03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İOEKİM 1990 KÜLTUR-SANAT CUMHURİYET/5 'ünya Satranç Sampiyongsı Ük oyun berabere GÜRSEL GÖNCÜ NEW YORK — Dünya Satranç Şampiyonası ön- ceki akşam başladı. Dün- ya Şampiyonu Sovyet sat- ranççı Gari Kasparov'un yurttaşı Anatoli Karpov karşısında unvanını koru- maya çalıştığı karşılaşma- nın ilk oyunu berabere bitti. 44. Cadde'deki Hud- son Theatre'da baslayan ilk oyunda Karpov, Kas- parov'a karşı beyaz taşlar- İa oynadı. Karpov'un ve- zir piyadesi açılışına Ka- SON DURUM sparov "şah-Hint sa- vunması"yla karşılık verdi. Taraflar, bu açılışın Saemisch var- yantını oynadılar. Basın odasında yapılan yorumlarda Kas~ parov'un psikolojik yönden daha iyi hazırlandığı, 13. ham- İeden sonra iyi bir pozisyon yakaladığı, ancak oyuna tam ola- rak konsantre olamadığı belirtildi. Kasparov'la Karpov son 10 hamlede karşüıklı zaman sıkışmasına girdiler. Kasparov'un 30. hamlesiyle birlikte yaptığı beraberlik önerisi Karpov ta- rafından kabul edildi. 1. Oyun / Beyaz: Karpov / Siyah: Kasparov (Şah-Hint sa- vunması) 1. d4 Af6 2. c4 g6 3. Ac3 Ag7 4. e4 d6 5. f3 0-0 6. Fe3 c6 7. Fd3 a6 8. Age2 b5 9. 0-0 Abd7 10. Kd e5 11. a3 exd4 12. Axd4 Fb7 13. cxb5 cxb5 14. Kel Ae5 15. Ffl Ke8 16. Ff2 d5 17. exd5 Axd5 18. Axd5 Vxd5 19. a4 Fh6 20. Kal Ac4 21. Axb5 axb5 22. Kxa8 Kxa8 23. Vb3 Fc6 24. Fd3 Ad6 25. Vxd5 Fxd5 26. Axb5 Axb5 27. Fxb5 Fg7 28. b4 Fc3 29. Kdl Fb3 30. Kbl Fa2 Soprano Steber öldti • Kültttr Servisi — 194O'lı ve 1950'li yıllarda ABD'deki Metropolitan, Operası'nın önde gelen sopranolarından olan Eleanor Steber 76 yaşında öldü. Steber, ilk kez 1940'ta Richard Strauss'un Güllü Şövalye operasında Sophie rolüyle ünlenmiş, sahne yaşamı boyunca Strauss ve Mozart operalarındaki büyük başanlanyla ününu pekiştirmişti. 1946'da Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma operasmdaki Constanze roluyle büyük sükse yapan Steber, yaünzca Mefropolitan Operası'nda 1940-1966 yıllan arasırida 33 rolde tam 404 kez sahneye çıkmıştı. Yunanlı şair Karuzos öldti • Kültiir Servisi — Yunanistan'ın en önemli çağdaş şairlerinden Nikos Karuzos, Atina'da öldü. 64 yaşmdaki şairin, 1961'den bu yana yayımlanmış 14 ciltlik şiiri bulunuyordu. Adı, Yannis Ritsos ve Odysseus Elytis gibi Yunanistan'ın en büyük ozanlarıyla birlikte anılan Karuzos'un son yıUarını yoksulluk içinde geçirdiği ve yakalandığı kanser sonucu bir hastanede öldüfcü bildirildi. Ramko resim yanşması • Kültiir Servisi — Ramko Sanat Merkezi'nin düzenlediği "Çağdaş Türk Resmi Yanşması"na katılan 230 sanatçının 415 yapıtı dün değerlendirildi. Buna göre Irfan Okan birincilik, Orhan Benli ikincilik ve Bahar Kocaman üçüncülük ödülünü kazandı. Haldun Naziker, Devabil Kara, Sezai özdemir ve Reyhan Kâğıtçı'nın yapıtlan da mansiyonla ödüllendirildi. Ayrıca Irfan Okan, Orhan Benli, Bahar Kocaman, Sezai ömer, Reyhan Kâğıtçı, Mevlüt Akyıldız, Resul Aytemur, Aydemir Ökmen, Habib Aydoğdu, Aka Günduz Temur'un bir, Abdurrahman Oztoprak ve Mehpare Aksoy Yiğit'in iki adet yapıtı sergilenmeye layık görüldü. Yanşmada birinci gelen yapıt 25 milyon, ikinci gelen yapıt 15 milyon ve üçüncü gelen yapıt 10 milyon lira ile ödüllendirildi. MÜZİKFİLİZAIJ Onuruna özel bir konser düzenlenen besteci ve eğitmen AhmedAdnan Saygurv Türban müziğe de yansıyor13 ekim cumartesi günü saat 20.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenecek A.Adnan Saygun'a Saygı Özel Konseri'ne piyanist Idil Biret, Gülsin Onay, Judith Uluğ, Serdar Yalçın, kemancı Ayla Erduran, Ismail Aşan, bas Ayhan Baran, mezzosoprano Işm Güyer ve Yaylı Çalgılar Dörtlüsü katılacak. LALE FtLOĞLU ~ Atatürk Kültür Merkezi tık- hm tıkhm... Küçük öksüriıkler dışında çıt yok. lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve solist Ay- la Erduran, Adnan Saygun'un Keman Konçertosu'nu seslendır- mek üzere sahnede... Erduran biraz ürkek, heyecanlı; yapıtın bestecisinin salonda, dinleyicileT arasında olduğunu biliyor. Nite- kim konçerto sona erip de salo- nu alkış bastığında sahne ışığı bu kez Erduran'ın üzerinden merdivenlere kayıyor ve Say- gun'un sahneye çıkışını izliyor. Alkışlann sonu gelmiyor. Eğitmen, orkestra şefî, ku- ramcı, yazar ve en önemlisi bes- teci Ahmed Adnan Saygun, ön- celikle 55 yılda ürettigi senfoni- leri, konçertoları, operalan ile akla geliyor. Ve tabü ki diğer ya- pıtlannın başansını da geride bı- rakan Yunus Emre Oratoryo- su'yla. 1991 yüınm UNESCO ta- rafından Yunus Emre Yılı ilan edilmesinden sonra daha da guncelleşen bu oratoryo, sadece Turkiye"de Türk sanatçüar tara- fından değil, yurtdışında ya- bana müzisyenler tarafından da yorumlandı. Adnan Saygun, ulkemizde en çok yapıtı seslendirilen besteci- lerimizden biri. Buna karşın hiç sahnelenmemiş yapıtları ya da ilk sahnelenişinden sonra yanm asır bekleyen operalan da var. Sanatçının konçertoları, Yunus Emre Oratoryosu ve senfonile- ri bu açıdan daha şanslı. Seslen- dirilmemiş yapıtlanndan söz et- mek istediğimizde "Hangi birin- den başlasak" diye düşünüyor Adnan Hoca. Onun için yapıtı- nın bir iki kezsahnelenipdola- ba kaldınlması, hiç yorumlan- maması kadar üzüntü verici ol- malı: "Bizim memleketimiz ga- riptir. Bir Urafta 'çağdaş Turk musikisi vardır-yoktur' tartışma- lan yapdır. Bir taraftan da cag- daş musikiye kimse aldınş et- mez. Bizim opera ve orkestrala- nmız filan... Benim beş operam var. Bunlardan birincisi- ki Tur- kiye'nin ilk opera denemesi ol- muştur (Özsoy Operasıl- 1934'te Atalürk'ün istegiyle yaptıgım bu opera 1984e kadar hiç naürian- mamıştır. Aradan 50 yü geçtik- YUNUS'UN HER SÖZİÎNDE AŞK VAR — Yunus Emre Oratoryosu'nun bestecisi Ahmed Adnan Saygun, "Yunus Emre'nin her sozünde aşk vardır" diyor. "Sevgi belki bir btopya, ama buzunı ancak sevgi verir." (Fotograf: Yıldız Üçok) ten sonra operanın 50. kunıluş yılında sahnelenmiştir. Yine Atatürk'ün arzusuyla yazdığım bir perdelik 'Taş Bebek' 1934'ten bu yana biç sahnelen- memistir. 'Kerem', 1953'te tem- sil edilmiş, o taribten bu yana ilk kez bu yil ele alınacak 'Körog- lu) 1973'te temsil edilmiştir, o tarihten bu yana uykuda. 'Gılgamış' -ki tam lirik dram defUdir- tamamen kendi anlayı- şıma göre yazdığım baJe, konıış- ma, koro, kısmen opera kanşı- mı bir çalışma. O daha hiç or- taya çıkmamıştır." Saygun, biraz gerilere döndü- ğünde, yapıtlarının ilk çahnışla- Kerem Operası'nı sahneleyecek). Moskova Devlet Senfoni Orkest- rası çok iyiydi, ama şef de tama- mıyla beni kavraınış bir insan. Aym senfoniyi yine yurtdışında bâşka şeflerin yönetiminde din- ledim. Aym şeyi göremedim. Eserin havasına girebilmek, renkleri tahlil etmek, dengeyi saglamak çok önemlL Aynca siz yazarken birinci kemanla 16 ta- ne olacak diye diişünürsüniiz. Karşınıza 8 tane çıkar. Bu da eserin dengesini bozar." 1930'larda Ankara Musiki Muallim Mektebi'nde, daha sonra da lstanbul Belediyesi Konservatuvarı'nda eğitmenlik inkflr edebilir? Büyük eserler vermişler, ama o çağın eserleri. Çağ degişmiş Batı'da da degisi- yor. 'Değişecek, ama eskiye ba- ğımlı olarak değişsin' diyorlar. Balun edebiyat fakültelerine, il- laki divan edebiyatımız yapılsın diye lutturan var mı? Ögretilir, ama bugünün edebiyatı ola- maz." 1930'da Halkevlerinin de- netçisi olan ve Türk folklorunun çalgılannı, ezgilerini araştıran Saygun, Anadolu'da halk ezgi- lerinî araştıran besteci Bda Bar- tok'a da (1881-1945) yardım et- mişti. Yapıtlarında Türk motif- lerini kullanan ve halk ezgilerin- **Siz gayri millisiniz, biz milliyiz tartışmalan artık dünyanın hiçbir yerinde yapılmıyor. Bu, Tanzimat kafasıdır. Hem Avrupah hem Osmanlı olsun istiyorlar. Buna insanlar bağlanmışlar, ama devletin bağlanması daha da tehlikeli." rının da hep kişisel ısrarlar, gi- rişimler sonunda gerçekleştiğini vurguluyor. Adnan Saygun'dan kendisini coşturan ve hayal kmklığına uğ- ratan yorumlardan örnekler ver- mesini istiyoruz. "Yunus Emre Oratoo'osu'nun ABD'deki icrasını Stokowski yö- netmişti. Onunla birçok defa göruştük, duşünduklerimi söy- ledim. O da vaptı, ama sahne- de biraz daha farklı seyler yaptı ve iyi de oldu. Tatmin etmişti beni. Diğer bir örnek, üçüncü senfonimin Fedor Gluştenko ta- rafından vonefilmesi. (Gluşten- ko bu yıl Türkiye'de Saygun'un yapan Saygun, temel müzik bil- gileri ve kuramlan üzerine eğit- sel kitaplar da yazdı. Saygun'un bugün de halen MSÜ'ye bağh Devlet Konservatuvan'nda öğ- rencileri var. Sözü ülkemizdeki müzik politikalanna, yeni acûan konservatuvarlara getiriyoruz. "Asd mesele bizde ikiliğin mevcut olması. Bir Türk Musi- kisi Konservatuvan vardır. Peki, öteki konservatuvar nedir? Gâ- vur konservatuvan mı? 1982'de Kültür Şûrası'nda 'Yazdıgm 'Yu- nus Emre' dahi Batı musikisidir' diye bağırdılar bana. Eski mu- sikimiz ve yeni anlayışımız iki- lik yaratıyor. Eski eserleri kim den esinlenen Saygun, Kultur BakanlığYnın bir ara "Hem milH olsun hem Batılı olsun" şeklin- deki bestelerin yapılmasım iste- mesi üzerine neler düşünüyor? "Müzikte siz gayri millisiniz, biz milliyiz tartışmalan dünya- nın hiçbir yerinde yapılmıyor. Bu tam Tanzimat kafasıdır. Hem Avrupalı hem Osmanlı ol- sun istiyorlar. Buna insanlar bağlanmışlar, ama devletin bağ- lanması daha da tehlikeli. Tele- .vizyon, radyo, Anadolu'yu sar- mış kemiriyor. Bugün derleme yapmaya gittigimizde halk tür- külerimizi bulamıyomz. Insan- lar artık televizyondan öğren- dikleri gibi kendi türkülerini söylüyorlar. Ne yazık ki bizde gercekleri gönnek suretiyk tes- pit edilmiş bir politika yok. Bir yandan Milli Eğitim Bakanı Av- ni Akyol çok takdir ettiğim bir şey yapıyor, sanat liseleri açıyor. Sonra bir bakıyorsun, Devlet Türk Musikisi Korosu falan bir yığın birim açılmış. Bunlar bi- zim adımlarımızı geri çekmek içindir. Turbanın müzikteki ce- vabıdır. Fizikleki boş kaplar ka- nunu gibi. Gerçek egitim olma- yınca yerini imam hatip liseleri, Kuran kurslan doldunıyor. Ve yann bunlar devletin idaresini ellerine alacaklar. Sanat tek ba- şına mevcut değildir. Bütün bunlaria biriiktedir." 1991 >ılı UNESCO tarafından Yunus Emre Yılı .lan edildi. 1947'de Paris'te Fransızca ola- rak, 1958'de New York'U Ingi- lizce olarak seslendirilen Yunus Emre Oratoryosu bu yıl da CSO'nun konser programında yer alıyor. Adnan Saygun için Yunus Emre ne arJama geliyor? "Benim bütün yaztianmdü'en genç zamanımdan bugüne ka- dar sevgi hâkim olmuştur. Bu sevgi belki bir utopya, ama hu- zuru ancak sevgi verir, getirir. Beethoven'in 9. Senfonisi de sev- giyle yapümıştır. Benim işimin düstunı, >olu sevgidir. Ben ken- dimi gerçek sevgiye adadım. Yu- nus Emre de bunu soyleyen bir insan oldugu için ona bağlan- dım. Söylediği ber sözde aşk vardın Tann aşkı mı, yoksa baş- ka aşk mı, insan aşkıyla Tann aşkı bir mi?" lstanbul müzik mevsimini açtıGeçen hafta Devlet Opera ve Balesi mevsimi 'Carmina Burana'yla açtı. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun yeni sezonu tngiliz Opera Topluluğu ile açıldı. lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası da hafta sonu konserlerine şef Schwinck yönetiminde başladı. Bu mevsim İDSO'nun Genel Müzik Direlnörü fstanbullu müzdkseverlerin yakından tanı- dığı Alman şef Alexander Devlet. Opera ve Balesi Aya trini'de Carmina Burana ile Ce- mal Reşit Rey Konser Salonu, Ingiliz Opera Tophıhığu'nun iki değişik konseriyle, tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası da olağan hafta sonu konserleriy- le 1990-91 konser mevsimini aç- tılar geçen hafta. Schwinck. Açılış konserinin solisti Rus asıllı piyanist Boris Bloch'tu. Bloch, Çaykovski Konservatu- van'nda Dimitri Başkirov ile ça- İlk kez yayımlanan BELGELERLE . .. Serüven romanı gibi kitap : SES DUVARINDAKİ GENERALLER BETÜL UNCULAR, Türkiye için hâlâ önemini koruyan bir olayın perde arkasını yazdı: Lock- heed Skandalı. İLHAN SELÇUK, kitaptaki sunuş yazısında bu olayın "özündeki ve odağındaki suçu rüşvet oluşturuyor. Lockheed Türkiye'de rüşvet da- ğıtmış mıdır?.. Kitabın bir serüven romanı gi- bi okunuvermesi Uncular'ın meslekteki usta- lığını vurguluyor, ama okuduğunuz roman değil, gerçeğin ta kendisi" dıyor. BİLGİ YAYINEVİ • Ederı kadar posta ya da damga pulu göndererek ısteyebilırsı- nız. • Kitapçılara % 25 indırimli odemelı gonderılir. BİLGİ YAYINEVİ, Meşrutıyet Cad. 46/A-06420 Ankara Tel: 131 81 22-131 16 65 Telefax: 131 77 58 BILGİ DAĞITIM, Babıâli Cad. 19/2-34360 Cağaloğlu - lstanbul Tel: 522 52 01-526 70 97 Telefax: 527 41 19 lışmış ve Başkirov gibi Malinin, Dorenski, Vlasenko, Rııdolf Kerer gibi hocalann hâlâ yaşat- makta oldukları Rus piyano ekolünün mimarlanmn gelene- ğini sürdüren bir piyanist. Rus piyano ekolünde çalgıdan yo- ğun ve dolgun ses elde edebil- mek çok önemli. Parmaklann, el ve kolların ağırlığını dengele- mekteki ustalık daima ön plan- da. Tabü bunlara ek olarak tu- şeye, berraklığa ve derinliğe bi- rinci derecede önem veriliyor bu ekolde. Boris Bloch, Çaykovski'nin Op. 23 No:l, si bemol minör pi- yano konçertosunu işte bu özel- likleri büyük bir ustalıkla sergi- leyerek yorumladı. Alkışlann ardından dinleyiciye sunduğu Mozart'ın "Alla Turca" sona- tının Rondo bölümü ile yani "Tiirk Marşı" ile hem guzel bir jest yaptı sanatçı, hem de Çay- kovski ile yoğunlaşan duygu or- tamını sakinleştirdi bir ölçüde. Alkışlar yine de dinmeyince, Paganini/Liszt'in "La Campa- nella"sı ile muzikseverlere son bir armağan sunmuş oldu. İDSO'nun açılış programında Cemal Reşit Rey anılarak, bes- tecinin "Enstantaneler" adlı beş bölumlu orkestra eseri yorum- landı önce. Konçertonun yom- mundan sonra konserin ikinci yansında Dvorak'ın Op. 70, No: 1, re minör Senfonisi yer ab- yordu. lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın açılış konseri ne- reden bakarsanız bakın doyuru- cu, iyi çalışıldığı belli, güzel yo- rumlanmış bir konserdi. Uma- nm bu hızla mevsimi aym tem po ve düzeyde sürdürmeyi ba- şarırlar. Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu ise mevsimi 1-2 Ekim 1990 akşamları İngiliz Opera Toplu- luğu'nun iki konseri ile açtı. Topluluğun yöneticisi soprano AYA İRİNt'DE — Carl Orfftan "Carmina Burana." Barbara Segal.becerikli bir iş kadını olmanın yam sıra icabın- da bülbül gibi şakıyan, tiz ko- loraturlarda gayet rahat at koş- turan, ancak "Barbie Doll" gö- rünümü ile ilk başta dinleyiciyi biraz şaşırtan ama sevimliliği ile gönülleri çelen bir kişiydi. Topluluğun öteki üyeleri ara- sında, özellikle mezzo-soprano Kathleen McKelar-Ferguson, hem sesinin gürlüğü, hem ses to- nunun kalitesi, hem de yorum stillerinde gösterdiği duyarlık ve bilgi ile hemen fark atıyordu ar- kadaşlanna. 7 ekim Cemal Reşit Rey'in beşinci olüm yıldönümüydu. Öğrencileri piyanist Seher Tan- nyar ile Aydın Karlıbel hocala- nna çok güzel bir armağan sun- dular. Elinde yetiştikleri hoca- ların ruhunu yansıttılar piyano eserlerinde. Nuri İykil (keman), Zeynur Erengönül (keman), Ani tnci (viyola) ve İhsan Kartal'dan (çello) oluşan Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, hocanm 1. Yaylı Çal- gılar Dörtlusü'nü (1935), Aydın Karlıbel "FantezT'sini (1948), Seher Tannyar "Piyano Sona- tı"nı (1936) ve her iki piyanist bestecinin 1969'da bestelediği iki piyano için "12 Preliid ve Füg"den bölümler yorumladık- ları bu konserde sadece Cemal Reşit Rey'in eserlerini topluca dinlemenin zevkini tattnış ol- duk. I Eklebiyat Nobeli yann • STOCKHOLM (AP) — Isveç Edebiyat Akademisi, bu yüın Nobel Edebiyat Ödülü sahibinin yann belli olacağını açıkladı. İsveç Edebiyat Akademisi'nin Stockholm'deki merkezinden Türkiye saatiyle 14.00*16 yapılacak acıklamada, 1990 Nobel Edebiyat ödülü'nün sahibi bütun dünyaya duyurulacak. Dünyanın en önemli odüllerinden sayılan Nobel Edebiyat ödülü'nün bu yılki tutan 700 bin Amerikan Dolan. İFSAK etkinlikleri • Kültür Servisi — tFSAK'ın ekim ayı etkinlikleri kapsamında 11 ekim perşembe günü üyelerle fotograf söyleşisi, 15 ekim pazartesi günü Arif Aşçı'mn "Portreler" saydam gösterisi, 18 ekim perşembe, Mehmet Bayhan'ın "Anşel Adams'ın Bir Fotoğrafı Üzerine" başhkiı söyleşisi ve Kâmil Fırat'ın "Dökümcüler" adlı saydam gösterisi izlenebilecek. Saat 19.00'da başlayacak etkinlikler, derneğin Kumbaracı Yokuşu Kumbaracı Han No: 115 Kat 3'teki Nurettin Erkıhç Salonu'nda yapılacak. 'Agacın Ikrısında' • Kültür Servisi — Bu yıl onuncu yılını kutlayan Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kolu mevsimi Peter Ustinov'un Ağacın Yarısıruia adlı oyunuyla açtı. Sarıyer Halk Eğitim Merkezi'nde her çarşamba 20.30, her pazar 17.30'da sergilenen oyun anne-baba ve çocuklan arasında kuşak farklılıklanndan doğan soruniarı ele alıyor ve 68 kuşağı ile hippi mantığının eleştirisi yapılıyor. Sab?hattin Mutluer'in vönettiği oyunda.Sibel Sayın, Saniye Bayraktaroğlu, Emih Meral, Türkân Çeper, Taner Gundoner, Deniz Selçuk, Ümit Arslan ve Melih Karaman rol aüyorlar. Nuyan'ın kişisel sergisi'-* • Küllür Servisi — "' Nuyan'ın uçuncu kişisel sergisi Sanfa Sanat Galerisi'nde bugün açuyor. Mimar Sinan Üniversitesi Guzel Sanatlar Fakültesi resim bölümü, Prof. Özdemir Altan Atolyesi ve Uyeulama Atölyesi Asım Işler mezunu Nuyan'ın yapıtları, 1985'ten bu yana karma ve kişisel sergilerde yer alıyor. 1987'de Olimpiyat Komitesi'nin "Spor ve Sanat" konulu yanmasmda mansiyon alan sanatçının sergisi 10 kasıma dek açık kalacak. w Hamlet-2 Beş Basar? • Kültür Servisi — Karşı Tiyatro yeni mevsime Hamlet-2 Orjinaline Beş Basar adlı oyunla girecek. Onumuzdeki haftalarda sahnelenecek oyunu Selim İleri yönetiyor. Sam Babreck'in yazdığı oyun Hamlet'in yaşadıklarını gulmece anlayışıyla sahneye getiriyor. Selim Ileri'nin ilk tiyatro yönetmenliği denemesi olacak oyunda Ahmet Uğurlu, Nejdet Mahfi Ayral, Altan Kanndaş, Atilla Yiğit, Gamze Gözalan ve Pelinsu Pir başlıca rolleri paylaşıyorlar. Hamlet-2'nin muziği Coşkun AksePin imzasını taşıyor. Uludoğan'dan sergi • Kültür Servisi — Naim Uludoğan'ın resim sergisi 12 ekim günu Ümit Yasar Sanat Galerisi'nde açıhyor. 1911 İşkodra doğumlu Uludoğan, Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulu'nu bitirdi. ilk resim derslerini ortaokulda ressam Sami Yetik'ten aldı. 1965-80 yıllan arasında 10 kişisel sergi açtı. 1980'li yıllar sonrasuıda yedi kişisel sergi açtı. Uludoğan'ın sergisi 31 ekime dek devam edecek. BUGÜN • Dia gösterisi Celal Deniz'in "Yaşananlar ve Yaşadıklarımız" başlıklı dia gösterisi saat 18.30'da, Ifsak arşivinden seçilen "Kaçkar" konulu dia gösterisi ise saat 19.00'da Otomobil-lş Sendikası'nın Ruhi Su Salonu'nda izlenebilir. (Kırtasiyeci Sk. No: 21 Kadıköy-lstanbul)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle