22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKÎM 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/I5 KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZr..KORFEZ KRİZİ... KÖİ ÖZAL'IN "EL HAYAV GAZETESİNE DEMECİ: Savaş, bölge istikrarını tehdit ederÖzal, Mısır'da El Hayat gazetesine verdiği demeçte, "Irak'a karşı etkili bir abluka uygulanmazsa savaş kaçınılmaz olabilir. Ancak savaş sonrasında sorunlar daha da artar. Bu nedenle savaşı tercih etmiyorum" dedi. KAHİRE (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Körfez krizine banşçı bir çö- züm bulunmasının hâlâ tnümkUn oldu- ğunu belirterek, "Ancak Irak üzerindeki baskıyı arttırmazsak ve sabrımızı kaybe- dersek savaş kaçınılmaz olabilir" dedi. özal, Mısır'da yayımlanan El Hayat gazetesine verdiği demeçte, soruna banşçı bir çözüm bulunmasını tercih ettiğini ve bunun için gerekli çerçevenin BM Güven- lik Konseyi kararlannda çizildiğini belirt- ti. Şu ana kadar Irak'ın Kuveyt'ten çeki- leceğine dair bir işaret bulunmadığmı, tam tersine Iraklı yetkililerin, "Kuveyt- in 19'uncu vilayetleri olduğu" yolunda- ki iddialannda ısrar ettiklerini hatırlatan özal, bütün ülkelerin Irak üzerindeki si- yasi baskıyı arttırmaları ve ablukayı sür- dürmeleri durumunda Bağdat yönetimi- nin sonuçta işgali sona erdirmeye karar verebileceğini söyledi. Irak'ın Iran topraklanndan çekilirken gösterdiği esnekiiğin bu yöndeki beklen- tileri güçlendirdiğini kaydeden özal, "ABD ve Batı'nın banşçı bir çöziimii da- ha ne kadar bekleyebilecekleri" yolunda- ki bir soruyu şöyle yanıtladı: "Bu konuda bir tahminde bulunmak çok giiç. Ancak şunu ifade edebilirim ki sabnmızı kaybedersek ve Irak'a karşı et- kili bir abluka ve baskı uvgulayamazsak savaş kaçınılmaz olabilir. Savaş çıkarsa Irak kaybeden taraf olacak. Ancak savaş sonrasında Ortadoğu'da sorunlar daha da artacak. Ben bu nedenle savaşı tercih etmiyonım. Çünkü silahlı bir çatışma bolgenin güvenligini tehdit edecektir. Irak, Kuveyt'e ilişkin iddialannı sürdnr- mek yerine bu gerçeği iyi anlamalıdır." özal, "ABD'nin savaşı başlatması du- rumunda Türkiye'nin tutuntunun ne olacağı" yolundaki bir soru üzerine, bu konuda bir yorumda bulunmak isteme- diğini, Türkiye'nin onarılması uzun yıl- lar alacak bir savaş yerine barışçı bir çö- züm bulunması için caba harcadığını vur- guladı. Musul ve Kerkiik Cumhurbaşkanı özal, "Türkiye'nin Musul ve Kerkiik üzernde emelleri ohıp olmadıgı" yolundaki bir soru üzerine de şunları söyledi: "Bunlar sadece bir kehanet, gazetelerde bu tiir haberleri sıkça okudum. Irak, Ku- veyt'in Basra'nın bir parçası olduğunu id- dia ettiği için bu konuda tarihi bir gec- miş var. Taha Yasin Ramazan, Türkiye 1 yi ziyaretinde, 'Kuveyt'in Osmanlı döne- minde Basra'nın bir parçası olduğunu' söylediği zaman kendisine 'tarihi karış- tırma' dedim. Gerçekte ona, Irak'ın biz- zat Osmanlı tmparatorluğu'nun bir par- çası olduğunu soyleyecektim." Cumhurbaşkanı Özal, Lozan Antlaş- ması'nda göriiş birliği sağlanamaması üzerine oluştunılan üçlü komitenin o za- mana kadar Türkiye'nin kontrolünde olan Kerkük ve Musul'u Ingiliz mandasi altında bulunan Irak'a vermeyi kararlaş- tırdığmı, o-^arihten bu yana da Türkiye 1 nin bu bölgeler üzerinde bir talebi olma- dığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı özal, bir soru üzeri- ne de Türkiye'nin Kıbrıs'ta gerçekleştir- diği Banş Harekâtı'nı Irak'ın Kuveyt'i iş- gali ile karşılaştırmanın mümkün olama- yacağını bildirdi. Özal, bu konudaki bir soruyu yanıtlar- ken, "Eğer Türkiye müdahale etmesey- di, Irak'ın yaptığı gibi Yunanistan, Kıb- rıs'ı ilhak edecekti" dedi. Türkiye'nin rolti Özal, Türkiye'nin Kuzey ve Güney ara- sında ekonomik işbirliği açısından önemli bir rol oynayabileceğini belirtti. Özal, as- keri alaftda ise Türkiye'nin öneminin bir NATO üyesi olmasından kaynaklandığı- nı kaydetti. NATO'nun gelecekte Ortadoğu'daki petrol kaynaklan konusunda bir rol oy- namaya karar verebileceğini belirten özal, ancak Türkiye'nin Körfez ülkeleri ve diğer Arap ülkeleri için dost bir ülke olarak bu alanda ikili anlaşmalar çerçe- vesinde NATO içinde askeri bir rol oyna- masının söz konusu olabileceğini söyle- di. AT Ue üişkiler Cumhurbaşkanı özal, "Körfez krizinin Türkiye'nin AT'ye tam üyeliğini hızlandıracağı" yolundaki beklentilerin de aşırı iyimserlikten kaynaklandığını be- lirtti. Avrupahlardan kafalarında farkh faktörlerin yattığını kaydeden Özal, şöy- International Herald Tribune'den le dedi: "Türkiye, sanayi, hizmet sektörü veya yasam standardı açdanndan isimlerini be- lirtmek istemedigim bazı uye ülkelere gö- re daha iyi bir üye olabilir. Ancak biz Miisiiıman bir ülkeyiz ve bu ATnin Tür- kiye'yi kabul etmeme nedenlerinden biri ya da tek neden olabilir." Cumhurbaşkanı Özal, bu arada Tür- kiye'nin kapasitesini iki yönde kullanma- ya çalışacağını vurgulayarak Karadeniz'de bazı Sovyet cumhuriyetleri ile Bulgaris- tan ve Romanya'yı kapsayan bir ekono- mik işbirliğinin mümkün olduğunu vur- guladı. özal; Türkiye, Iran ve Pakistan ya da Türkiye ile Arap ülkeleri arasında- ki bir gruplaşmanm da gündeme gelebi- leceğini söyledi. özal, ATnin Türkiye'nin üyeliğinin topluluk yararına olduğu sonucuna var- ması durumunda üyeliğini onaylayacağı- nı, ancak Hıristiyanlık öğesine ağırlık ver- mesi durumunda başvurunun kabul edi- lemeyebileceğini kaydetti. Güneydogu Cumhurbaşkanı özal, Güneydogu böl- gesindeki olaylarla ilgili bir soru üzerine, aynı dine mensup Türklerle Kürtlerin yüzyıllar boyunca birlikte yaşayarak kay- naştıklanm ve şu anda aralannda bir farklılık bulunmadığını bildirdi. Kürt asıllı çok sayıda kişinin önemli görevlere geldiklerini, kendi buyükanne- sinin de Kürt asıllı olduğunu belirten özal, "Insanlan Tiirk ya da Kürt köken- lerine göre değerlendirmiyoruz. İnanıyo- rum ki şu anda Tiırkiye'de hiç kimse kök- lerini iki ya da en fazla üç nesilden fazla bflemez" dedi. özal, bu konudaki bazı eski yasalann da zaman içinde değiştirilebileceğini kay- detti. İNGtLİZ DIŞİŞLERİBAKANIHURD: Birkaç hafta içinde silahlar konuşabilir keri bir gırişimi gerekli görmediklerini be- lirttiler. Sovyetler Birliği'nin, BM Güvenlik Koseyi'nin daimi üyesi beş ülkenin genel- kurmay başkanlannın Körfez krizini ele almak üzere toplanmasını istediği bildi- ABD, 24 eyaletteki ve Porto Riko'daki 4846 yedek deniz piyadesini yeniden askere çağırdı. Daha önce bu yedeklerin çöl koşullarında yararlı olamayacakları öne sürülmüştü. Dış Haberler Servisi — Ingiltere Dışiş- leri Bakanı Douglas Hurd, Irak'ın Ku- veyt'ten çekilmemesi durumunda, mütte- fiklerin birkaç hafta içinde silah zoru kul- lanma kararı alabileceklerini söyledi. Ku- veyt'ten ilk Amerikalı rehine boşaltma operasyonu gerçekleştirilirken bir Ame- rikan savaş uçağının daha düştuğü, ABD TeBtsikrHer Meclisi üyesi 33 parlamente- rin de Başkan Bush'a Körfez bunalımının barışçı yollarla çözulmesi için mektup gönderdikleri açıklandı. tngiltere Dışişleri Bakanı Douglas Hurd, tngiliz BBC Televizyonu'na verdi- ği demeçte, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmeme- si durumunda müttefiklerin birkaç haf- ta içinde silah zoru kullanma kararı ala- bileceklerini söyledi. Irak Devlet Başka- nı Saddam Hüseyin'in Kuveyt'ten kendi kararıyla çekilmemesi durumunda zorla çıkartılacağmı anlamasmın gerektiğini be- lirten Hurd, "Irak birliklerine karşı silah kullanma kararı birkaç hafta içinde alın- malıdır" şeklinde konuştu. lngiliz bakan, Bağdat'ın saldırgan dilini de eleştirerek bunun en son ana kadar değişmeyeceği- ni sözlerine ekledi. Almanya Savunma Bakanı Gerhard Stottenberg, ülkesinin Türkiye'ye yeni bir silah yardımı paketi hazırladığını açıkla- dı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal ile yaptığı görüş- meden sonra bir açıklama yapan Alman Bakan, Bonn hükumetınin Suudi Arabis- tan'dan gelen silah alımı isteklerinin ye- rine getirmesinin mümkün olmadığını, ülkesinin çatışma bölgelerine silah dışsa- tımında bulunmama ilkesine bağlı kala- cağını söyledi. Türkiye'ye yapılacak ye- ni askeri yardım konusunda ise Stolten- berg, Türkiye'nin ve Almanya'rnn NA- TO müttefikleri olduklarını belirtti. Su- udi Arabistan Almanya'dan 350 milyon dolarlık çeşitli tank siparişinde bulunmak istemişti. ABD Savunma Bakanı Dick Cheney dört günlük bir ziyaret için Moskova'ya gidiyor. Cheney'in Sovyet yetkilileriyle ABD'nin ve Körfez'deki çokuluslu bir- liklerin durumu üzerine görüşmeler ya- pacağı, daha sonra ise Londra ve Paris'e geçeceği bildiriliyor. Fransa Dışişleri Bakanı Roland Du- mas, Irak'ın Körfez bunalımına bir çö- züm bulunması için yolun barışçı görüş- melere açılmasına hazır olmadığını söy- ledi. Fransa'nın barışçı çözüm için her olanağın kullanılmasından yana olduğu- nu kaydeden Dumas, Irak'ın uluslararası topluluğun yaptığı olumlu girişimlere hiç- bir yanıt vermediğini belirtti. Eski tngiltere başbakanlanndan Edu- ard Heath bu hafta içinde Bağdat'a gi- deceğini açıkladı. Saddam Hüseyin Ue de görüşeceğini açıldayan eski başbakan, zi- yaretinin amacırun "insancıl konular"ı kapsadığını söyledi. Bu arada General Patrick Cordingley komutasındaki bir İngiliz tugayı Körfez1 deki askeri birliklere katılmak üzere ha- reket etti. ABD'nin 24 eyaletteki ve Por- to Riko'daki 4846 yedek deniz piyadesi- ni yeniden askere çağırdığı bildirildi. Da- ha önce bu yedeklerin çöl koşullarında yararlı olamayacakları öne sürülmüştü. Yedek deniz piyadelerinin destek operas- yonlannda kullanılacağı kaydedildi. Bu arada Suudi Arabistan donanmasımn da manevralara başladığı haber veriliyor. Öte yandan ABD Temsilciler Meclisi üyesi 33 Demokrat Partili parlamenter, Başkan Bush'a bir mektup gondererek Körfez krizinde askeri güç kullanılmama- sını, diplomatik yolların tercih edilmesi- ni istedi. ABD'nin kısa erimli amacının Suudi Arabistan ve diğer Körfez ulkele- rini Irak işgalinden korumak olduğunu kaydeden parlamenterler, bu aşamada as- rildi. SSCB Dışişleri Bakan Yardımcısı Vladimir Petrovsky, New York'ta düzen- lediği basın toplantısında, bu isteğin SSCB Dışişleri Bakanı Şevardnadze ta- rafından BM Genel Sekreteri'ne gönde- rilen bir mektupta yer aldığını sovledi. Öte yandan, Bulgaristan Devlet Baş- kanı Jelyu Jelev, parlamentoyu Körfez'e askeri birlik göndermeye çağırdı. Jelev, Birleşmiş Milletler kuvvetleri çerçevesin- de bir askeri birliğin gönderilmesinin BM'ye ve Bulgaristan'ın güvenliğine bir destek anlamına geleceğini söyledi. Ambargonun etkileri Irak, ABD'deki banka hesaplarının dondurulması, Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in ABD'ye uçmasmın engellenmesi ve ABD'deki Irak diplomatlanna kısıtla- malar getirilmesini Birleşmiş Milletler'e şikâyet etti. Öte yandan Portekiz, Irak'a atom ener- jisi açığa çıkaran yoğunlaştırılmış uran- yum sattığını doğruladı. Portekiz Sana- yi ve Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açık- lamada, Irak'a 1980-1982 arasında 252 ton Uranyum-308 satıldığı, ancak bu sa- tışlann 1983 yılında durdurulduğu belir- tildi. PROTESTO — Londra'da toptaoan bir grnp, dinyanın tüm işçilerini, -sa\aşa \e empervaiizme" karşı çıkmaya çagıran bir yürüyüş yaptılar (Fotograf: AP) DIŞ BASIN / KUDÜSKATLÎAMI Kudüs katliamı,ABD'ye darbe oldu St MmdtDoğu Kudus'teki katliam ABD'yi çok zor duruma soktu. Dehşete düşme ve Is- rail'e öfkelenme duygulan arasında gidip gelen Amerikan yönetimi, tam anlamıy- la açmazda kaldı. "Üzüntü"sunü ifade et- mesine ve Kudus'teki otoriteleri Filistin- lilerin isyanma karşı daha "usturuplu" davranmaya çağırmasına rağmen Geor- ge Bush, siyasaJ planda zararı mümkün mertebe aza indirmeye çabalıyor. Kendi yanında Irak'a karşı saf tutan, ama öte yandan Filistin'i "kutsal dava" addeden Arap ülkelerini kırmamaya dikkat eden Amerika, Jsrail'i 1982 Lübnan işgalinden beri ilk kez mahkûm etmeye hazır görü- nüyor. Ama bu durum, Kudüs'e BM Gu- venlik Konseyi heyeti gönderme talebini onaylama dereccsinde değil. Bush, Irak'ın isine gelebilecek şekilde bir Filistin- Körfez bağlantısı kunnaya yanaşmıyor. ABD Başkanı'na göre bu bağı kurmak ciddi bir yanügı anlamına gelecektir. Söz konusu iki sıcak dosya arasında "eşde- ğer'Milik olduğu noktasmdan hareketle diplomatik pazarlıklar başlatmak, Bağ- dat hâkimi Saddam'a, 2 ağustosta kaptı- ğı avı hazmetmesine yarayan birkaç de- ğerli ay kazandırabilecektir. Ayrıca Ku- veyt'i işgal eden kişi böylece kendini Fi- listin davasının şampiyonu, hatta Filis- tin'in kurtanası olarak sunacaktır. ABD için önemli olan, bu yeni durum karşısın- da uluslararası topluluğun birliğini sür- dürebilmesidir. Oysa Körfez'le Filistin arasında paralelliği reddetmesine karşıhk, Fransa'nın yaklaşımı daha farkh. Fran- sa, uluslararası konferansa yönelmek üze- re lsrail-Filistin dosyasının hemen açılma- smdan yana. Bu fikir hiç de yanlış değil. Tabii Kuveyt konusunda gardımızı zayıf- latmama kaydıyla... (11 ekim) Hiçbir şey, pazartesi günü Filistinlile- rin katlini mazur gösteremez. İsrail ma- kamları o bolgenin guvenliğinden sorum- luydu. İki taraf arasındaki hınç ve nefre- tin de farkındaydılar. Bir olaya karşı ha- zırlıklı olmaları gerekirdi. Aşırı göruşlü Yahudilerin, Jslam'ın en kutsal üçuncü yerinde bir tapınak yapma fikrini de bi- liyorlardı. Ve pazartesi günü bir Yahudi gösterisi de bekleniyordu. BUtün bunla- ra karşın güvenlik kuvvetleri olayı hırçın ve beceriksiz bir şekilde karşıladılar ve kendilerini de ithamdan kurtarmaya ça- hşarak sorumluluklarını büyüttüler. Baş- kan Bush, ılımlı Arap ülkelerinin deste- ğini nasıl koruyacak? Ilımlı Araplar kuş- kuya düşmeyecek mi? Amerika eğer İs- rail ile ciddi bir göruş ayrıhğına düşmeyi göze alırsa ılımlı Arapların desteğini de korur. (11 ekim) TANEA "Basra Körfezi'nde ve genel olarak Or- tadoğu'daki dereleri kana boyayacak sa- vaşın patlak vermesinden önce işgal al- tındaki Filistin toprakları ile tarihi Kudüs kenti her gün direnişçi Araplann kanı ile boyanıyor. 34 aydan bu yana yorulmak bilmeyen intifada her gün en az bir kur- ban veriyor ve biz bunu alışılagelmiş ge- nel bir olay olarak görüyoruz. Oyle ki an- ti Arap ve dunya İsrail lobisinin işine ge- len beyin yıkayıcı bilgilerden, ancak Ku- dus'teki toplu katliam olayları olduğu za- manlar sıyrüabiliyoruz, Bu toplu katliam- lar ise ofkeli Arapların, Israü'den 'inti- kam almayı' ya da 'misilleme' vaat eden her bir gucün etrafında toplanmasına yol açıyor. Bugun için bu gücün temsilcisi Irak'tan başkası değildir. Eğer sonuç ola- rak bölgede savaş çıkarsa dolaylı ya da dolaysız olarak bu gibi olayların doğma- sına gebe olanların büyük sorumluluğu olacaktır. Zaten tarihi Filistin semaların- da aşk tanrısı Afrodit'in sevgilisi Fenike versiyonu Adonis'in ruhu dolaşmakta ve kan damlasınm düştuğü her yerde inti- kam ve öfke çiçekleri bitmektedir. Gun- lerimizde bu öfke, kin ve intikam çiçek- leri Filistin topraklannı sarmıştır. öyle ki bu öfke ve kin, bölgedeki 'Şahinlerin' (ABD askerlerinin) harekete geçmesine iyi bir mazeret oluşturabilir. Ama bu toplu katliamlar belki de bu mazeretin göste- rilmesi için yapılmaktadırf' (11 ekim) JJork Eimcs tsrail'de pazar günkü kanlı gaftan son- ra daha da kötü yeni bir gaf yapıldı. Bi- rincisi İsrail polisinin ayaklanan kalaba- lığa açtığı ateş sonucu 21 Filistinlinin olü- müydü, ikincisiyse Jsrail hükümelinin bu trajediye gösterdiği tuhaf tepkiyle güve- nilirliğini yitirmesi oldu. Bir kalabalığı kontrol etmek için polisin hakiki mermi kullanması uygar dünyada polis yasala- nnı açıkça çiğnemektir. Üsteb'k bunun iş- gal edilmiş topraklarda gerçekleştirihniş olması da uluslararası yasalann çiğnen- miş olmasıdır. Ancak Başbakan Şamir başta olmak üzere butün İsrailli yetkili- ler ısrarla polisin aşın guç kullandığı ger- çeğini inkâr etmektedirler. Polisin azgın bir kalabahğa karşı görevinı yerine getir- diğini öne sürmektedirler. Ateş açılması tümüyle bir hatadır. Yetkililer bunu bi- lir, bunu bildiklerinden ötürü degelecek tepkinin farkmdadırlar. (10 ekim) iNGiüz rrai- Türkiye suyu kesseydi Irak dize gelirdi Dördüncü Kanal'da yayımlanan "Ortadoğu'da su politikası: Ateşten nehirler" adlı prograrada, "Türkiye'nin Fırat nehrinin suyunu kesecek güçte olduğu" belirtildi. LONDRA (AA) — ingiliz televizyon şebekesi Dördüncü Kanal'da (Channel Four) yayımlanan "Ortadoğu'da Su Po- litikası: Ateşten Nehirler" adlı program- da, Türkiye'nin Fırat nehrinin suyunu kesmesi durumunda Irak'ın "üç ay için- de dize geleceği" belirtildi. Atatürk posterleri önünde mehter ta- kımı gösterisi görüntüleriyle başlayan programda konuşan Amerikalı Profesör Thomas Naff, "Türkiye, Fırat nehrini ke- secek guçtedir. Körfez krizinde Türkiye, Irak'a akan Fırat suyunu kesseydi ve sa- dece Suriye'ye yeterli suyun gitmesini sağ- lasaydı, Saddam Huseyin. ordusunu 3 ay- dan fazla ay^kta tutamazdı" dedi. ABD'li profesör, Ortadoğu'da su kay- naklannın giderek azalmasına karşın nü- fusun giderek arttığına dikkat çekerek "Eğer bu durum değiştirilmezse, gelecek 20 yıl içinde yaklaşık 230 milyonluk nü- fusu tatmin edecek yeterli su bulunma- yacak; ne tanmsal yönden ne sınai yön- den ne de evde su tüketimi yönünden" şeklinde konuştu. Programda konuşan Devlet Bakanı Kâmran tnan, Türkiye'nin akarsularını komşularına karşı siyasi bir alet olarak kullanmadığını vurgulayarak ekonomik yaptırımlarla "Irak'ın motorunun durdu- rulduğunu", ancak suyu kesmenin "can damannı kesmek" anlamına geleceğini ve Türkiye'nin bunu yapmayacağını belirt- ti. GAP konusunda açıklamalarda da bu- lunan İnan, "Gelecek bizimdir" dedi. Programda, Türkiye'nin Arap komşu- Iarırun su konusunda GAP'tan rahatsız olduklan, Irak ve Suriye'nin kendileri için Fırat'tan saniyede 700 metreküp su sahnmasım istedikleri, Türkiye'nin ise sa- dece 500 metrekup bırakabildiği kayde- dildi. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Irak ve Suriye'nin saniyede 700 metreküplük su taleplerini, "saçma bir istek" olarak nitelendirdi. tran-Irak ilişkileri Öte yandan Irak ile Iran'ın aralann- daki ilişkilerin normalleştirilmesini gö- rüşmek üzere bir komite oluşturma ve Körfez Savaşı'nda aldıkları tutsaklann geri kalan bölümünü karşılıkh olarak ia- de etme karan aldıkları açıklandı. Iran haber ajansı IRNA'nın bildirdi- ğine göre Irak Dışişleri Bakan Yardım- cısı VVisam El Zahavi ile tranlı Bakan Manucher Mottaki arasında Tahran'da yapılan görüşmede, her iki ülke arasın- daki sınır çizgisi de oiuşturulacak komi- tede tartışılacak. Gözlemciler, Irak ile lran'm Bağdat ve Tahran'daki büyükelçiliklerini yeniden açmak üzere çalışmalar yaptıklarını öne sürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle