03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/6 2 ŞUBAT 1990 EmekliEmniyet Müdürü Mustafa Yiğit, Türkiye'deki Islamcı hareketleri değerlendirdv ırtica tehlikesi lıâlâ gizli mî?HtKMET ÇETtNKAYA lZMtR — Eski İçel ve Istanbul Emniyet Mü- duru Yaşar Mustafa Yiğil'le son yülarda gjderek ağıriığıru hissettiren dini akımlar ve tslami ha- reketler üzerine bir söyleşi yaptık. Özellikle Türkiye'deki irticai faaliyetler konusunun öne çıktığı söyleşi sırasında, Mustafa Yiğit, soz- konusu akımların cumhuriyetin ilanından bu yana gizli çahşmalannı surdurdüklerini, bu- gün de hem tarikatlar hem de polis ve ordu- ya sızma yoluyla etkinliklerini antırtnaya ça- İıştıklannı söyledi. —Sayın Yiğit, sizce laiklik nedir, irtica ne- dir? İrticai faaliyetler nasıl boyutlandınlabi- lir? Hukuki durum nedir? YİClT — Konuyla ilgisi itibarıyla laiklik üzerinde kısaca durmakta fayda vardır. Fel- sefı açıdan laiklik, iman ve inanç yerine ak- lın hâkimiyetini kabul eden bir anlayıştır. Si- yasi açıdan laiklik, siyasi iktidarın dini kud- retten aynlmasıdır. Hukuki açıdan laiklik, so- yut olarak devlet ile dınin birbirine karışma- ması olarak tanımlanmaktadır. Bir devletin la- ik olabilmesi için o devleti idare edenlerin hep- sinde başkalarının iman ve itikatlanna hür- met ve arilayış gostermek iradesi hâkim olmak gerekir. Lai'dik, din ıle devletin aynlması, dev- letin din, dınin de devlet işlerine karışmama- sıdır. Tehlikeli irtica' Irticaya gelince; inica geri donme, yapılan air yeniliği istemeyerek eskiye dönmeyi iste- me, ilericilik duşmanlığı, korukorune taassup, geri zihniyet olarak tanımlanmaktadır. trtica dinden ziyade dinsizliğe ve taassuba yakındır. Irtica, taassup, gericilik ve her cephesi ile ile- ricilik duşmanlığı, ilericilik faaliyetlerini kö- künden yok etmeye yonelik olan gayretlerin tümudür. Ceza Yasamızda "basit irtiaı" diyebileceği- miz bir husus vardır. Bu, toplu ve organize hal- de değil, belırli ve kişisel şekilde gericilik ve taassubu ifade eden irticai hareketlerdir. "Teh- likeli irtica" ise toplumu şeriat hükümlerine göre düzenlemeyi hedef alır. —Türkiye'deki irticai faaliyetler konusun- da ne diyorsunuz? Bunlann geçmişe inerek bir deferlendirmesini yapar mısınız? YtĞÎT — Bilindiği gibi din, bir ülkenin en köklii muesseselerinden biri olup milliyetçilik ile birlikte ana yapısını teşkil edeı. İslamda devlet, şeriat esaslarına gore kurulmuş oldu- ğundan din, ulke ve ulusun tek gücu olmuş- tur. Diğer bir deyimle bir tslam ulkesınde di- ni akımları kontrol edebilen veya ondan ya- na olanlar ulkeye hâkim olmuşlardır. Osmanlı tmparatorluğu'nda devlet (padişah) ile dini bütunleşmiş olarak goruyoruz. Bu durum Os- manlı Imparatorluğu'nun yıkılmasına ve cum- huriyetin kurulmasına kadar devam etmiş ve dini esaslara göre idare edilen Osmanlı devle- ti, yerini laik Türkiye Cumhuriyeti'ne bırak- mıştır. Şeriat devleti özlemcileri Ancak cumhuriyet, dini akımları tamamen kontrol altına alamamış, cumhuriyetin gücü karşısında sinen, fakat faaliyetlerini gizliden gizliye devam ettiren şeriat devleti özlemcile- ri su üstüne çıkacak fırsatı daima beklemiş- lerdir. lstiklal Savaşı'ndan hemen sonra savaş- tan yeni çıkmış olmamızı fırsat bilen Nakşi- bendi tarikatının "Halidiye" kolu mensupla- rı, Şeyh Sait'in oncülüğunde isyan etmişler, bunun üzerine Bakanlar Kurulu'nun 1547 sa- yıh, 23 Şubat 1341 (1925) tarihli karan ile Ela- ziz, Genç, Muş, Ergani, Dersim, Diyarbekir, Mardin, Urfa, Siverek, Siirt, Bitlis, Van, Hak- kâri ve Malatya vilayetleri ile Erzurum'un Kiğı ve Hınıs kazalarında örfı idare (sıkıyönetim) ilan edilmiş ve suçlulann yakalanıp cezalan- Eski tstanbul Emniyet Müdiını Mustafa Yigit (sağda) tzmir Temsilcimiz Hikmet Çetinkaya'ya Türkiye'de irtıcamn gelişimini anlattı. d-otograf: Zafer Aknar) PORTREMUSTAFA YİĞİT Poliskolejinden Interpol'e 1927 yüında Adapazan'nda doğdu. 1947 yılında polis _« —*" kolejini, 1948-1949 döneminde de polis enstitüsünu bitirdi. 1962-1963 yıllarında ABD'de Ordu lstihbarat Okulu'nda ve Federal Narkoük Büro'da kurslar gördu. 1967'de Emniyet Genel Müdurluğu Önemli tşler Şube Müdüru oldu. 1971 yılında Gaziantep Emniyet Mudurluğu gorevine başladı. 1976 yılında Emniyet Genel Mudurluğu ıstihbarat Başkanlığı, 1978 yılında Emniyet Genel Mudurluğu Yardımcılığı yaptı. Aynı yıl Panama'da Interpol Avrupa Icra Komitesi üyeliğine seçildi. 1981'de İçel Emniyet Müdürlüğu, 1983 yılında Istanbul Emniyet Müdürlüğu gorevinde bulundu. 1987'de emekli oldu. \Z Eylül 1980 tarihinden sonra yurtdışındaki din görevlilerimizin maaşlannın 'Rabıta' adlı İslami örgüt tarafından ödenmesinin ve buna mümasil başka olaylann başlı başına teker teker incelenmesi icap eder. 1986 arahk ayındaki bir istatistiki bilgiye göre o tarihte muhtelif tarikatların fikirlerini yayan 18 derginin tirajı 489 bin, günlük yayımlanan dört gazetenin tirajı ise 199 bindi. Ve o tarihteki Sayın Başbakan, 'Günlük tehlike yoktur, potansiyel tehlike vardır' demekteydi. Acaba bugün durum nedir? dırılmasından sonra sıkıyönetıme 23 Kasım (Teşrinisani> 1927'de son verilmiştir. Bazı ir- ticai faaliyetlerin görülmesi üzerine Turkiye Büyük Millet Meclisi'nin 167 sayüı ve 25 (Teş- rinisani) Kasım 1925 tarihli karan ile onayla- nan hükümet teklifi uzerine Erzurum vilaye- tinde bir ay sure ile sıkıyönetim ilan edilmiş ve süresi sonunda hitama ermiştir. Menemen kazasında meydana gelen irtica olayı uzerine Turkiye Buyuk Millet Meclisi'nin 594 sayılı ve 1 Ocak 1931 tarihli karan ile onaylanan hü- kümet kararına istinaden Bahkesir ve Mani- sa merkez kazaları ıle Menemen kazasında bir ay süre ile sıkıyönetim ilan edilmiş ve suçlu- lann cezalandırılmasından sonra kalkmıştır. Bu olaylardan sonra laiklik ilkesi anayasamı- za girmiştir. Ikinci Dünya Savaşı ve onu taki- ben çok partili hayata geçişten sonra siyasi partilerin iktidara gelebilmeleri için halkın oyunu almalarından başka yol kalmadığının anlaşılnası uzerine yukarıdaki bölümlerde izah edilen "Bir tslam ülkesinde dini akımla- rı kontrol edebilen veya ondan yana olanlar ölkeye hâkim olmuşlardır" fikri çerçevesinde bir sûre içerisinde partilerin dini akımları önce okşayarak, sonra desteklemelerine kadar va- ran yolun aşılmasına neden olmuştur. Tatbi- kat, dini akımları destekleyenierin kazandığını göstermiştir. —Türkiye'de irticai akımların gelişmesi ne sekilde olmuştur? Örneğin 1950'de Demok- rat Parti'nin ezanı Tiirkceden Arapcaya çevir- mesinin bu akımların gelişmesine katkısı ol- muş mudur? Tarikallann sağ siyasi partilerin şemsiyesi altına girip faaliyet gostermeleri ko- nusunda ne diyorsunuz? YİĞtT — Demokrat Parti'nin Turk siyaset sahnesinde ve siyasi iktidarının ilk yıllarında ezanın Türkçeden Arapcaya dönuştürülmesi için yurt çapında başlatılan eylemler netice vermiş ve yıllar önce Arapçadan Türkçeye çev- rilmiş olan ezan yeniden Arapcaya çevrilmiş- tir. Bugün de üniversite ve yuksekokullarımız- da okuyan kız öğrencilerin bir türban olayı vardır. Yanm asn aşkın cumhuriyet tarihimiz- de olmamış bir olay bugün aynen ezanın Türk- çeden Arapcaya çevrilmesinde izlenen yolun ikiye ayırmak hatalı bir görüş olmamalıdır. ARAMCO'culann Sünni, Humeynicilerin Şii olduklan göz onünde bulundurulacak olursa laiklikten uzaklaşılması halinde bu gnıplar arasında vuku bulacak huzursuzluklann ve- hametini şimdiden düşünmek icap eder. Zahiren siyasete kanşmayı, mezhep ve ta- rikat faaliyetlerini ret ile Islam dininin emret- tiği farz ve sünnetleri tereddütsüz ve noksan- ' sız ifasını isteyen bir ibadet gibi gösterilen, ha- kikatte ise yargı kararlanndan anlaşıldığı üzere dil, ırk, renk gözetmeksizin Kuran'a inanan- ların bir bayrak altında toplanmalannı ve şe- ri kanunları tatbik edecek bir halife yöneti- minde toplumun yönetilmesi için gayret sar- fettikleri anlaşılan "Nurculaıf'ın, Yargıtay Bi- rinci Başkanlanndan Imran Öktem'in cenaze töreninde çıkardıkları olaylann da yakın ta- rihimizde ibretle tetkiki icap eder. Anayasa Mahkemesi'nce kapaülan Milü Ni- zam Partisi ve onun devamı olarak kurulup 12 Eylül 1980tarihine kadar faaliyet gösteren Milli Selamet Partisi'nin faaliyetleri tabii ki konumuz bakımından büyük önem arz eder. 3-14 Man 1976 tarihinde Pakistan Ulusal Se- erat Komitesi'nin Pakistan'ın Ravalpindi ken- tinde toplanmasını temin ettiği üluslararası Seerat Kongresi ve bu kongrede alınan karar- lar, tavsiyeler ve tekiifler ile bunlardan han- gilerinin bugüne kadar Türkiye'de tatbik saf- hasına konulduğu ile o kongreye iştirak eden Turk hükumetinden bir devlet bakaru hakkııı- da yine o tarihte Yargıtay Başsavcılığı ile Baş- bakanlık arasında Siyasi Partiler Yasası'na gö- re yapılacak inceleme için cereyan eden yazış- malar incelenmelidir. 12 Eylül 1980 tarihinden sonra yurtdışındaki din görevlilerimizin maaşlannın "Rabıta" adlı İslami örgut tarafından ödenmesi ve buna mü- masil başka olaylann, başlıbaşına, teker teker incelenmesi icap eder. 1986 yüı aralık ayındaki bir istatistiki bilgiye gore o tarihte muhtelif ta- rikatlann fikirlerini yayan 18 derginin tirajı 489 bin, günlük yayımlanan dört gazetenin ti- rajı ise 199 bindı. Ve o tarihteki Saym Başba- kan, "Günlük tehlike yoktur, potansiyel teh- like vardır" demekteydi. Acaba bugün durum nedir? —Son olarak Turk Silahlı Kuvvetferi'nde ir- tica soruşturması oldu. Bu, ordu içinde ilk mi- dir? Hangi tarikat ordu ve polis orgütü için- de guçtudıir? Tarikatlann devlet içinde örgüt- lenmeleri konusunda ne diyorsunuz? YİCİT — Saym Çetinkaya, bu sorunuza ya- nıt 4 Ocak 1990 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'n- de verilmiştir. O tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde Amerika Birleşik Devletleri Mis- souri Üniversitesi Siyasal Bilgjter Fakültesi'n- de hazırlanan Turkiye ile ilgili bir inceleme- den bahsedilmekte ve "Ukiyye" denilcn bir sis- tem ile tarikatlann devleti içten içe ele geçir- mesinden bahsolunup isimler verilmektedir. Olaylar gözönünde cereyan ediyor. Imam ha- tip lisesi mezunlan ile ilahiyat fakülteleri me- zunları kamu kuruluşlannda etkin görevlere nında yer almalan tabıidir. Burada dış güç- getirilmektedir. Memuriyete atanacak kişiler lerden kastedilen devletlerin gizli servisleridir. için açılan sınavlarda hiç alâkası yokken so- Olaylara bu açıdan bakarsak dış güçlerin Turkıye'ye dini akunları kontrol ederek hâkim olma yolunu seçmiş olmalan olasıdır. Yani olay politiktir ve bu güçlerin ideolojik (rejim) yapılan ile ilgisi yoktur. O bakımdan bir grup komünizm, yani So\ yet Rusya karşıtı olduğu rulan dini sorular, memurlara meslek içi eği- tim yaptırılır gibi dini eğitim yaptınlma tasa- rıları basında her zaman görülen haberlerdir. Devleti ele geçirmeyi hedef almış örgtttlerin Silahlı Kuvvetler'e ve polis gücüne bigâne kal- ması tabii ki düşünülemez. Bugün imam ha- benzeri bir şekilde sergilenmektedir. Olayın viçin dini akımlan destekler. Onun için de en tip Hseleri mezunları harp okullanna gireme- r.as>miı> Aa n*.i ^m.r-Aa UniımA,.minm 1,n *>n nn \ «:..:.. t_«ı,n »ur Aimnn ^nn a^ar T^ mektedir. Fakat polis teşkilatına girmektedir~geçmiş de göz önunde bulundurularak ona gö- re değerlendirilmesi lazımdır. Bu konuyu burada kısaca kaydettikten son- ra yine kronolojik sıraya dönelim. 1936 yılın- da Kemal Pilavoglu tarafından kurulmuş olan Ticani tarikatında o tarihte geniş çaplı bir fa- aliyete başlamısdır. Bu yıllarda Nurcularm faaliyetleri de dik- kat çekicidir. Görüluyor ki, dinin ulkemizde inkâr edilemez bir gücu vardır. Bunu goren ve- ya bilen dış güçlerin de bu dini akımların ya- uygun zeminin tarikatlar olması icap eder. Ta- rikatlar ele gecirildikten sonra partilere bu yol- la sızılması daha kolay olur. ARAMCO di- yebileceğimiz bu grup, Arap ülkelerinin hima- yesinde görulmektedir. Bunun karşıtı da Batı ve bilhassa Amerika Birleşik Devletleri kar- şıtı, hatta duşmanı olması lazun gelen bir grup ki o da Humeynicilik diyebileceğimiz gruptur ve Iran'dan destek almaktadır. Bu durumda Türkiye'deki teokratik devlet yanhlannı "ARAMCO'cular" ve "Humeyniciler" diye ler. Silahlı Kuvvetler mensuplan "düsmana karşı" yetiştirilirler. Polis teşkilatı mensupla- n ise "sanığa karşı" yetiştirilir. Onun içindir ki örgutlerin bu kuruluşlara sızma hedefieri, amaçlan farklıdır. Örgüt, Silahlı Kuvvetler'e "stralejik destek" sağiamak için sızar. Bu ne- ticeten "ihtilale" gidecek yoldur. örgüt, po- lis gücüne "taktik destek" için sızar. StRECEK MUAMMER AKSOY'A SAYGI Ataturkçu duşuncenin, laiklik ve hukukun üstunluğu ilkelerinın yılmaz sa\unucusu Muammer Aksoy'u aramızdan ayıran çirkin saldırı, kendine hangi adı verirse versın, duşunce ve orgutlenme özgurluklerinin onundekı engelleri kaldırma amacındaki halkımızın en geniş birliğıni parçalamak, turban ve Ayasofya olaylannda olduğu gibi insanların dini inançlarıyla demokratik hak ve ozgurluklerin kazanılması mucadelesini karşı karşıya getırmek isteyen köku dışanda murteci-faşıst odakların girişımlerınin bir parçasıdır. Butun dunyanın banşa ve aydınlığa yoneldiğı bir donemde yurdumuzu baskıya ve karanlığa mahkûm etmeye çalışan odakların ilkel ve insanlık dışı tuzaklarına duşmemek, demokrasi mucadelesini ve halkımızın bu doğrultudaki birliğıni guçlendırmek, saldırıya en tutarlı cevap ve demokrasi şehidi Muammer Aksoy'un mucadelesıne saygının gereğıdır. Aşağıda imzası bulunan Turk Muhendis ve Mimar Odaları Bırliğı bunyesındeki odaların Istanbul'dakı oda, şube ve temsilcilikleri olarak saldırıyı kınıvor, bu mucadelede gorevlerımizı \erine getireceğımizi kamuoyuna duyuruyoruz. IMMCIII İMunİMil ll lv<M>nlinıı>M>ıı Kıırulıı IMVKtli l.fini Muhrıuli.lırı Odusı IMMOlt Kl.kcrik Muh.iun.lin llıla.ı I.IHI.IIUI Şu\n~~\ İMMIIK Miıımrlnr Odu.ı Kuınhııl -HIH-İ IMMOlt lıı.nnı Mülnıııli-lırı Oılu-ı Uıunhııl ^ııhr.ı IMMOH KnıiMi Mııhıııdi-I.ri (hla-ı l.uınhııl >I(N-i IMMOlt Mukiııu MMII,IKİİ-U ri O<IMM l.uuılıul ŞUIH-.İ IMMOB llariiH >r K«<la-lr.ı Mııhrtıdı.lrri OIIIIM I-I. >lv 1 MMOB Zirınıl Muhrnliiı.lerı O<l.ı«ı Umııbul >?ııl*-M FMMOB Jt-ofiziL Viıılırııtli.lerı U<|aM Mtırıııuru H4il<£f Irııı. 1MMOK Madrıı Mühı-ııılMrrı (hlu.ı İMııııhııl lt«,|u,- !,.,„ IMMOK M.lnlıırjı Mlllıı-ıulİNİrri Oıln-ı İMıııllııll IVnısilriligi IMMOB -J.-I.ir 1'luı.lunm >1uh<>ı<IU M- Mıın.ır O.la.ı Ul. l<-ııı MUAMMER HOCA'YA SAYGI Istanbul Barosu olarak, MUAMMER AKSOY için 3.2.1980 günu (yann) Ankara'da yapılacak cenaze torenine butun meslektaşlarımızı çağırıyoruz. Ayrıca bu saldırıyı hukuk devletine yonelik bir tertip saydığımız için 5.2.1990 Pazartesı gunu (saat ll'de) Istanbul Barosu onunde buluşup Taksim Anıtı'na çelenk koyacağımızı belirtıyoruz. ISTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI NOT: 3.2.1990 gunku söyleşi ve kokteyl iptal edilmiş olup Ankara'ya gidiş için Baro'ya telefon edilmesim ve 5.2.1990 gunu cüppe>le gelınmesini rıca ediyoruz. Hocanıız. Pı MUAM AKSO öldürdü \ASLIY •of. Dr. MEK >Y'u ler IZ Gerçek Hedefleri; Demokrasidir. Yurttaşlar, uyanık olalım; oyunu bozalım. MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ ISTANBUL ŞUBESİ Nol: Cenazesi 3 Şubat 1990 Cumartesi gunu oğle namazında Maltepe Camisi'nden kaldırılacaktır. 2 Şubat Cuma 21.00'de harekeı edecek Anadolu Ekspresi'nde öğretım uyeleri ve Mulkiyeliler için 2 vagon ayrılmıştır. Biletler Haydarpaşa Gan'ndan almacaktır. Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'a SAYGI Toplantisı Butün aydınlar ve demokratlar davetlidir. 4 Şubat 1990 Pazar, Saat: 16.00 Mulkiyeliler Lokali Kuruçeşme / İstanbul İnsan haklarına ve demokrasiye sıkılan kurşunlar Hocamızı hedef aldı... Onun için öldürülmüş diyorlar... İnanmayız! Ona kurşun işlemez... Onlar ancak şapkasını vurdular! Tek kişilik ordu Hocam: Tüm ulkeyi acıya boğdun. Ant olsun ki Bayrağım yere düşurmeyeceğiz?.. Ölüm adın kalleş olsun... YARAMAZ Katil senin de... ÖĞRENCİLERİN AV. CEMİL CAN - AV. FAİK CANDAN Değerli hukukçu ve bilim adamı Prof. Dr. MUAMMER AKSOyun iğrenç bir cinayetle öldürulmesini şiddetle kınıyonız. Butün Atatürk de\rimcilerinin başı sağ olsun. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI Ataturkçu düşüncenin ödun vermez savunucusu ünlü hukukçu, değerli sosyal demokrat, demokrasi âşığı, Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'un Demokrasi duşmanlannca katledıhşını nefretle kınıyoruz. Gerçek demokrasınirv gelişi engellenemeyecektır. SHP BAKIRKÖY tLÇE ÖRGÜTÜ ADI1NA İBRAHİM YENER Sitemiz mensubu hukuk ve Ataturk ilkelerinin yorulmaz savunucusu Profesör Doktor MUAMMER AKSOY'un katledilmesi hepimizi derinden sarsmıştır. Ailesine ve tüm ^akınlanna başsağlığı, hepimize sabırlar dileriz. AC1BADEM HUKUKÇULAR VE İDARECtLER StTESt ÇEVRE KORUMA. GÜZELLEŞTİRME. YARDIMLAŞMA DERNEĞİ EĞİT-DER'DEN DUYURU Laik hukuk devleti, bağımsızlık \e deraokrasi mucadelemizin yılmaz savaşçısı, örguılu oğretmen hareketimizın düşun enıekçisi, büyuk insan, buyuk oğretmen Prof. Dr. MUAMMER ARSOY'ıııı hunharca öldürulmesi, ulkemizi yasa boğmuş, öğretmenler arasında daha bir özel ve derin uzuntü yaratmıştır Onun anısına olan saygımızın bır gereği olarak demokrasi mucadelesindekı yerimizı daha da güçlendırmeye kararlı olduğumuzu kamuo>"una saygıyla açıklarız. KfttT-DER GE>EL MERKEZİ Değerli Hocamız Prof. Dr. MUAMMttK AKSOY'ukaybettik. Olayı lanetliyor, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. ANKARA SANAT TÎYATROSU Hematoloji Bılim Dalımızın kuruculanndan Prof. Dr. MUZAFFER AKSOY'un kardeşı Turk Hukuk Kurumu Başkanı Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'un menfur bir cinayete korban gittiğini büyuk bir uzuntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Bu muessif olayı şiddetle kınar, merhuma Tann'dan rahmet, geride kalan kederli ailesine başsağlığı diler, tazıyetlerimizi sunanz. ISTANBUL TIP FAKÜLTESt İÇ HASTALDCLARI A.NABİLİM DALI VE HEMATOLOJt BtLİM DALI MENSUPLARI Turk Hukuk Kurumu'nun Başkanı Prof. Dr. MUAMMER AKSOY'un katli tüm Ataturkçulere ve hukuk devleti savunucularına yöneltilen tehdıttır. Kendisi sonsuza dek bayrağımız ve durusı insanlık örneğimiz olan aziz hocamızın yeri doldurulamaz Üzuntülerımizi ve inançlarını savunmamızın görevimiz olduğunu duyururuz. Türk Hukuk Kurumu eski G.Sekreteri Av. Dr. METİN ŞEKERCİOĞLU AİLESİ BAŞSAĞUĞI Derneğimiz kurucu üyesi ve onursal başkanı Prof.Dr. Muzaffer Aksoy'un değerli kardeşı ve Türk adaletinin onurlu temsilcisi, Prof. Dr. Ml'AMMER AKSOY'un hunharca katledilmesini esefle kınar, Turk milletine ve değerli ailesine başsağlığı dileriz. İSTANBUL THALASSEMİ DAYANIŞMA DERNEĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle