Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30EKÎM 1990 CUMHURİYET/17
Baba-oğUİ timsahlar- Almanya'nın güney
kentierinden Wiirzburg'da sirk neşesi yaşanıyor. Alman
sirki Krone'de yer alan çeşitli gösteriler arasında
timsahlarınki de bulunuyor. 12 timsahın yer aldığı ozel
gösteri sırasında üç yaşındaki oğul timsahın babasının
sırtında çok keyifli oldugu belirtiliyor. (Fotoğraf: AP)
Bıırsa Cezaevi
yıkıldı
BURSA (AA) — Fransızlar
tarafından 1910 yıhnda yaptın-
lan, önce Düyun-u Umumiye
olarak kullanılan ve daha son-
ra cezaevine dönüştürülen bina
yıkıldı.
Bursa Kültür ve Tabiat Varhk-
lannı Koruma Kurulu'nca geçen
eylül ayında "Taşınmaz Kültür
Varbğı" olarak tescili yapıian ta-
rihi cezaevi binası, daha sonra
aynı kunılca alınan bir kararla
kültür varbğı olmaktan çıkarıl-
dı.
Bursa'da günün konusu ha-
line gelen ve bazı kuruluşlann
yıkılmasına karşı çıktıkları bina
dün yerle bir edildi. Yetkililer, 16
bin 500 metrekare alanda bulu-
nan binanın yerinde modern bir
adliye sarayı inşa edileceğini söy-
lediler.
H i l t o n ÇÖktÜ- ABD'nin Connecticut eyaletindeki
Hartford'da farklı bir pazar sabahı yaşandı. Parkviov
Hilton Hotel. sabahın erken saatlerinde bir ekip
tarafından yıkıldı ve yerle bir oldu. Otel, sahipleri
tarafından 1989 yılı sonunda kapalılmıştı. Parkview
Hilton Oteli'nin bulunduğu bölgede United Technologies
Corporation şirkelinin ana merkezinin inşasına
başlanacağı bildirildi. (Fotoğraf: AP)
Başardı
öğrencîler
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosn) — Geçen öğretim yılında
üniversitelerin ve çeşitli okulla-
nn giriş smavlannda dereceye
giren öğrenciler ödüllendirildi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
ve Başbakan Yıldınm AkbuJut'-
un ödülleri dağıttığı törende bi-
rincilere birer cep bilgisayan ve
l'er milyon lira, ikincilere
750'şer bin lira ile hesap maki-
nesi, üçüncülere de 500 bin lira
ve birer hesap makinesi ile çe-
şitli hediyeler verildi.
Törenin açış konuşmasını ya-
pan MiUi Eğitim Bakanı Avni
Akyol, gençliğin eğitiminin ül-
kenin geleceğini belirleyeceğini
belirterek, 24 kasımda da başa-
nlj öğretmenJeri ödüDendirecek-
lerini kaydetti.
HoUandalı
güzel
unıutlu
Bo yılın Dünya
Güzellik
Yanşması 8
kasım tarihinde
Londra'da
yapılacak.
Yartşma günttne
daha bir
haftadan daha
fazla süre varken,
uzmanlar
HoUandalı
güzelin ş&nsının
büyük oldugunn
söylüyor.
Hollanda güzeli
secilen Gabrielle
Stap, 21 yaşında,
sanşın ve mavi
gödii.
(Fotoğraf:
Reuter)
HABERLERİN DEVAMI
Dikkat Edilmesi Gereken...
(Baftarafl I. Sayfada)
Bu açıdan, önce laik cumhuriyetin kurul-
ması, sonra demokrasiye geçişın başanlma-
sı, Türkiye'nin çağdaşlaşma yörüngesine so-
kulmasında en önemlı kilometre taşları ol-
muştur.
Kuşkusuz bugün geldiğimiz nokta birçok
bakımdan doyurucu olmaktan uzaktır. Bir
türlü aşılamayan tıkanıklıklar. mutlu ve gü-
zel günlere utaşılmasını ne yazık ki engelli-
yor.
Özellikle günümüzde yaşayageldiğimiz
enflasyon ve hayat pahalılığı; gelir dağılımın-
daki adaletsizlik; toplumdaki yaygın fırsat
eşitsizliği; sağlık ve sosyal güvenlik alanın-
daki çarpıcı yetersizlik; gittikçe dallanıp bu-
daklanan terör...
Bunların tümü, günümüzde karamsarlığın
toplumda boy atmasına yol açıyor.
Gidiş nereye?
Bugünlerde çengelini zihinlere en çok
asan soru işareti budur.
Bir yanda günlük yaşantının binbir soru-
nuyla boğuşma... Öte yanda can güvenliği-
ni tehdrt eden şiddet eylemleri... Böylesi kc-
şulların bir toplumda iyimser duygu ve dü-
şüncelere set çekmesi doğaldır.
Onun için, düşünme zamanıdır diyoruz.
Herkes şapkasını önüne koymalı ve serin-
kanlı düşünmelidir.
Evet, yönetilmesi kolay olmayan bir ülke-
dir Türkiye; ama sorunları da çözümsüz de-
ğildir.
Çözümleri akılcı bir raya oturtabilmek için,
öncelikle ortak bir noktanın yakalanması ge-
rekiyor. Bu nokta, demokrasi ve insan hak-
larıdır.
Türkiye'nin siyasal yelpazesinde yer alan-
lar, demokrasi ve insan hakları platformun-
da birleşemezlerse, daha çok acı ve sıkıntı
çekilecek demektir bu ülkede.
Sadece yasak, ceza ve "sopa"dan oluşan
politikalarla ne ülke bütünlüğü, ne ulusal bir-
lik, ne de laik cumhuriyet korunabilir.
Temel sorunların sürüncemede kalması
istenmiyorsa, demokrasi ve insan hakları
herkes için bir çıkış noktası olmalıdır arttk.
Bu konuda ulusal bir mutabakat (konsensüs)
sağlanamazsa, karamsarlığın iyimserliğe dö-
nüşmesi uzun zaman alacaktır.
Ve demokrasi korkusunun nedeni gitgide
büyüyor, büyüyecek.
Üç büyük ABD OzaTı oyalıyor
OzaPdan liberallere'
(Baştarafi 1. Sayfada)
Yıldınm Akbulut ile telefonia
görüşerek Hüsnü Doğan'ın
atanmasını kesinleştirdiği öğre-
nildi. Doğan'ın atamasını önce-
ki gece saat 24.00 sulannda Baş-
bakanlık Müsteşarı Sabahattin
Çakmakoğlu Anadolu Ajansı'-
nı arayarak haber verdi. özal'-
ın muhafazakâr eğilimdeki Hüs-
nü Doğan'ı Milli Savunma Ba-
kanhğı'na ataması, ANAP ku-
Nurcular
(Baftarafl I. Sayfada)
istediklerini kaydetti.
DGM bantlan istedi
ANKA'nın haberine göre,
DGM Başsavcıhğı mevlitle ilgi-
li konuşma bantlannı, konuşma
metinlerini ve görüntüleri Anka-
ra Emniyet Müdürlüğü'nden is-
tedi. DGM'den bir yetkili, "Top-
lantı sıradan bir toplantı değil-
dir. 29 Ekim Cumhuriyet Bay-
ramı'na bir gün kala yapüıyor.
Toplantıyı yapanlann da laiklik
prensibine aykın kişiler oldngu
kanısmdayız" dedi.
DGM yetkilileri aynca, mev-
lide katılan 3'ü ANAP'lı 6'sı
DYP'li milletvekillerinin durum-
.annın incelendiğini, 'gerekirse'
bu milletvekilleri hakkında so-
mşturma açılabileceğini belirt-
tiler.
Cumhuriyet muhabirinin ko-
nuya ilişkin sorusunu yanjtlayan
mevlidi düzenleyen Yeni Asya
Gazetesi'nin sahibi Mehmet
Kutlular, basını "olaylan saptı-
rarak savcılan meşgul etmek"le
suçladı. Mevlidin kanunlan ih-
lalle ilgisi bulunmadığını belir-
ten Kutlular, "Kanunda bö.vle
bir mesele yok. Bu camide ya-
pılan bir me*lit. Mevlit, suç un-
suru olan bir mesele değildir.
Cumhuriyet Bayramı'nda mev-
lit vapılrnaz diye bir suç da
yoktur" dedi. Konu hakkında
soruşturma açılmasının "ina-
nanlann nezdinde suç sayüa-
cağını" savunan Kutlular, "So-
ruşturma hoş karşılanmaz. Böy-
le bir soruşturma açılmasına ge-
rek yok" diye konuştu.
Hasta
(Baştarafi Sporda)
Giderek menajerler ve futbolcu-
lar, birleşik cephe ve Metin
Asık'ın adamlan diye aynldı.
• Yönetim kurulunun bir bölü-
mü Hiddink'i isterken, diğerle-
ri de onu görevden uzaklaştır-
mak için ayak oyunlarına
başladı.
• Transfer edilen baa futbolcu-
lar alacaklannın tamamını alır-
ken bazıları henüz parasını ala-
madı ve Fenerbahçe'nin kapısı-
nı aşuıdınr hale geldi.
İşte, tiim bu kargaşa içinde
futbolcuların ne kendüerine ne
de yönetime güvenleri kaldı.
Şimdi ne yapmah?
Bize göre iş; asıp kesmek, fut-
bolcu atmak veya tüm takımı
:ğiştirmek, onların yerine kü-
le düşmeye aday takımlardan
futbolcu kiralamakla düzele-
mez. Zaman zaman çoğu takım-
lar bu hale düşmüştür. Önetv4i
olan onlan kovmak veya atrr/ak
değil, yola getirebilmektir.
Biliyoruz, bunlann hiçbiri çö-
zümlenmeden operasyona gidi-
lecek. Belki de bir parmak için
bir kol kesilecek. Ama dikkat,
"operasyon başarılı, hasta
öldü" olmasın...
lisinde, "Ozal kendisi ile pazar-
lık yapmak isteyen hiçbir gru-
ba taviz vermeyeceğini
gösterdi" biçiminde yo-
rumlandı.
Bu arada Özal'ın Hasan Ce-
lal Güzel'in genel başkanüğı için
"Hasan olmasın da kim olursa
olsun" dediği biçimindeki ha-
berler de Cumhurbaşkanhğı
Sözcüsü Kaya Toperi tarafın-
dan yalanlandı. Toperi, Cum-
huriyet'e yaptığı açıklamada,
"Sayın Cumhurbaşkanı bu tip
konulan kimseyk göriişmez,
tartışmaz. Bu tür haberter hayal
iirünüdür" dedi.
Cumhurbaşkanı Özal'a yakın
bazı ANAP'hlar, Safa Giray'-
ın istifasının "basit" bir nede-
ne dayandığını, ancak Mesut
Yılmaz tarafından Giray'ın is-
tifasının Başbakan Akbulut'a
yonelik bir "tebdit" aracı ola-
rak kullanılmak istendiğini sa-
vunarak "Özal, beklentilerin
tam tersini yaparak şantaj ve
tehditlere boyun eğmeyecegini
gösterdi" yorumunu yaptılar.
Milli Savunma Bakanlığı'na
Hüsnü Doğan'ın kaydınlması
muhafazakâr eğilimde memnu-
niyetle karşılandı. Muhafazakâr
eğilimdeki ANAP yöneticileri,
"Cumhurbaşkanı Özal'ın Hüs-
nü Dogan'ı Milli Savunma gibi
önemli bir bakanlıga getirerek
ANAP Genel Başkanlığı'na
hazırladığı" yorumlarını
yaptılar.
Doğan'ın Milli Savunma Ba-
kanlığı'na kaydınhnasının ar-
dından ANAP yönetiminde de
değişiklik gündeme geldi. Do-
ğan'dan boşalan Devlet Bakan-
lığı'na, Teşkilat Başkanı Orhan
Demirtaş'm getirilebileceği ku-
lislerde söylenirken "Tavır ve
davramşlanyla ANAP içerisin-
de sorun olan ve çok yıpranan
Teşkilat Başkanı Devlet Bakan-
lığı'na getirilerek ANAP'tan
uzaklaştınlırsa, Teşkilat Baş-
kanlığı'na da daha liberal bir
isim bulunur. Hem Akbulut ra-
hatlar, hem de denge sağlanmış
olur" görüşü savunuluyor.
Bu akşam toplanması gere-
ken ANAP Merkez Karar ve
Yönetim Kurulu'nun, Cumhur-
başkanı Özal'ın resepsiyonu ne-
deniyle ertelendiği belirtildi. llk
MKYK toplantısına, Doğan'ın
atanması ile birlikte gerginleşen
eğilimler arası çekişmenin yan-
sıması bekJeniyor. Yılmaz ve ar-
kadaşları dün kendi aralannda
yaptıkları toplantıda, Istanbul1
da yenilenecek Kadıköy, Üskü-
dar ve Beyoğlu delege seçimle-
rinin sonuçlannın beklenmesi
kararı aldüar.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
Hüsnü Doğan'ın Milli Savunma
Bakanlığı'na getirilmesiyle ilgi-
li olarak "Birini bir gün ataya-
caktık. Bayrama da yetişti, iyi
oldu" dedi. Akbulut, boşalan
Devlet Bakanlığı'na atama ya-
pılıp yapılmayacağı sorusuna
gülerek karşıhk verdi.
ANAP Genel Baskan adayla-
rından Mesut Yılmaz, sabah
TBMM'de Cumhuriyet Bayra-
mı nedeniyle düzenlenen kabul
sırasında Devlet Bakanı Musta-
fa Taşar, Istanbul Milletvekili
Ferruh İlter ve Kütahya Millet-
vekili Mustafa Kalemli ile bir-
likte ayaküstü kısa bir değerlen-
dirme toplantısı yaptı. Yıl-
maz, bu sırada Cumhuriyet mu-
habirinin Hüsnü Doğan'ın atan-
ması ile ilgili sorusuna, "Tuttu-
ramadık. Kabine içinden kay-
dınna olacağını bildik, ama
isimde yanıldık" karşıhğıru ver-
di. Yılmaz, "Sizce isabetli bir
atama nu?" sorusunu da "Bi-
zim bütün arkadaşlarımız
degerlidir" diye yanıtladı.
Törende Hüsnü Doğan da ga-
zetecilerin, atanması ile ilgili so-
rulanna, "Önceden biliyordum,
ama atama gece oldu" yaıutını
verdi. Doğan, görev devir-teslim
töreninin ne zaman yapılacağı-
nın henüz belli olmadığını
söyledi.
Devlet Bakanı Mehmet Kece-
cUer de "İyi bir atama" değer-
lendirmesini yaparak, memnu-
niyetini dile getirdi. Keçeciler,
"Başbakan Yarduncıhğı'na ata-
ma işleminiz de bugünlerde ger-
çekleşebilir mi?" sorusuna,
"BUmiyorum, bakalun" yanıtı-
nı verdi.
Devlet Bakanı Mustafa Taşar
da "Hayırlı olsun" demekle
yetindi.
Mesut Yılmaz yanlısı millet-
vekillerinden Şadan Tuzcu,
"Başbakan'ın takdiridir. Say-
gıyla karşüıyorum" derken,
Mehmet Akdemir, "Sürpriz ol-
du. Yonıın yok" demekle yetin-
di.
Doğan'ın Devlet Bakanlığı'-
ndan aynlmasıyla hükümetin
ekonomi cephesindeki dengeler-
de de yeni değişiklikler bekleni-
yor. Merkez Bankası ve Exim-
bank'tan sorumlu olan Para
Kredi Kurulu Başkanı Doğan'-
ın görevlerini kimin üstleneceği
"ekonomi patronlugu" tartış-
malarını yeniden gündeme ge-
tirecek.
Mesut Yılmaz ve arkadaşlan
TBMM Dışişleri Komisyonu
Başkam Adnan Tutkun'un cxb-
sında son gelişmeleri değerlen-
dirdiler. Bu değerlendirme sıra-
sında, Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'un bugün yapılacak
ANAP Mecüs grup toplantısın-
da ve daha sonra izleyeceği tavn
bekleme görüşü benimsendi.
Buna göre ilk yapılacak ANAP
MKYK toplantısında Akbulut'-
un tutumuna göre tavır ahna-
cak.
•
Idamlarla
ilgili
çalışmalar
durdu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Içişleri Bakanlığı'nın
TBMM'de bekleyen idam dos-
yalanyla ilgili olarak yapıian ça-
lışmayı askıya aldığı oğrenildi.
tçişleri Bakanı Abdülkadir Ak-
su da idam cezalanyla ilgili ola-
rak yapıian eleştirileri yamtlar-
ken "Avnıpaldar bizim işimize
niye kanşıyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın başkanlık ettiği Bakan-
lar Kurulu toplantısındaki söz-
lerinden sonra Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler'in açıklama-
larıyla gündeme gelen idam ce-
zarı için lçışlerı Bakanhğı'n-
daki çalışmalar durdu. Edinj-
len bilgiyegöre TBMM'de bek-
leyen 287 idam cezasından han-
gisinin yerine getirilebileceği ko-
nusunda "şablon" belirlemek
amacıyla yapıian incelemeler
tçişleri Bakanlığı'nda da ayn bir
çalışma başlatılması üzerine ta-
mamlanmadan askıya alındı.
(Baftarafl 1. Sayfada)
leri Bakanlığı kulislerinde yapı-
ian değerlendirmelerde Ankara,
Jstanbul ve İzmir vaiiliklerinde
değişikliğe gidilmesi konusunun
bir süredir düşünüldüğü belirti-
lerek "Ancak bu değişiklik, bu
yıl ortalannda çıkan Valiler Ka-
rarnamesi'ne yansımadı. Ancak
daha sonra çıkanlan Emniyet
Müdürleri Kararnamesi'yle ya-
pıian değişiklikler ile diişünülen
bu görev degişikliği için gerekli
zemin hazırlandı" yorumu
yapıldı.
Aym kulislerde Emniyet Mü-
dürleri Kararnamesi'yle Anka-
ra'ya Malatya Emniyet Müdürü
Hasan Özdenir'in, fstanbul'a
ise Ankara Emniyet Müdürü
Mehmet Ağar'ın atanmalan
anımsatılarak "dörtlü zirve"de
buluşanlara dikkat çekildi. Ku-
lislerde İzmir Valisi Kutlu Ak-
taş'ın daha önce Hasan Özde-
mir ile birlikte Malatya'da görev
r
yaptığı da belirtilerek şu değer-
lendirme yapıldı:
"KuÜu Aktaş ve Hasan Özde-
mir Malatya'da, Bedük ile Ağar
da Ankara'da uyuralu bir çalış-
ma içindeydiler. Yapıian atama-
larla valilik koltuklannda yapı-
lacak değişikh'klere önceden ze-
min hazırlandı. Şimdi sıra çıka-
nlacak 'mini' bir Valiler Karar-
namesi'yle bu zemine uygun ata-
malan yapmaya geldi. Bu ata-
malar uzun süredir bakanlık
bünyesinde konuşulan konular-
dı."
Düşünülen değişiklikle Be-
dük'ün son aylarda yaşanan
olaylar sonucu adı yıpranan Is-
tanbul Valisi Cahit Bayar'ın ye-
rine, Kutlu Aktaş'ın da Bedük-
ten boşalan Ankara Vau'liği'ne
getirilmesi planlanıyor. Bakan
Aksu ve Müsteşar Gönül'ün
"yalun dostu" olduğu belirtilen
Bayar'ın da ya İzmir Valiliği'ne
ya da tçişleri Bakanlığı'nda ha-
len boş bulunan Müsteşar Yar-
dımcılığı'na getirilebileceği öne
sürülüyor.
(Baftarafl 1. Sayfada)
ti, ancak aradan geçen bir aylık
süre bu durumu daha da netleş-
tirdi. Amerikan yönetimi, şim-
di de Türk makamlanna "Uru-
guay toplantdanmn sonuçlannı
bekleyelim" mesajını veriyor.
Bu çok umut kına bir gelişme,
çünkü Uruguay toplantılannın
kısa bir sürede sonuçlanması
beklenmiyor. Aynca ABD, tek-
stil kotasının arttınlmasına iliş-
kin Türk-Amerikan görüşmele-
rinin Cenevre'de yapılacak olan
GATT toplanüsı sırasında, 'Ha-
zır heyetler oradayken' başla-
masını istiyor. Yani konuya bir
tür bürokratik sarmal getuilmek
isteniyor. Oysa Türkiye'nin eği-
limi, bu görüşmelerin Ankara
veya Washington'da yapılması
yönünde. ABD, bu davramşı ile
şu anda topu taca atıyor. Ama
bu da tam olarak Amerika'nın
tutumunu yansıtmıyor, çünkü
ABD Başkam Bush'un boyle bir
vaatte bulunmuş olması önem-
li bir güvence olarak algılamyor.
Buradaki görüş birliği o ki ABD
dış ticaret temsilcisi Carla Hill
ne kadar direnirse dirensin, i^
son tahlilde siyasi bir karar ko-
nusu ve Bush ağırhğım koyarsa
sorun çözülür.
Özal'ın NVashington gezisinin
ikinci büyük kazanımı 160
uçaklık ikinci bir F-16 projesi
içın Beyaz Saray'dan siyasi
onay çıkmış olmasıydı. Ancak
bu projeyi de finansman soru-
nu gerçekleşmekten alakoyu-
yor. ABD, şu yöntemi öneriyor:
İlk Turk F-16 projesi, başarıyla
idare edildiği için finansmanda
tasarmf yapıldı. ABD, bu tasar-
ruf diliminin faize yatırılmasını
ve kaynak sorununun bu yolla
çözühnesini tavsiye ediyor. Gös-
rerilen bir başka çözüm yolu da
160 uçaklık projenin 40'lık di-
limlere bölünmesi. Bu Türkiye'-
nin aleyhine bir durum, çünkü
her yeni 40'lık dilimde ABD bü-
yük bir olasılıkla yeni fiyatlar-
la Türkiye'nin karşısma çıkacak
ve toplu tasarruf sağlanamaya-
Özal'ın nıal varlığı
(Baftarafl 1. Sayfada)
en son 1990 yılında TBMM'ye
mal beyamnda bulunduğunu,
aynca kardeşleri ve çocuklanrun
kendisinin başında bulunduğu
makamlardan yararlanarak ka-
zanç sağladıkJarını iddia eden-
lerin bu konuyu derhal ilgih" ma-
kamlara ihbarda bulunmalan
gerektiğini söylediğini açıkladı.
TBMM Genel Kurulu'nda
yann ve cuma günü yasa öneri-
leri ele alınacak. İlk olarak
ANAP Genel Başkan Yardım-
cısı Cumhur Ersümer ve ANAP
Grup Başkanvekili Yasin Boz-
kurt'un siyasi partilerin kongre-
lerinde çarşaf liste zorunluluğu-
nu kaldıran yasa önerisi görii-
şulecek.
Sözcünün açıklaması
Cumhurbaşkam Özal'm şahsi
serveti ve mal beyamnda bulun-
masıyla ilgili olarak bir SHP
milletvekili TBMM'ye verdiği
önerge hakkında ban gazeteler-
de çıkan haber ve yorumlar ko-
nusunda Cumhurbaşkanhğı.
Sözcüsü Büyükelçi Kaya Tope-
ri, dün bir açıklama yaptı. Bü-
yükelçi Toperi'nin açıklaması
şöyle:
"Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, 1983 yılında Anavatan
Partisi Gene) Başkanı seçildiğin-
de ve müteakiben milletvekili
olduğunda yasa geregince
TBMM'ye mal beyanı vermiş ve
1985'te bunu tekrarlamıştı.
1989 sonunda, Cumhurbaş-
kanı olduktan sonra
TBMM'den aynlmalanm taki-
ben, 1990 yılında keza, yasa ge-
regince TBMM'ye mal beyamn-
da bulunmuştur.
1989 sonunda, cumhurbaşka-
nı olduktan sonra TBMM'den
aynlmalannı takiben, 1990 yı-
l:nd akeza, yasa geregince
TBMM'ye mal beyamnda bu-
lunmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanı bu
türlü siyasi polemiklere ve çir-
kin ve mesnetsiz karalama kam-
panyalarına yülardır dağarcık-
lannda hiçbir şeyi olmayanlar-
la ilmi ve fikri münakaşaya gir-
me cesareti bulunmayanlarca te-
vessul edildiğine işaretle, aynca
bu konuda kardeşlerinin ve ço-
cuklannın kendisinin başında
bulunduğo makamiardan yarar-
lanarak kazanç sağladıklaruu
iddia edenlerin bu hususu der-
hal ilgili makamlara ihbar etme-
leri gerektiğini belirtmişlerdir."
Cumhurbaşkam Turgut Özal,
1983 seçimlerini kazandıktan
sonra kasım ayı içinde gazetele-
re açıkladığı mal beyamnda 9
milyon liralık altını, bankada
5.5 milyon lira mevduat hesabı
olduğunu belirtmişti.
Özal, 1983 yıhnda Istanbul
Mecidiyeköy'de 210 metrekare-
lik, Yeniköy'dede 175 metreka-
relik birer bahçeli evi, Eren-
köy'de 130 metrekarelik bir da-
iresi, Cevizli'de 66'şar metreka-
relik 3 yazhğı, Bodrum ve An-
talya'da dd yine 75'er metreka-
relik birer yazhğı olduğunu, ay-
nca Antalya Manavgat'ta bin
metrekare, Gelibolu'da da 275
metrekarelik iki ayn arsaya sa-
hip olduğunu açıklamıştı.
cak. ABD'nin Hava Kuvvetleri
Bakanı Donald Rice şu günler-
de Türkiye'de bu konuda te-
maslar yapıyor.
Yardım değil, ticaret
Cumhurbaşkam özal, ABD'-
ye 'yardımdan daha fazla
ticaret' sloganı ile geldi. Bu slo-
gan, Washington'u kozmetik
açıdan çok etkiledi, ancak ne ti-
caret açısından, ne de yardım
açısından arzu edilen duzeyde
somut bir sonuç sağlanamadı.
Üstelik Türkiye'nin bu argu-
manla gelmiş olması, kongrede
birçok kişinin kafasını da kanş-
tırdı. "Türkiye'ye yardım verir-
sek, bunu hakaret olarak mı
sayar" şeLıinde sorular ortaya
atıldı. Dığer yandan yardımın
ortadân kalkmasıyla Türkiye'-
yi sıkıştırmak için gerekli plat-
formu ellerinden kaçu-abilecek-
lerini düşünen bazı kongre üye-
leri, ticaret konusunu baJtaJa-
maya başladı. Diğer yandan da
•yardım degll ticaret' diyen
Türkiye ABD Kongresi'nde 200
milyon dolarhk hibe peşinde
koştu. Tüm bunlar, bir araya
getirilince, ortaya, içinden çıkı-
lamaz bir çelişkiler demeti çık-
tı. Mısır'ın borçları silinirken,
'yardım degil, ticaret' diye yük-
sek perdeden konuşan Türkiye'-
nin ne ABD ile ticaret kapasitesi
arttı, ne de yardım miktan
yükseldi.
Serbest ticaret
İlk üç konuya oranla serbest
ticaret konusunda hiçbir geliş-
me olmadı. Gerçi Türkiye'nin
Kongre'deki dostlanmn bazı
adunlan var, ancak bunlar iyi-
niyetli çabalar olmaktan öteye
geçemiyor. örneğin Stephan
Solarz, öncülüğündeki bir grup
kongre üyesi ABD Başkanı
Bush'a bir mektup yazarak
Türkiye ile ABD arasmdaki ti-
caret duvarlannın kaldınhnasım
istedi. Ancak bu konu da
uykuda.
Üstelik bunlara ek olarak
ABD Kongresi uzlaştırma ko-
mitesi birkaç gün önce Türkiye
ve Yunanistan'a yapıian yar-
dımda uygulanan geleneksel
10'a 7 oranım bu kez genişlete-
rek kabul etti. Artık ihtiyaç faz-
lası askeri malzeme de bu ora-
na uygun olarak Türkiye'ye ve-
rilecek. Görüldüğü gibi Körfez
krizi, ABD kongresinin bir ke-
siminin Türkiye politikalarım
fazla etkilemiş gözükmüyor.
Aksine, bu çevre, Körfez krizi-
nin diğer sorunlan unutturama-
yacağı konusundaki kararlılığım
her fırsatta Türkiye'ye göster-
mek niyetinde. Sonuç olarak
Amerika, eski Amerika ohnayı
sürdürüyor. Türkiye'nin, "Kör-
fez'de girdiğj risk ayannda
Amerika'dan karşıhk göriip
görmeyecegi" sorusu ise yanıt-
sız kalmaya devam ediyor.
GÖZLEM
UGURMUMCU
(Baftarafl 1. Sayfada)
Asil Nadir, ABD'nin Ankara Böyükelçisi Abromovvitz ile
"puro içmeyi seven bir bakan"i ve bir "gazete patronu"r\u
suçluyordu.
Kimdi bu bakan? Ve kimdi bu "gazete patronu?"
Eski Emniyet Genel Müdürü Fahri Görgülü ile eski MİT
görevlisi Erkan Gürvit, bu bakan ile bu gazete patronunu
araştırıp bulmuşlardır herhalde!
Gelin dünkü Günaydın'a kısaca göz atalım:
— Haydi İngilizler böyle yapıyordu, ya bizimkiler? "Kırmı-
zı Şapkalı Kurt" masalını anımsayınız: Kurt, nine kılığında-
dır... Kolunda sepeti, sepetin içinde kırmızı elmaları küçûk
kıza yaklaşmaktadır. Yüzünde sahte tebessümler... Sokula-
cak, sonra kızı yutacaktır...
Benzetme çok edebi ve dokunaklı. Bu edebi girişten son-
ra gelelim işin püf noktasına. Günaydın şöyle yazıyor:
— Türkiye ve Kıbrıs'taki yatırımlan düşünerek Polty Peck'e
başlangıçta destek vaat eden hûkümet, daha sonra neden-
se -ABD elçisi Abromowitz'i ve Asil Nadir'den ödü kopan işa-
damlarını unutmayınız!- kredilere destek oluyorlar izlenimi
uyandıracaklardı... Kırmızı şapkalı kurtlar cirit atıyordu!
Hükümet adına Asil Nadir'e kim destek sözü vermişti?
Bu söz nerede ve nasıl verilmişti? ABD Büyükelçisi Abro-
mowitz, bu işlere niçin karışıyordu? Asil Nadir'den ödleri
kopan işadamları kimlerdi?
İnsanın gerçekten aklı karışıyor. Neyse devam edelim.
Sonra ne olmuş? Neler olmamış ki?
— Türk kamu bankalarından birinin genel müdürü kredi
konusunda özür dilediği Polly Peck temsilcisine söyle diyor-
du:
— Şartlar uygun: Her şey tamam. Ama siz Topkapı Sara-
yı'nı ipotek gösterseniz tek kuruş bile kredi alamazsınız. Konu
tamamen siyasidir. Lütfen beni daha fazla söyletmeyin.
Allah, Allah. İşe bakın siz! ABD Büyükelçisi ve hüküme-
timiz Asil Nadir'e karşı savaş açmışlar.
Emin olun aklım karıştı. Ne ilgisi var ABD Büyükelçisi-
"nin Asil Nadir ya da Akbulut hükümeti ile?
Asil Nadir, Cumhurbaşkam Özal'ın yakın arkadaşı değil
mi? Ara sıra Londra'dan telefon edip Ozal ile görüşmüyor-
lar mıydı? Öyleyse kim oluyor Abromovvitz?
Konu bu kadar basit değilmiş baksanıza:
— Türk hükümeti Polly Peck'in alacağı kredileri niçin dur-
durmuştu?
Londra, Washington, Güney Kıbns ve Türkiye'de bazı et-
kin çevreler açıkça çevredeydiler, açıkça pres yapıyordu...
Kim bu "etkin çevreler?" Meraktan çatlayacağım!
Puro içmeyi pek seven bir bakan, Cumhurbaşkanı Özal'a
eşlik ettiği Amerika gezisinden dönüşte bankalara aba al-
tından sopa göstermiş!
Puro içmeyi pek seven bakan herhalde Güneş Taner...
Taner de Cumhurbaşkanı Özal'ın "ruh gibi arkadaşı..." Ta-
ner, Özal'dan izin almadan bankalara aba altından sopayı
nasıl gösterir?
Bakın neler oluyormuş:
— Kredi musluklan ile oynamaktan hoşlanan bu bakanı
oldukça destekleyen bir gazete patronu gazetesinden man-
şetlerle sürdürdüğü kompleks dolu Asil Nadir tefhkası ile kredi
toplama peşindeydi.
Ktsacası Asil Nadir'in ticaret ve basın rakipleriyle bunla-
rın desteklediği siyasiler el ele vermişti...
"Nice muhterem"de Türkiye'de kazandığını yurtdışına go-
türüyormuş...
Bunları okuyunca Asil Nadir ile şöyle karşı karşıya gelip
konuşmak istedim. Artık Londra'da mı? Ankara'da mı? İs-
tanbul'da mı?
Asilkan Nadir kardeşim, bu "anti-emperyalist Polly Peck
savaşında" başarılar diler, telefonunü beklerim.
Peki, Özal neden Asil Nadir'e karşı? Evet, neden? Ne-
den?
Aklım hıç almıyor... Allah Allah, Allah Allah... Neler olu-
yor neler, kestaneli köfteler!
Mâlkû
YÖMÛmKürülüBoşknhjp
GmdMMürlük
KreiinPümkmGrük
YotınmBûnkcılıj>ıGrük
ıniı
Adresimiz: 19 Mayıs Caddesı Nova-Baran Plaza
No. 4, Kat 7-8 Şışli 80220 İSTANBUL
Yeni Telefon, Faks ve Telex Numaralanmız:
Santral Tet: 131 68 50 Fax: 132 83 13 77x: 38381 txgm
Yönetim Kurulu Başkanlığı: 130 53 07
GenelMüdür:130 60 47
Hukuk Müşavirliği: 132 84 25
Kredi ve Pazarlama Grup Başkanlığı: 13199 17
Hazine.Dış İlişkiler ve Yatınm Bankacılığı
Grup Başkanlığı: 132 44 85
Hazine Bölüm Başkanlığı Tel: 134 20 33
Fax: 131 18 27 T\x: 28339 eeil tr
Yatınm Bankacılığı
Bölüm Başkanlığı: 132 52 53-132 33 82
Muhabir Bankacılık Bölüm Başkanlığı: 130 18 51 •
TEKSTİLBANK