22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbi: Cumhuri>« Matbaacılık ve Gazetccilik Turk Anonım Şırketı adına Nadir N«di # Genel Yayın Muduru: H ı s u Ctmll. Mücssesc Müduru: Emnc UpMifU, Yazı tşleri Muduru: Okı* Gontosin. • Habev Merkeıı Müdurü- Yılçı» Bavtr, Sayfa Duzenı Yönctmenı: Ali Aau. # Temsıkıier ANKARA: Ajuntt Tan. IZMIR: HBoneı ÇttiaUyı. ADANA Çetin 1; Pobtıka. CcM Bajta^pç. Dış Habcrter E/gııa Itata, Ekonomı Ccngiz Tartna. !ş Sendıka: Şuknuı h m a . Kulcuı Cttal l*f, Eğıunı G a u * ^nbn. Haber Arastınra: lana Berkaa. Yun Haberlerı Necdet Dogan, Spor Danışmaru Abdâbdir lımnun, Dm Yaalar K n a <,«hşküi. Arasurma. Şahia AJp«. Ouzcltme: AMuBalı Vana. • Koordınaıar: AJunM Konıban, 0 Mah IJICT Erol Erkut. • Muhas«be BufeM Vfcaer • Butçe-Planlama. Srvgi O5mubqco0iı • Reklam: V»e Tonitt, # FV Yaymlar. Hatyı Akyol 0 Idare Hasrvin Gıırer. • Iştame- Oadcr Çdik, • Bılgı-Islon. Nnl lul. • ft-vncl. Stvç Bosunoo#>. flteor VF Yayam Cumhumn Maıbaaolık vc Caauolik T-VŞ. Turk O a * Cad. 39/41 H3M tsl PK: 246-lstanbul. Td 512 05 05 (20 haO. Tttoc 22246 F»l (I) 526 60 72 # Bu/ofar U k n Zı« GOkaip Blv Inkıljp S. No: 19'4, Td. 133 11 41-47, Tcta: 42344 Fuc (4) 133 05 65 • b—r. H. Zıya Hv 1352 S2/Î, Ta. 13 12 30, Tttoı. 52359 Fw. (51) 19 53 60 Inoraj Cad 119 & No 1 Kal 1. Tö" 19 37 52 |4 tm), TUac. 62155, F>x. C71) 19 V 52 TAKVİM: 2 ŞUBAT 1990 İmsak: 5.39 Guneş: 7.07 Öğle: 12.22 tkindi: 15.03 Akşam: 17.28 Yatsı: 18.49 Kekova, koruma altında Anıtlar Yüksek Kurulu'nun bölgede inceleme yapacağı ve Antalya Koruma Kurulu'nun aldığı karan inceleyeceği belirtildi. BÜLENT ECEVİT ANTALYA — Doğal SİT ala- nı Kekova, koruma altına alın- dı. Antalya Koruma Kurulu'nun 7.11.1989 gün ve 5321 sayılı ka- ran ile 1. derecede doğal StT alanı ilan edilen Kekova'da böl- genin bitki önüsü, topografya ve siluet etkisini bozacak hiçbir ey- lemde bulunulamayacak. Anıt- lar Yüksek Kurulu'nun bu haf- ta bölgeye gelip inceleme yapa- cağı ve alınan kararın uygun olup olmadığıru belirleyeceği ög- renildi. 1987 yılına kadar Kekova'mn korunmasma yönelik kararlar sürdürülüyordu. Ancak Taşın- maz Kültür ve Tabiat Varlıklan Yüksek Kurulu 23.10.1987 gün ve 3760 sayıiı karannda Kekova'da yapılaşmaya bır anlamda izin ve- riliyordu. Bunun ilk örneğirü de bölgedeki Aşırlı Adası üzerinde Ömer Özen'e ai( lokanta oluştu- ruyor. Bu lokanta ile Bayındır- lık Iskân Bakanlığı'nın verdiği ön izin ve Yüksek Kurul'un ko- şullu da olsa olumlu görüşüyle bölgedeki yapılaşma taleplerine yeşil ışık yakılıyordu. Mimarlar Odası Antalya Şu- besi, Bölge Koruma Kurulu ka- rarını desteklediklerini açıkladı. Odanın yazılı acıklamasında şöyle denildi: "Kurulun bu karan, ileriye döniik olarak Kekova mirasının korunmasında gerekli yasal da- yanağı oluşturmakta ve güven- cesi olarak gönilmektedir. An- cak endişemiz sürmektedir. Uy- gulamalann karariardan farklı olduğu pek çok omekle göriılü- yor. Zamanın bizim endişemizi ortadan kaJdırmasını diliyonız." Greenham Üssti'nün kadınları dağılıyor EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Amerika, "Gre- enham Common" Üssü'nü ka- patmaya karar verdi. tngiltere1 deki ABD üsleri içinde en tarun- mışı bu. Londra'dan güneybatı- ya giderken at yarışlanyla meş- hur "Newsbury" kasabasının hemen yanında, 1982'de ilk Amerikan "Cruise"1 füzelennin gelip konduğu yer kapısının önunde neredeyse on yıldır otur- ma grevi yapan kadınlarıyla ta- nınır. Burada yaşanan nükleer silah aleyhtarı e>lemlerin en bü- yük özelliği de zaten bir kadın hareketi oluşuydu. "Cruise" fü- zelerinin gelip konacağı anlaşıl- dıktan sonra yaklaşık 170 kilo- metrelik bir protesto yürüyüşü ile üssün kapısına gelmişler, on- dan sonra da bir daha ayrılma- mışlardı. "Greenham Common"daki nukleer silah aleyhtarı kampan- yanın özelliği, diğer yerlerdeki çoluk-çocuklu kadınlı-erkekli gösteriden çok, kadınlann öncü- lük etükleri bir eylem oluşuydu. "Kadınlar Banş Kampı" üssün kapısı önunde kuruldu. Kadın- lar, erkeklere parmak ısırtacak bir dayanışma ve direnişle yülar- ca eylemlerini sürdürdüler. Ken- dilerini üssün çiüne zincirleyen- ler oldu, kapırun önunde yerle- re yatarak ölü taklidi yapanlar, el ele tutuşarak üssün etrafında 10 kilometrelik biı çember oluş- turanlar, ayrı«a eylemlerini Londra'ya borsaya kadar taşıya- rak alımsatımı durduranlar ol- du. Savunma Bakanlığı kadın- lardan yıldığı için yerel belediye ile el ele verip çareler aradı. 1987'de ABD ile SSCB arasın- da orta menzilli nükleer füzele- rin kaldırılmasına karar verildi. Anlasma uyannca "Greenham"- dan da "Cruise"lar geçen yıldan itibaren uçaklara konup gitme- ye başladı. Üssün önündeki ka- dınlann sayısı azaldı. "Grecnbam" kadınları artık gi- diyorsa da Amerika, Ingiltere1 ye hâlâ havadan atılan 160 adet füze vermeve hazırlamvor. Avrupa'nın Katolik ve Protestan küiseleri doğuda uyanan 'eski Hıristiyanlıkla'yüzyüze Ortodokslar geUyorDış Haberler Servisi — Batı'da- ki Katolik ve Proteston kiliseleri, Hıristiyanlığın üçüncü kolu ile ya- ni Ortodokslarla birlikte yaşamak gerektiğinin yeni yeni farkına va- rıyorlar. "Libiration" Gazetesi- nin haberine göre Marksist zincir- lerden kurtulan Doğu, din ile ken- dinden geçiyor. Bu, milliyetçiliği, kimi zaman da yabancı düşmaıı- hğıru körükleyen bir uyanış. 19 Ağustos 1989, Dayamşma- nın Katolik yöneticisi Mazoviec- ki, Polonya'nın Başbakanı oldu. Moskova 13 ekirn, Kent Patrikli- gi'nin dört yüzüncü kuruluş yıldö- nümü dolayısıyla düzenlenen tö- rende kalabalık izdiham yaratiı. Prag 29 aralık, yeni cumhurbaş- karu secilen Vaclav Havel, onuru- na düzenlenen resmi bir tören için katedrale geldi. Bükreş, 24 ocak Milli Selamet Cephesi Konseyi'n- den istifa eden Doinea Cornca, bütün Ortodoks Hıristiyanlan pa- zar günü yürüyüş yapmaya çağır- d.. Kışın sonu, inanç ilkbahan... Üzerindeki ağırlığı atan Doğu, din ile kendinden geçiyor. Sovyetler Birliği'nde aileler hep birlikte ki- liseye giderek takdis oluyorlar. Ba- zı kentlerde yetkililer, dışarda ka- lanlann kılisenin içindeki mürnin- leri rahatsız etraemeleri için gü- venlik önlemleri alıyorlar. Çarpıcı bir rastlantı, Demirper- de'nin bu yanında tannlardan kur- tulmuş bir alan keşfettiğini sanan Hıristiyan Batı, dindar olmaktan hiçbir zaman vazgeçmemiş kişiler- le burun buruna geliverdi. Bazıla- nnın "konfederasyon", bazılannın da "Oruk Avrupa Evi" dedikleri birlik hiç de kolay olmayacak. Avrupa'daki böyük dinler • Katolik | M Protestan ^ Anglikan Wk Ortodoks • Mûslûman Kışın sonu, inanç ilkbahan... Üzerindeki ağırlığı atan Doğu, din ile kendinden geçiyor. Sovyetler Birliği'nde aileler hep birlikte kiliseye giderek takdis oluyorlar. Bazı kentlerde yetkililer, dışarda kalanlarm kilisenin içindeki müminleri rahatsız etmemeleri için güvenlik önlemleri alıyorlar. Avrupa, artık 2 değil 3 Hıristiyan kilisesinden doğan 3 kültürün bir arada yaşamasını gerektiriyor. Şimdiye kadar kuzeyde Protestanlar ve güneyde Katolikler biçiminde ikiye bölünmüş olan Batı Avrupa, istese de istemese de Ortodoksluğun damgasını taşıyan doğu ile birleşmeye TÛRKİYE 1 yöneliyor. Çünkü bu birlik, demokrasi ve in- san hakları konusunda büyuk umutlar yaratmakla birlikte, mil- liyetçi ve hatta düşmanca duygu- ların tohumlarını da bünyesinde barındırıyor. Dahası Batı'nın ve Doğu'nun hayal ettiği Avrupa, artık iki de- ğil üç Hıristiyan kilisesinden do- ğan üç kültürün bir arada yaşa- masını gerektiriyor. Şimdiye kadar kuzeyde Protestanlar ve güneyde Katolikler biçiminde ikiye bölün- muş olan Batı Avrupa, istese de is- temese de Ortodoksluğun damga- sını taşıyan Doğu ile birleşmeye yöneliyor. Batı'da kimse açıkça söyleme- ye cesaret edemiyor, ancak kuşku- lar var. En azından Ortodokslu- ğun çok parlak durumda olmadığı söylenebilir: Geçmişte diktatörler- le uzlaşan Ortodoksluk, günü- müzde de esas olarak muhafaza- kâr, milliyetçi ve kimi zaman da Yahudi düşmaru bir niteliğe büriı- nüyor. Çavuşesku'nun verdiği maske- li balolara katılan Rumen kilise- sinin başı Theoktiste, geçen haf- ta görevinden alındı. Kilise, Te- meşvar'da askeri birlikle halka ateş açtıktan sonra Çavuşesku'ya bağlıhk arz eden bir mesaj yayım- lamıştı. Yirmi yıldır sürgünde ya- şayan peder George Calciu, "Ben papazlan yargılayamarn. Ancak onlar halka karşı işlenen suçlar- dan sorumludurlar" diyor. Sovyetler Birliği'nde de kilise Sıgmmacı kampında zehirlenme DtYARBAKlR (Cumhuriyet) — Geçici barınma merkezinde bulunan çok sayıda Kürt sığın- macı akşam yemeğinde ziherlen- di. Kamp yetkililerinin, "zehir- lenme olayına inanmadıkJan için ilk aşamada müdahalede bulunmadıklan" ancak sayının giderek artması üzerjne binlerce sığınmacının Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi ile devlet hastane- lerine kaldırılarak tedavi altına alındığı bildirildi. Diyarbakır VaKsi Cengiz Bu- lut, "zehirlenme olayının bayat ekmek mayasından kaynaklana- bilecegini, zehirienen sıgınmacı sayısının 400 dolayında oldugunu" söyledi. Ancak sığın- macılar sayının 5000 dolayında oldugunu öne sürdüler. Daha önce Muş ve Kızıltepe kamplarında meydana gelen ek- mek zehirlenmesi olayı, dün de yaklaşık 13 bin KUrt sığınmacı- nın bulunduğu Diyarbakır geçi- ci barınma merkezinde yaşandı. Akşam yemeği için dağıtılan ek- mekleri yiyen Kürt sığınmacıla- nn el ve karın bölgelerinde ka- sılmalar, daha sonra da şişmeler görüldü. Kamp yetkililerinin, sı- ğınmacılann hastaneye kaldınl- maları yolundaki taleplerini ön- ce kabul etmedikleri, ancak sa- yının giderek artması üzerine, sağlanan araclarla rahatsız ol- duklanm bildirenlerin tıp fakül- Yaklaşık 13 bin Kiiri agııımacinın banndıgı kamptaki lehirtenroenin bayat ekmekten kaytıaklanmış olabileceji bOdirüiyor. (Folograf: Cumhuriyet) tesi ve devlet hastanelerine gön- derildiği bildirildi. Her iki hasta- nenin de zehirlendiklerini söyle- yenlerle dolmasnun ardından te- davide gecikilmemesi için bazı yataklara 3-4 sığınmacının yatı- nldığı görüldü. Hasta sayısının giderek artma- sı, buna karşüık hastanelerdeki personelin yetersiz kalması üze- rine Diyarbakır Valiliği hastane- lerde görev yapan sağlık gorev- lilerinin evlerinden alınması için emir çıkardı. Araclarla evlerin- den alınan doktor ve diğer yar- dımcı personel hastanelere geti- rildiler. Zehirienen sıgınmacı sayısının 400 dolayında oldugunu savunan Vali Bulut şunları söyledi: "Ancak zehirienenier, yanla- nnda durumlanndan şüphelen- dikler için yakınlannı da getiri- yoriar. Bu nedenle sayı fazla gi- bi göriilüyor. Ekmekten yiyen berkes rahatsız olsa da olmasa da hastanelere geliyor. Şu anda ha- yati bir tehlike söz konnsu degil. Ecza depolannı da açtırarak ge- rekli senımlar sağlandı. Olay ba- yat raaya kullanılmasından kay- naklanabilir. Şimdilik ondan şüphelenivoruz. Bu nedenle ek- meği tanlil ettiriyonız. Ancak ek- mekler belediyenin ekmek fabri- kasından alınıyur." 4 Barbar virüs' salgınına dikkat! VîrÜSÜn belîrtîlerî Yüksek ateş, şiddetli eklem ve kas ağnları, halsizlik. Nerelerden geçer? sinemaiar, marketler, toplutaşım araçları, havaalanları, garlar. Uzmanlar, basit bir aksırıkla virüsün insandan insana geçebileceğini söylüyorlar. Sağlık Servisi — Kimine göre rüzgârla Çin'den geldi... Kimine göre kasım ayında başlayıp nisan ayında sona eren zaman dilimin- de geleneksel olarak görülen "bar- bar viriis." Hangi nedenle olursa olsun, uz- manlar adını ne koyarlarsa koy- sunlar gribin bir alt türti olan ye- ni bir virüs, son günler içinde ül- ketnizi de tehdit etmeye başladı. Yaşlı-genç tammayan ani yüksek ateş, şiddetli eklem ve kas ağrıla- rı, bitkinlik, halsizlik ya da ateşe bağlı olarak günün belirli saatle- rinde kriz halinde ürpermelere dö- nüşerek kendini belli eden virüs, bir anlamda "istilasnu" arttırarak sürdürüyor. Uzmanlar, Avrupa'yı da sarsan ve milyonlarca insanı etkisi altına alan yeni virüs konusunda çalış- maların sürdürülmesine karşın, kesin bir sonucun elde edilemedi- ğini belirtiyorlar. Çalışmalar. ha- len virüsün portresini çıkarma aşarnasında. Ancak hastalığın be- lirtileri ve başlangıç aşamalan son oderece kesin. Virüs özellikle solu- num yollarından girip tüm solu- num sistemi ve bronşları etkisi al- tına aldıktan sonra ateşe yol açı- yor. Hücrelerin içinde çoğalan vi- rüs son aşamada hücreleri tahrip etmeye başlıyor. Özellikle solu- num sistemi düzeyinde olan hüc- relerde hayli güçlü yapıda seyredi- yor. Gelişiminde kas hücrelerine de saldırıyor, bu durumda virüsü alan vücutta kas ve eklem ağrıla- rı da şiddetlenip artıyor. Virüsün bir başka özelliği de sinir hücre- lerine sataşması. Bu da bakterile- rin bütün enfeksiyon türlerini des- tekliyor. Uzmanlar, gribin bir alt türü olan yeni virüsün çevredeki hava ortamında bir insandan diğer in- sana rahatlıkla geçebileceğini vur- guluyorlar. Basit bir aksırığın ya da halkın toplu halde bulunduğu sinemaiar, marketler, toplutaşım araçlan, havaalanları, garlar ve benzeri yerlerde virüsün yayüdığı- nı ileri süren uzmanlar, virüsün organizma ile temasa geçtikten sonra bağışıklık sisteminin orta- ya çıktığını belirtiyor. Eğer vücu- dun bağışıkhk sistemi zayıfsa sal- dırı olarak da tanımlanan hasta- lığın kuluçka dönemi başlıyor. Ülkemizde ve son günler için- de lstanbul'da etkisini arttıran ye- ni virüs nedeniyle de\'let ve üniver- site hastanelerinin enfeksiyon ve çocuk hastalıkları bölümleri has- talarla dolup tasıyor. Özellikle ço- cuklarda tesirini arttıran yeni vi- rüs türüne karşı uzmanlar, en et- kili tedavi biçiminin bol C vitami- ni ahp yatıp dinlenmek olarak gösteriyor. Konuyla ilgili görüştü- ğümüz Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayhan Yücel, hastalığın kesin olarak grip olup olmadığı sorununa dikkat çekiyor. Salgın diyebilmek için hastalığın ne olduğunun kesinlikle bilinme- si gerektiğini vurgulayan Yücel şunları soylüyor: "Hastalık bogaz agrısı ve anjinle seyrediyor. Halk arasında hatta doktoriar arasında grip deniliyor. Kişide halsizlik ve başagnsı oluşuyor." Çocuk hastalann son günler içinde sık sık başvurduğu İÜ Ço- cuk Sağhğı ve Hastalıkları Ana- Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ol- cay Neya, şöyle konuştu: "Klinik olarak hastalık, grip olarak gözüküyor. Hem çocııklar- da hem büyüklerde göriilüyor. Ne gribi olduğu konusunda bizlerin de somut bilgisj yok. Engellennie- si için kalabalık yerierden kaçınıl- ması son derece önemli. Fakat bu- nun ne derecede yerine getirilece- ği kuşkulu." hem Stalin'e hem de Stalin'in ha- leflerine bağlılıklarını arz etmişti. Rusya'da ve Ukrayna'da Hıristi- yanlığın kabul edilişinin 1000'inci yıldönümünün kutlandığı temmuz 1988'den beri, kilise hiyerarşisi ik- tidardan görece kopma imkânına kavuştu. Ancak Ortodoks kilise- si bu yeni özgürlüğü bakalım na- sıl değerlendirecek? 1054'te Roma kilisesindeki bir bölünmeden doğan Ortodoks ki- lisesi giderek Roma kilisesinden uzaklaştı. Papa'nm otoritesini red- dettiği için Ortodoksluk yülar bo- yunca yerel kiliselerce kontrol edi- len bölgelerle özdeşleşti. Bu, 19. yüzyılda milliyetçiliğin yükselişi ile hızlandı. Profesör Nicholas Lossky şunlan soylüyor: "1872'de tstanbul kilisesi, Ortodoksluğun tek bir etnik gnıpla özdeşjrşme- sini mabkûm etmişti. Ancak bu eğilim sünip gitti, çünkü birçok durumda papazlar devlet memu- nı halint gelmişlerdi." Boylece Ka- toliklerin "demokratik merkezi- >f tçiligini" reddeden Ortodokslar, sonunda komünistlerin hâkimiye- tini kabul ettiler. Yunanlıları Türk hâkimiyetin- den Ortodoks kilisesi koparmıştı. Yüzyıllar boyunca Yunan dili, ki- liselerde öğretildi. lşte bu neden- ledir ki Marksist bile olsa her Yu- nanlı kendini kiliseye bağlı hisset- ti. Rus din adamlan, 1917'de bas- kıya boyun eğdiler. Dahası ege- men güce bağlılıklannı korudular. 1941'de Hitler Rusya'ya saldırdığı zaman, metropolit Serge, halkı iş- galcilere karşı direnişe çağırdı. Gorbaçov'la birlikte bir para- doks yaşandı. Yeniden yapılanma için moral desteğe ihtiyaç duyan Gorbaçov'la, din adamlan arasın- da bir dizi temas yapıldı. Sütten ağzı yanan din adamlan yoğurdu ufleyerek yiyorlar, Gorbaçov'un açılımları karşısında çekingen du- ruyorlardı. Öysa Gorbaçov'un adamlan "Boyun egme hatasına düşmemenin din adamlanna dü- şen bir görev" oldugunu vurgulu- yorlardı. Üç kiliseli bir Hıristiyanlık. İki farklı ruh halini yaşayan iki Av- rupa. Gorbi şokunu yaşayan Ba- tı, olaya candan bir yakınlık du- yuyor. Geleneksel olarak merke- ziyetçiliğe yabancı Doğu, federal renkli, komünist damgalı çamasır- larını, az çok saldırgan milliyetçi çamaşır tozlan ile yıkamaya çalı- şıyor. Birliği belki de iç ya da dış bir tehlike hızlandırabilir. Aşırı sagın yükselişi. Çok Katolik Macaris- tan'ın Yahudi topluluğu geçen haf- ta alarm ziline basü bile. Budapeş- te'nin hahambaşısı Alfred Scho- ner şunlan söyledi: "Günümüzde- ki anti-Semitizmin gecmişten da ha güçlü olup olmadığım bilemi- yorum. Ancak geçmişe göre daha açık olduğu kesin." Ikincisi ise İslam bütünleşmesi ile çatışma tehlikesi. Kosova'da, Bulgaristan'da, Azerbaycan'da cepheler kuruldu bile. Geleneksel- liğe karşı modernleşme, inanca karşı para. Hıristiyan ve Demok- rat Avrupa, bu yepyeni gücünü, güneyine bir demirperde çekme- den kurmayı başarabilecek mi? 1990 Nobel adaylan • OSLO (AA) — 1990 Nobel Barış Ödülü için gösterilen adaylar arasında, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, Çekoslovakya Devlet Başkanı Vaclav Havel ve geçen yıl haziran ayında demokrasi yanlısı gösteriler yapan Çinli öğrencilerin de bulunduğu bildirildi. Nobel Enstitüsü Başkanı Geir Lundenstad, şimdiye kadar yaklaşık 80 aday gösterildiğini açıkladı. Konvaaltı tartışması • ANTALYA (AA) — Antalya Belediye Başkanı Hasan Subaşı, son günlerde kamuoyunda büyük ilgi uyandıran Konyaaltı plajıyla ilgili tartışmaların belediye meclisinde de gündeme getirilece|ini bildirdi. Başkan Subaşı, Konyaalti plajlarının ve fuar alanının, Antalya'nın en önemli sorunlanndan biri oldugunu, kent halkının isteğine uygun düzenleme çalışmalarının başlayacağını açıkladı. Bir süredir turistik tesislerin de Konyaaltı plajından yararlanmak istediğini ve tekliflerinin, teknik yetkililer ve meslek odaları düzeyinde tartışıldığını söyledi. 20 bin kadından dilekçe • tstanbul Haber Servisi — Bir grup kadın Türkiye'nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozacak her türlü düşünce ve davranrça karşı imza kampanyası başlattılar. Ayşe Erişken, Tülay Yiğit ve Nedret Nasiye Gökçe adlı kadınlar tarafından kaleme alınan imza bildirisinde 20 bin kadın tarafından imzalandığı belirtilerek kampanyanın bitiminde yetkilllere teslim edileceği duyuruldu. Gemi karaya oturdu • tstanbul Haber Servisi — Kıbrıs Rum bandıralı bir kuru yük gemisi dün Beykoz'da karaya oturdu. Gemi Kurtarma îşletme Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre "Marina-20" adlı 30 bin gros tonluk gemi ABD'den yüklediği mısın SSCB'ye götürürken Beykoz Kundura Fabrikası yakınlannda karaya oturdu. Saat 01.00 sıralarında meydana gelen olaya dümen kilitlenmesinin neden oldugunu belirten gemi yetkililerinin kendi olanaklarıyla kurtulmaya çalıştıkları ve yardım taJeplerini kabul etmedikleri öğrenildi. Turistler için içki stoku • ANTALYA (AA) — Antalya yöresindeki turistik tesislerin önceki sezonlarda yaşadığı içki sıkıntısının bu yıl da ortaya çıkmaması için önlemler alınmaya başlandı. Tekel Antalya Başmüdürlüğü, 1990 turizm sezonunda yöredeki tatil köyleri ve otellerin ihtiyaçlarını karşüamak amacıyla içki stoklamava başladı. Hp dünyasında yeni ufuklarGÜNSELİ KARSAN Tıp dünyasında gelişmeler birbirini izliyor. Teş- his ve tedavide kullanılan cihazlar gelişen teknolo- jiyle birlikte, her geçen gün kendilerini yeniliyor- lar. Amerika ve Avrupa'da yaygın şekilde kullanı- lan bu cihazlar, ülkemizde de önem kazanmaya baş- ladılar. Bu gelişmelerle birlikte ülkemiz de dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde röntgen geçerliliği- ni yitiriyor. Röntgen artık yerini, "Gama Camera" adlı cihaza bırakıyor. Nedir Gama Camera? Bu ko- nuda Çapa Tlp Fakültesi İç HastalıkJan Anabilim Dalı Başkanı Prof. AB Görpe'nin görüşlerini aldık: "Son zamanlarda dışandan ışın verroek yerine ilaç şeklinde bazı maddeler verilerek ışının organ- dan dışanya yansıması yontemi uygulanmaktadır. Işık kaynağı olarak radyoaktif atom dediğimiz ga- ma ışını çıkartan maddeler kullanılır. Bunlann için- de en zararsız olam 'teknezy um'dur. Bu madde en- jeksiyon yolııyla vücuda verOdikten sonra, hangi or- ganın tetkiki yapılmak istenirse maddenin o organ- da kalmasını saglayıcı kit ismi verilen bağlayıcılar da vücuda enjekte edilir. Örnegin bir böbregin ça- lışmasını ölçmek istiyorsak teknezyum ve böbrek kiti hastaya birlikte uygulanır. Bundan sonra has- ta Gama Camera'nın altına yerieştirilir. Maddenin böbreğe gelişi, bobrekten atılışı, böbregin şekli ve çalışması hakkındaki bilgiler aletin bilgisayannda toplanır." Fiyatı yaklaşık 1 milyar olan Gama Camera'yla, beyindeki anlık ve belirli bir süre içerisindeki kan akımı, beynin kanlanması, mide ve bağırsak ka- namaları, kalp damarlannda sıklaşma veya daral-, ma olup olmadığı saptanabiliyor. "Manyetik rezooans görüntnleme" cihazı ise son yıl- larda klinik kullanım alanına giren bir görüntüle- me sistemi. Cihaz, santral sinir sistemi, üst solunum yollan, iskelet sistemi, yumuşak dokular ve eklem- lerin görüntülenmesinde kullanılabüiyor. Çok yönlü kesit elde edebilme imkânına sahip olan cihazdan Florence Nightingale Hastanesi ve 9 Eylül Üniver- sitesi'nde bulunuyor. Kısa bir süre önce hizmete giren Emar manyetik rezonans görüntüleme ise Türk-Japon işbirliği so- nucu gerçekleştirildi. Tıp dünyasına teknolojinin ka- zandırdığı en gelişmiş tanı yöntemlerinden biri olan cihaz, röntgen ışını kullanmaksızın radyo dalgala- rıyla elde ediliyor. Bu nedenle insan vücuduna za- rarlı olan etkileri bilinmiyor. Çapa Tıp Fakültesi DETAM'da bulunan "FACS" sistemi, kanserde ve çeşitli kan hastahklarının sap- tanmasında son yıllarda yapılan gelişmelerin en önemli ürünü. Bu cihazla tıbbın en önemli alanla- rından biri olan bağışıklık sistemi ile ilgili bilgiler elde edildiğini belirten "DETAM" müdür yardım- alarından Dr. Tuncay Altuğ, "Aletin keşfınden önce aynı bilgiler mikroskoplarla elde edilmekte ve göz yanılgılan nedeniyle zaman zaman hatalar içermek- teydi. FACS sistemiyle AIDS başta olmak üzere nak- ledilen organın reddi ve bağışıklık sistemi hastalık- lan hakkında doğru teşhise vanlabilir" dedi. Ülkemizde gelişmiş tıbbi cihaziara sahip olan has- tanelerden birisi de International Hospital. Bu ci- hazlardan "kroner sineangiyografi" vucudun hare- ketli kısmı olan kalbin damar ve pompa görevini yapan karıncıklarının grafiklerinin alınmasını sağ- lıyor. 3 milyara yakın fiyatı olan cihaz, vucudun di- ğer anjiyografilerinde de kullanılabüiyor. Yine gelişmiş cihazlardan mide, barsak ve bel filmleri çeken "floroskopi" makinesi arka arkaya 6-7 film çekebiliyor. Makinenin fiyatı 200 milyon.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle