Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 10 EKİM 1990
Zonguldak'ta eskiden ölen işçinin ailesinden biri madene alınırdı, işsiz sayısı artınca bu uygulama da son buldu
Işsizlerin tek umudu madene girmek
Madende
Hanım Özbaş Kocasımn
bitiremediği betonarme evde
dört erkek çocuğuyla 500 bin '
lira maaşla geçinmeye çalışıyor.
Zonguldak'ta madenler, 1941 yıhndan bu
yana üç binin üzerinde madenci canı almış.
Her köyde olduğu gibi Sandallar, Çaycuma
köyünde de ölen madenci ailesi dediğinizde,
bazı evler işaret edilmeye başlanıyor. Dört ço-
cuğu ile yaşam mücadelesi veren Hanım Öz-
baş'm evindeyiz.
Kocast Kadir Özbaş, 1989 yılında, emekli-
liğine 15 giin kala Asma'da meydana gelen gö-
çükte ölmüş. Görüşme isteğimize öyle pek sı-
cak bakmıyor. "Daha önce de geldiler. Bir şe-
ye faydası olmuyor ki" diyerek ilgisizliğe si-
tem ediyor. Kocasımn bitiremediği, yarım kal-
mış betonarme evde 4 erkek çocuğu ile otu-
ruyor. 500 bin lira maaşla dört erkek çocu-
ğun ihtiyaçlannı karşılayamadığını anlatıyor.
Kayınpederi ve kayınbiraderlerinin aileleri ile
ektikleri topraktan bir miktar buğday, sebze
payı düşüyor.
36 yaşındaki Harum ve en büyükleri 16 ya-
şındaki oğullan, topraktan pay alabilmek için
güçlerinin yettiğince çalışıyorlar. Başkaca da
bir umutlan yok. Hanım özbaş, ölen madenci
aüelerine geçmişteki kadar olsun sahip çıkıl-
mamasına kırgın. Kapanan çırak okullarının
açılmasını, ölen madenci çocuklarının
öncelikle bu okullara alınıp büyüdüklerinde
de TTK'da işe ahnmalarını istiyor. Köyde ma-
dene girmek isteyen işsiz o kadar çok insan
var ki öncelik verilmezse, gelecekte çocukla-
rının da işsiz kalmasından korkuyor.
Tabii ki çocuklarını okutmak gibi bir ruya
göremiyor. Büyük oğlanı parasızlıktan yakın
bir köydeki Kuran kursuna yolluyor. Musa
Usta köyündeki Kuran kursunda 25 öğrenci
ve bir hoca kaldıklarını, bütün ihtiyaçlarının
karşıiandığını anlatan en büytik oğulun umu-
du ise Kuran kursundan sonra imam hatipe
girmek ve ilerde imam olmak. "Buralarda baş-
ka iş tutamam ki" diyor.
Hanım Özbaş'ın evi ile emekli madenci ka-
yınpederi Hüsnü Özbaş'ın evi aynı bahçeye
bakıyor ve çok daha eski, bakımsız. Emekli
madencinin geleneksel meslek hastalıklarını
taşıyanHüsnü Özbaş, mükellefiyet dönemin-
de 12-14 saat çalıştıklannı, küfür, dayak ye-
diklerini anlatıyor. 312 bin lira emekli maaşı
alıyor. Yaşayan üç oğlu ve aileleri ile birlikte
oturuyor. Bir oğlu madenden emekli, biri ça-
lışıyor, biri de işsiz. Hastalıktan emekli olan
75 yaşındaki Hüsnü özbaş, hâlâ büyük aile-
sinin geçimini sağlamanın derdinde.
Gelininin evinde yaşamöyküsünü anlatır-
ken odaya telaşla 27 yaşındaki işsiz oğul Hay-
rettin Özbaş ve gelini giriyorlar. Gelen yaban-
cı, bir haber, bir umut sayılıyor. Hayrettin öz-
baş ne zamandır ölen ağabeyinin yerine işe gir-
me. madende çalışma hayali içinde. Bir za-
manlar böyle bir öncelik varmış. TTK'nın ne-
den bu uygulamayı kaldırdığını anlamıyoriar.
Yeniden uygulanmasını bekliyorlar. Toprak,
aile başına 3-4 dönüm düşüyor ve hiçbir an-
lam taşımıyor. Ister istemez çalışan ve emek-
lilerin maaşları bir ölçüde olsun paylaşılıyor.
20 kişilik baba ve oğullar 6 odalı evi paylaşt-
yorlar.
Hanım Özbaş'a kocasımn ölüm bedeli ola-
rak bugüne kadar 8 milyon ödenmiş. 100-150
milyon tazminat hakkı olduğu söyleniyormuş.
Ancak avukat tutmuş, davanın ne zaman bi-
teceği ve ne alacağı konusunda gerçek hiçbir
bilgisi yok. Kocasımn kan parası ile bir inek
aldığını, ailenin en büyük servetinin bu inek
olduğunu söylüyor.
Zonguldak maden işçileri 12-15 Eylül 1990'da yaptıkları uyarı direnişi ile seslerini kamuoyuna duyurmaya çalıştılar
42 bin madenci hak kavgasında. . _ ._ ._ O
TTK'DA ÜCRETLER
Yıllara göre gerçekleşen enflasyon ı
alınan zamlar şöyledir:
Gerçekleşen
Yıllar enflasyon ( H )
1980
1Qfl1
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
110.2
"JRO
308
31.4
48.4
45
34.6
38.9
75.4
(x) 27.5.1988 tarihındf
yasağt kalktı.
TİS
zammı [Vı
75
?1 9
2382
24.05
36
23
38
23
74 (x)
i grev
/ç toplusözleşme ile
İŞÇİÜK ÛCRETİ TABLOLARI
!) 01.01.1990 - 3006.1990
6x
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
1*1
17.845:
17.49a
17.16a
16.870:
16.60a
1636a
15.925:
15.80a
15.675:
15545:
Usta
19105-
18.66a
18.255:
17.885r
1754a
17.225:
1593a
1&665:
16fia
16.335:
iaisa
Uzmn
19 2.85:
18.85a
18.42a
18.05a
17.695:
17.375:
17.07a
16.805:
16.64a
16.475:
16.31a
Aylık gelir 500 bin lira Zonguldak maden işçilerinin ortalama
aylık geliri 500 bin lira. Bu paranın yarısı avans olarak çekiliyor.
Aybaşında ellerine geçen 200 bin liranın çoğu bakkal-lokanta borcuna
gidiyor. Geriye kalan 50 bin lira para ile köye dönülecek. Peki bu
para ile ne alınacak? Çocuklar okula nasıl gidecek? îşte madenci
simdi bu hesabı yapıyor.
özal'dan madenciye eleştiri Maden işçilerinin uyarısı,
hükümet tarafından olumsuz karşılandı. Özal da dolayh olarak
madencileri eleştirerek kamu işletmelerinin aşırı zam istemiyle
kapanma eşiğine getirüeceğini söyledi. Genel Maden-İş Başkanı Şemsi
Denizer: "Gündelik brüt 16-20 bin lira arası ücret alan işçilerimize ne
kadar ücreti reva gördüklerini açıkça ortaya koysunlar" dedi. Denizer,
TTK yönetimine işçiler adma talip olduklannı söylediler.
- 4 -
Zonguldak'ta 42 bin maden
işcisinin 12-15 eylül uyan eylemı,
Ortadoğu krizi bahane, basında
gereken önemi ile vurgulanma-
dı. Her zaman benzeri olaylar-
da yapıldığı üzere, dünyadaki
bütün aynı türden eylemlere ge-
niş yer veren TRT ve TV'de ise
sansür edildi. Yok sayıldı.
500 bin lira ortalama ücretle-
rinin yansını daha önce avans
olarak almış bulunduklarını,
maaşın kalan 150-200 bin lira-
sının da bakkal-lokanta borcu-
na gideceğini söyleyen işçiler, or-
tak bir dille konuşuyorlardı:
"Maaştan geriye 50 bin lira
kalacak. Bu parayla köye gidi-
lecek. Şekerden, tuzdan vazge-
çilse ya çocuklar okula nasıl gi-
decek?.."
Maden işçileri, işverenin top-
lusözleşme alacaklanna mahsu-
ben birer milyon lira avans is-
temlerini reddettiğinin haberinin
gelmesi üzerine, önceden bir ha-
zırhğı olmaksızın sessiz bir bi-
çimde, ancak bütünlük içinde
ocaklara inmediler. Sendika yö-
neticiierinin çağrısı ile yine ay-
nı sessizlik içinde, toplusözleşme
görüsmelerinin yasal sürelerini
beklemek üzere işbaşı yaptılar.
Türkiye'de geçmişte maden iş-
çilerinin öyle uzun boylu grey ve
eylem geleneği yok. Sendikal
haklann kullanıldığı 1963-80
yıllannda yapılmış bir yasal grev
söz konusu değil. Yine de 12 Ey-
lül hukuk düzeni 2822 sayılı ya-
sa ile madenlere grev yasağı ge-
tirdi. Ancak uluslararası plat-
formlarda hiçbir gerekçesi ol-
mayan ve savunulamayan bu ya-
sak, termik santralları besleyen
linyit üretimi dışında, 1988
"makyaj yasa değjşiklikleri"
kapsamında kaldırıldı.
12 Eylül 1 9 8 0 ^ bu yana ge-
nel işçi yoksullaşmasından ayrı
olarak madencilik işkolunda da-
ha da büyük bir hızla yoksulla-
şan maden işçileri, ciddi bir
grevle ilk kez geçen sözleşme dö-
neminin sonunda burun buruna
geldiler. Düşük ücret artışlan ile
toplusözleşme imzalanmasını
engellemek isteyen maden işçi-
leri toplusözleşme uyuşmazlığı
aşamasında açlık grevi ve otur-
ma eylemleri dahil bir dizi pa-
sif eylem gerçekleştirdiler. Gre-
ve birkaç saat kala imzalanan ve
işçiyi tatmin etmeyen toplusöz-
leşme, Genel Maden-lş'in yıllar-
dır yönetimde olan sendikal
kadrolarının bir sonraki genel
kurulda tasfıyesini getirdi.
İşte yeni yönetim, "yeni sen-
dikal anlayış" sloganı ile toplu-
sözleşme masasına oturulmuş-
ken, bütün isçinin katılımı ile
gerçekleştirilen "uyan eylemi"
kamuoyunun dikkatini çekme-
se de ilgüi-Ugisiz çevrelerde faz-
lası ile tepki yarattı. Cemil Çi-
çek, üstü kapalı, sendikayı suç-
layarak "İşçileri birileri yönten-
diriyor. O birileri toplu iş söz-
leşmesi öncesi baskı yapmak
istiyor" dedi.
Cumhurbaşkam Özal da ne
işçüıin ne sendikanın adını ver-
meden, zarar eden kamu işlet-
melerinde aşırı zam istemi ile
gelmenin işletmeyi kapatma
noktasına getirme olacağını söy-
ledi. Artniyetlilere değinerek,
Türkiye'nin kalkmmasının en-
gellenmesinden söz açarak işçi-
ler ve sendikalara aşın istekler-
de bulunmama uyarısı yaptı.
Hemen arkasından TTK yöne-
ticilerinin, işletmedeki zararlar
nedeni ile işçinin önemli bir bö-
lümünun çıkarılacağı demeçle-
ri patladı.
Derken koroya TlSK Başka-
nı, tek tek etkili işverenler, baş-
bakan katıldı. Yeni bahar eylem-
leri olasıhğından söz edildi.
"Sendika abartılı rakam
istemesin" denildi.
Işçilerin uyan eylemi, hakla-
rı alınmazsa greve gitmeye hazır
oldukları mesajı siyasi iktidar-
işveren cephesince alınmış, karşı
mesaj, daha açık ifadesi ile
"şantaj" gelmişti.
Genel Maden-lş Başkanı
Şemsi Denizer, Cumhurbaşka-
nı'na yanıtında ise 'Ücrete
^»500'de değil, 556 oranında"
zam istediklerini, bunun suçu-
nun, kusurunun kendilerinde ol-
madığını söyledi: "Gündelik
brüt olarak MTA'da 9-17 bin,
TTK'da 16-20 bin lira arası üc-
ret alan işçilerimize ne kadar üc-
reti reva gördüklerini, açıkça or-
taya koysunlar. Avrupa'da ma-
den işcisinin 7-8 milyon ücret al-
dığını unutmasıntar. TTK zarar
ediyorsa sonımlusu biz degiliz.
TTK'yı ve KtTieri bir çiftlik gi-
bi yönetenler biz degiliz. Taşkö-
mürii havzasını köreltip tekelci
sermayeye ithalat ve vurgun ka-
pılannı açmak isteyen bizler de-
ğiliz. Açıkyürekle diyonız ki
TTK'yı biz iscikr yonetelim" de-
dL
Madenci
eylemlerinden .^
Geçmişi 1829*a uzanan taşkö-
mürünün bulunuşu ve işletihne-
sinden bu yana, bu çok duyarh
üretim alanında yaşanmış pek
çok önemli eylemler de var...
• İlk kez 19O8'de Fransız ser-
mayeli Ereğli şirketi yönetimin-
de, sağhk tesislerinde tedavi gö-
ren işçilerden önemli oranda pa-
ra kesilmesi üzerine işçiler oca-
ğı inmediler. îşçilerin direnişi iş-
verenin ücretsiz tedaviyi kabul
etmesi ile noktalandı.
• 1910 yıhnda Gelik'te işçiler
ücretlerinin arttınlması, çalışma
koşullarınm düzeltilmesi için
grev yaptılar. Dilaver Paşa Ni-
zamnamesi hükümlerine uyul-
maması ve çok düşük ücretlere
karşı işçi direnişi, ücretlerin bir
miktar yükseltilmesi ile so-
nuçlandı.
• 10 Mart 1965'te toplusözleş-
me hükümlerine işverenin uy-
maması üzerine Gelik'te başla-
yan ocağa inmeme eylemi, Ka-
radon ve Kilimli'ye yayüır. Çay-
damar ve Kozlu ile büyür. Koz-
lu'da jandarma kurşunlan ile
Mehmet Çavdar ve Satılmış Te-,
pe adlarındaki işçiler vurulur.
• 5 Şubat 1%8'de toplusöz-
leşme göruşmeleri aşamasında
Kozlu'da işçiler ocağa inmez.
Eylem 6 şubatta Üzülmez'e sıç-
rar. İşçiler Zonguldak'a yürüye-
rek sendika yönetimi ile görüş-
mek isterler. Zamanın yönetici-
leri sendikayı terk eder. olay po-
lis müdahalesi ile durdurulur.
• 18 Nisan 197O*te sendika ge-
nel kurul seçim sonuçlanna iti-
razı olan Gelik işçileri ocağa gir-
mez, Zonguldak'a yûrürler.
• 31 Mayıs 1966'da Armut-
çuk'ta müdür tayini ile ilgili iş-
çiler direnir. Müdürün tayini
durdurulur.
• 21 Nisan 1970'te Annutçuk
işçileri, kömür üretimi yapüklan
Ereğli işletmelerinde yapılan üc-
ret artışımn kendilerine de uy-
gulanması istemi ile ocağa in-
mezler. 2 gün süren direniş, da-
ha iyi bir yeni sözleşme vaadi ile
durdurulur.
• 2 ocak 1973'te Armutçuk-
ta dinlenmenin 15 güne indiril-
mek istenmesi üzerine işçiler
ocağa inmez. Uygulamanın kal-
dınlması sözü ile grevden vazge-
çilir. Zonguldak'ta asansörle madene inen bir grup işçi. Maden işçileri geçmiş yıllann kayıplannı dengdeyecek bir ücret artışı bekliyorlar. (Fotofraf: Ümit Kıvanç)
Maden işcisinin alacağıpara köydeki aileyi de kentteki esnafı da yakından ilgilendirir, çünkü yöreyiayakta tutan madencilerdir
Zonguldak'ta herkes sözleşmeyi konuşuyor"1940'tan bu yana değişen genel müdür sayısı 24
Genel müdürün maaşı brüt 6 milyon
Bir kazmacımn ise 600 bin
Maaşlann birbirine oranı 1/10
Almanya'da çalışan bir maden işcisinin ortalama maaşı
Turk parası ile 4.5 milyon
Genel mudür düzeyindeki maaş 10 milyon
Maaşlann birbirine oranı 1/2
TTK'da çalışan işçi sayısı 42.000
Yılda ortalama iş kazası sayısı 7000
Ölen işçi sayısı ortalama 35
Üretilerek bir yılda lavvara giren kömür 7 ton
Lavvardan çıkan 3 ton
Türkiye'nin taşkömüru ihtiyacı 10 milyon ton
Türkiye'de ortalama yaşam suresi 67
Madencinin yaşam süresi 57
Ortalama çocuk sayısı 4
AlÜığı maaş 500 bin
İstatistiklerin söylediği mutfak masrafı aylık 500 bin
TTK'da çalışan gruplu işçi sayısı 16 bin
Aylık lokantaya verdiği 150 bin
Kendi harcaması 150 bin
Elinde kalan 300 bin
300 bin liraya geçıneceği gün sayısı 60
Bir güne duşen miktarı ise 5 bin
Et cinsinden alım gücü ise 300 gram."
Genel Maden-İş Sendikası'nın ekim ayı dergisinde
'Gorünum' baslığı ile yayımlanan yukarıdaki tekerleme-
Toplusözleşmede gelişmeler Bugünlerde Zom uldak'ta birileriyle sohbete
kalkıştığımzda toplusözleşmeye ilişkin en son gelişmeleri hızla öğrenirsiniz.
Kentteki her meslekten insanla madenci arasındaki ilişki, çıkar bağı, köyden
daha yoğundur.
Kahveye gitmek de pahalı Şu sıralar kahvede bir çayın bin liraya
fırlaması, emeklisi ile çahşanı ile bütün madencileri öfkelendiriyor. Yöredeki
hemen hemen biricik eğlence aracı olan kahveye çıkmak bile pahalı hale geliyor.
Çok yetersiz topraklan olan aileler, buradan 5-10 teneke buğday aldıklarını
belirtiyorlar. Herkesin umudu sözleşmede iyi bir ücret alınmasında.
de, maden işçilerinin görünümü özetlenmiş.
Toplu iş sözleşmelerindeki gelişmelerle en çok üye iş-
çiler, yakınları ve etkilenebilecek çevreler ilgilenir. Bir
kentin tüm köyleri ve çevresi ile bir toplusözleşmeyle il-
gilenmesi, özdeşleşmesi ancak Zonguldak'ta yaşanır. 42
bin işçi, sözleşmelilerle birlikte 45 bine ulaşan çalışanın
yaşadığı bir kentte, başkaca bir önemli üretim, gelir kay-
nağı sayılamıyorsa, bütün insanların yaşamı bir sozleş-
meye bağlanmış demektir. İşçinin alacağı esnafın alaca-
ğı ile bütünleşir. Kentteki herkesin cebine girecek para
anlamına gelir.
Bugünlerde Zonguldak'ta birileriyle sohbete kalktığı-
nızda toplusözleşmeye ilişkin en son gelişmeleri atlama
şansınız olamaz. Aslında ne zaman gitseniz, madencile-
re ilişkin konuşulacak birgelişme bulunacaktır. Kentte-
ki her meslekten insan ile madenci arasındaki ilişki, çı-
kar bağı, köylerde daha da yoğunlaşıyor.
Maden işçileri genellikle köylerde yaşıyor. Maden köy-
lerinde koylünün öyle karnını doyuracak kadar ekeceği
toprağı bulunmuyor. Köylü madene giden, madenden
emekli olmuş, madenden kaza ile ayrılmış ya da ölmüş
kişilerin gelirleri ile besleniyor.
Bir koyde ozel olarak madenci ailesi aramaya gerek
yok. Her ailede madenle ilişkili birçok kişiyi bulursunuz.
Çaycuma Sandallar köyüne gidip rastladığımız ilk kah-
vede, bir 'merhaba'nın ardından kendimizi hemen ko-
nuların, sorunların içinde buluyoruz.
Önce sazı emekli maden işçisi eline alıyor. Kâzım Sa-
rı, 1938'de işbaşı yapmış. O tarihlerde çalışma koşulla-
rının daha da ağır olduğunu anınısatıyor. 385 bin lira
olan emekli maaşından yakımyor. Evde 16 nüfusmuş-
lar. Bir oğlu sadece madende çalışıyor. İkisi iş arıyor.
"Su, ev kirası bedava, millet aç geziniyor" diyor. Ek-
tiklerinden ancak 5-10 teneke buğday aldıklannı be-
liniyor.
Diğer emekli madenciler Nuri Kandır, Seyfettin Çiloğlu
söze kanşıyorlar. Bütün aileler için çok yetersiz toprak,
birçok işsiz ve çok kalabalık nüfus olgusunun geçerli ol-
duğunu vurguluyorlar. O günlerde yeni zam gören bir
bardak çayın bin lira olmasına öfkeli, kahveye çıkamaz,
çay parasını yetiştiremez olduklannı söylüyorlar. Alman-
ya'dan emekli Canip San daha bir cesur çıkışlar yapı-
yor. Oradaki maden işçisi ve emeklisi ile Türkiye'deki-
nin halini karşılaştırıyor. "Biz nerede, insan hakları ne-
rede? Bakkala girmeye korkuyorsun. Her gün yeni bir
zam gelmiş. Bu iyi bir şey değil. İşler her gün biraz daha
kölüve gidiyor..." şeklinde konuşuyor.
Köyde elde edilen ürünün makine kirasıru, gübreyi kar-
şılamadığını, bütün köyün geçimini madene bağladığı-
nı, madencinin ise emekli ile eş ücret alır durumda ol-
duğunu anlatıyorlar. Bu nedenle yılı dolanın hemen
emekliye ayrıldığını, bütün köyün gözünün, kulağının
toplusözleşmede olduğunu açıklıyorlar. "Madencinin
hakkını almasını dört gözle bekliyoruz. Kö>ümüz için
bir başka kapı, bir başka umut yok" diyerek nokta ko-
yuyorlar..
Yarın: Madenei ne yer, ne içer?