02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 . İSTANBUL GİTARFESTÎVALİ Gitarlı günler • Kiilrür Servisi — Uluslararası 8. fstanbul Gitar Festivali, bugün Ataturk Kültur Merkezi'nde saat 19.00'da El Duo Flamenco'nun konseriyle açılıyor. Paco Pena Flamenko Topluluğu (yukanda) şenlikteki ilk konserini 19 kasımda, ikinci konserini 20 kasımda verecek. Arjantinli Miguel Garau-Fernando MUIet ikilisinin konseri 22 kasımda. Yunanh gitar ikilisi Vangeli Budunis-Maro Razi 27 kasımda yine AKM'de çalacak. Son konser ise 29 kasımda Kubalı gitarcı Joaquin Clerch'ten. (Fotoğraf: Yıldız Üçok) Hakkı Anü'nın §ergisi • Küllür Servisi — Hakkı Anlı'nın resım sergisi Tem Sanat Galerisi'nde 17 kasım günu açıhyor. 1906 doğumlu sanatçı 1932*d Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun oldu. Anlı, 1933'te Batı akımlarını ilk defa Türkiye'ye getiren D Grubu kuruculanna katıldı. 1947'de Paris'e giden sanatçı, Jean Metzyıger yonetıminde çalıştı. Yaşammın otuz aJtı yılını Paris'te geçireı Anlı, Türkiye'ye bu yıl döndü. Soyut akımına uygun çalışmalar yapan sanatç Grenoble gibi ünlü muzelerce satın alındı. Buyuk boyutlu kompozisyonlarında 'ışık' olgusu ile yoğunlaşan sanatçı, boşluk içinde gezinen figürleriyle dikkac çekiyor. Suluboya Ankara evleri • ANKARA (AA) — Ressam Kamuran Baban, eski Ankara evlerinı konu alan çalışmaiarını, 16 kasımda Galeri Z'de sergilemeye başlayacak. 1952 yılında Kerkuk'te doğan sanatçı, 1977 yılında Bağdat Almüstansıriye Universitesi PsikOloji Bölümu'nden mezun oldu. Irak, Luksemburg ve Turkiye'de 10'u aşkın kişisel sergi açan Baban, çeşitli karma sergilere de katıldı. Dostlar Tiyatrosu, Aslan Asker Şvayk'ıyann sahnelemeye başhyor Şvayk'tan savaşa hayırGenco Erkal'ı 27 yılda üçüncü kez Şvayk rolünde izleyeceğiz. Oyunun dekorunu ressam Bedri Baykam hazırladı. Genco Erkal, "Savaş çığlıklarının yeri göğü inlettiği bir dönemde Şvayk'ı anımsamanın tam zamanı" diyor. DİKMEN GÜRÜN UÇARER Dostlar Tiyatrosu yeni sezo- nu "Buruk Ezgi" ve "Merhaba" ile açtı. Her iki oytm da Genco Erkal için ayn bir önem taşıyor. "Buruk Ezgi'yi çekinerek sahndcdiın" diyor Genco Erkal. "Anu bekJentUerimin ötesinde gördügü ilgklen mutluyum. Baş- ka tiyatrolann da Havel'in oyunlannı peş peşe sergilemesi oldukca sevindirid. Havel'in ti- yatrosundan yola çıkarak top- lumda aydının işlevi. eleşü'risi gi- bi dnemli saydığım konulann gündeme gelmesini, tartışmaya açılmasuu son derece yararlı bu- luyorum." öte yandan 150. oyu- na ulaşan "Merhaba" da yurti- çinde ve yurtdışında kendi gu- zel serüvenini sürdürüyor Gen- co'ya göre. Erkal şu sıralar heyecanla 16 kasımı bekliyor. Aynı günde ts- tanbul sinemalannda, başrolü- nü oynadığı Fetami Yaşar'ın "Camdan Kalp"i gösterime gi- rerken Dostlar Tiyatrosu'nda da Jaroslav Haşek'in "Aslan Asker Şvayk") başlıyor. 1963'ten bu ya- na Şvayk'ın uçuncü sahnelenişi. 27 yılda üçüncü kez Şvayk ro- lünde izleyeceğiz Genco Erkal'ı. "Şvayk'ın ilk sahnelenişi Are- na Tiyatrosu'nda idi. Biliyorsu- nuz Arena, bizdeki ilerici tiyat- ro hareketinin başlangıcı. Char- ies Apotheloz adlı bir Isviçreli yazann uyarladığı ilk Şvayk'ı Ergun Köknar sahneye koymuş- tu. O dönem için çok yeni, çok değişik bir oyundu. 1972'de Dostlar'ın sahnelediği Şvayk ise Haşek'in romanından benim yaptığım bir uyarlamaydı ve Umur Bugay yönetmişti. Bu- günkü Şvayk genel çizgileri ile Dostlar Tiyatrosu'nun uyarla- masına ağırlık veren bir çalışma. tlk kez ben yönetiyorum. Tan Oral'ın 1972 yapımı için hazırla- dığı fılm gene gösterilecek. Bir de sürpriz sanatçı katılıyor ara- mıza. Oyunun dekorlannı Bed- ri Baykam hazırlıyor. tlk kez bir tiyatro dekoru yapıyor Baykam!' — Şvayk ber dönemde sürekü okuoan. dünya edebiyatınm sa- yılı kJasiklerinden biri. Yine de btıgun bir kez daba ele almanı- zın nedeni? — Bu projeyi bir ıki yüdır dü- şünüyordum. Kusaklar değişi- yor. Bizim genç bir izleyicimiz var. Kimi eski oyunlanmızın ye- ni kuşaklara tanıtılması gerek- tiğine inanıyorum. Gene de bu yılki repertuvara girmesinin te- mel nedenini Körfez krizi oluş- turuyor. Savaş çığlıklarının yeri göğü inlettiği bir dönemde Şvayk'ı anımsamanın tam za- manıdır diye dusunüyorum. Sa- vaşa hayır demenin etkili bir yo- lu bu bence. — Üç değisik yorura yaşadı- nız. Biraz farklıhklanna de&inir misiniz? — tlki ile ikincisi arasında büyük fark vardı. tlk uyarlama bir politik kabare havasındaydı. Muthiş hızlı tempolu, kıvrak ve eğlendirici. İkinci yonım Brecht tiyatrosundan daha belirgin iz- ler taşıyan bh- çalışmaydı. Şim- diki gösteri daha çok ikincisine yakın, günümuzun bakış açısın- dan yola çıkarak yeni bir sente- ze varmayı amacliyor. Şvayk'ın yorumu galiba şu çizgide aran- mah: Bu adam gerçekten gerı zekâh mı yoksa bütün yaptıkla- nnı bilerek ve kasıtlı olarak mı yapıyor? Brecht'in Şvayk'ı bi- linçli bir kişidir. Ben yorumum- da kıl payı bir dengeyi tutturma- ya calışıyorum. tzleyici hep bu sonıyu sorsun istiyorum: Şvayk aptal mı yoksa bir dâhi mi? Bu çelişkili tutum içinde seyirciyi daha etkin kılabileceğimi düşü- nüyorum. Konumuyla pasif bir direnişçi olan Şvaky egemenle- rin tekerine çomak sokuyor. — Pasif bir direnis. Bu, gü- nümüzde ne denU geçerii sizce? — Örnek olacak bir tutum beklemiyorum Şvayk'tan. Çün- kü o bir anti-kahraman. Olum- suz bir kahraman. Düzenin ve büyüklerinin kendisine önerdi- ği bütün terslikleri, örneğin sa- vaşın mantıksızuğmı olduğu gibi kabul eden, aldığı emirleri sonu- na kadar uygulayan, bu davra- nışlanyla çevresındekileri gülünç duruma düşüren bir kişi. Şvayk'm ters tutumu aracılığıy- la Haşek insana karşı olan, in- sanın özgür gelişimini engelle- yen bütün kurumlara acımasız bir eieştiri yöneltiyor. Genco'yn Genco yapan Şvayk'ı bir kez daha izlemek bir orta kuşak için hoş bir geriye dönttş olacak. Gençler için ise onun yeni bir yüzü. 1963 YILINDA İLK ŞVAYK — Jaroslav Haşek'in "Aslan Asker Şva>k"ı Tiirkiye'de ilk kez 1963'te Arena Tiyatrosu'nda sahnelen- mişti. Ergun Köknar'ın sahneye ko>duğu oyunda Genco Erkal Şvayk rolunu ustlenirken Ani İpekkaya da oynamıştı. Ünlüşair Yannis Ritsos'u, dostu ve çevirmeni Özdemir tnceyazdı Ülkesinin en has vatandaşıÖZDEMİR İNCE 12 Kasım 1990, saat 08.15. Te- lefon çalıyor. Atina'dan Herkül MOIas arıyor ve aylardır korku- lar, acılar içinde beklediğim ha- beri veriyor: Yannis Ritsos, 11 kasım gecesi saat 22.00 dolayla- rında ölmuş. Bekledığım bır ha- ber, kaç zamandır boğazım ku- ruyor, gövdem yay gibi geriliyor, birkaç saniye sonra ağlamaya başlıyorum. Şu anda ve bu ölü- mü öğrendikten sonra kaç kişi, kaç milyon insan benim duru- mumda değil ki... Bütün Yuna- nistan, insanın insan olduğuna, insan kaJması gerektiğine, insa- nın özgür doğduğuna, böyle kalması gerektiğine, insanın gu- zel doğduğuna, güzelliğini sa- vunması gerektiğine; hayatın gü- zel olduğuna, savunulması ge- rektığine inanan, yeryüzünde ne varsa olumlayan, olumladığı için de acılar çekmiş, işkenceden geçmiş, boğazı sıkılmış, yüreği sıkışmış milyonlarca insan... AJaska'dan Avustralya'ya, Ümit Burnu'ndan Bering Boğazı'na kadar... Çevrildiği 80 kadar dil- de milyonlarca okur-kardeş, okur-evlat... Yannis Ritsos, kökii ilk insan toplumlarına, Homeros'a daya- nan, şair-yalvaç-öğretmen-ön- der-bilge tipinin, daha doğrusu insanlığın gönüllü savunucusu şair tipinin son temsilcilerinden biriydi; her foplumsal, kültürel ve insansal olay karşısmda "Aca- ba ne düşunüyor? Acaba ne ya- pacak, nasıl bir iepki gostere- cek?" diye duşuudüğümüz ve bu duşüncede kendimize bir tür yo- rumcu, sözcü ve yol gösterici ol- masını beklediğimiz insan ve şa- ir tipi. Yannis Ritsos 1 Mayıs 1909 günü Mora'nın (Peloponessos 1 un) güneydoğusundaki Monem- vaysa'da (Menekşe'de), denizin ortasında bir v umruk, bir kara yumruk gibi yiikselen kuçük bir yanmadada doğmuştu. Şimdi turistik saldırıya karşı koruma büyük desteği vardı: Şiir ve dev- rimci ülku! tlk dizelerini on sekizinde ya- zan, bunun yanı sıra resün ve müzikle de ilgilenen Ritsos, inatçı bir direnişle şiir yazmayı sürdurdü. tlk iki kitabı •Traktörler" (1934) ile "Piram«- ler"i (1935) bu öznel ve nesnel koşullar Bltında yazdı. Bu iki ki- taptan sonra güncel olaylara ve Yunan mitolojisine dayalı bif ştir kurmaya baçlayan ozan, Sela- nik'te bir grev sırasmda polis ta- rafından öldurulen bir genç tü- tün isçisinin başında ağlayan an- nesinin fotoğrafını bir gazetede görmesi üzerine bir gecede "EpiUphios"u (1936) yazdı. Bu "Ağrt" Yunan şürinin dönemeç- lerinden biri olduğu kadar Yu- nan halkının özdeşleştiği ender şiirsel metinlerden biridir: "Gii- zel koknlar yaydı mezannın üze- rine sabahın erken saatlerinde koku taşıyKilar" der Meryem Ana ve Ağıt'ı sürdürür Ritsos- un anası: "Sokaklar ve çarşılar 11 kasımda ölen Yunanh şair Ritsos, niçin politikaya karıştığını soran Pattakos'a şu yanıtı vermişti: "Bir şair ülkesinin en has vatanda$ıdır. Bu yüzden politikayla ilgilenmek başhca görevidir..!' Tekerlek arabada da var. altına alınnuş olan bu taş yığı- nında. Babası bir tür toprak ağasıydı. Ama kumarda varını yoğunu yitirmişti. Bu arada er- kek kardeşi veremden öldü, ve- remli annesinin yaşamı sanator- yumda sona erdi; ardından ba- bası ve iki kızkardeşinden biri delirdi. Ritsos da veremden kur- tulamadı, on"yedisinde sanator- yuma yattı. Girdi çıktı. Bu has- talığın izlerini ömiir boyu taşı- dı. Ortaöğrenimi sona erince, 1926'da Atina'ya geldi ve böyle- ce büyük serüven bir başka yö- nüyle başlamış oldu. Yaşamım sürdurebilmek için sa|lığının izin verdiği zamanlar, sayısız iş- lere girdi çıktı, horlanma, aşa- ğılanma ve sömürüyti çok ya- kından tanıdı. Bu sıralar, (özel konuşmalanmızda söylediği gi- bi) kendine krymanın, bu büyük umutsuzluğun eşiğinden kimbi- lir kaç kez döndü. Ama onun direnmek ve yaşamak için iki inledi, balkonlar inledi ve saçla- ruıdaki çiçekleri yoldu genç kız- lar." Böylece, "Bir mayıs günü gittin"le antik Adonis soylence- si, îsa'nın gizemi ve genç işçinin ölümü bir üçlemede birleşiyor, ölüm ve diriliş çağdaş bir içerik- le güncelleşiyor ve yeni bir ger- çeklik kazanıyordu. Hele bu şi- irin Tneodorakis tarafından bes- telenmesi uzerine Yunan ulusu yeni bir ulusal ezgi ile kucakla- şıyordu. "Epitaphios" 1936'da topla- tıldı ve alanlarda yakıldı. Ardından Alman ışgali, işga- le karşı direnme hareketi; daha sonra iç savaş ve acı yenilgi. 1948'de tutuklandı, 1952'ye ka- dar Lemnos, Makronissos ve Agios Istratis adalarında tutuk- lu ve sürgün olarak yaşadı. Bu yıllarda "Gün dogsun diye yaa- yonını" dediği şiirleri şişelerin içinde toprağa gömüyordu. "Ayışığı Sonatı" (Şiirier, Var- hk Yayınlan) ile 1956 Ulusal Şi- ir ödülü'nü aldı. . 1967 ve Albaylar Cuntası ve gene işkence ve surgün... 21 Ni- san 1967 gecesi tutuklandı. Şa- şırmadı, aüşkmdı. Bavulunu ha- zırladı ve polislerin peşinden git- ti;"Buynın, bajlar" dedi. "Hlç rahatsız etmiyorsunuz. Her ye- re bakın." Daha sonra üç sınav yeri: Leros, Yaros ve Sisam ada- lannda tutukluluk ve sürgünlük. Şairin şiirsel, hem dilsel hem de toplumsal görevine inanan Ritsos'un 1970*16 özel bir uçak- la özel olarak getirildıği Atina- da, dönemin içişleri bakaru Pat- takos'un "Siz bir şairsiniz. Ni- çin politikaya kanşıyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıt çok ün- lüdür: "Bir şair ülkesinin en has vatandaşıdır, işte bu yuzden de politikavia ügflenmek onun baş- lıca görevidir." 1974 yılından sonra şan şöh- ret, gerçek sevgi nedir, hepsini hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yaşadı. Şiirleri seksenin üzerinde dillere çevrildı, beste- lendi, oyunlaştırıldı. Nobel dı- şında, yeryüzünün en bfiyuk edebiyat ve şiir ödüllerine değer bulundu. Türk dili ve Türk halkı da çok sevdi Yannis Ritsos'u. Son 12 yıl içinde yakınlannda bulunmak, sofrasına oturmak, birlikte yüz- mek, günlerce, haftalarca ko- nuşmak onuruna erdim. Yainlz- ca ben değil, Ülker ve oğlumuz Tan (Ritsos soyleyişıyle "Dan"). Alçakgönüllulüğu, sevecenliği, cömertliği, insanseverliği karşı- sında yureğimiz çatlarcasına çarpardı, eUnin teması, sesi, göz- lerindeki derin ve uçsuz bucak- sız sevgi bize bir daha asla ya- şayamayacağımızı düşundüğü- muz duygular u>andırırdı. Şimdi kendimi bir öksüz, ger- çek babasını yitirmiş bir öksüz- den de öksuz hissediyorum. tç- ki içtiğim geceler yüreğim kan- maz bir özlemle yanardı, asılır- dım telefona, "Baba" derdim, "Baba, ben"... "Sen gene içmişsin" derdi. "Kaç kez söy- leyecegim daha..." Bunlar çok Öznel şeyler, ama insani olduğu için evrensel değerler taşıyor: Iç- ki ve sigarayı neredeyse onun sevgisi ve korkusuyla bıraktım (şimdi sigaraya sarüıyorum), ça- hşma, sabır ve disipünini, yaza- mama korkusunu ondan öğren- dim. Benim her bakımdan us- tam ve babamdı. Yunan halkının, dünya halk- larının başı sağolsun! Ellerinden öperim baba, gu- le güle. 3 sinemada 'Camdan Kalp' A T a ba d e ğ i 1 ,o to mobil geliyor HYunonıT a m O t o m o b i l Kültur Servisi — 27. Antalya Film Festivali'n- de en iyi 3. film ödülüne değer gorülen "Cam- dan Kalp", yann Beyoğlu Sinepop, Kadıköy Mo- da ve Çemberlitaş Şafak sinemalannda gösteri- me gıriyor. "Camdan Kalp"in başhca rollerini, uzun sü- redir filmlerde rol almayan Genco Erkal, yine ti- yatro kökenli bir sanatçı olan ve daha çok TV dizilerinde kamera karşısına geçen Deniz Gök- çer, tecimsel sinemadan uzak filmlerde oynamayı yeğleyen Şerif Sezer ve Füsun Demirel ustJeni- yorlar. Bir Moda Filmcilik yapımı olan "Camdan Kalp"in yönetmeni Fehmi Yaşar. Göruntu yönet- menliğini Erdal Kahraman'ın yaptığı filmın mü- zikleri Okay Temiz'in imzasını taşıyor. Müzik- lerinin videoklip olarak kullanıldığı "At" filmi dışında, "Camdan Kalp"in muziği, Okay Temiz- in Turkiye'de yaptığı ilk film muziği çalışması. Kultür Bakanlığı'nın komisyonunca kredi ıs- temi geri çevrilen filmin çekimlen 6 hafta sur- dü. 450 milyon lıraya mal olan "Camdan Kalp", sinemaya "Surü" ve "Düşman" filmleriyle baş- layan, Zeki Öklen, Ali Özgeotiırk ve Atıf Vil- maz'a yönetmen yardımcıiığı yapan, "Faize Hu- cum", "Pehlivan" ve "Ses"in senao'Oİanm yazan Fehmi Yaşar'ın ilk filmi. Goytisolo LstanbiiJcla • Kültür Servisi — tspanyol yazar Juan Goytisolo Türkiye'ye geldi. Ispanyol TV'si birinci kanalı için hazırladığı "Alquibla" (Kıble) adlı belgesel dizinin Türkiye'ye ayrıJmış dört bölümüsden ikisinin gösterimi için tstanbul'da bulunan Goytisolo, tspanya Başkonsolosluğu'nun girişimi ile Türkiye'ye davet edilen ilk Ispanyol yazar. "El Şakalan", "Cennette Yas", "Bayramlar", "Don Julian", "Makbara" ve "Yalnız Kuşun Erdemleri" adlı kitaplann yazarı Goytisolo dün Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde "Gaudi ve Kapadokya" adh filmini izledi daha sonra yazar ve çevirmen Gül Işık kendisiyle kısa bir söyleşi yaptı. Yazann "Estambul Ciudad Palimpesto" adh filmi ise bugün 15.00'te Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde izlenebilir. Kitap fuarmın ardından • Kultür Servisi — TUYAP Tum Fuarcdık Yapım AŞ tarafından 3-11 Kasım 1990 tarihleri arasında düzenlenen 9. tstanbul Kitap Fuan'na bu yıl 116 kuruluş katıldı. Fuar 145.000 ziyaretçi tarafından gezildi. Fuar süresince yapılan araştırma sonuçlanna göre: Fuar ziyaretçilerinin %60'ı erkek, %40'ı kadındı. Ziyaretçilerin %42'sini 20 yaş ve altı gençler, %45.8'ini ise 21-30 yaş grubu oluşturuyordu. 30 yaşın üstunde olanların oranı ise toplam ziyaretçilerin Ziyaretçilerin %62.8'ini öğrenciler oluştururken, özel sektör memunı oranı %12.6, kamu sektörü memuru %10.5, serbest meslek %9.5, sanayici %0.7, tüccar %\.2, emekli "7tl.2, çahşmayanlar %4J olarak saptandı. Ziyaretçilerin %82.8'i lise, üniversite ve lisans üstü eğitim görmüş kişilerden oluştu. Romanya'da Türkşiiri • Kultür Servisi — Romanya'da yayımlanmakta olan dergilerden Meridian, Orhan Veli'nin iki ve Necatî Cumalı'nın bir şiirine sayfalannda yer verdi. Contra Puna dergisi de Kemal Özer'in dört şiirini yayımladı. Şiirlerin çevirileri tanınmış Rumen Türkoloğu Valeriu Veliman tarafından yapıldı. 'Sihirli Kabare? • Kultür Servisi — Sennet Erkin lllüzyon Tiyatrosu, "tllüzyonda 15. Yıl Gösterileri" kapsamında 20 kasım sah günü, "Sihirli Kabare" adı altında bir gösteri sunacak. Kenter Tiyatrosu'nda yer alacak iki bölumlük kabare, renk, ışık, muzik, dans ve Ulüzyon gösterilerinden oluşuyor. Saat 21.00'de başlayacak kabarenin prodüksiyon ve rejisini Sennet Erkin gerçekleştirdi. Dekoru Güzide Erkin, kostümleri Zvart Sahat Solmaz hazırladı. Naima'da caz • Kültur Servisi — Naima Jazz Club'de 19-22 kasım günleri arasında Emin Fındıkoğlu Dörtlüsü yer alacak. Topluluk piyanoda Emin Fındıkoğlu, ağız mızıkasında Hasan Kocamaz, basta Hakan Behlil ve davulda Selim Selçuk'tan oluşuyor. BİLSAK1 TA BUGÜN 15 Kasım Perşembe: 19.00 Sosyalist Parti: Fcrit ILSEVER, Tayfun TABAKOGLU, Sibel KARAOĞLU 19.00 Reankamasyon (Ycnidcn Doğuş): Nil GÜN Görsel Sanat Atölyeleri Mchrnct GÜLERYÜZ yönctiminde (Pcr.-Cum.) Yoga Zcrrin AKGUN (P.tcsi-Pcr. 18.30-19.30) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5.Kat) 12.00-18.00 HcavyMctal 18.00-24.00 Rock Blue Line-3 BİLSAK, Sırasclviler Cad., Soğancı Sok.7 CtHANGlR 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle