23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 1990 KÜLTÜR-SANAT YILINDA DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE KLASİKMÜZİĞE BİR BAKIS CUMHURİYET/5 'Baader-Meinhof sinemada • Kültür Servisi — Federal Almanya'daki Baader- Meinhof örgütünün yargılanmasını konu alan "Stammheim" (Baader-Meinhof Yargılanıyor) adh fılm, 5 ocak cuma gunü yeni açılan Beyoğlu Sineması'nda gösterime giriyor. Alman yönetmen Reinhard Hauff un, Stefan Aus'un "Baader-Meinhof Bilinmezi" adh kitabmdan beyazpardeye aktardığı film, 1985 yılında çevrilmis ve 1986 yılında Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'ne değer gönilmüştü. "Stammheim" adlı film geçen sezon Efes Film tarafmdan getirtilmiş ve gösterime ginniş, ancak altyazılannın kötülüğü yuzunden Efes Film tarafından gösterimden kaldırılmıştı. Efes Film yöneticileri, filmin yeni bir kopyasmı getirterek yeniden altyazı hazırlattıklannı açıkladılar. Güngör Iblikçi'nin gravtirleri • Kültür Servisi — Güngör Iblikçi'nin Destek Reasürans Sanat Galerisi'nde açılan gravür sergisi 19 ocağa kadar sürecek. 1936 yılında Akşehir'de doğan ve tstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nin Resim Bölümü'nu 1959 yılında bitiren tblikçi, 1%1 yılında Cenevre'ye gitti ve buraya yerleşti. Resim, karikatür ve gravür alanında çeşitli çalışmaJar yapan Gungör tblikçi Cenevre, Lozan, Ankara ve Izmir'de kişisel sergiler açtı. DYO'nun birincilik ödülünü 1970 yılında kazanan sanatçı Polonya, Isviçre, Italya, lngiltere, Norveç, ABD ve Arjantin'de de bienallere katılarak yapıtlarını sergiledi. Alman Kültür'de ocak etkinlikleri • Kültur Servisi — Istanbul Alman Kultur Merkezi, ocak ayı suresince sergi, açıkoturum ve fılm gosterilerini sürdurecek. Program çerçevesinde 17-31 ocak tarihleri arasında Alman fotoğraf sanatçısı Herbert List anısına duzenlenen fotoğraf sergisi yer alacak. Yıldız Universitesi Rektorluğu işbirliğiyle duzenlenen sergide, sanatçınm 1930-1970 yıllan arasındaki naturmort fotoğrafları yer alıyor. Ömer Erzeren, Baha Göngür, Dr. Berthold Johannes, Ercan Karakaş, Regaip Minareci, Altan öymen ve Helmut Weber'in katılacağı "Almanlar Nasıl Bir Almanya Istiyor?" konulu açıkoturum ise 24 ocak tarihinde gerçekleşecek. Alman Kültur Merkezi'nde 11 ocak günu Wim VVenders'in "Zamanın Akışında" adh filmi, 18 ocak tarihinde Niklaus Schilling'in "Willi Busch Raporu" adlı yapımı ve 25 ocak tarihinde Theodor Schübel'in "Sınır" adlı yapıtları, merkezin Odakule'deki adresinde izlenebilecek. Oktay Anılanınert sergisi • Kültür Servisi — Oktay Anılanmert'in resimlerinden oluşan sergi yarın Galeri Vinci'de açılıyor. Sergide "beslenme" teması üzerine gerçekleştirdiği çahşmalannı bir araya getiren Anılanmert'in yukarıda görülen yapıtı da "Beslenme" adını taşıyor. 1939 yılında Istanbul'da doğan, Guzel Sanatlar Akademisi'nde Neşet Gunal, Cemal Tollu, Bedri Rahmi Eyuboğlu atölyelerinde eğitim görerek 1964'de mezun olan Oktay Anılanmert, 1971'de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde asistan olarak göreve başladı. Sanatçı halen MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim gorevlisi olarak çalışıyor. Yurtdışında da karma sergilere katılan, resmin yanı sıra mimari, fresk, metal uygulamalar ve pandomim tiyatrosu alanında çahşmalar yapan Anılanmert'in sergisi 20 ocaka kadar surecek. Söbtitay Özer sergisi • Kiiltttr Servisi — Söbütay özer Resim Sergisi 6 ocak tarihinde Eskişehir Palet Sanat Galerisi'nde açılıyor. 1949 yılında îpsala'da doğan, 1973 yıhnda Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mezun olan özer, 1978 yıhnda Gazi Eğitim Fakültesi'ne atandı ve halen bu kurumda yardımcı doçent olarak çahşıyor. 1973 yıhndan bu yana başta Devlet Resim ve Heykel Sergileri olmak uzere çok sayıda sergiye katılan Hindistan, Kuveyt, Mısır, Romanya ve Avusturya'da açılan çeşitli karma sergilerde de yer alan Söbütay özer, pek çok ödülün de sahibi. Tarihi Gümüşkent evleri • NEVŞEHtR (Cumhuriyet) — Nevşehir'e bağh Gülşehir ilçesinin Gümüşkent kasabasındaki tarihi Osmanh evlerinin koruma altına ahnması istendi. Gümüşkent Belediye Başkam Kemal Ünal 19'uncu yüzyıl Osmanh duvar resmi sanatının en güzel bir şekilde yansıtıldığı tarihi Gümüşkent evlerinin Kültür Bakanlığı'nca koruma altına ahnarak tahribinin önlenmesi gerektiğini söyledi. Sayılan 10"u geçen tarihi Osmanh evlerindeki çeşitli yağlı boya duvar süslemeleri ile dönemin bazı olaylarımn yansıtıldığı duvar panoları büyük ilgi çekiyor. Zonguldak Fotoğraf Günleri • Kültür Servisi — Zonguldak Fotoğraf Grubu tarafından duzenlenen "Zonguldak Fotoğraf Günleri" bugün başhyor. Ay sonuna kadar sürecek olan Fotoğraf Günleri'nin ilk etkinliği bugün saat 18.00'de Zonguldak Belediyesi Sergi Salonu'nda Süreyya Aytaç'ın saydamlanndan oluşan gösteri olacak. Mimar Süreyya Aytaç*ın gösterisinde Rize'nin Bahkçılar köyünde çektiği ve bir yarışmada birincilik kazandığı portre de (yanda) yer ahyor. Bugun yine aynı yerde "Sovyet Amatör Fotoğrafçılar Sergisi" de açüıyor. Fotoğraf Günleri'nin sergiler bölümünde Seyit Ali Ak'ın derlediği "Othmar Pferschy" sergisi, İFSAK 30. Yıl Sergisi, Aykan özener'in "Dünden Bugüne" sergisi, Francisko Punal Suarez ve Rolanda Pujol Rodriguez (Küba) "Güldüren Anlar" sergisi bulunuyor. Müzik ahmn, müzik satarunFİLİZ A I İ 20. yuzyüın son on yılına ayak basmak uzere olduğumuz şu gün- lerde dünyada muzik de zamanın raodasına uyarak "business'' piya- sası koşullarına uydu. Örneğin, Herbert VOB Karajın öldü, değil mi? Gözyaşı dökenler vardı onun ardından kuşkusuz. Ama plakçı vitrinlerini Karajanlarla süsleyen- leri sadece Karajan'ın ölumünün getireceği "bnsioess" ilgilendiri- yordu. Çok geçmeden Horowitz de sizlere ömur oldu. Bu kez Ka- rajanlar kalktı, Horowitzler çıktı piyasaya. llerleyen teknoloji saye- sinde rahmetlilerin stereo - vide- olannı da alabilirsiniz aynı mağa- zalardan. Satışlar iyi gidiyor an- layacağınız. Daniel Barenboim'u Bastille Operası sanat yönetmenliğınden azlettiler, ama "business" dünya- sında artık bir işten azledilmek bı- le para getiriyor. Barenboım plak- ları kapış kapış gitti o skandal sı- rasında. Sonra da kendisine Chı- cago Senfoni Orkestrası'nın şeflığı verildi. Berlin Duvan yıkıldığın- da Berlin Filarmoni Orkestrası- nın, Doğu Berlinliler için verdiği bedava konseri kim yönetiyordu dersiniz? Tabii ki Barenboün. Şu sıralar "harika çocak" ol- mak da çok kârlı bir iş. Sovyetle- rin Yevgeni Kissin'i 1971 doğum- lu bir piyanist. Kissin şu anda Sov- yetlerin en yüksek ücretle angaj- raan yapan solistkrinden biri. Ka- rajan'ın yönetuğı Berlin Filarmoni Orkestrası eşh'ğinde çaldığı Çay- kovski 1. Pivano Konçertosu, Kis- sin'in en önemli referansı. Japon- ların pannak çocuk kadar ufak kemancı kızları Midorfnin talep ettiği ücretleri ödeyebilecek baba- yiğıtler var tabii müzik merkezle- rinde, ama inanın bu çocukların sırtından para kazananlara kıza- cağı geliyor insanın. Son on yılın modalanndan bir başkası da "eski" ya da daha şık deyimiyle "antik" enstrumanlar- dan kurulu orkestralar. Bu işin de hastaları var. Roger Norrington, Christophcr Hogwood, Frans Bruggen gıbı "antik"çiler için "otantik" olmak demek, çevre kir- liüğine karşı çıkmak gibi bir şey. Haydn, Mozart, Beetboven zama- nında orkestralarda kullanılan çalgılarla, o zamanın organik ma- teryalleriyle (ömeğin bağırsak telle) yapılmış, hiçbir modern malzetne karışmamış çalgılarla, dönemin yonım stillen iyice araştmlarak ortaya çıkanlan bu orkestralarda kullamlan timpaniler bile 18. ve 19. yüzyıldan kalma. Müziğin bu yeni "çevrecileri", 19. yuzyıl so- nunda başlayan yozlaşmalarla ta- nınmaz hale gelen klasik müzik stil, yorum, ses, tını ve gelenekle- rini yeniden canlandınyor, müzi- ğin yakasma yapışmış pislikleri te- mizliyorlar. Ünlülerin yakınlannın da mü- zik dünyasında kendilerine yer edinmeleri moda son yıllarda. Ka- rajan'ın ölumüyle boşalan Berlin BERLİN FİLARMONt'DE HALEF VE SELEF — Gelmiş geçmiş orkestra şeflerinden Herbert Von Karajan'ın (üstle) ölumü, geçen yılın en çok yankı uyandıran olaylarımn başında geliyordu. Kara- jan'ın uzun yıllar yönettiği Berlin Filarmoni Orkestrası'nın başına unlü ttalyan şef Claudio Abbado (yanda) getirildi. Filarmoni Orkestrası şeflik göre- vi uzun spekülasyonlardan sonra ünlü ttalyan şef Claudio Abbado^ ya verildi. Abbado'nun genç yeğe- ni Roberte Abbado da ufak ufak isım yapıyor kendine. Ünlü amca- sının izinden ilerleyen Roberto, son otuz yılın bütün gözde şefle- rinin hiç olmazsa bir sömestr rahle-i tedrisinden geçtikleri Fran- co Ferrara'nın öğrencisi. Milano Scala, Floransa Teatro Communa- le, Viyana Devlet Operası, Berlin Alman Operası, Zürih Operası'n- dan sonra şimdi de Munih Bavye- ra Devlet Operası'nda operalar yo- Japonların da bu "ihtişam", "harika çocuk". "otantik" moda- lanndan yararlanmamaları düşü- nulemezdi. Girebildikleri her ya- rısa kendi öz elemanlan ile giri- yor Japonlar. Giremedikleri konu- lan da ya satın ahyorlar ya ithal, ya da üstün teknolojileri ile kop- ya ediyorlar. Japonlar 1988 ve 1989 yıllannda New York'tan Metropolitan Operası'nı, Milano1 dan La Scala'yı (Moti, Kleiber ve Maazel gibi şeflerle birlikte) Mü- nih'ten Bavyera Devlet Operası- nı Viyana'dan Volksoper'i, Mos- kova'dan Bolşoy Operası'nı, Bay- Idil Biret Heidelberg'de plak dol- durmakla meşguldu son aylar içinde. Pekinel Kardeşler de Bob James ile CBS için içinde "compHter" parmağı olan bir Bach plağı yaptılar. Gülsin Onay plaklannı çeşitli fırmalarla ger- çekleştirmekte, bu arada bir mü- zik âşıgı olan Reşit Erol'un kur- duğu Türk prodüksiyon firması- nın Alman fırmalarla yaptığı iş- birliği ile birkaç plağı çıktı Gül- sin'in. Hikmet Şimşek geçen yıl Maca- ristan'da Adnan Saygun'un "Yu- nos Emre" oratoryosunu plağa al- Ünlü şef Karajan ve piyano virtüozu Horovvitz'in ölümlerinin ardından bu sanatçıların plakları iyi "iş" yaptı. Japonlar giremedikleri alanları aldılar, en iyi operaları ülkelerinde izlediler. Ülkemizden plak yapanlar ise İdil Biret, Pekineller, Gülsin Onay,Hikmet Şimşek ve CemMansur'du. netiyor. Bu arada Franco Zeffirelli'nin başlattığı "operada ihtişam" mo- dasmı Milano Scala, Münih Bav- yera Devlet Operası ve New York Metropolitan Operası son hızla sürdürmekteler. Covent Garden, lngiltere*nin içinde bulunduğu yoksulluk dolayısıyla ihtişam mo- dasına pek ayak uyduramıyor. Bu modaya göre bir opera prodüksi- yonu ne kadar ihtişamlı olur, ne kadar pahalıya çıkarsa ve basın- da da bu konu ne kadar uzun sü- re canlı tutulursa o kadar çok ve yüksek fîyata bilet satılabiliyor. reuth Festivali'nden Wagner ope- ralarını, Verona Arenası Yaz Fes- tivali'ni tümüyle ayaklanna kadar getirerek, dünyamn en iyi opera kumpanyalanru kendi ülkelerinde izlediler. Müzik dünyasında aşağı yuka- rı bunlar oluyorken, ülkemiz mü- zik çevrelerinde öyle kayda değer değişiklikler, gelişmeler, patlama- lar, fırlamalar gözlenmedi. Her zamanki gibi "Milli Müzik" söz- cuğü sık sık kullanıldı, arabeskten yakınıldı, özgun müzik tartışıldı. Bu tartışmalar eskisi kadar inançh da değildi işin tuhafı. öte yandan dı. Cem Mansur ise Yalçın Tura ve Hasan Ferit Alnar'ın eserleri- ni yine Macaristan'da Hungaraton firması için plağa kaydetmişti. Türkiye'de henüz bu tür plak kaydı yapılamıyor. Artık var ol- ma)-an TRT Ankara Oda Orkest- rası'ndan bu yana uluslararası ni- telıkte icra çıkaran bir topluluk da kurulamadı ne yazık ki. 1989'da müzik konusunda sem- pozyum ve kongreler düzenlen- di. Kongreler ve sempozyumlann ışığında ne gibi gelişmeler meyda- na geldi, Ueriye yönelik ne gibi atı- hmlar düşünüluyor, henuz bi- linmıyor. 1989'da Eskişehir ve Adana gi- bi iki üniversite kentinde yeni ve olumlu kıpırdanmalar olduğunu duymaktayız. Merak ve heyecan- la her iki kentimizde oluşacak di- namik gelişmeleri izleyecek ve is- terlerse yardımcı olacağız. 1989'da yümda, Uluslararası ls- tanbul Festivali yılın en önemli kültür ve sanat olayı olmayı sür- dürdü müzik açısından. Ankara ve lzmir, festivallerinin de gelişme- siyle ulkemizde nitelikli müzik olaylarına tanık olabilme olana- ğı bulunuyor artık. 1989'da tstan- bul'da açılan tstanbul Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu da müzik yasamımmn önemli ek- siklerinden biri olan konser salo- nu niteliklerine haiz konser salo- nu eksiğini de bir ölçude kapatan önemli gelişmelerden biri. Turk muziğinin geleceği açısın- dan 1989'un dıkkatle üzerinde du- rulması gereken en son olayı ise Ankara Büyukşehir Belediyesi'nce düzenjenen "Yeni Müzik FestivaH" idi kanımca. Bu festival- de adını sanını duymadığımız genç bestecilerimiz olduğu ortaya çıktı. Yaratıcısı çoğalan bir sana- tın gelişmesinin önlenemeyeceği duşüncesine inanıyorsak eğer bu tür festivalleri yaygınlaştıralım ve destek olalım. Y a r u : 1989 Yıhnda Türkiye'de Edebiyata Bir Bakış (Refık Durbaş) Cugat,100'e merdîven dayadı BARCELONA (AA) — Latin Amerika dans muziğinin dünya- ca ünlü ismi Xavier Cugat 90 ya- şmda. 90 yaşını Barcelona dışmdaki çiftliğinde sakin bir şekilde ge- çirmeye hazırlanan Cugat, 2000 yılında 100. doğum gününü çıl- gın bir parti ile kutlamayı düş- lediğini söyledi. Son 15 yıldır doğum gününü New York'taki Waldorf-Astoria Oteli'nde kutladığını kaydeden Cugat, 2000 yüındaki doğum günü partisine Hollywood'un yarısırun tekerlekli sandalyede gelmelerinin söz konusu olaca- ğını kaydetti. Cugat, "Mesela Frank Sinıtra o zaman 85, De- an Martin de 82 >aşında olacak" dedi. Zamammn yansıru Barcelo- na'daki Ritz Oteli'nde, diğer ya- nsını ise Quidron Hastanesi'nde geçirdiği yolunda espiri yapan Cugat, "Eger yeterince para ve- rirlerse 90 vaşınd» nasıl yaşana- cağı yolunda bir kitap yazabili- rim. Uzun yasamak bizim aile sımmız. Babam 98 yasında öl- dü, iki erkek kardeşim de 901ı yaşiara kadar yaşadılar" dedi. 1 Ocak 1900'de tspanya'mn kuzeyindeki Katalonya'mn Ge- rona kasabasında dünyaya gelen Cugat, küçük bir çocuk iken ai- lesiyle birh'kte Küba'ya göç etti. 193O*lu yıllann ilk kesiminde Los Angeles'taki Ambassador Otel'deki Coconut Grove Kulü- bü'nde Latin Amerika dans mü- ziğini seslendiren Cugat, ABD- nin yıldızı oldu. Cugat, daha sonra ünlu Waldorf-Astoria Ote- li'nde icraatta bulundu. Latin Amerika dans müziği- ne tropikal ritmi katmakla ün kazanan Cugat, 1970 yılında bando şefliğinden emekÛye ay- nldı. AzizNesin, Haldun Taner, Nâzım veBrechften t Merhaba > Çıplak sahnede özlemlerNesin, Taner, Nâzım ve Brecht'ten öyküler, şiirler, şarkılar Genco Erkal'm üslup bütünlüğü içinde sunuluyor. Arif Erkin, Yalçın Tura ve Kurt Weill müzikleri eşliğinde dengeli ve etkileyici bir çahşma. DtKMEN GÜRÜN UÇARER "Merhaba", Genco Erkal'ın birkaç ay önce gittiği Avııstralya turnesi için Aziz Nesin, Haldun Taner, Nazım Hikmet ve Bertolt Brechl'in öykü, şiir ve şarkılann- dj ı yaptıgı bir harmanlama. Bu gösteriyi yurtdışında Türklerin yoğun olarak yaşadığj başka yer- lere de göturmeyi amaçladığından yer yer uzak düşülen bir ülkeye duyulan özlemi, ülkenin kokusu- nu, tadını yansıtıyor. Akıa ve akılcı bir yaklaşımla altını çizdi- ği dizelerde bu ustalann insanlık adına özlemlerini dile getiriyor. Demokrasi, özgürlük, barış, bi- linçli yaşam özlemlerinden ve de savaştan, aşktan, paradan, açlık- tan, tokluktan söz ediyor... Hayvan türlerini tanunlayarak başhyor söze, Aziz Nesin'in ince mızahından yola çıkarak ve ardın- dan "Merhaba" diyor. "Ynrdu- mnn ağacsız topraklan. Toprak- sız ağaçlan. Insansu topraklanm. Topraksız insanlanm. Merhaba özgüriök yolunda yuvarlanıp yi- teıder..." tnsana, insammıza tum duyarhğı, tum heybetiyle seslenı- yor Nâzım Hikmet: "Bu dünya öküzün boynuzunda degil, bu dünya elleriııizin üsründe dunı- yor." Brecht ise düzeni bir "Tah- terevalli"ye benzetiyor. öyle bir tahteravallı ki yukanda oturan bir avuç insan "Âşağıdakiler sonsu- za dek hep orada kalsınlar, çık- masınlar yukan" diyor dengenin bozulmaması için. Brecht'in sis- temin temelinde yatan çelişkiye eleştirisi Nâzun'ın az önceki dize- lerini çağnştınyor bir kez daha: "Demir, kömür ve seker / ve... bilcumle sanayi kollannın... ve siınılmuş toprağın ve şehirierİB bahtı bir şafak vakti değişmis olur... onlar agır ellerini toprağa basıp/dognılduklan zaman." Ve Brecht "Kopek Balıklan İn- san Olsaydı" sorusunu sorarken ahlak ustune, barış üstüne, aydın sorumluluğu üstüne düşunmeye çağınyor izleyiciyi içinde yaşadı- ğı gerçekleri vurgulamak isterce- sine. Evet, herşeyin mal olduğu bir düzende para tutkusudur in- sana insanhğuu unutturan. "Oku- yan Bir Işci Soruyor" ise yine Brecht diyalektiğinde duzenin yargılamşı. "Mapushane Tnrkü- sü" insana tutkun, ınsanca yaşa- ma tutkun bir koca şaırin hapis- hane duvarlan dışına taşarak sa- dece karısını değil tum kadınları, çocuklan, insanlan kucaklayan dizelerinden oluşan bir bölüm. Duvadar arkasında bir yaşamda kıvücımı yitip bitmeyen insan sev- gisinin bireysel çoşkularda vurgu- lanışı. "tnsanııı Ceddi"yle başlıyor ikinci bölüm. Haldun Taner'in ustahkia çizdiği poütikaa portresi siyasal yaşamımızın gelişım çizgi- si. Vicdani ile poliükacı arasında yakalanan çelişki ise geri kaimış toplumların değişmez doğrusu. Brecht'in ezgileri savaşın kor- kunçluğunu vurgularken kapita- list düzende yukardakilerin kur- duğu ekonomik denge içinde in- sanın yerinı belirler. Bu bağlam- da ne denli anlamlı, duyarlı, sağ- lamdır "Yaşamaya Dair" sözleri Nâzım Hikmet'in: "Yaşamak / Ne biçim iştir ki / Bu ne mene gi- diştir ki / Bugün bu, bu anlabi- mayacak kadar guzel / Bu inanıl- raayacak kadar sevinçii şev / Böy- le zor, bu kadar dar, böyie kanlı, bu denli kepaze." Nâzun'ın ardından Brecht'in sesi duyulur yine: "Ne olur ola- ğan demeyin hemen her gün olup bitene!" Nelere? Aziz Nesin'in deyişiyle demokrasimsi demokra- siye mi? Sosyal adaletimsi sosyal adalete mi? Batıümsı da doğu- lumtraklığa mı? Ama yine de "Memleketim, memleketim, memletekim / Ne kaskeüm kaklı senin ora işi / Ne yoUannı taşunış ayakkabım / ...Sen şimdi yalıuz saçımın akında, enfarktında yü- regimin, anlımın çizgilerindesİH memleketim / memleketim / memleketim." Genco Erkal, ohısturduğu ko- lajda bu ustalann yapıtlanndaki ortak paydalardan yola çıkarak değişik biçimlerde irdelenen top- lumsal özü kendi üslup bütünlü- ğu içinde sunuyor. Tek başında (Mapushane Turküsü" bölurnün- de Zeynep Irgal'la birlikte izliyo- ruz) yuruttüğü gösteride vücut ve ses kullammmdaki rahatlığı, se- yirci ile arasındaki elektriği aynı dengede tutuyor. Çıplak bir sahnede Arif Erkin, YalçiB Tura, Kurt vVeill müziği eşliğinde ve güçlü dizeleri destek- leyen dialarla birlikte sunulan "Merhaba", "Kerem Gibi" ve "Bea Bertolt Brechf'i çağnştıran bir çahşma. Olumlu, dengeli, et- kileyici. Çalınan tablolar • NİCE (AA) — Henri Matisse'in ^ milyon dolar değerindeki sekiz eseri, Fransa'run Nice kentindeki evinden çalındı. Matisse'in 1954'te ölümünden sonra bu evde kimsenin oturmadığı ve ünlü ressamın bu tablolan, geçen ağustosta yasama veda eden oğullarından birine miras bıraktığı öğrenildi. Hırsızların, pencerelerden birini kırarak girdikleri evin duvarlannda asılı sekiz tabloyu çalarak kaçtıklan bildirildi. Olayın, ünlü ressamın gelininin eve uğramasıyla ortaya çıktığı öğrenildi. Belçika'da şenük • Kültür Servisi — Belçika'nın Knokke-Heist kentinde duzenlenen Uluslararası Karikatür Festivali ve Yanşması'nın 29'uncusu 1990 haziranında yapılacak. Yanşmaya katılacaklann yapıtlarını 1 Şubat 1990 gününe kadar "International Cartoonfestival, Stadhuis, Verweeplein, B-8300 Knokke-Heist, Belçika" adresıne ulaştırmaları gerekiyor. 5 karikatürün gönderilebileceği yarışmanın bu yüki teması, "İnsan Gülmek Istiyorî' Yarışmada Altın Şapka ödülü'ne 3.750 ABD Dolan, Gümüş Şapka Ödülü'ne 1.875 dolar, Bronz Şapka'ya 1.250 dolar verilecek. Tûba İnaPın heykelleri • Kültür Servisi — Tûba Inal heykellerini 4 ocak tarihinden itibaren Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde sergileyecek. 1979 yıhnda Kanada'da, 1980-82 yıllan arasında ise Iktbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Seramik Bölümü'nde öğrenim gören tnal, "Çahştığım malzemelerde yaşayan tadı, bozülmamış dokuları kaybetmek istemiyorum. Figürdeki aynntılardan çok formu, biçime aktardığım algılann çıkış noktası vermesiyle düşünsel olarak yorumlamaya çalışıyorum" diyor. Defne Hgaz konseri • Kültür Servisi — Defne Ilgaz, yann saat 17.00'de Taksim Vakkorama'da gitarıyla bir folk konseri verecek. 1971 doğumlu olan ve Marmara Universitesi Sinema-TV Bölümü'nün 3. sınıfında öğrenim gören Defne Ilgaz, kendi bestelerinin yanı sıra Bob Dylan, Joan Baez, Beatles, Cat Stevens, Bobby Mc Ferren'ın sarkılanm da söyleyecek. Konserde Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinin türküleri ile bir Yunus Emre ilahisi de yorumlayacak olan Defne Ilgaz, 1989 1. Altın Çınar Müzik Yarışması En İyi Genç Yetenek özel ödülü'nü kazanmıştı. Türk Sineması paneli • Kültür Servisi — tstanbul Universitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda yann saat 14.00'te, "Türk Sineması ve Yabancı Film Şirketleri" konulu bir panel yer alacak. Okulun sinema kulübünce duzenlenen panelde, sinema yazan Rekin Teksoy ve Onat Kutlar, oyuncu Tank Akan, yönetmen Ali Özgentürk, Fihn tthalatçılan ve tşletmecileri Dernek Başkam Mahmut Taracar, Warner Bros Türkiye Temsilciliği Genel Müdürü Şevket Gözalan konuşacaklar. UGUN • 'Nlçin?' balesi tstanbul Devlet Opera ve Balesi, Karayev'in müziğiyle Oytun Turfanda'nın sahnelediği "Niçin?" balesini saat 20.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde sergileyecek. DÜNYA ELLERİNtZİN ÜSTÜNDE — "Bu dünya ökıizun boynuzunda degil, bu dun>a ellerinizin üstünde dunıyor..." Nâzım Hikmet'in seslenişi "Merhaba"da Genco Erkal'la dile geliyor. Erkal'a yal- mzca "Mapushane Türküsu" bölümünde Zeynep Irgat eşlik ediyor. (Fotoğraf: Laleper Aytek) BtLSAK'TA BUGÜN 3 Ocak Çarçamba: 19.00 KONFERANS: Tarihi Eser Kaçakçılığı: Erhan AKYILDIZ. 19.00 BİLİM DtZİSl: I. Yapay Zekâ. Daniel NAHUM. 10.00-Ol.OOarası CAFE - FOYER-BAR BİLSAK Herkese Açıktır. BtLSAK, Sıraselvüer, Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79 - 143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle