03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKÎM 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Eximbank kanunu • ANKARA (ANKA) — Türkiye lhracat Kredi Bankası'nın (£ximbank) politik rislder nedeniyle doğabilecek kredi, sigorta ve garanti zararları Hazine carafından karşılanacak. Eximbank'ın kuruluşuna ilişkin kanunda değişiklik yapümasını öngören kanun Resmi Gazete'de yayımlandı. 1 Ocak 1988 tarihinden itibaren geçerli olması öngöriUen değişiklikle, Eximbank'ın yapabileceği sigorta sözleşmeleri ile sözleşmeJer nedeniyle alınacak primlerin nasü değerlendirüeceğine ilişkin yeni düzenlemeler yapıldı. Banka tutacağı teminatlan kendi bünyesinde bulunduracak ve Türk Lirası, döviz, devlet iç borçlanma tahvili, Hazine bonoları, gelir ortaklığı senetleri, şirketlerin borsada kota edilmiş tahviUere ve Türkiye'deki gayri raenkullere yatırarak değerlendirecek. Eximbanlc, kurumlar vergisinden de muaf tutuldu. Bütçenin bir saati • ANKARA (AA) — Bütçe için bir saatte 25 milyar lira gelir toplanırken 30 milyar lira harcama yapıhyor. 1 saatlik sürede yaptığı 7.9 milyar liralık harcama ile Maliye ve Gümrük Bakanlığı ük sırada yer alıyor. İTO'dan karşılıksız burs • Ekonomi Servisi — lstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) iktisat dalında yükseköğreıim gören öğrencilere yönelik karşılıksız burs uygulaması bu yıl da devam ediyor. Herhangi bir karşılık beklenmeksizin verikcek olan burslardan, üniversitelerin işletme, iktisat, idari bilimler ve endüstri mühendisliği fakültelerinde okuyan, başanlı ve maddi imkânlan yetersiz öğrenciler yararlanabilecek. Burslardan yararlanmak isteyen öğrencilerin en geç 30 hazirana kadar İTO personel servisine başvurmalan gerekiyor. ABD Bütçesi • Ekonomi Servisi — ABD Başkanı George Bush'un bütçe açıklarının kapatılmasıru öngören kanun teklifîni imzalamasıyla, 3 günlük aradan sonra resmi kuruluşlar çalışmaya başladı. Kasannın 19 ekime kadar Kongre'den geçmesi gerekiyor. Başkan Bush yaptığı açıklamada "Tasan Kongre'den geçerse, tarihinin en büyük tasarruf programı uygulamaya konulacak" dedi. Yeni yasa «asansıyla, Kongre'nin reddettiği yasa tasarısı arasında sağlık sigortası ve vergi komitelerine daha büyük yetkiler tanınması konularında farkhlıklar bulunuyor. Ziraiilaçta Italyan sermayesi • ANKARA (ANKA) — Gübre sektörünün önemli kuruluşlarından Toros Gübre, ttalyanlarla ortak zirai ilaç üretecek. Şirket bu amaçla Itajyan Enichem Agricoltura SPA fırmasıyla birlikte bir anonim şirket kurdu. Edinilen bilgiye göre 'Entoros Zirai İlaç Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi' adıyla kurulan şirketin sermayesi 275 milyon lira düzeyinde bulunuyor. Şirket sermayesinin yüzde 49.1 düzeyindeki 135 milyon liralık kısmı ttalyan ortağa ait olurken 140 milyon liralık bölümü Toros Grubu şirketleri arasında pay edildi. Erdemir hedefiniaşü • KARADENİZ/Eregli (Cumhuriyet) — Kısa adı ERDEMİR olan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları Basm Müşavirliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre şirketin 1990 yılı Uk dokuz îylık sıcak maden üretimi 1.492.016 ton, sıcak mamul üretimi 981.724 ton, soğuk mamul üretimi 494.666 ton, teneke üretimi 76.127 ton, sıcak rulo-levha üretimi 1.062.050 ton olarak gerçekleşti. Bu miktarlann bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek üretim rakamlan olduğu beliıtüdi. 4 Para reformu gereklF Saracoğlu:Birpaketin ufakparçası olarakparadan sıfıratılabilir Ekonomi Servisi — Merkez Bankası Başkanı Rüşdii Sara- coğlu, Türkiye'de artık bir para- saJ reformun tartışılması gerek- tiğini belirterek paradan sıfır atılmasının "bir paketin ufak bir parçası olarak düşünulebilecegı- ni" söyledi. Paranın iç ve dış de- ğerinde istikrarı sağlamak için Merkez Bankası'nın bağrmsızh- ğını savunan Rüşdü Saracoğlu, bu konuda iddialı konuştu ve "10 yıida mutlaka Merkez Ban- kası bagımsız olacak" dedi. Merkez Bankası Başkanı Rüş- dü Saracoğlu, Finansklüp'ün aylık toplantısında yaptığı ko- nuşmada, Merkez Bankası'nın (MB) bağımsızlığı üzerinde dur- du. 1984 yıhndan itibaren kurulan "piyasalarla" MB'nin bağımsız- lığını bir ölçüde arttırdığım ifa- de eden Rüşdü Saracoğlu, Tür- kiye"nin orta vadede mutlaka MB'yi bağımsızlaştırması gerek- tiğini vurguladı. Saracoğlu şöy- le devam etti: "Merkez Bankası'na bir tek görev verilroeli; paranın iç ve dış istikrannı sağlamak. Bunun ya- nında MB'nin birtakım enstrii- manlan da olmalıdır. Kredilerini kendisi kontrol etmeli, verdigi kredüer kısa vadeli oimalı, fai- zini de kendisi belirlemelidir. Merkez Bankası'na ne zaman tek görev verilir o zaman mali sonımiuiuk da verilir. Bugiin tartışüır hale gelen MB bagım- ri inanmayanlar da inana- Merkez Bankası Başkanı'ndan: Merkez Bankası'na tek bir görev verilmeli: Paranın iç ve dış istikrarını sağlamak. Paradan sıfır atmak çözüm değil. Çok marjinal yararlar sağlar. Bir paketin ufak bir parçası olarak düşünülebilir. Merkez Bankası'nın elindeki eri önemli silah inandıncılıktır. Bu, uzun yıllarda kazanılır, çok kısa zamanda kaybedilebilir. caklardır. MB 10 sene içinde rnDÜaka bağımsız olacaktır. Ne- ticede serbest pazar düzeninin temelinde paranın iç ve dış de- ğerinde istikrar yatmaktadır." Toplantıda daha sonra soru- ları yanıtlayan Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu, Türkiye'de enflasyonla mücade- lede Israil ve Yugoslavya benze- ri bir para reformuna ve para- dan üç sıfır atılmasına ihtiyaç olmadığı konusunda şunları söyledi: "Paradan sıfır atmak bir çö- züm değil. Çok marjinal birta- kım yararlar sağlar. Neticede fiktiftir. Bir para reformuna sı- fır atmak olarak görmek yanlış- tır. İsrail ve Yugoslavya'da cid- di parasal reformlardan sonra paradan sıfır atılmıştır. Ben de Türkiye'de artık bir parasal re- formun tartışılması gerektigini söylemiştim. Sıfır atmak bir so- nuç. Bir paketin ufak bir parçası olarak düşünülebilir." Soru: MB'nin bağımsızlığını gerçekleştirebilmek için acaba Saracoğlu görevinde kalabılecek mi? Cevap: tktidariar degiştiginde MB yönetimi degişmemeli. MB başkanlarının görev siiresi ABD'de 14 yıl, Almanyada 8 yıl. İtal>-a ve Hollanda'da 40 yıl- da 3. MB başkanı degişmiş. Türkiye'de 1970'ten bu yana gö- rev süresini tamamlayarak yeni- den atanan tek başkan benim. MB başkanının görev suresi ka- nunla belirienmiş, ama bunları kanuna koymak yetmiyor. Esas olan kamuoyunun bu konuda- ki duyarlüıgı. Ben asgari 10 yıl BM başkanlıgı yapmak istiyo- rum. Başka bir işte gözöm yok. Bu kanunla olmaz. Kanunla ve- rilen kanunla alınır. Siyasi oto- ritenin bunu destekieînesi la- zım." Soru: Merkez Bankası'nın ba- ğunsızlığı ne zaman our? Cevap: Bu konular için za- man vermek çok zor. Para bas- ma yetkisiyle palronaj dagıtma olunca siyasi iktidar bu hakkı knilanmak ister. Önemli olan bu yetkiyi almamak. Bu silahı ya- nn kendi kendimi vunırum di- yerek denize atabiliyor musun?. Önemli olan MB'yi paranın de- gerini korama dışındaki görev- lerden temizlemek. 45 lik taban- cayı eve hiç sokmamak mesele. Soru: Merkez Bankası bağım- sız olsaydı ne yapardımz? Cevap: Sihirli formiil yok. MB'lerin elindeki en önemli si- lah inandıncılıktır. MB'ler bu- nu uzun yıllarda kazaaıriar ve çok kısa sürede kaybederier. Bu- giin biz bu inandıncdıgı kazanı- yoruz. Bir bakıma bu yıl inan- dıncılık yönünden risk aldık. Parasal program açıkladık. Bu- nu 9 ay golurduk. 12 ay da gö- lürebüecegimizi zannediyorum. Ancak böyle kredibilitemizi za- man içinde arttırabiliriz. Biz şu anda bu inandıncdıgı kazanma dönemindeyiz. Benim de gece- leri niyalanma giriyor, ya tuttn- ramazsak diye. Ama bu yıl he- defleri rutturabüecegiz. Bu ama- cumz vakit alacakür. Sihirli for- miil diye bir şej yok. Türkturi&ninipazarlayan seyahat acentelerinin gözü Körfez krizinde Turizm, hâlâhazırlıksızCEM HAMULOĞLU Turizmde 1990 bitti. Artık gözler 1991 'de. Ama Körfez kri- zi yüzünden 1991 yılı için hiç de iyimser tahminler yapılmıyor. Çünkü turizmde pazarlama ça- lışmalarının yoğunlastığı sonba- har aylarında, kriz bölgeyi teh- dit etmeyi sürdürüyor. Türk turizmini pazarlayan se- yahat acenteleri, kriz sürdfiğü için 1991 hazırlıkiarını gecikti- riyor. Türkiye Seyahat Acente- leri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Bahattin Yücel, "1991in hâlâ vakalanma ihtimali var. Ama 15 kasundan sonra her şey biter. Biterse de turizmde çok ciddi düşiiş olur. Şu anda bu düşüşün boyutlarını kestiremiyonım. Daha doğrusu kestirmek istemiyomm" diyor. Aynı görü- şü, Turizm Yatınmcılan Derne- ği (TYD) Başkanı Barlas Kün- tay da paylaşıyor: "1990'ın büyük bir kısmı geç- miştir. Asıl önemMsi önümüzde- ki sene bu krizin devam edip et- memesidir. Temenni ederim ki kısa bir zaman içinde bu buna- lım banşla çözümlensin. Eğer süriincemede kalırsa, Türk tu- rizmine asıl zarannı 1991'de göstermeye başlayacakür. Bu zarann nerelere ulasacağını şim- diden söylemek mömkün degil- dir. Ama Türk turizmine çok kötü bir darbe vunılur." Turizmde "1991 kaygısı"nı tüm sektör paylaşıyor. Turistik Otelciler ve tşletmeciler Birliği (TUROB) Başkanı Sinan Babi- la, 1990'm kriz öncesi "çok verimli" geçmesi ve krizden do- ğan iptallerin yüzde 25 oranm- da kalması sonucu fazla etkilen- mediklerini hatırlatarak. "Ama 1991 çok önemli. Biz 1991in kötü geçmesi korkusu Mİ/unden Bu cuma günkü alacaklı bankerler toprantısı Asil Nadir için çok önemli. FotoğraftaNadir ilk top- lantıya girerken görülüyor. Nadir, hisse satıyor EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Polly Peck'in önümüzdeki 4 ayda ödemesi ge- reken 200 milyon sterlin borca karşıhk taze para temin etmek için girişimlerini sürdüren Yöne- tim Kurulu Başkanı Asil Nadir Polly Peck'in varlıklannı satma- ya başladı. Nadir, Jngiltere'de faaliyette bulunan Türkiye Fo- nu'ndaki (Turkey Trast PLC) yüzde 9.42 hissesini I milyon 880 bin sterline sattı. Satışın, Türkiye'de sahibi olduğu Impex- bank'a yapıldığı açıklandı. Bu arada AP'nin bildirdiğine göre, Asil Nadir dün, ayrıca, Hong Kong'da faaliyet gösteren Shell Electric Manufacturing Co. Ltd'deki yüzde 25 hissesini de 5.5 milyon sterline elden çı- kardı. Asil Nadir, Polly Peck'in kur- tarılması aoıacıyla kişisel ser- vetinden yararlanmasının söz konusu olmadığını daha önce söylemişti. Türkiye Fonu hisse- sini satması, basm tarafından, Polly Peck'e taze para bulma ça- balannın bir parçası veya kişisel borçlannı düzenleme amacına yönelik bir girişim şeklinde yo- rumlandı. Asil Nadir'in, Poll Peck hisselerinin değer kaybet- tiği sırada aldığı hisseler için borsa simsarlarına olan borcu 35 milyon sterlin olarak hesap- lanıyor. Asil Nadir'in sahibi olduğu Impexbank tarafından Londra Borsası'nda oluşturulan Türki- ye Fonu geçen haziran ayında kuruldu ve 3 ağustostan itibaren de faaliyete geçti. Asil Nadir de fonun yönetim kurulunda görev aldı. Ingiltere'nin fon yöneticisi Fırmalanndan Argosy Manage- ment tarafından yönetilen Tür- kiye Fonu'nun yüzde 30'u İstan- bul Borsası'ndaki kârlı şirketle- rin hisselerine yatınlmış durum- da. Polly Peck'e bağlı Vestel'ir düşmeye başlayan hisselerine ge- çenlerde 'kimligi belirsiz' bir alı- cı talip olmuştu. Fonu yöneten Asil Nadir, "Türkiye Fonu"ndaki hissesini Impexbank'a sattı. Hong Kong Shell Electric şirketindeki hissesini de elden çıkardı. Argosy daha önce de Endonez- ya, Malezya, Filipinler, Şili ve \feksika gibi ülkeler için fon yö- neticiliği yapmıştı. Türkiye Fonu'na 921.888 his seyle katılan ve hisse oranı yüz- de 9.42 olan Asil Nadir'den baş- ka, Polly Peck'e mali danışman- lık hizmetleri veren Barelays d« Zoete Wedd Bankası, ayrıca ba zı sigorta şirketleri, yatınm fon- ları ve Polly Peck hissedarlan- mn bazılan var. Fonu, Ingiltere- de Argosy, Türkiye'de Impex- bank yönetiyor. Fonun satış ga- rantisini (Underwriting) lngilİ2 VV'arburg yatınm bankası verdi. Fonun portföyü 20 milyon ster- lin. Türkiye Fonu'nun yöneticisi Anne Higgins, amaçlarının ls- tanbul Borsası'nda kote olan fir- malara yatınm yaparak uzun va- deli bir sermaye büyumesi sağ- lamak olduğunu söyledi, "lstan- bul Borsası canlı ve dinamik bir borsa" dedi. Amerika'da 50 ka- dar ülke fonu bulunmasına kar- şın İngiltere'de bir düzineyi geç- miyor. Yabancı sermayenin ya- tınm yapmasını özendirmek amacıyla kurulan ülke fonlan, ülkeye taze sermaye çekmekte kullanılıyor. Türkiye Fonu'nun faaliyete geçtiği günlerde patlak veren Körfez krizi nedeniyle lstanbul Borsası'nda yüzde 30 dolayında değer kaybı olmuştu. Fonun portfolyo yöneticisi Radhika Ajmera, bu sırada kurumsal müşteriler adına hisse alımına başladıklarını söyledi. İlk Türkiye Fonu, Amerika'- da geçen yıl kasım ayında New York Borsası'nda kurulmuştu. Gözlemciler Avrupa, Japonya ve Amerika'da, Türkiye'deki menkul kıymetlere yatınm yap- mak isteyen 'çok sayıda' özel ve tüzel kişi olduğunu, Türkiye ha- zinesine yöneltilen taleplerin 'y üzlerce milyon dolan' buldu- ğunu ifade ediyorlar. Bu arada AP'nin Londra'dan verdiği bilgiye göre, dün, ayn- ca Polly Peck International PLC'nin Hong Kong'daki ko- lu da, Shell Electric Manufac- turing Co. Ltd.'de sahip oldu- ğu yüzde 24 oranındaki hisseyi, 5.5 milyon sterlin karşılığı elden çıkardı. oldukça endiseliyiz" diyor. Körfez krizinin turizm sektö- ründe yarattığı ilk şaşkınlığın ardından artık geleceğe yönelik değerlendirmeler yapıhyor. Türkiye'nin Irak'la komşu ol- masının, kriz sürdükçe Türki- ye'ye olan turistik talebi etkile- yeceği biliniyor. Bu arada kri- zin süriincemede kalması, çö- zümdeki belirsizliğin sürmesi, Türk turizminin yeniden eski konumuna gelmesi için gereke- cek olan zaman dilimini uzatı- yor. Ama uzun vadede en bü- yük kaygıyı, kriz yüzünden gi- derek yükselen petrol fıyatlan oluşturuyor. Bahattin Yücel, petrol fiyatlannın yükselerek dalgalanmasının, Türk turizmi- nin ahcısı olan Batı Avrupa ül- kelerinde yeni ekonomik düzen- lemeler yapümasına neden ola- bileceğini hatırlatarak şunları söylüyor: "Bu durum, sanıyonım 1990 yılını bunalım dönemine kadar iyi geçirmiş olan Batı Avrupa ülkelerioin ekonomilerini de önemli ölçüde sıkıntıya soka- caktır. Uygulanacak ekonomik poliükalar bu ülkelerde enflas- yona yol açabilir. Enflasyonun etkisini karşılamak için söz ko- nusu ülkelerde akla gelen ilk yöntem de faiz oranlannı arttır- maktır. Faiz oranlannın arttuıl- ması, tükericiierin turizm için para ayırmamaya başlamasıyla eşaniamiıdır." Körfez krizinin tüm dünya turizmini olumsuz etkilemesi bekleniyor. Yücel, "GeneMe ne kadar azaima olur, bunu petrol fiyaüan beürieyecektir" diyerek şunları söylüyor: "Bence dünyadaki genel dü- şüşün üzerinde bir düşüşe ma- nız kalmamak lanmdır. Dünya rurizmi yıida yüzde 20 oranın- da düşüş gösterirse Türk turiz- minin de bu oranda düşmesini, daha fazla bir düşüşe sahne o\- mamasını sağlamak için çalışıl- malıdır. Bunun yolu da, yogun bir tanıtam ve pazarlama kam- panyasından geçer." Petrol yeniden 40 dolarda Ekonomi Servisi — Petrol pi- yasalan Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in dudaklan- nı okuyor. Saddam Hüseyin'in tsrail'e saldın tehdidi üzerine ham petrol fiyatı varil başına yaklaşık 2 dolar artış gösterdi. 28 eylülde 40 dolar barajım aşa- rak son 10 yüın en yüksek sevi- yesine çıkan petrol fıyatlan dün- kü gerginlikten sonra yeniden aynı düzeye ulaştı. Dün yaptığı açıklamada Isra- il'in Arap topraklannı terk et- mesini isteyen Saddam Hüseyin, Irak'ın sahip olduğu uzun men- zilli füzelerle Israil'i vurabilece- ğini söyledi. Saddam Hüseyin'- in bu konusmasının ardından ham petrolün varil fiyaü 12 gün- lük aradan sonra yeniden 40 do- lann üzerine çıktı. önceki gün, Londra'da varil başma 38.05 do- lardan işlem gören Kuzey Deniz petrolü, dünkü işlemler sonun- da 40.07 dolara yükseldi. öte yandan Lefkoşa'da ya- yımlanan \liddJe East Econo- mic Survey dergisinin yaptığı araştırmaya göre, OPEC üyesi ülkeierin günlük ham petrol üre- timi eylül ayında 3 milyon varil artarak 22.49 milyon varili bui- du. T U K E T I C I G O Z U Y L E MERAL TAMER Fosforlu mayo almaymMavo mevsimi değiL, ama bu hafta konumuz mayolar. Çünkü son 15-20 gün içinde siz okur- larunızdan mayolarla ilgili pek çok şikâyet al- dık. "Gelecek yaz sizin de başınıza gelebilir?" diyerek okurlarımızın mayolarla ilgili sorun- larına ve bu sorunlara firmalann nasıl yaklaş- tığına geçiyoruz: î\k mektup fstanbullu okurumuz Ayla Al- bayrak'tan: "Bakırköy Kayalı Pasajı'nda tlter Butik- ten 75 bin lira ödeyerek Kom marka bikini al- dım. Bikininin üzerindeki etikette kumaşınm özel olarak ttalya'dan ithal edildiği yazıyordu. Tatile çıktık. Abartmasız 4. giyişimde ithal ku- maşh bikinim, kullanılamaz hale geldi. Kuma- şın görüntüsü iri gözenekli bir portakaldan farksızdı. Dikişleri yer yer atlamalar yaparak sökülmeye başladı. tlter Butik'e dunımu bil- dirdim. "Hata bizde degil. Fabrikaya gönde- relim. 15-20 gün sonra ugrayın" dediler. 15-20 gün sonra gitnğimde ise bana verüen mesaj çok ilginçti. Fabrikâ yetkilileri "Olaya «aşmadıklarını, bunun bekledikleri bir sonuç olduğunu, ku- maşın o hale donüşece- gini zaten bildiklerini, ama y^pılabilecek bir şey bulunmadıgını" söylemişler. 4 kez kul- lanımdan sonra vinylex bir deri çantamn soyul- maya yüz tutmuş şek- lini alan Kom marka bikinimi bağnma mı bassam, ne yapsam acaba? Bu mektubu Kom fırması baş stilisti Eren Hattatoglu'na ilettiği- mizde tlter Butik'in al- dığı yanıttan daha olumlu bir yanıt aldık: "\f ilyonlarca mayo üretiyonız. Arada bir ta- ne de de böylesi çıkabilir. Getirsin, derhal de- giştirelim." Ikinci örnekteki okurumuz Leyla Ercan, Ay- la Albayrak kadar şanslı değil. Ayyıldız fırma- sından satın aldığı mayoyu kendisi değiştirmeyi denemiş, ama başaramamıştı. Bunun üzerine geçen haftaki köşemizde bu konuya yer ver- miştik. Ayyıldız Mağazası Müdurü Recep Ça- faskania bir de biz görüşelim dedik. Ancak so- nuç değişmedi. Recep Çalışkan, "Floresan renklerin soldngunu heıİces bilir" diyordu. "Ama yine de etiketine yazmanız gerekmez miydi?" di>« sorduğumuzda ise, "Herkesin bü- digi şeyi aynca etikete yazmaya gerek var mı? Siz deterjanla diş fırçalar mısınız?" diye ya- nıt veriyordu. Üçüncü mektup Giresun'un Görele ilçesin- den yazan okurumuz Sıdıka Dülger'e ait: "Bu yaz tatile çıkamadık. Karadeniz'in ha- vasını da bilirsiniz. Toplam denize girebildiği- miz günler 20'yi geçmez. Haziranda Ankara- da Yeni Karamürserden kızımiçin 38 beden mayo aldım. Sözüm ona paraya kıydık, uzun süre giysin diye 87 bin 500 liralığını, en iyisini aldık. Penyelnks fırmasına ait olan mayo, la- civert, belinde beyaz kumaş, kemer biçiminde aksesuar, ait kısmında yine pembe kumaş ak- sesuarlı. Ama ne yazık ki bu mayo, 20 günlük kulla- nım sonunda beyaz iplikleri sökülmüş, pem- be bölümü de solmuş hale geldi. Acaba firma- nın adresini bulsam, iplikleri yeniden dikip pembe bölümünü değiştirebilirler mi?" Penyelüks Pazarlama Müdürü Hasan Ver- bay'a konuyu aktardık. Mayoyu Penyelüks'e gönderdikleri takdirde mümkünse onanlaca- ğım, mümkün değilse yenisiyle değiştirileceğini öğrendik. Son mektup ise Adana'dan yazan okurumuz Emel Özer'den: Bu yaz 3 yaşındaki kızıma Adana'da Volkan Bebe'den bir mayo aldım. Btttün dolaşmala- rımdan sonra piyasadaki mayolann 2 misli fiyatarazıolup çok şi- rin görünüşlü Roy marka 2 parçah bir mayoya 54 bin Hra öde- dim. Mayo daha ilk gi- yişte kumaşınm doku- suna giren toz ve kum zerreciklerinden kirli görünüşlü bir hal aldı. Kumlar mayo kuru- duktan sonra da çık- madı ve özeilikle lastik kısunlannın içine yer- leşti. Ikinci giyişte ise fosforlu rengi tama- men soldu ve alacaü bir renge büründü. Bu- nun üzerine 2 yıldır te- pe tepe giydiği eski ma- yosunu giydirmek zo- runda kaldım. Tatilden dönüşte mayoyu aldı- ğım bebe mağazasına götürdüm. "Yapacak bir şeyimiz yok" dediler. Israr edince zor da olsa Roy firmasının telefonunu verdiler. Roy firma- sının yetkilisi Selahattin Bey'e durumu anlat- tım. "Fosforlu renkler solar, bunu da herkes bilir" dedi ve benim bugüne kadar solan bu mayonun, hiç değilse etiketinde böyle bir uya- rının bulunması gerektigini hatırlattım. Sela- hattin Bey'den, "Herkes mayonun modeline ragbet ediyor, kimsenin dayanıklılıgı düşündü- gü yok" şeklinde bir yanıt aldım. Roy firmasının yetkilisiyle biz de görüştük. Fosforlu renkli mayolann havoıza girildiğinde derhal, denize girildiğinde ise 3 ayda solduğu- nu, bunu da herkesin bilmesi gerektigini söy- ledi. İthal maiı olan kumaşm yüzeyinin pütürlü olması nedeniyle içine kum çökmesinin de nor- mal olduğunu söyledi. Demek ki uzun süre kullanabileceğiniz bir mayo sahibi olmak istiyorsanız, fosforlu, yü- zeyi pütürlü kumaştan yapılmış olanları "asla" seçmeyeceksiniz. T U K E T I C I N I N S E S I • Benetton beni oynattı Beyoğlu Benetton mağaza- sından indirimli satışlardan kendime bir blucin aldım. An- cak eve geldiğimde fermuann ait kısmında bir defonun oldu- ğunu fark ettim. Ertesi sabah erkenden aynı mağazaya gidip blucini değiştirmek istedim. Fakat şans bu ya... Benimki sonuncuymuş."Bir başka Be- netton mağazasına gidip degiştirin" dediler. Bunun üze- rine Şişli Benetton mağazasına gittim ve oradaki bayan bana "Benetton magazalan farklı kişilere aitür. Hepimizin girişi- çıkışı ayndır. Bunun için satın akügınız magazadan başkası si- zin pantolonunuzu degiştire- l ' bilmemesi çok garip değil mi?.. O anda defolu pantolon aldı- ğımdan çok, böyle koşuşturul- mama sinirlendim. Bu kez de bana kotu fabrikaya gönderip tamir ettirmeyi önerdiler ve "Bir hafta sonra gelin" dedi- ler. Bu arada belirteyim, ben Kadıköy'de oturuyorum. Bir hafta sonra gittiğimde ise ko- tun tamir edildiği takdirde da- ralacağı bildirildi ve "2-3 gün bekleyin, yeni bir tane aratıyo- nız" dendi. Artık sabrun tü- kendiği için paramı geri iste- dim. "Veremeyiz" dediler. Ben ise Benetton mağazalanna gü- venimi kaybettiğim için daha fazla beklemek istemedim ve yeni sezon için aldığun bir kot, üzerine ödediğim 70 bin Ura ve bu olayın yarattığı yorgunluk ve sinirle evime döndüm. Ben- ce artık markanın, fırmanın ne kadar büyük ve dünya çapın- da olduğu önem taşımıyor. önemli olan o firmanın malla- nnı satmak için yetkiyi kime mez" dedi. Tekrar Beyoğlu'na verdiği... SERDA KIRÇICEK- döndüm. Bu durumu onlann tSTANBUL Benetton fırması Genel Müdürü Serdar Sunay, mağaza sahipleri ayrı olsa da Şişli mağazastnm bu mali değistirmesi gerektigini, ancak bu mağaza yeni olduğu için tezgâhtann olumsuz bir yanıt vermiş olabileceğini söyledi. Sunay, aynca bu tür şikâyetlerin Benetton Genel Müdürlüğü 'ne aktarıldığı takdirde tüketiciyU yakından ilgüendiklerini beürtti. PTT neden oyaladı? Çevirmeli telefonumu tuşlu telefonla değiştirmek üzere 16 temmuzda PTT Erenköy Tele- fon Müdürlüğu'ne sözlü olarak başvurdum. Makinemi de ya- nımda getirmiştim. 'Dilekçe yaz' dediler, hemen yazdım. Dilekçem ahnıp içeri götürül- dükten sonra bir memure gelip işlerinin yoğun olduğunu, bir hafta içinde beni mektupla ça- ğıracaklannı söyledi. Bu işin anında yapılacağını hem duy- muş olmama hem de müraea- at yerinde ilan edilmiş olması- na rağmen, telefon makinem elimde geri dönmek zorunda kaldım. Aradan bir aydan faz- la süre geçip de çağn alamayın- ca posta kanalıyla ikinci bir başvuruda bulundum. Birkaç gün sonra adı geçen müdürlük- ten telefonla arandım. Ertesi gün gittiğimde hemen gerekli evrak hanrlandı, vezneye gidip 71 bin 500 lirayı yatırdım. Eli- me bir kutu içinde telefon ve- rildi. Ancak bana verilen tele- fon Belkıs modeliydi. Halbuki ben her iki dilekçemde Efes is- tediğimi bildirmiştim. Kutuyu elime alana kadar da kimse b->- na bu konuda uyarıda bulun mak gereğini duymadı. Sonuç olarak geçen süre içinde fiyat artışı olduğu için hem daha fazla para ödedim hem de is- tediğim modeli alamadım. Ve başıma daha başka dertler açıl- maması için sesimi çıkartma- dan evime döndüm. MAHİR TOKTAN-tSTANBUL Altın Rehber'in clikkatine.. ITT-Bilka üe aralık 1989'da Altın Rehber'de her 3 bölgede ve Adana'da yayımlanmak üzere reklam sözleşmesi yaptık. Birimiz 1 milyon 936 bin lira, diğerimiz 1 milyon 485 bin lira ödedik. Ancak 3. bölge rehbe- ri dağıtıldığında rehberde ilanı- mızın olmadığını gördük. ITT'ye başvurduğumuzda 1991'de yayımlanacagım söyle- diler. Bu arada 75 kodlu reh- berin haziranda yayımlanaca- ğı vaat edilirken, şimdi 11. ay- da diyorlar. Reklamın gayesi anında sağlayacağı faydadır. Siz olsanız, bir yıl sonra yayım- lanacak reklam için o kadar para bağlar mısınız? EKREM EROL - AHMET SAMİ BE- LEK / İSTANBUL ÜRETİCİYE TEŞEKKÜR Saks'ın jesti 4 yıldan beri SAKS marka çoraplann Night Star türünü kullamyordum. Fakat geçen yıl sonlanna doğru aynı ma- gazadan aynı renk ve aynı numara, yani her zamanki çorabı aldığımda dokuması- nın farklılaştığım, kısa süre- de bombeleştiğini ve daha kolay kaçtığını fark ettim. Köşenızden aldığım güçle "Neden bunu firmaya bildir- miyorum. Acaba sabote et- mek için taklidi mi çıkanlıyor" diye düşünerek firmaya yazdım. Mektuba adres ve telefonumu da ekle- miştim. 10 gün kadar sonra APS kanalıyla eve bir paket geldi. Paketi açınca hem se- vindim hem saşırdım. Çünkü benim sevdiğim çoraplardan 2 kutu ve bir de mektup var- dı. Aradan zaman geçti. Bir- kaç gün önce postacı yine ko- caman bir kutuyla kapımı çaldı. Yine SAKS'tan, yine aynı renk, bu kez 4 kutu ço- rap gelmişti. Ben firmama sahip çıkarak onu uyarmış, o da tüketicisine sahip çıkmış- tı. Bu hazzm lezzetini anla- tamam. ÖZNURGÜLŞEN Kalebodur'a teşekkür Ben emekli öğretmen ola- rak bir yıl önce bozuk çıkan Kalebodur seramiklerinin pe- şine düştüm. Evimizin mut- fak ve banyosunun tadilatı için bir hayli Kalebodur aldık ve döşettik. Ancak döşendik- ten birkaç gün sonra defolu ve dalgalı olduğunu fark et- tik. Firmanın Levent'teki ka- lite kontrol bölümüne bir mektup yazdım. Mektubuma 3 gün içinde telefonla yanıt verildi. Daha sonra da evime bir heyet göndererek kontrol yapıldı. Kaiebodurlann ger- çekten de bozuk olduğu tes- pit edildi. Ancak ellerinde beyaz Kalebodur yoktu. Sık sık aramamı söylediler. Çok uzun surdü bu arama, ama her seferinde Ali Kayıaslan Bey çok nazik ve ilgili bir dil- le beni aydınlattı. Sonuçta aradan 1 yıla yakın bir süre geçtikten sonra bizim Kale- bodurlar işcilik parası da ver- meden sağlamlanyla değişti- rildi. ÜLKÜ KARATEKIN- İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle