Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EKÎM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/I5
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZr..KORFEZ KRİZİ... KÖİ
ÖZAL'IN "EL HAYAV GAZETESİNE DEMECİ:
Savaş, bölge istikrarını tehdit ederÖzal, Mısır'da El Hayat gazetesine verdiği demeçte, "Irak'a
karşı etkili bir abluka uygulanmazsa savaş kaçınılmaz
olabilir. Ancak savaş sonrasında sorunlar daha da artar. Bu
nedenle savaşı tercih etmiyorum" dedi.
KAHİRE (AA) — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Körfez krizine banşçı bir çö-
züm bulunmasının hâlâ tnümkUn oldu-
ğunu belirterek, "Ancak Irak üzerindeki
baskıyı arttırmazsak ve sabrımızı kaybe-
dersek savaş kaçınılmaz olabilir" dedi.
özal, Mısır'da yayımlanan El Hayat
gazetesine verdiği demeçte, soruna banşçı
bir çözüm bulunmasını tercih ettiğini ve
bunun için gerekli çerçevenin BM Güven-
lik Konseyi kararlannda çizildiğini belirt-
ti.
Şu ana kadar Irak'ın Kuveyt'ten çeki-
leceğine dair bir işaret bulunmadığmı,
tam tersine Iraklı yetkililerin, "Kuveyt-
in 19'uncu vilayetleri olduğu" yolunda-
ki iddialannda ısrar ettiklerini hatırlatan
özal, bütün ülkelerin Irak üzerindeki si-
yasi baskıyı arttırmaları ve ablukayı sür-
dürmeleri durumunda Bağdat yönetimi-
nin sonuçta işgali sona erdirmeye karar
verebileceğini söyledi.
Irak'ın Iran topraklanndan çekilirken
gösterdiği esnekiiğin bu yöndeki beklen-
tileri güçlendirdiğini kaydeden özal,
"ABD ve Batı'nın banşçı bir çöziimii da-
ha ne kadar bekleyebilecekleri" yolunda-
ki bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Bu konuda bir tahminde bulunmak
çok giiç. Ancak şunu ifade edebilirim ki
sabnmızı kaybedersek ve Irak'a karşı et-
kili bir abluka ve baskı uvgulayamazsak
savaş kaçınılmaz olabilir. Savaş çıkarsa
Irak kaybeden taraf olacak. Ancak savaş
sonrasında Ortadoğu'da sorunlar daha
da artacak. Ben bu nedenle savaşı tercih
etmiyonım. Çünkü silahlı bir çatışma
bolgenin güvenligini tehdit edecektir.
Irak, Kuveyt'e ilişkin iddialannı sürdnr-
mek yerine bu gerçeği iyi anlamalıdır."
özal, "ABD'nin savaşı başlatması du-
rumunda Türkiye'nin tutuntunun ne
olacağı" yolundaki bir soru üzerine, bu
konuda bir yorumda bulunmak isteme-
diğini, Türkiye'nin onarılması uzun yıl-
lar alacak bir savaş yerine barışçı bir çö-
züm bulunması için caba harcadığını vur-
guladı.
Musul ve Kerkiik
Cumhurbaşkanı özal, "Türkiye'nin
Musul ve Kerkiik üzernde emelleri ohıp
olmadıgı" yolundaki bir soru üzerine de
şunları söyledi:
"Bunlar sadece bir kehanet, gazetelerde
bu tiir haberleri sıkça okudum. Irak, Ku-
veyt'in Basra'nın bir parçası olduğunu id-
dia ettiği için bu konuda tarihi bir gec-
miş var. Taha Yasin Ramazan, Türkiye
1
yi ziyaretinde, 'Kuveyt'in Osmanlı döne-
minde Basra'nın bir parçası olduğunu'
söylediği zaman kendisine 'tarihi karış-
tırma' dedim. Gerçekte ona, Irak'ın biz-
zat Osmanlı tmparatorluğu'nun bir par-
çası olduğunu soyleyecektim."
Cumhurbaşkanı Özal, Lozan Antlaş-
ması'nda göriiş birliği sağlanamaması
üzerine oluştunılan üçlü komitenin o za-
mana kadar Türkiye'nin kontrolünde
olan Kerkük ve Musul'u Ingiliz mandasi
altında bulunan Irak'a vermeyi kararlaş-
tırdığmı, o-^arihten bu yana da Türkiye
1
nin bu bölgeler üzerinde bir talebi olma-
dığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı özal, bir soru üzeri-
ne de Türkiye'nin Kıbrıs'ta gerçekleştir-
diği Banş Harekâtı'nı Irak'ın Kuveyt'i iş-
gali ile karşılaştırmanın mümkün olama-
yacağını bildirdi.
Özal, bu konudaki bir soruyu yanıtlar-
ken, "Eğer Türkiye müdahale etmesey-
di, Irak'ın yaptığı gibi Yunanistan, Kıb-
rıs'ı ilhak edecekti" dedi.
Türkiye'nin rolti
Özal, Türkiye'nin Kuzey ve Güney ara-
sında ekonomik işbirliği açısından önemli
bir rol oynayabileceğini belirtti. Özal, as-
keri alaftda ise Türkiye'nin öneminin bir
NATO üyesi olmasından kaynaklandığı-
nı kaydetti.
NATO'nun gelecekte Ortadoğu'daki
petrol kaynaklan konusunda bir rol oy-
namaya karar verebileceğini belirten
özal, ancak Türkiye'nin Körfez ülkeleri
ve diğer Arap ülkeleri için dost bir ülke
olarak bu alanda ikili anlaşmalar çerçe-
vesinde NATO içinde askeri bir rol oyna-
masının söz konusu olabileceğini söyle-
di.
AT Ue üişkiler
Cumhurbaşkanı özal, "Körfez krizinin
Türkiye'nin AT'ye tam üyeliğini
hızlandıracağı" yolundaki beklentilerin
de aşırı iyimserlikten kaynaklandığını be-
lirtti. Avrupahlardan kafalarında farkh
faktörlerin yattığını kaydeden Özal, şöy-
International Herald Tribune'den
le dedi:
"Türkiye, sanayi, hizmet sektörü veya
yasam standardı açdanndan isimlerini be-
lirtmek istemedigim bazı uye ülkelere gö-
re daha iyi bir üye olabilir. Ancak biz
Miisiiıman bir ülkeyiz ve bu ATnin Tür-
kiye'yi kabul etmeme nedenlerinden biri
ya da tek neden olabilir."
Cumhurbaşkanı Özal, bu arada Tür-
kiye'nin kapasitesini iki yönde kullanma-
ya çalışacağını vurgulayarak Karadeniz'de
bazı Sovyet cumhuriyetleri ile Bulgaris-
tan ve Romanya'yı kapsayan bir ekono-
mik işbirliğinin mümkün olduğunu vur-
guladı. özal; Türkiye, Iran ve Pakistan
ya da Türkiye ile Arap ülkeleri arasında-
ki bir gruplaşmanm da gündeme gelebi-
leceğini söyledi.
özal, ATnin Türkiye'nin üyeliğinin
topluluk yararına olduğu sonucuna var-
ması durumunda üyeliğini onaylayacağı-
nı, ancak Hıristiyanlık öğesine ağırlık ver-
mesi durumunda başvurunun kabul edi-
lemeyebileceğini kaydetti.
Güneydogu
Cumhurbaşkanı özal, Güneydogu böl-
gesindeki olaylarla ilgili bir soru üzerine,
aynı dine mensup Türklerle Kürtlerin
yüzyıllar boyunca birlikte yaşayarak kay-
naştıklanm ve şu anda aralannda bir
farklılık bulunmadığını bildirdi.
Kürt asıllı çok sayıda kişinin önemli
görevlere geldiklerini, kendi buyükanne-
sinin de Kürt asıllı olduğunu belirten
özal, "Insanlan Tiirk ya da Kürt köken-
lerine göre değerlendirmiyoruz. İnanıyo-
rum ki şu anda Tiırkiye'de hiç kimse kök-
lerini iki ya da en fazla üç nesilden fazla
bflemez" dedi.
özal, bu konudaki bazı eski yasalann
da zaman içinde değiştirilebileceğini kay-
detti.
İNGtLİZ DIŞİŞLERİBAKANIHURD:
Birkaç hafta içinde silahlar konuşabilir
keri bir gırişimi gerekli görmediklerini be-
lirttiler.
Sovyetler Birliği'nin, BM Güvenlik
Koseyi'nin daimi üyesi beş ülkenin genel-
kurmay başkanlannın Körfez krizini ele
almak üzere toplanmasını istediği bildi-
ABD, 24 eyaletteki ve Porto Riko'daki 4846 yedek deniz
piyadesini yeniden askere çağırdı. Daha önce bu yedeklerin
çöl koşullarında yararlı olamayacakları öne sürülmüştü.
Dış Haberler Servisi — Ingiltere Dışiş-
leri Bakanı Douglas Hurd, Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmemesi durumunda, mütte-
fiklerin birkaç hafta içinde silah zoru kul-
lanma kararı alabileceklerini söyledi. Ku-
veyt'ten ilk Amerikalı rehine boşaltma
operasyonu gerçekleştirilirken bir Ame-
rikan savaş uçağının daha düştuğü, ABD
TeBtsikrHer Meclisi üyesi 33 parlamente-
rin de Başkan Bush'a Körfez bunalımının
barışçı yollarla çözulmesi için mektup
gönderdikleri açıklandı.
tngiltere Dışişleri Bakanı Douglas
Hurd, tngiliz BBC Televizyonu'na verdi-
ği demeçte, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmeme-
si durumunda müttefiklerin birkaç haf-
ta içinde silah zoru kullanma kararı ala-
bileceklerini söyledi. Irak Devlet Başka-
nı Saddam Hüseyin'in Kuveyt'ten kendi
kararıyla çekilmemesi durumunda zorla
çıkartılacağmı anlamasmın gerektiğini be-
lirten Hurd, "Irak birliklerine karşı silah
kullanma kararı birkaç hafta içinde alın-
malıdır" şeklinde konuştu. lngiliz bakan,
Bağdat'ın saldırgan dilini de eleştirerek
bunun en son ana kadar değişmeyeceği-
ni sözlerine ekledi.
Almanya Savunma Bakanı Gerhard
Stottenberg, ülkesinin Türkiye'ye yeni bir
silah yardımı paketi hazırladığını açıkla-
dı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı
Prens Suud El Faysal ile yaptığı görüş-
meden sonra bir açıklama yapan Alman
Bakan, Bonn hükumetınin Suudi Arabis-
tan'dan gelen silah alımı isteklerinin ye-
rine getirmesinin mümkün olmadığını,
ülkesinin çatışma bölgelerine silah dışsa-
tımında bulunmama ilkesine bağlı kala-
cağını söyledi. Türkiye'ye yapılacak ye-
ni askeri yardım konusunda ise Stolten-
berg, Türkiye'nin ve Almanya'rnn NA-
TO müttefikleri olduklarını belirtti. Su-
udi Arabistan Almanya'dan 350 milyon
dolarlık çeşitli tank siparişinde bulunmak
istemişti.
ABD Savunma Bakanı Dick Cheney
dört günlük bir ziyaret için Moskova'ya
gidiyor. Cheney'in Sovyet yetkilileriyle
ABD'nin ve Körfez'deki çokuluslu bir-
liklerin durumu üzerine görüşmeler ya-
pacağı, daha sonra ise Londra ve Paris'e
geçeceği bildiriliyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Roland Du-
mas, Irak'ın Körfez bunalımına bir çö-
züm bulunması için yolun barışçı görüş-
melere açılmasına hazır olmadığını söy-
ledi. Fransa'nın barışçı çözüm için her
olanağın kullanılmasından yana olduğu-
nu kaydeden Dumas, Irak'ın uluslararası
topluluğun yaptığı olumlu girişimlere hiç-
bir yanıt vermediğini belirtti.
Eski tngiltere başbakanlanndan Edu-
ard Heath bu hafta içinde Bağdat'a gi-
deceğini açıkladı. Saddam Hüseyin Ue de
görüşeceğini açıldayan eski başbakan, zi-
yaretinin amacırun "insancıl konular"ı
kapsadığını söyledi.
Bu arada General Patrick Cordingley
komutasındaki bir İngiliz tugayı Körfez1
deki askeri birliklere katılmak üzere ha-
reket etti. ABD'nin 24 eyaletteki ve Por-
to Riko'daki 4846 yedek deniz piyadesi-
ni yeniden askere çağırdığı bildirildi. Da-
ha önce bu yedeklerin çöl koşullarında
yararlı olamayacakları öne sürülmüştü.
Yedek deniz piyadelerinin destek operas-
yonlannda kullanılacağı kaydedildi. Bu
arada Suudi Arabistan donanmasımn da
manevralara başladığı haber veriliyor.
Öte yandan ABD Temsilciler Meclisi
üyesi 33 Demokrat Partili parlamenter,
Başkan Bush'a bir mektup gondererek
Körfez krizinde askeri güç kullanılmama-
sını, diplomatik yolların tercih edilmesi-
ni istedi. ABD'nin kısa erimli amacının
Suudi Arabistan ve diğer Körfez ulkele-
rini Irak işgalinden korumak olduğunu
kaydeden parlamenterler, bu aşamada as-
rildi. SSCB Dışişleri Bakan Yardımcısı
Vladimir Petrovsky, New York'ta düzen-
lediği basın toplantısında, bu isteğin
SSCB Dışişleri Bakanı Şevardnadze ta-
rafından BM Genel Sekreteri'ne gönde-
rilen bir mektupta yer aldığını sovledi.
Öte yandan, Bulgaristan Devlet Baş-
kanı Jelyu Jelev, parlamentoyu Körfez'e
askeri birlik göndermeye çağırdı. Jelev,
Birleşmiş Milletler kuvvetleri çerçevesin-
de bir askeri birliğin gönderilmesinin
BM'ye ve Bulgaristan'ın güvenliğine bir
destek anlamına geleceğini söyledi.
Ambargonun etkileri
Irak, ABD'deki banka hesaplarının
dondurulması, Dışişleri Bakanı Tank
Aziz'in ABD'ye uçmasmın engellenmesi
ve ABD'deki Irak diplomatlanna kısıtla-
malar getirilmesini Birleşmiş Milletler'e
şikâyet etti.
Öte yandan Portekiz, Irak'a atom ener-
jisi açığa çıkaran yoğunlaştırılmış uran-
yum sattığını doğruladı. Portekiz Sana-
yi ve Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açık-
lamada, Irak'a 1980-1982 arasında 252
ton Uranyum-308 satıldığı, ancak bu sa-
tışlann 1983 yılında durdurulduğu belir-
tildi.
PROTESTO — Londra'da toptaoan bir grnp, dinyanın tüm işçilerini, -sa\aşa \e empervaiizme" karşı çıkmaya çagıran bir yürüyüş yaptılar (Fotograf: AP)
DIŞ BASIN / KUDÜSKATLÎAMI
Kudüs katliamı,ABD'ye darbe oldu
St MmdtDoğu Kudus'teki katliam ABD'yi çok
zor duruma soktu. Dehşete düşme ve Is-
rail'e öfkelenme duygulan arasında gidip
gelen Amerikan yönetimi, tam anlamıy-
la açmazda kaldı. "Üzüntü"sunü ifade et-
mesine ve Kudus'teki otoriteleri Filistin-
lilerin isyanma karşı daha "usturuplu"
davranmaya çağırmasına rağmen Geor-
ge Bush, siyasaJ planda zararı mümkün
mertebe aza indirmeye çabalıyor. Kendi
yanında Irak'a karşı saf tutan, ama öte
yandan Filistin'i "kutsal dava" addeden
Arap ülkelerini kırmamaya dikkat eden
Amerika, Jsrail'i 1982 Lübnan işgalinden
beri ilk kez mahkûm etmeye hazır görü-
nüyor. Ama bu durum, Kudüs'e BM Gu-
venlik Konseyi heyeti gönderme talebini
onaylama dereccsinde değil. Bush, Irak'ın
isine gelebilecek şekilde bir Filistin-
Körfez bağlantısı kunnaya yanaşmıyor.
ABD Başkanı'na göre bu bağı kurmak
ciddi bir yanügı anlamına gelecektir. Söz
konusu iki sıcak dosya arasında "eşde-
ğer'Milik olduğu noktasmdan hareketle
diplomatik pazarlıklar başlatmak, Bağ-
dat hâkimi Saddam'a, 2 ağustosta kaptı-
ğı avı hazmetmesine yarayan birkaç de-
ğerli ay kazandırabilecektir. Ayrıca Ku-
veyt'i işgal eden kişi böylece kendini Fi-
listin davasının şampiyonu, hatta Filis-
tin'in kurtanası olarak sunacaktır. ABD
için önemli olan, bu yeni durum karşısın-
da uluslararası topluluğun birliğini sür-
dürebilmesidir. Oysa Körfez'le Filistin
arasında paralelliği reddetmesine karşıhk,
Fransa'nın yaklaşımı daha farkh. Fran-
sa, uluslararası konferansa yönelmek üze-
re lsrail-Filistin dosyasının hemen açılma-
smdan yana. Bu fikir hiç de yanlış değil.
Tabii Kuveyt konusunda gardımızı zayıf-
latmama kaydıyla... (11 ekim)
Hiçbir şey, pazartesi günü Filistinlile-
rin katlini mazur gösteremez. İsrail ma-
kamları o bolgenin guvenliğinden sorum-
luydu. İki taraf arasındaki hınç ve nefre-
tin de farkındaydılar. Bir olaya karşı ha-
zırlıklı olmaları gerekirdi. Aşırı göruşlü
Yahudilerin, Jslam'ın en kutsal üçuncü
yerinde bir tapınak yapma fikrini de bi-
liyorlardı. Ve pazartesi günü bir Yahudi
gösterisi de bekleniyordu. BUtün bunla-
ra karşın güvenlik kuvvetleri olayı hırçın
ve beceriksiz bir şekilde karşıladılar ve
kendilerini de ithamdan kurtarmaya ça-
hşarak sorumluluklarını büyüttüler. Baş-
kan Bush, ılımlı Arap ülkelerinin deste-
ğini nasıl koruyacak? Ilımlı Araplar kuş-
kuya düşmeyecek mi? Amerika eğer İs-
rail ile ciddi bir göruş ayrıhğına düşmeyi
göze alırsa ılımlı Arapların desteğini de
korur. (11 ekim)
TANEA
"Basra Körfezi'nde ve genel olarak Or-
tadoğu'daki dereleri kana boyayacak sa-
vaşın patlak vermesinden önce işgal al-
tındaki Filistin toprakları ile tarihi Kudüs
kenti her gün direnişçi Araplann kanı ile
boyanıyor. 34 aydan bu yana yorulmak
bilmeyen intifada her gün en az bir kur-
ban veriyor ve biz bunu alışılagelmiş ge-
nel bir olay olarak görüyoruz. Oyle ki an-
ti Arap ve dunya İsrail lobisinin işine ge-
len beyin yıkayıcı bilgilerden, ancak Ku-
dus'teki toplu katliam olayları olduğu za-
manlar sıyrüabiliyoruz, Bu toplu katliam-
lar ise ofkeli Arapların, Israü'den 'inti-
kam almayı' ya da 'misilleme' vaat eden
her bir gucün etrafında toplanmasına yol
açıyor. Bugun için bu gücün temsilcisi
Irak'tan başkası değildir. Eğer sonuç ola-
rak bölgede savaş çıkarsa dolaylı ya da
dolaysız olarak bu gibi olayların doğma-
sına gebe olanların büyük sorumluluğu
olacaktır. Zaten tarihi Filistin semaların-
da aşk tanrısı Afrodit'in sevgilisi Fenike
versiyonu Adonis'in ruhu dolaşmakta ve
kan damlasınm düştuğü her yerde inti-
kam ve öfke çiçekleri bitmektedir. Gun-
lerimizde bu öfke, kin ve intikam çiçek-
leri Filistin topraklannı sarmıştır. öyle ki
bu öfke ve kin, bölgedeki 'Şahinlerin'
(ABD askerlerinin) harekete geçmesine iyi
bir mazeret oluşturabilir. Ama bu toplu
katliamlar belki de bu mazeretin göste-
rilmesi için yapılmaktadırf' (11 ekim)
JJork Eimcs
tsrail'de pazar günkü kanlı gaftan son-
ra daha da kötü yeni bir gaf yapıldı. Bi-
rincisi İsrail polisinin ayaklanan kalaba-
lığa açtığı ateş sonucu 21 Filistinlinin olü-
müydü, ikincisiyse Jsrail hükümelinin bu
trajediye gösterdiği tuhaf tepkiyle güve-
nilirliğini yitirmesi oldu. Bir kalabalığı
kontrol etmek için polisin hakiki mermi
kullanması uygar dünyada polis yasala-
nnı açıkça çiğnemektir. Üsteb'k bunun iş-
gal edilmiş topraklarda gerçekleştirihniş
olması da uluslararası yasalann çiğnen-
miş olmasıdır. Ancak Başbakan Şamir
başta olmak üzere butün İsrailli yetkili-
ler ısrarla polisin aşın guç kullandığı ger-
çeğini inkâr etmektedirler. Polisin azgın
bir kalabahğa karşı görevinı yerine getir-
diğini öne sürmektedirler. Ateş açılması
tümüyle bir hatadır. Yetkililer bunu bi-
lir, bunu bildiklerinden ötürü degelecek
tepkinin farkmdadırlar. (10 ekim)
iNGiüz rrai-
Türkiye
suyu
kesseydi
Irak dize
gelirdi
Dördüncü Kanal'da
yayımlanan "Ortadoğu'da su
politikası: Ateşten nehirler"
adlı prograrada,
"Türkiye'nin Fırat nehrinin
suyunu kesecek güçte
olduğu" belirtildi.
LONDRA (AA) — ingiliz televizyon
şebekesi Dördüncü Kanal'da (Channel
Four) yayımlanan "Ortadoğu'da Su Po-
litikası: Ateşten Nehirler" adlı program-
da, Türkiye'nin Fırat nehrinin suyunu
kesmesi durumunda Irak'ın "üç ay için-
de dize geleceği" belirtildi.
Atatürk posterleri önünde mehter ta-
kımı gösterisi görüntüleriyle başlayan
programda konuşan Amerikalı Profesör
Thomas Naff, "Türkiye, Fırat nehrini ke-
secek guçtedir. Körfez krizinde Türkiye,
Irak'a akan Fırat suyunu kesseydi ve sa-
dece Suriye'ye yeterli suyun gitmesini sağ-
lasaydı, Saddam Huseyin. ordusunu 3 ay-
dan fazla ay^kta tutamazdı" dedi.
ABD'li profesör, Ortadoğu'da su kay-
naklannın giderek azalmasına karşın nü-
fusun giderek arttığına dikkat çekerek
"Eğer bu durum değiştirilmezse, gelecek
20 yıl içinde yaklaşık 230 milyonluk nü-
fusu tatmin edecek yeterli su bulunma-
yacak; ne tanmsal yönden ne sınai yön-
den ne de evde su tüketimi yönünden"
şeklinde konuştu.
Programda konuşan Devlet Bakanı
Kâmran tnan, Türkiye'nin akarsularını
komşularına karşı siyasi bir alet olarak
kullanmadığını vurgulayarak ekonomik
yaptırımlarla "Irak'ın motorunun durdu-
rulduğunu", ancak suyu kesmenin "can
damannı kesmek" anlamına geleceğini ve
Türkiye'nin bunu yapmayacağını belirt-
ti.
GAP konusunda açıklamalarda da bu-
lunan İnan, "Gelecek bizimdir" dedi.
Programda, Türkiye'nin Arap komşu-
Iarırun su konusunda GAP'tan rahatsız
olduklan, Irak ve Suriye'nin kendileri
için Fırat'tan saniyede 700 metreküp su
sahnmasım istedikleri, Türkiye'nin ise sa-
dece 500 metrekup bırakabildiği kayde-
dildi.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Irak ve Suriye'nin saniyede
700 metreküplük su taleplerini, "saçma
bir istek" olarak nitelendirdi.
tran-Irak ilişkileri
Öte yandan Irak ile Iran'ın aralann-
daki ilişkilerin normalleştirilmesini gö-
rüşmek üzere bir komite oluşturma ve
Körfez Savaşı'nda aldıkları tutsaklann
geri kalan bölümünü karşılıkh olarak ia-
de etme karan aldıkları açıklandı.
Iran haber ajansı IRNA'nın bildirdi-
ğine göre Irak Dışişleri Bakan Yardım-
cısı VVisam El Zahavi ile tranlı Bakan
Manucher Mottaki arasında Tahran'da
yapılan görüşmede, her iki ülke arasın-
daki sınır çizgisi de oiuşturulacak komi-
tede tartışılacak.
Gözlemciler, Irak ile lran'm Bağdat ve
Tahran'daki büyükelçiliklerini yeniden
açmak üzere çalışmalar yaptıklarını öne
sürüyor.