Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
ünya Satranç Şampiyonası
2. oyunu Kasparov kazandı
GÜRSELGÖNCÜ
NEW YORK — Dünya
Satranç Şampiyonası'nda
ikinci oyunu Gari Kasparov
kazandı. Ezeli rakibi Ana-
toli Karpov karşısında be-
yaz taşlarla oyuha başlayan
Dünya Satranç Şampiyonu
Kasparov, 25. hamlede sah
kanadında bir saJdın baş-
lattı. Hotel Macclowe>
daki
basm odasında hamleleri
yorumlayan satranç biiyük-
ustalan, 28. hamleler yapıl-
dığmda kimin daha avan-
tajlı olduğu konusunda SONDURUM
ıkıye ayrıldılar. Maçı
yorumiayan Amerikalı Büyükusta Larry Christianson ve oyunu
analiz eden Büyükusta Efim Geller, Kasparov'un kazanç yolu-
nu buJmasının zor olduğunu ifade ederlerken Ispanyol Büyük-
kusta Nick de Firmian, Karpov'un kötü dunımda oldugunu
belirtti. Kasparov kendi stilini kanıtlayan saldırgan oyunuyla 37.
hamlede kesin ûstünlük sağladı ve Karpov 7 hamle sonra oyunu
terketmek zorunda kaldı. ikinci oyun sonunda durum 1.5 / 0.5
Kasparov lehine. Taraflar New Yorkta 12, Lyon'da 12olmak üzere
24 kez karşı karşıya gelecekler. Altı galibiyet alan, ya da toplam
12.5 puana erişen kazanacak.
Oyun / Beyar Kasparov / Siyah: Karpov (Ruy Lopez Açüışı
/ Zaitsev Varyasyonu)
1«4 e5 2.AJ3Ac6 3.Fb5 a64.Fa4Af6 5x>-o Fe7 6.Kel b5 7.Fb3
d68.c3o-o9.h3 Fb710J4Ke8 HAbd2Ff8 12.a4h613.Fc2exd4
14xxd4Ab415.Fbl bxa416.Kxa4a517.Ka3Ka618Ah2g6I9.O
Vd7 2OAc4 Vb5 21.Kc3 Fc8 22.Fe3 Şh7 23.Vcl c6 24.Ag4 Ag8
25.Fxh6 Fxh6 26.Axh6 Axh6 27Axd6 Vb6 28.Axe8 Vxd4 29.Şhl
Vd8 3O.Kdl Vxe8 31.Vg5 Ka7 32.Kd8 Ve6 33.f4 Fa6 34.f5 Ve7
35.Vd2\fe5 36.Vf2 Vfe7 37.Vd4Ag8 38£5 Ad5 39.fxg6 fxg640JCxc6
Vxd8 41.Vxa7 Ade7 42.Kxa6 Vdl+ 43.Vgl Vd2 44.Vfl Siyah
terkeder.
Müzayede maratonu bitti
• LO.NDRA (Cumhuriyet) — Christie ve Sotheby
müzayede firmaları tarafından düzenlenen ve dört gün
süren maraton, bugünku minyatür ve el yazjpaları
satışıyla sona eriyor. Arap ülkelerinden alıcıların
katılmadığı, Irak ve Kuveyt'ten alıcılara da kaıılma izni
verilmeyen müzayedelerde fiyatlar da bu nedenle fazla
artmadı. Satışlarda gözde İznik eserleri beklenen
riyatlann altında satıldı. Turk antikacıları ile
sanatseverlerin de katıldıkları Sotheby'deki satışta 15.
yüzyıl Timur döneminden kalma bir kahve fincanı
İstanbullu bir antikacı tarafından 600 milyon liraya (120
bin sterlin) alındı. Istanbul'daki Sadberk Hanım
Muzesi'nin İcra Komitesi Başkanı Sevgi Gönül ise 17.
yüzyıldan kalma bir İznik tabağıru 24 milyon liraya
(4.800 sterlin) aldı.
SİNEMA/AIILLA DORSAY
"Montrealli Isa" düzeyli bir sinema örneği
Çağdaş bir yorumla Isa
eroltoy*un
PİRSUMAN
AHMfcYöneterc ZEKİ GOKER MÜHC KIZILIRMAK
CUMA. 18 30-21 UWC.TE8İ 15.00-21.00 »PAZAR15.00-1 «J0
BEYOÖLU KARACA TİYATROSU'NDA TEL: 143 68 83
Bıletler gifede satıımaktadır
Montrealli Isa (Jesus
de Montreal) / Yönetmen
ve senaryo: Denys Arcand
/ Görüntü: Guy Dufaux /
Müzik: Yves Lafferierre,
François Dompierre ve
Pergolese / Oynayanlar:
Lothaire Bluteau,
Catherine Wilkening,
Johanne-Marie Tremblay,
Remy Girard, Robert
Lepage, Gilles Pelletier,
Yves Jacques / Bir
Kanada-Fransa ortak
yapımı / 110 dakika
(Sinepop, Şafak, Moda)
Orda, oldukça uzaklarda,
Fransız Kanadası veya Qu£bee
(okunuşu: Kebek) denen ülkede
oldukça üginç, özgün ve
"hınzır" bir sinema yapıldığını
biliyor muydunuz? Daha 1960
sonlarında, "sinematek
yıllannda" ilk örneklerini keş-
fettiğimiz bu sinema, sonraki
yıllarda da "Bemadette'in Ger-
çek Dogası", "Amerikan İmpa-
ratorluğunun Çöküşü" gibi
filmlerle, şenliklerde veya Istan-
bul Sinema Günleri'nde karşı-
mıza çıkmıs ve bizi hep şaşın-
mıştı. "Montrealli İsa" da 2 yıl
önce Cannes'da aynı etkiyi yap-
tı. tzledik, şaşırdık, tartıştık...
Bu fîlmin 1988 Cannesı'nda bü-
yük ödiilü alıp götüreceğini sa-
nanlanmız az değildi. Büyük
ödülü aJamadı gerçi, ama jüri
özel ödülü aldı, Oscar adaylan
arasına girdi ve kendinden ol-
dukça söz ettirdi film...
Filmi, Hıristiyan mitolojisinin
ve "İsa öğretisi"nin günümüze,
çağdaş bir teknoloji toplumuna
uyarlanması olarak ve temelde
Hıristiyan bir film olarak gör-
mek, bizce son derece yanlış
olur. Film, bunu çok aşıyor ve
çok daha genel, evrensel şeyler
söylemeyi deniyor. Montreal'de
genç bir oyuncu grubunun, ken-
dine özgü "zampara" ve kilise-
den oldukça bağımsız gözüken
(ama "son lahlilde" hiç de öyle
olmadığı anlaşılan) bir papazın
önerisiyle, tsa'mn yaşamım can-
landıran bir oyunu açık ve geniş
mekânlarda sergilemesiyle baş-
lıyor öykü... Genç oyuncuların,
eski metinleri bir yana bırakarak
kendi aralarında oluşturdukla-
n metin, Isa'ya yeni, modern bir
yorum getiriyor; onu hem tartı-
şıyor hem de genel anlamıyla di-
nin, inançlann, kutsal kitap öğ-
retilerinin günümüz insanına
hâlâ gerekli ve yararlı olduğunu
savunuyor. Bu "yenilik" kilise-
nin hoşuna gitmiyor, tepkiler
başhyor. Ama halk bayüıyor bu-
na, olay tam bir başarıya donü-
AKÇAABAT SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEÖİ
ALUCRAULAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ •ANA
DOLU YAKASI BAYBURT YARDIMLAŞMA DERNEÖ)*ARAKLI
KÜLTÜR YARDIMLAŞMA VAKFI • ARTVİNLİLER KÜLTÜR TU
RİZM DERNEÖİ • BAFRALILAR KÜLTÜRVEYARDIMLAŞMA DERN
BAKJRKÖYGJRESUN
LULAR KÜLTÜR
VE YARDIMLAŞMA
DERNE&KPOÖU
KARAOBİZKÜLTÜR
BATUMLULARKUL
TÜR VE YARDIM
LAŞMA DERNEÖİ
BAYBURTKÜLTÜR
VE YARDIMLAŞMA
DERNEĞkBEYKOZVEYARDIMLAŞMA • / A
n A n r m n ut.unLu.-uL.uLK.
DERNEÖİ•FINDIK K A R A D E N I Z GİRESUNİLİKÜL
UKÜLTÜRVEYAR r ı r ı r TUR VE YARDIM
DIMLAŞMA DER
c
..
L c
.
L c
LAŞMA DERNEÖİ
NEÖİ • GİRESUN S 0 L E N ' 9 0 H E M
§| N D A Y A N I
§
LULAR İSTANBUL LJL MAVEYARDIMLAŞ
KULTURVEYAROM
LAŞMA DERNEÖİ
İKİNÖKUŞAKKARA
DENİZLİIŞADAM
LARIDERNEĞİ*KA
RADENİZ KÜLTÜR
VEÇEVRE DERNEÖİ
ORDULULAR KÜL
TÜR VE YARDIM
LAŞMA DERNEÖİ
SAMSUN KOLEJİ
DERNEÖj • SÜR
MENE KÜLTÜRVE
YARDIMLAŞMA
D E R N E Ö İ
AYLA ALGAN
AYTAÇ YÖRÜKARSLAN
FOLKLOR EKİPLERİ
İBRAHİM CAN
İSMAİL TÜRÜT
KAMİL ŞÖNMEZ
NECATİ BİLGİÇ
NURHAN DAMCIOĞLU
OSMAN YAĞMURDERELİ
ÜMİT TOKCAN
ve
YÜKSEL UZEL
26 EKİM 1990
CUMA
ABDIIPEKÇİ SPOR SALONU
SAAT: 1930/24°°
Bilgı ıçın tel: 166 80 07
Döniiş için ulaşım kolaylığı sağlanmıştır
MA DERNEGİ • KA
RADENİZ EÖİTİM
KÜLTÜRVEÇEVRE
KORUMA VAKFI
KASTAMONULULAR
DAYANIŞMADERNE
ÖUMAÇKALILAR
KÜLTÜRVEYARDİM
LAŞMA DERNEGİ
PAZARLILAR BİR
ÜÖDERNEÖURİZE
KÜLTÜRVESOSYAL
YARDIVIIAŞMAVAK
R«SÜRMENEYAR
DIMLAŞMA VAKFI
ŞEBİNKARAHİSARULAR KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DER
NEÖİ • TİREBOLU KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEÖİ
TRABZON KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEÖİ • TRAB
ZON LİSELERİNDEN YETİŞENLER DERNEÖİ • ZONGUL
DAKLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEÖİ
YENİ BİR 'MESİH' Mİ? — Film genelde, inanç sorunları uzerine çağdaş loplumlann alabildiği-
ne mekanikleşmiş yaşamlannın gerçekten de yeni bir 'mesih'e gerek du\up duymadıklan uzerine
hoş bir mesel. Alışılmadık, 'entelektüel' ve insana deggin sorular soran bu filmde İsa'yı canlandı-
ran genç oyuncu rolünde Lothaire Bluteau var.
şüyor. Bu arada bir dizi raslantı
sonucu, îsa'yı canlandıran me-
lek yüzlü genç aktörümüz de
gerçek tsa'mn düşmanlarından,
düzen ve ticaret savunucuların-
dan gelen tepkilerin "kurbanı"
olmaktan ve çağdaş bir İsa'ya
dönüşmekten kaçınamıyor.
Film, genelde inanç sorunla-
rı uzerine, çağdaş toplumların
alabildiğine mekanikleşmiş ya-
şamlannın gerçekten de yeni bir
"Mesih"e gerek duyup duyma-
dıkJan uzerine hoş bir mesel, il-
ginç bir "fasle". Ancak "Ame-
rikan tmparatorluğunun
Çöküşü" filminin unutulmaz in-
celiklerinin de yaratıası olan yö-
netmen Denys Arcand, bu İca-
darla kalmıyor. Bize, belki biraz
kaba çizgilerle karikatörize ettiği
çevrelerin (reklamcılar, hukuk
çevresi, inanılmaz bir "devlet
nastanesi" görünümü, unutul-
maz bir "pomo fflm" seslendir-
me stüdyosu, yozlaşmış din ve
kilise, sokaklarda, metrolarda
yalnız, bezgin, umutsuz dolaşan
insanlar, vs.) "kurtuluşu" için
öneriler getirmek yerine, olduk-
ça acıklı, karamsar bir "modern
toplum" manzarası çiziyor.
Ve bu genel manzara/çerçeve
içinde, tartışıyor Arcand... Din,
inanç, kutsal kitaplar topluma
yeni bir bildiri, bir çıkış yolu ge-
tirebilir mi? Her şeyi, her olayı
ve kavramı hemen kendi içine
alan medyalar özellikle de gör-
sel medya (TV ağlan), topluma
hâlâ gerçekleri vermek olanağı-
na sahip midir? Aktörlük mes-
leği ve genelde tiyatro nedir, ne
tür bir çabâdır? Oyun gerçeğiy-
le yaşanan gerçek nerde, nasıl
kesişebilir, birbirini etkileyebi-
lir? Oyunculuk yalnızca bir mes-
lek midir, yoksa bir oyuncu,
topluma karşı sorumluluk mu
taşır ve bu sorumluluğun son
aşaması, ona nasıl, ne tür bir
"misyon" yükleyebilir?
Film, tüm bu soruları sonı-
yor. Ama tüm bunları yaparken,
oldukça iyi düzenlenmiş, gere-
ğince esprili ve aynı zamanda şi-
irli bir "spectacJe" olduğunu da
hiç unutmuyor. Yalnızca, fılmin
yapısına ustalıkla yerleştirilmiş
olan "İsa'nın yaşamı" oyunun-
dan söz etmiyorum. Ama fihnin
tümü, özellikle son yanda hız-
lanan temposuyla, gerçek bir se-
yirlik, düzeyli ve gerilimli bir si-
nema örneği oluşturuyor. Hem
sinemada (en azından son yıllar-
da) yukarda sözünü ettiğimiz
türde alışılmadık, "enteiektüei"
ve insana değgin sorular soran
hem de gösteri yanını hiç sav-
saklamayan böylesine bir film,
doğrusu günümüz sineması için-
de aynksı ve olağanüstü bir ör-
nek. Ve ticari Amerikan sinema-
sı dışında yerel ve ulusal sinema-
ların önemini, çağımız sanatına
katabileceği renkliliği bizlere bir
kez daha anımsatan oldukça
görkemli bir film...
'Dick Tmcy"bugün îstanbul veAnkara'dakisinemalardagösterimegiriyor
Çizgi-dedektif Dick sinemadaChester Gould'un "Dick Tracy" adlı çizgi-
roman tiplemesinden Warren Beatty
tarafından sinemaya aktarılan aynı adlı film
Istanbul'da Beyoğlu Emek ve Kadıköy Reks,
Ankara'da Gölbaşı sinemalarında gösterime
girecek.
Kültur Servisi — 1930'lar, Şi-
kago. Mafyanm dizginleri eie
alıp şehri örgütlü cinayetlerin
başkenti haline getirdiği yıllar.
Çizgiroman yazan Chester Go-
uld'un bu kente yerleşip çevre-
sinden etkilendiği dönem...
Chester Gould böyle bir or-
tamdan esinlenerek 'kötü'lerle
savaşan Dick Trac> tiplemesini
yarattığmda yıl 1931'di. Ameri-
kan gazetelerinde "Crazy Kal",
"Li'l Abner", "Buck Rogers"
gibi çizgiroman kahramanları
fırtına gibi esiyor, yine ayru dö-
nemde yaşanan içki yasağı ne-
deniyle Al Capone, Dillinger ve
Luckj Luciano gibi gangsterle-
re her gün bir yenisi ekleniyor-
du. İlk kez Detroit Mirror ga-
zetesinde yayımlanan "Dick
Tracy'nin Maceralan" çok ilgi
gördü ve daha yüksek tirajh ga-
zetelerin peşinde koşmaya baş-
laması pek uzun sürmedi. Go-
uld'un yarattığı tip, uzun boy-
lu, üçgen burunlu, köşeli çene-
li, geometrik biçimİi san şapkası
ve sarı pardösüsüyle bütünleş-
miş, işinden başka bir şey dü-
şünmeyen 'tipik' bir dedektifti.
Böyle bir tipi perdeye uyarla-
mak pek zor sayılmazdı. Ame-
rikalılar daha sonra çizgjfılmler-
de görmeye başladılar bu dedek-
tifi ve Türkiye'de pek tanınma-
sa da Dick Tracy Amerika'da
neredeyse bir Mickey Mouse ka-
dar popüler.
Uzun süredir sesi çıkmayan
Warren Beatty'nin böyle bir ti-
pi canlandırmaya kalkması
Hollywood'daki son modanın
bir sonucu sayılabilir. Yine bir
çizgiroman bandından sinema-
ya uyarlanan "Batman-Yarasa
Adam" gişe rekorlan kırdığına
göre Warren Beany de kendisi-
ne güvenmekte pek haksız sayıl-
maz. "Batman"de Jack Nichol-
son, Michael Keaton ve son yıl-
lann gözde yıldızlarından Kim
Basinger başrol oynuyorlardı,
teknik kaliteçok yüksekti, mü-
zik Prince'e aitti. Ancak "Dick
Tracy"nin 'koz'ları da "Bat-
man"den hiç eksik değil...
Filmin yapımcısı, yönetmeni
ve başrol oyuncusu: Warren Be-
atty. 1960'lardan bu yana film
yapan, Hollywood'un en önde
gelen oyunculanndan Beatty,
Amerikan film piyasasında,
"Reds" ve "Heaven Can Wait"
filmleriyle iki kez bir filmde
dörder ayrı dalda Oscar'a aday
olan tek adam. Uzun bir süre
sadece oyunculukla uğraştıktan
sonra yönetmenlik, yapımcılık
ve senaristliğe yönelen Beatty,
Hollyvvood'un 'dört dörtlUk'
yıldızlarından.
Beatty, Dick Tracy'de tıpkı
bir çizgiroman kahramam gibi
oynuyor, ama insancıl boyutla-
rını hiç yitirmeden. 'Nefes
kesen' bir şarkıcıyı canlandıran
sürpriz '«4
ı r
top' var. Ama iki-
sini de makyajın akından tanı-
mak' çok güç. Al Pacino ve Dus-
(in Hoffman. Günde üç buçuk
saat süren makyajın denetimci-
si Doug Dressler, "Bu kadar
makyajın altında kim oldukla-
n belli olmadığına göre Al Pa-
cino ve Dustin Hoffman'ı oy-
natmanın ne anlamı var?" dü-
şüncesiyle hoşnutsuzluğunu be-
lirtiyor. Diğer rollerde, Seymo-
ur Cassel, James Keane ve Dkk
Vao Dyke bulunuyor.
Geçen sezon "Batman"de ol-
duğu gibi, izleyici aynı heyecan-
la sinemalara koşacak mı merak
konusu. "Dkk Tracy" daha
çok çocuklara ve gençlere hitap
eden bir film. Ama şu son yıl-
larda mesleğinin en kötü dene-
yimi olan "Ishtar" dışında bir
ki usta, fîlmin görilntfl yönet-
meni Vittorio Storora, renklerin
anlamını şöyle açıkhyor: "San
pardösü ve şapkasıyla Dkk
Tracy renk tayfının bir tarafını
temsil ediyor, ışık, gün ve güne-
şi, yani doğruluğu ve düriistlü-
gü. Tracy'nin evlatlıgı kırmızı.
Sevgilisi Tess, tunıncu. Sadece
sıeak bir renk oldugu için. Di-
ger renkler de öbür tarafı tem-
sil ediyor, yani Mahoney'yi, ce-
te reisi Big Boy Caprice'i, kötü-
leri." Storora, 1930'ların Al-
man dışavurumcu sinemasında
kullanılan ışık anlayışını seçmiş,
bu da filme oldukça dramatik
bir atmosfer veriyor.
Filmde önemli bir yer tutan
müzik, Tony ve Pulitzer ödüllü
sanatçı Steven Sondbeim'a ait.
Madonna, Sondheim'uı şarkıla-
tYtLER 'SARI' — Filmde sadece yedi renk var. Sarı ve tonları, ışığı ve güneşi, yani doğruluk ve
dürüstlüğü temsil ediyor. Dick Tracy (Warren Beaty) san, sevgilisi Tess (Glenıe Headie>) tunıncu
Oukanda). "Nefes kesen" Mahoneyi canlandıran Madonna ise kotülügü temsil edi>or.
Madonna karşısında, Tracy hip-
nozun eşiğinde. Filmin bir sah-
nesinde de Madonna siyah, kı-
sacık ve daracık bir elbiseyle de-
dektifin bürosuna giriyor, ama
bu kez de Tracy'nin kılı bile kı-
pırdamıyor. Bu arada iki oyun-
cunun fihnin cekimi sırasında-
ki ilişkilerini merak edenler için
bu sahneler gerçek birer şölen...
Filmin kadrosu çok zengin.
Glenne Headley, Dick Tracy'-
nin sevgilisi Tess Truehart'ı oy-
nuyor. Dick'e delicesine âşık
olan Breathless Mahoney, sek-
sapelini kullanarak aşkına kar-
şılîk almaya çahşıyor. Bu rol
Madonna'ya ait. Filmde iki
şey çekmeyen Warren Beatty'-
yi genç izleyici ne kadar tanı-
yor? Beatty ne kadar genç gö-
rünse de artık o kadar genç de-
ğil, 53 yaşında.
Senaryosunu Jim Cash ile
Jack Epps Jr.'ın yazdığı filmin
en üginç yani, sanat yönetmeni
Richard Sylbert'ın önerisiyle
Chester Gould'un çizgi bandın-
da kullanmış oldugu renklere
sadık kalarak çekilmiş olması.
Filmde sadece yedi renk var.
Gökkuşağının bütün renkleri.
Her renk bir karakteri temsil
ediyor. "Last Emperor",
"Apocalypse Now" ve "Reds"
gibi üstün yapımlann gerisinde-
nnı ilk çaldığmda dehşete kapıl-
mış, çünkü nasıl söyleyeceğini
bilememiş. Madonna'dan ken-
di tarzı şarkılar söylemesini bek-
leyenler hayal kınklığına uğra-
yabilirler...
Amerikan gösteri dünyasımn
"kutsal kitabı" sayılan Vari-
ety'de, filmin yaz aylan hasıla-
tı yüz milyon dolann üstünde
gösterildi. Yapımına 30 milyon
dolar harcanan Dick Tracy için
21 milyon dolarlık da reklam
harcaması yapıldı.
Oyuncular, dekor, görüntü,
kostüm, makyaj, müzik...
"Dkk Tracy" tam bir 'seyirlik'.
Sovyet sinemasından bir örnekKültür Servisi — Amerikan filmlerinin
"egemenliği" altındaki sinema salonlannın
birinde, uzun süredir ilk defa değişik bir ül-
ke sineması gösterime giriyor. 1985 yılında
Sinema Günleri'nde daha önce gösterilen
Sovyet yapımı "Beş Akşam", Istanbul'da
Dünya Sineması'nda bugün başhyor.
"Beş Akşam", "geç kalmış" bir aşkın beş
gecelik öyküsü. tki insan üstüne kurulu:
Gençken birbirlerine âşık olan ve savaş yü-
zünden aynlmak zorunda kalan Jlyin ve Ta-
mara. 17 yıl sonra tekrar karşılaştıklarında
geçirdikleri beş gece, bastınlan duyguların
açığa çıkmasına neden olur ve bu birlikte-
lik belki de yeni bir başlangıçtır...
Filmin yönetmeni, Sovyet sinemasının
önde gelen isimlerinden Nikita Mihalkov.
Mihalkov, bir diğer ünlü isim, artık çalış-
malarını Amerika'da sürdüren Andrei
Konchalovsky'nin kardeşi. Bu iki kardeş,
Sovyetler'de sinemanın "doğuştan yetenekli
kardeşleri" olarak tanınıyorlar. Yönetmen,
oyuncu ve senaryo yazarı Mihalkov, sine-
maya oyuncu olarak başladı. İlk yönettiği
film "Yabancı" estetik değeri yüksek, pro-
fesyonel bir çalışma olarak nitelendirildi.
Mihalkov'un bu özellikleri ve kurgudaki us-
tahğı daha sonraki filmlerinde, "Aşk Esi-
ri", "Bir Mekanik Piyano tçin Bitmemiş
Parca", "Oblomov'un Yaşamından Birkaç
Gün" gibi filmlerde de görülüyordu.
Yönetmenin 1978 yılında çektiği "Beş
Akşam", dünyanın en zengin film stüdyo-
larından birinde, 1924 yılında kurulan Mos-
film'de çekilmiş. Sovyetler'de "star yönet-
menlerin evi" olarak bilinen bu stüdyo
kompleksi yılda 40 film üretiyor.
Senaryosunu da Mihalkov'un yazdığı, gö-
rüntü yönetmenliğini Pavel Lebeshev'in üst-
lendiği filmde başlıca rolleri Lyudmilla
Gurchenko, Stanislav Lyubsbin, Valentina
Telichkina, Igor Nefedov ve Larisa Kuznet-
sova paylaşıyorlar. Tâmara'yı canlandıran
Lyudmilla Gurchenko, Sovyet sinemasının
önemli isimlerinden biri.
UlviUraz
ödülleri
• Kültür Servisi —
1989-1990 sezonu Ulvi Uraz
Tiyatro ödülleri ödül töreni
13 ekim cumartesi, AKM
Büyük Salon'da, Aziz
Nesin'in "Yaşar Ne Yaşar
Ne Yaşamaz" oyunundan
önce yapılacak bir törenle
sahiplerine verilecek. Bu yıl
14*üncüsü verilen ödülleri,
yönetmen dalında "Aşkımız
Aksaray'ın En Büyük
Yangım" ile Ergin Orbey;
oyuncu dalında "Yaşar Ne
Yaşar Ne Yaşamaz"
oyunundaki rolüyle Ali
Sürmeli almıştı. Aynca
Bilsak Tiyatro Atölyesi,
Sevim Burak'ın "Işte Baş
Işte Gövde Işte Kanatlar"
oyunuyla Toplu Başan
ödülüne değer bulunmuştu.
Seçici kurulunda Orhan
Alkaya, Hayati Asılyazıa,
Haluk Şevket Ataseven,
Kemal Bekir ve Cevat
Çapan'ın yer aldığı Ulvi
Uraz Tiyatro ödülleri,
Istanbul'da sergilenen yerli
oyunlar arasmda yönetmen
ve oyuncu dahnda veriliyor.
"Çizgi-Mizah"
seı^gisi
• Kültür Servisi —
Silivri'de Silivri Doğayı,
Çevreyi Koruma ve
Geliştirme Dernega'nin
düzenlediği etkinlik
kapsamında Turhan Selçuk,
Tan Oral, Haslet Soyöz,
Kemal Gökhan Gürses ve
Erdoğan Bozok'un
karikatürlerinden oluşan
"Çizgi-Mizah" karikatür
sergısi bugün saat 17.30'da
açılacak ve 20 Ekim
1990'da bitecek. Açıhşta
Tan Oral, Erdoğan Bozok,
izleyicilerle söyleşi yapacak
ve yapıtlarını imzalayacak.
Sergi Kafe Eril'de (Spor
Kulübü karşısında)
görülebilir.
Müzik
yarijşması
• Kültür Servisi — Yıldız
Üniversitesi'nin her yıl
düzenlediği ve Pepsi'nin
sponsörlüğünü yaptığı
"Üniversiteliler Müzik
Yanşması"nın fınali yann
saat 13.00'te Açıkhava
Tiyatrosu'nda yapılacak.
Değerlendirme kurulunu
Cumhur Atalay, Burak
Eldem, Melih Kibar, Garo
Mafyan, lzzet öz, Onno
Tunç ve özkan Uğur'un
oluşturduğu yarışmaya 46
grup 72 parça ile
başvurmuştu. Yapılan
değerlendirme sonucunda
14 grup finalde yanşmaya
hak kazandı. Beste,
düzenleme ve solist
dallannda yapılan
yarışmada bu yıl beste
dahnda birinci olacak
gruba Beko-Casio bir org
ve Mel-Ki Stüdyosu'nda
kayıt olanağı verilecek.
Sunuculuğunu Mehmet Ali
Erbil'in yapacağı yarışmaya
konuk sanatçı olarak
Bülent-Hakan, reggae
şarkıcısı Chris Garçia ve
Grup Bulutsuzluk Özlemi
kaiılacak.
Necatigil'in
aııısına
• Kültür Servisi — 1979
yılında yaşamım yitiren
Behçet Necatigil'in anısına
düzenlenen "Behçet
Necatigil Şiir Ödülü" 13
aralıkta verilecek. Seçici
kurulunu Adalet Ağaoğlu,
İlhan Berk, Doğan Hızlan,
Rauf Mutluay, Fethi Naci,
Hilmi Yavuz ve Tahsin
Yücel'in oluşturduğu
yarışmanın son katılma
tarihi, 25 Kasım 1990
olarak belirlendi. Yarışmaya
katılmak isteyenlerin P.K.
109 Beşiktaş Îstanbul
adresine 1990 yılı içinde
yayımlanmış şiir
kitaplanndan 8 adet
göndermeleri gerekiyor.
SSCB'de ilk
yabancı dergi
• PARİS (AA) —
Fransa'da yayımlanan Paris
Match dergisinin
yöneticileri, dergilerinin
Rusça olarak çıkarttıklan
ilk sayısının Sovyetler
Birliği'nde büyük ilgi
gördüğünü ve nisan ayında
ikinci sayının çıkanlmasının
planlandığını söylediler.
Sovyetler Birliği'nde Rusça
çıkanlan "ilk yabancı
magazin dergisi" unvanınv
taşıyan derginin yöneticilen,
ikinci sayı için SSCB'deki
durumlannı güçlendirmek
isteyen reklamcılar
aradıklannı kaydettiler.
Derginin editörü Roger
Therond, Paris Match'ın
Rusça olarak her ay
çıkarılmasının güç
olduğunu behrtti. Therond
"Bizim dergiyi her ay
çıkarabilmemiz için ya
ruble konvertibl olmalı ya
da ruble ile Sovyetler
Birliği'ne yeniden yatınm
yapmak için bir yol
bulmamız gerekli" diye
konuştu.