26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15 TÜRKLERE KARŞI KIRCAALİ'DE DÜZENLENEN GÖSTERİLER NEDENİYLE SOFYA'DAN BİLGt İSTENDİ Ankara olaylardan tedirginBulgaristanKomünist Partisi Merkez Komitesi'nin, Türklere din, dil, ad seçme özgürlüğü tanımasına ilişkin protestolar giderek artarken, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar: "Merkezi hükümetin aldığı bir karar, mahalli idarelerce yerine getirilmemiştir. Bu, Bulgaristan için ciddi bir sorundur" dedi. SEMİH tDİZ ANKARA — Bulgaristan Koraünist Par- tisi Merkez Komitesi'nin 29 aralıkta aldığı kararIa Türk azınlığa haklarını iade etme- sinden büyük memnuniyet duyan Ankara, bu karar ile ilgili olarak Kırcaali'de son gün- lerde meydana gelen gelişmeleri kaygj ile izliyor. Kırcaali'deki yerel Komünist Partisi yet- kililerinin söz konusu karan tanımadıkla- ncı bildirmeleri, bu arada 10 bin kadar Bul- gann, "Bulgaristan Bulgarlanndır" sloga- njyla önceki giın Kırcaali'de karara karşı bir gösteri düzenlemeleri Ankara'daki yetkili- lerin önüne beklenmedik bir sorun olarak gelmiş bulunuyor. Türkiye'nin söz konusu gelişmeler hak- kında daha ayrıntıh bilgi edinebilmek için Bulgaristan'daki "merkezi idaredeB" bilgi istediği bildirilirken Ankara'nın şu aşama- da konu hakkında resmi bir açıklamada bu- lunmaktan kaçınması da ayrıca dikkat çekiyor. Nitekim, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mu- rat Sungar da dün düzenlediği haftalık ba- sın toplantjsında bu yöndeki soruları yanıt- larken aynntıya girrnedi. Kırcaali'deki olay- ları "Bulgaristan'ın iç işi" olarak niteleme- siyle dikkat çeken Sungar, bu gelişmelerin mahalli idarenin bir kastı olarak mı, yoksa temelinde bazı mevcut düşmanlıkların mı yattığırun bilinrnediğini belirterek şunlan söyledi: "Fakat esas olan merkezi hükümetin al- dıgı bir karann mahalli idarelerce yerine ge- tirilmemesidir. Bu esas itibanyla Bulgaris- tan için çok ciddi bir sorundur. Bu sorun bugün Türkler için. yann başkalan için ge- çerii olabilir. Bunu halledebilmelerini iimit ediyonım." Sungar, aynı zamanda, Bulgaristan Ko- münist Partisi Merkez Komitesi'nin Türk azınlığa din, dil ve ad seçme serbestisini ta- nıyan karann Ankara tarafından memnu- niyetle karşılandığını da yineleyerek yine de uygulamaya ili'şkin aynntıların iki iılke dı- şişleri bakanlan arasında 9 ocakta Kuveyt'te yapılacak görüşmede ortaya çıkacağını söyledi. Öte yandan, bugüne kadar Bulgaristan1 da bir devlet politikası olan asimilasyon uy- gulamasına karşı çıkarken Sofya'yı muha- tap olarak gören Ankara'nın Kırcaali'deki olaylar ile ciddi bir ikilem içinde olduğu ifa- de ediliyor. Konuyu yakından izleyen yerli ve yaban- cı gözlemciler bu görüşü savunurlarken şu "gerekçeleri öne surüyorlar: 1. Merkezi tdare Türklere ve diğer Müs- lümanlara karşı uygulanan baskıları kaldı- rarak bu politikanın hatalı oiduğunu kabul etmiş bulunuyor. Bunun da ötesine giderek Jivkov döneminin hatalı bir uygulaması olan bu politikanın ülkeyi uluslararası dü- zeyde kayba uğrattığı açıkça ifade ediyor. Başka bir deyişle, Ankara'yı memnun ede- cek tüm unsurlan açıkça dile getiriyor. An- cak nüfus olarak azuüığın yoğun olduğu bir bölgede yerel idare halktan da destek ala- rak bu karan tanımadığıru bildiriyor. Bu ge- lişme de Bulgaristan'daki demokratikleşme süreci çerçevesinde meydana gelıyor. Türki- ye'nin muhatabı, karşıdaki devlettir. O dev- letin merkezi otoritesi ile ters düşen yerel idare değildir. Bu durum Ankara'yı nasıl davranması gerektiği açısından zorluyor. özelb'kle Kırcaali'deki yetkililerin konu hak- kında referandum istemeleri, durumu da- ha çetrefîl kılıyor. 2. Daha önce devletler arasında hukuki bir sorun olan bir konunun gerek ulke için- deki değişik halklar arasında gerekse iki ül- ke hakları açısından bir siyasi soruna dö- nüşmesi şu anda ne Ankara'nın ne da Sof- ya'run istediği bir şeydir. Her iki baskent kendilerine maddi ve manevi açıdan paha- lıya patlayan bu sorunun üstesinden gele- bilmek için gerekli siyasi iradeyi sergiliyor- lar. Ancak Bulgaristan'ın bir bölgesinde iki kitleyi karşı karşıya getiren bir gelişmenin ülke içindeki diğer bölgelere nasıl yansıya- cağı, bunun ise ikili ilişkiler üzerindeki et- kileri ne olacağı şu aşamada Ankara ve Sof- ya'daki yetkilileri düşündürüyordur. Ote yandan, Ankara'daki Bulgaristan Bü- yükelçiliği'ne yakın kaynaklar da Kırcaali- deki gelişmelerden kimi kaygılar duyduk- larını açıkça olmasa da dolaylı yoldan ifa- de ediyorlar. Kırcaali'deki sorunun temelin- de, bölgenin ülkedeki geri kalmış bölgeler- den biri olmasından ve bunun şoven duy- gulara daha uygun bir ortam hazırlamasın- dan kaynaklandığını belirtiyorlar. Aynı kaynaklar, Müslüman azınlığın yo- ğun olarak yaşadığı ve gelişmişlik düzeyi gö- receli olarak daha yüksek bulunan kuzey- batıda durumun daha sakin olmasına da işaret ediyorlar. Taraflara şu aşamada sakin olup ulusal uzlaşma yönünde çağrılarda bulunan KP Merkez Komitesi'nin 29 aralık tarihli kara- nnın bağlayıcı oiduğunu da belirten bu kay- naklar, "Bazı zorluklar olsa dahi bu karar er veya geç uygulanacaktır" görüşündeler. ROMANYA Hükümet, dış borç yasağını kaldırdı Ulusal Kurtuiuş Cephesi hükümeti,.Çavuşesku döneminde konulan dış borç alma yasağını kaldırdı. Ulke çıkarlarına ters düştüğü gerekçesiyle, 20 yasa daha yürürlükten kaldırıldı. Dış Haberier Servisi — Romanya'da Ulu- sal Kurtuiuş Cephesi hükümeti, idam edi- len diktatör Çavuşesku döneminde dış borç alımına koyulan yasaklamayı kaldırdı. UKC tarafından yapılan açıklamada, Çavuşesku 1 nun ülkeyi son sekiz yıldır "kuruttuğu" ve halkı açlığa mahkûm ettiği kaydedildi. Hükumet, ayrıca dış ticaret ve ithalatı yördendirecek Mercur adlı bir kuruluş oluş- turulduğunu açıkladı. Açıklamada ülke çı- karlarına ters duşen 20 yasanın daha lağ- vedildiği de kaydedildi. Ekonomisinin yeniden düzenlenmesi için Romanya'nın dış borcunun olmaması, ve- rimli bir tarıma ve halkın çalışma azmine sahip olması gibi önemli şartlara sahip ol- duğuna dikkat çekiliyor. Bu arada, hükümette de yeni atamalar yapıldığı, Makina-Araç Sanayi Bakanlığı- na Aurel Ioan Stoica'nın, Turizm Bakan- lığı'na Mihail Lupoi'nin, Dışişleri Bakan Yardımcılığına da Mircea Mitran'ın getiril- diği açıklandı. e Romanya'daki yapılanmftşalışmalan sü- rerken, idam edilen eski Devlet Başkanı Ni- kolay Çavuşesku'nun gizli polis örgütü Se- cuntate'nin, Avusturya ve Macaristan'a sız- mış olmasından endişe edildiği açıklandı. Avusturya'nın başkenti Viyana'daki Ro- manya Büyukelçiliği Birinci Sekreteri Ma- rian Radu, bazı gizli polis üyelerinin Yu- goslavya uzerinden Avusturya'ya sığınmış olabileceğini ve büyükelçüikte, konsolos- lukta ya da ticari temsilciliklerde çalışan- ları rehin alabileceklerinı söyledi. Radu, sı- nırlarda mültecilerle ilgili kontrollerin art- tınlması ve Romanya vatandaşlarının da- ha iyi korunması konulannda Avusturya Dışişleri Bakanlığı'na başvurduklarını da belirtti. Macaristan karşı casusluk örgütü başkanı Albay Ferenç Benko da, ülkeye gelen mül- tecilerin çok dikkatli kontrolden geçirihnesi gerektiğini söyledi. Albay Benko, bir Ma- car gazetesine verdiği demecinde, Roman- ya'dan kaçan Securitate üyelerinin kimlik- lerini gizlemek için her yola başvurdukla- rını, bu yuzden çok dikkatli olmak gerek- tiğini kaydetti. Macaristan'a son yıllarda 20.000'den fazla Romanya vatandaşımn iltica ettiği kaydediliyor. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS, 'ül- kenin önde gelen Romanya uzmanı' olarak tanıttığı Mihail Munıyan'la, Nikolay Ça- vuşesku'ya ilişkin yapılmış bir söyleşiyi ya- yımladı. Muntyan, Çavuşesku'nun, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un 'yeni siyasi düşünce- si'ni 196O'lı yıllarda uygulamaya başladı- ğını, bunun sonucu olarak 1967 Arap-tsrail savaşindan sonra İsrail'le ilişkilerini kesme- diğini, 1973'teki askeri darbeden sonra da Şili'deki Romanya Büyukelçiliği'ni açık tut- tuğunu anlattı. Çavuşesku'nun Varşova Paktı içinde de aynı bağımsızlığı koruduğunu belirten Muntyan, ancak Batı'nın Romanya'nın bu politikasından, Varşova Paktı içinde bölün- me yaratmak amacıyla yararlanmaya çalış- tığını söyledi. GÖSTERİLER SÜRÜYOR — Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin Türklere din, dil, ad seçme özgürlüğü tanımasına karşı gösteriler genişliyor. (Fotoğraf: Reuter) SOVYETLER BIRLIGI Nahcivan'atakviye birlikİran, Nahcivan'daki gösteride sınırlarının ihlal edildiğini belirterek SSCB'yi protesto etti. Göstericiler, İran Azerileri ile birleşmek istediler. Sovyet televizyonu "sorumsuz elemanlar Azerbaycan'da gerginliği arttırmak istiyorlar" dedi. Dış Haberier Servisi — Sovyetler Birli- ği'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'nde 1 ocak tarihinde Nahçıvan ve Karabağ bölgelerinde çıkan olaylardan sonra durumun gergin ol- duğu bildiriliyor. Azerbaycan sımrlan için- deki Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi'nde, 1 ocakta Ermenilerin, Azerileri taşıyan bir otobüse saldırmalan sonucu çıkan çatışma- larda 1 Ermeni militan ölmüş, 2'si asker 6 kişi de yaralanmıştı. Bu olaydan kısa süre sonra Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlı Nahcivan özerk cum- huriyetinin İran sınırı yakınında başlatılan ayaklanmalar sırasında bir kişinin olduğu, durumun kontrol altına alınması için sını- ra takviye birlikler gönderildiği açıkladı. Sovyet "Devlet Güvenlik Komitesi"nin (KGB) sınır güvenliğinden sorumlu siyasi dairesi üst düze>' yetkililerinden Korgeneral Nikolay Britvin, dün düzenlediği basın top- lantısında, 31 aralıktan 2 ocağa kadar de- vam eden ayaklanmalarda, sırun korumakla görevli askeri birliklerin ateşli silah kullan- madıklannı, ancak bir kişinin olduğunun anlaşıldığını bildirdi. Britvin, bu kişinin ölüm nedenini açıklamadı. Sovyet generali, bölgeye takviye birlikler gönderildiğini belirtti, ancak takviye birlik- lerinin gücü konusunda aynntılı bir rakam vermedi. Halen Nahcivan-lran sınırının, takviye edilmiş askeri birliklerin ve zırhlı birliklerin denetiminde oiduğunu belirten general, sınır bölgesinde durumun norma- le dönmeye başladığım kaydetti. Azerbaycan Halk Cephesi'nin özellıkle geçen ay, İran'la Azerbaycan arasındaki sı- nırırı açılması için yoğun bir kampanya baş- latt%m belirten Korgeneral Britvin, cepheye bağlı eylemcilerin, sınınn açılmaması halin- de bu ayaklanmayı başlatma tehdidinde bu- lunduklarım açıkladı. BBC'nin haberine göre Nahcivan'daki eylem sırasında sınırlannın ihlaî edildiğini öne süren îran, Sovyetler Birliği'ni protes- to etti. GÛRCISTAN (SSC) SSC8 Sungaıt AZERBAYCAN (SSC) Stepanakert AP'nin haberine göre SoN'yeı Tass Ajan- sı, göstericilerin, sarhoş olduklanm ve yö- rede milyonlarca nıblelik zarara yol aç- tıklarını bildirdi. Ajans, göstericilerin, sı- nır muhafızlannı tehdit ettiklerini, pazar günü başlayan olaylann, salı gününe kadar devam ettiğini bildirdi. Göstericilerin, İran Azerileri ile birleşmek istedikleri belirtili- yor. Tahran hükümeti bazı göstericilerin sı- nırı aşarak tran topraklanna girdiğini öne sürdü. Moskova televizyonu, "sorumsuz ele- manlann" Azerbaycan'da gerginliği arttır- maya çalıştıklanm belirtti. Azerbaycan'da şimdiye dek bir dizi milliyetçi gösteri dü- zenlenmişti. Ancak Iran Azerileri ile birleş- mek için ilk kez eylem yapılıyor. Celilabad'da durum Azerbaycan Cumhuriyeti'ndeki Celila- bad kentinde ise geçen cuma \e cumartesi günü yapılan Koraünist Parti aleyhtan gös- terilerden sonra durumun 'sakin ancak gergin' olduğu bildirildi. Azerbaycan Başbakanı Öte yandan Azerbaycan Başbakanı Ayaz Niyazoglu Mutaiibov, Maliye ve Gümriik Bakanı Ekrem Pakdemirli'nin konuğu ola- rak S ocak cuma gunü İstanbul'a gelecek. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Murat Sun- gar, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, Mutalibov'un temasları sıra- sında sınır ticaret protokolü ile kültür mü- badelesi protokolü yapılmasının ongörül- düğunü bildirdi. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, cumar- tesi günü konuk Başbakan onuruna bir öğle yemeği verecek. Mutah'bov, 8 ocak pazartesi günü Anka- ra'ya gidecek ve Maliye ve Gümriık Baka- nı Ekrem Pakdemirli ile Kültür Bakanı Na- mık Kemal Zeybek'i ayrı ayrı ziyaret ede- cek. FRANSA CUMHURBAŞKANIFRANÇOIS MITTERRAND YENİBtR ÖNERİYAPTI AGİK çerçevesinde Avrupa Konfederasyonu JYlitterrand'ın önerisi Fransız kamuoyunda SSCB'yi de kapsayan bir Avrupa şeklinde algılandı. Mitterrand'm Avrupa Konfederasyonu'nu AGİK çerçevesinde düşünmesi, ister istemez Türkiye'yi de kapsayacak şekilde ele aldığını gösteriyor.Türkiye, fikrVsoğuk karşıladı PARİS (Cumhuriyet) — Fransa Cum- hurbaşkanı François Mitterrand'ın, yılba- şı gecesi TV konuşmasında ortaya attığı "Avrupa Konfederasyonu" fikri Fransa'- da olumlu karşılandı. Fransa Devlet Baş- kanı, söz konusu Konfederasyon'da tüm Batı ve Doğu Avrupa ülkelerinin yer alması gerektiğini düşünüyor. 21 aralıkta Doğu Berlin'i ziyaret eden François Mitterrand, AGİK (Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Kon- feransı) zirvesinin bu yıl sonunda önce Pa- ris'te toplanmasını istemişti. Fransız Cum- hurbaşkanhğı'na yakın çevreler, 35 ülkeyi kapsayan zirvenin 1990 yıh içinde toplana- cağına kesin gözüyle bakıyorlar. Paris, 1975 Helsinki anlaşmalarının, öngörülen konfe- derasyonun temelini oluşturması gereği us- tünde duruyor. Ote yandan Avrupa Komisyonu Başka- m Jacques Delors da Mitterrand'ın önerisi ile 12'ler Avrupası'nın derinlemesine güç- lenmesi arasında bir çelişki olmadığını ifa- de etti. Delors, Avrupa Birleşik Devletle- ri'nin 2000 yıh dolayında günyüzü görece- ğini tahmin ettiğini sözlerine ekledi ve şim- dilik Doğu Avrupa ülkeleri arasında Çekos- lovakya'nm AT'ye girmeye en hazır ülke oiduğunu vurguladı. Komisyon Başkanı bir gun önce de verdiği demeçte AT, serbest mübadele bölgesi ülkeleri (EFTA) ve Do- ğu Avrupa arasında gelecekte bir konfede- rasyonun kurulmasının uygun olacağını be- lirtmiş, Türkiye'nin adından soz etmemiş- ti, ancak Mitterrand'ın Avrupa Konfede- rasyonunu 'AGİK' çerçevesinde düşünmesi, ister istemez Türkiye'yi de kapsayacak şe- kilde ele aldığını gösteriyor. Mitterrand, iki Almanya'nın birleşmesi konusunun, önümüzdeki dönemde politi- ka gündeminin birinci sırasını işgal edece- ğine inanıyor. Birleşmenin, Avrupa denge- lerini bozmadan gerçekleşmesi için Fransa, "Atlantik'ten Urallar'a" Avrupa Birliği fıkrinin bir an önce somut niteliğe bürün- mesi gerektiğini düşünüyor. Konuşmasın- da Avrupa'nın sınırlannı bu şekilde çizme- mekle birlikte, Mitterrand'ın önerisi Fran- sız kamuoyuna, General De Gaulle'ün ün- lü tezine uygun olarak, SSCB'yi de kapsa- yan bir Avrupa şeklinde algılandı. İki Al- manya'nın Avrupa Birliği bünyesinde bir araya gelmesı için şimdiye kadar üç farkh önerinin ortaya atıldığı gözleniyor: 1- ABD Dışişleri Bakanı James Baker'- ın son çıkışlarına uygun olarak savunma özelliği ikinci plana itilmiş NATO ittifakı- nm 'politik'leşmesi ve iki Almanya'yı da içi- ne alarak yapı değiştirmesi biçiminde; 2- AT ile COMECON (sosyalist ülkeler ortak pazan) arası yakınlaşma yoluyla; 3- 1975 Helsinki anlaşmalarının sağladığı ve 35 ülkeyi içine alan bütünün, kademeli olarak ve organik ih'şkilere dönüşmesi ara- cılığıyla. Bu üç yöntemden birincisi Amerikalıla- nn tercihini oluştururken, ikincisinin öze- likle SSCB'ce uygun görüldüğü ifade edi- liyor. Mitterrand son konuşmasında Hel- sinki anlaşmasıyla ilgili şöyle dedi: "9O'lı yıllarda Helsinki anlaşmalarma uygun ola- rak bir Avrupa Konfederasyonu'nun doğu- şunu düşünüyorum. Bu konfederasyon, ke- limenin gerçek anlamına uygun olacak, kı- tamızın tüm devletlerini ortak ve sürekli bir örgüt içinde bir araya getirecektır." Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand tarafından ortaya atı- lan ve Doğu Avrupa'yı içermesine karşın Türkiye'den herhangi bir şekilde soz etme- yen "Avrupa Konfederasyonu" fikri Ankara tarafından "soğuk" karşılandı. Dışişleri Ba- kanlığı sözcüsü Murat Sungar konuya iliş- kin olarak, "Bu tür teorik öneriler bizim tam üye olma çabalarımıza en ufak etkide bulunmamaktadır" dedi. BULGARİSTAN Türklere karşı gösteriler yayılıyor Kırcaali'den sonra Hasköy ve Razgrad'da da Türklere verilen haklar, düzenlenen gösterilerle protesto edildi. Hasköy'deki gösteriye 10 bin kişinin katıldığı bildiriliyor. SOFYA (Ajanslar) — Bulgaristan Ko- münist Partisi Merkez komitesi'nce, Türk- lere dil, din ve ad seçme özgürlüğü veril- mesine protestolar sürüyor. Kırcaali'den sonra Hasköy ve Razgrad'da da düzenle- nen ve 10 bin kişinin katıldığı belirtilen gös- terilerde Türklere iade edilen haklar pro- testo edildi. Kırcaali'de Türklere verilen haklar konusunda referandum yapümaması durumunda genel greve gidileceği bildiril- di. Bulgaristan haber ajansı BTA'nın bildir- d'ğine gore, ülkenin güneyinde, nüfusunun büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturdu- ğu Kırcaali'de dün düzenlenen gösteriler- den sonra, KP kararına muhalif olanlar, Bulgar yetkililerine bir Ultimatom verdiler. Ültimatomda, ülkede yaşayan Türklerin sorunları ile ilgili olarak referandum yapıl- ması yolundaki çağnlara yanıt verilmeme- si halinde, uyarı amacıyla cuma günü iki saat süreyle genel greve gidileceği belirtili- yor. Bu arada, ülkenin güneyindeki Has- köy'de de muhaliflerin katıldığı bir göste- ri düzenlendiği bildirildi. BTA, gösteriye yaklaşık 10.000 kişinin katüdığını duyururken, son gunlerde Razg- rad bölgesinde de gösteriler oiduğunu be- lirtti. KP Merkez Komitesi'nin Türklere hak- lannın verilmesi yolundaki karanna muha- lif olanlar, Ulusal Meclis'ten, ocak ayı so- nuna kadar sürecek olan toplantı dönemin- de kesin karar almamasını ve Türklerle il- gili olarak referandum yapılmasını istiyor- lar Yuvarlak masa Bulgaristan KP'si ile başlıca bağımsız parti ve gruplan bünyesinde toplayan De- mokratik Güçler Birliği (DGB), ülkenin te- mel sorunlarını görüşmek üzere dün parlamentoda, yuvarlak masa görüşmeleri çerçevesinde bir araya geldiler. Yuvarlak ma- sa toplantüarı sırasında muhalefetin, Komü- nist Parti'nin işletmeler bünyesindeki örgütlerinin lağvedilmesini, ordu ve milis kuvvetleriyle adli kurumlarm siyasetten uzak tutulmasım ve KP'nin radyo-televizyon üzerindeki tekelinin kaldırılmasını da tek- lif edeceği belirtiliyor. Yuvarlak masa gö- rüşmelerinde ayrıca, ülkedeki Müslüman Türk azınlığın durumuyla ilgili tutum be- lirlemesi de bekleniyor. YUNANİSTAN Atina'dan Tiran'a suçlama STELYO BERBERAKİS ATİNA — Orta Avrupa'daki son geliş- melerden sonra Yunanistan Dışişleri Baka- nı Andonis Samaras, Arnavutluk'ta yaşa- yan 400 bin kadar Yunan azınlığının karşı- laştığı sorunlara derhal bir çözüm bulun- masını istedi. Samaras, Arnavutluk'ta ya- şayan Yunan azınlığının insan haklarının çiğnendiğini ve dini özgürlüklerinden yok- sun olduklanm dile getirmesi, Amavutluk başkenti Tiran'dan çok Atina'yı kanştırdı. Samaras, Yunanistan'ın üç büyük parti- si tarafından desteklenen Ulusal Birlik hü- kümetinin Dışişleri Bakanı olduğu için, bu gibi açıklamalan yapmadan önce hükümete destek veren üç büyük partinin onayını al- ması gerekiyor. Romanya'daki kanlı olay- lann sona ermesinden hemen sonra "Noel Bayramı'nı ilk kez özgurce kutlayan Rumen halkı gibi Arnavutluk'ta yaşayan soydaşla- nmızın da yakın bir gelecekte özgür bir No- el kutlamalannı dilerim" diyen Samaras- ın bu açıklaması, partileri birbirine düşür- du. Çünkü, Arnavutluk'ta yaşayan Yunan azınlığının karşılaştığı sorunlar her zaman sağ eğilimli Yeni Demokrasi Partisi (YDP) tarafından "şoven" bir siyaset ile işlenmiş- ti. Ancak şimdi bu eğilimi, Dışişleri Bakan- lığı tarafından resmen açıklanıyordu. Hü- kümete destek veren diğer iki partiden PA- SOK Ue 'komünistler' SİNASPİSMOS, Dı- şişleri Bakanı'mn YDP milletvekili olması itibanyla bu yoldaki açıklamasını sert bir biçimde eleştirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle