03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLER 2 ŞUBAT 1990 P A R T 1 L E R D E N S H P G e n e l B a S k a n l E r d a l Inönu, 7-9 şubat . günleri arasında yapılacak "AT Sosyalist ve Sosyal Demokrat Partiler Kongıesi"ne katılmak üzere Batı Berlin'e gidecek. AT'ye bağlı sosyalist ve sosyal demokrat parti liderlerinin katılacağı toplantıda, Avrupa'nın sorunları ele alınacak. Inönü, AT Sosyalist Partiler Konfederasyonu'nun davetlisî olarak katılacağı toplantıda, öteki liderlerle ikili görüşmelerde de bulunacak. SHP, konfederasyona tara üye olmak için geçen aylarda başvuruda bulundu. SHP ile biılikte Avusturya'nın da bu konfederasyona üyelik için başvurusu bulunuyor. Konfederasyona tam üyelik için partilerin Sosyalist Enteraasyonal, ülkenin de Avrupa Topluluğu'na tam üyc olması şartı aranıyor. SHP'nin, Sosyalist Emernasyonal'e tam üye olduğu için, AT'ye v e Sosyalist Enternasyonal'e üye olan partilerin oluşturduğu bu konfederasyona gözlemci üye olarak kabul edilmesi bekleniyor. (Ankara/AA) 6 \\ C\ V 51 î"l Q C r \ T l 1 SHP Manisa Milletvekili D d K d U d a ü r u E r d o ğ a n Y e t e n ç T B M M Başkanlığı'na ayn ayrı verdiği soru önergeleri ile altı bakandan, bakanlıklanndaki imam hatip Hsesi mezunlanmn sayısını sordu. Yetenç, Tarım Orman ve Köyişleri, Milli Eğitim, tçişleri, Sağlık, Adalet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlanrun yazılı olarak cevaplandırmalannı istediği önevgelerinde "ANAP'ın iktidara geldiği 1983 yılından beri bakanlık kadrosu içinde göreve atananlann kaç tanesi imam hatip lisesi mezunudur?" dedi. (Ankara/UBA) SHP TunceliSümerbank'a önerge Milletvekili Kamer Genç ve 15 arkadaşı, TBMM Başkanhğı'na bir önerge vererek başta Sümerbank olmak üzere, özelleştirilmesi düşünülen KtTMerin, kârhlık durumlarının "kasıtlı olarak" düşürüldüğü, çeşitli usulsüzlükler yapıldığı gerekçesiyle Meclis araştırması açılmasını istediler. Araştırma önergesinde, Sümerbank ve öteki özelleştirilmek istenen KlT'lerin faaliyetleri konusunda zaman zaman, basına da intikal eden suüstimal iddialarının gündeme geldiği belirtildi. Sümerbank Genel Müdürlüğü'nün alım satım ve stoklanyla ilgili öne siirülen iddialann "ihmal edilecek nitelikte" olmadığı ifade edilen önergede, özelleştirmeye tabi tutulacak öteki KÎT'lerde de aynı durumların söz konusu olduğu iddiasına yer verildi. (Ankara/AA) Anayasa Mahkemesi'nden iptal • ANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) — Anayasa Mahkemesi, hükümete yeni bakanlık kurma ve bakanhklar bünyesinde idari düzenlemeler yapmak amacıyla yasa gücünde kararname çıkarma yetkisi tanıyan yasayı iptal etti. SHP'nin başvurusu üzerine yasayı inceleyen Anayasa Mahkemesi, bu yasanın 1, 2 ve 3. maddelerini oy çokluğu ile iptal etti. Hükümet, bu yetki ile yeni bakanhklar kurarken bakanlıklann bünyelerinde de bazı değişiknklere gitmişti. tptal kararı üzerine, kuTulan bakanhklar ile bakanhklar bünyesinde yapılan değişiklikler konusunda ortaya herhangi bir hukuksal boşluk çıkıp çıkmayacağının, yayımlanacak gerekçeli kararda kesinlik kazanacağı ifade edildi. Ecevit'ten "uzlaşma" çağrısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Bulent Ecevit, DSP MKYK'sının birkaç haftadır sürdürdüğü toplantılar sonucunda, "siyasal yaşamı tıkanıkhktan kurtarmak için" belirlenen çözüm önerilerim dün düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Ecevit, Türkiye'nin "seçimleri bekleyemeyecek kadar ivedilik taşıyan" bazı iç ve dış sorunlannın çözümü için "uzlaşma" önerdi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in uzlaşmayı ilke olarak içine sindirmesi gerektiğini beürten Ecevit, "SHP liderleri de politikalannı açıkça ortaya koymaktan kaçınıyorlar" dedi. Ecevit, solla sağ arasında bir uzlaşma ortamı oluşmasmın zorunlu olduğunu vurguladı. SHP'yi "yapısal tutarsızhk"la suçlayan Ecevit, SHP'nin bugüne kadar tüm işbirliği çağrılannı reddettiğini söyledi. Grizu patlamasında 5 ölü • ZONGULDAK (AA) — Türkiye Taş Kömürü Kurumu'na bağlı Arnasra maden ocağında önceki gün meydana gelen grizu patlaması sonucunda ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Yarah olarak kaldırıldığı Zonguldak SSK Hastanesi'nde tedavi gören Rıfat Kaçar adlı maden işçisi de dün sabaha karşı hayatını kaybetti. • ÖLÜM Numismatik Demeği Başkanı • Haber Merkezi — Eski para koleksiyoncusu ve araştırmacılarının üye olduğu Türk Numismatik Derneği'nin 20 yıllık başkanı yüksek mühendis Cüneyt Ölçer, dün vefat etti. Karayolları, İller Bankası ve İş Bankası'ndaki görevlerinden sonra Kültür Bakanhğı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü de yapan Cüneyt Ölçer, Osmanlı paraları üzerindeki araştırmalan ve bu konudaki 17 kitabı ile tanınıyordu. İngiliz, Amerikan, Macar ve Rumen numismatik derneklerinin de üyesi olan, çeşitli uluslararası kongrelere bu alanda büdirilerle katılan ve Uluslararası Numismatik Derneği'nin onur nişanı ile ödüllendirilen Ölçer'in, Osmanlı Bankası aracılığıyla yapılan Osmanlı Borç Anlaşrnalan adlı iki ciltlik kitabı bulunuyor. Türk İslam Eserleri Müzesi Mudürü Nazan Ölçer'le evli olan 65 yaşındaki Cüneyt Ölçer, bir süredir kanser hastahğına yakalanmıştı. Ölçer'in cenazesi, yarın Teşvikiye Camii'ndeki öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. F. Hayati Çorbacıoğlu • Haber Merkezi — Oyun yazarı Fazıl Hayati Çorbacıoğlu (65), İstanbul'da öldü. Çorum doğumlu olan Çorbacıoğlu, yazarlık yaşamına Varlık dergi ve yıllıklarında başladıysa da sanat alanında radyo oyun yazarhğı ile tanınıyor. 1965 yılmda radyofonik piyes yazma tekniğiyle ilgili genel kurallar ve radyo tiyatrosunun özellikleri konusunda Radyo Tiyatrosu ve Piyes adlı basılmış tek kitabı yayımlandı. Eğitimci yazar Tar • Kültür Servisi — Eğitimci - yazar Süleyman Şahin Tar, önceki gün Istanbul'da öldü. 1914 yılmda Bursa'da doğan Tar, Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirdikten sonra Anadolu'nun çeşitli kentlerinde edebiyat öğretmeni olarak görev aldı. Açığa ahndıktan sonra 30 yıla yakın bir süre Yeni Cami arkasında dilekçe yazarak geçimini sağlayan Tar'ın, "Istırap", "Arkadaş" ve "Onlar" aduıı taşıyan şiir kitaplan ile "Misebolu" adlı bir öykü kitabı bulunuyordu. 76 yaşında ölen Tar'ın cenazesi dün Topkapı Merkezefendi Camii'nde kılınan ikindi namazından sonra Silivrikapı mezarhğına kaldırıldı. Karapınar Belediye Başkanı • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) — Nevşehir'in Acıgöl llçesi'ne bağlı Karapınar Kasabası Belediye Başkanı Kamil Koç, kanser tedavisi gördüğü evinde dün öldü. 26 Mart yerel seçimlerinde RP'den belediye başkanlığına seçilen Kamil Koç, yaklaşık 4 aydan beri kanser tedavisi görüyordu. Kamil Koc'un ölümüyle boşalan belediye başkanlığı için ağus- tos ayında seçim yapılacağı bildirildi. Pmf. MuammerAksoy ölümündenönceCumhuriyefînyaptığısöyleşide, 163'üntümüyle kaldınlmasına karşı çıkıyordu 6 Şeriat,özgür düşünceyi yok eder' J. ürkiye'ye şeriat düzeninin gelmesi halinde düşünce hürriyeti ortadan kalkar. Bu intihar etmek anlamma gelir. İntihar hürriyeti vardır, ama intihar marifet değildir. 1-ıaiklik ilkesine içten ve dıştan genel bir İnsan beyninin ürünü olan görüşler, kısa süre saldırıya geçildiği kritik ve tarihsel bir dönemde sonra ilahi iradeye dayanan inançlara aykın Türkiye'yi korkunç bir karanhğm eşiğine olduğu gerekçesiyle kafalarda hapsedilmeye götüren felsefe savunulamaz. neden olabilir -ki olacaktır-: TURAN YILMAZ ANKARA — Telefondaki ses, "O kadar meşgulnm ki bugünler- de.. O kadar meşguliim ki.." diye söze başlıyor ve devam ediyordu: "Cumartesi günü bir panelimiz var. Danıştay ve tdari Yargılama Usul Yasalan'nda yapılan değişik- likleri anlatacağiz. Sonra Ataturk- çü Düşünce Demeği adına laikiik konusunda hazırladığımız bildir- geyi kamuoyuna duyuracağız. Be- nim yine bu konuda bir broşür ha- zııiığım var, matbaadan prova baskılan gelecek, lasbih yapaca- ğım. Bu metni bir basın toplantı- sı ile açıklayacağım. Ardındaıt la- iklik konusunda bir panel düzen- leyeceğiz.." Daha birçok uğraşı da vardı. YÖK'ün türbanı serbest bırakan kararı için Danıştay'a yapılacak başvurunun hazıılıklanru yetiştir- meye çahşıyordu bir yandan. Öte yandan, Emlakbank'ı dolandır- maktan mahkûm olan Kemal Horzum'un davasında, Emlak- bank adına kararı temyiz etmek için bir başka çalışma içindeydi. Ayrıca, süper emeklilerin yiurdik- leri haklannın alınması için sava- şım veriyordu. Emekliler Derne- ği ile sorunları vardı. Prof. Dr. Metin Giinday ile ücretsiz danış- manbk yapıyorlar, Danıştay'a baş- vuracak süper emekliler için dilek- çe örnekleri hazırlıyorlardı... İki önemli kurumun da başkan- lığıru yürütüyorda. Türk Hukuk Kurumu ve yeni kurulan Atatürk- çü Düşünce Derneği'nin. Tüm bu uğraşılara, koşuşturmaya karşın söz laiklik konusuna gelince, sesi canlanıyor, defalarca anlattıklan- nı bir kez daha, bir kez daha yi- neliyordu, 73 yaşındaki "genç adam". Anayasa Hukukçusu Qrof. Dr. Muammer Aksoy... İntihar hürriyeti Önceki gün kimliği belirsiz bir katilin tabancasından çıkan iki kurşun ile yaşamını yitiren Aksoy, ölümünden bir gün önce kendisiy- le görüşen Cumhuriyet muhabiri- ne de laiklik konusundaki kaygı- larıru dile getiriyordu. Türk Ceza Yasası'nın 141 ve 142.raaddeleriylebirlikte kaldırıl- ması düşünülen 163. maddesi ko- nusunda çok duyarhydı. Bu mad- denin üzerinde çok iyi düşünülme- si gerektiğini defalarca vurgu- luyordu. Aksoy, 163. maddenin kaldml- masına kesinlikle karşı çıkıyordu. Bu maddenin amacını "şeriat dü- zeninin Türkiye'ye gelmesinin önlenraesi" olarak niteleyerek, "Şeriat düzeninta gelmesi halin- de düşünce hürriyeti ortadan kal- kar. Bu tam anlaınıyla intihar et- mek anlamma gelir. Kişilerin 'in- tihar hürriyeti' vardır, ama intihar marifet değildir" diyordu. Türkiye'de demokrasinin, ulu- sal egemenliğin, çağdaşlığın ve ge- lişmenin ön koşulunun ve tek gü- vencesinin laik devlet anlayışı ol- duğunu vurgulayan Aksoy, 163. madde konusunda ileri sürülen "düşünce özgürlüğünün engellendiği" görüşüne ise "Dü- şünce aklın ürünüdür. tnsanlık ancak bu şekilde ilerler. Inanç açıklamasında ise akla müsaade edilmez. Böyle bir düzende, bıra- kın düşünce özgürlüğnnii, tümüy- le düşünce ortadan kalkar" gerek- çesiyle karşı çıkıyordu. Aksoy, "Bir kişt eğer 'Müsluman değilim' derse, katli caizdir" anlamına ge- len "irtidat" sözcüğünün altım çi- ziyor ve buna çok, ama çok dik- kat edilmesi gerektiğini söy- lüyordu. Ancak, 163. maddenin kötü formüle edildiğini, bu nedenle metninde değişiklik yapılması, açıklayıcı hükürnler getirilmesi ge- rektiğini belirten Aksoy, bu ne- denle 163. madde ile ilgili olarak yargı organlannca "son derece manasız, aptalca kararlar verildiğini" kaydediyordu. Aksoy, "Bu dunım da gözönünde bulun- durulunca, 163. maddedeki kimi deyimler, tabirier ya da cümleler bu duruma yol açılraaması için degiştirilebilir. düzdtilebilir. Ama bu maddevi tümüyle ortadan kal- dırarak, Türkiye'ye bir şeriat dü- zeninin gelmesine asla izın venne- mek gerekir. Laiklik ilkesini ko- rumak için de bu gereklidir" diyordu. Aksoy, "Üniversitede başörtü- sü ve türban takılmasına, Ayasof- ya'nın müze olmaktan çıkanlma- sına, laiklik ilkesinin baltalanarak yok edilmesine yönelik, son gün- lerde gelişen gerici eylemlerin" amacına yönelik ise, "Meşrutiyet- ten bu yana atılan tüm ilerici adımlann kaldınlması" değerlen- dirmesi yaparak şöyle diyordu: "Aslında inançlara dayanan de- gişmez ve karşıI teze izin vermez Gazeteci-yazar Abdi Ipekçi'nin raezan başındaki törene ailesi, yakınlan ve gazeteciler katıldı. (Fotograf: Lğur Giinyiiz) IpekçL, ölümünün 11. yıknda anıldı tstanbul Haber Servisi — Gazeteci-yazar Abdi tpekçi, öldürülüşünün 11. yıldönümünde Zincirlikuyu'daki mezan başında anıldı. Anma töreninde bir konuşma yapan Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri ve TGS Genel Başkanı Orhan Erinç, İpekçi cinayetinin hâlâ çözümlenememesinin üzüntü yarattığım belirterek katilin bulunmasını istedi. tpekçi için ilk tören dün Cağaloğlu'ndaki Basın Müzesi'nde yapıldı. Gazeteciler Cemiyeti. yöneticileri Abdi tpekçi'nin müzedeki çalışma masasına çelenk koyarak saygı duruşunda bulundular. Zincirlikuyu Mezarlığı'nda düzenlenen törende konuşan Orhan Erinç, tpekçi'nin gazeteciliğini anlatarak tpekçi'nin öldürülüşünün üzerinden 11 yıl geçmesine karşın katilinin bulunamamasmın büyük üzüntü kaynağı olduğunu söyledi. Erinç, katilin bulunmasını istedi. Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyelerinden Nail Güreli de Abdi tpekçi'nin barış, demokrasi ve özgürlük karşıtı kişilerce öldürüldüğünü ifade ederek tpekçi'nin ölüm yüdönümünde, Prof. Dr. Muammer Aksoy'un öldürülmesinin büyük üzüntüsünü yaşadığım belirtti. Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki törene Abdi tpekçi'nin ailesi, yakınlan, çalışma arkadaşları ve gazeteciler katıldılar. IZMIR'den HİKMET ÇCTİNKAYA KırÇiçekleri Olümsüzdür İZMİR — Acıları yaşama katık etmiş bir bilirrı adamrydı Prof. Muammer Aksoy. Yaşamın bun- ca ağırlığına karşın dirençliydi, coşkuluydu, devinimliydi. O hem bir bilim, hem siyaset, hem de hukuk adamrydı. Atatürkçüydü yetmiş üç yıllık yaşamında hep dingin, sevecen, dostluğu kır çi- çekleri gibi ölümsüzdü. Atatûrk ilkelerine sımsıkı bağlı, o yolda ödün vermeyen yürekli bir kişiy- di.Ulusal petroldavasınabayrak açan o yürekli yiğit insana sıkı- lan alçakça kurşun Atatürk dev- rimlerine, laik Türkiye Cumhuri- yeti'ne yöneliktir. Onun bıraktığı Atatürkçü bayrak elbet yerde kal- mayacaktır. Prof. Muammer Aksoy'un ken- di sozleriyte çağnda bulunan meslektaşlarının tepkilerinde, "Atatürk ilkelerine ve demokrasiye" sıkılan o alçak kur- şunun ardında yatan gerçekler dile getiriliyor. Ne derdi Muammer Aksoy? — Bir ülkede hukuk devleti tehlikeye düşerse, ister hâkim ya da proiesör. ister savcı veya yö- netici olsun meslekten atılmak ya da ağır sonuçlara katılmak tehli- kesini göze alarak hukuk cephe- sine katılmak, hukuk devleti için mücadele etmek her hukukçu için bir meslek ve vicdani, hatta yurt ve insanlık borcudur... On yıl önce yazılan senaryola- nn çekimi yavaş yavaş başlıyor. Halkı yıldırmak, demokrasiyi çel- meleyip ülkeyi kan ve barut fıçı- sına dönüştürmek isteyen kimi odaklar, saygın kişileri öldürerek terörü tırmandırmak istiyor. Acılarla dolu bir kuşağın için- den gelen birisi olarak, böyle te- rör olaylarının demokrasi ve öz- gürlükleri hangi noktaya doğru çektiğini çok iyi biliyoruz. lerinin yılmaz savunucusu... SHP lideri Erdal İnönü, dün Muammer Aksoy'un alçakça vu- rulmasının ardından kimi geliş- melere değiniyordu. İnönü'nün sözleri ilginçtir Birileri demokra- siyle Türkiye'de çare bulunama- Evet, gecenin karanlığında üç yacağı izlenimini vermek j ste- el silah sesi... mektedir. Prof. Muammer Aksoy kanlar Prof. Aksoy, demokrasi ve öz- içinde yıkılıyor merdivenlere. Eşi, gûrtüğün bir simgesiydi. Bir hu- kalp krizi geçirdiğini sanıp ağız- kuk adamı olarak her dönemde dan solunum yaptırıyor. Eşinin demokratik davranış örneği ver- ağzı kan doluyor O zaman anlı- yor eşi Muammer Aksoy'un al- çakça vurulduğunu... Biz bu filmi on yıl önce de gör- müştük. Senaryo aynı kurguda. Belli oyuncular daeskisi gibi; ya- ni profesyonel. Hedef seçtikleri Muammer Hoca Atatürk devrim- Yaşamı boyunca demokratik, laik ve Atatürk devrimlerine dayalı cumhuriyet için savaşım veren, ödünsüz demokrasi savaşçısı, değerli hocamız, Türk Hukuk Kurumu Başkanı, Atatürkçü Düşünce Demeği Başkanı ve Anİcara Barosu eski başkanlanndan Prof. Dr. MUAMÎ AKSOYkaranlık güçler tarafından hunharca katledilmiştir. Cenaze töreni 3.2.1990 Cumartesi günü saat: 09.30'da Ankara Adliye Sarayı'nda, saat 11.00'de de TBMM'de yapılacaktır. Maltepe Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. TÜRK HUKUK KURUMU VE AINKARA BARO BAŞKAMJĞI Çelenk yerine Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunulmasmı dileriz- mişti... 12 Eylül sonrasrydı sanırız. Ar- kadaşımız Celal Başlangıç, Ba- lıkesir yöresinde Süleymancılarla ilgili bir röportaj yapmıştı. Prof. Aksoy, Süleymancı tarikatının ön- derterini savunmuştu o röportaj nedeniyle mahkemede. Yine 163. maddeden yargılanan pek çok kişinin de savunmanlığını üstlenmişti mahkemelerde. Niçin? Çünkü demokrasi ve özgürlük için. İnsan haklan, çağdaş hukuk devleti için... Eğer bu alçakça cinayeti isla- mi intikam Örgûtü ya da Islami Hareket Örgütü işlemişse, bu olayın ardında başka dış güçler var. Çünkü Prof. Muammer Ak- soy, Türkiye'de İslami çevrelerde, özeilikle tarikatlar arasında say- gın bir konumdaydı. Prof. Aksoy, dinine bağlı, ama laikliği savu- nan Atatürkçü bir kişiydi. O zaman?.. SHP liderinin sözleri degerten- dirilmelidir. Şöyle diyor İnönû: — İslami İntikam Örgütü, te- settüre karşı davranışları sonun- da Aksoy'un cezalandırıldığını söylpyor. Eğer böyleyse, bu ha- reketin Türkiye'de hepimizi orta- çağ karanlığına döndürmek iste- yen bir zihniyetin eseri olduğu- na dikkatinizi çekmek istiyorum. Böyle bir zihniyet, solculuğu sag- cılığı bir tarafa bırakarak, Türki- ye'de serbest düşünceyi, çağdaş yaşamı ortadan kaldırmak iste- yen bir zihniyettir. Çeşitli sorulaftakılıyor kafamt- za önceki geceden beri... Proi. Muammer Aksoy alçak- ça öldûrüldü... Alçakça saldırıyı yönlendiren- ler nerede, hangi örümcek ağın- da örgütlenmektedir? İşte bu nokta çok önemlidir... dinsel kurallann (opluma egemen olmasını isteyenlerin, bu tutkula- rını dile getirmeleri ve başka kişi- leri de bu dogndtuda inanca ulaş- ünp o yolda davranmava davet et- meleri, hele bunu örgütlü olarak yapmalan asla ve asla insan bey- ninin üriintt saydığunız akla, mau- tıga ve dünyasal gerekçelere daya- nan düşüncelerin açıklanması ile aynı nitelikte davramşlar değildir. Hele başkalannın da benimsemesi amacıyla açıklanan inançlar, ay- nı doğrultuda inanç sahibi olma- yanlann ve bu inanca göre hare- ket etmeyenlerin cezalandınlma- sını ve saldınlara uğramasım bile doğru buluyor. hatta bu saldınlan din uğruna cihat sayıyorsa, bu ni- telikte inanc açıklamalanna ve on- lann propagandasına izin vermek, sadece başkalannın inanç özgür- lüğunu flilen reddetraek değil. ay- nı zamanda başkalannın kişi ve can güvenliğini dahi tammamak anlamına gelir. Boyie bir dunırau özgürlük adına istemek ise kişile- rin özgürlüğünün, başkalannın özgürlüğü ile sınıriı olduğunu unutmak, adeta bzgürtügu yalnız- ca saldırganlara tanımak demek- tir." Laiklik ilkesine içten ve dıştan genel bir saldırıya geçildiği kritik ve tarihsel bir dönemde, Türkiye'yi ve Türk halkını "korkunç bir ka- ranlıgın ve geriliğin eşiğine" götür- mek anlamına gelen bir felsefenin savunulamayacağım da kaydeden Aksoy, "Çünkü toplum yaşamımn amacı, insanın özguriüğünü. refa- hını ve mutluluğunu sağlamaktır. Demokrasi dahi, insan için vardır ve amaç, toplum içinde insanın in- san onuruna yaraşır koşuilarda yaşamasını sağlayan ortamı fiilen gerçekleştirmektir. Bu olanaklann ortadan kaldınlmasına neden ola- cak sindirici, baskılar yaratıcı ve sonunda tüm özgurluklerin orta- dan kalkmasına neden olacak inanç ve istek açıklamalan, kısa süre sonra insan beyninin ürünü olan görüşlerin, ilahi iradeye da- yanan inançlara aykın olduğu ge- rekçesiyle, kafalarda hapsedilme- sine. hatta o göruşleri taşıyanla- nn kafalannın kopanlmasına ne- den olacaksa -ki olacaktıri böyle tersine çevrilmiş bir özgürlük an- layışı, özgürlük adına özgürlüğü katletmek ya da özgürlük adına ozgürlüğün intihannı savunmak olarak nitelendirilebilir" diye ko- nuşuyordu. Aksoy, "Türk toplurnunda la- iklik ilkesi, yüzyıllar süren acılar ve büyük felaketler sonucunda, Atatürk'ün dahiyane girişimi ve o zamanki tarihi koşullann da yar- dımı ile gerçekkştirilebilmiştir. Bu ilkenin bir kez yitirilmesi, giderU- mez bir sosyal felaket niteligi ta- şıyacaktır. Şu gerçeği artık herke- sin görmesi gerekir ki irticaıun ki(- le halinde harekete geçmesi olası- lığı, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde bu kadar yakın. yay- gın, somut bir tehlike olarak ken- disini gostermemiştir. Önümüzde- ki 10 yıllık dönemde, Türkiye için irticadan daha büyük, hatta ona yakın hiçbir tehlike söz konusa değildir" diyordu. Muammer Aksoy, 141, 142. maddelere ilişkip de Cumhuri- yet'e, "Prensip itibanyla bu mad- delere muhakkak cebir unsunınun eklenmesi gerektiğini duşunüyo- rum. Çünkü mevcut uygulamada, masum fikir açıklaraalan da suç- lanıyor. Amaç, proletarya dikta- törlugünü amaçlamayan, iktidara seçimle gelip seçimle gitmeyi be- nimseyen Avrupa tipi komünist partiler ise bunlann kurnlmasını yasaklayan da bir hüküm var. Türkiye'ye hürriyet adına faşizmin gelmesine de müsaade edilemez. Sonuç olarak ben. hürriyetleri yok etme hürriyetini kabul etmiyorum" şeklinde konu- şuyordu. Aksoy, inanç ve ibadet doğrul- tusunda hareket edenlerin de 163. maddenin yanlış yorumlanması nedeniyle zaman zaman cezalan- dırılabüdiklerine işaret ederek, b'ır defaya mahsus olmak üzeTe bu madde mağdurlan için bir af çı- kanlabileceğini de savunuyordu. ACIBÎRKAYIP Bursa eşrafından merhum Burhanettin Ölçer ile merhume Mihriye Ölçer'in oğullan, merhume Nedret Büyükyüksel'in lcardeşi, Bülent Büyükyüksel'in kayınbiraderi, İdil Biret ve Şefik Bü>1ikyüksel ile Madeleine ve İbrahim Büyükyüksel'in dayılan, Sav, Ölçer, Birkan, Su, Üntuna, Yolaç, Şatıroğlu, Karacabey ve Kantarlak ailelerinin kuzen ve yeğenleri, Canan ve Ahmet Aycibin'in enişteleri, Çınar Tapan'ın sevgili Cüni'si, Nevra ve Nedim Ölçer'in kıymetli babaları, Engin Ölçer'in kayınpederi, Ceylan ve Cem Ölçer'in büyükbabalan, Nazan Ölçer'in çok sevgili eşi Türk Numismatik Dernegi Başkanı İnş.Yiik.Müh. CÜNEYT OLÇER'İ uzun bir hastalık sonrası kaybettik. Geride dopdolu bir yaşam, Osmanlı para tarihine adanmış pek çok kitap ve büyük bir hasret bıraktı. Aziz naaşı 3 Şubat Cumartesi (yarın) Teşvikiye Camii'nde kıhnacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle