Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 7 EKİM 1990
New Ybrk'tan
Bazı liderler
daha eşittirNew York geçen hafta kırmızı hahlarla
donandı. Çocuk Zirvesi nedeniyle, makam
arabaları ve polis sirenleri ile dolan New York
trafiği arapsaçına döndü. Kente bir anda
dünyanın dört bir yanından gelen VlP-Very
Important Person (çok önemli şahsiyet)
doldu. Ancak bu VlP'lerin arasında bazıları
daha VlP'ti.
te gitti ve uyuşturucu müptela-
lan ile sohbet etti. Honduras
Cumhurbaşkaru Rafael Leonar-
do Callejas Bronx da geçen yıl
çıkan gece kulübü yangınında
hayatıru kaybeden çoğu Hondu-
ras göçmeni 87 kişi yi anma tö-
renine katıldı.
Başpiskopos Desmond Tutn
BM kilisesinde Güney Afrika
konusunda bir konuşma yaptı
ve öldürülen lsveç lideri Olof
Palme'nin eşi Oizabeth Palme-
yi teselli etti. Elie Wiesel, Cafe
Des Artistes'de Paul Newman
ve eşi Joanne Woodward'ı Nor-
veç Başbakanı Jan P. Syse'ye
tanıştırdı.
Birleşmiş Milletler'de bütün
liderlerin eşit olduklan, ancak
bazılannın daha eşit olduklan
görüldü. Bütün herkes televiz-
yon kameralannın önünde bir
konuşma yapmaya niyetliydi.
71 dünya lideri de aynı şeyi is-
teyince bir seçim yapılması zo-
runluluğu doğdu. "Aman be-
nim liderirai konuşturmazsanız
işimden olunım" diye yalvaran
komisyon temsilcilerinin baskısı
altında konuşmacı Iisteleri oluş-
turuldu. ABD Başkanı George
Bush ve Çekoslovak Vaclav Ha-
vel beş dakika konuşma izni ile
ödüllendirildl. Buna karşın
Gambiya Devlet Başkanı Daw-
da Kairaba Jawara ve Türkiye
ŞEBNEM ATtVAS
NEW YORK — Tarihteki en
geniş zirve olan çocuk zirve-
sine gelen krallar, hükümdar-
lar, cumhurbaşkanları, asil-
ler, başbakanlar, dışişleri ba-
kanlan ve eşleri nedeniyle geçen
hafta boyunca New York kırmı-
zı hahlarla donandı. Makam
arabalan ve polis sirenleri ile za-
ten kanşık olan trafik tümüyle
arapsaçına döndü. Kente bir an-
da dünyanın dört bir tarafından
160'tan fazla VIP (çok önemli
şahıs) doldu. Afrika'dan, As-
ya'dan, Latin Amerika'dan ge-
len liderler eşleriyle, yanlannda-
ki güvenlik anturajı ile otellerin
kral dairelerine yerleştiler. Bü-
tün haftayı ve hafta sonunu re-
sepsiyonlar, davetler, balolar ve
New York gezilerinde geçirdiler.
Ünlü lokantalarda yemekler
yendi. Poüs bütun zamanını gö-
rüntüyü bozan evsizleri sokak-
lardan kaldırmak ve görünme-
yen yerlere yerleştirmekle geçir-
di. Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El-
Ahmct El-Sabah Güvenlik Kon-
seyi'nde "özguriük, adalet ve de-
mokrasi" üzerine dokunakb,
uzun bir konuşma yaptı ve bü-
yük alkış topladı.
Sokaklarda evsizleri göreme-
yen Belçika Kraliçesi 42. So-
kak'taki evsiz yurdunu ziyare-
Stockholm9
den
Iktidarın
baş ağrısılsveç sosyal demokratları gelecek yıl
yapılacak seçimlerde iktidarı kaybetme
tehlikesine karşı partide yenilenme arayışı
içinde. Başbakan Carlsson'un bir umudu
AT'ye kapıyı aralamakta.
Cumhurbaşkanı Turgut Ozal 4
dakikalık "yonım" yapma hak-
kını aldılar. Özal durumun far-
kındaydı ve daha sonra yaptığı
basın toplantısında başkanın
kendisine uyanda bulunmasına
gerek kalmadan konuşmasını
tam dört dakikada bitirdiğini
belirtiyordu. Yeni Gine, Suri-
nam devlet başkanlan ve ben-
zerleri ise ancak tartışmalarda
üçer dakikalık söz söyleme hak-
kina sahiptiler. Herkesin konu-
şabilmesi için verilen sürelere
çok sıkı uyulması gerekiyordu.
Bu nedenle devlet başkanlarına
birbirlerini susturmalan öneril-
di.
Irlanda Başbakanı Charles
Haugley, Bronx'ta bir fınnı zi-
yaret edip lrlanda ekmeklerinin
tadına New York'ta bakmış ol-
du. Sadece örgütlenmesi 5 mil-
yon dolara patlayan zirve sıra-
sında sabah saat 06.00 ile 08.00
arasında BM binasına kentin çe-
şıtli lüks otellerinden 71 tane
VIP konvoyu girdi.
Misafir bolluğunda New
York'un en fazla canlanan yeri
nedense pornografi merkezi ola-
rak bilinen Time Square ve 42.
Sokak civarıydı. Broadway'in
ışıklan ile 42. Sokak hiç görül-
mediği şekiide bir ışık ve renk
cümbüşü haline dönüştü.
Kentte bu kadar fazla resmi
görevli bulunması gösterilerin
ve protestolann sayısını arttır-
dı. Hemen her köşede bir anti
grup ülkelerinin liderini protes-
to ettiler. BM'nin karşısında
Arnavutluk hükümetini destek-
leyenlerle anti komünistler ara-
sında ufak tefek çirkin çatışma-
lar yaşandı.
Kentin batı' kryısında Javit
Center'da ise Avrupa Güvenlik
ve lşbirliği Konferansı'nın getir-
diği Avrupa atmosferi yaşanı-
yordu. 35 Avrupa ülkesi dışiş-
leri bakanı Avrupa'daki de-
mokrasi rüzgârlarına uygun,
bütün görüşmelerini basına açık
şekiide sürdürdü. Geniş Avru-
pai bir mekânda, bayraklar al-
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — Ne yap-
mah? Serbest piyasa ve siyasi
çoksesliliğe esen rüzgârlann iyi-
ce yıprattığı ünlü solcu liderin
kendisi gibi ünlü kitabına kapak
olan bu soru, lsveç sosyal de-
mokratlan tarafından son za-
manlarda sıkça sorulur oldu.
Sosyal refah toplumunun ön-
cü partisi SAP'nin 3.5 yıllık li-
deri ve tarafsız tsvec'in bir o ka-
dar yıllık Başbakanı Ingvar
Carlsson ile parti yöneticisi ar-
kadaşları keyifsiz günler geciri-
yorlar.
SAP'nin iktidarı tehlikede ve
seçimlerin yapılmasma bir yıl-
dan daha az bir zaman kalmış
durumda. Partinin iktidar yarı-
şında iddiah olabilmesi için kay-
bettiği oylann en az yüzde
10'unu geri alması gerekiyor.
Kamuoyu araştırması, SAP'-
nin ilgiyle beklenen ve
"1990'lardaki temel stratejiyi
belirieyecek" diye ilan edilen 31.
kongrenin yapılıp bittiği eylül
ayını kapsaması açısından da
özel bir anlam taşıyor. Kimi si-
yasi gözlemciler, temel ideolojik
sorulan Avnıpa'nın hızla değiş-
tiği bir dönemde hızla geçiştiren,
bazı ana siyasi konularda ise
keskin görüş ayrılıklarını orta-
ya çıkaran kongre sonunda seç-
menin SAP'ye daha kuşkulu
baktığımn böylece ortaya çıktı-
|ını öne sürmekte.
SAP gibi dev bir siyasi maki-
nenin 10 güne yakın süren kong-
resi sırasında kamu sektörü gi-
bi "kutsal" bir alanda ölçülü de
olsa özel girişimlere kapı açan,
özel mülkiyet kavramına yeni-
den bir değer kazandıran yeni
programının sadece 30-40 daki-
kalık bir polemik sonucu kabul
edilmesi, parti yöneticilerine va-
nncaya kadar pek çok kişiyi şa-
şırttı. Bu durum, "Partideki di-
namizm tümüyle yok mu oldu"
İLAN
SIVAS İKİNCİ SULH CEZA
HÂKİMLİĞt'NDEN
Gıda Maddesi Nizamnamesi'ne aykın davranışta bulunmak suçun-
dan sanık Sıvas Yeni Mahalle 5. Sokak No: 21'de oturur, Kangal il-
çesi Kuzyaka köyü nüfusuna kayıtlı, Esef ve Hatice'den olma, 1966
D.'lu Mehmet Kaygusuz hakkında mahkememizden verilen 5.3.1990
tarihli karar Ue TCK'nın 396, 402/1, 402/2. maddeleri gereğince 3
ay hapis, 20 bin lira agır para cezası, 3 ay süre ile meslek ve sanatı-
nın taüline. 7 gün süre ile işyerinin kapatılmasma, 647 SK.'nın 4 ve
6. maddelerinin uygulanmasma mahal olmadıgına, 5550 lira yargı-
laraa giderinin sanıktan aJınmasına karar verilmiştir. İlan olunur.
Basın: 34638
Roma'dan
TV amazonları
baş döndürüyorİtalya'da dişiliğini ön plana çıkaran
kadın TV sunuculan arasında büyük
bir rekabet yaşanıyor. Her pazar gecesi
süper minilerle ekrana çıkan bayan
spor sunucusu Alba Parietti, İtalyan
erkeklerinin aklını başından alıyor.
SPOR SUNUCUSU — İtalyan TV'sinde spor prorgamlannı su-
nan Bayan Alba Parietti, maçlara ilgi duymayan erkekleri bile ek-
ran başına çeken bir cazibeyc sahip.
NİLGÜN CERRAHOGLU
ROMA — Kimse Alba Pari-
etti gibi bacak bacak üzerine
atamıyor. Çoğu kezyanûanyırt-
maçh bir etek ya da başdöndü-
rücü bir mini giyen Alba, stüd-
yodaki tüm misafırlerine tepe-
den bakan bir taburenin üstüne
çıkıyor ve pazar geceleri hiçbir
erkeğin kaçırmadığı spor prog-
ramını öyle yönetiyor.
"ttalya 90" sırasında her ge-
ce Tele-Montecarlo'da yayımla-
dığı "Gala Gol" programıyla
erkeklerin kalbinde taht kuran
29 yaşındaki, uzun bacaklı,
uzun saçlı, yeşil gözlü ahu Al-
ba, İtalyan televizyonunun en
vamp spor gazetecisi.
Fakat normal haber prog-
ramlanna çıkan diğer televizyon
gazetecijeri de pek Alba'dan ge-
ri kalmıyorlar. Stüdyoda kulla-
nılan şeffaf cam masaların al-
tında mini etekli bacaklannı bol
bol sergilemekten kaçınmıyor-
lar. Imzalı tayyörlerinin içinden
tahrik edici dantelli iç çamaşır-
larının ucu görünüyor.
Ekranı delen bakışlan, cana
yakın gülümsemeleri ile sıcak
Akdeniz kadınının özelliklerini
evlere taşıyorlar. Çoğu abiye gi-
yimi, kokteyle gidermişçesine
yapılmış makyajı ve salkım sal-
kım küpeleriyle ftalya'nın barok
zevkini simgeliyor. ttalyanlar,
Amerikan TV haberciliğinde
birbiriyle yanşan aşın rekabet-
çi, tehdit edici kadmlar istemi-
yorlar. Karşılannda, Fransız te-
hondrafdan
Çağdaş faks savunmasıEDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Hattı müdafaa
yok, faksı müdafaa vardır. O
müdafaa hattı, ofisteki bütün
fakslardır. Dışandan raahremi-
yetimize burnunu sokmak iste-
yen bütün saldırganlar yanıtsız
bırakıhnadıkça rahat ve huzur
olmayacaktır.
Eskiden telefonla ulaşılan çok
önemli kişilere artık faksla bile
ulaşılamıyor. Faks, çok önemli
kişinin ilk savunma hattı. Yan-
tann düzeyindeki bir pop sanat-
çısına ulaşmanın yolu, annesi-
nin evindeki faksm numarasını
bulmaktan geçiyor. Çok önemli
inip mesajmı görüyonnuş.
Çok çok önemli pop sanatçı-
sına ulaşmanın yolunun bu ol-
duğu, dizi dizi sekreter besleyen
basın bürosunun zar zor açıkla-
dığı bir sır. Burada telefonlara
çıkanlar sıradan normal faniler.
artık otomobillere bile girdi.
Elinde seyyar telefonu ile
"City"de bankalann, sigortala-
rm arasına sıkışmış küçük lo-
kantalara girenleri yadırgayan
kalmadı. Şimdi yassı siyah çan-
talarda fakslar da taşuuyor.
Faks çıktı, ünlüler iyice ulaşılmaz oldu.
Çağdaş dünyada insanın şöhretiyle
birlikte ele geçmeme tutkusu da
artıyor. Telefon görüşmesi için ilk önce
faks barikatını aşmak gerekiyor.
Sekreterler mesaj almamak için çalışıyor. y o r
"Ele geçirme endeksi" diye
yeni bir kavram çıktı. Kim ne
kadar önemliyse, o kadar ele ge-
çirilemez. Kişi ne denli önemliy-
se, o sizi arar, siz onu araya-
mazsuuz. Çok acayip önemli bir
başka kişinin telefonunu kom-
püteri açıyor. "Mesajınızı verin,
sıraya sokalım, sonra sizi
aranz" diyor. Her saat başı
kompüterden mesajlar bir liste
halinde çıkıyormuş. Çok önemli
kişi şöyle bir bakıp her birini bi-
rine havale ediyormuş. Kimse
Ue doğnıdan konuşmadan.
Sekreterler artık mesaj almak
levizyonun enformasyon yıldızı
Christine Ockrant gibi katı, so-
ğuk, mesafeli, özden uzaklaş-
mayan, nüanssız bir profesyo-
nellik sergileyen usta medyacı-
lar da istemiyorlar.
ttalyanlar günlük yaşamlann-
da olduğu gibi televizyonun ha-
ber programlarında da bol bol
shovv istiyorlar. Karşüannda iş-
yerinde, evde, sokakta karşılaş-
tıklan gibi "feminite"sini hiç-
bir zaman unutmayan bir kadın
görmekten hoşlanıyorlar. Ge-
nellikle kadınlann çok "ka-
dın", erkeklerin de çok
"erkek" olduğu bu ülkede tele-
vizyon habercileri de bu kahp-
lara uyuyor. italyan erkekleri,
ekranda, evde hatta mumkün-
se yatağında görebileceği gibi
bir kadınla karşılaşmak istiyor.
Yapılan anketler italyan er-
keklerinin en çok yataklarında
görmek istedikleri kadın gazete-
cinin LDi Gnıber olduğunu or-
taya koyuyor. RAI'nin ikinci
kanabnda akşam 19.45 haberle-
rini yapan diğer vedet Carmen
Lasorella ile geçinemediğj için 1.
kanaJın öğlen haberlerine geçen
kızıl saçlı, yeşil gözlü Lili, geçen
yıl yaptığı Berlin Duvarı röpor-
tajları ile "rakipsiz" ilan edil-
mişti. Ne ki Körfez krizi bir sü-
redir arka planda olan Carmen
Lasorella'yı öne çıkardı.
"RAI'nin Sophia Loren'M diye
anılan esmer güzeli Carmen'in
Körfez sularında seyreden İtal-
yan firkateynlerinde yaptığı rö-
portajlann topladığı ilgi karşı-
sında iki "prima-donna" kadı-
nın aynı televizyon kanalı çatı-
sı altında yaşayamayacağı anla-
şıldı. Savaş eemisinin üstüne,
fiunlerde gördüğümüz tipik ga-
zeteci kılıkları olan safari ceket-
leri ve jean pantolonlarla çık-
mak yerine ipek gömlekler, in-
cecik topuklu ayakkabılar ve al-
tın küpelerle çıkan Carmen bun-
dan böyle "Körfez Gttzdi" di-
ye anılmaya başladı.
Bu arada aynı kanalda iki dişi
pop sanatçısı genç, annesiyle
tında yeniden birleşmeler, aynl- oturuyor. Multimilyonluk ofı-
malar, azınlık hakları ve de- sindeki sekreterler dahi çok
mokrasi görüşüldü. önemli gencin yerinden haber-
Delegeler şimdi bir bir aynl- siz. Ama annesi bilir. Annesi
dıkça New York iki hafta önce- nerede? Faksının arkasında giz-
ki haline dönüyor. Gündemin- li. Eğer anne, çok önemli pop-
de yine ırkçıhk, şiddet ve kar- çuya gelen mesajı beğenirse, üst
maşa. Onlar ermiş muradına, kata oğluna bağınyormuş, seni
biz çıkalım kerevetine... arıyorlar diye. Oğlan da aşağı
Bunlar öldüklerinde telefonla-
nyla bile birlikte gömülmeye-
cekler.
Artık, çok çok önemli kişile-
rin telefon numarası yok.
önemli kişiyi öyle telefonu açıp
da hop diye bulmak 80'lerde
kaldı. 90'lar artık high-tech de-
mek. Bu da faks demek. Faks,
Seyyar telelona bağlı, seyyar
faks ile sizle görüşmek isteyeni
atlatıp, görüşmek istediğiniz ta-
rafından da atlatılabilirsiniz.
Spagettinizi çatallarken, yanı
basınızdaki faksınızdan mesaj-
lar çıkabilir ve siz umursama-
dan, büyük bir keyifle ketçaba
uzanabilirsiniz.
için değil, almamak için çahşı- gazeteci arasında patlak veren
bu savaş, yaalı basını da etkisi
altına aldı. İtalyan basını en ün-
lü isimlerinden Giorgio Boccas
Carmen'in yaptığı Körfez rö-
portajlannı "sersem kitkter için
yapılan sersem gazetecilik" di-
ye damgalayınca; Carmen çok
bozuldu ve Bocca için hakaret
davası açtı. Ve neticede bütün
bunlar biraz da merak etkisiyle
kadın gazetecilerin izleyici sayı-
sını büsbütün arttırdı.
Fakslar ve sekreterler modern
üetişim çagının kişisel savunma
mekanizmalanru oluşturuyor.
Fakslar bir tür radar yerine ge-
çiyor. Böylece size yaklaşmak is-
teyen kişinin kimliğini ve koor-
dinatlarmı saptayabiliyorsunuz.
Sekreterler, hele 'özel sekreter-
ler', eski çağlarda krahn kapısı-
nı bekleyen 'son muhafızlar' ka-
dar fedakâr ounak zorunda...
sorusunun sorulmasına da yol
açtı.
Kongrenin lsveç açısından ha-
yati önem taşıyan şu konularda
da kesin tavır alması bekleniyor-
du: AT'ye üyeük, 1995'ten 2010'a
kadar devreden tümüyle çıkanl-
ması öngörülen nükleer santral-
ların geleceği ve TV'de reklam.
Tüm bu konuların hiçbirinde
örgüt-içi bir uzlaşmanın ohna-
dığı, kararsızlığm sürdüğü anla-
şıhnca parti lideri Carlsson'a bu
konuda uzlaşma sağlaması için
öteki partilerle görüşmelerinde
vekâlet verilmesi yoluna gidildi.
Böylece kongre yeni program dı-
şında önemli konulara yanıt bu-
lunamadan Carlssön'un konu-
munu güçlendirmesi, bir de yö-
netimde kadınların sayısının art-
ması ile son buldu.
Şimdi ipler eskisinden çok da-
ha fazla tsveç Başbakanı'nm
elinde. AT'ye üyelik konusunun
çözüme ulaşması için tsveç'in ta-
rafsızhğı kavramımn yeniden
yonımlanması gerekiyor. SAP
lideri, geçen gün parlamentoda
yaptığı açıklamada, ATye kapı-
yı aralamak istediğini gösterdi.
Sağ kanat partileri ile uzlaşma,
kaçınılmaz gibi görünüyor. Ay-
nı şekiide, nükleer santrallar ve
TV'de reklam konulannda da
"blok-ötesi", ama geniş tabanlı
bir uzlaşma da son derece muh-
temel.
Böylece Isvec'in geleneksel
uzlaşmacı ruhu yeniden günde-
me gelecek. Ekonomiyi ancak
kemer sıkma politikasıyla gem-
leme dunununda olan SAP için
de bundan başka çare yok gibi.
Çünkü seçim için geriye sayına
şimdiden başlamış durumda.
Hayati konularda varılacak uz-
laşma, yitirilen oylan geri getir-
mese bile ilerde olası bir sosyal
demokrat-liberal koalisyonun
kapılarını aralayacak. Avrupa-
nın değiştiği, solun gerilediği bir
dönemde SAP bunun hazırhk-
larını da yapıyor.
SHP: İc savaşta Aaatha Chrisl.e Baro,hükümeti
yeni taktikler lcatil mi? terletiyor
inönü'nün "gölge kabine'sine karşı
Baykalcılar da "gölge MYK"
oluşturuyor Kurultay'da tavır
değıştıren H. Fehmı Güneş etkisız hale
getırilecek. Baykal, inönü nün
başarısızlığını kamuoyuna kanıtlamak
için özel bir araştırma şirketiyle anlaştı.
Polısıye romanlan kraliçesi, 1926
yılında 11 günlûğüne ortadan
kaybolmuş, bu süre ıçinde ne yaptığını
hayati boyunca sır olarak saklamıştı.
Bugûn, Christie nin o günlerdfi bir
cinayet ptanlayip işledığıne kesin
gözüyle bakılıyor.
Adalet Bakanlığı nın Istanbul Barosu
aleyhine açtırdığı davaya tepki
gösteren çok sayıda yabancı hukukçu
Istanbul'a akın etti. Hukukçular bu tür
davalann benzerlerinin yalnızca Kenya
ve Cunta dönemi Yunanıstan ında
görüldüğünü belirtıyorlar.
100 ZENGİN TÜRK
MİLYARO€RLER
POIİTİKA SAHNESİNM
MILYARDERLER f î Ö K t a
SIYASET
SAHNESİNDE
"En zenginler" cephesinde yeni bir şey var: Düne kadar
politika denince "sus" işareti yapan, el altından tüm
partileri destekleyen "ihtiyatlı" işadamı tipi, yerini açıkça
potitika öreten, tercihini belirten işadamı tipine bırakıyor.
Sakıp Sabancı: "Söylemezsek görevimizi yapmamış
oluruz"* İshak Alaton: "Fahri politikacıyım. Biryerde
politikacıları eğitmeye çalışıyorum" • Ege Cansen:
"Politikayla daha açık ilgileniyorlar"» Korkut Boratav:
"Uygarlaşma belirtisidir"» Ve en zenginlerden çevre
sorunları, işçi ücretleri, dini gelişmeler konusunda
görüşler...
Osmanlıca
gündemde
Osmanlıcayı itericilik-gericılik
çerçevesinde tartışmaktan
kurtulamadık. BakanAkyol
"Liselerde Osmanlıca" önerisine
"serın" bakıyor. Bilim adamlanna
göre çözüm edebiyat liselerınde
Maaic Boxf
tan
yeni vaat
ilk özel TV Magic Box'ın Genel
Mudürü M Teoman Akköprûlüler
televizyonda siyasal çoğulculuk
mesajı veriyor: "Haber değeri varsa
komünistlerı de ekrana çıkarırız."
• Jimi Hendrix hayranları, Nokta'yı mutlaka
okuyun: "Gitarın kara büyOcüsii"nün ölömünûn
ardındaki esrat perdesi aralanmaya başladı.
• Akdeniz'e bir sonbahar canlılığı getiren
Antalya Film Festivali'nin perde arkası, her
zaman olduğu gibi perdeye yansıyanlardan
daha renkliydi.
• Yiyecek ahşverişinin altın kuralları: 1. Asla
aç karnına pazara çıkmayın... İkinci,
Gçüncü...ve diğer allın kurallar Nokta'da...
• Dokunma dili: Psikologlar en sıcak ve en
etkili iletişim biçimi olan bedensel temasın
inceliklerini anlatıyor.
• İnsan Hakları Derneği'nde kongre havası:
"Pembelerle. "Beyaz"lar. 27 Ekim'deki büyük
kongreye 38 şubeden 700 delege katılacak.
HAFTALIK HABER DERGİSİ
Bertiri'den
Işgal bitti,
haydi askere...İki Almanya'nın birleşmesi ile birlikte
Berlin'in özel statüsü de sona erdi. İşgal
kuvvetleri yönetiminde olduklan için bir dizi
ayncalığa sahip olan Berlinliler şimdi daha
çok vergi ödeyecek. Berlinli gençler de ilk kez
zorunlu askerlikle karşılaşacak.
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Birkaç yıl önce
Batı Berlin'e giden bir Türk dos-
turnuz, meyhanede sivil giyimli
bir Amerikahya rastlar. Adarn su-
baydır ve Berlin'deki "Amerikan
İsgal Kuvvetleri"nde görevlidir.
Sohbet başlar, kadehler yuvar-
lanır. Gecenin bir saatinde mey-
haneden çıkan Amerikalı, zil
zurna sarhoş arabasına yönelir.
Dostumuz itiraz eder: "Yahu bu
vaziyette araba kullanamazsın,
sana taksi çagıralım" diyecek
olur. Amerikah çıkışır: "Sen
Berün'de kimin sözü geçer bil-
mijorsun galiba! Bu şehir bi-
zimdir!"
Bu hikâye doğru. Amerikah
da hakh. Çünkü 1945'ten beri
Batı Berlin'de bütün Alman gü-
venlik güçleri, Amerikalı, tngi-
liz ve Fransız "şehir komutanla-
n"mn emrindeydi. Üç "sektöıe"
aynhnış olan Batı Berlin'de be-
lediye başkanı dahi düzenli ara-
hklarla işgal kuvvetlerine rapor
vermek zorundaydı. Batı Berlin,
resmen Federal Almanya'nın
parçası değildi. Bonn'da çıkar-
tılan yasalar Batı Berlin'de oto-
motikman uygulanmıyordu. Ba-
tı Berlin Senatosu, bu yasaları
tekrar oyluyor. İşgal kuvvetleri
komutanlanna damşıyor, onla-
nn izni aundıktan sonra yasama
işlemi tamamlanıyordu.
lşte bu uygulama, 3 ekimde
Almanya'nın ve Berün'in birleş-
mesi, tam bağımsızlığına kavuş-
ması ile ortadan kalktı.
İşgal kuvvetleri, 1945'ten bu
yana 5 bin kadar kanun ve ka-
rarname çıkarttılar. Bunlardan
bazıları:
Batı Berlin'de herkes yanında
kimlik taşımak zorundaydı.
Kimliksiz yakalananlara bir yı-
la kadar hapis cezası verilebili-
yordu. Berlin semalan tamamen
sında izin veriliyordu.
Batı Berlinlilerin her türlü si-
lah taşıması ve bulundurması
yasaktı. Hatta belli bir uzunlu-
ğun uzerindeki mutfak bıcaklan
bile bu yasağa giriyordu. Yine
savaş sonrasından kalma bir ya-
saya göre "Ciklet çalanlar beş
yda kadar hapis cezasına carp-
tınlıyor"du. Ama Batı Berlin
1
de gerçekten bu suçlardan ceza-
landınlan olmadı.
Federal Almanya'da kaldınl-
mış olmasına karşın Batı Ber-
lin'de ölüm cezası yürürlüktey-
di. "Casusluk", "«JeşU silah ta-
şımak ve kuilanmak", 'işgal
kuvvetleriııe karşı direniş" ölüm
cezası nedenlerindendi. İşgal k o
mutanlan iki yıl önce "ölüm ce-
zasını uygulamama" kararı
aldılar.
1986'da tngüizler, kendilerine
ait askeri havaalanında bir atış
poligonu kurdular. Çevrede otu-
ran Almanlar buna karşı çıktı.
Ama Alman mahkemeleri bu
konuda yetkili olmadığı için ln-
giltere'de dava açmak zorunda
kaldılar. Ve davayı kaybettiler.
Doğu Almanya'dan Batı Berlin'e
uçak kaçıran hava korsanlan da
Amerika'dan getirilen yargıç
önüne çıkanldılar.
Batı Berlin'deki 12 bin işgal
askeri aileleriyle beraber doku-
nulmazlık sahibiydi. Kendi ma-
hallelerinde oturan Amerikah,
lngiliz ve Fransızlann kendi te-
levizyon ve radyo yayınlan var-
dı. Berlin'e kozmopolit bir ha-
va veren bu 12 bin asker ve aile-
leri, Sovyet askerleri gibi önü-
müzdeki 3-4 yıl içinde geri çeki-
tecek.
Berlinliler buna bir tek neden-
le üzülüyor, o da şu: Batı Ber-
linli gençler, işgal statüsü yüzün-
den askerlik görevi yapmıyordu.
Şimdi bu ayncalık kalkıyor. Yi-
ne Batı Berlin, "mabrumiyet
işgal kuvvetlerine aitti. Batı Ber- botgesi" sayıldığından Berlinli-
lin'e Alman havayollan Luft- lere getirilen vergi kolaylıklan ve
hansa'nın uçması yasaktı; heli- benzeri mali avantajlar da "blr-
kopterlere bile sadece işgal kuv- leşmenin bedeli" olarak yakın-
vetlerine ait pilotlann kumanda- da tarihe karışacak.