23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhijrıvc» Matbaacılık ve Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına Nadır Nadı 0 Genel Ya>ın Muduru Hasan Cemal. Muessese Muduru Emiac L'şaklifil. Irazı Işierı Muduru Okı> Gonensin. 0 Hab«r Merkezı Muduru YalçiB Baytr, Sa>fa Duzenı Yonetmenı \li Acar, 0 Temstlcüer ANKARA AhnKI Tan. IZMİR Hikroel Çttinka». AD\NA k Pofctıka CcW BM*4>Ç. I>S HabCTİCT Effaa Btlcı. Ekonomı dngiz Turtnn. l, Sendjki Şukran Ktunci. Kultıu Cdal Lsttr. Egmm Gcocv Sayluı. Hİber AJajMma. lamcf BMIJA, Vur Habtrien N<cdrf Dogan. Spor Dan^majü AbdaHudir Yocvimas. O.a Yaalar K m a r-ı«^«n Araslırmı ^fcia A]p», Duzdlmt \Midbh tan. 0 (.oordırıator \hm« Koraban. 9 M - ^ Uler Erol trkuL 0 Muhascbe Bnlaıl Kotr • Butçc-Planlama S o p Osınanbefcotfeı • Rfklajn V>« Tonm. # Ek Yavınlir HıN> \k>.)i 0 Idare H«s*nn Gunr. • Islflmc Onkr Çdft. • Bılgı-işkrm Nail Inal 9 Pe-vrKİ Stvgı Bostaooglu. Basan ve Yayan. Cumhunyn Maıbaaolık ve Oimcaiık T.A 5 Turt Oa*ı Cad 39.41 Cj*«lailu H3« te PK 246-lsunbui Td 512 05 05 (33 ta> Td». 22246 ftx. III 526 «0 T2 # B^Tj.ar U k t t Zıw GoUlr Blv Inlulap S. No 19 4. Td 13! II 41-47. Teta. 42344 Fa*. (4) 133 05 1< 9 l a v H Zıya Blv 1352 S2/3. Td 13 12 3a Tdex. 523S9 F«- (51) 19 53 60 lnonu Cad 119 S No I Kaı 1. X 19 T 52 (4 haa Tefcıu 62155. FM_ (71) 19 37 52 TAKVlM: 10 ŞUBAT 1990 tmsak: 5.32 Güneş: 6.58 Öğle: 12.23 İkindi: 15.11 Akşam: 17.38 Yatsı: 18.58 Hamaney: Sahnan Rüşdü ölmeli LEFKOŞA (AA) — Iran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, "Şcytan Ayetleri" adlı kitabıyla tslam dinine hakaret ettiği ge- rekçesiyle Hint asıliı tngiliz ya- zar Salman Ruşdü'nün öldurül- mesi gerektiğini söyledı. Tahran Radyosu tarafından dün yayımlanan habere göre Ha- maney dün cuma namazında yaptığı konuşmada, eski dini li- der Humeyni'nin Rüşdü hakkın- da verdiği ölum fetvasının yeri- ne getirilmesini istedi. Hamaney, "Hume>ni'nin, "ŞeyUn Ayetleri'' adlı kitabıyla ishun dinine hakaret eden yazar hakkında verdigi fetva halen >ii- rürlüktedir ve yerine getirilmelidir" dedi. Rüşdü, Iran'ın ölüm tehdidin- den sonra Ingiltere'de polis ko- ruması altında yasamaya baş- lamıştı. Ote yandan Ingil- tere'de Muslüman cemaatinin temsilcilerı, mayısayında Lond- ra'da piyasaya çıkacak olan Ku- ran'ı Kerim'in çizgi-roman ver- siyonunu "günahkâr ve getenek- Itre aykın" buldukları gerekçe- siyle şimdiden şıddetle kınarken, "Bo kilap çıkarsa Salman Rüş- dü'nün Şeytan Ayetleri'nin akı- bctine ugrar" uyansında bulun- dular. Ingiltere'de Şeytan Ayetleri ki- tabına karşı açılan kampanyayı yöneten "Ingin'z Müslumanlan Eytem Cepbesi" (BMAF) adlı örgütün yetkilisi Abdal Şudari, çizgi-romanın Salman Ruşdü tartışmalarını yeniden alevlendı- receğini belirttikten sonra, "Üs- telik yeni bir huzursuzluk yaratacak" dedi. "Bradford Ca- mileri Konseyi" adlı örgutun yö- neticisi İştiak Ahmed de "Söz konusu kitaplar yavımlanırsa, bu, tngiltere'deki Müslümanla- ra yönelik yeni bir protokasyon otarak değerlendirilecek" dedi Çevre Koruma'dan istifa etti Toskay MBTnın başhanı oluyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — BaşbakanJık Ozel Çev- re Koruma AJanlan Başkanı Iknca Toskay, bu gorevinden is- \ tifa etti. Toskay, Rumeli Hol- ding'e bağlı kısa adı MBI olan "Magic Box" adlı fırmanjn yö- neıim kurulu başkanı olacağını açıkladı. Toskay 28 şubat itiba- rıyla gorevinden aynlacağını ve istifa dilekçesini Başbakanlığa vereceğini bildirdı. Toskay, dun düzenlediğı basın toplantısında "MBI" Reklamcı- lık ve Filmcilik Sanayi Ticaret A.Ş. ile çalışacağını ve Istanbul Universitesi Iktisat Fakültesi- ndeki gorevine dönecegini bildir- di. Toskay bir süreden beri ba- sında yer alan ve F. Almanya- dan Türkiye'ye yönelik yayın ya- pacak olan Magıc Box'daki gö- revi ve televizyon kanahnın ışle- yişi hakkında bilgi verdı. Toskay, MBI'run Rumeli Hol- ding'e bağlı bir firma olduğunu belirterek şoyle konuştu: "Bu firmadaki görevim, işin sonımluluğu, Vönetim Kurulu Başkanlığı şeklinde olacak. TRT'den bizimle birlikte çaJışa- cak kişiler var: Ekrem Çatay, Mehmet Turan Akköpriilü ve Adem Gürses. Uydu aracılığıy- la F. Almanya'dan Türkiye'ye Türkçe yayın yapacagu. Uydu- dan yapılan yayın, Turkiye'den rahatlıkla seyredilebilecek. Bu yayın haber, dizi film, showlar- dan oluşacak. Ya>ın 10 saatin uzerinde olacak. Haber konu- sunda CNN ile anlaşma sağlan- dı ve onlann lum haberlerini montaj edip, istedigimiz şekilde verecegiz. " Washington, New York, Londra ve Berlin'den sonra 'Muhteşem Süleymari sergisi 14 şubattaFmnsa'da Süleyman'ın Paris seferiSABETAY VAROL PARİS — Paris'te 13 şubat gü- ıti Cumhurbaşkanı Turgul Özal arafından açılacak olan Kanuni Sultan Suleyman Sergisi'nin açı- ışı öncesinde Louvre Müzesi Do- |u Tarihi Bolumu tslam Sanatı Dairesi Şefi Marthe Bernus- Taylor sergiyle ilgili olarak Cum- huriyet'in sorularını yanıtladı. Muhteşem Suleyman Sergisi'ni hazırlayan ekibin başı olan Bayan Marthe Bernus Taylor, Louvre Muzesi'nde 25 yıldır muze muha- fızlığı yapıyor. "Lonvre Okulu"n- dan mezun olan Bayan Bernus Taylor, Mısır'da kalarak Arapça öğrendikten sonra Louvre Müze- si, eski Doğu eserleri departma- nında, Islam eserleri bölüm şeFı oldu. Yıllardan beri Turk müze görevlileriyle yakın temasta oldu- ğunu vurgulayan Bayan Bernus Taylor, görevi nedeniyle Türkiye'ye çok sayıda gezide bulundu. — Muhteşem Suleyman Sergi- si bir süreden beri dunya turun- 16. yy'dan altın migfer. Paris'teki sergiyi hazırlayan Marthe Bernus Taylor, "Bu sergi öncekilerden daha büyük" diyor. Paris'te toplam 330 parça sergileniyor. 120 parça Türkiye'den geliyor, diğer parçalar ise Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinden derlenmiş. Üçüncü salona bir cami duygusu egemen. Bu bölümde Süleymaniye'den gelen haJılar sergileniyor. Hürrem Sultan'ın türbesinden gelen mezarların başucuna konan serpuşlar da burada. I. Ahmet türbesinden alınan ahşap mobilya da ilginç parçalardan biri. da. Paris'te 14 şubatta açılacak ve 3 a> sürecek sergi ile daha önce açılanlar aras>ındaki farkı özetle- yebilir nıisiniz? Marthe Bernus-Taylor — Ser- zi VVashington'dan başladı. New York, Londra ve Berlin'den son- ra 4 Japon kentini dolaştı. Bizim burada açacağımız sergi önceki- lerle aynı sergi değil. — Sizin açacagınızın ozellikle- ri neler? M.B.T. — Genellikle bu soru yöneltiliyor. Birkaç cumleyle dzetlenecek gibi değil. Belli sayı- da temel eşya var. Bunlar aynı ka- lıyor tabii. Sebebi yerini alacak başka yapıt olmaması. Bunu söy- lerken özellikle Topkapı Sarayı'- nın hazinesinden gelen parçaları kastediyorum. Suleyman'a ait bir kılıç, bir tören miğferi, bir tören gürzü vs.. Bunları başkasıyla de- ğiştiremeyiz. Bu parçalar Turki- ye'den geliyor ve tüm önceki ser- gilerde yer aldılar. Buna karşıhk, meslektaşlarırmzJa fikir birliğj ha- linde, getirtmemeyi tercih ettiği- miz eşyalar söz konusu. Hassas ve yıpranabilen eşyalar. Türk mes- lektaşlarımız olsun bizler olsun müze muhafızlan acısından uyul- ması gereken temel kurallar var. Bunlara riayet ediyoruz. örneğin el yazması üç aydan fazla teşhir edilmez. O da zayıf ışıkta kalma- sı koşuluyla.. Tekstil eşya için ay- nı şey söz konusu. Ancak şunu açıkça soylemem gerekiyor. Bu gene de si>asi bir sergi. Yanı, iki ülkenin dısişleri bakanlıkları tarafından öngörül- dii. Böyle durumlarda genellikle bizlerin fikrine nispeten az başvu- rulur. Diyeceğim, tarihi eşyalar çok fazla seyahat etti. Sanırım ikı yıl once olacak. Yaz aylannda Türkiye'ye geldiğım sırada, bu konuda bir kampanya vardı. Eş- yaların fazlasıyla dolaştınldığına dair. Bütün bu nedenlerdeıı ötü- ru baştan karar verdik. Bazı ma- nuskriler (el yazmaları) \e el do- kumalan alarunda diğer sergiler- le aynı şeyleri talep etmeyecektık. — Sergi Grand PaJais'de üc ka- ta dağılacak. Sunuş şekli hakkın- da biraz bilgi verir misinlz? M.B.T. — Birincisi, daha ön- ceki sergilerden daha büyük bir sergi. Öncekilerde 180-220 arası parça vardı. Paris'teki sergide 330 parça sergilenecek. Paris'teki ser- ginin daha büyuk ve kapsamlı ol- ması birkaç nedenden kaynakla- Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu 20 yıl önceki oyunlarını yeniden sahneye koydular 'Cennetlik Kaynana'nın dönüşü20 yıl önceki ekipten bugün yalnızca Nisa Serezli ve Yüksel Gözen var. İkisi de yine aynı rolleri canlandırıyor. ANNA TURAV YıUaıtlır olduğu gibi 1989-90 ti- yatro mevsimine de yine "gezgincilikle" başladı Nisa Serez- li - Tolga Aşkıner Tiyatrosu. Ge- çen yaz iki ayı bulan yoğun bir turne programı gerçekleştiren top- luluk, mevsim başında da binler- ce kilometrenin, sayısız kentin bir- birine eklendiği, 1.5 ayı bulan "esash*' bir turne yolculuğuna çık- tı. Dönüşünde Kadıköy yakasın- da öteki topluJuklarla birlikte pay- laşılan bir salonda bir süre "nö- betçi tiyatroluk" yapan Nisa Se- rezli - Tolga Aşkıner Tiyatrosu. sonra Beyoğlu yakasına geçti ve "Ah Şu Gençter"i Kuçük Sahne"- de sergilemeye başladı. Topluluk, uzun bir aradan sonra 3. kez açı- lacak olan Karaca Tiyatrosu'nda üçüncu kez perde açıyor şimdi. Aynı ekip bu kez yeni bir oyunla, "Cennetlik Kaynana" ile haftada beş gun bu tiyatroda izleyici kar- şısına çıkacak. "Cennetlik Kaynana" Inna ve VValler Firney adlı Avusturyalı bir çiftin yazdığı sevimli bir güldüru. Çevirmeni Hale Kuntay. 20 yıl ön- ce yine Nisa Serezli - Tolga Aşkı- ner Tiyatrosu tarafından sahnele- nen oyunun yönetmenı ise tıpkı 20 yıl önceki gibi Tolga Aşkıner. O zamanki kadrodan yalnızca Nisa Serezli ve Yüksel Gözen var artık. İkisi de yine aynı rolleri canlan- dırıyor. Biri kaynana, diğeri bü- yukbaba. Tolga Aşkıner ise geçen yılın tersine bu kez oyunda rol de alıyor. Öteki rolleri de Halit Ak- çatepe, Meral Küçükerol, Ebru Yıldız, Şeref Umut, Engin Bahti- yar ve tbrahim Gündogdu payla- şıyorlar. Nisa Serezli'nin oynadığı "Cen- netlik Kaynana" rolü sanatçının canlandırdığı öteki rollerle büyuk bir b o nzerlik içinde. Çevresine mutluluk saçan, hoşgorulü, engin gönüllü, sımsıcak bir kişilik. Mar) Lawson bir hayat kadını. Yıllar sonra karşılaştığı, küçükken bir yetimhaneye verdiği kızını eviat edinen bir burjuva ailesinin yanııı- da "Tombul Liza'nın Donu" şar- kısından söz edebilecek kadar da patavatsız. Oyun, daha önce hiç tammadığı annesini tam evliliği- nin arifesinde bulan ve onu "adam etmeye" çalışarı genç kız ile ona bir parça "yaşam gerçegini" oğ- retmeye, bulutların ustunden \e- re indirmeye çalışan hay'at kadmı anne eksemnde gelişiyor ve tabii mutlu sonla noktalanıyor. Tolga Aşkıner'in 20 yıl önce ve 20 yjl sonra en çok ilgilendiği ko- nu, altını ısrarla çizmeye çaiıştığı en önemli duygu "analık." Yani se- 20 YIL SONRA — Nisa Serezli-Tolga Aşkıner ekibi 20 > ıl sonra lekrar Karaca Tiyatrosu'nda sahneledigi Cennetlik Kaynana'nın provalannda. Genco Erkal da (küçük fotograf) Karaca Tiyatrosu'nda "Merhaba" isimli oyunu sunacak. (Fotograf: Ugur Gunyuz) ÜÇÜNCÜ KEZ AÇILAN SALONDA TYS ETKİNLİKLERİ DE YAPILACAK Karaca'da 3 tiyatro sahnedeKültür Servisi — Uzun bir aradan sonra dün üçuncü kez perdelerini açan Karaca Tiyatrosu 5 tiyatro topluluğu tarafından paylaşılacak. Dostlar Tiyatrosu "Merhaba", Nisa Serezli - Tolga Aşkıner Tiyatrosu "Cennetlik Kaynana" ile çarşambadan pazara, haftanın beş gunu matine ve suareleri bölüşürken, Tiyatro Devran 14 şubatıan itibaren çarşamba günleri 21.15'te "Daktilolar"ı sergileyecek. Tiyatronun yönetimini Guzel Istanbul'a Hizmet Vakfı'ndan alarak Kultur ve Sanat Etkinlikleri A.Ş.'ye devreden tstanbul Buyukşehir Belediyesi geçen ay içinde bir kurul oluşturarak binanın hangi gunlerde hangi topluluklara tahsis edileceğini belirlemişti Tiyatro ve TV Yazar'arı Derneği Başkanı Recep Bilginer başkanhğında toplanan kurul, Karaca Tiyatroau'nu topluluklar aıasında bölüştürdukten sonra 15 günde bir pazartesileri de Türkiye Yazarlar Sendikası'mn etkinliklerine ayırmaya karar vermişti. Turkiye Yazarlar Sendikası, "Lstalanmızla Birlikte" başhğıyla düzenleyeceği bu etkinliklerin ilkinı 12 şubat pazartesı gunu saat 18.30'da gerçekleştırecek. "Cevdet Kudret ve Edebiyatımızda Yedi Meşaleciler" adını taşıyan bu gecede Nedret Güvenç, Oktay Akbal, Prof. Dr. Cevat Geray, Dogan Hızlan, Mücap Ofluoğlu, Hilmi Yavuz, Erhan Abir, Selmi Andak, Tilbe Batum, Grup Çağrı, Deniz Gökçer, Sadık Gürbüz, Nurseli İdiz, Torun Karacaoğlu, Erhan Yazıcıoglu, Şükrii Türel, Dogan Bavli ve Ekrem Dumer yer alacaklar. Gecede tsa Çelik'in dia gösterisi de izlenebilecek. vecenlik. "İyi yetişmek yetmiyor, sevgiyle yetişmek gerekli" diyor Aşkıner. Bu mesajı 1970'te de ozenle vermej-e çalıştığını ekliyor. 20 yılda değişmeyen başka ne var? Bu soruya "Hemen hiçbir şey degişmedi" yanıtmı veriyor Tolga Aşkıner. "Uzun süre yüzde 16 ödedigimiz belediye rusumu bü- yük çabalardan sonra yüzde beşe indirilmişti. Tam rahat bir soluk alıyonız derken S'in üzerine yüz- de 12 KDV geldi. Eski hamara es- ki las." Bu noktada dönup dola- şıp yine "salon sıkınbsına" geli- yoruz. 21 yaşına basan Nisa Serez- li - Tolga Aşkıner Tiyatrosu nere- deyse 11 yıldır o sahne senin, bu sahne benim geziyor. llk 10 yılın- da Şişli'deki Umit Tiyatrosu'nda perde açan topluluk, bu binanın yıkıup işharuna dönüştürülmesiy- le "sokakta kaldı." tki yıl kadar Ankara'da "zorunlu ikamet", ar- dından tstanbul Kenter Tiyatrosu, bir yıl kadar surekli Anadolu tur- neleri derken 1983'te Taksim'deki Venüs Tiyatrosu'nda "nöbefçi tiyatro" dönemi başladı. Ertesi yıl Enis Fosforoğlu Tiyatrosu'nda sahne paylaşımı, sonra Kadıkoy Halk Eğitim Merkezi, Dormen Ti- yatrosu, geçen yıl Karaca Tiyatro- su'na geçiş ve 3.5 ayı burada ge- çirdikten sonra da yine Anadolu turnesi... Tolga Aşkıner aralık ayı içinde kendilerine verilen Kültür Bakan- lığı 1989 yılı en iyi tiyatro toplu- luğu ödulu için "Öyle bir zaman- da geldi ki bir gün öncesinde 21 yıllık özel tiyatro yaşanbnuzı bi- tirmeye karar vermiştim" diyor. Tiyatro uğruna katlanüan sıkıntı- lara, giderek ağuiaşan koşullar al- tında avakta durma çabalanna ar- tık bir son vermeyi düşunen Tol- ga Aşkıner ödül haberini alınca "bir kez daha kamçılandıgını" söylerken Nisa Serezli gülerek söze karışıyor: "Şimdi bir 20 sene da- ha gider." Tolga .Aşkmer ise aynı mutluluğu paylaşıyor, ancak bir çelişkiyi vurgulamak ıstediğini de söylemeden edemiyor. "Bakanlık 3 ^ ayı bulan turnelerle, iki yerli oyunla bize basan odülü verirken yardım dağıtımında neden üçün- cü sırada olduğumuzu anlayamı- yonım" diyor. K PAKTfU OLDU " BU KAIVIK A7 PAP77ZÎ... Turizmde umut: Doğu Avrupa Doğu Avrupa'daki son gelişmeler Türk turizmcileri umutlandırdı. Bu ülkelere yönelik özel çalışma yapılması durumunda, Doğu Avrupa'dan Türkiye'ye turist akışının hızlanacağı ve yeni açılan bu pazardan önemli bir gelir sağlanabileceği kaydediliyor. MERİH AK İZMİR — Doğu Avrupa ulke- lerınde son günlerde yaşanan de- ğişimler turizmcileri umutlandır- dı. Avrupa turizmı için yeni bir pazann açıldığını belirten turizm- cıler, bir an once çalışmalara baş- lanılması gerektiğini soylediler. Turkiye ıçin ekonomık, politik ve sos\al tanıtımın daha yoğun ola- cağını kaydeden turizmciler, Tur- kıye'nin çok iyi bir fırsat yakala- dığı goruşünde birleştiler. Avrupa'da 1990 yılının turizm yılı olarak ilan edilmesi, Turk tu- rizmcılerinı harekete geçirdı. Turk turızrmnin son \.llarda atak için- de olduğunu belirten turizmciler, Doğu Avrupa'da ortaya çıkan po- tansiyelden pay alınması gerekti- ği goruşünde birleştiler. Turistik Seyahat Acentaları Derneği Y'önetim Kurulu üyesi Fe- rit Epikmen, Türkiye'nin son yıl- larda moda bir ülke konumuna geldığinı söyledı. Epikmen, "Do- gu Bloku ulkeleri için henuz bir çalışmamız yok. Yalnız kısa dö- nemde Dogu Bloku'ndaki geliş- raeicrin bizim aieybimize degil, le- himize olacağını, buraya gelenle- rin sayısında artış olacağını sanı- jorum. Ancak bir iki sene bekle- mek gerekir" dedi. Ege Bolgesı Seyahat Acentala- rı Derneği Başkanı Doç. Dr. Er- gun Göksan, Doğu Bloku'ndaki ülkelerin Türkiye için iyi bir pa- zar olacağı kanısında. Doç. Dr. Goksan, "Bu ülkelerde enlelektüel kişiler çogunlukta. Bunun için iyi hazırianmış turlar düzenJemek la- am. bogu Almanlar, Macarlar bu turıa.a k<«ılmak istiyoriar. Bun- lan Tı.rkiye'ye çekebilirsek iyi olur. Burada bakanlığın da çalıs- ma yapması gerekiyor. Tüm im- kânlanmızı kuJlanmalı ve pazar- lamamızı yapmalıyız. Avrupa ül- keleri, başta tspanya olma* üzere bu pazar için çalışmalara başladı" diye konuştu. 1990 yılında Türkiye için iki al- tın fırsatın yaşandığını belirten Akdeniz Seyahat Acentaları Der- neği Yönetim Kurulu üyesi Abdul- lah Tekin de Türkiye'nin bir barış köprüsü olabileceğini belirtti. Tc- kın, şunları söyledi: "Dogu Bloku'nda yumuşama ve 1990 yılının turizm yıiı ilan edil- mesi bizim için çok önemli. Tür- kive'de bir banş köprusü kurrna- lıyız. Çunkıi duvarlaıia birlikte ta- bular da yıkıldı. Demirperde ge- risindeki insanlar artık dolaşmak istiyor. Türkiye'nin bir takım po- litik varyasyonlardan kendini so- yutlayarak çalışmalara başlaması gerekir. O zaman bu pazardan pa- yını alacaktır. Turkiye, demirper- de ülkelerinden turist çekebilir." Bu arada Türkiye'ye gelen Do- ğu Avrupalı turist sayısında son yıllarda büyük artışlar kaydedil- dı. 1988 yılında bu ülkelerden 573 bin 600 turist geldi. 1989 yılında ise bu sayının yaklaşık 600 bin ol- duğu oğrenildi. Yetkililer. 1990 yı- lında bu sa>ının daha da artabi- leceği goruşundeler. Turkiye'ye ge- çen yıl gelen turistler arasında Yu- goslavlar 182 binle başı çekiyor. Macarlar ve Polonyalılar 170 binle onları ızlivor. Sovyetler 39 binle dorduncu sırada. nıyor. Birincisi hayli büyük bir alan tahsis edildi. Biz de 'çok iyi, daha çok sayıda eşya koyabilece- ğiz' diye düşündük. tkincisi, şu- nu unutmayalım ki, Suleyman döneminde Fransa ile Türkiye arasında gerçekten de imtiyazh ilişkiler vardı. Bu nedenle de ser- giyi biraz daha buyük yapmak is- tedık. Ayrıca Fransa'da bu do- nemden kalma çok eşya var. Akıl- dan söylüyorum, sergilenecek eş- yadan 120 parça Türkiye'den ge- liyorsa, en az bir o kadarı da Fransa'dan geliyor. Geri kalan üçte biri Avrupa'nın diğer ülke koleksiyonlarından ödünç aldık. Yani Türkiye ve Fransa dışından. Ama Avrupa'dan dışarı çıkmıyo- ruz. . — Padişahın kişiligini gözü- nün önünde canlandırabilen ve dönemin atmosferine girebilen n- yaretçi her halde daha sonra öz- gün konulardan oluşan sahneler- le karşılaşacak? M.B.T. — Hemen sonra Suley- man, "Kanuni", yani kanun ko- yucu kişiliğiyle sunulacak. Bu sa- londa önceki diğer sergilere oran- la çok daha fazla parça olacak. Birkaçı çok uzun olmak üzere 16-17 adet padişah fermam koy- duk. Nispeten kısa olanları oldu- ğu gibi açıyoruz. Ama daha da uzun olanlann yani duvar yüksek- liğini aşanlann geriye kalan bo- lumleri rulo şeklinde sarılı vazi- yette duracak. Savaş bölümii — Fermanlann bep orijinalle- ri mi sergileniyor? M.B.T. — Bu tür sergilerde kopyalarını asmak mumkun de- ğildir. Hepsi orijinal. Üçu Istan- bul'dan geliyor. Diğerleri Avru- pa ülkelerinden. Polonya'dan ya da Paris'ten temin ettiklerimiz var. Çok güzel bir görüntü verı- yorlar. Çünkü bildığıniz divani yazı, her seferinde büyuk tuğra, bütün bunlar oldukça karanlık bir duvarda sunuluyor. Şoyle ki oda- ya gırdiğinizde İoş ışıkta ferman- lann sadece kendisini fark ediyor- sunuz. Fermanlann yanına bazı vakfiye belgeleri vb. de koyduk.. Gene aynı katta bundan sonra "Suleyman ve savaş" konusuna geliyoruz. Biraz öncekinin aksine çok ganiş mekânda kurulu bir mı- zansen. Genel hatlanyla otağı Humayun'u simgeliyor. Ama öy- le olduğunu fark etmek için bu konulan önceden bilmek lazım yani oldukça ustu örtülu. En dip- te sefer tahtı. Çevresinde ve vit- rinlerde altın miğferler, resmi ge- çit zırhı ve kıyafetleri vb.. Cami duygusu — Bütün bunlar Süleyman'ın kişüigini çeşitli yonleriyle ve tarib- sel koşullanyla birlikte ele alan sahneler. Giriş kalındaki uçiıncü mizansen saıunm Süleyman'ın di- ni lider yani halife özelligi.. M.B.T. — Üçuncu salonda, elı- mizdeki hacme bir cami duygusu verdik. Gene fazla çarpıcı olma- ma koşuluyla.. Bir kubbe ve or- tada değişik bir bölüm var. Bu bölümde Süleymaniye'den gelen halılar sergileıûyor ve ziyaretçiler içine kadar giremiyor. Cami ahi- zeleri, dini el yazmaları, hacca git- me belgesi tunmden eşyalarla tur- belerden gelen malzemeler olacak. Hurrem Sultan'ın türbesinden ge- len mezarların başucuna konan serpuşlar, şerbetli mintanlar, Şeh- zade Mehmet türbesinden gelen eşyalar.. Aynı şekilde 1. Ahmet türbe- sinden getirttiğimiz ahşap mobil- yadan da biraz söz etmek gereki- yor.. Gerçi biraz daha sonraki do- neme ait olmakla birhkte 16. yüz- yıldan kaJma bu tur mobilya he- men hemen hiç bulunamadığı için biraz daha sonrasını aldık. Turk ve İslam Eserleri Muzesi'nden gelen ahşap mobil- ya, önceki sergiler yuzünden çok fazla seyahat ettiği için başkasını seçmek gerekli oldu. Özetle din- sel eşyanın sergilendiği bölümde- ki objelerin birçoğu daha önceki sergilerde olmayan parçalar. Tum bu bolumler giriş katındaki mi- zansenler. Hareme gönderme — Kamu yaşamını canlandıran mizansenler dediniz. O halde da- ha sonra suitanın özel yaşamı di- le getiriliyor. Avrupalılann hayal güçlerinin en fazla çalıştınldığı alanlar bunlar olsa gerek. M.B.T. — Buna geçmeden on- ce, biliyorsunuz 'Grand Palais'- de iki kat arasında çok geniş bir merdiven var. Bizim için hayli zor bir mekân. Bu mekânın sonunda üç şaheser seramik vazo sergiliyo- ruz. Iznik atölyelerinden çıkma seramikler. Bir tanesi Louvre Mu- zesi'nden, ikıncisi Londra'dan, üçüncüsu Paris'teki özel bir ko- leksiyondan. Buradan hemen son- ra ikinci kata geçiyoruz. İki kat arası tam ters yaklaşımlar geçer- li. Burada an petekleri ya da la- birentler toplu salonlann yerini alıyor. Bunlar haremi daha doğrusu harem dairesinin farklı odalarını anımsatmayı amaçhyor. Biraz ön- ce dediğiniz gibi hayal gucunü ha- rekete geçirnıek için.. ikinci kat- taki nısler oldukça kuçuk. Orta- ya doğru biraz genişliyor. Bura- da kaftanlar ve değışık dokuma- lar »ar. Tabıı, objelerin bazıları havli buyuk. Bu vüzden o?el bir sunuş jeklıne ihtıyaç oldu. 200 bin küçük çevreci • ANKARA (ANKA) — Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler, tüm okullarda "çevre koruma kolu" kurulması için Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'ndan karar çıkartıldığını bildirdi. Dinçerler, ilk ve orta dereceli okullarda 200 bin sınıf bulunduğunu, hepsinde bir çevreci çocuk belirlendiği taktirde 200 bin çevre savunucusu yaratılmış olacağına dikkat çekti. "Çevre" Bakanı Dinçerler okullarda kurulacak çevre kollanna kitap ve kitapçıklar göndereceklerini, rozet dağıtacaklannı bildirdi. Termik santrala protesto • ORHANELt (AA) — Bursa'nın Orhaneli ilçesinde ağustos ayında faaliyete geçecek termik santralın çevreye vereceği zararlar nedeniyle, Orhaneli Belediyesi tarafından protesto kampanyası başlatılacak. Orhaneli Belediye Meclisi'nce alınan kararda, santralın ilçe ekonomisine büyük katkılar sağlayacağı, canlılık getireceği, ancak santraldan tütecek dumanlann çevredeki insan ve doğa yaşamını olumsuz yönde etkileyeceği kaydedildi. Kararda, santralın 7 yıl içinde çevredeki ormanı kurutacağı, tanmsal üretimde düşüş meydana getireceği, insanlarda da solunum yollan hastalıklarının başlayacağı belirtilerek "Bacadaİci gazlann önlenmesi için sülfüroz antma tesisleri kurulması konusunda ilçede afişleme kampanyası başlatılacak" denildi. Pansiyoncular destek istiyor • İZMİR (Cumburiyel Ege Bürosu) — Turistik Ev Pansiyonculuğunu Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Necmettin Şcnkartal, [ Vrupa'da turizm gelirinin /uzde 70'inin pansiyonculuktan iağlandığına işaret ederek Türkiye'de gereken önemi gormediklerini söyledi. Bakanlığın devamlı olarak otellere yönelik çalışmalar yapmasından yakınan Şenkartal, Avrupa Ulkelerinde yapılan dampinglerin turizmi olumsuz yönde etkileyebileceğini öne sürdü. Tıp uznıanlık sınavı • ANKARA (ANKA) — Tıpta uzmanlık eğitimi görmek üzere Sağhk Bakanlığı eğitim hastanelerine, üniversitekrin tıp fakültelerine ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'ne alınacak adaylar için "1990 nisan dönemi tıpta uzmanlık eğitimi giriş sınavı" 7-8 nisan tarihlerinde yapılacak. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından düzenlenecek sınav ile ilgili kılavuz ve başvurma belgeleri, 12 şubat - 6 mart tarihleri arasında il sağhk müdürlüklerinden 4 bin lira karşılığı edinilebilecek. Romatizmal hastalıklar • DENİZLİ (Cumhuriyet) — Her yas grubunda görülen romatizmal hastalıklann ulkemizde onemsenmediği, pahalı tedavisi ve insan hayatına yönelik tehlikesi yönüyle "çağın vebası" olarak tarumlanan AIDS'ten pek farklı olmadığı bildirildi. Türkiye'de romatizmal hastalıklann, hijyenik yaşam koşullarının elverişsiz olması nedeniyle gecekondu bölgelerinde daha yaygın olduğu da açıklandı. Antik yollar için kitap • ANTALYA (AA) — Akdeniz Universitesi Meslek Yüksek Okulu öğretım görevlisi Tuncay Ercenk, Antalya yöresinde uzunluğu toplam bin kilometreyi bulan antik yollar hakkında bir kitap yazıyor. Yoredeki antik yolların, Romalılar tarafından döşenen taşlarım hâlâ koruduğunu anlatan Ercenk, bu yolların asfaltlanarak trafiğe açılmasının önlenmesini istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle