Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 KASIM 1990 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
OLAYLARIN Savunma tamam, hedef saldırı
ARDENDAKI
GERÇEK
(Baştarafi 1. Sayfada)
Turkıye Cumhurıyetı, tkıncı
Dunya Savaşı'ndan sonrayapay
olarak kurulan bır çadtr de\ le-
tıneya da kabıle vonetımme mı
dönuşturuluyor7
Önce fiüen' anayasa çtğnene-
cek, Cumhurbaşkanı 'de facto'
başkanlığını yururluğe koyacak,
sonra da muhalefete "Gelin, be-
nim flilen uyguladığtm gayrı
meşru sistemi yasallaştırmak
için anayasayı değiştirelim"
dıyecek .
Inanılır şey değıl, ama, 1990
Turkıyesı'nde yaşanan budur
Nıtekım SHP Genel Başkanı
înönu, Sayın özal'ın 'keyfi' ola-
rak yuruttuğu başkanlık sıstemı-
nı yasallaşnrmaya çalıştığını'
söyleyerek olaya hemen teşhısı-
nı koymuştur Sayın Demırel'ın
bu tuzağa gırmesı ıse anlaşılmaz
bır tutumdur
Gun geçtıkçe daha çarpıcı be-
lırgınlıkle ortaya çıkan gerçek,
Cumhurbaşkanı Özal'ın meşru-
luk smırlan dışına taşan tutum
ve davranışlardır Muhalefetın
görevıfıılen yasadışına taşan y o-
netım bıçımını meşrulaştırmak
ıçın ıktıdar ılepazarlığa gırmek
değıl, anayasal rejımın ışlerlık
kazanması ıçın çaltşmaktır
Atasozlerımız arasında "Mı-
nareyı çalan kılıfını da hazırlar"
dıye bır unlu özdeyış var
ANAP, mınareye kılıf hazırla-
mak ıçın muhalefetten destek
ıstıyor
Dövîzin
(Baştarafi l. Sayfada)
başladılar Banka-
lann, dovız kurlanndakı ovna-
mayla ayarladıkları dovız satış
komısyonlarını yuzde l'ın uze-
nne çıkardıkları gozlenıvor
Dov ız tevdıat hesaplarına ver-
dıklerı faızlerı Korfez krızınden
sonra önemlı olçude arttıran
bankalar temmuz ayı sonunda
5 072 mılyar dolar olan yurt ıçı
kaynaklı dövız hesaplannı Ekım
ayı ortasında 5 799 mılyon do-
lara çıkardılar ve yuzde 14 3 ar-
tış kaydettıler. Yurtdışı hesaplar
da dahıl edıldığınde toplam do-
vız hesapları ağustos sonunda 8
mılyar 282 mılyon dolara varı-
yor ve geçen yılın aynı dönemı-
ne göre yuzde 22.67'lık bır artı-
şı belırlıyor
Turkıye'nın dövız geürlen art-
mazken dövız gıderlenmn an
ması ve pıyasada dovıze olan ta-
lebın yukselmesı, onumuzdekı
aylarda ve yılda olası bır dovız
krızının habercılen olarak de-
ğerlendirirîyOr DOVftrfe-tedır-
gınlığı ve kara tabloyu çızen fak-
törler ıse şovle sıralanıyor
• Dış tıcaret açığında patlama
var, ıthalatta anış devam eder-
ken ıhracat yerınde sayıyor Ba
zı Ortadoğu pazarlan kaybedıl-
dı Ağustos sonunda 5 887 mıl-
yon dolara ulaşan dış tıcaret açı-
ğı geçen yılın aynı dönemıne go-
re yuzde 109 8 buyudu Yılsonu
ıtıbarıyle bu açığın 8-8 5 mılyar
dolara varması beklenıyor
• Turkıye'nın petrol faturası
kabardı Ustelık petrolde Irak'-
tan yapılan kredüı alım yerıne
spot pıyasalardan peşın alıma
geçıldığınden kamu kesımının
dovızde nakıt ıhtıyacı arttı
• Dovız gelırlerı kalemlerın-
den turızm gelırlerı açısından
1991 'tehlıkelı >ıl' olarak nıtele-
nıyor Bunun yanmda transıt ta-
şımacılık dövızınde de azalma
var
• 1991 vılında da ıthalat artı-
(Baştarafı 1 Sayfada)
Başkan Bush, bolgeye daha
fazla asker gondermelerı gerek-
tığı takdırde Irak'a karşı saldı-
rı kapasıtesıne sahıp oldukları-
nı kanıtlamaya yonelık olduğu-
nu bıldırdı Reuter'ın haberın
de, ABD'nın bu adımının, Su-
udı Arabıstan'ı savunmaya yo-
nelık olarak başlattığı askerı
yığınağın artık saldırı amacına
donuştuğu vurgulanıvor Sov-
vetler Bırlığrrun ABD'nın tutu-
muna gostereceğı tepkı hakkın-
da konuşmak ıstemeyen Bush,
SSCB'den "karrnaşık sinyaller
almadıklanm" daekledı ABD
Başkanı nın, Moskova'da go-
ruşmelerde bulunan Dışışlerı
Bakanı James Baker ıle goruş
tukten sonra basm toplantısını
duzenledığı haber verıldı
Cheney'in açıklaması
Bush'un basın toplantısından
sonra gazetecılerın sorularını
yanulayan ABD Savunma Sa-
kanı Dick Cheney, Korfez'e
gondereceklerı askerı guce sınır
koymayacaklarını açıkladı
Chene>, "Tak\ıye askeri guç,
ıstendigı takdirde saldırı operas-
>onlan duzenlerae olanagını ve-
recektir" dedı
Savunma bakanının verdığı
bılgıye gore, Korfez bolgesınde-
kı Amenkan kuvvetlerıne saldırı
yeteneğı kazandırmaya yonelık
takvıye bırlıklerının lıstesı şoy-
1e
— Uç uçak gemısı ıle bunla-
ra bağlı savaş bırlıklen ve Mıs-
sourı zırhlısı
— Almanya'dan gonderıle-
cek 1 ve 3 Zırhlı Pıvade Tume-
nı, 2 tumene bağlı bır tugay, 2
suvarı alavı ıle lojıstık destek
bırlıklen
— ABD'den gelecek 1 meka-
nızma pıyade tumenı ıle takvı
ye denız pıyadelerı bırlıklen
ABD Savunma Bakanı, hava
kuvvetlerıne bağlı takvıye bırlık-
len de gonderıleceğını belırttı,
ancak bu konuda ayrıntılı bılgı
vermedı
Cheney, ABD'dekı uç ıhtiyat
tugayının yenıden sılah altına
çağnldığını ve bunlann Korfez'e
sevkı konusunda daha sonra bır
karar alınacağını kaydettı
Dun sabah ABD yetkılılerının
yaptığı açıklamada Suudı Ara-
bıstan'a Batı Avrupa'dan 40 bın
asker ve 600 tankın Irak lıderı-
ne daha fazla baskı yapmak
amacıyla gonderıleceğı bıldırıl-
mıştı
Gorbi süre istedi
Irak'a karşı askerı operasyon
duzenlenmesıyle ılgılı olarak go-
ruşmelerde bulunmak uzere baş-
lattığı Ortadoğu gezısının ardın-
dan Moskova'ya uğrayan \BD
Dışışlerı Bakanı Baker, SSCB lı-
derı Mıhaıl Gorbaçov'a "Bush1
un onerilerini" ılettı Gorbaçov,
ABD Başkanı'nın onerılerının
"dıkkatle inceleneceğini" belır-
terek süre ıstedı
AA'nın haberıne gore ıçerığı
açıklanmayan bu goruşler konu-
sundakı Sovyet tutumunun,
ABD'ye daha sonra ıletıleceğı
kaydedıldı
Bıldınye göre Gorbaçov, ıkı
saatlık goruşme sırasında, Irak
vonetımının, saldırganlığı karşı-
sında oluşmuş uluslararası cep-
hede gedıkler açılmasını bekle-
memesı gerektığını, bu konuda
kı uluslararası dayanışmanın
surduruleceğını beh'rttı
Gozlemcıler, Başkan Mıhaıl
Gorbaçov'un ABD'nın getırdığı
onerılen yanıtlamak ıçın zaman
ıstemesını, Bush yonetımının,
Korfez'de askerı çözum ıçın ay-
rıntılı bır takvım belırlemış ola-
bıleceğının ışaretı olarak değer-
lendınyorlar
Sovyet meslektaşı Eduard Şe-
vardnadze ıle dokuz saat suren
göruşmesınden sonra, Baker du-
zenlenen basın toplantısına ka-
tıldı. Şevardnadze, Korfez bolge-
sındekı knzın "guç kullanımına
başvurma seçenegının
reddedilemeyecegi" konusunda
ulkesıyle ABD arasında göruş
ayrılığı bulunmadığını söyledı
Sovyet bakan "4ncak guç kul-
lanımına başvurulacaksa, bu
konuda BM Guvenlik
Konseyı'nden karar çıkması
gerektigı" şeklındekı goruşlerı-
nı yıneledı
Irak'tan sert tehdit
Irak resmı gazetesı El Cum-
huriye'de Kuvevt'ın ışgal edıldı-
ğınden bu vana en sert tehdıdın
yer aldığı bıldırıldı Reuter'ın
haberıne gore Irak, kendısıne
saldırıldığı takdırde, Arap Yarı-
madası'nı ve Korfez bolgesınde-
kı petrol kuyulannı yangın ye-
rıne çevırmekle tehdit ettı
ABD'nın Irak'ı zorla Kuveyt'ten
çıkarmaya çalışması halınde, sa-
dece kutsal Mekke ve Medıne
kentlennın harıç tutulacağı kay-
dedılerek "Savaşlann en buyu-
gune yaklaşıyoruz. Irak'a karşı
saldın ateşı açıldıgında tum bol-
geleri saracaktır" şeklınde açık-
lama yapıldı
Brandt'ın uyarısı
AA'nın haberıne gore Bağ-
11600
Özal'ın övündüğü tablo
Dövız rezervı
(Mılyon dolar)
•283.2
1ŞŞ1, 1982, 1963 1984 1985 1986 1987 1988 1969 1990 YıHar
şmın devam edeceğının ve ıhra-
catın ıkı katına kadar çıkacağı-
nın ongorulmesı de dövızdekı
tablonun kararmasına yol
açıyor
• Dovız rezervının kısa vade-
lı sermaye hareketlerınden, ya-
nı "sıcak Dara"dan oluştuğu be-
lırtılıyor Dovızrezervınınher an
Turkıye'den çıkabılecek olması
guvensızhk yaratıyor
• Korfez knzının etkısıyle do-
vıze spekulatıf bır yonelme de
oluyor
Ithalatın "dort nala gittigi",
buna karşıhk ıhracatın durakla-
dığı ve dışarıdan kredılerın don-
ma noktasına geldığı bır donem-
de, bır sure sonra dovızde tıcarı
açıdan sıkışıklık olabıleceğı be-
lırtılıyor Bu nedenle bankalann
ılerıde doğabılecek ıhtıyaçları
ıçın dov ız tevdıat hesabı faızle-
rını arttırarak şımdıden onlem
ARADABIR(Baştarafi 2 Sayfada)
Araştırmalarının, kıtap yazmalarının, sözcuk uretmelerının
dışında, Turkçe denetlemelerde de bulunur O'nun bır Sıvas
Lısesı olayı vardır kı Turkçe denetmenlığının, oğretmenlığı-
nın ılgınç orneğıdır Bır zamanlar Sıvas Kurultayı'nı topladı-
ğı yapıda oğretım yapan Sıvas Lısesı'ne gıder Geometrı der-
sındekı bır sınıfa gırer Oğretmenden okuttuğu geometrı kı-
tabını ıster Pıtrak gıbı dılımızı saran yabancı sozcuklerı oku-
tur Ve sert bır tavırla, kıtabı yanındakılerın ve oğrencılerın
onunde yırtıp attıktan sonra kara tahtanın başına geçer, çız-
dırerek, gostererek, "Bunlara zavıyeyı mutebadıletan yerıne
yondeş açılar, buna da muselles mutesavıyul sakeyn yerıne
eşkenarlı ucgen denır" dıyerek guzel bır ders verır
Yıllardır dılımızın Turkceleşmesıne, ozleşmesıne, gelısme-
sıne karsı çıkan Osmanlıcacılar, butun bu orneklere karşın,
dıl konusunda Ataturk'un de kendılen gıbı dusunduğunu sav-
lamaktadırlar Oysa soyledıklerının hıçbırı ussal değıl Yıllar-
dır soyledıklerını yıneleyıp dururlar Ulusalcılıktan söz eder-
ler, Osmanlıcayı savunurtar, Osmanlıcayı savunurlar Ataturk-
çu olduklarını soylerler Osmanlı Imparatorluğu'nun yerıne
yepyenı, ulusal bır devlet kuran, bu devletın butun kurumla-
rını olduğu kadar dılını de ulusallaştırma savasımının oncu-
su olan, guzelım Turkçe sozcukler ureten Ataturk'un yolun-
da olmadıkları açık secık ortadadır O Ataturk kı yorucu devlet
ışlerının arasında ve sayrılığında oz Turkçe sozcuklerle, kendı
bulduğu sozcuklerı de katarak geometrı kıtabı yazmıştır In-
celık orneğı bın olmasına karsın, o gune değın gulunç dılıy-
le öğrencılere kok sokturen geometrı kıtabını yırtıp derslığın
ortasına atmıştır oğrencılerın ve yanındakılerın ıçınde Eza-
nı Turkceleştırmıştır Olumlu sonuca karşın korûkorune kar-
şı cıkanlara, "Sorun dın değıl, dıl sorunudur" yanıtını vermış-
tır
Ataturk'un olumunden on ıkı yıl sonra ışbaşına gelenler,
hemen bır ay sonra ezanı Arapca okuttular Ataturk'un kur-
duğu Turk Dıl Kurumu'ndagörevlı, ışlevı buyük bıri, Ataturk
öldukten on ıkı yıl sonra ışbaşına geldıklerınde Turkçe ana-
yasayı Osmanlıcaya çevırmenın oncusu oldu O'nun buldu-
ğu kurmayı erkân-ı harp yaptı Bu mu ıçtenlık, ınanmışlık''
Ataturk'ten andaç sozcuklerı anayasadan, yasalardan, kıtap-
lardan atmaya çalışmak mıdır Ataturkculuk' Ataturk'un anı-
larını, yaprtlarını, kurumlarını cığnerlerken bır de gulunc -
uzünç söylevler çekerler Kımı kandırmak ıstıyorlar'?
Ancak
anlak (zekâ) gerılığı olanlar, karabılısızler onların soyledıkle-
rıne ınanırlar Onlar kı, ne Kaşgarlı Mahmut'un ne Alı Sır Ne-
vaî'nın ne de Karamanoğlu Mehmet'ın derslerınden tanıtla-
malarından bır seyler öğrenmışlerdır Onlar kı TRT'de yuz-
lerce oz Turkçe sözcuğu yasaklamışlardır Onlar uzunç-
gülunc (trajıkomık) tavıriarıyla anılacaklardır ılerde olumsuz
dönemlerı anlatılırken
almaya başladıkları kayde-
dılıyor
Yapı Kredı Bankası'nın Genel
Mudur Yardımcısı Tayfun Baya-
ztt, dövızdekı durumun "Bu yıl
ucundan kurtardık, ama gelecek
vıl çok zor olacak" bıçımınde
yorumlandığını aktardı ve ddvı-
ze "spekulatıf bır yonelme" ola-
bıleceğmı ıfade ettı Tayfun Ba-
yazıt, bankalann "kur
ayariamasıyla" dövız tnterban-
kı'nın yuzde 0 8 altında belırle-
dıklerı dövız ışlemlerınden ka-
zançlarını, bugunlerde yuzde
l'ın uzenne çıkarttıklannı bıldır-
dı
Istanbul Sanayı Odası (İSO)
Yonetım Kurulu Başkanı MAn-
duh Hacıoglu ıse ıthalatın fı-
nansmanının ve dış tıcaret açı-
ğmın buyumesının dövız talebını
arttırdığını söyledı Petrol fıyat-
larının artmasının ve Irak'tan
kredılı aJımın durmasımn ıtha-
latta nakıt çıkışını arttırdığını
belırten Memduh Hacıoglu, ıt-
halatta aşırı gıdıldığını savuna-
rak şöyle devam ettı
"Bizim doviz rezervlerimize
guvenilerek dış tıcaret rejimi-
mizde degişiklıge gidilmemelıy-
di. Çunku, dovizrezervimizger-
çek bir rezerv degildir. Turkiye1
nin kaynagı degildir. Bu kaynak,
Turkiye'deki dovizin getirisine
ve giren-çıkan doviz miktanna
baglıdır. Bu fark azaldıgı olçu-
de rezervlerimizın enmesıni bek-
lemek lazımdır. Bunlar ancak
guvenli ortam içınde Turkiye'de
kalıriar, tehlikelidir."
Prof. Dr. Tansu Çiller de yıl
sonunda dış tıcaret açığının 8,5
mılyar ve carı ışlemler açığının
2,5 mılyar dolara doğru gıttığı-
nı hatırlatarak bu durum karşı-
sında dovıze talebın artmasının
normal olduğunu belırttı Tur-
kıye'nın elınde bulundurduğu
11 6 mılyar dolar rezervm "kısa
vadeli spekulatıf fonlardan'
oluştuğunu ve "yabancı para
tutma arzusunun Turkiye'je gu-
venden daha onemli" hale gel-
dığını ıfade eden Tansu Çiller
şunları söyledı
"Turkiye, 11.6 milyar dolar
doviz rezervini konjonkturel
olarak yaratmıştır. Bu para bi-
zim degildir. Turkiye'de çok iyi
gelir saglandıgı için bu para bu-
radadır. Ama benım durumum
giderek bozuluyorsa ve ustelık
savaş alanına girijorsam, para
burada kalır mı, kalıtıaz mı?
Risk faktöru artmıştır. Bu para
da Turkiye'den giderse ekono-
mide ardı ardına bırçok bomba
patlar. Turkıye bır mayın tarla-
sına döner."
dat'ta bulunan Federal Alman-
ya eskı Başbakanı Will> Brandt,
Irak Devlet Başkanı Saddam
Huseyın'ın 12 ağustosta yaptığı
"Ortadoğu'da topyekûn çozum"
gırışımıne gereken onemın verıl-
medığını söyledı
Irak televızvonunda yer alan
bır programda konuşan Brandt,
Ortadoğu'dakı tum sorunların
bırükte çozulmesıru ıçeren bu gı-
rışımın bölgede barışçı ve hak-
ça bır çozum ıçın yararlı olabı-
leceğını belırttı
Saddam Huseym, 12 ağustos-
ta, Israıllılenn Fılıstın ve Lub-
nan'dan, Surıyelılerın de Lub-
nan'dan gerı çekılmesını ve Irak
ıle Kuveyt arasında
"duzenlemeler" yapılmasını
onermıştı Saddam Huseym, ay-
nca Amenkan guçlennın Kor-
fez'den gerı çekılmesını ve yerı-
nı Arap kuvvetlerıne bırakması-
nı da teklıf etmıştı.
Reuter'ın bır haberınde Isvıç-
relı parlamenterlerden oluşan
başka bır heyetın de aynı amaç-
la onumuzdekı hafta Bağdat'a
gıdeceklerı behrtıldı
Fransız elçi
29 ekım gunu 260 vatandaşı
ıle bırlıkte ulkesıne donen Fran-
sa'nın Kuveyt Tıcaret Ataşesı
Jean-Pierre Galtier, Iraklıların
Kuveyt'te 7000 kışıyı oldurduk-
lerım, 20 bın kışının de kayıp ol-
duğunu açıkladı Galtier, Ku-
veyt'te bulunduğu sure ıçınde
her gun olaylara şehıt olanların
kendısıne gehp bılgı verdığını
kaydettı
Ankara rahatsız
Ankara Buromuzun haberıne
gore SSCB Başkanı Gorbaçov1
un ozel temsılcısı Yevgeni Pri-
makov'un Turkıye'nın Irak ve
Surıye ıle toprak sorunları oldu-
ğunu ve bu sorunların "her an
alevlenebilecegini' ıddıa etmesı
Ankara'da rahatsızlık yarattı
Dışışlerı Bakanlığı sozcusu Mu-
rat Sungar, Turkıye'nın ne Irak1
la ne de Surıye ıle herhangı bır
toprak sorunu bulunmadığını
söyledı
Surıye Büyukelçilığı kaynak-
ları, "Spekulasyonları
koruklememek" amacıyla konu
ıle ılgılı olarak sessızlığı yeğledı-
ler Irak'ın Ankara Buyukelçısı
Tarık Abdulcabbar Cevad ıse
Turkıye ıle "Dost ve kardeşçe
ilişkiler içinde bulunduklanm"
beluterek "Turkiye'den bize >o-
nelik bir şeyin beklentisı ıçinde
degiliz. Bizden de kaynaklana-
cak bir şey yok" dedı
Dışışlerı Bakanlığı yetkılılerı,
Pnmakov'un Korfez krızı ıle ıl-
gılı mekık dıplomasısı hakkın-
da "Lıteraturnaya Gazeta"ya
verdığı demecın elierıne geçme-
dığını söyledıler Buna karşın
Korfez krızı çerçevesınde Turkı-
ye'ye yonelık Batı kaynaklı spe-
kulasyonlann son donemde art-
masının dıkkat çektığını bıldır-
dıler Bunun da Ankara'da
"olumsuz bir gelişme" olarak
değerlendınldığını söyledıler
Dun duzenledığı basın top-
lantısında konu ıle ılgılı bır so-
ruyu yarutlayan Dışışlerı Bakan-
lığı söztusu Murat Sungar, "Ne
Surije ne de Irak'la hiçbir so-
rım mevcut degildir" dedı
Borsada
6
savaş çıkarsa' paniği
(Baftarafi 1. Sayfada)
konuşması üze-
rıne fıyat ne olursa olsun tum
kâğıtlannı satmaya çahştıkları
behrtılıyor Ancak 9 aylık bılan-
çolara göre bazı hısse senedı fı-
yatlanmn oldukça cazıp hale
gelmesıne karşın alıcı sayısının
"yok deoecek kadar" azlığı goze
çarpıyor.
Borsanın dunku seansında,
tahtaların tumüyle kıhtlenmesı
ve ışlemlenn durma noktasına
gelmesı üzenne salona ınerek
bilgı alan İMKB Başkanı Yaman
Töruner'ın bugünku seansta fı-
yat değışım lımıtlennı artUrması
beklenıyor. Banka ve aracı ku-
rum yetkıhlen de ışlemlerdekı tı-
kanıklığın gıderılmesı ıçın tek
çozumun fiyat marjlarının kal-
dırılması ya da yukseltılmesı ol-
duğunu behrtıyorlar Borsa çev-
relen, fıyatların yuzde 5'lık
prangadan kurtulmasıyla bellı
bır noktada talebın oluşacağını
ve toplu satış psıkolojısının,
denge psıkolojısıne dönuşebıle-
ceğını belırtjyorlar.
öte yandan bazı aracı kurum-
lar da, sureklı olarak taban fı-
yattan küçuk caplı satış emırle-
n yazarak tahtaları kılıtlemekle
suçlanıyor. Bu aracı kurumların
fiyatlan ıyıce aşağı çekerek, da-
ha önce boşalttıkları portföyle-
rını çok duşuk bır malıyetle ye-
TCDD kartımı kaybettim.
Hukumsuzdur.
ERKAN ÇIÇEK
ANKARA (ANKA) — Cum-
hurbaşkanı Turgul Ozal, bır yıl-
lık çalışma donemınde en çok
üzulduğu olayın muhalefetın ta-
nımama tavrı, en sevındığı ola-
yın da yemın ettığı gün Bulga-
rıstan Devlet Başkanı Jivkov'-
un devnlmesı olduğunu söyledı.
Turgut Özal, Cumhurbaş-
kanhğı'na seçılışının bınncı yıl-
dönumu nedenıyle ANKA
Ajansı'nın sorularını yanıtladı
Cumhurbaşkanı Özal, Cumhur-
başkanlığı'nda geçen bır yılı
şöyle değerlendırdı
"Benim Cumburbaşkanlıgı'-
na seçilmem, bır jılını doldur-
du. Belki Cumtaurbaskanlıgı'na
seçilirken seçim prosesı sırasın-
da, ondan evvelkilerde de en
çok munakaşa çeken bir Cum-
hurbaşkanıyım. Bunun sebeple-
rine girmek ıstemiyorum. Ne-
den boyle oldu, niçin bovle ol-
du? Ama ben secildiğim sırada,
"farklı bir Cumhurbaşkanı ola-
cağım" sozunu soyledım ve bir
senede oldukça farklı bir Cum-
hurbaşkanı oldugumu soyleye-
bilirim. Tabiı kendimin eski ça-
lışmalan, devlette olan çalışma-
larım, yurtıçınde ve yurtdışında
ozel teşebbuslerdekı çalışmala-
nm sırasında da duşunce tarzım
neyse, meselelere yaklaşım tar-
zım, bunda bir degişiklik olma-
mıştır. Yani bu makama geldik
diye şu ya da bu şekilde bir yak-
laşım luzumu hissetmedim. Ol-
duğum gibı gorunmeye, gorun-
duğum gıbı olmaya gayret et-
tim. Mesela birkaç hususiyetimi
söyleyebilirim: Afle hayatımız-
da bir degişiklik olmadı. Gene
eşimle el ele biz dışarıda rahat-
ça gezebilivoruz. Çok tenkit
edilmesine ragmen araba kulla-
nabiliyomm."
Yetkilerimi kullanınm
"Bir de tabiı, onemli bir ko-
nu var. O da degişiklik oiabüir"
dıyen Özal, anayasanın kendı-
sıne tanıdığı hakîarı sonuna ka-
dar kullanacağını söyledı Özal,
"yani yetki kullanmaktan hiç-
bir zaman 'herhangi bir risk
alıyonım' diye duşunmedim. O
yetki bana verilmişse, layıkıyla
son sınınna kadar kullanınm"
dıye konuştu Ozal, bır soru
uzenne 1982 Anayasası'nda,
bırçoklarının söyledığınm aksı-
ne Cumhurbaşkaru'na genış yet-
kıler venldığmı savundu. Ozal,
1982 Anayasası ıle Fransız Ana-
yasası'ndakı Cumhurbaşkanlığı
yetkılerını belırleyen maddeler
arasında büyük benzerük ve pa-
ralellik bulunduğunu ıfade ettı
Bu benzerlık ve farklılıkları
madde madde okuyup karşılaş-
tırarak anlatan Özal, şöyle de-
dı
"Bu anayasa (1982), birçok-
larının soylediginin akslne.
Cumhurbaşkanı'na geniş yetki-
ler vermıs. Benlm kanaatim bu,
hele 1961 Anayasası ile kıyas
kabul etmez. 'Nedir bu yetkiler'
dedigintz zaman, bir kere en
nıden doldurmayı planladıkları
behrtılıyor Bu ıddıayı ılerı su-
ren borsacılar, panık havasının
gıderılmesı ıçın önce kuçuk ya-
tırımcının kollanılması gerektı-
ğını, "fırsat bu fırsattır" dıyerek
kuçuk yatırımcının "ka-
zıklanması" halınde, pıyasanın
kolay kolay eskı gunlere done-
meyeceğını savunuyorlar
Bu arada, sokak borsasında
ışlemler eskısı kadar o'masa bı-
le canlılığını surduruyor Sokak
borsası ışlemalerı genel olarak
seanstakı kapanış fiyatının yuz-
de 5 altına hisse senedı alırken,
satış ışlemlennı kapanış Hyatı
uzennden gerçekleştirmeye çalı-
şıyorlar.
başkanlık9
onemli tarafı, madde olarak ba-
karsanız, uzunlugu ıtıbanyla en
fazla cumhurbaşkanlığı vazife-
leri var. Sankı başkanlık siste-
mi için hazırlannuş da son an-
da bir degişiklik yapmışlar, vaz-
geçmişler. Sanki başkanlık sis-
temi gibi hazırlanmış, ondan
sonra yan başkanlık sistemine
donuş yapılmış, aslında ben
baktım Fransız Anayasası'na,
maddelerin çogu oradan alın-
mış, çok benzerlik >e paralellık
var. fki uç yerde farkımız var."
Özal'ı sevindiren ve
üzen olaylar
Turgut Ozal, "Bir yıllık sure
içinde sizi en çok uzen olay ne-
dir?" bıçımındekı bır soruyu
yanıtlarken şoyle dedı
"Cumhurbaşkanlıgı'na secil-
diğim sırada. ışle bellı bır sure,
başlangıç itibarıyla muhalefetın
bir nevi tanımama şeyıne gırme-
si benı uzmuştur. Bunu açık ve
samımı olarak soyleyeyim. Ama
bellı bır sure geçtıkten sonra bu-
nun kendılenne zarar verdigınin
farkına vardım. Milletle tema-
sımda, muhtelif vatandaşlaria
temasımda, onlann bu fikri be-
nimsemedigini -tabii çok koyu
partililer hariç olmak uzere-
muşahede ettim. Zaman içinde
buna alıştık."
Ozal, bu sure ıçınde kendısı-
nı sevmdıren çok spesıfik bır şey
olmadığını, ancak Bulgarıstan
Devlet Başkanı Todor Jivkov'-
un, Cumhurbaşkanlığı ıçın ye-
mın ettığı gun devnlmesı ıle Do-
ğu Avrupa'dakı sıstemın çok-
mesının, kendısını sevindiren
olaylar olduğunu anlattı Ozal,
"Mutlu bir Cumhurbaşkanı mı-
sınız?" bıçımındekı bır soruyu
yanıtlarken de "Ben, mucade-
İeye alışmış bir kimseyim. Mu-
cadeleyi de seviyorum. Mucade-
le derken, bir yere gelmek için
yapılan mucadele degil artık.
Gelecegim yere gelmişim. 'Ne-
dir sizi mutlu eden' dedigıniz za-
man, ınsanlara hizmel etmek,
ben bunun için vanm. Başka bır
şey için yokum. Bunu açık soy-
luyonım. Bunun ıçın ka>ga ede-
rim. Kolay kolay pes etmem"
dıye konuştu
Birdenbire bir sıçrama
yapmadım
Bürokrasıden polıtikaya, po-
lıtıkadan Cumhurbaşkanlıgı'na
tırmanışını "bir kader çizgisinın
tırmanışı" olarak değerlendıren
Özal, "Ben birdenbire bır sıçra-
ma yapmadım. Hep kademe ka-
deme yukseldım. Hangı kade-
meye geldlmse, hakkımla gel-
dim. Herhangi bır torpilimiz ol-
madı. Veyahut bir büyugun
gozune çarpmadım. O gibi ha-
dlseler oluyor. Çarpıyor bir bu-
yügun gozüne, ondan sonra alıp
gotüruyor. Mesela Suleyman
Bey (Demirel), boyle goze çarp-
mıştır. Adnan Menderes'in ve-
ya Celal Bayar'ın gozune çarp-
tı. Birdenbire 30 yaşında Dev-
let Su İşleri Genel Mudurluğu'-
ne getirildi. O tarihın şartlanna
gore bu, cesaretle yapılmış bir
iştir. Benım durumum boyle ol-
madı. Ben, kademe kademe gel-
dim. Hakkım vererek geldim.
Onu soylemem lazım" bıçımın-
de konuştu
Cumhurbaşkanlıgı'na bır yıl
önce aday olurken son birkaç
gune kadar hıçbır kesın kararı
olmadığını anlatan Ozal, şöyle
devam ettı
"Cumhurbaşkanlıgı'na aday
oluşumda, grupta ve teşkilatta
arkadaşlara dagıttıgım kayıtla-
ra verilen cevaplarm tesın faz-
la oldu. Şunu soyledim arkadaş-
lara grupta: Cumhurbaşkanlı-
gı'na ben geimediğım takdırde,
bir arkadaşımız gelecektir. Parti
ıçinden, fiknm oydu kı dışarı-
dan buraya filanca falanca te-
sırle eskıden oldugu gibı birını
getirmemek. Hele bizim gibi
Meclis'te ekseriyeti olan Cum-
hurbaşkam'nı seçebilecek du-
rumda olan bir partiye, bu ya-
kışmazdı.
Muhakkak ıçimizde buraya
gelecek arkadaşımız vardı. Ta-
bii şu tenkıtlerin ve suçlamala-
nn geleceğinı de, ben grupta ar-
kadaşlanma soylemıştim. De-
dim ki ben karanmı daha ver-
medım. Şunu iyi bilin ki Cum-
hurbaşkanı olsam, 'Başbakan'ı
ıdare ediyor' diyecekler. Başba-
kan olarak kalsam, buraya bır
arkadaşımızı getirsek, o zaman
"Cumhurbaşkam'nı idare
ediyor" diyecekler. Bu benim
kaderim. Bundan vazgecemem.
Vazgeçemem, yani elimde olan
bir şey değil. Bunu soyleyecek-
ler.
Benim Cumhurbaşkanlığım,
netice itibanyla buraya gelecek
bir arkadaşım, kim olursa ol-
sun, çok kısa zamanda, eger ben
Başbakan olarak kalırsam, ara-
mızı açarlar çok kısa zamanda,
ben halbuki aranın açılmasına
imkân vermedim. Oburu elım-
de değıl. Ben, onu daha rahal
karşılayabılırım. Rahal rahat
ıdare edebılınm. Kahal rahat bu
konulan karşılayabılırim. Bu
tecrubem var. Bır nevı agabey-
lik. Benim buna yaşım da mu-
sait. Bu bakımdan benim bura-
ya gelmem daha dogru olur ka-
naatindeydim."
Muhalefete de eleştiri
Cumhurbaşkanı Turgut Ozal,
TBMM Plan ve Butçe Komısyo-
nu'ndakı görüşmeler sırasında
gundeme gelen kendısıyle ılgılı
eleştırıler konusunda da "Mese-
la bıraz once arkadaşlanm gel-
di. Başbakanlık'ın butçesı goru-
şulurken hep ben konuşulmu-
şum. Bunun olmaması lazım.
Bu dogru degil. Başka mevzu-
ların bulunması lazım. Ozellik-
le muhalefetın, ciddi mevzuları
bulup gellrmesi lazım. Bunu
söyleyebilirim, şahıslarla oyna-
mak dogru degil" dedı
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafi 1. Sayfada)
da Kuran oğretımı yapılıyor Bu Kuran kurslanndakı öğren-
cı sayısı 1989 yılında 155 bın 403 olmuş.
Dıyanet Işlerı Başkanlığı'nda 69 bın 255 kışı çalışıyor Bu
69 bın 255 kışının kaçta kaçı yuksekokul çıkışlı''
Yüzde altısı*
Dıyanet Işlerı Başkanlığı'nda dınsel yükseköğrenım gör-
muşlerın sayısı 2500'dur Dört yıllık, ıkı yıllık ve üç yıllık yuk-
sekoğrenım gorenlerın sayısı ıle bu sayı bula bula yuzde
altıyı bulmaktadıri
Dıyanet Işlerı Başkanlığı'nda 39 bın 708 görevlı, ımam
hatıp kökenlıdır
Bu 69 bın 255 personelın 18 bın 382'sı ılkokul mezunu-
dur, 6984'u de ortaokul
Bu ne demektır^
Bu, dın hızmetlerının dın eğıtımı görmüş dın adamlan elıy-
le yapılmaması demektır
Bugun gorev yapan ımam ve hatıplerın oğrenım durum-
larına gore dokumlerını yapalım
Dıyanet Işlerı Başkanlığı'nda bugun 50 bın 814 ımam ve
hatıp gorev yapıyor Imam hatıp lıselerını bıtırenlerden ba-
zıları da Dıyanet Işlerı Başkanlığı'nda daktılo, şef ya da me-
mur olarak çalışıyor
50 bın 814 ımam ve hatıbın 10 bın 686'sı ılkokul mezu-
nudur1
Imam hatıp okullarında bugune kadar 69 bın 171 kız öğ-
rencı oğrenım gormuş, bunlardan kaçı Dıyanet Işlerı Baş-
kanlığı'nda çalışıyor9
Imam ve hatıpler arasında dınsel konularda yükseköğ-
renım gorenlerın sayısı 742'dır
Imam hatıp lıselerını bıtırenlerle oğrencı sayısı bugun 433
bın 277'ye çıkmıstır Bunlardan yalnızca 39 bın 907'sı Dıya-
net Işlerı Başkanlığı'nda çalışıyor
Yaklaşık onda bın1
Dığerlerı ne yapıyor'
Dığerlerı, genellıkle hukuk fakultelen ıle sıyasal bılgıler
fakultelerıne gıdıyorlar
1988-89 ders yılında ımam hatıp lıselennı bıtırenlerın 313'u
hukuk, 233'u kamu yönetımı, 34'u uluslararası ılışkıler, 188'ı
tıp fakultelerıne, 1571'ı de çeşıtlı dallarda oğretmenlık yap-
mak üzere değışık fakultelere gırmışler
Imam hatıp lıselennde okuyan kız oğrencı sayısı da her
yıl artıyor Bu okullarda okuyanlar ne ımam oluyorlar ne ha-
tıp
Imam hatıp lıselerınden bugune kadar 69 bın 171 kız oğ-
rencı mezun olmuş, bunlardan yalnızca 1439'u Kuran kur-
su yonetıcısı olarak çalışıyor
Dıyanet Işlerı Başkanlığı nıçın kumlmuş
7
Şu amaçla
— Islam dınının ınançlarını, ıbadet ve ahlak esasları ıle
ılgılı ışlen yurutmek, dın konusunda toplumu aydınlatmak ve
ıbadet yerlennı yonetmek uzere
Yasa boyle dıyor
Dın konusunda toplumu aydınlatmak ıçın okullar kurulu-
yor, lıseter, fakulteler ve enstıtuler açılıyor, ancak bu okul-
ları, bu fakultelen, bu enstıtulerı bıtırenler, bu hızmetlere
gırmıyorlar
Boylece dın hızmetı, dın eğıtımı gormemış ılkokul mezun-
larının ellerınde kaiıyor'
Sorun da budur
Konu, 'ımam hatıp' ya da 'dın duşmanhğı' değıldır Konu,
dın hızmetlerının gereğınce yerıne getırılmesı ıçın yetıştın-
len dın adamlarının bu hızmetı yerıne getırmek ıçın kulla-
nılmamalarıdır
Dın konusu duyarlı bır konudur Bu duyarlı konuyu, de-
magojılere sapmadan, akıl ve mantıkla tartışmak gerekır
» Bu kadar ımam hatıp lısesı mezunu varken dın hızmet-
lerı neden ılkokul mezunları elıyle verılıyor"?
Böyle olunca da devlet dın hızmetını gereğınce yerıne ge-
tırmemış, Islam dınının ınançları, ıbadet ve ahlak esasları
ıle ılgılı ışler aksamış ve dm konusunda toplum gereğı gibi
aydınlanmamış oluyor
Imam hatıp çıkışlılar da çeşıtlı sıyasal akımların mılıtan-
ları ve burokratları olarak kullanılıyorlar
Herhalde amaç dın hızmetı değıl Bu, dın duygularını ve
dınce kutsal kavramları sıyasal amaçla kullanmak .
PENCERE(Baştarafi 2. Sayfada)
ANAP ıktıdarı halkın guvenını yıtırdığı ıçın artık tabana değıl
tavana bağlı
Tavanda da Ozal var
ANAP'lı mılletvekıllerı -lıberalı, tutucusu, gencısı- yurekle-
rının ta derınınde bu gerçeğı duyumsuyorlar, bır yandan ıçın
ıçın ürperıyorlar, öte yandan kanlı bır savaşın kendılerını kur-
tarabılecegını dusunuyorlar
Ey savaş tanrısı' Mığferını gıy, kılıcını elıne al, Ozal'ı kur-
tar" Cunku senden başka hıçbır tanrı Özal'ı ve ANAP'ı kur-
taramaz „
6
Üçlü plan risklî
9
(Baştarafi 1. Sayfada)
ması nedenıyle, ekonomık sıkın-
tı giderek buyuyor Seçımyada
referandum ıçın koşullar elvenş-
h değıl
— Korfez'de sıcak savaş ola-
sılığı yenıden artıyor Artık, mu-
dahalenın tarıhı tartışılmaya
başlandı ANAP ıçın en ıyı ço-
zum, Korfez krızının en az rıskle
ve kısa vadede Turkıye açısın-
dan somut kazanımlarla sona
ermesındedır Anayasa değışık-
lığı bu çozumden sonra ele alı-
nabılır
— Korfez krızının uzaması,
ıçende ekonomık sıkıntıyı daha
da arttıracaktır Bu durumda
başkanlık sistemine yonelık bır
anayasa değışıklığı, Meclıs'tekı
ıktıdar çoğunluğunu bıle böler
Muhalefetten destek alınsa bıle
referandumsuz anayasa değışık-
lığı buyuk olçude rıske gırer
ANAP grubu buyuk olçude yıp-
ranır, hukumet kamuovunda
puan yıtırır Bu durumda ana-
yasa değışıklığı ve mılletvelalı
seçımlennın yerel seçımlerle bır-
leştırılerek erkene alınması, kay-
betme nskı taşıyan kumara gır-
mek olur.
Guzel ve Yılmaz vanlıları,
Özal'ın planlarının netleşmesı
ıçın "bir sure daha" bekleme ka-
rarı aldılar Ozal'a yakınlığı ıle
bılınen ANAP yönetıcılerı de
anayasa değışıklığının şımdılık
gündemlennde olmadığını belır-
terek "Ancak yeni yıl neier geti-
rir, bilinmez. Dunyada çok bu-
yuk ve hızlı degişimlerin vaşan-
dıgı bir donemde, aceleci olma-
mak gerekir" değerlendırmesın-
de bulundular.
Özal'ın istegi
Cumhurbajkanı Özal'ın ya
km çevresuıe, başkanlık sistemi-
ne yonelık anayasa değışıklığı
konusunda aktardığı bılgıler
şoyle.
"— Anayasa kısa ve oz olma-
lı. Anayasada, sadece temel hak
ve hurriyetler detaya girmeden
duzenlenmelı, siyasi yapının ça-
tısı ortaya konulmalı. Cumhur-
başkam'nın gorev ve yetkileri ye-
niden duzenlenmelı. Fransa'da-
ki yan başkanlık modeli, Turk
siyasi yapısına daha uygun duş-
mektedir. Cumhurbaşkanı Ba-
kanlar Kurulu'nun da başkanı
olmalı başbakan sadece bakan-
lar arası koordinasyonu sagla-
makla gorevini yurutmeli. 1982
Anayasası'nda cumhurbaşkanı-
nın yetkıien arttınlarak başkan-
lık sistemine benzer bır işleyiş
hedeflenmıştir. Cumhurbaşkanı
halk tarafından seçilmelidir.
— Yunıtme, yargı, yasama
ilişkileri anayasada kısa ve deta-
ya girmeden yer almalıdır.
— Kişi hak ve hurriyetlerinin
nasıl kullanılacagı, sosyal ve
ekonomik hak ve ödevler. siya-
si partilerle ilgili hukumler, ka-
mu hızmetine girme hakkı, ida-
re ile ılgıli hukumler. YOK ve ust
kuruluşlar. yuksek yargı organ-
lannın ışleyışı, mali ve ekono-
mik hukumler, anayasadan çı-
kanlarak yasalarla duzenlen-
melidir.
— Muhalefetle boyle bir ana-
yasa degişikligi için uztaşma yol-
lan aranmalıdır. Anayasa degi-
şikligi ile birlikte erken seçime
gidilebilir.
— Başkanlık sistemine yone-
iik bir anayasa degişikligi için
mutabakat sağlanırsa, cumhur-
başkanlıgından ayrılabilirlm.
Dogrudan halkın yapacagı bir
cumhurbaşkanlığı seçimine ha»
zınm."
ROMAN VE YAZARLIK ONURU
Samim Kocagoz
5000 hra (KDV ıçınde)
Çağdaş \a\mlari Turkocagı Cad 39-41 Cağaloğlu-tstartbul
Odeftıelı gonderilmez