarelı
Y 16° 11° Konya
B 12° 0°KüOlıya
Y 17° 9°MaJatya
B 15° -1° Tuncdı
Y 16° 10° Uşak
Y 15° 2°Van
Y 15° 5°YozgaJ
B 15° -2° Zongutdak
Osİ / j Helsınkı T
•>^9» Lenıngraû
Moskova
. aç* yajmurKi A-ao« B-bulutlu (Hjûneş* Körtı S-sslı Y-yaJmurHj
Kahıre*
DÜNYA'DA BUGÜN
Y 16°
A 17°
A 21°
B 12°
Y 15°
Amstenlam Y 9°
Amman A 17°
Atına
Bajdal
Barcekxıa
Sasel
Belgrat
Berlin
Bonn
Bfûksel
Budape$k
Ctnem
Cem
Cidde
Outayi
Frankfurt
Girne
Hdsinta
Kahire
Kopertog
Köln
Letkoşa
Y 14°
8 13°
A 20°
A 27°
A 25°
Y 8°
N 18°
Y 8°
A 19°
Y 8°
8°
Lenınçrad
Londra
Madnd
Mılano
Montreal
Mostova
Münih
Nnv Yort
Oslo
Paris
Riyad
Roma
Sofya
Sam
•fel Avıv
Tünus
vac^m
voiedik
Vıyana
Y 18°
Y 6°
Y 10°
A 19°
B 16°
B 4»
T 6°
B 18°
A 14°
Y 5°
Y 10°
Y 11°
A 25°
B 16°
Y 14°
A 18°
B 8°
B 7°
Y 10°
B 14°
B 6°
ttfeshıngton B 9°
Zûrih 8 12°
BULMACA
SOLDAN SACA:
1/ Odaların dışarıya
doğru çıkmış, kapalı
balkon durumundaki
yeri. 2/ lcraat... Felse-
fede "nesnenin
kendisi" aulamında
kullanılan terim. 3/
Ayakkabıların altına
çakılan demır... Bir
oyun ya da filrade
dirüenme süresi. 4/
Gece denizde balıkla-
rın ya da küreklerin
kımıldanışıyla olusan
panltı. 5/ Yanağın alt
kısnu... tnsan vücu-
dunun dış yüzü. 6/ Bir nota... Mızrak
uçlanna takılan küçük bayrak. 7/ Es-
ki dilde çok yiyenler, obur kiraseler...
Yapma, etme. 8/ Edebiyatta etkiyi ço-
ğaltmak için bir şeyin tersini söyleye-
rek aJay etrae... Tuzağa düşürülen şey.
9/ Koca... Yaka kürkü.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kaplamalık ince tahta. 2/ Çevresi
yollarla sınırlanmış- olan arsa... Islam
inancına göre ölüleri raezarında sorgu-
ya çekecek olan iki melekten biri. 3/ Hz. Muhammed'in dış görü-
nüşünü, davranışlannı, sıfatlannı anlatan edebi yapıtlara verilen
ad... Erbiyum elementinin simgesi. 4/ Mermi olarak çakıl taşı atan
bir çeşit top. 5/ Dogma... Asya'da bir ırmak. 6/ Bir gösterme sıfa-
tı.. Dinsel inançlan olmayan... Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte
kullanılan araç. 7/ Kadın hapishanesi. 8/ Ünlü bir Roma impara-
toru... Bir yağış şekli. 9/ Şımanklık... Fide yetişürmek için ayrıl-
mış toprak bölümü.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Gençler ve sinema
28 ŞUBAT 1930
Genç bir kari yeni neslin sinemaya olan temayülünden
şikâyet ediyor.
"Genç kızlar en küçüğünden en büyüğüne kadar, kuvvetli
bir mefkûreye bağlanmış gibi sinemaya âşık... Gençler en
kuvvetli fikir cereyanlannın başına geçecekken her biri bir
sinema aktörünü taklit ediyorlar... Ben, evlenmeğe karar
vermiş bir gencim. Fakat tanıdığım kızlarda ne bir ev
kadının evsafını, ne hayat kadınını, ne de fikir kadınının
evsafım bulamıyorum. Bu bence bir ileri hareket değıl, geri
gidiştir?*
Kariin görüşünde çok doğru taraflar var. Fakat, biraz sâthî
bir görüştür. Gençler sinemayı niçin seviyorlar?
Hayal, macera, roman gençliğin taze ve canlı heyecanlannı
okşıyan en kuvvetli saiklerdir. Bir zamanlar edebiyata,
macera romanlanna bir afyon tiryakisi gibi sarılan gençlerin
he^yecanile bugün sinemaya sarılanların heyecanı arasında
faîk yoktur. Zaman değişmiştir, roman, tiyatro mevkiini
sinemaya terkediyor. Ve geri bir hareket değil bilâkis ileri bir
harekettir... Yalnız endişe
edilecek nokta bunun
gençlerde bir hırs haline gelip
onları fikir cereyanlarına uzak
bırakmasıdır...
Bu mes'uliyet gençlerden
ziyade evin, mektebin,
gençlikteki fikir cereyanlannı
idare eden fikir
adamlarınındır. Fikir gıdasını
alamıyan gençlerin sinemaya
sarılmalan gayet tabiidir.
CİCİ ANNE
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Agâh Erozan
Milletvekilleri
28 ŞVBAT 1960
— fktisadi devlet teşekkülleri ile bu
teşekküller tarafından kurulmuş .
şirketlerde görev kabul eden
milletvekilleri hakkında, CHP Adana
milletvekili Turgut Yeğenağa'nın
Maliye Bakanına tevcih ettiği bir
yazılı soru önergesine verilen cevap,
12.2.1960 tarihli 36'ncı oturum
Tutanak dergisinde yayınlanmıştır.
Cevap aynen şöyledir:
"3460 sayılı kanunla kurulan iktisadi devlet teşekkülleri ve
bunlara bağlı müesseselerin adedi 26'dır.
Devlet kurumları ve bankalar adedi yedidir.
3460 sayılı kanunla kurulmuş ve bu kanunun 41'inci
maddesi gereğince Başvekâlet Murakabe Heyeti ve Meclis
tarafından murakabeye tâbi şirketler 27 adettir.
Bu şirketlerden Karaman Iplik ve Pamuklu Mensucat
Sanayii T.A.Ş.'de Konya milletvekillerinden Remzi Birand,
Nfustafa Bağrıaçık, Reyhan Gökmenoğlu idare meclisi
âzasıdırlar.
Adıyaman Pamuklu Sanayünde Içel mebusu Hüseyin Fırat,
Sümerbankı temsilen idare meclisi âzasıdır.
Kauçuk Sanayii T.A.Ş. de Etibankı temsilen Antalya
mebusu Burhanettin Onat idare meclisi âzasıdır.
Manisa Pamuklu Mensucat T.A.Ş. de Manısa mebusu
Muzaffer Kurbanoğlu idare meclisi âzasıdır.
Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Sanayii T.A.Ş.'de Izmir
mebusu Kemal Serdaroğlu idare meclisi âzasıdır.
İçel Selüloz ve Kâğıt Sanayii A.Ş.'de tçel mebusu Hüseyin
Fırat idare meclisi âzasıdır.
Sermayelerinde iktisadi devlet teşekküllerinin hissesi
bulunmakla beraber 3460 sayılı kanunun murakabesine tâbi
olmıyacak şekilde 104 adet şirket mevcuttur. tktisadi devlet
teşekkülleri ve iştirakleriyle kurulmuş olan bu şirketlerdeki
idare meclisi âzası yekûnu 743'tür.
Bu şekilde kurulmuş şirketlerden Şekerbank T.A. Şirketinde
meclis reisvekili Kayseri mebusu İbrahim Kirazoğlu idare
meclisi âzasıdır.
Bursa Kaplıcaları T.A.Ş. nde Meclis Reisvekili Bursa
Mebusu Agâh Erozan İdare Meclisi âzasıdır.
Diğer bazı şirketler idare meclislerinde D.P. mebusları
bulunmakta ise de bu şirketlerdeki İktisadi Devlet
Teşekkülü hissesi pek cüzidir. Yüzde 30 ve daha az
nispettedir."
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Hakaret davası28 ŞUBAT 1989
Şair Nâzım Hikmet'e "sapık" "Yahudi asılh" diyen eski
ANAP Genel Sekreteri ve Genel Başkan Danışmanı,
milletvekili Mustafa Taşar hakkında açılan tazminat davası
sonuçlandı. Nâzım Hikmet'in kızkardeşi Samiye Yaltırım'ın
3 Temmuz 1987 tarihinde Ankara 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde açtığı 5 milyon liralık manevi tazminat
davası Taşar aleyhine sonuçlanırken mahkeme, Taşar'ı 750
bin lira tutarında tazminat ödemeye mahkûm etti.
TARTIŞMA
IDGSAVa No Oklu?
Bugünlerde, 1982 yılında İDGSA iken MSÜ olan
okulumuzun ismi tartışılıyor. Olaylann başlangıcından
bugüne 10 yıl geçmiş ve bu yıllarda okuldan yüzlerce insan
mezun edilmişken; bu insanların sorumluluğunu kim kabul
edecektir?
Altmışlı yıllar sonlan ve yetmişlerde doğan
bizler irademiz, karşı koyma gücümüz dışın-
da gerçekleşen olaylann tüm sıkıntısuu çek-
mekte olan bir kuşak olarak, bu olumsuz ko-
şullann yaratuğı üniversitelerde bugün yer al-
mak durumundayız. Bizler 12 Eyliil dönemi-
ni, ilkokul öğrencileriyken; biraz oyun, biraz
heyecanla, ailemizin yorum ve tavn dışında
fazla fark etmeden yaşamıştık. Bugün ise üni-
versitelerin bilim üreten kurumlardan ne ka-
dar uzak olduklannı kavnyor, özerklik ve de-
mokratiklik kavramlarının yok olduğunu iz-
liyoruz.
Bugün üniversitelerimiz teknik lise-meslek
lisesi düzeyinde kurumlar haline gelmişken;
bu oluşumu hazırlayanlar 12 Eylül'cüler ve
hayata hızla geçirenJer de üniversitelerde kal-
mayı kabul edip, boyun eğen öğretim üyele-
riydi. 12 Eylül'cüler karşılarında, kendilerin-
den asker ve çıkar hesaplanyla küçülmüş bir
topluluk bulmamış olsalardı, yaptırımlar bu
kadar kalıcı, bu kadar derin ve kabullenilmiş
olarak yaşanamayacaktı. 1980'li yıllarda üni-
versitelerde yaşanan değişiklikleri tepki gös-
termeksizin kabullenen, okul salonlannda 12
Eylul'cülerle VÖK başkanlaruu alkışlayıp teb-
rik eden, okul programlannın son senelerini
kendi iradeleriyle panolardan indiren, Temel
Sanat ve Bilimler Fakültesi'nı YÖK'e bildir-
meyerek kapatılmasını sağlayan, Server Ta-
nilli'nin Sanal Tarihi kitabını YÖK'e okutul-
maması için, incelenmesi talebinde bulunan,
ders programlannın bir yandan boşaltılışına,
Temel Sanat eğitiminin mimarlık bölümün-
de kaldırılıp, diğer bölümlerde azaltılışma göz
yuman, asistanların nöbet saatlerini kontrol
edip, soruşturmalar açan, 1. Şube'nin soruş-
turmalannın okullanmızda tamamlanmasını
salğayıp polis görevini başarıyla sürdüren,
sakal-kravat kontrolleri yapıp atölyelerde
pantolon giyen kız öğrencilere soruşturma
açılmasını talep eden, "öğrenci" kelimesini
aşağılayıcı bir kavram olarak günlük hayat-
SSK Emekli A^hklan
SSK'nın kaynaklannı, devlet, yıllarca en düşük faizle
kullanarak bütçe açıklarını kapatmaya yardımcı olmuştur.
1. Emekli Sandıgı'ndan yaşlılık aylığı alan-
lara geçen yıl %100 üzerinde zam yapılarak
yeterli olmasa da belli yaşam düzeyi'sağlan-
rmştır. Ayrıca yakacak yardımı da Taban
Emekli Aylıga eklenerek bir miktar da avan-
taj sağlanmıştır.
2. SSK emeklilerinin durumu ise içler acı-
sıdır, utanç vericidir. En yüksek SSK emekli
aylığı, 424 bin liradır. Oysa Emekli Sandıgı'-
ndan en yüksek emekli aylığı 1.5 milyon lira-
dır.Yani SSK emeklisi, takriben 1 milyon li-
ra daha az aylık almaktadır. Çok büyük bir
fark vardır.
3. YetkMer SSK'nın aktüeryal dengesi daha
fazla yaşlılık aylıgına müsait olmadığını her
zaman söylerler.
4. SSK'nın aktüeryal dengesini devletin
kendisi bozmuştur. Çünkü SSK'nın kaynak-
larını, devlet, yıllarca en düşük faizle kulla-
narak bütçe açıklannı kapatmaya yardımcı ol-
muştur. Ayrıca KlT'lerden ve holdinglerden
trilyonlarca liralık prim alacaklannı tahsil et-
memiştir.
5. Bu durumda Emekli Sandığı'na devle-
tin yardım ettiği gibi SSK'ya da yardım etmesi
devlet güvencesi gereğidir. Yıllarca zor şart-
lardakı emeğin karşılığı, bu kadar düşük
emekli aylığı olamaz. Aynca 25 yıl önce oden-
larına sokan, ülkemiz olaylarına tepkisiz ka-
lıp yok sayan, kısacası bugün üniversitelerin
acizliğine 10 yıl öncesinde alkış tutan öğretim
üyelerimiz bu acizlikten, 12 Eylül'cüler kadar
hatta onlardan da fazla suçludurlar.
Bugünlerde, 1982 yüında İDGSA iken MSÜ
olan okulumuzun ismi tartışılıyor. Olaylann
başlangıcından bugüne 10 yıl geçmiş ve bu yıl-
larda okuldan yüzlerce insan mezun edilmiş-
ken; bu insanların sorumluluğunu kim kabul
edecektir? Üniversite öğrencilerinin yetersiz ve
inisiyatifsiz olduklan ne kadar gerçekse; bu-
nun öğretim üyelerimizin sorumsuzluğu oldu-
ğu da bir o kadar gerçektir. 80'li yılları ilko-
kul sıralannda karşılayanların tek suçu, bu
okulların üniversite olduğunu kabul etmeleri
olabilır.
Bugün de isim değiştirerek, öğrenci atıp
üniversitedeki eğitimin kalite kazanacağına
inanan, öğrenci-öğretim üyesi ilişkisini de-
vamlı sekteye uğratan, öğrenci sorunlanyla il-
gilenmeyi basit rehberlik ilişkilerinde çözüme
ulaştırmayı düşünen, kalitesizliğe sayı coklu-
ğunu neden gösterirken yetersiz okul hizmet-
lerinin farkına varmaktan cekinen, değişen il-
ke ve düşüncelere saygı göstermeksizin baş-
tan reddederek bilimsel davranıştan uzak ya-
şayan ve tüm aksaklıklann sebebi yıllar ön-
ceki edilgin konumları olan bu insanlann suç-
lu olduklarına inanıyor ve "ögretim iiyeleri"
olduklan binaları üniversite olarak kabul ede-
rhiyorum.
ŞULE KANGÜLEÇ
MSÜ Mimarlık Ögrencisi
miş primlerin değerlendirilmesi iyice yapılır-
sa, SSK'da eski ve yeni emekliler dt yaratıl-
masına gerek kalmaz...
Bütün 'sosyal güvenlik kuraluşlan'na ait
yaşlıhk aylıklan, hizmet süreleri, ödenen prim
miktarları (yılların enflasyona göre değerlen-
dirilerek) ve emeklilere sağlanan diğer olanak-
lar da dikkate alınarak eşleştirilmelidir.
llgüilerin toplumumuzda zamanla artan
sosyal uçurumları kapatacak şekilde konuya
ciddiyetle eğilmeleri bir devlet görevi olduğu
gibi, Avnıpa Topluluğu'na girmeyi çabalayan
ülkemizin çözmesi gereken insan haklan ko-
nusudur.
SSK'dan Emekli Bir Gnıp
Yüksek Mabendis/tstanİMil
OKURLARDAN
AÖF'de sorunlar giderek büyüyor
Açık öğretim Fakültesi son
sınıf öğrencisiyim. Diğer
üniversiteler gibi bizim de pek
çok sorunumuz var.
Okulumuz 1982 yılındari beri
eğitim - öğretim hizmeti
vermektedir. Ülkedeki
üniversiteli potansiyelini
şişirmek için her yıl 60.000 kişi
fakülteye alınmaktadır.
Okulumuzun öğrenci sayısı
300.000'li rakama ulaşmıştır.
Bu insanlann çok ufak bir
bölümü mezun olabilmekte,
olanlar ise statülerine uygun bir
iş bulamamaktadırlar.
Öğrenciler, okul harcı - basılı
malzemeler ve sınav parası adı
altında kişi başına 91.000.TL.
ödemektedirler. Öğrenci sayımız
göz önünde
bulundurulduğunda ortaya
çıkacak rakamın,
küçümsenmeyecek bir rakam
olduğunu görürüz. Fakültenin
ayakta kalmasını sağlayan
bizim paralarımızdır. Buna
rağmen, bu seneye kadar
akademik danışmanlık
hizmetleri (A.D.H.)
gördüğümüz üniversitelerin,
yemekhane, sportif, kültürel ve
sağlık hizmetlerinin hiçbirinden
yararlandırılmadık. Bu
üniversitelerin (l.Ü. ve M.Ü.)
yetkilileri ise gerekçe olarak,
fakültemizin kendilerine ödenek
vermemesini göstermişlerdir.
300.000 kişilik bir mevcuda
sahip okulumuzun birincil
problemlerinden bir tanesi de,
dernek kurma hakkımızın
engellenmesidir. Gerekli
müracaatların yapılmış
olmasına rağmen sonuç
alınamamıştır. öğrencilerin,
örgütlenmesi engellenerek
sorunlanmızın kamuoyuna
duyurulmasının önüne set
çekilmiştir.
Öğrenciler, iki günde, dokuz
sınava girerek, sınav komedisi
yaşamakta ve başarı oranı
düşmektedir.
öğrencilerde olumsuz etkiler
bırakan bu koşullar defalarca
yetkililere iletilmiş, fakat
olumlu yanıtlar alınamamıştır.
A.Ö.F. öğrencilerinin
sorunlarına bir yenisi daha
eklenmiştir. Bu yıla kadar İ.Ü.
ve M.ÜMe gördüğümüz A.D.H.
;ok gecikmiş olarak, cumartesi
ve pazar olmak üzere
tstanbul'da iki lisede
başlatümıştır. (Geçen yıllarda
A.D.H. haftada 5 gun olmak
üzere aralık ayımn başında İ.Ü.
ve M.ÜMe başlıyordu). Fakülte
yönetimi, hiçbir gerekçe
gösterme zahmetinde
bulunmadan A.D.H!yi liselere
kaydırmış ve dersleri haftada 2
güne indirgeyerek,
üniversitelerdeki ders görme
hakkımızı gaspetmiştir.
Öğrencilerinin parası ile
helikopter alabilen ve okul
içinde yeni tesisler yapabilen
yönetim, A.Ö.F. öğrencilerinin
yoğun olduğu tstanbul'da
kendine ait bir bina almamıştır.
A.D.H.'nin tekrar üniversitelerde
başlatılmasını, üniversitelere
gerekli ödenek verilerek
yemekhane ve mediko sosyal
hizmetlerden
favdalandırılmamızı, dernek
kurma hakkımızın tanınmasını,
sınav günlerinin
fazialaştınlmasını talep
ediyorum.
Çağdaş, özerk, demokratik ve
YÖK'süz üniversiteler özlemiyle,
bu olumsuz koşulları ve bu
koşullann oluşmasına emeği
geçmiş kişi ve kurumları
protesto ediyorum.
UĞUR SETEN
A Ü A Ö F Ögrencisi
GALERİ • ATÖLYE PERA 146 97 38 -132 64 26
G A L E R I
BEYTEM
BEYTBM KOLEKSIYONUNDAN
NAIF HESİM
MEHMET ARPACIK
16 Şubat -17 Mart
Büyukdere Cad. Beytem H«r
ŞıSlı 131 23 00
MMATGALfRtt ı
SABAHATTIN
LAYIK
Rı-Mnı Scrçivı : ; Şuh:ıl-^l M:ırl
Kıılt/Hi V*. Il<) Te&ikiye
• Plesi-Cumo 9 30-18 00
' C1esı930-1700
YILMAZ
MERZIFONLU
Resim Sergisi
27 Şubat-10 Mart "90
SOYAh
SANAT GALERİSİ
Bûyükdere Cad. No: 38
Mecidiyekay 175 09 10 (20 hal)
ERENKÖY
İŞ SANAT GALERİSİ
BAHATTİN
ODABAŞI
Resım Sergisı
13 Şubai-3 Mart
Bağdat Cad. 296/4 Erenköy
356 01 68
SAİT
SOKMEN
SANAT
MERKEZİ
AJANS GAYE SÖKMEN
Manken ve Fotomodel Adaylarına Duyuru
Meslek edinmek isteyen gençleri yetışhmnek üzere
fotoğraflan He bırtHcte ajansınruza bekjryoruz
Katılma Koşulu:
Bayan: 1.75 cm. ve üstü
Bay. 1.80 cm. ve üstü
Adres: Kanjkenl A-1 Nok Pasajı Levent
(Levazım Sb. Sitesmin Aşoğısı)
Tel:172 27 81 -174 27 56
AEDPA
«tımTekstilbank Sanat
Galerisi
NASİP İYEM
Pişirilmiş Toprak ve Resim
Sergisi
14 Şubat-5 Mart
Husrev Gerede Cad. 126
Tesvıkıye Meydanı 136 12 79
TEM SANAT GALERİSİ
ADNAN
VARINCA
Resim Sergisi
300cak28**atl990
Kjyuiubostan Sotok Na 44/2 Nımet ApL
Tei- (11 W7 08 99 T47 97 56
y
ATİLLA EKŞİNOZLUGİL
Anlilcacılof Çarjısı Hocnc» Knm Tulumbo Sok
No 12 49 50-51 52 Fotih UÎ60 Ist 521 35 11
ÇOPERA)
SANAT CAL E ITI S I
TÜRKAN ARIKAN
İSMAİL F. SOYSAL
Resim Sergisi
19 ŞUBAT - 10 MART
Etap Marmara Otal Yanı
Opera I; Hora TAKSİM 149 72 02
ÇERÇEVELENMEMİŞ
BİRESER
HENÛZ
BİTMEMİŞTİR
CRAVÜRL£RLE
YÜZYIL
SERGİ
(SÜREKLİ AÇIKTIR)
GALERİ ÇERÇEVE
GALİPDEDE CAD TIMARO SOK. N0 5 80050 TTJNEl İST. 151 26 51
NERİMAN ERKUT
Sanat fialerisi
SAÜH ACAR
AÜ ATMACA
MARİA KILIÇLIOĞLU
AYSU KOÇAK
KASIM KOÇAK
YILMAZ SULÛKÇU
BERÇ TOROSER
YAŞAR YENİCELİ
BURHAN YILDIRIM
Yeni »e Seçme
Eserler Sergisi
23 Şl*at - 20 M«rf90
Huıreli Cad Mıtbıacı Osm»l»y Sok
35/2 Erkul Apt OsmanlMy
146 05 47
MACKASANAT GALERİSİ
BİLGE
ALKOR
27 Şubat-7 Nlsan
Eytam Cad. 31 /A Maçka
140 80 23
Sergi Duyurulannrz İçin
146 97 38-132 64 26
POLİTİKA VE OTESÎ
MEHMED KEMAL
Anıların Aynasında...
Oktay Akbal'ın anılannı okuyorum. Oktay anılara 'günlük' di-
yor. 1965-1967 yıllarında tutmuş olduğu günlükleri Anılarda
Görmek' başlığı altında toplamış. Bu anıları daha önce de oku-
duğumu anımsıyorum. Evet, ikinci basımı imiş. Okurken anla-
dım, anılar derli toplu, bir çerçeve içinde yazılmış. Yazılırken, ki-
taplara girecekmiş gibi yazılmış. Resmi elbiseli anılar. "Günce
tutmayı çocukluğumdan biri sevdim" diyor. "Ortaokul, lise sıra-
larından beri defterlere yazdım..."
Oktay Akbal, günce, günlük, anı hepsini kullanıyor. Oysa öte-
ki yazarlar Salâh Birsel, Behzat Ay, Naim Tirali bunlardan birini
yeğliyor. Anılar yazılmış, ama sonradan üstünde biraz oynanmış
gibi geliyor. Her neyse iyi etmiş de yazmış, yazmasa birçok şey-
den haberimiz olmayacaktı ya da birçok şeyi unutup gidecektik.
Fahir Onger'le Sait Faik Elit kahvesinde otururlarken, bir so-
ruya, "Ben oldukça cahil bir yazarım." yanıtını veriyor. Saif Faik
gösterişi sevmezdi 1965 yılında seçimler var, partilerin adayları
belli oluyor. Yaşar Kemal, Mahmut Makal TİP listesinde, Naim
Tirali, Reşat Titiz, Babur Ardahan da CHP listesinde yer alıyor.
Başlarda değil ortalarda. Ahmet Muhip AP listesinden Sinop1
ta. Neden bilmiyorum Muhip memleketi Sinop'tan ne zaman
adaylığını koysa CHP kazanıyor, AP yitiriyor. Muhip bir tûrlü mil-
letvekili olamadı. Ama İş Bankası yönetim kurulu üyeliği de mil-
letvekilliğinden az değildi
Motorlu trende yemek yeniyor. Nizamettin Nazif karşı masa-
da oturuyor. Birden bir gürültü oluyor. Bir tabak kırılıyor. N,izam
bağınyor, "Bir ses çıksın da ne olursa olsun, isterse bir tabak
kırılsın"
Sart Faik Hürriyet'e her gün bir öykü yazıyor, kimi kendinden,
kimi çeviri. Bazan çeviri unutuluyor, telif gibi oluyor. "Korkunç
Tren" bunlardan biri. Sait Faik'in sanıp bunu Fransızcaya çevi-
renler de oluyor.
Apollinaire'den okuyor. Baudelaire'in bir metresi varmış, Je-
anne Duval... Şaire bakmak için eski işine dönüyor. Sokaklar-
dan erkekleri çeviriyor. Bir kezinde bütün gece erkek bulamıyor.
Sonunda yaşlı bir adama rastlıyor, derdini anlatıyor Adam acı-
yor, biraz para veriyor. Eve dönüşünde Jeanne Duval durumu
şaire anlatıyor. Şair birden kızıyor, "Hayır, böyle adilik olmaz, di-
yor. "Gideceksin aldığın parayı ihtiyara geri vereceksin."
Bir gün işe giderken şair balkondan bağınyor:
"Yattığın adamlara bu işi benim için yaptığını soylemeyi unut-
ma!.."
Atatürk için anlatırlar. Bir gün sofrada şair Abdülhak Hamit'i
Paşa, Kulçığır diye çağırır. Ama şair hiç oraiı olmaz" Atatürk bu
kez adıyla çağırınca, şair, "Ben şairim, kulçığır değilim.." der.
Meğer uzmanlar kulçığırı şair yerine benimsetmeye çalışırlar-
mış. Atatürk şaire takılmak ister.
Salâh Birsel de Ali Püsküllüoğlu'nun bir radyo konuşmasın-
da 'yır' sözcüğüne takılır. Ataç'ın bulduğu bu sözü hiç sevmez.
"Ben ömrümce hep şiir yazdım yır değil" der.
Kömür ocaklarında patlamalar oluyor ya, yıllar öncesi bir kö-
mür ocağına inmiş, şöyle anlatıyor:
"... Zonguldak'taki Uzun Mehmet kuyusuna inmistim. Üç şa-
ir dostla birlikte. Bir iki saat kalmıştık yüzlerce metre derinlikte.
Uzun uzun korıdorlar. Atla çekılen (katır olacak) kömür yüklü ara-
balar, kapkara insanlar, duvarlarda şarkı parçaları, şiir mısrala-
rı, küfürler... Hep özlem, hep acı, hep sıkıntı. Altmış kuruş zam
istiyorlarmış. On lira için bütün gün yeraltında kazma sallayan-
lara çok görülen altmış kuruş... Kömür karasına kan karışmasın."
Anılar geçmişi anımsatırken geleceğe ışık tutuyor. Değişen ne
var o günden bugüne kömür ocaklarında koşullar değişme bil-
memiş... Gene patlamalar, gene ölümler.
ORHAN APAYDIN
ANMA TOPLANTISI
AÇILIŞ
ILHAN SELÇUK
1990 ORHAN APAYDIN
İNSAN HAKLARI VE HUKUK
ÖDÜLÜ TÖRENİ
SUNUŞ
Dr. ERDAL ATABEK
ÖDÜL KURULU
OKTAY AKBAL / TARIK AKAN
Dr. ERDAL ATABEK / Av.
GÜLÇİN ÇAYLIGİL
OKTAY KURTBÖKE / UĞUR
MUMCU / İLHAN SELÇUK
PANEL
HUKUK VE İNSAN HAKLARI
AÇISINDAN 1989-1990'DA
TÜRKİYE
YÖNETEN
Av. GÜLÇİN ÇAYLIGİL
KONUŞMACILAR
ATAOL BEHRAMOĞLU / UĞUR
MUMCU / Av. ERGİN TÜRSOY
28 ŞUBAT 1990
GAZETECİLER CEMİYETİ
BURHAN FELEK SPOR SALONU
SAAT 14.00
KARAR
T.C
OSMANİYE SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 1989/309
Karar No: 1989/984
Hâkim: Tülay Kaya 30U4
Kâtip: Mehtap Var
Davacı: K.H.
Sanıklar: 1- Musa Yılmaz, Mehmet ve Güllü'den olraa, 1963 doğura-
lu, Osmaniye Yaverpaşa Mah. N.K. olup halen aynı yer 49 sayılı yer-
de oturur. Bekar, okur yazar, Türk, İslam, sabıkasız ve işçi.
2- Ali Yılmaz, Mehmet ve Güllü'den olma 1951 doğumlu Yaverpa-
şa Mah. N.K. olup aynı yerde oturur. Evli, 3 çocuklu, okur yazar,
Türk, İslam. sabıkasız. .
3- Durmuş Yılmaz, Mehmet ve Güllü'den olma 1955 doğumlu Os-
maniye Yaverpaşa Mah. N.K. olup halen aynı yerde oturur. Gayri resmi
evli, 2 çocuklu, okur yazar.
Suç: Damgasız et satmak.
Suç tarihi: 23/1/1985
HÜKÜM: Her üç sanığın TCK. 64. maddesi delaleti ile TCK. 396,
59/2,402. maddeleri gereğince sonuç olarak sanıkların ayn ayrı 2 ay
15'er gün hapis ve 4167'şer lira para cezası ile cezalandırılmalarına,
sanıklann cürme vasıta kıldıklan meslek ve sanatmın 2 ay 15 gün müd-
detle tatiline, takdiren 7 gün süre ile suça konu iş yerinin kapatılmasına.
Karardan bir suretinin Ankara - Istanbul ve İzmir'de yayımlanan
tirajı 100.000'in üzerinde bir gazete ile Osmaniye'de yayımlanan ma-
halli bir gazelede ilanına, 6250 TL. yargılama giderinin sanıklardan
müteselsilen tahsili ile Hazine'ye irat kaydına sanıklardan Durmuş ve
Ali'nin yüzünde, Musa'nın yokluğunda yasa yolları açık olmak üze-
re karar" verildi. 22/1/1990
Basın: 16891