23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 KASIM 1990 ÇUMHURİYET/7 EVSAJNLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N G Ö R Ü Ş Dedikodu Erkekler daha çok kadınlar ve zamparahkları üzerine dedikodu yapartar. Bunu yaparken kümeteşir ve sadece hemdnsleriyle konuşuriar. fitaüftzv ISTANBUL'UN DSP'LI TEK BELEDIYE BAŞKANISHPILEIYIANLAŞIYOR Her mahalleye bir çadırBAYRAMPAŞA'da yaşa- nan çok renkli seçim kampan- yasından galip çıkan DSP'lı Belediye Başkanı Necdet öz- kan, her mahalleye birer çadır kurarak belediye ile ilgili so- runlan ve dertleri bu bürolar- dan yerinde izliyor. Necdet özkan, arkadaşımız Ayşe Yıl- dınm'ın sorulannı yanıtladı: — Seçünden sonra geçen iiç ayda neler yapünız? Ayın 20'sınde mazbatamızı aldık ve Eyüp Belediyesi'nin bulunduğu binada bir oda ve- rildi. Bu odada başladık göre- ve. Kanun gereği Eyup Beledi- yesi'nin bünyesinde ikiye ay- nlmak suretiyle oluşacaktık, onun için komisyonumuzu kurduk Eyüp ve Bayrampaşa Necdet özku Belediyesi olarak bir de üst ko- misyon var bu komisyonda, yüzde 52 Bayrampaşa'ya yüz- de 48 de Eyüp'e olmak üzere personel araç gereç aynmlan- na girdik. Bu aynm bitti ve an- cak bir ay öncesinde göreve başlayabildik. Geçici bütçemi- zi, 90 yılına ait 4 aylık bütçe- mızi meclisten geçirdik, ana- kente onaylattık, yani gerekü olan çaüşmayı yapabilmemiz için bütçemiz tasdikli şu anda. ^~Vaat ettiğiaiz hizmetleri yapmaya başladuuz mı? — Çalışmalanmm başlat- tık. Geçen hafta Yüdınm Ma- hallesi'nde 24 metrelik bulvar- la yeni bir giriş yaptık. Mahal- le birimlerinde çadır kurmayı vaat etmiştik. Çadınmızı kur- duk. Bölgelerin kıştan evvelki çözülebüecek meselelenni te- mizlik, su, tamir gibi mesele- lerini verinde görüp, persone- YAZARLAR SENDİKASI'NIN ETKJNLİKLERİ Çağdaş Bale Toplulugu dansçılan gosierilerinde iziejenlerı 1 bir yokuluga goturduler. (Fotoğraf: Mubarrem Aydın) Çağdaş bale ların Parasi'ni.vansıtaıı"ııostaljik" YAZARLARIN haklarını .korumak ve onlan bir çatı al- tında toplamak amacıyla ku- rulan (Türkiye Yazarlar Sen- dikası) TYS'nin başkanlığını uzun yıllar Aziz Nesin yurüt- müş, geçen yıl yapılan tartış- malı genel kuruldan sonra ye- rini OkUy Akbal'a bırakmış- tı. Bu arada Nesin ile surtuş- meye giren bazı yazarlar ağir eleştirilerden sonra sendika- dan aynlmışlardı. TYS Baş- kanhğı'na getirilen Oktay Ak- bal, yoğun çaba harcayarak is- tifalann önûnü kesmeye uğ- raştı ve TYS'ye yeni bır atüım kazandırdı. Karaca Tiyatro- su'nda tüm yıl boyunca çeşit- li kultürel etkinlikler duzenlen- di. Her hafta bir yazar "Us- talarla Birlikte, Ustalara Saygı" gecesinde anıldı. TYS bu sezonun etkinlikle- rine pazartesi akşamı yine Ka- raca Tiyatrosu'nda güzel sa- natlann diğer bir dalı "çağdaş bale gösterisi" ile başladı. 18 yıl önce NUdan Atsu ve Cem Erteldn'ın kurdugu Çağ- daş Bale TopluJuğu TYS'nin gecesinde "Beş Tango", "Pi- af Sidte" ve "Eqmnoxe" baş- lıklı 3 bölum halinde çağdaş bale fıgürlerini sergıledıler. Koregrafilerini Cem Ertekin- in haarladığı gösteride 1920 ve 30'lann Parisı'nın gundehk yasamında kullanılan giysi, mekân ve düzenlemeler yer alıyordu. VAKKO'HUN PARFUMU Katia ve Füsunlar VAKKO firması, kurucusu Vitali Hakko'nun torunu Ka- tia'nın adını alan yeni bir par- füm cıkardı. Ataturk Kültür Merkezi'nde görkemlı bir ta- nıtım düzenlendi ve parfüm için Katia'nın doğuşunu sim- geleyen bir de bale gösterisi yapıldı. Tanıtırn kokteyline gelme- den önce Konrad Adenauer Vakfı'nın düzenlediği Türk- Alrnan gazetecileri seminerine katılmıştık; Toplantıdan son- ra verilen kokteylde bir araya gelen kadın gazeteciler irtica tehlikesini ve irticanın öncelık- le kadınlara yönelik kısıtlama- lannı daha iyi anlatmamız ge- rektiğini konuşmuştuk. Vakko'nun tanıtım gecesin- de Birinci Ordu Komutaru Or- general Muhittin Fisunoğlu ile tanıştık. Önce 'adayuğımız' üzerinde durduk. Fisunoğlu aslı Füsunoğlu olması gereken isminin nufus memuru tarafından Fisun ola- rak yazıldığını ve öylece kaldı- ğını anlattı. Sonra adaşkğımıza güvene- rek sorduk: — Evren'in anılanndan öğ- rendiğimize gore askerler dar- be filan yapacakları zaman önceden uzun uzun yaaşıp ka- rariaştınyorlannış. Yani bir hazırİık >arsa az biliyorsunuz- dur. Darbe filan yapmayacak- suız değil mi? Biz hiç istemi- yoruz. Şimdiden söyleyelim. Üzerinde uniforması olma- dığı zaman asker olduğu hiç befli olmayan Fisunoğlu bu so- rumuza çok guldu ve açık yü- reklilikie yanıtladı: — Yok, hiç öyle bir niyeti- miz yok, merak etmeyin. Bu guzel temınatı aldıktan sonra kadın gazeteciler olarak seminer sonrası yaptığımız ko- nuşmadan çıkan sonuçları da aktardık Fisurioğlu'na. — İrtica tehlikesine karşı darbeden söz ediliyor ama bu tehükenin çaresi ordu değil. Bu tehlikeye karşı bizler fikir mücadelesi ile irticayı savu- nanlara hep biriikte karşı cıka- rak sorunlanmızı demokrasi içinde çözmek istiyoruz. Giı- venlik birimlerinden bizim işi- mize sahip çıkmalannı istemi- yornz. Sadece bir tek sey isti- yoruz, biz işimizi yaparken fikre karşı terör ile yuriiyenleri önlemeleri. Az önce bir kadın gazeteci arkadaşımız anlattı. İrtica 9e ilgili tek bir yazısı uzerine aldığı teiefonlan ve bu arada teiefon edenlerin ev ad- resini sorarak korku yaratraa- ya çalışmalarmı. Bizim güven- Hk güçkrinden tek beklentiraiz guvenliğimiz. Komutan adaşımız bu ko- nudaki göruşlerimizi de ciddi- yetle dinledi. Bu konuda her- hangi bir söz vermedi ama ka- dın gazetecilerin ortak görüş- lerini aktarmış olduk. Daha sonra yeni doğan par- füm un kokusunun bütün kon- ser saJonunu kapladıgı saJon- da Katia'nın doğumunu izledik. SANATÇININ ÇEVRESI Muşamba kaplı sahil ÇEMBERLtTAŞ'taki Ba- sın Müzesi'nde önceki gun de- ğişik meslek gruplanndan 5 uzman bir araya geldi ve "çev- reye bir başka guzellik katmak adına" tartışmaya giriştıler. Fotoğraf sanatçısı Ersin Alok, psikolog Giilşen Onaran, Prof. EroJ Eti ve Türbeler MOdurü Cenk Alpak'ı hukuk- çu Tayfun Akçay'm yöneti- minde bir araya getiren sorun "çevre kiriiliğinin sanata, sa- natcıya ve tarihe etkileri"ydi. Prof. Erol Eti, çevre kirlili- ğinin sanatçıya etkisini anlatır- ken sanatçının her toplumda çok duyarlı olmasının bir uzantısı olarak çoğu jeyin önünde olduğunu vurguladı ve çevre kirliliği sanatçı ilışkısinı şu örneklerle dile getirdi: "Sanatçılar insanlann çev- re kirliliğine kayrtsız kalmala- nnı ilginç girişimlerle eleştirir ve dikkatleri çekerler. Bunla- Prof. Erol Eti nn bazılan şunlar: • Avustralya'nın Sidncy sa- hillerinin boydan boya dev muşambalarla örtulmüş oldu- ğunu gören insanlar uzun bir şaşkınlık sürecinden sonra bu- nu kimin ve neden yaptığını birbirlerine sorarlar. Karşıla- rına çıkan bir sanatçı "Burası size yasak. Sahili korumuyor- sunuz. Ben orttum bu dev muşambalan" yanıtını verir... • Yme Miiano'da bir mey- dandaki dev heykelin sabahın erken saatlerinde önünden ge- çen insanlar "heykelimiz nerede" derler. Çünkü yine başka bir sanatçı heykeli ko- rumayıp, her tarafını çizen ve kıran insanlara karşı tavır aia- rak gece heykeli muşambalarla örmüştü. Boylelikle bu heyke- lin görsel ve tarıhsel güzelliği- ni ve izleme zevkini insanlara batırlatmayı amaçlamıştır... • New York'ta seçkin bir kesime şık bir davetiye gelir. Smokin zorunluluğu isteyen şık davetiye sahipleri bir gale- riye çağnlırlar. Oraya gittikle- rinde yarım karış balçıkh ça- nıur kaplı zeminin ortasında bulurlar kendileriai. Bu da gökdelenlerle kuşatılroış bu kentte insanlann bir balçık tarlasına bile duyduğu özlemi ortaya çıkarıyor. C oraya aktarmak suretiyle böyle bir çalışmayı başlattık. — Şimdilik herhangi bir a- kmtıniT yok mu? — Sıkıntılanmız şunlar: Ay- nı binada Eyüp Belediyesi'yle birlikte çahşıyoruz. Yer sıkın- tımız var. Eyüp Belediyesi kendi yerine taşınmadıkça, bi- zim burada daha sağlıklı bir çalışma yapmamız mumkün değil. — Bütceaiz ne kadar? — 48 milyar olarak çıktı bütçemiz, 4 ayhk bütçemiz ise 8.5 milyar, şu anda bunu kul- lanıyoruz. — Anakent Belediyesi ve di- ğer beledi} elerle farklı parti- lerdensiniz, ilişkiieriniz nasıl? — Benim için prensip ola- rak 19 ağustosta bitti. Halk bi- ze güveniru gösterdi biz de hal- kın ne beklediğinin bılinci icer- sindeyiz. Hizmet bekliyorlar. Gerek hükümetle, gerek bü- yükşehirle, gerek çevre ilişki- mız olan belediyelerle saygıya, karşüıklı anlayışa dayalı bir ic- raatın başmdan sonuna kadar yapılması taraftanyun. Buna özen gösteriyoruz. Şimdiye dek bir sonınumuz olmadı, Sayın Sözen benim eski CHP döneminden bir arkadaşım, dostumdur. O ilişkilerimiz o anlamda şu ana kadar devam ediyor. Bu anlamın dışına çı- kacağım da sanmıyorum. Hü- kümetle olan diyaloğumuza aynı dikkati, aynı özeni göste- riyoruz. Gerek hükümetler, gerek yerel yönetimler halk hizmeti için siyasi partilerin temsilcile- ridir. özellikle biz particiliği 19 ağustosta noktaladık, par- ti felsefemize uygun halk hiz- metindeyiz. Bu görüşümü de- ğistinnek niyetinde de değilim. — Başbakan Akbulut se- çim lerden önce cezaevini kal- dırma sozu vermişti. Sözıinü hatıriayacak mı? — Bir hukümet başkanının verdiği sözü kesinlikle tutaca- ğına inanmak istiyorum. Biz- den belediye, karşı partiden belediye değerlendirmesinin yapılması demokrasi için bü- yük yannş olur. Sayın Akbu- lut bu konüda söz verdiler. Ben de Ankara'da kendilerine sözlerini hatırlatacağım. PORTEKİZLİ SANATÇIYA NE OLDU? İkinci konsere de gelmedi PAZAKTESİ akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'na Maria Jose Morais'in piyano resitalinı dınlemeye gelenlere paralan iade edildi. Maria Jo- se Morais gelmediği için kon- ser iptal edilmişti. Konseri organize eden Bizim Ülke Der- negi ve Soroptimist Kulüpleri Federasyonu üyeleri, konser salonunun kapısında durmuş gelenlere konserin iptal nede- nini anlatıyorlardı. Portekizli sanatçı Maria Jo- se Morais iyi bir Chopin yo- rumcusu olduğu için ken- disiyle bağlantı kurulmuş ve konser için davet edilmişti. Morais ile önce ekım ayının 16'sında Türkiye'ye gelip kon- ser vermesi için bağlantı kurul- du. Ancak 16'sında Morais trafik kazası geçirdiği için ge- lemeyeceğini haber verdi. He- men konserin kasım ayının 12'sine ertelendiği duyuruldu. Her şey hazırlandı, davetiyeler satıldı. Kasımın 12'si geldi, fa- kat Morais yine ortalarda yok. Bu kez 'kaza geçirdi gele- meyecek' gibi bir haber de verilmemişti. Türkiye'ye gel- mediği gibi ulkesinde de bulu- namıyordu. Tarihi eserleri koruma ama- ayla kurulan Bizim Ulke Der- neği yetkililerinden Betül Sözen şöyle diyordu: "Biraz gelir elde ederiz diye bu konseri düzenlemiştik. Ama arada zor dunımda kal- dık. Başına bir şey mi geldi yoksa sanatçı kaprisi mi? Hiç değilse bundan önceki gibi bir haber verilebilirdi. Kendisiyle elçilik aracüığıyla bağlanU kurmadıgımız için Portekiz el- çiüği yetkilileri de bir şey ya- paınarfı, ama kendi ttlkelerinin bir sanatçisının böyle bir olay yaratmasından son derece Uzüntü duydular. Şimdi elçili- ğe bir mektup yazarak Mora- is'in neden konsere gelmediği ve bir haber bile göndermedi- ğinin araştınlmasını isteyece- ğiz. tki ülke arasındaki kultürel anlaşmalarm da zede- lenmesini istemiyoruz." KİM KtMEJDUM DUMA BEHİÇ AK HIZLI GAZETECİ ÇİZGİLİK KÂMtl MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞtLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES UAAMNUTMADAN: PÖNU'Ş I'ÇİHJ AK MPAN Z MBA» GARFIELD 4In'ıı • JMDAVIS (GARFIELD/ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARBÜLS 15 Kasım BİR SOMUN EKM£K İKİYÜZ M/lrAR MARK!. 1923'T£ Sc/SOıV, ALAMNYA'OA Bltt SOMUN EKAteĞlN FıATt IKt- YUZ MİLYA& MASK OCAKJÇTU ! l.DUMY* SAVAÇr'HDAM y£- A//K ÇtKHti AUAAMy* "NIN £KONOMlSl TEPErAtOA ıN- eye BA$LAMI$ , £*jrij4syo/v PA DUGUUIA PAGA- LEL OtARAIC, GÖeUiM£P'*: OSANLAJSA P YEMEK yty£M K/fı, P/ğı ŞEYlSR. (ÇİN MEA/UOBKI /e MlSUNt OD£M£K ZO&UNPA L/YO&Oü.ÇuHKU PAISAUtN PEĞBRl HEG SAAT BAÇf P£Ğl?A*EKr£Y£>t. KOMUNlST- LER, SU £A1£LASYONÜM fCAPtTAU^TSS- TEMİM ÇÖKUŞ SAHCILA& OLOUĞUUÜ SÖYİ.&SK£^;WTL£J5 SÜÇU yAHUDl SPEKULA TOBi.EG£ YÜtCt-U YOgOU. • KAYSERİ 4. ASLİYE CEZA HÂKÎMLİĞİ'NDEN Esas No. 1988/259. Kaıar No: 1990/175 Davacı: K.H. Sanık: Nazun Ünal: Ahmet oglu Karara'dan olma 1966 D.lu, Şe- faatli ilçesı Gülistan köyü nüfusuna kayıtlı olup halen Kaysen Gazi- osmanpaşa Mah. Güler Sokak No: 34'te ikamet eder. Suç: 6136 sayılı yasaya aykınlık. Suç tarihi: 6.4.1988. Yukanda açık kımliği yaalı sanık hakkında mahkememizde yapı- lan açık yargılama sonunda; sanığm 6136 S Y.nın 15/1, 647 S.Y.nın 4-6. maddelen geregınce 63.000 TL. ağır para cezasıyla tecziyesine ve cezasının erteienmesine karar verihniştir. Sanığın yokluğunda venlen karar, bütün aramalara ragmeo bulu- namadığından ve açık adresı de tespit edilemedığınden, 7201 sayılı yasanın 28, 29 ve 30 maddelen geregınce ışbu kararın ılanen tebliğı- ne, ılan tarıhınden itibaren 15 gün içensınde temyız edilmediğı tak- dirde kesinlestirilerek ınfaza verileceğı hususu ilan olunur. MECİTÖZÜ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1987/29 Karar No: 1987/63 3167 sayılı yasaya aykın davranmak suçundan sanık Veli ve Yeter- den olma 1948 d.lu Mecıtözü Köseeyüp köyü nüfusuna kayıtlı CE- MAL DOĞANER'ın sabit görülen eyleminden ötürü 3167 SYnın 16/1. maddesı uyarınca 1 yıl süre ile hapis ve 1 yıl sure ile bankalara çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına, karar su- retinın TC Merkez Bankası Genel Mudürlüğü'ne gönderilmesine ıliş- kin 12.11.1987 tarihlı karanmız, Aynı sanığın 3506 S.Y!nın tanıdığı imkânlardan yararlanmak üzere yapmıs olduğu başvuru ise mahkememizin 1987/29 Esas, 1990/54 sayılı kararı ile 3506 S.Y!nın 2. maddesi uyarınca süresı geçirilmış olması nedenı ile sanığın talebının reddıne olan karanmız uzun aramalara rağmen sanığa teblığ edilememiş olduğundan 7201 S.Ynın 28. ve mu- teakıp maddelen geregınce ılanen tebliğme, İlan tarihınden 15 gün sonra karann tebliğ edümış sayılacağı hu- susu teblig olunur. 23.10.1990
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle