Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 10 ŞUBAT1990
Insan Hakları ve Türk Dış
Politikası
Turkiye'ye insan hakları alanında yöneltilen eleştirilerin devam
etmesinin bir nedeni de uluslararası alanda üstlenilen ve "alayu vâla"
ile dünyaya ilan edilen yukümluluklerin uygulamaya intikal
ettınlmemesinden ileri gelmektedir.
Dr. ŞUKRU ELEKDAG Emekli Büyükelçi
kamuoylan tarafından anlaşıhp benımsenmesını en-
gellemektedır Bıttabu bu çevTelenn ulkemıze karşı
kullandıklan kozları ellennden almak, bıze duş-
mektedır
Helsınkı tzleme Komıtesı'nın, Turkıye'de ınsan
hakları konusunda kısa bır süre önce vavımlanan
ve özetı gazetelerımızde ver alan raporu, yansız ve
önyargısız bır yaklaşımı yansıtmaktan uzaktır An-
cak bızım de eleştırdığımız böyle bır yaklaşımın tut-
sağı olmadan ve her ıddıarun "hasmane duygular-
dan ka>naklandığı' gıbı bır goruşe saplanmadan
raporu ıncetememız ve eksıkhklenmız uzennde dur-
mamızda ısabet vardır
Doğu Avrupa \e Sovyetler Bırhğı'ndekı gelışme-
ler, her şe>den onc« ınsanlann "Pavlov'un
kopeklen" gıbı şartlı reflekslerle yönetılemeyece-
ğını orta>a koymuşıur 'Vvrupa'da askerı paktlar-
la sağlanan denge ve ıstıkrar sıstemı sona ererken
bunun yerını alacak \enı duzenın, demokratık de-
ğerlere, ınsan haklanna ve temel ozgurluklere say-
gıya dayanacağını gösteren belırgın ışaretler var-
dır
Avrupa'dakı gelışmelenn ınsan haklan konusunu
on plana çıkarrnasının, Turkı>e'nın ınsan haklan
alanındakı performansının çok daha goze batma-
sına ve ulkemıze bu alanda >oneltılen eleştırılenn
yoğunlaşmasına vol açacağı muhakkaktır
198O'lı yıUarın başlarında ınsan haklan, Arnerı-
ka ve öbur Batılı ulkelerın dış polıtıkalannın ay-
rılmaz bır bovutu halıne gelırken, Turkıye'nın bu
gehşmevı değerlendırmesı, ulkemıze >öneltılen eleş-
tırılenn ozel durumumuzu ve koşullarımızı dıkka-
te almadığı ıddıalanrun çok abartılmış olduğu, bun-
ların çoğunun Batılı ulkelerın Turkiye'ye karşı ön-
yargılarından, bölueu çevrelerın ulkemız aleyhın-
dekı propagandasından ya da etkın hasım lobıler-
den kaynaklandığı yolunda olmuştur Sonradan ın-
san haklan alanında somut adımlar atmamızdan
sonra da bunların perakende ve eksık bulunarak
eleştırılenn devam etmesı, hukumet çevrelennde
duş kırıkhğına >ol açmış ve bu tutumun temelde
ulkemızın Batı ıle butunleşmesıne yapay engeller
çıkarmak maksadından ılerı geldığı goruşu bırçok
resmı yetkılı tarafından paylaşılmış, bazılarınm da
resmı bevanlarına konu teşkıl etmıştır
Uygulamada aksaklıklar
Esasmda Turkıye, ınsan hakları alanında son yıl-
larda bır haylı mesafe almıştır Turkıye'nın, BM
vç Avrupa Konsevı lşkencevı Önleme Sözjeşmele-
n'ne taraf olması, tnsan Haklan Komıs>onu'na bı-
reysel başvuru hakkını tanıması ve Insan Haklan
Dıvanı"nın yetkısını kabul etmesı yanında ıç hukuk
alanında da lyıleştırmelere yönelmesı olumlu gelış-
melerdır
Buna karşın Turkıye've ınsan haklan alanında
yöneltılen eleştırılenn devam etmesinin bır nedeni
de, uluslararası alanda üstlenilen ve "alayü vâla"
ıle dunya>a ılan edilen yukümluluklerin uygulama
ya ıntıkal ettırılmemesınden ılerı gelmektedir Nı-
tekım bunun Turkıye'nm göruntusunu bulandıran
bır orneğını de son gunlerde vaşadık Kışısel baş-
vuruları soruşturmak uzere Turkıye'ye gelen Av
rupa tnsan Haklan Koraısyonu uyelerını, gorevle-
nnı tam anlamıyla yapmalanna ızın vermeden ge-
n döndürdük Oysa uygulamak ıstedıklen yöntem-
ler, Turkıye ıçın uluslararası bır yukumlüluk teş-
kıl ettığı gıbı, ıç hukukumuzun da bır gereğı ıdı
Dışışlen Bakanı Sayın Mesut Yılmaz'ın butun ca-
ba ve uyanlanna karşın önlenemeyen bu olavın,
ulkemız ıçın ne ölçude sakıl bır dunım >arattığıru
ve ınsan haklan alanında atmış olduğumuz bırçok
olumlu adımın etkısını bır anda nasıl sıldığını tah-
rrun etmek zor değıldır Aynı şekılde eleştınlen kar-
şılamak ıçın ılk önce ı>ı nıyetımızın bır göstergesı
olarak açıkladığımız bazı ıdarı ve ıç hukuk duzen-
lemelerını de sonradan uygulamaya geçıremeyışı-
mız, Türkıye aleyhındekı olumsuz havanın yumu-
şamasını engellemektedır
Turkiye'ye ınsan haklan konusunda yöneltılen
suçlamalar, özelhkle şu noktalarda yoğunlaşmak
tadır
— Turkıye'de sıstematık ışkence vardır
— Turkıye'de düşünce suçu vardır
— Gozaltındakı saruk, avukatıyla göruşememek-
tedır
— Işkence altında alınan ıfadeler mahkemeler ta-
rafından geçerlı sayılmaktadır
— Turkıye'de toplantı özgurlüğü sınırlıdır
— Turkıye'de sansür vardır Molıere, Voltaıre
ve Eınsteın'ın eserlerının de dahıl olduğu 2000 ka-
dar kıtap toplatılmıştır
Turkıye'de baa çevrelerce yansızlıklanndan kuş-
ku duyulan, ancak uluslararası alanda saygınlık-
lan tartışmasız kabul edilen Uluslararası Af Örgu-
tu, Barolar Bırlığı, Helsınkı Izleme Komıtesı gıbı
hukumet dışı kuruluşlar, Turkiye'ye bütun bu ko-
nularda eleştınler yönelten raporlarını sık sık ya-
yımlayarak bunlan çok genış bır dağılımla yaymak-
tadırlar
Türkiye'nin göriıntüsu
Amerıka'dakı görevım sırasında bu raporlarda
belırtılen eleştınlenn, Ermenı, Rum, Yunanlı ve ul
kemız aleyhınde calışan öbur kumluşlara geruş pro-
paganda malzemesı sağladığını ve Avrupa'dakı
uzantılanyla da el ele veren bu çevrelerın, basııu,
TV'yı, akademık çevrelen ve Amenkan Kongresı'ru
hedef alan yoğun faalıyetlennın, Amenkan halkı-
nı ulkemız aleyhınde etkılemede başarılı oldukla-
rını vakmdan gördum Avrupa'da da aynı şekılde
surdurülen bu faalıyetler, Turkıye'nın görüntüsu-
nu karartmakta ve haklı davalarımızın dahı Batılı
İşkence iddialan
Bu ve bunun gıbı raporlarda ışkence ıddıaları ge-
nellıkle genış bır yer tutmaktadır Amerıka ve Ba-
tı Avrupa'dakı Turkiye'ye hasım lobıler \e çevre-
ler ulkemız aleyhındekı çırkın ve küçultucu ıftıra
kampanvalarını bu tur ıddıalardan yararlanarak
yurüturler Bu bakımdan ulkemızde gözaltı sure-
smın uzun olmasına ve bu sure zarfında sanığın
avukatı ıle gönıştunllmemesıne dayandınlan ışken-
ce ıddıalarının bertaraf edılmesı ıçın gereklı önlem-
lenn suratle alınması, Turkıye'nın ınsan haklan ala-
nındakı göruntusünün berraklaşmasına yol açacak-
tır Bu amaçla geçen eylûl ayında TBMM'ye su-
nulmuş olan ve gözaltı süresmın kısaltılmasını ön-
gören tasarının daha fazla gecıkmeden yasalaştı-
nlması önem kazanmaktadır öte yandan sanığın,
gözaltı suresının her aşamasında avukatıyla göru-
şebılmesı ıçın gereklı önlemler kesınlıkle alınmalı-
dır Esasen Ceza Muhakemelerı Usul Kanunu'nun
156 maddesı bunu amırdır Başbakanlığm da bu
hususta bır türlü uygulanamayan bır genelge talı-
matı mevcuttur Bunlara ılaveten ışkence altında
alınan ıfadelenn bazı hâkımlenmız tarafından ka-
nn sayıldığına ıhşkın ıddıalar, Tûrk adaletırun \v-
rupa standartlannın gensınde kaldığı yolundakı de-
ğerlendırmelere gerekçe teşkıl etmektedır Bu şe-
kıldekı uygulamalann, Ceza Muhakemelerı Usul
Kanunu'nun 247 maddesıru ıhlal ettığj de göz
önunde tutulmalıdır
Doğu Avrupa'dakı gelışmelere alkış tutan Batı
dunyasının Batı ıle aynı değerlerı paylaştığını ve
onun bır parçası olduğunu her fırsatta ılerı suren
Turkıye'nın ınsan haklan alanındakı uygulamala-
nna, Avmpa'dakı yenı koşullar ışığında ve ıdeo-
lojık savaşın gücünû kaybettığı ıçınde yaşadığımız
dönemde, büytılteç ıle bakmasını beklemek yanlış
olmayacaktır.
Avrupa Guvenhk ve Işbırlığı Konferansı'nın
(AGtK) adından son gunlerde bır haylı söz edılır
oldu. tlk önce Malta doruğu sonrasında konuşan
ABD Dışışlen Bakanı Baker, "Baker Doktrıru"
olarak adlandınlan açıklamasında, AGtK ıle NA
TO'ya beraberce yurüteceklerı önemlı görevler
önerdı Buna göre ıkı kuruluş, Batı ıle Doğu Av-
rupa arasındakı ekonomık ve polıtık bağlann ge-
hştınlmesınde Doğu Avrupa'da demokrasının ku
rulup sağlamlaştınlmasında, ınsan haklanrun ızlen-
mesınde ve Doğu-Batı tıcaretı ıle yatınm faalıvet
lenne daha açık bır ortam hazırlanmasında ışbır-
lığj yapacaklar Bundan kısa bır süre önce de Fran
sa Cumhurbaşkanı Mıtterrand, Avrupa'dakı değı-
şımın denetım altında tutulup yönlendınlmesı
amacıvla Turkıve de dahıl tum Avrupa ulkelennın
yanı sıra ABD ve Kanada'nın da katıldıkları
AGtK'ın güçlendınlerek daha etkın hale getınlmesı
yolunda bır önerıde bulundu Mıtterrand bu bağ-
lamda, demokratık kurumlarını oluşturacak sos
>alıst ulkeler de dahıl olmak uzere tum Avrupalı
ulkelenn bır Avrupa Konfederasyonu çerçevesın
de butunleşmelerının 1990 vılında toplanacak
AGtK doruğunda ele ahnmasını önerdı Bu açık
lamadan hemen sonra da Batı Alman Başbakanı
Kohl, Avrupa Konfederasyonu fıknnı destekledı
Bu hususları AGIK çerçevesınde j>e devletlenn
ınsan hakları uygulamalannı ızlemek a-nacıyla ku
rulrnuş olan Uluslararası Helsınkı tnsan Haklan
Konfederasyonu'nun Turkıye açısından kazandı-
ğı önemı vurgulamak amacıyla belırtıyorum tşte
bu federasvon, 35 üye devletın dışışlen bakanhk-
lanna gönderdığı bır yazıda Turkıye'de ınsan hak-
ları ıhlallerıne ılışkın bıraz önce behrtmış olduğu
muz ıddıaları sıralamakta ve AGtK uyesı devletle-
nn Türkıye'ye karşı AGtK mekaruzmasını ışletme-
lerını ıstemektedır
Yeni çağın ideolojisi
Söz konusu mekanızma şımdıye kadar rejım de-
ğısıkhğınden öncekı Roman>a, Bulganstan, Çekos-
lovakya gıbı ınsan haklannın ağır bır şekılde çığ-
nendığı Doğu Avrupa ulkelen ıçın ışletılmıştır Re
jım değışıklığınden sonra bu ulkelerın aklanması
ve övulmesı beklenmelıdır Esasen bu sureç başla
mıştır bıle En hazını, Batı dunyasının Azerba>
can'dakı vahım ınsan haklan ıhlallennden ve akan
kandan Moskova'yı sorumlu görmemesıdır Bö\
le olunca AGİK mekanızmasının Avrupa'da uygu-
lanabıleceğı tek ülke Türkıye olacaktır
Turkiye'ye hasım çevreler bu fırsatı ganımet bı-
lecek, aleyhımızdekı propagandayı yoğunlaştıracak
ve ülkemızm görüntusune kara çalmak ıçın ellenn-
den gelenı >apacaklardır Bunun yanında ınsan
haklan konusunda Türkıye uzenndekı baskılar ar-
tacaktır
Fakat en önemlısı, 35 AGtK ülkesı arasında sa-
dece Turkıye'nın, ınsan haklan alanında kendısı-
nın resmen kınanmasına yol açan bır uygulamaya
maruz kalması, ülkemızın Avmpa ıçındekı yen açı-
sından yenı soru ışaretlerı yaratacaktır
özelhkle bugunun koşullarında bövle bır gelış-
menın sıyasal faturasının çok ağır olacağı takdır
edılecektır
Bu bakımdan ılk aşamada yukanda sözunü et-
tığımız uygulamalara son verılmesı ve bu amaçla
gereklı önlemlerın suratle alınması önem kazan-
maktadır
Yenı çağın ıdeolojısının ınsan haklan olacağı, bu-
gün artık tartışmasız kabul edılır olrnuştur Çağın
en önemlı özellığının de çekırdeğını AGİK uyele-
rının teşkıl edeceğı, ınsan haklarından evrensel bır
bütunleşme sürecı olacağı belırgın hale gelmekte-
dir Turkıye'nın daha başlangıçta bu çekırdek ıçın-
de yerını alması, çağdaş uygarlığı yakalama özle-
mının bır gereğı olduğu kadar kendı ınsanının onur,
kışılık ve özgürluğüne verdığı değenn ve gösterdı-
ğı saygının sımgesı olacaktır
PENCERE
EVET/HAYIR
OKIMAKBAL
"Şjir, Mühürlenir ve
Gömülür"...
"Hırmı dıyor kı, -- - - - - - «
Ucuz huzunler kıralardırn
Alyanak bır kuklacıdan
Gok bınlerce mavı şapkadır
Senın de sapkan mavı mıydı
O gunlerde'
O gunlerde Hılmı böyle dıyordu Annesını 'çıçek ışlemelı bır
lamba'ya benzeterek, çocukluğunu da bır tabuta, "usulca bıra-
kılan denıze
Yıllar yıllar sonra 'şıır, şıırın kurdudur" dıyerek, "ışte zümrût
ve surungen -bır dıze- gıdıyor gıdışı -ötekı şııre doğru'dur- dıye
tamamlıyor
Zaman geçıp gıder hep Kım dur dıyebılmış
1
? Ne Lamartıne
ne Baudelaıre ne Tarancı 1950'lerın Hılmı Yavuz'unu anım-
sıyorum On beş yaşları yırmı yaşları Fatıh'tekı gazetecının -
adını unuttum- sergısınde sık sık karşılaştığım o dal gıbı çocuk
Gazetelerı dergılerı para vermeden kanştıran Gazete satan de-
lıkanlıyla ahbaplık ederek
Sonra Kabatas Lısesı'nde Behçet Necatıgıl oğrencısı olarak ta-
nıdığım Hılmı Yavuz Ogrencıler arasındakı şıır toplantılarında,
lıselerdekı şıır buluşmalarında okuduğu şıırlerle espınlı konuş-
malarla dıkkatı ceken Hılmı Yavuz Lıseden sonra gazetecılık
seruvem, Vatan gazetesı, ıç polıtıka muhabırlığı, Ismet Paşa'lı
gezılere çıkış derken 'Cumhurıyet'te dış polıtıka sekreteriığı, ar-
dından beş yıllığına Londrada BBC'de Türkçe servısı, bu arada
başardığı felsefe oğrenımı Bugun de yuksek oğrenımdekı gö-
revlerı En sonra da Istanbul Beledıye Başkanlığı'nın sanat ve
kultur danışmanlığı
Yavuz edebıyat felsefe, kultur üzerıne araştıncı, eleştırıcı bır
yazı adamıdır, ama oncelıkle, hele benım gözümde şaırdır, hem
de çok lyı bır şaır Kuşağının onde gelen, kışılıklı bır şaırı Bu-
nu ılk şıırlennde belırtmıştı O gun bu gun şaırlığı önde yer aldı
Duşunur Yavuz şaır Hılmı'yı bır yana ıtemedı, yok edemedı
Son kıtabı Soylen' ' Ben daıma uçurumlar edınırım - bır yer-
den otekıne goçerken ' dıyor 'Ölümle yeşıl arasındanım yollar
da oralıdır' dıyor ' bır yalnızlık ötekıne karıştı' dıyor, 'ben hangı
yolcuyu ızleyen gemılerdım - ve neden - hep soylen'dım hem
soylendım, hep soyten''" dıyor gel, uçan yalnızlığınla benı kurtar
- kurtar benı bu soylenden' dıyor, bense akşam oldum artık -
ve akşamlar benım govdem' dıyor
Her sıırde okuru duşlere goturen dızeler var Bır bûtün olarak
da alsanız, yok dızeler bıçımınde de alsanız Yavuz un şıırı kım-
senınkıne benzemeyen bır nıtelıkte Sezdırıyor bır şeylerı, tam
anlamasanız da
1
Hem şıır anlaşılmak ıçın değıldır kı, bır şeyler
duyumsarsanız, tadarsanız, kendınızı değışık bır şıır yoresınde
bulursanız yetmez mı
9
Soylenden sonra da daha oncekı kıtaplarını kapsayan "Hü-
zun Kı En Çok Yakışandır Bıze' cıktı Can Yayınları'nda Bakış
Kuşu Bedreddın Uzerıne Şıırler, 'Mustafa Suphı Uzerıne Şıır-
ler 'Doğu Şıırlerı Yaz Şıırlerı' Gızemlı Şıırler 'Zaman Şıırlerı'
hepsı bır cıltte bır arada Bır yazımda ' Hılmı Yavuz şıırımıze
yepyenı bır duyarlıkla gırdı demışım Yenı bır duyariık Bu, kolay
yaratılmaz yapay olarak ortaya çıkarılmaz Kışı onu kendı ıç du-
yarlığmda bulur varsa1
Cemal Sureya Yavuz u 'dıl beğenısı en
yuksek şaırlerımızden' sayıyor Bınyazar da 'Türk şnrının dılını
yaratmada' Hılmı Yavuz'un önemlı katkısını belırtıyor
Hem duşunur hem felsefecı hem şaır olmak uç karpuzu bır
koltuğa sığdırmak mıdır? Oyledır sığdırabılen sığdırsın once şaır
olan kışının yaratmasından zararlı olmadığı surece
Ben bu sıırı yazdım da - belkı - yazmadım da" dıyen Hılmı
Yavuz oğretmenı ve ustası Behcet Necatıgıl'e adadığı şıırı şoyle
bıtırır
'Şıır, hılmı yavuz muhur - lenır ve gomülur'
Şıır gomulur ama ınsanoğlunun yureğme, sılınmez, kazılmaz
yerınden oynatılmaz yıtıp gıtmez bır gucle Bır gomu gıbı
Butun o aşkları yazdı da ne oldu
Gullerı cocukları denızlerı tuttu da elınden
Hep bır cevız yaprağı gıbı belırdı ınce yuzu
Bırakılmış gemılerın su kesımlerınden"
Ulusal Karakter
Farkh goruşler, farklı kulturler, farklı dinler, ulusların
davranış ve hareket biçimlerini etkiler. Mustafa Kemal'in Batı
uygarhğına erişmek sozu boşuna soylenmemiştir. Sıkı sık
ekonomi ve darbeler sonucu arkadan gelen sosyo-ekonomik
baskılar, toplumun ulusal karakterıni yitırmektedir.
Em. Kur. Albay TURGUT ALPAGUT
Ulusal karakter, her ulusa tarklı ozellıMer
kazandıran her duzevdekı evlem ve duşunce
farklannın nedeni olan temel duşunce ve mo-
ral özellıklcnnın yansımasıdır Orneğın Alman
ulusunun otorıterlığe, kolektıvızme ve devle-
tın ustunluğune ınanan Alman felsefesını ka-
bulu Hıtler'ın ı»ok ışıne Naramıştı Alman ulu-
su guce sahıp her otorıteye ıtaatı, bunun ge-
reğı olan medenı cesaret noksanlığını, bırev
haklannın küçumsenmesını, sıvasal ozgurlu
ğun bulunmayışını gerektıren otokratık vone-
tımlenn tanhı bovunca etkısınde kalmıştır Bu-
na karşılık tngılız ulusu, Magna Carta vasal
sureç anlayışı, Protestan katılığı gıbı tngılız bı
revcılığıvle tutuculuğunun geleneklerıne bağ
hlığını tanh bo>unca surdurebılmıştır Ingılız
ulusunun özgurluk \e demokrasıve duşkun
luğu II Dun>a Savaşı nda Mman ıstılasına
karşı anavatanın savunulmasında kendını gos
termıştır Bır \andan da antı mılıtarızm ve de-
vamlı ordu ıle zorunlu askerlığe karşı duyu-
lan antıpatı Ingılız ulusal karaktenmn ozel
lıklenndendır
ltalyan ulusunun savaştan çok sanata uvum
sağlaması, II Dunva Savaşı'nda kendını bellı
etmış, savaşta en çok şaşkınlaşmış askerlerıv-
le rekor kırmıştı Karakterıne uvmayan faşız-
mın ıse sonu dramatık bıtmıştır
Japon ulusunun karaktennde mutlak ıtaat
ve mılıtarızm yatmaktadır Başarısızlığı haz
medemeyen Japonlann harakırı yapmalan bu-
nun en buyuk kanıtıdır Amerıkan u'usal ka-
raktennde, aradan uzun zaman geçmesıne kar-
şın A.merıkan pragmatızmının "bır duşunce
nın doğruluğunun o duşunce sonucuyla
olçulebıleceğı" apaçık bır dogmatık ıdealızm
ıle başarıvı gerçeğın ve hakıkatın ölçeğı sayan
anlavış arasındakı kararsızlığa eklenen dort
özgurluk ve dolar dıplomasısı halen yururluk
tedır Emperyalızm ıle dun\a jandarmahğı
Amerıkan ulusal karakterının sımgelerı gıbı
dır
Türk ulusunun karakteri
Osmanlı Imparatorluğu donemınde ulusun
tanhsel karaktennı bılmeNenler bmuk telaket
lere neden olmuşlardır Dın etkısınde durağan
(statık) bır toplum halıne getırılen ulusu, Mus
tafa Kemal, Osmanlılıktan Turk'e çevınrken
ulusal karaktere de dınamızm katmış, bövle
ce hem kurtuluş Savaşı'nı hem de devrımlen
nı başarıya ulaştırmıştı Galıçya'da, Sarıka-
mış'ın Allahıekber dağlarında donarak olen,
Arabıstan vollerınde cehennem sıcaklarında
can veren, Çanakkale'de voğun duşman ateşı
altında sıperını terk etmeven, savaş turlerın-
den çekılmeyı bılmeven, Kurtuluş Savaşı'nda
yokluğu varlığa dönuşturen bır ulusal karak-
ter
Turk doğasının, gucünun dayanağı olan dı-
reşkenlığı dıle getıren bunlar ^rkasından ulu-
sal yaşamın tanhsel surecını değıştıren bır dev
rım yaşanmış, Turk ulusal karakten devam et-
mıştır
Osmanlı yönetımırun pasıfize ettığı toplum,
köy vaşamında mal ve can guvenlığının orta
dan kalkmasıvla, halkın dını ve dunva goru
şunde koklu değışıklıkler mevdana getırmış-
tı O kadar kı 1580-1600 yıllarında tstanbul
ve 'Vnadolu'da kıvamet gununun yaklaştığı ve
mehdının geleceğı ınancı yayılmıştı Umudu-
nu yıtıren toplum, kurtuluşu başka dunyalarda
aramava kovulmuşsa da kadercılık, lslamıye-
tın etkısıyle değıl ekonomının çökuntusuyle
oluşmuştur
Turk tanhırun ıncelenmesınde şu gerçek or-
tava çıkmaktadır Turkler ırk ve kan uzerıne
kurulu toplum olmamışlardır Turkun tanh-
sel varlığı devlet, ordu ve ekonomıye ozellık
le endustrıve dayanır Ataturk de buyuk bır
sezışle bu tezı ortaya atmıştır Ulusal karak-
ter olarak devlete ıtaat geleneğı, seçme \e se-
çılmevı guçlulere bırakma, yabancılara karşı
urkeklık çekıngenlık mılıtarızme yakınlık,
hak aramakta fazla ınatçı olmamak gıbı ozel-
lıkler pek değışmemıştır Bu nedenledır kı Ata-
turk devnmlenne karşı fırsat vi^tıkça yapılan
karşı dev rım hareketlerıne sevırcı kalınmak-
tadır
Ulusal karakterın vanında her toplumda go-
rulen karaktersızlıkler de vardır Orneğın Kur
tuluş Savaşı'nda Yunanlılarla ışbırlığı yapan
vonetıcı ve dın adamları vardı Ataturk'un de%
rımlenne ınanmayan, resımleıine, he>kellerı-
ne put dıvenler ellenne \ukselme fırsatı geç-
tığınde herkesten çok Ataturkçu kesılmekte
dırler
12 Evlul darbesı, toplumu pasıfize etmış, ar-
kadan gelen sozleşmelı ıktıdar, varattığı sosvo-
ekonomık çokuntuvle toplumda umutsuzluk
yaratarak ulusal moral ve ulusal karakterde
sarsınular me>dana getırtnıştır tktıdar partı-
sı mensupları, peşıne takıldıklan karızmatık
lıderın dıleklerını yerıne getırmek ıçın nefer
gıbı çalışacaklannı öne surerek bağlılık gös-
tensınde buluaınak gayretıne kapılmışlardır
Nefer, er demekur, her gereksınımı devlet ta-
rafından sağlanan rutbesız asker dıye tanım-
lanmaktadır tş partı erhğıne dönuştuğunde
her gereksınımı karızmatık lıder tarafından
sağlanan rutbesız partılı anlamına gelmekte
dır Rutbesız askerden kumandan olamayaca-
ğına göre neferlık ıddıasında olanlardan. va-
nı nefer kalabalığından, komutanın her dedı-
ğını vapmaktan başka ne beklenır kı
7
Sonuç
Farklı goruşler, farklı kulturler, farklı dın
ler, ulusların davranış ve hareket bıçımlerını
etkiler Mustafa Kemal'in Batı uygarhğına eriş-
mek sozu boşuna soylenmemiştir Sık sık eko-
nomi ve darbeler sonucu arkadan gelen sosvo-
ekonomık baskılar, toplumun ulusal karakte-
rını vıtırmektedır Toplum ve bırevler, ulkesı-
nın vazgısının kendı elınde olduğu ınancını yı-
tırerek suskunlaşır Boylece toplum, bulunca
şukreden, bulamayınca sabreden yığınlara
donuşur
Batı Avrupa uluslan yazgı hakkında butun
dunyanın alkış tuttuğu somut ornekler ver
mektedırler Zamanı gelınce sılkınmevı, ulu
sal karakterlerındekı gerüemeyı kaldırmayı ba-
şarabılıyorlar Içınde bulundukları sert yone
tım ve rejım koşullanna karşın korkmadan
yaşlısı, gencı on bınlerle, yuz bınlerle sokak-
İara dokulerek vasal voldan kendılerine ters
gelen vonetımı alaşağı ederken, kendı yazgı-
larını kendılerı çızıvorlar. Işte Macarıstan. ış-
te Polon\a. ışte Doğu Almama ve Çekoslo
vakya
Bıze gelınce, hanı tanhsel olarak ovundu-
ğumuz ulusal karaktenmız'' Ovu yuzde 21 80'e
duşen, halkın vuzde 80 ının ıstemedığı bır vo-
netım, adeta alav edercesıne zam ustune zam
yaparken, vıllarca toplumu enflasyon canava-
rıvla ınletırken ustelık bır de kendı kendıne
cumhurbaşkanı seçerken neden kımsenın se-
sı çıkmaz"
1
Ovle bır \onetim kı ov karşıhğı,
spor kuluplerıne gozunu kırpmadan mılvar
lar dağıtırken, doğudakı koylere renklı tele-
vızvon kampanvası açarak halka banka hesap
numarası verıyor Işte karızmatık hder done-
mmın ulusal karakten ışte geçmışte kalan
Mustata kemal devrının ulusal karakten
Unutmamak gerek, her toplum kendı yazgı-
sını kendı çızer
BIRLIK • MUCADELE * ZAFER
ÇIKTI... BAYII ve KITAPÇILARDA
Demokrasının yılmaz savunucusu
MUAMMER
AKSOY'un
oldurulmesını nefretle kmı>or, onunde saygıyla
eğilıyoruz.
SHP NtĞDE ÖRGÜTÜ
Demokrası, hukuk ve laık duşuncenın yılmaz
savunucusu
Prof. Dr.
MUAMMER AKSOY'a
kurşun sıkan karanlık guçlen nefretle kınıyoruz Anısı
sonsuza dek yaşatılacaktır
BIRSA SERBEST MLHASEBECtLER. SERBE5T
MIH4SEBECİ M\Lt MlŞ\VtRLER OD4SI
KAMUOYUNA
Geçrnışte Kultur Sarayı nı yakanlar gemılerı bombalayıp batı
ranlar Ipekcı Karafakıoğlu Comert Tutengıl vb cınayetlerı tertıple
yenler 1 Mayıs 77 katlıamını duzenleyerek halkı ve devrımcılerı
sındırmek ısteyenler bugun Muammer Aksoy u katlederek hedef
şaşırtmak 12 Eylul korkusu yaratıp devnmcı gelısmeyı engellemek
ıstıyorlar Bu yuzden M Aksoy un katledılmesı ulkemızın ozgur ve
demokratık geleceğıne yoneltılmış bır komplodur
Bızler kamuoyunun dıkkatını bu gerceğe çekmek ve katıllerın
bulunarak provokasyonun açığa çıkartılmasında gorev yaparak
katlıamın soruşturulmasını denetleyecek toplumun tum kesımlen-
nı temsıl eden bır komısyonun oluşturulması ıçın açlık grevıne baş
ladık
Tum ılerıcı demokrat yurtsever ve devrımcılerı eylemımızı des
teklemeye ve bu doğrultuda mucadele etmeye çağırıyoruz
YENI ÇOZUM, DEVRIMCI GENÇUK, TAYAD lılar DEMKAD lı-
lar AKAD lılar BAKAD lılar GOPKAD lılar BEYKAD lılar ÇIH-
KADIılar GEYAD lılar EMEKAD lılar BIKAD lılar KKDD lıler
SKDDTller UM-DER lıler KAR-DER lıler SULKAD lılar HAKAD lı
lar BEM-DER lıler GULKAD lılar YEN-DER Itler ESENKAD lılar
TURK HEMŞIRELER DERNEĞI IST ŞUBESI Uyelerı KUÇUK-
ÇEKMECE ve ZEYTINBURNU HALKEVI Uyelerı DEMOKRASI
MUCADELESINDE OĞRETMENLER Adına Şukran Ogeyık DE-
MOKRASİ MUCADELESINDE PTT ÇALIŞANLARI Adına Nurettın
Sonmez DEMOKRASI MUCADELESINDE MIMAR-MUHENDIS-
LER Adına Alı Şenışık DEMOKRASI MUCADELESINDE SANAT-
ÇILAR Adına Efkan Şeşen
Sosyalizmin Anası...
Bır dostuma
— Lenın, dedım sosyalizmin Atatürk'üdür, Gorbaçov da Ismet
Paşa"sıdır
Gülüştük
Benzetme (teşbıh) çekıcıdır, yazıyı renklendırır kafayı cılalar,
bırbırıne benzemez gorunenlerın benzerlıklerı evrensel bütün-
luğün ıçerığını yansıtır 'tesbıhte hata olmaz '
•
1789 Devrımı, ınsanlık tarıhınde demokrasının gûndeme gır-
mesıyle eşanlamlıdır, ama, devrım her zaman demokratık yön-
temlerle yurümedı, ancak coşkular durulduktan, öikeler geçtık-
ten, fırtına yatıştıktan sonra demokratık dengeler kurulabıldı Bu-
tün devrımlerde yaşanan süreç, aşağı yukarı budur
Lenın 1917'yı gerçekleştırırken ne duşunuyordu7
Insanoğlu
köprü, baraj, fabrıka, yol yapıyor, doğayı değıştırıyor, "toplum"
da doğa'dandır devnmcı, toplumu bır muhendıs gıbı değıştırıp
düzenleyebılır ınsan ıstencı (ıradesı) bır partıyı araç gıbı kulla-
narak bu ışı başarabılır
1917 böyle gerçekleşti
Kemalıst devrım de Lenınızm gıbı tek partıyle yurutülmuştûr,
bır başka seçenek yoktu
Batı'dakı "Aydınlanma"n\n Islam dunyasmda gerçekleştınlmesı
Kemalızm'dır 1923 Cumhunyetçılen seçım sandığında padışahçt-
şenatçı-halıfecıy\e yanşamazdı, tek partı kaçınılmazdı devrımın
gereğıydı Ikıncı Dunya Savaşı'ndan sonra Ismet Paşa çok par-
tıye açılabıldı
Gorbaçov, Ismet Paşa'nın kırk yıl önce yaptığına bugün özen-
mıyor
Melıh Cevdet dünku yazısında "sosyalızm öldû, bu ış kapandı'
dıyenlerı ele almış
"Sevmedıklerı bır duşunce yok oluyor, dıye sevmıyoıiar, oysa
duşuncenın nerden nasıl ortaya çıktığını bır an durup kurcalasa-
lar sevınçlen kursaklarında kalırdı Yaşamın duşuncelen nasıl do-
ğurduğundan haberten yok" (Cumhurıyel 9 Şubat 1990)
Şosyalızmı doğuran kımılerının sandığı gıbı ne Marks'tır, ne
Engels'tır
Şosyalızmı doğuran kapıtalızmdır
Kapıtalızm sosyalizmin anasıdır
Marks'a kızmayın, Engels'e öfkelenmeym Lenın, Stalın, Mao,
Ho Şı Mın, Fıdel Tıto çocuğun sorumlusu değıl, bebeğı doğur-
tan hekımdırler Gerçı doğum belkı vaktınden once gerçekleştı,
bebek "sezaryen"\e alındı
Ama ne yapalım9
Oldu bır kez
Şımdı doğurgan ana, butun çocuklarını kedı gıbı teker teker
yıyecek m ı '
Hayır
Doğu da tümden tasfıye edılse bıle, Batı da kapıtalızm, şos-
yalızmı karnında taşıyor
*
Sosyalızme düşmanlık, çağımız ınsanına yakışmaz, bır yobaz-
lığın dışavurumudur
Yalnız dınsel alanda geçerlı değıldır yobazlık, türlennı saymak-
labıtıremeyız, önyargıdan, korkudan nefretten türeyebılır Sos-
yalızme duşmanlığın kökenınde ne var' 'Malını, mulkunü, evı-
nı, ocağını elınden alacaklar" dıye ınsanlar uzun sure urkutul-
duler ustelık ne söylenıyordu
'— Sosya/ızmde bır koca, evme geldığınde, arkadaşının şap-
kasını kapıda asılı gördu mü gen döner"
Şaka gıbı gelıyor
Ama 1960'larda geçerlıydı bu propaganda "cıddıyetle" söy-
lenıyordu, kımı gazetede koşeyazısına konu oluşturuyordu, ar-
tık gerılerde kalan yalan kaç yıl surmuştu''
1917 devrımı demokratık yontemlerle gerçekleşemezdı, tanh-
te demokrasıyı hıç yasamamış ülkelerde patladı ezılmış sınıfla-
nn butun öfkesını kustu, coşkusunu ıçerdı, ortalığı kana buladı,
haljjların ayaklanmasıyla kabardı, sevecenlıkle zorbalığı bırbırı-
ne eklemleyerek dalgalandı köpurdu, önune çıkan butün engel-
lerı sıldı süpürdü . •
Devnmın koşulları çok başka
Demokrasının koşulları başka
Gorbaçov, şımdı Sovyetler'de çok partılı demokrasıyı sınama-
nın yollarını arıyor
Ismet Paşa'nın ötekı dünyada kulakları çınlasın
GÖNUL BORCUMUZ
Can ışığımız
AHMET KÜLEBFyi
8 Şubat 1990 Çarşamba gunu sonrasızlığa gomduk
Bugunlerde dayanılmaz acımızı yuklenen can dostlanmız,
yakınlarımız, hısım ve komşularımız başta olmak uzere,
Ataturkçu Turk Dıl Kurumu, Hacettepe, Beytepe ve SHP
ocaklanna, bızı arayan sevenlerımıze gonul bortumuzu
yurekten sunarız
KÜLEBFLER
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
Şubemız Muduru KEMAL ŞANDAN'ın Değerlı Eşı
GÜLAY ŞANDAN'ın
Vefatını uzuntü>le öğrenmış bulunuyoruz Merhumeye
Allahtan rahmet kederlı aılesıne ve yakınlarına
başsağlığı dılenz
AKBANK T 4 Ş. TURBE ŞLBESt PERSO^ELI
TEŞEKKÜR
20 CXak 1989 da Parıs'te vefat eden 10 Şubaı
1989'da loprağa verdığımız o|lum
A\. KURAY ANGERin
cenazesıne gelen, Parib ten çelenk göndererek
ılgılermı esırgemeven arkadaşlarına Insan
Haklan Dernegfne toprağa \enlışının I
\ilddnumu dolavnsıvla sonsuz teşekkurlerımı
sunar oğluma Tanrı dan rahmet dılerım
Işıklar ıçınde uyusun
\v
însanhğın daha guzel ve yaşanılır yarınlan ıçın,
demokrasıye ve ınsan haklarına duyduğu ınancm
buyuduğu, demokrası mucadelesının yığınları sardığı
bır sırada bu mucadelenın seçkın ınsanı
Prof. Dr.
MUAMMER AKSOY'un
oldurulmesını
şıddetle kınıyor, eksıksız ve tam bır demokrasıye
ula^ma ıstemının daha da vukseleceğıne olan
ınancımızı yınelıyoruz
OTOMOBIHŞ SENDÎK4SI
MERKEZ \O\ETIM KLRULU