Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İOEKİM 1990 KÜLTUR-SANAT CUMHURİYET/5
'ünya Satranç Sampiyongsı
Ük oyun berabere
GÜRSEL GÖNCÜ
NEW YORK — Dünya
Satranç Şampiyonası ön-
ceki akşam başladı. Dün-
ya Şampiyonu Sovyet sat-
ranççı Gari Kasparov'un
yurttaşı Anatoli Karpov
karşısında unvanını koru-
maya çalıştığı karşılaşma-
nın ilk oyunu berabere
bitti. 44. Cadde'deki Hud-
son Theatre'da baslayan
ilk oyunda Karpov, Kas-
parov'a karşı beyaz taşlar-
İa oynadı. Karpov'un ve-
zir piyadesi açılışına Ka- SON DURUM
sparov "şah-Hint sa-
vunması"yla karşılık verdi. Taraflar, bu açılışın Saemisch var-
yantını oynadılar. Basın odasında yapılan yorumlarda Kas~
parov'un psikolojik yönden daha iyi hazırlandığı, 13. ham-
İeden sonra iyi bir pozisyon yakaladığı, ancak oyuna tam ola-
rak konsantre olamadığı belirtildi. Kasparov'la Karpov son
10 hamlede karşüıklı zaman sıkışmasına girdiler. Kasparov'un
30. hamlesiyle birlikte yaptığı beraberlik önerisi Karpov ta-
rafından kabul edildi.
1. Oyun / Beyaz: Karpov / Siyah: Kasparov (Şah-Hint sa-
vunması)
1. d4 Af6 2. c4 g6 3. Ac3 Ag7 4. e4 d6 5. f3 0-0 6. Fe3 c6
7. Fd3 a6 8. Age2 b5 9. 0-0 Abd7 10. Kd e5 11. a3 exd4 12.
Axd4 Fb7 13. cxb5 cxb5 14. Kel Ae5 15. Ffl Ke8 16. Ff2 d5
17. exd5 Axd5 18. Axd5 Vxd5 19. a4 Fh6 20. Kal Ac4 21. Axb5
axb5 22. Kxa8 Kxa8 23. Vb3 Fc6 24. Fd3 Ad6 25. Vxd5 Fxd5
26. Axb5 Axb5 27. Fxb5 Fg7 28. b4 Fc3 29. Kdl Fb3 30. Kbl
Fa2
Soprano Steber öldti
• Kültttr Servisi —
194O'lı ve 1950'li yıllarda
ABD'deki Metropolitan,
Operası'nın önde gelen
sopranolarından olan
Eleanor Steber 76
yaşında öldü. Steber, ilk
kez 1940'ta Richard
Strauss'un Güllü Şövalye
operasında Sophie
rolüyle ünlenmiş, sahne
yaşamı boyunca Strauss
ve Mozart
operalarındaki büyük
başanlanyla ününu
pekiştirmişti. 1946'da
Mozart'ın Saraydan Kız
Kaçırma operasmdaki
Constanze roluyle büyük
sükse yapan Steber,
yaünzca Mefropolitan Operası'nda 1940-1966 yıllan
arasırida 33 rolde tam 404 kez sahneye çıkmıştı.
Yunanlı şair Karuzos öldti
• Kültiir Servisi — Yunanistan'ın en önemli çağdaş
şairlerinden Nikos Karuzos, Atina'da öldü. 64 yaşmdaki
şairin, 1961'den bu yana yayımlanmış 14 ciltlik şiiri
bulunuyordu. Adı, Yannis Ritsos ve Odysseus Elytis gibi
Yunanistan'ın en büyük ozanlarıyla birlikte anılan
Karuzos'un son yıUarını yoksulluk içinde geçirdiği ve
yakalandığı kanser sonucu bir hastanede öldüfcü bildirildi.
Ramko resim yanşması
• Kültiir Servisi — Ramko Sanat Merkezi'nin
düzenlediği "Çağdaş Türk Resmi Yanşması"na katılan
230 sanatçının 415 yapıtı dün değerlendirildi. Buna göre
Irfan Okan birincilik, Orhan Benli ikincilik ve Bahar
Kocaman üçüncülük ödülünü kazandı. Haldun Naziker,
Devabil Kara, Sezai özdemir ve Reyhan Kâğıtçı'nın
yapıtlan da mansiyonla ödüllendirildi. Ayrıca Irfan
Okan, Orhan Benli, Bahar Kocaman, Sezai ömer,
Reyhan Kâğıtçı, Mevlüt Akyıldız, Resul Aytemur,
Aydemir Ökmen, Habib Aydoğdu, Aka Günduz
Temur'un bir, Abdurrahman Oztoprak ve Mehpare
Aksoy Yiğit'in iki adet yapıtı sergilenmeye layık görüldü.
Yanşmada birinci gelen yapıt 25 milyon, ikinci gelen
yapıt 15 milyon ve üçüncü gelen yapıt 10 milyon lira ile
ödüllendirildi.
MÜZİKFİLİZAIJ
Onuruna özel bir konser düzenlenen besteci ve eğitmen AhmedAdnan Saygurv
Türban müziğe de yansıyor13 ekim cumartesi
günü saat 20.30'da
Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda
düzenlenecek
A.Adnan Saygun'a
Saygı Özel Konseri'ne
piyanist Idil Biret,
Gülsin Onay, Judith
Uluğ, Serdar Yalçın,
kemancı Ayla
Erduran, Ismail Aşan,
bas Ayhan Baran,
mezzosoprano Işm
Güyer ve Yaylı
Çalgılar Dörtlüsü
katılacak.
LALE FtLOĞLU ~
Atatürk Kültür Merkezi tık-
hm tıkhm... Küçük öksüriıkler
dışında çıt yok. lstanbul Devlet
Senfoni Orkestrası ve solist Ay-
la Erduran, Adnan Saygun'un
Keman Konçertosu'nu seslendır-
mek üzere sahnede... Erduran
biraz ürkek, heyecanlı; yapıtın
bestecisinin salonda, dinleyicileT
arasında olduğunu biliyor. Nite-
kim konçerto sona erip de salo-
nu alkış bastığında sahne ışığı
bu kez Erduran'ın üzerinden
merdivenlere kayıyor ve Say-
gun'un sahneye çıkışını izliyor.
Alkışlann sonu gelmiyor.
Eğitmen, orkestra şefî, ku-
ramcı, yazar ve en önemlisi bes-
teci Ahmed Adnan Saygun, ön-
celikle 55 yılda ürettigi senfoni-
leri, konçertoları, operalan ile
akla geliyor. Ve tabü ki diğer ya-
pıtlannın başansını da geride bı-
rakan Yunus Emre Oratoryo-
su'yla. 1991 yüınm UNESCO ta-
rafından Yunus Emre Yılı ilan
edilmesinden sonra daha da
guncelleşen bu oratoryo, sadece
Turkiye"de Türk sanatçüar tara-
fından değil, yurtdışında ya-
bana müzisyenler tarafından da
yorumlandı.
Adnan Saygun, ulkemizde en
çok yapıtı seslendirilen besteci-
lerimizden biri. Buna karşın hiç
sahnelenmemiş yapıtları ya da
ilk sahnelenişinden sonra yanm
asır bekleyen operalan da var.
Sanatçının konçertoları, Yunus
Emre Oratoryosu ve senfonile-
ri bu açıdan daha şanslı. Seslen-
dirilmemiş yapıtlanndan söz et-
mek istediğimizde "Hangi birin-
den başlasak" diye düşünüyor
Adnan Hoca. Onun için yapıtı-
nın bir iki kezsahnelenipdola-
ba kaldınlması, hiç yorumlan-
maması kadar üzüntü verici ol-
malı: "Bizim memleketimiz ga-
riptir. Bir Urafta 'çağdaş Turk
musikisi vardır-yoktur' tartışma-
lan yapdır. Bir taraftan da cag-
daş musikiye kimse aldınş et-
mez. Bizim opera ve orkestrala-
nmız filan... Benim beş operam
var. Bunlardan birincisi- ki Tur-
kiye'nin ilk opera denemesi ol-
muştur (Özsoy Operasıl- 1934'te
Atalürk'ün istegiyle yaptıgım bu
opera 1984e kadar hiç naürian-
mamıştır. Aradan 50 yü geçtik-
YUNUS'UN HER SÖZİÎNDE AŞK VAR — Yunus Emre Oratoryosu'nun bestecisi Ahmed Adnan Saygun, "Yunus Emre'nin her
sozünde aşk vardır" diyor. "Sevgi belki bir btopya, ama buzunı ancak sevgi verir." (Fotograf: Yıldız Üçok)
ten sonra operanın 50. kunıluş
yılında sahnelenmiştir. Yine
Atatürk'ün arzusuyla yazdığım
bir perdelik 'Taş Bebek'
1934'ten bu yana biç sahnelen-
memistir. 'Kerem', 1953'te tem-
sil edilmiş, o taribten bu yana ilk
kez bu yil ele alınacak 'Körog-
lu) 1973'te temsil edilmiştir, o
tarihten bu yana uykuda.
'Gılgamış' -ki tam lirik dram
defUdir- tamamen kendi anlayı-
şıma göre yazdığım baJe, konıış-
ma, koro, kısmen opera kanşı-
mı bir çalışma. O daha hiç or-
taya çıkmamıştır."
Saygun, biraz gerilere döndü-
ğünde, yapıtlarının ilk çahnışla-
Kerem Operası'nı sahneleyecek).
Moskova Devlet Senfoni Orkest-
rası çok iyiydi, ama şef de tama-
mıyla beni kavraınış bir insan.
Aym senfoniyi yine yurtdışında
bâşka şeflerin yönetiminde din-
ledim. Aym şeyi göremedim.
Eserin havasına girebilmek,
renkleri tahlil etmek, dengeyi
saglamak çok önemlL Aynca siz
yazarken birinci kemanla 16 ta-
ne olacak diye diişünürsüniiz.
Karşınıza 8 tane çıkar. Bu da
eserin dengesini bozar."
1930'larda Ankara Musiki
Muallim Mektebi'nde, daha
sonra da lstanbul Belediyesi
Konservatuvarı'nda eğitmenlik
inkflr edebilir? Büyük eserler
vermişler, ama o çağın eserleri.
Çağ degişmiş Batı'da da degisi-
yor. 'Değişecek, ama eskiye ba-
ğımlı olarak değişsin' diyorlar.
Balun edebiyat fakültelerine, il-
laki divan edebiyatımız yapılsın
diye lutturan var mı? Ögretilir,
ama bugünün edebiyatı ola-
maz."
1930'da Halkevlerinin de-
netçisi olan ve Türk folklorunun
çalgılannı, ezgilerini araştıran
Saygun, Anadolu'da halk ezgi-
lerinî araştıran besteci Bda Bar-
tok'a da (1881-1945) yardım et-
mişti. Yapıtlarında Türk motif-
lerini kullanan ve halk ezgilerin-
**Siz gayri millisiniz, biz milliyiz tartışmalan artık dünyanın hiçbir
yerinde yapılmıyor. Bu, Tanzimat kafasıdır. Hem Avrupah hem
Osmanlı olsun istiyorlar. Buna insanlar bağlanmışlar, ama devletin
bağlanması daha da tehlikeli."
rının da hep kişisel ısrarlar, gi-
rişimler sonunda gerçekleştiğini
vurguluyor.
Adnan Saygun'dan kendisini
coşturan ve hayal kmklığına uğ-
ratan yorumlardan örnekler ver-
mesini istiyoruz.
"Yunus Emre Oratoo'osu'nun
ABD'deki icrasını Stokowski yö-
netmişti. Onunla birçok defa
göruştük, duşünduklerimi söy-
ledim. O da vaptı, ama sahne-
de biraz daha farklı seyler yaptı
ve iyi de oldu. Tatmin etmişti
beni. Diğer bir örnek, üçüncü
senfonimin Fedor Gluştenko ta-
rafından vonefilmesi. (Gluşten-
ko bu yıl Türkiye'de Saygun'un
yapan Saygun, temel müzik bil-
gileri ve kuramlan üzerine eğit-
sel kitaplar da yazdı. Saygun'un
bugün de halen MSÜ'ye bağh
Devlet Konservatuvan'nda öğ-
rencileri var. Sözü ülkemizdeki
müzik politikalanna, yeni acûan
konservatuvarlara getiriyoruz.
"Asd mesele bizde ikiliğin
mevcut olması. Bir Türk Musi-
kisi Konservatuvan vardır. Peki,
öteki konservatuvar nedir? Gâ-
vur konservatuvan mı? 1982'de
Kültür Şûrası'nda 'Yazdıgm 'Yu-
nus Emre' dahi Batı musikisidir'
diye bağırdılar bana. Eski mu-
sikimiz ve yeni anlayışımız iki-
lik yaratıyor. Eski eserleri kim
den esinlenen Saygun, Kultur
BakanlığYnın bir ara "Hem milH
olsun hem Batılı olsun" şeklin-
deki bestelerin yapılmasım iste-
mesi üzerine neler düşünüyor?
"Müzikte siz gayri millisiniz,
biz milliyiz tartışmalan dünya-
nın hiçbir yerinde yapılmıyor.
Bu tam Tanzimat kafasıdır.
Hem Avrupalı hem Osmanlı ol-
sun istiyorlar. Buna insanlar
bağlanmışlar, ama devletin bağ-
lanması daha da tehlikeli. Tele-
.vizyon, radyo, Anadolu'yu sar-
mış kemiriyor. Bugün derleme
yapmaya gittigimizde halk tür-
külerimizi bulamıyomz. Insan-
lar artık televizyondan öğren-
dikleri gibi kendi türkülerini
söylüyorlar. Ne yazık ki bizde
gercekleri gönnek suretiyk tes-
pit edilmiş bir politika yok. Bir
yandan Milli Eğitim Bakanı Av-
ni Akyol çok takdir ettiğim bir
şey yapıyor, sanat liseleri açıyor.
Sonra bir bakıyorsun, Devlet
Türk Musikisi Korosu falan bir
yığın birim açılmış. Bunlar bi-
zim adımlarımızı geri çekmek
içindir. Turbanın müzikteki ce-
vabıdır. Fizikleki boş kaplar ka-
nunu gibi. Gerçek egitim olma-
yınca yerini imam hatip liseleri,
Kuran kurslan doldunıyor. Ve
yann bunlar devletin idaresini
ellerine alacaklar. Sanat tek ba-
şına mevcut değildir. Bütün
bunlaria biriiktedir."
1991 >ılı UNESCO tarafından
Yunus Emre Yılı .lan edildi.
1947'de Paris'te Fransızca ola-
rak, 1958'de New York'U Ingi-
lizce olarak seslendirilen Yunus
Emre Oratoryosu bu yıl da
CSO'nun konser programında
yer alıyor. Adnan Saygun için
Yunus Emre ne arJama geliyor?
"Benim bütün yaztianmdü'en
genç zamanımdan bugüne ka-
dar sevgi hâkim olmuştur. Bu
sevgi belki bir utopya, ama hu-
zuru ancak sevgi verir, getirir.
Beethoven'in 9. Senfonisi de sev-
giyle yapümıştır. Benim işimin
düstunı, >olu sevgidir. Ben ken-
dimi gerçek sevgiye adadım. Yu-
nus Emre de bunu soyleyen bir
insan oldugu için ona bağlan-
dım. Söylediği ber sözde aşk
vardın Tann aşkı mı, yoksa baş-
ka aşk mı, insan aşkıyla Tann
aşkı bir mi?"
lstanbul müzik
mevsimini açtıGeçen hafta Devlet Opera ve Balesi mevsimi
'Carmina Burana'yla açtı. Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nun yeni sezonu tngiliz Opera
Topluluğu ile açıldı. lstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası da hafta sonu konserlerine şef
Schwinck yönetiminde başladı.
Bu mevsim İDSO'nun Genel
Müzik Direlnörü fstanbullu
müzdkseverlerin yakından tanı-
dığı Alman şef Alexander
Devlet. Opera ve Balesi Aya
trini'de Carmina Burana ile Ce-
mal Reşit Rey Konser Salonu,
Ingiliz Opera Tophıhığu'nun iki
değişik konseriyle, tstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası da
olağan hafta sonu konserleriy-
le 1990-91 konser mevsimini aç-
tılar geçen hafta.
Schwinck.
Açılış konserinin solisti Rus
asıllı piyanist Boris Bloch'tu.
Bloch, Çaykovski Konservatu-
van'nda Dimitri Başkirov ile ça-
İlk kez yayımlanan
BELGELERLE . ..
Serüven romanı gibi kitap :
SES DUVARINDAKİ GENERALLER
BETÜL UNCULAR, Türkiye için hâlâ önemini
koruyan bir olayın perde arkasını yazdı: Lock-
heed Skandalı.
İLHAN SELÇUK, kitaptaki sunuş yazısında bu
olayın "özündeki ve odağındaki suçu rüşvet
oluşturuyor. Lockheed Türkiye'de rüşvet da-
ğıtmış mıdır?.. Kitabın bir serüven romanı gi-
bi okunuvermesi Uncular'ın meslekteki usta-
lığını vurguluyor, ama okuduğunuz roman
değil, gerçeğin ta kendisi" dıyor.
BİLGİ YAYINEVİ
• Ederı kadar posta ya da damga pulu göndererek ısteyebilırsı-
nız.
• Kitapçılara % 25 indırimli odemelı gonderılir.
BİLGİ YAYINEVİ, Meşrutıyet Cad. 46/A-06420 Ankara
Tel: 131 81 22-131 16 65 Telefax: 131 77 58
BILGİ DAĞITIM, Babıâli Cad. 19/2-34360 Cağaloğlu - lstanbul
Tel: 522 52 01-526 70 97 Telefax: 527 41 19
lışmış ve Başkirov gibi Malinin,
Dorenski, Vlasenko, Rııdolf
Kerer gibi hocalann hâlâ yaşat-
makta oldukları Rus piyano
ekolünün mimarlanmn gelene-
ğini sürdüren bir piyanist. Rus
piyano ekolünde çalgıdan yo-
ğun ve dolgun ses elde edebil-
mek çok önemli. Parmaklann,
el ve kolların ağırlığını dengele-
mekteki ustalık daima ön plan-
da. Tabü bunlara ek olarak tu-
şeye, berraklığa ve derinliğe bi-
rinci derecede önem veriliyor bu
ekolde.
Boris Bloch, Çaykovski'nin
Op. 23 No:l, si bemol minör pi-
yano konçertosunu işte bu özel-
likleri büyük bir ustalıkla sergi-
leyerek yorumladı. Alkışlann
ardından dinleyiciye sunduğu
Mozart'ın "Alla Turca" sona-
tının Rondo bölümü ile yani
"Tiirk Marşı" ile hem guzel bir
jest yaptı sanatçı, hem de Çay-
kovski ile yoğunlaşan duygu or-
tamını sakinleştirdi bir ölçüde.
Alkışlar yine de dinmeyince,
Paganini/Liszt'in "La Campa-
nella"sı ile muzikseverlere son
bir armağan sunmuş oldu.
İDSO'nun açılış programında
Cemal Reşit Rey anılarak, bes-
tecinin "Enstantaneler" adlı beş
bölumlu orkestra eseri yorum-
landı önce. Konçertonun yom-
mundan sonra konserin ikinci
yansında Dvorak'ın Op. 70,
No: 1, re minör Senfonisi yer ab-
yordu. lstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası'nın açılış konseri ne-
reden bakarsanız bakın doyuru-
cu, iyi çalışıldığı belli, güzel yo-
rumlanmış bir konserdi. Uma-
nm bu hızla mevsimi aym tem
po ve düzeyde sürdürmeyi ba-
şarırlar.
Cemal Reşit Rey Konser Sa-
lonu ise mevsimi 1-2 Ekim 1990
akşamları İngiliz Opera Toplu-
luğu'nun iki konseri ile açtı.
Topluluğun yöneticisi soprano
AYA İRİNt'DE — Carl Orfftan "Carmina Burana."
Barbara Segal.becerikli bir iş
kadını olmanın yam sıra icabın-
da bülbül gibi şakıyan, tiz ko-
loraturlarda gayet rahat at koş-
turan, ancak "Barbie Doll" gö-
rünümü ile ilk başta dinleyiciyi
biraz şaşırtan ama sevimliliği ile
gönülleri çelen bir kişiydi.
Topluluğun öteki üyeleri ara-
sında, özellikle mezzo-soprano
Kathleen McKelar-Ferguson,
hem sesinin gürlüğü, hem ses to-
nunun kalitesi, hem de yorum
stillerinde gösterdiği duyarlık ve
bilgi ile hemen fark atıyordu ar-
kadaşlanna.
7 ekim Cemal Reşit Rey'in
beşinci olüm yıldönümüydu.
Öğrencileri piyanist Seher Tan-
nyar ile Aydın Karlıbel hocala-
nna çok güzel bir armağan sun-
dular. Elinde yetiştikleri hoca-
ların ruhunu yansıttılar piyano
eserlerinde.
Nuri İykil (keman), Zeynur
Erengönül (keman), Ani tnci
(viyola) ve İhsan Kartal'dan
(çello) oluşan Yaylı Çalgılar
Dörtlüsü, hocanm 1. Yaylı Çal-
gılar Dörtlusü'nü (1935), Aydın
Karlıbel "FantezT'sini (1948),
Seher Tannyar "Piyano Sona-
tı"nı (1936) ve her iki piyanist
bestecinin 1969'da bestelediği
iki piyano için "12 Preliid ve
Füg"den bölümler yorumladık-
ları bu konserde sadece Cemal
Reşit Rey'in eserlerini topluca
dinlemenin zevkini tattnış ol-
duk.
I
Eklebiyat
Nobeli yann
• STOCKHOLM (AP) —
Isveç Edebiyat Akademisi,
bu yüın Nobel Edebiyat
Ödülü sahibinin yann belli
olacağını açıkladı. İsveç
Edebiyat Akademisi'nin
Stockholm'deki
merkezinden Türkiye
saatiyle 14.00*16 yapılacak
acıklamada, 1990 Nobel
Edebiyat ödülü'nün sahibi
bütun dünyaya
duyurulacak. Dünyanın en
önemli odüllerinden sayılan
Nobel Edebiyat ödülü'nün
bu yılki tutan 700 bin
Amerikan Dolan.
İFSAK
etkinlikleri
• Kültür Servisi —
tFSAK'ın ekim ayı
etkinlikleri kapsamında 11
ekim perşembe günü
üyelerle fotograf söyleşisi,
15 ekim pazartesi günü
Arif Aşçı'mn "Portreler"
saydam gösterisi, 18 ekim
perşembe, Mehmet
Bayhan'ın "Anşel Adams'ın
Bir Fotoğrafı Üzerine"
başhkiı söyleşisi ve Kâmil
Fırat'ın "Dökümcüler" adlı
saydam gösterisi
izlenebilecek. Saat 19.00'da
başlayacak etkinlikler,
derneğin Kumbaracı Yokuşu
Kumbaracı Han No: 115
Kat 3'teki Nurettin Erkıhç
Salonu'nda yapılacak.
'Agacın
Ikrısında'
• Kültür Servisi — Bu yıl
onuncu yılını kutlayan
Sarıyer Halk Eğitim
Merkezi Tiyatro Kolu
mevsimi Peter Ustinov'un
Ağacın Yarısıruia adlı
oyunuyla açtı. Sarıyer Halk
Eğitim Merkezi'nde her
çarşamba 20.30, her pazar
17.30'da sergilenen oyun
anne-baba ve çocuklan
arasında kuşak
farklılıklanndan doğan
soruniarı ele alıyor ve 68
kuşağı ile hippi mantığının
eleştirisi yapılıyor.
Sab?hattin Mutluer'in
vönettiği oyunda.Sibel
Sayın, Saniye
Bayraktaroğlu, Emih Meral,
Türkân Çeper, Taner
Gundoner, Deniz Selçuk,
Ümit Arslan ve Melih
Karaman rol aüyorlar.
Nuyan'ın
kişisel sergisi'-*
• Küllür Servisi — "'
Nuyan'ın uçuncu kişisel
sergisi Sanfa Sanat
Galerisi'nde bugün
açuyor. Mimar Sinan
Üniversitesi Guzel Sanatlar
Fakültesi resim bölümü,
Prof. Özdemir Altan
Atolyesi ve Uyeulama
Atölyesi Asım Işler mezunu
Nuyan'ın yapıtları, 1985'ten
bu yana karma ve kişisel
sergilerde yer alıyor. 1987'de
Olimpiyat Komitesi'nin
"Spor ve Sanat" konulu
yanmasmda mansiyon alan
sanatçının sergisi 10 kasıma
dek açık kalacak.
w
Hamlet-2 Beş
Basar?
• Kültür Servisi — Karşı
Tiyatro yeni mevsime
Hamlet-2 Orjinaline Beş
Basar adlı oyunla girecek.
Onumuzdeki haftalarda
sahnelenecek oyunu Selim
İleri yönetiyor. Sam
Babreck'in yazdığı oyun
Hamlet'in yaşadıklarını
gulmece anlayışıyla sahneye
getiriyor. Selim Ileri'nin ilk
tiyatro yönetmenliği
denemesi olacak oyunda
Ahmet Uğurlu, Nejdet
Mahfi Ayral, Altan
Kanndaş, Atilla Yiğit,
Gamze Gözalan ve Pelinsu
Pir başlıca rolleri
paylaşıyorlar. Hamlet-2'nin
muziği Coşkun AksePin
imzasını taşıyor.
Uludoğan'dan
sergi
• Kültür Servisi — Naim
Uludoğan'ın resim sergisi 12
ekim günu Ümit Yasar
Sanat Galerisi'nde açıhyor.
1911 İşkodra doğumlu
Uludoğan, Kuleli Askeri
Lisesi ve Kara Harp
Okulu'nu bitirdi. ilk resim
derslerini ortaokulda
ressam Sami Yetik'ten aldı.
1965-80 yıllan arasında 10
kişisel sergi açtı. 1980'li
yıllar sonrasuıda yedi kişisel
sergi açtı. Uludoğan'ın
sergisi 31 ekime dek devam
edecek.
BUGÜN
• Dia gösterisi
Celal Deniz'in "Yaşananlar
ve Yaşadıklarımız" başlıklı
dia gösterisi saat 18.30'da,
Ifsak arşivinden seçilen
"Kaçkar" konulu dia
gösterisi ise saat 19.00'da
Otomobil-lş Sendikası'nın
Ruhi Su Salonu'nda
izlenebilir. (Kırtasiyeci Sk.
No: 21 Kadıköy-lstanbul)