Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/18 SPOR 17 KASIM 1990
Hiddink'in antrenörü kolları sıvadı ve ilk çalışmayı yapîırdı
Fener'e 55Tik delikanlıSpor Servisi — Fenerbahçe, Adana-
spor hazırlıklannı sürdürürken, Hid-
dink'in Hollandalı yardıması Ger Blok
da dün ilk kez takımı çalıştırdı.
Dereağa tesislerindeki antrenraanı yö-
neten Ger Blok, kondisyon ağırlıklı ça-
lışma yaptınrken, uyguladığı değişik
yöntem ve hareketleriyle de futbolcula-
n neşeye boğdu.
Hollandalı antrenör yaklaşık 1.5 saat
süren çalışmada adeta futbolculann pes-
tilini çıkardı. Antrenman sırasında fut-
bolcuları disiplin ve konsantrasyon ko-
nusunda sık sık uyanlarda bulundu. Fe-
nerbahce'nin sezon başından bu yana ilk
kez böylesine ciddi bir çalışma yaptığı
gözlendi.
Sakatlıklan süren RŞenol ve Müjdat
düz koşu yaparak çalışmalanm sürdür-
dü. Sakatlığı geçen Hakan'ın ise Adana-
spor maçında oynayacagı açıklandı. San
- Lacivertliler bugün son çalışmayı ya-
pıp Sürmeli Otel'de kampa girecek.
Menajer Selim Soydan, "Ger Blok'un
faydalı olacagına inanıyorum. Futbokrn-
lar iik kez böylesine ciddi bir çalışma
GER BLOK — 55 yaşınds
Hollandalı antrenör yaklaşık 1.5
saat süren çalışmada futbolculann
adeta pestilini çıkardı.
Ger Blok'un faydalı olacağına
inandığını belirten menajer Selim
Soydan,'futbolcular ilk kez
böylesine ciddi bir çalışma yaptı.
Kendisiyle en kısa zamanda
anlaşmak istiyoruz'dedi.
Sarıyerli Sercan'ın transferinin ise
pazartesi günü yapılacak yönetim
kurulu toplantısından sonra
kesinlik kazanacağı açıklandı.
yaptı. Kendisiyle en kısa zamanda anlaş-
mak istiyoruz.. Bizden baa istekleri var.
Mukaveie konusu öniimüzdeki günler-
de kesinlik kazanacak" dedi.
Sercan'ın transferi
Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Vefa
Küçük, Sarıyerli Sercan'ın transferinin
pazartesi günü yönetim kurulunda gö-
rüşüleceğini söyledi. Küçük, bu futbol-
cuyu mutlaka renklerine bağlamak iste-
diklerini belirtti. Bu arada Sercan'a kar-
şılık takası düşünülen Şenol 3 ve Erdi ise
istedikleri para verilirse gidebilecekleri-
ni belirttiler.
Yöneticiler aynca, Hiddink'in isteği
doğrultusunda bir Sovyet futbolcunun
transferi için de arayış içinde olduklan-
nı belirttiler. Fenerbahçe Kulübü, ts-
tanbul'da Guimaraes ile yapılan UEFA
Kupası ilk tur ilk maçı yayını için Ma-
gic Box'tan 200 milyûn lira istedi. Ma-
gic Box yetkilileri ise bu maçı yayımla-
madıkları gerekçesiyle bu paraya itiraz
ettiler. Fenerbahçeli yöneticiler de "Bn
maçın yayımlanıp yayımlanmaması ta-
mamen Magic Box yöneticilerinin isle-
ğine baglı. Anlaşmaya gore bu maçın ya-
yın hakkı Magic Box'a aitti. Kendileri
yayımlamadılar. Bu bakımdan bu para
bizim hakkımız" diyerek 200 milyon li-
ranın ödenmesi gerektiğini belirttiler.
Abacı olayı
Yaklaşık bir yıl önce sahte üye kartı
düzenlemek iddiasıyla kulüpten ihracat
edilen ve Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı
1
na verilen Atalay Abacı'nın ortabkta do-
laştığı bildirildi. Yöneticilerin Abacı'nın
bir yıldır yakalanmamasına seyirci kalın-
ması kulüp çevrelerinde büyük tepkile-
re neden olmakta.
Voleybolun
gözdeyabancısı
Carolina
ALEV ANAKÖK
Voleybolda yabancı oyuncu konu-
sunda son birkaç yıldır büyük bir ka-
os yaşanıyor. Gerek erkeklerde gerek-
se bayanlarda sıradan oyuncular lig-
lerimizde iyice boy göstermeye başla-
dı. Bu tabü ki takımlanmızın yöneti-
cilerinin ve antrenörlerinin yanlışı.
Işte böylesine yanlış transferlerin
arasında pırıl pınl bir Çek oyuncu var.
Adı Carolina Myslikova. Henüz 19 ya-
şında. Ayhan Demir ve Mersin Turnu-
valan'na gelen Çekoslovak bayan milli
takımının baş smaçörü. Çok genç ol-
masına karşın 192 kez milli formayı
giymiş. (Bu sayıya yıldız-genç milli ta-
kımlar dahil.) Yeşilyurt'ta oynayan Ca-
rolina, arkadaşlanyla olan uyumu ve
iyi oyunculuğuyla bir anda takımını
play-offun adayları arasına soktu.
Bu sezon ülkemizde oynayan yaban-
cılann içinde en iyiler arasında göste-
riliyor. Kuvvetli hücumu, bloğu, de-
fansı ve etkili servisleriyle komple bir
voleybolcu. Peki böyle bir voleybolcu-
nun maliyeti ne, diye sorarsanız hemen
söyleyelim: 12.000 mark. Yani 22 mil-
yon civarında. Şaşırmayın, vasat oyun-
culann bile 40 milyondan kapı açtığı
günümüzde tam tabiriyle "sudan
ucuz". Üstelik de 19 yaşında. (Ligimi-
zin diğer yabancı oyunculan 28-30
arasında.)
Sporcu bir ailenin kızı. Ablası Çe-
koslovakya'da voleybol oynuyor ve
milli takımlarda da oynamış. Babası
herkesin bildiği gibi Fenerbahçe erkek
takımının antrenörü, annesi ise milli
takımlarda fızyoterapist olarak yülarca
görev yapmış.
Voleybola pasör olarak başlayan ve
16 yaşına kadar da bu mevkide oyna-
yan Carolina sonradan smaçörlüğe
geçmiş.
Tüm aile Türkçe öğrenmeye çalışan
ve voleybolla yatıp voleybolla kalkan
Carolina'nın en büyük sıkıntısı tstan-
bul'un trafiği ve çok sevdiği yüzme
sporunu yapamaması. Antrenman dı-
şındaki vakitlerini yün örerek kitap
okuyarak ve müzik dinleyerek geçiren
Carolina, umarız yıllarca voleybolu-
muza hizmet eder.
EN tYtLERDEN — 1971 doğumlu Çekoslovak oyuncu,
voleybol liginde miicadele eden yabancüar içinde en
genci ve en iyisi. (Fotograf: Kerem Kaçarlar)
Küçülen dev: F. Bahçe
ÜSTÜN AKMEN
N'oluyor şu seksen iki yıllık Fenerbahçe futbol takımına?
Bu başkan da zengin bir işadamı; sporcular deseniz ülkemi-
zin yükte belki hafif, ancak pahada neredeyse en ağır "in-
sanları." Teknik direktör dünya ünlüsü. Bu kadro neden ba-
şaramıyor? Atalanta karşısında "mukadder" sonuç bir tara-
fa, Fenerbahçe kendi sahasında iki farklı galibiyeti bile elin-
de tutamaz hale nasıl geldi? Suçlu kim? Kaleci mi, savunma-
dakiler mi, koşamayan libero mu, küçücük topu kocaman ka-
leye atamayan golcü mü? Kim?
Kabullenmeliyiz ki Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Takı-
mı, artık yirmi, otuz, kırk yıl önceki amatör ruhlu futbol ta-
kımı değildir. Esasen Fenerbahçe Spor Kulübü, bugün, o dö-
nemdeki Fenerbahçe Spor Kulübü değildir. Bu kulübümüz
de diğerleri gibi bir "işletme"dir. "Fenerbahçe Spor İşletmesi"
seyirlik hizmet uretir. Amacı, işlevi; seyircilerin almak iste-
dikleri, para vermeye razı bulunduklan, yan şehevi, yarı bo-
şalmaya yönelik "zevk"i, talep eden emrine hazır kılmaktır.
Yani Fenerbahçe, aynı zamanda servet yaratılabilinecek, ikti-
sadi işlevleri bulunan bir birimdir de.
İşçi sayıları sporcusu yani sıra, para, arac, tesis gibi mad-
desel unsurlardan ibaret bu "işletme"de halen örgüt ve karar
birliği eksikliği hüküm sürmektedir. Aslında bu birliği oluş-
turmak hiç zor değildir ve kasası, kasalan, cüzdanı, çantası
banknot dolu "paralı bay başkan'iara, hayırsız babalara, yeni
"şambaba"lara hiç mi hiç gerek yoktur. Yönetenlerin madde
ve insan öğelerinin hepsini belli bir amaca yönelten uyum mer-
kezi oluşturmalan yeterlidir.
öyleyse neden olmuyor? Çünkü bu başkan da, bu yöne-
tim kurulu üyeleri de "Fenerbahçe Spor lşletmesi"nin ama-
cını tam olarak saptayamıyor, amaca doğru yönlendiremiyor.
Bu başkan da amaca kolay ve en iyi gidilecek yolları aramı-
yor, karar veremiyor, madde elemanlannı düzenleyemiyor.
Özetlersek, sporcuları örgütleyip nezaret ederek işlerini be-
nimseten bir yönetim işbaşında görünmüyor.
Teknik direktör ile futbolculann diyaloğu giderek kopar-
ken, alınacak maçlar verilirken, antrenörün işine kimin, ne
için son verdiği bilinemezken; hatalı transferlerin hesabı so-
rulamazken, grup lideri "başpiskopos"lar "iktidar" olmaya
özenirlerken; Antrenör-menajer sürtüşmesi sürerken, kaptan-
teknik direktör dargınken; yönetimin her "kafa"sından ayn
bir ses tmlarken, bırakın bozgunlan, yenilgileri, "olmayan"
ekonomik amacını da iyiden iyiye yitiren, seyircisiz bir Fe-
nerbahçe ortaya çıkmakta. Faaliyet halinde bulunduğu top-
lumun siyasal ve töresel değer yargılarına uyamayan bir Fe-
nerbahçe; çalışanlarını, emektarlarını, kendine hizmet veren-
leri dışlayan bir Fenerbahçe; parayı verenlerin bütün "düdük"-
leri çaldığı, kötü yönetenlerin elinde bugüne değin harcanıp
giden bir zavallı Fenerbahçe doğuyor. Büyumelere inat, kü-
çülen dev Fenerbahçe yaratılıyor.
Eski teknik direktör Atik
Türk güreşi
boşluktaRenault-Mais tarafından düzenlenen Şeref
Kürsüsü yanşmasında Avrupa şampiyonu olan
Metin Şahin, ekim ayının sporcusu seçildi.
Spor Servisi — Renault-Mais
tarafından düzenlenen "Şeref
Kürsusu" yanşmasında Avrupa
şampiyonu milli tekvandocu
Metin Şahin, "ayın sporcusu"
seçildi.
Serbest Güreş Milli Takım es-
ki sorumlusu Muharrem Atik,
Fenerbahçeli basketbolcu Le-
vent Topsakal ve Balkan şampi-
yonu atlet Zeki Öztürk'ttn ko-
nuk jüri olarak katıldığı yarış-
mada ıkinciliği, Sun Cup yüzme
yarışında 3 madalya birden ka-
zanan Derya Büyükuncu kazan-
dı. Üçüncülüğü ise Avrupa'da en
iyi dereceyi yapan Zehra Ökten
aldı. Jüri özel ödülü de, Melbo-
urne Maratonu'nda birinci olan
özürlü atlet Yavuz Şap'a verildi.
Oylama sonrasında diğer jü-
ri üyelerinin sorularını yanıtla-
yan Atik, Topsakal ve Oztörk,
böyle bir yarışmanın futbol dı-
şındaki branşlarda mücadeie
eden sporcuları "teşvik" edece-
ğini söylediler.
Görev aldığı dönemlerde ser-
best güreş milli takımına sayısız
başarılar kazandıran antrenör
Muharrem Atik, Türk gureşinin
şu sıralar boşlukta olduğunu ve
otorite eksikliği nedeniyle bazı
sporculann en verimli dönemle-
rinde gureşten koptuklannı söy-
ledi. Atik, Güreş Federasyonu
1
nun 'layık' olmayan kişiler tara-
fından yönetildiğini de belirtti.
Türkiye ve Balkanlar'ın en iyi
orta mesafe koşuculan arasında
yer alan Zeki Öztork ise Türk
atletizminin Avrupa'mn çok ge-
risinde olduğunu söyledi. Kaza-
nılan başarıların büyük bir bö-
lümünün "tesadüfi" olduğunu
belirten Öztürk. "Komşumuz
Atina'da 12 tartan pist var. Kos-
koca Turkiye'de ise topu topu 4
pistimiz var. Atletizm için veri-
len sözler maalesef yerine geti-
rilmiyor" dedi.
F.Bahçe basketbol takımının
başanlı oyuncusu Levent Topsa-
kal ise bu sezon şampiyonluğa
ulaşacak güçte olduklannı söy-
ledi.
Beşiktaş
9
ta
Recep
sakatlandı
Spor Servisi — Ankara'da
yarın Ankaragücü ile karşılaşa-
cak olan Beşiktaş bu maçla il-
gili son hazırlıklannı dün yap-
tığı çalışmayla tamamladı. Re-
cep'in Kadir'den aldığı darbey-
le sakatlandığı çift kale maçı
sonrasında İngiliz teknik direk-
tör Gordon Milne Ankaragücü
maçından üç puan bekledikleri-
ni belirtti.
Lige verilen bir haftalık ara-
yı en iyi biçimde değerlendirdik-
lerini de söyleyen Milne, Anka-
ragücü maçında puan kaybet-
meleri halinde şampiyonluk ya-
rışında büyük yara almış ola-
caklarını vurguladı.
Ote yandan Siyah-Beyazlı yö-
neticilerden bir grup ise bugün
Bulgaristan'a gidiyorlar. Boz-
danski'nin pazar günü oynaya-
cagı maçı izieyecek olan yöne-
ticiler Gordon Milne'ye bu fut-
bolcuyla ilgili son bilgileri akta-
racaklar.
San-Kırmızılılar takım kurmakta güçlük çekiyor
G.Saray'da 5 eksîk
Teknik Direktör Mustafa Denizli, sakathklar
nedeniyle B.Bülent ile PAF takımından
Mert'i G.Birliği maçı kadrosuna aldı.
Spor Servisi — Galatasaray
takım kurmakta güçlük çekiyor.
Sarı-Kırmızıhların Teknik Di-
rektörü Mustafa Denizli "Tüm
sakatlara rağmen kadromuz
Gençlerbirliği'ni yenecek
güctedir" dedi.
Bugün oynanacak olan Genç-
lerbirliği maçı için hazırlıklan-
nı dün tamamlayan Galatasa-
ray'da, sakat sayısı hayli fazla.
Gençlerbirliği forvetinin olduk-
ça hızlı olması ve kontra atak
futbola dayalı oynaması Musta-
fa Denizli'yi tedbirler alma yo-
luna itiyor.
Önceki gün bir açıklama ya-
parak sakatlığı süren Metin'in
ve trafik kazası geçiren Tugay'-
ın oynamayacağını söyleyen
Teknik Direktör Mustafa De-
nizli'yi as'l düşündüren olayın
Muhammet ve Cüneyt'in du-
rumları olduğu öğrenildi. Milli
Takım'ın Polonya ile yaptığı
macta hafif bir sakatlık geçiren
Muhammet'in tedavisinin hız-
landınldığı ve kasığı çeken Cü-
GüNÜNİÇİNDEN
• JOYNERIN KIZI OLDU 1988 Olimpiyatlan'nın 100
ve 200 metrelerdeki altın madalyalı rekortmen atleti,
ABD'li Florence Griffith Joyner'ın 2 kilo 890 gram
ağırlığında bir kızı oldu.
• PERPA YAŞAM KOŞUSU Perşembepazan Ticaret
Merkezi'nde (PERPA) yaşam ve ticaret h^yatı, yarın
yapılacak "PERPA Yaşam Koşusu" ile başlıyor.
PERPA'nın hizmete açılışı nedeniyle düzenlenen koşuda
birinciye 3, ikinciye 1 milyon 500 bin, üçüncüye de 500 bin
olmak üzere toplam 5 milyon lira ödül dağıtılacak.
• HAKEMLER AÇIKLANDI Türkiye birinci futbol
liginde bu hafta oynanacak maçları yönetecek hakemler
şöyle: 17 kasım cumartesi (bugün): Galatasaray-
Gençlerbirliği: Sadık Deda, Boluspor-Karşıyaka: Serdar
Çakır. Yarın: Fenerbahçe-Adanaspor: Kâzım Ünlüsoy,
Gaziantepspor-Bakırköyspor: Yusuf Yaylı, Aydınspor-
Bursaspor: Metin Tokat, Zeytinburnuspor-Trabzonspor:
Ülkü Tırpancı, Konyaspor-Sarıyer: Ibrahim Aksoy,
Ankaragücü-Beşiktaş: Engin Kurt.
• ATA'YI ANMA KOŞUSU Üsküdar Belediyesi
tarafından ilki geçen yıl yapılan ve geleneksel hale getirilen
2. Ata'yı Anma Koşusu yarın yapılacak. Koşuda birinciye
üç, ikinciye iki, üçüncüye de bir Cumhuriyet Altını ödül
verilecek.
• KUVEYTLİ YÜZÜCÜ Kuveytli bir yüzücünün
Avustralya'da yapılacak dünya şampiyonasına katılacağı
bildirildi. Organizasyon komitesinden, adını açıklamayan
bir yetkili, Kuveyt'in, işgal altında bulunması nedeniyle
şampiyonaya takım olarak katılamadığını, ancak Otaibi'nin
yarışacağını söyledi.
neyt'in ise oynayabilecek du-
rumda olduğu belirtildi. Bu ara-
da belinden ağnlar çeken Rota-
riu'nun ise önümüzdeki hafta
yapılacak olan Beşiktaş macına
yetiştirileceği açıklandı.
Teknik Direktör Mustafa De-
nizli sakathklar nedeniyle, bu-
gün oynanacak olan Gençlerbir-
liği maçı kadrosuna B.BUlent ile
PAF takımından Mert'i de al-
dı.
Bu arada San-Kırmızılı yöne-
ticiler bugün Polonya'dan ha-
ber beklediklerini, pazartesi gü-
nü de Kosecki ile ilgili olumlu
gelişmeler olabileceğini belirtti-
ler.
Günün programı
FUTBOL
13.00 İstanbul (Ali Sami Yen):
Galatasaray - Gençlerbirliği
13.00 Bolu (Şehir): Boluspor -
Karşıyaka
BASKETBOL
tstanbul (Liitfi Kırdar): 1330
Fenerbahçe - Botaş (B), 15.00
Galatasaray - Urla Gençlik (B),
16J0 Beşiktaş - Kolejliler, 18.00
Milli Takım antrenmanı, Anka-
ra (Atatörk): 13J0 MTA - Bri-
sa (B), 15.00 Yükseliş - Kâğıt
Spor (B), Izmir (Atatürk): 16.00
Sanyo-İÜSBK (B)
VOLEYBOL:
İstanbul (Burhan Felek): 11.00
Eczacıbaşı - Yeşilyurt (B), 12.30
İÜSBK - Galatasaray (B), 14.00
Paşabahçe - Z.Bankası (E),
TVMe spor
Türkiye Birinci Futbol Ligi'n-
de bugün oynanacak olan kar-
şılaşmalardan Boluspor-
Karşıyaka maçı TV 1 'den Gala-
tasaray - Gençlerbirliği karşılaş-
ması ise saat 13.00'ten itibaren
Magic Box'tan naklen yayım-
lanacak.
S P O R D A D H A L O G ABDÜLKADİR YÜCELMAN
FUTBOLCULUK GtBİ DEĞtL — Futbolculuk gercekten iyi, başansızlığımız cabuk unutulu-
yor. Ama antrenörler günliik >
<
aşıyor. Bugün var, yann yok. (Fotoğraf: Asena özkan)
~ Gururlanacağımız bir
millitakımımızolacak
Fatih ile futbolu bırakacağı günlerde konuşmuştuk. O zamanlar
milli takımın ve Galatasaray 'ın kapîanı ve profesyonel bir
futbolcuydu. Bugün ise milli takımın antrenörü. Sepp Piontek ile
el ele verip milli takımı önce A vrupa Kupası grup eleme maçlarına,
sonra da 1994 Dünya Kupası grup elemelerine hazırlıyorlar.
Doğrusu Avrupa Kupası grup eleme maçlannda işler iyi gitmedi.
önce Serbest Irlanda'ya 5-0, çarşamba günü de Polonya'ya 1-0
yenildik. îsveç yolu bizim için kararmış gibi. Ama önümüzde bir
umut daha var: 1994 Dünya Kupası.
Ve bugünkü konuğumuz milli takımın ant-
renörü Fatih Terim.
— Fatih, futbolcu iken mi. yoksa milli takım
sorumluluğnnu aldıktan sonra mı daha
mutlusun?
— Bence mukayese bile edilmez. Yöneticilik
çok zor. Futbolcu iken en çok kendinizden so-
rumlusunuz. Artı hiç kimse futbolcusundan
vazgeçecek değil. Takım kaybetse de futbolcu
ile devam edeceksiniz. Ama antrenörsüz devam
etmek kolay. Yani antrenörü değiştirmek baş-
ka şeyleri değiştirmekten daha kolay. Antrenör
olarak yöneticiye, seyirciye, basına karşı siz so-
rumiusunuz. Hele her türlü başansızlığın ant-
renöre yüklendiği bir ortamda bu mesleğin ne
derecede zor olduğunu söylemeye daha fazla ge-
rek yok sanınm.
— Bir hayli sıkıntılı günler geçirmişe benzi-
yorsun.
— Doğru. Bir önemli şey daha var: Futbol-
cu sahada oynarken deşarj oluyor. Gol atarak,
sahadaki mücadelesi ile kendini tatmin ediyor,
bizim o şansımız da yok.
— Futbolculuk günlerini anyorsun demek
ki...
— Bazen arıyorum. Futbolculuk gercekten
iyi. Bir hafta başansız olsanız bile diğer hafta
iyi oynadığımzda geçmiş unutuluyor. Ama ant-
renörler maalesef günlük yaşıyor. Bugün var,
yarın yok.
— Çok karanlık bir tablo çizdin Fatih.
— Şikâyetçi değilim. Şunu da ekleyeyim, son
zamanlarda seyirci "Antrenör ne yapsın, elin-
de sihirli degnek yok ya" demeye başladı. Bu
düşünce değişikliği çok önemli bence.
— Yabancı antrenöriere karşı biraz daha yu-
musak, yerli antrenorlere ise daha sert gali'ba.
— O zaten bir gerçek. Ama zaman zaman
yerli olsun yabancı olsun farketmiyor, topun ağ-
zına koyuyorlar.
Destek
istiyoruz Bana
kalırsa, millet
olarak herkes
oynayan ve inanan
bir takım istiyor.
Biz de böyle bir
takımı
oluşturmaya
çalışıyoruz.
— Basın Piontek'e pek sıcak bakmıyor, ne
dersin?
— Evet. Ama biz ikiliyiz. Eleştirilere her za-
man açığız. Yapıcı eleştirilere ihtiyacımjz var.
Daha doğrusu Piontek'in işi o zaman kolayla-
şacak. Piontek'in bir a\antajı var, gazeteleri oku-
muyor, eleştirileri de öğrenmiyor. Ama kendi-
sine soylendiğinde üzülüyor. Ne de olsa bir Av-
rupalı; duygulanna hâkim, belli etmiyor. Şu-
nu söylemekte yarar görüyorum, Piontek kısa
vadede değil uzun vadede bir şeyler yapmak is-
tiyordu. Bunu da daha işin başında söyledi.
Günlük başarılarla sistemin oturmayacağına ve
zaman gerektiğine inahıyor. Diyelim ki şu dört
maçı milli takım kazandı. Türk futbolu kurtul-
du sayılacak mı, Türk futbolu Avrupa'ya kafa
tutacak hale gelecek mi? Hayır. Bana kalırsa
millet olarak herkes netice ne olursa olsun sa-
hada mücadeie eden, oynayan ve inanan bir ta-
kım istiyor. Biz de böyle bir takım meyda-
na getirmenin yollarmı arıyoruz. Belki Polon-
ya karşısında alacağımız iyi bir netice bize me-
safe kazandıracaktı, ama o kadar. Kazansay-
dık da bir şey kazanmış sayılmazdık. Şimdi Av-
rupa seviyesinde bir takım nasıl yaratırız, ara-
yış içinde ideal bir milli takım nasıl meydana
getiririzin çahşmasını yapıyoruz. Bunun için
zorlanıyoruz.
— 1994 diyoruz. Zaman kazanraamız gerek
diyoruz. Zamanla ne kazanacagız?
— Birtakım arayışlar yapıyoruz. Bu arayış-
lar nelerdir, önce onu izah edeyim. Biz de sü-
rekli bir milli takımımız olsun, üzerinde fazla
değişiklik yapmayalım, hep aynı kadroyu ha-
zırlayahm isteriz. Ama bu mümkün değil. Onun
için devamlı yeni oyuncular arıyoruz.
— Peki sizin milli takım futbolcusunda ara-
dıfınız nedir? Yani bir baz var mı?
— Burada baz enternasyonal seviyede oyun-
cu. Toplum olarak biz zaten teşhisi koymuşuz.
Eğitim eksikliği, kulüplerin kötü yönetimi, alt
yapıya ve gençlere önem verilmemesi gibi. Bu
konulara bugüne kadar aktif olarak hiç giril-
medi, ama biz giriyoruz. Takdir edersiniz ki bu-
gunku takımdan 1994'te kaç kişi kalacaktır.
Milli takımı toptan da değiştiremezdik. Dola-
yısıyla milli takıma yavaş yavaş aşı yapmak su-
retiyle değişikliği gerçekleştireceğiz. Bunun için
Türkiye'yi tarıyoruz. Mesela biz bir Ogun'ü ça-
ğırdık. Bir Gökhan, bir Tugay, bir Muhammed,
bir Bülent ve Ülken. Sonra Nuri, bunlann hepsi
genç. Sonra biz bu bazı sadece birinci ligden
de aramıyoruz. Ikinci ligden, üçüncü ligden,
hatta amatörlerden. 9 bölgede federasyon ant-
renörlerimiz var, onlar liste hazırlıyorlar. Ben
şahsen hepsini gidip göreceğim, teker teker. Bu
ciddi bir taramadır, yurt çapında bir tarama.
Ümit takımımızdan şu ana kadar herkes çok
memnun. Bilançosu çok iyi. Polonya maçına
kadar yenilgisi yok. Avrupa düzeyine yakın bir
takım. O takımda milli takıma geçecek bir hayli
genç var. Ama bugün değil, gelecekte. Bir de
milli takım ile ümit takımın arasında kalan
gençler. Bunlar da teker teker tespit ediliyor.
— Yani Turkiye'de her genç ve yetenekli fut-
bolcu mutlaka sizin tarafınızdan göriilecek.
— Evet iddialıyım. Sepp Piontek ile sabah
9 akşam 5 çalışıyoruz. Gece gündüz dinlenme-
den, tatil falan aramadan çalışıyoruz.
— Hep gelecek yuiarın milli takımını kur-
mak icin.
— Evet tek kelime ile "gelecek için". Mesela
biri Tokat'ta diğeri Çorum'da iki kaleci buldum.
Harika çocuklar. Boyları 1.90 küsur. Bunlar
aramakla bulundu. Daha onlar gibi neler var.
Çok çok ümitliyim. Bunlar bizi mutlu ediyor.
— Şu anda tespit ettiginiz kaç kişi var?
— Yaklaşık 500 kadar. Bu gençlere sık sık de-
ğişik gruplarda maçlar yaptıracağız. Hatta Is-
tanbul'a davet edeceğiz. 3 büyük kulübün tek-
nik direktörü ile prensipte anlaştık. Hatta Be-
şiktaş'la maç bile yaptı ümit takımımız. Bu iş
böyle olur. Onun için zamana ihtiyacımız var
diyoruz ya.
— tkili olarak nasıl çalışıyorsunuz?
— Ben sahada, o yukarıda seyrediyoruz. O
bana daha sonra "şu şu işe yarar", "şu şu ise
yaraınaz" diyor. Ben de fikrimi söylüyorum,
ama patron Sepp. Son söz onun.
— Gercekten işiniz zor. Başka kimse sana
yardımcı olmuyor mu? Örneğin kulüp antre-
nörleri falan?
— Bundan 2 ay önce ne kadar ikinci lig, ne
kadar üçüncü lig teknik direktörü veya antıe.-
nörü varsa mektup yazdım, futbolcuları hak-
kında bilgi istedim. fnanır mısınız, topu topu
15 tane cevap geldi. Biz her şeyi kendimiz hal-
lediyoruz.Türkiye şartları bu işte.
— Piontek ile yaptığım bir sohbet sırasında
bana "Ben milli takıma şöbret değil, miicade-
le eden, top oynayan futbolcu alacağım" demis-
ti. Şimdi sizin milli takım için aradıgınuz fut-
bolcu yapısı belli mi?
— Anlatayım. Biz, sahaya çıktığında Avru-
pa standardındaki rakibi ile dişe diş mücadeie
eden ve fizik üstünlüğü olan futbolcu anyoruz.
Fizik derken yanlış anlaşılmasm, hava müca-
delesi de yer mücadelesi de bir fizik mücadele-
sidir. Omuz omuza, dirsek dirseğe mücadeie de
fizik mücadelesidir. Artı kondisyon da fizik
mücadelesidir. Van Basten savunmaya gelip top
kapıyor. Kosecki'yi gördük, nerelerden top sö-
küyor. 50 metre depar atıyor. Bunlar hep fizik
mücadelesidir. Biz bunları arıyoruz. Yoksa biz
enayi değiliz. Alınz 4 büyük takımdan beşer
futbolcu, 20 hatta 22 kişih'k kadro, eskiden ol-
duğu gibi. Herkes memnun. Ama bu iş değil.
Bu sadece aldatmaca olur, günü kurtarmak
olur. Biz ise gerçeği anyoruz. Biz hedefe giden
doğru yolda olduğumuza inanıyoruz. Sepp'in
sistemine uygun adam pek kolay kolay bulun-
muyor. Bana söyler misiniz, üçüncü bir sol bek
var mı Turkiye'de. Bizim oyunculanmız teknik,
bizim oyuncularımız kabiliyetli, ama bu teknik
ve kabiliyete bir de fizik gücü ekleseler...
Fizik
üstünlügn şart
Biz, sahaya
çıktığında Avrupa
düzeyindeki rakibi
ile dişe diş
mücadeie eden ve
fizik üstünlüğü
olan futbolcu
arıyoruz.
— Ama galiba bizde kasıtlı hareketlere son
derken bizim hakemler futbolun gerektirdiği
sertliğe de izin vermiyorlar, zırt düdük. Böyle
ohınca da ligde çıtkınldım futbolculanmız milli
maçlarda hiçbir ikili mücadeleye girmiyor, gi-
remiyor.
— Evet doğrudur. Biz bunu hakemlerle de
federasyon üyeleri ile de konuşuyoruz, haklısı-
nız.
— Sence futbolnmuzdaki en büyük yanlış-
hk nerede?
— Bence kulüplerde. Yanlışlığın odak nok-
tası kulüpler.
— Şimdi sen ve Piontek 1994'ün hesabını ya-
parken kulüpler 1992'yi bile düşünmüyor. On-
lar da gelip geçici, yani günlük yaşıyorlar. Bu
sene var, gelecek sene yok.
— Kulüpler de kısa vadede düşünüyor. öyle
olmasa milyarhk transferler için bir şeyler dü-
şünürlerdi.
— Fatih, son bir sorum olacak. Ama çok sa-
mimi bir yanıt bekliyorum. 1992 dedik olma-
dı. Şimdi 1994 diyorsunuz, biz de umutla 1994
diyoruz. Acaba yine o günler geldiğinde bu kez
1996 veya 1998 mi diyecegiz? Hep böyle tak-
vim yapraklan mı koparacağız?
— Şuna kesinlikle inanıyorum ve diyorum ki
1994 için taş gibi, bomba gibi bir takım çıka-
racağız. Bu takım pat diye çıkmayacak. Yavaş
yavaş, aşı yapıla yapıla, inançlı ve fizik güce sa-
hip ve Avrupa'ya çıktığında ezilmeyecek, gol
atacak ve kazanacak bir takımımız olacak. He-
pimizin gurur duyacağı bir milli takım, Allah
izin verirse hep birlikte alkışlayacağımız bir milli
takım. Buna söz veriyorum, söz veriyonız.