23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibı: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazeıetilik Türk Anonim Sırkeıı adına' Nadir Nadi 0 Gene! \aym Muduru H«san Cemal, Muessese Muduru: Emiae l'şaklıgil. Yazı Işleri Muduru: Oka» Goncnsia. 0 Haber Merkezi Muduru: Yslçın Bayer. Savfa Duzem Yoneımenı: AK Acar, 0 Temsılaler ANKARA. AhınM Tan. İZMIR; Hiknrl (,«lnk«ya. AD\\A: Çetin Yijtnoglu i, PolıtıU: Cdal B«tanf9Ç. Drç Habctler: Ijgrnı h«lcı, tkonomı: C'mgu Turfeuı. I, Sendıka: ^ « KrMıri, Kııhur Cttal IMH EgKim: Oacı> Şa)**", Haber Ara>urma: İsm« kierVan, Yurt. Haberlerı Nccdd DoftM. Sptv Dajııynanı: 4bdu!k*lir Yuccfenaıı. Din Yaalar: KCTCT. (.«hjkuı Arajurma: jakiıı Alpm. Dmcttmr Ab<WUı Ymncı. • kuordınalflr Ahmrl Koraban. • Malı Işier Krol Ejfcut, 0 Muhısebe: Biıknt Vraer 0 Blitve-Planiama: Se*gi Osmaııbeşeofthı 0 Rfkiam: Ayy; Tonın. 0 Ek Yayınlar Hühv Ak>ol # Idare Husoın (itrrr. 0 Htame: Önder Çdik, 0 Bılgı-lsİCTn: Saıl İıul. 0 Personci Srvo Bosuncıo£lu. ftoun .r »bran ( umhunıf Malbaaalık vr GaMeciljk TA^ Turk Odj! C-ad 39/41 f f u ı u |M PK 2«vlstanbul Td: 512 05 0! (20 haj. Tücı 2ZM« Faı: (II 526 60 72 0 fiûrıto- AnLan: Zı>a Ookalp Blv. Inkılap S. No: 19/4. TM. 133 11 4M7, Töâ 42J44 ftj. (4) 133 (I? K • Urair H 7jva Blv 1352 S.Z'3. Td: 13 12 30. Tdo: 52359 Fat (51) 19 53 «0 : Inonu iad. II<J S. No: 1 Kaı I, Tefc 19 37 52 14 hal). Tdoc 62155, F»x. (71) 19 37 52 TAKVtM: 28 ŞUBAT 1990 Imsak: 5.09 Gıineş: 6.34 Öğle: 12.21 lkindi: 15.27 Akşam: 18.00 Yatsı: 19.19 Fransız Paleontolog Yves Coppens'e göre 'alternatiftakılan' maymunlar iki ayak üzerindeyürümeyi başlattı Iıısaıım atası: Marjinal mayımınAnadolu, insanın beşigi mi? Arkeolog ve paleontologlar, milyonlarca yıl önce Doğu Afrika ve Avrasya'da (Anadolu) yaşayan canlıların iskeletlerini inceliyorlar. Amaç, maymunların hangi aşamalardan geçerek "insan" haline geldiklerini bulabilmek. Homo habilis İnsanhk zincirinin ilk atalarından sayılan ve yaklaşık 3 milyon yıl önce toplu yaşamaya başlayan homo habilisin ilk I yerleşim bölgelerinden birinin, bugünkü Anadolu olduğu tezi üzerinde dur uluyor. I Marjinal "dede" Fransız paleontolog Coppens, maymunlann dört ayak üzerinde gezindiğini, ancak bugünkü deyimle "marjinal" ya da "alternatif" davranan bazı maymunlann iki ayak üzerine kalktığını söylüyor. Yararlı alışkanlık İki ayak üzerine, bazen değişiklik olsun diye, bazen de zorunlu fiziksel nedenlerle kalkan maymunlar kısa sürede bunun meyve toplamak gibi yararlı işleve yol açtığını öğreniyor. Sonralan bütün maymunlar, marjinallerin yaptığını yapıyor. tkinci alet İnsanlığa geçişte en önemli etkenlerden biri, taş vb. gibi "birinci" aletlerden "ikinci" bir alet üretebilmek. 20 milyon yıl önce maymunlar da alet kullanıyor. lnsanlaşma, ancak "ikinci aletin" üretilmesi ile birlikte başhyor. Atalanmızın soyağacı Hegyptopitfıeque (Mısır 35-40 milyon yaşıraa Proconsul (Doğu A(nkalı| 20-22 milyon yaşında Homo Habılıs. ilk kez Avrasya'da topluca yaşamaya basladı I Kenyapittıeque (Kenyalı) 10 milyon yasınds / Büyuk maymunlar (Gorıl. şempanze) (Doğu Afrikalı) / Australopıtheque lAvustralyalı) 7 milyon yasında Australopıtheauelenn soyu ilk ınsanlarla bır sûre bir arada yaşadıkün sor r a tûkendı hayef Homo geçen canlı varhğın temel özeili- gi, ürettigi ilk aielten ikinci bir alet üretebilmenidir." Fransız yönetmen Jean Jacqa- es Annaud'nun "Ateş Savaşı" fil- minde de anlatıldığı iizere, örne- ğin Japonya'da yaşayan bir tür maymunun yıkanmak, yemek ha- zırlamak, hatta toplu tören yap- mak gibi insana mahsus olduğu- nu sandığımız eylemler gerçekleş- tirdiği biliniyor. Maymunluktan insanlığa geçı- şin tarihinde, en önemli faktör, ya- pılan ilk alet ve bu ilk aletle daha sonra üretilen ikinci aletler... Ka- zılarda da bu ikinci alet sayısının kronolojik olarak arttığı saptanı- yor. 1.5 milyon yıldır konuşan insan Dış Habericr Servisi — Fransız, Ingiliz, Amerikalı arkeolog ve pa- leontologlar her kazının, her la- baratuvar çalışmasının sonunda, bilimsel dergilerde ya da seminer ve sempozyumiarda aynı sorula- ra cevap anyorlar: Maymun nasıl insan oldu? Evrim süreci nedir? Yeryüzündeki iklim değişiklikleri canhları nasıl etkilemiştir? May- munlar dünyanın hangi bölgele- rinde insanlaşmaya baslamıslar- dır? Konunun uzmanlanndan Fran- sız paleontolog Yves Coppens, bu konuyu Paris'te yayımlanan "No- nvel Observatear" dergisinin son sayısında "tlk İnsan Hakkında lf- şaatlar" başlığı ıle kapak konusu olarak işledi. Insanlık tarihinin evren tarihi ile koşut gittiğinj hatırlatan Co- ppens, yeryüzünde canlıların ilk olarak 4 milyar yıl önce keşfedil- diğini belirtiyor. "Aslında şu an- da penceremden gordügünüz agaç, arkadaki dağtar ve ben, he- pimiz aynı ailenin birey uosurla- nyız" diyen Fransız uzman, insan- hk tarihinin "degşiaı ve evrimier" sayesinde geliştiğini sapoyor "Ba- kın mesela yiirüme eylemi de bir degişinıia, bir evrimin soaocudur. Maymunlar, önceleri hep dört ayak üzerinde yer değiştiririerdi. Ama bugünkü terminoloji ile ay- lun, alternatif ya da marjinal di- ye adlandırabüecegimiz kinıi may- munlar, belki de sırf değişiklik ol- sun diye, ama aynı zamanda ön ayaklanndan yararlanmak için iki aj-aklanyla yüriimeya başladılar. Belki ön ayakian yaralı filandı, onun için iki ayak üzerinde yuni- mek zonındaydılar. ama her ha- lükârda, iki aj^k üzerinde yürii- yünce ön ayaklannı da meyve, ot toplamak için kuUanabiliyoriardı. Zamanla, giderek tüm maymnn- lar bu işlevsellikten yararianmak istediklerinde onlar da iki ayak nzeriode yürümeye başladılar" di- yor Coppens. Ancak bilim adamının açıkla- malarında gecen "zamanla" söz- cüğü, en az 10 milyon yühk bir sü- reyi kapsıyor. tkinci aleti yapabilmek Şimdiye kadar Mısır'da, Avras- ya'da yapılan kazüann sonuçlanm da aktaran Coppens, en eski ata- lanmızın bu iki bölgede yaşamış olduklarının bilindiğini hatırlatı- yor. Memeli hayvanlann kendi ara- lannda çiftleşerek yeni tiirler üret- tiğini, Arap yarımadası, Mısır ve Anadolu topraklannda yasarken çeşitli uzuvlannda değişikliklere uğradığını da belirtiyorlar. Nükleer bivolojinin sağladığı olanaklar sayesinde kalıt ve iske- letlerin yaşlarının "100.000 (yüz- bin) yıllık yanılma payıyla sap(a- nabUdigini" belirten Fransız uz- man, maymunla insan arasında- ki temel farkın, genel olarak ka- bul gören bir tez uyarınca "akıllı davranmak" olmadığıru söylüyor ve şu açıklamayı getiriyor: "May- munlann da beyinleri vardır. Üs- telik gerek konıntnak gerekse av- lanmak için akıllı davrandıkian da saptanmıştır. Alet icat etmek ve alet kuüanmak da insanlara raabsus bir edim degildir. Çünkü 20 milyon yıl önceki maymnnla- nn da alet kullandıklan biliniyor. tnsanı maymundan ayırt eden yani Hegyptopiteque/Procon- sol/Kcnyapiteqae ve nihayet Aust- ralopitheque isimlerini v^rdiğimiz m^mnnlardan önce Homo Ha- bilis. sonra Homo Erectns ve ni- Maymunu ınsandan ayırt eden bir baska önemli fark da konuş- mak... Coppens, "Homo Habilis konuşmasını biliyor muydu?" şeklindeki bir soruya şu yarutı ve- riyor: "Kesin olarak evet ya da h-ıyır demek çok zor. Ancak kesin olan bir şey varsa o da Australopithe- que'in konosmadıgıdır. Çünkü ka- fataanda >3püan inceteme, bu ya- ratıgın konusamadığını kaıutla- rmşür. tnsan, yaklaşık 100.000 yıl önce kendi biyolojik kaderine ege- men olmaya başladı. Ancak ko- nuşmaya galiba 1.5 milyon yıl ön- ce başladı. Yani Homo Hamilis- likten Homo Erectusluğa geciş aşaması sırasında. O dönemde ku- nı ikh'mde yaşayan geç Homo Ha- bilis, nefes borulannın da iklime uygunluk göstermesi sayesinde ilk sesleri çıkarmaya başladı. Daha sonraki evrim aşamasında ise gırt- lagın boyun hizasmda oluşması, insanı ses çıkarmaklan heceieme aşamasına getirdi. Çünkü konus- ma dedigimiz şe>, aslında nefes al- manın illegal ya da korsan bir bi- çimidir. lşte insan o zamandan be- ri konuşuyor..." NE WS WEEK'TE INCELEME Türkler farkedildiDış Haoerier Servisi — News- week Dergisi, 5 mart tarihli sayı- sında, Sovyetler Birliği'ndeki Müslüman halklar arasında gö- rülen ayaklanma hareketlerindeki Türk boyutuna dikkat çekerek, uzun siireden sonra dünyarun ye- niden Türklerin farkına vardığı- nı belirtiyor. Derginin verdiği haberde, "Sovyetler Birliği'nin Orta Asya steplerinde vaşajan Muslümanla- nn aylardan beri manşetlerden düsmeyen isyanlannın çok daha az bilinen bir yönü var. Sovyel Sosyalist Cumhuriyetler Birliği çatısı altında yaşayan Muslüman- lann 50 milyonunu -yani büyük bir çogunlugunu- 6. yüzyılda Çin'den çıkarak uzun süre Avras- ya'ya hâkim olan, Turkce konu- şan boylann tonınlan olan etnik Türkler oluştunıyor" deniliyor. Uzmanlar Sovyet Müslüman- larının kendilerini öncelikle "Türk" olarak lanımladıklamıı belirtiyorlar. Philadelphia Dış Politika Araştırmaları Bölümü'n- den Dr. Daniel Pipes "Son bir kaç ayda Türk olmak büyük önem kazandı" diyerek "Eğer bu IdşOer Islamcı olsalardı tran'a dö- nerlerdi, miliiyetçi oldukları için Türkiye'ye dönüvorlar" diye ek- liyor. Genel olarak miliiyetçi akı- mın büyük Türkiye'yi oluştur- mak için devrimci bir atağa kalk- maktan çok Moskova'nın ulusal birliği sağlamakta güçlük çekti- ği şu sıralarda Türk kimliğini ye- niden yaratma amacında olduğu düşünülüyor. Etnik Türkler arasındaki en ciddi bağı hiç kuşkusuz dil oluş- turuyor. Balkanlar'dan Orta As- ya'ya kadar olan geniş topraklar- da Türkçe konuşulabiliyor. Bul- gar Türklerini göçe iten nedenle- rin başında Türkçe konuşulma- sının yasaklanması geliıken, Türkçe konuşulan Sovyet cum- huriyetleri Azerbaycan, Özbekis- tan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'daki ilk miliiyetçi hareket, resmi dil olarak "Rusça yerine Türkçe kullanma talebi sa- yılıyor. Türkler hakkında ilk yazılı bil- giler Moğolistan'daki mezar ya- zıtlanndan elde ediliyor. 6. ytiz- yıla dayanan bu yazıtlarda 200 yıl süren ilk Türk imparatoriuğunun kuruluşu hakkındaki kayıtlar okunabiliyor. Ortadoğu'daki en büyük Türk imparatorluğunu Hindistan'dan Ege'ye kadar olan toprakları alan Timurlenk'in kur- duğu biliniyor. Bugün Türkiye"de 50 milyon kişi yaşıyor. Türkiye dışında Çirf den Yugoslavya'ya kadar uzanan geniş bir bölgede ise 70-80 mil- yon Türk bulunuyor. Sovyetler Birliği'ndeki Türkler seslerini yükseltiyorlar. Ankara Cniversitesi'nden Aydın Yalçın1 ın belirttiği gibi "Glasnostnn il- ginç bir gelişmesi olarak bu kişi- ler artık kendilerini Türk diye ta- nıtmaktan korkmuyorlar." Türkiye bu durumda son dere- ce nazik bir konumda bulunuyor. Osmanlı Imparatorluğu'nun çö- küşünden sonra dış ilişkileri ke- serek içe dönen Türkiye diğer Türklerle de ilişkiye girmemişti. Bugün Türkiye'nin Orta Asya'da- ki hareketler konusunda taraf- sız" olmayabileceği kabul ediliyor. Türkiye'nin konuyla ilgili pozis- yonunu belirten Cumhurbaşkaıu Turgut Özal'ın söylediği gibi, "Türk hükümeti bir imparalor- luk fikri peşinde değil. Arzula- nan şey her nerede olursa olsun Türkçe konuşan halklann kültür ve kimliklerini koruyabilmeleri." Maçka Anadolu Gazetecilik Lisesi 1. sınıf öğrencileri boş derslerden yakınıyorlar 6 Ders olsa da çalışsak'Haftada toplam 44 saat olan derslerinin 20 saati boş geçen öğrenciler, "Öğretmenimiz yok, bizimle ilgilenen kimse yok. Yalnızca kültür derslerini görüyoruz. Meslek derslerini öğrenemiyoruz" diyorlar. FİGEN ATALAY Derslerinin boş geçmesinden, ödev yapamamaktan, öğrendikle- rini unutmaktan yakınan öğren- ciler duydunuz mu? Duymadıysa- nız biz size bu "anonnal" öğren- cileri tanıtmaya çalışalım. Bu öğ- renciler, gazeteciliği lise düzeyin- de öğretmeyi araaçlayan Maçka Anadolu Gazetecilik Lisesi'nin bi- rinci sınıfında okuyorlar ve bu 13 öğrencinin haftada toplam 44 saat olan derslerinin 20'si boş. Bu boş derslerin tamamı da gazeteciliğin temelini öğretmeyi öngören mes- lek dersleri. Milli Eğitim Bakan- hğı Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürii Mehmet İyigün, bu ders- lerin öğretmenlerini yetiştiren bir kaynak bulunmadığıru belirterek, bu konuda gazetecilerden "oltun- lu yaklaşım" beklediklerini söy- lüyor. Gazeteci olmayı düşleyen Der- ya, Süleyman, Ebru, Sevinç, Ba- nş, Murat ve Erol, meslek lisesi sınavlarını kazanarak bu okula girdiklerinde çok sevinmişler. He- le lisenin yalruzca Ingilizce ders- lerinin verildiği hazırlık sınıfında bu dili de öğrenmeye başlayınca, "dil biien gazeteci olacagız" di- ye sevinçleri bir kat daha artmış. Ancak bu öğretim yılında lise bi- rinci sınıfa başladı klarında değil öğretmen, doğru dürüst sınıflan bile olmadığıru görünce, sevinç ve umut, yerini hayal kırıklığına bı- rakmış. Yaşıtlannın büyük çoğunluğu birbiri ardına derslere girerken, "ah şu dersin hocası gelmese de 13 KİŞt OKUYOR — Maçka Anadolu Gazetecilik Lisesi'nin 1. sınıfında 13 kişi okuyor. Derslerin haf- boş gecse" diye hayal kurarken, tada 20 saati boş geçiyor. (Fotoğraf: M. Emin Saraç) zamanlannın büyük bölümü sine- maya giderek, okey oynayarak, sokaklarda dolaşarak geçen bu öğrencüerin öykülerini kendi agız- larından dınleyelim: "Ögretmeniıniz yok, bizimle il- gilenen kimse yok. lngilizce, fo- tografçıltk, ses, görüntü kayıt ci- hazlan, baskı yayım malzemeleri derslerimiz öğretim yılı başından bu yana boş geçiyor. Yalnızca kültür derslerini görüyoruz. Bu derslerin hocalan da sınıfta 13 kişi olmamıza rağmen bizimle fazla U- gili degiller. Bazen geliyor, bazen geimiyoriar. Bazen son derste bi- zi bırakıyoriar, sınav kâgıtlanmı- za bile doğru dünist bakmıyoriar. Hazırlık sınıfında tngilizceyi çok iyi öğrenmeye başladık, ama şim- di unutmaya başladık. Bu okula girdigımiz için pişmamz. Tembel- leştik. ogrenci olmayı unultuk. Ne ögrenci gibi giyiniyoruz, ne ogren- ci gibi davranıyoruz. Gazetecili- ği öğrenmek için bu okula girdik, degfl gazetecilik, biçbir şey öğren- digimiz yok. Norraal bir okula gitseydik hiç olmazsa iıniversite- ye ginne şansımız olurdu." Bu öğrencilerin "sınıflan da sırufa benzemiyor. 183 basamakla çıkılan sınıf çatı katında. Yani te- neffüste bahçeye inmeye kalksa- lar yan yolda derse giriş zili çalı- yor. Demir parmaklıklarla kaplı pencereden baktıklannda yalnız- ca okul damının kiremitlerini gö- rebiliyorlar. Dar ve çok alçak ta- vanlı sırufta, her sınıfta mutlaka bulunması gereken Atatürk fo- toğrafı, tstiklal Marşı ve Ata- türk'ün gençliğe hitabesi yok. Sı- rufta hoca sandalyesi, çöp teneke- si gibi "aynntı"İar da yok. TV-5 bu akşam yayınına başlıyor Avrupa'ya televîzyon yayını TRT'nin deneme niteliğinde başlatacağı yayınlar, Federal Almanya başta olmaküzere 8 Avrupa ülkesinden izlenebilecek. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — TKT yurtdışı televizyon ya- yınlarına bu akşam başlıyor. TV5 ya da diğer adıyla ITN (Canal ln- ternational) FAlmanya başta ol- mak üzere 8 Avrupa ülkesinden izlenebilecek. F.Almanya'da yaşa- yan Türklere yönelik olarak kab- lolu TV sistemiyle gerçekleşîirile- cek yayınlar Ankara ve İstanbul- dan da izlenebilecek. TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem, TV Daire Başkan Yardımcısı Sedat Örsel ve Ankara Televizyon Mü- dürü Tekin Özertem TV5'in açı- lışı nedeniyle F. Almanya'ya git- ti. TRT'nin "deneme" niteliğinde başlatacağı yayınların ne zaınan "gercek" yayına geçeceği de henüz belirlenmedi. TV1, TV2 ve TV3'ün önceki yayınlarından se- çiien programlarla yayın yapacak olan TV5, bu akşam F.AImanya yerel saati ile 18.00'de (TSİ 19.00) yayırana başlayacak. Günde 5 saat yayın gerçekleştirecek TV5, haber- lerle açılacak. TV5'in ilk günkü yayınında "Susam Sokağı", "Gençlik". "Türki>«m" belgeseli, "Saide" adh TV oyunu ile Emel Sayın konseri yer alacak. TRT bu kanalda, F.AImanya ile yapılan anlaşma gereğince, hiçbir şekilde yabancı yayına yer veremeyecek. TV5 haberleri özel olarak hazır- lanacak. Bu arada TRT'nin yayınına son verdiği "Yarı Şaka Yan Ciddi", "Güler misin Ağlar mısın" gibi kabare-şovlann yanı sıra "Keşanlı Ali Destam", "Kuruntu Ailesi" gi- bi programlar "tekrar" yayımla- nacak. TV5'in haber programla- n içinde ise "32. Gün". "İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye" yer alı- yor. "Yann Artık Bugündür" adlı drarnanın yanı sıra "Şifa Kapıla- n", "Kaybolan Şehirler", •'Yagma- lanan Anadolu". "tl İI Türkiye". "Türkiye Mağaralan", "Türki- yem" adlı belgeseller de TV5'in programlarını oluşturuyor. TV5'in sadece "tekrar" prog- ramlarla yayına başlaması bazı TRTciler tarafından eleştirilirken üst yönetim, "Yeni başlıyoruz, hoşgörüyle karşılansın" görüşûna savunuyor. TRT'den bir yetkiii, "Henüz deneme yayınına başla- dık. Bu vayınlar zaten yurtdışına yönelik olarak yapılıyor, oradaki seyirci bu programlan izlemedi. TRT'nin şimdiye değin yaptığı en önemli iş bence yurtdışındaki va- tandaşlarımıza yönelik yayına başlamasıdır" dedi. F. Almanya'ya uydu aracılığıy- la iletilecek olan TV5 yayınları, Ankara ve İstanbul'un her kesi- minden izlenemeyecek. Ankara- da Yenimahalle verici istasyonun- dan yapılacak yayınlan, ancak bu istasyonu gören alıcılar izleyebile- cek. Ankara'da bu yayınların iz- lenebilmesi için antenlerin Yeni- mahalle verici istasyonu yönüne çevrildikten sonra, alıcıların UHF bandı 31. kanala ayarlanması ge- rekiyor. İstanbul'da ise Çamlıca verici istasyonundan yapılacak ya- yınların izlenebilmesi için alıcıla- rın UHF bandı 25. kanala ayar- lanması gerek iyor. Uydu anteni olanlar ise TV5'i net olarak ala- bilecekler. FAHRETTİN KURT Enerji için santraldan başka yol yok ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaru Fahrettin Kurt santral ya- pımına karşı çjkan çevrecileri, "Tuzu kuru olmakla" suçladı. , Kurt, Türkiye'nin enerji açığının ^ \ her yıl giderek daha da artacağı- | nı, bunun karşılanması için sant- I J rallardan başka bir yolun bulun- 1 / madığını iddia etti. '/> ' Kun, dünyada elektriğin her ül- kenin sorunu olduğunu belirterek, "Termik santrallara karşı çıkaıı- lar, tuzu kuru olup loplumun uç kesimleridir. Halk onlaıia beraber değil. Biz mevcul teknolojinin im- kânlannı en iyi kullanarak hepsi- nin bileşkesini almaya çalışıyonız. Her şeyi, insan için yapıyoruz. Çevreyi mümkün olduğu kadar az kirleteceksin ve diğer ihtiyaçlan- nı da karşılayacaksın. Hiç kirlet- memek mümkün değil. Ne yapar- sanız yapın UiıJenir" Jedi. Aile planlaması • Haber Merkezi — Aile planlaması konusundaki çalışmalarını sürdüren Türkiye Aile Sağlığı ve Planlama Vakfı'nın 5. mütevelli heyet toplantısı bugün yapılıyor. Başkanlığını işadamı Vehbi Koç"un yaptığı vakıf, 1988 yılında Türkiye'de ilk kez gerçekleştirdiği aile planlaması iletişim kampanyasına bu yıl da devam edecek. Bilgilendirme, eğitim çalışmalannın yanı sıra klinik hizmetlerini de sürdüren vakıf, bu kliniklerde ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleri veriyor. Basın Konseyi 1400 üyeü • tSTANBUL (ANKA) — 1988 yılı şubat ayında kurulan Basın Konseyi'nin 1989 yıh sonunda 755 olan üye sayısının 1990 yılında 1400'e ulastığı belirtildi. Basın Konseyi'nin ayhk bülteni Özgür Basın'da yayımlanan habere göre tirajı 50 binden fazla günlük 9 gazetenin ve 34 derginin üye olduğu Basın Konseyi'nin üye sayısı, 1990 yılında konseyin yaptığı çağrıyla yüzde yüze yakın bir artışla 1400'e ulaştı. \eni kazı- kazanlar • ANKARA (ANKA) — Milli Piyango İdaresi'nin yeniden dizayn edilen ve ikramiye planından otomobillerin çıkarıldığı hemen kazan (Jcazı-kazan) biletlerini, mart ayının ikinci haftasında (12-15 mart) piyasaya vereceği • bildirildi. Milli Piyango ldaresi Genel Müdürü İlham Küsmenoğlu'nun verdiği bilgiye göre iki ayhk aradan sonra piyasaya 20 milyar liralık hemen kazan bileti verilecek. Yeni bastınlan biletlerin ön yüzünde bazı değişiklikier yapıldı. Biletlerin ön yüzünde bir dünya resmiyle bunun üzerinde Milli Piyango'nun simgesi güvercin yer alıyor. Bilet üzerinde ayrıca gökkuşağı (güneş tayfı) görüntüsü de bulunuyor. Çığ can aldı • ERZURUM (AA) — Elverişsiz hava koşullan Doğu Anadolu bölgesinde yaşamı etkiliyor. Erzurum'un Tekman ilçesine bağlı Kırıkhan köyünden yaya olarak Yavuklu köyüne giden Abdülkadir Oktay (30), çığ altında kalarak öîdü. Oktay'ın cesedi, olaydan 5 gün sonra jandarma tarafından bulundu. Hakkâri'nin Beytüşşebap ilçesine de 12 günden beri elektrik verilemiyor. Beytüşşebap ilçesinde 15 şubatta yoğun kar ve tipi yüzünden elektrik direklerinin devrilmesi nedeniyle elektrikler kesilmişti. Tapu Kadastro • ANKARA (ANKA) — Devlet Bakanı Kemal Akkaya, Tapu ve Kadastro Genel Müdürluğü bünyesinde 1990 yılı programında bürokrasiyi azaltma ve işi basitleştirmeye yönelik yasal ve idari önlemler ahnacağını söyledi. Devlet Bakanı Akkaya, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde yaptığı basın toplantısında, 1990 programında ele alınacak en önemli yasal önlemin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen 3402 sayılı Kadastro Yasasf nın 45'inci maddesi yerine hazırlanan, orman dışında kalan tarım arazilerinin ve meskûn mahallerin kullananlara verilmesine yönelik yasa olacağını ifade etti. Memur emeklileri • ANKARA (AA) — Emekli Sandığı Genel Müdürü Özcal Korkmaz, 1 marttan itibaren 1920-1930 doğumlulann yer aldığı 2. gruptaki 200 bin 464 memur, emekli, dul ve yetimine 3'er ayhk maaş çeki karşılığı toplam 326 milyar 812 milyon liralık ödeme yapacaklarını bildirdi. 3'er ayhkların ödenmesinde çek yerine banka hesabına geçme uygulanıasına da mayıs ayından itibaıen başlanacağını belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle