03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 1990 HABERLER CUMHURİYET/1S KÖRFEZ KRİZİ 'Saddanı geri çeküebiür 9 Dış Haberler Servisi — Sov- yetler Birliği lideri Mihaii Gor- baçov'un Ortadoğu özel temsil- cisi Yevgeni Primakov, Saddam Höscyin'in geri çekilmeyi kabul edebileceğini söyledi. ABD Baş- kanı George Bush ise, Körfez- de uzun süreli sert bir mücade- le olmayacağını, bu nedenle Vi- yatnam'la paralellik kurulama- yacağını bildirdi. Saddam Hüseyin, ABD ve Suudi Arabistan'a görüşme çağ- nsında bulunurken, Kuveyt'ten çekibnesinin ön koşul olarak ge- tirilmemesi durumunda her ko- nuyu masaya getirmeye hazır ol- duğunu bclirtti. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, yönetimin Körfez krizini çözmek için gü- ce başvunnaya henüz karar ver- mcdiğini söyledi. Kanada, BM Güvenlik Konseyi'nden, Irak'a karşı güç kullanılmasma izin vermesini isteyecek. Mihaii Gorbaçov'un Ortado- ğu özel temsilcisi Yevgeni Prima- kov, Saddam Hüseyin'in artık daha gerçekçi düşündüğünü ve geri çekilmeyi kabul edebilece- ğini söyledi. ABD'de bulunan Primakov, Saddam Hüseyin'in, Kuveyt'ten cekilmesinin, Ortadoğu'daki öteki sorunlarla birlikte ele alın- ması göruşünde eskisi kadar ıs- rarlı olmadığını da kaydetti. Bush'un demeci AA'nın haberine göre ABD Başkanı Bush, izlediği politika- lann ülkeyi başka bir Vietnam savaşı içine sürükleyebileceği yo- lundaki iddialan reddederek Körfez'de uzun süreli sert bir mücadele olmayacağını söyledi. Bush, CNN televizyonuna verdiği demeçte, "İnsanlar bu konuya gerçekçi yaldaşmalıdır- iar, anlaşılabilir bir korkuyla dep" dedi. Başkan Bush, "Baş- komDtan olarak hiçbir zaman kazanmayacagımız askeri bir durnma hiç kimseyi sokmam" diye konuştu. Körfez'de, Vietnam'daki gibi uzun süren bir mücadele olma- yacağını kaydeden Bush, iki olay arasında paralellik kurulmasım kabul etmediğini söyledi. Saddam'm açıklaması Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Körfez krizinin tek cö- zûm yolunun, Bağdat ile ABD ya da Suudi Arabistan arasında göriışmeler yapüması olduğunu söyledi. Saddam Hüseyin, Amerikan ABC televizyonuna verdiği de- meçte, Körfez'de banşın, "ma- knl, tamamlanmış ve nihai" bir anlaşmaya varılması durumun- da sağlanabileceği göruşünü de tekrarladı. Saddam, ABC televizyonu muhabiri Peter Jennings'e ver- diği demeçte, "Krizin çözümii için görebUdiğimiz tek yol, ko- nuyla baglanblı önemli taraflar arasında bütiin konulan kapsa- yan, makul çözüm geürebilecek geniş kapsamlı göriişmeler yapılmasıdır" dedi. Saddam Hüseyin, eğer krize bir Arap çözümü getirilecekse Suudi Arabistan, uluslararası bir çözüm getirilecekse ABD ile gö- rüşmeler yapüması gerektiğini söyledi. Televizyon muhabiri Jen- nings'in, Irak'ın Kuveyt konu- sundaki tutumunun görüşülebi- lir olup olmadığı yolundaki bir sonısu üzerine Saddam, "Onu kastediyorum" dedi. Ancak Saddam Hüseyin, Irak'ın Ku- veyt'ten çekilmesini, göriişmeler için bir ön şart olarak kabul et- mediğini tekrarladı. ABD Başkanı George Bush- un Kuveyt'ten çekilmesi yolun- daki çağrısı konusunda Sad- dam, "Bu bir diyalog degildir. Bunlar kapitülasyonlar için ön şartür. Diyalog hangi temeller üzerine olacaktır?.. Bush, bizim üzerimizdeki bu boykol ve ab- lukaya devam mı edecektir?" dedi. Baker: Karar vermedik ADB Dışişleri Bakanı James Baker, yönetimin Körfez krizi- ni çözmek için güce başvurma- ya henüz karar vermediğini bil- dirdi. Baker, Brüksel'de düzen- lediği basın toplantısında, sila- ha başvurmanın gözden uzak tutulamayacak ve tutulmaması gereken bir seçenek olduğu gö- ruşünü yineledi. Kanada'nın talebi BM Güvenlik Konseyi'ne üye olan Kanada'nın, Konsey'den Irak'a karşı güç kullanılmasma izin vermesini isteyeceği açıklan- dı. Bahreyn'de bulunan Kanada Savunma Bakanı Bill Mcknight, "Saddam Hüseyin'i Kuveyt'ten çıkmaya zorlamak için, Güven- lik Konseyi'nden silaba başvu- rulmasını onaylamasını isteyeceğiz" dedi. Öğretmen Sıddık Bilgin olayının sanığı Binbaşı Ali Şahin: Görevimi yaptım, suçsuzumÜsteğmen Ümit Eriş'in kendisini suçlayan sözleri için "Mahkeme geçmişi temiz tanıklara mı inanacak, yoksa bu üsteğmene mi?" diyen Şahin, "Vicdanen müsterihim, bunun için gerekirse yargılanırız. Ortada otopsi raporları var" şeklinde konuştu. okulda, "jandarma meslek" derslerine giren Binbaşı Şahin, önce "devlet memunı olduğunu, bu nedenle. izinsiz konuşama- yacaguu" söyledi. Ancak daha evinde bulunduğunu ve meslek- ten de ihraç edildiğini söyledi. Eriş'in bu tecavüz olayının, Sıd- dık Bilgin olayından 5 gün son- ra meydana teldiğini de anım- TURAN YILMAZ ANKARA — Öğretmen Sıd- dık Bilgin olayının en önemli sa- nığı Binbaşı Ali Şahin, Üsteğ- men Ümit Eriş'in kendisini suç- layan anlatımları için "Mahke- me, geçmişi tentiz tanıklara mı inanacak, yoksa ona mı?" dedi. "Vicdanen müsterihim, nihayet görevimizi yaptık, bunun için yargılanınz da" diyen Binbaşı Şahin, devletin, yasalan izin ver- diği ölçüde yanında olduğunu belirterek "Bizi yalnız bırakan basındır. Basın tek yanlı olarak, örgiıt elemanlannın savunucu- su, âdeta onlarca yönetiliyor- muşçasına hareket ediyor" diye konuştu. Öğretmen Bilgin'in işkence sonucu meydana gelen ölümü- ne, kaçarken vuruldu süsü ver- mekle suçlanan Binbaşı Ali Sa- hinle, Ankara Jandarma Astsu- bay Okulu'nda görüştük. Bu sonra, Üsteğmen Eriş'in anla- satan Binbaşı Şahin, sonradan tımlarımn kamuoyunda yarattı- bu iki erin kendi bölüğüne gön- ğı etki nedeniyle, yargılandığı derildiğini, burada kendisince davadaki savunmalannı anımsa- de yapılan incelemede Eriş'in bu suçu işlediği sonucuna vardığı- nı, bu saptamasını da Ust ma- kamlara ilettiğini söyledi. Bu saptamasmm da Eriş hak- kmda açılan davada etkili oldu- lul ile Içişleri Bakanı Abdülka- ğunu öne süren Şahin, bunları dir Aksu'yu zor duruma düşü- anımsattıktan sonra Eriş'in ken- ren Üsteğmen Ümit Eriş'in, bö- disini suçlayan ifadeleri için lük komutam olarak görev yap- 'namertlik' suçlamasında bu- üğı birlikteki iki erin ırzına geç- lundu ve "Bu, onun vicdanı ile mekten 16 yıl 8 ay hapis cezası b«Ş »«?» kalacagı bir olay. Or- aldığım, bu nedenle halen ceza- tada müspet deliller var. Otopsi tarak sorulanmıza karşıhk ver- di. Binbaşı Ali Şahin, açıklama- ları ile dönemin Içişleri Bakanı olan Başbakan Yıldırım Akbu- raporu, diğer tanık anlaûmlan var. Otopsi raporunda, Sıddık Bilgin'in işkencede değil, kur- şunla öldüğü bdirtiliyor. Mah- keme, geçmişi temiz tanıklara mı inanacak yoksa bu üstegme- ne mi" dedi. Sıddık Bilgin'in "PKK'h oldugu" savını da yineleyerek, bunun PKK'nın yayın organın- da da açıkça belirtildiğini öne süren Şahin, "Benim Tann ya inancun var. Tann mutlaka ada- letin tecelli etmesini sağlayacak- tır. Ben suçsuzluguma kesinlik- le inanıyorum" diye konuştu. Kendisiyle birlikte bölgede görev yapan birçok subayın, "bedef olunım, düşman sahibi olunım" gibi gerekçelerle olay- ların üzerine gerektiği gibi git- İÇİŞLERİ BAKANI, ÜSTEĞMENİN İTİRAFEVDAN SONRA KONUŞTU: Aksıı: Açıklamalarundaçelişki yok ANKARA (Cumburiyet Bürosu) — tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, öğret- men Sıddık Bilgin'in olümü olayıyla il- gili dava sanıklarından Üsteğmen Ümit Eriş'in itiraflanyla ilgili gelişmeleri, "bu gelişmeterle kendisiain daha önceki açık- lamalan arasında çelişki olmadığı" bi- çiminde değerlendirdi. Aksu, o dönem- de HEP Adana Milletvekili Cüneyt Can- cer'in soru önergelerini 8. Kolordu Ko- mutanlığı'nın verdiği takipsizlik karan- na dayanarak yanıtladığını ifade etti. Aksu, Cumhuriyet muhabirinin, ken- disinin ve o dönemin Içişleri Bakanı Vıl- dınm Akbulut'un, Canver'in soru öner- gelerine 198S yılında verdiği yamtlarda, öğretmen Sıddık Bilgin'in işkenceyle öl- dürüldüğü savlarım yalanladıklarını anımsatması üzerine şunları söyledi: "Şimdi ben Cüneyt Canver'in soru önergesini ve verdiğim cevaplan çıkanp inceledim. Bir çelişki görmedim. Ben ve benden önceki bakan Yıldırım Akbulut verdigimiz cevaplarda demişiz ki 'kaçar- ken vurulmuş ölmüş'. Otopsi raporu ha- zırlanmış ama avukatlar işkencede öldü- ğü iddiasında bulunmuş. Ama 8. Kolor- du Komutanlığı takipsizlik kararı ver- miş. Savcılık, takipsizlik karan verilmiş olduğn için de önce dava açmamış, ama daha sonra Bingöl Agır Ceza Mahkeme- si'nde dava açılmış." Aksu, yamtlarının "takipsizlik karanna" dayandığını kaydederek, "Zaten mahkeme hâlâ devam ediyor. Bu itiraflarda bulunan eski Üsteğmen Ümit Eriş de bu olayda sanık, dava 1987de açılmış 1990'da itiraf ediyor. O da dogruysa" dedi. Mahkemenin bu iti- rafları da inceleyeceğini, buna göre ka- rar vereceğini ve yargılamanın da henüz sonuçlanmadığını vurgulayan Aksu, "burokralların kendisine yanlış bilgi vennesinin soz konusu olmadığını" söy- ledi. "Bu davada Binbaşı Ali Şahin iş- kenceyle öldürmekten raahkûm olursa sözkonusu takipsizlik karannı verenler hakkında işlem yapacak mısınız?" so- rusunu Aksu, "Ben bir şey yapamam. Ben adliyenin amiri degjlim ki" biçimin- de yamtladı. Bilgin'i işkenceyle öldürüldükten son- ra kurşunlattırdığı iddia edilen Binbaşı Ali Şahin hakkında övücü ifadeler kul- lamldığının anımsatılması üzerine de Aksu, "Şahin'in jandarma komutanlı- ğının her seviyesinde görev yapabilece- gini söylemiştik. Zaten Canver'in iddia ettigi gibi Ali Şahin ırza geçme davasın- da sanık degil" dedi. Aksu sanık Ali Şa- hin'in hâlâ görevini sürdürdüğünü de sözlerine ekledi. Aksu, "Davanın açılmasından sonra adli tıptan gelen rapor ile sıkıyönetim savcısının verdiği ilk rapor aynı. Yani kafasına vurularak degil kurşun sıküa- rak ölmüş" dedi. mediklerini, ancak kendisinin bu konularda herhangi bir kor- ku duymadan olayların üzerine gittiğini savunan Şahin, bu olay- daki suçlamalann da kendisine, bu tutumundan ötürü yöneltil- diğini iddia etti. "Vkdanen müsterihim. Nihayet görevimizi yaptık, bunun için yargılanınz da" diyen Şahin, devletin ken- dilerini yanlız bırakmadığını, yasalar çerçevesinde ve ölçüsün- de yanında olduğunu da belir- terek şöyle konuştu: "Bizi yalnız bırakan basındır. Basın tek yanlı olarak, örgüt ele- manlannın savunucusu, âdeta onlarca yönetiliyortnuşçasına hareket ediyor. Açlık grevlerini bile insan haklan maskesi altın- da büyük puntolarla yazarkea öldürülen subav ve erlerle UgiH haberieri ise ya küçiik puntolar- la ya da bazen hiç yazmıyor. Bunlar bizi üzüyor işte." tnsanlara değil, devlete inan- dığını, bu açıdan da her zaman devletin yanında olduğunu savu- nan Şahin, halen avukatımn bu- lunmadığını, avukat tutacak pa- rasırun da olmadığını belirterek mahkemeye başvurarak avukat isteyebileceğini söyledi. Şahin, arkadaşlarının da aralannda pa- ra toplayarak kendisine avukat tutmak istediklerini belirterek "Bu ulvi düşünce gerçekleşirsc o zaman mahkemeye başvunna- ma gerek kalmaz" dedi. Oldukça tedirgin ve endişeli olduğu gözlenen Şahin, söyleşi boyunca sürekli sigara içti. Za- mammn çok az olduğunu da sık sık yineleyen Şahin'in son söz- leri, "Devlet vardır, ebediyen de var olacak. Devlete inanıyonu" oldu. IMF'den Körfez yardınu (Baştarafı 1. Sayfada) suz etkilenen ülkelere "olağa- Düstü hal" yardımı yapıhnasını kararlaştırdı. IMF'den yapılan açıklamada, Ortadoğu'daki son gelişmelerin dünya ekonomisinin duyarühğı- nı arttırdığı ifade edilerek fona da bu gibi beklenmeyen şoklar- da üyelerine yardım etme konu- sunda önemli görevler düştüğü kaydedildi. Açıklamada, söz konusu özel mali desteğin, yeni programlar yerine, kalkınmakta olan ülke- lere yönelik mevcut kredi prog- ramlannm genişletilerek ve yay- gınlaştınlarak yapılacağı belir- tildi. IMF'nin acıklamasında, fo- nun, Körfez krizinin olumsuz etkilerinin aşılması yolunda aç- tığı kredileri ve uygun görüldü- ğü takdirde de binde 5 gibi dü- şük bir faiz uygulanan "imtiyazh" kredileri arttırmaya hazır olduğu belirtildi. Diplomatik gözlemciler,"yar- dım görecek adaylar arasında Türkiye, Mısır ve Ürdün gibi sı- nır ülkelerinin yanı sıra Latin Amerika ve Afrika'daki bazı yoksul ülkelerin başta geldiği görüşündeler. IMF'nin Körfez krizi nede- niyle aldığı kararların geçici ni- telikte olduğu ve 1991 yılı so- nunda yürürlükten kalkacağı bildirildi. Japonya ile anlaşmaya imza Körfez krizinden doğan za- rarlann karşılanmasına yönelik Japonya'mn Türkiye'ye verece- ği 29 milyar 112 milyon yen (yaklaşık 200 milyon dolar) tu- tarındaki kredinin esaslanna ilişkin anlaşma Ankara'da im- zalandı. Anlaşmayı Türkiye adı- na Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşan Nanuk Keraal Kılıç, Ja- ponya adına da Ankara Büyü- kelçisi Takashi Sengoku imza- ladı. BAE'den kredili petrol talebi Türkiye, Suudi Arabistan'ın 1,1 milyar dolarlık hibe niteli- ğindeki petrol yardımı önerisi- nin ardından, Birleşik Arap Emirükleri'nden de 1991 ydı so- nuna kadar alınacak ham pet- rolün kredili olarak verilmesini istedi. • . . » TÜPRAŞ Gene! Müdürü Mehmet Savran'la birlikte, Su- udi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde temaslarda bu- lunan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Namık Kemal Kılıç, Japonya, Körfez ülkeleri, AT ve diğer bazı Avmpa ülkelerinin krizden en çok zarar gören Türkiye, Mısır ve Ürdün'e top- lam 10,5 milyar dolar yardım- da bulunmayı taahhüt ettiklerini ammsatarak şunları söyledi: "Her ülkenin ne kadar para vereceğini bilmiyoruz. Yalnız Japonya 2 milyar dolar, AT 2,5 milyar dolar, S.Arabistan- Kuveyt ve BAE'den oluşan üç Körfez ülkesi ise toplam 6 mil- yar dolar yardım vereceklerini açıklanuşlardı. Biz bu ülkelerin herbiriyle tek tek görüşerek Türkiye'ye yapacaklan yardım- lann tutan ve ödeme şekline iliş- kin görüşmelerde bulunuyoruz. S. Arabistan ve BAE'ye de esa- sında bunun için gittik." Sovyetler'de ipler gerîlîyor Vünıırrlîi i * n s ı l l l H l l k l a n D e r ı ı e « l * s t l ı n b u l * l l b e s i I I I n "* n 'san]^ S u ç u S a v a ş a Hayır " imza kampanyası devam ediyor. Karaköy-Kadıköy vapunında dün gerçekleştirilen "imza toplama eylemine" va- tandaşlar değişik lepkiler gösterdiler. Bazıları "tereddütle" imza atarken bazılan "Tabii imzala- nm savaş istemiyoruz" diyerek imza attılar. Yanındaki yabancı misafirlerine olup biteni tngilizce anlatmaya uğraşan bir kadın imza kâgıdına "Kattiyen böyle şeyler istemiyoruz" diye yazarken türbanlı dört kadmın "Savaşı kim ister, Allah saklasın" dileğiyle imza atmalan ilgi çekti. Bazı vatandaşlar ise degişik gerekçelerle imzalamayı reddettiler. (Fotograf: Nilgün Toptaş) 'SAVAŞ PKOVASr VE KARARTMA Adanada 6 siren' heyecanı ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) — Körfez'de savaş çıkması halinde Irak'ın "hedef- lerinden biri" olduğu belirtilen Incirlik Üssü'nün bulunduğu Adana'da "savaş provası" ve ka- rartma tatbikatı yapıldı. Dünkü sivil savunma tatbikatı için ça- lınan nükleer tehlike sirenleri kentte heyecan yarattı. Sivil savunma gönüllüsü bin kişinin gaz maskeleri ve özel el- biselerle katıldığı tatbikatta, çe- şitli kurtarma ekipleri düşman saldırısı, nükleer tehlike, doğal afet ve büyük yangınlar çıkmış gibi hazırlanan "savaş senaryosunu" uyguladılar. Ken- tin bir bölümünde de akşam sa- atlerinde karartma yapıldı. Adana Sivil Savunma ll Mü- dürü Hüseyin Ünal, tatbikattan önce yapılan toplantıda sivil sa- vunmanın önemini anlattı. Ünal, sivil savunmamn ülkemiz- de daha çok saldırı sırasında cephe gerisindeki zayiatı en aza indirmek olarak algılandığını söyledi. (Baftarafi 1. Sayfada) rini bir koalisyon organına, bir anti-kriz komitesine devretmelidir" dedi. Gorbaçov, dün Yüksek Sov- yet'in (parlamento) olağanüstü gündemli otunımunda konuştu. Litvanya dışındaki birlik cum- huriyetlerinin devlet başkanları ile başbakanlanmn da katıldık- ları oturumda Gorbaçov, özel- likle ekonomik reform progra- mı ile ordu üzerinde durdu. Yaklaşık 70 dakika konuşan Gorbaçov, merkezi hükümetin ülkeyi bunalımdan çıkaracak güçte olduğunu söyledi ve cum- huriyetlerin desteğini istedi. Ko- nuşmasında, ülkenin geleceği konusunda kendisininfcesinbir fikre sahip olmadığı yolundaki eleştirileri reddeden Gorbaçov, yönetimin somut bir reform programma sahip olduğunu, bu programın kesirüikle uygulana- cağını vurguladı. Bu kış Sovyetler Birliği'nde açhk çekileceği, enerji yetersiz- liğinden dolayı insanlann dona- rak ölecekleri yolundaki söylen- tileri kesinlikle reddeden SSCB Başkanı, "Reformculann savun- ma konumlanndaki faaliyete son verip saldınya geçmeterinin tam zamanıdır" şeklinde konuş- tu. Baltık cumhuriyetlerinde si- lahlı kuvvetler mensuplannın çeşitli haklannı kısıtlayan uygu- lamaların kabul edilemez oldu- ğunu belirten Gorbaçov, "ÖBÜ- mnzdeki günlerde, yüksek ko- muta kademeleri sonınunu in- celejeceğiz. Bu giiçlü örgütün, kendisini refonndan koparta- mayacagı göriişündeyim" dedi. SSCB Yüksek Sovyeti toplan- tısmdan önce merkezi hüküme- tin cumhuriyetlere damşmadan birçok malın fiyatını serbest bı- rakan kararnamesi, ülkedeki si- yasi gerginliği doruğa ulaştırdı. Kazakistan ve Moldavya ile bir- likte bu kararnameyi geçersiz ilan eden Rusya Federasyonu- nun Devlet Başkanı Boris Yelt- sin, Yüksek Sovyefin dünkü oturumunda, Nikolay Rijkor başkanlığındaki hükümet için en kısa süre içinde güvenoyla- masına gidilmesini istedi. Gorbaçov'dan sonra söz alan Yeltsin, "Hükümet, yetkilerini bir koalisyon organına, bir ola- ganüstü anti-kriz komitesine devretmek üzere karar alınma- udır. Başkana, bu konuda cum- buriyetlerle göriişmesi için iki hafta süre verilmelidir" dedi. Leningrad'da karne uygulaması SSCB'nin ikinci büyük kenti Leningrad'da çok sayıda temel ihtiyaç maddesinin satışınm ara- lık ayı başından itibaren karne- ye bağlanması kararlaştırıldığı bildirildi. 2. Dünya Savaşı sıra- sındaki Hitler ordularının ger- çekleştirdiği büyük kuşatmadan sonra Leningrad kentinde ilk kez gıda maddeleri ve yakıt sa- tışına karne getirileceği kay- dedildi. Sovyetleı^e acil yardım Almanya'dan sonra ABD'rün de SSCB'ye acil yardım yapma- ya hazırlandığı bildirildi. Ingil- tere de, Sovyetler Birliği'ne iki yıl içinde 39 milyon dolar tuta- rında teknik yardım sağlayaca- ğını açıkladı. VEFAT Rahmetli Fahri Bey ile Nuriye Hanım'ın oğlu, Selma Kolverdi'nin eşi, Tunç Kolverdi, Nazlı ErserteFin babaları, Ferhan Kolverdi ve Servet Ersertel'in kayınpederi, Benk ailesinin akrabası, Temren ailesinin yeğeni Ressam. FİKRET KOLVERDİ (Galatasaray 1939-40 mezunu) Allah'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 17.11.1990 günü öğle namazuıı müteakip Levent Camii'nden kaldınlarak Karacaahmet aile kabristanına defnedilecektir. AİLESİ NOT Çelenk gönderümemesi, arzu edenlerin T.E.Vna bağışta bulunmaları rica olunur. BAŞSAĞLIĞI Şirketimiz ortaklanndan Tunç Kolverdi'nin babası, Ferhan Kolverdi'nin kayınpederi Reseam FİKRET KOLVERDİ Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. FERKO TEKSTtL SAN AYİ VE TİCARET ETD.ŞTİ COMPUTERWORLD Monitör Vaadoli'nuo Hikîmi I • ı » ı • < • • ı ı I I ı*ı h DOGUANADOLU'NUN HİKAYESI (Ekonomik ve SosyafTarih) * Batı ile Doğu arasındakı uçu- rum nasıl büyüyor? * Kürt ayaklanmalan Doğu'yu nasıl etkıledı? * EmperyalizrrMn gerçekleşmeyen Doğu projeleri nelerdi? * Doğu'da feodalite ne boyutta, kapıtalizm nastl gelişi- yor? * Doğu'dan ışgucü ve sermaye kaçışı ne boyutta? * Gap, Doğu'da nasıl bir değışım öngörüyor? Zengin verilerle, harıtalarla, Türkıye'dekı bolgesel eşıtsız- tik ve doğu sorununu ınceleyen zengin bir kaynak. MUSTAFA SÖNMEZ F ARKADAŞ YAYINLARI T»l: 134 46 24 Fax: 134 38 52 DAâmU: ANKARA AOAŞ: 134 46 24 İSTANBUL CEMMAY: 52701 59 Tek istektefde 15 000 -TL hk damga pulu göndenlmesı rea otunur "Kaysılarımız üzümlerimiz incirlerimiz Bizim denizlerimiz bir gün haykıracak. Kendi eserimiz değil mi zincirlerimiz înanın ki onları gene insanlar kıracak." KERİM KORCAN'ı yitirdik. GÖKSEL-ERDtNÇ ÖZKÖYLÜ, StBEL ÖZBUDUN, HACİTE-CAN PAMtR, NtLGÜN- TANJU StRMEN, CEVDET URAL, ERCÜMENT KONYAR VEFAT Emekli Yük. Levazım Albay OSMAN ZEKİ TÜMERDEM (1929-B-6) hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 17 Kasım Cumartesi (bugün) Altunizade Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığf na defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. AİLESl Grece idrara sık kalkıyorsanız bizi araymız !f. ;""5 S6 00 554 Fu.\ 5S-1-: ;•: SIMI loplıım \ e Kurumları Prof.Dr. AyşeOncü Prof.Dr. İlterTuran 17Kasm1990 CemalReşitRey KcMiser Salcxıu •AltKat» Harbiye«Saat: 14:00 Bikji için: 174 95 75-76 NİŞANTAŞI I «tSTAUHANT Düğün Salonlan ' 16.M0I R»ZıM762M/1477«40 Salonlaruuz klUMİı ve 400-lonrj kifillktir. ONİKİDEN ONtKİYE TÜRKİYE Ali Sirmen 3. bası 3000 Ura (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tslanbul E-5 Karayolu üzerinde kız öğrencilere kiralık oda 593 58 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle