03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/18 SPOR 17 KASIM 1990 Hiddink'in antrenörü kolları sıvadı ve ilk çalışmayı yapîırdı Fener'e 55Tik delikanlıSpor Servisi — Fenerbahçe, Adana- spor hazırlıklannı sürdürürken, Hid- dink'in Hollandalı yardıması Ger Blok da dün ilk kez takımı çalıştırdı. Dereağa tesislerindeki antrenraanı yö- neten Ger Blok, kondisyon ağırlıklı ça- lışma yaptınrken, uyguladığı değişik yöntem ve hareketleriyle de futbolcula- n neşeye boğdu. Hollandalı antrenör yaklaşık 1.5 saat süren çalışmada adeta futbolculann pes- tilini çıkardı. Antrenman sırasında fut- bolcuları disiplin ve konsantrasyon ko- nusunda sık sık uyanlarda bulundu. Fe- nerbahce'nin sezon başından bu yana ilk kez böylesine ciddi bir çalışma yaptığı gözlendi. Sakatlıklan süren RŞenol ve Müjdat düz koşu yaparak çalışmalanm sürdür- dü. Sakatlığı geçen Hakan'ın ise Adana- spor maçında oynayacagı açıklandı. San - Lacivertliler bugün son çalışmayı ya- pıp Sürmeli Otel'de kampa girecek. Menajer Selim Soydan, "Ger Blok'un faydalı olacagına inanıyorum. Futbokrn- lar iik kez böylesine ciddi bir çalışma GER BLOK — 55 yaşınds Hollandalı antrenör yaklaşık 1.5 saat süren çalışmada futbolculann adeta pestilini çıkardı. Ger Blok'un faydalı olacağına inandığını belirten menajer Selim Soydan,'futbolcular ilk kez böylesine ciddi bir çalışma yaptı. Kendisiyle en kısa zamanda anlaşmak istiyoruz'dedi. Sarıyerli Sercan'ın transferinin ise pazartesi günü yapılacak yönetim kurulu toplantısından sonra kesinlik kazanacağı açıklandı. yaptı. Kendisiyle en kısa zamanda anlaş- mak istiyoruz.. Bizden baa istekleri var. Mukaveie konusu öniimüzdeki günler- de kesinlik kazanacak" dedi. Sercan'ın transferi Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Vefa Küçük, Sarıyerli Sercan'ın transferinin pazartesi günü yönetim kurulunda gö- rüşüleceğini söyledi. Küçük, bu futbol- cuyu mutlaka renklerine bağlamak iste- diklerini belirtti. Bu arada Sercan'a kar- şılık takası düşünülen Şenol 3 ve Erdi ise istedikleri para verilirse gidebilecekleri- ni belirttiler. Yöneticiler aynca, Hiddink'in isteği doğrultusunda bir Sovyet futbolcunun transferi için de arayış içinde olduklan- nı belirttiler. Fenerbahçe Kulübü, ts- tanbul'da Guimaraes ile yapılan UEFA Kupası ilk tur ilk maçı yayını için Ma- gic Box'tan 200 milyûn lira istedi. Ma- gic Box yetkilileri ise bu maçı yayımla- madıkları gerekçesiyle bu paraya itiraz ettiler. Fenerbahçeli yöneticiler de "Bn maçın yayımlanıp yayımlanmaması ta- mamen Magic Box yöneticilerinin isle- ğine baglı. Anlaşmaya gore bu maçın ya- yın hakkı Magic Box'a aitti. Kendileri yayımlamadılar. Bu bakımdan bu para bizim hakkımız" diyerek 200 milyon li- ranın ödenmesi gerektiğini belirttiler. Abacı olayı Yaklaşık bir yıl önce sahte üye kartı düzenlemek iddiasıyla kulüpten ihracat edilen ve Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı 1 na verilen Atalay Abacı'nın ortabkta do- laştığı bildirildi. Yöneticilerin Abacı'nın bir yıldır yakalanmamasına seyirci kalın- ması kulüp çevrelerinde büyük tepkile- re neden olmakta. Voleybolun gözdeyabancısı Carolina ALEV ANAKÖK Voleybolda yabancı oyuncu konu- sunda son birkaç yıldır büyük bir ka- os yaşanıyor. Gerek erkeklerde gerek- se bayanlarda sıradan oyuncular lig- lerimizde iyice boy göstermeye başla- dı. Bu tabü ki takımlanmızın yöneti- cilerinin ve antrenörlerinin yanlışı. Işte böylesine yanlış transferlerin arasında pırıl pınl bir Çek oyuncu var. Adı Carolina Myslikova. Henüz 19 ya- şında. Ayhan Demir ve Mersin Turnu- valan'na gelen Çekoslovak bayan milli takımının baş smaçörü. Çok genç ol- masına karşın 192 kez milli formayı giymiş. (Bu sayıya yıldız-genç milli ta- kımlar dahil.) Yeşilyurt'ta oynayan Ca- rolina, arkadaşlanyla olan uyumu ve iyi oyunculuğuyla bir anda takımını play-offun adayları arasına soktu. Bu sezon ülkemizde oynayan yaban- cılann içinde en iyiler arasında göste- riliyor. Kuvvetli hücumu, bloğu, de- fansı ve etkili servisleriyle komple bir voleybolcu. Peki böyle bir voleybolcu- nun maliyeti ne, diye sorarsanız hemen söyleyelim: 12.000 mark. Yani 22 mil- yon civarında. Şaşırmayın, vasat oyun- culann bile 40 milyondan kapı açtığı günümüzde tam tabiriyle "sudan ucuz". Üstelik de 19 yaşında. (Ligimi- zin diğer yabancı oyunculan 28-30 arasında.) Sporcu bir ailenin kızı. Ablası Çe- koslovakya'da voleybol oynuyor ve milli takımlarda da oynamış. Babası herkesin bildiği gibi Fenerbahçe erkek takımının antrenörü, annesi ise milli takımlarda fızyoterapist olarak yülarca görev yapmış. Voleybola pasör olarak başlayan ve 16 yaşına kadar da bu mevkide oyna- yan Carolina sonradan smaçörlüğe geçmiş. Tüm aile Türkçe öğrenmeye çalışan ve voleybolla yatıp voleybolla kalkan Carolina'nın en büyük sıkıntısı tstan- bul'un trafiği ve çok sevdiği yüzme sporunu yapamaması. Antrenman dı- şındaki vakitlerini yün örerek kitap okuyarak ve müzik dinleyerek geçiren Carolina, umarız yıllarca voleybolu- muza hizmet eder. EN tYtLERDEN — 1971 doğumlu Çekoslovak oyuncu, voleybol liginde miicadele eden yabancüar içinde en genci ve en iyisi. (Fotograf: Kerem Kaçarlar) Küçülen dev: F. Bahçe ÜSTÜN AKMEN N'oluyor şu seksen iki yıllık Fenerbahçe futbol takımına? Bu başkan da zengin bir işadamı; sporcular deseniz ülkemi- zin yükte belki hafif, ancak pahada neredeyse en ağır "in- sanları." Teknik direktör dünya ünlüsü. Bu kadro neden ba- şaramıyor? Atalanta karşısında "mukadder" sonuç bir tara- fa, Fenerbahçe kendi sahasında iki farklı galibiyeti bile elin- de tutamaz hale nasıl geldi? Suçlu kim? Kaleci mi, savunma- dakiler mi, koşamayan libero mu, küçücük topu kocaman ka- leye atamayan golcü mü? Kim? Kabullenmeliyiz ki Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Takı- mı, artık yirmi, otuz, kırk yıl önceki amatör ruhlu futbol ta- kımı değildir. Esasen Fenerbahçe Spor Kulübü, bugün, o dö- nemdeki Fenerbahçe Spor Kulübü değildir. Bu kulübümüz de diğerleri gibi bir "işletme"dir. "Fenerbahçe Spor İşletmesi" seyirlik hizmet uretir. Amacı, işlevi; seyircilerin almak iste- dikleri, para vermeye razı bulunduklan, yan şehevi, yarı bo- şalmaya yönelik "zevk"i, talep eden emrine hazır kılmaktır. Yani Fenerbahçe, aynı zamanda servet yaratılabilinecek, ikti- sadi işlevleri bulunan bir birimdir de. İşçi sayıları sporcusu yani sıra, para, arac, tesis gibi mad- desel unsurlardan ibaret bu "işletme"de halen örgüt ve karar birliği eksikliği hüküm sürmektedir. Aslında bu birliği oluş- turmak hiç zor değildir ve kasası, kasalan, cüzdanı, çantası banknot dolu "paralı bay başkan'iara, hayırsız babalara, yeni "şambaba"lara hiç mi hiç gerek yoktur. Yönetenlerin madde ve insan öğelerinin hepsini belli bir amaca yönelten uyum mer- kezi oluşturmalan yeterlidir. öyleyse neden olmuyor? Çünkü bu başkan da, bu yöne- tim kurulu üyeleri de "Fenerbahçe Spor lşletmesi"nin ama- cını tam olarak saptayamıyor, amaca doğru yönlendiremiyor. Bu başkan da amaca kolay ve en iyi gidilecek yolları aramı- yor, karar veremiyor, madde elemanlannı düzenleyemiyor. Özetlersek, sporcuları örgütleyip nezaret ederek işlerini be- nimseten bir yönetim işbaşında görünmüyor. Teknik direktör ile futbolculann diyaloğu giderek kopar- ken, alınacak maçlar verilirken, antrenörün işine kimin, ne için son verdiği bilinemezken; hatalı transferlerin hesabı so- rulamazken, grup lideri "başpiskopos"lar "iktidar" olmaya özenirlerken; Antrenör-menajer sürtüşmesi sürerken, kaptan- teknik direktör dargınken; yönetimin her "kafa"sından ayn bir ses tmlarken, bırakın bozgunlan, yenilgileri, "olmayan" ekonomik amacını da iyiden iyiye yitiren, seyircisiz bir Fe- nerbahçe ortaya çıkmakta. Faaliyet halinde bulunduğu top- lumun siyasal ve töresel değer yargılarına uyamayan bir Fe- nerbahçe; çalışanlarını, emektarlarını, kendine hizmet veren- leri dışlayan bir Fenerbahçe; parayı verenlerin bütün "düdük"- leri çaldığı, kötü yönetenlerin elinde bugüne değin harcanıp giden bir zavallı Fenerbahçe doğuyor. Büyumelere inat, kü- çülen dev Fenerbahçe yaratılıyor. Eski teknik direktör Atik Türk güreşi boşluktaRenault-Mais tarafından düzenlenen Şeref Kürsüsü yanşmasında Avrupa şampiyonu olan Metin Şahin, ekim ayının sporcusu seçildi. Spor Servisi — Renault-Mais tarafından düzenlenen "Şeref Kürsusu" yanşmasında Avrupa şampiyonu milli tekvandocu Metin Şahin, "ayın sporcusu" seçildi. Serbest Güreş Milli Takım es- ki sorumlusu Muharrem Atik, Fenerbahçeli basketbolcu Le- vent Topsakal ve Balkan şampi- yonu atlet Zeki Öztürk'ttn ko- nuk jüri olarak katıldığı yarış- mada ıkinciliği, Sun Cup yüzme yarışında 3 madalya birden ka- zanan Derya Büyükuncu kazan- dı. Üçüncülüğü ise Avrupa'da en iyi dereceyi yapan Zehra Ökten aldı. Jüri özel ödülü de, Melbo- urne Maratonu'nda birinci olan özürlü atlet Yavuz Şap'a verildi. Oylama sonrasında diğer jü- ri üyelerinin sorularını yanıtla- yan Atik, Topsakal ve Oztörk, böyle bir yarışmanın futbol dı- şındaki branşlarda mücadeie eden sporcuları "teşvik" edece- ğini söylediler. Görev aldığı dönemlerde ser- best güreş milli takımına sayısız başarılar kazandıran antrenör Muharrem Atik, Türk gureşinin şu sıralar boşlukta olduğunu ve otorite eksikliği nedeniyle bazı sporculann en verimli dönemle- rinde gureşten koptuklannı söy- ledi. Atik, Güreş Federasyonu 1 nun 'layık' olmayan kişiler tara- fından yönetildiğini de belirtti. Türkiye ve Balkanlar'ın en iyi orta mesafe koşuculan arasında yer alan Zeki Öztork ise Türk atletizminin Avrupa'mn çok ge- risinde olduğunu söyledi. Kaza- nılan başarıların büyük bir bö- lümünün "tesadüfi" olduğunu belirten Öztürk. "Komşumuz Atina'da 12 tartan pist var. Kos- koca Turkiye'de ise topu topu 4 pistimiz var. Atletizm için veri- len sözler maalesef yerine geti- rilmiyor" dedi. F.Bahçe basketbol takımının başanlı oyuncusu Levent Topsa- kal ise bu sezon şampiyonluğa ulaşacak güçte olduklannı söy- ledi. Beşiktaş 9 ta Recep sakatlandı Spor Servisi — Ankara'da yarın Ankaragücü ile karşılaşa- cak olan Beşiktaş bu maçla il- gili son hazırlıklannı dün yap- tığı çalışmayla tamamladı. Re- cep'in Kadir'den aldığı darbey- le sakatlandığı çift kale maçı sonrasında İngiliz teknik direk- tör Gordon Milne Ankaragücü maçından üç puan bekledikleri- ni belirtti. Lige verilen bir haftalık ara- yı en iyi biçimde değerlendirdik- lerini de söyleyen Milne, Anka- ragücü maçında puan kaybet- meleri halinde şampiyonluk ya- rışında büyük yara almış ola- caklarını vurguladı. Ote yandan Siyah-Beyazlı yö- neticilerden bir grup ise bugün Bulgaristan'a gidiyorlar. Boz- danski'nin pazar günü oynaya- cagı maçı izieyecek olan yöne- ticiler Gordon Milne'ye bu fut- bolcuyla ilgili son bilgileri akta- racaklar. San-Kırmızılılar takım kurmakta güçlük çekiyor G.Saray'da 5 eksîk Teknik Direktör Mustafa Denizli, sakathklar nedeniyle B.Bülent ile PAF takımından Mert'i G.Birliği maçı kadrosuna aldı. Spor Servisi — Galatasaray takım kurmakta güçlük çekiyor. Sarı-Kırmızıhların Teknik Di- rektörü Mustafa Denizli "Tüm sakatlara rağmen kadromuz Gençlerbirliği'ni yenecek güctedir" dedi. Bugün oynanacak olan Genç- lerbirliği maçı için hazırlıklan- nı dün tamamlayan Galatasa- ray'da, sakat sayısı hayli fazla. Gençlerbirliği forvetinin olduk- ça hızlı olması ve kontra atak futbola dayalı oynaması Musta- fa Denizli'yi tedbirler alma yo- luna itiyor. Önceki gün bir açıklama ya- parak sakatlığı süren Metin'in ve trafik kazası geçiren Tugay'- ın oynamayacağını söyleyen Teknik Direktör Mustafa De- nizli'yi as'l düşündüren olayın Muhammet ve Cüneyt'in du- rumları olduğu öğrenildi. Milli Takım'ın Polonya ile yaptığı macta hafif bir sakatlık geçiren Muhammet'in tedavisinin hız- landınldığı ve kasığı çeken Cü- GüNÜNİÇİNDEN • JOYNERIN KIZI OLDU 1988 Olimpiyatlan'nın 100 ve 200 metrelerdeki altın madalyalı rekortmen atleti, ABD'li Florence Griffith Joyner'ın 2 kilo 890 gram ağırlığında bir kızı oldu. • PERPA YAŞAM KOŞUSU Perşembepazan Ticaret Merkezi'nde (PERPA) yaşam ve ticaret h^yatı, yarın yapılacak "PERPA Yaşam Koşusu" ile başlıyor. PERPA'nın hizmete açılışı nedeniyle düzenlenen koşuda birinciye 3, ikinciye 1 milyon 500 bin, üçüncüye de 500 bin olmak üzere toplam 5 milyon lira ödül dağıtılacak. • HAKEMLER AÇIKLANDI Türkiye birinci futbol liginde bu hafta oynanacak maçları yönetecek hakemler şöyle: 17 kasım cumartesi (bugün): Galatasaray- Gençlerbirliği: Sadık Deda, Boluspor-Karşıyaka: Serdar Çakır. Yarın: Fenerbahçe-Adanaspor: Kâzım Ünlüsoy, Gaziantepspor-Bakırköyspor: Yusuf Yaylı, Aydınspor- Bursaspor: Metin Tokat, Zeytinburnuspor-Trabzonspor: Ülkü Tırpancı, Konyaspor-Sarıyer: Ibrahim Aksoy, Ankaragücü-Beşiktaş: Engin Kurt. • ATA'YI ANMA KOŞUSU Üsküdar Belediyesi tarafından ilki geçen yıl yapılan ve geleneksel hale getirilen 2. Ata'yı Anma Koşusu yarın yapılacak. Koşuda birinciye üç, ikinciye iki, üçüncüye de bir Cumhuriyet Altını ödül verilecek. • KUVEYTLİ YÜZÜCÜ Kuveytli bir yüzücünün Avustralya'da yapılacak dünya şampiyonasına katılacağı bildirildi. Organizasyon komitesinden, adını açıklamayan bir yetkili, Kuveyt'in, işgal altında bulunması nedeniyle şampiyonaya takım olarak katılamadığını, ancak Otaibi'nin yarışacağını söyledi. neyt'in ise oynayabilecek du- rumda olduğu belirtildi. Bu ara- da belinden ağnlar çeken Rota- riu'nun ise önümüzdeki hafta yapılacak olan Beşiktaş macına yetiştirileceği açıklandı. Teknik Direktör Mustafa De- nizli sakathklar nedeniyle, bu- gün oynanacak olan Gençlerbir- liği maçı kadrosuna B.BUlent ile PAF takımından Mert'i de al- dı. Bu arada San-Kırmızılı yöne- ticiler bugün Polonya'dan ha- ber beklediklerini, pazartesi gü- nü de Kosecki ile ilgili olumlu gelişmeler olabileceğini belirtti- ler. Günün programı FUTBOL 13.00 İstanbul (Ali Sami Yen): Galatasaray - Gençlerbirliği 13.00 Bolu (Şehir): Boluspor - Karşıyaka BASKETBOL tstanbul (Liitfi Kırdar): 1330 Fenerbahçe - Botaş (B), 15.00 Galatasaray - Urla Gençlik (B), 16J0 Beşiktaş - Kolejliler, 18.00 Milli Takım antrenmanı, Anka- ra (Atatörk): 13J0 MTA - Bri- sa (B), 15.00 Yükseliş - Kâğıt Spor (B), Izmir (Atatürk): 16.00 Sanyo-İÜSBK (B) VOLEYBOL: İstanbul (Burhan Felek): 11.00 Eczacıbaşı - Yeşilyurt (B), 12.30 İÜSBK - Galatasaray (B), 14.00 Paşabahçe - Z.Bankası (E), TVMe spor Türkiye Birinci Futbol Ligi'n- de bugün oynanacak olan kar- şılaşmalardan Boluspor- Karşıyaka maçı TV 1 'den Gala- tasaray - Gençlerbirliği karşılaş- ması ise saat 13.00'ten itibaren Magic Box'tan naklen yayım- lanacak. S P O R D A D H A L O G ABDÜLKADİR YÜCELMAN FUTBOLCULUK GtBİ DEĞtL — Futbolculuk gercekten iyi, başansızlığımız cabuk unutulu- yor. Ama antrenörler günliik > < aşıyor. Bugün var, yann yok. (Fotoğraf: Asena özkan) ~ Gururlanacağımız bir millitakımımızolacak Fatih ile futbolu bırakacağı günlerde konuşmuştuk. O zamanlar milli takımın ve Galatasaray 'ın kapîanı ve profesyonel bir futbolcuydu. Bugün ise milli takımın antrenörü. Sepp Piontek ile el ele verip milli takımı önce A vrupa Kupası grup eleme maçlarına, sonra da 1994 Dünya Kupası grup elemelerine hazırlıyorlar. Doğrusu Avrupa Kupası grup eleme maçlannda işler iyi gitmedi. önce Serbest Irlanda'ya 5-0, çarşamba günü de Polonya'ya 1-0 yenildik. îsveç yolu bizim için kararmış gibi. Ama önümüzde bir umut daha var: 1994 Dünya Kupası. Ve bugünkü konuğumuz milli takımın ant- renörü Fatih Terim. — Fatih, futbolcu iken mi. yoksa milli takım sorumluluğnnu aldıktan sonra mı daha mutlusun? — Bence mukayese bile edilmez. Yöneticilik çok zor. Futbolcu iken en çok kendinizden so- rumlusunuz. Artı hiç kimse futbolcusundan vazgeçecek değil. Takım kaybetse de futbolcu ile devam edeceksiniz. Ama antrenörsüz devam etmek kolay. Yani antrenörü değiştirmek baş- ka şeyleri değiştirmekten daha kolay. Antrenör olarak yöneticiye, seyirciye, basına karşı siz so- rumiusunuz. Hele her türlü başansızlığın ant- renöre yüklendiği bir ortamda bu mesleğin ne derecede zor olduğunu söylemeye daha fazla ge- rek yok sanınm. — Bir hayli sıkıntılı günler geçirmişe benzi- yorsun. — Doğru. Bir önemli şey daha var: Futbol- cu sahada oynarken deşarj oluyor. Gol atarak, sahadaki mücadelesi ile kendini tatmin ediyor, bizim o şansımız da yok. — Futbolculuk günlerini anyorsun demek ki... — Bazen arıyorum. Futbolculuk gercekten iyi. Bir hafta başansız olsanız bile diğer hafta iyi oynadığımzda geçmiş unutuluyor. Ama ant- renörler maalesef günlük yaşıyor. Bugün var, yarın yok. — Çok karanlık bir tablo çizdin Fatih. — Şikâyetçi değilim. Şunu da ekleyeyim, son zamanlarda seyirci "Antrenör ne yapsın, elin- de sihirli degnek yok ya" demeye başladı. Bu düşünce değişikliği çok önemli bence. — Yabancı antrenöriere karşı biraz daha yu- musak, yerli antrenorlere ise daha sert gali'ba. — O zaten bir gerçek. Ama zaman zaman yerli olsun yabancı olsun farketmiyor, topun ağ- zına koyuyorlar. Destek istiyoruz Bana kalırsa, millet olarak herkes oynayan ve inanan bir takım istiyor. Biz de böyle bir takımı oluşturmaya çalışıyoruz. — Basın Piontek'e pek sıcak bakmıyor, ne dersin? — Evet. Ama biz ikiliyiz. Eleştirilere her za- man açığız. Yapıcı eleştirilere ihtiyacımjz var. Daha doğrusu Piontek'in işi o zaman kolayla- şacak. Piontek'in bir a\antajı var, gazeteleri oku- muyor, eleştirileri de öğrenmiyor. Ama kendi- sine soylendiğinde üzülüyor. Ne de olsa bir Av- rupalı; duygulanna hâkim, belli etmiyor. Şu- nu söylemekte yarar görüyorum, Piontek kısa vadede değil uzun vadede bir şeyler yapmak is- tiyordu. Bunu da daha işin başında söyledi. Günlük başarılarla sistemin oturmayacağına ve zaman gerektiğine inahıyor. Diyelim ki şu dört maçı milli takım kazandı. Türk futbolu kurtul- du sayılacak mı, Türk futbolu Avrupa'ya kafa tutacak hale gelecek mi? Hayır. Bana kalırsa millet olarak herkes netice ne olursa olsun sa- hada mücadeie eden, oynayan ve inanan bir ta- kım istiyor. Biz de böyle bir takım meyda- na getirmenin yollarmı arıyoruz. Belki Polon- ya karşısında alacağımız iyi bir netice bize me- safe kazandıracaktı, ama o kadar. Kazansay- dık da bir şey kazanmış sayılmazdık. Şimdi Av- rupa seviyesinde bir takım nasıl yaratırız, ara- yış içinde ideal bir milli takım nasıl meydana getiririzin çahşmasını yapıyoruz. Bunun için zorlanıyoruz. — 1994 diyoruz. Zaman kazanraamız gerek diyoruz. Zamanla ne kazanacagız? — Birtakım arayışlar yapıyoruz. Bu arayış- lar nelerdir, önce onu izah edeyim. Biz de sü- rekli bir milli takımımız olsun, üzerinde fazla değişiklik yapmayalım, hep aynı kadroyu ha- zırlayahm isteriz. Ama bu mümkün değil. Onun için devamlı yeni oyuncular arıyoruz. — Peki sizin milli takım futbolcusunda ara- dıfınız nedir? Yani bir baz var mı? — Burada baz enternasyonal seviyede oyun- cu. Toplum olarak biz zaten teşhisi koymuşuz. Eğitim eksikliği, kulüplerin kötü yönetimi, alt yapıya ve gençlere önem verilmemesi gibi. Bu konulara bugüne kadar aktif olarak hiç giril- medi, ama biz giriyoruz. Takdir edersiniz ki bu- gunku takımdan 1994'te kaç kişi kalacaktır. Milli takımı toptan da değiştiremezdik. Dola- yısıyla milli takıma yavaş yavaş aşı yapmak su- retiyle değişikliği gerçekleştireceğiz. Bunun için Türkiye'yi tarıyoruz. Mesela biz bir Ogun'ü ça- ğırdık. Bir Gökhan, bir Tugay, bir Muhammed, bir Bülent ve Ülken. Sonra Nuri, bunlann hepsi genç. Sonra biz bu bazı sadece birinci ligden de aramıyoruz. Ikinci ligden, üçüncü ligden, hatta amatörlerden. 9 bölgede federasyon ant- renörlerimiz var, onlar liste hazırlıyorlar. Ben şahsen hepsini gidip göreceğim, teker teker. Bu ciddi bir taramadır, yurt çapında bir tarama. Ümit takımımızdan şu ana kadar herkes çok memnun. Bilançosu çok iyi. Polonya maçına kadar yenilgisi yok. Avrupa düzeyine yakın bir takım. O takımda milli takıma geçecek bir hayli genç var. Ama bugün değil, gelecekte. Bir de milli takım ile ümit takımın arasında kalan gençler. Bunlar da teker teker tespit ediliyor. — Yani Turkiye'de her genç ve yetenekli fut- bolcu mutlaka sizin tarafınızdan göriilecek. — Evet iddialıyım. Sepp Piontek ile sabah 9 akşam 5 çalışıyoruz. Gece gündüz dinlenme- den, tatil falan aramadan çalışıyoruz. — Hep gelecek yuiarın milli takımını kur- mak icin. — Evet tek kelime ile "gelecek için". Mesela biri Tokat'ta diğeri Çorum'da iki kaleci buldum. Harika çocuklar. Boyları 1.90 küsur. Bunlar aramakla bulundu. Daha onlar gibi neler var. Çok çok ümitliyim. Bunlar bizi mutlu ediyor. — Şu anda tespit ettiginiz kaç kişi var? — Yaklaşık 500 kadar. Bu gençlere sık sık de- ğişik gruplarda maçlar yaptıracağız. Hatta Is- tanbul'a davet edeceğiz. 3 büyük kulübün tek- nik direktörü ile prensipte anlaştık. Hatta Be- şiktaş'la maç bile yaptı ümit takımımız. Bu iş böyle olur. Onun için zamana ihtiyacımız var diyoruz ya. — tkili olarak nasıl çalışıyorsunuz? — Ben sahada, o yukarıda seyrediyoruz. O bana daha sonra "şu şu işe yarar", "şu şu ise yaraınaz" diyor. Ben de fikrimi söylüyorum, ama patron Sepp. Son söz onun. — Gercekten işiniz zor. Başka kimse sana yardımcı olmuyor mu? Örneğin kulüp antre- nörleri falan? — Bundan 2 ay önce ne kadar ikinci lig, ne kadar üçüncü lig teknik direktörü veya antıe.- nörü varsa mektup yazdım, futbolcuları hak- kında bilgi istedim. fnanır mısınız, topu topu 15 tane cevap geldi. Biz her şeyi kendimiz hal- lediyoruz.Türkiye şartları bu işte. — Piontek ile yaptığım bir sohbet sırasında bana "Ben milli takıma şöbret değil, miicade- le eden, top oynayan futbolcu alacağım" demis- ti. Şimdi sizin milli takım için aradıgınuz fut- bolcu yapısı belli mi? — Anlatayım. Biz, sahaya çıktığında Avru- pa standardındaki rakibi ile dişe diş mücadeie eden ve fizik üstünlüğü olan futbolcu anyoruz. Fizik derken yanlış anlaşılmasm, hava müca- delesi de yer mücadelesi de bir fizik mücadele- sidir. Omuz omuza, dirsek dirseğe mücadeie de fizik mücadelesidir. Artı kondisyon da fizik mücadelesidir. Van Basten savunmaya gelip top kapıyor. Kosecki'yi gördük, nerelerden top sö- küyor. 50 metre depar atıyor. Bunlar hep fizik mücadelesidir. Biz bunları arıyoruz. Yoksa biz enayi değiliz. Alınz 4 büyük takımdan beşer futbolcu, 20 hatta 22 kişih'k kadro, eskiden ol- duğu gibi. Herkes memnun. Ama bu iş değil. Bu sadece aldatmaca olur, günü kurtarmak olur. Biz ise gerçeği anyoruz. Biz hedefe giden doğru yolda olduğumuza inanıyoruz. Sepp'in sistemine uygun adam pek kolay kolay bulun- muyor. Bana söyler misiniz, üçüncü bir sol bek var mı Turkiye'de. Bizim oyunculanmız teknik, bizim oyuncularımız kabiliyetli, ama bu teknik ve kabiliyete bir de fizik gücü ekleseler... Fizik üstünlügn şart Biz, sahaya çıktığında Avrupa düzeyindeki rakibi ile dişe diş mücadeie eden ve fizik üstünlüğü olan futbolcu arıyoruz. — Ama galiba bizde kasıtlı hareketlere son derken bizim hakemler futbolun gerektirdiği sertliğe de izin vermiyorlar, zırt düdük. Böyle ohınca da ligde çıtkınldım futbolculanmız milli maçlarda hiçbir ikili mücadeleye girmiyor, gi- remiyor. — Evet doğrudur. Biz bunu hakemlerle de federasyon üyeleri ile de konuşuyoruz, haklısı- nız. — Sence futbolnmuzdaki en büyük yanlış- hk nerede? — Bence kulüplerde. Yanlışlığın odak nok- tası kulüpler. — Şimdi sen ve Piontek 1994'ün hesabını ya- parken kulüpler 1992'yi bile düşünmüyor. On- lar da gelip geçici, yani günlük yaşıyorlar. Bu sene var, gelecek sene yok. — Kulüpler de kısa vadede düşünüyor. öyle olmasa milyarhk transferler için bir şeyler dü- şünürlerdi. — Fatih, son bir sorum olacak. Ama çok sa- mimi bir yanıt bekliyorum. 1992 dedik olma- dı. Şimdi 1994 diyorsunuz, biz de umutla 1994 diyoruz. Acaba yine o günler geldiğinde bu kez 1996 veya 1998 mi diyecegiz? Hep böyle tak- vim yapraklan mı koparacağız? — Şuna kesinlikle inanıyorum ve diyorum ki 1994 için taş gibi, bomba gibi bir takım çıka- racağız. Bu takım pat diye çıkmayacak. Yavaş yavaş, aşı yapıla yapıla, inançlı ve fizik güce sa- hip ve Avrupa'ya çıktığında ezilmeyecek, gol atacak ve kazanacak bir takımımız olacak. He- pimizin gurur duyacağı bir milli takım, Allah izin verirse hep birlikte alkışlayacağımız bir milli takım. Buna söz veriyorum, söz veriyonız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle