20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DtZİ-RÖPORTAJ 9 OCAK 1990 1954 seçimleri kaybedilmişti, Malatyalı hemşerileri Ismet Paşa'ya sitem ediyorlardv Nereden çıkardın şu demokrasiyi? 3Kent 3 Başbakan Röportaj: Necati Güngör CH^ Malatya'da seçimi kazanmış, ama Türkiye genelinde kaybetmişti '54 seçimlerini. İktidar olamamanın acısıylakimileri İsmetİnönü için 'Kendini de yaktın, bizi de5 diye düşünüyorlardı. İsmet Paşa ise şöyle demekteydi: 'Ben yanmadım. Malatyalılara gelınce, hiçbir köyde, mahallede yangın çıkarmıyor diye kahraman olan kimse gördünüz mü? Yangın çıkarmayan kahraman olmaz; ama çıkan yangına bir kova suylakoşan kahraman olur. Malatyalılar, siz de yanmadınız, kahraman oldunuz! — 7 — Bir anlamda Malatya halkıyla DP iktidarı arasında geçen uzun mücadeleyi hemşerilerinin kazanması, İs- met Paşa'yı da sevindirecekti. Paşa, Malatya'ya gön- derdiği mesajında şöyle diyordu: "Malatyalı hemşerilerime: Hürriye! rejiminde bir şehir halkımn kendi iradesi- ni seçmenleri} le tain elmesi hakkını bir seneden beri, bir insanın gıiç lahammul edeceği zorluklar içinde mu- dafaa ediyorsunuz.(...) Malatya belediye seçimi, hadi- selerin sevkiyle memleket ölçüsunde bir siyasi ehem- miyet kazanmıştır. Bütün memleket, Malatyalılann azimli ruhunda demokrasi rcjiminin kuvvetli bir mes- nedini bulrnuştur..." Tam o gunlerdi: Malatya caddelerinde bir sabah, po- lisler koca bir köpeği kovalıyorlardı. lri yarı bir Kan- gal köpeğiydi bu. Kuyruğuna bir teneke bağlıydı hay- varun. Boynuna da bir karton asılmıştı... Polisler ya- kalamaya çalışırken zavallı köpek korkudan kaçıyor; kaçarken de kuyruğuna bağlanmış olan teneke güriil- tülü sesler çıkarıyordu. Polislerin arkasında da bir insan kalabalığı... Polis- ler koşuyor, köpek kaçıyor, insanlar merak içinde olayı anlamaya çalışıyorlardı... Bir anda bütun bir çarşı es- nafı bu olayı konuşmaya başlamıştı. Birileri köpeğin boynuna vaJinin adını yazmış, kuyruğuna da teneke bağlayıp sokağa salmıştı geceden. Kimin yaptığı belli değildi. Bu olaydan kısa bir süre sonra, Vali Turgut Baba- îsmeı inonu, 27 MayısTan 1 yıl soara Malatya'da. '1960 tbtflali', Adnan Menderes'in memleketi AyAn'da soguk bir etki yaratırken, 10 yıl süreyle Mendcres hüknmetleriyle gerginlikler vasayan Malatya'da güler ytirie karşılanratşü. oğlu bu kente yararlı olaraayacağını anlıyor ve sessiz sedasız çekip gidiyordu. 1954 Genel Seçim Kampanyası'nı, tsmet İnönü Ma- latya'da açıyordu. Kampanyaya buradan başlaması rastlantı değildi elbet. Aradan geçen dört yıl içinde, tno- nu, koskoca bir hükümeti karşılarma alma pahasına kendisine bağlı kalan heraşerilerinin gönlünü oksama amacını güdüyordu. "MalalyaJılar, sevgili bemşerilerim, tlk seçim nutkumu Malatya'da veriyorum. Yalnız- ca seçim bolgem oldugu için değil. Dört senelik muha- lefet devrinde, iktidann en çok eziyet etmiş oldugu yer- lerin arasında bulunduğu için. MalatyaJılar kendi ev- latlanndan birinin resim çerçevesine karşı makineli tü- fekle askeri harekât tertip edildiğini gormuşlerdir. Ma- latya, muhalefet devrinde vatandaş haklannı bilen ve bütün Turkiye halkımn bimayesine güvenen şerefli va- tan köşeJerinden biri olarak siyasi bünyemizde yer al- mışOr." '54 seçimlerini Malatya'da CHP büyük bir çoğun- lukla kazanıyordu. Ama Türkiye genelinde kazanan DP idi... înönü ve partisi, yine muhalefette kalmıştı... İk- tidar olamamanın acısı kimilerinin yüreğine usulcana .çöküyor; bu nedenle de Inönu'ye sıtem ediyorlardı: "Paşam nereden çıkardın şu demokrasiyi? Kendini de yaktın bizi de!" tsmet Paşa, demokrasiyle birlikte kendisini yaktığı endişesine kapılmış mıydı hiç; orası belli değildi; ama bu endişe içindeki hemşerisini şöyle avutuyordu: "Ben yanmadım... Malatyalılara gelince: Sen hiçbir köyde, hiçbir mahallede \angm çıkarmıyor diye övü- len, kahraman olan kimse\i gordun mu? Yangın çıkar- mayan kişi kahraman olmaz. Ama çıkan yangına bir kova sujla koşan kahraman olur. Malatyalılar, siz de yanmadınız. kahraman oldunuz, kahraman!" 1955 yerel seçimleri sonucunda, Türkiye'nin butun belediye başkanlıklarını Demokrat Parti adayları ka- zanmıştı. CHP Parti Meclisi, iktidarm anti-demokratik uygulamalannı protesto için seçimleri boykot etme ka- ran almışu. Türkiye'de yalmzca Malatya il örgütü kendi başına seçimlere katılma kararı alıyor ve doğal olarak seçimi de kazanıyordu. Ne var ki DP iktidannın, Türkiye'nin tek CHP'li be- lediyesiyle olan savaşımı da süruyordu! O yıllarda bir süre belediye başkanhğı görevinde de bulunan Avni Ge- beş kaleme aldığı anılarında, bu konuyla ilgili olarak şu notları düşecekti: " D P iktidannda, Ticaret Bakan- hğı'nca bütün belediyelere üçer beşer kamyon, otobus verilirken, Malatya'ya ambulans, itfaiye arabası bile verilmiyordu. tller Bankası butun belediyelere comertçe inşaat kredisi açarken, Malatya Belediyesi'nin bitmiş yapılan için cam parasını bile esirgiyordu. Birinde. Sa- na>i Sitesi'nin temelini atmak üzere çagnlan \e kendi- si de gerçekte Malatyalı olan tçişleri Bakanı Namık Ge- dik, törene katılan haikı azımsayarak, temeli almadan geri dönüyor ve böylelikle Malatya'yı cezalandırmış oluyordu." Dabası da vardı: Belediye başkanı DP'ye geçsin di- ye yoklamalar yapılıyordu. Kentin elektrigini veren Su- merbank, bu konuda problem yaratıyordo sık sık... Malatya'nın "İsmelpaşa" adlı bucağı ilçe yapılırken adı da değiştiribp Yeşilyurt denilmişti. Malatya'nın Adı- yaman ılçesi, Malatya'dan koparılıp il yapıldı. İsmet Paşa Parkı'nın adı değiştirildi... Hükümet binası önün- de duran İsmet İnönü heykelinin yıkımı için girişim- lerde bulunuldu. Heykelin boynuna zincir takılıp sü- rükleneceği söylentileriyle, Inönü'nün hemşerilerine manevi işkence yapılıyordu... Malatya'nın eski CHP'li milletvekillerinden Musta- fa Kafıan, geçmiş yıllarda, Türkiye'nin borçsuz tek be- lediyesinin Malatya Belediyesi olduğunu anlatıyordu: "Borçsuzdu.'çünkü tller Bankası bir kuruş bile borç vermiyordu! Evet, Malatya'nın tsmet Paşa donemin- de kayrıldıgını başka iilerin millervekilleri de zaman za- man soylerdi; ama İnönu bolgecilik ya da kayırmacı- lık yapacak bir devlet adamı değildi. Onun zamanın- da DDY 5. işletmesi >apılmıştı; ama bu Malatya'nın cografyası gcregiydi. Bir mensucat fabrikası, bir sigara fabrikası yapılmış- tır, evet... Bunlar o devrin programında bulunan şey- lerdi, kayırma sonunda yapıldığını sanmak yanılgı olur... Düşünün, Türkiye'nin her yerine bir şeyler yap- mak için çaba gösterilen yıllardı... Bunun aksine ola- rak, Elazıg DP'li oldugu için Malatya'da yapılması planianan DSİ, komşumuza kaydınlnuşü. Ahmet Tah- takılıç zamanında yapüan Elazıg Üniversitesi de keza Malatya'nın hakkıydı... Bir havaalanı yaptırtamamı- şızdır sözgelüni. Aneak kuçuk uçaklar inerdi Malatya'- nın havaalanına. Askeri bir havaalanıdır burası. Bir ha- vaalaru girişimimiz oldu; istedik ki buyiık uçaklar da inebilsin... Kâmil Ocak, bu havaalanını kendi bölged olan Gaziantep'e kaydırdı... Hâlâ Malatya'nın sivil bir havaalanı yok. Yine eskisi gibi, askeri bir alana, kü- çuk uçaklar iniyor... İsmet Paşa bütün bu kayırmacılardan yılmışü. Her şeyin bir plan program içerisinde gerçekleştirilmesini istiyordu. Nitekim 1960'tan sonra kurulan Devlet Plan- lama Teşkilatı fikri Paşa'dan çıkmıştır." 1960 Ihtilali Aydın'da soğuk bir etki yaratırken on yıl süreyle Menderes hükümetleriyle gerginlikler yaşa- yan Malatya'da güler yüzle karşılanıyordu. Ustelik, 27 Mayıs'a gelmeden bir ay kadar önce çıkan öğrenci olay- larında Malatya bir evladını yitirmişti: Turan Emek- SİI... O donemin Valisi Cczmi Kartty öncülûğünde ilkin bir büstü yapüacaktı Turan Emeksiz'in; sonra adı bir liseye ve bir caddeye verilecekti... Ancak daha sonra- ki dönemlerde 27 Mayıs'ın getirdiği anayasayla birlik- te bu büst de caddeye ve okula verilen adlar da kaldı- nlıp unutturulacaktı. SCJRECEK R O S A p ı a n o b a r ^ördünüz mü, duydunuz mu, yaşadmiz m\, Kosa bar \arkfnh.. Atmosfer, yemek ve canlı miizik IfTlTlTTlHllTlT". T U R K I N K I L A P T A R I H I E N S T I T U S U HasanAM YüceFden bugüne V. /-1>—-\ / - ^ Bağaras. Sok 2/A Bebek Tel" 165 13 73 (Akbank ve Yapı Kredi Bankası Sokağı) Süper fiyatlar ödemede kolayhklar, senelerin tecrübesiyle ^ TATIL için•fül!fİfî!^S.se< Adres: Valikonağı Cad. 33/1 Başaran Apt. Harbiye-IST. 740 60 03-147 98 11' 131 50 78/79 — 1 — Prof. Dr. NEJAT KAYMAZ DU ve Tarih-Colrafya FakuUes, T.C. Tarihı Anabilim Dalı Başkanı. Ankara Üniversitesi Türk tnkı- lap Tarihı Enstitüsü 1982 yılından bu yana, Cumhuriyel gazetesi başta olmak üzere çeşitli basm organlarında, sık ya da seyrek aralıklarla haber. eleştiri, yorum konusu olmuş ve Aydın Taneri, Mustafa Kafalı, Hasan Köni gibi adlann unlenmesine yol açnuş bir YÖK kunımudur. Durum böyley- ken, anılan tarihten sonra yöne- timde bulunanların bir bölumüne karşı, görevi kötüye kutlandıkla- n savıyla son zamanlarda açılan ceza davasının ilk duruşması sıra- sında, adliye koridorlarında bir arbede yaşanınca, kurum, sansas- yonel bir atmosfer içinde, yüksek tirajh gazetelerin manşetlerine çıkmış ve geniş kamuoyunun ilgi odaklarından biri dunımuna gel- miştir. Bir akademik kuruluşla ilgili olarak bunca gurultü niçin kopu- yor? Yedi yıldır süregelen ve bu boyuta varan olayın aslı nedir? Enstitu hangi amaçla kurulmuş? Nasıl bir işlev öngörulmüş? Ey- lemde ne olmuş? "Türk İnkılap Tarihi Ensütü- su", (TtTE) adı altında ilk kuru- luş, Hasan Âli Yücel'in Maarif Vekilliği sırasında 4204 sayılı ve 15 Nisan 1942 tarihli bir yasayla, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'- ne bağlı olarak doğmuştur. Ata- türk'un ölmeden once verdiği yö- nergeye uygun olarak kurulan enstitüye, "Türk tstiklâl Savaşı, Türk tnkılabı ve T.C. Rejiminin dayandığı esaslar hakkında her hirlü araştırmalarda bulunmak", "ilgili kütüphane,.. maze,.. arşiv kurmak", "konferanslar vennek ve yayında bulunmak", "fakül- te ve yüksekokullardaki tnkılap Tarihi ve T.C. rejimi derslerini... kendi kadrolanndaki... profesor, docenl ve ögretmenleri" ile okut- mak görevi verilmiştir. Enstitü- nun "vekil'"ce atanan prof. un- vanlı bir müdür başkanlığında, anılan dersi veren öğretim üyele- riyle birer CHP, TTK, TDK tem- silcisinden ve uç bakanlık görev- lisinden oluşan bir "tlmi Danış- ma ve Yönetim Kurulu" olması, burosunda çalışacak memurlar ve raüstahdem içinse DTCF kadro- larma gerekli eklemelerin yapıl- ması öngörülmüştür. 1946 yılında üniversitelere özerklik tanıyan 4936 sayılı yasa çıkınca, TÎTE'nin statusünde bir karmaşıklık ortaya çıkmıştîr. "Maarif Vekili"ni birinci derece- de yetki sahibi sayan kuruluş ya- sası ve 1943 tarihli "tç Talimat- TE Müdürlüğû'ne beni seçmiştir. Enstitünün tuzel bakımdan ismi var cismi yok duruma geldiği, pa- rasal olanaktan yoksun olarak bir sığıntı gibi kalmış bulunduğu bir dönemde, alanın tek ilgili ol- mam dolayısıyla verilen bu yöne- ticilik görevi, kütüphane ve arşiv memurluğu kadrolan yerine, 27 Mayıs ertesinde "özd olarak konmnş" iki asistanlık kadrosu- na, biri eski müdürlerden birinin kızı olmak üzere yerleştirilmiş ve Darustay karanyla akademik hak- lara kavuşmuş, sonra da şımara- rak ısi sermiş iki kayuılmış yüzün- den 1980 eylülünde istifa etmek zorunda kalmamla noktalanmış- tır. O zamanki DTCF Dekam, anılan kişilere dokunamadığın- dan, zaten çalışamaz duruma gel- miş enstitünün Uç ay da başıboş kalmasına neden olmuştur. Üç ay sonra, salt Atatürk'ün doğumu- nun 100. yılı kutlamalan etkinlik- Jolly Tour Cocugu.ıuza zeka gelisliricı 3 T OYUN HAMURU kıriasıye ve oyuncakcıtardan araymız SATILIKYLGO- TOPOLINO OTOMOBİL 1985 model 60.000 km, san, peşin 5 milyon Tel: 158 76 71 Oğlum Tuncay Demir ve kendi nüfus cüzdanımı kaybettim. Hukümsüzdür. HATİCE DEMİR- TUNCA Y DEMİR ULUDAG KERVANSARAY OTEL TUR OTEL AK OTEL BURSA KERVANSARAY TERMAL KERVANSARAY BURSA ABANT ABANT PALACE YALOVA TURBAN TERMAL OTEL BOLU BOLU TERMAL OTEL ŞİLE DEĞİRMEN OTEL GÖNEN YILDIZ OTEL KIBRIS ACAPULCO TATİL KÖYÜ DOME OTEL • GRAND ROCKS OTEL Valikonağı Cad. 33/1 Başaran Apt. Harbiye-IST, 740 60 03-147 98 11-131 50 78/79 Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü adı altında ilk kuruluş, Hasan Âli Yücel'in Maarif Vekilliği sırasında 4204 sayılı ve 15 Nisan 1942 tarihli bir yasayla Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ne bağlı olarak doğmuştur. Hasan Ali Yücel name"si yürürlükte kalırken, ey- lemli olarak DTCFye bağlılığı ön plana geçmiştir. Müdür fakulte kurulunda seçimle belirlenir, öde- neği kesilir, kurullar belirsizkşir, enstitu bütçesi DTCF'den yana kırpmalaıia gide gide sıfu-larurken ve iyileştirme yolundaki tüm gi- rişimler sonuçsuz kalırken, ku- rum, düşe kalka da olsa tam kırk yıl yaşamıştır. Enstitünün müdürlüğünü Prof. Yavnz Abadan, Prof. Enver Zi- ya Karal, Prof. Afet İnan gibi hu- kukçu ve tarihçileT yapmıştır. Enstitu, geçen kırk yıl içinde, ağırkk ilk yıllarda bulunarak, sa- yısı 70.000'e ulaşan belgenin yer aldığı bir arşive, 7200 kitap ve ga- zete, dergi koleksiyonları içeren bir kitaplığa, 1688 kayıtlı eşya bu- lunan bir muzeye, yuzlerce bant- tan oluşan bir orijinal filnı, 13.500 pozluk bir fotoğraf ve zen- gin bir pul koleksiyoruına sahip olmuştur. Beş cilt tutan "Ata- riirk'ün Söylev ve Demeçleri" başta olmak üzere bir dizi de ya- yın yapmıştır. 1977 yıhnda Prof. Afet İnan emekli olunca, DTCF Kurulu, o sırada doçent olmama karşm, Tl- lerine katümayı sağlar ve göze gir- meye yarar hesabıyla bir devir- teslim işlemine bile yanaşmadan, usulsüz bir seçimle müdürluğü üs- tüne almıştır. Enstitu kitaphğının fîş sistemini, -fakülte kitaplığm- daki gibi- yeni bir tasnif yaptıra- rak altüst eden, filmlerin soğutu- culu kamyona doldurulup bir semt-i meçhule götürülmesine se- yirci kalan, tş Bankası Ankara Merkez ve Yenişehir şubelerindeki iki hesapu kayıtlı olan ve Atatürk albumü bastuılması amacıyla kul- lanılması kararlaştınlmış bulunan 400.000 TL dolayındaki enstitu parasını çektirip bir maksad-ı meçbnl için harcayan bu müdür, 1982 kışında, bir ara, YÖK öncesi rektörüyle birlikte, arşivdeki bel- gelerin en göz alıcı olanlanndan bir sergi düzenletip o vesileyle "büyük paşalar'ın önünde ardin- da dolaşmış ve aferin almıştır. 100. yılın kutlanması amacıyla, her yerdeki gibi Ankara Üniver- sitesi'nde de etkinlikler (!) göste- rilirken, özellikle DTCF Dekanı yüdızlaşmıştır. Rektör bile 12 Ey- lülcülere yaranamazken dckanı- mız, başarısımn ödülunu, önce yerini koruyarak, sonra da resmı Türk Tarih Kurumu'nun başkan- lığına atanarak görmüştür. Bizim olanaktan yoksun, gös- terişten uzak TİTE, var olan ya da yeni kurulan oteki enstitüler gi- bi, amacı, "öfrencilerini" bir yandan "Atanırk inkılaplan ve il- keleri dogrultusunda Atatürk mil- liyetçiligine" öte yandan "örf vc âdetlerimize baglı" olan, hem "hür ve bilimsel düşünce gücüne, gem'ş bir dünya görüşüne sahip, insan haklanna saygılı" olan, hem "Tıirk milktinin milli, ahlaki ... manevi degerkrini taşıyan" "vatandaşlar olarak yetişünnek" biçiminde belirlenmiş (2547 sayı- lı yasa, madde: 4-5) yükseköğre- timin, "Üniversite ve fakülteler- de birden fazla benzer ve ilgili bi- lim dallarında lisans üstü eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve uygulama yapan bir ... kununu" diye tanımlanmak (madde: 3-f). fakulte düzeyinde haklar ve yet- kilerle donatılmak ve benzeri bir yönetim düzenine sahip kılınmak (madde: 19) suretiyle görkemli bir YÖK "birim"i kıhğuıa sokulmuş- tur. Ancak bu yapıhrken, ona, yasal tanım ve açıklamaların ar- kasında saklı kalan ve eskisiyle kesınkes çelişen bir temel işlev yuklenmiştir. Bu, Tilrk Devrim Tarihi araştırma ve öğretiminin, devrim ilkelerinın anlatım ve de- ğerlendirilmesinin, bir tür "sınırlı" ya da "duraksaınalı" Türk-İslam Sentezciliği olan 12 Eylül Atatürkçülüğü açısından yapılmasını sağlayacak koşulları yaratmak işlevidir. Atatürkçülü- ğün önce rayından çıkanlıp sap- tınlması, sonra yok edilmesi de- mek olacak böyle bir iş, ancak mi- litan yönetim ve öğretim eleman- lan kullanılarak, çok sayıda aka- demik kadro sağlanarak ve bun- lar çabucak uygun niteliidi gereç- lerle doldurularak, lisans ustu öğ- retimi içm olabildiğince çok sayı- da öğrenci alıaıp, hızla yüksek li- sans ve doktora sahibi yapılarak, yükseköğretim kurunüanndaki il- gili kadrolara yerleştirilerek ya da "Atatürk tlkeleri ve tnkılnp Tarihi" dersinin okutulmasıyia görevlendirilerek kadrolaşmakla yerine getirilebilirdi. 20 Temmuz 1982'de MiUi Gü- venlik Konseyi'nce çıkarılan 41 «ayılı "Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı Hakkında Kanun Hük- münde Kararname" ile Ankara Üniversitesi Rektörlüğu'ne bağla- narak yeni niteliğine sokulan Tİ- TE, "Atatürk İlkeleri ve tnkılap Tarihi Enstitüsü" adını taşıyan ve Hacettepe. Boğaziçi, Atatürk -23 Mart 1983 tarih ve 2809 sayıb ya- sayla da- lstanbul ve Dokuz Ey- lül Üniversitesi Rektörlüklerine bağlı olarak oluşturulan benzer- leriyle birlikte, bu temel işlevin ye- rine getirilmesi için işe koşulmuş-. tur. StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle