25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKİM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Denktaş'tan BM'ye eleştiri • LEFKOŞA (AA) — KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM Güvenlik Konseyi'nin, 21 Filistinli'nin Israil polisi rafından katledilmesi Karşısında bir kınama karan bile alamadığjnı belirterek, "Işte Vasiliu'nun istediği güvenlik konseyi garantisi böyle bir çerçeveye oturtulacaktır" dedi. Denktaş, Lefkoşa'da yaptığı açıklamada, Rumların hesabının "işlemeyecek bir garanti" olduğunu belirttL Rumlann yeni atağı • WASHINGTON (AA) — Kibns Rum yönetiminin Washington büyükelçisi Micahel Serifıs, VVashington'daki Ulusal Basın Kulübu'nde yaptığı konuşmada, Kuveyt konusundaki uluslararası tepkinin Türkiye'ye de gösterilmesini istedi. Elçi, Kıbrıs konusunda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nın devreye girmesi için girişim yapacaklarını söyledi. Serifıs, AGtK'in insan haklan ilkelerinin Kıbrıs'ta da uygulanmasını isteyeceklerini ve AGİK'in bu konuda "yükümlülüğü olduğunu" ileri sürdü. Duruşma ertelendi 1 ATtNA (AA) — unanistan'da Yüksek Seçim Mahkemesi, Gümülcine Bağımsız Milletvekili Dr. Sadık Ahmet ile lskeçe Bağımsız MilJetvekili Ahmet Faikoğlu'nun milletvekilliklerine yapılan itirazlarla ilgili duruşmayı S aralık tarihine erteledi. Yüksek Seçim Mahkemesi, Sadık Ahmet ve Ahmet Faikoğlu aleyhindeki itirazlarla ilgili duruşmanın ertelenmesine gerekçe olarak gerekli belgelerin tamamlanmamasıru gösterdi. Başkırlar da egemen '_ • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nin en büyjik cumhuriyeti Rusya Federasyonu sımrları içinde yer alan Baskır Özerk Cumhuriyeti, egemenliğini ve Rus Federasyonu'ndan bağımsızlığını ilan etti. Başkır Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti'nin dünkü toplantısında oybirliğiyle alınan kararda, Başkır özerk Cumhuriyeti'nin adı "Başkorkostan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti" olarak değiştirildi, statüsü de özerk cumhuriyetten "birlik cumhuriyeti" düzeyine yükseltildi. Romanya'da A BÜKREŞ (AA) — Romanya'nın Karadeniz'deki en büyük limanının bulunduğu Köstence'de, 10.000'den fazla demiryolu işçisinin greve gittiği bildirildi. Erken emeklilik, ücretlerin arttırılması, ücretsiz taşıma kartı, vergi iadesi, eski komünist sendikanın sahip olduğu mal varlığını kontrol etmek gibi haklar isteyen işçilerin grevi dün geç saatlerde sona erdi. Ulaştırma Bakanhğı'ndan bir yetikili grevin haksız bir eylem olduğunu bildirerek, işçilerin isteklerini karşılamak için yeterli mali kaynakları olmadığını söyledi. Prag'da KFye karşı gösteri • PRAG (AA) — Çekoslovakya"nın başkenti Prag'ta on binlerce kişi Komünist Partisi aleyhinde gösteri düzenledi. Çekoslovakya Haber Ajansı CTK, Prag'da dün yapılan gösteriye en az 25 bin kişinin katıldığını ve göstericilerin Komünist Parti'nin yasaklanmasını ve komünistlerin parlamentodan çıkarılmalarını istediklenni duyurdu. Gösterinin işçiler ve sendikalar tarafından düzenlendiğini belirten ajans, diğer kentlerde de benzer gösterilerin yapıldığını kaydetti. BAB GenelSekreteri Van Eekeleriin Cumhuriyet'e demecv Türkiye onemli bir güçBatı Avrupa Birliği Genel Sekreteri Willem Van Eekelen, soğuk savaş döneminde Merkez Cephe'nin Batı Almanya'da olduğunu, ancak artık Merkez Cephe'nin Doğu Akdeniz'e kaydığını söyledi. EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Batı Avrupa Birliği Genel Sekreteri WiUem Van Eckeien, soğuk savaş döne- minde Merkez Cephe'nin Batı Almanya'da olduğunu, ancak artık Merkez Cephe'nin Doğu Akdeniz'e kaydığını söyledi. Türkiye Atlantik Assamblesi Derneği'nin 18-21 ekimde Alan- ya'da yapacağı toplantıya katıl- mak üzere Türkiye'ye gidecek olan "Van Eekelen", 18 ekimde de Ankara'da Türkiye Dışişleri Bakanbgı yetkilileri fle temaslar- da bulunacak. NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner de aynı toplantıya katılacak. Ayrı- ca ittifakın bu iki savunma ör- gütünün en üst düzeydeki yetki- lileri ile çeşitli konularda görüş Van Eekelen, Türkiye'nin NATO ve Onadoğu'daki konu- mu hakkındaki sorularımızı şöyle yanıtladı: "Tiirkiye, Körfez bnnalımın- da oynadıgı rol konusunda bem Avrupada hem NATO içinde begeni kazandı. Bu çok önemli bir nokta, çünkii Türkiye, Bir- lesmis Milleüer yapünmJannı ilk uygnlayan ülkelerden biri ol- du, önemti rol oynadı. Ziyaretim sırasında Türkiye'nin bu tutu- munu ne kadar takdir ettfgimi- zi belirtmek istiyorum." — l>oğu Avrupa'daki geliş- meler sırasında Türkiye'nin ar- tık soguk savaş senaryosu dışın- da kaidıgı ve stratejik öaenini yitirdifi görüşü bir anda ortaya atıldı. Ardından da Körfez bo- nalımı çıkınca, Tnridve'nin stra- tejik öneminin aslında biç kav- bolmamış olduğu fark edildi. Türkiye'nin, Avrupa'nın savun- masında, soğuk savaş bitmiş da- hi olsa, başka yönlerden, ber za- man stratejik bir rolü olacağı ar- tık kabul edüiyor mn? EEKELEN — Kesinlikle... BAB açısından düşünecek olur- sak, bizim Türkiye ile özel bir is- tişare ilişkimiz var. Bilgi aüşve- rişi içindeyiz. Soğuk savaş sıra- sında Avrupa'ya yönelik olan tehdit ortadan kayboluyor. Ama Avrupa'nın güney sınırlannda- ki yeni tehditlere bakmak gere- kiyor. Avrupa için sağladığımız ilerleme, henüz Akdeniz Bölge- si'nde görülmüyor. Ortadoğu ise ayn bir sorun. BAB üyeleri, dik- katlerini şimdi Avrupa'dan Ak- deniz'e çevirmiş durumdalar. Akdeniz Bdlgesi'nde oluşabile- cek yeni risklere, istikrarsızlıkla- ra dikkat etmek gerekiyor. BAB'da bir "Akdeniz Çaljşma Grubu"muz var. Buna şimdi ye- ni bir hız vermek istiyoruz. Bü- tün bu gel^jjeler konusunda Türkiye ile görüş ahşverişinde bulunmak önem taşıyor. — Akdeniz Çalısma Grubu'na eskiden sadece denize kıyısı oian ülkeler katılıyordu, şimdi btitiin BAB üyeleri temsilci yolluyor degil mi? EEKELEN — Eskiden dik- katimizi Merkez Cephe'ye yö- neltmiştik. İlerde Akdeniz, bi- zim Merkez Cephemiz olacak- tır. Coğrafî bakımdan değil, fa- kat dikkatimizi yöneltmemiz ba- kımından. — 1992 ile birlikte Avrnpa Tek Senedi'nin yüriirhıge günne- siyle, Ortak Avrupa sınırian ko- nnsu da gündeme geliyor. Gerek muhaceret açısından, gerek ile- ri savunma hattı olmak açısıa- dan, Avrupa'nın "coğnfi olmayan" smırian Gdney ve Do- ğu Anadolu'da başlıyor denebi- lirmi? EEKELEN — Buna bir ölçü- de evet denebilir. Ancak bildiği- niz gibi Ortak Avrupa konusun- da henüz tartışma bitmemiştir. — NATO'da çokuluslu asker konuslandınna öoerisine gde- SOVYETLER BİRLÎĞI KOMÜNİST OLMAYANA PREZERVATİF — Moskova'da Gorky caddesinde çarşamba günü ilginç anlar yaşandı. Feminist Yevgenia Debrianskaya, elindeki (Moskova'da oldukça zor bulunan) prezervatifleri se>ircilere dağıUrken hukümetten "hayat ka- dınlıgı"nın resmileştirilmesini istedi. (Fotograf: AP) Gazete çalışanları, genel yayın müdürünü istemiyor Pravdada yönetime isyanMOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin yayın organı ve Sov- yet basınının "otorite" sayılan gazetesi "Pravda"nın genel yayın müdürü, göre- ve atanmasının üzerinden bir yıl bile geç- meden, ülkedeki "açıklık" politikasından cesaret alan gazete çalışanlanyla mücade- leye başlamak zorunda kaldı. Pravda'nın geçen yıl sonunda göreve atanan genel yayın müdürü ve SBKP Po- litbüro üyesi Ivan Frolov, bu ayın basın- da gazetenin çalışanları arasmda yapılan bir toplantıda sert biçimde eleştirilmiş ve Sovyet basınında, Pravda gazetesindeki SBKP Komitesi'nin Ivan Frolov'un göre- vinden alınmasını istemeye karar verdiği yolunda haberler yayımlanmıştı. Pravda Gazetesi Parti Komitesi, gaze- tenin dünkü sayısında yayımladığı açıkla- mada, Frolov'un görevinden alınması için başvuruda bulunma yolunda karar aldığinı yalanladı. Ancak komite, Pravda'nın geleceğini SBKP Merkez Komitesi sekreteryasının ay- rıntılı olarak ele almasını istediğini doğru- ladı. Tiraj kaybetti Pravda'nın hemen tamamı komünist parti uyesi olan çahşanlan, gazetenin son bir yıldır sürekli tiraj kaybetmesinden ya- kınıyor ve bu gelişmeyi Frolov'un "zama- nın gerisinde kalan" yaklaşımına bağlı- yorlar. Gazetedeki SBKP örgütü birinci sekre- ter yardımcısı Madıslav Yegorov.resmi ha- ber ajansı TASS'a yaptığı açıklamada, "Artık bu genel yayın müdürüyle çalısma- nın olanaksız olduğunu" söyledi. Gorbaçov'un yakın adamlarından biri olarak bilinen Ivan Frolov'un Pravda'nın başına getirilmesinden beri gazeteye yöne- lik eleştiriler artmış bulunuyor. Yapılan istatistiklere göre 1991 yılı için abonelerin yaptırdıkıan kayıtlardan, Prav- da'nın, ülkedeki tüm basın organlan ara- smda sahip olduğu okuyucu açısından son sıralarda olduğu anlaşılıyor. Ivan Frolov, geçen yıl sonunda, Prav- da'nın Brejnev döneminden beri gorevini sürdüren Genel Yayın Müdürü Viktor Afanasyev'in, Boris Yeltsin'i aşağılama kampanyası başlatması yüzünden görev- den alınmasından sonra bu göreve getiril- mişti. Ote yandan Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov, ülkeyi piyasa ekonomi- sine geçirecek programın planlandığı şekil- de 15 ekime kadar hazır olacağını bildir- di. Gorbaçov, bu arada, radikal muhale- fet gruplarının, ülkenin içinde bulunduğu gergin durum nedeniyle bu yıl Bolşevik Devrimi kutlamalarının yapılmaması yo- lundaki çağrılannı dikkate almayarak dev- rimin 73. yıldönümünün tüm ülkede askeri geçit törenleriyle kutlanması için bir karar- name yayımladı. AA'ya göre Mihail Gor- baçov'un dünkü Sovyet basınında yayım- lanan kararnamesinde, başkent Moskova ve tüm birlik cumhuriyetlerinin başkent- leri ile Sovyet ordusunun karargâhlannın bulunduğu tüm kentlerde askeri geçit tö- renleri düzenlenmesi istendi. YUNANİSTAN lim. NATO Baskomntanı GaJvin de Uraftar. Türkiye'de böyle bir knvvet görevlendirilebilir diyor. EEKELEN — Bunu ilk biz savunduk. İlerde Avrupa askeri gücünün ulusal bir güç olmama- sı gerektiği görüşündeyiz. Ortak Avrupa olacağını göz önüne alırsak Amerika'ya şunu anlat- mamız gerekiyor: Savunmamı- zı kendimiz yükleniyoruz. On- lar da katılmak isterse âlâ. — Türkiye'ye nasıl bir rol dö- şer? EEKELEN — BAB'da ilerde alınacak savunma önlemlerini sürekli tartışıyoruz. Bu konular- da henüz berraklık yok. Çeşitli görüşler var, bunlar tartışılıyor. Ancak kesin ifadeler kullanmak istemiyorum. Türkiye elbette bölgede gözden kaçınlamayacak bir güçtür. Bunu herkes biliyor. — Körfez bölgesindeki aske- ri düzenlemelerde NATO'nun adı geçmiyorsa da, ismi agza aJınmasa dabi NATO orada de- gil mi? EEKELEN — Buna bir NA- TO harekâtı demeyi doğru bul- muyorum. NATO harekâtı, NA- TO alam içinde olur. Bölgedeki ülkeler de NATO'yu istemez orada. Eskiden olsa, NATO'yn Doğu-Batı çatışması çerçevesin- de düşünebilirlerdi, şimdi ise yi- ne de bir süper devletin uzantı- sı olarak görebilirler. NATO'nun Avrupa ayağı, yani BAB ile Amerüca ayağı arasmda gerekli eşgüdüm ve işbirliği, Körfez bu- nahmında, yani NATO'nun ala- nı dışındaki bir yerde başvuru- lacak en uygun işlem tarzı ola- rak görünüyor. Ankara BAB rapomna yalanlama ANKARA (Cumburiyet Bü- rosn) — Batı Avrupa Birliği Ge- nel Sekreteri VVilhelm Van Eke- len'in Türkiye'de beklendiği şu sıralarda BAB Assamblesi'ne sunulan bir raporda, Türkiye'- nin Suudi Arabistan'a 5 bin as- ker gönderme taahhüdüne gir- diğini çağrıştıran ifadelerin yer alması diplomatik çevrelerde farklı yorumlara neden oldu. Ancak Türkiye'nin bu tür her- hangi bir taahhüde girmediğini kaydeden üst düzeyli Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, raporda bu konuda yer alan ifadenin "yan- Its bilgiierden" kaynaklandığı- nı bildirdiler. Söz konusu yetki- liler, Türkiye'nin Suudi Arabis- tan'a 5 bin asker göndermesi konusunda "böyle bir şey kesin- likle yoktur" diye konuştular. BAB üyelerinden Hollanda'- nın eski NATO Daimi Temsil- cisi De Hoop Sbeffer tarafından birliğin "Savunma Komitesi" adına kaleme alınan 20 eylül ta- rihli ve "Kuveyt'in işgalinin so- nuçlan: Körfez'deki Operas- yonlar" adlı raporun 5 nolu ekinde Suudi Arabistan'a gön- derilen askeri güçlerin ülkelere göre dökümü veriliyor. Bu dö- kümde Türkiye için "henüz 5 bin asker gönderecek" ifadesi kullanıhyor. Türkiye'nin Suudi Arabis- tan'a 5 bin asker göndereceği konusunda raporda yer alan ifa- de hakkında görüştüğümüz Dı- şişleri Bakankğı yetkilileri, böy- le bir ifadeye niçin yer verildi- ğini bilemediklerini söylediler. Kısa bir süre önce VVashington Post gazetesinde de aynı şekil- de yanlış bir tablonun yer aldı- ğını belirten yetkililer, "Scbef- fer, raponınu hazırlarken her- halde bu gazeteden yarariandı" dediler. Atiııa, Gorbaçov'un peşîndeMitsotakis hükümeti Sovyetler'le ilişkileri sıklaştırmak için yoğun çaba harcıyor. SSCB Dışişleri Bakanı Şeyardnadze, kasım sonunda ya da aralık başında Atina'ya geliyor. Başbakan Mitsotakis'le Dışişleri Bakanı Samaras, Başkan Gorbaçov'u da Atina'ya davet etmek istiyorlar. STELVO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan, Körfez krizin- deki gelişmelerden sonra dış politikası- m "hareketlendinneye" çalışıyor. Türki- ye'nin bölgedeki önemini arttınnasıyla ABD, AT ve Japonya gibi zengin ülke- lerden ekonomik yardım almaya basla- tnası, Yunan Dışişleri Bakanhğı'mn dik- katlerini Sovyetler Birliği'ne çevirmesi- ne neden oluyor. Yunan Dışişleri Baka- nı Andonis Samaras'ın bu çerçevede, So\'yet]er Birliği Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze'yi kasım ayı sonunda ya da aralık ayı başında Atina'yı ziyaret etmesi için "ikna" ettiği bildiriliyor. Bu arada Başbakan Konstantin Mitsotakis, kasım ayında 35 ülkenin yer alacağı Batı Av- rupa savunması ile ilgili toplantıda SSCB lideri Mihail Gorbaçov ile görüşecek. Gerek Samaras gerekse Mitsotakis, SSCB liderini Atina'ya davet etmek is- tiyorlar. Aynı amaçla ünlü besteci ve hü- kümet üyesi Mikis Theodorakis, önü- müzdeki yılın nisan ayında Atina yakın- lanndaki antik kent Delfi'de "Avrnpa Evi" adı altında bir toplantı düzenlemeye karar verdi. Bu toplantıya Fransa Dev- let Başkanı François Mitterrand'dan başka SSCB lideri Gorbaçov'u da davet etti. Mitterrand söz konusu daveti kabul ettiğini açıkladı, ancak Gorbaçov'dan henüz bir ses çıkmadı. Yunanistan'ın Sovyetler Birliği'ne yö- nehnesi, "ulusal" olarak nitelediği ken- di sorunlanna karşı ABD ve Avrupa ül- kelerinin gösterdikleri ilginin azalmasın- dan kaynaklanıyor. SSCB de Yunanis- tan'ın bu açılmalannı yüreklendiriyor. Yunanistan, özellikle Kıbrıs sorunu için SSCB'nin gösterdiği ilgiyi "tatmta edfci" görüyor. Yunanistan ayrıca, Türkiye ile ilişkileri ve Balkan ülkelerinin geleceği konularuıda da SSCB'nin görüşlerini "yakifldan ögrenmek" istiyor. Öte yandan İCAO anlaşmasına göre Ege'deki hava sahası denetimintn büyük bir bölümunü denetimi altmda bulundu- ran Yunanistan, radar ağı sistemini mo- dernleştirmek amacıyla 8 yıldan bu ya- na askıda bulunan kararuıı uygulayaca- ğını açıkladı. Başbakan Mitsotakis, Ege 1 deki hava sahasının "daha iyi denetlenmesi" amacıyla 8 yıl önce satın alınmasına karar verilen modern radar sistemlerinin "çok yakmda" Yunanis- tan'a geleceğini açıkladı. Mitsotakis "Yu- nan ulusal savunması" ile bağlantılı gör- düğü bu modernizasyonun yani sıra ha- va sahası denetimi için 86 memurun da- ha işe ahnacağım sözlerine ekledi. Söz konusu radar sistemleri Yunanistan'a 10 milyar drahmiye, yani 170 milyar liraya mal olacak. DUN^ADA BUGUN ALİStRMEN Bir Örnek... BERLİN — Eşim ve yıllar sonra çok hoş bir sürpriz olarak Frankfurt Kitap Fuarı'nda karşılaştığım okul arkadaşımla bir- likte bavullarımızı emanete bırakıp kente dönmek için Frank- furt Havaalanı'nı anagara bağlayan trene binmeye çalışıyo- ruz. Bu arada arkadaşım, Almanların burada çalışan işçile- rimize gösterdikleri tepkinin haklılığını vurguluyor: —Hiç kural tanımıyorlar ve yaşam biçimini bozuyorlar di- yor ve ekliyor: —Geri kalmış yörelerden, köylerden geliyoruz. Sen bu tür insanların senin kentinde yaşamı altüst etmelerini hoşnut- lukla kabul eder misin? Ben o sırada otomatik makineden bilet alabilmek için ana- gann haritadaki yerini bulmaya çalışıyorum. Beceremiyorum. —Erhan (arkadaşımın adını değiştirdim tabii) ben bece- remedim, bir de sen dene diyorum. Erhan geçiyor makınenin başına; o da çıkamıyor işin için- den. Bu arada ellerinde temizlik malzemeleri, yürüyen merdi- venin hemen yanında duran ve sakalı ile takkesinden biri- nin iyice sofu olduğu anlaşılan ıki göçmen Türk işçisinden biri hemen yanımıza koşuyor. bize yardım elinin uzatıyor ve biletlerimizi almamızı sağlıyor. Merdivenlerden trene yöneli- yoruz. Bu arada bakıyorum eşim dalmış. Soruyorum: —Ne var, ne oldu? —Hiç, diyor, şu bizim insanlarımızı düşünüyordum. Bir, her türlü olanağımıza; iki, yabancı dil bilmemıze karşın makine- nın önünde bocaladık. Bu insanlar ise koylerinden, kimi da- ha doğru dürüst bir kenti bile görmeden, yol iz, dil bilmeden kalkıp buralara gelmişler; yepyeni bir yaşama ayak uydur- muşlar. Bilmedikleri bir sürü şeyi öğrenmişler, buranın yerli- lerinden çok daha güç koşullar altında çalışıyorlar ve dişle- rinden tırnaklarından biriktirdiklerini Türkiye'ye gönderiyor- lar. Hatta belki de dövizi cebimize koyup buralara kadar gel- memize olanak hazırlıyorlar; hiç değilse bu olanağa katkıda bulunuyorlar. Onlarla ilgili yargılara varırken işin bu yanını da düşünsenize. Bir sessizlik oldu. Tren geldi, bindik. Mine haklıydı. Türk insanı yadellerde, tırnaklarım kanatın- caya dek kayalara geçirmiş, onurlu bir yaşam savaşı veriyor- du. Berlin'de Kreuzberg semtinde HDB'nin binasının bulun- duğu Oranien Strasse'ye gelince bu insanların Alman top- lumuna yalnızca olumsuz etki yapmadıklarını, tam tersine çok kültürlülüğün bu topluma yeni boyutlar kazandırdığını gör- mek olanağına kavuştum. Gerçekten Türklerin çoğunlukta olduğu Oranien Cadde- si, Alman kentlerinde pek bulunmayan bir renklilik ve canlt- lık örneği. Burası bana, yeryüzünün en keyifli kenti olarak algıladığım Parıs'ı anımsatıyor. Bu cıvılcıvıl caddeye bakarken Almanya'ya göç eden in- sanlarımızın önlerindeki engeller kaldırıldığında, kendilerine olanaklar sağlandığında, içinde bulundukları toplumun ya- şamına nasıl olumlu katkılarda bulunabıleceklerini görü- yorsunuz. Evet, göçmenler Almanya'da bir bölümü üstesinden ge- linmesi oldukça güç, önemli sorunlar yaratmışlar. Ama on- lara yeterınce gelişme olanağı sağlanab:!: r , önlerindeki en- geller kaldırılır ve daha eşit davranılırsa bulunduklan toplu- ma olumlu katkılar yapabilirler. Berlin'deki Türklerin sosyal demokrat örgütü HDB (Halkçı Devrimci Birliği) ve onlann bağlı bulunduğu tüm Almanya dü- zeyinde örgütlenmiş oian üst kuruluş HDF (Sosyal Demok- rat Halk Derneklerı Federasyonu), işte bu çok kültürlülüğü ve Türklerin. gerek bulunduklan Almanya'da gerekse ana- vatanları Türkiye'de tüm haklara sahip olmalarının savaşımını veriyor. HDF'nın eski başkanlanndan Merih Ünel ise hep bu örgüt içinde, hem de seçilmeyi başardığı SPD Berlin eyalet' yönetimınde aynı çabayı sürdürüyor. HDB'yle HDF, Alman- ya'daki göçmenlerin sorunlanna doğru tanı koyan, somut çö- zümler öneren, politika üreten kuruluşlar. 29 Ekim 1977'de kurulmuş olan HDF bu ayın 20-21'inde Düsseldorf'ta 13. olağan kurultayını yapacak. Bu kurultaya Türkiye ve Federal Almanya'dan, aralarında İsmail Cem, Er- can Karakaş, ANAP'lı Bülent Akarcalı, bir hükümet, bir de DYP temsilcisiyle Geissier ve Kohn Benitt'ın bulunduğu seç- kin kişiler çağrılmış. Ayrıca Timur Selçuk. Selçuk konserle- riyle kurultayı şenliğe dönüştüreoek. HDF, Alman sosyal de- mokratları ile yakın ilişkiler içinde. Alman sosyal demokrat geleneğinden esinlenen bu seçkin kuruluşun her kongresi (bütün kongre kararları sonradan yayımlanıyor) bir ara konu- nun tartışılıp geliştirilmesine, somut çözüm önerilerine dö- nüştürülmesıne olanak sağlıyor. HDF'ye bağlı olan alt kuruluşlar, kendi içlerinde özerk der- nekler; tek hükümlülüklerı HDF'nin tüzüğüne ve sosyal de- mokrat ilkelere bağlı kalmak. Bu yapı içinde Almanya'daki göçmen sosyal demokratlar "uzlaşarak politika üretmeyi" ba- şarabilmişler. Bu durumda politika üreten^ birlikte çalışmayı beceren bu örgütün eski başkanı Merih Unel'in, "Güney Amerika'daki sosyal demokratlar bile çağdaş düşünceye ayak uydururken bizimkıler hâlâ parti nedir, hizip nedirtartışmasındalar. Bun- ları aşıp güncel düşunceyi aramak zorundayız" sözlerinde- ki aa eleştiriye hak vermemek olanaksız. Basından yeterince ilgi görmediklerinden haklı olarak ya- kınan HDF'liler ile alt kuruluşları, Türkiye'deki sosyal demok- ratların dikkatle ızlemelerı ve ders almaları gereken olumlu bir örnek oluşturuyorlar. BULGARISTAN Piyasa programı meclise sunuldu SOFYA (Ajanslar) — Bulga- ristan'da 20 eylülde kurulan ye- ni hükümetin başbakanı And- rei Lukanov, hükümet progra- mını parlamentoya sundu. Büyük ölçüde ekonominin li- beralleştirümesine ilişkin proje- ler içeren programla ilgili ola- rak konuşan Lukanov, "Bulga- ristan'ın, eski ekonomik mode- le ebediyen elveda demeklen başka seçeneği yok" dedi. AP'ye göre komuta ekono- misinden piyasa ekonomisine geçişi öngören programda ağır- lık özelleştirme, yeni bir banka- cılık sistemi ve rekabete verili- yor. AA'nın haberine göre Bul- garistan'da abnacak ekonomik önlemlerin, ülkede işsizh'ği, enf- lasyonu ve hayat standardmı olumsuz yönde etkileyebileceği yolunda uyanda bulunan Lu- kanov, sosyal sorunlann orta- dan kalkması ıçuı sosyal güven- lik yasalannın geüstirileceği ko- nusunda söz verdi. Lukanov, hükümetin, bürok- rasiye yeniden şekil vermek için çaüşmaiannı sürdürdüğünü be- lirterek radyo ve televizyonun bağımsız olacağını söyledi. Hükümet kaynaklan, parla- mentoya sunulan programın, ekonominin liberaÜeştirilmesi konusunda tavsiyelerde bulun- ması amacıyla davet edilen ABD'li danışmanlann önerile- rine bağlı kalınarak hazırlandı- ğım belirttiler. Bulgar hükümeti, program uyannca kasım ayı sonunda özel sektörü kısıtlayan yasayı kaldırmayı, toprak reformu ve dış yatınmlarla ilgili yasalan yürürlüğe koymayı planhyor. Unutmayın, ALTIN REHBER her an elinizin altında!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle