Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EKİM 1990
SuİKASTA NASIL BAKIYORLAR?
Trovokasyon
ihtimali fazla'
HABERLER CUMHURÎYET/15
Haber Merkezi — SHP Parti
Meclisi üyesi, eski parlamenter
Doç. Dr. Bahriye Üçok'un öl-
dürülmesi olayı, Türkiye, Za-
man, Yeni Nesil ve MUli Gaze-
te*de farklı biçimlerde değerlen-
dirildi.
Tilrtcige
Türkiye Gazetesi, önceki
günkü manşet haberinde sui-
kastın büyük tepkilere yol aç-
tığını belirterek "Bomba oz-
manlan incelemede" başlığıru
kullandı. Yalçın Özer de başya-
zısında, ABD sermayesinin,
Türkiye'de birkaç yıl içinde de-
mokrasinin zedeleneceğinden
korktuğu için gelmediğini ele
alıyor ve genç bir Türk işada-
rrunın bu kaygılan dağıtma ça-
balanna, ABD'lilerin Türk ba-
sınında laiklikle ilgili yazılan ve
işienen cinayetleri kendisine
**ddil" olarak gösterdiklerini
yanyor. özer, 'Teröriin bir baş-
ka cephesi" başlıkh yazısında
bu cephede Muammer Aksoy,
Çetin Erneç, Hiram Abas ve
Bahriye Üçok cinayetlerinden
söz ediyor.
Yeni Nesil
Yeni Nesil gazetesi de aynı
gün suikastın Meclis'teki
"başörtüsii" görüşmelerine
rastlamasının düşündürücü ol-
duğunu vurguladıktan sonra
"Cinayette provokasyon
ihtimali" üzerinde duruyor.
"Zamanlama tesadüf mü" di-
ye soran gazete yazısı şöyle de-
vam ediyor:
"Cnmartesi akşamı evine
gönderilen bombalı paketin
paüamasıyla hayaünı kaybeden
Bahriye Üçok olayı büyüyor.
Dini gelişmelerden rahatsız
M l p a k Bu komplo,
Müslümanlarajcarşı
olduğu kadar SHP'ye
'* karşı bir komplodur.
öyle saruyorum ki
bu CIAkokmaktadır.
Bu belki bir
önyargıdır, ama böyle
düşünmek için btrçok
gerekçeye de sahibiz.
olan bazı çevreler Üçok'un ba-
»örtüsu konusunda takındıgı
t ttrvra dikkat çekerek Üçok'un
Mmyüzdeaötöıriitdüguııtiiddia
ediyoriar. Üniversitede okuyan
kız ögrencilere başörtüsü ser-
bestisi getirecek olan kanunun
Meclis'te karara bağlanması
öncesinde işienen cinayette pro-
vokasyon ihtimatinin olabilece-
. ği söyleniyor. Polis kullanılan
'• bombanın geçtiğimiz ay Diya-
net Vakfı yayınlannın Ankara'-
daki binasına konan borabay-
la aynı oldugunu ortaya çıkar-
dı._"
Gazete, dünkü birinci sayfa-
f sının tamamına yakın bir bölü-
1
münü Üçok cinayetine ayırdı.
"Oyun içinde oyun" ve millet-
vekillerini uyaran "Oyuna
gelmeyin" başlıklı haberIerde,
Meclis'te görüşulecek başörtü-
sü kanunu bahane edilerek in-
' sanlann sokağa dökulraeye ça-
uşıldığı öne sunildü. Sefa Mür-
sel, Terör Çıkmazı başlıklı ya-
zısında, iyi planlanmış, sivri
isimlere yonelik cinayetlerin ba-
şımızı daha çok ağntmaya de-
vam edeceğini vurguluyor. Mil-
letvekillerine hitaben kaleme
alınan Yeni Nesil imzalı yazıda
da "Demokratik rejimin bir
oyuna getirilmek istendiği kay-
dedilerekrailletvekillerinin,ci-
nayetleri mazlumlann sırtına
yıkma emellerini önlemeleri"
isteniyor.
ZAMAN
Zaman gazetesi, 8 ekimde
"Terörün son halkası" başlığıy-
la verdiği haberde Aksoy,
Emeç, Dursun ve Hiram Abas-
la başlayan gizli güçler terorü-
nün, Bahriye Üçok'la tırmandı-
nldığını belirterek, özetle şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Prof. Muammer Aksoy'un
31 ocak tarihinde öldürülme-
sinden sonra sürup giden pro-
fesyonel cinayetlerin dış kay-
nakiı olduğu tahrain ediliyor.
Kamuoyu tarafından tanınan
insanlann bedef seçilmesinde
astl maksat halkın devlete olan
güvenini sarsmak, ülke çapın-
da bir kaos oluştunnakür..."
Borabah pakette gönderici
olarak ismi yazılı Ilmi Araştır-
malar Vakfı'nın Istanbul Şube
Sekreteri Aziz Karacan ile ya-
pılan görüşmeyi de yayımlayan
Zaman, Karacan'ın olayı "terö-
ristlerin hedef saptırması" ola-
rak gördüğü belirtildi. Haber-
de şöyle denildi:
"Ömi Araştırmalar Vakfı ts-
tanbul Şubesi Sekreteri Aziz
Karacan, Doç. Bahriye Üçok'u
<öldiiren bombalı paketin üze-
rinde vakfın isminin bulunma-
sını 'Amaç hedef saptırrna' şek-
h'nde yonımladı. Cinayet konu-
sunda beniiz etkili bir ipucu ele
geçirilmezken hadisenin Mu-
ammer Aksoy, Çetin Emeç ve
Tunm Dursun dnayetlerinde ol-
dugu gibi Mttslümanların iize-
riae yıkılmaya yalıyinm« garip
karşüandı..."
Taha Kıvanç da Zaman'daki
"Kulis" köşesinde özetle şunla-
n yazdı:
"Prof. Muammer Aksoy, ln-
ran Dursun, Bahriye Üçok...
Arada Çetin Emeç ve Hiram
Abas da var... Son altı ayda te-
rör eylemlerine hedef olmuş beş
kişi. Özellikle Aksoy, Dursun ve
Üçok aralannda miinasebet ku-
rulması kolay kişiler. öldüriıl-
meden önce, kendi kafalannda-
ki 'laiklik' anlayışını ulke sathı-
na yaymayı gaye edinmişlerdi.
Tnran Dursan bu üç isiınden
en mütecaviziydi. Güpegiindiiz
öldürulunce, aynı çevreler yine
bdli kesimi hedef aldılar. Tera-
ne aynıydı: Şeriatçılar öldür-
dü..."
Yazar, Bahriye Üçok cinaye-
tinde de suçlama parmaklan-
nın yine "şeriatçı" adını verdik-
leri dindarlara yöneleceğini be-
lirterek, laiklik konulannda
"fetvanın" Üçok'tan ahndığmı
öne süruyor ve şöyle devam edi-
yor: "... Hiram Abas ve Çetin
Emeç'i bu gruba katmayışımın
sebebi açık. Onlar bambaska
bir hesaplaşmaybı ilgili olarak
öldürüldüler."
"... Ancak Aksoy, Dursun ve
Üçok bir zincirin halkalan.
Acaba bu kişiler neden öldüriil-
diiler. Amaç, Miislümanlan,
dindar kitleyi katil olarak gös-
tennek... Pis ve çirkin bir oyun,
ama profesyonelce..."
Gazete, dünkü sayısında da
Üçok cinayetini manşetten ve
Terör Dış Kaynaklı başlığıyla
verdi. Haberde şu ana kadar bir
ipucu ele geçiremeyen guvenlik
güçlerinin yurtdışı bağlantılar
üzerinde durduğu belirtildi. Bir
emniyet üst düzey yetkilisine
dayandınlan açıklamada ise so-
ruşturmanın, KGB, CIA ve
MOSSAO gibi uluslararası gizli
servislerin cirit attığı Ortadoğu
ulkelerine ve bu servislerce yön-
lendirildiği bildirildi.
MiffiGoaete
Milli Gazete'nin 8 ekim ta-
rihli sayısında da Refah Partisi
Genel Sekreteri Oguzhan Asil-
tiirk, Üçok'un öldurülmesine
partisinin resmi tepkisini şu
sözlerle dile getiriyordu:
"Refah Partisi olarak bu ka-
bil anarşik hadisderin karşısın-
dayız. tnsanların medeni yol-
larla fikir mücadelesi yapması-
nı istiyoruz. Vurup kırarak, kan
dökerek bir yere vanlmayacafı-
na inanıyonız. Anarşik ortam
fikir mücadelesini yok eder.
Hak'kın tebligini imkfinsız ha-
le getirir...
Bilerek ve kasıtla, toplamun
huzurunu ortadan kaldırmak
ve Türkiye'yi ne olacagı bilin-
meyen kanşıklıklara suriikle-
mek isteyenler, dikkatle seçtik-
leri bedeflerini, katline ferman
çıkardıklannı bir bir öldürür-
ken iktidar acz içerisinde sade-
ce öldürülenierin arkasından
ağıt yakmaktadır..."
Başyazar Abdurrahman Di-
lipak da aynı gün "Ayak sesle-
ri..." başlıkh >azısında "Türki-
ye'de olağaniistü dönem özlem-
cilerinin hedeflerine ulaşabil-
meleri için dört şey gerekli:
Ekonomik kriz, siyasi kriz, ir-
tica ve terör" diyor. Dilipak
şöyle devam ediyor:
"TÜSİAD raporu-ve üniver-
sitelerin açılması ile biriikte ba-
şörtüsii sonınu, yeniden bir ir-
Kıvanç Son altı ayda
terör terör eylemlerine
hedef olmuş beş kişi.
özellikle Aksoy, Dursun
ve Üçok aralannda
miinasebet kurulması
kolay kişiler.
Öldüriilmeden önce,
kendi kafalanndaki
'laiklik' anîayışını ülke
sathına yaymayı gaye
edinmişlerdi.
tica krizioe yol acmtş dunımda.
trtica ve terör Türkiye ortamın-
da en kolay üretilen şey.
Terore gelince, tstanbul tam
bir kanunsuziar şehri oldu. Son
bir ayda T. Dursun, Hiram
Abas ve şimdi de İstanbul'dan
gönderilen bombalı bir paket
sonucu hayatuıı kaybeden Bah-
riye Üçok! Daha önce de Mu-
ammer Aksoy, Çetin Emeç ay-
nı akıbete uğramış, gazetecile-
re saldınlar gerçekJeşü'rilmişti.
Saldınnın RP kongresi öncesin-
de gerçekkştirilmesi de aynca
düşündürücü.
Üçok'un öldüriilmesi üzerin-
de durmak gerek! Sanınm rast-
gele seçilmiş bir hedef degil.
Belki de bir SHP Parti Meclisi
üyesi hem de hızlı bir laiklik sa-
vunuculuğu adına Müslüman
çevre ile hesaplaşma gayreti
içindeki bir kadın hedef seçile-
rek SHP bir terör eyiemi gerek-
çe gösterilerek 'irtica kesimi'
olarak işaretlenen Müslüman
çevrelere karşı kıskırtılmak is-
teniyordu. Bu komplo, Nfüslü-
manlara karşı olduğu kadar
SHP'ye karşı bir komplodur.
Öyle sanıyonım ki bu CIA
kokmaktadır. Bu belki bir ön-
yargıdır, ama böyle düşünmek
için birçok gerekçeye de sahi-
biz.'
PTT veyabancı kuruluşlar dahil taşımacılarpaketleri kontrol etmekte yetersiz kalıyor
Kargoda koli denetîmi yokPTT, şehiriçi kurye ve şehirlerarası koli
servisinde paketleri kapalı teslim almama
ilkesini uyguluyor. Özel şirketler kolilere
hiçbir denetim uygulamıyorlar.
Haber Araştırma Servisi — rüşlerine başvurduğu PTT ve ya-
bana kuruluşlar dahil, taşıma-
cılann paketleri denetlemekte
oldukça yetersiz kaldıklan orta-
Yurt ve şehir içi kargo-paket ta-
şımacılığı yapan kuruluşlar,
Doç. Dr. Bahriye Üçok'un bom-
bah bir paketle öldürülmesi üze-
rine yeniden gündeme geidi.
Cumhuriyet muhabirinin gö-
ya çıktı. Sadece PTT, şehir içi
kurye servisinde ve şehirlerara-
sı koli servisinde paketleri kapalı
teslim almama ilkesini uygulu-
yor. öteki şirketler ise yurtiçi ve
şehir içi tasımajannda çoğun-
lukla kolilere. hiçbir denetim uy-
gulamıyorlar. Yurtdışına gönde-
rilecek paketlerde de bu durum
böyle. Şirketler, "Pakete güm-
riikte balulıyor" diyorlar.
Yurtdışmda da resmi postane-
ler hariç taşunacılık şirketleri
paketlere öyle çok sıkı bir dene-
tim uygulamıyorlar. Bazı büyük
özel şirketler "röntgen
kontrolü" yaparken, resmi pos-
tanelerin kolileri görevli memu-
run önünde kapatılmak şartıy-
la kabul ettiği bildiriliyor.
Yurt içinde kargo taşımacılı-
ğı yapan kuruluşlann Cumhuri-
yet muhabirine söyledikleri şöy-
le:
Exspres kargo: Kolileri son-
daj usulü kontrol ediyoruz.
Hepsini açma imkânı yok. Bü-
yük bir mal birikimi oluyor.
Hiçbir kargo şirketi, açıptektek
kontrol yapmaz. Aİcşam saatle-
rinde yoğunluk oluyor. Tek tek
paketleri açamıyomz. Bakabil-
diklerimize bakıyoruz. örneğin
10 maldan bir ya da iki tanesi-
ne bakabiliyoruz. Biz büyük bir
şirketiz. 52 şubemizin 27 tanesi
fstanbul'da.
THY Kargo: Biz kamu kuru-
luşuyuz. Bizimle yollanan her
İnönü'ntin omuzlannda rüdüler. Bu sırada cenaze kortejinin ortalanndan, "Özal istifa, "Katil İktidar"
ı- sloganlan ptıldı. SHP seçim otobüsü G uneş l'in üzerinden korteji kontrol eden
dan sonra eller üzerinde Karşıyaka Mezariıgı'na doğru yola çıkanldı. SHP Ge- PM ttyesi Ertugrul Günay sloganlar üzerine, "Buraya kadar sukunetle geldik.
nel Başkanı Erdal tnönü, Genel Sekreter Hikmet Çetin ve SHP milletvekilleri. Slogan atmadan yüreğimizden haykırarak gidelim" anonsuyla ortalıgı yaUştır-
Üçok'un tabutunu omuzlannda taşıyıp bir süre cenaze arabasının arkasından yü- dı. Cenaze arabası uzun alkışlarla halkın arasından geçti... (Fotograf: AA)
DlPLOMATİK ÇEVRELER NEDİYÖR
Batı'nın gözüTürkiye'deki terördeANKARA (Cumhuriyet Bfi-
rosu) — Son aylarda Türkiye
1
nin gündemınin ön sırlannda
yer alaıı ve Doç. Bahriye Üçok
:
un öldurulmesiyle yeni bir bo-
yut kazanan terör olayları An-
kara'daki Batılı diplomatların
yakından izJedikleri konuların
arasmda yer ahyor. Bu çerçeve-
de Körfez kriziyle doruğa ulaşan
bölgesel istikrarsızlığın, Türkiye
içerisinde çıkanlrnaya çalışılan
istikrarsızlıkla birleşmesinden
ortaya çıkacak görüntü hakkın-
da çeşitli senaryolar üzerinde
duruluyor. ABiynin, Irak'ın
Kuveyt'e yönelik niyetlerindeki
büyük "öngörü hatası" ile
"Ishun" içerikli gelişmelerin Ba-
tı'da sağlıkh bir biçimde değer-
lendirilememesinin bu kez Batılı
diplomatlan, "daha aynntılı"
değerlendirmelere yönelttiği
gözleniyor.
Iran devriminden sonra Orta-
doğu'da lslam köktenciliğin ya-
yıldığına işaret eden Batılı dip-
lomatik çevreler, nüfusunun ne-
redeyse yüzde 99.9*u Müslüman
olan Türkiye'nin de bundan et-
kilenmesini "kacuMİmaz" olarak
görüyorlar. Türkiye'deki dinci
çevTelerin kendi "düşünür" ka-
demelerini de oluşturduğuna,
bu kişilerin bugün devletin ve
hükümetin farklı kesimlerine sı-
zabildiklerine de işaret ederek
ortaya, örneğin Mısır'a oranla
"çok daha dnyariı" bir duru-
mun çıktığını savunuyorlar. Bu-
nu açıklarken şu görüşlere yer
vermeleri dikkat çekiyor:
"Mısır, kendisine has bir şe-
kilde de olsa şeriatı anayasasın-
da vurgulayan bir ülke. Laik ol-
ma iddiasında bulunmadığı gi-
bi, 'dini bütün' bir ülke. Buaa
rağmen tslam köktenciliğine
herhangi bir hoşgörii gösterilmi-
yor. Başgösterdiği yerde acıma-
sızca basbnbyor. tslami Kardeş-
ler"e karşı yrilardn- yünırulen ka-
tı möcadele bunun açık ornegi.
Türkiye'ye gelince laik olma id-
diasında. Buna ragmen kökten-
ciliğin, bu iddiaya oranla şaşır-
bcı hoşgörii gördüğü ve yayılma
sahası buldugu bir ülke. Kökten-
cilige karşı çıkmanın adeta din
düşmanlığı ve dinsiziikle eş gö-
nildügu bir ülke. Bu nedenle se-
çeneklerin kaü ve 'Ya laik de-
mokrasi ya da şeriat' şeklinde
ortaya daha kolay konabileceği
bir ülkeî'
Ancak Türkiye'deki laik dü-
zenin, "dünnn ürünü" olmadı-
ğına, belli bir geçmişi bulundu-
ğuna da işaret eden söz konusu
çevreler, bunun olumlu yanının,
laik düzene sahip çıkacak geniş
kitlelerin buhınması olduğunu
belirtiyorlar. Olumsuz yanını ise
"Laisizim ile şeriat taraflan ara-
sındaki olası çabşma çok kanlı
olacaktır" şeklinde olarak orta-
ya koyuyorlar. Son cinayetlerin
"bunun habercisi" olabileceği-
ni savunuyorlar.
Profesör Muammer Aksoy ci-
nayetiyle başlayan ve Doç. Bah-
riye Üçok'un katledilmesiyle de-
vam eden gelişmeler zincirinde
faillerin tam olarak bilinmediği-
ni, ancak bunları ustlenenlerin,
"fırsattan yararlanmak isteyen
marjinal kesunier" olsalar bile
din adına üstlenmelerinin
"anlamlı" olduğuna da işaret
eden bu çevreler şöyle konuşu-
yorlar:
"Bu cinayetleri işleyenler bü-
yük olasüıkla tespit edilemeye-
cek. Ama onemli olan cinayet-
lerin harekete geçirdiği hissiyat-
tır. Önemli olan bunların halk
arasmda laiküğe karşı tertiplen-
miş olan saldınlar olarak algı-
lanmasıdır. Önemli olan kimi si-
yasi kesimlere 'Iaikligi koru-
yacağız' dedirtirken, diger si-
yasi kesimlere sadece 'birliğe
yönelik bu saldırılan kuuyoruz'
dedirtmektir. Böylece Iaikligi te-
laffuz eden kesimlerie etmeyen-
leri ortaya çıkartmaktır. Yani,
dolaylı olarak kamplann sap-
tanmasına ön ayak olmaktır."
Kendisini gerek Doğu-Batı
ilişkilerindeki yumuşama, ge-
rek se Ortadoğu'da "din bazlı"
gelişmelerin hızlandığı bir dün-
yanın ortasmda bulan Türkiye'-
nin, önemli bir "yol aynmına"
geldiğini de kaydeden Batılı dip-
lomatlar, "Bu tarihi seçenekler
karşısında sağlıklı sosyo-
ekonomik kararian alacakbir
yonetimi Türkiye'de göreme-
diklerini" de savunuyorlar.
koliye açıp bakıyoruz. Aynca
makineden geçiriyoruz.
Abacus: Biz yurtdışına kargo
taşımacılığı yapıyoruz/ Kolileri
açık alınz. Tkşıdığunız ve bizim
aracıhğımızla gönderilen her
mal gümrüklerde zaten kontrol
edilir. Ancak yurtiçi kargo taşı-
macıhğında koliler genelhkle
açümıyor. Mah aldıklan zaman
kontrol etmiyorlar.
Ber Ben Express Kargo: Yurt-
dışı kargo taşıtnaahğında yasa-
lara göre zaten gümrüklerde
kontrol mekanizması vardır.
Yurtiçi kargo taşımacıhğında
hiçbir araştırma yoktur. Yoldan
bir çocuğa para verip istediğiniz
koliyi kargo şirketleri aracılığıy-
la gönderebilirsiniz. Hiçbir
kontrol yoktur.
Yurtiçi kargo: Biz irsaiiyesiz
mal almayız. Her çıkan mal ir-
saliyeye göre işlem görür. lrsa-
liye fişinde gönderici ve abcı bel-
lidir. Adres ve kimlik abnır. An-
cak malın ne olduğuna açıp ba-
kılmaz.
Alo Post: Bizim taşımacılığı-
mızm yüzde 90'ını evrak kapsı-
yor. Ancak herhangi bir paket
gönderilecekse giden şoför arka-
daşımız paketi aldığı yerde ma-
h görerek kendisi paketleme ya-
par.
Esin Uluslararası Nakliyat ve
Tic. AŞ: Bizim taşımaalığını
yaptığımız her mal gümrükte
kontrol edilir. Malların gönde-
rilmeden önce ambalaj işlemle-
ri tarafımızdan yapıln-. Gümrü-
ğe girmeden önce bu işlemi biz
gerçekleştiririz.
Kargotrans: Biz kapalı koli
kabul etmiyoruz. Yanıcı ve pat-
layıa madde olup olmadığını
kontrol ederiz.
Maraton Kargo: Ankara ve
tstanbul arasmda kargo taşıma-
cılığı yapıyoruz. Gelen müşteri
içinde ne olduğunu bize söylü-
yor. Israliye ile çahşıyoruz. Koç
Holding Grubu ile çalıştığımız
için genellikle müşterimizi taru-
yoruz. Tanımadıklaıımızı kont-
rol ediyoruz.
Aras Kargo: Biz fırma adına
mal aldığımız için her kargonun
icini açıyoruz. İrsaiiyesiz mal ka-
bul etmiyoruz. îrsaliye fişinde
gönderici ve alıcının adresi bu-
lunuyor. Aynca kimlik tespid
yapıyoruz. Eğer mal irsaliyesiz
ve hediye paketi ise açtınp kont-
rol ediyoruz.
tstanbul Expres Kargo: trsa-
hyesiz kolileri açıp bakıyoruz.
Hepsini tek tek açamıyoruz. Ha-
berleşme özgürlüğü vaı.
UPS: Bizim taşımacılığını
yaptığımız koliler gümrüğe ge-
liyor. Burada kontrol edüiyorlar.
Yurtdışından gönderilenler de
aynı şekilde gümrükte açıhyor.
Kontrol sırasmda bizden bir yet-
kili, bir kontrol, bir de ambar
memuru bulunuyor.
DHL: Fiziksel ve bireysel ola-
rak her bir gönderinin içini
kontrol ediyoruz. Bizim şirketi-
mizin ayırma mekanizmalan
var. Kontrol mekanizmamız ha-
vaalanı gümrükleri gibi çalışı-
yor. Kontrolsüz hiçbir gönderi-
yi taşımıyoruz.
PTT Sirked Paketleme Servi-
si: Kontrolsüz ve gönderilen ko-
linin içinde ne olduğu tespit edil-
meden hiçbir şekilde alım yap-
mıyoruz.
lslam tedhişi ile ilgili olaylann aydınlatılmasına iktidann gücüyetmez' diyen yayıncı kmailNacar
'Cinayetlerde İran kaynaklı fanatiklerin rolü var'
ERBİL TUŞALP
ANKARA —Türkiye'de Islami kampta ağır-
lıklı bir yeri olan yayıncı Ismai' Nacar, laik dü-
şünce savunucularının art arda öldürulmelerin-
de "İran kaynaklı din fanatiklerinin rolü
olduğuna" inandığını söyledi. Nacar, Körfez bu-
nalımının Ortadoğu'daki dinsel fanatizmi daha
körükleyeceğini belirterek, "ABD ve dolayısıyla
Türkiye, bölgede Islamın saglıksız, gerici ve gi-
dici unsurianyla işbiriiği içindedir" dedi.
Cumhuriyet'in sorularını yanıtlayan Nacar, Is-
lami tedhiş ile ilgili olaylann aydınlatılmasına ik-
tidann güctinün yetmeyeceği görüşunü savuna-
rak "Sayın İçişleri Bakanı ve çevresinde, böyle
cinayetleri dini gruplara yakıştırmayan bir anla-
yış vardır" dedi.
Nacar'a yönelttiğimiz sorular ve yarutlan şöyle:
— Prof. Aksoy, gazeteci Emeç, yazar Dursun
ve son olarak Doç. Bahriye Üçok'un birbiri ar-
dına öldürülmeleri konusundaki değerlendirme-
niz nedir?
NACAR — Anılan kişilerin ülkemizde laikli-
ği savunan kişiler olduğu biliniyor. Bu gelişme-
yi ben, son on yıllık dönemi İran devrimi açısın-
dan değerlendirerek yorumlamayı daha doğru
buluyorum. İran devrimi başlangıçta bir halk ha-
reketi, emperyalizme bir başkaldırı olarak görül-
mesine rağmen, kısa bir süre sonra dinsel fana-
tizm ağırlık kazandı. Insanlan öldürmekle poli-
tika Uretme, muhaliflerini ortadan kaldırmakla
iktidar olma yolunu seçti.
— İran devriminin ideolojik planda ve haya-
tın öteki alanlannda bize yansunasımn, bu olay-
larda etkisi var mı?
NACAR — 1982'ye kadar İran devrimi Türki-
ye*ye mümkün olduğunca zarar vermemeye özen
gösterdi. Ankara Büyukelçiliğinin sağduyulu tu-
tumu ve Başbakan Bülend Ulusu'nun tavn bun-
da etkili oldu. Ancak Büyükelçi Muttaki ile bir-
iikte fanatik grup, Türkiye'de birçok olaya ka-
rıştı. İran ile ticaret nedeniyle işadamları kana-
lıyla birçok yayın girdi Türkiye'ye. Büyükelçili-
ğin organize ettiği tran Kültür Evleri kanalıyla
gençlik içinde çalışma yapabildiler. Tahran'da ve
özellikle Kum kentindeki Fevziye medresesinde
dini eğitim yaptırmak için çok sayıda genç insa-
nı lran'a götürdüler. Bunlar din adamı görünü-
müyle Türkiye'ye geldiler. Iğdır ve Kars yöresin-
de yoğun çalışmaJar yaptılar.
— İran lslam devrimi Türkive'de de taban ka-
zanmaya mı başladı diyorsunuz?
NACAR — Böyle büyuk değişimlerden bir
komşu ülke olarak nüfusunun çoğunluğu Müs-
lüman bir ülke olarak etkilenmemek mumkün
değil. Ama İran devrimine bir tslam devrimi de-
mek de mümkun değil. Tamamen bir Şii hare-
ketidir. Daha çok Şiiliğin Gulat fırkalannın (asın-
lannın) kültürünün egemen olduğu bir hareket-
tir. Onun için isminden başka bir şey kalmamış-
nr. İran devrim düzeni şu anda, Ortaçağ'daki gibi
teokratik bir devlet yapısına sahiptir. Çünkü ts-
lamda din adamı sınıfı yoktur. Din adamı sınıfı
olmadığı için bu sınıfın yönettiği teokratik bir
düzen de yoktur. lslam teokrasiyi ve din adına
birtakım tabulan kaldırmak için gelmiştir. Bun-
ları şunun için söylüyorum: tran'da tslam tah-
rip edümiştir ve bize uzanan cinayetler bunun bi-
rer göstergesidir. İran devrimi dünyada tslamın
anlaşılmasmı olumsuz yönde etkilemiştir. lslam,
tü tarafından 1953'lerde öldürüldü. Bu örgütün
sicilinde birçok siyasal cinayet vardır. örgütün
bugünkü lideri ise ünlü devrim savcısı Halhali-
dir. Biz bu tür olayları çözmek, aydınlatmak is-
tiyorsak bu radyonun yayınlannı inceleyerek bi-
le ciddi ipuçlarına ulaşabiliriz. Öldürülen kişi-
lerle ilgili yayuılar, oldüruldukten sonraki tutum-
lar, tran kaynaklı terörün somut kanıtları olma-
sa bile, bir şeylerin gostergesi olabilir. Kaldı ki
biz onlann bu tur cinayetleri yadsımadıklannı bi-
liyoruz. En ust düzeyde Humeyni, Salman Rüş-
dü için ölüm fetvası vermişti. Bütün bunlar olup
biterken bu olaylann İran'la bir ilintisi, ilişkisi
var mı diye düşunmenin bence bir anlamı yok.
Tarikatlar önemii yerdeler
— tslami terör olaylannın aydınlatılamaması
konusunda bir degerlendirmeniz var mı? -
NACAR — Savın Tuşalp, ben sadece laik in-
Körfez bunalımının Ortadoğu'daki dinsel
fanatizmi daha da körükleyeceğini söyleyen
îsmail Nacar, "ABD ve dolayısıyla Türkiye,
bölgede îslamın sağhksız, gerici ve gidici
unsurianyla işbiriiği içindedir" dedi. Nacar,
"Sayın İçişleri Bakanı ve çevresinde, böyle
cinayetleri dini gruplara yakıştırmayan bir
anlayış vardır" diye konuştu.
adam öldüren, katliam yapan, yuva sönduren bir
lerorizm odağı olarak görülmeye başlandı. Tür-
kiye'deki son birkaç aydır yaşanan cinayetlerin
arkasında bu odakların olduğunu seziyorum.
Somut kanıt olmasa bile
— Somut kanıtlannız var mı?
NACAR — Din adamı yfcar Turan Dursun
1
un öldürulmesinden sonra konuya ilgimi yoğun-
laştırdım. Türkiye'den lran'a sığınmış, şimdi Tah-
ran Radyosu'nun başında bulunan Selahattin Eş
adlı bir kişi var: Türkiye'ye/rejime ve Atatürk'e
bildiğimiz hakaretleri yağdıran bir kişi bu. Sa-
yın Dursun'un öldurülduğu gün yaptığı yorum-
da, bu cinayeti Ahmedi Kesevi cinayetine ben-
zetti. lslam tarihinde yeri olan bu olayda Kese-
vi, bir din muhalifiydi ve Fedayani tslam örgü-
sanlann değil, hangi düşünceyi taşırsa taşısmlar
inançlanndan dolayı hiçbir insanın oldurülme-
sinden yana değilim. Güncel bir olayı konuştu-
ğumuz içn sorunuza cevap verebilirim. ANAP
iktidarıyla biriikte Türkiye'de tarikatlar çok
önemli yerlere geldiler. Yönetimde etkin oldular.
Bunda Korkut Özal'ın katkısının büyük olduğu
yadsınamaz. Yönetimin başında olanlar, uç ve
tepe noktalarında olanlar, Ortadoğu'daki gerici
rejimlerle özdeşleştiler. Bizimkilerin de dini an-
layışları onlannki gibi oldu. Dini anlayışlar ba-
kımından oluşturulan bu ortaklık sonucu birbir-
Ierini koruyorlar, birbirlerine arka çıkıyorlar. Su-
udi yonetimi Turkiye'deki bu tip insanlarla tica-
ri ve parasal ilişkiler içine giriyor.
— Erbakan ve Çosan çanşmasında ortaya çık-
tığı gibi.
NACAR — Evet, Necmettin Erbakan ve Esat
Çosan arasındaki tartışmayı biliyorsunuz. Çosan,
Erbakan'a Suudi Arabistan'dan bavullar dolusu
para geldiğini açıkladı. Bu Esat Çosan, şimdi
Korkut özal'la biriikte lslam Şûrası kuruyor, ik-
tidarı destekleme kararian ahyor. Esat Bey'le
Korkut Bey geçen yıl önce ABD'ye gidiyorlar,
oradan hacca geçiyorlar, sonra da dönüp şûra
kurma işine girişiyorlar. Bu ekibin Türkiye'nin
Ortadoğu politikasında etkili olduğunu söylemek
istiyorum. Irak'ın Kuveyt'i işgalinden iki ay ka-
dar önce Eymen Topbaş'ın bürolanndan birin-
de yapılan bir toplantıda, işadamı arkadaşlan-
na (Irak'la bağlantıların kesilmesi, Irak'ta reji-
min değişeceği haberi) adı geçenlerden biri tara-
fından veriliyor. Durumu böyle özetledikten son-
ra İslami terör olaylannın aydınlatılamamasının
nedenini anlamak kolaylaşıyor sanıyorum. Yö-
netimdekiler doğrudan doğruya bir müdahalesi
olmasa bile, yönetimin dini imajh tavn, bu tür
cinayetleri işleyenlerin, bu tür örgütlerin üzeri-
ne gidilmesini engelliyor.
Bir emniyet görevlisi düşünün, elinde somut
kanıtlan yok, ama sezgileri ve tahminleri var.
Bunları oturup araştırması gerekiyor. Bunu ya-
pamaz, yönetimde dini görüntü ağırlık kazan-
mış, valiler hacca gidiyor, emniyet müdürleri hac-
ca gidiyor. Bu ortamda böyle konular araştırıla-
maz. Yani İçişleri Bakanı'ndan çekinmeden bu
arastırmalar yapılamaz.
Onlara >^kınamıyorlar
— Bakandan niye çekinilsin?
NACAR — Sayın Bakan ve çe\Tesine göre boy-
le olaylar dini gruplar tarafından yapılmıyor. Di-
ni gruplan bu tür olaylara yakıştıramıyor. Keş-
ke, emniyet örgütünün içinde tarikatlara, gerici-
liğe prim vermeyen, gerçek anlamda Müslüman-
lar etkin olsa diyebiliyorum.
— Türkiye'de yönetimde bir tarikatın ağıriı-
ğından söz ediyorsunuz?
NACAR — Evet, genelde Nakşidirler. Tarikat-
lann büyük çoğunluğu ANAP içindedir. Esat
Çosan'dan Eymen Topbaş'a, Fetullah Güven'den,
Ahmet Vanlı'ya kadar herkes o partinin içinde,
dolayısıyla iktidarda. Müslümanlann bölünme-
mesini, mevcut iktidann kendileri için bir nimet
olduğunu, iktidann desteklenmesi gerektiğini ko-
nuşuyorlar, herkesin gözu önunde çağnlar yapı-
yorlar.