01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 7 EKİM 1990 New Ybrk'tan Bazı liderler daha eşittirNew York geçen hafta kırmızı hahlarla donandı. Çocuk Zirvesi nedeniyle, makam arabaları ve polis sirenleri ile dolan New York trafiği arapsaçına döndü. Kente bir anda dünyanın dört bir yanından gelen VlP-Very Important Person (çok önemli şahsiyet) doldu. Ancak bu VlP'lerin arasında bazıları daha VlP'ti. te gitti ve uyuşturucu müptela- lan ile sohbet etti. Honduras Cumhurbaşkaru Rafael Leonar- do Callejas Bronx da geçen yıl çıkan gece kulübü yangınında hayatıru kaybeden çoğu Hondu- ras göçmeni 87 kişi yi anma tö- renine katıldı. Başpiskopos Desmond Tutn BM kilisesinde Güney Afrika konusunda bir konuşma yaptı ve öldürülen lsveç lideri Olof Palme'nin eşi Oizabeth Palme- yi teselli etti. Elie Wiesel, Cafe Des Artistes'de Paul Newman ve eşi Joanne Woodward'ı Nor- veç Başbakanı Jan P. Syse'ye tanıştırdı. Birleşmiş Milletler'de bütün liderlerin eşit olduklan, ancak bazılannın daha eşit olduklan görüldü. Bütün herkes televiz- yon kameralannın önünde bir konuşma yapmaya niyetliydi. 71 dünya lideri de aynı şeyi is- teyince bir seçim yapılması zo- runluluğu doğdu. "Aman be- nim liderirai konuşturmazsanız işimden olunım" diye yalvaran komisyon temsilcilerinin baskısı altında konuşmacı Iisteleri oluş- turuldu. ABD Başkanı George Bush ve Çekoslovak Vaclav Ha- vel beş dakika konuşma izni ile ödüllendirildl. Buna karşın Gambiya Devlet Başkanı Daw- da Kairaba Jawara ve Türkiye ŞEBNEM ATtVAS NEW YORK — Tarihteki en geniş zirve olan çocuk zirve- sine gelen krallar, hükümdar- lar, cumhurbaşkanları, asil- ler, başbakanlar, dışişleri ba- kanlan ve eşleri nedeniyle geçen hafta boyunca New York kırmı- zı hahlarla donandı. Makam arabalan ve polis sirenleri ile za- ten kanşık olan trafik tümüyle arapsaçına döndü. Kente bir an- da dünyanın dört bir tarafından 160'tan fazla VIP (çok önemli şahıs) doldu. Afrika'dan, As- ya'dan, Latin Amerika'dan ge- len liderler eşleriyle, yanlannda- ki güvenlik anturajı ile otellerin kral dairelerine yerleştiler. Bü- tün haftayı ve hafta sonunu re- sepsiyonlar, davetler, balolar ve New York gezilerinde geçirdiler. Ünlü lokantalarda yemekler yendi. Poüs bütun zamanını gö- rüntüyü bozan evsizleri sokak- lardan kaldırmak ve görünme- yen yerlere yerleştirmekle geçir- di. Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El- Ahmct El-Sabah Güvenlik Kon- seyi'nde "özguriük, adalet ve de- mokrasi" üzerine dokunakb, uzun bir konuşma yaptı ve bü- yük alkış topladı. Sokaklarda evsizleri göreme- yen Belçika Kraliçesi 42. So- kak'taki evsiz yurdunu ziyare- Stockholm9 den Iktidarın baş ağrısılsveç sosyal demokratları gelecek yıl yapılacak seçimlerde iktidarı kaybetme tehlikesine karşı partide yenilenme arayışı içinde. Başbakan Carlsson'un bir umudu AT'ye kapıyı aralamakta. Cumhurbaşkanı Turgut Ozal 4 dakikalık "yonım" yapma hak- kını aldılar. Özal durumun far- kındaydı ve daha sonra yaptığı basın toplantısında başkanın kendisine uyanda bulunmasına gerek kalmadan konuşmasını tam dört dakikada bitirdiğini belirtiyordu. Yeni Gine, Suri- nam devlet başkanlan ve ben- zerleri ise ancak tartışmalarda üçer dakikalık söz söyleme hak- kina sahiptiler. Herkesin konu- şabilmesi için verilen sürelere çok sıkı uyulması gerekiyordu. Bu nedenle devlet başkanlarına birbirlerini susturmalan öneril- di. Irlanda Başbakanı Charles Haugley, Bronx'ta bir fınnı zi- yaret edip lrlanda ekmeklerinin tadına New York'ta bakmış ol- du. Sadece örgütlenmesi 5 mil- yon dolara patlayan zirve sıra- sında sabah saat 06.00 ile 08.00 arasında BM binasına kentin çe- şıtli lüks otellerinden 71 tane VIP konvoyu girdi. Misafir bolluğunda New York'un en fazla canlanan yeri nedense pornografi merkezi ola- rak bilinen Time Square ve 42. Sokak civarıydı. Broadway'in ışıklan ile 42. Sokak hiç görül- mediği şekiide bir ışık ve renk cümbüşü haline dönüştü. Kentte bu kadar fazla resmi görevli bulunması gösterilerin ve protestolann sayısını arttır- dı. Hemen her köşede bir anti grup ülkelerinin liderini protes- to ettiler. BM'nin karşısında Arnavutluk hükümetini destek- leyenlerle anti komünistler ara- sında ufak tefek çirkin çatışma- lar yaşandı. Kentin batı' kryısında Javit Center'da ise Avrupa Güvenlik ve lşbirliği Konferansı'nın getir- diği Avrupa atmosferi yaşanı- yordu. 35 Avrupa ülkesi dışiş- leri bakanı Avrupa'daki de- mokrasi rüzgârlarına uygun, bütün görüşmelerini basına açık şekiide sürdürdü. Geniş Avru- pai bir mekânda, bayraklar al- YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — Ne yap- mah? Serbest piyasa ve siyasi çoksesliliğe esen rüzgârlann iyi- ce yıprattığı ünlü solcu liderin kendisi gibi ünlü kitabına kapak olan bu soru, lsveç sosyal de- mokratlan tarafından son za- manlarda sıkça sorulur oldu. Sosyal refah toplumunun ön- cü partisi SAP'nin 3.5 yıllık li- deri ve tarafsız tsvec'in bir o ka- dar yıllık Başbakanı Ingvar Carlsson ile parti yöneticisi ar- kadaşları keyifsiz günler geciri- yorlar. SAP'nin iktidarı tehlikede ve seçimlerin yapılmasma bir yıl- dan daha az bir zaman kalmış durumda. Partinin iktidar yarı- şında iddiah olabilmesi için kay- bettiği oylann en az yüzde 10'unu geri alması gerekiyor. Kamuoyu araştırması, SAP'- nin ilgiyle beklenen ve "1990'lardaki temel stratejiyi belirieyecek" diye ilan edilen 31. kongrenin yapılıp bittiği eylül ayını kapsaması açısından da özel bir anlam taşıyor. Kimi si- yasi gözlemciler, temel ideolojik sorulan Avnıpa'nın hızla değiş- tiği bir dönemde hızla geçiştiren, bazı ana siyasi konularda ise keskin görüş ayrılıklarını orta- ya çıkaran kongre sonunda seç- menin SAP'ye daha kuşkulu baktığımn böylece ortaya çıktı- |ını öne sürmekte. SAP gibi dev bir siyasi maki- nenin 10 güne yakın süren kong- resi sırasında kamu sektörü gi- bi "kutsal" bir alanda ölçülü de olsa özel girişimlere kapı açan, özel mülkiyet kavramına yeni- den bir değer kazandıran yeni programının sadece 30-40 daki- kalık bir polemik sonucu kabul edilmesi, parti yöneticilerine va- nncaya kadar pek çok kişiyi şa- şırttı. Bu durum, "Partideki di- namizm tümüyle yok mu oldu" İLAN SIVAS İKİNCİ SULH CEZA HÂKİMLİĞt'NDEN Gıda Maddesi Nizamnamesi'ne aykın davranışta bulunmak suçun- dan sanık Sıvas Yeni Mahalle 5. Sokak No: 21'de oturur, Kangal il- çesi Kuzyaka köyü nüfusuna kayıtlı, Esef ve Hatice'den olma, 1966 D.'lu Mehmet Kaygusuz hakkında mahkememizden verilen 5.3.1990 tarihli karar Ue TCK'nın 396, 402/1, 402/2. maddeleri gereğince 3 ay hapis, 20 bin lira agır para cezası, 3 ay süre ile meslek ve sanatı- nın taüline. 7 gün süre ile işyerinin kapatılmasma, 647 SK.'nın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasma mahal olmadıgına, 5550 lira yargı- laraa giderinin sanıktan aJınmasına karar verilmiştir. İlan olunur. Basın: 34638 Roma'dan TV amazonları baş döndürüyorİtalya'da dişiliğini ön plana çıkaran kadın TV sunuculan arasında büyük bir rekabet yaşanıyor. Her pazar gecesi süper minilerle ekrana çıkan bayan spor sunucusu Alba Parietti, İtalyan erkeklerinin aklını başından alıyor. SPOR SUNUCUSU — İtalyan TV'sinde spor prorgamlannı su- nan Bayan Alba Parietti, maçlara ilgi duymayan erkekleri bile ek- ran başına çeken bir cazibeyc sahip. NİLGÜN CERRAHOGLU ROMA — Kimse Alba Pari- etti gibi bacak bacak üzerine atamıyor. Çoğu kezyanûanyırt- maçh bir etek ya da başdöndü- rücü bir mini giyen Alba, stüd- yodaki tüm misafırlerine tepe- den bakan bir taburenin üstüne çıkıyor ve pazar geceleri hiçbir erkeğin kaçırmadığı spor prog- ramını öyle yönetiyor. "ttalya 90" sırasında her ge- ce Tele-Montecarlo'da yayımla- dığı "Gala Gol" programıyla erkeklerin kalbinde taht kuran 29 yaşındaki, uzun bacaklı, uzun saçlı, yeşil gözlü ahu Al- ba, İtalyan televizyonunun en vamp spor gazetecisi. Fakat normal haber prog- ramlanna çıkan diğer televizyon gazetecijeri de pek Alba'dan ge- ri kalmıyorlar. Stüdyoda kulla- nılan şeffaf cam masaların al- tında mini etekli bacaklannı bol bol sergilemekten kaçınmıyor- lar. Imzalı tayyörlerinin içinden tahrik edici dantelli iç çamaşır- larının ucu görünüyor. Ekranı delen bakışlan, cana yakın gülümsemeleri ile sıcak Akdeniz kadınının özelliklerini evlere taşıyorlar. Çoğu abiye gi- yimi, kokteyle gidermişçesine yapılmış makyajı ve salkım sal- kım küpeleriyle ftalya'nın barok zevkini simgeliyor. ttalyanlar, Amerikan TV haberciliğinde birbiriyle yanşan aşın rekabet- çi, tehdit edici kadmlar istemi- yorlar. Karşılannda, Fransız te- hondrafdan Çağdaş faks savunmasıEDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Hattı müdafaa yok, faksı müdafaa vardır. O müdafaa hattı, ofisteki bütün fakslardır. Dışandan raahremi- yetimize burnunu sokmak iste- yen bütün saldırganlar yanıtsız bırakıhnadıkça rahat ve huzur olmayacaktır. Eskiden telefonla ulaşılan çok önemli kişilere artık faksla bile ulaşılamıyor. Faks, çok önemli kişinin ilk savunma hattı. Yan- tann düzeyindeki bir pop sanat- çısına ulaşmanın yolu, annesi- nin evindeki faksm numarasını bulmaktan geçiyor. Çok önemli inip mesajmı görüyonnuş. Çok çok önemli pop sanatçı- sına ulaşmanın yolunun bu ol- duğu, dizi dizi sekreter besleyen basın bürosunun zar zor açıkla- dığı bir sır. Burada telefonlara çıkanlar sıradan normal faniler. artık otomobillere bile girdi. Elinde seyyar telefonu ile "City"de bankalann, sigortala- rm arasına sıkışmış küçük lo- kantalara girenleri yadırgayan kalmadı. Şimdi yassı siyah çan- talarda fakslar da taşuuyor. Faks çıktı, ünlüler iyice ulaşılmaz oldu. Çağdaş dünyada insanın şöhretiyle birlikte ele geçmeme tutkusu da artıyor. Telefon görüşmesi için ilk önce faks barikatını aşmak gerekiyor. Sekreterler mesaj almamak için çalışıyor. y o r "Ele geçirme endeksi" diye yeni bir kavram çıktı. Kim ne kadar önemliyse, o kadar ele ge- çirilemez. Kişi ne denli önemliy- se, o sizi arar, siz onu araya- mazsuuz. Çok acayip önemli bir başka kişinin telefonunu kom- püteri açıyor. "Mesajınızı verin, sıraya sokalım, sonra sizi aranz" diyor. Her saat başı kompüterden mesajlar bir liste halinde çıkıyormuş. Çok önemli kişi şöyle bir bakıp her birini bi- rine havale ediyormuş. Kimse Ue doğnıdan konuşmadan. Sekreterler artık mesaj almak levizyonun enformasyon yıldızı Christine Ockrant gibi katı, so- ğuk, mesafeli, özden uzaklaş- mayan, nüanssız bir profesyo- nellik sergileyen usta medyacı- lar da istemiyorlar. ttalyanlar günlük yaşamlann- da olduğu gibi televizyonun ha- ber programlarında da bol bol shovv istiyorlar. Karşüannda iş- yerinde, evde, sokakta karşılaş- tıklan gibi "feminite"sini hiç- bir zaman unutmayan bir kadın görmekten hoşlanıyorlar. Ge- nellikle kadınlann çok "ka- dın", erkeklerin de çok "erkek" olduğu bu ülkede tele- vizyon habercileri de bu kahp- lara uyuyor. italyan erkekleri, ekranda, evde hatta mumkün- se yatağında görebileceği gibi bir kadınla karşılaşmak istiyor. Yapılan anketler italyan er- keklerinin en çok yataklarında görmek istedikleri kadın gazete- cinin LDi Gnıber olduğunu or- taya koyuyor. RAI'nin ikinci kanabnda akşam 19.45 haberle- rini yapan diğer vedet Carmen Lasorella ile geçinemediğj için 1. kanaJın öğlen haberlerine geçen kızıl saçlı, yeşil gözlü Lili, geçen yıl yaptığı Berlin Duvarı röpor- tajları ile "rakipsiz" ilan edil- mişti. Ne ki Körfez krizi bir sü- redir arka planda olan Carmen Lasorella'yı öne çıkardı. "RAI'nin Sophia Loren'M diye anılan esmer güzeli Carmen'in Körfez sularında seyreden İtal- yan firkateynlerinde yaptığı rö- portajlann topladığı ilgi karşı- sında iki "prima-donna" kadı- nın aynı televizyon kanalı çatı- sı altında yaşayamayacağı anla- şıldı. Savaş eemisinin üstüne, fiunlerde gördüğümüz tipik ga- zeteci kılıkları olan safari ceket- leri ve jean pantolonlarla çık- mak yerine ipek gömlekler, in- cecik topuklu ayakkabılar ve al- tın küpelerle çıkan Carmen bun- dan böyle "Körfez Gttzdi" di- ye anılmaya başladı. Bu arada aynı kanalda iki dişi pop sanatçısı genç, annesiyle tında yeniden birleşmeler, aynl- oturuyor. Multimilyonluk ofı- malar, azınlık hakları ve de- sindeki sekreterler dahi çok mokrasi görüşüldü. önemli gencin yerinden haber- Delegeler şimdi bir bir aynl- siz. Ama annesi bilir. Annesi dıkça New York iki hafta önce- nerede? Faksının arkasında giz- ki haline dönüyor. Gündemin- li. Eğer anne, çok önemli pop- de yine ırkçıhk, şiddet ve kar- çuya gelen mesajı beğenirse, üst maşa. Onlar ermiş muradına, kata oğluna bağınyormuş, seni biz çıkalım kerevetine... arıyorlar diye. Oğlan da aşağı Bunlar öldüklerinde telefonla- nyla bile birlikte gömülmeye- cekler. Artık, çok çok önemli kişile- rin telefon numarası yok. önemli kişiyi öyle telefonu açıp da hop diye bulmak 80'lerde kaldı. 90'lar artık high-tech de- mek. Bu da faks demek. Faks, Seyyar telelona bağlı, seyyar faks ile sizle görüşmek isteyeni atlatıp, görüşmek istediğiniz ta- rafından da atlatılabilirsiniz. Spagettinizi çatallarken, yanı basınızdaki faksınızdan mesaj- lar çıkabilir ve siz umursama- dan, büyük bir keyifle ketçaba uzanabilirsiniz. için değil, almamak için çahşı- gazeteci arasında patlak veren bu savaş, yaalı basını da etkisi altına aldı. İtalyan basını en ün- lü isimlerinden Giorgio Boccas Carmen'in yaptığı Körfez rö- portajlannı "sersem kitkter için yapılan sersem gazetecilik" di- ye damgalayınca; Carmen çok bozuldu ve Bocca için hakaret davası açtı. Ve neticede bütün bunlar biraz da merak etkisiyle kadın gazetecilerin izleyici sayı- sını büsbütün arttırdı. Fakslar ve sekreterler modern üetişim çagının kişisel savunma mekanizmalanru oluşturuyor. Fakslar bir tür radar yerine ge- çiyor. Böylece size yaklaşmak is- teyen kişinin kimliğini ve koor- dinatlarmı saptayabiliyorsunuz. Sekreterler, hele 'özel sekreter- ler', eski çağlarda krahn kapısı- nı bekleyen 'son muhafızlar' ka- dar fedakâr ounak zorunda... sorusunun sorulmasına da yol açtı. Kongrenin lsveç açısından ha- yati önem taşıyan şu konularda da kesin tavır alması bekleniyor- du: AT'ye üyeük, 1995'ten 2010'a kadar devreden tümüyle çıkanl- ması öngörülen nükleer santral- ların geleceği ve TV'de reklam. Tüm bu konuların hiçbirinde örgüt-içi bir uzlaşmanın ohna- dığı, kararsızlığm sürdüğü anla- şıhnca parti lideri Carlsson'a bu konuda uzlaşma sağlaması için öteki partilerle görüşmelerinde vekâlet verilmesi yoluna gidildi. Böylece kongre yeni program dı- şında önemli konulara yanıt bu- lunamadan Carlssön'un konu- munu güçlendirmesi, bir de yö- netimde kadınların sayısının art- ması ile son buldu. Şimdi ipler eskisinden çok da- ha fazla tsveç Başbakanı'nm elinde. AT'ye üyelik konusunun çözüme ulaşması için tsveç'in ta- rafsızhğı kavramımn yeniden yonımlanması gerekiyor. SAP lideri, geçen gün parlamentoda yaptığı açıklamada, ATye kapı- yı aralamak istediğini gösterdi. Sağ kanat partileri ile uzlaşma, kaçınılmaz gibi görünüyor. Ay- nı şekiide, nükleer santrallar ve TV'de reklam konulannda da "blok-ötesi", ama geniş tabanlı bir uzlaşma da son derece muh- temel. Böylece Isvec'in geleneksel uzlaşmacı ruhu yeniden günde- me gelecek. Ekonomiyi ancak kemer sıkma politikasıyla gem- leme dunununda olan SAP için de bundan başka çare yok gibi. Çünkü seçim için geriye sayına şimdiden başlamış durumda. Hayati konularda varılacak uz- laşma, yitirilen oylan geri getir- mese bile ilerde olası bir sosyal demokrat-liberal koalisyonun kapılarını aralayacak. Avrupa- nın değiştiği, solun gerilediği bir dönemde SAP bunun hazırhk- larını da yapıyor. SHP: İc savaşta Aaatha Chrisl.e Baro,hükümeti yeni taktikler lcatil mi? terletiyor inönü'nün "gölge kabine'sine karşı Baykalcılar da "gölge MYK" oluşturuyor Kurultay'da tavır değıştıren H. Fehmı Güneş etkisız hale getırilecek. Baykal, inönü nün başarısızlığını kamuoyuna kanıtlamak için özel bir araştırma şirketiyle anlaştı. Polısıye romanlan kraliçesi, 1926 yılında 11 günlûğüne ortadan kaybolmuş, bu süre ıçinde ne yaptığını hayati boyunca sır olarak saklamıştı. Bugûn, Christie nin o günlerdfi bir cinayet ptanlayip işledığıne kesin gözüyle bakılıyor. Adalet Bakanlığı nın Istanbul Barosu aleyhine açtırdığı davaya tepki gösteren çok sayıda yabancı hukukçu Istanbul'a akın etti. Hukukçular bu tür davalann benzerlerinin yalnızca Kenya ve Cunta dönemi Yunanıstan ında görüldüğünü belirtıyorlar. 100 ZENGİN TÜRK MİLYARO€RLER POIİTİKA SAHNESİNM MILYARDERLER f î Ö K t a SIYASET SAHNESİNDE "En zenginler" cephesinde yeni bir şey var: Düne kadar politika denince "sus" işareti yapan, el altından tüm partileri destekleyen "ihtiyatlı" işadamı tipi, yerini açıkça potitika öreten, tercihini belirten işadamı tipine bırakıyor. Sakıp Sabancı: "Söylemezsek görevimizi yapmamış oluruz"* İshak Alaton: "Fahri politikacıyım. Biryerde politikacıları eğitmeye çalışıyorum" • Ege Cansen: "Politikayla daha açık ilgileniyorlar"» Korkut Boratav: "Uygarlaşma belirtisidir"» Ve en zenginlerden çevre sorunları, işçi ücretleri, dini gelişmeler konusunda görüşler... Osmanlıca gündemde Osmanlıcayı itericilik-gericılik çerçevesinde tartışmaktan kurtulamadık. BakanAkyol "Liselerde Osmanlıca" önerisine "serın" bakıyor. Bilim adamlanna göre çözüm edebiyat liselerınde Maaic Boxf tan yeni vaat ilk özel TV Magic Box'ın Genel Mudürü M Teoman Akköprûlüler televizyonda siyasal çoğulculuk mesajı veriyor: "Haber değeri varsa komünistlerı de ekrana çıkarırız." • Jimi Hendrix hayranları, Nokta'yı mutlaka okuyun: "Gitarın kara büyOcüsii"nün ölömünûn ardındaki esrat perdesi aralanmaya başladı. • Akdeniz'e bir sonbahar canlılığı getiren Antalya Film Festivali'nin perde arkası, her zaman olduğu gibi perdeye yansıyanlardan daha renkliydi. • Yiyecek ahşverişinin altın kuralları: 1. Asla aç karnına pazara çıkmayın... İkinci, Gçüncü...ve diğer allın kurallar Nokta'da... • Dokunma dili: Psikologlar en sıcak ve en etkili iletişim biçimi olan bedensel temasın inceliklerini anlatıyor. • İnsan Hakları Derneği'nde kongre havası: "Pembelerle. "Beyaz"lar. 27 Ekim'deki büyük kongreye 38 şubeden 700 delege katılacak. HAFTALIK HABER DERGİSİ Bertiri'den Işgal bitti, haydi askere...İki Almanya'nın birleşmesi ile birlikte Berlin'in özel statüsü de sona erdi. İşgal kuvvetleri yönetiminde olduklan için bir dizi ayncalığa sahip olan Berlinliler şimdi daha çok vergi ödeyecek. Berlinli gençler de ilk kez zorunlu askerlikle karşılaşacak. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Birkaç yıl önce Batı Berlin'e giden bir Türk dos- turnuz, meyhanede sivil giyimli bir Amerikahya rastlar. Adarn su- baydır ve Berlin'deki "Amerikan İsgal Kuvvetleri"nde görevlidir. Sohbet başlar, kadehler yuvar- lanır. Gecenin bir saatinde mey- haneden çıkan Amerikalı, zil zurna sarhoş arabasına yönelir. Dostumuz itiraz eder: "Yahu bu vaziyette araba kullanamazsın, sana taksi çagıralım" diyecek olur. Amerikah çıkışır: "Sen Berün'de kimin sözü geçer bil- mijorsun galiba! Bu şehir bi- zimdir!" Bu hikâye doğru. Amerikah da hakh. Çünkü 1945'ten beri Batı Berlin'de bütün Alman gü- venlik güçleri, Amerikalı, tngi- liz ve Fransız "şehir komutanla- n"mn emrindeydi. Üç "sektöıe" aynhnış olan Batı Berlin'de be- lediye başkanı dahi düzenli ara- hklarla işgal kuvvetlerine rapor vermek zorundaydı. Batı Berlin, resmen Federal Almanya'nın parçası değildi. Bonn'da çıkar- tılan yasalar Batı Berlin'de oto- motikman uygulanmıyordu. Ba- tı Berlin Senatosu, bu yasaları tekrar oyluyor. İşgal kuvvetleri komutanlanna damşıyor, onla- nn izni aundıktan sonra yasama işlemi tamamlanıyordu. lşte bu uygulama, 3 ekimde Almanya'nın ve Berün'in birleş- mesi, tam bağımsızlığına kavuş- ması ile ortadan kalktı. İşgal kuvvetleri, 1945'ten bu yana 5 bin kadar kanun ve ka- rarname çıkarttılar. Bunlardan bazıları: Batı Berlin'de herkes yanında kimlik taşımak zorundaydı. Kimliksiz yakalananlara bir yı- la kadar hapis cezası verilebili- yordu. Berlin semalan tamamen sında izin veriliyordu. Batı Berlinlilerin her türlü si- lah taşıması ve bulundurması yasaktı. Hatta belli bir uzunlu- ğun uzerindeki mutfak bıcaklan bile bu yasağa giriyordu. Yine savaş sonrasından kalma bir ya- saya göre "Ciklet çalanlar beş yda kadar hapis cezasına carp- tınlıyor"du. Ama Batı Berlin 1 de gerçekten bu suçlardan ceza- landınlan olmadı. Federal Almanya'da kaldınl- mış olmasına karşın Batı Ber- lin'de ölüm cezası yürürlüktey- di. "Casusluk", "«JeşU silah ta- şımak ve kuilanmak", 'işgal kuvvetleriııe karşı direniş" ölüm cezası nedenlerindendi. İşgal k o mutanlan iki yıl önce "ölüm ce- zasını uygulamama" kararı aldılar. 1986'da tngüizler, kendilerine ait askeri havaalanında bir atış poligonu kurdular. Çevrede otu- ran Almanlar buna karşı çıktı. Ama Alman mahkemeleri bu konuda yetkili olmadığı için ln- giltere'de dava açmak zorunda kaldılar. Ve davayı kaybettiler. Doğu Almanya'dan Batı Berlin'e uçak kaçıran hava korsanlan da Amerika'dan getirilen yargıç önüne çıkanldılar. Batı Berlin'deki 12 bin işgal askeri aileleriyle beraber doku- nulmazlık sahibiydi. Kendi ma- hallelerinde oturan Amerikah, lngiliz ve Fransızlann kendi te- levizyon ve radyo yayınlan var- dı. Berlin'e kozmopolit bir ha- va veren bu 12 bin asker ve aile- leri, Sovyet askerleri gibi önü- müzdeki 3-4 yıl içinde geri çeki- tecek. Berlinliler buna bir tek neden- le üzülüyor, o da şu: Batı Ber- linli gençler, işgal statüsü yüzün- den askerlik görevi yapmıyordu. Şimdi bu ayncalık kalkıyor. Yi- ne Batı Berlin, "mabrumiyet işgal kuvvetlerine aitti. Batı Ber- botgesi" sayıldığından Berlinli- lin'e Alman havayollan Luft- lere getirilen vergi kolaylıklan ve hansa'nın uçması yasaktı; heli- benzeri mali avantajlar da "blr- kopterlere bile sadece işgal kuv- leşmenin bedeli" olarak yakın- vetlerine ait pilotlann kumanda- da tarihe karışacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle