03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 DIŞ HABERLER 17 KASIM 1990 ANKARA Mısır'a40 F-16 önerisiANKARA (AA) — Savunma Sanayii Müsteşan Vahit Erdem, Türkiye'nin Mı- sır'a 40 adet F-16 satmayı onerdiğini bil- dirdi. Erdem, Mısır'ın Türkiye'nin öneri- sini kabul etmesi halinde aylık F-16 üre- tim kapasitesinin 2'den 4'e çıkabileceği- ni belirtti. Kahire'deki temaslarını tamamlayarak Türkiye'ye dönen Vahit Erdem, yaptığı açıklamada, Kahire'deki temaslarmda iki ülke arasındaki savunma sanayii işbirli- ği anlaşması çerçevesinde Türkiye'nin Mı- sır'a 40 adet F-16 satmayı onerdiğini bil- dirdi. Türkiye'nin F-16 üretim programına karşıhk, Mısır'ın F-16 tedarik programı olduğunu belirten Vahit Erdem, şunları soyledi: "Mısır şu ana kadar F-16'lan ABD'den temin etti. Bugune kadar projelerinde yer alan 160 açığın 120'sini ABD'den temin etmiş durumda. Biz ise Mısır'a bizim te- sislerimizin standardı ve kalitesinin de ABD standartlarma eşit olduğunu belir- terek halen programlarında yer alan 40 adet F-16'ları bizden alraası onerisinde bulunduk." Savunma Sanayii Müsteşan Erdem, Mısır'ın kabul etmesi halinde F-16'lann Mısır'a daha ucuza gelebileceğini söyle- di. Erdem, "Mısır avantajlı duruma ge- lebilir. Çiinku öncelikle nakliye açısından bü>iik bir fark ortaya çıkacaktır" dedi. Vahit Erdem, Mısır'ın kabul etmesi ha- linde halen ayda 2 olan F-16 üretim ka- pasitemizi 4'e çıkarabileceğimizi açıkla- dı. Savunma Sanayii Müsteşan Erdem, Kahire'de bulunduğu süre içinde Mısır Cumhurbaşkanı'na, Cumhurbaşkaru Tur- gut özal'ın, Mısır Savunma Bakanı'na da Milli Savunma Bakanı Husnü Doğan'ın mektuplannı ilettiğini bildirdi. AKKUM Kafkasya pürüzügiderildiSovyet yarı askeri kuvvetleri sorununa Türkiye için 'yeterli güvenceleri içeren' çözüm sağlandı. AKKUM anlaşmasına yönelik NATO ve Varşova Paktı arasındaki müzakereler tamamlandı. ANKARA (Curahuriyet Birosu) — Avrupa'da Konvansiyonel Kuvvet (AKK) müzakereleri çerçevesinde Sovyetler Bir- liği'ne ait yan askeri kuvvetlerin elinde- ki ağır silahlar sonınunun Türkiye açısın- dan "yeterli güvenceleri sağlayan bir çözüme" kavuşturulduğu bildirildi, NA- TO ile Varşova Paktı mensubu 22 ülke arasında Viyana'da vanlan mutabakata göre söz konusu silahlara sayısal sınırla- malann getirileceSi ve bunlann etkin bir denetim rejimine tabi tutulacağı belirtıl- di. Pazartesi günü Paris'te başlayacak olan Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Kon- feransı (AGİK) zirvesinde imzalanacak olan AKK anlaşmasına yonelik müzake- reler tamamlandı. Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, bu müzakerelerden elde edi- len sonuçların Türkiye açısından "doynrucu" ve "tamamen tatminkâr" ol- duğu kaydedüdi. Açıklamada, ulusal gü- venliğin tek başına askeri yetenekleri art- tırmak yoluyla sağlanamayacağı, karşıük- lı güvenliğı pekiştirecek çok taraflı siya- si, askeri düzenlemelere de gerek olduğu vurgulandi. Açıklamada, Türkiye'nin anlaşma ile elde edeceği kapsamlı güvenlik kazanç- lannın en önemlisi olarak, "Doğu'da ve Karadeniz'in kuzeyindeki Sovyet askeri bölgelerinde bulunacak silah sistemleri ile TSK'nın bölgede bulunduracağı silahlar arasında çok uzun ydlardan sonra ilk kez kabul edilebiür sayısal bir dengenin sağ- lanacak olması" gösterildi. KUVEYTLILER — Kuveytli askerler, Suudi Arabistan'da bedensel yeteneklerini geliştirerek savaşa baarlanıyortar. (Literation) HABERLERİN DEVAMI Ecevit açıkbyor (Baftarafi 1. Sayfada) Kendisiyle göröserek Özel Harp Dairesi ile ilgili bUgileri aktar- dım. Taksim olayının arkasın- da bu kunıluşun sivil uzantısı- nın bulunabileceğini söyledim. Korutürk bunu benden yazılı olarak da istedi. Korutürk, bu konuyu döneminin Başbakanı Saym Süleyman Demirel'e aç- mış. Demirel buna büyük tepki gösterdi." Ecevit'e suikast Taksim olaylannın, 1977 se- çimleri öncesinde "muhalefeti toplantı yapamaz ve halkı top- lanülara katılamaz hale getir- mek amacını güdiiyor olabile- ceğini" vurgulayan Ecevit, ken- disine 29 Mayıs 1977 tarihinde Izmir'de yapılan suikast girişi- mi ile ilgili olarak da şunları an- lattı: "Arkadaşımız Mehmet ts- •an'ı yaralayan silah, anlaşıldı ki balistikte çalışan uzmanların da görmediği, varlığından ha- berdar olmadığı son derece leh- likeli bir füze. Bacağmda, diz kapağının içinde parçalanmış arkadaşımızın vücudunu zehir- liyor. Ö füzenin parçalannı çı- karttı doktoriar. Bazı emniyet görevlileri o parçalan ısrarla doktorlardan almak istediler. Ama doktoriar vermemişler. Anlaşıldı ki güya bizi koru- makla görevli bir polis, otobu- sün yanı başında, onun silahın- dan çıktı. Bizlerin ısrarlı takibi ve balistikte çalışan gorevlilerin objektif cahşmalan sonunda or- taya çıktı. Evvela Türk polisinin elinde ve Türidye'de böyle bir silah bu- lunmadığı iddia edildi. Sonra bu sflahtan bulunduğu fakat bunun gizli olduğu, çok tehlikeli oldu- ğu ortaya çıktı. Fakat yıllardır üstünde durdugumuz, izini sür- meye çalıştıgımız halde 'kim o silahı vermiştir, nasıl verümiştir, bu kadar gizli bir silah, nasıl bir koruma polisine verilebilir', bii- rün bunlar ortaya fiifimniı ve bir noktadan sonra izler kayboldu. O poKs de kurtukfcı göz göre gö- re, olaydaki rolüne ragmen. Bu olay da bende, Özel Harp Dai- resi çağnşımı yaptı." Demirerin mektubu Haziran 1977 seçimlerinden birkaç gün önce Süleyman De- mirerin kendisine, CHP'nin Taksim'de düzenleyeceği bir mi- ting sırasında Sheraton Oteli'- nin çatısından ateş açılacağına ilişkin bir mektup gönderdiğini anımsatan Bülent Ecevit, 1978 yılında iktidara gelince bu ko- nuyu araştırdığını söyledi. Ece- vit sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben 1978'de hükümet kur- duğumda, merak ettim, dosya- lardan arattım, neye da>anarak Sayın Demirel bana bu uyanyı yaptı diye. İmzasız, antetsiz, üzerinde hiçbir örgiıtün işareti bulunmayan bir kâgıt getirildi. Orada bu bilgi veriliyor. Ne Emniyet Müdürlüğü, ne MİT, hiçbir sey. Ve görbnüşe göre so- rulmamış da kim verdi bu bil- giyi diye. Ve bizim öğrenmemiz de mümkiin olmadı. Ve bu da bende gene Özel Harp Dairesi çağnşımı yaptı." Kahramanmaraş olaylan 1978 yılı başında bağımsız milletvekillerinin katkılarıyla hükümeti kurduklarını anlatan Bülent Ecevit, "Özdlikle MHP bizi her vesüe ile sdayönetim Ua- mna zortadı" dedi. Ecevit, şöyle sürdürdü: "Ben, sıkıyönetim ilanının oiası sakmcalaruıı bildiğim, tah- min ettiğim için direndim, sıkı- yönetim istememekte ve ilan et- memekte. Ancak Kahraman- maraş olaylannda çok buyük sayıda insan ölduğii ve çok acı olaylar olduğu için orada mec- bnr hissettim kendimi ve onun için de Maraş olaylan bizi sıkı- yönetim ilanına zorlamak, mec- bur bırakmak için duzenlenmiş olduğu kuşkusu daima içimde kaldı." Kıbns'taki miicahit direnişi Bülent Ecevit, Kıbrıs'ta, Ba- nş Harekatı öncesinde yapılan "miicahit" direnişinin özel Harp Dairesi eliyle örgütlendi- ği yolunda "bilgilerin de ol- duğunu" ifade ederek bu konu- da şu açıklamalarda bulundu: "Eğer öyle idiyse, bu örgütün asıl kendisinden beklenen görevi yapmakta tamamen başansız olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü Bans Harekatı'mn ilk aşamasından sonra Kıbns'taki Türklerin büyük çoğunluğu Rum yonetimi altındaki bölge- lan olduğunu soyledi. O sırada örtülü ödenekte bulunan para sınırlı idi. Şimdiki gibi birtakım fonlaıia desleklenmiyordu. Ve 2-3 milyon lira da onemM bir pa- raydı. Ben de yasal bir zorun- luluk olmamakla biriikte, örtü- lü ödenekten >apılan butün har- camaların belgelerini tutuyor- dum. Onun için ne amaçla iste- diklerini sormak geregi duy- dıun. 'özel Harp Dairesi'nin ih- tiyacı var', dediler. Ben o zama- na kadar Özel Harp Dairesi diye bir kuruluş duymamıştım. Büt- çede de boyle bir kunıluşun adı geçmiyordu. Bu kunıluşun şimdiye kadar nereden para aldığını sordum. O tarihe kadar ABD'nin dogru- dan maddi yardımı ile bu örgü- tün çalıştığını ve Amerikan As- keri Yardım Kurulu ile aynı bi- nada görev >apüğını oğrendim. Onun üzerine, bu orgüt bakkın- Ecevifinsözünü ettiği 4 olay Kanlı 1 Mayıs 1977 yılı 1 Mayıs'ı Taksim alanında DİSK'e bağlı kuruluş- lar, çok sayıda demokratik kitle örgütü ve Türk-lş üyesi bazı sendikalann kaöhmıyla kutlanırken saat 19.00 sıralannda Sular tdaresi üstünden»ve bazı binalardan açılan ateş sonucu kana bulandı. Kime doğru yöneldiği belirsiz 5-10 dakikalık yayüm ateşi. on binlerce kişinin bulunduğu alanda paniğe yol açtı. Taksim'in savaş alanına dönüştüğü olaylarda 33 kişi öldü. 100 kadar kişi de yaralandi. Ecevit'e suikast girişimi Haziran seçimkrinin son pazannda CHP Genei Başkanı Bu- lent Ecevit. Ege seçim gezisi için geldiği Izmir Çiğli Havaala- nı'nda uçaktan inip otobüse bineceği sırada bir patlama ol- du. Patlamada Mebmet tsvan yaralandı. Devlet hastanesine kaldırılarak ameliyat edildi. İsvan'ı ameliyat eden doktorun verdiği raporda bacağa isabet eden maddenin plastikten ya- pılmış bir tip mermi olduğu beürtüdi. İzmir Belediye Başkanı Ihsan AUanak'ın da sol baldırmdan yaralandıgı olaydan son- ra CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit "Dünyanın hiçbir yerin- de böyle Jaubalilik yoktur. Havaalanlannda sıkı önlemler alı- nır. Nedense bu, Türidye'de uygulanmaz" dedi. Ecevit, Isvan'ı hastanede zivaret ettikten soara da şunları söyledi: "Bugün öğ- rendiğimize göre Çiğli Havaalanı'nda kasıtlı bir cinayet >-aoi suikast tertibiyle karşılaştığımız sonucuna varmış olnyoruz." Demirel'den suikast ihban 2 Haziran 1977 yılında, Adalet Parti Genel Başkanı Süleyman Demirel CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e gönderdiği "GMi ve zata mahsus" mektupta Taksim mitinginde suikasta uğra- yacağına dair haberler aldığını. kendisine Sheraton otelinin üst katlanndan birinden uzun namlulu vedürbünlü bir siîahla ateş ediieceğini bildirdi. Kahramanmaraş'ta terör 23 Arahk 1978'de uç gün önce öldürülen sol eğılımli iki öğ- retmenin cenazeierine yapılan saldınlarla başlayan olaylar sûr- dü. CHP'li ve Alevi yurttaşların ev- ve işyerlerine >-apüan sal- dırılarda 31 kişi öldü, 131 kişi de yaralandı. 65 kişi ağır yara- lamrken Kayseri Hava Indirme Birl$i'nin Kahramanmaraş'a gelmesiyle olaylar gece geç saatlerde önlendi. lerde kalmışlardı ve bırakm on- lann hayatlannın böyle bir ör- gütün etemanlan tarafmdan ko- rnnabilmesini, onlardan haber bile alamryorduk. Halbuki, eğer gcrçekten bir istila durumunda ki fiilen Türk bolgeleri işgal al- ünda sayılırdı, bu durumlarda görev yapmak üzere kurulmuş bir örgüt idiyse bu, hiçbir fay- dası olmadığı ortaya çıkmış de- mektir." Bülent Ecevit, Özel Harp Da- iresi hakkında ilk nasıl bilgi sa- hibi olduğu ve bu bilgüeri aldık- tan sonra kapıldığı kuşkulan şöyle anlattı: "1974 yılında MSP ile biriikte CHP'nin kurduğu karma hükü- met sırasında, Kıbns Banş Ha- rekâtı'ndan kısa bir süre önce, zamanın Genelkurmay Başkanı Semih Sancar bana bir arkada- şını gönderdi ve örtülü ödenek- ten birkaç milyon liraya ihtiyaç- da biigi verilmesini istedim. Başbakanuk Konutu'nda, ba- na ve zamanın Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'a bir brifing yapıldı. Bu kuruluşun, Türkiye'nin bir istila.va uğrama- sı durumunda yeraltı faaliyeti yoluyla işgalci devlete karşı bir direniş sağlamak üzere oluştu- nılduğu söylendi. Bu amaçla bazı, tamak içinde vatanseverie- rin, ömürboyu gönüllu olarak ve gizli olarak bu kuruluş, Özel Harp Dairesi emrinde görevli olduklan ve gerektiğinde bunla- nn kullanabilmesi için de belir- li yerlerde toprak altına gizli de- polarda silahlar bulunduruldu- ğu açıklandı." Bu acıklamalann kendisıni ve Savunma Bakanı Işık'ı "dehşete düşürdügünü" anlatan Ecevit, "Çünkü son derece önemli, ya- şamsal önemde görevler veril- miş bir devlet kuruluşu söz ko- nusuydn, fakat devleti yöneten- lerin bundan haberi yoktu ve bu orgut Türkiye Cumhuriyeti büt- çesinden değil, ABD'den gizli olarak gelen yardımla ve ABD Askeri Yardım Heyeti ile aynı binada çalışıyordu" dedi. Ece- vit, "Kimlikieri bilinmeyen, hü- kumetçe de Meclisçe de bilinme- yen birtakım ömürboyu go- revlilerin" bu örgutte calıştıkla- nnı belirterek şunları söyledi: "Bu örgütte görev alan gö- nullöler gerçekten çok iyi niyet- li, vatanseveıier olsalar bile, za- man içinde birtakım siyasi eği- limlere kapılabiliıierdi. Ve ken- dilerine tanınan gizli olanakla- n çok başka amaçlarla kullana- bilirlerdi. Doğal olarak bu tari- he kadar yer alan terör eylem- lerinin bazılannda Özel Harp Dairesi'nin sivil ve gizli uzantı- suım bir ölçüde rol oynamış ola- bileceği olasüigı aklımıza gddi. Özel Harp Dairesi ile ABD arasındaki bağlantıyı "çok özel bir ilişki" olarak tanımlayan Ecevit, "Devleti yönetenlerden gizlenerek, hatta ilgili komutan- lar dışındaki komutanlardan da gizlenerek yapılan bir iştir" de- di. Çok önemli görevlerde bu- lunmuş, hatta sıkıyönetim ko- mutanlığı yapmış bazı general- lerin bu örgütün varlığını, ken- di açıklamalarından sonra öğ- rendiğini anlatan Ecevit, geliş- meleri şöyle aktardı: Evren'in tepkisi "1978'de hükümet kurduk- tan kısa bir süre sonra Semih Sancar emekliye aynldı. Kenan Evren o göreve gelir gelmez ben bu konuyu, kuşkulanmı kendi- sine açtım. Sayın Evren benim kaygüarımı paylaştı. Göriinüse göre samimi olduğu izlenimi bende uyanmıştı. Evren, bu ör- gütü yasal sınırlan içinde tuta- cağını, silah depolannı dağıta- cağını söyledi, söz verdi. Bana hep güvence verdi. Fakat 12 Ey- lül'den sonra, yaptığı bazı açık- lamalarda benim bu örgüte y ö- nelttiğim eleştirileri kınayıcı ifa- deler kullanması, bende bir şaş- kınlık yarattı. acaba ben yanıl- dım mı ilk izlenimimde, şüphe- si uyandırdı." Ecevit, kendisine yöneltilen özel Harp Dairesi ile etkin bir şekilde mucadele etmediği yo- lundaki eleştirileri yamtlarken de şöyle konuştu: "Özel Harp Dairesi, Genel- kurmay'a bağlı bir kuruluştu. Benim yapabilecegim şey, Ge- nelkurmay Başkanı'na bu ko- nuda talimat vermekti. Ben bu- nu yaptını. O da bana güvence verdi. Nitekim Sayın Evren, ya- yımlanan anılannda da o gü- venceyi doğrular şekilde konuş- muştur. Ama Genelkurmay Başkanı bile bir olçünün ötesin- de kontrol edememiş olabilir. Biz devlet duzeni içinde yap?- bileceğimiz girişimleri yaptık. Elle tutulan bir şey yok. Bunun resmi kaydı kuydu yok. Bu ele- manlar kimler, büınmiyor. Bun- lan bilebüecek durumda olan, Genelkurmay. Ben de Genel- kurmay Başkanı'na talimat ver- dim. Defalarca da sordum. Pe- şini bırakmadım. Ama birtakım olaylan biitun çabamıza rağmen ortaya çıkartamadık." MİTIe üişkisi Özel Harp Dairesi'nin MlT'le bir ilişkisi olduğuna dair bir bil- gi ve izlenim edinmediğini belir- ten Ecevit, NATO içindeki giz- li örgüt ile özel Harp Dairesi arasındaki bağlantı konusunda da şunları söyledi: "Bazı NATO ülkelerinde bu- na benzer örgütlenmeler bulun- duğu artık resmen açıklandığı- na ve bunun açıklık rejimi olan demokrasiye yaraşır şekilde tar- tışma konusu olduğuna göre Türkiye'de de bu konu ciddiyet- le araştırılmalıdır." Inönü: Htikümet Meclis'e bîlgi versîn HEP Kars Milletvekili Mahmut Alınak ve 10 arkadaşı Meclis araştırması istedi. Recep Ergun, "dairenin savaşa ait görev için kurulduğunu" söyledi. Türkeş, Türkiye'de böyle bir örgüt bulunmadığını öne sürdü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Italya'da ortaya çıkarı- lan gizli NATO örgütu "Gladio" ile başlayan tartışmalar, Türki- ye'de Özel Harp Dairesi ile sü- rüyor. SHP Genel Başkanı Er- dal Inönü, benzer bir kontrge- rilla örgütünün Türkiye"de faa- liyet gösterdiği söylentileri konu- sunda hükümetin TBMM'ye bil- gi vermesini istedi. HEP'li mil- letvekilleri de konuya ilişkin Meclis araştırması önergesini Meclis Başkanlığı'na sundular. Milli Savunma Komisyonu Baş- kanı ve eski MİT Müsteşar Yar- dımcısı Recep Ergun, özel Harp Dairesi'nin sadece savaşa ait gö- revleri yerine getirmek için ku- rulduğunu bildirdi. MÇP Gend Başkanı Alpaslan Türkeş, Türk- iye'de böyle bir örgüt olmadığı- nı öne sürdu. TBKP Genel Sek- reteri Haydar Kutlu da "Devlet- lenistü gizli örgutler derhal or- tadan kaldınlmalıdır" dedi. Inönü SHP Gertel Başkanı Erdal tnönü de Genelkurmay Başkan- lığı'nın Özel Harp Dairesi'yle il- gili açıklamasından önce gaze- tecilerin konuya ilişkin sorula- nnı yanıtladı. SHP Iideri, "Av- rupa'da bazı ulkelerde ortaya çı- kartılan gizli NATO örgütünün Turkiye'de de faaliyet gösterdi- ği söy lentilerine ibşkin" sorula- nnı şöyle yanıtladı: "Hükümet yetkililerinin Türkiye'deki haberalma mesele- leriyle ilgili insanlann açıklama yapmalannı bekliyonız. Bu ko- nu butün Avrupa'da büyük ilgi topladı. Her ulkeden açıklama- lar yapılıyor, incelemeler yapılı- yor. Turkiye'de durum nedir, bunu o dönemin yetkilileri, gö- revierini hâlâ surdüren yetkililer açıklasınlar. Ülkenin guvenliği- ni korumakla görevli kuruluşlar demokrasi içinde denetimsiz olamazlar. TBMM'ye bilgi ver- mek ve kamuoyunda şüphe uyandıran durumlar karşısında açıklama yapmak şarttır." Inönü, bir gazetecinin, "Bu gizli örgütün Avrupa'da komü- nist partilere karşı, Türidye'de de sosyal demokrat partilere karşı çalıştığı" yolundaki söy- lentilere ilişkin sorusuna da "tçinde olmadığım için bir şey söyleyemem" yanıtını verdi. Giineş: "Kuşkulanmızı giderici de^ü" SHP Grup Başkanvekili ve 1978'de kurulan Ecevit hüküme- tinin ilk İçişlerı Bakanı Hasan Fehmi Güneş, şu değerlendirme- yi yaptı: "Birkaç gun önce Plan Bütçe Komisyonu'nda Milli Savunma Bakanlığı bütçesi görüşulürken Milli Savunma Bakanı. bir üye- mizin, Erdal Kalkan'ın sornsu üzerine Turkiye'de böyle bir ör- gütün olmadıgını ifade elmiştir. Genelkurmay Başkanlığı tara- fından yapılan açıklama baka- nın açıklaması ile celişmektedir. DYP DYP Genel Başkan Yardıma- sı Mehmet Gölhan da Genelkur- may'ın resmi bir açıklama yap- tığına işaret ederek "Tabii ki as- keri idaremizin üst kademesi da- ha da fazla bir şey yapamaz bu- nun ötesinde. Onlann bu konu- daki yönetmelikleri veya tali- matları neyse oradaki seyler ya- zılmış olsa gerek" dedi. TBMM Milli Savunma Ko- misyonu Başkanı, Kayseri mil- letvekili ve eski MİT Müsteşar Yardımcısı Recep Ergun da özel Harp Dairesi'nin içinde çalışma- dığını, ancak işleyişi ile ilgili bil- gisinin olduğunu ifade ederek özel Harp Dairesi'nin Gladio örgütü ile uzak yakın hiçbir iliş- kisi olmadığım söyledi. Ergun, özel Harp Dairesi ile ilgili ola- rak şu bilgiyi verdi: "Her sene 400 bin kişi askere alırlar. Bunlann içinde arzıı edenler, terhis olurken eğer mu- tasavvel planlarda Turkiye'yi is- tila eden bir düşmanın, işgal et- tiği kesimlerde, yani Türk ordu- sunun manevra icabı veya düş- manın zoruyla çekildiği yerler- de, onlar kalmava devam eder- ler. Çünkü bu seçilenlerin evi barkı, işi oradadır, öyle seçilir- ler. Ondan sonra da cephe geri- sinde savaşa ait ordu gorevleri- ni ifade ederler." Ergun, "Türidye'de Özel Harp Dairesi kastedilmiyor, baş- ka bir şey kastediliyorsa, çok büyük bir orduyuz ama birbiri- mizi tanınz. Bu tür bir görevi alanlara hizmetimin şu veya bu safhasında benim şahsen rastla- mam lazımdı. Ben böyle bir kimseye asla rastlamadım, gör- medim ve duymadım En azın- dan duyulur, sızardı. ttalyan Başbakanı bunun NATO Oe üin- tili olduğunu söylüyor. NATO bir devlet değil, devlet memur- lannın geçici görev yaptığı bir yer. Böyle bir teşldlatı nasıl mu- hafaza edersiniz?" dedi. «Bu arada HEP Kars Milletve- kili Mahmut Alınak ve 10 arka- GENELKURMAY ÖzelHarp Dairesi terördeyer almadı Açıklamada, "Özel Harp Dairesi, Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı olarak görev yapan askeri bir kuruluştur, Görevi işgal kuvvetlerine karşı mucadele olup başka hiçbir harekâtı kapsamaz" dendi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Genelkurmay Başkan- lığı, bazı NATO ülkelerinde or- taya çıkanlan CIA denetiminde- ki antikomünist örgutlerle gun- deme gelen "Özal Harp Dairesi" konusunda dün bir açıklama yaptı. Açıklamada, Özel Harp Dairesi'nin Genelkurmay Baş- kanlığı'na bağlı olarak görev ya- pan bir askeri kuruluş olduğu belirtilerek "Özel Harp Dairesi, anarşi ve terör olaylannın hiçbi- rinde yer almamıştır. Yer alma- sı da söz konusn olamaz" denildi. Genelkurmay Başkanlığı Ge- nel Sekreterliği'nin acıklamasın- da son günlerde NATO içinde- ki gizli örgüt "Gladio" ile eş tu- tulan Özel Harp Dairesi'yle il- gili yayınlara dikkat çekildi. Genelkurmay Başkanlığı Ge- nel Sekreteri Tuğgeneral Hursit Tolon imzasıyla yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi: "Özel Harp Dairesi, Genel- kurmay Başkanlığı'na bağlı ola- rak görev yapan askeri bir ku- ruluştur. Görevi, savaş zamanmda işgal edilen vatan topraklannda emir ve komuta zinciri içinde ve sa- vunma planlannda belirtildigi şekilde, işgal kuvvetlerine karşı mucadele olup başka hiçbir ha- rekatı kapsamaz. Özel Harp Dairesi bu görev dışında bazı basın organlannda iddia edildiği şekilde cereyan et- miş olan anarşi ve terör olayla- nnın hiçbirinde yer almamıştır. Alması da söz konusu olamaz. Dünyadaki yeni gelişmeler karşısında askeri stratejilerde değişiklik meydana geldikçe Özel Harp Dairesi'nin görevleri de gözden geçirilecektir." KONTRGERİLLA VE TÜRKİYE İlk olarak 12 Mart sorgulamasında çıktı Kontrgerilla ilk kez 12 Mart döneminde ortaya çıktı. Mahkeme tutanaklanna ise emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan'ın kendisini sorgulayanların kontrgerilla mensubu olduklarını iddia etmesiyle geçti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Kontrgerilla genel an- lamıyla "gerillaya karşı koyma harekâtı" anlamına geliyor. Ül- kenin bir saldınya uğraması ha- linde, düşman güçlerin yürüte- cekleri gerilla harekâtına karşı koymak biçiminde tanımlanı- yor. Ancak kontrgerillanın daha çok "politik amaçlar" için kul- lanıldığı da bildiriliyor. Turki- ye'de ilk olarak 12 Mart sorgu- lamalannda ortaya çıkan kontr- gerilla kavramı, Istanbul'da Zi- verbey Köşkü'ndeki ve Ankara 1 da Muhabere Okulu'nun radyo- sunun altındaki sorgu merkez- lerinde sorgucular tarafmdan "Biz, Genelkurmay'a bağlı kontrgerilla mensuplanyız. Bu- rada anayasa, yasa geçmez" söz- leriyle gündeme geldi. Konu ilk kez mahkeme tuta- naklarına ise "Bomba Davası" olarak anılan davada emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan- ın kendisini sorgulayanların kontrgerilla mensubu oldukları- m iddia etmesiyle geçti. Kurmay Yarbay Turhan, bu konuda dö- nemin Kara Kuvvetleri Komuta- nı Orgeneral Arif Keskiner'in imzasını taşıyan "özel harp" ile ilgili talimnamesini de mahke- meye sundu. Kontrgerillanın bütün NATO ülkelerinde daha çok "komünist saldınlara" karşı örgütlendiğı biliniyor. Ancak amacmın dışı- na çıkarak "Ulkedeki sosyal uyanışı" önlemeye yönelik ola- rak "pohtik" amaçlar doğrultu- sunda kullanıldığı öne sürülü- yor. Konu ile ilgili olarak emekli Hâkim Albay Emin Değer tara- fmdan hazırlanan "CIA, MİT, Kontrgerilla ve Türkiye" adlı ki- tapta, silahlı kuvvetlerin özel harp ile ilgili talimnameleri ve hangi amaca yönelik olarak kul- lanıldığı belgelerle kamtlanıyor. daşı, kontrgerilla için Meclis araştırması açılmasını istediler. Emekli Kurmay Yarbay Talat. Turan'ın Genelkurmay özel Harp Dairesi'ne bağlı kontrge- rillanın varlığını belgeleri ile ka- nıtlamaya hazır olduğu biçimin- deki açıklamasına değinilen önergede şöyle denildi: \ "Talat Tnran, 'FM 31-16 Contr-Guerilla Operations' ad-. lı Amerikan talimatnamesinin ' 'gayri nizami kuvvetlere karşı ' harekât' başuğı altında 1964 yı- \ lında Kara Kuvvetleri Komuta- nı olan Orgeneral Ali Keskiner tarafmdan imzalandığını belir- terek 12 Mart döneminde Emi- nönii vapurunun batınlmasında kullanılan plastik sualtı bomba- sının sadece Deniz Kuvvetleri'n- de bulunduğuna dikkati çekiyor ve 12 Eylül darbesinin de bu ör- güt tarafmdan h»7iHamiıgıııı id- dia edivor. Genelkurmay Baş- kanlığı Harekât Dairesi eski Başkanı Emekli Tuğgeneral Celil Gürkan da kesin bir dille Tör- kiye'de boyle bir orgutün bulnn- duğunu belirtmektedir." Önergede, eski başbakanlar- dan Bülent Ecevifin de böyle bir örgütün varlığını kabul ettiği, başbakanlığı döneminde bu ör- gütun kendisine bir brifing ver- diğini açıkladığı belirtilivor. Siyasi cinayetler önergede, 1977'de Taksîm'de bir kitle katliamı yaşandığı, Ma- latya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu'nun plastik bomba ile öldürüldüğü, daha sonra da Malatya ilinde büyük çatışma- lar cıktığı hatırlatıldı. Cevat Yur- dakul, Bedrettin Cömert, Bedri Karafakioğlu, Ortan Tütengü, Kemal Türkler, Ümit Kaftancı- oğlu, Abdi İpekçi ve birçok bi- üm adamı, gazeteci ve aydını he- def alan siyasi cinayetlerin fail- lerinin halen bulunulamadığına - dikkat çekilerek şöyle denildi: "Daha yeni MuammerAksoy, ' Turan Dursun, Bahriye Üçok ve , başkalan öldüriildü. Bu siyasi, cinayetlerin failleri de ortada ; yok. Parlamentonnn bn topiomsal tehlikeye, hukuk dışılığa ve dev- let içindeki bu gizli örgütlenme-, ye karşı çıkması görev halinc gelmiştir. Çünkü en başta par- lamento töhmet altına girmiş- tir." Yarın Paris'te Ozal, AGÎK zîrvesîne gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) — Japonya Imparatoru Akihito'nun taç giyme törenine katılmak için gittiği Japonya'- - dan önceki akşam dönen Cum-. hurbaşkanı Turgut Özal yann sabah Paris'e gidiyor. Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı • (AGtK) zirvesine Başbakan Yd- dınm Akbulut'la biriikte katıla- cak ve zirvenin bazı oturumla- ruıı yönetecek olan özal, Paris'- - te çeşitli ülke liderleriyle ikili te- maslarda da bulunacak. Yüzyüın en önemli uluslara-. rası toplantılanndan biri olarak nitelendirilen AGİK zirvesinin ikinci oturumunda Türkiye adı- na konuşmayı Cumhurbaşkaıu özal yapacak. özal zirvenin ilk , günü olan 19 kasımda yapılacak Avrupa Konvansiyonel Kuvvet Anlaşması (AKKUM) imza tö- renine katılacak. Anlaşmayı Türkiye adına özal'ın mı, yok- sa Başbakan Akbulut'un mu imzalayacağı henüz kesinlik ka-; zanmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle