Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9JCASIM 1990
Dünya Satranç Şampiyonası
Kasparov: 6 Karpov: 6
KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
KARPOV (Siyah)
KASPAROV (Beyaz)
SON DURUM
(37.Kel)
• Kiıltür Servisi —
Dunya Satranç
Şampiyonası'nın Nevv
York bolumu 6-6
berabere sonuçlandı.
Çarşamba gecesi
oynanan 12. oyun da
37. hamlede
beraberlikle
sonuçlanınca Gari
Kasparov ve Anatoli
Karpov birer galibiyet
ve onar beraberlikle
ilk bolümu
tamamlamış oldular.
12. oyunda beyaz
taşlarla oynayan
Kasparov, yine daha
onceki oyunlarda
olduğu gibi şah
piyonunu surerek
oyuna başladı. Oyunu
yorumlayan satranç uzmanlan, taraflann oyun boyunca
birbirlerine net bir üstunluk sağlayamadıklarım
belirttiler. Karpov, son dokuz hamle için sadece dokuz
dakikası kaldığından beraberliğe sevinen taraf oldu.
Dunya Satranç Şampiyonası'nın ikinci bolumiı 23 kasım
tarihinde Fransa'nın Lyon .şehrinde başlayacak. Taraflar
burada da Nevv York'ta olduğu gibi 12 oyun
oynayacaklar. Toplam 24 oyun sonunda galıbiyetler 1,
berabereler 0.5 puan olmak uzere 12.5 puana erişen taraf
maçı kazanmış olacak. Eşitlik halinde Kasparov unvanını
koruyor.
Beyaz: KASPAROV - Siyah: KARPOV (Ruy Lopez
Açılışı, Ragosın Varyasyonu)
I.e4 e5 2.Af3 Ac6 3.Fb5 a6 4.Fa4 Af6 5.0-0 Fe7 6.Kel b5
7.Fb3 d6 8.c3 0-0 9.h3 Ad7 10.d4 Ff6 Il.a4 Fb7 12.Aa3
exd4 13.cxd4 Aa5 14.Fa2 M 15.Ac4 Axc4 16.Fxc4 Ke8
17.Vb3 Kxe4 18.Fxf7 Şh8 19.Fe3 Ke7 2O.Fd5 c6 21.Fe6
Af8 22.Fg4 a5 23.Kacl Ag6 24.Fh5 Kc8 25.Fg4 Kb8
26.Vc2 Kc7 27.VT5 Ae7 28.Vd3 Ad5 29.Fd2 c5 30.Fe6 Ab6
31.dxc5 dxc5 32.Vxd8+ Kxd8 33.Ff4 Ke7 34.Ag5 Fd5
35.Fxd5 Kxd5 36.Kxe7 Fxe7 37.Kel Beraberlik.
Lavvrenee Durrell öldü
• Kultiir Servisi —
Ünlü İngiliz yazar
Lawrence Durrell, geçen
çarşamba günü Güney
Fransa'daki evinde öldu.
Dört romandan oluşan
"Iskenderiye Dörtlüsü"
adlı yapıtıyla üne erişen
Durrell 78 yaşındaydı.
"Iskenderiye
Dörtlüsü"nü oluşturan
"Justine", "Balthazar",
"Mountolive" ve "Clea"
adlı romanlan Ülker
Ince tarafından Turkçeye
çevrilen Durrell, 1929'da
Hindistan'da doğmuştu.
Gençliğinda caz
piyanistliği yapan, şiirler
yazan Durrell ilk başanlı
romanı "Panic Spring'M
1935'te Charles Norden
takma adıvia
yayımlamış, aynı yıl
Ingiltere'den aynlarak
Korfu Adası'na yerleşmişti. Yaşamını daha çok Mısır,
Yunanistan ve Yugoslavya'da geçiren Durrell, Akdeniz
dünyası ve kültürune duyduğu yakınlıkla tanınrttlş', '-'
birçoklarmca şiirleri en iyi yapıtlan olarak kabul
edilmişti. 1957-60 arasında "İskenderiye Dörtlüsü"nü
yazan Durrell, 1977-85 arasında da "Avignon
Dörtlüsü"nü kalente almıştı. '
Iskandinav Caz Geceleri
• Kültttr Servisi — Sheraton İstanbul Otel ve SAS
Service Partner işbirliğiyle düzenlenen "Iskandinav Caz
Geceleri", iskandinav "Sing & Swing" Topluluğu'nun
katıhmıyla bugün ve yarın Sheraton Oteli'nde yapılacak.
Kurulduğundan bu yana çeşitli ulkelerde konserler veren
"Sing and Svving" adlı topluluk, erken svving dönemi ve
geleneksel cazın yanı sıra müzikaller ve son rock hitleri
gibi çağdaş ritmleri de kapsayan bir repertuara sahip.
Roy Bunnage, Niels Lichtenberg. Tormod Vinsand,
Jorgen Jangmark, Jacob Fischer, Kristian Vinsand, ve
, Lene Sadolin'den oluşan topluluğun uluslararası alanda
- ün kazanmış bazı müzisyenlerle ortak sahne çahşmalan
bulunuyor.
"Yıldınm Günleri" gösterimde
• Kiiltur Servisi — Tom Crırise ile Robert Duvall'ın
başrollerini paylaştıkları "Yıldırım Günleri", bugün
Beyoğlu Atlas, Bakırköy 74, Osmanbey Gazi, Beşiktaş
Yumurcak ve Çemberlitaş Şafak sinemalarında gösterime
giriyor. Yönetmenliğini "Top Gun", "Sosyete Polisi 2" ve
"tntikam" gibi filmlere imzasını atan Tony Scott'ın
yaptığı film, mesleğinde yukselmek uğruna yaşamını
tehlikeye atan bir yanş otomobili surücüsunü konu
.ahyor. Amerika'da 230 milyar liraya yakın gişe hasılatı
yapan filmin müziklerini "Yağmur Adam", "Bayan Daisy
ve Şoförü", "Son împarator", "Kara Yağmur", "Ayrı Bir
Dünya" gibi bol ödüllü fdmler için beste yapan Hans
Zimmer hazırlamış. Tom Cruise'un da katkısı bulunan
filmin öyküsunü Robert Tovvne senaryolaştırmış. Randy
Quaid, Nicole Kidman ve Cary Elves de diğer önemli
rollerde. Filmin gorüntu yonetmeni ise Ward Russell.
9. ÎSTANBUL
KİTAP FUARI'NDA
VERA TULYAKOVA HIKMET
9 Kasım 1990 cuma günü
saat 16.00-17.00 arasında NAZIM
HİKMET üzerine Ataol Behramoğlu
ile birlikte bir söyleşi yapacak,
aynı gün 14.00-16.00 ve 17.00-19.00
saatleri arasında da TYS standında
kitabını imzalayacaktır.
S E V E M A ATİLLÂ DORSAY
Ballard'ın romanından Spielberg eliyle beyazperdeye 'Güneşİmparatorluğu'
Harika da olsa lıâlâ çocııkGömeş hnparatorlngu
(Empire of the Sun) /
Yönetmen: Steven
Spielberg / Senaryo: J.G.
Ballard'ın romanından
Tom Stoppard / Görüntü:
Allen Daviau / Müzik:
John VVilliams /
Oyuncular: Christian Bale,
John Malkovvich, Miranda
Richardson, Nigel Havers,
Joe Pantoliano, Leslie
Phillips, Masato İbu,
Emily Richard, Rupert
Frazer / Warner Bros
yapımı / 154 dakika
(Fitaş, Kristal, Sur,
Kadıköy Yıldız, Ankara
Batı).
"Jaws", "E.T.", "tndiana
Jones" gibi fîlmleri ve kahra-
manlanyla yalmzca son 15 yılın
sinemasına değil, kolektif (dün-
ya çapında kolektiO bilinçleri-
mize de damgasını vuran Steven
Spielberg, arada sırada bunun-
la yetinmeyip daha "ciddi" işler
kotarmaya çaba gösteriyor.
"Color Purple", "Güneş İm-
paratroluğu" ve son olarak da
"Daima" bu tür çabalara örnek-
ler oluşturuyor.
"Güneş İmparatorluğa", İngi-
liz yazan J.G. Ballard'ın şu gün-
lerde bizde de yayımlanan özya-
şamsal romanmın uyarlaması...
1941 yıhnda annesi, babası ve
yeterli bir İngiliz kolonisiyle bir-
likte Şanghay'da yaşamakta
olan bir İngiliz çocuğunun anı-
larına dayanıyor fılm... Bu uzak
iılkede bile yalmzca çay saatle-
ri, kostumlü "party"leri, tenisi
ve başka şeyleriyle tipik İngiliz
bir yaşam sürmekle kalmıyor
küçük Jim... Aynı zamanda,
kendi kendisine kurduğu ve ço-
cuksu hayallerle beslenen bir
dünyanın da içinde yaşıyor. Bir-
den kopan fırtına ve Şanghay'-
ın Japonlarca işgali, Jim'i ana
babasmdan ayırarak savaş sonu-
na dek surecek uzun ve zorlu bir
serüvenin içine atacaktır.
Bilim kurgudan, "EJrierden,
uzay yaratıklarından ve fantas-
tik dünyalardan uzaklaşmak,
Spielberg'in temel tavrını değiş-
ROMANI DA TURKÇEYE ÇEVRİLDİ— "Guneş İmparatorlugu"nun J.G. Ballard imzasını taşıyan romanı da kısa bir siıre
önce dilimize çevrildi. Filmde küçük Jim Graham'ı Christian Bale, Bay Maxton'ı da Leslie Phillips oynuyor.
tirmiyor. O, dunyaya sanki bu-
yümeyen bir çocuğun gözleriy-
le bakmaktadır ve bunu, kaç ya-
şına gelirse gelsin surdurecektir.
"Güneş Imparatorlugu"nun, bir
çocuğun (asknda yıllar sonra,
büyümüş bir çocuğun) gözleriy-
le verilen dünyası, elbette bu açı-
dan Spielberg'i ilgilendirmiştir.
Ama burada kuşkusuz temel bir
çelişki ortaya çıkıyor: Ne denli
çocuk olmak istese de Spielberg
artık bir yetişkindir. Tıpkı J.G.
Ballard'ın da çocukluğunu etki-
lemiş müthiş bir serüveni anla-
tırken, "büyük" olmaya özgü
mesafeyi, dıştan bakışı kullan-
maktan kaçınamaması gibi...
"Çocuk kalmak" veya "çocuk-
Inğunu sürdürmek" savında
olan yönetmenler (başta Spiel-
berg), bu açıdan temel ve gide-
rilemez bir çelişkinin tutsağı
oluyorlar gibi geliyor bize...
Öte yandan Spielberg, bilinen
Spielberg... Sinemasının temel
özellikleri hep orada: öncelikle,
anlatımında kurduğu o estetik
dünya: Günbatımları fonu önü-
ne bir askeri saldından, kıpkı-
zıl bir gökyüzündeki uçak sava-
şımına, bir kadının veya bir as-
kerin ölümunden kentteki toplu
paniğe ne anlatırsa, anlatsın son
kerte estetik biçimde anlatıyor
Spielberg... Filmin tümune sin-
miş bu estetik, bu her çekimin,
her çerçevelemenin içinden fış-
kıran özen, her kamera hareke-
tinin anlatılana şaşılası uygun-
luğu, bir de Spielberg'in değiş-
mez muzikçisi John VVilliams-
ın, bir zamanların Hollyvvood
filmlerinde olduğu gibi (ama
kuşkusuz çok daha "modern"
biçimde), filmin her önemli sah-
nesinî, her duygu veya gerilim
anını, insanın içine gömüluver-
diği yumuşacık bir yatak gibi sa-
rıveren müziğiyle birleşince işte
o dayanılmaz Spielberg sineması
doğuveriyor!.. Her önemli anı-
nın altı iyicene çizilmiş, her ka-
resi özenle çekilmiş, her planın-
da Hollywood'un milyon dolar-
larıyla Spielberg ekolünün o
inanılmaz sinema sevgi ve cabası
birleşmiş bir sinema, seyircisinin
filmin o sahnesindeki duygula-
ra, heyecanlara katılmasını,
mutlaka ama mutlaka isteyen,
empoze eden biraz manipüle
edici bir sinema...
Ama ote yandan bu "mani-
pülas>on"u aşıp gerçekten
"sinema" olabilen, duygu ve he-
yecanlanmızı John Williams'ın
müziği dışında da ayaklandıra-
bilen kimi bölümler: Şanghay'-
ın Japon baskısmauğraması, bir
"gece röntgeni"nde yaşanan ilk
cinsel uyanış, atom bombasının
uzaktan görünumü ve onunla
eşleştirilen "bir ruhun göğe
uçması" gökyüzunde oyuncak
bir uçakla gerçek uçakların bir-
birine karıştığı bir saldırı, 4 yıl
sonra, kayıp çocuklarını arayan
gergin, kaygılı yüzleriyle toplan-
mış ana babalar... Bu ve benze-
ri kimi sahneler de Spielberg'in
sinemacı özelliklerini bir kez da-
ha duyuran ve filme yer yer yad-
sınamaz bir çekicilik kazandıran
sinema bölümleri oluşturuyor.
Velhasıl Spielberg, o aynı Spi-
elberg... Amerikan sinemasının
"harika çocuğu" o.. Ama hari-
ka marika, ne de olsa, hâlâ bir
"çocuk." Bunu onun "aleyhine
kullanabilirsiniz".ama bu çocuk
yanı bir erdem de sayıp onun
fılmlerine koşturabilirsiniz. An-
cak kuçuk ama akıllı, guçlü ve
kişilikli ingiliz veledi Jim'in iç
burucu ve heyecanlı öyküsunü
izlerken Spielberg'in hiç sorma-
dığı veya düşündürmediği şu so-
ru da akla gelmiyor değil: Sahi,
1940'ların Şanghay'ında ne arı-
yordu lngilizler? Şimdi Sad-
dam'ın Irak'ında aradıklarım
mı? Doğallıkla kuçük Jim'in se-
rüvenini de Saddam'ın rehinele-
rinin seruvenlerini şimdi TV'de
izlediğimiz gibi heyecanla izliyo-
ruz. Ama yine de tarih boyun-
ca lngilizlerin (ve sonra da Ame-
rikalıların) hep bu uzak ve so-
runlu ulkelerde "ne
aradıklannı" düşünmek de ya-
rarlı zihin cimnastiği olabüir.
'Stanley ve Iris'te Amerikan rüyasının arka bahçesine iyimser bakış
Emektardan pembe gerçekçilikStanley ve Iris (Stanley and Iris) / Yönetmen
Martin Ritt / Oyuncular: Jane Fonda, Robert de Niro,
Svvoosie Kurtz, Martha Plimpton, James Sheridan,
Harley Cross, Feodore Chaliapin Jr. / Bir UIP
(MGM) yapımı (Beyoğlu Lale, Kadıköy Kadıköy)
Amerika'da, dünyanın en
zengin, en güçlu ulkesi Ameri-
ka'da 20 küsur milyon kişinin
" a ç " olduğunu biliyor muydu-
nuz? Yine bu ülkede 30 milyo-
na yakın "okuma-yazma
bilmeyen" yetişkin insan var.
"Amerikan mucizesi"nin arka
yuzü bu işte... "Amerikan dü-
şü", anlaşılan herkes için ger-
çekleşmiyor!..
Stanley ve Ins, bu duruma,
"arka bahce"ye eğiliyor. Ve bu-
nu oldukça gösterişsiz, içten bi-
çimde yapıyor. Kocası 8 ay ön-
ce ölmuş, iki çocuğunu büyüt-
meye çalışan, sürekli kavga
eden kızkardeşi ve kocasıyla bir-
likte oturan Iris, bir rastlantı so-
nucu tanıştığı fınn işçisi Stan-
ley'le yakınlık kuruyor. Yaşlı
babasıyla birlikte oturan ve "aş-
çılıgı gerçekten seven" Stanley'-
in kimi garip davTanışlan, Iris'-
in dikkatini çekiyor. Ve sonun-
da anlıyor: Stanley okuma-
yazma bilmemektedir. Babasıy-
la gezginci biçimde, o vilayetten
bu vilayete geçen çocukluğu,
ona bu fırsatı vermemiştir.
Stanley'le Iris'in, sıradan bir ka-
dınla erkeğin arasında olabile-
ceklerden pek farklı biçimde ge-
lişmeyen ilişkisi, bu olay yuzün-
den kendine özgü bir boyut ka-
zanıyor. Iris, artık Stanley için
yalnızlığını paylaşabileceği bir
kadın değildir yalmzca... Onu
"eksikliğinden" kurtaracak, bu
yüzden dışına itildiği topluma
yeniden kazandırabilecek olan
tek kişidir aynı zamanda...
"Stanley ve Iris", sinemanın
en deneyimli yönetmenlerinden,
bugün 70. baharını süren emek-
tar Martin Ritt'in her zamanki
yalın, gösterişsiz sinemasıyla
kotardığı, gücünü ana teması-
nın ilginçliğinden ve oyuncula-
nnm yeteneğinden alan savsız,
küçük, ama hoş bir fılm...
"Amerikan gerçeği"nin bu az
bilinen yüzü, 2 dev oyuncunun
filmlerinin asıl ilginçliğini oluş-
turuyor. Ne var ki bu "pembe-
gerçekçilik", finalde daha da
pembeleşiyor. Çünkü okuma
yazma öğrenen ve başka bir
kente, sanayi merkezi Detroit'e
çalışmaya giden Stanley, bir sü-
re sonra Iris'e koca bir arabaya
kurulmuş, hayatını yeni baştan
kurmuş "zengin" bir adam ola-
rak dönecektir. Eee, Amerikan
düşü, elbette herkes içindir.
Yoksullar ve cahiller için bile!..
Yeter ki çahşıp-çabalayın ve -
eğer bilmiyorsanız- okuma da
öğreniverin!.. Martin Ritt'in iç-
tenlikli filmi, boşluğunu, an-
lamsızlığını göstermeye çabala-
dığı o "Amerikan düşü"nu so-
nunda doğruluyor ve o duşe
inançları tazeliyor. Eee, kuşku-
suz bu da bir işlev!..
İKİ BÜYÜK O\ L NCU— Amerikan sinemasının deneyimli yö-
netmenlerinden Martin Ritt'in "Stanley ve Iris" adlı filminde Ro-
bert De Niro ve Jane Fonda başrotleri pavl a ş ı y o r.
Claude Zidi'nin Avantacılar' adlıfilmi birinci sınıfbir güldürü
Polîs taşlamanın Fransızcası
toçkh Fuofcs..
A v a n t a r ı l a r (Les Ripoux)
/ Yönetmen: Claude Zidi /
Senaryo: C. Zidi /
Görüntü: Jean - Jacques
Tarbes / Müzik: Francis
Lai / Oyuncular: Philippe
Noiret, Thierry Lhermitte,
Grace de Capitani, Regine,
Julien Guiomar, Claude
Brosset / Fransız filmi /
107 dakika (Dünya)
"Avantacılar"ı ulkemizde ne
yazık ki 5 yıl gecikmeyle göre-
biliyoruz. 1984-85 sinema sezo-
nunda Fransa'da inanılmaz bir
ilgi goren bu film, "polisteki
yodaşma" olayına değinen sa-
yısız Amerikan filminin bir tür
Fransız versiyonu. Ama yalmz-
ca Paris görüntüleriyle değil,
konuya tüm yakiaşımıyla da ti-
pik Fransız ozellikler içeren...
Film, bıze Paris'in göbeğin-
de. Barbes yoresinde bir "polis
ikilisi"ni tanıtıyor. 20 yıldır böl-
gede hizmet veren, her taşı, her
köşeyi olduğu kadar, her yos-
mayı, her yankesiciyi, her gün-
delik soygun yöntemini de avu-
cunun içi gibi bilen Rene ve ya-
nına Fransız taşrasından yeni
gelen, alabildiğine iyi niyetli ve
ilke sahibi, "polis okulıT'nda
oğrendiklerini uygulamayı ve
böylece ortalığı sütliman kılma-
yı uman idealist François!..
François, Rene'nin yöntemleri-
ne, o rüşvetlere, bedavacıhkla-
ra, avantalara, komisyonlara
karşı çıkacak, ama kısa zaman-
da hanyayı, konyayı anlayarak
yaşlı dostunu bile geçecek ve
ona bir buyük soygun önerisin-
de bulunacaktır!..
"Avantacılar "ın ikilisi, kimi
Amerikan filmlerinin özellikle
son zarnanlarda sıkça karşımı-
za getirdiği polisiyelerdekinden
farkb biçimde, bu "kavanoz
dipli dünya"yı güldürü süzge-
cinden geçirerek bize sunuyor-
lar. Filmin sunduğu o -haşa hu-
zurdan ve sözumüz meclisten
dışan!- "polis yozlaşması", so-
nuç olarak dunyayı ve yaşamı
daha "yasaıur" hale getirir göz-
uküyor. Ve Rene'nin başta on-
ca irkilten tutumu, sonunda
kendi mantığını kuruyor: Öyle
ya, bir semtteki "küçük hırsız-
lık"ların açığa çıkanlması, o
semtin adı istatistiklerde "kö-
tüye çıkacak" diye ust makam-
lar tarafından istenmiyorsa, o
zavallı "çanta hırsızı"nı yaka-
lamanın alemi var mıdır? Eğer
bodrum katında kumar oynatan
lokanta, sokaktaki kaçak saat
satıcısı, köşebâşındaki kadın tel-
lalı ve diğerleri, her biri
"miişterisi" bulunan, dolayısıy-
la topluma "hizmet veren" bu
kişiler, yaptıklarının görmezden
gelinmesi için polise bedava ye-
mek vermeyi veya birkaç yüz
frank bastırmayı çok doğal sa-
yıyorlarsa, almamak niye? Ve
zavallı, idealist taşralı polis
FRANSIZ StNEMASININ GENÇ UMUDU— Türkiye'ye 5 yıl gecikmeyle gelen "Avantacılar"-
da, usta Philippe Noiret'nin yanı sıra Fransız sinemasının umudu Thierry Lhermitte rol alıyor.
François, kendisine kancayı ta-
kan dayanılmaz çekicilikteki
tele-kız Natasha'ya abayı yakıp
onu lüks bir Rus lokantasına
götürduğünde, ancak ceketini
bile bırakıp çıkabiliyorsa, o lo-
kantada ceketlerini bırakmadan
çıkanlarm hepsi de paralan ana-
larımn ak sütü gibi "helal" ka-
zamlmış namuslu kişiler midir?
"Avantacılar", bu ve benze-
ri sorulan düşündürüyor bize.
Ve film, Rene'nin kendine öz-
gü "avantacı" mantığını bize
neredeyse kabul ettiriyor: Yoz-
laşmanın böylesine yaygmlaştı-
ğı, âdeta toplumun temellerin-
den biri olduğu bir duzende, po-
lisin onun dışında kalması dü-
şünülebilir mi? Ve film, sinema
tarihinin gördüğü en "ahlaka
aykın" finallerden biriyle ve
"ceza görmeyen bir suç"la bi-
tiyor. Onlar ermiş muradına,
biz çıkahm kerevetine!..
"Avantacılar", tadını son yıl-
larda ne yazık ki unutur gibi ol-
duğumuz Fransız sinemasından
gelen birinci sınıf bir güldürü;
ince bir alayı olgun bir sinema
diliyle kusursuz bir görsel seyir-
liğe dönuştüren çok hoş bir
film. Usta Philippe Noiret ol-
sun, Fransız sinemasının genç
umudu Thiery Lhermitte olsun,
altmdan bir senaryonun kendi-
lerine sunduğu güzel rollerin
hakkını tam olarak veriyorlar.
Filmin şu günlerde gösterime çı-
kan devamını da gormeyi di-
leyelim...
Faıükner'ın
iotoğrafçi8i öldü
• MISSISSIPPI — (AP) —
Yazar William Faulkner'ın
özel fotoğrafçısı Jack
Cofield öldü. William
Faulkner ile ilgili "William
Faulkner Cofield
Koleksiyonu" adında
fotoğraf ağırlıklı bir kitabı
yayımlanan fotoğrafçı 63
yaşındaydı. Albümde Nobd
Odüllü yazann, Colfıeld'm
babası tarafından çekilmiş
fotoğrafları da bulunuyor.
Deneme
testi
• Kültür Servisi — Doğan
Kardeş, çocuklan sınavlara
hazırlıyor. Bu amaçla
derginin eki olarak verilen
öğrenci Yetiştirme Testleri
ilkokul 4. ve 5. sınıf
öğrencileri için hazırlandı. 6
ay süreyle Türkçe,
matematik, fen bilgisi ve
sosyal bilgiler konulannda
4 ayrı test, iki ayda bir de
tüm konuları içeren bir
deneme testi verilecek. Her
ay derslerde işlenen
konuları kapsayacak olan
testler, yalmzca Anadolu
liseleri ve kolejlere
hazırlaına amacı taşımıyor.
Çocuklanmızın derslerde
oğrendiklerini
sınayabilecekleri bir
yarduncı ders aracı olmayı
da amaçhyor. Testleri,
öğretmen Nebahat Taner
hazırladı.
Hir Küçük
• Kültür Servisi — "1990
Yunus Nadi ödülleri"
senaryo yanşmasında
üçüncülük kazanan Cemal
Şan'ın "Bir Küçük Bulut"
adlı senaryosunun çekimleri
tamamlandı.
Yönetmenliğini "Sis",
"Dönüş", "îsa, Musa,
Meryem" gibi filmlere
imzasını atan Faruk
Turgut'un yaptığı filmin
başlıca rollerini Tarık
Akan, Füsun Demirel,
Osman Alyanak
paylaşıyorlar. Filmde,
Istanbul'a daha güzel bir
yaşam sürdürmeye gelen
Saycan'ın (Tarık Akan)
Istanbul'un karmaşasında ve
iletişimsizliğinde ayakta
durabilme savaşını
anlatıyor.
Türk
fotograflan
• Kültür Servisi —
Fransa'da yayımlanan
"France Photographie" adlı
fotoğraf dergisinde Türk
fotoğrafına yer verildi. Nurl
Bilge Ceylan, Orhan
Alptürk, Ahmet özyurt ve
Sedat Tosunoğlu'nun siyah-
beyaz fotoğrafları ile
Mehmet Bayhan'ın
"Türkiye'de Fotoğraf
Çahşmalan ve Türkiye'nin
Zenginlikleri" konulu bir
yazısı, dergide "Bonjour La
Turqie" adıyla yayımlandı.
öte yandan önümüzdeki
aylarda Yıldız
Üniversitesi'nin düzenlediği
bir fotoğraf sergisi
Fransa'nın çeşitli kentlerini
dolaşacak.
Türker
^bjectiTte
• Kültttr Servisi —
Belçika'da yayımlanan
"Objectif' adh derginin
100. sayısını kutlamak
amacıyla düzenlenen
yarışmada Türkiye*den
fotoğrafçılar da başan
kazandılar. Adnan Ataç'ın
bir fotoğrafı derginin
kapağını oluştururken
Hakan Atmaca, Ilyas
Göçmen ve Muzaffer
Sütlüoğlu'nun birer
fotoğrafı da elemeyi geçerek
derginin sayfalan arasında
yer aldı.
BİLSAK' TA
BUGÜN
9 Kasım Cuma:
19.00 Modern Sanat
Müzesi Tarüşmalan:
Hilmi Yavuz,
BeralMadra,
Tomur Atagök
19.00 Kadınlarda Cinsel
Kung-Fu:
tlhan Güngören
19.30 Bilsak Tiyatro
Atölyesi:"IşteBaşlşte
Gövde işte Kanallar"
Yazan: Sevim BURAK
Görsel Sanat Atölyeleri
Mehmet GÜLERYÜZ
yöneüminde (Per.-Cum.)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (5.Kat)
12.00-18.00 HeavyMetal
18.00-24.00 Rock
Murat Net-Murat Pazar
BİLSAK, Sıraselviler
Cad., Soğancı Sok.7
CIHANGIR
143 28 79-99