25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17KASIM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Yunanistan'da direniggünü • ATTNA (Cumhuriyet) — Yunanistan'da bugün, 1967-74 yıllan arasında cunta yönetimine karşı öğrenci ayaklanmasmın 17. yıldönümü kutlanıyor. 17 Kasım 1973 ayaklanmasmın başını çeken Atina Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen törenler çerçevesinde Başbakan Konstantin Mitsotakis, ana muhalefet PASOK lideri Andreas Papandreu ve komünistlerin SINASPISMOS lideri Harilaos Florakis'ten başka, savunma bakanı ve silablı kuvvetlerin temsilcıleri, üniversitenin avlusuna birer çelenk koydular. Iki günlük resmi tatile giren Uk, orta, lise ve yüksekokul öğrencileri, Atina Teknik Üniversitesi'ni anma törenleri düzenlediler. NATO savunma bakanları • BRÜKSEL (AA) — NATO üyesi Avnıpa ülkeleri savunma bakanlan, sanayi alanında yapılacak işbirliği konulannı görüşmek üzere bugün Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da bir araya geliyorlar. Toplantıda Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Hüsnü Dogan temsil edecek. Bakanlann özeUikle NATO üyesi Avnıpa ülkelerinin katıldıklan "Bağımsız ProgTam Grubu" çerçevesinde geliştirilecek silah üretim projeleri " üzerinde duracakları öğrenildi. Arnavutlıık'ta toplu ayin • VATtKAN (AA) — Yaklaşık 5000 katolik Arnavutun, 23 yıllık din yasağını ilk kez delerek toplu bir ayin duzenledikleri bildirildi. Vatikan Radyosu, söz konusu ayinin bütün cami ve kiliselerin kapatıldıgı Arnavutluk'ta din yasağının getirilmesinden sonra düzenlenen Uk ayin olduğunu kaydetti. Ayin, 1967'den 1989"a kadar yasağa uymadığı için hapis tutulan Shkoder başpiskoposu Simon Juboni tarafından Shkoder mezarlığına ait küçük bir kilisede dttzenlendi. Şamir'e din destegi • KUDÜS (AA> — Israil'in aşın dinci Agudat Partisi, Likud Cephesi lideri Izak Şamir'ın sağcı hükümetine katıldı. Resmi kaynaklardan edinilen bilgilere göre Agudat Partisi yöneticileri, dün hükümet binasına gelerek koalisyon hükümeti anlaşmasına imza koydular. Söz konusu anlaşma ile Likud Cephesi, Agudat tarafından Israil parlamentosu Knesset'e sunulan yasa tasarılarının en az altı ay içinde kabul edilmesine çalışacak. Polonya tarafsız • VARŞOVA (AA) — Polonya Savunma Bakanı Piotr Kolodziejczyk, NATO'ya katılmaya ya da SSCB Ue yeni bir ittifak kunnaya niyetli olmadıklannı, tarafsız kalmayı istediklerini söyledi. Kolodziejczyk, bugün düzenlediği basm toplantısında, "Ülkemiz tarafsız olacaktır" dedi ve silahlı kuvvetlerin savunma ağırkklı bir yapıya sahip olacağını söyledi. 2 bakan tutuklandı • PRAG (AA) — Çekoslovakya'da iki eski bakan daha tutuklandı. CTK Ajansı'nın haberine göre, Prag savcısının isteği üzerine, her ikisi de geçmişte Sanayi Bakanlığı yapmış olan Miroslav Kapun (60) ile Peter Hojer (50) hakkında tutuklama karan çıkarıldı. VTK, her iki kişinin de "bir soruşturma çerçevesinde tutuklandıklanm" açıkladı ve aynntılı bilgi vermedi. Tayland'da kasırga • BANGKOK (AA) — Vietnam'ın Nghe Tinh eyaletinde meydana gelen kasırga en az 68 kişinin ölümüne yol açtı. Devlet radyosu, kıalhaç ve yerel yetkililerin bölgede yardım çalışmalanna başladığını, bölgenin 9 kasımda da bir hortum felaketi yaşadığını kaydetti. Radyo, olayla ilgili aynntılı bilgi vermedi. Washington, ilk etapta 1500 kişiye göç kapısını açıyor ABD'denPeşmerge 'jestfTürkiye'de halen kamplarda bulunan 30 bin Peşmergenin 1500'üne göçmen statüsü verileceği bildirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Mülteci Bürosu, bu konuda Türkiye ile anlaşmaya varıldığını bildirdi. Peşmergeler, muhtemelen ocak ayı içinde ABD'ye gidecekler. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — ABD, Türkiye'de ha- len kamplarda bulunan 30.000 Peşmer- genin 150Cr"ünü göçmen olarak kabul edecek. ABD Dışişleri Bakanlığı Mülte- ci Bürosu, dün Cumhuriyet'e, ilk etapta 1500 kişinin ABD'ye gelebiLmesi için prensipte Türkiye ile anlaşmaya vanldı- ğmı bildirdi. Seçilecek 1500 kişi, "nmh- temelen ocak ayı içinde", Birleşmiş Mil- letler Mülteci Komisyonu ya da başka uluslararası kuruluşlann fuıanse etmesi ile ABD'ye getirilecek. ABD Göçmen tşleri'nin teknik detay- lan uzerinde çalıştığı program yaklaşık 300 aileyi kapsıyor. Seçilecek olanlar uzun bir incelemeye alınacak. Tek tek gö- rüşmder yapılacak, sıhhi kontrolden ge- çirilecek. Bu işlemler sonucu "göçe hak kazananlar" muhtemelen ocak ayında ABD'ye sevk edilecek. Göçmen bürosu "şimdilik 1500 kişi" ifadesini kullanarak, ilerde daha fazla Peşmergeyi kabul etme imkânı olduğunu belirtiyor. öte yandan Time dergisinin "Kulak- Un Kulaga" köşesinde, bu hafta yayım- lanan kısa bir notta, Peşmergenin ABD1 ye gelişine yer verildi. "Kürtler yolda" başlıklı notta, Türkiye'de halen kamplar- da yaşayan Peşmergelerin bir kısmımn ABD'ye kabul edilmesi kararının, "ABD'nin Kürtler için duydugu endişe- yi göstermesi" olarak ifade edildi. Yazı- da, Time dergisinin geçen haftaki sayı- sında aynı köşede Peşmergelerle ilgili bir haber-not yer ahnıştı. Not aynen şöyley- di: "Pek çok kişi Basra Körfezi'nde bir savasın sonuçlarından büyük endişeler duymaya devam ederken bazılan mağ- lup Irak'ın yağmalanmasım paylaşmak için fırsat bekliyor. Geçen ay, Amerika ve Türkiye'yi temsil eden yetkililer ve Türkiye'nin güneyi ile Irak'ın kuzeyinde- ki Kiirt kabilelerinin görevlileri Avrupa- da savaş sonrası Irak'ın neye benzeyece- ğini tartışmak için buluştular. Onların göriişü, Irak topraklanndan bağımsız bir Kürdistan'ın çıkabüeceği, topraklann kuzey bölümünden küçük bir parçanın belki de Türkiye'yle birleşebilecegi şek- liodeydi." Dergide köşeyi hazırlayan olarak im- zası bulunan David Thigpen, Cumhuri- yet'e haberin VVashington muhabirlerin- ce derlendiğini söyledi. Thigpen haberin "sağlam kaynaklara" dayandığından emin olduğunu bildirdi. Helsinki Watch Komitesi'nin, bölge- deki Kürtlerle sürekli temasta olan araş- tırmacılanndan biri Cumhuriyet'e geçen ay Stockholm'de Türkiye'deki Kürtleri de temsil edenlerin katılacağı bir konferans programlandığım, ancak gerçekleştirile- mediğini kaydetti. VVathc araştırmacısı şu an Şam'da, Irak'taki muhalefet Kürt gruplannın düzenlediği başka bir kon- feransın halen devam ettiğini de söyle- di. Kürt lideri Celal Talabani'nin Lond- ra'ya geleceğini, ancak bu konferansı bı- rakamadığı için geciktiğini kaydeden Helsinki VVatch araştırmacısı, bölgede- ki Kün gruplannın ortak bir cephe oiuş- turmak ve Saddam'a karşı direnmek için ortak bir eylem ve çareler aradıklannı belirtti. Aynı kişi, kendisinin katılacak olduğu ve Stockholm'de geçen ay yapıl- ması planlanan görüşmenin Stockholm Üniversitesi'nce düzenlendiğini kaydet- ti. Konferansı esas olarak Irak Kürt mu- halefetinin örgütlediğini, Türkiyeli Kürt- lerin de katılacaklannı bildirdiklerini ifa- de etti. Ancak Türkiye'den konferansa "resmi bir yetkilinin kanlacağını hiç sanmadıgını" belirtti. ALMANYA Berlîırde yönetim parçalandıEv işgalcisi gençlerle polis arasındaki çatışma, eyalet hükümetinin düşmesiyle sonuçlandı. Berlin'i Sosyal Demokrat Parti ile beraber yöneten Yeşiller, koalisyondan aynldılar. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Ev işgalcisi genç- lerle polis arasındaki çatışma Berlin eyalet hükümetinin düş- mesiyle sonuçlandı. Berlin'i Sos- yal Demokrat Parti (SPD) ile beraber yöneten Yeşiller (Alter- natif Liste) koalisyondan aynl- dı. 2 aralıkta Berlin'de zaten yeni bir yönetim seçilecekti. Yeşiller'in sosyal demokratlar- la 20 aydır sürdürdüğü "Kml- Yeşil Koalisyon"dan aynlmala- n bir "seçim taktigi" olarak de- ğerlendiriliyor. Yeşiller istifaya gerekçe olarak "Berlin polisinin ev işgakilerine karşı aşın acıma- sız tutunanu" gösterdiler. Yeşil milletvekUleri, SPD'nin evİeri boşaltma karannı kendilerine bildirmediğini, olay yerinde ara- bulucuiuk yapmaya çalışan Ye- şiller'in dikkate alınmadığını söylediler. Yeşiller'in seçimlere 2 hafta kala Berlin'de SPD'yle koalisyo- nu bozmalan, kendi seçmenleri karşısında bir "karariılık gös- teriâ" olarak niteleniyor. Sosyal Demokrat Parti'nin ev işgalcile- rine karşı sert tutumu da yine se- çimlerin ışığında değerlendiril- mekte. Buna göre SPD, "asayiş ve dnzen" isteyen seçmenlere Berlin'de sandığa gitmeden ön- ce son bir sinyal vermiş oldu. Yeşiller'in koalisyondan aynl- malarıyla eyalet hükümetinin başı, Berlin Belediye Başkanı Walter Momper'in de istifası is- tendi. Momper, istifa etmeyece- ğini açıklarken Yeşiller, Momper hakkında güvenoyu yoklaması- na gideceklerini bildirdiler. Eğer Berlin eyalet parlamentosunda- ki muhafazakâr sağ milletvekU- leri Yeşiller'le işbirliği yaparsa Berlin Belediye Başkanı Mom- per seçimlere iki hafta kala kol- FlLİSTİN COŞKUYLA — İsraillilerin tüm engellemelerine ragmen Filistinliler kutlamalannı yaptılar. (Fotoğraf: Reuter) Yıldönümünde de kan döküldüDış Haberier Servisi — Bağımsız Filis- tin devletinin ilan edilişinin ikinci yıldönü- münde, işgal topraklannda yine kan dökül- dü. 4 yaşındaki bir Arap çocuğu ailesiyle birlikte Baü yakasındaki Ein Bidan köyün- den geçerken otomobilin içine atılan taş- lar sonucu yaşamını yitirdi. İşgal altındaki Gazze şeridinde bıçakla- narak öldürüldüğü anlaşılan bir Musevi kadının cesedi bulundu. Sokağa çıkma ya- sağı uygulanan bölgeye girme isteği israU- li askerlerce reddedilen kadnını bölgeye na- sıl ve niçin girdiği anlaşılamadı. öte yandan Israil'in kuzeyindeki Meg- gidio Hapishanesi'nde tutuklu bulunan bir Filistinlinin diğer tutuklular tarafından öl- dürüldüğü bildirildi. Cezaevi yetkilileri Fi- listinlinin arkadaşlan tarafından tsrail yö- netimi ile işbirliği yaptığı için cezalandınl- dığmı Ueri sürdü. Füistin kaynaklan ayrı- ca Gazze'de yürürlükte olan sokağa çıkma yasağını ihlal eden 5 Filistinlinin de tsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu yaralandı- ğını kaydettiler. YUNANİSTAN tuğundan olacak. Öte yandan Doğu Berlin'de ev işgalcileriyle polis arasuıdaki ça- tışmalar şimdilik sona erdi. Olaylann geçtiği Mainzer Stras- sc Caddesi, bir savaş alanını an- dırıyor. Yarı yıkık evlerin bal- konlarından sallanan kızıl bay- raklarda, "Gözünüzü kaçırma- yın / Direnin / Müdahale edin" sloganları okunuyor. Evlerde oturmaya devam eden gençler, belediyeyle anlaşmaya giderek onanm ve kira kontratlan imza- lamak istiyorlar. • INGÎLTERE Thatcher: Liderlîge devam EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Başbakan M«r- garel Thatcber, 15 yıldır sürdür- düğü liderlıgine karşı Muhafa- zakâr Parti'de şimdiye kadar gö- rülen en ciddi başkaldınyı umursamadığiFu söyledi. Başba- kan Thatcher, Avam Kamara- sı|nda bir soruyu yanıtlarken, "Üç genel secim zaferinden son- ra, en açık secik siyasi progra- ma sahip bir partinin liderligini de yaptıktan sonra eibette de- vam diyonım. Devama kararlı- yım" dedi. Ancak, rakibi Michael Hesel- tine'in "kelle vergisinde gereldi düzeltmeleri yapacagını" vaat etmesinin, Başbakan Thatcher'ı kaygılandırdığı da anlaşılıyor. Kelle vergisi, Thatcher dönemi- nin, halkın hiçbir kesimi tarafın- dan benimsenmeyen bir 'icraa- ö" olmuştu. Ingiltere'nin en zen- gin aristokratı "Westminster Diikü" dahi, vergiyi adaJetsiz bulduğunu ve "ödemeyecefini" açıkça söylemişti. Iskoçya'da 1989'da, ülkenin geri kalan bö- lümünde 1990 Nisanı'nda yü- rürlüğe giren vergiyi halen her 6 kişiden birinin ödemediği ve ye- rel yönetimlerin bu nedenle çok büyük para darlığına düştükle- ri biliniyor. Thatchercı biünen "Times" gazetesinde yayımlanan bir ka- muoyu yoklaması ise anlamlı. Yoklama sonucuna göre ana muhalefet Işçi Partisi, halen Muhafazakâr Parti'den yüzde 15 ileride görülüyor. Oysa He- seltine yeni parti lideri olursa, Muhafazakâr Parti'den kaçan oyların geri döneceği ve parti- nin, Işçi Partisi'nin yüzde 10 önüne geçeceği anlaşılıyor. Ev- velki gün yapılan benzer bir yokiamada bu oran yüzde 5 idi. İş çevreleri ile siyasal ve sos- yal düzenin nabzını tutan "Eco- nomist" dergisi de yorumunda, "Tannya şükürter olsun ki niha- yet parti liderlıgine biri çıkıp aday oldu" dedi. Sadık Ahmet 9 in istifası istendiBatı Trakya Bağımsız Milletvekili Sadık Ahmet'in "Türk-Yunan savaşmda ne yapacağımı bilmiyorum" şeklindeki sözleri, parlamentoyu karıştırdı. 23 milletvekili, bir memorandum hazırlayarak Sadık'ın istifasını istediler. STELYO BERBERAKİS ATtNA — Batı Trakya Müs- lüman Türk azınhğının iki ba- ğunsız milletvekilinden biri olan I>r. Sadık Ahmet'in, "Türk- Yunan savaşı dunununda ne ya- pacagını bilemedigini" söyleme- si, parlamentoda yoğun tartış- malara neden oldu. Yunan par- lamentosunun 23 milletvekili, Sadık'ın "istifa etmesini" iste- di. Aynı anda azınlığın ikinci bağımsız milletvekili Ahmet Fa- ikoğlu dün Yunan parlamento- suna bir soru önergesi verdi. Bu soru önergesinde azınlık okulla- nndaki eğitim düzeyinin düşük olduğundan söz eden Faikoğlu, konuşmasının bir bölümünde "azınuğın ve kendisinin Türk oldugunu" söyleyerek, eleştiri- lere hedef oldu. Dr. Sadık Ahmet, geçen çar- şamba günü azınlık sorunlany- la ilgili bir konuşma yapması için Atina'nın tktisat Fakültesi'- ne (ASOEE) davet edUdi. Yüz- lerce öğrencinin önünde azınlı- ğın karşUaştığı sorunları sırala- yan Sadık Ahmet, daha sonra öğrencüerin sorulannı yanıtladı. Batı Trakya azmhğının Türkiye ile aynı dili, dini, ırkı ve gele- nekleri paylaştığı için bu azınlı- gı "Türk azınJıgı" olarak kabul ettiğini söyledi. Ancak herhan- gi bir azınlık üyesine yöneltUe- bilecek "en tehlikeli" sorular- dan biri, Sadık'a da yöneltile- cekti: "..azınlık, savaş olasılı- ğında künin tarafmı tutacakü?" Sadık Ahmet'in buna verdiği yanıt şöyle oldu: "Savaş çıkmaanı hiçbir za- man temenni etmera. Ama bu olasılıkta kimin hangi tarafı tu- tacagını saptamak zordur".. Sadık Ahmet, bu söylediklerin- den ötürü şimdi "vatan hainligi" Ue suçlanıyor. Yunan parlamentosunun 23 milletvekili bir memorandum hazırlayarak "Yunan pariamentosunun bir üyesinin, savaş anında kimin ta- rafını tutacağını bilmesi, içmiş oldugu anttan anlasılır" tezin- den hareket ederek, Sadık Ah- met'in parlamento üyeliğinden "istifa etmesini" istediler. Ay- nı şekilde parlamento içinde ".. Türküm" sözünü ettiği için ay- m uyanlar Faikoğlu'na da yö- neltildi. Faikoğlu'nun "azınlık Türk azulıgıdır" şeklindeki ko- nusmasını yanıtlayan Yunan milletvekUleri ve parlamento başkanı, "Lozan Antlaşması'na göre Yunanistan'da tek bir azın- lık vardır o da Müslüman azın- lığıdır. Lozan Antlaşması'nda Türk azınlıgından söz edilme- mekledir. Dolayısıyla siz Yunan vatandaşı ancak Müslüman dinindensioiz" dediler. Bazı mületvekilleri daha da Ueriye gi- derek, "Madem kendinizi Türk kabul ediyorsunuz o halde Türkiye Meclisi'nde miltervekili olun" şeklinde konuştular. Yunan mUletvekilleri Batı Trakya'daki azınlığın büyük bir bölümünün "Türk kökenli olduğunu" kabul ediyor. Ancak "Türk olduğunu" kabul etmi- yor. Buna da Lozan Antlaşma- sı'nın ilgili maddelerinde azın- lığın "Türk değil Müslüman azmhk" olarak tanımlanmasın- dan hareket ediliyor. Aynı mU- letvekilleri, Faikoğlu'nun, "Ben Yunan vatandaşı Müslüman Türküm" yerine "Ben Yunan vatandaşı Türk kökenli Müslü- manım" demiş olsaydı, bu denli büyük tepkilerle karşılaşmaya- cağına işaret ettiler. DUJYEADA BTIGTJN AIİSİRMEN Olmayacak Şey... ABD başkanlık sisteminin Türkiye'deki hayranlarının çoğun- luğu ne yazık ki bu düzenin geçmişini, tarihsel gelişmesini ve yapısını iyi bilmeden, onu kafalarındaki 'başkancı' sistem ile karıştırırlar. Oysa, tümüyle ABD'ye özgün koşulların ürü- nü olan ve zaman içinde gelişen başkanlık sistemi Kongre ile başkanın karşılıklı ve dengeli yetkilerie donatılmasıyla, baş- taki adamı her şeyden yetkıli kılan ve denetim mekanizma- ları zayıf olan başkancı sistemden ayrılır. Nitekim, Körfez savaşı sorununda, son günlerde Kongre1 den yükselen sesler de başkanlık sisteminin bizdeki hayran- larının düşündüğünden daha değişik bir yapıda olduğunu or- taya koyuyor. Amerikan Kongresi çoğunluk grubu başkanı Ge- orge Mitchell Amerikan Anayasası'na göre savaş açma yet- kisinin başkanda değil, Kongre'de olduğunu ileri sürmekte. Üstelik Bush'a yakınlığı ile tanınan Cumhuriyetçiler'den Ric- hard Lugar'ın bile Kongre'nin özel bir oturum yapması için başkanı sıkıştırdığını yazıyordu Sedat Ergin dünkü yazısın- da. Öyle görünüyor ki başkanlık sisteminin tepesindeki Bush, savaş ilan etme yetkisi açısından, parlamenter sistemle yö- netilen Türkiye'nin Çankayası'nda oturan Özal'dan daha kı- sıtlanmış durumdadır. Bu kadar ayıp da herhalde bize yeter. Bu gelişmeler olurken hafta içinde Türkiye'nin Irak'ın su- yunu keserek Saddam'a baskı yapması konusu iki kez orta- ya atıldı. Konuyu dünya kamuoyu önüne getiren CNN tele- vizyonu oldu. CNN'in muhabiri Rick Sallinger Bağdat'tan geçtiği haber yorumunda Batı ile ittifak içinde olan Türkiye1 nin musluğu kısması halinde, Irak'ın suyunu damla damla akar hale getirebileceğini söylüyordu. Öte yandan Türk Eko- nomi Bankası ile Herald Tribune gazetesinin istanbul'da du- zenledikleri seminerde konuşan ingiltere'nin eski Dışişleri Ba- kanı David Ovven ise Türkiye'nin Irak'ın suyunu kesmesi ge- rektiğini ilerı sürmüştür. Bakan, söz konusu konuşmasında Türkiye'nin böyle bir davranıştan ne gibi yarar sağlayacağı- nı da açıklamamış, âdeta bir müstemleke valisi gibi davran- makta bir sakınca görmemiştir. Bir hafta içinde iki değişik çevrede. Türkiye'nin su silahını kullanması konusunun gündeme getirilmesi gelecek günler- de Ankara üzerinde bu konuda baskıların artacağı kaygısını doğuruyor. Hiç kuşku yok ki böyle bir davranış Irak açısından çok haklı olarak bir savaş nedeni olarak görülecektir. Türkiye toprak- larına ve sınır yakınındaki tesislerine de yönelecek olan böyle bir savaştan hiçbir çıkarımız olmadığı açıkça ortadadır. 'Su silahı'nın kullanılmasının teknik yönlerini şimdilik bir yana bırakıp, bir noktayı anımsatmakta yarar var. Bilindiği gibi GAP, komşularımızt son derecede tedirgin etmiş ve günün birinde bizim onların suyunu kesebileceğımiz korkusunun yaygınlaşmasına neden olmuştu. Ankara ise böyle bir davranışın söz konusu olmayacağını, Atatürk Barajı'na su toplanırken komşu ülkelerm gereksinim- lerinin dikkate alınıp, bunlara özenle uyulacağını açıklamış ve o sırada gerçekten de öyle davranmıştır. Zaten doğru olan davranış biçımı de oydu. Ama arada patlak veren Körfez bunalımı, bazı Batılı çev- relerin su konusunu yeniden gündeme getirmelerine neden oldu. Oysa, muslukların değil kısılması, su silahı sözünün söylenmesi bile Türkiye'nin yaşamsal çıkarları açısından son derecede zararlı ve tehlikelidir Bugün güç durumda olan Irak'ta yarın Saddam devrilse bile iktidara gelecek olanlar ve bütün halk, Türkiye'ye her zaman kuşku ile bakabilir su- yu silah olarak kullanmaya kalktığımız zaman. Aynı durum Suriye için de geçerlidir. Unutmayalım ki böyle bir yolu tut- maya hiç de niyetli olmadığımızı, açık bir kararlılıkla söyledi- ğimiz zaman bile Arap ülkelerinin kaygılarını ve olumsuz ta- vırlarmı gtdermekte büyuk güçlüklerle karşıtaştık. Bu durumda, bu tür söylentiler veya dilekler belirmeye baş- lar başlamaz, Dışişleri Bakanlığı hemen bir açıklama yapa- rak Türkiye'nin suyu sitah olarak görmediği ve bu tür istek- leri asla kabul etmeyeceği bildirilmelidir. Yoksa, bunalım bittikten sonra bile Türkiye, komşuları ta- rafından her an boğazlanna sarılmaya hazır bir düşman ola- rak görülecektir ve bu görüntüyü silmek çok güç olacak, çok zaman alacaktır. BULGARİSTAN Türklere ad özgürlüğü Dış Haberier Servisi — Bul- garistan'da yaşayan Türklere, Jivkov yönetimi tarafından de- ğıştirilen adlannı serbestçe kul- lanma özgürlüğü tanındı. Bul- garistan Parlamentosu'nun bu yönde aldığı karar Türkler ara- sında büyük bir sevinç yarattı. Reuter'in BTA ajansına da- yanarak verdiği habere göre Bulgaristan Parlamentosu, ön- ceki akşamki oturumunda "yurttaşlann adlan" ile ilgili yasada değişiklik yapılmasını büyük bir çoğunhıkla kabul et- ti. BTA, haberinde, "Eski re- jim tarafından adlan degiştiri- len Türkler. adlanna zonınlu olarak getirilen Slav ekleri kul- lanmayıp, gerçek adlannı kullanabileceklerdir" denildi. Bu yöndeki açıklamanın ya- pıldığı sırada, Parlamento önünde toplanan bazı Bulgar- ların, karan protesto ettikleri ve parlamenterlere "hainler" diye bağırdıklan bildirildi. AA'nın haberine göre de Bulgaristan Parlamentosu'nun isimlerindeki Slav eklerinin kal- dırıhnasını kabul etmesi Türk azınlık arasında büyük bir se- vinç yarattı. Hak ve özgürlükler Hareke- ti lideri Ahmet Doğan, Sofya'- da Türklere hitaben yaptığı ko- nuşmada, "Başanyı Türk azın- lık büiik içinde bep birlikte ka- zandı. Başan hepimizin. Tüm Türk azınlık üyelerini tebrik ederim" dedi. Hak ve Özgürlükler Hareke- ti Genel Sekreteri Osman Ok- tay da "Sevindmiz çok büyük. İsimleriınizle ilgili çok büyük savaş verdik. Ancak sonunda başan bizim oldu. Aynca Bul- gar Parlamentosu da bizim gü- cümüzü görmüş oldu" şeklin- de konuştu. Parlamentonun söz konusu karan üzerine otobüs ve tren- lerle Sofya'ya akın eden Türk azınlık üyeleri bölgelerine dön- düler. KKTC Denktaş: ABD baskı yapıyor LEFKOŞA (AA) — KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş, ABD ve Ingiltere'nin Kıb- ns Türk tarafı üzerinde baskı- ya başladıklannı bUdirdi. Denktaş, ABD'nin "self- determinasyon hakkı talep ede- mezsiniz" görüşünü Nelson Ledsky kanaiı Ue ilettiğini, İn- giltere'nin de ABD ile aynı gö- rüşte olduğunu söyledi. KKTC'yi ziyaret etmekte olan Türk basın mensuplannı dün kabul eden Rauf Denktaş, kendisine yöDeltilra sorulan ce- vaplandınrken, self- determinasyon hakkı için kim- seden icazet istemediklerini, Kıbns Türkünün bu hakkı ha- yannı ortaya koyarak kazandı- ğını ve kendi cumhuriyetini kurdugunu belirtti. Vasiliu'nun tuttuğu yolun "Makarios ve Kiprianu'nun yolu" olduğunu kaydeden Ra- uf Denktaş, alt düzeyde sürdü- rülen görüşmelerde gerekli ze- min oluşturulmadıkça, Vasiliu Ue masaya oturmayacağını bil- dirdi. AT'ye yapılan tek taraflı başvuru ile silahlanmaya gün- de 1 mUyon dolar harcanması arasında bağlantı bulunduğuhü belirten Denktaş, Rumların Kıbrıs'ta yeni bir savaş başlat- mak niyetinde olduğunu söyle- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle