Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ŞUBAT1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Metecroloil Genel MüdCrtüJü'nden
aknan bilgîye göre, yurdun batı kesm-
leri parçak çok bukıtkı. Marmara, Ku-
zey Ege, Bato Karadenız yer yer
yaflmurtu yurdun ıç ve doğu kesım-
len sabah saaUennde yo$un olmak
üzere sıslı öteki yerter az buhıttu ve
açıkgeçecekHAASICAKLIĞI Değiş-
meyecek RUZGAR: Ku2ey ve batı yön-
leröen hafrt ara sıra orta kuvvette
yurdun batı kesımlennde zaman za-
man kuvvettce esecek. Deraztenmız-
de rüzgar: Marmara ve Karaöenız'de
yıkta ve poyraz, fitekı denizterimizde
günbatısı ve lodostan 3-5 yer yer 6
taiYvetınde saatte 10-21, yet yeı Z7 de-
nız mılı hızla esecek Denız motedil
dalgalı, datga yOksekiiğı 0 5 ıla 15 yer
Adana
Adıyaman
Afyon
Mans
AntaKya
Antalya
Artvin
yer 2 m görüş uzatdığı 10 km. yağış anınfla 3-5 km dolayında
bulunacak. Van Golü'nde nava Parpaiı bulutkJ gececek Rüzgâr
kuzey ve doiu yönlerden fıafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl
mutedit dalgalı gdnış uzaklığı 5-10 km dolayında olacak
Bitec*
Bmgf»
Bıtks
Bolu
Bursa
Çaraktsle
Çorum
DenoS
B 16°
Y 11°
B 12°
Y 8°
Y 4°
S 9°
B 8°
B 17°
B 9°
Y 16°
Y 10°
B 10°
S 2°
S -9°
Y 10°
Y 10°
Y 11°
S 8°
Y 14°
5° Dtyarbakır
3°Edıme
3°Erancan
3° Erzurum
2° Estaşehır
•3* Gazantep
•2° Gıresun
B 12° 2°Maıısa
Y 9° -2° K Maraş
B 3° -15°M«sı>
S 10°-28°MuJla
S 8°-3°Mus
B 11° TNpğie
B 8° 3°0rdu
ş
-1° Hakfcân
4°lsrjarta
2°lsanbul
2° Izmr
-9° Kars
-21°Kasamom,
-2° Kaysen
(PKırttarei
4° Konya
-5° Kûtahya
3°Malatya
B 8°-2°Samsun
B 10° -4° Sıırt
Y 10° 4°Sınop
Y 15° 5°Sıvas
B 4° 3°Tekırda8
Y 7° -5° "frabzon
S 8° -6° "funce*
Y 10° 2°Usafc
S 8°-4° Wan
Y B°-3°Yozgat
S 8° -3° ZonguUafc
Y 14° 3°
B 12° 2°
B 16° 6°
Y 14° 2°
Y 8° 2°
5 5° 7°
B 9° 3°
B 10° 2°
B 9° 2°
6 11° 2°
Y 9° 2°
S 5° -8°
Y 10° 4°
B 9° 3°
B 10° 3°
Y 10° -1°
S 0°-13°
S 5°-7»
Y 8° 2°
: açık , Oulutlu k
ya4<nurlu ^ as» /sioriı A-açık B-DuPutlu G-güneşk K-kari! S sıslı Y-yaJmurlu
Lenıngrad
Moskova
• Parıs
r ^ ^ / ^ ^ • Zurıh
•;
Madnd ^ > V \ »Belgrad
ÇLızbon f >u>i.;vX
Kafııre •
DÜNYA'DA BUGÜN
Amstertam B 12°
Amman
Atra
Barcelona
Basd
Belgrat
Bertn
Bonn
Bnjtsel
Bcdapeşte
Genevre
Cezayır
Ddde
Dulnyi
Ffankfuri
Gırne
Helank.
Kahrc
Koptnhag
Köln
Lefkosa
Y 16°
Y 15°
Y 16°
B 18°
Y 8°
B 14»
B 16°
8 16°
B 15°
B 7°
8 10°
B 11°
B 21°
A 20°
B 16°
B 13°
K 1°
B 19°
B 10°
B 16°
B 15°
Lenmgrad
Umdrs
Madnd
Mdano
Montreal
Mosnova
Mûnıtı
New Vork
Osio
Pans
Prag
ftyad
Roma
Sotya
Sam
tel Awv
Turtus
Varşova
Venedik
Vıyana
Y 70
Y 10°
B 16°
B 7°
Y 11°
K 4°
B 17°
B 8°
Y 4°
8 12°
B 10°
B 23°
B 15°
Y 1°
Y 15°
B 11°
Y 8°
B 15°
B 8°
B 12°
VVasJımgtonB 9°
Zünh__ B 9°
BULMACA
• II'UAK VI BAKKALLARA •
•
25 lık ıcnckc TC lcuoılm iki
nnsiır ıkı ly için ULonlomu/.Ja
u/Md tilmisür
SOLDAN SAĞA:
1/ Hidrojenin, simge-
si D olan ve ağır hid-
rojen de denilen izo-
topu. 2/ Arka, sırt...
Cezayir'de bir lirnan
kenti. 3/ Kum falı...
Fazıl Hüsnü Dağlar-
ca'nın bir şiır kitabı.
4/ Kadınların takın-
dıklan sus iğnesi... Bir
nota. 5/ Yunan abe-
cesinde bir harf...
Canlı varlıklarda ka-
nın ya da besle>r
ici sı-
vıların dolaştığı ka-
nal. 6/ Siirt ve yöre-
sinde giyilen, iki parçalı erkek giysisi.
7/ Vilayet... Mitolojide savaş tannsı. 8/
Bir dilden başka bir dile olduğu gibi
çevrilen deyim... Parıltı. 9/ Matema-
tikteki artı işaretine eskiden verilen
ad... Ortadoğu'da bir göl.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Derli toplu, düzenli. 2/ Eleman...
tpekli kumaşların örselennıesiyle yü-
zündeki tellerde oluşan kabarıklık. 3/
Bakırdan yapılan, kure biçiminde bir
tür davul... Lantan elementinin simgesi. 4/ Bir tur yabanmersini...
Haydut, eşkıya. 5/ Yol yapımında kullanılan bir makine. 6/ Hayır
anlamında kullanılan söz... Kuçük kilise. 7/ Sınır nişanı... Koloit
iyonlannda molekül yığılmasından oluşan ve yalnız başına koloi-
din butun niteligini taşıdığı kabul edilen bölüm. 8/ Sürekli su akan
boru... Tüy, kıl. 9/ Budun ön kısmmdan elde edilen dana eti... Sığ
sularda ağır yuklcrı taşımak için kullanılan altı düz tekne...
60 YIL ÖNCE CumhurİYet
Abdülhamid'in emlâki
10 ŞUBAT 1930
Atina gazetelerinin bazılarında yazıhp diğerlerinde tekzip
olunan efsanevî haberleri herkes hayretle okumuştur. Bir
diş doktoru Atina'ya gitmiş olabileceği gibi gitmemiş te
olabilir. Mühim nokta burada değildir. Mühim olan
nokta hiç bir aslü esasa istinaı etmiyen böyle bir haberin
tamamen mürettep ve musanna olarak her hangi bir
gazeteye dercettirilmiş olmasındadır.
Acaba bunu kim yapar, ve hangi fikirler ve maksatlarla?
Bunu kimin yaptığını ve hangi fikirler ve maksatlarla
yaptığmı anlamak için ayni havadisin ertesi günü Deyli
Meyl gibi bazı Ingiliz gazetelerinde de -Atina'dan naklen-
neşrettirilmiş olduğunu öğrenmek kâfidir. Ip ucunun bu
kadan bize bütün bir dolabı anlatmağa kâfidir. Artık
burası bir efsane değil, hakikî bir dolandırıcıhk
dolabıdır.
Türkiye'de kapiten Benet'i
kim bilmez?,Hani şu
mütareke esnasında
Istanbul'da bin bir hezeyam
bir paraya yiyen lngiliz
Entellicens Servis zabiti!
Müsalehadan sonra bu
kapiten Benet bir yağlı
kuyruk olarak Abdülhamit
veresesinin emlâki gibi
zahiren büyük görünen bir
takım işlerin peşinde aklı kıt parası çok bir takım
adamları kandırmak san'atını kendisine meslek ittihaz
etmiştir. Hatta bir defa dolandıncıhkla mahkûmiyeti bile
kendisini doğru yola getirmeğe kifayet etmemiştir. O hâlâ
Paris'te Nis'te ve ekseriya Atina'da hep bu fınldakların
peşindedir.
Atina'daki efsanevî haberlerin Londra matbuatından
bazılanna dahi aksettirildiğini gördüğümüz zaman:
Kim bilir kapiten Benet, hangi yeni Amerika'lı
kumpanyayı tuzağa düşünnek için bu tertibata girmiş
bulunuyor?
Dedik. Şimdi anlaşıldı ya, iş efsane değil, sadece bir
kapiten Benet dolabı ve tuzağıdır!
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Selâhattin Pınar
10 ŞUBAT 1960
Sanatkâr Selâhattin Pınann ölümü
münasebetiyle evvelki gece radyoda
Mesut Cemil tarafından alâka ile
k
_ takip edilen bir konuşma
^M yapılmıştır. Mesut CemU,
1|^H dmuygulu ve popüler sanatkânn
j^^m bıraktığı boşluğu belirttikten sonra
„ ... . t
"f"*'"^^™ hususiyetlerinden, bestelerinden
Selahattın Pınar bahsetmiştir ve demiştir ki:
"Salâhattin Pmarın şarkılan hakkında söylenecek söz
belki daha erkendir. Zaten bu sarkılann her biri, yahut
bir kaç grupa ayrılabilecek tipleri birbirinden farklı
vasıflar taşır. Her biri, yahut her bir grupa dahil
olanların bütünü, onun iç âleminin devre devre değişik
verimleri olduğu kadar, etrafındaki, dış dünyasıpdaki
hâdiselerin ruhundaki akislerini de taşımaktadır. Ashnda
klâsik bir musiki terbiyesi görduğü, klâsik musikiyi pek
iyi bildiği ve ona hayranhkla bağlı olduğu halde yüzlerce
şarkısından birisinde bile eski ustaları taklit etmemiştir.
Halbuki istese murabba besteler, nakış semâiler bile
besteliyebilirdi. Hacı Arif Beyin şarkılannı okurken,
yahut dinlerken, heyecanından nefesi kesilir, gözleri
yaşanrdı. Sanınm ki klâsik üslûba bu sevgisi ve saygısı
ile beraber, kendi müstakil şahsiyeti onu eski ustadların
kuru taklitçisi olmaktan kurtarmış ve kendisine mahsus
tavrı ona kazandırmıştır!'
ĞEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Kastelli resmen çöktü
10 ŞUBAT 1989
Kamuoyunda "Banker Kastelli" olarak tanınan Abidin
Cevher Özden'in sahibi bulunduğu "Kastel İnşaat A.Ş"
konkordato ilan etti. Kastel tnşaat'ın konkordato ilanına
ilişkin dilekçe dün verildi.
Yaklaşık 20 gün önce, TİSK Başkaru Halit Narin'in de
konkordato çalışmalarını yürüten avukat Mustafa Nida
Ergenç ile anlaşan Cevher Özden, hazırhkların dun
tamamlanmasından sonra konkordato dilekçesini
Istanbul 3. lcra Tetkik Mercii Hâkimliği'ne verdi.
Nöbetçi 3. laa'ya ilk kez önceki gün konkordato
dilekçesini sunan, ancak bir saat sonra geri alan Kastelli,
dün dilekçesini yeniden verince, konkordato başvurusu
incelenmek uzere 9. lcra Tetkik Mercii Hâkimliği'ne sevk
edildi. Cevher Özden'in sahibi bulunduğu Kastel
lnşaat'ın konkordato dilekçesinde, borçların tamamının
kabullenildiği, 60 aya yayılan bir sürede ödeneceği
belirtildi. Banker Kastelli, alacaklı listesi ve ödeme planı
sunmak için iki ay mehil istedi.
TARTIŞMA
De\ let Sanatçılığı
Bu unvan, şimdiye dek müzik, resim, mimari, tiyatro
alanlarında üstün değer ve başarı göstermiş olanlara verildi.
Niçin güzel yazıncılar, sinemacılar bunun dışında bırakıldı?
Ingiltere'de kral tarafından ulkesinde üstün,
değerli hizmetler göstermiş kişilere "Sir",
"Lord" unvanlan verilir. Bu kişiler, sanatçı da
olabilir, başka dallarda çalışanlar da...
Fransa'nın da oteden beri bir "Legion
d'honneur" nişanı vardır. Bu nişan ülke için-
de, ülke dışında üstün değerde başarı göster-
miş olanlara bir onur belgesi olarak verilmek-
tedir. Yazaı Yaşar Kemal, Fransız Cumhurbaş-
kanınca bu onur nişanına lâyık görülmuştür.
Son zamanlarda bizde de "Devlet
Sanatçılıgı" unvanı adı altında onurlandırma
yoluna gidildi.
Bu unvan, şimdiye dek müzik, resim, mi-
mari tiyatro alanlarında ustun değer ve başa-
rı göstermiş olanlara verildi. Niçin guzel ya-
zıncılar, sinemacılar bunun dışında bırakıldı?
Güzel yazın, sinema sanat değil midir? Ni- HALK SANATÇISI
ye onlar da düşünülmediler?
"Devlet Sanatçılıgı" unvanını kazananları
biliyoruz. Acaba onların hepsi, bu unvanı hak
etmişler miydi? Bizce çoğu hayır!
tster müzik, istcr resim, mimari alanında ol-
sun; isterse tiyatro alanında... Eskiden ortaya
bir şeyler koymuş, uzun süre çalışanık yaşlan-
mış olmak bu unvanı kazanmaya yeterli de-
ğildir.
Hem sonra "Devlet Sanatçılıgı" hangi öl-
çütle değerlendiriliyor? Görduğumüz kadan
ile "Devlet Sanatçılıgı" unvanı taşıyanlar ara-
smda, bu unvana hak kazanmış pek az kişi
vardır. Eğer "Devlet Sanatçılıgı" unvanı böy-
le bol keseden dağıtılırsa; o unvanın hiç bir
değeri olmaz.
Nitekim bu unvan dağıtılırken, bazı sanat-
çıların: "Bu unvanı ben de hak etmiştim. Belki
bu, benim daha çok hakkımdır" diye buruk
buruk duşündüklerine tanık olduk.a
Son söz: "Devlet Sanatçıiığı" unvanı Yağ-
ma Hasan'ın böreği olmamalı!
OSMAN DALOCLU
Erkok Egemen Toplunı ve Kadııı
Avrupa ülkelerinde de kadın, kaba kuvvete yenik
düşmektedir. Bir derginin belirttiğine göre Almanya'da dayak
yemekten şikâyetçi dört milyon kadın bulunmaktadır.
Kadınıntoplumdaki yeri diyebirayncalık ta-
nınmaksızın, kadının insan olduğu bilincin-
den hareketle, erkekle aynm yapmadan eşit
olarak, görmek ve davranmak gerçeğini kabul
etmeliyiz. Yüzyıllardan beri erkek toplumu
olan dünya ülkeleri bugüne kadar, bir eşitlik
boyutuna ulaşamamıştır. Daima kaba kuvvete
dayanan, kadfha karşı önyargıyla yaklaşan bir
sistem içinde yaşamışlardır. Bugün artık ka-
dının eşit haklara sahip olma düşüncesi (cins-
farkı gözetmeksizin), her geçen gün daha da
artmaktadır. Bu amaçla çeşitli alternatif dü-
şünceler ve partiler doğmaya başladı. Yeşil ha-
reket, feminizm hareketi ve kadın haklarını sa-
vunan örgutler bu alternatif oluşumlara ör-
nek gösterilebilir. Gunumüzde kadın, cins far-
kı gözetilmeksizin tam eşitliğin gerçekleşme-
sinden doğan bir konumda olmalıdır. Avru-
pa ülkelerinde de kadın, kaba kuvvete yenik
düşmektedir. Bir derginin belirttiğine göre AJ-
manya'da dayak yemekten şikâyetçi dört mil-
yon kadın bulunmaktadır.
Toplumsal yaşamda, iş ve çalışma ortamın-
da, eğitim alanında fırsat eşitliğinin gerçek-
leştirilmesi ve dünyanın neresinde olursa ol-
sun, kadının cinsiyet farkı gözetilerek ezilmesi
ortadan kaldırılmalıdır. Kadının ekonomik ve
siyasal özgUrlüğünün saglanması, iki cins ara-
sındaki ayncalığın yok edümesi aşamasına ge-
lınmelidir.
Bence Türkiye'deki kadın sorunu konusunda
öncelikle ele alınması gereken, Anadolu
kadınıdır.
Sağlıklı ve her bakımdan ileri bir toplum
olabilmek için kadının hak ve özgürlüklerinin
verilmesi değil, tanınması şarttır diyorum.
Yoksa yüzyıllardan beri erkek egemen bir top-
lumun sonucu olan geri kalmışlığın önüne ge-
çemeyiz. Bugün artık birtakım cezai yaptırım-
larla insanlara yaklaşan zihniyetlerin aşılma-
sı gerektiği inancı kaçınılmaz olmuştur.
Bu bağlamda, kadın-erkek aynmı yapma-
>-an, her ikisinin de insan olduğunu kabul eden
Yeşfl Diişünce, insan hak ve özgürlüklerini so-
nuna kadar savunma tezini bir kez daha yi-
neleyip insanın onurunu kırıcı ve zedeleyici
olan saygın ohnayan tanımlarnasıyla hayat ka-
dınlarının tecavüzündeki ceza indirimini, dar
perspektifli beyinlerin bir ürunu olarak kabul
etmektedir.
HANDAN DEDEOGLU
Yesiller Partisi
Merkez Yunitme Kurulu iiyesi
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Ölüm Belki Uyarır...
1960 yılının nisan, mayıs aylarıydı; ortalık tozdan dumandan
geçilmıyordu. Hava gergindi. Bir şey ha patlıyor, ha patlayacak-
tı. Asker - sivil karması ekipler Kızılay'da tuttuklarını apartopar
Mamak'a götürüyorlardı. Benim de yakalanıp Mamak'a götürül-
düğüm günlerden biriydi. Orda Hoca'ya rastladım. Şimdi anım-
samayacağım, birkaç mülkiyelı hoca daha vardı. Bir koğuşta ak-
şamı ettik. Hava iyice karardıktan sonra askerler bizleri bir taşı-
ta bındirip şehre getirdiler. Herkesi evine yakın bölgelerde, Ce-
beci'de, Sıhhıye'de, Kızılay'da, Kavaklıdere'de, Maltepe'de salı-
yorlardı. Hocayla birlıkte Kızılay'da indik. Kuşkulandıklarını po-
lis alıyor, akşam olunca asker bırakıyordu.
Muammer Aksoy, 0 yıllarda erişilmez bir özgürlük simgesiy-
di. Demokrat Parti iktıdarının baskılarına tek başına göğüs geri-
yordu. Nerede baskı varsa Muammer Hoca orada karşısına çı-
kıyordu Öğrenciler mi tutuklandı, adliyede avukat olarak Hoca
vardı. Prof. Turhan Feyzioğlu'nu Menderes hükümeti üniversi-
tedeki görevinden mi aldı, bunu protesto etmek üzere Muam-
mer Aksoy, üniversitedeki görevinden istifa ediyordu.
Mülkiyelı öğrenciler ayaklanmış, toplantılar mı yapıyorlar, yü-
rüyüşe mi geçiyorlar, ak saçları ile Prof. Muammer Aksoy genç-
lerın arasındaydı. Kurşunlar mı atılıyor, Muammer Aksoy kurşun-
lara göğüs gerenlerin içindeydi. Her alanda, her yürüyüşte, her
özgürlük eyleminde kesinlikle Hoca vardı. Dediğim gibi Hoca
bir özgürlük simgesiydi Demokrat Parti hükümeti Hoca'nın bit-
mez tükenmez eylemleri ile baş edememiş, onu tutuklatmıştı.
27 Mayıs Hoca'yı böylesıne bir çaba içinde bulmuştu.
27 Mayıs'tan sonra oluşturulan Kurucu Meclis'e girmiş, Ana-
yasa Komisyonu üyesı olmuş. 1961 Anayasaşı hazırlayanlardandı.
Anayasanın sözcülüğünü de yapmıştı.
27 Mayıs geçti. Bu kez 12 Mart baskı rejimi geldi. Hoca bu
askeri rejımın de karşısına çıktı. Gözaltına alınan öğrencilerin
parasız savunucusu gene Muammer Hoca'ydı. Ankara'daki Ma-
mak Cezaevi'ne her gün gidiyor, duruşmalara giriyor, askeri re-
jimin tutukladığı Dev-Genç sanıklarını savunuyordu. Sadece
gençlerin mi savunucusu idi? Hayır, açığa alınan öğretmenle-
rin, ilerici aydınlann, sendikalı işçilerin de parasız avukatı idi. Sa-
nıklar duruşma günlerini Hoca'nın defterınden öğrenirlerdi. Ne-
rede bir haksız dava var, orada Muammer Aksoy vardı.
1960-1970 yılının milli petrol davasını dile getiriyordu. Öğret-
menlerin örgütlenmesi için savaş veriyordu. Her adımını özgür-
lük ve demokrası yolunda atıyordu.12 Mart'ı her şeye karşın çar-
pışarak göğüsledi. Ama özgürlük ve demokrasi kavgası bir tür-
lü bitmiyprdu. 12 Mart'tan sonra bu kez de 12 Eylül geldi. Hoca
12 Eylül'ün baskılarını da göğüsleyenlerin başındaydı. Hiç yıl-
madı, bu Kez de 12 Eylül'le savaş vermeye başladı. Atatürkçülü-
ğe 12 Eylül tarafından vurulan darbeler hocayı derecesiz üzü-
yordu.
Son günlerde bir mektubunu almıştım. Atatürkçü Düşünce
Demeği'ni kurmak üzere olduğunu haber veriyordu. Mektubu
hastanede yattığım bir döneme rastladı, yanıt veremedim. Ga-
zetelerde okudum ki dernek kurulmuştu, kutladım. Türk Hukuk
Kurumundan sonra bu derneğin de başkanıydı.
12 Eylül'ün darmadağın ettıği Atatürkçülüğü doğru rayına oturt-
mak için gerekli savaşımı vermek istiyordu. Atatürk devrimleri
de laisızm de bağnaz ellerde perışandı. Her biri 12 Eylül'den
ötürü bir yere sinmış olan Atatürkçülerı bir çatı altında toplamak
istiyordu. Amacı buydu. Dostlar sinmiştı, ama düşman uyanıktı.
Bir akşamüstü pusudakiler bu yiğit Atatürkçü'nün yolunu göz-
lemişler, alçakça canına kıymışlardı. Şimdi bu kıyım karşısında
kara kara düşünüyoruz. Oysa düşünmeden önce aklımızı başı-
•mıza devşirmeliydik.
Prof. Muammer Aksoy'un ölümü, dileriz ki başımızdan giden
aklımızı yerine getirir. Atatürkçüyüm diye Atatürk'e kıyanlar da
gerçeği öğrenirler. Ölüm aymazlığa karşı uyarıcı olur.
KTIAP/YAYIN
Kültürümüzün dün / bugün / yarını
herkese/her düşünceye açık
mIII t bir pI a t f o r m
ARTIK
HERAY
BAYİİNİZDE
'MİLÜKÜLTÜR ŞÛRASI
ÖZEL SAYISI"
Ocak 1990 - Sayı: 68
MjLLÎ
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINIDIR
MODERN ZAMANLARIN ASI
MİMARhLECORBUSIER
Enis Batur'dan. "Keşfı halâ tamam-
lanmamış diyarı"; Uğur Tanyelı'den;
"Kanzması"; Enis Kortan'dan; "Şehir-
ciliği"; Samıh Rıfat'tan; "Serbest çağ-
nşımlan".. Ve, Le Corbusier.
SÖYLEŞİ: MUALLA (EYÜBOĞLU)
ANHEGGER.. Harem'ın, Rumelıhisa-
n'nın restoratör miman, çok yonlü
çalışmalarını anlattı.
İÇ DÜNYALAR: Ayaspaşa'da Al-
man Konsolosluğu. Mimarisi, iç me-
kânlan...Osmanlı Tarzı Bir Ev: Akar
yalısı.. Kapısız, Duvarsız, Modem;
Sessiz evi... Beyazlar. Dolaplan ligın
evı.
TASARIM:Ettore Sottsass ve Phı-
lıppe Strack kıme hayrandır? Japon,
şeffaf. uçucu; Shiro Kuramata.. Mc-
bilyalar Issey Miyake, Espnt butıkleri
DOSYA:Türk kahveleri; Enis Batur,
Köksal Anadol, Fuat Şahinler.
BİNAtAR:Ülkü Altınoluk'tan Eski
Yapıların Yenı Kullanımı
İNSANLAR: Dans, Tasarım, Meh-
met Sander...
TASARIM: Royal Shakespeare
Company'de çağdaş sahne tasarım-
lan, Edıp Öymen Londra'da tasınmcı
Sonja Jurca'yla görüştü.
A Y L I K T A S A R I M K Ü L T Ü R Ü D E R G İ S İ
A R R
OEKORA6YON
Ş U B A T S A Y I S I B A Y İ L E R D E
ANILAR VE SOYLEŞILER
Ahmet Rasim
4O00 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-ktanbu!
KIZILTOPRAK ANILARI
VE
PENDİK
Nezih H. Neyzi
Haşet, Akademı. Gençlık, Acar, Elıf. Bilgı, Eren ve Say kılabevlerırtde
arayınız PEVA-Beyoğlu. Imam Sk No 1 ISTANBUL
Ali Püsküllüoğlu
ÖZ TÜRKÇE SÖZLÜK
Genişletilmış 9. Baskı
Çıktı
ABC Kitabevi A.Ş.
Edebıyat
SEÇKİ
Şiir, Öykü, Denemelerinizi bekliyor!
Mart'ta bayilerde
Yazışma tuL Namık Kemal Cad. Gökta} Işhanı No: 101-102
Aksaray/ISTASBVL
VERSO YAYINCDLJK
G. FIOJU
BİR DEVRIMCININ
HAYATI: GRAMSCI
PJL: 359 YEN1ŞEHIR/ANK. TEX: 117 97 47
Muzaffer Arabul
YARISI KARANLIKLA YARISI
GÜNEŞ YAZILAR
çıktı. KDV Dahil 4000 TL.
Yalçın Yayınlan, Klod Farer Cd. 24/3 Türbe-İstanbul
VERSO YAYINCILIK
VYGODSKI
MARXIN DÜŞÜNCESİ:
IKTISAT ve TARİH
P.K.: 359 YEMŞEHER/ANK. TEL: 117 97 47