Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 9 KASIM 1990
P A R T 1 L E R D E N
P a r t i I U Z U
8
u n e a v k ı r ı
y ö n t e m ı e r l e ü y e y a p ı ldığı savı
üzerine SHP MKY üyesi Hasan Zengin'in Seyhan ilçe
örgütüyle ilgiii işlemleri emniyet ve can güvenliği yoktur
gerekçesiyle dondurması partideki
kanşıklığı önlemeye yetmedi. llçeden 4
ı , kişi "üyelikler geçerlidir" diye karar
l | l alırken iJçe başkanı ve sekreteri bu karann
' 7 geçerli olmadığını bildirdi. Öte yandan
SHP Seyhan ilçe yönetiminden Selahattin
Çolak yanlısı Turan Özer, Bayram Bilgin,
Ramazan Abudak ve Izzet Vezir ilçe başkarn Mehmet
Salıcı üe sekreter Süleyman Timur'un "geçersizdir"
uyarılanna karşın "sahteliği tartışılan 15 bin üye
"geçerlidir" diye karar aldı. (İç Politika Servisi)
Hocaoğlu istenmiyor
vekâlet eden ANAP'lı TBMM Başkanvekili Yılmaz
Hocaoğlu için SHP, TBMM Başkanhğı nezdinde
girişimde bulunuyor. SHP Grup Başkanvekili Hasan
Fehmi Güneş, Hocaoğlu'nun yöhettiği her oturumun
tutanaklarını incelediklerini ve "hemen hemen hepsinde
kavga ya da olay çıktığının" saptandığını bildirerek
"Bu, öncelikle Meclis Başkanlığı'nın konusu. Buna bir
çözüm bulmak dunımundadır" dedi. Hocaoğlu ise dün
yaptığı yazılı açıklamada, "anayasa ve içtüzüğe göre
tarafsızlık içinde başkanlığın görevini sürdürdüğünü"
savundu. (Ankara / Cumhuriyet Bürosu)
Yürütmeyi durdurma
"yürütmeyi durdurma" kararı alabilmesi için yasa
değişikliği önerisinde bulundu. TBMM Başkanlığı'na
sunulan yasa önerisinde Anayasa Mahkemesi'nin
kuruluşu ve yargılama usulü hakkındaki 2949 sayıb
kanuna bir madde eklenmesi öngörülüyor. SHP Grup
Başkanvekili Hasan Fehmi Guneş, öneri ile yargının her
türünde uygulanan "yürütmenin durdurulması",
"ihtiyati tedbir" kararlarının Anayasa Mahkemesi'nce
"uygulamanın durdurulması" olarak alınabilmesinin
düşünüldüğünü söyledi.
Astsubav şehit oldu
• BtTLİS (AA) — Bitlis'te bölücü örgüt üyelerinin yola
döşediği mayının üzerinden geçen bir askeri araç
parçalandı. Olayda bir astsubay şehit olurken bir er
yaralandı. Bitlis - Siirt il sınırı Bölükyazj köyü Şahdıman
Deresi yâkmlarında görev yapan jandarma timine ait
araç, bölüculerin yola doşediği mayından geçerek infilak
etti. Olayda Jandarma Astsubay Kaan Şen şehit oldu.
Kimliği henüz belirlenemeyen bir er ise yaralandı. Yaralı
er Bitlis Devlet Hastanesi'nde ilk tedavisi yapıldıktan
sonra Tatvan Askeri Hastanesi'ne nakledildi.
2 TİKKO'cııya 36 yıl hapis
• tstanbul Haber Servisi — Yasa dışı TKP-ML TtKKO
örgutune üye oldukları, örgüt adına 3 soygun yaptıkları
savlanyla yargılanan iki sanık 36'şar yıl hapis cezasına
çarptırıldı. lstanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında,
geçen yıl Kadıköy Sümerbank, Beşiktaş Şenay Mağazası
ve Bakırköy Sağlar Spor Mağazasf nı üye oldukları
TİKKO örgütüne gelir sağlamak amacıyla soyduklan öne
sürülen Kemal Toprak ve Mazlum tşçi hakkında karar
açıklandı. Mahkeme heyeti, suçların sabit görülen
sanıklardan Kemal Toprak'a 54, Mazlum Işçi'ye ise 45 yıl
hapis cezası verdi. Bu cezalar daha sonra 36'şar yıl hapis
cezasına çevrildi.
Halkevi yöneticileri davası
• tstanbul Haber Servisi — Amaç dışı etkinliklerde
bulunduklan gerekçesiyle yargılanan Bakırköy Halkevi
yöneticilerinin dosyası, DGM'de görevsizlik karan
verilerek, Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi'ne
gönderildi. lstanbul 1 Numaralı Devlet Güvenlik
Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmada, 3 yıla kadar hapis
cezası istenen sanıklar Hüseyin özkahraman, Salih
Yıldız, Mehmet Erberk, Hüseyin Üzüm ve Halil
Ağırdemir hakkındaki suçlamaların DGM'nin görev alanı
dışında kaldığı belirtilerek dosya Bakırköy Asliye Ceza
Mahkemesi'ne gönderildi.
Ktirtçe savunma aklandı
• DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Eski Belediye
Başkanı Mehdi Zana "Kürtçe savunma" yaptığı
gerekçesiyle hakkında açılan davadan beraat etti.
Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesi karannda, "Kürtçe
savunma yapan Mehdi Zana'nın bu hareketinin,
savunmanın bir parçasını oluşturduğu" görüşüne yer
verildi. Mehdi Zana'nın avukatı Sezgin Tannkulu,
duruşmadan sonra yaptığı açıklamada, ana dilin
yasalarla belirlenemeyeceğini savunarak, "2932 sayılı
yasa, sosyolojik bir gerçeğe ters olarak vatandaşlann
dilinin Türkçe olduğunu belirlemiştir. Oysa vatandaşların
dilleri yasayla benrlenemez. Sadece devletin resmi dili
yasayla belirlenir. En temel insan haklarına ters diişen bu
yasaya karşı mahkemenin beraat karan vermesi
sevindiricidir" dedi.
Apo, ciddiye alınmadı
• ANKARA (Cumhmiyet Bürosu) — Yasadışı PKK
örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye"deki turistik
tesislere saldırılar düzenleyeceği yolundaki haberler
Ankara'da ciddiye alınmadı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Murat Sungar, belli çevrelerin Türk turizmini baltalamak
için asılsız haberler yaydığını belirterek "PKK'nın bu
yöndeki tehdidinin bizim için ciddiye alınacak bir yönü
yoktur" dedi. Sungar, dunkü haftahk olağan basın
toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken
turistlerin Türkiye'de güven içinde tatil yaptıklarını,
endişe duymalan için bir neden bulunmadığını söyledi.
Perinçek: Bilirkişi yalancı
• DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — Geçen mart ayında
Güneydoğudaki çeşitli yerleşim birirnlerinde yaptığı
konuşmalar nedeniyle hakkında, "bölücülük" davası
açılan 2000'e Doğru dergisi Genel Yayın Yönetmeni Doğu
Perinçek, dünkü duruşmada ses kasetleri çözümünü
yapan bilirkişi heyetini "yalanalık ve vicdansızlıkla"
suçladı. Duruşmada hazır bulunan Perinçek, benzer
içerikteki konuşmalanndan dolayı çeşitli mahkemelerde
açılan davalardan beraat ettiğini anımsatarak şunları
söyledi: "Oysa aynı içerikteki konuşma ve yaalanrndan
dolayı burada yargılanıyorum. Kaset çözümünü yapan
bilirkişinin ne vicdanı, ne hukuku ne de ahlâkı var,
yalancımn tekidir. Ben onu bilirkişi olarak kabul
etmiyorum. Ses kaseti çözümlerinin yeniden yapılmasını
istiyorum" Mahkeme heyeti duruşmaya kısa bir süre ara
verdikten sonra eksik olan kanıtlann toplanmasına ve
duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesine karar verdi.
YA2ARLARIMLZ ve Kİ'TAPLARI, SİZİNLE...
FÜSUN ERBULAK ^ 9.11 Cuma, 14:00
İt Aşk A/ıarştSttfr
•k Sokah Ertteğı
JAKDELEON
* IBanbul Bartan
9.11 Cuma, 16:00
MİNFSAl INİFR 110.11 Cumartesi, 14:00
ic Stnek Sarayt
# Panooparrya
* Gulun Ötelu Atl,
ENGİN BİLGİNER ^ 11.11 Pazar, 14;00
• Babalv Senlona,
OBenHtHOsmarSjnyo'
Özal, muhalefeîin "alışamadığı"Cumhurbaşkanlığı görevinde biryılını doldurdu
Başkanlığa gîden yolda bir yılSeçildiği günden beri ANAP'ın fiili
liderliğini bırakmadı. TBMM'de
bekleyen idam cezalarının infazı için
"işaret" vermekten, ekonomi ve dış
politikaya kadar hükümeti devre dışı
bırakan uygulamalarıyla eleştirildi-
Körfez krızi sırasmda "Silahlı Parlamenter sistemin "yetkisizlik
Kuvvetler'i yabancı ülkelere gönderme, kaynaklanan "sorumsuz"
yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de cumhurbaşkanlığı konumunu ve
bulundurulmasına izin" konusundaki
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Mardin, Silifke ve Sö-
ğüt'teki çocukluk yıllan... İTÜ-
de ilk gençlik... Sabancı Hol-
ding'de genel koordinatörlük...
Bir ara MSP'den milletvekili
adaylıgı... Demirel'in müsteşar-
hğından önce MESS'te başkan-
lık... Bankerlik skandalı nede-
niyle istifayla son bulan askeri
dönem başbakan yardımcılığı...
1983'te ANAP kuruculuğu ve
ANAP'lılann oylarıyla 8. Cum-
hurbaşkanlığı...
Turgut Özal 31 Ekim 1989'da
parlamentoda grubu bulunan
muhalefet partilerinin katılma-
dığı cumhurbaşkanlığı şeçiminin
3. turunda oylamaya katılan
284'ü ANAP'lı, l'i bağımsız 285
milletvekilinden 263'ünün oyla-
nnı alarak Türkiye"nin 8. Cum-
hurbaskanlığYna seçildi ve 9 ka-
sımda yemin ederek göreve
başladı.
"Bu sonuca göre tstanbul
Milletvekili Sayın Turgut Özal,
anayasanın 102. maddesine gö-
re üçüncü oylamada öngorülen
salt çogunluğu saglamış, 263 oy-
la Türkiye Cumhuriyeti'nin 8.
Cumhurbaşkanı seçilmiş bulun-
maktadır."
Dönemin TBMM Başkanı
Yıldınm Akbulul, Turgut Özal1
ın Cumhurbaşkanuğı'na seçildi-
lini bu sözlerle ilan ediyordu.
Akbulut'tan sonra kürsüye ge-
len Özal, "TBMM'nin bütüd
üyelerine 'Allahaısmarladık' di-
yor, eo içten sevgi ve sajgıları-
mı sunuyonım" sözleriyle veda
ediyordu.
Ancak özal'ın veda ettiği yal-
nızca "muhalefet" mılletvekille-
riydi. Seçildiği gunden beri "ku-
nıcusu ve UZUD yıllar başkanı
olmak" sıfatıyla ilgilenmesin,in
kendisi için bir "borç" olduğu-
nu sık sık dile getirdiği ANAP1
ın fiili liderliğini bırakmadı. Sa-
vaş hali ilanından ekonomi ve
dış politikaya kadar hükümeti
devre dışı bırakan uygulamala-
rıyla kamuoyu ve muhalefet
partilerinin yoğun eleştirilerine
hedef oldu. Körfez krizi sırasm-
da "Silahlı Kuvvetler'in yaban-
cı ülkelere gönderilmesi ile ya-
bancı silahlı kuvvetlerin Türki-
ısrarı ve TBMM'ye
tedirginlik yarattı.
ye'de bulundurulmasına "izia"
konulanndaki ısran ve TBMM'ye
"tavsiyesi" ulkede tedirginlik
yarattı.
Parlamenter sistemin "yetki-
sizlik"ten kaynaklanan
"sorumsuz" cumhurbaşkanlığı
konumunu ve anayasal yetkile-
rini aştığı yönünde muhalefet
sözcüleri ve hukukçulann eleş-
tlrilerini dikkate almadı. Eleşti-
riler karşısında muhalefet par-
tileri yöneticilerine "Kıskaıuyor-
lar", hukukçulara "Anayasayı
bilmiyorlar, yeterince okumu-
yorlar" suçlamalarını yöneltti.
Anayasada değişiklik yaparak
parlamento ve cumhurbaşkanlı-
ğı seçimlerinin bir arada yapıl-
ması önerisini sık sık yineledi.
"Kooumum degişti diye na-
maz kümamazjık edemem" di-
yen ve cumhurbaşkanlığma se-
çildikten üç gün sonra çok sayı-
da partili milletvekili ve bakan-
la Kocatepe Camisi'nde ilk cu-
ma namazını kılan Turgut özal,
6 Kasım 1989'da da cumhurbaş-
kanlığını kutlamaya gelen
'tavsiyesi" ülkede
ANAP'h milletvekillerini kabu-
lünde, "Cumhurbaşkanı olmam
politika ile uğraşmayacagım an-
İamına gelmez" diyerek kamu-
oyunun tepkisini çekti. Turgut
Özal'ın 7. Cumhurbaşkanı Ke-
nan Evren'den görevi devraldı-
ğı 9 Kasım 1989'dan bugüne tar-
tışma yaratan girişim ve uygula-
maları tarih sırasıyla şöyle:
— Görevine "fıilen" başladık-
tan 24 saat sonra ilk cuma na-
mazını Küçükesat Merkez Ca-
misi'nde kıldı.
— 1990 ocak ayında Sovyet-
ler Birliği'nde Azeri-Ermeni ça-
tışmaları doruğa ulaştığı sırada
ABD'de gazetecilerin "Azerile-
rin bağımsızlık talep etraeleri
karşısında Türkiye"nin reaksiyo-
nuaun ne olacagı" seklindeki
sorularına, "Onlar Şii, biz
Snnniyiz" şeklinde yanıt vermesi
yoğun eleştirilere neden oldu.
— Çanakkale Zaferi'nin 75.
yıldönümü nedeniyle düzenle-
nen törenlerde SHP'li Belediye
Başkanı tsmail Özay Cumhur-
başkanı geldiğinde ayağa kalk-
anayasal yetkilerini aştığı yönünde
muhalefet partileri ve hukukçulann
eleştirilerini dikkate almadı.
madığı gerekçesiyle görevinden
alındı. Eleştirel bir konuşma ya-
pan Belediye Başkaru'ndan son-
ra kürsüye gelen Özal, Özay'ı
kastederek "Soyu kınk" dedi.
Olay TBMM'ye de yansıdı.
Özay, hâlâ görevine dönemedi.
— 2& Mart 1990'da Güneydo-
ğu olaylarının artması ve Ela-
ağ'da Etibank Ferrokrom Tesis-
leri'nde çalışan 7'si mühendis 9
kişinin öldürülmesi üzerine Ak-
bulut, luönü ve Demirel'i tırma-
nan terör olaylannı görüşmek
üzere zirveye çağırdı. Zirveden
— 10 Mayıs 1990'da başkan-
lığında toplanan Bakanlar Ku-
rulu, kabul ettiği 424 sayıb ka-
rarnameyle 413 ve 421 sayılı ka-
rarnameleri bir metinde topladı.
Sınırlamalara "ek önlem" nite-
liği kazandınlarak yargı yolu en-
gellenmeye çalışıldj.
— 17 Mayıs 1990'da Türkiye
ile Pakistan arasındaki heyetler
arası görüşmelere program dışı
katıldı ve hükümeti devre dışı bı-
rakarak "Keşmir soruou" için
Butto'ya destek sözü verdi.
— 28 Haziran 1990'da 424 sa-
yılı kararname hükümleri uya-
rınca ilk sansür uygulaması ger-sonuç çıkmadı.
— 9 Nisan 1990'da başkanlı- çekleştirildi. 2000'e Doğru ve
ğında toplanan Bakanlar Kuru-
lu, kamuoyunda "SS" (sansür
ve sürgün kararnamesi) olarak
adlandırılan 413 sayılı kararna-
me>'i kabul etti. Kararname ile
OlağanustU Hal Yasası, birçok
yönden Sıkıyönetim Yasası'na
paralel hale getirildi. 13 nisan-
da tekrar özal baskanlığında
toplanan Bakanlar Kurulu, 413
sayılı kararnameye ek yaparak
kapsamını genişletti.
Cumhurbaşkanıve Başbakan — tkisine yönelik eleştiriler göreve geldiklerinden bu yana hiç Mtmedi.
Bir yılını dolduran Akbulut hükümetinde 4 istifa oldu
Fıkralarla anılan BaşbakanBakanlar arası koordinasyonu sağlamamakla
eleştirilen Başbakan Yıldınm Akbulut,
cumhuriyet tarihinde en hızlı' hükümet kurma
rekorunu kırdı.
ANKARA (Cumhuriyel Bü-
rosu) — Başbakanlık görevinde
bir yılı bugün dolduran Yıldınm
Akbulut döneminde hükümet-
ten dörî bakan istifa etti. Akbu-
lut, "Bakanlar arası koordinas-
yonu saglayamama" ve "efkisiz"
kalmakla ANAP grubunun
eleştiriJerini alırken, icraata
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
damgasını vurdu. Akbulut dö-
neminde bütun önemli siyasi ka-
rarlar, Cumhurbaşkanı'nın bas-
kanlığında toplanan Bakanlar
Kurulu'nda alındı ve boş bakan-
lıklara atamalarda Özal doğru-
dan etkili oldu.
Akbulut'un etkinliği ANAP
grubunda Özal'dan hükümeti
kurma görevi aldığı 9 kasımdan
itibaren tartışılmaya başlandı.
Cumhurbaşkanı Özal'ın TBMM
Genel Kurulu'nda yemin etme-
sinin ardından cumhuriyet tari-
hinde "en hızlı" hükümet kur-
ma rekorunu yanm saatle kıran
Akbulut, ilk günlerde ANAP'-
ta büyük tepki gördu. Genel
başkan adaylarından Mesut Yıl-
maz, Dışişleri Bakanlığı'nda 60
kadar milletvekili ile bir toplantı
yaptı. Liberal eğilimli ANAP
1
lılar Yılmaz'a hükümetten çekil-
mesini ve genel başkan adaylı-
ğını açıklamasını önerdiler. An-
cak Yılmaz o dönemde Özal'ın
işareti doğrultusunda davrana-
rak Dışişleri Bakanlığı'ndan is-
tifa etmedi.
Hasan Celal Güzel, Özal'ın
cumhurbaşkanlığına adaylığmın
belli olmasından hemen sonra
ANAP genel başkanlığma aday
olduğunu açıkladı. Akbulut'un
genel başkanhğı için toplanan
birinci olağanüstü kongrede Ha-
san Celal Güzel 382 oy aldı. Ak-
bulut, oluşturulan "dengeli
kongre hükümeti" nedeniyle
kongreden genel başkan olarak
çıktı.
Ancak Akbulut, bir yıllık hü-
kümeti döneminde, "geciş döne-
mi başbakam" eleştirilerinden
kurtulamadı. Kabinede ilk çat-
lak Mesut Yılmaz'ın Dışişleri
Bakanlığı'ndan istifasıyla su yü-
züne çıktı. Dış politikada Özal
ve hükümetle uyumsuz olması
Yılmaz'ı bakanlık koituğundan
ederken, genel başkanlık yanşı
içerisine soktu.
tkinci çatlak, başkan adayla-
rı arasında gösterilen Ekrem
Pakdemûii'nin Maliye ve Güm-
rük Bakanlığı"ndan istifası ile
ortaya çıktı. Pakdemirii, ANAP
grubunda hükümetin genei gidi-
şini sert bir biçimde eleştirdi ve
Başbakan Akbulut'u koordinas-
yonu sağlayamamakla suçladı.
Mesut Yılmaz'ın istifası ile
boşalan Dışişleri Bakanlığı'na
Başbakan Yardımcısı Ali Bozer
kaydınlınca, Başbakan Yardım-
cılığı görevine atama tartışması
başladı. Ancak Akbulut, ANAP
içerisindeki dengeleri bozabile-
ceği düşüncesiyle bu göreve ata-
ma yapmamayı yeğledi.
Ekrem Pakdemirli'den boşa-
lan Maliye ve Gümrük Bakan-
lığı'na da Özal'ın isteği üzerine
Adnan Kahveci'nin aianması,
grubun büyük tepkilerine neden
oldu. ANÂP grubu, başta mu-
hafazakârlar olmak üzere Kah-
veci'nin atanmasından büyük
rahatsızlık duydu. Kahveci,
ANAP grubunda da en fazla
eleştirilen bakan oldu.
Üçüncü çatlak, yine Dışişleri
Bakanlığı'nda yaşandı. Bu kez
Ali Bozer, Mesut Yılmaz'ın isti-
fa gerekçesine benzer gerekçeler-
le Dışişleri Bakanlığı'ndan aynJ-
dı. Körfez krizinin yaşandığı bir
dönemde bölgeye asker gönder-
me ve Türkiye'de yabancı asker
bulundurma konusunda Mec-
iis'ten yetki alınması başta ol-
mak üzere Bush-Özal görüşme-
sine katıimaması ve izlenen dış
politikadan soyutlanması Ali
Bozer'i istifa noktasına getirdi.
Körfez krizi nedeniyle izlenen
politikadan rahatsız olan Safa
Giray ise seçim bölgesi Kadı-
köy'de delege seçimlerinin iptal
edilmesini, Milli Savunma Ba-
kanlığı'ndan istifasma gerekçe
olarak gösterdi. Akbulut hükü-
metinin iki önemJi bakanlığı,
Körfez krizinin surdüğü kritik
bir dönemde istifalar nedeniyle
erozyona uğradı. Dışişleri Ba-
kanlığı'na, Özal'a yakınlığı iie
bilinen Ahmet Kurtcebe Alpte-
mocin, Milli Savunma Bakanlı-
ğı'na ise Özal'ın yeğeni Hüsnü
Doğan getiriidi.
Kavgalı bakanlar
Akbulut'un bakanlar arası
koordinasyonu sağlamakta ye-
tersiz kalması giderek bakanla-
rın, "bagımsızlığını" ilan etme-
lerine yol açtı. Her bakan ken-
di bakanlığıyla ilgiii icraatını hü-
kümete getirmeden uygulmama-
ya koyarak zaman zaman Akbu-
lut'a da ters düştüler. Temel po-
litikalarda bile Akbulut'un etkili
bir görüş ortaya koyamadığı gö-
rüldü, kavgalı bakanlann sayısı
giderek arttı.
Genel sağlık politikası nede-
niyle Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanı İmren Aykut ile Sağ-
lık Bakanı HalU Şıvgın, Devlet
Bakanı Cemil Çiçek karşı kar-
şıya geldiler. Devlet Bakanları
Isın Çelebi ile Güneş Taner, üst
düzey bürokraside koordinas-
yonsuzluk nedeniyle ekonomik
konularda birbirlerine ters düş-
tüler. Güneş Taner'in enflasyo-
nun sahibinin kendisi olduğunu
söylemesi de diğer bakanlar ara-
sında rahatsızlık yarattı.
Akbulut hükumetinin Özal
hükümetlerinin devamı olduğu-
nu, bu nedenle yeni projeler
beklenmemesi gerektiğini, eski-
den başlayan projeleri devam et-
tirmekle yetineceklerini söyleyen
Yıldınm Akbulut'un başbakan-
lığı döneminde "başbakan
fıkralan" üretildi.
Turkiye'de hakkında ilk kez
bu kadar çok fıkra üretilen, ki-
tabı yazılan Başbakan unvanını
kazanan Akbulut'un bu ünü ya-
bancı basına da yansıdı.
TSTANBÜL'dan HİKMET ÇETİNKAYA
Yeni Arayışlar...
İSTANBUL — DYP Grup Başkanve-
kili Köksal Toptan dört gün önce şöy-
le diyordu:
— 1987 genel seçimleri baskın biçi-
mindeydi. Eger ara seçim yapılacaksa,
tarihi önceden açıklanmalıdır...
SHP Uderi Erdal İnönü'nün "Savaş
istemiyoruz, seçim istiyoruz" dediği
gün ise Başbakan Akbulut ilginç bir
açıklama yapmıştı. Başbakan, "Muha-
lefet seçim istemıyor" diyordu. Akbu-
lut, muhatefetin ne demek istediğini
şöyle anlatıyordu:
— Biz seçime gidelim desek. onlar
kaçarlar...
Cumhurbaşkanı Özal, aynı günün
akşamı ANAP Edırne Milletvekili Ismail
Üğdül'ün evine gidiyordu. Gece gez-
mesinden Başbakan'ın haberi yoktu.
Üğdül'ün evinde 15 kadar ANAP mil-
letvekili de bulunuyordu. Geç saatler-
de Devlet Bakanı Güneş Taner de Üğ-
dül'ün konuğu oluyordu.
Acaba bu ani gece gezmesi nereden
çıkmıştı?
ANAP'lı ismail Ûğdül, "Telefon gel-
di, Sayın Cumhurbaşkanı'nın evime
çay içmeye geleceğini öğrendim" di-
yordu gazetecilere. Ancak Üğdül'ün
içine bir kuşku da düşmüştü. İçinden,
"Acaba işletiliyor muyum" diye de
geçmişti.
Sordu soruşturdu. Doğruydu. Özal
gerçekten çay içmeye gelecekti. He-
men hazırlıga başladı. Pasta. çörek ne
bulduysa alıp eve taşıdı. Ardından da
diğer milletvekili arkadaşlarına haber
verdi. Çoğu da liberal kanattan millet-
vekilleriydi.
İki gün sonra gazeteler Cumhurbaş-
kanı Özal'ın gece ziyaıetini yazdı. De-
ğişik yorumtar çıktı. Kimi haberler de
Özal'ın Mesut Yılmaz'a destek verdi-
ği yolundaydı. Kimileri Cumhurbaşka-
nı'nın yeni planları olduğunu yazıyor-
du.
ANAP milletvekilleri birbirlerine sor-
maya başlamışlardı:
— Neler oluyor, bizim manevi lider
bir arayış içinde galiba...
Bir başkası değişik havadaydı.
— Herkese usfu uslu oturun diyor ol-
malı. Belki olası bir erken seçim hazır-
lığı var. Bağınp çağırmayın, birlik ve
beraberliği bozmayın diyor.
Her kafadan bir ses çıkıyordu. He-
men hemen her yörededelegeseçim-
lerini yitiren liberaller bir arayış içindey-
diler...
— Olası bir erken seçimde belki ön-
seçim yapılmaz. Bizlere de yine Mec-
lise girme şansı dogar...
SHP lideri Erdal İnönü, Cumhurbaş-
kanı Özal'ın kafasındaki planı önceden
sezinliyordu. Özal, Körfez bunalımını
iç politikaya taşımıştı. Üç ay önce, bir-
den Türkiye'nin gündemine Körfez bu-
nalımıyla birlikte Cumhurbaşkanı Özal
da girmişti.
İnönü şöyje diyordu:
— Sayın Özal keyfi olarak başkan-
fık sistemi uyguluyor...
Cumhurbaşkanı'nın gece ziyaretle-
rine başlamasıyla birlikte ortaya çıkan
plan artık belirginleşiyordu. Giderek
halkın desteğini yitiren ANAP iktidarı
önce Anayasa değişikliğinin yapılma-
sını sağlayacak, ardından erken seçim
yapacaktı. Üçlü bir plandı bu. Başkan-
lık sistemine geçişti üstelik. Cumhur-
başkanını halk seçecek, milletvekili se-
çimleriyle birlikte belediye seçimleri de
yapılacaktı.
Cumhurbaşkanı Özal'ın hesabı boy-
le...
Biz kimi ANAP milletvekilleriyle ko-
nuştuk. Hesabın tutup tutmayacağını
sorduk. İzlenimlerimiz "tutmaz" yolun-
daydı. Kimileri ise "tutar" diyorlardı.
Bunlar da muhafazakâr milletvekilleriy-
di.
Halkın Gerçeği dergileri süresiz,
bunları basan İstanbul'daki Ih-
cak Matbaası da 10 gün süreyle
kapatıldı.
— 18 Temmuz 1990'da kendi-
sine brifing yeren ekonomi kur- '
maylarına "Özelleştirmeyi hız-
landınn" talimatım verdi.
— 21 Temmuz 1990'da Malat-
ya'da yayımlanan bir yerel gaze-
teye verdiği demeçte, "Bugünkü
hükümet programı bizim dü-
şüncelerimizden farklı degildir.
Yani ben cumhurbaşkanı oldum
diye tarafsızlık kisvesi altında
düşüncelerimizden fedakâriık
etmemiz mürakün degildir" de-
mesi kamuoyunda tepkiyle kar-
şılandı.
Özal'ın Körfez
diplomasisi
— Irak'ın 2 ağustosta Kuveyt'i
işgalinin ertesi günü ABD Baş-
kanı Bush'la telefon görüşmesi
yaptı. Bush, Irak petrol boru
hattınm kapatılmasını istedi.
Petrol boru fiattı ertesi gün Dev-
let Bakanı Keçeciler'in talimatıy-
la, BM Güvenlik Konseyi karar-
ları doğrultusunda kapatıldı.
— 4 Ağustos 1990 tarihinde
tran Cumhurbaşkanı Haşemi
Rafsancani ve Suriye Devlet
Başkanı Hafu Esad'ı telefonla
arayarak krizi değerlendirdi. Ay-
nı gün bu görüşmelerle ilgiii ola-
rak Başkan Bush'a da telefonla
bilgi verdi. Irak Başbakan Birin-
ci Yardımcısı Taha Yasin Rama-
zan, Saddam Hüseyin'in mesa-
jını hükümeti atlayarak Çanka-
ya'ya iletti.
— 10 ağustosta ABD Dışişle-
ri Bakanı James Baker ile Köşk
1
te Türkiye'deki üslerin kullanı-
mı konusunu göruştü. Ertesi
gün çeşitli ülke liderleri ile hü-
kümeti "devre dışı bırakarak"
görüşmesinin gerekçesini "bu H-
derlerle yakın ilişki içinde
olması" biçiminde açıkhyordu.
— 17 ağustosta tran Cumhur-
başkanı Rafsancani ile yaptığı
telefon görüşmesinin hemen ar-
dından Bush'a da telefonla bil-
gi aktardı.
— 20 ağustos günü Bush'un
planlanmış basın toplantısının
başlayacağı sırada kendisini te-
lefonla arayarak Başkan'ın top-
lantıya gecikmesine neden olma-
sı, CNN Televizyonu'ndan dDn-
yaya duyuruldu.
Aynı gün, Suudi Arabistan
Krab Fabd Bin Abdülaziz, Ku-
veyt Emiri Şeyh Cabir El-Abmet
El-Sabah ve Birleşik Arap Emir-
likleri Devlet Başkanı Şeyh Za-
id Bin Sultan El-Nahayan ile te-
lefon diplomasisini sürdürdü.
Ertesi gün Irak'ın Ankara Büyü-
kelçisi aracılığıyla Saddam Hü-
seyin'i rehineler konusunda
uyardı.
— 24 ağustosta Ingiltere Baş-
bakam Margaret Thatcher'ı te-
lefonla arayarak ticari kısıtlama-
ların kaldırılması ricasında
bulundu.
— 25 ağustos günü SSCB li-
deri Mihail Gorbaçov ve Al-
manya Başbakam Helmut
Kohl'ü de telefonla arayınca
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ka-
ya Toperi, Özal'ın "herkesle gö-
rüsen lider" imajını kazandığı-
nı söyledi. 15 eylülde Rafsanca-
ni ile bir kez daha telefonla gö-
rüşen Özal, 26 eylülde ABD'de
Başkan Bush ile görüştü. Bu gö-
rüşmeye meslektaşı Baker'ın ka-
Ulmasına karşın Dışişleri Baka-
nı Bozer'in alınmaması eleştiri-
lere neden oldu.
Yetki tavsiyesi
— 1 eylül günü TBMM'nin
açılışında yaptığı konuşmada,
yabancı ülkelere asker gönderil-
mesi ve yabancı silahlı kuvvet-
lerin Türkiye'de bulundurulması
konularında "şartsız" izin iste-
mini yineJeyerek "Huzurunuzda
hükümete. anayasamızın 92.
maddesinde kayıtlı, savaş hali
ilanı izni hariç, diğer izinlerin
verilmesini tavsiye ediyorum"
dedi. ANAP grubunda da şaş-
kınlık yaratan tavsiyeye 5 eylül-
de TBMM'de uyuldu.
SHP lideri [nönü dün şöyle diyordu:
— Sayın Özal başkanlık sistemini
yasallaştırmaya çalışıyor. Fransız sis- .
temini gündeme-getirip işin içinden sıy- Bakanlann atanmasi
rılmak istiyor. Biz parlamenter sistemi
savunuyoruz.
Evet, Cumhurbaşkanı Özal'ın gece
ziyaretlerinin nedeni anlattıklarımızda
yatıyor. ANAP'ı ayakta tutarak, kimseyi
kaçırmadan başkanlık sistemine geç-
mek Özal'ın amacı.
Bunu denemek istiyor...
— Ali Bozer'den bosalan Dı-
şişleri Bakanlığı'na kendisine ya-
kın olarak bilinen Ahmet Kurt-
cebe Alptemocin'i, Safa Giray'ın
istifasıyla boşalan Milli Savun-
ma Bakanlığı'na da 28 ekı'm ge-
cesi dayısının oğlu Hüsnü Do-
ğan'ı atadı.