15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1Z ARALIK 1990 ISTANBULDA BUGÜN • Veteriner Hekimliği Haftası nedeniyle düzenlenen "Türkiye'de Et Üretimi ve Sorunlar" konulu panel saat 10.30'da İstanbul Büyükşehir Belediyesî Meclis Salonu'nda. • IpekKıramerMüessesesi'ninkuruluşunun lO.yılı nedeniyle The Marmara Hotel Balo Salonu'nda saat 19.30'da bır defıle duzenlenecek. • "SefalosporinlerveRasyonel Antibiyotik Kullammı" konulu.toplantı 18.30'daSheratonOteli'nde. • "İnsan Hakları İçin" düzenlenen konsersaat 20.00'deCemalReşitReyKonser Salonu'nda. • ISTANBUL'DA YARIN • "İstanbul'a Ne Oluyor" konulu panel saat 15.00'te Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu'nda. Panele konuşmacı olarak Prof. Gündüz Gölçe, AtillâDorsay, İsmail Acar, Prof. Mete Tapan, Prof. Bülent Özer, Yüksek Mimar Doğan Hasol ve Beral Madra katılacak. IR MEKTUP 3 gündür elektriksiziz • Harbiye'deki Babür, Ölçek, Çayır ve Çimen sokaklan 3 gündür elektriksiz. Gece karanhğında evimize gelip gidemediğimiz gibi evde oturmak da mümkün değil. Karanlıkta kaldık. TEK'i arıyoruz, gerekli bir yanıt alamıyoruz. Belediyeye başvuruyoruz, yine ilgilenen yok. Istanbul'un göbeği sayılan Harbiye gibi bir yerde 3 gündeelektriknasılgelmez? . «tJSNÜ ANIL KENTtfÂŞAM CUMHURİYET/15 TELEFONLAR AdalarBelediye Başkanı ANAP'lı Recep Koç'la bir gün para kedilere ancak yeter' 'Polis baskı yapıyor • tstanbul Haber Servisi — Fatih Yetiştirme Yurdu'nun Bahçelievler'e taşınmasından sonra, yurttan atıldıklan ya da başka kentlere gönderilmek istendikleri için boşaltılan yurt binasında barınan 32 kişi, kendileri hakkmda çıkan gazete haberlerinden sonra polis baskısı görduklerini söylediler. Boş yurt binasında barınanlardan 7'sinin önceki gece 22.00'de gelen iki minibüs dolusu polis tarafından alınarak önce Fatih Merkez Karakolu'na, ertesi gün de Gayrettepe'deki emniyet binasına götürüldükleri öğrenildi. Gözaltına alınan 7 genç polislerin kendilerini dövdüklerini öne sürdü. Gözaltına alınanlar dün öğle saatlerinde serbest bırakıldı. 32 genç, artık çaresizlik sınırına geldiklerini, hırsız ya da soyguncu olmamak için sorunlarına çözum beklediklerini söylediler. Başar'dan imza ve söyleşi • tstanbul Haber Servisi — Cumhuriyet Kitap Kulübü ve Nova Baran Center işbirliği ile düzenlenen "tmza ve Söyleşi Günleri"nin dünkü konuğu Kürşat Başar'dı. "Edebiyat Tutkusu ve Gençlik" konulu söyleşiye katılan Başar, kitaplannı imzaladı. Çoğunluğunu bayanların oluşturduğu kalabalık okur topluluğu, genç yazarı uzun süre sonı yağmuruna tuttu. (Fotoğraf: Suat Kozluklu) 91 bütçelerinin 32 milyar 900 milyon lira olduğunu, borçlannın ise 12 milyar lirada seyrettiğini ifade eden Recep Koç, Büyükşehir Belediye Başkanı Sözen'in 15 günlük çekle bile asfalt vermediğini söylüyor. MERT ALİ BAŞARIR ~ Nüfusu en az ilçelerden bir> olan Adalar Belediyesi'nin ANAP'lı başkanı Recep Koç adayı modern bir köye benzetı- yor. Ashnda Recep Koc da ada- lardaki herkesi tanıdığından kendisini köy muhtanna benzet- mek yanlış bir siyasi statü olma- yacak gibi... Adalar Belediye Başkanı Re cep Koç'la söyleşiye başlama- mız öğle saatlerini buluyor. Baş- kanın gönderdiği motorla 11.00 civarında Kartal'dan yirmi beş dakikada Büyükada'ya ulaşıyo- ruz. Kıyıda bekleyen Suziki Je- ep bizi başkanlık binasına götü- rüyor. Recep Koç'un makam odasında dikkati çeken aksesu- ar Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gülen bir fotoğrafı. Sa- bahları sadece süt içip kahvaltı etmeden evden çıkan belediye başkanı söyleşiden önce öğle ye- mefioi halletmemizin gerekçesi- ni anlatıyor: Rahmetli tsmel tnönii başbakan olduğu dönem- de, bir yere uğrTnor. Peşindeki gazeteciler, tnönii'ye 'Gundem- de ne var' diye somyoriar. 'Bi- raz bekleyin' diyor rahmetli tnönii. Gazeteciler oturup bek- lemeye başlıyorlar kendisini. tnönii, önce tuvalete gidiyor. Arkasından bir bulgur pilavı yi- yip gazetecilerin yanına geliyor. Arkadaşlar di>or; 'Gündemde önce rahatlama vardı.' 'Taktik ve zaman kazanma ustası" İsmet Paşa'nın bu anek- dotu oldukça cazip geldiğinden Recep Koc, meclis üyesi Can Esen, arkadaşımız Erdoğan Kö- seoğlu ve ben bir balık Iokanta- sına gitmek Uzere başkanlık bi- nasından çıkıyoruz. Ada sokaklarında yürürken Recep Koç belediyeye hemen hemen herkesin uğradığını, ön- ce gelenin kendisiyle konuştuğu- nu anlatıyor. " A d a halkı ahnmasın" diye de makama ge- lenin meselesiyle bizzat kendisi- nin ilgilendiğini, başka bir biri- me havale etmediğini belirtiyor belediye başkanı. Bu arada ada sakinleri Recep Koç'un ev tele- fonunu bildiklerinden sık sık başkanı evinden anyorlar. •• w ILK SIZ ÖGRENIN V e r i t e l Bllgi İletişim A.Ş. VERİTEL BİLGİ BANKASI "Tuşlara dokunun, ekranda okuyun!" Bugünkü Resmi Gazete'de neler var? İhalelerden ilk siz haberdar olabiliya musunuz? "Pretty Woman" hangi sinemada gösteriliyor? Borsada seans bitti, Ereğli'nin kaçtan kapandığını hâlâ bilmiyor musunuz? Siz bu ilanı okurken, serbest piyasada döviz ve altın fiyatları ne kadar değişti? Bu yıl Japonya'ya ne kadar işlenmiş deri sattık? Peki Almanya, hangi ülkelerden 1990 yılında cam ürünü ithal etti? Bu iş yemeği çok ani oldu, nerede rezervasyon yaptırmayı düşünüyorsunuz? Mısır, 500 ton zeytinyağı istiyor, haberiniz var mı? İyi bir reklam ajansına ihtiyacınız var ve şu bankanın reklamlarında gözünüz kaldı, acaba hangi ajans hazırladı? AET, OECD, Dünya Bankası verilerinin elinize geçmesini mi bekliyorsunuz? ...Daha binlerce sorunun cevaplarını, ihtiyacınız olduğu anda alabilmenin tek yolu Veritel Bilgi Bankası dır. Veritel'in tuşlarına dokunduğunuzda, bilgileri ekranda anında okuyacaksınız. Veritel hizmetlerinden nasıl yararianacaksınız? Veritel'e abone olmak öyle kolay ki... Telefonunuz varsa Veritel'iniz hazır! Veritel hizmetterini tanıyın, yarartanın. Veritel, Türkiye'nin Bilgi Bankası'dır. Sümbül Sok. Na 15,1. LBvent-lstanbul Tel: 180 20 60 Faks 179 87 82 Kentin gürültüsünden birkaç saatliği- ne uzaklaşmak. Önemli bir iş görüş- mesini sakin bir ortamda yapmak. Unutulmaya yüz tutmuş Türk Mutfa- ğı'nın nefasetini hatırlamak. CazBar'a "lunch"a gelin. (Seçiminize sunulan 3 farkh menü: 20.000 TL/kişi) Yılbaşı rezervasyonumuz ba$lamı$tır. 166 44 93-166 67 88/89 KEDİ HUZUR EVtNDE — Adalar Belediye Başkanı Recep Koç, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen'in 15 günlük çekle bile asfalt vermediğini söyleyerek "Bu para ancak kedilere yeter. Hatta yetmediği için kediler Deniz Harp Okulu'n- dan yiyecek yardımı alıyoruz" diyor. (Fotoğraf: Erdoğan Koseoğlu) Sabahları en geç saat sekizde iki oğlu bir kıayla birlikte evden çıkan Adalar Belediye Başkanı önce zabıta bürosuna uğruyor. Ardından carşı pazar gezmesi yapıp esnafla günaydınlaşıyor. Sonra makamındaki masasının başına geçiyor. Restoranda ada balığı yiyiyo- ruz. Yemekten dönüşte İsmail Sülen adlı bir adab başkanın ya- nma yaklaşıp vergi dairesinden gelen belgeleri uzatıyor. 1990'da ödemesi gereken 86 bin liralık vergi iki kat olarak tahsil edil- miş. Bu yüzen 1991'e aktanlmış vergi. Belediye gelirlerinden olan emlak vergisinin Adalar'da ta- rihi eserlerin çokluğu nedeniyle bir avantaj sağlamadığını söyle- yen Koç, "Tarihi eser sayılan yerlerin vergiden """090 muaf ol- ması gelir payını düşüriivor" di- yor. Adalar'da kayıtlı 1400 ta- rihi eser bulunduğunu açıklayan belediye başkanı 91 bütçelerinin 32 milyar 900 milyon lira oldu- ğunu, borçlannın ise 12 milyar K A D I K O Y LİSKUR SÜRUCÜ KURSU Devreler: Haftaiçi: 19Ara)ık HaftaSonu: 5Ocak KADIKÛY (Söğûtlüçeşme Cami yanı) 349 18 24-349 18 25 336 02 06-336 02 79 TURSCMİN uwrjRA.,ajC/ AMB BOÜRKEMOUTH,BWQrrrOK, D E SEÇKİN OİLOKUUARMOAYAZ KIŞ M D A BÜTÛW YIL İNÛIUZCE ÖĞR.ENU UTAK5İTTE ÖDEME K0UYUG\ EDİYOR/ lirada seyrettiğini ifade ediyor. Söz dönüp dolaşıp geliyor Sö- zen'e... Recep Koç, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nu- rettin Sözen'in 15 günlük çekle bile asfalt vermediğini söylüyor. Adalar Belediyesi bordrosun- da 217 işçi, 110 memur gozük- tüğünü söyleyen Recep Koç, kaynak sıkıntısı yüzünden 146 işçi çıkardıklannı belirtiyor. Dört adanın toplam nüfusu 19353 kişi... Bunun 691SM Bü- yükada'da, 6534'ü Heybeliada'- da, 2042'si Burgaz'da, 3862si ise Kınahada'da oturuyor. Yaz aylannda bu rakam 100 binlere çıkıyor. İşçi çıkarmanın esas ne- deninin parasızlık olduğunu ifa- de eden belediye başkanı sade- ce yaz aylannda artan nüfus için bu kadroyu istihdam etmenin rasyonel oİmadığını anlatıyor. Adalar'daki ünlüler arasında Altan Öyraen, Necmi Tanyotaç, Lefter, Ediz Hun. Prof. Dr. Öz- can Köknel, Candan-Başar Sa- buncu, Nisa Serezli, Tolga Aş- kıner bulunuyor. Kaynak yaratmada buldukla- n yöntemlerin başında yaklaşık 1 milyon liraya mal olan çöp konteynerlerini 2 milyon liradan satmak geliyor. Şimdiye kadar 64 tane satmışlar. Ayrıca asfalt bedeli, kaldırım parası, yağmur suyu, kanalı parası, hafriyat pa- rası gibi diğer kaynaklar mev- cut. Işgaliyelere göz açtırmadık- larını anlatan belediye başkanı "Ashnda politikacı se\im!i ol- malı, yapılan araştırmalara gö- re insanların en nefret ettikleri kişilerin başında vergi memur- lan geliyor. Adalar'daki vergi dairesi bile bizim kadar para toplamıyor" diyor. Recep Koç'la birlikte 12 kilo- metrelik Büyükada büyük turu- na çıkıyoruz. Troçki'nin kaldı- ğı Arap İzzet Paşa Koşkü, Fet- bi Okyar Bağı, Aya Yorgi Kili- sesi, AsJan Kayalıklan, Erdoğan Köseoğlu'nun objektifinden kaçnuyor. Ada çöplerinin Kur- şun Burnu'na atıîdığını söyleyen başkan, denize kesinlikle bir çöp dahi atmadıklan inancında. Adalar'da yılda 34 ton çöp bi- rikiyor. Bir kahvehane ziyare- tinden sonra Karacabey tarafın- da Büyükada "Belediye Kedi Huzurevp'ne gidiyoruz. Recep Koç tarafından kurulan huzure- vinde yüzü aşkın kedi, beş tane köpek Deniz Harp Okulu'ndan gelen yiyeceklerin başında kü- melenmişler. Başkan Koç, "Biiyiikşehir'- den borç alamıyoruz, bu paray- la ancak kedi bakıyonız" diyor. Burada yakın bir gelecekte kı- sırlaştırma operasyonlan yapı- lacak. Adalar Belediye Başkanı Re- cep Koç'tan ayrılmadan önce başkana bir de "Eşege binelim" teklifinde bulunuyoruz. Adanın dört bir yanına haber salınma- sına rağmen aranan eşekler bir türlü bulunamıyor. Recep Koç'a "Sadece iki tane eşek is- tedik, helikopter değil" diyo- ruz. ANAP'h meclis üyesi Can Esen, "Helikopter isteseynTnTîT daha kolay bulurduk" karşılığı- nı veriyor. • PoHs İmdat: 055 • İtfahre: 000 • Jandarma: 056 • Zatata MâdirliİD: 527 57 00 • MezartMar Midirtitt: 172 13 73 -74-75 ve 088 • İSCİ anza: 068 • SAĞUK: Hıar AcH: 077 Sa$Mc M M i ı i ü â : 511 89 18 CeırahM» Tıp: 588 48 00 Çapa Tıp: 534 00 00 Mamara Tıp: 340 01 00 Haydaıyaşa K u m n : 345 46 80 ŞJşlt Etfal: 131 22 09 Taksia hkyartm: 152 43 00 SSK Sanatya: 588 44 00 SSK Okncydan: 132 30 00 SSK Söztepe: 358 67 60 • TRAHK: Trafft Sube M4.: 176 24 14 (Ist). 356 0» 35-86 (Kadıkûy) BMfe TnHk: 377 22 07 (E-5). 356 04 86 (Şehiriçi). 314 36 (B Cekmece) • THY: iç HaHar 573 13 31. Dt$ HaHar 573 04 33. SMrtnri: 574 73 00. Reıtnasyon: 574 82 00 (25 hat) DDY: ıSiıkKi DaanfM: 527 00 50. .Paşa Danqan: 338 30 50 VAPW: S«W( Hattan: 526 40 20 144 42 33. Dmb YoMan (*c«rt»|: 145 53 66 144 25 02. 149 18 96 Dcnb 0 M M W : 543 05 25 • MCTfOROUUİ: (Hava tahmmı öğrenme) 573 89 80 • EL£KTRİK ARBA: irtaobul: 526 62 74. Beyaita: 150 83 50. Kadritij: 348 71 40 • TEK: 069 KONUK YAZAR Yağmurlu günler Şiddetli yagış, barajları yükseltiyor İstanbul Haber Servisi — Yağışlarla birlikte barajlarda- ki su seviyesinin artması İSKİ- nin yüzünü güldürdü. tstan- bul'u etkisi altına alan yağışlı hava kütleSi, kente su sağlayan 7 barajdaki doluluk oranını yuzde 23.00'e yükseltti. Baraj- lardaki toplam su miktan, 173 milyon metreküpe yükseldi. İSKİ yetkilileri, yağışların surmesi halinde su sıkıntısının azalacağını belirtiyorlar. Bu arada barajlardaki su se- viyesinin artmasından sonra kente verilen su miktan arttı- rıldı. Geçen haftalarda kente günde ortalama 800 bin met- reküp su verilirken, bugün or- talama 950 bin metreküp su veriliyor. fstanbul Meteoroloji Mü- dürlüğü yetkitileri yafışlann devam edeceğini ve hava sıcak- lığının düşeceğini belirttiler. Bu da, bir 'Kameriye' 5 KURSLAR •TİCMIİ İN6İÜZCE • TUIUZM İNGİUZCESİ »BANKACIUMNûlUZCfSİ •5INAV KURSLAR!: Cambrvtge •Flrst Certificatc, Pn>fc«ncy, •TOEFU,AREU.(Soiz>ü) tnrsem İNGtLİZ ÜSAM 0KULLAM DANIŞMAIIERKEZJ Cumhuriyet Cad 173/4-6 Elmadaj 80230 İstanbul Hitton Oteli Karşısı Tel 14839 77-1487943-1482849 Fax 132 9729. Ttx. 27498 t u s m l r ' Ingilterede Ingilizce Genç Bayanlar ingiliziceyi öcretsiz hazırtık kurslarımızda ve ingılterede bedava öğrenin Au-Pair'lik bizim işimizdir. Ist 135 15 99 izm 287534Bur1353 00 ÇELİK GÜLERSOY Ilık bir ilkbahar günü, araba- dan inip ilk kez çevreye yabarr- cı duygularla bakındığımda, ay- lar sonra, 12 Aralık 1990 saba- hında olacaklan, nereden bile- bilirdim ki? Kadıköy'ün eski bir çocuğu, fakat geçen yıl için taze bir be- lediye başkanı, Dr. Cengiz Öz- yalçın, Meclis Başkanı Av. Ke- mal Okvuran ile ilçenin 'himme- te mnhtaç' köşe bucağını bana ilk kez gösterirlerken, sıra bu- raya gelmişti. Bu meydana benzeyen yerle, hayatımda ancak o gün karşılaş- mış oluyordum. Üzerimde daha ilk anda garip bir izlenim bırak- mıştı. Meydanı çevreleyen bas- makalıp apartmanların dikkat çekecek bir yanian yoktu. Fakat tam ortadaki dekor için, aynı şey söylenemezdi. Rampa halinde, bir tümsek ya- vaşça yükseliyor, epeyce geniş bir çember oluşturuyor, üstünü harap bir demir pergola çevre- liyor. Dar ve taş patika yollann- dan bu üst platforma çıkıldığın- da, aşağıda ve ortalık yerde, yol hizasına gelen zemin boşluğu gözükmekte. Ortasında bir ku- yu. Çevresinde 3 yolun geçit- aralıkları bırakılmış. Taş me- kânlan ise cemberin altında ma- sif bir kütle. Ana çizgileri ile resim ve bi- leşimi, buydu. Ama nasıl bir ha- raplık içinde! Demir pergola paslanıp çürümüş, üstünü örten menekşe güller kurumaya yüz tutmuş, çalıları, yeşilinden fazla. Her şey, burada bir zamanlar bir saltanatm, bir olağanüstülu- ğün hüküm sürduğünü, ama sanki esen uğursuz bir samyeli- nin, çevreyi süpürüp götürdüğü- nü, ardına bu bir tutam güzel- lik enkazını bıraktığını anlatı- yordu. Az sonra, hikâyeyi öğ- rendim: Burası, ünlü kahraman Ahmet Muhtar Paşa'nın, geniş koruluğundar ve yazlık koşkün- hanımellerı ile donatıldı. Taş mekânın bir yarısı su deposu idi, öbür yansını içten tekrar pres-tuğlalarla giydirdik. Birini mutfak ve depo, öbürünü, tam Rustik bir cafe-restoran yaptık. Son bir buluşla, kuyu üstüne yi- ne demir konstrüksiyonlu, bir balkon yükselttim: Bu da or- kestra yeri oldu. Açılış 12 aralıktaydı. Sabah, önce aksi suratla, kapalı bulut- larla başladı. Bu hava içinde. Bu meydana benzeyen yerle hayatımda ilk kez karşüaşmış oluyordum. Üzerimde daha ilk anda garip bir izlenim bıraknuştı. O günorada, beni getiren dostlara vaat ettim. Burayı eski görkemine döndürecektik. Açılış 12 aralıktaydı. Çevreden epeyce bir kalabalık toplanmıştı. Sonra bir şey daha oldu yakmdaki bir anaokulunu getirdiler. Ortalık bir anda bayram yerine döndü. den (nasılsa) kalan son bir par- çaymış. O gün orada, beni getiren dostlara vaat ettim. Burayı, es- ki görkemine döndürecektik. İlk iş, menekşe güllerine makas attık. Mubarek, nefes alır hale geldi. Demir pergola tamamlan- dı. Üstte, yeri mermer kapladık. Aşağıda, ortadaki kuyu üstüne beton atılmıştı. O kaldırıldı, içi molozdan temizlenip suyu bu- lundu ve mekanizması onarıldı. Burada yer ve 3 bağlantı yolu, kesme taş plaklarla kaplandı. Çevre sarmaşıklar, alriıpalar. Pazarlamacı bay, bayan elemanlar aranıyor. Tel: 321 01 52 VEEAT Merhum öğretmen Lebib Konuksever'in kıymetli biricik eşi, Emel Aydar, Ergin Konuksever'in sevgili anneleri, Asaf Aydar ve Günay Konuksever'in kıymetli kayınvalideleri, Haluk ve Mihriban Aydar'ın anneanneleri, Timuçin Carov Konukse\ r er ve Tuğba Konuksever'in babaanneleri, Burak, Başak ve Metecan'm büyükanneleri, eşsiz insan, biricik varlığımız, Trabzon esrafından Kalaycıoğulları'nın kızlan, tüm dost ve arkadaşlanmızın teyzesi BAStRE KONUKSEVER'İ yitirdik. Merhumenin aziz naaşı 17 Aralık 1990 Pazartesi günü (bugün) Levent Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Feriköy Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. KONUKSEVER VE AYDAR AİLELERİ Çelenk gönderılraemesi, arzu edenlerın hayır kurumlanna bağışta bulunmaları merhumenin vasiyetidir. törene biraz üzüntü içinde gıt- tim. Az sonra yavaş yavaş orta- lık aydınlandı ve ışıldadı. Çev- reden de ep>eyce bir kalabalık toplanmıştı. Konuşmalara baş- layacakken, ilk olağanüstü olay ile karşılaştım: Karşı yapılardan birinde oturan bir emekli alba- yın eşi, önlerindeki bu mezbe- lenin bir gün adam olabilmesi için, adakta bulunmuş. Düşü gerçek olunca da lokma dök- müş, kazanı ile getirmiş. Konuş- mamda, şuna benzer bir şeyler söyledim, onlar havaya uçup gitmesin diye, bir özetinr bura- ya kaydetmem gerek: "Bugün, tstanbul'un harap olmuş bir köşesini daha düzelt- meye çalışmarun bir mutluluğu- nu yaşıyoruz. Bunun, daha iyi- si, koruluğun kalması idi. Fakat istanbul'un son 30 yılda yaşa- dığı fizik değil, sosyal deprem, burayı da vurmuş. Biz de anla- şılan, kalanla yetinmeyi, ama bari kalanı kurtarmayı, öğren- mek zorundayız. Bunun için bi- ze kimi zamanlarda olduğu gi- bi kırmızı değil, yeşil bir ışığı yakmış olan Dr. Cengiz Bey'e ve hepsi değerli çahşma arka- daşlarına, teşekkür ediyorum. 10 yıldır, İstanbul'un çejitli semtlerinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Geçen yıldan beri, Kadıköy'ün içlerine girdik. Bu- rada karşılaştığım sıcak, aydın- lanmış ve çok bilinçli ortamı Nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür. FÜSUN KAPLAN hiçbir yerde bulamadığımı, di- le getirmek zorundayım. Sade tstanbul'un değil, Türkiyemiz'- in de ancak bu cins, yani çevre- sine sahip çıkan, hem bilgili, hem duygulu insan sayısını art- tırabildiği oranda, işlerinin dü- zeleceğine şüphem yok. Bu göz- leme, Fenerbahçesi'nde var- mıştım. Bugün başka bir olay, inancımı perçinledi ve gözlerimi yaşarttı: Bir komşumuz, herke- se lokma yapmış, sessizce dağı- tıyor. Hemşerilerim! Bizi biz ya- pan ve ayakta tutan, işte bu özelliğimizdir. Yenen tatlı, önemli değil. Önemli olan, dav- ranış. Olaya bakın: Emekli bir aile, günlük nafakasından ke- sip, çevresine el uzatıyor. Hem de ne için? Bir yeşillik kurtuldu diye. tşin dışına değil içine, ka- buğuna değil özüne bakarsak, bu çok güzel, çok güzel bir ör- nek. Bunu ğenelleşmiş düşünür- sek, yani herkesin karşısındaki- ne ekmeğini -ve sevgisini- bölüş- tüğünü görürsek, ülkemize güç- lük kalır mı? Şimdi burada, ki- milerine politik gelebilecek, bir gözlemimi aktarayım: Dün ge- ce bir TV kanalında, bir prog- ram vardı: İki gazeteci, Milli Sa- vunma Bakam'na sivri sorular sordular. Bir tanesi de ordumu- zun gücünden kuşku duyarak, ona ısrarla, kesin bir cevagisti- yordu. Dünyanın neresinde bir bakan, bu konuda olumsuz bilgi verir, o bir yana ben bu baka- mn yerinde olsaydım, şunu der- dim: Bir ordunun gücü, elinde- ki silahlanndan çok, içinde, yü- reğindedir. Uzak ve yakın tarih, bunun örnekleri ile dolu. Biz, bencilliği -her işte- çiğnesek, mutluluğu bölüşsek, vatan için gereğinde can vermeye de hazır isek ve bugün şurada gördüğü- müz gibi, içimizde bir sevgi ve bir ateş duyuyorsak, birçok şey gibi, ordumuzun da sırtı yere gelmez." Ben, bunları söyledim, o sa- bah. Gözlerime yaşlar doldu. Sonra bir şey daha oldu: Yakm- daki bir ana okulunu getirdiler. Ortalık bir anda, birbirinden renkli ve sevimli çocuklar ve be- beklerle, bir bayram yerine dön- dü. Herkes bir.tanesini kucak- ladı. Ben de -kaderin bana na- sip etmediği- bir yavruyu, bir an için, kollarımla sardım. 12 aralık sabahı, parka ço- cuklar mı doldu, yoksa balon- lar mı indi, yoksa üzerimize renkli konfetiler mi yağdı, bile- medik. Istanbul'da yaşanan, ama benzeri çok az, bir gün da- ha tarihe kaydı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle