Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurı>et Matbaaal k ve Gazetccılık Turk \nonım Ştrkeiı adına
Nadlr Nıdı £ Geneî \a\m Mud\ı
r
u H t s t a Cemal, Muessese Muduru
EmuM U}lklıgU, Yazı [jlcrı Muduru Oka> Gonrasın. 0 Habcr Mcrke-ı
Muduru \alçıa Baycr. Sa\fa Duzcnı Yonelmem \H *c*r Q Temsüaler
. IZMİR Hıkmct ÇMİnk«». -VDAN A (, t(in ^i«fnojlu
k PUınkd (rlal B*$l»RgK On
Haberlırn k*(nıj hacBh. EJ
4M«lkulır ^ ı n l ı m D zı W
0 Malı H** tjttl Ejtol 0
Habeflcr tjfM takı. Ekonomı CMRU TurfcM. l> ScndiU Ş»kw fcetoaa kultur lcM Irte»,
ı*ı Gcto) )»luı Hjber Vaslınna IHBCI Btfiuıt *un Haberfcn \ccdri Dnfu. Spor Da
Muhasrbe R«k»l V««T £ Bulff PUnUma !s«*p OnaNtofcofiıı 0 Reklftfn ^«« Tort»
Yat - Hahı AW.nl Ida-- Havna G«ı»r IMır Çdk B.lg
0
Itfkuı AwWı. Kdskan NadırNıriı
Ofcla) Akhal toftpa Ba**r. ttaaa
Ccml. Hlkaci ÇrtMkn* Ofcıi
•• M«c«. llkaa
Alı Nnan. Aharl Taa
Basar, r tfu-o*. Cumhunvet VUlbaacjhk >e Gaittculık TA Ş. Ttut Oca|l Cad 39- 41 Cftiajo{lu
34.3M lu Pk. 246 lUanbul Tel 512 05 0^ (20 haı>, Teleı 222*6, Fu ıl) 526 «0 72 Q
Bttro/ar \akjn: Zıya Gökalp B]> Inkılap S. No IV 4 Tti 133 II 41-47, Tefc*. 42344. Fu. (4) 133
0< 6! 0 lı«*r H Zın glv 1352 S. 2/J. T«L 13 12 » Tele» 5235», Fw- (51) 1» 5Î «0
0 U n ı Inemı Cad I » S t> I Kıt I. Tel 19 J7 52 14 t»I). Ttlo. «21<5. Fuı C!) 19 B 71
TAKVIM: 30 EKİM 1990 Imsak: 4.59 Guneş: 6 25 Oğle- 11.53 Ikindı: 14.43 Akşam: 17.10 Yatsı: 18.31
Keneden
bulaşan
hastalığa
karçıaşı
Kenelerden bulaşan
"Iyme" hastalığına karşı
geliştirilen aşı,
kobaylarda olumlu sonuç
verdi. Aşının en geç 8 yıl
içinde insanlar için hazır
olacağı belirtiliyor.
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — Yale Üni-
versitesı Tıp Fakültesi'nde bir
grup bilim adamı kenelerin ne-
den olduğu "Iyme" hastalığı-
na karşı aşı geliştirdi. Erol Fık-
nğ adlı bir Türk asıllı Ameri-
kahnın başını çektiği araştırma
ekibi kobaylarda olumlu so-
nuç veren aşının beş ile sekiz
yıl içinde insanlar için hazır
duruma geleceğini bildirdiler.
Journal Of Science dergisın-
de yer alan rapor, aşının başa-
rısına değındi. Romatizma,
kalp rahatsızlığı ve sinir siste-
minde aşırı derecede hasara
neden olan "iyme" hastalığı
ölume yol açabiliyor. Kenele-
rin taşıdığı "borrelia burgdor-
feri" bakterisinin neden oldu-
ğu hastalık 1975'te saptandı.
MiUi Sağlık Enstitüsü dok-
toru Willy Burgdorfer bakte-
riyi belirledi. Bakteri kaşıntı,
adale ağnsı ve hafif bir grip et-
kisi yapıyor. Daha sonra kalp
bozukluğu, eklemlerin iltihap-
lanması ve sinir sisteminin ha-
sara uğraması gibi vahim has-
talıklara neden olabiliyor.
Alü kişilik ekiple birlikte ça-
Lşan Erol Fıkrı|, tstanbul
1959 doğumlu. îki yaşında
iken ABD'ye gelen Fıknğ eği-
timini Cornell ve Yale'de yap-
tı. Babası Semih Fıknğ çocuk
hastalıklan doktoru. New
York / Queens'te yaşıyor.
Fıknğ, Cumhuriyet'e "Şim-
dilik sadece kobaylan kulla-
nıyoruz. Steven Bousell tara-
fından getiştiren bo kobay mo-
ddi üzerinde çahşarak sonucu
eide ettik, insanlar üzerinde
aşının nasıl etkili olacagını he-
niız bilmiyonız, ancak gerçek
bir ilerleme yaptığımız
kanısındayız" dedi.
enerjisine
ağırhk
BURHANtYE (Cumhuri-
yet) — TMMOB tzmir İl Ko-
ordinasyon Kurulu, Bakırçay
Belediyeler Birliği ve Yeşiller
Partisi tarafından düzenlenen
"Alternatif Enerji Kaynakla-
n" konulu toplantıda Turki-
ye'de guneş enerjisine ağırhk
verilmesi gerektiği belirtildi.
Toplantıyı değerlendiren
Anadolu Bilim ve Teknoloji
Stratejileri Araştırma Enstitu-
sü'nden Prof. Tolga Yannan,
Türkiye'de bugüne dek enerji
üretiminde çevre etkilerinin
hiç düşünulmediğini beürterek
"Çevre konusu da başlıbaşına
bir maliyet unsuru olarak ele
alınmah ve kurulacak tesisler-
de çevre elkileri mntlaka
incelenmelidir" dedi. Prof.
Yannan toplantıdan çıkan so-
nuçlar konusunda şunları
söyledi:
"Daha az enerjiden daha
çok yarar saglanması için ça-
Itşmalar yapdmakdır. Aynca
giineş, riizgâr enerjisi, jeoter-
mal enerji gibi alternatif kay-
naklar konusunda araştırma-
lar joğunlaştınlmaudır. Özel-
likle guneş enerjisi Türkiye
açısından büyük öneme sa-
hip."
Doğu Alman casusluk örgütü STASI tamamen dağıldı, 6 milyon dosya ortada kaldı
Almanköstebekler şaşkınDtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLtN — önce Bau Ber-
lin'le Doğu arasındaki "duvar"
ortadan kalktı. Geçen yılın so-
nunda açılan demirperdeyle be-
raber "casus köprusü" olarak
adlandınlan ve nice casus değiş
tokuşuna mekân olan unlu
Oberbaumbrücke bir anda her-
hangi bir köprü haline geüver-
di.
Sonra "hür diinyanın
simgesi" Checkpoint Charlie yı-
kıldı. Puslu havalarda duvann
soğuk gölgesinde Sovyet ya da
Doğu Alman üniformalarıyla
tebdil-i kıyafet etmiş, sahte kim-
liklerle bezenmiş kaçakların
kurşun seslerinde boğulan çığ-
lıkları da artık tarihe karıştı.
lkinci Dünya Savaşı'ndan ben
Doğulu ve Batılı gizlı semslerin
mekân tuttuğu bölilnmüş kent
Berlin'de hayat normale döner-
ken geriye soğuk savaşm paralı
ve gönüllu askerleri kaldı: Ca-
suslar.
Detnokratik Alman istihbarat
Moskova'ya gitmeyen ve
yeni Almanya'da
'kapitalizmin nimetlerinden
yararlanmayı' yeğleyen
Doğu Alman "STASI"
ajanlan şimdi bildiklerini
Federal Alman
makamlanna anlatıyorlar.
KGB'nin çalışma tarzı,
Batı'dan sızdırılan bilgiler
de şimdi eski düşmanlara
anlatılıyor.
Doğu Alman casusluk
örgütü STASI'nın önde
gelen isimlerinden Markus
Wolf ise ortada yok.
Moskova'ya kaçtığı sanılan
Wolf casuslar dünyasında
bir efsaneydi. Şimdi,
İngiliz yazar John Le
Carre'nin ünlü "Karla"
tipine de Markus WolPun
yaşamının kaynak olduğu
iddia ediliyor.
servisi, "Devlet Güvenlik Ba-
kanlıgı"na bağlı olarak çalışan
Kontrespiyonaj ve Espiyonaj
bölümleri ve rejimi içe karşı ko-
rumakla yukümlu "STASI" ağı
birden butun bağlantılannı kay-
betti. STASl'nin Doğu Berlin
merkezinde sakladığı 6 milyon
dosya bulunduklan yerde kala-
cak. 4 milyon Doğu, 2 milyon
Batı Alman vatandaşının özel
hayatının en ince ayrıntılarına
kadar fışlendiği bu dosyalarm
halka açıklanması ve sahipleri-
ne geri verilmesi için butun yaz
boyunca direnişler ve eylemler
örgutlendi. Ancak kendilerine
"Vatandaş tnisiytıtif Grubu"
adını veren eylemciler başanlı
olamadılar. Dosyalarm imha
edilmeyıp "gözdeo geçirilmesi",
Bonn'un ısrarı üzerine karara
bağlandı.
Dosyalann imha edümemesi-
ne karşın onlan hazırlayan ve
özel eğîtimden geçirilip Sovyet
haberalma servisi KGB'yle ortak
çalışan eski STASl sommlulan-
nın yakalanıp sorgulanması
Bonn'un şimdi en önemli amaç-
lanndan biri.
Federal Almanya'run FBI'yı
niteliğindeki "Bundeskriminal-
unt"ın (BKA) adamları ekim
ayı başında D. Alman Espiyonaj
Bolümü'nun son şefi General
Werner Grossmann'ı yakaladı-
lar. 61 yaşmdaki Grossmann'la
beraber STASI'deki sağ kolu da
ele geçti.
Hava kirliliği
erken bastırdıKalitesiz yakıt kullanımı, araç sayısındaki
artış, kent yerleşim planlannın düzensizliği
hava kirliliğini sadece Ankara, İstanbul ve
îzmir'in değil, hızla büyüyen tüm kentlerin
sorunu haline getirdi.
İDİL GÜRSEL
ANKARA — Hava kirliliği
erken bastırdı. Son 20 yıldır
Turkiye'nin gundemine yerlesen
hava kirliliği sonınu, sadece uç
büyuk kentin değil, hızla büyu-
yen hemen her yerleşim yerinin
sorunu haline geldi.
Bilim adamlanna göre hav a-
daki en yuksek kukurt oranının
75 mikrogram olması gerekiyor.
Oysa Ankara'da bu rakam ge-
çen yıl zaman zaman 350 mik-
rogramın uzerine çıktı. Butün
yıl egzoz kirlilığinin etkısinde
bulunan Ankara ve diğer büyük
kentlerde kışın kaloriferlerin ya-
kılmaya başlarnasıyla sorunun
katlanarak arttığına dikkat çe-
ken uzmanlar, "Kalitesiz yakıt
kullanımı, duzensiz kentleşme,
araç sa>ısındaki artış, sorunun
yaygınlaşmasına neden oluyor"
değerlendırmesini yaptılar.
"Düşük kalite fuel-oil" kul-
lanılması, hava kirliliğini oluş-
turan önemli etkenlerden biri.
Türkiye'de kullanılan fuel-oil
içindeki kükurt miktarı stan-
dartlann iki-uç katında. Petrol
Ofısi bayıleri kendilerine gelen
fuel-oilin çok kalitesiz olduğu-
nu, bu nedenle araç sayaçlarının
bozulduğunu kaydediyorlar.
Turkiye Çevre Sorunlan Vak-
fı'na göre "genel olarak çevre
konulannda bilgi eksikligi ve
ber şeye rağmen faıla
önemsenıtıeyişi" nedeniyle ha-
va kirliliği büyuk bir sorun ha-
lini alıyor. ODTÜ öğretim üye-
si Prof. fihan Tekeli ise kentler-
de giderek artan hava kirlilıği-
nin önlenmesi için oncelikle sağ-
lıkh şehır planları yapılması ge-
rektiğini vurgularken "İstanbul,
Eskişehir ve Bursa gibi şehirle-
rimizde kirliHk meselesi göz
önune alınmadan hazırlanmış
planlar var. Bunlann düzeltil-
mesi gerekir. Aynca doğalgaza
bir an önce geçme ve kaliteli kö-
müriin kullanılması gibi yolla-
ra başvurmak gerekir" diyor.
Doğalgaza geçilmesi birçok
bilim adamınca kirliliği azaltıcı
bir onlem olarak düşunuluyor,
ama BOTAŞ Genel Muduru
Oktay Vural'a göre doğalgazın
tüm Turkiye'ye yayılması uzun-
zaman alacak. 1990-91 ısınma
doneminın sonunda Ankara'da
100 bın konut doğalgaz kullana-
cak. Oysa Bursa, tzmır, Eskişe-
hir gibi hava kirliliğinin yoğun
olduğu diğer bölgelerde henüz
çahşmalara başlanmadı.
Türkiye Çevre Sorunlan Vak-
fı'na göre Turkiye'de önemli
hava kirliliği olan bolgeler, şe-
hirler ve kirlilik nedenleri
şunlar:
Karadeniz Bölgesi: Bolgede
gubre, demır-çelik, seluloz-kâğıt
ve çımento endustrilerinin hava
kirliliği yarattığı gönilmekte.
Gubre endüstrisi Samsun'da,
demir-çelik endüstrisi Ereğli ve
Karabuk'te, seluloz-kâğıt en-
dustrisı Çaycuma'da, çimento
endüstnsi Bartın, Trabzon ve
Ünye'de.
Murgul (Göktaş): İşleimenin
açık sistemle calışması nedeniyle
cevher tozlan yoğun bır şekilde
etrafa yayılıyor. Yıkama suları
hiçbir arıtma ışlemine sokul-
maksızın Murgul deresıne veril-
mekte. Asit fabrıkasında da son
derece eski bır yontem uygulan-
makta olduğundan kukurtdiok-
sit ve nitroz gazları çevreye ya-
yılmakta.
Zonguldak metropoliten ala-
nı: Zonguldak, Kozlu, Kilimli,
Çatalağzı civannda ve vadi için-
de yer alan baa tesislerin ve Ça-
talağzı Santralı'nın yoredeki ha-
va kirliliğine etkisı gözle gorü-
nur hale geldi.
Marmara Bölgesi: Bölgede
gubre, şeker ve den endustrileri-
nin çimento, petrokimya en-
dustrilerinin yarattığı kirlilik git-
tikçe yoğunlaşıyor.
Ege Bölgesi: Bölgede ozellikle
çimento, şeker ve deri endustri-
lerinin neden olduğu hava kir-
liliği göruluyor.
fç Anadolu Bölgesi: Türki-
ye'deki hava kirliliğinin en ileri
duzeyde bulunduğu il Ankara.
Bunun yanında Eskişehir ve
Kavseri'de de hava kirliliği son
yıllarda hıssedilmeye başlandı.
Doğu Anadolu Bölgesi: Bol-
gede şeker, çimento, gubre en-
dustrileri hava kirliliğinin onde
gelen nedenleri. Şeker fabrika-
ları Erzurum, Elazığ ve Erzin-
can'da, çimento fabrikaları
Kars, Elazığ ve Van'da, gübre
fabrikası da Elazığ'da hava kir-
liliğine yol açmakta.
m
Mini
etekle
gelen
Dış Haberler Servisi —
Geçen hafta pazartesi
günu Londra Kadm Giyim
Moda Haftası
sonuçlanırken geleneksel
"Yılın Tasanmcısı" ödülü
de verildi ve Vivienne
Westwood, 60'lı yıllann
efsanevi tasanması mini
eteğin yaratıcısı Mary
Quant'a saygı çerç-;vesinde
1990'ın en iyi moda
tasanması seçildi.
The European gazetesine
göre "Moda sıirekü
degişir, ama bu
değişkenlik biraz da bir
jayın guzergfihına benzer.
Kimi biçimler ve kesimier
yıllar sonra yeniden
gündeme gelir" diyen
Westwood, 1991 bahar
koleksiyonunu sergilerken
ipek şal, ipek mini mini
buruşmuş etekle dikkatleri
topladı. Deri-süet kanşımı
mayo üstunde egemen
renkler beyaz ve
kahverengi. Desenlerde
çiçek ağırlığı görülüyor.
İpek şal ise havarun
durumuna göre bacaklan
ya da Ustü korumaya
yönelik.
Westwood'un önemli
özelliklerinden biri de
tngiliz modacılara çok
çeşitli alanlarda öncülük
etmesi. Son yıllarda kadın
modasında Londra'nm
Paris'e yaklaşması da
önemli gelişmelerden biri
olarak kaydediliyor.
Ingilizler ozellikle
Hindistan, Karayipler ve
hatta Japonya'daki genç
tasanmalara olanak
sağlayarak Londra'yı erkek
giyim modasının yam sıra
kadın modasının da
önemli biı başkenti haline
getirmeye çalışıyorlar.
Geçen haftaki defılede
daha önceki yıllarda
Ingiltere'de yıhn tasanmcısı
seçilmiş olan Türk
modacısı Rıfat Özbek de
bir video gösterisiyle
uzmanlara yeni
koleksiyonunu sergiledi.
"Affrodizzian" adını
verdiği bu yeni seride
Özbek, Afrikah kadın
giysilerinden esüılenerek
Batılı versiyonlar çizdi.
özbek'in 1991 bahar
koleksiyonu "Future
özbek" (Gelecek Zaman
özbek) adıyla piyasaya
sunulacak.
Ancak Bonn, asıl hedefıne
ulaşamadı. Bu, Grossmann'dan
önce D. Alman Espiyonaj Bölü-
mu'nu uzun yıllar yönetmiş olan
67 yaşmdaki "tilki" Markus
Woirtu. VVolf, 20Haziran 1989
tarihli tutuklama emrine göre
.'^gır derecede casusluk faaliye-
tinde bulunmak" şüphesi ile
aranmaya başlanmış ve Alman
Birliği'nin gerçekleştiği 3 Ekim
1990 günu Dogu Berlin'deki
evinde tutuklanması planlan-
mıştı. Bonn'un gözüne kestirdiği
ikinci hedef bir "köstebek"ti.
Federal Alman Kontrespiyonaj
Şefi iken Doğu casusu olduğu
ortaya çıkarılan Hans Joachim
Tıedge'rün Doğu Berlin'deki evi-
ne baslun yapan ekipler kuşun
çoktan kafesten uçtuğunu ve 21
ağustosta Moskova'ya kaçtığını
tespit ettiler.
Önemli köstebek
Batı Almanya'da yakalanan
en önemli "köstebek" Tiedge,
Moskova'ya kaçışını çok önce-
den hazırlamıştı. Bir Volksvva-
gen Golf marka arabayla yola
çıkmadan önce gazete abonele-
rini iptal etmiş, kacışmdan on
gün sonra büyük bir rahathk
içinde mobilyalanm bir nakliyat
şirketinin TIR'ına yukleterek
Moskova'ya getirtmişti.
STASI'nin en emektar şefle-
rindan Markus Wolf da -büyük
bir olasıhkla Moskova'ya- kaç-
madan önce Federal Alman
Başsavcısı'na kaçış nedenlerini
acıklayan uzun bir mektup yol-
ladı. Başsavcı Aleksander von
StahTa yolladığı mektupta Wolf,
"siyasi suçlu muamelesi gorece-
gine inandtgını, kendini mahke-
mede savunacak >usal araçlar-
dan yoksun kalacağını bildigini
ve kendisinin ibret olsun diye
agır cezalandınlacagından kork-
tuğunu" belirtti.
Bir efsane
Gerçekten de Markus Wolf,
gizli servisler dûnyasında bir ef-
sane. Alman yazar Friedrich
Wolfun oğlu olan Markus
Wolf, Batı Alman ist
;
hbaratının
en korktuğu adamlardan biriy-
di. "Mişa" kod adlı VVolfun yu-
zü yakm zamana kadar tanınmı-
yordu. tngiliz yazar John le Car-
re'nin "Karla" tipine kaynak
oluşturduğu belirtilen \VolFun
yahiız fotoğrafıru ele geçirmek
bile Batı istihbaratı için buyük
övunç kaynağı oluşturmuştu.
Markus VVolf, Moskova'daki
KGB merkezi "L>ubyanka"da
eğitildikten sonra uzun yıllar
Doğu Almanya'nın yurtdışmda-
ki operasyonlarım yönetti. Ha-
fızasmdaki bilgileri ele geçirmek
için sabırsızlanan Batı istihbarat
servisleri amaçlanna elbette ula-
şamadılar.
Demokratik Almanya'daki re-
jim değişikliğinden sonra VVolf
"Gorbaçovcu" bir çizgiye otur-
du ve "Troyka" adını verdiği ki-
tabında Stalinizme veda etti.
Doğu Berlin'de yönetimi Devlet
Başkanı Erich Honecker'den
devralan Egon Krenz' sonra da
Komünist Parti'nin devamım
oluşturan "Demokratik Sosya-
Uzm Partisi"ni destekledi. 'Wolf
tahminlere göre emeklilik yılla-
nnı Moskova'nın kendisine tah-
sis ettiği özel "Datça"smda ge-
çirecek.
Moskova'ya gitmeyip yeni Al-
manya'da "kapitalizmin nimet-
lerinden j'ararlanmayı" yeğleyen
eski STASl ajanlan ise bildikle-
rini şimdi Federal Alman ma-
kamlanna anlatıyor. Bu yüzden
Batı'da son aylarda hiç görülme-
miş sayıda "köstebek" ortaya çı-
karıldı. Doğu Almanların dün-
yada kurduklan ağlar da birer
birer sökülüyor. Böylece Batılı
istihbarat servisleri, eski Doğu
Alman, dolayısıyla KGB'nin de
çalışma tarzı, Batı'dan sızdırdı-
ğı bilgiler ve elindeki kozlar
hakkında fikir ediniyorlar. Do-
ğu Almanya ise 3 ekimden beri
artık Batı'nın nufuzu altında.
Mezardan çıkarılan Frig yazıtı
MERİH AK
İZMİR — Manyas Kuş Cen-
neti'nde en eski tarihi Î.Ö. 7.
yuzyıla uzanan Daskyleion ken-
tinde bir arut mezar içinde bu-
lunan Frig yazıtı, Frigler hak-
kında bügüne kadar bilinen bil-
gilere yeni bir halka daha ekle-
di. Jeofizikçiler tarafından Hi-
sartepe'de Kösem tümulüsunde
yapılan bir aylık çalışmanın ar-
dmdan, bir gun içinde ortaya çı-
kartüan arut mezar, antik Mysia
bolgesinde bugune kadar ele ge-
çınlmiş ve iyi korunmuş tek me-
zar özelliğinı de taşıyor. Mezar
içinde bulunan Frig yazıtı, Ana-
dolu arkeolojisi ve tarihi için
hem yeni soruları ortaya atar-
ken hem de şimdiye kadar Frig-
ler hakkında bilinenlere yeni bil-
giler katıyor.
Manyas Kuş Cennetı'nin gu-
neydoğusunda, Hisartepe yöre-
sindeki antik Daskyleion ken-
tinde 35 yıl sonra başlanan ka-
zılar UçUncü yılma girdi. Kazı
çalışmasının ilk yıbnda ortaya
çıkartılan I.Ö. 2 bin yılına ait
Babil muhru, arkeoloji dûnya-
sında büyük şaşkmlıklara neden
olurken üçuncu yılkı çalışmalar-
da ele geçen Frig yazıtı, ilginç
bir sürpriz oluşturdu.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fa-
kültesi Arkeoloji Bölümü öğre-
î.ö. 5. yüzyıla ait olduğu sa-
nılan anıt mezar; gayet iyi işle-
nerek oluşturulmuş bir mezar
odası, Trakya tumülüslerine oz-
gü biçimde yapıhıuş bir çatısı ve
mezar odasına bağlanan 9 met-
re uzunluğunda dramostan olu-
şuyor. Kazı sırasında ele geçin-
hi için hem yeni sorular ortaya
konurken hem de şimdiye kadar
Frigler hakkında bilinenlere de
yeni bilgiler katıyor.
Kazı calışmalannı üç yıldır
sürduren ve başkanlığını yapan
Prof. Bakır, mezar odasına açı-
lan mermer kapının altında eşik
Manyas Kuş Cennetı'nin güneydoğusunda, Hisartepe yöresindeki
antik Daskyleion kentinde 3. yılına giren kazılarda Frig yazıtı
bulundu. Yazıt,arkeolog Gusmani tarafından incelemeye ahndı.
Kazı çahşmalarını sürduren Prof. Tomris Bakır, yazıtın ortaya
çıkarılmasını "ilginç bir sürpriz" olarak değerlendiriyor. Kazının ilk
yılında I.O. 2 bine ait bir Babil mührüne rastlanmıştı.
tim uyelerinden Prof. Tomris
Bakırın başkanlığını yaptığj ka-
zı çalışmalannda bu yıl, kaa ya-
pılacak olan tumülus, jeofizik-
çiler tarafından incelemeye ahn-
dı. Yaklaşık 1 ay süren çalışma-
lar sonucunda bilgisayardan
edinilen verilerle tumulus için-
deki anıt mezar bir gunluk kazı
sonucunda ortaya çıkartıldı.
len seramıklerden yola çıküarak
yapılan tahminlere göre mezar,
"Büyük İskender'in askerleri
tarafından soyulmuş. Anıt me-
zar, antik Mysia bölgesindeki
bugüne kadar ele geçirilmiş ve
iyi korunmuş tek mezar özelli-
ğini de taşıyor.
Mezarda bulunan Frig yazıtı
ile Anadolu arkeolojisi ve tari-
taşı olarak kullanılan mermer
blok üzerinde 4 satın korunmuş
bir Frig yazıtının bulunmasını
"ilginç bir sürpriz" olarak de-
ğerlendiriyor. Kazının ilk yılın-
da I.Ö. 2 bin yılına ait bir Ba-
bil muhrunün bulunduğuna da
dikkat çeken Prof. Bakır, Frig
yazıtının bu bölgede bulunma-
sını şöyle değerlendjıriyor:
"Yazıtın bu bölgede bulun-
ması iki açıdan önemli, birinci-
si Friglerin antik yazarlar Stra-
bon ve Herodot'un bildirdikle-
ri gibi Friglerin Anadolu'ya BaJ-
kanlar'dan geçtiklerinin bîr ka-
nıtı. Daskyleion Trakya'dan
Anadolu'ya geçenlerin oluştur-
dugv bir yerleşim birimi.
lkinci önemli nokta ise Ana-
dolu'nun bu kadar baDsında de
geçen ilk Frig yazıtı olması.
Şimdiye kadar ele geçen Frig ya-
zttları arasında en batıda bulu-
nanlar Bilecik, Kütahya, Uşak
Güre. Daskyleion bunlann da
baüsında. Bu, Friglerin Anado-
lu içinde bu bölgeye kadar >a-
yıhnış olacagını kanıtlar."
Daskyleion'da bulunan Frig
yazıtı yalruz Türk arkeologları-
nı ve tarihçilerini ilgilendirmi-
yor. Yazıt, Anadolu yerli dille-
ri üzerinde incelemeler yapan ve
dünyaca tanınmış arkeolog Ro-
berto Gusmani tarafından ince-
lemeye alındı.
Çesvre
gempozyumu
• ANKARA (ANKA) —
Dünyayı tehdit eden
arkeolojik ve çevre
sorunlan Ankara'da 1-2
kasım günleri duzenlenecek
bir sempozyumla ele
alınacak. TüTkiye Tabiatını
Koruma Derneği'nin 35'inci
kuruluş yılı kutlama
programı çercevesinde
düzenlenen sempozyum,
Ankara Alman Küllür
Merkezi, Hacettepe
Üniversitesi, Ortadoğu
Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
ve Orman Genel
Müdürlüğü, Alexander Von
Humboldt Bursiyerleri
Derneği'nin işbirliğiyle
düzenlendi. tki gun sürecek
sempozyuma çok sayıda
yerli yabancı bilim adamı
ve araştırmac» katılacak.
Kaçak satılan
kaıı
• ANKARA (AA) —
Kızılay Genel Başkanı Dr.
Kemal Demir, para karşıhğı
satılan kanların hastalık
bulaştırma tehlikesine
dikkat çekerek "Kaçak kan
satanlann kanlannı
kullanmayın" uyansında
bulundu. Demir, AA'ya
yaptığı açıklamada, kaçak
kan satışına çoğunlukla
Ankara, tstanbul ve tzmir
gibi büyük şehirlerde
rastlandığını beurtti. Kızılay
Genel Başkanı Kemal
Demir, kan bağışının
arttırılması için yeni
projeler geliştirdiklerini,
1991 yılında daha fazla kan
bağışı için reklama ağırhk
vereceklerini söyledi.
En çok ezilen,
Türk kadını
• FRANKFURT (AA) —
Almanya'nın yüksek tirajlı
haftalık haber dergisi Der
Spiegel, Almanya'da
yaşayan Türk kadmlanna
bu hafta 24 sayfa ayırdı.
Ülkedeki milyonlarca
yabancı arasında en çok
ezilenlerin Türk kadınlan
olduğuna dikkat çeken
dergi, "Almanlar tarafından
hor görulen onlar, kocalan
tarafından eziyet gören yıne
onlar. Kendi toplumlannın
ortaçağdan kalma namus
anlayışı ile modern endüstri
toplumunun istekleri
arasında bir orta yol
bulmak için hiçbir şansı
olmayanlar yine onlar..!'
ifadesini kullandı.
Ahnanya'daki 1.5 milyon
Turkün yaklaşık yansını
kadınların oluşturduğunu
vurgulayan dergi, "Bu
kadınların namusu söz
konusu olduğunda orman
kanunlan işlemeye başlıyor.
Almanya'mn ortasında
ortaçağ düzeni..." diye
yazdı.
Fabrikada
yangın
• İZMİR (Cumhuriyet Egt
Bürosu) — Bornova
ilçesinın Çamdibi semtinde
bir tekstil fabrikasının
deposunda yangın çıktı.
Olayda iki kişinin
dumandan zehirlenerek
hastaneye gonderildikleri
oğrenildi. Edinilen bilgiye
göre yangın dun sabah
erken saatlerde Yavuz Selim
Caddesi Taç Sanayi A.Şînin
pamuk ve peluşların
bulunduğu deponun
temizliği sırasında meydana
geldi.
ÇGD'nin genel
kurulu
• ANKARA (ANKA) —
Çağdaş Gazeteciler
Derneğı'nin (ÇGD) l'inci
olağanustu genel kurulu 17
kasımda toplanacak.
ÇGD'den yapılan
açıklamaya göre Harb-lş
salonunda toplanacak
olağanustu genel kurulun
gündeminde, genel merkez
yönetım ve denetim kurulu
seçimlerinia >anı sıra
derneğin daha yaygın
orgutlenmesini sağlayacak
geniş kapsamh tuzuk
değışikliğı ve üyeliklerin
yenılenmesı konulan da
bulunuyor.
Rize'de
ögretmen ayıgı
• RİZE (Cumhuriyet) —
1990-1991 öğreum yılının
başlaması>la birlikte
Rize'deki oğretmen açığının -
had safhaya ulaştığı
bildirildi. llkokullarda 150,
orta derecelı okullarda ise
en az 100 oğretmene daha
ihtiyaç duyulduğunu
belırten Rize Milli Eğitim
Mudurluğu yetkilileri,
oğretmen açığına kısa
vadede çozum bulmak
amacıyla vekil oğretmen
atamalarının yapılacağını ve
bu konuda bakanlıktan
kadro göndenleceğini
açıkladılar.