Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 OCAK 1990**** CUMHURİYET/19'
M.Ç'nin
beraati
onaylandı
İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) — Komünizm propagandası
yaptıgı savıyla hakkında dava açı-
lan M.Cnin beraat kararı, Yargı-
tay'ca onaylandı.
Okulda arkadaşlarının defterle-
rine devrimci gençlik liderlerinin
adıru yazdığı ve sıraların ustüne
orak-çekiç resmi çizdiği gerekçe-
siyle Karataş Lisesi Müdürü Tu-
ran Baysal'ın siyasi şubeye yaptı-
ğı ıhbar sonucu hakkında dava
açılan 'M.ÇInin suçsuzluğu kesin-
leşti. 6 ay cezaevinde tutuklu ka-
lan oğrenci, 45 gün adli tıp göze-
tim merkezinde tutulmuş, akli
dengesinin yerinde olup omadığı
araştırılmış ve burada kendisiyle
ilgili bir rapor düzenlenmişti. Ra-
porda l
M.Ç!nin akli dengesinin ye-
rinde olduğu belirtilirken psikolo-
jik bir bunalımda olduğu vurgu-
lanmıştı.
C n r v s
' e r
firması, 1990 yıiında çok daha ekonomik otomobil-
| e r üretraeye yoneliyor. Chrysler'in Vojager-3 adı verilen son uru-
nü, iki parçadan oluşuyor. L'ç yolcu taşıyabilen birinci bolüm, propan gazıyla çalışıyor ve 1.6 litre-
lik bir deposu var. İstendiğinde birinci bölıime eklenebilen arka parça ise dort silindirli ve 2.2 lilre-
lik bir deposu var. tki parça birleştirildiğinde. toplam >edi yolcu laşıyabiliyor. (Fotoğraf: AP)
Sağlık
sigortası
ANKARA (ANKA) — Sağlık
Bakanı Halil Şıvgın Türkiye'de-
ki yaklaşık 24 milyon kişiyi sağ-
lık güvencesine kavuşturaeak olan
genel sağlık sigortası uygulama-
sına bu yıl tartışmaya açılarak ge-
çileceğini bildirdi.
Bakan Şıvgın, Cumhurbaşkan-
hğı ve Başbakaklık Muhabirleri
Derneği ile bakanlığı arasında
"Basın Sağlık Merkezi" kurulma-
sına ilişkin protokolun imza töre-
ninde yaptığı konuşmada, "Bu yıl
sağlık sigortası Türkiye'nin giin-
demindeki en önemli mesele ola-
cak. Hastayla doktor artık para
konuşrnayacak" dedi.
Sağlık personeline doner ser-
mayeden pay verilmesi uygulama-
sının da bu yıl başlayacağını ifa-
de eden Şıvgın, "Döner senmaye-
den verikn pay artükça muayene-
haneler bir bir kapanacaktır" di-
ye konuştu.
SUÇLU KİM
— ABDIi
Veronica
Prego, AIDS
gibi kurtuluşu
olanaksız bir
hastalıga karşı
hakkını,
umutsuzca
mahkemelerde
arıyor.
Bundan yedi
>ıl önce. bir
tıp
oğrencisiyken,
dezenfekte
edilmedcn
kendisine
yapılan bir
iğneden AIDS
kaptığını
söyleyen
Prego, şimdi
hastalığının
suçlusunu
arıyor.
(Foloğraf: AP)
Yükseköğretimde
burs ve yatılılık
ANKARA (AA) — Öğretrnen
ve eğitim uzmanı yetiştiren yüksek
öğretim kurumlanna parasız yatı-
lı ve burslu öğrend okutma ve bun-
lara yapılacak sosyal yardımlara
ilişkin yonetmelik yürürlüğe girdi..
Resmi Gazete'nin dünkü sayısın-
da yayımlanan yönetmeliğe göre
parasız yatılılık veya bursluluk sü-
resi, hastalık dışında öğrencinin de-
vam ettiği öğretim programı süre-
si kadar olacak. Hastalık nedeniyle
oğrenimlerine bir yıl devam edeme-
yen öğrenciler de durumlannı sağ-
lık kurulu raporu ile belgeleyerek,
haklannı koruyabilecekler. Burs ve
harçlar peşin ödenecek ve tatil ay-
larında da devam edecek.
Öte yandan 1989-90 öğretim yı-
lında öğretmen ve eğitim uzmanı
yetiştiren yükseköğretim program-
larına ilk 10 tercihte yer veren, ka-
zanan ve kesin kaydını yaptıran
toplam 4 bin 100 oğrenci burs ve
parasız yatılılık imkâmndan yarar-
lanıyor. •
HABERLEREV DEVAMI
NBA'da heyecan
Detroit Pistons
tırmanışa geçti
NBA Ligi'nde takımların kıran kırana
mücadelesi sürüyor. Phoenix Suns, New
York Knicks'i yenerek rakibinin 9 maçtır
yenilmezlik unvanını sona erdirdi. Detroit
Pistons'un ise çıkışı sürüyor.
NEW YORK (AA) — ABD
Profesyonel Basketbol Ligi
NBA'da 9. hafta karşılaşmaları
heyecan içinde başladı.
Ligde dün gece oynanan maç-
G.Saray
(Baştarafı 18. Sayfada)
maçı almak zorunda olduklannı
söylediler.
Galatasaraylı futbolculardan
Simoviç, Muhammet, Semih,
K.Bülent ve Erhan, Trabzonspor
maçına çok iyi hazırlandıklannı
belirterek şöyle konuştular:
•'Trabzonspor maçını mutlaka
kazanmamız gerekiyor. Bu maçı
kaybedersek şampiyonluk yarı-
şından uzaklaşınz. Yanştan kop-
mamak için Trabzonspor'u yen-
mek zonındayiz. Artık puan kay-
bına tahammulümüz yok."
Beşiktaş
(Baştarafı 18. Sayfada)
ceğini ve Fenerbahçe maçında
lakımdakı yerini alacağını soy-
ledilet.
Teknik direktör Gordon Mil-
ne yonetiminde Fulya
Tesisleri'nde yapılan ve neşe
içinde geçen antrenmanda, dün
özellikle gol çalışması üzerinde
duruldu.
Ingiliz hoca, dünkü antren-
mana kondisyon çalışmasıyla
başladı. Futbolcuları yarım sa-
at ağırlık merkezinde kondisyon
çalıştıran Milne, daha sonra çim
sahada bir sure topa basma, top
sürme, kanatlardan yapılan or-
talarla gol ve şut çalışması yap-
'.ırdı.
Beşiktaş'ın bir buçuk saat su-
ren antrenmanına, Milne'den
izin alan VValsh katılmadı.
İZMİR'den
1. Koşu: F: 2 Dazkırı PP: 3
Raising Star P: 4 VVestsidestory
2. KOŞU: F. 6, Varol 1 PP: 4
Dorutay 1 P: 3 Tunçpınar S: 1
Arda 5.
3. KOŞU: F 3 Berkoş PP: 2
Akkent P: 1 Starlice
4. KOŞU: F: 8 Play Boy PP:
1 Yourg Elite P: 4 Infisah S: 4
Levetşah.
5. KOŞU: F: 1 Excalibur PP:
6 Afrika P: 3 Apricort S: 2 First.
6. KOŞU: F: 1 Arkangai PP:
9 Lady Jennıenne P: 8 Golden
Flower S: 2 Darling 2.
7. KOŞU: F: i Kemalbey PP:
1 Akçay 2 P: 5 Asuman S: 4
Handan.
larda, Atlantik grubunun bu se-
zon kendi sahasında yenilmeyen
lideri New York Knicks, 13 maç
sonra sahasında ilk yenilgisini,
geçen sezonun yan finalisti Pho-
enix Suns'dan aidı. Suns, aynı za-
manda Knicks'in 9 maçtır süren
yenilmezliğine de son verdi.
Diğer maçlarda, son 5 maçla-
rını da kazanan takımlardan Mil-
wakuee Bucks, Atlanta Hawks'a,
Indiane Pacers da Dallas Mave-
ricks'e yenilerek duş kırıklığı
yarattı.
Geçen yılın şampiyonu Detro-
it Pistons, ligin yeni ekibi Orlan-
do Magic'i, BiU Laimbeer ve Joe
Dumars'ın sayılarıyla yenerek çı-
kışını sürdürürken, Ortabatı gru-
bunun zirve adaylarından Utah
Jazz'a, Golden State Warriors
şans tanımadı.
NBA'da dün gece oynanan
maçlarda alınan sonuçlar şöyle:
Atlanta Hawks: 113 - Milvvau-
kee Bucks: 107, Detroit Pistons:
115 - Orlando Magic: 113, Was-
hington Bullets: 110 - New Jersey
Nets: 96, Los Angeles Clippers:
87 - Minnesota Timbervvolves:
79, Phoenix Suns: 113 - New York
Knicks: 99, Dallas Mavericks: 110
- Indiana Pacers: 106, Golden
State \Varriors: 133 - Utah Jazz:
120, Portland Trail Blazers: 119
- Miami Heat: 95.
Italya favori
(Baştarafı 18. Sayfada)
Çekoslovakya l'e 50
S.lrlanda, îskoçya ve
Kolombiya l'e 60
Avusturya l'e 100
Güney Kore l'e 500
Kostarika, Kamerun l'e 1000
ABD, Mısır,
Birleşik Arap Emirlikleri 1 'e
2000
İtfaiye
!İ İ: CSaray'ı
(Baştarafı 18. Sayfada)
Ankara'da oynanan çeyrek fınal
rövanş maçında ise Emlak Banka-
sı'nı 3-1 yenenZiraatBankasıyarı
finaleyükseldi.
İki başkent ekibinin mücadele-
sinde, heyecan ve kaliteüst düzey-
deydi. ilk maçı 3-2 kazanan Ziraat
Bankası, gerek hücum organizas-
yonunda, gereksebloklardaki ba-
şansıyla, Macar oyuncusu Kal-
man'ın yokluğundan etkilenen
Emlak Bankası önunde 2. set dışın-
da üstün göründü ve maçı 3-1 kaza-
narak yan finalist oldu.
Ankara'da oynanan ikinci maç-
tada Eczacıbaşı, Halk Bankası'nı
3-0 yenerek yarı finale yükseldi.
(Baştarafı 18. Sayfada)
azmi ve de "yardımlaşma"' tek-
nik kadro ile yöneticileri sevin-
diriyor. Hafif sakathğı bulunan
Kemal de çalışmalara katılıyor.
Trabzonspor kafilesi cuma
günü uçakla İstanbul'a gidecek.
Dün yapılan çalışmalardan son-
ra bugün de iki çalışma ile ha-
zırlıklar devam edecek. Cuma
sabahı yapılacak son çalışmadan
sonra tstanbul'da hafif bir çalış-
ma ile Galatasaray maçı hazır-
lıkları tamamlanacak.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
"Kitle kırım araçlarının yasaklanmasını istiyoruz, dünyanın
hangi ülkesinde olursa olsun yabanct üslerin kaldırılmasından
yanayız, genel ve denetimli. eşzamanlı bir silahsızlanma ile sö-
mürgeciliğın, ırk ayrımının her çeşidinin tasfiyesıni amaçlıyoruz,
ulusların egemenliğıne, bağımsızlık haklarına saygının. barışın
vazgeçılmez unsuru olduğunu söylüyoruz."
Evet, 9O'lı yıllar, 8O'lı yılların gizli kalmış yönlerıne, olayları-
na, sorunlarına, uygulamalarına yönelış dönemi olmak zorurt-
dadır Son on yılın türlü açılardan bir muhasebesi yapılmalıdır.
Bundan kaçınmak olası değildir. 80'li yıllarda egemenlik kurmuş
olanlar ve o kişilerin çevrelerindekiler, onları destekleyenler,
onaylayanlar, demokrasiye, insan haklarına, özgürlük içın sa-
vaşım verenlere karşı düşmanca davrananlar teşhir edilecek-
lerdır teker teker tarih yapraklarında.
w w
Ekonomiye Ozal onayh yeni paket
BİLAL ÇETİN
ANKARA — Hükümetin 1990
yıiında uygulayacağı temel ekono-
mik önlem ve politikalar konu-
sundaki çalışmalar yoğunlaştırıl-
dı. Cumhurbaşkanı Özal'ın yeni
yıl konuşmasındaki "enflasyorja
karşı seferberlik" mesajıyla yo-
ğunlaştırılan çalışmalarda temel
konulara ilişkin talimatlar da yi-
ne Çankaya Koşku'nden geliyor.
Edinilen bilgiye gore, KlT'lerin
zam politikasından, kamu yatı-
rımlanna, dış ticaret rejimine, ta-
rımsal destekleme alımlarına,
Merkez Bankası'mn izleyeceği pa-
ra ve kur politikalanna kadar bü-
tün ekonomik önlemler son biçi-
mini özal'ın yönlendirmesi ile
alıyor.
TBMM'de kabul edilerek 1
ocakta yürürluğe giren 1990 büt-
çesi Maliye ve Gümrük Bakanlı-
ğı'nda yeniden ele alınarak, 64.4
trilyon liralık toplam bütçe harca-
malarından yaklaşık 3-3.5 trilyon
liralık bir kısıntı yapılması plan-
laruyor. Programda öngörülen ka-
mu yatınmları da yeniden gözden
geçirilerek öncelik sıralaması ya-
püıyor. Yetkililer, 1990 yıiında enf-
lasyonun yavaşlatılabilmesi için
Cumhurbaşkanı özal'ın kamu ke-
siminde "harcama disiplininin ke-
sinlikle saglanması" direktıfı ver-
diğini belirttiler.
Ekonomi kurmaylannın üzerin-
de çalıştıkları yeni ekonomik ön-
lemlerin, Özal hükümetlerince
1989 yılına kadar uygulanan temel
ekonomik politikalardan belirli
farklıhklar içerdiği de belirtiliyor.
Bugüne kadar yüksek oranlı KtT
zamları ve devalüasyon temeline
dayalı olarak sürdürülen ekono-
mik önlemlerde, yeni dönemde ise
KİT zamlannın daha küçük oran-
da tutulması, kur artışlannın da
yavaşlatılarak konvertibl hale ge-
tirilmeye çalışılan Türk Lirası'nın
değer kazanması hedefleniyor.
Enflasyona karşı yeni ekono-
mik Onlem arayışlan çerçevesinde
Hazine ve Devlet Planlama Teşki-
latı ilk iş olarak kamu iktisadi te-
şebbüslerine el attı.
Hazine ve Dış Ticaret Müste-
şarlığı sorunlu KtTleri teker teker
incelemeye alırken, Devlet Baka-
nı Işın Çelebi de 5 ocak cuma gü-
nü Ankara'da bir KİT zirvesi top-
lamayı kararlaştırdı. Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda ön-
celikle Türkiye Elektrik Kurumu
(TEK), Toprak Mahsulleri Ofısi
(TMO), TKI, Taşkömürü Kuru-
mu, Tekel, Demiryolları gibi so-
runlu KİT'lerin fınansal yapıları
incelenmeye başlandı. Bu kuruluş-
ların genel müdürleri de Hazine
1
ye çağniarak kuruluşun daha ras-
yonel bir yapıya kavuşturulması
amacıyla alınacak önlemler kara-
ra bağlanıyor.
Hazine ve Dış Ticaret Müste-
şarlığı'nda yürütülen bu çalışma-
CUNEYT ARCAYUREK yazıyor
(Baftarafı 1. Sayfada)
Başbakan Akbuluftan konuyla il-
gili tek cümle gelmiyordu.
"Milli dava" nitelemesiyle "top-
lumsal uzlaşma" önerisini TÖ,
sözgelişi mi sıralamıştı, yoksa
gösterdiği hedefler, tepeden yö-
netilen hükümete uzatılacak ye-
ni ekonomik reçetelerin öncüle-
ri miydi?
1990'ın ekonomik çerçevesini
oluşturacak yeni hazırlıklara ço-
ğu kesim, bu şoruların ışığında
yaklaşmıyor. Örtünün altında
hangi uygulamaların saklandığı
araştırılmıyor. Hatta kimi yerde -
TÖ'den- bir iki sözcükle duyuru-
lan yeni ekonomik planı "güncel
gevezelik" dıye nıteleyenlere
rastlanıyor.
Oysa, yeni yılla ilgili hazırlıklar
iki ayrı yerde yapılıyor. Başta ge-
len, kuşkusuz etkili olması bek-
lenen çalışmalar Çankaya'da ko-
tarılıyor. Yanı sıra hükümette de
-Çankaya'daki oluşmalardan ha-
bersiz- kimi girişimler hızla iler-
liyor.
Bir ara, hükümet bünyesinde
"ZAT" diye özetlenen, 'zamları
asgaride tutma komitesı' kurula-
caktı. Başarı şansı olmadığı gö-
rülünce komiteden vazgeçildi.
Ekonomiden sorumlu dört ba-
kan, ayrı ayrı zamları "asgari
düzeye" ındirmenin çarelerini
aramaya başladı. Ûrneğin, Işın
Çelebi, KİT'ler üzerine eğiliyor.
Oysa KİT'ler Hazine'ye, Hazine
de Güneş Taner'e bağlı. Çelebi,
KİT yatınmlannın "rantabl" olma-
sını istiyor, konuya eğıleceğı ge-
rekçe de hazır, DPT ona bağlı.
Fakat Güneş Taner, Hazine'yi
tutuyor. Zamlar, yatınmlara göre
ayarlanacaksa. gerçek patronun
kendisı olduğuna inanıyor. Bu
arada, KİT genel müdürleri çağ-
rılıyor. 1990 içinde yapacakları
zamlar görüşülüyor. Yeni fiyatlar
"bir zaman programına" bağla-
nıyor, yıl içinde belirli sürelere gö-
re ayarlanıyor.
Örneğin, herhangi bir KİT ku-
ruluşu yılın ilk aylarında yüzde 35
zam yapmalı mı ya da sindire sin-
dire, belirli sürelerle zam yapar-
sa yıllık toplam zam yüzde
50-60'a varır mı? Tekel keza. Şe-
ker, çimento öyle. Zamlar hangi
takvime bağlanacak, araştırılıyor.
Kararlara vanlıyor.
Hükümetteki çalışmalar, eko-
nomiyle ilgili bakanlan birbirine
düşürecek izler verirken, yukarı-
da bir yerde, başka türden, an-
cak hükümete birdenbire yeni
yönler çizecek hazırlıklar ilerliyor
Hükümet mi, hele bir yanda dur-
sun. Ekonomik kararlar alsın,
TÖ'den geri dönsün. Bu durum,
son günlerdeki somut örnekler-
le kanrtlanıyor. TÖ'nün bir başba-
kan gibi ekonomiyi elinde tuttu-
ğunu gösteren olaylar sıralanı-
yor:
1- Düne kadar sürdürülen uy-
gulamalar tersine işliyor. Günlük
ve aylık Hazine durumunu gös-
teren veriler ilgili bakanlardan
önce, hatta Akbulut'a gitmeden
Köşk'ün yolunu tutuyor.
2- DPT'nin haftalık ve aylık
ekonomik trendlere ilişkin rapor-
ları, Başbakan yerine, TÖ'ye ve-
riliyor.
3- TÖ, hükümetin ekonomik
karaıiarını doğrudan etkijiyor, dü-
zeltiyor ve değiştiriyor. Örneğin,
tütün aiımları sırasında finans-
manın yetmediği yerde Merkez
Bankası'mn devreye girmesini
öngören kararname geri gonde-
riliyor.
4- Hükümet, finansman kirala-
mada vergi oranını yüzde 10'dan
15'e çıkaran bir kararname hazır-
lıyor. TÖ, ilgili genel müdürü her-
kesin içinde azarlıyor, teknik de-
yişle "fırçalıyor." Kararnamedeki
yüzde 15'in üstünü kırmızı ka-
lemle çiziyor, yüzde 10 yazıyor ve
kararname hükümete gelmeden
TÖ'nün yaptığı düzeltmeyle Res-
mi Gazete'de yayımlanıyor.
Eski savaş, yeni
savaş
TÖ, Ankara Ticaret Odası he-
yttini kabul ederken, hükümetin
henüz habersiz olduğu, ekono-
miyi doğrudan ilgilendiren önem-
li kimi kararlarda hükümeti dev-
re dışına çıkaracak yeni uygula-
maların işaretini veriyor. Kur ayar-
lamasıyla enflasyonun aynı dü-
zeyde gideceğini, ortalama yüz-
de 30 olacağını söyledikten baş-
ka, "Merkez Bankası'mn daha
bağımsız, ekonomide bir nevi pa-
ra arzını başka faktörlerin etkisi
altında değil, ekonominin gerek-
lerine göre kendisinin ayarlaya-
cağı bir seviyeye getirmenin en
büyük amacı" olduğunu bildiri-
yor.
Merkez Bankası yıllardır, TÖ1
nün söylediğini gerçekleştirme
peşindeydi. Daha bağımsız ol-
mayı, kredilerin düzenlenmesin-
de, para arzında musluğu diledi-
ği zaman açrnayı ya da kapamayı
istiyordu. TÖ'nün son günlerde
hükümete karşı Merkez Banka-
sı'mn "daha bağımsız" hareket
etmesine yonelen çalışmalara
onay verdiği haberleri geliyor.
Banka, hükümetten gelecek pa-
ra isteklerini reddedecek, emis-
yonu hükümete danışmadan di-
lediği gibi ayarlayacak...
Batı Almanya'daki Merkez
Bankası konumuna soyunmayı
amaçlayan Saracoğlu kaynaklı
görüşe, TÖ'nün -kuliste yaptığı
doğrudan konuşmalarta- yan tut-
tuğu görülûyor Enflasyonun, an-
cak bu yollardan denetım altına
alınacağını öteden beh savunan
Merkez Bankası'mn bu aşama-
da hükümete karşı raundu ka-
zandığını gösteren bilgiler gide-
rek yoğunlaşıyor. Merkez Banka-
sı ekonomide daha bağımsız ha-
reket gücü kazanırsa, dövizin on
iki aya yayarak yüzde 30 değer
yıtıreceği, buna koşut olarak on
iki aya bölünecek enflasyonun da
yüzde 30 dolayında seyredece-
ği hesaplanıyor. TÖ, yeni oluşma-
lardan çıkan sonucu, Ticaret
Odası heyeti ile görüşürken, sı-
radan ve söz gelişi deyinmeler
gibi duyuruyor.
Boylece, ekonominin dizginleri
Merkez Bankası bağımsızlığına,
oradan TÖ'ye geçiyor. Hüküme-
te de para arzında, kredilerin dü-
zenlenmesinde "seyirci kalmak"
düşüyor.
TÖ'nün "toplumsal uzlaşma"
isteğini aynı kanaldan değerlen-
direceğini gösteren bilgilere rast-
lanıyor. Deniliyor ki: Bakanlann,
hükümetin bankadan isteyeceği
yeni kaynakları reddetmesi duru-
munda, özellikle sendikalann
bankayı destekler davranış gös-
termesi istenebilir.
Düne kadar enflasyonu zamla-
rın önleyeceğini söyleyen TÖ, bir-
den yön değiştiriyor. Zamları, kre-
dileri ve emisyonu kısarak enflas-
yonu aşağı çekmenin yollarını
arıyor Yeni yöntemi işletirken,
"bağımsız Merkez Bankası"nı
uygulayıcı tek araç olarak görü-
yor ve yeni ekonomik oyunları
Merkez Bankası'yla kuruyor.
Hükümet mi, TÖ mü?.. Köşk,
uygulamalan doğrudan eline ala-
rak egemenliğini pekiştiriyor
larda, KlTlerin yatınm ve finans-
man programlan, iç ve dış borç-
ları de gözden geçirilerek, 1990 yı-
iında uygulanacak fiyat politika-
sı ve ürün zamları da karara bağ-
lamyor.
Cumhurbaşkanı Özal ve hükü-
metteki genel eğilimin, bu yıl KÎT
fiyatlarına yapılacak ortalama
zam oranının yüzde 30-35 dola-
yında tutulması yönünde olduğu
belirtiliyor. Ancak bu oran, zam-
lar ocak ayı içinde bir defada ya-
pılırsa söz konusu olacak. Yüksek
oranlı zam yapılmaması ilkesi çer-
çevesinde KİT zamları yıl içinde
yayılacak ve akaryakıt ve elektrik
başta olmak üzere bazı ürünlerin
fıyatları ayda veya iki ayda bir
yüzde 8-10 oranında arttırılacak.
Bu arada kendi alanına giren
çalışmalarla ilgili olarak bilgi ve-
ren Devlet Bakanı Işın Çelebi, cu-
ma günü toplayacağı KİT zirvesi-
nin amacının bu kuruluşlardaki
verimliliği arttırmak olduğunu bil-
dirdi. Çelebi, toplantıda Devlet
Planlama Teşkilatı'nın yetk si çer-
çevesinde KlT'lerin 1990 yüı ya-
tınm hedeflerinin yeniden gözden
geçirileceğini, bu kuruluşlann da-
ha rasyonel çalışabilmeleri ve üre-
tün düzeylerini arttırmaları yö-
nündeki önlemlerin tartışılacağı-
nı kaydetti.
Çelebi ayrıca, enflasyonun ön-
lenmesi için üretim ve sanayileş-
meye hız verüeceğini de belirterek
şöyle dedi:
"Ana hedefimiz arz egrisini yu-
kan çekmek, üretim ve verimlili-
ği arttırmaktır. Bu konuda özel
sektör yatınmlannı ve sanayi üre-
tim ini arttırmak için Türkiye Kal-
kınma Bankası da devreye soku-
lacak. Zora düşen özel sektör ku-
nıluslannın da rehabilitasyonuna
önem verilectk."
Bütçe ve kamu açıklannın azal-
tılabilmesi amacıyla da genelde
tüm kamu harcamalarının kısıl-
ması öngörülüyor. Bunun için ön-
celikle 64.4 trilyon liralık 1990
bütçesinden kesinti yapılacak.
Fonlardan yapılacak harcamalar
da kısıntı programı çerçevesinde
tutulacak.
Para politikası
Merkez Bankası 1990 yıiında
daha özerk bir para ve kredi poli-
tikası izleyecek. Bu konuda Cum-
hurbaşkam özal'ın da, Merkez
Bankası'mn parasal genişlemeyi
daraltma yönünde yürüteceği uy-
gulamalara müdahale edilmeme-
si gerektiği görüşünü taşıdığı ifa-
de edih'yor.
Bu çerçevede Merkez Bankası-
nın karşılıksız para basmaması,
parasal genişlemenin büyük ölçü-
de rezerv artışına dayalı olması
öngörülüyor. Kamu finansmanı ve
para politikası konusunda Hazi-
ne ve Merkez Bankası arasında da
görüş birliği oluştugu, Hazine'nin
bu yıl yasal olarak 9.5 trilyon li-
rayı bulan kısa vadeli avans limi-
tüıi lcuilanmayacağı bildirildi. Ha-
zine'nin bu yıl Merkez Bankası
1
ndan çekeceği kısa vadeli avansın
en fazla 3.5 trilyon lirada tutulma-
sı konusunda bir protokol imza-
landı.
Enflasyon
(Baştarafı 1. Sayfada)
propaganda" hazırlığı içinde ol-
duğu belirtiliyor. Aralık ayı ra-
kamları esas alınarak kamuoyu-
na "alınan önlemlerin sonuç ver-
meye başladığı, bu yılki aylık fi-
yat artışının yüzde 2.5-3'ler düze-
yinde gerçekleşeceğiz" mesajmın
verilmeye çalışılacağı kaydedildi.
AT Raporu ve Gerçekler
(Baştarafı 2. Sayfada)
a.2- Doğu Avrupa'daki gelişmelerin doğu-
racağı yeni ve geniş Avrupa çatısı içinde Tür-
kiye'nin de ekonomik, politik ve askeri neden-
lerle bulundurulmasınm yararlannı görmek.
a.3- Türkiye'nin Ortadoğu konumu ve bu
konumdaki gîıçlu yerinden yararlanmak. AT-
nin nüfuz alanı içinde bulunan Türkiye vası-
tasiyle AT, Ortadoğu'da daha güçlıi ekonomik,
politik ve askeri etki gücüne sahip olabilecek-
tır.
a.4- Kıbrıs ve Ege konularında Turkiye'ye
ödün verdirebilmek için AT, Türkiye'yi kendi
etki alanı içinde bulundurmak ister.
a.5- Sovyetler Brliği'ndeki gelişmeler, doğ-
rudan doğruya Türkiye bakımından da önem
taşıyor ve özellikle bazı Sovyet cumhuriyetle-
ri ile Türkiye arasında ilişkilerin gelişebilece-
ği izlerini veriyor. Bu da AT'yi doğrudan doğ-
ruya ilgilendirmektedır.
a.6- Türkiye'yi AT nüfuz alanı içinde tut-
ma, AT'nin, Türkiye'nin iç sorunlarına da mü-
dahale kapısını aralamaktadır. Bu durum,
AT'yi dogrudan doğruya ilgilendirmese bile
Ortadoğu'daki bazı bölgesel sorunlara uzan-
tısı bakımından AT'nin bölgedeki etkinliğini
ilgilendi rmektedir.
b- AT uzun vadede Türkiye'yi, "AT ile özel
statüye sahip bir ulke" konumuna sokmak is-
temektedir.
Bu husus son iki yıl içinde Bruksel'deki üst
düzey yetkililer tarafından birçok defa gün-
deme getirildi.
Türkiye'nin AT ile özel statüye sahip ülke
haline getirilme durumu, (a) şıkkında belirti-
len husus ile yakından ilgilidir.
c- "Bekle gör" politikası.
AT Türkiye ile nihai değerlendirmeleri, ra-
porda, Türkiye'den istenen değişikliklerden
çok Doğu Avrupa'da Sovyetler Birliği'nde ve
Ortadoğu'da ortaya çıkan değişmelere göre ya-
pacaktır. Bu süreç ise belirsizliklerle doludur
ve 10 yılda olabileceği gibi 20 yılda da olabi-
lir.
Raporda, "bekle gör" politikasının söylen-
meyen hususlar açısından, bazı izlerine rast-
lamak mümkündür.
d- Komisyon raporu, "özellikle Türkiye'nin
dışlanmadığı izlenimini verecek şekilde" ka-
leme alınmıştır. Türk kamuoyundan tepki al-
mama hedefi vardır. Raporla ilgili olarak ra-
por yayımlanır yayımlanmaz Türkiye'de deği-
şik çevrelerce, çok farklı tepkilerin ortaya çık-
ması da bunu gösteriyor. Olumlu, az olumlu,
gucenmedik, kötü, çok kotü gibi tepki ve de-
ğerlendirmeler, konunun AT açısından başa-
rılı bir şekilde ortaya konduğunu sergiliyor.
e- Raporda, "Artık top Turkiye'dedir" iz-
lenimi yaratılmak istenmiştir.
"Eğer Türkiye, AT'ye girmek istiyorsa, ra-
porda önerilenleri yerine getirmek
zorundadır" gibi bir yaklaşım sergilenmesine
rağmen Türkiye'nin üyelik durumuna karar,
AT'ye bırakılmakla mekanizma tek yöne ça-
lışmış oimaktadır.
Raporun, AT çıkarlarıru ve beklentilerini ön
planda tutması doğaldır. Ancak Türkiye'de ka-
muoyu ve ilgili çevrelerin gerçekleri sağduyu
ve Türkiye'nin ulusal çıkarları doğrultusunda
gerçekleştirmesi gerekir. Bu bakımdan özel-
likle II. bölümde değinilen hususların dikkat
ve titizlikle incelenmesi zorunluluğu vardır.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
da klasik müzik, opera ve bale ile ilgili.
Ailenin bu kanadı, Semra Hanımefendi'nin dayısı Müker-
rem Berk tarafından temsil ediliyor. Berk, TRT Yüksek Ku-
rulu üyesı. Flüt sanatçısı Berk, Istanbul Konseryatuvarı'nda
flüt öğretmenliği, İstanbul Senfoni Orkestrası üyeliği ve İz-
mir Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürlükleri gibi görevleri
bitiikte yürütüyor. Berk'in bunlardan başka görevleri de bu-
lunuyor.
Berk'in İstanbul Opera ve Bale Müdürlüğü'nde de bir oda-
sı ve emrinde hazır bekleyen bir arabası var.
Berk, İzmir Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürlüğü göre-
vinden aralık ayında ayrıldı; kızı Türkân Çiftçi ise aynı vak-
fın yönetim kurulunda görevli.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kuruluş yasa-
sınagöre kuruma genel müdürün, "opera, bale, müzik alan-
larından birinde başarı ile tanınmış sanatçılar, bu alanda eser-
ler veren besteci ve yazarlar, temayüz etmiş opera ve bale
yöneticileri" arasından seçilmesi gerekiyor.
Kuzen Gömüren, Ankara Senfoni Orkestrası'nda korno
sanatçısı olarak çalışmış, aynı zamanda konservatuvarda
da öğretim üyeliği yapmış. Gömürgen, konservatuvardaki
nefesli sazlar bölüm başkanlığı görevinden Müdür Ersin
Onay tarafından alınmış.
Gömürgen bir korno sanatçısıdır; başanlan ile tanınmış,
bu alanda yapıtları bulunan değerli sanatçılar varken niçin
Gömürgen bu göreve getirilmişti?
Dayı Berk böyle istemişti, Gömürgen de kuzendi de on-
dan.
Opera izleyenler, 1980-81 yıllarında 132 bin 931 kişiymiş;
izleyici sayısı o tarihten bu yana düşmüş, elimizdeki en son
sayı 1986-87 yılı istatistikleri. Bu yıllar arasında opera izle-
yenlerin sayısı 129 bin 703 olmuş.
Bale izleyicileri, 1979 yılından sonra sürekli artmış;
1984-85 yıiında 122 bin 463'e ulaşan bale izleyicileri sayısı
1986'da 97 bine, 1987'de de 88 bine düşmüş.
Gömürgen'in makam odasında "saat beş sohbetteri" çok
ünlüymüş. Bu söyleşiler sırasında opera ve bale izleyicisi-
nin nasıl arttırılacağı konusu da yer alırsa seviniriz.
BUĞRA'NIN Y A N I T 1 : ' " " " " '""
Sayın Tarık Buğra, geçen ayın 17'sinde bu köşede yayım-
lanan "Loh'un Oyunu" başlıklı yazıya bir yanıt göndermiş;
yanıtı okuyalım:
"1) Bu oyunu Devlet Tiyatrolan'na, ben Edebi Kurul üyesi ve baş-
kanı değilken verdim. Konu, ben kurula geldikten sonra da mer-
hum Profesör Mehmet Kaplan ve Sayın İrfan Şahinbaş tarafından,
tekrar tekrar gündeme getirildi, kabul edildi, ama sahnelenmedi.
Oynanacak dendi, benden, Sayın Özakman döneminde, tiyatro-
nun broşürü için yazı istendi. Aşağıda anlatacağım bu yazıyı gön-
derdim; fakat gene oynanmadı.
2) Kültür Bakanlığı danışmanı, henuz değilim. Olursam, yadır-
gayıp yadırgamamak sizin bileceğıniz bir iştir.
3) Benım için, devletin en gözde yazan diyorsunuz. Keşke olsay-
dım. Fakat bu bir esef cümlesi değildir; çünkü, Küçük Ağa, Ibiş'in
Rüyası, Dönemeçte, Gençliğim Eyvab, Yağmur Beklerken, Osman-
cık, Ayakta Durmak istiyorum. Akümulatörlü Radyo, Yarın Diye Bir-
şey Yoktur gibi, tekrar tekrar basılan roman, piyes ve hikâyelerim-
le -sanırım siz dahil- edebiyatla ilgilenenlerin gözde yazarlanndan
biri olmak ve sayılmak bana yeter de artar.
4) Adını ettiğinız kitabın çevirmeninden izin almak meselesine
gelince; o kitap Sayın San'a ya Sümerbank tarafından çevirtilmiş
ya da telif hakkı bu bankaca alınmıştır. Başka türlü de olamaz; çünkü
onu oyunlaştırmamı benden bu banka istemiştir. Sözleşme vardır.
5) Yukarıda dokunduğum yazıda, kı oyun gerçekleşırse program
broşüründe aynen çıkacaktır, ortada bir gümrük kaçakçılığı bulun-
madığını göreceksiniz.
6) Konu için yabancı diyorsunuz. Ayakta Durmak İstiyorum adın-
daki oyunumun konusu da yabancıdır; o da özgürlük ve bağımsız-
lık için girişilen trajik bir başkaldınyı ele alır O oyun yüzünden de
sizinkinden çok daha ağır saldırılara uğramıştım ve ne faşistliğim,
ne kafatasçılığım kalmıştı. Oysa ben, bu iki konuda da bütün in-
sanlığı ilgilendiren böyle trajedilerde bir Türk yazannın da sesi bu-
lunsun düşüncesinden, sadece bu düşünceden yola çıkmıştım. Di-
lerim oyunu seyredersiniz. Bu mümkün olacaksa, işte iddia ediyo-
rum, tıpkı Ayakta Durmak istiyorum için olduğu gibi, Yüzlerce Çi-
çek Birden Açtı için de ve bütün sağ düşûnceli seyircilerle birlikte,
yabancılık duymayacak; bu bir Türk yazannın oyunudur, diyecek-
siniz.
7) Kitapla yaptığınız karşılaştırmaların kırk paralık değeri yoktur.
Ben onları, has isimleıie birlikte, sırf o trajediyı yaşayana ve yaşa-
yanlara saygı borcumu ödeyebilmek için aynen aldım. Yoksa, oyu-
nun dortte birını bile tutmayan o iktibasların çok daha güzel sözle-
rinı, hem de kolayca yazabilirdım.
8) Bir romanın, bir bıyografinin, hatta bir oyunun -Kuşlar- oyun-
laştırılmasını ben başlatmadım. Bunun yığınla örneği vardır; bilir-
siniz.
9) Son zamanlarda oyunları sık sık oynanan diyorsunuz. Reper-
tuarı şöyle bir karıştırınız, göreceksiniz; oyunları en az sahnelenen
yazarlanmızdan birıyim ve oynanmayan -Patron- oyunlarım da vardır.
Oynananları, Edebi Kurul üyelığimle bağlarrtılı gormeniz ne kadar
yanlış; çünkü Ayakta Durmak istiyorum, İbış'ın Rüyası, Akümula-
törlü Radyo, benim bu üyelığimden önceleri yazılmış ve repertu-
arlara alınmıştır. Hem de yalnız Devlet Tiyatrolan'nda değil; Şehir
Tiyatrolan'nda, Kent Oyunculan'nda. rahmetli Ulvi Uraz Tiyatro-
su'nda. Benım yazarlığımı Edebi Kurul üyeliğime bağlamanız faz-
la, ama çok fazla bir insafsızlık olmaz mı Sayın Mumcu?"
Sayın Buğra'yı yanıtlayayım;
1- Buğra'nın, "Yüzlerce Çiçek Birden Açtı" adıyla yazdığı
oyun, Devlet Tiyatrolan'nda sergilenecek. Bu oyun, Robert
Loh'un "Kızıl Çin'den Neden Kaçtım" adlı kitabtndan alınmış.
2- Buğra, oyunun bu kitaptan alındığım belirtmiş olsa hiç
sorun olmazdı. Ama belirtmemiş.
3- Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 6 ve 15. maddeleri
"asıl eser sahibinin ad veya alametinin.. Âdet olduğu şekilde"
yazılmasını gerektirmektedir. Buğra bu kurala uymamış.
4- Kitap ve oyun metninde karşılaştırmalar yaparak bazı
tümcelerin sözcük sözcük kitaptan alındığı kanıtlanmıştır.
Kitap ve oyun konusu aynı. Üstelik, bazı tümceler de tıpa-
tıp aynı. Sayın Buğra, bunlar için nasıl "karşılaştırmaların
kırk paralık değeri yok" diyebiliyor? Bunu anlamak gerçek-
ten olanaksız.
5- Buğra'ya Kültür Bakanlığı Danışmanlık önermiş; ancak
Buğra bu göreve henüz başlamamış. Göreve başlarsa hiç
yadırgamam. Niçin yadırgayayım? Oyunları televizyon ve
Devlet Tiyatrolan'nda sergilenen Buğra, "devletin gözde ya-
zarlanndan biri" tanımlamasından niçin bu kadar tedirgin
oluyor? Özür dilerim; bunu da gerçekten anlayamadım.
6- Eleştiri konusu; yabancı bir kitaptan alınan konunun
özgün ve yerli bir oyun gibi sunulmuş olmasıdır. Tartışma
özü budur. Sayın Buğra, yanıtı ile yazımı doğrulamıştır, ken-
disine bu nedenle teşekkür eder; başarılar dilerirn.