Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Ressam Kolverdi öldü
• Költür Servisi —
Sanat yaşamının büyttk
bir bölümünde yalnızca
tstanbul'u resmeden
Fikret Kolverdi öldü. 70
yaşında ölen ressam
Kolverdi'nin cenazesi,
bugün Levent Camii'nde
kıhnacak öğle
namazından sonra
Karacaahmet'teki aile
mezarlığında toprağa
verilecek. 1940'ta
Galatasaray Lisesi'nden
mezun olduktan sonra
Fransız filolojisini
bitiren Kolverdi,
1949'dan sonra
Ankara'da Helikon
Sanat Deraeği'nde
Cemal Bingöl ve Abidin Elderoğlu'yla resim çalışmıştı.
Kolverdi, yine aynı dernekte tanıştığı Vecih
Bereketoğlu'nun da öğrencisi olmuştu. Yirmiyi aşkın
kişisel sergi açan Kolverdi için Suna Gönen şunlan
yazmıstı: "Modeli, lstanbul kentinin görkemli doğası
değil, insanmın yaşadığı mekânlar, yürüdüğıi sokakiar,
son uykusuna daldığı kabirler oldu. Bunlardaki
yıpranmışhğın, kokunun, ıslaklığın rengini buldu...
Plastiğin kendine özgü problemlerine öncelik vermesine
rağmen, resimleri, yok olup giden konulan yüzünden
ister istemez belgesellik niteliğdni de taşımaktadıd'
Barış Oyııncuları
• Kültiir Servisi — Bu yılın yaz aylarında kurulan
"Banş Oyuncuları" tiyatro topluluğu, "Ali ile Tipitoş"
adlı müzikli çocuk oyunuyla 17 kasım cumartesi günü,
lstanbul'da, Kadıköy Bahariye Caddesi'ndeki Moda
Sineması'nda perdelerini açıyor. Canlı müziğe de yer
verflen iki bölümlük çocuk oyununu Birol Engeler yazıp
yönetti, mUziklerini Oktay Şenol hazırladı. Kostümleri
Fatoş Moda Evi tarafından hazırlanan oyunun
sergilenmesinde Meral Koro, Okay Şenol, Tarkan Yılmaz,
Vedat Akpınar, Oktay Şenol ve Bekir Engeler görev . .
alıyor. Topluluk her cumartesi ve pazar sabahı saat
10.30'da Moda Sineması salonunda düzenli olarak
sergileyecekleri çocuk oyunlarını mayıs ayı sonuna kadar
sürdürmeyi amaçhyor. "Barış Oyuncuları", uzun yıllar
tiyatro topluluklannda, televizyon, radyo, film ve
seslendirme çalışmalarında görev almış sanatçılardan
oluşuyor.
Fotograf yarıgması sonuçlandı
• Kültür Servisi —
Bayer Türk SM
Grubu'nca düzenlenen
"Çevre ve Sağlık"
konulu "1990 Aspirin
Fotoğraf Yanşması"nın
sonuçlan açıklandı. Cem
Çetin, tsa Çelik, Cengiz
Karlıova, Mustafa Vural,
Ali Seven ve Adem
Kahveci'den oluşan seçici
kurul, dia pozitif
dalında Birol Uzmez'in
"Nükleer Tehlike" adlı
yapıtını "Başan
Ödülü"ne, Gökhan
Yalta'nın "Şehirde
Akşam" eserini
"özendirme ödühT'ne,
renkli baskı dalında
Cengiz Akduman'ın
"Kim Engelleyecek?"
yapıtını "Başan Ödülü"ne, yine aynı sanatçının "önce
Yoktular" adlı eserini "özendirme ödülü"ne değer
gördü. Seçici kurul siyah-beyaz baskı dalında Mustafa
Kocabaşı'mn "Gürültü" adlı eserine "Başan ödülü"
(yukanda) Cem Tlırgay'ın "Azrail Geldi" adlı yapıtına
"Özendirme ödülü" verdi. Seçici kurul aynca dia pozitif
dalında Faruk Akbaş'ın "Ankara" adlı yapıtını "Seçici
Kurul özel Plaketi" ile ödüllendirdi. Ödül kazanan 7
fotoğraf ile sergilenmeye değer görülen 35 fotoğraf
Galleria/Ataköy'deki "Galeri Galleria"da bugün
sergilenecek.
Fresk restorasyonu konferansı
• Kültür Servisi — İstanbul İtalyan Kultür Merkezi
Müdürü Walder Persegati 19 kasım pazartesi günü
"Sistine Şapel'indeki Mikelanj Fresklerinin Temizlenme
Işlemleri" konulu bir konferans verecek. Verona doğumlu
Persegati, ekonomi eğitimi gördükten sonra Kanada F.
Xavier Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden fahri
doktorluk unvanı aldı. W. Persegati'nin
konferansı saat 15.30'da lstanbul Restorasyon ve
Konservasyon MeTkez Laboratuvan'nda gerçekleşecek.
Ünlülerin heykeltıraşı
• ANTALYA (AA) — Kendisine model olarak seçtiği
ünlülerle adını duyuran îngiliz heykeltıraş David Cregen,
eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in heykelini
yapmak istediğini söyledi. Yılın belirli dönemlerinde
Side"ye gelerek dinlenen tngiliz sanatçı, "Eski
Cumhurbaşkanınız Kenan Evren'in çok güzel bir yüzü
var. Bir sanatçı olarak onun heykelini yapmak isterdim"
dedi. Aralık ayı içinde Ingiltere'ye giderek Kraliçe
Elizabeth'in heykelini yapacağını belirten Cregeen,
önümüzdeki yıî, kendisine böyle bir fırsat tanınırsa
Kenan Evren'in heykelini yapmaya başlayabileceğini
bildirdi. Heykellerini bugüne dek tskoçya, Amsterdam,
Washington ve Nevvyork'ta sergileyen sanatçı, Rahibe
Teresa ve Tibetlilerin ruhani lideri Dalay Lama'nın
heykellerini de yaptı.
'Karartma Geceleri'nin yazarı Rıfat Ilgaz, kitabının serüvenini anlattı:
Kitaplar 4
suç' ortağunızIlgaz'ın romanından
Yusuf Kurçenli'nin
sinemaya aktardığı
"Karartma Geceleri",
bugünlerde Londra
Film Şenliği'nde
Türkiye'yi temsil
edecek. Ilgaz,
Kurçenli'nin romanın
özüne bütünüyle bağlı
kaldığını söylüyor.
ANNA TURAY
önce lstanbul ardından An-
talya Film Festivali'nde ödüllen-
dirilen Yusuf Kurçenli'nin "Ka-
rartma Geceleri" filmi önümüz-
deki günlerde Londra'da, 34.
Londra Film Festivali'nde Tür-
kiye'yi temsil edecek.
"Karartma Geceleri", çeşitlı
yönleriyle yıhn en çok sözü edi-
İen filmi oldu hiç kuşkusuz.
Film ilk olarak lstanbul Film
Festivali'nin ulusal yarışma bö-
lümüne katılamama tehlikesi at-
lattı. Bu tehlikeye filmin yapımcı
ve yönetmenine göre denetleme
kunılu, kurula göre ise filmi ge-
reken süreden daha geç veren
yapımcı neden oldu. Yapılan
müdahalelerle ilan edilen tarih-
ten geç de olsa film gösterildi.
Yanşma sonucunda da "Eczacı-
başı Vakfı Yılın En lyi Türk
Filmi" ödülünü aldı.
"Karartma GecelerT'nin bi-
rinciliği çevresinde odaklanan
tartışmalar daha sonra o dönem
TÜRKFİLM Başkanı olan Vec-
di Sayar'ın, TÜRKFİLM Danış-
ma Kurulu'nca filmin "devlet
düşmanı" olduğu gerekçesiyle
uluslararası yanşmalara gönde-
rilmesinin sakıncalı bulunduğu-
nu ve kurumun parasal desteği-
nin esirgendiğini ileri sürerek
tepki göstermesi ardından da is-
tifa etmesiyle daha da alevlen-
di.
Antalya Film Festivali'nden
sonra ise "Karartma Geceleri"
bir kez daha tartışmalara konu
oldu. "Kanlar Kogoşu" filmi ile
'Karartma Geceleri'nin yönet-
meni Yusuf Kurçenli'yle "en iyi
yönetmen" ödülunü paylaşan
Halit Refiğ, kendi filmi Ue "Ka-
rartma GecelerT'ni kıyaslıyor ve
çeşitli yorumlarda bulunuyordu.
Refiğ'e göre her ikisi de 4O'lı yıl-
KAÇAK ÖGRETMEN MUSTAFA URAL BENİM— Rıfat Ilgaz, "Karartma Geceleri'nin kaçak
öğretmeni Mustafa L'ral'ın kendisi olduğunu vurguluyor. Ilgaz, "Bu roman, bu film, 1944'te po-
listen kaçışımın öyküsüdür" diyor.
ların Türkiyesi'ni anlatan bu
fılmler tamamıyla farklı dünya
görüşlerinden yola çıkılarak ger-
çekleştirilmişti ve Antalya'da jü-
rinin "Karartma Geceleri"ne he-
men "Kanlar Koğuşu"nun ar-
dından ikincilik vermesi telifçi
bir tutum ortaya koyuyordu.
Halif Refiğ "Karartma Gecele-
ri"nin işkence olgusuna farklı ve
yanlış bir açıdan yaklaştığım, o
dönemde devlet tarafından ay-
dınlara yöneltilmiş bir işkence
sistematiğinin söz konusu olma-
dığını ileri sürüyordu. Halit Re-
fiğ'in karşı çıktığı en temel nok-
ta "gerçekçilik" esasında beliri-
yordu. Refiğ, bir otobiyografik
romandan sinemaya uyarlanan
filmin ülkenin belli bir döne-
minden kesitler sunması nede-
niyle bu esasa uyması gerektiği-
ni söylüyordu.
"Karartma Geederi"nin yaza-
rı Rıfat Ilgaz'ın ise gerçekçilik
konusunda farklı düşünceleri
var. Son zamanlarda rahatsızlı-
ğı nedeniyle evinden pek dışan
çıkmayan Ilgaz, film hakkında
yapılan tartışmalan basından iz-
lediğini ve bazı sözlere çok içer-
lediğini, kendisinin de bu konu-
da belirtmek istedikleri olduğu-
nu söylüyor.
önce "Karartma Geceleri'nin
kaçak öğretmeni Mustafa Ural
benim" diyor Rıfat Ilgaz. "Bu
roman ve bu film benim 1944 yı-
lında 2.5 a> süreyle polisten ka-
çışımın öyküsüdür."
"Karartma Geceleri"nin öy-
küsü ise yazann 1944 yüında ya-
yımlanan "Sınıf" adlı şiir kita-
bıyla başhyor.
Bir anlamda "Karartma Ge-
celeri"nin "önkitabı" olan "Sı-
nıT', Rıfat Ilgaz'ın 1943 yılında
yazdığı, toplumcu bir öğretme-
nin duyarlıklarını yansıtan şiir-
lerinden oluşmaktadır. Ilgaz bu
şiirlerinde öğrencilerin sımfsal
yapısını ve yoksulluğunu, okul-
dışı yaşamından kesitlerle verir-
ken hemen her satırda toplum-
sal çelişkiyi yansıtır.
"Sınıf" yayımlandıktan tam
25 gün sonra toplatılır. Suçu:
"Yabancı rejim lehinde propa-
ganda yapmak", "Milliyetçilere
taş atmak", "Cemiyetimizin iç-
yüzüne tarizde bulunmak",
"Halk, zümre ve sınıflara dil
uzatmak" kısaca Ceza Yasası-
nın 142. maddesine muhalefet
etmektir.
Rıfat Ilgaz o yıllarda Nişan-
taşı Erkek Ortaokulu'nda öğret-
menlik yapmaktadır. Okuldan
raporlu olduğu bir gün eve dö-
nerken komşulanndan birinin
uyansıyla evde iki polis memu-
runun kendisini beklemekte ol-
duğunu öğrenir. Hiç düşünmek-
sizin yolunu değiştirir ve tam 2.5
ay sonra teslim oluncaya değin
durmadan kaçar. Bu süre için-
de "Sınıf kitabının hesabını
vermek üzere gece gündüz ara-
nır. Ilgaz'ın yargılanması tutuk-
lu olarak yapüır ve 6 aya hüküm
giyer.
Rıfat Ilgaz daha sonra 2.
Dünya Savaşı'nın Türkiye'deki
yansımalanndan biri olan "Ka-
rartma Geceleri'nde süren bu
zorlu kaçışın öyküsünü hep yaz-
mak ister. Ancak baskıcı ortam
40'lardan sonra 50"li yıllarda da
etkisini sürdürecektir.
"Karartma Geceleri" ancak
1%8'de yazılabilir. "Tek suçu-
muz hür insanlar gibi konuş-
mak. Kitaplar suç ortağımız"
diyen Rıfat Ilgaz, böylece Mus-
tafa Ural'ın dramını anlatırken
okuyucuyu 2. Dünya Savaşı'nın
karanlığında, aydınların ve sa-
natçılann dramına, kendi dra-
mına ortak eder.
Rıfaz Ilgaz, "Karartma Gece-
leri"ne ilişkin olarak en çok
"devlet düşmanı" sözüne içerle-
diğini söylüyor. "Ne demek dev-
lete karşı olmak" diyor ve ekli-
yor. "Yani ben eşkıya mıyun? Si-
yasal iktidann karşısında olabi-
lirim, ama devletin degil. Aydı-
nın, sanatçımn görevi en ileri
düşünce sistemine varmak, sağ-
lam bir düşünce sistemine sahip
olmaktır. Bu yüzden ben Mark-
sist bir yazanm, artık rahatlık-
la bunu soyleyebUirim. Ama ben
devlete karşı degilim, devlet ba-
na karşı."
Yazara göre her dönemde iş-
kence var. O dönemde de oldu-
ğu gibi. Gece gündüz sorgula-
maları, ansızın uyandırılıp
hapishane değiştirmeleri, kötü
koşulları, Sansaryan Han'ın ra-
hatsız edici anılannı anlatıyor ve
işkenceye tabi tutularak pence-
reden atılan Hasan Basri adlı ay-
dın bir öğretmeni anımsıyor rı-
fat Ilgaz...
Mizah yanlan, "Sınır' ve
"Devam" adh kitaplan nedeniy-
le yaşamı boyunca toplam ola-
rak 5 yıl, 5 ay, 25 gun "mahpus-
lukla ödüllendirilen" Ilgaz, bu-
gün hapishane anılannı gülüm-
seyerek hikâye ediyor. Nasıl yıl-
larca pasaport alamadığım, der-
ken bir gün, bir zamanlar öğret-
menlik yaptığı, kulağını çekip
yanağını okşadığı çocuğun em-
niyet 1. şubesinde mudür olma-
sıyla pasaportunun ayağına ka-
dar getirildiğini anlatırken biraz
da buruk...
Rıfat Ilgaz son olarak "ger-
çekçilik" konusuna değiniyor.
"Bu roman gerçekçidir" diyor.
"Ancak elbette ben romanoyım,
vakanüvis değil, o yüzden bazı
isirnler bazı yerler degiştirilmiş-
tir. Ama ben bir çagın dramını
vermek zonındayım. O çagı de-
ğiştiremem. Aydımn, sanatçmm
görevi de çağının sorumlulugu-
nu üstlenmektir zaten."
Yazar, filmin romanın ruhu-
na ne ölçüde sadık kaldığı ko-
nusunda ise "Benim bu eserim
istediğim gibi filme yansımıştır.
Yusuf Kurçenli bü>uk başan
göstermiş, ne demek, neyi anlat-
mak istediysem vurgıHayarak al-
tını çizerek filme gecirmiştir" di-
yor.
Sevim Burak'ın oğluna mektuplan "Mach Vdan Mektuplar"adıyla yayımlandı
Uzgün,ölümcül bir öfkeyle
1977-83 arasında oğlu Karaca Borar'a yazdığı
mektuplarda Seyim Burak'ın yaşam ve sanat
üstüne görüşlerinin yanı sıra tanıdığı kişilerle
ilgili değişik yaklaşımları da yer alıyor.
MÜRŞİT BALABANLILÂR
1983 yıh sonunda aramızdan
ayrılan yazar Sevim Burak'ın
1977-1983 yılları arasında, yurt
dışında bulunan oğluna yazdığı
mektuplar "Mach I'dan
Mektuplar" adıyla yayımlandı.
Sevim Burak'ın oğlu Karaca Bo-
rar'ın kendisine yazılmış yüzler-
ce mektubun arasından yaptığı
bir seçmeyle oluşan kitap, Logos
Yayınlan arasında çıktı.
Her cuma günü gazetemizle
birlikte verilen Cumhuriyet Ki-
Up'ın 21 Eylül 1990 tarihü 31.
sayısında, Sevim Burak'ın mek-
tuplarının yayunlanacağını du-
yurmuş, fotoğraflarla birlikte
kimi mektuplanndan ahntılar
sunmuştuk. "Kavgası
Kâğıtlannda" başhğıyla verdiği-
miz haberde "Yanık Saraylar"
(1%5), "Sahibinin Sesi" (1982)
ve "Everest My Lord" (1984) gi-
bi yapıtların yazan Burak'ın
mektuplannın yayımlanması üs-
tüne sunlan yazmıştık:
"Sevim Burak, oğluna yazdı-
ğı mektuplann bir gün yayımla-
nabileceğini düşünmüş müydü,
bilemiyoruz. Mektuplarda v'azı-
lanlara bakılırsa böyle bir niye-
ti olduğunu sanmıyoruz. Çünkü
edebiyat dünyamızın ünlu adla-
n hakkında, olumlu ya da olum-
suz epeyee yargı var mektuplar-
da. Sevim Burak kimini kıyası-
ya eleştiriyor, kiminden de sita-
yişle bahsediyor. Aynca günlük
sonınlar, gelecege ilişkin düşün-
celer, okurlarla ilgili izlenirnler
de var mektuplarda."
Kitap ekinin 31. sayısının pi-
yasaya çıktığı günden hemen
sonra telefonlarımız çalmaya
başlamış, sorular birbirini izler
olmuştu. Neler vardı mektuplar-
da, kimlerin adı geçiyordu, ede-
biyatıyla ilgiü "içerden" ayrın-
tılar yer alıyor muydu?
iki gün sonra Sevim Burak1
ın ressam ömer Uluç'tan olan
kızı Elfe Uluç, yayınımıza tep-
kisini dile getiren bir metin ge-
tirdi: Elfe Uluç şöyle diyordu:
BU PAZAR, GÜNE FARKLI BAŞLAYIN!
YENİLENEN, DEĞİŞEN,
SICACIK BİR ORTAMDA
SAAT 11.00 -15.00 ARASI
YİNESİZLERLEYİZ.
BÜYÜKLER: 55.000 TL ÇOCUKLAR: 35.000
(FİYATLARA KDV VE SERVİS DAHİLDİR.)
AYRICA ÖZEL DİET BÜFESİ
REZERVASYON İÇİN 157 78 22 (4 HAT)
TL
Alkent Tepecık Yolu, Etiler/İstanbul
"Ben ve birçoklannca Türk
edebiyatının en iyi yazaıianndan
biri olarak bilinen annem Sevim
Burak'ın sanatımn anlaşılması-
na bu yayınınızın hiçbir yaran
olmadığı gibi mektuplanndan
seçilip yayımlanan parçalar, ya-
zık ki hem >-azann özel hayatı
üzerine hazırlanmakta olduğu
bilinen kitap için bir skandal
beklentisi oluşturmakla bir çe-
şit reklamcılık >-apmakta, hem
de nıhsal ve sanatsal yapısı kar-
maşık bir yazann nasıl birtakım
ellere düştüğünü göstermekte-
dir." Elfe Uluç*un metnini Kitap
ekinin 34. sayısında yayımladık.
Ardından mektuplan yayına ha-
zırlayan Karaca Borar'dan bir
mektup aldık. Sevim Burak'ın
Orhan Borar'dan olan oğlu Ka-
raca Borar "cevap hakkı" doğ-
duğunu belirtiyordu. Karaca
Borar mektubunda özetle şun-
ları yazıyordu:
"Etkilediği çevreye ve sevip
bir şeyler verdigi 'kalabalığa'
uzak, acı çekerek ölen Sevim
Burak, öncesinde de, kıyaslana-
maz 'metinlerini' yazarken de
açıkça ya da dolaylı olarak yal-
nız bırakılmış; bugün bile tak-
lit edilmeye çalışılan yazı tekni-
ğini anla>°amayan ya da anlayıp
da degişik koşul ve basküar ne-
deniyle anlamazlıktan gelen
dost, yan-dost ve geriye kalan-
lar tarafından kendi haline ter-
kedilmiştir. Tüm bunlar mek-
tuplannda isim isim, olay olay
yer almaktadır.
Oğluna samimiyet, heyecan ve
sevgi fırtınalan içinde yazılmış,
tipik Sevim Burak üslubu ve ka-
ra mizahı yüklü bu mektuplan,
mümkün olduğunca aynen ya-
yımlamak, deyim yerindeyse
boynumun borcudur. (Bunu bu
hafta Nakkaş Tepcde Sevim Bu-
rak'a da soyledim. 24 Ekim 90)"
Ve 9. İstanbul Kitap Fuan'nın
hemen ardından mektuplar ya-
yımlandı: "Mach Fdan Mektup-
lar."
"Mach I", o yıllarda yeni ve
moda olan Ford otomobillerinin
bir modeli. Burak, uzun yıllar
"Ford Mach F' adını verdiği bir
roman üstüne çalışmıştı. Mek-
tuplardan birinde, Karaca Bo-
rar'a şöyle yazmış: "Biliyorsun,
en büyük eserim olacagını Umit
ettigim romanı, Ford Mach I'ı
sana ithaf edeceğim. Çünkü o
kitapta sen varsın... tnşallah bu
kış biter. (20 Kasım 1982)"
"Mach I'dan Mektuplar", Lo-
gos'un Yayin Yönetmeni Asaf
Güven Aksel'in "Not'uyla baş-
hyor. Aksel, Sevim Burak'ın
mektuplannın yayımlanacağı
duyulduktan sonra birçok uya-
n aldıklannı belirttiği yazısında,
"Burak imajının sarsılacagı,
1983 SONUNDA YÎTIRMtŞTtK — "Yanık Saraylar", "Sahibi-
nin Sesi", "Everest My Lord" gibi kitaplann yazan. Sevim Bu-
rak'ı 1983 yıhnın son günlerinde yitirmiştik.
düşman kazanacagı" yargısının
ağır bastığını söyleyerek redak-
siyonda kimi yerlerin çıkarıldı-
ğını belirtiyor. Aksel, "Bu ayı-
bı, bu aydınlann boynuna asıyo-
ruz. Korkunun, sansüriin, ente-
lektuel değerlerden yoksunluğun
boynuna" diyor.
Mektuplan yayına hanrlajraın
Karaca Borar da yazdığı "On-
söz"de Sevim Burak'ın "Zaten
hiç müsvedde yapmadığımı bi-
lirsin. Onun için art düşüncemi
yazmış olamam" dediğini belir-
terek, "Nasıl tarif edecekseniz
edin, kızarak, severek, yaşayarak
tekrar ziyareümize geliyor" di-
yor.
"Sevim Burak'ın Okumadı-
gım Mektuplan Üzerine" baş-
bklı yazıyı kaleme alan Selim
İleri ise "tstanbul'un gölgeli
semtler yazanydı" dediği Se\im
Burak'rn, Kitap ekimizde yayım-
lanan mektup alıntılarını oku-
duğunu belirterek şöyle yazıyor:
"Gerisini okumadığım mektup-
lar, söylentüere bakılırsa, suçla-
malar, sövgüler, ithamlarla yük-
lüymüş. Yayınlanmaması daha
doğruymuş... Böyle düşünmü-
yorum. Çünkü bu mektuplarda
Sevim Burak'ın kimler için ne-
ler söylemiş olduğunu okumaya-
cağım. Yalnızca sözcükler, gi-
zemli, puslu, erinsiz sözcükler
gönlümü çeliyor."
Sevim Burak'ın "Mach I'dan
Mektuplar"da yer alan ilk mek-
tubu 10 Şubat 1978 tarihini ta-
şıyor. Son mektup ise Karaca
Borar'ın arkadaşı Oya Hanım'a
yazılmış ve 19 Şubat 1983 tarih-
İi. OrijinaUerini de gördüğümüz
mektuplar kaç "mach" hızıyla
yazıldı kimbilir? Zaten, Sevim
Burak da mektuplanndan birin-
de şöyle yazıyor: "Karacacığım,
sana vazdığım şeyleri hiç düzelt-
meden, bir oturuşta 10 sahife çı-
kararaktan aklıma gelenler şek-
linde yazıyonım. Edebi bir kıy-
meti yoktiır. Ama emin ol, or-
talıkta isim yapanlar ve çift
ödüllüler, benim sana vazdığım
gibi bile yazmıyorlar."
Çoğunda, Selim Ileri'nin de
belirttiği gibi "üzgün, ölümcül
bir öfkeyle" konuşan yazar,
"...mutluluklar. umutlar, zengin-
lik, onun getirdiği nimetler...
Bnnlar benim edebiyatımda
yok. (...) Yazdıklannun konusu
kendi kendisi olan bir edebiyat
benimki.. Benim konum, yok..
Konu, edebiyatın kendi kendi-
si..." diyor.
Yazar, Türkiye'de çok büinçli
bir gençlik olduğunu, onlann
kendisini okumalarını istediğini
de yazıyor mektuplardan birin-
de Artık, sanat eserinin bir ma-
tematik gibi çözüldüğünü söyle-
yen Burak, yazdıklannın, yeni
bir dil bilimi, "kavramsal sana-
tın Uk ürünleri olduğunu" söy-
lüyor.
1978-1983 yıllan arasında ya-
zılmış 20'yi aşkın mektup artık
okurun elinde.
Ne yazıyordu Sevim Burak:
"Benim hocam, tannm Kafka-
dır."
Bir de bu gözle okunmaz mı?
Necatigil
şiir ödtilü
• Kültür Servisi — Behçet
Necatigil'in anısına
düzenlenen şiir ödülü 13
aralıkta verilecek. Seçici
kurulunu Adalet Ağaoğlü,
llhan Berk, Doğan Hızlan,
Rauf Mutluay, Fethi Naci,
Hilmi Yavuz ve Tahsin
Yücel'in oluşturduğu
yanşmaya katılmak
isteyenlerin 1990 yıh içinde
yayımlanmış şiir
kitaplanndan 8 adedini en
geç 25 kasım tarihine kadar
PK 109 Beşiktaş lstanbul
adresine göndermeleri
gerekiyor.
KemalKale
anıhyor
• Kültür Servisi —
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi'nde
(Haldun Taner Sok.
Caddebostan) bugün saat
15.00'de şair Kemal
Kale'nin anısına bir toplantı
yapılacak. Toplantıya
konuşmacı olarak Sunay
Akın, Akgün Akova,
Süreyya Berfe, Cezmi Ersöz
ve Osman Şahin kaülacak.
Kemal Kale'nin "Adım
Kalabahktır" ve
"Yaşlanmayan îkümlere"
adlı iki şiir kitabı
bulunuyor.
Flüt konseri
• Kültür Servisi —
lstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan'nda sezonun
ilk sanat etkinliği 20 kasım
salı günü saat 15.00'te
lstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan Konser
Salonu'nda Erkan Alpay'ın
flüt sınıfının konseri ile
başhyor. Flüt Oda Müziği
konserinde, W.A. Mozart'ın
Do Majör Flüt Arp
Konçertosu, Luigi
Boccherini'nin Re Majör
Flüt Konçertosu ile
Telemann ve J.B.
Boismortier'in eserleri
seslendirilecek.
Fotoğraf sergisi
• Kültür Servisi —
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi'nin
Hollanda Büyükelçiliği,
KLM Havayollan, Türk
Phillips AŞ'nin desteği ile
Mersin Liseliler Derneği'nin
işbirliği ile hazırladığı
"Vincent Van Gogh/Paul
Huf Göz Göze" adını
taşıyan röprodüksiyon ve
fotoğraf sergileri, 23
kasımda Kadıköy Kültür ve
Sanat Merkezi'nde
sergilenmeye başlayacak.
Sergi 2 aralığa dek sürecek.
Karaveli
İsveç'te
• Göteborg "Sanat
Merkezi"nde ekim ayında
açılan ve Türk ressamı
Suzan Karaveli'nin de (25)
ağırhklı olarak yer aldığı
karma resim sergisi Isveç
sanat çevreleri ve basınında
ilgiyle karşılandı. 3 genç
Isveçli ressamın yanı sıra
özellikle Karaveh'nin büyük
boy akrilik çalışmalan
eleştirmenlerce "gençliği
yansıtan fırtmah, özgün ve
çarpıcı yapıtlar" olarak
değerlendirildi.
Iç dünyadan
tuvale
• Kültür Servisi — Ressam
Neşet Dündar'ın resim
sergisi Yapı Kredi Beyoğlu
Sanat Galerisi'nde sürüyor.
Hepsi yağüboya yaklaşık 40
eserini sergileyen Dündar,
1937 İnegöl doğumlu.
lstanbul Makine Tekniker
Yüksek Okulu mezunu olan
sanatçı resim eğitimini
Nurettin Akbulut'tan almış,
Almanya ve Fransa'nın
değişik kentlerinde sanatsal
çalışmalarda bulunmuştur.
1971'den bu yana 5 kişisel
sergi açan, pek çok karma
sergiye katılan Neşet
Dündar sanaı görüşünü
şöyle özetliyor: "Iç
dünyanın simgelerini ürik
ve düşünsel olarak değişen
düşünce ve görme biçimleri
ile tuvallere yansıtarak özü
aramak..." Sergi 30 kasıma
dek görülebilir.
BILSAK
1
TA
BUGÜN
17 Kasım Cumartesi:
19.30 BilsakTiyalro
Atölyesi: "Işte Baş tştc
Gövdc tşte Kanaılar"
Yazan: Sevim BURAK
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00 30
Rock Ca.e-Bar (5.Kat)
12.00-18.00 HeavyMctal
18.00-24.00 Rock
15.00 Holcln The Wall
21.00 ErkinKoray
BİLSAK, Sırasclvilcr .
Cad., Soğancı Sok.7
CtHANGlR
143 28 79-99