Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 7 EKİM 1990
SOVYET
SATRANÇ
USTASI VE
SAĞIR
SATRANÇÇILAR
— Sovyet satranç-
çı Sergey Salov, bir
dizi satranç göste-
rfleri düzenlemek
üzere ABD'de bu-
lunuyor. New York
eyaletme bağiı Roc-
bester kentindeki
Teknoloji Enstitü-
sü'nü ziyaret eden
Salov, burada bir
grup sağır ögren-
ciy te aynı anda sat-
ranç oynadı.
Saatler siıren karşı-
laşma biiyük bir il-
giyle izlendi.
(Fotoğnf: AP)
Barolarda
seçimheyecanı
Haber Merkezi — Çeşitli ba-
rolann başkanhk ve yönetim ku-
rulu seçimleri ekitn ayı içinde
yapılacak.
Ankara Barosu'nda 13-14
ekim tarihlerinde yapılacak se-
çimlerde önceki yıllarda oluştu-
rulan Sosyal Demokratlar-
Çağdaş Avukatlar ittifalcı bu yıl
bozuldu. Bunun üzerine her iki
grubun da kendi adaylannı çı-
karacağı öğrenildi. Seçimde Sos-
yal Demokratlar'ın adayının Öz-
demir Özok olduğu öğrenilirken
Çağdaş Avukatlar'ın ise adayla-
nnı bugün yapacaklan ön seçim
sonunda belirleyecekleri bildiril-
di. Öte yandan Konya Barosu se-
çimlerinin ise dün başladığı ve
bugün ikinci bölümü yapılacak
oian seçimlerle sonucun alınaca-
ğı belinildi.
Beyaz Saray'da kahvalt^f *
mekle olan Galler Prensesi Diana, Başkan Bush'un eşi Bar-
bara Bush'la Beyaz Saray'da baş başa kahvaltı etti. Perabeli
morlu döpiyesiyle bütün dikkatleri üzerinde toplayan Pren-
ses Diana'ya Bayan Bush bir de Idtap arraağan etti. (Fotoğ-
raf: AP)
HiJton
grevibitti
İs-Sendika Servisi — Istanbul
Hilton Oteli'nde 48 gündür sür-
dürülen grev, toplusözleşme gö-
rüşmelerinde anlaşma sağlan-
ması üzerine dün sona erdi. Ta-
raflar arasmda önceki gün varı-
lan anlaşma ile ücretlerde birinci
yıl yüzde 85, ikinci yıl DlE ve
ITO tarafından yayımlanan yıl-
lık enftasyon rakamlannın orta-
laması, artı yüzde 7 oranında ar-
tış sağlandı. Hilton'da çalışan
SOO'ü aşkın işçiyi kapsayan top-
lusözleşme ile sosyal yardımla-
ra da zam yapıldı. Toplusözleş-
me 1 Ocak 1990 tarihinden iti-
baren iki yıl gecerli olacak.
Hilton'da Türk-tş'e bağlı To-
leyis tarafından sürdürülen top-
lusözleşme görüşmelerinin
uyuşmazlıkla sonuçlanması üze-
rine grev kararı alınmış ve 18
ağustosta greve baslanmıştı.
y I i r i a U l U l k i ğ i Disovery, dün
TSİ 13.47'de ABD'nin Florida eyaletindeki CAP Canaverai
Üssü'nden uzaya fırlatıldı. Mekikte beş astronot ve gttneşin
incelenmesinde kullanılacak Avrupa L'lysse sondası bulunu-
yor. 44 yaşındaki Richard Richards yönetimindeki Discovery
Kaliforniya'daki Edwards Üssü'ne carşamba günü dönecek.
HABERLERIN DEVAMI
OLAYLARIN Hükümette Polly Peck tedirginliği
ARDENDAKI
GERÇEK
(Baftara/ı J. Sayfada)
makta, her gün konuşmakta, sa-
vaş rüzgârtarı estirmektedir;
Türkiye bugünden yarına sava-
şa girecekmiş gibi bir hava ya-
ratmıstır.
Bu da yetmemiş, Sayın Cum-
hurbaşkam Meclis'ten —ANAP
grubu sayesinde— karar çıkart-
mıştır Meclis, "Yurtdısına silah-
h kuvvet yoUamak ve Türkiye1
de yabancı silahh kuvvetler
bulundurmak yetkisi'ni hükü-
mete devretmiştir. özal bu yet-
kiyi cebine koyarak A merika 'ya
gitmiş, ABD Başkam Bush'la
kapah kapılar ardında görüş-
miiştür. Neler görüştüğü soru
işaretidir; ama böyle yönetilen
bir ülkede çok duyarh olan pi-
yasanın da nasıl etkileneceği
açıktır. Ülke, Cumhurbaşkanı
1
nın telaşlı, atak ve tedbirsiz tu-
tumu nedeniyle savaş beklenti-
leri içine sürüklenmiştir. Oysa
enflasyon olgusunda psikolojik
etkenlerin ne kadar önemli ol-
duğunu bilmek için uzmanlaş-
maya gerek yoktur.
Cumhurbaşkanı özal, maki-
nisti, çarkçıbaşısı, ikinci kapta-
nı olmayan bir geminin siivari-
sidir; pusulasını şaşırmış gibi
tekneyisavaş rüzgârlartnın estiği
fırtınalı denizlere yönlendirdiği
izlenimini kamuoyunda yarat-
mıştır.
Zaten yapısal sorunlan ağır
birekonomiye yapılacak en kö-
tü etkilere piyasa böylece açıl-
mıştır.
Bir ayda yaklaşık yüzde 10
enflasyon patlaması elbette yal-
nız piyasada ve işadamları ara-
smda değil, halkta büyük tedir-
ginlik yaratacak, gideriimesi
olanaksız bir güvensizlik ortalığı
saracaktır.
Sayın özal, işte bu koşullar-
da ülkenin yazgısını tek başına
elinde tutmakta direniyor. An-
cak şimdi herkesin aklındaki so-
ru şudur:
Nereye gidiyoruz?
Bu yazı yazüdıktan sonra bü-
tün yurda acı bir haber yayıldı.
SHP Parti Meclisi üyesi Bahri-
ye Üçok kendisine kargoyla yol-
lanan bir paketi açarken patla-
yan bir bombayla ağır yaralan-
mış daha sonra kaldırıldığı has-
tanede ölmüştür. Prof. Muam-
merAksoy, gazeteci Çetin Emeç
ve yazar Turan Dursun'dan son-
ra gerçekleşen bu dördüncü olay
laik cumhuriyeti kundaklamak
yolundaki eylemlerin durmaya-
cağım gösteriyor.
Yazımızm başlığındaki ve so-
nundaki soruyu bu son olaydan
sonra bir kez daha yineliyoruz:
Nereye?
• • •
VEIİEFENDrDEN
FİKRET DAĞUOĞLL
1. KOŞU: F: Avare (5), PP: lc-
ra (8), P: Pikaro (3), S: Thoro
(7).
2. KOŞU: F: Büyükbaba (10),
PP: Serdarbey (1), P: YunJabak
(4), S: Burak 12 (5).
3. KOŞU: F: Yemeni (3), PP:
Zorbey (7), P: Hello Baby (2),
S: Gina (1).
4. KOŞU: F: Erbey (2), PP:
Kevser (11), P: Pegasüs (7), S:
Bahadırbey (1).
5. KOŞU: F: Abbas (1), PP:
Myra (10), P: Dinçsoy (4), S:
Buskashi (3).
6. KOŞU: F: Nilüfer (6), PP:
Doğanbatur (8), P: Kırdemir
(12), P: Beste (13), S: Şımank
0).
7. KOŞU: F: Hatip (4), PP: Hi-
lal 12 (10), P: Arslankız (9), S:
Şehnaz 9 (5).
(Bastarufi 1. Sayfada)
Peck'in içinde bulunduğu mali
krizden çıkabilmesi için kamu
bankalarına verilecek bir tali-
matla kurtarma operasyonu dü-
zenlenmesi olasılığı, hükümet
üyeleri arasında huzursuzluk
doğurdu. Böyle bir operasyo-
nun ekonomik sonuçlarının ya-
nı sıra hem içte hem dışta aşıl-
ması güç siyasi sonınlar da ya-
ratacağına dikkat çeken bir hü-
kümet üyesi, görüşlerini şöyie
dile getirdi:
"Olayın devletle, hükümetle
alakası olmamalı. Siyasi baskı-
dan, Rumlann komplosundan
söz ediliyor. Eğer boyle bir bas-
kı varsa bu araştırılır ve devlet,
bunun tedbirini siyasi alanda
alır. Ekonomik desteğe ihtiyaç
varsa o da faükümetin işi değil.
Olay, ticari koşullar çercevesin-
de yıirütülür."
Ekonomi bürokrassi ve Oı-
şişleri BakanlığVrun yetkilileri
arasında da taroşma konusu
olan "Polly Pcck olayı" üç açı-
dan kaygı verici bulunuyor.
Yetkili çevrelerde tedirginlik ya-
ratan bu unsurlar şöyle sıraila-
nıyor:
Asil Nadir'in Türkiye'den is-
tediği 100 milyon sterlin (521
milyar TL) bankacıhk sektörü
acısından "agır bir yiik" olarak
değerlendiriliyor. Böyle büyük
bir paranın kamu bankalarına
yukandan verilecek talimatla
garanti edilmesinin sakıncaları-
na dikkat çeken yetkililer, yapı-
lacak kurtarma operasyonunun
daha ilk başta kamu ve özel
bankaların yürüteceği inceleme-
lere dayandırılması gerektiğini
vurguluyorlar. Bu konuda gö-
rüş açıklayan bir üst düzey yet-
kili. şunları söyledi:
"tş bu noktaya getirilmeme-
Kydi. Daha en başta, eger Asil
Nadir kendisi Türk bankalanyla
bir araya gelemiyorsa, teknik
dözeyde hükümetten yardım
sağlanırdı. Bu yardım da ban-
kalara baskı yapılması şeklinde
degil, belii başlı kamu ya da özel
bankalardan bir araya gelerek
bu işi incelemelerinin ve 'fizibl'
gördükleri takdirde gerekli ga-
rantiyi ya da krediyi vermeleri-
nin istenmesi yoluyla yapılırdı.
Ama gelinen aşamada, arük bu-
nu gerçekleştirmek de giiçleş-
mistir."
Kurtarma operasyonunda adı
gecen bankaların yöneticileri de
Türk bankalanndan istenen 100
milyon sterlini karşılamalanmn
çok zor olduğunu ifade edi-
yorlar.
Asil Nadir'in Türkiye'deki
varlıklan karşılığında kendisine
TL veya döviz kredisi açılabile-
ceğini belirten bankacılar, "An-
cak ihtiyaç duydugu meblag çok
yiiksek, bu krediler onun işini
gönnez" diye konuştular.
İç kamuoyu baskısı
Asil Nadir'in kurtanlması
için Cumhurbaşkanı Özal'ın
bizzat devreye girdiği yolunda
önce tngiliz basınında daha son-
ra Türkiye'de çıkan haberlerin
hem hükümet hem de bankacı-
lık kesimi üzerinde 'başkı' ya-
rattığı belirtiliyor. Gecmişte yer-
li banka ve şirketlerin, kamu
bankalan aracıhğıyla kurtanl-
masının hükümeti siyasi açıdan
güç durumda bırakan büyük bir
kamuoyu tepkisine yol açtığmı
anımsatan yetkililer, Polly Peck
için düşunülen operasyonun si-
yasi açıdan daha riskli olduğu
görüşünü ileri sürüyorlar. Söz
konusu şirketin tngiliz kökenli
olması ve verilmesi istenen ma-
li desteğin daha önceki kurtar-
ma operasyonlannm hacmini
kat kat aşmasının siyasi kaygı-
lan arttırdığını bildiren bir yet-
kili, "Üstelik yalnız Sayın AsU
Nadir'e degil Polly Peck'te his-
sesi olan onlarca tngiliz yatınm-
cısına da Türk devletinin kurta-
ncılık yapması, göğüslenmesi
LONDRA
AsilNadir'e bir hafta süre
EDİP EMİL ÖYMEN
leri yaptıktan sonra 12 ekim cu-
ma günü karar verecek. Ingilte-
re hükümetinin ise Polly Peck
hissedarlannı ve Londra'yı Batı
Avrupa'mn en önemli iş ve ma-
li merkezi yapan "Ciry"nin say-
gınlığını korumak amacıyla
Polly Peck'e bir kayyım atamak
üzere şimdiden gerekli hukuksal
girişimler içinde olduğu söyleni-
LONDRA — Polly Peck'e
kredi açan bankaların, Yönetim
Kurulu Başkam Asil Nadir'e acil
nakit sıkıntısını gidermesi için
bir hafta süre tanımasmın yan-
kılan süriiyor. Bankalar toplan-
tısından sonra ilk beklentiler ve-
rilen sürenin en fazJa iki hafta-
ya kadar uzayabileceği şeklin- yor. Iflas işlemlerindan uzman
deyken daha sonra bunun bir bir yetkilinin geçen cuma günü
Polly Peck ile bankalar arasın-
daki toplantıda bulunması, göz-
lemciler tarafından "Hayra ala-
met degil" biçiminde yorumlan-
dı. Ingiltere Dışişleri Bakanhğı
1
nın, Türkiye'ye yolladığı mek-
tupta da gerekli mali kaynak
Türkiye'den sağlanamazsa şirke-
tin kayyım yönetünine verilebi-
leceği bildirilmişti.
haftayla sınırlandığı anlaşıldı.
Nitekim dün yayımlanan gaze-
telerde de süre bir hafta öTarak
kaydedildi.
Polly Peck'e kredi veren 60
kadar banka tarafından kuru-
lan, başta "SUndard Chartered
Bank" ile Lloyds, Midland, Na-
tional Westminster, Arab Ban-
king Corporation, Commonwe-
alth Bank of Australia, Credit
Suisse First Boston, Legal and
General, Societe Generale ve
Warburg Soditic temsilcisinden
oluşan komisyon, önümüzdeki
günlerde gerekli değerlendirme-
Cuma günkü toplantıya katı-
lan bankaalardan edinilen kısıt-
lı bilgiye göre Asil Nadir, "Tör-
kiye'den mutlaka mali destek
saflanacak. Gerekli girişimleri
yapbm. Eksik bir şey oİmasın
diye ber şeyle kendim Ogilendim.
Bundan dönüş olmayacağuıa
kesin inanıyorum" diye güven-
ce verdi. Bu arada Polly Peck
1
in nakit para bulmak amacıyla
geçen yıl satın aldığı yaş meyve
şirketi "Del Monte" ile turizm
ve elektronik yatırımlannı sata-
bileceği söyleniyor.
Polly Peck ile ilgili son geliş-
melere Uişkin Londra'daki mali
çevrelerde ortaya atılan sorular
ve görüşler şöyle özetlenebilir:
• Şirketin kaderi Türkiye hü-
kümetinin elinde. Türkiye'nin
şirkete yardımcı olacagına Uişkin
söylenüJer benüz somutlaşmadı.
Türkiye'den 100 milyon sterlin
transfer edilecegi söylenirken
şimdi yalnızca 70 milyon sterün-
den söz ediliyor. Bu miktartar
gerçekten verilecek mi?
• Ingiltere Merkez Bankası-
mn durumu nedir? Polly Peck'le
büyük tngiliz bankalan, büyük
meblağh iş yapmadığı gerekçe-
siyle Merkez Bankası sadece gö-
BAŞBAKAN ERZİNCAN'DA
Akbıılııt^a doıııık karşılama
TUNCAY ÖZKAN
ERZtNCAN — Başbakan
Yıldınm Akbulut, memleketi
olan Erzincan'a düzenlediği ge-
zinin ilk gününde Erzincanlılar-
ca "donuk" karşılandı. ANAP1
ın propaganda danışmanı Erkal
Zenger*in tüm çabalanna karşın
Erzincanlılar Akbulut'a umdu-
ğu coşkuyu göstermediler. Ak-
bulut, Erzincan'da halka hita-
ben yaptığı konuşmada, 1980
öncesiyle ANAP idaresini kıyas-
ladı ve "Bakm, ben bu caddede
1980 öncesi benzin kuynığuna
girdim. Hem de geceden girdim
bekledim. Şimdi petrolün varili
40 dolara yükseldi. Hiçbir yer-
de sıkıntısı yok. Çünkü alacak
paramız var, dolan verip alıyo-
nw" dedi.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
memleketi Erzincan'a Devlet
Bakanlan Kemal Akkaya, tsmet
Özarslan, Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakam Fahrettin Kurt,
Tanm Orman ve Köyişleri Baka-
nı Liitfullab Kayalar, Turizm
Bakam tlhan Aktizüm, Adalet
Bakam Oltan Sungurlu ve yak-
laşık 50 milletvekiliyle geldi.
Akbulut, Erzincan Askeri Ha-
vaalanı'nda bir gnıp ANAP'lı
"Tarihin yetiştirdiği ender insan,
Yıldınm Akbulut, Sayın Başba-
kan, hoşgeldiniz", "Yagmur bu-
luLsuz, Türkiye Akbulutsuz ol-
maz" pankartlanyla karşıladı.
Havaalanından kente yakla-
şık 200 araçlık bir konvoyla ge-
len Akbulut için Erzincan'da 6
kurban kesildi. Aralannda ka-
dınlann da bulunduğu bazı Er-
zincanlıların Başbakan'a mek-
tup verdikleri ve "Beni tanıdın
mı?" diye sorduklan görüldü.
Akbulut, bu sorulann çoğuna,
"Tanıdmı" karşıhğını verdi. Baş-
bakan Akbulut'un, Erzincan
Cumhuriyet meydanında Erkal
Zenger'in "coşturmaya çalısbğı"
5 bin kadar Erzincanlıya hita-
ben bir konuşma yaptı.
Türkiye'de koalisyon dönem-
lerinin, kavgaların kapandığıru
söyleyen Akbulut, DYP lideri
Süleyman Demirel'i de adını
vermeden eleştirdi. 1980 önce-
siyle sonrası arasmda karşılaştır-
ma yapılmasmı isteyen, "Türki-
ye'nin 1980 öncesiyle şimdiki
durumunu mukayese edin. Eli-
nizi vicdanınıza koyun, sadece
Türk milletini düşünerek karar
verin. Hangi idare daha iyiydi?"
diye soran Akbulut, konuşma-
sına şöyle devam etti:
"Şahıslarla işimiz yok. Ama
bizim uyguladığımız sistemle
bizden öncekilerin idaresi ara-
suıdaki farkı bilip ona göre mu-
kayese yapın. ANAP Türkiyei
de bir reform ve ilericilik hare-
keti başlattı. 80 öncesi şu cadde
üzerinde ben de benzin kuynı-
ğuna girdim, hem de geceden
girdim. O zaman petrol sıkıntı-
sı var diyorlardı, şimdi petrol 40
dolara fırladı. Ama hiç kimse
Türkiye'nin hiçbir tarafmda pet-
rol sıkıntısı çekmiyor. Çünkü
petrol alacak dolarımız var. Biz
komsularunıza kredi verecek
ekonomik güce sahibiz. Bundan
gunırluyuz. 80 öncesi idare yan-
lıştı. Biz bu zihniyeti değişttr-
dik."
rüşünü söylemekle mi yetine-
cek? Yoksa "Ciry"nin başına
açılabilecek yeni bir mali skan-
dalı olabildiği kadar yumuşak
atlatmak için tngiliz mali kuru-
luşları nezdinde "perde
arkasmdan" müdahale mi ede-
cek? Bankada geçen cuma gü-
nü Polly Peck'e verdiği 50 mil-
yon dolar kredi ile başı çeken
"Standard Chartered Bank" ile
önde gelen lngiliz bankalan ara-
smda bu konuda bir toplantı ya-
pıldığı öğrenildi. öte yandan
Merkez Bankası'nın, Türk Dı-
şişleri'ne gönderilen mektupta
Polly Peck hakkında açılmış hu-
kuki soruşturmalara da dikkat
çektiği, ancak bunun "Financi-
al Times" gazetesindeki haber-
de yer almadığı söyleniyor.
• 2 ekimden baslayarak Polly
Peck'in muhasebesini denetle-
meye baslamış olması gereken
mali danısmanlık firması "Co-
opers and Lybrand Deloitte"in
şirketin Türkiye ve Kuzey Kıb-
ns'taki muhasebe kayıtlanna gi-
remedigi söyleniyor. Oysa fir-
manın şirket hakkında hızla ra-
por hazırlayıp kredi veren ban-
kalara sanması gereklyor.
• Polly Peck'in nakit sorunu
ön plana çıküğı halde, şirketin
ve Yönetim Kurulu Başkam Asil
Nadir'in guvenirliliğini olumsuz
etkileyen hukuki soruşturmalar
sessiz bir şekilde süriiyor. Bun-
ların sonucu ne zaman alına-
cak? Polly Peck'e mali yardım
yapılsa bile bu soruşturmalar
sürerken ortaya yeni iddialar
atılmaya devam ederken şirkete
"gttven" nasıl sağlanacak? Ma-
li bakımdan şirketin "sağlam"
olduğuna karar verilse bile bor-
sada islemlere yeniden başlandı-
ğında birçok hissedarın Polly
Peck hisselerini satmaya yönel-
mesi nasıl önlenecek?
IZMİR
ANADOLU LİSESİ
(İZMİR KOLEJİ)
MEZUNLARI
26-29 EKİM Arast
"Join the Turtlo Oub"
CO POLO*'daÇ A M Y U V A / T A T İ L K Ö Y Û
BULUŞUYORUZJ
MÜRACAAT: Bayan Aydan Bayraktar
OKAN TURİZM VE SEYAHAT A.Ş.
2. Taşocağı Cad. Cevdet Bey İş Hanı 5 B/1 Meddyeköy 80300 İSTANBUL
Tel: (9) (1) 174 6fi 50 (17 HAT) Tetex: 27767 oklu tr. Fax: (9) (1) 174 83 77 -174 83 49
güç elestirilere oeden olacakür"
dedi.
Dış politika
yansımalan
Polly Peck'e Türkiye'nin des-
tek sağlaması konusunun Cum-
hurbaşkanı ^özal ile tngiltere
Başbakanı Thatcher arasmdaki
görüşmede gündeme gelmesi,
konunun iki ülke arasmda 'sert'
üslup'lu resmi yazışmalara yan-
sıması, olayın dış politika boyu-
tunu da öne çıkanyor. Dışişleri
Bakanlığı'nın bir yetkilisi, Asil
Nadir'e yönelik Rum propagan-
dalarının etkisiz kılınması için
Ankara'mn gerekli diplomatik
girişimleri zamamnda yaptığına
dikkat çekerek "Ancak Londra
Borsası'nı ve tngiliz ticari
mevzuatını ilgilendiren sorun-
lara Türkiye'nin en üst diizey-
de diplomatik müdahalede bu-
lunması, devletlerarası ilişld-
ler acısından biiyük zarar verir"
diye konuştu. Aynı yetkili, Asil
Nadir'in KKTC ekonomisi açı-
sından büyük önem taşıyan ya-
tınmlannın korunmasımn, "Ü-
ke olarak doğnı olduğunu", an-
cak bunun yöntemlerinin "Çok
ince düşünülerek belirlenmesi
gerektiğini" savundu.
Asil Nadir'e Türkiye'nin mali
destek vermesi, Kıbns sorunu
açısından da "Ciddi yansimaiar
doğurabilecek bir girişim" ola-
rak nitelendiriliyor. "Kurtarma
operasyonu"nu yürütmekle gö-
revlendirilen Cumhurbaşkanı
özal'ın bankacıhk danışmanı ve
eski Emlak Bankası Genel Mü-
dürü Bülent Şemiler'in
KKTC'nin iç siyasetiyle yakın-
dan ilgilendiği yolunda bir süre
önce basında yer alan haberler,
"Operasyonun, Denktaş yöne-
timiyle Ankara arasmdaki iliş-
kilerde bazı pürüzlere yol açabi-
lecegi" değerlendirmelerine ne-
den oluyor.
GOZLEM
UĞURMUMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
Doğu Berlin'de Türklerin oturdukları Kreuzberg'e iki da-
kikalık uzaklıkta bir seyyar köfteciye gözüm takılıyor.
Seyyar köfteci, tezgâhının üzerine büyük harflerle firma-
sının adını yazmış:
McFaruk-Döner-Felafel!
Batı'da McDonald's olur da Doğu'da McFaruk niçin ol-
maz!
McFaruk, ekmeğin içine döner ya da köfte koyup Doğu
Almanlara satıyor. Ne yapsın McFaruk? .
"Asil kapitalizm" ve "Nadir liberalizm" desteğini sağlayıp
devlet bankalan aracılığı ile ayakta duracak değil ya!
Alıyor ekmeği, içine döner ve felafei denen Arap köftesi
koyup satıyor. Ne var bunda?
Doğu Berlin ile Batı Berlin'i ayıran ünlü Brandenburg ka-
pısında Lenin'in büstleri, kalpaklar, Sovyet ordusu ünifor-
maları ve asker çizmeleri işporta tezgâhlannda satılıyor.
Satanlar da yine bizim Türkler...
Türklerden bazıları Doğu Berlin'de işporta tezgâhları aç-
mak istemişler. Bazı tezgâhlar gece yakılıvermiş. Boğaz te-
pelerinde bilek gücüyle arsa kapatanlar oluyor da Doğu Ber-
lin'de tezgâh kapatanlar olmaz mı?
Doğu Almanlar, yakında ticareti bizimkilerden oğrenirler.
Sonra da "hayali ihracat" işine de el atarlar.
Karaparanın Avrupa bankalarında nasıl yıkandığı ve bu
yolla nasıl "hayali ihracata" döviz sağladığı Almanya'da da
merak konusu olmuş. Alman hukukçulan bu konuda aras-
tırma yapmışlar. Bakmışlar ki uyuşturucu madde trafiğin-
den gelen paralar, İsviçre'nin ünlü bankalan aracılığı ile ak-
lanıp Türkiye'deki büyük şirketlere gidiyor.
Önce inanmamışlar; sonra bakmışlar ki bu paraların bir
kısmı da Türkler tarafından Alman bankalarına yatırılıyor.
Hemen önlem almayı düşünmüşler. Düşünmüşler ama,
nasıl alacaklar önlemi?
Bu konuda yeni bir yasa tasarısı hazırlanıyormuş.
Alman yetkililerinin yakındıkları bir başka konu da "sah-
te iltica çeteleri..."
İstanbul'da bir çete, düzmece belgeler hazırlayıp bazı
yjurttaşlarımızı Almanya'ya gönderiyorlar. Karayolu ile Bul-
garistan, Yugoslavya üzerinden Avusturya'ya gönderiten ka-
çak Türkler, Avusturya sınırından bu çeteler aracılığı ile Al-
manya'ya sokuluyorlar.
Düzmece iddianameler, düzmece karariar ve arama emir-
leri... Bunların bir kısmını da gösterdiler.
Kapitalizmin alaturkasını bizler çoktan öğrendik! Doğu Al-
manlara mı öğretemeyeceğiz?
Bir ayda hızlandırılmış kurslarda liberalizm, kapitalizm,
arsa kapama, köşe dönme ve hayali ihracat öğretilir...
IZMIR'den HIKMET CETINMYA
Dışa Dönük.İZMİR — DSP lideri Bülent
Ecevit, İnönü'ye "Yakamızı bı-
rak" çıkışından sonra şimdi de
şöyle diyor:
—Ayak oyunlanndan ve ya-
pay birleşmeden, sosyal de-
mokrasiye hayır gelmeyecek...
Ecevit, İnönü'nün "Benim
tek bir görevim var, sosyal de-
mokratları birlestirip iktidara
ulaştırmak" sözlerine giderek
sert yanıtlar verecek. inönü, bu
yanrtları hiç umursamayacak,
sosyal demokratları bir çatı al-
tına toplamak için çaba harca-
yacak. Üstelik, İnönü Ecevit'e
hiç mi hiç kızmayacak.
Erdal İnönü'ye sormuştuk:
—Bu birleşmenin gerçekle-
şeçeğine inanıyor musunuz?
İnönü, "İnanıyorum" demişti
gülerek:
—Kim ne derse desin enin-
de sonunda bu birleşme ola-
caktır. Çünkü biz politikayı ken-
dimiz için yapmıyoruz. Halkın
beklentileri için yapıyoruz...
Sosyal
üyınlar
Kitapevi
kundaklandı
İstanbul Haber Servisi — Ca-
ğaloğlu'ndaki Sosyal Yayınlar
Kitapevi, kimliği belirsiz kişiler
tarafından kundaklandı. Yayı-
nevi'nde çıkan yangında 50
milyon lira değerindeki kitabın
yandığı belirtildi.
Sosyal Yayınlar Kitapevi sa-
hibi Enver Aytekin olayı şöyle
anlattı: "Sabaha karşı saat 4.00
sıralannda telefonun sesiyle
uyandınldım. Arayan Eminönü
Emniyet Amirligi yetkilileriydi.
Üzücü olayı haber alır almaz he-
men evden çıkarak kitapevine
geidim. Geldigimde yangın, Fa-
tih ttfaiye ekiplerince söndüriil-
müştn. Saldırganlar. camlan kı-
rarak içeriye yanıcı madde atıp
kaçmışlar. O sırada pencereden
çıkan alev ve dumanlan gören
Hürriyet gazetesi muhabirlerin-
den Ali Aksoyer, hemen itfaiye-
ye haber vermiş ve yangın sön-
dünne cihazıyla köpük sıkmış.
Eger kimse görmeseydi, yangın
daha da büyüyebilirdi."
Zaısım 50 milyon lira civa-
rında olduğunu belirten Ayte-
kin, kitapevinin sigortalı oldu-
ğunu da söyledi.
SHP'de yeni yönetim salt bu-
nunla kalrnıyor. Parti içindeki
birleştiriciliğin gerçekleşmesi
için çalışıyor.
Siyasal programdan sorum-
lu genel sekreter yardımcıların-
dan Ertuğrul Günay, şu günler-
de yoğun bir çalışma içinde.
Yerel yönetimlerden sorumlu
genel sekreter yardımcıların-
dan Yiğit Gülöksüz de aynı uğ-
raşıyı sürdürüyor. Gülöksüz de
yerel yönetimlere yönelik belirii
bir proje uygulama girişiminde.
29 eylül seçimli olaganûstü
kurultayının ardından SHP ör-
gütlerindeki yumuşama göz-
den kaçmıyor. Hangi kanattan
olursa olsunlar tüm milletvekil-
leri, il, ilçe başkanlan, beledi-
ye başkanlan Erdal inönü'nün
çevresinde halka oluşturmus-
lar.
Artık SHP'de tek bir Itder var.
İki başlı yönetim, tarihin derin-
liklerine gömüldü. Kurultay ka-
rarını verdi:
—Alın PM'yi ve SHP'yi ikti-
dara taşıyın...
SHP lideri işte bu hava için-
de uygulamalı iktidara yürüyüş
programını hazırlıyor. Bir de
PM'yi iki aylık toplantıların dı-
şında yeni bir çalışma ortamı-
na götürüyor.
PM üyeleri, MYK üyeleriyle
birimler oluşturacak. Ürettikleri
projeleri, güncel sorunlar üze-
rine yaptıkları çalışmalan rapor
halinde MYK'ya sunacak.
İnönü, bu konuda çok karar-
lı. Çalışma birimlerinin üretken
olması için kendi daiında yet-
kin olan pekçok kişiyle ilişki ku-
rulmasına çalışılacak.
SHP, çevre sorunlarına da
duyariık gösterecek. Bunların
izlenmesi için gruplar oluşturu-
lacak. Gönüllü dernek ve kuru-
luşlarla çalışılacak. Bilim
adamlarından, konunun uz-
manlarından bilgi alınacak. Kı-
saca gelecek bilgiler "çevre
masasr'nda toplanacak. Bu
masadan da sorumlu; Genel
Sekreter Yardımcısı Güneş
Gürseler.
Bir de gölge kabine...
İnönü, gölge kabinenin kuru-
lacağını kurultay öncesi açıkla-
mıştı. Şimdi bu konuda yoğun
bir çalışma var Gölge kabine-
ye girecek olanlar ile dışandan
katılacaklann partide bir çal-
kantıya yol açıp açmayacağı
tartışılıyor.
Erdal İnönü bu konuda ka-
rarlı. Ne olursa oisun bu kabi-
ne kurulacak ve yararlı olacak.
SHP lideri böyle düşünüyor.
Burada unutulmaması gere-
ken bir noktayı da şöyle açıklh
yor İnönü:
—Gölge kabineye girecek
olan arkadaslar ileride bakan
olacak diye bir koşul yok.
SHP'den atak bir politika
beklenebilir mi?
Görülen SHP'nin yeniden
kabuk değiştireceği. Kurultay-
dan bir hafta sonra böyle bir
görüntü yansıyor.
SHP Genel Sekreter Yardım-
cısı Ertuğrul Günay'ın şu söz-
leri de bunun habercisi:
—SHP'nin her üyesini parti
sözcüsü yapacağız...
SHP'de içe dönük savaşım,
yerini dışa dönük savaşıma bı-
rakıyor.
İnönü, tek amacının sosyal
demokratları birlestirip iktidara
getirmek olduğunu anlatıyor.
Bülerrt Ecevit ne derse desin
aldırmayacak İnönü. Bildiği
yolda usanmadan yürüyecek.
Çünkü, inatçı ve kararlı...
" " " * • •
SHP parti meclisi üyesi es-
ki Senatör ve Milletvekili Doç.
Dr. Bahriye Üçok, dün Anka-
ra'daki evinde İstanbul'dan
özel bir kargoyla gönderilen
bombalı paketin patlaması so-
nucu öldürükJü.
Laik, çağdaş, demokratik
Türkiye'yi kundaklamak iste-
yen eli kanlı çetelerin dördün-
cü cinayetidir bu eylem. Önce
Prof. Muammer Aksoy, ardın-
dan Çetin Emeç, Turan Dur-
sun, şimdi de Bahriye Üçok.
Gözü dönmüş bu çetelerin
amaçları bellidir. Hedefleri
çağdaş, demokratik Türkiye'yi
ortaçağın karanlığına götür-
mektir. Bu güne dek yakalan-
mayan eli kanlı saldırganlar,
bu tür eyiemlerini sürdürecek-
lerdir.
Bu karanlık güçler, ne ya-
parlarsa yapsınlar hiçbir za-
man amaçlarına ulaşamaya-
caklardır.
İLKMECLİS
Hıfzı V. VeUdedeoglu
15000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemdi göDderUmez.