25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30EKÎM 1990 CUMHURİYET/17 Baba-oğUİ timsahlar- Almanya'nın güney kentierinden Wiirzburg'da sirk neşesi yaşanıyor. Alman sirki Krone'de yer alan çeşitli gösteriler arasında timsahlarınki de bulunuyor. 12 timsahın yer aldığı ozel gösteri sırasında üç yaşındaki oğul timsahın babasının sırtında çok keyifli oldugu belirtiliyor. (Fotoğraf: AP) Bıırsa Cezaevi yıkıldı BURSA (AA) — Fransızlar tarafından 1910 yıhnda yaptın- lan, önce Düyun-u Umumiye olarak kullanılan ve daha son- ra cezaevine dönüştürülen bina yıkıldı. Bursa Kültür ve Tabiat Varhk- lannı Koruma Kurulu'nca geçen eylül ayında "Taşınmaz Kültür Varbğı" olarak tescili yapıian ta- rihi cezaevi binası, daha sonra aynı kunılca alınan bir kararla kültür varbğı olmaktan çıkarıl- dı. Bursa'da günün konusu ha- line gelen ve bazı kuruluşlann yıkılmasına karşı çıktıkları bina dün yerle bir edildi. Yetkililer, 16 bin 500 metrekare alanda bulu- nan binanın yerinde modern bir adliye sarayı inşa edileceğini söy- lediler. H i l t o n ÇÖktÜ- ABD'nin Connecticut eyaletindeki Hartford'da farklı bir pazar sabahı yaşandı. Parkviov Hilton Hotel. sabahın erken saatlerinde bir ekip tarafından yıkıldı ve yerle bir oldu. Otel, sahipleri tarafından 1989 yılı sonunda kapalılmıştı. Parkview Hilton Oteli'nin bulunduğu bölgede United Technologies Corporation şirkelinin ana merkezinin inşasına başlanacağı bildirildi. (Fotoğraf: AP) Başardı öğrencîler ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Geçen öğretim yılında üniversitelerin ve çeşitli okulla- nn giriş smavlannda dereceye giren öğrenciler ödüllendirildi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldınm AkbuJut'- un ödülleri dağıttığı törende bi- rincilere birer cep bilgisayan ve l'er milyon lira, ikincilere 750'şer bin lira ile hesap maki- nesi, üçüncülere de 500 bin lira ve birer hesap makinesi ile çe- şitli hediyeler verildi. Törenin açış konuşmasını ya- pan MiUi Eğitim Bakanı Avni Akyol, gençliğin eğitiminin ül- kenin geleceğini belirleyeceğini belirterek, 24 kasımda da başa- nlj öğretmenJeri ödüDendirecek- lerini kaydetti. HoUandalı güzel unıutlu Bo yılın Dünya Güzellik Yanşması 8 kasım tarihinde Londra'da yapılacak. Yartşma günttne daha bir haftadan daha fazla süre varken, uzmanlar HoUandalı güzelin ş&nsının büyük oldugunn söylüyor. Hollanda güzeli secilen Gabrielle Stap, 21 yaşında, sanşın ve mavi gödii. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERİN DEVAMI Dikkat Edilmesi Gereken... (Baftarafl I. Sayfada) Bu açıdan, önce laik cumhuriyetin kurul- ması, sonra demokrasiye geçişın başanlma- sı, Türkiye'nin çağdaşlaşma yörüngesine so- kulmasında en önemlı kilometre taşları ol- muştur. Kuşkusuz bugün geldiğimiz nokta birçok bakımdan doyurucu olmaktan uzaktır. Bir türlü aşılamayan tıkanıklıklar. mutlu ve gü- zel günlere utaşılmasını ne yazık ki engelli- yor. Özellikle günümüzde yaşayageldiğimiz enflasyon ve hayat pahalılığı; gelir dağılımın- daki adaletsizlik; toplumdaki yaygın fırsat eşitsizliği; sağlık ve sosyal güvenlik alanın- daki çarpıcı yetersizlik; gittikçe dallanıp bu- daklanan terör... Bunların tümü, günümüzde karamsarlığın toplumda boy atmasına yol açıyor. Gidiş nereye? Bugünlerde çengelini zihinlere en çok asan soru işareti budur. Bir yanda günlük yaşantının binbir soru- nuyla boğuşma... Öte yanda can güvenliği- ni tehdrt eden şiddet eylemleri... Böylesi kc- şulların bir toplumda iyimser duygu ve dü- şüncelere set çekmesi doğaldır. Onun için, düşünme zamanıdır diyoruz. Herkes şapkasını önüne koymalı ve serin- kanlı düşünmelidir. Evet, yönetilmesi kolay olmayan bir ülke- dir Türkiye; ama sorunları da çözümsüz de- ğildir. Çözümleri akılcı bir raya oturtabilmek için, öncelikle ortak bir noktanın yakalanması ge- rekiyor. Bu nokta, demokrasi ve insan hak- larıdır. Türkiye'nin siyasal yelpazesinde yer alan- lar, demokrasi ve insan hakları platformun- da birleşemezlerse, daha çok acı ve sıkıntı çekilecek demektir bu ülkede. Sadece yasak, ceza ve "sopa"dan oluşan politikalarla ne ülke bütünlüğü, ne ulusal bir- lik, ne de laik cumhuriyet korunabilir. Temel sorunların sürüncemede kalması istenmiyorsa, demokrasi ve insan hakları herkes için bir çıkış noktası olmalıdır arttk. Bu konuda ulusal bir mutabakat (konsensüs) sağlanamazsa, karamsarlığın iyimserliğe dö- nüşmesi uzun zaman alacaktır. Ve demokrasi korkusunun nedeni gitgide büyüyor, büyüyecek. Üç büyük ABD OzaTı oyalıyor OzaPdan liberallere' (Baştarafi 1. Sayfada) Yıldınm Akbulut ile telefonia görüşerek Hüsnü Doğan'ın atanmasını kesinleştirdiği öğre- nildi. Doğan'ın atamasını önce- ki gece saat 24.00 sulannda Baş- bakanlık Müsteşarı Sabahattin Çakmakoğlu Anadolu Ajansı'- nı arayarak haber verdi. özal'- ın muhafazakâr eğilimdeki Hüs- nü Doğan'ı Milli Savunma Ba- kanhğı'na ataması, ANAP ku- Nurcular (Baftarafl I. Sayfada) istediklerini kaydetti. DGM bantlan istedi ANKA'nın haberine göre, DGM Başsavcıhğı mevlitle ilgi- li konuşma bantlannı, konuşma metinlerini ve görüntüleri Anka- ra Emniyet Müdürlüğü'nden is- tedi. DGM'den bir yetkili, "Top- lantı sıradan bir toplantı değil- dir. 29 Ekim Cumhuriyet Bay- ramı'na bir gün kala yapüıyor. Toplantıyı yapanlann da laiklik prensibine aykın kişiler oldngu kanısmdayız" dedi. DGM yetkilileri aynca, mev- lide katılan 3'ü ANAP'lı 6'sı DYP'li milletvekillerinin durum- .annın incelendiğini, 'gerekirse' bu milletvekilleri hakkında so- mşturma açılabileceğini belirt- tiler. Cumhuriyet muhabirinin ko- nuya ilişkin sorusunu yanjtlayan mevlidi düzenleyen Yeni Asya Gazetesi'nin sahibi Mehmet Kutlular, basını "olaylan saptı- rarak savcılan meşgul etmek"le suçladı. Mevlidin kanunlan ih- lalle ilgisi bulunmadığını belir- ten Kutlular, "Kanunda bö.vle bir mesele yok. Bu camide ya- pılan bir me*lit. Mevlit, suç un- suru olan bir mesele değildir. Cumhuriyet Bayramı'nda mev- lit vapılrnaz diye bir suç da yoktur" dedi. Konu hakkında soruşturma açılmasının "ina- nanlann nezdinde suç sayüa- cağını" savunan Kutlular, "So- ruşturma hoş karşılanmaz. Böy- le bir soruşturma açılmasına ge- rek yok" diye konuştu. Hasta (Baştarafi Sporda) Giderek menajerler ve futbolcu- lar, birleşik cephe ve Metin Asık'ın adamlan diye aynldı. • Yönetim kurulunun bir bölü- mü Hiddink'i isterken, diğerle- ri de onu görevden uzaklaştır- mak için ayak oyunlarına başladı. • Transfer edilen baa futbolcu- lar alacaklannın tamamını alır- ken bazıları henüz parasını ala- madı ve Fenerbahçe'nin kapısı- nı aşuıdınr hale geldi. İşte, tiim bu kargaşa içinde futbolcuların ne kendüerine ne de yönetime güvenleri kaldı. Şimdi ne yapmah? Bize göre iş; asıp kesmek, fut- bolcu atmak veya tüm takımı :ğiştirmek, onların yerine kü- le düşmeye aday takımlardan futbolcu kiralamakla düzele- mez. Zaman zaman çoğu takım- lar bu hale düşmüştür. Önetv4i olan onlan kovmak veya atrr/ak değil, yola getirebilmektir. Biliyoruz, bunlann hiçbiri çö- zümlenmeden operasyona gidi- lecek. Belki de bir parmak için bir kol kesilecek. Ama dikkat, "operasyon başarılı, hasta öldü" olmasın... lisinde, "Ozal kendisi ile pazar- lık yapmak isteyen hiçbir gru- ba taviz vermeyeceğini gösterdi" biçiminde yo- rumlandı. Bu arada Özal'ın Hasan Ce- lal Güzel'in genel başkanüğı için "Hasan olmasın da kim olursa olsun" dediği biçimindeki ha- berler de Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya Toperi tarafın- dan yalanlandı. Toperi, Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanı bu tip konulan kimseyk göriişmez, tartışmaz. Bu tür haberter hayal iirünüdür" dedi. Cumhurbaşkanı Özal'a yakın bazı ANAP'hlar, Safa Giray'- ın istifasının "basit" bir nede- ne dayandığını, ancak Mesut Yılmaz tarafından Giray'ın is- tifasının Başbakan Akbulut'a yonelik bir "tebdit" aracı ola- rak kullanılmak istendiğini sa- vunarak "Özal, beklentilerin tam tersini yaparak şantaj ve tehditlere boyun eğmeyecegini gösterdi" yorumunu yaptılar. Milli Savunma Bakanlığı'na Hüsnü Doğan'ın kaydınlması muhafazakâr eğilimde memnu- niyetle karşılandı. Muhafazakâr eğilimdeki ANAP yöneticileri, "Cumhurbaşkanı Özal'ın Hüs- nü Dogan'ı Milli Savunma gibi önemli bir bakanlıga getirerek ANAP Genel Başkanlığı'na hazırladığı" yorumlarını yaptılar. Doğan'ın Milli Savunma Ba- kanlığı'na kaydınhnasının ar- dından ANAP yönetiminde de değişiklik gündeme geldi. Do- ğan'dan boşalan Devlet Bakan- lığı'na, Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş'm getirilebileceği ku- lislerde söylenirken "Tavır ve davramşlanyla ANAP içerisin- de sorun olan ve çok yıpranan Teşkilat Başkanı Devlet Bakan- lığı'na getirilerek ANAP'tan uzaklaştınlırsa, Teşkilat Baş- kanlığı'na da daha liberal bir isim bulunur. Hem Akbulut ra- hatlar, hem de denge sağlanmış olur" görüşü savunuluyor. Bu akşam toplanması gere- ken ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun, Cumhur- başkanı Özal'ın resepsiyonu ne- deniyle ertelendiği belirtildi. llk MKYK toplantısına, Doğan'ın atanması ile birlikte gerginleşen eğilimler arası çekişmenin yan- sıması bekJeniyor. Yılmaz ve ar- kadaşları dün kendi aralannda yaptıkları toplantıda, Istanbul1 da yenilenecek Kadıköy, Üskü- dar ve Beyoğlu delege seçimle- rinin sonuçlannın beklenmesi kararı aldüar. Başbakan Yıldınm Akbulut, Hüsnü Doğan'ın Milli Savunma Bakanlığı'na getirilmesiyle ilgi- li olarak "Birini bir gün ataya- caktık. Bayrama da yetişti, iyi oldu" dedi. Akbulut, boşalan Devlet Bakanlığı'na atama ya- pılıp yapılmayacağı sorusuna gülerek karşıhk verdi. ANAP Genel Baskan adayla- rından Mesut Yılmaz, sabah TBMM'de Cumhuriyet Bayra- mı nedeniyle düzenlenen kabul sırasında Devlet Bakanı Musta- fa Taşar, Istanbul Milletvekili Ferruh İlter ve Kütahya Millet- vekili Mustafa Kalemli ile bir- likte ayaküstü kısa bir değerlen- dirme toplantısı yaptı. Yıl- maz, bu sırada Cumhuriyet mu- habirinin Hüsnü Doğan'ın atan- ması ile ilgili sorusuna, "Tuttu- ramadık. Kabine içinden kay- dınna olacağını bildik, ama isimde yanıldık" karşıhğıru ver- di. Yılmaz, "Sizce isabetli bir atama nu?" sorusunu da "Bi- zim bütün arkadaşlarımız degerlidir" diye yanıtladı. Törende Hüsnü Doğan da ga- zetecilerin, atanması ile ilgili so- rulanna, "Önceden biliyordum, ama atama gece oldu" yaıutını verdi. Doğan, görev devir-teslim töreninin ne zaman yapılacağı- nın henüz belli olmadığını söyledi. Devlet Bakanı Mehmet Kece- cUer de "İyi bir atama" değer- lendirmesini yaparak, memnu- niyetini dile getirdi. Keçeciler, "Başbakan Yarduncıhğı'na ata- ma işleminiz de bugünlerde ger- çekleşebilir mi?" sorusuna, "BUmiyorum, bakalun" yanıtı- nı verdi. Devlet Bakanı Mustafa Taşar da "Hayırlı olsun" demekle yetindi. Mesut Yılmaz yanlısı millet- vekillerinden Şadan Tuzcu, "Başbakan'ın takdiridir. Say- gıyla karşüıyorum" derken, Mehmet Akdemir, "Sürpriz ol- du. Yonıın yok" demekle yetin- di. Doğan'ın Devlet Bakanlığı'- ndan aynlmasıyla hükümetin ekonomi cephesindeki dengeler- de de yeni değişiklikler bekleni- yor. Merkez Bankası ve Exim- bank'tan sorumlu olan Para Kredi Kurulu Başkanı Doğan'- ın görevlerini kimin üstleneceği "ekonomi patronlugu" tartış- malarını yeniden gündeme ge- tirecek. Mesut Yılmaz ve arkadaşlan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkam Adnan Tutkun'un cxb- sında son gelişmeleri değerlen- dirdiler. Bu değerlendirme sıra- sında, Başbakan Yıldınm Ak- bulut'un bugün yapılacak ANAP Mecüs grup toplantısın- da ve daha sonra izleyeceği tavn bekleme görüşü benimsendi. Buna göre ilk yapılacak ANAP MKYK toplantısında Akbulut'- un tutumuna göre tavır ahna- cak. • Idamlarla ilgili çalışmalar durdu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Içişleri Bakanlığı'nın TBMM'de bekleyen idam dos- yalanyla ilgili olarak yapıian ça- lışmayı askıya aldığı oğrenildi. tçişleri Bakanı Abdülkadir Ak- su da idam cezalanyla ilgili ola- rak yapıian eleştirileri yamtlar- ken "Avnıpaldar bizim işimize niye kanşıyorlar" dedi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başkanlık ettiği Bakan- lar Kurulu toplantısındaki söz- lerinden sonra Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in açıklama- larıyla gündeme gelen idam ce- zarı için lçışlerı Bakanhğı'n- daki çalışmalar durdu. Edinj- len bilgiyegöre TBMM'de bek- leyen 287 idam cezasından han- gisinin yerine getirilebileceği ko- nusunda "şablon" belirlemek amacıyla yapıian incelemeler tçişleri Bakanlığı'nda da ayn bir çalışma başlatılması üzerine ta- mamlanmadan askıya alındı. (Baftarafl 1. Sayfada) leri Bakanlığı kulislerinde yapı- ian değerlendirmelerde Ankara, Jstanbul ve İzmir vaiiliklerinde değişikliğe gidilmesi konusunun bir süredir düşünüldüğü belirti- lerek "Ancak bu değişiklik, bu yıl ortalannda çıkan Valiler Ka- rarnamesi'ne yansımadı. Ancak daha sonra çıkanlan Emniyet Müdürleri Kararnamesi'yle ya- pıian değişiklikler ile diişünülen bu görev degişikliği için gerekli zemin hazırlandı" yorumu yapıldı. Aym kulislerde Emniyet Mü- dürleri Kararnamesi'yle Anka- ra'ya Malatya Emniyet Müdürü Hasan Özdenir'in, fstanbul'a ise Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın atanmalan anımsatılarak "dörtlü zirve"de buluşanlara dikkat çekildi. Ku- lislerde İzmir Valisi Kutlu Ak- taş'ın daha önce Hasan Özde- mir ile birlikte Malatya'da görev r yaptığı da belirtilerek şu değer- lendirme yapıldı: "KuÜu Aktaş ve Hasan Özde- mir Malatya'da, Bedük ile Ağar da Ankara'da uyuralu bir çalış- ma içindeydiler. Yapıian atama- larla valilik koltuklannda yapı- lacak değişikh'klere önceden ze- min hazırlandı. Şimdi sıra çıka- nlacak 'mini' bir Valiler Karar- namesi'yle bu zemine uygun ata- malan yapmaya geldi. Bu ata- malar uzun süredir bakanlık bünyesinde konuşulan konular- dı." Düşünülen değişiklikle Be- dük'ün son aylarda yaşanan olaylar sonucu adı yıpranan Is- tanbul Valisi Cahit Bayar'ın ye- rine, Kutlu Aktaş'ın da Bedük- ten boşalan Ankara Vau'liği'ne getirilmesi planlanıyor. Bakan Aksu ve Müsteşar Gönül'ün "yalun dostu" olduğu belirtilen Bayar'ın da ya İzmir Valiliği'ne ya da tçişleri Bakanlığı'nda ha- len boş bulunan Müsteşar Yar- dımcılığı'na getirilebileceği öne sürülüyor. (Baftarafl 1. Sayfada) ti, ancak aradan geçen bir aylık süre bu durumu daha da netleş- tirdi. Amerikan yönetimi, şim- di de Türk makamlanna "Uru- guay toplantdanmn sonuçlannı bekleyelim" mesajını veriyor. Bu çok umut kına bir gelişme, çünkü Uruguay toplantılannın kısa bir sürede sonuçlanması beklenmiyor. Aynca ABD, tek- stil kotasının arttınlmasına iliş- kin Türk-Amerikan görüşmele- rinin Cenevre'de yapılacak olan GATT toplanüsı sırasında, 'Ha- zır heyetler oradayken' başla- masını istiyor. Yani konuya bir tür bürokratik sarmal getuilmek isteniyor. Oysa Türkiye'nin eği- limi, bu görüşmelerin Ankara veya Washington'da yapılması yönünde. ABD, bu davramşı ile şu anda topu taca atıyor. Ama bu da tam olarak Amerika'nın tutumunu yansıtmıyor, çünkü ABD Başkam Bush'un boyle bir vaatte bulunmuş olması önem- li bir güvence olarak algılamyor. Buradaki görüş birliği o ki ABD dış ticaret temsilcisi Carla Hill ne kadar direnirse dirensin, i^ son tahlilde siyasi bir karar ko- nusu ve Bush ağırhğım koyarsa sorun çözülür. Özal'ın NVashington gezisinin ikinci büyük kazanımı 160 uçaklık ikinci bir F-16 projesi içın Beyaz Saray'dan siyasi onay çıkmış olmasıydı. Ancak bu projeyi de finansman soru- nu gerçekleşmekten alakoyu- yor. ABD, şu yöntemi öneriyor: İlk Turk F-16 projesi, başarıyla idare edildiği için finansmanda tasarmf yapıldı. ABD, bu tasar- ruf diliminin faize yatırılmasını ve kaynak sorununun bu yolla çözühnesini tavsiye ediyor. Gös- rerilen bir başka çözüm yolu da 160 uçaklık projenin 40'lık di- limlere bölünmesi. Bu Türkiye'- nin aleyhine bir durum, çünkü her yeni 40'lık dilimde ABD bü- yük bir olasılıkla yeni fiyatlar- la Türkiye'nin karşısma çıkacak ve toplu tasarruf sağlanamaya- Özal'ın nıal varlığı (Baftarafl 1. Sayfada) en son 1990 yılında TBMM'ye mal beyamnda bulunduğunu, aynca kardeşleri ve çocuklanrun kendisinin başında bulunduğu makamlardan yararlanarak ka- zanç sağladıkJarını iddia eden- lerin bu konuyu derhal ilgih" ma- kamlara ihbarda bulunmalan gerektiğini söylediğini açıkladı. TBMM Genel Kurulu'nda yann ve cuma günü yasa öneri- leri ele alınacak. İlk olarak ANAP Genel Başkan Yardım- cısı Cumhur Ersümer ve ANAP Grup Başkanvekili Yasin Boz- kurt'un siyasi partilerin kongre- lerinde çarşaf liste zorunluluğu- nu kaldıran yasa önerisi görii- şulecek. Sözcünün açıklaması Cumhurbaşkam Özal'm şahsi serveti ve mal beyamnda bulun- masıyla ilgili olarak bir SHP milletvekili TBMM'ye verdiği önerge hakkında ban gazeteler- de çıkan haber ve yorumlar ko- nusunda Cumhurbaşkanhğı. Sözcüsü Büyükelçi Kaya Tope- ri, dün bir açıklama yaptı. Bü- yükelçi Toperi'nin açıklaması şöyle: "Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1983 yılında Anavatan Partisi Gene) Başkanı seçildiğin- de ve müteakiben milletvekili olduğunda yasa geregince TBMM'ye mal beyanı vermiş ve 1985'te bunu tekrarlamıştı. 1989 sonunda, Cumhurbaş- kanı olduktan sonra TBMM'den aynlmalanm taki- ben, 1990 yılında keza, yasa ge- regince TBMM'ye mal beyamn- da bulunmuştur. 1989 sonunda, cumhurbaşka- nı olduktan sonra TBMM'den aynlmalannı takiben, 1990 yı- l:nd akeza, yasa geregince TBMM'ye mal beyamnda bu- lunmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı bu türlü siyasi polemiklere ve çir- kin ve mesnetsiz karalama kam- panyalarına yülardır dağarcık- lannda hiçbir şeyi olmayanlar- la ilmi ve fikri münakaşaya gir- me cesareti bulunmayanlarca te- vessul edildiğine işaretle, aynca bu konuda kardeşlerinin ve ço- cuklannın kendisinin başında bulunduğo makamiardan yarar- lanarak kazanç sağladıklaruu iddia edenlerin bu hususu der- hal ilgili makamlara ihbar etme- leri gerektiğini belirtmişlerdir." Cumhurbaşkam Turgut Özal, 1983 seçimlerini kazandıktan sonra kasım ayı içinde gazetele- re açıkladığı mal beyamnda 9 milyon liralık altını, bankada 5.5 milyon lira mevduat hesabı olduğunu belirtmişti. Özal, 1983 yıhnda Istanbul Mecidiyeköy'de 210 metrekare- lik, Yeniköy'dede 175 metreka- relik birer bahçeli evi, Eren- köy'de 130 metrekarelik bir da- iresi, Cevizli'de 66'şar metreka- relik 3 yazhğı, Bodrum ve An- talya'da dd yine 75'er metreka- relik birer yazhğı olduğunu, ay- nca Antalya Manavgat'ta bin metrekare, Gelibolu'da da 275 metrekarelik iki ayn arsaya sa- hip olduğunu açıklamıştı. cak. ABD'nin Hava Kuvvetleri Bakanı Donald Rice şu günler- de Türkiye'de bu konuda te- maslar yapıyor. Yardım değil, ticaret Cumhurbaşkam özal, ABD'- ye 'yardımdan daha fazla ticaret' sloganı ile geldi. Bu slo- gan, Washington'u kozmetik açıdan çok etkiledi, ancak ne ti- caret açısından, ne de yardım açısından arzu edilen duzeyde somut bir sonuç sağlanamadı. Üstelik Türkiye'nin bu argu- manla gelmiş olması, kongrede birçok kişinin kafasını da kanş- tırdı. "Türkiye'ye yardım verir- sek, bunu hakaret olarak mı sayar" şeLıinde sorular ortaya atıldı. Dığer yandan yardımın ortadân kalkmasıyla Türkiye'- yi sıkıştırmak için gerekli plat- formu ellerinden kaçu-abilecek- lerini düşünen bazı kongre üye- leri, ticaret konusunu baJtaJa- maya başladı. Diğer yandan da •yardım degll ticaret' diyen Türkiye ABD Kongresi'nde 200 milyon dolarhk hibe peşinde koştu. Tüm bunlar, bir araya getirilince, ortaya, içinden çıkı- lamaz bir çelişkiler demeti çık- tı. Mısır'ın borçları silinirken, 'yardım degil, ticaret' diye yük- sek perdeden konuşan Türkiye'- nin ne ABD ile ticaret kapasitesi arttı, ne de yardım miktan yükseldi. Serbest ticaret İlk üç konuya oranla serbest ticaret konusunda hiçbir geliş- me olmadı. Gerçi Türkiye'nin Kongre'deki dostlanmn bazı adunlan var, ancak bunlar iyi- niyetli çabalar olmaktan öteye geçemiyor. örneğin Stephan Solarz, öncülüğündeki bir grup kongre üyesi ABD Başkanı Bush'a bir mektup yazarak Türkiye ile ABD arasmdaki ti- caret duvarlannın kaldınhnasım istedi. Ancak bu konu da uykuda. Üstelik bunlara ek olarak ABD Kongresi uzlaştırma ko- mitesi birkaç gün önce Türkiye ve Yunanistan'a yapıian yar- dımda uygulanan geleneksel 10'a 7 oranım bu kez genişlete- rek kabul etti. Artık ihtiyaç faz- lası askeri malzeme de bu ora- na uygun olarak Türkiye'ye ve- rilecek. Görüldüğü gibi Körfez krizi, ABD kongresinin bir ke- siminin Türkiye politikalarım fazla etkilemiş gözükmüyor. Aksine, bu çevre, Körfez krizi- nin diğer sorunlan unutturama- yacağı konusundaki kararlılığım her fırsatta Türkiye'ye göster- mek niyetinde. Sonuç olarak Amerika, eski Amerika ohnayı sürdürüyor. Türkiye'nin, "Kör- fez'de girdiğj risk ayannda Amerika'dan karşıhk göriip görmeyecegi" sorusu ise yanıt- sız kalmaya devam ediyor. GÖZLEM UGURMUMCU (Baftarafl 1. Sayfada) Asil Nadir, ABD'nin Ankara Böyükelçisi Abromovvitz ile "puro içmeyi seven bir bakan"i ve bir "gazete patronu"r\u suçluyordu. Kimdi bu bakan? Ve kimdi bu "gazete patronu?" Eski Emniyet Genel Müdürü Fahri Görgülü ile eski MİT görevlisi Erkan Gürvit, bu bakan ile bu gazete patronunu araştırıp bulmuşlardır herhalde! Gelin dünkü Günaydın'a kısaca göz atalım: — Haydi İngilizler böyle yapıyordu, ya bizimkiler? "Kırmı- zı Şapkalı Kurt" masalını anımsayınız: Kurt, nine kılığında- dır... Kolunda sepeti, sepetin içinde kırmızı elmaları küçûk kıza yaklaşmaktadır. Yüzünde sahte tebessümler... Sokula- cak, sonra kızı yutacaktır... Benzetme çok edebi ve dokunaklı. Bu edebi girişten son- ra gelelim işin püf noktasına. Günaydın şöyle yazıyor: — Türkiye ve Kıbrıs'taki yatırımlan düşünerek Polty Peck'e başlangıçta destek vaat eden hûkümet, daha sonra neden- se -ABD elçisi Abromowitz'i ve Asil Nadir'den ödü kopan işa- damlarını unutmayınız!- kredilere destek oluyorlar izlenimi uyandıracaklardı... Kırmızı şapkalı kurtlar cirit atıyordu! Hükümet adına Asil Nadir'e kim destek sözü vermişti? Bu söz nerede ve nasıl verilmişti? ABD Büyükelçisi Abro- mowitz, bu işlere niçin karışıyordu? Asil Nadir'den ödleri kopan işadamları kimlerdi? İnsanın gerçekten aklı karışıyor. Neyse devam edelim. Sonra ne olmuş? Neler olmamış ki? — Türk kamu bankalarından birinin genel müdürü kredi konusunda özür dilediği Polly Peck temsilcisine söyle diyor- du: — Şartlar uygun: Her şey tamam. Ama siz Topkapı Sara- yı'nı ipotek gösterseniz tek kuruş bile kredi alamazsınız. Konu tamamen siyasidir. Lütfen beni daha fazla söyletmeyin. Allah, Allah. İşe bakın siz! ABD Büyükelçisi ve hüküme- timiz Asil Nadir'e karşı savaş açmışlar. Emin olun aklım karıştı. Ne ilgisi var ABD Büyükelçisi- "nin Asil Nadir ya da Akbulut hükümeti ile? Asil Nadir, Cumhurbaşkam Özal'ın yakın arkadaşı değil mi? Ara sıra Londra'dan telefon edip Ozal ile görüşmüyor- lar mıydı? Öyleyse kim oluyor Abromovvitz? Konu bu kadar basit değilmiş baksanıza: — Türk hükümeti Polly Peck'in alacağı kredileri niçin dur- durmuştu? Londra, Washington, Güney Kıbns ve Türkiye'de bazı et- kin çevreler açıkça çevredeydiler, açıkça pres yapıyordu... Kim bu "etkin çevreler?" Meraktan çatlayacağım! Puro içmeyi pek seven bir bakan, Cumhurbaşkanı Özal'a eşlik ettiği Amerika gezisinden dönüşte bankalara aba al- tından sopa göstermiş! Puro içmeyi pek seven bakan herhalde Güneş Taner... Taner de Cumhurbaşkanı Özal'ın "ruh gibi arkadaşı..." Ta- ner, Özal'dan izin almadan bankalara aba altından sopayı nasıl gösterir? Bakın neler oluyormuş: — Kredi musluklan ile oynamaktan hoşlanan bu bakanı oldukça destekleyen bir gazete patronu gazetesinden man- şetlerle sürdürdüğü kompleks dolu Asil Nadir tefhkası ile kredi toplama peşindeydi. Ktsacası Asil Nadir'in ticaret ve basın rakipleriyle bunla- rın desteklediği siyasiler el ele vermişti... "Nice muhterem"de Türkiye'de kazandığını yurtdışına go- türüyormuş... Bunları okuyunca Asil Nadir ile şöyle karşı karşıya gelip konuşmak istedim. Artık Londra'da mı? Ankara'da mı? İs- tanbul'da mı? Asilkan Nadir kardeşim, bu "anti-emperyalist Polly Peck savaşında" başarılar diler, telefonunü beklerim. Peki, Özal neden Asil Nadir'e karşı? Evet, neden? Ne- den? Aklım hıç almıyor... Allah Allah, Allah Allah... Neler olu- yor neler, kestaneli köfteler! Mâlkû YÖMÛmKürülüBoşknhjp GmdMMürlük KreiinPümkmGrük YotınmBûnkcılıj>ıGrük ıniı Adresimiz: 19 Mayıs Caddesı Nova-Baran Plaza No. 4, Kat 7-8 Şışli 80220 İSTANBUL Yeni Telefon, Faks ve Telex Numaralanmız: Santral Tet: 131 68 50 Fax: 132 83 13 77x: 38381 txgm Yönetim Kurulu Başkanlığı: 130 53 07 GenelMüdür:130 60 47 Hukuk Müşavirliği: 132 84 25 Kredi ve Pazarlama Grup Başkanlığı: 13199 17 Hazine.Dış İlişkiler ve Yatınm Bankacılığı Grup Başkanlığı: 132 44 85 Hazine Bölüm Başkanlığı Tel: 134 20 33 Fax: 131 18 27 T\x: 28339 eeil tr Yatınm Bankacılığı Bölüm Başkanlığı: 132 52 53-132 33 82 Muhabir Bankacılık Bölüm Başkanlığı: 130 18 51 • TEKSTİLBANK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle