25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurı>et Matbaaal k ve Gazetccılık Turk \nonım Ştrkeiı adına Nadlr Nıdı £ Geneî \a\m Mud\ı r u H t s t a Cemal, Muessese Muduru EmuM U}lklıgU, Yazı [jlcrı Muduru Oka> Gonrasın. 0 Habcr Mcrke-ı Muduru \alçıa Baycr. Sa\fa Duzcnı Yonelmem \H *c*r Q Temsüaler . IZMİR Hıkmct ÇMİnk«». -VDAN A (, t(in ^i«fnojlu k PUınkd (rlal B*$l»RgK On Haberlırn k*(nıj hacBh. EJ 4M«lkulır ^ ı n l ı m D zı W 0 Malı H** tjttl Ejtol 0 Habeflcr tjfM takı. Ekonomı CMRU TurfcM. l> ScndiU Ş»kw fcetoaa kultur lcM Irte», ı*ı Gcto) )»luı Hjber Vaslınna IHBCI Btfiuıt *un Haberfcn \ccdri Dnfu. Spor Da Muhasrbe R«k»l V««T £ Bulff PUnUma !s«*p OnaNtofcofiıı 0 Reklftfn ^«« Tort» Yat - Hahı AW.nl Ida-- Havna G«ı»r IMır Çdk B.lg 0 Itfkuı AwWı. Kdskan NadırNıriı Ofcla) Akhal toftpa Ba**r. ttaaa Ccml. Hlkaci ÇrtMkn* Ofcıi •• M«c«. llkaa Alı Nnan. Aharl Taa Basar, r tfu-o*. Cumhunvet VUlbaacjhk >e Gaittculık TA Ş. Ttut Oca|l Cad 39- 41 Cftiajo{lu 34.3M lu Pk. 246 lUanbul Tel 512 05 0^ (20 haı>, Teleı 222*6, Fu ıl) 526 «0 72 Q Bttro/ar \akjn: Zıya Gökalp B]> Inkılap S. No IV 4 Tti 133 II 41-47, Tefc*. 42344. Fu. (4) 133 0< 6! 0 lı«*r H Zın glv 1352 S. 2/J. T«L 13 12 » Tele» 5235», Fw- (51) 1» 5Î «0 0 U n ı Inemı Cad I » S t> I Kıt I. Tel 19 J7 52 14 t»I). Ttlo. «21<5. Fuı C!) 19 B 71 TAKVIM: 30 EKİM 1990 Imsak: 4.59 Guneş: 6 25 Oğle- 11.53 Ikindı: 14.43 Akşam: 17.10 Yatsı: 18.31 Keneden bulaşan hastalığa karçıaşı Kenelerden bulaşan "Iyme" hastalığına karşı geliştirilen aşı, kobaylarda olumlu sonuç verdi. Aşının en geç 8 yıl içinde insanlar için hazır olacağı belirtiliyor. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — Yale Üni- versitesı Tıp Fakültesi'nde bir grup bilim adamı kenelerin ne- den olduğu "Iyme" hastalığı- na karşı aşı geliştirdi. Erol Fık- nğ adlı bir Türk asıllı Ameri- kahnın başını çektiği araştırma ekibi kobaylarda olumlu so- nuç veren aşının beş ile sekiz yıl içinde insanlar için hazır duruma geleceğini bildirdiler. Journal Of Science dergisın- de yer alan rapor, aşının başa- rısına değındi. Romatizma, kalp rahatsızlığı ve sinir siste- minde aşırı derecede hasara neden olan "iyme" hastalığı ölume yol açabiliyor. Kenele- rin taşıdığı "borrelia burgdor- feri" bakterisinin neden oldu- ğu hastalık 1975'te saptandı. MiUi Sağlık Enstitüsü dok- toru Willy Burgdorfer bakte- riyi belirledi. Bakteri kaşıntı, adale ağnsı ve hafif bir grip et- kisi yapıyor. Daha sonra kalp bozukluğu, eklemlerin iltihap- lanması ve sinir sisteminin ha- sara uğraması gibi vahim has- talıklara neden olabiliyor. Alü kişilik ekiple birlikte ça- Lşan Erol Fıkrı|, tstanbul 1959 doğumlu. îki yaşında iken ABD'ye gelen Fıknğ eği- timini Cornell ve Yale'de yap- tı. Babası Semih Fıknğ çocuk hastalıklan doktoru. New York / Queens'te yaşıyor. Fıknğ, Cumhuriyet'e "Şim- dilik sadece kobaylan kulla- nıyoruz. Steven Bousell tara- fından getiştiren bo kobay mo- ddi üzerinde çahşarak sonucu eide ettik, insanlar üzerinde aşının nasıl etkili olacagını he- niız bilmiyonız, ancak gerçek bir ilerleme yaptığımız kanısındayız" dedi. enerjisine ağırhk BURHANtYE (Cumhuri- yet) — TMMOB tzmir İl Ko- ordinasyon Kurulu, Bakırçay Belediyeler Birliği ve Yeşiller Partisi tarafından düzenlenen "Alternatif Enerji Kaynakla- n" konulu toplantıda Turki- ye'de guneş enerjisine ağırhk verilmesi gerektiği belirtildi. Toplantıyı değerlendiren Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitu- sü'nden Prof. Tolga Yannan, Türkiye'de bugüne dek enerji üretiminde çevre etkilerinin hiç düşünulmediğini beürterek "Çevre konusu da başlıbaşına bir maliyet unsuru olarak ele alınmah ve kurulacak tesisler- de çevre elkileri mntlaka incelenmelidir" dedi. Prof. Yannan toplantıdan çıkan so- nuçlar konusunda şunları söyledi: "Daha az enerjiden daha çok yarar saglanması için ça- Itşmalar yapdmakdır. Aynca giineş, riizgâr enerjisi, jeoter- mal enerji gibi alternatif kay- naklar konusunda araştırma- lar joğunlaştınlmaudır. Özel- likle guneş enerjisi Türkiye açısından büyük öneme sa- hip." Doğu Alman casusluk örgütü STASI tamamen dağıldı, 6 milyon dosya ortada kaldı Almanköstebekler şaşkınDtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLtN — önce Bau Ber- lin'le Doğu arasındaki "duvar" ortadan kalktı. Geçen yılın so- nunda açılan demirperdeyle be- raber "casus köprusü" olarak adlandınlan ve nice casus değiş tokuşuna mekân olan unlu Oberbaumbrücke bir anda her- hangi bir köprü haline geüver- di. Sonra "hür diinyanın simgesi" Checkpoint Charlie yı- kıldı. Puslu havalarda duvann soğuk gölgesinde Sovyet ya da Doğu Alman üniformalarıyla tebdil-i kıyafet etmiş, sahte kim- liklerle bezenmiş kaçakların kurşun seslerinde boğulan çığ- lıkları da artık tarihe karıştı. lkinci Dünya Savaşı'ndan ben Doğulu ve Batılı gizlı semslerin mekân tuttuğu bölilnmüş kent Berlin'de hayat normale döner- ken geriye soğuk savaşm paralı ve gönüllu askerleri kaldı: Ca- suslar. Detnokratik Alman istihbarat Moskova'ya gitmeyen ve yeni Almanya'da 'kapitalizmin nimetlerinden yararlanmayı' yeğleyen Doğu Alman "STASI" ajanlan şimdi bildiklerini Federal Alman makamlanna anlatıyorlar. KGB'nin çalışma tarzı, Batı'dan sızdırılan bilgiler de şimdi eski düşmanlara anlatılıyor. Doğu Alman casusluk örgütü STASI'nın önde gelen isimlerinden Markus Wolf ise ortada yok. Moskova'ya kaçtığı sanılan Wolf casuslar dünyasında bir efsaneydi. Şimdi, İngiliz yazar John Le Carre'nin ünlü "Karla" tipine de Markus WolPun yaşamının kaynak olduğu iddia ediliyor. servisi, "Devlet Güvenlik Ba- kanlıgı"na bağlı olarak çalışan Kontrespiyonaj ve Espiyonaj bölümleri ve rejimi içe karşı ko- rumakla yukümlu "STASI" ağı birden butun bağlantılannı kay- betti. STASl'nin Doğu Berlin merkezinde sakladığı 6 milyon dosya bulunduklan yerde kala- cak. 4 milyon Doğu, 2 milyon Batı Alman vatandaşının özel hayatının en ince ayrıntılarına kadar fışlendiği bu dosyalarm halka açıklanması ve sahipleri- ne geri verilmesi için butun yaz boyunca direnişler ve eylemler örgutlendi. Ancak kendilerine "Vatandaş tnisiytıtif Grubu" adını veren eylemciler başanlı olamadılar. Dosyalarm imha edilmeyıp "gözdeo geçirilmesi", Bonn'un ısrarı üzerine karara bağlandı. Dosyalann imha edümemesi- ne karşın onlan hazırlayan ve özel eğîtimden geçirilip Sovyet haberalma servisi KGB'yle ortak çalışan eski STASl sommlulan- nın yakalanıp sorgulanması Bonn'un şimdi en önemli amaç- lanndan biri. Federal Almanya'run FBI'yı niteliğindeki "Bundeskriminal- unt"ın (BKA) adamları ekim ayı başında D. Alman Espiyonaj Bolümü'nun son şefi General Werner Grossmann'ı yakaladı- lar. 61 yaşmdaki Grossmann'la beraber STASI'deki sağ kolu da ele geçti. Hava kirliliği erken bastırdıKalitesiz yakıt kullanımı, araç sayısındaki artış, kent yerleşim planlannın düzensizliği hava kirliliğini sadece Ankara, İstanbul ve îzmir'in değil, hızla büyüyen tüm kentlerin sorunu haline getirdi. İDİL GÜRSEL ANKARA — Hava kirliliği erken bastırdı. Son 20 yıldır Turkiye'nin gundemine yerlesen hava kirliliği sonınu, sadece uç büyuk kentin değil, hızla büyu- yen hemen her yerleşim yerinin sorunu haline geldi. Bilim adamlanna göre hav a- daki en yuksek kukurt oranının 75 mikrogram olması gerekiyor. Oysa Ankara'da bu rakam ge- çen yıl zaman zaman 350 mik- rogramın uzerine çıktı. Butün yıl egzoz kirlilığinin etkısinde bulunan Ankara ve diğer büyük kentlerde kışın kaloriferlerin ya- kılmaya başlarnasıyla sorunun katlanarak arttığına dikkat çe- ken uzmanlar, "Kalitesiz yakıt kullanımı, duzensiz kentleşme, araç sa>ısındaki artış, sorunun yaygınlaşmasına neden oluyor" değerlendırmesini yaptılar. "Düşük kalite fuel-oil" kul- lanılması, hava kirliliğini oluş- turan önemli etkenlerden biri. Türkiye'de kullanılan fuel-oil içindeki kükurt miktarı stan- dartlann iki-uç katında. Petrol Ofısi bayıleri kendilerine gelen fuel-oilin çok kalitesiz olduğu- nu, bu nedenle araç sayaçlarının bozulduğunu kaydediyorlar. Turkiye Çevre Sorunlan Vak- fı'na göre "genel olarak çevre konulannda bilgi eksikligi ve ber şeye rağmen faıla önemsenıtıeyişi" nedeniyle ha- va kirliliği büyuk bir sorun ha- lini alıyor. ODTÜ öğretim üye- si Prof. fihan Tekeli ise kentler- de giderek artan hava kirlilıği- nin önlenmesi için oncelikle sağ- lıkh şehır planları yapılması ge- rektiğini vurgularken "İstanbul, Eskişehir ve Bursa gibi şehirle- rimizde kirliHk meselesi göz önune alınmadan hazırlanmış planlar var. Bunlann düzeltil- mesi gerekir. Aynca doğalgaza bir an önce geçme ve kaliteli kö- müriin kullanılması gibi yolla- ra başvurmak gerekir" diyor. Doğalgaza geçilmesi birçok bilim adamınca kirliliği azaltıcı bir onlem olarak düşunuluyor, ama BOTAŞ Genel Muduru Oktay Vural'a göre doğalgazın tüm Turkiye'ye yayılması uzun- zaman alacak. 1990-91 ısınma doneminın sonunda Ankara'da 100 bın konut doğalgaz kullana- cak. Oysa Bursa, tzmır, Eskişe- hir gibi hava kirliliğinin yoğun olduğu diğer bölgelerde henüz çahşmalara başlanmadı. Türkiye Çevre Sorunlan Vak- fı'na göre Turkiye'de önemli hava kirliliği olan bolgeler, şe- hirler ve kirlilik nedenleri şunlar: Karadeniz Bölgesi: Bolgede gubre, demır-çelik, seluloz-kâğıt ve çımento endustrilerinin hava kirliliği yarattığı gönilmekte. Gubre endüstrisi Samsun'da, demir-çelik endüstrisi Ereğli ve Karabuk'te, seluloz-kâğıt en- dustrisı Çaycuma'da, çimento endüstnsi Bartın, Trabzon ve Ünye'de. Murgul (Göktaş): İşleimenin açık sistemle calışması nedeniyle cevher tozlan yoğun bır şekilde etrafa yayılıyor. Yıkama suları hiçbir arıtma ışlemine sokul- maksızın Murgul deresıne veril- mekte. Asit fabrıkasında da son derece eski bır yontem uygulan- makta olduğundan kukurtdiok- sit ve nitroz gazları çevreye ya- yılmakta. Zonguldak metropoliten ala- nı: Zonguldak, Kozlu, Kilimli, Çatalağzı civannda ve vadi için- de yer alan baa tesislerin ve Ça- talağzı Santralı'nın yoredeki ha- va kirliliğine etkisı gözle gorü- nur hale geldi. Marmara Bölgesi: Bölgede gubre, şeker ve den endustrileri- nin çimento, petrokimya en- dustrilerinin yarattığı kirlilik git- tikçe yoğunlaşıyor. Ege Bölgesi: Bölgede ozellikle çimento, şeker ve deri endustri- lerinin neden olduğu hava kir- liliği göruluyor. fç Anadolu Bölgesi: Türki- ye'deki hava kirliliğinin en ileri duzeyde bulunduğu il Ankara. Bunun yanında Eskişehir ve Kavseri'de de hava kirliliği son yıllarda hıssedilmeye başlandı. Doğu Anadolu Bölgesi: Bol- gede şeker, çimento, gubre en- dustrileri hava kirliliğinin onde gelen nedenleri. Şeker fabrika- ları Erzurum, Elazığ ve Erzin- can'da, çimento fabrikaları Kars, Elazığ ve Van'da, gübre fabrikası da Elazığ'da hava kir- liliğine yol açmakta. m Mini etekle gelen Dış Haberler Servisi — Geçen hafta pazartesi günu Londra Kadm Giyim Moda Haftası sonuçlanırken geleneksel "Yılın Tasanmcısı" ödülü de verildi ve Vivienne Westwood, 60'lı yıllann efsanevi tasanması mini eteğin yaratıcısı Mary Quant'a saygı çerç-;vesinde 1990'ın en iyi moda tasanması seçildi. The European gazetesine göre "Moda sıirekü degişir, ama bu değişkenlik biraz da bir jayın guzergfihına benzer. Kimi biçimler ve kesimier yıllar sonra yeniden gündeme gelir" diyen Westwood, 1991 bahar koleksiyonunu sergilerken ipek şal, ipek mini mini buruşmuş etekle dikkatleri topladı. Deri-süet kanşımı mayo üstunde egemen renkler beyaz ve kahverengi. Desenlerde çiçek ağırlığı görülüyor. İpek şal ise havarun durumuna göre bacaklan ya da Ustü korumaya yönelik. Westwood'un önemli özelliklerinden biri de tngiliz modacılara çok çeşitli alanlarda öncülük etmesi. Son yıllarda kadın modasında Londra'nm Paris'e yaklaşması da önemli gelişmelerden biri olarak kaydediliyor. Ingilizler ozellikle Hindistan, Karayipler ve hatta Japonya'daki genç tasanmalara olanak sağlayarak Londra'yı erkek giyim modasının yam sıra kadın modasının da önemli biı başkenti haline getirmeye çalışıyorlar. Geçen haftaki defılede daha önceki yıllarda Ingiltere'de yıhn tasanmcısı seçilmiş olan Türk modacısı Rıfat Özbek de bir video gösterisiyle uzmanlara yeni koleksiyonunu sergiledi. "Affrodizzian" adını verdiği bu yeni seride Özbek, Afrikah kadın giysilerinden esüılenerek Batılı versiyonlar çizdi. özbek'in 1991 bahar koleksiyonu "Future özbek" (Gelecek Zaman özbek) adıyla piyasaya sunulacak. Ancak Bonn, asıl hedefıne ulaşamadı. Bu, Grossmann'dan önce D. Alman Espiyonaj Bölü- mu'nu uzun yıllar yönetmiş olan 67 yaşmdaki "tilki" Markus Woirtu. VVolf, 20Haziran 1989 tarihli tutuklama emrine göre .'^gır derecede casusluk faaliye- tinde bulunmak" şüphesi ile aranmaya başlanmış ve Alman Birliği'nin gerçekleştiği 3 Ekim 1990 günu Dogu Berlin'deki evinde tutuklanması planlan- mıştı. Bonn'un gözüne kestirdiği ikinci hedef bir "köstebek"ti. Federal Alman Kontrespiyonaj Şefi iken Doğu casusu olduğu ortaya çıkarılan Hans Joachim Tıedge'rün Doğu Berlin'deki evi- ne baslun yapan ekipler kuşun çoktan kafesten uçtuğunu ve 21 ağustosta Moskova'ya kaçtığını tespit ettiler. Önemli köstebek Batı Almanya'da yakalanan en önemli "köstebek" Tiedge, Moskova'ya kaçışını çok önce- den hazırlamıştı. Bir Volksvva- gen Golf marka arabayla yola çıkmadan önce gazete abonele- rini iptal etmiş, kacışmdan on gün sonra büyük bir rahathk içinde mobilyalanm bir nakliyat şirketinin TIR'ına yukleterek Moskova'ya getirtmişti. STASI'nin en emektar şefle- rindan Markus Wolf da -büyük bir olasıhkla Moskova'ya- kaç- madan önce Federal Alman Başsavcısı'na kaçış nedenlerini acıklayan uzun bir mektup yol- ladı. Başsavcı Aleksander von StahTa yolladığı mektupta Wolf, "siyasi suçlu muamelesi gorece- gine inandtgını, kendini mahke- mede savunacak >usal araçlar- dan yoksun kalacağını bildigini ve kendisinin ibret olsun diye agır cezalandınlacagından kork- tuğunu" belirtti. Bir efsane Gerçekten de Markus Wolf, gizli servisler dûnyasında bir ef- sane. Alman yazar Friedrich Wolfun oğlu olan Markus Wolf, Batı Alman ist ; hbaratının en korktuğu adamlardan biriy- di. "Mişa" kod adlı VVolfun yu- zü yakm zamana kadar tanınmı- yordu. tngiliz yazar John le Car- re'nin "Karla" tipine kaynak oluşturduğu belirtilen \VolFun yahiız fotoğrafıru ele geçirmek bile Batı istihbaratı için buyük övunç kaynağı oluşturmuştu. Markus VVolf, Moskova'daki KGB merkezi "L>ubyanka"da eğitildikten sonra uzun yıllar Doğu Almanya'nın yurtdışmda- ki operasyonlarım yönetti. Ha- fızasmdaki bilgileri ele geçirmek için sabırsızlanan Batı istihbarat servisleri amaçlanna elbette ula- şamadılar. Demokratik Almanya'daki re- jim değişikliğinden sonra VVolf "Gorbaçovcu" bir çizgiye otur- du ve "Troyka" adını verdiği ki- tabında Stalinizme veda etti. Doğu Berlin'de yönetimi Devlet Başkanı Erich Honecker'den devralan Egon Krenz' sonra da Komünist Parti'nin devamım oluşturan "Demokratik Sosya- Uzm Partisi"ni destekledi. 'Wolf tahminlere göre emeklilik yılla- nnı Moskova'nın kendisine tah- sis ettiği özel "Datça"smda ge- çirecek. Moskova'ya gitmeyip yeni Al- manya'da "kapitalizmin nimet- lerinden j'ararlanmayı" yeğleyen eski STASl ajanlan ise bildikle- rini şimdi Federal Alman ma- kamlanna anlatıyor. Bu yüzden Batı'da son aylarda hiç görülme- miş sayıda "köstebek" ortaya çı- karıldı. Doğu Almanların dün- yada kurduklan ağlar da birer birer sökülüyor. Böylece Batılı istihbarat servisleri, eski Doğu Alman, dolayısıyla KGB'nin de çalışma tarzı, Batı'dan sızdırdı- ğı bilgiler ve elindeki kozlar hakkında fikir ediniyorlar. Do- ğu Almanya ise 3 ekimden beri artık Batı'nın nufuzu altında. Mezardan çıkarılan Frig yazıtı MERİH AK İZMİR — Manyas Kuş Cen- neti'nde en eski tarihi Î.Ö. 7. yuzyıla uzanan Daskyleion ken- tinde bir arut mezar içinde bu- lunan Frig yazıtı, Frigler hak- kında bügüne kadar bilinen bil- gilere yeni bir halka daha ekle- di. Jeofizikçiler tarafından Hi- sartepe'de Kösem tümulüsunde yapılan bir aylık çalışmanın ar- dmdan, bir gun içinde ortaya çı- kartüan arut mezar, antik Mysia bolgesinde bugune kadar ele ge- çınlmiş ve iyi korunmuş tek me- zar özelliğinı de taşıyor. Mezar içinde bulunan Frig yazıtı, Ana- dolu arkeolojisi ve tarihi için hem yeni soruları ortaya atar- ken hem de şimdiye kadar Frig- ler hakkında bilinenlere yeni bil- giler katıyor. Manyas Kuş Cennetı'nin gu- neydoğusunda, Hisartepe yöre- sindeki antik Daskyleion ken- tinde 35 yıl sonra başlanan ka- zılar UçUncü yılma girdi. Kazı çalışmasının ilk yıbnda ortaya çıkartılan I.Ö. 2 bin yılına ait Babil muhru, arkeoloji dûnya- sında büyük şaşkmlıklara neden olurken üçuncu yılkı çalışmalar- da ele geçen Frig yazıtı, ilginç bir sürpriz oluşturdu. Ege Üniversitesi Edebiyat Fa- kültesi Arkeoloji Bölümü öğre- î.ö. 5. yüzyıla ait olduğu sa- nılan anıt mezar; gayet iyi işle- nerek oluşturulmuş bir mezar odası, Trakya tumülüslerine oz- gü biçimde yapıhıuş bir çatısı ve mezar odasına bağlanan 9 met- re uzunluğunda dramostan olu- şuyor. Kazı sırasında ele geçin- hi için hem yeni sorular ortaya konurken hem de şimdiye kadar Frigler hakkında bilinenlere de yeni bilgiler katıyor. Kazı calışmalannı üç yıldır sürduren ve başkanlığını yapan Prof. Bakır, mezar odasına açı- lan mermer kapının altında eşik Manyas Kuş Cennetı'nin güneydoğusunda, Hisartepe yöresindeki antik Daskyleion kentinde 3. yılına giren kazılarda Frig yazıtı bulundu. Yazıt,arkeolog Gusmani tarafından incelemeye ahndı. Kazı çahşmalarını sürduren Prof. Tomris Bakır, yazıtın ortaya çıkarılmasını "ilginç bir sürpriz" olarak değerlendiriyor. Kazının ilk yılında I.O. 2 bine ait bir Babil mührüne rastlanmıştı. tim uyelerinden Prof. Tomris Bakırın başkanlığını yaptığj ka- zı çalışmalannda bu yıl, kaa ya- pılacak olan tumülus, jeofizik- çiler tarafından incelemeye ahn- dı. Yaklaşık 1 ay süren çalışma- lar sonucunda bilgisayardan edinilen verilerle tumulus için- deki anıt mezar bir gunluk kazı sonucunda ortaya çıkartıldı. len seramıklerden yola çıküarak yapılan tahminlere göre mezar, "Büyük İskender'in askerleri tarafından soyulmuş. Anıt me- zar, antik Mysia bölgesindeki bugüne kadar ele geçirilmiş ve iyi korunmuş tek mezar özelli- ğini de taşıyor. Mezarda bulunan Frig yazıtı ile Anadolu arkeolojisi ve tari- taşı olarak kullanılan mermer blok üzerinde 4 satın korunmuş bir Frig yazıtının bulunmasını "ilginç bir sürpriz" olarak de- ğerlendiriyor. Kazının ilk yılın- da I.Ö. 2 bin yılına ait bir Ba- bil muhrunün bulunduğuna da dikkat çeken Prof. Bakır, Frig yazıtının bu bölgede bulunma- sını şöyle değerlendjıriyor: "Yazıtın bu bölgede bulun- ması iki açıdan önemli, birinci- si Friglerin antik yazarlar Stra- bon ve Herodot'un bildirdikle- ri gibi Friglerin Anadolu'ya BaJ- kanlar'dan geçtiklerinin bîr ka- nıtı. Daskyleion Trakya'dan Anadolu'ya geçenlerin oluştur- dugv bir yerleşim birimi. lkinci önemli nokta ise Ana- dolu'nun bu kadar baDsında de geçen ilk Frig yazıtı olması. Şimdiye kadar ele geçen Frig ya- zttları arasında en batıda bulu- nanlar Bilecik, Kütahya, Uşak Güre. Daskyleion bunlann da baüsında. Bu, Friglerin Anado- lu içinde bu bölgeye kadar >a- yıhnış olacagını kanıtlar." Daskyleion'da bulunan Frig yazıtı yalruz Türk arkeologları- nı ve tarihçilerini ilgilendirmi- yor. Yazıt, Anadolu yerli dille- ri üzerinde incelemeler yapan ve dünyaca tanınmış arkeolog Ro- berto Gusmani tarafından ince- lemeye alındı. Çesvre gempozyumu • ANKARA (ANKA) — Dünyayı tehdit eden arkeolojik ve çevre sorunlan Ankara'da 1-2 kasım günleri duzenlenecek bir sempozyumla ele alınacak. TüTkiye Tabiatını Koruma Derneği'nin 35'inci kuruluş yılı kutlama programı çercevesinde düzenlenen sempozyum, Ankara Alman Küllür Merkezi, Hacettepe Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Orman Genel Müdürlüğü, Alexander Von Humboldt Bursiyerleri Derneği'nin işbirliğiyle düzenlendi. tki gun sürecek sempozyuma çok sayıda yerli yabancı bilim adamı ve araştırmac» katılacak. Kaçak satılan kaıı • ANKARA (AA) — Kızılay Genel Başkanı Dr. Kemal Demir, para karşıhğı satılan kanların hastalık bulaştırma tehlikesine dikkat çekerek "Kaçak kan satanlann kanlannı kullanmayın" uyansında bulundu. Demir, AA'ya yaptığı açıklamada, kaçak kan satışına çoğunlukla Ankara, tstanbul ve tzmir gibi büyük şehirlerde rastlandığını beurtti. Kızılay Genel Başkanı Kemal Demir, kan bağışının arttırılması için yeni projeler geliştirdiklerini, 1991 yılında daha fazla kan bağışı için reklama ağırhk vereceklerini söyledi. En çok ezilen, Türk kadını • FRANKFURT (AA) — Almanya'nın yüksek tirajlı haftalık haber dergisi Der Spiegel, Almanya'da yaşayan Türk kadmlanna bu hafta 24 sayfa ayırdı. Ülkedeki milyonlarca yabancı arasında en çok ezilenlerin Türk kadınlan olduğuna dikkat çeken dergi, "Almanlar tarafından hor görulen onlar, kocalan tarafından eziyet gören yıne onlar. Kendi toplumlannın ortaçağdan kalma namus anlayışı ile modern endüstri toplumunun istekleri arasında bir orta yol bulmak için hiçbir şansı olmayanlar yine onlar..!' ifadesini kullandı. Ahnanya'daki 1.5 milyon Turkün yaklaşık yansını kadınların oluşturduğunu vurgulayan dergi, "Bu kadınların namusu söz konusu olduğunda orman kanunlan işlemeye başlıyor. Almanya'mn ortasında ortaçağ düzeni..." diye yazdı. Fabrikada yangın • İZMİR (Cumhuriyet Egt Bürosu) — Bornova ilçesinın Çamdibi semtinde bir tekstil fabrikasının deposunda yangın çıktı. Olayda iki kişinin dumandan zehirlenerek hastaneye gonderildikleri oğrenildi. Edinilen bilgiye göre yangın dun sabah erken saatlerde Yavuz Selim Caddesi Taç Sanayi A.Şînin pamuk ve peluşların bulunduğu deponun temizliği sırasında meydana geldi. ÇGD'nin genel kurulu • ANKARA (ANKA) — Çağdaş Gazeteciler Derneğı'nin (ÇGD) l'inci olağanustu genel kurulu 17 kasımda toplanacak. ÇGD'den yapılan açıklamaya göre Harb-lş salonunda toplanacak olağanustu genel kurulun gündeminde, genel merkez yönetım ve denetim kurulu seçimlerinia >anı sıra derneğin daha yaygın orgutlenmesini sağlayacak geniş kapsamh tuzuk değışikliğı ve üyeliklerin yenılenmesı konulan da bulunuyor. Rize'de ögretmen ayıgı • RİZE (Cumhuriyet) — 1990-1991 öğreum yılının başlaması>la birlikte Rize'deki oğretmen açığının - had safhaya ulaştığı bildirildi. llkokullarda 150, orta derecelı okullarda ise en az 100 oğretmene daha ihtiyaç duyulduğunu belırten Rize Milli Eğitim Mudurluğu yetkilileri, oğretmen açığına kısa vadede çozum bulmak amacıyla vekil oğretmen atamalarının yapılacağını ve bu konuda bakanlıktan kadro göndenleceğini açıkladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle