29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ŞUBAT1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Meteoroloji Genel Müdürtügu'ndert alman bilgiye göre: yurdun batı kesim- leri parcalı, çok bulutlu, Marmara. Ege, Batı Akdenız, içanadolu'nun ba- tjsı «e Batı Karadeniz yafimur ve yer yer saûanak yağışlı geçecek. HA/A Si- CAKLIGI: Yurdun batı kesimlerinde bi- raz azalacak, dijer yerlerde rjegışmeyecek. RÛZGÂR: Gûney ve batı yfjnlerden orta kuvvette, yer yer kuvvetli yurdun batı kesimlerinde za- man zaman fırtına şekinde esecek. ^ ^ 1 , ^ 2 yer yer 3, actklarda 4 m. görüş uzaklığı 10 km, DenizJerimızde rûzgar günbateı ve lo- ^ ^ a n ı n d a 3.5 ^ dolayında bulunacak. Van Gölûnde hava: dostan 6 ıle 7. yer yer 8 kuvvetinde, parçaj,ç0 |( bulutlu geçecek. Rürgâr orta. yer yer kuvvetlıce ese saatte 27 ile 33, yer yer 40 deniz milı ^ ^ ^ ^ <ja )galı görûş uzaklığı 10 km dolayında buluna- hızla esecek. Deniz mutedil. yer yer a i l kaba ve çok dalgalı olacak. DaJga yûk- . Adanı Adapazan Adıyaman Afyon AJn Antara Antakya Anblya Artvin Ay*n BİIıkesif Bilecik Bıngi! BıOıs Botu Burea Çanaktasle Çorum .Dendi B 20° 7° rjyari»kır Y 16° 9°Edime B 18° 4°Erancan Y 15° 5°Erzurgnı B 2° -17° Estaşetur Y 14° 4°Gaziantt(> B 19° 9° ûresun Y 18° 10° Gûmûşrone B B 12° 2°Hakk4ri Y 18° 10° IsparB Y 18° 9° IsBnbul Y 17° 10° Innir B iO°-4°Kare B 0°-i5°Kastamomj Y M° B 15° -2° Manısa Y 16°10°KMaraş B 7°-4° Me?s.n B 4° -17° Uuğta Y 15° 3°Mu5 B 20°10°Ordu 8 ° ^ ° Rize B 5°-«°Sanısun Y 14° 4°S«rt Y 15°10°Sinop Y 18°1t°Sıvas B 2°-1«° TekirdaC Y 14° 4°Kaywn Y 17° 10° fO*Jarelı Y 16° 11° Konya B 12° 0°KüOlıya Y 17° 9°MaJatya B 15° -1° Tuncdı Y 16° 10° Uşak Y 15° 2°Van Y 15° 5°YozgaJ B 15° -2° Zongutdak Osİ / j Helsınkı T •>^9» Lenıngraû Moskova . aç* yajmurKi A-ao« B-bulutlu (Hjûneş* Körtı S-sslı Y-yaJmurHj Kahıre* DÜNYA'DA BUGÜN Y 16° A 17° A 21° B 12° Y 15° Amstenlam Y 9° Amman A 17° Atına Bajdal Barcekxıa Sasel Belgrat Berlin Bonn Bfûksel Budape$k Ctnem Cem Cidde Outayi Frankfurt Girne Hdsinta Kahire Kopertog Köln Letkoşa Y 14° 8 13° A 20° A 27° A 25° Y 8° N 18° Y 8° A 19° Y 8° 8° Lenınçrad Londra Madnd Mılano Montreal Mostova Münih Nnv Yort Oslo Paris Riyad Roma Sofya Sam •fel Avıv Tünus vac^m voiedik Vıyana Y 18° Y 6° Y 10° A 19° B 16° B 4» T 6° B 18° A 14° Y 5° Y 10° Y 11° A 25° B 16° Y 14° A 18° B 8° B 7° Y 10° B 14° B 6° ttfeshıngton B 9° Zûrih 8 12° BULMACA SOLDAN SACA: 1/ Odaların dışarıya doğru çıkmış, kapalı balkon durumundaki yeri. 2/ lcraat... Felse- fede "nesnenin kendisi" aulamında kullanılan terim. 3/ Ayakkabıların altına çakılan demır... Bir oyun ya da filrade dirüenme süresi. 4/ Gece denizde balıkla- rın ya da küreklerin kımıldanışıyla olusan panltı. 5/ Yanağın alt kısnu... tnsan vücu- dunun dış yüzü. 6/ Bir nota... Mızrak uçlanna takılan küçük bayrak. 7/ Es- ki dilde çok yiyenler, obur kiraseler... Yapma, etme. 8/ Edebiyatta etkiyi ço- ğaltmak için bir şeyin tersini söyleye- rek aJay etrae... Tuzağa düşürülen şey. 9/ Koca... Yaka kürkü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kaplamalık ince tahta. 2/ Çevresi yollarla sınırlanmış- olan arsa... Islam inancına göre ölüleri raezarında sorgu- ya çekecek olan iki melekten biri. 3/ Hz. Muhammed'in dış görü- nüşünü, davranışlannı, sıfatlannı anlatan edebi yapıtlara verilen ad... Erbiyum elementinin simgesi. 4/ Mermi olarak çakıl taşı atan bir çeşit top. 5/ Dogma... Asya'da bir ırmak. 6/ Bir gösterme sıfa- tı.. Dinsel inançlan olmayan... Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullanılan araç. 7/ Kadın hapishanesi. 8/ Ünlü bir Roma impara- toru... Bir yağış şekli. 9/ Şımanklık... Fide yetişürmek için ayrıl- mış toprak bölümü. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Gençler ve sinema 28 ŞUBAT 1930 Genç bir kari yeni neslin sinemaya olan temayülünden şikâyet ediyor. "Genç kızlar en küçüğünden en büyüğüne kadar, kuvvetli bir mefkûreye bağlanmış gibi sinemaya âşık... Gençler en kuvvetli fikir cereyanlannın başına geçecekken her biri bir sinema aktörünü taklit ediyorlar... Ben, evlenmeğe karar vermiş bir gencim. Fakat tanıdığım kızlarda ne bir ev kadının evsafını, ne hayat kadınını, ne de fikir kadınının evsafım bulamıyorum. Bu bence bir ileri hareket değıl, geri gidiştir?* Kariin görüşünde çok doğru taraflar var. Fakat, biraz sâthî bir görüştür. Gençler sinemayı niçin seviyorlar? Hayal, macera, roman gençliğin taze ve canlı heyecanlannı okşıyan en kuvvetli saiklerdir. Bir zamanlar edebiyata, macera romanlanna bir afyon tiryakisi gibi sarılan gençlerin he^yecanile bugün sinemaya sarılanların heyecanı arasında faîk yoktur. Zaman değişmiştir, roman, tiyatro mevkiini sinemaya terkediyor. Ve geri bir hareket değil bilâkis ileri bir harekettir... Yalnız endişe edilecek nokta bunun gençlerde bir hırs haline gelip onları fikir cereyanlarına uzak bırakmasıdır... Bu mes'uliyet gençlerden ziyade evin, mektebin, gençlikteki fikir cereyanlannı idare eden fikir adamlarınındır. Fikir gıdasını alamıyan gençlerin sinemaya sarılmalan gayet tabiidir. CİCİ ANNE 30 YIL ONCE Cumhuriyet Agâh Erozan Milletvekilleri 28 ŞVBAT 1960 — fktisadi devlet teşekkülleri ile bu teşekküller tarafından kurulmuş . şirketlerde görev kabul eden milletvekilleri hakkında, CHP Adana milletvekili Turgut Yeğenağa'nın Maliye Bakanına tevcih ettiği bir yazılı soru önergesine verilen cevap, 12.2.1960 tarihli 36'ncı oturum Tutanak dergisinde yayınlanmıştır. Cevap aynen şöyledir: "3460 sayılı kanunla kurulan iktisadi devlet teşekkülleri ve bunlara bağlı müesseselerin adedi 26'dır. Devlet kurumları ve bankalar adedi yedidir. 3460 sayılı kanunla kurulmuş ve bu kanunun 41'inci maddesi gereğince Başvekâlet Murakabe Heyeti ve Meclis tarafından murakabeye tâbi şirketler 27 adettir. Bu şirketlerden Karaman Iplik ve Pamuklu Mensucat Sanayii T.A.Ş.'de Konya milletvekillerinden Remzi Birand, Nfustafa Bağrıaçık, Reyhan Gökmenoğlu idare meclisi âzasıdırlar. Adıyaman Pamuklu Sanayünde Içel mebusu Hüseyin Fırat, Sümerbankı temsilen idare meclisi âzasıdır. Kauçuk Sanayii T.A.Ş. de Etibankı temsilen Antalya mebusu Burhanettin Onat idare meclisi âzasıdır. Manisa Pamuklu Mensucat T.A.Ş. de Manısa mebusu Muzaffer Kurbanoğlu idare meclisi âzasıdır. Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Sanayii T.A.Ş.'de Izmir mebusu Kemal Serdaroğlu idare meclisi âzasıdır. İçel Selüloz ve Kâğıt Sanayii A.Ş.'de tçel mebusu Hüseyin Fırat idare meclisi âzasıdır. Sermayelerinde iktisadi devlet teşekküllerinin hissesi bulunmakla beraber 3460 sayılı kanunun murakabesine tâbi olmıyacak şekilde 104 adet şirket mevcuttur. tktisadi devlet teşekkülleri ve iştirakleriyle kurulmuş olan bu şirketlerdeki idare meclisi âzası yekûnu 743'tür. Bu şekilde kurulmuş şirketlerden Şekerbank T.A. Şirketinde meclis reisvekili Kayseri mebusu İbrahim Kirazoğlu idare meclisi âzasıdır. Bursa Kaplıcaları T.A.Ş. nde Meclis Reisvekili Bursa Mebusu Agâh Erozan İdare Meclisi âzasıdır. Diğer bazı şirketler idare meclislerinde D.P. mebusları bulunmakta ise de bu şirketlerdeki İktisadi Devlet Teşekkülü hissesi pek cüzidir. Yüzde 30 ve daha az nispettedir." GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Hakaret davası28 ŞUBAT 1989 Şair Nâzım Hikmet'e "sapık" "Yahudi asılh" diyen eski ANAP Genel Sekreteri ve Genel Başkan Danışmanı, milletvekili Mustafa Taşar hakkında açılan tazminat davası sonuçlandı. Nâzım Hikmet'in kızkardeşi Samiye Yaltırım'ın 3 Temmuz 1987 tarihinde Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı 5 milyon liralık manevi tazminat davası Taşar aleyhine sonuçlanırken mahkeme, Taşar'ı 750 bin lira tutarında tazminat ödemeye mahkûm etti. TARTIŞMA IDGSAVa No Oklu? Bugünlerde, 1982 yılında İDGSA iken MSÜ olan okulumuzun ismi tartışılıyor. Olaylann başlangıcından bugüne 10 yıl geçmiş ve bu yıllarda okuldan yüzlerce insan mezun edilmişken; bu insanların sorumluluğunu kim kabul edecektir? Altmışlı yıllar sonlan ve yetmişlerde doğan bizler irademiz, karşı koyma gücümüz dışın- da gerçekleşen olaylann tüm sıkıntısuu çek- mekte olan bir kuşak olarak, bu olumsuz ko- şullann yaratuğı üniversitelerde bugün yer al- mak durumundayız. Bizler 12 Eyliil dönemi- ni, ilkokul öğrencileriyken; biraz oyun, biraz heyecanla, ailemizin yorum ve tavn dışında fazla fark etmeden yaşamıştık. Bugün ise üni- versitelerin bilim üreten kurumlardan ne ka- dar uzak olduklannı kavnyor, özerklik ve de- mokratiklik kavramlarının yok olduğunu iz- liyoruz. Bugün üniversitelerimiz teknik lise-meslek lisesi düzeyinde kurumlar haline gelmişken; bu oluşumu hazırlayanlar 12 Eylül'cüler ve hayata hızla geçirenJer de üniversitelerde kal- mayı kabul edip, boyun eğen öğretim üyele- riydi. 12 Eylül'cüler karşılarında, kendilerin- den asker ve çıkar hesaplanyla küçülmüş bir topluluk bulmamış olsalardı, yaptırımlar bu kadar kalıcı, bu kadar derin ve kabullenilmiş olarak yaşanamayacaktı. 1980'li yıllarda üni- versitelerde yaşanan değişiklikleri tepki gös- termeksizin kabullenen, okul salonlannda 12 Eylul'cülerle VÖK başkanlaruu alkışlayıp teb- rik eden, okul programlannın son senelerini kendi iradeleriyle panolardan indiren, Temel Sanat ve Bilimler Fakültesi'nı YÖK'e bildir- meyerek kapatılmasını sağlayan, Server Ta- nilli'nin Sanal Tarihi kitabını YÖK'e okutul- maması için, incelenmesi talebinde bulunan, ders programlannın bir yandan boşaltılışına, Temel Sanat eğitiminin mimarlık bölümün- de kaldırılıp, diğer bölümlerde azaltılışma göz yuman, asistanların nöbet saatlerini kontrol edip, soruşturmalar açan, 1. Şube'nin soruş- turmalannın okullanmızda tamamlanmasını salğayıp polis görevini başarıyla sürdüren, sakal-kravat kontrolleri yapıp atölyelerde pantolon giyen kız öğrencilere soruşturma açılmasını talep eden, "öğrenci" kelimesini aşağılayıcı bir kavram olarak günlük hayat- SSK Emekli A^hklan SSK'nın kaynaklannı, devlet, yıllarca en düşük faizle kullanarak bütçe açıklarını kapatmaya yardımcı olmuştur. 1. Emekli Sandıgı'ndan yaşlılık aylığı alan- lara geçen yıl %100 üzerinde zam yapılarak yeterli olmasa da belli yaşam düzeyi'sağlan- rmştır. Ayrıca yakacak yardımı da Taban Emekli Aylıga eklenerek bir miktar da avan- taj sağlanmıştır. 2. SSK emeklilerinin durumu ise içler acı- sıdır, utanç vericidir. En yüksek SSK emekli aylığı, 424 bin liradır. Oysa Emekli Sandıgı'- ndan en yüksek emekli aylığı 1.5 milyon lira- dır.Yani SSK emeklisi, takriben 1 milyon li- ra daha az aylık almaktadır. Çok büyük bir fark vardır. 3. YetkMer SSK'nın aktüeryal dengesi daha fazla yaşlılık aylıgına müsait olmadığını her zaman söylerler. 4. SSK'nın aktüeryal dengesini devletin kendisi bozmuştur. Çünkü SSK'nın kaynak- larını, devlet, yıllarca en düşük faizle kulla- narak bütçe açıklannı kapatmaya yardımcı ol- muştur. Ayrıca KlT'lerden ve holdinglerden trilyonlarca liralık prim alacaklannı tahsil et- memiştir. 5. Bu durumda Emekli Sandığı'na devle- tin yardım ettiği gibi SSK'ya da yardım etmesi devlet güvencesi gereğidir. Yıllarca zor şart- lardakı emeğin karşılığı, bu kadar düşük emekli aylığı olamaz. Aynca 25 yıl önce oden- larına sokan, ülkemiz olaylarına tepkisiz ka- lıp yok sayan, kısacası bugün üniversitelerin acizliğine 10 yıl öncesinde alkış tutan öğretim üyelerimiz bu acizlikten, 12 Eylül'cüler kadar hatta onlardan da fazla suçludurlar. Bugünlerde, 1982 yüında İDGSA iken MSÜ olan okulumuzun ismi tartışılıyor. Olaylann başlangıcından bugüne 10 yıl geçmiş ve bu yıl- larda okuldan yüzlerce insan mezun edilmiş- ken; bu insanların sorumluluğunu kim kabul edecektir? Üniversite öğrencilerinin yetersiz ve inisiyatifsiz olduklan ne kadar gerçekse; bu- nun öğretim üyelerimizin sorumsuzluğu oldu- ğu da bir o kadar gerçektir. 80'li yılları ilko- kul sıralannda karşılayanların tek suçu, bu okulların üniversite olduğunu kabul etmeleri olabilır. Bugün de isim değiştirerek, öğrenci atıp üniversitedeki eğitimin kalite kazanacağına inanan, öğrenci-öğretim üyesi ilişkisini de- vamlı sekteye uğratan, öğrenci sorunlanyla il- gilenmeyi basit rehberlik ilişkilerinde çözüme ulaştırmayı düşünen, kalitesizliğe sayı coklu- ğunu neden gösterirken yetersiz okul hizmet- lerinin farkına varmaktan cekinen, değişen il- ke ve düşüncelere saygı göstermeksizin baş- tan reddederek bilimsel davranıştan uzak ya- şayan ve tüm aksaklıklann sebebi yıllar ön- ceki edilgin konumları olan bu insanlann suç- lu olduklarına inanıyor ve "ögretim iiyeleri" olduklan binaları üniversite olarak kabul ede- rhiyorum. ŞULE KANGÜLEÇ MSÜ Mimarlık Ögrencisi miş primlerin değerlendirilmesi iyice yapılır- sa, SSK'da eski ve yeni emekliler dt yaratıl- masına gerek kalmaz... Bütün 'sosyal güvenlik kuraluşlan'na ait yaşlıhk aylıklan, hizmet süreleri, ödenen prim miktarları (yılların enflasyona göre değerlen- dirilerek) ve emeklilere sağlanan diğer olanak- lar da dikkate alınarak eşleştirilmelidir. llgüilerin toplumumuzda zamanla artan sosyal uçurumları kapatacak şekilde konuya ciddiyetle eğilmeleri bir devlet görevi olduğu gibi, Avnıpa Topluluğu'na girmeyi çabalayan ülkemizin çözmesi gereken insan haklan ko- nusudur. SSK'dan Emekli Bir Gnıp Yüksek Mabendis/tstanİMil OKURLARDAN AÖF'de sorunlar giderek büyüyor Açık öğretim Fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Diğer üniversiteler gibi bizim de pek çok sorunumuz var. Okulumuz 1982 yılındari beri eğitim - öğretim hizmeti vermektedir. Ülkedeki üniversiteli potansiyelini şişirmek için her yıl 60.000 kişi fakülteye alınmaktadır. Okulumuzun öğrenci sayısı 300.000'li rakama ulaşmıştır. Bu insanlann çok ufak bir bölümü mezun olabilmekte, olanlar ise statülerine uygun bir iş bulamamaktadırlar. Öğrenciler, okul harcı - basılı malzemeler ve sınav parası adı altında kişi başına 91.000.TL. ödemektedirler. Öğrenci sayımız göz önünde bulundurulduğunda ortaya çıkacak rakamın, küçümsenmeyecek bir rakam olduğunu görürüz. Fakültenin ayakta kalmasını sağlayan bizim paralarımızdır. Buna rağmen, bu seneye kadar akademik danışmanlık hizmetleri (A.D.H.) gördüğümüz üniversitelerin, yemekhane, sportif, kültürel ve sağlık hizmetlerinin hiçbirinden yararlandırılmadık. Bu üniversitelerin (l.Ü. ve M.Ü.) yetkilileri ise gerekçe olarak, fakültemizin kendilerine ödenek vermemesini göstermişlerdir. 300.000 kişilik bir mevcuda sahip okulumuzun birincil problemlerinden bir tanesi de, dernek kurma hakkımızın engellenmesidir. Gerekli müracaatların yapılmış olmasına rağmen sonuç alınamamıştır. öğrencilerin, örgütlenmesi engellenerek sorunlanmızın kamuoyuna duyurulmasının önüne set çekilmiştir. Öğrenciler, iki günde, dokuz sınava girerek, sınav komedisi yaşamakta ve başarı oranı düşmektedir. öğrencilerde olumsuz etkiler bırakan bu koşullar defalarca yetkililere iletilmiş, fakat olumlu yanıtlar alınamamıştır. A.Ö.F. öğrencilerinin sorunlarına bir yenisi daha eklenmiştir. Bu yıla kadar İ.Ü. ve M.ÜMe gördüğümüz A.D.H. ;ok gecikmiş olarak, cumartesi ve pazar olmak üzere tstanbul'da iki lisede başlatümıştır. (Geçen yıllarda A.D.H. haftada 5 gun olmak üzere aralık ayımn başında İ.Ü. ve M.ÜMe başlıyordu). Fakülte yönetimi, hiçbir gerekçe gösterme zahmetinde bulunmadan A.D.H!yi liselere kaydırmış ve dersleri haftada 2 güne indirgeyerek, üniversitelerdeki ders görme hakkımızı gaspetmiştir. Öğrencilerinin parası ile helikopter alabilen ve okul içinde yeni tesisler yapabilen yönetim, A.Ö.F. öğrencilerinin yoğun olduğu tstanbul'da kendine ait bir bina almamıştır. A.D.H.'nin tekrar üniversitelerde başlatılmasını, üniversitelere gerekli ödenek verilerek yemekhane ve mediko sosyal hizmetlerden favdalandırılmamızı, dernek kurma hakkımızın tanınmasını, sınav günlerinin fazialaştınlmasını talep ediyorum. Çağdaş, özerk, demokratik ve YÖK'süz üniversiteler özlemiyle, bu olumsuz koşulları ve bu koşullann oluşmasına emeği geçmiş kişi ve kurumları protesto ediyorum. UĞUR SETEN A Ü A Ö F Ögrencisi GALERİ • ATÖLYE PERA 146 97 38 -132 64 26 G A L E R I BEYTEM BEYTBM KOLEKSIYONUNDAN NAIF HESİM MEHMET ARPACIK 16 Şubat -17 Mart Büyukdere Cad. Beytem H«r ŞıSlı 131 23 00 MMATGALfRtt ı SABAHATTIN LAYIK Rı-Mnı Scrçivı : ; Şuh:ıl-^l M:ırl Kıılt/Hi V*. Il<) Te&ikiye • Plesi-Cumo 9 30-18 00 ' C1esı930-1700 YILMAZ MERZIFONLU Resim Sergisi 27 Şubat-10 Mart "90 SOYAh SANAT GALERİSİ Bûyükdere Cad. No: 38 Mecidiyekay 175 09 10 (20 hal) ERENKÖY İŞ SANAT GALERİSİ BAHATTİN ODABAŞI Resım Sergisı 13 Şubai-3 Mart Bağdat Cad. 296/4 Erenköy 356 01 68 SAİT SOKMEN SANAT MERKEZİ AJANS GAYE SÖKMEN Manken ve Fotomodel Adaylarına Duyuru Meslek edinmek isteyen gençleri yetışhmnek üzere fotoğraflan He bırtHcte ajansınruza bekjryoruz Katılma Koşulu: Bayan: 1.75 cm. ve üstü Bay. 1.80 cm. ve üstü Adres: Kanjkenl A-1 Nok Pasajı Levent (Levazım Sb. Sitesmin Aşoğısı) Tel:172 27 81 -174 27 56 AEDPA «tımTekstilbank Sanat Galerisi NASİP İYEM Pişirilmiş Toprak ve Resim Sergisi 14 Şubat-5 Mart Husrev Gerede Cad. 126 Tesvıkıye Meydanı 136 12 79 TEM SANAT GALERİSİ ADNAN VARINCA Resim Sergisi 300cak28**atl990 Kjyuiubostan Sotok Na 44/2 Nımet ApL Tei- (11 W7 08 99 T47 97 56 y ATİLLA EKŞİNOZLUGİL Anlilcacılof Çarjısı Hocnc» Knm Tulumbo Sok No 12 49 50-51 52 Fotih UÎ60 Ist 521 35 11 ÇOPERA) SANAT CAL E ITI S I TÜRKAN ARIKAN İSMAİL F. SOYSAL Resim Sergisi 19 ŞUBAT - 10 MART Etap Marmara Otal Yanı Opera I; Hora TAKSİM 149 72 02 ÇERÇEVELENMEMİŞ BİRESER HENÛZ BİTMEMİŞTİR CRAVÜRL£RLE YÜZYIL SERGİ (SÜREKLİ AÇIKTIR) GALERİ ÇERÇEVE GALİPDEDE CAD TIMARO SOK. N0 5 80050 TTJNEl İST. 151 26 51 NERİMAN ERKUT Sanat fialerisi SAÜH ACAR AÜ ATMACA MARİA KILIÇLIOĞLU AYSU KOÇAK KASIM KOÇAK YILMAZ SULÛKÇU BERÇ TOROSER YAŞAR YENİCELİ BURHAN YILDIRIM Yeni »e Seçme Eserler Sergisi 23 Şl*at - 20 M«rf90 Huıreli Cad Mıtbıacı Osm»l»y Sok 35/2 Erkul Apt OsmanlMy 146 05 47 MACKASANAT GALERİSİ BİLGE ALKOR 27 Şubat-7 Nlsan Eytam Cad. 31 /A Maçka 140 80 23 Sergi Duyurulannrz İçin 146 97 38-132 64 26 POLİTİKA VE OTESÎ MEHMED KEMAL Anıların Aynasında... Oktay Akbal'ın anılannı okuyorum. Oktay anılara 'günlük' di- yor. 1965-1967 yıllarında tutmuş olduğu günlükleri Anılarda Görmek' başlığı altında toplamış. Bu anıları daha önce de oku- duğumu anımsıyorum. Evet, ikinci basımı imiş. Okurken anla- dım, anılar derli toplu, bir çerçeve içinde yazılmış. Yazılırken, ki- taplara girecekmiş gibi yazılmış. Resmi elbiseli anılar. "Günce tutmayı çocukluğumdan biri sevdim" diyor. "Ortaokul, lise sıra- larından beri defterlere yazdım..." Oktay Akbal, günce, günlük, anı hepsini kullanıyor. Oysa öte- ki yazarlar Salâh Birsel, Behzat Ay, Naim Tirali bunlardan birini yeğliyor. Anılar yazılmış, ama sonradan üstünde biraz oynanmış gibi geliyor. Her neyse iyi etmiş de yazmış, yazmasa birçok şey- den haberimiz olmayacaktı ya da birçok şeyi unutup gidecektik. Fahir Onger'le Sait Faik Elit kahvesinde otururlarken, bir so- ruya, "Ben oldukça cahil bir yazarım." yanıtını veriyor. Saif Faik gösterişi sevmezdi 1965 yılında seçimler var, partilerin adayları belli oluyor. Yaşar Kemal, Mahmut Makal TİP listesinde, Naim Tirali, Reşat Titiz, Babur Ardahan da CHP listesinde yer alıyor. Başlarda değil ortalarda. Ahmet Muhip AP listesinden Sinop1 ta. Neden bilmiyorum Muhip memleketi Sinop'tan ne zaman adaylığını koysa CHP kazanıyor, AP yitiriyor. Muhip bir tûrlü mil- letvekili olamadı. Ama İş Bankası yönetim kurulu üyeliği de mil- letvekilliğinden az değildi Motorlu trende yemek yeniyor. Nizamettin Nazif karşı masa- da oturuyor. Birden bir gürültü oluyor. Bir tabak kırılıyor. N,izam bağınyor, "Bir ses çıksın da ne olursa olsun, isterse bir tabak kırılsın" Sart Faik Hürriyet'e her gün bir öykü yazıyor, kimi kendinden, kimi çeviri. Bazan çeviri unutuluyor, telif gibi oluyor. "Korkunç Tren" bunlardan biri. Sait Faik'in sanıp bunu Fransızcaya çevi- renler de oluyor. Apollinaire'den okuyor. Baudelaire'in bir metresi varmış, Je- anne Duval... Şaire bakmak için eski işine dönüyor. Sokaklar- dan erkekleri çeviriyor. Bir kezinde bütün gece erkek bulamıyor. Sonunda yaşlı bir adama rastlıyor, derdini anlatıyor Adam acı- yor, biraz para veriyor. Eve dönüşünde Jeanne Duval durumu şaire anlatıyor. Şair birden kızıyor, "Hayır, böyle adilik olmaz, di- yor. "Gideceksin aldığın parayı ihtiyara geri vereceksin." Bir gün işe giderken şair balkondan bağınyor: "Yattığın adamlara bu işi benim için yaptığını soylemeyi unut- ma!.." Atatürk için anlatırlar. Bir gün sofrada şair Abdülhak Hamit'i Paşa, Kulçığır diye çağırır. Ama şair hiç oraiı olmaz" Atatürk bu kez adıyla çağırınca, şair, "Ben şairim, kulçığır değilim.." der. Meğer uzmanlar kulçığırı şair yerine benimsetmeye çalışırlar- mış. Atatürk şaire takılmak ister. Salâh Birsel de Ali Püsküllüoğlu'nun bir radyo konuşmasın- da 'yır' sözcüğüne takılır. Ataç'ın bulduğu bu sözü hiç sevmez. "Ben ömrümce hep şiir yazdım yır değil" der. Kömür ocaklarında patlamalar oluyor ya, yıllar öncesi bir kö- mür ocağına inmiş, şöyle anlatıyor: "... Zonguldak'taki Uzun Mehmet kuyusuna inmistim. Üç şa- ir dostla birlikte. Bir iki saat kalmıştık yüzlerce metre derinlikte. Uzun uzun korıdorlar. Atla çekılen (katır olacak) kömür yüklü ara- balar, kapkara insanlar, duvarlarda şarkı parçaları, şiir mısrala- rı, küfürler... Hep özlem, hep acı, hep sıkıntı. Altmış kuruş zam istiyorlarmış. On lira için bütün gün yeraltında kazma sallayan- lara çok görülen altmış kuruş... Kömür karasına kan karışmasın." Anılar geçmişi anımsatırken geleceğe ışık tutuyor. Değişen ne var o günden bugüne kömür ocaklarında koşullar değişme bil- memiş... Gene patlamalar, gene ölümler. ORHAN APAYDIN ANMA TOPLANTISI AÇILIŞ ILHAN SELÇUK 1990 ORHAN APAYDIN İNSAN HAKLARI VE HUKUK ÖDÜLÜ TÖRENİ SUNUŞ Dr. ERDAL ATABEK ÖDÜL KURULU OKTAY AKBAL / TARIK AKAN Dr. ERDAL ATABEK / Av. GÜLÇİN ÇAYLIGİL OKTAY KURTBÖKE / UĞUR MUMCU / İLHAN SELÇUK PANEL HUKUK VE İNSAN HAKLARI AÇISINDAN 1989-1990'DA TÜRKİYE YÖNETEN Av. GÜLÇİN ÇAYLIGİL KONUŞMACILAR ATAOL BEHRAMOĞLU / UĞUR MUMCU / Av. ERGİN TÜRSOY 28 ŞUBAT 1990 GAZETECİLER CEMİYETİ BURHAN FELEK SPOR SALONU SAAT 14.00 KARAR T.C OSMANİYE SULH CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1989/309 Karar No: 1989/984 Hâkim: Tülay Kaya 30U4 Kâtip: Mehtap Var Davacı: K.H. Sanıklar: 1- Musa Yılmaz, Mehmet ve Güllü'den olraa, 1963 doğura- lu, Osmaniye Yaverpaşa Mah. N.K. olup halen aynı yer 49 sayılı yer- de oturur. Bekar, okur yazar, Türk, İslam, sabıkasız ve işçi. 2- Ali Yılmaz, Mehmet ve Güllü'den olma 1951 doğumlu Yaverpa- şa Mah. N.K. olup aynı yerde oturur. Evli, 3 çocuklu, okur yazar, Türk, İslam. sabıkasız. . 3- Durmuş Yılmaz, Mehmet ve Güllü'den olma 1955 doğumlu Os- maniye Yaverpaşa Mah. N.K. olup halen aynı yerde oturur. Gayri resmi evli, 2 çocuklu, okur yazar. Suç: Damgasız et satmak. Suç tarihi: 23/1/1985 HÜKÜM: Her üç sanığın TCK. 64. maddesi delaleti ile TCK. 396, 59/2,402. maddeleri gereğince sonuç olarak sanıkların ayn ayrı 2 ay 15'er gün hapis ve 4167'şer lira para cezası ile cezalandırılmalarına, sanıklann cürme vasıta kıldıklan meslek ve sanatmın 2 ay 15 gün müd- detle tatiline, takdiren 7 gün süre ile suça konu iş yerinin kapatılmasına. Karardan bir suretinin Ankara - Istanbul ve İzmir'de yayımlanan tirajı 100.000'in üzerinde bir gazete ile Osmaniye'de yayımlanan ma- halli bir gazelede ilanına, 6250 TL. yargılama giderinin sanıklardan müteselsilen tahsili ile Hazine'ye irat kaydına sanıklardan Durmuş ve Ali'nin yüzünde, Musa'nın yokluğunda yasa yolları açık olmak üze- re karar" verildi. 22/1/1990 Basın: 16891
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle