05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN U e v l e t MeteorolO|i Işlen Ger.eı Mü- düriüğû'nden alınan bılgıye göre bu- tûn bölgelerımız çok buluDu, Marma- ra'nın doğusu, Karadeniz. Iç Ege. G6I- ler Bölgesi. Ooju Akdenız. iç Anado- lu ıle Doğu ve Gûneydoğu Anadolu bölgelen yağışıı geçecek Yağışlar yağmur. Karadenc'm ıç tesımı. ıc Ege ne ıç ve doğu Anadolu'mın keayı Kar- la karışık yağmur ve kar şeklınde ola- cak HA/A SICAKLIĞI Azaimaya de- vam edecek Denüjenmtzde Akde- nz'ûe günbatısı ve todos, dtğer denız- lenmızde yılflız ve poyraajan 3-5. Ege ve Akdenız'de 6-7 kuvvetmde saatte 10-21, Ege ve Akdenız'de 27-33 denız mılı tıızla esecek Tahmını datga yük- seklığı 1-1.5 yer yer 2. Ege ve Akdencde 3-5 metre. görûs uzatdığı 10 km . yağış anın- da 3-5 km olacak Van Gölü'nde hava çok bulutlu ve yağmurtu geçecek. Rüzgâr gûney ve batı yönlerden orta kuvvette. yer yer kuvvetlı olarak esecek Göl mutedıl dalgalı, görüş uzaklığı 5-10 km. dolaymda öulunacak Adana Adapazan Adıyaman Afyofl Afin Ankara Antakya Antaiya Artvm Aydın Balıtaar Bılee* Bıngöl BfSıs Bolu Bursa ÇanaMale Çonım Denzfi ¥ 17° 12° Dıyartalot Y 4° 3°Edırne Y 14° 10° Erancan Y 3° i°Eraırum K 4° 3°Eskı$ehr 4° 3°Gaaanlep Y 17° 13° Gıresucı 16° 12° Manısa 5° 0°K.Maraş 5° 3°Mersm 3° PMuffa 3° 2°Mıtş B 16° 12° Gümüşlane K 6° 4°Hakkân 1<° XP Isparta Y 5° 4°ISart>uf Y 4° 3°laı»r B 7° <°Kare K 6° 4° Kasomonu K K 2° 1°Kays«n Y 6° 4° Kıridarelı B 6° 5°Konya K 5° 3°Kûtahya Y 10° 8°Malatya 6° SPOatu 4» 3°Rfee 8° 5-Samsun 5° 3»Sirt • 8° 6°Sinop 12° 9°S«as 4° 2° Telortağ 2° 1°Trateon 6° 4°lûncöı 5° 1°Uşax 5° 4° Van 4° 2°v( H B at T 5° Zonguldatc B 9° 7° Y 11° 8° Y 16° 12° B 14° Vf B 8" 5° K 5° 3° Y 6° 5° Y 7° 5» Y 5° 4° Y 17°t2° Y 5° 4° K 4° 2" 5" 4° 5° 7° 4° 5° 3° 9° 5° 3° 2° 6° 5° ı buıuOu k yajmur1u îkarlı A-açık B-buluttü G gûneşlı K-karlı S-ss» V-yaJmunu BULMACA SOLDAN S A G A : 1/ Evrenin ve insa- nın Tann'dan çıkıp tekrar Tanrı'ya dön- mesini konu alan ta- savvuf koşuğu. 2/ Küçük mağara... Güreşte bir oyun. 3/ Osmanlılar'da gece bekçisi... Konut. 4/ Güleryüzlü... Mo- torlu taşıtların elek- triğini sağlayan ay- gıt. 5/ Oyun öğesi bulunmayan kutsal nitelikte müzik yapı- tı. 6/ Güzel, hoş... Şasma belirten bir ünlem. 7/ Kürkü değerli bir yaban kedisi... Yersiz söz ya da davranış. 8/ Argoda esrar... Güreşte bir oyun. 9/ Ilaç... Gezegen. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Iri bir makaranın bir ip üzerinde döndürülmesiyle oynanan beceri oyunu. 2/ Büyük çivi... Rıhtımın su üstünde olan bölümü. 3/ Tutsaklık. 4/ Tek bir sanatçının tek bir çalgı ile verdiği konser. 5/ Vilayet... Kaş ke- merinin altına sıkıştınlarak kullanılan gözlük camı. 6/ Roma- tizma ağrısı... Eski Mısır'da güneş tanrısı... Bir nota. 7/ Hay- vanlara vurulan damga... Bir zaman birimi... lşlenmemiş, boş bırakılmış tarla. 8/ Kaliforniya'da yetişen 100-130 metre boyunda büyük bir orman ağacı. 9/ Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş sahne gösterisi... Doğanın neden olduğu yıkım. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet înşaat çoğalıyor 9 KASIM 1930 Son aylarda İstanbul'da apartıman inşaatı o kadar artmıştır ki Belediye fen heyetine hemen her gün bunun için müracaatlar vaki olmaktadır. Bu sene yapılan apartımanlar ekseriyetle Maçka, Şişli, Ayaspaşa ve Taksim taraflarındadır. Çünkü bu semtler İstanbul'un en havadar ve en şerefli yerlerini teşkil etmektedir. Ev inşaatı durmuştur. Herkes, büyük veya küçük olsun, apartıman inşasını tercih etmektedir. Bazı yerlerde büyük evler apartımana tahvil olunmaktadır. Fakat apartıman sahiplerinin iddiasına göre apartımancılık pek kârlı bir iş değiidir. Böyle olduğu halde inşaat günden güne ilerlemektedir. . Apartımanlann inşa fıatlarına gelince: Beş ve altışar odalı her türlü fenni vesaiti havi bir apartıman 50 bin liraya çıkmaktadır. 40 bin liraya yapılan apartımanlar olduğu gibi 300 bin liraya yapılan büyük apartımanlar da vardır. Ekser inşaat 15-50 bin lira arasındadır. Bu sene kira fiatları düşük olmakla beraber talep ziyadedir. Yeni inşa edilen apartımanlar daha bitmeden evvel tutulmaktadır. lyi semtlerde apartımanlar 50-150 liradır. Fiatlar geçen seneden yüzde 20 derecede düşüktür. Maçka ile Tcsvikiye arasmda yeni bir apartıman inşası için belediyeden ruhsat alınmıştır. Bu apartıman da İstanbul'un en büyük apartımanlanndan biri olacaktır. Boyu 28 metre olup 8 kattır. Her katta 4 daire bulunacaktır. Istanbul cihetinde de bazı apartımanlar yapılmakta ise de Beyoğlu cihetine nazaran burada pek azdır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Üniversite açıldı 9 KASIM 1960 Ankara Üniversitesi bu sabah yapılan bir merasimle açılmıştır. Saat 11 de Cumhurbaşkanlığı orkestrasının çaldığı Istiklâl Marşı ile merasime başlanmış ve ilk sözü Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Suut Kemal bir konuşma yapmıştır. Daha sonra salonu dolduran kalabalık "İnönü... Inönü... İnönü..;' diye ısrarlı isteği üzerine kürsüye gelen C.H.P. Genel Başkanı İsmet İnönü kısa bir konuşma yaparak şunları söylemiştir: "— Sevgili hocalarımız, Üniversite arkadaşlanm. Bugün huzurunuzda konuşmak için hiç hazırlığım yoktu. Burada sizin sıcak, idealist muhitinizde çok derin heyecan ve muhabbet huzurunuzda bulunuyorum. Bu anda bana hâkim olan fikirler üniversitelerimizin memleketimizin içtimai ve siyasi hayatında yalnız ilim ve idrak merkezi değil, memleketin bütün içtimai ve siyasi hayatında bir huzur mesnedi olmalarını müşahede etmektir. Sevgili arkadaşlanm, tlerlemek için çalışmağa, öğrenmeğe ihtiyaamız olduğu kadar memleketimizde huzuru tesis etmeğe, vatandaşlarımızın birbiri ile ahenk içinde, dostluk içinde her türlü siyasi münakaşaları yapacak bir olgunluğa gelmelerine de kesin ihtiyacımız vardır. Bir tekâmül yalnız bir istikamette değil, bütün cepheleriyle ileri yürüyüş istidadı gösterirse o zaman bütün olur, verimli olur ve faydalı olur. Bugün bana şerefli, zevku, iftüıar ettiğim bir hayat yaşattınız. Sizlere mmnettarım. Size bütün hayatınızda başanlar, ailelerinize ve memlekete Prof. Suut Kemal büyük hizmetler dilerim!' Nüfusumuz 27 milyon Devlet Bakanı Nâsır Zeytinoğlu bugün öğleden sonra yaptığı bir basm toplantısmda son nüfus sayımının neticesini açıklamış ve nüfusumuzun 27.802.000 olduğunu bildirmiştir. Bakan bu arada, İstanbulun nüfusunun merkezde 1.495.000 olduğunu, köylerle birlikte bu rakamın 1.700.000 e yükseldiğini belirtmiştir. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Sitemli veda 9 KASIM 1989 Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Cumhurbaşkanını halkın seçmesini arzu etmeme rağmen, çoğunluğun isteğine uyarak bu arzumdan vazgeçmek zorunda kaJdım" dedi. Evren, dün radyo ve televiyonda yayımlanan veda konuşmasında 12 Eylül askeri darbesini savundu. Kahıre' DÜNYA'DA BUGÜN Amslerojm Anıman Aina Batdat Bafotlona Basd Bdgrad Sertın Bonn Brüleel Budapess Cenevre Cazayır Ckki« Dutaı FranMurı Ginw HcJsınfcı Katue Köln B 10° Y 26° Y 13° A 28° Y W" B 6° B 5° B 5° B 8° B 12° B 5° B 6° Y 23° A 32° A 33° B 8° Y 20° A 5° Y 23° B 8° B 8° Y 18° Lemngrad Lonûıa Madnd Uta» Moskora Mûnıh Neatftr* Osk) Pans Prag Rıyad Roma Sotya Şam felAvnr Tuna 5 Venertk vjyana K 2° Y 11° v 140 B 12° B 11° K 1° B S° B 14° Y 7° B 11° B 6° A 32° B 12° B 3° B 27° Y 25° Y 18° B 6° B 15° B 5° VtehıngtonB 13° Zûnh B 5" TART1SMA Hoş Geldin Vora! Avrupa ülkelerinden Almanya, Fransa, Isveç, Norveç, Danimarka, Avustralya gibi birçok ülkelerde Nâzım'la ilgili anma törenlerine davet edildiğini biliyorum. Ama en son NâzınVın ülkesine gelebilmen ne tuhaf bir rastlantı değil mi? Hatırlar mısın, 1976 yıhnın sonbaharın- da karlı bir kış günü ziyaretine gelmiştim Moskova'da? Senin kişiliğinde Nâzıra'ı görmek, onunla tanışmak istemiştim. Kederliydin, hüzünlüydün. Dop'dolu bir yaşamdan sonra yapayalnızdın. Evin bir fsâzım Hikmet muzesiydi âdeta. Ölümsuz insanın çalışma masası duruyordu. Duvar- lar O'nun çileli yaşantısının çeşitli evrele- rini canlandıran resimlerie süslüydü. O'ndan söz ederken duyduğun heyecanı paylaşrnamak mümkün değildi. O'nunla mutlu bir ömür sürdüğün her halinden bel- liydi senin. Nâzım'ın ve aynca senle O'nun müşterek yaşantınızla ilgili anılannızı içe- ren albümleri göstermiştin bana. O gün de- rin izlenimlerle aynlmıştım senden. Bunca yıl sonra şimdi seni aramızda gor- mek ne büyük mutluluk. Eşinin ülkesine hoş geldin, Vera! Avrupa ülkelerinden Almanya, Fransa, tsveç, Norveç, Danimarka, Avustralya gi- bi birçok ülkelerde Nâzım'la ilgili anma tö- renlerine davet edildiğini biliyorum. Ama en son Nâzım'ın ülkesine gelebilmen ne tu- haf bir rastlantı değil mi? Düşündüğünü, duyduğunu açıkça ve iç- tenlikle söylemesini, yazmasını seven bir in- sandı Nâzım. Medeni cesaretle doğru bil- diğini savunmaktan çekinmedi. Bu yüzden de kendisi gibi düşünmeyenlerin gazabına uğradı. Doğru veya yanlış, yürekten inan- dığı ve insaniar için yararlı gördüğü bir fik- ri, bir yönetim sistemini savunduğu için horlandı, hapsedildi. Nâzım, omrünün en verimli yıllarını hapiste geçirdi. Nâzım'a re- va görülen bu acımasız davranış, aslında uzun süreden beri demokrasi mücadelesi ve- ren Turk halkına yapılan bir hakaretti. Zi- ra şunu bilmek gerekir ki, gerçek duşünce- sini ifade etme özgürlüğüne sahip olmayan bireylerden oluşan bir toplumun fıkrî, fel- sefî gelişmesi mümkün olamaz. Ortaya atı- lan düşüncelere bir tartışma zemini hazır- lamadan onlann topluma yararlı veya za- rarh olduklanna dair bir sonuca varmak mümkün olamaz. Her şeyden önce bir insandı Nâzım, ör- nek bir insan. Irk, mezhep ve millet ayır- madan herkesi severdi. Kendi milletini sev- diği gibi bütün milletleri de aynı heyecanla severdi. Çünkü kendi milletine faydası ol- mayanın başka millete hiç faydası olama- yacağını çok iyi bilirdi Nâzım. Sonunda bütün dünya onu tanıdı ve onun düşüncelerine saygı duydu. Vera, "Ya tibia liyu blu" (Seni seviyo- rum), çünkü sen Nâzım'ı sevdin. PARS TUGLACI İstanbul TRT ve Haberler Uzerîne Benzer konularda hükümet başkanının ya da bakanların konuşmaları hiçbir zaman bu şekilde verilmiyor. Onlar ekonominin iyiye gittiğini belirtiyorlar. TRT'nin dili ve haberciliği konusunda bugüne kadar çok şey yazıldı, söylendi. Fa- kat eksik kaian bir şey var ki kanımca çok önemli olmasına rağmen bugüne kadar üze- rinde durulmadı. Bu da TRT'nin, haber- leri verirken kullandığı üsluptur. Sözcüklerin kullanılışının, tonlanışının, söyleyiş biçimlerinin anlamı etkilediği açık- tır. TRT haber bültenlerini dikkatle dinle- yenler, cumhurbaşkanı, başbakan ve ba- kanlann konuşmalarından sonra "belirtti, söyledi, dile getirdi", muhalefet partileri- nin konuşmalarından sonra ise genellikle "iddia elti" sözcüklerinin kullanüdığını gö- receklerdir. Bu iki kullanım arasındaki anlam farkı korkunç bir boyuttadır. "Belirtti, söyledi, dile getirdi" şeklindeki söyleyişlerde olay ya da konuşma aslının aynı, ya da yorum- suz olarak verilirken, "iddia etti" şeklin- deki kullanımda anlam tamamıyla farklı bir boyut kazanmakta, "gerçek olmayan bir şeyi gerçekmiş gibi gösterdi" anlamına gel- mektedir. Konuyu, örnek tümceler üzerinde irde- leyelim. "Ana muhalefet partisi lideri İnö- nü Izmir'de yaptığı konuşmada çiftçilerin iiriin bedellerini zamanında alamadığını id- dia etti. DVT lideri Suleyman Demirel dar- gelirlinin enflasyon canavan altında ezildi- ğini iddia etti. SHP Genel Sekreteri Hik- met Çetin, dttzenlediği basın toplantısmda ekonominin kötiiye gittiğini iddia etti." Bu tür kullanıma ait örnekleri arttırmak ola- naklı. İddia etti sözcüklerinin bu tümcele- re kazandu-dığı anlam şudur: Adı geçen ki- şiler bu şekilde konuşarak yalan söylemiş- lerdir. Yoksa söylenilenlerin gerçekle bir il- gisi yoktur. Inanmayasuıız, kanmayasınız. Benzer konularda hükümet başkanının ya da bakanlann konuşmalan hiçbir zaman bu şekilde verilmiyor. Onlar ekonominin iyiye gittiğini belirtiyorlar, ürün bedelleri- nin zamanında ödendiğirti söylüyorlar, alı- nan kararlarla ortadireğin güçlendiğini açıklıyorlar. Fakat hiçbir zaman iddia et- miyorlar. Unutulmamalıdır ki TRT'yi Türk toplu- munun her kesiminden, her görüşünden in- saniar izlemektedir. TRT herhangi bir gö- rüşün sözcüsü durumuna getirilmemelidir. Bu tür davranışlar, gelişme çabasındaki de- mokrasimize de zarar verir. Ve lütfen "id- dia etti" türünden çirkin kullanımlan da küçük hesaplarla birlikte bir kenara bıra- kınız. Bırakuuz herkes "belirtsin, söylesin, bildirsin." Kimin iddia ettiğinin kararını ise halk kendisi versin. AHMET YAGAN Samsun PERA f SEZAR'ın hakkı SEZAR'a» Bir maestro Ebnadağ-İSTANBUL 141 28 27 ristorante ROSA MATÎNE SUARE Pop-Rock-Club M(H>V IIAN €AFI>KAR Soz - AkOfdiyon - Org Gltar ve Ud ile Moda Cad. No: 239 Tel: 345 84 74 GRUP ÇAĞRI Istiklal Cad. Odakule yanı Beyoğlu 151 95 91149 68 95 fi&SÇarş -Cuma-C tesi Gülbeniz P.tesi-Salı-Perş -Pazar Yavuz Çiler Erbil Her akşam canlı müzik Suadıte Ba^dal Cad. Çaialçeştae No 454 Tel 357 43 97 Rock müziği bizimle yaşayın hem de sabaha kadar Grup Pİ live music Her gece açığız Şehıt Muhtar Cad. Ncc 56 Talımhane-Taksım Rezerve için AU> 153 45 44-153 45 27 Haftanm 7 gecesı * sıcacık şömınes, havuzbaşı sohbctlenylc Cem-Göksun (Grup Merhaba)'u dınlemek ıster misınız? Atlantic ûelt &J3ex Muallım Nacı Cad No 72 Ortaköy Td 161 91 IS 4 • RCDLIOnT • ( A E • B \ R özgflo nazikle NEVZAT & MAHMUT 13.00-18.00 arası fiyatlarımız % 25 ındirimlidir. Te\: 336 20 67 • 336 54 71 Villa Kalamış Restaurant alb • Yat limanı karşısı Kalamış • y Du>iınjlarınız İçin 146 97 38 - 132 64 26 GÜLBENİZ-CRUP KESMEŞEKER Pazar-P res-Salı MERIDIAN ÇarşamDa GRUP BİLEŞİM PerşCumaCtesı 3 Sacrf 18.00-21.00 arası %25 indirim. reZ: 358 18 70 Şlşll Meydanı'nda samiıni bir oırtaın, özgûn bir mûzik, uygun fiyatlar. Halaskargazl cad No: 366 ŞHjll Meydanı (HaOk Bankam Yanı) Tel: 140 67 80-147 62 52 Tel. IS~ 03 . ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU FişeğiniYitirmeyen BirKişi Sonbahar yaprakları uçuyor havada. Maltepe Camisi'nden Kızılay'a doğru yürüyorum. Biraz önce avluda buluştuğum eski dostların sözleri çınlıyor kulağımda. Nusret Fişek in res- mini okşuyorum göğşümde. 196O'lı yılları düşünüyorum, onu tanıdığım günleri... Ülkemizin gündemine gelen sağlık ko- nulannı. Doktor Nusret Fişek, Sağlık Bakanlığı müsteşan olu- yor. Işıklı, coşkulu kişiliğiyle karanlığı deliyor. Fişek gibi bir aydın gerçekten. Sağlık hizmetlerinin sosyalleşmesi yolun- da atılımlar başlıyor. Her zaman yazanm; 27 Mayıs Devrimi'n- den sonra bir başka ortam oluştu ûlkemizde. Kimi Türk ay- dınları da ışıklarını güzel yansıttı bu ortamda. Dosyasında hâlâ duruyor belki. Doktor Fişek'in 27 Mayıs- çılardan Sami Küçük'e yazdığı bir mektup var. Gazetemizde Yaşar Kemal'in yaptığı bir röportaj nedeniyle. O röportajları gülümseyerek düşünürüm hâlâ. Genç subaylar kimi konu- lara el yordamıyla, ama çok gerçekçi yaklaşıyoriardı. Sami Küçük ile yapılan röportaj da, başkent Ankara'da, Saraçoğ- lu Mahallesi'nde bir sokak başında kulağına çarpan konuş- mayı aktarıyor. Bir köylü öküzünden söz ediyor. Oküzü satıp hasta eşini doktora götürecek, sonra da öküz yerine çalışa- cak. Yüz lira gerekiyor, ama ellı lira veriyortar. Nusret Fişek bu sözlerin gerisindeki gerçekleri iyi bilen bir doktor. Kocaman yüreğiyle ortaya çıkıyor. Milli Birlik Komite- si'nin sosyal komisyonunda halk sağlığından yana bk rüz- gâr esiyor artık. O rüzgâr hızlanıyor giderek. Sağlık işlerini yürüten Suphi Gürsoytrak ve kimi kurmaylarla kolları sıvıyor- lar. Coşkuyla, umutla çalışıyorlar. 224 sayılı yasa o çabala- nn ürünü. Doktor Ragıp Üner Sağlık Bakanı, Fişek de müs- teşar. Sağlık sorunları gerçekçi çözümlere yöneliyor birden. Tıbbın sosyalleştirilmesi için İngiltere'deki uygulamalar ince- leniyor, bir uzman geliyor, ilaç hammaddesinde kurulan te- kelleri yıkan, ilaç hammaddesi ithal edilirken ulusal çıkarları öngören, ulusal ilaç sanayiini geliştiren bir politika benim- seniyor. Sincan, pilot bölgeydi ilk dönemde. Bölgedeki uygulama- lar Hacettepe'de denetlenirdi. Hacettepe'nin de başka bir ko- numu vardı! İstenırse on yedi aya neler sığabiliyor... Bizim evde 27 Mayısçılarla yaptığımız konuşmaları anım- sıyorum. Hepsi çok umutluydular. Tibbın sosyalleşmesi hal- ka mal olursa geri dönülemeyeceğinı düşünüyorlardı. Oysa dönüldü. Adalet Partisi yasayı değiştirmedi, ama uygulama- yı yavaşlattı. Yasa hâlâ yürürlükte, ama haikımız sağlık so- runlarında boğuluyor! Doktor Fişek de müsteşarlıktan ayrıldı elbet. İnandığı ilke- lere ters düşmeyen bir doktor olarak, değer yargılarından ödün vermeyen bir aydın olarak... O ilk dönemi coşkuyla anımsardık karşılaşınca. Muş'a git- mek için yetmiş altı doktor birden başvuruyor! Anadolu köy- leri doktora, ebeye ilk kez o dönem kavuşuyor. Hemşirelik özen duyulan bir meslek olarak ılgi görüyor. Halk sağlığına öncelik veren bir politika, bu politika doğrultusunda uygula- nan yöntem kimi çevrelerde tepki de yaratıyor elbet. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Özçıkarlar doğrultusunda baskı grup- ları oluşuyor. Adalet Partisi'nin 224 sayılı yasaya bakışı da soğuyor giderek. Sağlık ocakları boşalıyor; Anadolu illerine. ilçelerine giden doktorlar yeniden kentlerde kümeleniyor. Bu- gün de yaşayarak biliyoruz sağlık sorunlarımızı! Yoksullara ölüm, varlıklılara yaşam diye özetlenebilir. Milli Birlik Komitesi 1950-60 arasındaki sağlık bütçelerin- den yola çıkarak bir plan hazırlıyor. Bu plan doğrultusunda sosyalizasyonun devlete büyük yük getirmeden uygulanması öngörülüyor. Bir yandan da nüfus planlaması, doğumun kont- rolü planları hazırlanıyor. 224 sayılı yasa geriledi, raflarda toz- Hanıyor; sağlık bütçesı de ortada, değil mi? Trilyonluk bütçe- den sağlık ve milli eğitimin aldığı pay neredeyse simgesel... Elbet ANAP iktidarının, halk sağlığına ve eğitimine bakışını da simgeliyor... Doktor Nusret Fişek son soluğunda da halk sağlığına sıcak bakışını düyoruyor. Mestek arkadaşlarından, koruyucu hekimliğe önem vermelerini istiyor. Son yıllarda az gördük birbirimizi. Birkaç yıl önce Ayva- lık'ta Şeytansofrası'nda bir söyleşimiz var. Karşıda mavi de- niz, doğanın şaşırtıcı güzelliği, batan güneşi seyrederek ko- nuşuyoruz. Saçları ağarmış, sağlığı da iyi değil, ama Doktor Fişek, doğan bir güneş gibi karşımda. Soyadıyla böylesıne bütünleşen insan az bulunur bence. Fişeğini hiç yitirmeyen aydın bir savaşçı Nusret Fişek. Benim o akşam hissettikleri- mi Suphi Gürsoytrak da mezarı başında söylüyor. Nusret Fi- şek'in ülkemizi oluşturan kışilerden biri olduğunu vurgulu- yor. Dağlar, nehirler, denizler gibi... Dağ gibi bir adam ger- çekten, bir Kuvay-ı Milliyecinin oğlu; nereye bastığını biliyor, nereye gideceğini biliyor, yolunu hiç şaşırmıyor. Dönüşü ol- mayan bir yol; sapma yok, ödün yok. Değer yargıları cum- huriyetin değer yargtlarıyla bütünleşiyor bir yaşam boyu. Has- ta yatağında da dimdik. Acıları var, ama gülüşü de solmu- yor, umudu da. Hiçbir onur yarası almadan ayrıhyor dünya- mızdan. Bir arkadaşım "Fişek 'tek adam'lardan biriydi, sayıları gi- derek azalıyor" diye bir sigara yaktı. Dumanını yüzüme üf- ledi sonra. Yazar olarak bu konuya eğilmemi söyledi. Başlıca neden, değer yargılarının değişmesi değil mi? Bir Kuvay-ı Milliyecinin oğlu böyle bir kişi oluyor, dağ gibi dikili- yor cenaze töreninde de. Yozlaşan ortamlar da başka tür in- saniar üretiyor. Dağları seyrederek onurlanacağımız yerde çukurlara batıyoruz değil mi? Daha çok çukura batmadan dağları örnek almalı bence. Sayılarının azalmasına üzülmek yerine onlardan güç almak, yarım kalan bir soluğu sürdürmek gerekiyor. Sevgili Fişek de bunu istiyor değil mi?.. CUMHURİYET 1990YILLIK BÜYÜK BOY, LÜKS CİLTLİ SATIŞ FİYATI: 21.000.- TL FUAR ÖZEL FİYATI: 17.000.- TL ÜYE SATIŞ FİYATI: 15.000.- TL TÜYAP KİTAP FUARI CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ CÜZZAMLA SAVAŞ DERNEĞİ İstanbul Lepra Hast. Bakırköy Tel: 572 71 88 DUYURU Sayın İmalatçılar, Cüzzamla Savaşa, ürettiğiniz mallardan kermeslerde değerlendirilmek üzere bağış yaparak katkıda bulunabilirsiniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle