Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EKİM 1990 CUMHURÎYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloıı Genel Müdûrlü-
ğû'nden alman bilgıye göre yur-
dun kuzeydoğu kesımleri parçalı
bulutlu, Orta ve Doğü Karadenız,
İç Anadolu'nun kuzeydoğıtsu ıle
Doğu Anadolu'nun kuzeyi sağa-
nak yağışlı, öteki yerler az bulut-
lu ve açık geçecek. HAVA SICAK-
UĞI: Yurdun batı kesımlennde ar-
taçak Doğuda değışmeyecek
RÜZGÂR: Kuzey ve doğu yönler-
den orta kuvvette, yer yer küvvet-
(ıce esecek. Denızierde. Karade-
nız'de yıldız ve karayel, ötekı de-
nızterde yıldız ve poyrazdan 3,5,
Ege'de 6-7 kuvvetinde, saatte
Adana
Adapaan
Adıyaman
Afyon
Ajn
10-21. Ege'de 27-33 deniz mili hızla esecek. Van Gölü'n-
de hava Parçalı az bulutlu geçecek, rüzgâr kuzey ve batı
yönlerden hafif olarak esecek, göl kûçûk dalgalı olacak
Antakya
Anialje
Mvrn
Salıtear
3 ecı«
3 nflöl
Bıtlts
Bolu
Bursa
Çanaklole
Çorum
Denali
A 30° 19° Dıyartakır
A 22° 11° Etiıfne
A 32° 17° Erancan
A 21° PEmırum
Y 18° 2° Esbşehr
A 20° 7°Gaaamep
A 28° 22° &resun
A 3tr>2ff>GiımüştaneV
V 23° 12° Haldıân
A 29° 11° isparta
A 22° 9°lsfcn!>ul
A 19° 7° Izmır
A 25° 7°Kare
A 25° 8°Kasûmonu A
A 18° 7°Kayseri
A 21° 12° Kırtdare*
A 21° 16° Konya
V 20° 8°Kutahya
A 26» 11° Malatya
32° 10° Manısa
20° 8°KMaras
24° 8°Mersn
17° 0°Mujla
21° 8 Muş
31° 17 Nığde
21° 15° Ordu
22° 8°RtS
26° 11° Sansun
26° 8°S»rt
20° 13° Sınop
2 6 ° 1 3 ° S « B S
18° 1°Tetardaj
19° rTrataon
21» ff>lünc«li
19° 7»U$ak
24° 8° Van
21» CYozBit
26° 10° Zonguttak
A 25° 13°
A 30° 17°
A 2«°21°
A 2F11»
A 26° 8°
A 23° 8°
Y 21° 15°
Y 22° 15°
Y 20° 14°
A 30° 15°
A 20° 13°
Y 18» 8»
A 20° 12»
Y 23° 15°
A 26° 9°
A 22° 6°
A 20° 7°
A 18° 6°
A 20° 13°
•JÇ3.: aç
* j stsiı A-açılı B-tuluBu 6-gûneşt K-Uriı S-ss* Y-yafrmrtı
DÜNYA'DA BUGÜN
Barce.ona
Basel
Belgrad
Betin
Bonn
Brtteel
Budapeste
Cenevre
Cezayır
Cıdde
Dubaı
Frankfı»
1
Srne
VVastımgton A 25°
Zunh B 16°
BULMACA
SOLDAN SAGA: 1 2 3
1/ Savaş ve taşıma
gereçleriyle donatıl-
rruş kıta ya da birlik.
2/ Edipler, yazar-
lar... Klavyeli bir çal-
gı. 3/ Bataklıklarda
yaşayan iri bir kuş.
4/ Tanrıtanımaz...
Iran'jn plaka işare-
ti... Bir cetvel türü.
5/ Sığlayağına veri-
len bir başka ad. 6/
Bir bağlaç... Gemiyi,
baştan ya da kıçtan
halatla karaya bağla-
ma. 7/ Lityumun
simgesi... Argoda esrar. 8/ II. Dün-
ya Savaşı sonlannda Japonlar tara-
fından kuUaruIan intihar uçaklanna
ve bunlann pilotlanna verilen ad. 9/
Eti yenen bir tür mürekkepbalığı.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Türkiye'deki Rumlarla değiştiri-
lerek Yunanistan'dan getirilmiş Türk-
lere verilen ad. 2/ llgeç... Mürekkep
hokkaJarına konulan ham ipek. 3/
Anadolu'nun kimi yörelerinde çuval
anlamında kullanılan sözcük... Hile. 4/ Bir tür kalın ve kaba
kumaş... Dolaylı olarak anlatma. 5/ Soyunda şair yokken ve
hiçbir öğrenim görmeden kendi kendine şair olan kimse... Pa-
rola. 6/ Genellikle Güney Amerika'da üretilen kafeini az, kali-
.esi yüksek bir kahve cinsi. 7/ Briçte bir roberî oiuşturan iki
bölümden her biri... Lantanın simgesi... Bir yüzey ölçusiî biri-
mi. 8/ Yiğit... Ege Denizi'nde Yunanistan'a ait bir ada. 9/ Kum-
taşı... Yolcu evi.
60 YIL ÖNCE Cumhuriye(
Venizelos12 EKtM 1930
Yunan Başvekili M.Venizelos, bu ayın 22'sinde Ankara'ya
gelecektir. M. Venizelos, 21 teşrinievvelde Elli knıvazörile
Istanbul'a muvasalat edecek ve kendisine intizar eden
hususi trene binerek ertesi gün Ankara'ya vasıl olacaktır.
Başveki] merasimk istikbal edilecek ve o gün ziyaretlerle
meşgül olacaktır. Birinci günü Hariciye Vekili Tevfık
Rüştü B.tarafından şerefine bir ziyafet ve müteakıben
balo verilecektir.
M. Venizelos'un 3 gün sürecek ikameti müddetince;
müzakeratı bitmek üzere olan Türk-Yunan dostluk
muahedesi imza edilecektir.
Adalar
Istanbul intihabatının yalnız
Adalar Dairei Belediyesi'ne
ait olanı bitmiş ve burada
müddet temdit edilmemiştir.
Adalar'da bir hafta zarfında
1950 rey atılmıştır. Bu
miktar, müntehiplerin
nısfından fazla
bulunduğundan nisabi
ekseriyet hasıl olmuş, bu
itibarla Adalar'da
intihabatın temdidine Iüzum
görülmemiştir.
Burada sandık açılarak reyler tasnif edilecektir.
Adalar'da H.F. namzetlerinin ittifak addedüebilecek pek
kahir bir ekseriyetle kazandıkları muhakkaktır. S.Fırka
namzetlerine Adalar'da verilen reyler laşey kabilinden
olup, hakiki miktari bugün tasnif neticesinde
anlajılacaktır.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Asilerin muhakemesi
ı
Fidel Castro
12 EKİM 1960
Fidel Castro'nun iktidarı ele
almasından beri cereyan eden
muhakemelerin en büyüğü bugün
Sauta Clara'da başlayacaktır. Ihtilal
Mahkemesi, 114 ihtilal aleyhtarı
şahsı muhakeme edecektir.
Küba Başbakanı Castro, dün
yaptığı bir konusmada, "kendi
vatandaşlarını yabancı malı
silahlarla öldürmeye kalkışanların cezası oium olacaktır"
demiştir.
Biri kadın olan 114 asinin yakaianması için, Las Villas
bölgesinde, ordu birlikleri ve 3000 silahlı jandarma, 29
gün uğraşmışlardır. Yakalananlar arasında, Castro
tarafından devrilmiş olan Batista'nın ordusuna mensup
19 subay bulunmaktadır.
Geçen hafta içinde de, Küba ordusu içlerinde üç
Amerikalının bulunduğu 17 kişilik bir asi grubunun, aynı
cyalette karaya çıktığınj, Başkanlannın öldürulüp,
ikisinin ise yakalandığını bildirmişti.
Albay Mobutu
Albay Mobutu'nun memleketi idare etmek için tayin
ettiği Komisyon Başkaru Bomboko, bugün yaptığı basın
konferansında Birleşmiş Milletler makamlannın, Kongo
saat ayariyle öğleden sonra saat üçe kadar Lumumba'nın
tevkifini kolaylaştırmalannı istemiştir.
Bomboko, saat üçe kadar Mobutu'nun evinin etrafındaki
kordon kaldınlmadığı takdirde, zora başvurulacağını
belirtmiştir.
Şu ana kadar Lumumba'nın evinin etrafındaki Birleşmiş
Milletler muhafazası kaldırılmamıştır.
Kongo işlerini yürüten Komiserler Heyetinde îstihbarat
Bakaru durumunda olan Bolela, bugün tertip ettiği basın
toplantısında son günlerde birçok Belçikalı'mn Kongo'ya
dönmüş olduklarım söylemiştir.
Newsweek Magazininin Paris'ten bildirdiğine göre De
Gaulle: Eğer Cezayirliler ateş kesilmesine razı olmazlarsa,
o zaman memleketi Fransızlar ve Milliyetçiler arasında
bölmek gerekeceği hususunda israr etmiştir. Mecmua De
Gaulle'ün gittikçe artan anti-NATO tutumuna Nİc
Millan'ın parmak basmış olduğunu ve bu hususta belki
de Paris'e giderek başkanla görüşeceğini yazmıştır.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyei
Veliaht hesapları12 EKİM 1989
Başbakan Turgut Özal'ın ANAP grubunda yaptığı
ankette, kendisinin cumhurbaşkanı olmasından sonra
başbakanJığa isim konusunda soru yöneltmesi, partililer
arasında, Özal'ın veliaht tayin etmeyi düşündüğü şeklinde
yorumlandı. özal'ın bu girişimine karşı parti içi gruplar
çeşitli "veliaht" planlarmı gündeme getirdi.
Eğitlm Bilimeilerî ve Sorıınları
25 yılını doldurmuş böyle bir fakülte ve sayıları birkaç bini
aşan mezunlan varken eğitim biJimcilerinin çalışma alanlarına
gereken önem ve özenin gösterilmemesi ve bu konudaki
bakanlık uygulamalan dikkat çekicidir.
Ülkemizde eğitim bilimcisi yetiştiren tek
fakülte 1965 yılında kurulan ve geçen gün-
lerde 25. yılını sessiz sedasız kutlayan AÜ
Eğitim Bilimleri Fakültesi'dir. Fakültenin
kuruluş amacı, ulusal eğitime bilimsel bir
bakış açısı kazandıracak bireyler yetiştir-
mektir. özel ve kamu sektöründeki her
alanda gelişen çağa ayak uyduracak çağdaş
bir yapı için; eğitim gereksinimlerinin sap-
tanması, ona uygun eğitim programlarımn
düzenlenmesi, geliştirilmesi, uygulanması
ve eğitsel yöneticilik eğitim bilimcilerinin
işidir.
Tüm Milli Eğitim müdürlüklerinde, ba-
kanlıklarda, okul yönetim kadrolarında,
yurt ve dershanelerde eğitim bilimcilerine
gereksinme vardır. Bu gereksinmeler bilim-
sellikten uzak bir şekilde karşılanınca or-
taya yaşanmaması gereken birçok olumsuz-
luklar çıkmaktadır. Öğrencilerine dayak
atan, işkence eden, onlann sosyal ve psi-
kolojik sorunlarıyla ilgilenmek yerine
DGM'lere teslim eden, kız yurtlarında karşı
cinsten öğrencilerin birbirleriyle kitap alış-
verişine bile izin vermeyen, despot, eğitime
muhtaç yöneticileri sıralayabiliriz.
25 yüını doldurmuş böyle bir fakülte ve
sayıları birkaç bini aşan mezunlan varken
eğitim bilimcilerinin çalışma alanlanna ge-
reken onem ve özenin gösterilmemesi ve bu
konudaki bakanlık uygulamalan dikkat çe-
kicidir. Bakanlık; yönetim kademelerinde
eğitim bilimcilerini yeğlemesi gerekirken
bunun tam tersini yapmakta, bilimsel ve
çağdaş bir eğitim politikasının geliştirilme-
sinde bir engel oluşturmaktadır.
Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden mezun
arkadaşlann hangi iş alanlarında çalıştığı-
na dair yaptığım araştırmada Türk ulusal
eğitiminin içinde bulunduğu çıkmazın gös-
tergelerine de rastlamak olasıydı. Ulusal
eğitimin sorunlarına bilimsel bir bakış açı-
sı kazandırmayı amaçlayan fakültenin iş-
levi büyük oranda devlet kurumlanna me-
mur ve özel sektöre sekreter yetiştirmekti.
Çok az da olsa kendi alanlarında çalışma
olanağı bulan arkadaşlar ise kurumlarında
eğitim çalışmalarının ciddiyetten yoksun
oluşu sonucu ne kendilerini geliştirebiimek-
te ne de verimli bir çalışma ortamı yarata-
bilmekteler.
Aslında genel anlamda ülkemiz fakülte
mezunlarının işe yerleştirilmesi konusunda
tam bir karmaşadan söz etmek olasıdır. Po-
Iitik tercihlerden, işe almada sorumlu kişi-
lerin oluşturduğu kliklerden, kurumlann
personel alımına gereken önemi vermeme-
sinden kaynaklanan bir karmaşa. Her ala-
nın ayrı ayn eğitimini alan fakülte mezun-
lan varken ilgisiz böJümlerden personel
alımları yapmak hangi akla hizmet et-
mektedir?
Eğitim bilimcilerinin yaşadığı bu olum-
suzluklar toplamı eğitim bilimcisi olmaya
aday öğrenci arkadaşlarımızı da etkilemek-
te, çahşmak istedikleri alana duydukları il-
giyi bir baş ağrısına dönüştürmektedir.
Benzer durumun öğretim üyelerimiz açışın-
dan da geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Öğ-
rencileri tarafından sorulan sağlıkh bir eği-
tim politikasının ne zaman kurulacağına
ilişkin sorulara yanıt verememenin buruk-
luğunu yaşıyorlar.
H. ŞERHAN SARIKAYA
AÜ Sos>al Bilimler Enst.
Yüksek Lisans Öğrencisi
Marmaris
Martı'âa
Mevsim sonu
Türk Turizmine hizmette 20. yılını kutlama hazırlıkları içinde
olan Marmaris Martı Tatil Köyü sizleri
• Özel 29 Ekim indiriminden yararlanmaya
• Ayrıca, kalacağınız her 2 gün için 3. gün ücretsiz
konuğu olmaya davet ediyor.
CMARTI
TATİL KÖYÜ
MARMARİS
Rezervasyonlar
• DURUTURİZMH) 345 47 10 • FULYATURtZM(51) 6331 12 •İREMTUR(1)151 7335
• JOLLYTOUR(1)14798 11 • ORTUR (1) 161 1074 • SETUR (1) 13003 61 aracılığıylayapîırılabilir.
TEŞEKKÜR
Babam Mustafa Akpınar'ın ameliyatını, büyük
özen ve ileri görüşlülükle gerçekleştirip sağlığına
kavusturan dostumuz
Prof. Dr. Fikri Alican'a
Asistan Dr. Musa Gûrsel
Anastezist Dr. Tevfik Cireli
Anastezist Dr. Stefan Acemoğlu
Ameliyat Hemşiresi Nuran Boyacıgil
ve Hemşire Ayşe An'ya...
Aynca
Dr. Azat Nazar
Hemşire Seval Şirin
ve Hemşire Zümriıt Başaran'a ve
Amtral Bristol Hastanesi'nin bütün
çalışanlarına, en içten teşekkürlerimi sunanm.
Metin Akpınar
Turkıy«'nın en gUMİ
dügun talonları
Düğün Salonlan
16.5OC»
R*2 M76239/1477ü40
Saloniaruuz kliaalı ve
tOD-lOTO ki«iliktir.
IRESTAURANT
BAR
ANKARA,,,ANKA
MUŞERREF HEKİMOĞLU
Yağmur...
Çankaya tepesinde bir bahçede çiçek yağmuru başladı.
SolmayBn çiçekleri simgeleyen bir yağmur. Kır çiçekleri, boz-
kır çiçekleri, Karadeniz kıyılarından, Ege'den, Akdeniz'den,
dağlardan, bayırlardan derlenen çiçeklerle bir selam ve saygı
duruşu Bahriye Üçok'a. Bombalara, kurşun yağmuruna karşı
çiçek yağmuru. Sevgisizliğe karşı sevgi gösterisi, barışa, hoş-
görüye bir çağrı, tehlikeli boyutlara varan bir tırmanışı dur-
duramayanlara bir uyarı bu çiçekler.
Cenaze törenınin görkemli kalabalığı da bir başka çağrı
ve uyarı değil mi? Bu soruyu umutla soruyorum. Kimi gö-
revliler hayli duyasız kalsalar, bu cinayetleri kınamaktan öte-
ye gitmeseter de umudunu yitiremiyor insan. Güneşli bir ekim
günü bulvarlardan taşan insan selinin, sağırlığı deleceğini
düşünüyor. Demokratik yaşamın sürmesi, gelişmesi için ak-
lın ve sağduyunun tüm siyasal kuruluşlarda agır basmasını
dilıyor Çağdışıhktan çağdaşlığa dönüş için birliktelik, uzlaş-
ma özlüyor. Belki de bu özlemle, örneğin Bahriye Üçok'un
cenazesi nedeniyle yaşanan olayları hayli iyimser yorumlu-
yorum ben. Başta Meclis Başkanı Kaya Erdem, kimi bakan-
lar, siyasal partilerin başkan ve yöneticılerini SHP'nin yanın-
da görmek umutlu bir olay. Meclis Başkan/ Sayın Erdem belli
girişimlerle bu umudu yeşertebilir. Kopuk bir diyalog var bu-
gün. Kimi ANAP'lılar uzlaşmaz bir lutumda direnıyor. Oysa
iktidara nasıl geldiklerini anımsamalan gerekir. İlk seçimde
aldıkları oyları niçin yitiriyorlar, halkımız ANAP'ı neden des-
teklemiyor artık? Ekonomik darboğazları da bir yana bıraka-
lım, ama siyasal darboğazlar da halkı boğuyor giderek. Si-
yasal cinayetlerin sonu gelmiyor. Kan ve gözyaşı bitmiyor
"Dostluk ve Barış" sloganıyla halktan destek gören bir par-
tinin hükümeti, cinayetleri kınamaktan öteye gidemeyince bir
korku, karamsariık sarıyor ortalığı. ANAP'ın yitirdiği destek
de bu karamsarlığın da büyük etkisi yok mu acaba? Ekran-
larda, alanlarda barış ve dostluk sloganıyla seslenenler böy-
lesine aldatıcı olabilirler mi? Oysa olumsuz gelişmelere üzü-
len ANAP'lılar da az değil. Karşı karşıya gelince aynı dili ko-
nuşuyoruz. Onlar da aynı sorunlardan yakınıyoriar. Ama Mec-
lis'te, basında seslerini duymuyoruz hiç! Duyurmaları gere-
kir. Çağdışı, antidemokratik bir gidişe karşı varlıklarını his-
settirmeleri gerekir.
Belli bir ortamda güçleri olmayabilir, solukları yetmeyebi-
lir, ama bir de geniş ortam var. O ortamda yerlerini almaları
gerekir bence. Varlığını hissertirmeyen kişiler de, kuruluşlar
da, yaşamlannı yitirmekten kaçınamıyor! ANAP'lılann da akıl
ve sağduyu doğrultusunda varlığını hissettirmesi gerekiyor.
Demokrasinin vazgeçilmez koşullarında bir uzlaşmayla si-
yasal darboğazları açmaya katkıları bekleniyor. Otekı parti-
lerle yalnız cenaze törenlerinde, cami avlularında değil, bel-
li ilkeierde de buluşmaları dileniyor.
DSP Başkanı Sayın Ecevit'i cami avlularında da görmü-
yoruz hiç, ama yokluğuna alıştık artık! Yazılı açıklamada İz-
mir'de olduğunu söylüyor. Oysa Ankara'da olduğu zaman ka-
tılmadığı çok tören var geçmiş yıllarda! CHP'li arkadaşları-
nın sevinç ve acılarını, hastalıklarını paylaşmakta hayli geri
kaldı Sayın Ecevit. Şairliği ile bağdaşmayan bir davranış. Içe
döpük yaşamaktan hoşlanıyor gaiiba. Bir sosyal demokrata
dışa dönük bir yaşam, sevgisini, hoşgörüsünü yansıtan bir
politika yakıştıranlar hayli yadırgıyor, hele uzlaşmazlığına hiç
akıl erdiremıyorlar. Ama üzülmesinler. Tavandaki direnişi ta-
ban kırar bir gf;n. Halkın sağduyusu politikacıları bastırıyor
bir yerde! .;Ö': • • •
Bahriye Üçok, Ecevit'in cenazesine gelmemesine üzülür-
dü elbet. Ama gülümserdi bence. O hoşgörmeyi bilen ve se-
ven bir kişiydi.. Kırılay'dan Meclis'e doğru yürürken, cami av-
lusunda eski dostlar, tanıdıklar, tanımadıklar konuşurken çok
kişi sesleniyor, soruyor bana:
— Dostuğunuz, ortak anılannız var mı, yazacak mısınız...
Birbirimizi az görür, ama çok severdik. Karşılaşınca göz-
teri parlardı Bahriye'nin. Ayrı bölümlerde, ama aynı çatı al-
tında öğrenci olmanın sevinciyte seslenirdi bana. Ben baş-
ladığım zaman o bitirdi belki de. Ama aynı çatı altında oku-
manın, aydınlanmanın ortak onurunu ben de duyarım her za-
man. 194O'lı yıllardan iri gözleri, bahar gibi gülüşüyle ince-
çik bir kız var hayalimde. Kulağımda da bir arya. Bahriye
Üçok'un çok güzel, Mezzo-soprano sesi olduğunu duydunuz
mu bilmem. Sanırım Devlet Konşervatuvarı'nın şan bölümü-
ne de gitmiş bir süre. Bahriye Üçok'a rastladığım zaman o
arya kulağımda çınlar her zaman. Haendel'in operalarından,
sanırım Rinaldo'dan bir arya. Bir kez dinledim ama sözlerini
de anımsıyorum. Güzel ses çok severim, Bahriye Üçok'un
sesi de beni çok etkiledi, yıllar geçse de kulağımdan geç-
medi anlaşılan. Haendel'in aryası:
"Bırak beni ağlayayım,
Kalbim çok kırık..."
Diye başlıyor! Dünyamızdan da kalbi kırık ayrıldı belki de..
Son kez mesleğimin kırkıncı yıldönümünde karşılaştık. Ala-
balık Beşlisi'ni coşkuyla dinledi, içten sevgisiyle sardı, onur-
landırdı beni. Bir sabah da kapı çaldı, bahçesinden bir se-
pet kiraz ve çilek yollamış bana. Bahriye Üçok yeşil elli bir
kişi, çok güzel bir bahçesi vardı.
Çilek reçeli dolapta hâlâ, çileği yollayan güzel bahçıvan
da Karşıyaka'da... Sesim güzel değil ama ben de Haendel
;
in aryasını soylüyorum kaç gündür...
"Kalbim çok kırık!"
Ancak kırıklığa hakkımız yok. Tersine kırıklığı onarmak, ye-
niden doğrulmak, dikilmek gerekiyor. Çiçek yağmuruna bir
damla katmak için Çankaya'ya uzanmak sonra, ve de umut-
la beklemek. Yağmurun ürünlerini, sevgiyi, hoşgörüyü...
ÇAL1SANLARIN
SORULAR1/SORUNLAR1
YIUVtAZ ŞİPAL
"Sözleşmemi Ifenilemeyeceğim''
SORU: Halen bir dershanede, süresi belirli södeşme ile ça-
şıyorum. Södeşme süresinin bitiminde, södeşmemi
yenilemeyecegim.
Bu durumda, sütununuzda vayımlanan bir vtzı-
nıza dayanarak kıdem Uzmijtatı alabilecefim sona-
cnna vardım.
İşveren ile yaptıgrauz sözleşmeye konulan 30 gün
yıllık izin, işveren tarafından kollandınlmak isteo-
memektedir. Bu durumda:
1) Sözleşmeye konulan bu yıllık iznimi sözleşmem
bitmeden kullanabilir miyim?
2) İzin hakkım, işveren tarafından kullandınlmaz-
sa, işverenden maddi tazminat istemek hakkım do-
ğar nu?
YANITİ 1) Iş yasasının 49. maddesine göre iş yasası "Kapsa-
mına giren işyerlerinde çabşan işçilerden ijyerine girdigi gün-
den başlayarak, deneme süresi de içinde olmak Uzere en az bir
yıl çalısmış olanlara" yıllık ücreti izin verilir.
"Hizmet süresi:
a) Bir yıldan beş yıla kadar olanlara yılda 12 gün,
b) Beş yıldan azla ve on beş yıldan az olanlara yılda 18 gün,
c) On beş yıi ve daha fazla oianlara yılda 24 gün" yıllık izin
verUmesi zorunludur.
Ayrıca aynı maddede, "Bu süreler toplu iş sözleşmeleri ve
hizmet akidleri ile arttınlabilir. "Ve yıllık ücretli izin hakkın-
dan vazgeçilemez" denilmektedir.
Yasa, yıllık izine hak kazanabilmek için en az bir yıl çalışma
koşulunu getirmiştir.
2) İş yasasının "Akdin Feshinde İzin Ücreti" ile ilgili 56. mad-
desine göre "Işçinin hak kazanıp da kullanamadığı yılık izin
süresi için ücreti, hizmet akdinin işveren veya işçi tarafından
feshedilmesi halinde akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerin-
den kendisine ödenir."
İş yasasının 99. maddesi ise "Ucrete İlişkin Cezalar"ı düzen-
lemeictedir. Bu madde il e"ücretli izin kullanan işçiye peşin ola-
rak bu ızne ait ücretini ödemeyen veya 56. maddedeki hak
ediimiş izni kullanmadan hizmet akdinin feshi halinde bu izne
Jait ücreti ödemeyen" işveren ya da işveren vekiüne bir milyon
lira para cezası verilmesi öngörülmüştür.
En az bir tam yıl süreli iş sözleşmesinin bitiminde, iş sözleş-
ınesini yenilemeyen işçi, kıdem tazminaü ile yıllık izin ücretine
hak kazanır.