25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/18 SPOR 15 KASIM 1990 Milli Takım, Polonya önünde büyük mücadelegöstermesine karşın şanssız bir golleyenildi Oynadık,gücümüzyetmediTürkiye: 0 - Polonya: 1 GOL: Dk. 33 Dzhekavtse HAKEMLER: Aleksey Spirin (4), Sergey Khu- sainov (5), Rustem Ragimov (5) TÜRKfYE: Engin (3) - Rıza (3), Yusuf(7), K.Bü- lent (7), Gökhan (5) - Oğuz (2), Muhammed (4) (Sercan 4), Ünal (5), Ülken (4) (Mehmet ?) - Tan- ju (2), Hami (3) TOPLAM PUAN: 45 POLONYA: Wandzig (6) - Kaczmarek (6), Ku- bicki (6), Wdowczyk (6) - Darajevic (6), Newroc- kil(7), K. fVarzycha (6), Prusik (6), R.Warzycha (6) - Kosecki (7) Dzhekawse (6) (Zieber 6) TOPLAM PUAN: 68 KULLANILAN SERBEST ATIŞ: Türkiye 22, Polonya 15 CEZA ALANIİÇİNDEN ŞUT. Türkiye 2, Po- lonya 2 CEZA ALANI DIŞINDAN Şüli Türkiye 3, Po- lonya 1 KALEYİ BULAN ŞUT: Türkiye 2, Polonya 2 DIŞARI GİDEN ŞUT: Türkiye 3, Polonya 1 KOŞE ATIŞI: Türkiye 7, Polonya 5 OFSAYTA DÜŞME: Türkiye 3, Polonya 3 SARI KARTLAR: Gökhan (Türkiye), tVarzycha (Polonya) HtLMİ TÜRKAY Olmuyor.. Olmuyor.. lşte bizim gücümüz, ka- pasitemiz bu kadar. Bizim futbolcudan daha faz- lasını beklemek olanaksız. Ne kondisyonumuz var ne fiziğimiz, "dan, dun"dan öteye gidemiyo- ruz. Kendi çalıştıncımızı beğenmedik, yabancı getirdik. tşte sonuç ortada. fki maçta iki yenil- gi. Attığımız yok, kalemizde gördüğümüz gol sa- yısı çok. Maçtan bir gün önceki basın toplantısında Scpp Piontek, karşılaşmaya iyi hazırlandıklan- nı ve kazanmaktan başka bir şey düşünmedikle- rini belirtmişti. Hepimizin arzuladığı şeydi bu. Ama çok, çok üstün olan bir ekipti. Hatta bi- zimle beraber maçı izleyen Turgay Şeren de ya- nındaki Abdullah Gegiç'e, Polonya takımının iz- lediği S.İrlanda ve İngiltere'den de iyi bir ekip ol- duğunu söylüyordu. Eksiğimiz çoktu, hataları- mız fazlaydü, oynayan oyuncumuz, mücadele ede- bilecek oyuncumuz azdı. Ne doğru dürüst şut atabilecek ne de ataklara katılabilecek oyuncu- muz vardı. Bir ara dikkat ettik, ikinci yarının or- talarına doğru Sepp Piontek saha kenarına ka- dar gelmiş, yarım Turkçeşiyle "hucüm.. huciim" diyordu. Ve sonrasında iki elini birden başına gö- türerek dövünüyordu. Çiinkü ne koşacak ne de hucüm yapabilecek fotbulcumuz kaİmıştı saha- da. Sert oyunumuz biraz fazlaydı, gereksiz yere vurduğumuz tekmeleri, tükürmeleri Sovyet ha- kem çogu kez görmemezlikten geldi. Koca maç OĞUZ ETKtSİZDİ — Milli takımımızın Polonva'ya 1-0 yenildiği maçta Oğuz hayal kınklığı yarattı. (Fotoğraf: Levent Yücdman) boyunca K.Bülent'le Vusuf ayakta kalabilen isim- diler. Engin'e bir top geldi o da gol oldu. Şu an- da liglerin en formda kalecisi olarak gösteriliyor Engin, ama bıze göre en kötüsü. Yine Torgay Şe- ren'in bir sözünü sırası gelmişken aktaraJım: "Milli takım maç kazanacaksa her şeyden önce kalecisinin iyi olması gerekir". Gerçekten de doğ- ru söyluyor Şeren. Bir takımın kalecisi ne kadar iyi olursa o takıma daha çok giiven gelir, müca- deleciliği artar, kazanma hırsı doğar. Ama En- gin gibi bir kaleciye sahip olursan ne kazanma hırsın ne de oynama zevkin kalır sahada. lşte En- gin kalesine gelen bir topu ters yumrukla kalesi- niy içine doğru atarken Polonyalının gol vuruşu yapmasına da yardım etmiş oldu. Sayın Piontek milli talumı gencleştinneyi nasıl düşüniiyorsa bi- raz da kaieci arayışına geçsin. Çiinkii bu milli ta- kım Engin ve Engin gibileri ile olmaz. Evet, iyi olarak Vusuf ve K.Bülenı'ten söz etmiştik. Bu futbolcularımız dün üzerlerine giydikleri milli formanm hakkını en iyi bicimde veren futbolcu- larımızdılar. Rıza her zamanki gibi Beşiktaş'ta oynadığının aymsını tekrarladı >ani klasikti yi- ne. Milli takımımızın yenisi Ülken orta aianın s o lunda görev yaptı çoğu kez köşe bayrak dibine giderek buradan orta yapmayı düşündü. Ancak tam 4 kez orta yapan bu futbolcumuzun ne ya- zık ki bir kez olsun ortası ceza aianın içine düş- medi, hepsi kale arkasına gitti. Bir Ognz vardı orta sahanın ortastnda aman allahım. lllet etti bizleri, hepimizi. Büyük torpille oynuyor olsa ge- rek. Hatta bir ara spor yazarı ağabeyimiz Eyüp Karadayı kendini tutamayarak, Oğuz'un yavaş hareketleri karşısında "oynasana kız" diye bağır- madan yapamadı. Ünal, ikinci yarı canlıydı, za- man zaman iyi toplar attı arkadaşlanna ancak agır bir Tanju ve egoist Hami bu topların hiçbi- risini değerlendiremediier. Polonya takımı, bizi kendi evinde çok rahat ye- ner, hem de hiç zorlanmadan. "Çiinkii göriinen köy kılavuz istemez." Oynadıkları futbolla bu işi profesyonelce yaptıklan bir gerçek. Futbolcu gözüyle Üzülmeyelim çalışahm METİN TEKİN Avrupa şampiyonası eleme grubundaki 2. maçımıza üze- rünizde Serbest trlanda'dan aldığımız farklı mağlubiyetin ezikliği ile başladık. Polonya milli takımı ise bizim tam ak- simize oyuna çok çok iyi baş- ladı. Ve oyunun ilk 10 dakika- sında ağırlığını yaptığı üst üs- te ataklarla hissettirdi. Maçın ilerleyen dakikalarında biz oyunda dengeyi kurduk. Ancak "iyi oynamaya başladık" dediğimiz anda golü yedik. Polon- ya golü bulduktan sonra daha temkinli bir fut- bol sergıledi. Defansını çok adamla kaparken kontrataklarla farkı artürabilecek gol aradı. Biz ise golü yedikten sonra oyuna ağırlığımızı ko- yabildik ancak bu da kopuk kopuk oldu, de- vamlılık sağlayamadık. Oyunun 2. devresinde Polonya'nın yarı sahasında daha çok gözük- meye başladık. Ancak bu kez de net bir gol po- zisyonuna giremedik. Irlanda ile oynarken ara- mızdaki fızik gücü bariz bir şekilde görulüyor- du. Ancak bunu Polonya karşısında yaşama- dık. Polonya milli takımı topla çok iyi oynu- yor bu becerilerini de golü bulana kadar çok iyi sergilediler. Evet bir önemli maçımıza daha hüzünle bi- tirdik. Ancak üzülmek yerine durmadan, din- lenmeden çaûşmamız ve bu işin başındaki in- sanlara güvenip sabretmemiz gerekli. Bizim en büyük eksikliğimiz sabretmesini bilmemek. Fenerbahçe'ye Polonyah libero Sarı-Lacivertliler maç sonrası Jacolcewicz'le görüşerek anlaşmaya vardılar. Spor Servisi — Dün gece oynanan milli maç- tan sonra Polonya milli takımının yedek libe- rosu Jacolcewicz ile F.Bahçeli yöneticiler bir görüşme yaptılar ve iki taraf da prensipte an- laştüar. Polonyah futbolcu ile bugün sözleşme imzalanacak ve Jacolcevvicz büyük olasılıkla ta- kımı ile dönmeyecek ve Istanbul'da kalacak. MAÇSONRÂST İZLENİMLER Ücretsiz tribünlere hücumERCAN TURCAN • İnönü'nün yeşil düzlüğüne inen "bugulu ge- ce"sinde "futbol savaşçılarının "milli görev"ine "ulusal davetiye" alanlann gözlerinde yaşlar var- dı. Tribünlere dolan salkım, saikım heyecan gir- dabının içine düşenlerin "trajedisi" ve "gözyaşı" Türk futbolunun bitmeyen "senfonisi"ne düşen yeni bir "siyah nota"ydı. Irlanda sonrası Polon- ya yenilgisi ve "bunar" olup uçan Avrupa kupa- sı final "umud"umuz. • Maça bir saat kala tribünler bomboştu. Fut- bol Fderasyonu'nun açık tribünlere ücretsiz se- yirci alınacağını açıklamasından sonra stada dal- ga dalga gelen futbolseverler bir saat gibi kısa zamanda tribünlerin tamamını doldurarak ay- yıldızlı formaya görülmeye değer desteklerini ver- diler. • Çağdaş futbolun fızik, nefes üstünlüğü, pres, tempo, ikili mücadele ve gol noktalarında bitiri- cilik gibi ana özelliklerini sergileyemeyen ay- yıldızlı takımdan galibiyet beklenemezdi. Nite- kim, öyle oldu. Milli Takımın renksiz futbolu "simsivab" karanlıklara kahredercesine dönüş- tü. • Sızmadık delik bırakmayıp, milli takım de- fansını "hallaç pamuğu" gibi atan Kosecki, sa- hada'basmadık yer bırakmayıp Inönü'yü parsel- leyen Navroski, takımını her pozisyonda milimet- rik paslarla ateşleyen Prusik, adeta "Polka" oy- namanın zevkinde tabeladaki "skorun baş mimarlan" oldular. Millilerde ise biraz olsun kişilikli oynamaya ça- lışan K. Bülent ve Yusuf arzulu, "dinamo 'gibi çalışan Muhammed' diriy"di. • Türk futbolunun patronu Sepp Piontek'e sa- haya çıkarken Türk bayrağı verildi.Bayrağı öpen Piontek eriyen dakikalar içinde heyecanını ağ- zından eksik etmediği piposuyla yok etmeye ça- Iışırken sık sık kenara gelerek futbolculan "ileri" gidilmesi için uyardı. • Kulüp bayraklan ile ay-yıldızlı bayrak ların uçuştuğu tribünlerde Robert Koleji ile Avustur- ya Lisesi'nin getirdikleri pankartlar dikkatleri üs- tünde topladı. Aynı tribünlerde Futbol Federas- yonu Başkanı Şenes Erzik, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Metin Aşık, Galatasaray Kulübü Baş- kanı Alp Yalman yan yana üzüntü ile maçı izle- diler. Son yanda aralarında "Uğur" için yerleri- ni değiştiren başkanların maç sonunda suratla- nnda "üzüntü" vardı. • Fenerbahçe Teknik Direktörü Hiddink, bü- tün maçı ayakta heyecanla izledi. Maç sonrası uzüntüsünü iki elini yana açarak, "Olmuyor, olmuyor" gibi kısacık cümlesi ile ifade eden Hid- dink, maç sonrası stattan uzun süre ayrılamadı. Adalılar yenişemedi S.İrlanda: 1 İngiltere: 1 HAKEMLER: Piedro (ftalya) (61 S.tRLANDA: Bonner (6), Morris (6), Stauton (7), Whe- lan (6), (McLoughlin 5), O'Le- ary (6), McCarthy (6), McGrath (7), Houghton (6), Quinn (6), (Cascarina 6), Afd- ridge (7), Towsend (6). İNGİLTERE: Woods (5), Di- xon (5), Pearce (6), Adams (6), Des Walkers (6), Wright (6), Platt (6), CoM/ens (6), Beard- sley (5), Lineker (7), McMa- hon (6). SARI KARTLAR: Beardsley, O'Leary, Whelan, Cowens. GOLLER: Dak. 67 Platt, Dak. 82 Cascarino. • » ^ • • • • • • • • • • i ^ ^ B tmmmmmmmmmm^m^mmmmmmm^^^m^^^^^^^^^^^^^^^^^^^ Avrupa rutool jampiyo: UMUTLARIN BIl lİĞı GOL — Avrupa Şampiyonası grub eleme maçlannın ikincisinde de >enilerek şansımızı eleme grubunda İrlanda ile iyice azaittık. Dzhekawse'nin kaleye yönelttiği topu Bülent ve Engin önleyemediler. (Fotoğraf: Mustafa Ersoy) giltere 1-1 berabere kakh. ' ' 1 — f T—*~ı n i i —— DUBLİN (Cumhuriyet) — Avrupa Futbol Şampiyonası eleme grubunda İrlanda ile In- Piontek: Seyirciye yazık oldu Teknik Direktör Piontek asıl hedeflerinin 1994 olduğunu belirtti. Polonya Teknik Direktörü Strejlau ise ilk atakta gole kavuştuklarını söyledi. ARİF KIZILYALIN HAKAN AKARSU Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemesinde Polonya'ya 1-0 yenilen (A) milli futbol takımı maç bitiminde üzgün bir biçim- de soyunma odasının yolunu tu- tarken, Polonyahlar sevinç çığ- lıkları atarak galibiyeti kut- ladılar. Teknik direktör Sepp Pion- tek, Polonya maçında milli ta- kımın elinden geldiğince müca- dele ettiğini, ancak henüz iste- nilen seviyeye ulaşamadıklarını söyledi. Polonya'nın geliştirdi- ği ilk tehlikeli atakta gole kavuş- tuğunu, buna karşın milli takı- mın eline geçirdiği 2-3 fırsatı de- ğerlendiremediğini vurgulayan Sepp Piontek, "Polonya giiçlü bir takım. Giiçlü ekipler karşı- sında daha iyi oynuyoruz. Fut- bolumuzun iyi bir yolda oldu- ğunu söyleyebilirim. Geçen maçtan daha iyi oynadık. Bazı pozisyonlarda daha güçlü ola- bilsek gole ulaşabilirdik. Gök- faan, Yusuf, Bülent ve Ünal iyi bir mücadele öraeği gösterdi- ler" dedi. Grubumuzda Ingiltere'yi fa- vori olarak gördüğünü de belir- ten milli takım teknik direktö- rü Piontek, asıl hedeflerinin 1994 Dünya Kupası elemeleri ol- duğunu kaydetti. Inönü Stadı'- nı dolduran 25 binden fazla se- yirci ile ilgili olarak da konuşan Piontek, "Bu mükemmel seyir- ciye galibiyet hediye etmek ister- dik. Ama olmadı Polonya ma- çını kaybettiğimiz için üziintü- lüyüm. Artık çalışmalanmızı ileriye dönük olarak gerçekieş- tireceğiz. Yapmamız gereken çok iş var" dedi. İlk maçlannda İngiltere'ye 2-0 yenildikten sonra dün gece (A) milli futbol takımımızı 1-0 mağlup eden Polonya ise grup- ta ilk iki sıra için ümitlendi. Po- lonya'run teknik direktörü And- rej Strejlau, Türkiye'nin grup- taki iddiasının tamamıyla sona erdiğini söyledi. Polonyah çahş- tıncı, "Türkler ileriye dönük için çalışma yaparlarsa iyi bir ekip oluştururlar. Bu geceki (dün) maçta tek atakta goiü bul- duk. Türkiye ise arzuladığı oyu- nu oynayamadı" dedi. Polonya milli takımı maç ön- cesi sahaya cıkarak ısınmak is- tedi. Ancak soyunma odasını sahaya bağlayan tünel girişleri- nin kapalı olması Polonyalıları bir hayli sinirlendirdi. GüNÜNİÇİNDEN • HAFIZ AMELİYAT OLDU — Macaristan'da yapılan Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan ancak omuzundan sakatlanan milli halterci Hafız Süleymanoğlu dün ameliyat oldu. Hafız'ın koluna 5 cm'lik pla'tın çivi takıldı. • BOLU MAÇI EKRANDA — Futbol Federasyonu tarafından cumartesi gününe alınan Bolu-Karşıyaka maçı TV l'den naklen yayımlanacak. Karşılaşma saat 13.00'ten itibaren ekrana gelecek. • AVRUPA — Avrupa Gençler Judo Şampiyonası bugün Ankara'da başlıyor. Şampiyonaya 25 ülke katılacak. • ELTOPU — Uluslararası Gaeta Kupası'nda bayan eltopu milli takımı Finlandiya'yı 23-22 yendi. Italya'daki turnuvada milli takım bugün Belçika ile oynayacak. • MASATENİSİ — Japonya'da yapılan Dünya Masatenisi Kupası'nda Isveçli Waldner ile Çinli Wenge finale kaldılar. • TOTO — Spor-Toto'nun 13. haftasmda Giresun-Ordu maçı değerlendirilme dışı bırakıhrken Loto'da da Kütahya- Buca, Göztepe-Alanya, Giresun-Ordu maçlannın sonucunun noter tarafından belirleneceği açıklandı. • ATYARIŞI — Dün koşulan tstanbul atyarışlarında altılı ganyan 2-10-7-12-10-5 şeklinde sonuçlandı. MAÇIN ELEŞTİRİSİ Belki bir gün ABDÜLKADİR YÜCELMAN Futbol bir sistem ve beceri işi. Buna mücadele de eklenirse ortaya hem güçlü ve kazanan bir takım, hem de güzel bir fut- bol şov çıkar. Polonya karşımıza güçlü ve organize bir ekip olarak çıktı. Kondisyonu da mükemmele yakındı. Tekniği bizden daha iyi ve beceride ise bizden daha üstündü. Hele bir Kosecki vardı lci Galatasaray ve Fenerbahçe'nin peşine düştükleri bu futbolcu gerçekten bir şovmendi. Kıvrakhğı, sürati, becerisi ve futbol sanatı ile herkesi büyüledi. Ama Polonya maçı bu tek Kosec- ki ile almadı. Çünkü Polonya takımında ona yakın daha 9 futbolcu vardı. Futbolun bir ekip oyunu olduğunu kavramış, teker teker yeteneklerin bif potada erimiş Polonya'sma karşı yenilgi kaçınılmazdı ve 1-0 iyi bir sonuç sayılmalıydı. Peki ama milli takım bu Polonya karşısında ezildi mi; as- Ia. Savunma ağırhkh ve Tanju ile Hami'den gol bekleyişi için- deki milli takımımız maç boyunca ve hele ikinci yanda ger- çekten go! atma hırsı içinde saidırdı. Ama orta sahada çok iyi organize olan ve bize nazaran çok daha az top ka*ptıran Polonya'yı "belki" ilk yanda Oğuz'un hazırladığı becerikli bir adamla geçebilir, "belki" de Engin'in elinden kaçırdığı top da gol olmayabilirdı. Ama bu kez "bplki" ikinci yanda yan hakemin bize ofsayt olarak kestiği bir Polonya atağından ye- nik duruma düşebelir, "belki" de Tanju'nun "kaçar mıydı" diye hayıfladığunız pozisyonu ile beraberhği yakalayabilirdik. Ama futbolda beceri ve şans saniyelerinin çakıştığı anı yaka- layan golü atıyor, bize de "belki'ii yorumlar yapmak düşü- yor. Bu da bizim kaderimiz. Ne var ki Polonya karşısındaki futbolumuzla geleceğe daha bir umutla bakmak istiyoruz. Bir gun "belki" biz de yenmesini öğreneceğiz, ama kuşkusuz önce futbol oynamayı ve becerikli omıayı öğrenerek. Gücümüz bu kadar AYDIN GÜLEŞ Dün, Polonya karşısına bana göre çıkabilecek en iyi kad- royu sahaya sürdük. Tüm oyunculanmız da 90 dakika bo- yunca ellerinden geldiğince didindiler ve mücadele ettiler. Engin, Unal, Oğuz, Tanju, Rıza ve Hami'nin eski perfpr- manslannın çok altında olmalarının oyunumuzu etkilediği- ni kabulleniyorum, ama bu Polonya'ya karşı bu oyunculanmız yüksek performansla da oynasalardı bana göre yine sonuç değişmezdi. Polonya çok klas oyunculardan ku- rulu bir ekip değil. Ama en gerideki adamlanndan en uçtaki adamına kadar adeta bir makine duzeni içinde çalışıyorlar. Oyun anJayışlan, yardımlaşmaları, ikili mücadelelere katı- lımlan, özellikle de savunma organizasyonları fevkalade iyiy- di. Her oyuncusu en az iki kişilik koşuyor. Topu kaybeden her oyuncuda savunma düşünce ve eylemi hemen devreye gi- riyor. Her oyuncusu bizim oyuncuyu kovalayıp rakipleri ile kendi kaleleri arasında bir yer alıyor ki bu da rakiplerine, yani bize ne oyun oynama alanlan ve ne de topu kullanma zama- nı bırakıyor ki üstünlük hemen kendilerine geçiyor. İkili mü- cadelelere katılan oyunculan ya topu devre dışı bırakıyor, ya bizim oyunculanmızı. Böyle olunca da dün olduğu gibi doğ- ru dürüst bir atak geliştiremediğimiz gibi kaptığımız toplan da rakiplerimize adeta teslim ediyoruz. Çok şanssız ve hatalı bir gol yediğimizi, bazı oyuncularımızın formsuzluğunu da kabulleniyorum. Ancak şu anda bu oyuncuların alternatifı olan oyuncularda eski formJarından çok uzaktalar. Engin'- in yerine Hayrettin veya Süleyman, Oğuz'un yerine Mehmet, Rıza'nın yerine Mustafa Yücedağ, Tanju'nun yerine Metin, Hami'nin yerine de Feyyaz'ı veya Sercan'ı koymuş olsaydık belki biraz daha güzel mücadele ederdik ancak sonuç bun- dan farklı olmazdı. Zira Polonya ve onun gibi ekiplere üs- tünlük sağlamamız için bizim oyuncularımızın tümünün dünkü Yusuf, K.Bülent, Ülgen ve Muhammet gibi üstün per- formansla oynamalanna rakiplerimizin ise ya çok formsuz ya da amaçsız bir maç oynamalanna bağlıdır. Kaptanlan 5 numaralı Kaczmarek 6 numarah Newrockil 11 numaralı Ko- secki gerçekten çok iyi oyuncular. Bu arada fevkalade güzel bir maç yöneten Sovyet hakemleri de kutlamak gerek. Piontek düşüncesineuyum METİN TÜKENMEZ tsveç 92 için kuralar çekildiği zaman "dişimize göre takım yok" diye düşünmüştük. Çünkü İngiltere, İrlanda ve Polon- ya futbol ekollerinde fizik gücü her zaman ön planda tutan takımtar olmoşlardır. Bizim ise bu tür takımlara karşı başa- nmız yok denecek denli azdır. Kaldı ki Polonya fizik gücüne tekniği de eklemiş. Kanımca bizim bu takımlardan puan al- mamız bile çok zor. Dün grubumuzdaki dört takımda bir kez daha izledik. Yıl- lardır futbolun var olan gerçeğini dünkü pratikte bir kez da- ha gördük. Futbol koşmadan, mücadele etmeden oynanmı- yor. Oynayabilirsiniz. Ancak kazanamazsınız. Spor motorik yetenekleri ve özellikle de kondisyonel yetenekleri gelişmeyen futbolcular sahada kayboldular. Piontek'in de zaten istediği budur. Önce koşan ve mücadele eden bir takım yaratmak. Bu anlamda dünkü ulusal takım Piontek düşüncesine uyura göstermek açısından hiç de fena olmayan bir başlangıç yap- tı. Çok güçlü bir takım olan Polonya'ya karşı iyi mücadele ettik. Futbolcular bilgileri \e güçler ölçüsünde mücadeleyi sür- dürdüler. Fizik ve mücadele olarak iyi olan Bülent ve Yusuf çok başanh olurken, daha çok teknik kapasitelerini ortaya koymak isteğinde olan Oğuz, Tanju, Hami sahada kaybol- dular. Ülken sol kanatta çok iyi görev yapmasına karşın son hareketlerde başarılı olamadı. Çünkü makine disiplini ile oy- nayan rakiplerinin baskısından bir türlü kurtulamadı. Aynı şeyi Rıza için de söyleyebiliriz. Yediğimiz gol için talihsizlik denilebilir mi? Engin Beşiktaş ve ulusal takım kalesinde bu tür golleri sık sık yiyor. O zaman bu tür gollerin nedenlerini talihsizlikte değil de Engin'in kalecilik yeteneklerinde aramak gerekir. Polonya ise tüm hatları ile güçlü bir takım, görevini yap- mayan oyuncu yoktu. Özellikle libero Kacmrak, Wdowezyk, Newrockil, VVarzyhk çok iyi oyuncular. Kosecki gibi bir oyun- cu ise Avrupa'nın futbol devlerinde bile az yetişir. POKTRE Kosecki HALİT DERİNGÖR Polonya gibi takımlan gör- dükten sonra bir spor yazarı olarak yerli maçlan yazdı- ğımıza, yöneti- cilerin bizim futbolculara verdikleri mil- yarlara, seyircilerin yaz kış de- meden maçlara gitmelerine in- san üzülüyor. Polonya takımı iyi calışan bir makine gibi. Bütün birey- ler görevlerini eksiksiz yapı- yor. Hele Kosecki tam anla- mıyla klas bir futbolcu. Ince ve çelimsiz vücuduna karşın futbolun gerektirdiği bütün yeteneklere sahip. Sadece boz- ma görevi olan defansımız arasında adeta bir sincap gibi dolaştı ve defansımızı yerlere yatırdı. Bu futbolcunun arka- sından Galaıasaray ve Fener- bahçe koşuyormuş. 5 milyar istiyormuş. Yugoslavya'nm çaptan düşmüş futbolculanna mÛyarlar verilmesi karşısında bu oyuncunun da 15 milyar is- temesi kanıksanmamalıdır. Ama hangi takım alırsa alsın, hem bu futbolcuya, hem de verdikleri milyarlara yazık olur. Çünkü böyle bir bozuk düzen içinde o da kendinden öncekiler gibi kaynayıp gider.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle