02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhurîyet Sahıbı Cumhurıvel Malbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonıın Şırkelı adına \adir \adi 0 Gcncl Yayın Müdtınl H i u ı CtmM. Munseu Muduru. CmttK Ljakhgıl. Vazı IJICTI Muduru Otay Coanuu. 0 Haber Merkezı Muduru N«kı» B«5Tr, Sayfa Duzcnı Yöneımenı Alı Acw 0 Trmsılaler 4NKARA Ahnrl Tan, İZMİR Hikwl Çrtinki>m, ADANA Ç«in Yi|enotla I, PoMıka Crtıl M*r-rt D« Habeıta L>(aa fek, Ekonomı Cnfu Tarfcu, I; Scndık. *akna bmcı. kjıllur trtal l «rr. Isunfcul »0>ut knruh, Bail«j> N«*» NMı Amn -r ra/m Cumhun)tt Mnbualılc -» Gueteolık TAŞ. TUrt Oca(ı Cad Habcılen bnal b<ak. E|aım Onaa Şayka. Haber Arasıfm» hmt\ InLaa. Yun Hatekıı \«tM Dofu. Spot Danısmanı Oku> « U d . U g i b o . H l » ! '4334 ist PK 24« Uunbul T<rı 512 0! 05 120 hat). Tde» 2224«. Fıı (I) 52* 60 72 0 \M><kıdır Yautaaa. Dııı Yazıljr I m Çd«ku. 4rastımu S"»*« «n> Dıutllmc AUdıl IUKI 0 Koordınaıor Atm b n b n trmal. HauKI Çrtukns. Okn «urofo/- AatM: Zı»a GOkalp Bl> Inkıtap S. No 19 '4. Trt 13] 11 41-47. Tder 42344. Hx: (4) 133 0 MaJı I5 K- Enl Eıtal 0 MtılusctK Balnıl ltaeı 0 Bui(C PUnlana Sty^ Osaaabq«>tlı # RcUa-r An> Tofm 0 Ek Goa«w l ».t I h n llkaı 0! 65 0 lıafr- H Zıya Blv 1352 S 2/3. feL 13 12 30. Tsta 523i», Fls: (51) 19 53 «0 Va)inlar Hıl» *k.ol 0 Idare N « r > Oant 0 l;l«-™ Onkr Çrttt 0 B.ip-lücm N.J Inl 0 Pmonc! Sotı Bosınaotfa . Srio4. Alı Sinara. tkan l u 0 Adsıu İMnO Cal I»S No I Kıt I. Ttl 19 37 52 (4 hat). Tstar 62155. Fu (71) 19 23 71 TAKVİM: 10 EKİM 1990 Imsak: 4.38 Güneş: 6.02 Öğle: 11.56 lkindi: 15.05 Akşam: 17.40 Yatsı: 18.59 38 bin kişi öğretmen ol mak için yarışacak 14 ekimde yapılacak "öğretmenlik için mecburi yanşma ve yerleştirme smavı" sonucu 69 dalda 11 bin 600 öğretmen belirlenecek. Egitim Servisi — Mffli Eği- tim Bakanlığı'na bağlı ilk ve orta dereceli okullar ile yaygın eğitim kunımlannın öğretmen ihtiyacmı karşılamak uzere 14 ekim tarihinde yapılacak "öğ- reünenlik için mecburi yanşma vc yerleştirme smavı" sonucu, 69 dalda 11 bin 600 öğretmen aunacak. öğretmen olabümek için 4 yıl süreli öğrenim görme- lerine karşın bunun yeterli gö- rülmediğinden yakınan bazı öğretmen adaylan, bu sınavın bilgiyi ölçmeye yönelik olma- dığı görüşünu savundular. öğretmenlik görevine ilk de- fa atanacak olanlar, daha ön- ce öğretmenlik yapmış olup bu görevinden stajyerliği kalkma- dan aynlanlar ve özel öğretim kurumlarında stajyer öğret- men olarak çalışanlar ile bu kurumlarda öğretmenlik açı- sından stajyerliği kaldınlmış olmakla birlikte ilk defa dev- let memurluğuna atanacak olanlann girmeleri gereken sı- nava 38 bin 530 kişi katılacak. Bu yıl ilk defa Anadolu Li- seleri'ne de sınav sonucuna gö- re öğretmen atanacak. Mate- matik, kimya, fızik ve biyolo- ji dallannda isteyen adaylar için tngilizce ve Almanca sına- vı yapılacak. Yabancı dil sına- vında da başanlı olan adaylar, Anadolu Liseleri'ne atanacak- lar. 2 bin 400 öğretmen de açıktan atama ve kurumlara- rası nakil yoluyla alınacak. Bu arada 3 yıldır girmesine karşın sınavı kazanamayan V.E. adb lstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi mezunu bir öğ- retmen adayı, öğretmen olabil- mek için 4 yıl eğitim ve öğre- nim gördüklerini, diploma al- dıklannı ama sonuçta öğret- men olamadıklannı söyledi. Sınavın yapümaması gerek- tiğini belirten V.E.'nin bu ko- nudaki görüş ve önerileri şöy- le: "4 yıHık bir öğrenim, 3.5 sa- BÜik tesl usulü bir sınavla öl- çülemcz. tstanbul İ'niversite- si Edebiyat Fakültesi Coğraf- ya Bölümii'au bitirmiş ve ko- nusnyla ilgili doktora yapmış bir öğretmen adayı tanıyonım. 5 yıldır sınava giriyor ve kaza- namıyor. Okulumuzu bitirin- ce öğretmen olalım demiyonız. Bizi stajyer öğretmen olarak gofevlendirsinler, başanlı olur- sak kadrolu öğretmen yapsın- lar, başanlı bulmazlarsa ken- dimize başka bir mesiek ara- nı." Ter kokusunıın 'suçhısu' bulundu Le Monde gazetesinin ver- diği habere göre araştırma- lar tere kötü kokuyu veren maddenin "hexenoik asit" olduğunu gösterdi. Dts Haberler Servisi — Çev- reyi rahatsız edip kişiyi güç du- rumda bırakan ter kokusunun formülü bulundu. Le Monde gazetesinin New York Times'tanaktararak ver- diği habere göre Amerika Phi- ladelphia'da kurulu Monell Chemical Center'dan doktor George Preti ve arkadaşlan ta- rafından yapılan bir arastırma insan vücudunun yaydığı en tatsız kokulardan biri olan koltuk altı ter kokusunun suç- lusunu belirledi. Bu arastırmaya katılan altı erkek gönüllüye merkeze gel- meden önce bir hafta yıkan- mamalan ve deodoran kullan- mamaları söylendi. Bu kişiler btından sonraki 15 günü araş- tırma merkezinde temizlikleri- ni sadece kokusuz bir sabunla yaparak ve koltuklannın altın- da pamuk yastıkçılar taşıyarak gecirdiler. Bu yastıkçıklar bi- limsel incelemeye geçilmeden önce ağzı kapalı şekilde soğuk- ta saklandılar. Daha sonra ya- pılan incelemelerle ilk kez in- san teri bileşkenlerine aynldı. Preti ve ekibi bir dizi deney- sel yaklaşım ve mantıksal çı- karsamalarla formulü oluştu- ran maddelerden hormonal (testosteron türevi) kökenli olup her zaman kötü kokular- dan sorumlu tutulanları eledi- ler. Araştmnalar tere kötü ko- kuyu veren maddenin hormo- nal kökenli olmadığım ve suç- lunun 'hexenoik asit' olduğu- nu gösterdi. Yüzlerce kimyasal bileşken içinden aynştınlan bu asitin bir gövde salgısı olmaktan öte, koltuk altlannda her zaman yoğun olarak bulunan bakteri florasının doğal bileşkenleri- nin bozulması sonucu oluştu- ğu belirlendi. Sevmeyi bilmîyoruzSERPtL GÜNDÜZ Türkiye'de yaşayan insanlar olarak genel ruh sağlığımız na- sıl? Mutlu olmasını biliyor mu- yuz? En çok nelerden hoslanıyor ve nelerden korkuyoruz? öteki toplumlardan farklı ka- rakter özelliklerimiz var mı? Bu soruların yanıtını aramak için yola çıkıldığında gözlemler ve araştırmalar, ruhsal yanımı- zı hiç değerlendirmediğimizi gösteriyor. Mutluluğumuzun ve sıkıntüanmızın farkında değiliz. Birtakım hayat olaylarının bizi nasıl etkilediğinin hesabını yap- mıyoruz. özeUikle Türk kadını iç psi- kolojik çatışmalarını, aile içi mutsuzluklarını kendi mutsuz- luğunu konuşmaktan, duygu ve düşüncesini bir başkasıyla pay- lasmaktan çok, kendi içinde iş- lemeyeözengösteriyor.Yani ruh- sal sorunlarını bedenine yansı- tıyor, bedenselleşnriyor. Sonuç: Baş ağrısı ve uyuşma... Ciddi cinsel problemlerimiz var. Bir başkasının desteğini ve yardımını istemiyoruz. Genel V ğ Bakırköy Ruh ve Sinir f Hastalıkları Hastanesi'nden Doç.Dr. Arif Verimli'ye göre birisi Seni seviyorum' dediği zaman bile sıkılıyoruz, ama sevilmekten hoslanıyor, onore edilmek istiyoruz. Ciddi cinsel problemlerimiz var. / Rahatı çok seviyoruz. /Ayaklanmızı uzatıp yatmayı ^^mutluluk sayıyoruz. Çok çalışmadan Tkazanmak istiyoruz. Hiç çaba göstermeden birileri bize bunları versin diye bekliyoruz.Yaşlanmaktan ve bakacak birini bulamamaktan korkuyoruz. hastanelere başvuranlann yüzde 40'ını psikolojik sorunlu insan- lar oluşturuyor. En çok yaşLlık endisesi duyu- yoruz. Sevilmekten hoslanıyor, ama sevmeyi bilmiyoruz. Sevdiğimi- zi söyleyemiyonız. "Ben seni seviyorum" diyemiyor, birisi, "seni seviyorum" dediği zaman sıkılsak bile biraz ferahlık duyu- yoruz. Rahatı seviyor, ayaklanmızı uzatıp yatmayı mutluluk sayıyo- ruz. Çok çalışmadan kazanmak istiyor, sorunlanmızı da kendi- miz çözmekten çok birileri çöz- sün diye bekliyoruz. Toplumumuzun en az beşte birinin psikiyatrik desteğe ge- reksinimi var. 55 milyonluk nü- fusun 2-2.5 milyonunun zaman zaman da olsa yataklı bir teda- vi kurumunda tedavi olması ge- rekiyor. Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta- üklan Hastanesi'nde psikiyatrist Doç. Dr. Arif Verimli ile, "ruh sağltğımız nasıl" sorusundan yola çıkarak yaptığunız görüş- mede çıkan genel sonuçlar bun- lar. Doç. Verimli, "Türk toplu- munun ruh sağlığı dendiği za- man konuşulacak şe>lerin göz- lem sonucu olduğunu belirtmek gerekir" derken, bu konuda bi- limsel veriler alabilmek için ul- kemizde yapılan çalışmaların çok az olduğuna dikkat çekiyor. Gelişmis Batı ülkeleri ya da sanayileşmiş ülkelerin uğraştığı ruhsal sonınlar başka, bizim uğ- raştıklarırmz bir başka yoğun- pazartesi günü Milano'da, nnlü modacılar 1991 ilkba- g | , a r / > a z hazır giyim koleksiyonlarını sergilediler. Byblos'un par- lak renkVer, streç pantolonlar, geniş hasır şapkalardan oluşan koleksiyonuyla büyuk ilgi topladı- ğı defilelere Mila Schon dnsellik çagrıştıran dekolte bluzlar, renkli ceketlere uygun eşarplar ve mini eteklerle katıldı. Krizia'nın incilerk süslü beyaz ipek gece elbiseleri de dikkati çeken giysiler arasındaydı. Fotoğrafta Krizia'nın sıcak bir yaz için hazırladığı kıyafet gorülüyor. Krem rengi bir ceketin altına giyilen şeffaf siyah bluzdan oluşan takım, önümüzdeki yaz modasının oldukça çarpıcı olacağını şimdiden müjdeliyor. (Fotoğraf: AP) lukta diyen Doç. Verimli'ye gö- re, Türkiye'de her yüz kişiden bi- rinin şizofreni olduğunu söyle- mek mümkün. Akıl hastalığı anlamında zelcâ gerüiklerini de sayarsak yatınlarak tedavisi ge- reken nüfusun sayısı yüzde 4'ü buluyor. Yani 55 milyonluk bir ülkede 2-2.5 milyonluk bir nü- fusun zaman zaman da olsa ya- taklı bir tedavi kurumunda te- davi görmesi gerekiyor. Buna yatınlarak tedavisi gerekmeyen nevrotik bozukluklar, stresle il- gili sonınlar ve psikosomatik türden rahatsızlıklar, kişilik bo- zukluklannı da kattığımız za- man, bir üniversitenin çaüşma- sından yola çıkarak psikiyatrik yardıma gereksinim gösteren nü- fusun yaklaşık yüzde 2O'ye ya- kın olduğunu söylemek müm- kün. Doç. Verimli, Türkiye'de eği- tılmemiş anne baba, genel sağ- llk tedbirlerinin çok yeterli ol- mayışı, bilgisizlik, bakımsızlık ve beslenme bozukluğu yuzün- den beyni zedeleyen hastalıkla- nn çok görüldüğünü belirtirken diğer ülkelere göre beyin sakat- hklannın bizde birazcık fazla ol- duğunu öne sürüyor. Psikiyatrik hizmetlere aynlan yatak sayısmın Mısu-, Fas ve Ce- zayir'in bile altında olduğunu dile getiren Doç. Verimli, "Bizûn Türkiye'de toplam 7 bin yatağı- mız var. 6 milyon nüfuslu Isveç- te psikiyatrik hizmetlere ayrdnuş yatak sayısı 26 bin. En az 30 bin yatağa ulaşmamız gerekir" di- yor. Doç. Arif Verimli'nin gözlem- Koruma alanları genişletiliyor Başbakanlık Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı Mustafa Keten, 30 kasıma kadar özel çevre koruma alanı ilan edilebilecek yerlerin saptanacağını, daha sonra kesin karar verileceğini söyledi. MUSTAFA BALBAY ANKARA — özel çevre ko- ruma alanlan genişletiliyor. 30 kasıma kadar bütün bölgelerde "özel koruma alanı" ilan edile- bilecek yerler saptanacak, daha sonra uygun bulunanlar bu sta- tüye kavuşturulacak. Başbakanlık Özel Çevre Ko- nıma Kurumu Başkanı Musta- fa Keten, bu konuda valiliklere ve yerel yönetimlerle birlikte ha- reket edeceklenni, onlardan ge- len önerilerin dikkate aiınacağı- m söyledi. Bir yerin özel çevre koruma alanı olarak ilan edilebilmesi için aşağıdaki koşuUardan en azmdan uçüne uygun olması ge- rekecek: • Arkeolojik açıdan değer ta- şıması, önemli bir savaşa sahne olması, kutsal yerler ya da tari- hi mezarlıklar gibi ülkemizin ta- rihi, arkeolojik ve kûltur zengin- liğini yansıtması. • Türizra ve yaban hayatının gelişmesine katkıda bulunacak özelliklere sahip olması. • Yangın, madencilik ve zirai faaliyetler gibi nedenlerle biyo- lojik yapısı bozuhnamış olması. Biyolojik zenginliklere sahip olması. • Kara parçası ile akarsu ve göl gibi sulak kısımlarıyla bir- likte jeomorfolojik ve ekolojik bakımdan bir bütünlük içinde kalabilecek olması. Genişliğinin de en az 300 hektan bulması. • Yerleşim bölgeleri dışında kalması ve uzun vadede böyle bir yerleşime uygun olmaması. Valilikler araahğıyla tüm il- lerde duyurulan bu girişim so- nunda önerilen yerler 30 kasım- dan itibaren değerlendirmeye alınacak. Çevrenin paıiisi olmaz Keten, kurum olarak "koruma" işlevini tek başlanna yerine getirmenin mumkün ol- madığını söyledi. Merkezi yöne- tim, valilikler ve belediyelerin ortaklaşa hareket etmesi gerek- tiğini belirten Keten, şöyle dedi: "Çevrenin partisi olmaz. Ko- ruma alanı içinde kalan yerel bi- rimlerde belediye başkanı han- gi partiden olursa olsun faaliye- timizi eşit sürtJürüyorar. Biz mevcut koruma alarlanndaki çalışmalanmızın >anı sıra yeni alanlann tespitini de sağlayaca- ğız. Koruma kriterlerinin tam olarak tespit edilmesi için geniş çaplı bir envanter çalışmasına ihtiyaç var." Halen Köyceğiz-Dalyan, Gö- kova ve Fethiye'nin bir bolümü ile Patara, Kekova ve Göksu deltalan özel koruma alanı çer- çevesinde bulunuyor. Kurum Başkanlığı bu bölgelerde imar planı çalışmalannın bir bölümü- nü tamamladı. Kekova, Patara ve Göksu'da ise henüz "dunım tespit" çalışması yapılıyor. Bu alanlarda daha önce su basma- nına kadar olan bölümü bitmiş inşaatlann devamına izin verili- yor, diğer inşaat faaliyetleri ve projeler ise iptal edildi. Öte yandan Izmir büromuzun haberine göre turizmi ateşe ben- zeten ODTÜ'den Prof. Enlal Özhan, "Bu ateşi dogru kulla- nırsamz, onunla yemek pişirebi- lirsiniz. Eger dogru kullanmaz- sanız evinizi yakarsımz" dedi. Deniz kaplumbağalanyla birden dünya çapında üne kavuşan Dalyan'da bugüne kadar ciddi hiçbir koruma önleminin alın- madığını belirten Prof. özhan, Dalyan'ın çok "kritik bir noktada" bulunduğunu söyledi. Dalyan olayı ile birlikte Tür- kiye'de ilk kez "ekolojik turizm", "Yumuşak turizm", "Nitelikli turizm" ve benzeri adlarla anı- lan kitle turizmine alternatif tür- lerden söz edilmeye başlandığı- nı belirten Prof. özhan şunlan söyledi: • "Dalyan. Türkiye'de devlet ta- rafından y üriitülen turizm geliş- mesinin, ekolojik özelliklere za- rar vereceği nedeniyie ilk kez sorgulandıgı önemli bir örnek- tir." Dalyan'a bugüne dek özel çevre koruma bölgeleri başkan- lığı tarafından daha çok imar açısından yaklaşıldığım buna rağmen bölgedeki yatak sayısı- nın gelen turist sayısıyla birlik- te hızla arttığııu vurgulayan Prof. özhan, Dalyan'da doğal çevrenin korunması için bugüne dek hiçbir ciddi önlemin alın- madığmı söyledi. Ierine göre psikolojik dünyamı- zı hiç değerlendirmiyoruz. Dü- şünüyoruz, konuşuyoruz, üzülü- yoruz, seviniyoruz, mutlu oluyo- ruz, ama bunlann farkında bi- le değiliz. Hayat olaylanmn bi- zi nasıl etkilediğini fark etmiyo- ruz. "Örneğin" diyor Doç. Verimli, "Türk kadınlaruıda psi- kolojik sıkıntılardan kaynakla- nan bedenseUeştirme vardır. Ya- ni psikolojik sıkıntılar varken, baş ağnsı yakınması ön plana gelebilir. İsveç'te yaşayan Türk kadınlannda asüsız bedensel şi- kâyetler gibi bir çalışma yapıl- mjş." Nijeryalıda yok da niye Türk kadınında var? "Çünkü" diyor, Doç. Verimli vz şunlan söyluyor: "Mutluluk kavramlanmız as- gari düzeyde. Ciddi cinsel prob- lemlerimiz var. Şiddetli ve man- Uklı bir biçünde cinsel egitime ihtiyacı var bu toplumun. Bir başkasıyla dertleşme, yardım is- teme yok. Anne baba ilişkileri- nin katı oldugu egitim sistemi- miz var. Bu yüzden ruhsal so- runlanmızı bedenimize yanatan bir toplamuz demek mümkün. Ringe çıkmış boksör gibi herkes gergin. Bu yüzden genel hasta- nelere başvuran vakalann yüz- de 40'ını psikolojik sorunlu in- sanlar oluşturuyor. Kendi so- runlannı çözemeyecek şekilde eğitilmiş insanlar, karşılanna büyük hayat olaylan çıktıgı za- man çok çabuk yıküıyoriar. Bir- takım sorunlanmızı kendimiz çözmek yerine bir başkasının yardımı bekler bir yapımu var." Doç. Verimli'nin gözlemledi- ği bir başka olgu da bu... Mut- suzluğa yol açan bu dunım in- sanlan yapay yollardan mutlu- luk arayışına, uyuşturucu ve al- kole yönlendiriyor. Bu, özellik- le benlik gelişim ve ergenlik dö- neminde oluyor. Ayrıca kitle iletişim araçlan- nın yaygınlaşmasıyla refahı ve rahat yaşamayı görüyoruz. Ama değişen dünyayı izleyecek eko- nomik guçten de kısmen yoksu- nuz. Batı dunyasını mı yaşaya- cağız, kendi geleneklerimizi tni yaşayacağız ıkilemi arasında ka- hyonız. Pelci, en çok nelerden korku- yoruz? *"Yaşlanma ve bize bakacak birilerinin bulunmamasından korkuyoruz" diyor Doç. Verim- li. Bu yüzden çocuklaruruzı da bir sigorta gibi görüyoruz. Doç Verimli'nin bir başka gözlemine göre hastalık kapma ve hastalık korkusunu çok fazla yaşıyoruz. Karar vermekten korkuyoruz bir de... "Bu da tnvalet egitimi- mizin Batı toplumlanna göre çok erken başlamasından kaynaklanıyor" diyor Doç. Ve- rimli. "Çişimi yapsam nu, yapma- sam mı ikilemi o kadar küçük yaşta veriliyor ki, annesine kü- çük yaşta çişini soyleyen çocuk başka bir şeyi versem mi, verme- sem mi kararsızlıgını yaşıyor." En çok sevmekten, bizi biri- lerinin sevmesinden hoşlanıyo- ruz. "Sevmeyi bilmiyoruz" diyor Doç. Verimli ve devam ediyor: "Bizde sevdiğini söylemek yok. Birisi seni seviyorum dedi- ği zaman bile sıkılıyoruz. Sevgi- nin ifade edilmesi çok önemli. Kadın annesinden görmüyor ki bunu kocasına söylesin. Aynı şey koca için de geçerli. Mutlu ol- masnu bilmek bile öğrenmektir. Ben seni seviyorum olayı yok. Ama sevilmek ve onore edilmek istiyoruz." Toplum olarak bir de iletişim sorunumuz var. Bu evliliklerde çok daha yaygın. Kan ve koca mutluluğunu ve sıkıntısıru asla birbirine anlatmıyor. En çok rahatı seviyoruz. "Ayaklanmızı uzatıp yatmayı mutluluk sayıyoruz" diyor Doç. Verimli, "Genel özelliklerimiz- den bir başkası da otoriteye çok çabuk uyuyoruz. Çok çalışraa- dan kazanmak istiyoruz. Hiç ça- ba göstermeden birileri bize tüm bunlan versin" diye bekliyoruz. Televizyonda 'özeP günlerTV-3 için Rupert Murdoch, TV-2 için CNN ve BBC ile yayın anlaşmasına giren TRT, sponsor programlar da eklenince "yarı özel" bir televizyon görünümü alacak. TV-3 için TRT ve Murdoch'un temsilcileri "teknik konuları" görüşmek için bir araya geldiler. da sponsorluk esaslanna göre hazırlatıyor. TRT'nin program üretiminde üstlendiği ana görev ise haber programlan ve eğitim kültür programlanndan oluşu- yor. CNN ve BBC'nin devreye girmesi durumunda ise TRT'nin AYŞE SAYIN ANKARA — Türkiye'de özel TV konusunda anayasa ve ya- sa değişikliği tartışmalan sürer- ken TRT de kendisini gelecek- teki "özel günler"e hazırlıyor. Ingiliz basın imparatoru Rupert haberciliğini de bu kuruluşlar Murdoch'la TV-3 için yayın an- üstlenmiş olacak. TRT'de bazı laşması yapan, BBC ve CNN ile üst düzey yetkiüler, BBC ve de görüşmeleri sürdüren TRT CNN'in TRTden yayımlanma- kurumu, dış yapımlar ve spon- sımn yasal olarak mümkün ol- sor programlar da eklenince madığı göruşünü savunuyorlar. "yan özel" televizyon görünü- 2954 sayılı Radyo-Televizyon mü alacak. Programlannın yabana dizi ve filmlerden olu- şan TRT, yerli drama, eğlence, müzik programlanmn büyük bölumünü kurum dışından ya Yasası'na göre "haber verme" yüzde 60'ı işlevinin TRT'nin görevi pldu- ğu belirtiliyor. Yetkililer TRT'nin, haberlerde bir ajans ya da televizyonun haberinden yararlanabileceğini, ancak su- rekli olarak bir yayını vermenin hukuki sakıncalanna dikkat çe- kiyorlar. TRT'nin haberlerine kadar uzanan özel kesim parmağı, TRT'nin "yavaş yavaş özelleştirilmesi" konusunu gün- deme getirdi. Bu konuda hükü- met kanadında yoğunlaşan gö- rüş, özel TV'ye geçişte aşamalı bir yol izlenmesi ve TRT'nin ilk başta "yan özel" bir kuruluş görünümüne sokulması şeklin- de. örneğin ANAP Samsun Milletvekili ve eski TRT spiker- lerinden Mehmet Akarca, "Özel TV ile ilgili çalışmalan- nız ne durumda?" sorusuhu ya- nıtlarken şu görüşlere yer veriyor: "Şu anda ANAP'ın günde- minde özel TV ile ilgili beUrgin- leşmiş bir çalışma yok. Ama özel TV'ciliğe aşamalı bir geçiş söz konusu olabilir. Örneğin TRT, Anadolu Ajansı gibi yan özel hale getirilebilir. Boylece özel TV'ciliğin sonuçlannı ön- ceden görme imkânı doğar." Istanbul'daki toplantıya TRT'den TV Daire Başkan Yar- dımcısı Sedat Örsel, Ankara Te- levizyonu Teknik Müdurü Çe- tin tzbul, Yayın Planlama Mü- dürü Canan Ansoy katıldılar. Toplantıda TV-3'ten verilecek "Sky Channd" programlannın tngiltere'den Türkiye'ye nasıl aktanlacağı, dubiaj olayımn na- sıl gerçekleşeceği gibi konular üzerinde durulduğu öğrenildi. TRT'nin istemlerine "kayıtsız şartsu evet" diyen Murdoch'un temsilcilerinin Istanbul'a bu is- temlere hazırlıklı olarak geldiği belirtiliyor. TRT yetkilileri, Sky Channel'ın tngiltere'de basarı grafiğinin düşük olduğu şeklin- de gazetemizde yer alan haber- lerin, TRT'nin pazarhk gücünü arttırdığını da ifade ediyorlar. Sky Channel programlannı nisan ayında yayımlamayı he- defleyen TRT, CNN ve BBC yetkilileriyle de görüştü. Bernstein emekli oluyor • NEW YORK (AA) — Dunyanın Önde gelen orkestra şeflerinden olan Amerikalı Leonard Bernstein emekliye ayrılıyor. Sözcüsü Margaret Carson tarafından dün New York'ta yapılan açıklamada, Bernstein'ın, bu kararı doktorunun tavsiyesi üzerine aldığı belirtildi. Leonard Bernstein'ın, orkestra çalışmalarına son verme kararına karşın, muzikle ilgili diğer çahşmalannı sürdüreceği kaydedildi. MeksikaVla 6 ton kokain • MEXICO (AA) — Meksika polisi, 5.8 ton saf kokain ele geçirdi. 8 milyar dolar değerindeki uyuşturucunun, Meksika tarihinde ele geçirilen en büyük miktar olduğu kaydedildi. Uyuşturucunun, Kolombiya'daki Medellin uyuşturncu karteliyle ilgili olduğu polis tarafından bildirildi. Kaçakçıların, polisle silahh çatışmaya girdikleri ve kaçmayı başardıkları belirtildi. Meksika polisi, son 22 ay içinde, 70 ton civarında uyuşturucu ele geçirdi. Kirliliğe karşı bisiklet • DENİZLİ (Cumhuriye' — Hava kirliliği ve gürültüye karşı "bisikletli yaşam" kampanyası başlatıldı. Denizli Yeşiller ve Çevreciler Derneği'nin düzenlediği kampanyanın açılışında Vali Alpaslan Karacan ve Belediye Başkanı Ali Manm ile birlikte yaklaşık 5 bin kişi bisikletleriyle kent merkezinde tur attı. Kampanya nedeniyie hafta sonlannda kentteki bazı caddelerin trafığe kapatılacağı açıklandı. "Bisikletli yaşam" kampanyasına Denizli halkı büyük bir ilgi gösterdi. Bisikletle şehir turunda ana caddeler trafiğe kapatıldı. Rize'nin 2evi • RİZE (AA) — Rize"de asırlık iki ev "geleneksel Rize evleri" olarak aslına uygun şekilde restore ediliyor. Cumhuriyet Meydanı semtinde üç katlı olarak 1900'lü yıllann başında yaptırılan iki evin restorasyonu, Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve - Muzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1987 yılmda başlatıldı. Evlerin restorasyonu tamamlandıktan sonra bahçe düzenlemesi yapılacak. 3 dönümlük bahçede yöreye özgü oyun yeri, havuz, serender, turistik eşyanın teşhir edileceği 4 taş kemer dükkân, bir turizm burosu ve bir de PTT şubesi yer alacak. Carettaların konınması • DENİZLI (Cumhuriyet) — Alman Teknik Yardım Komitesi Başkanı Dr. Kinzelbach, Türkiye'nin caretta caretta denizkaplumbağalannın konınması konusunda öncülük yaptığım açıkladı. Caretta caretta türü denizkaplumbağalannın Akdeniz'de sadece Türkiye, Yunanistan ve ltalya kıyılannda yumurtlama alanları olduğunu belirten Dr. R. Kinzelbach, Türkiye'deki koruma çalışmalannın Yunanistan ve ltalya'dan önde olduğunu söyledi. Dr. Kinzelbach, "Türkiye birkaç yıl sonra kaplumbağalann konınması konusunda dünyaya ömek bir ülke olacak" dedi. Dünya Posta triınu. • ANKARA (AA) — Dünya Posta Birliği'nce ilan edilen "Dünya Posta Günü" dün kutlandı. Ülkeler arasında haberleşmeyi geliştinnek, uluslararası haberleşmede bütünlük oluşturmak amacıyla aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 22 ülkenin katıhmı ile kurulan Dünya Posta Birliği'nin 9 Ekim 1874 yılındaki ilk genel kurulu dolayısıyla ilan edilen Dünya Posta Günü'nde çeşitli etkinlikler duzenlendi. Dünya Posta Günü nedeniyie PTT Genel Müdurlüğü'nün Aydınlık Evler'de bulunan PTT Müzesi ziyaretçilere ücretsiz açıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle