25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhu-ıveı Matbaaulık *e Gazetecılık Türk ^onırr Şı'ken adına Nıdtr Nadı % Genel >a\ın Muduru Hasan Cemal. Muc>sese vludur u Enune Işaklıgıl, Yazı lşlcn Muduru Oka> GonenMiı, 0 Haber Mcr kezı Muduru talçın B«>er, Savfa Duzenı Yoneımenı Mı *o». • Temsılaler VVkARA hhmti T«n. I2MİR I, PolJUka Otal Baslang)^ D15 Habrrlcr Erfua M a . EKooomj Crafu Tariu*. b Sendjka Şafcnn b M a a KulIUr O M Egıtını Geoes* şcviaıı Haber Araşuma tsmei BerV*n, Vurt Haber a- Secdet Dofaa, Spcr Danı^manı Duı Yanlar b r a ı (.«hşimı. Arajunna Şthuı AJpn. DuzclDre \Mufeh ^uxx 0 X.ooniına:or Aknet 9 S Erol ErkuL # Munasrt* hılral \eatr • Buiv< Planlama Sr>» Omnnbeftotla • Reklam \y?e Tocna. • Ek YavmJar Hotyı Mooi • Idare HustMn Gum. • tjlnmt Onda Çrtik, # Bılp Wkm Nıil Imd- # Pmonel S f Basm <* Yayan Cumhunya Matbaaalık vc Giintaak TA.S. Turk Oa* Cıd 39/41 CjJ»kıJ)u 34334 Is PK 246-lsunbul Tel 512 05 05 (2) hatl. Teten. 22246 Faı (1) 52« «0 72 % Bumlar U^jn: ZJ»-> ijOkür Bl" Inkılap İ N o 19'4 Tö 133 11 41-47, Tcto. 42344 Fu. (4) 133 0^ 6< • lanir H Zjva Blv 1352 Si'î. Td 13 12 30. IÖOL 52359 F«. (51) 19 53 «0 : Irxxıu Cad 119 S No 1 fcu 1 Td 19 37 52 (4 ha) Tdo. &2155. F«c (71) 19 37 52 TAKVİM: 3 OCAK 1990 tmsak. 5.50 Guneş: 7.22 öğle: 12.12 tkindi: 14.31 Akşam 16.52 Yatsı 18.18 Harg'dan sızan petrol, Fash sorun oldu 19 aralıkta bir patlama sonucu alev alan İran tankeri Harg'dan denize sızan 72 bin ton ham petrol, Fas kıyılarını tehdit ediyor. Denizin dalgah olması, sızıntının hızla yayılmasına yol açıyor. RABAT (AP) — Kanarya Adaları'na ham petrol taşırken bir patlama sonucu, Fas açıkla- nnda petrol sızdınnaya başlayan dev İran tankeri, Fas'ın kıyıları- nı tehdit etmeyi surdürüyor. Uz- manlar, sızıntının yayılmasım önlemeye çalışırken dalgaların, sızıntının hızla yayılmasına ne- den olduğunu bildiriyor. Kanarya Adalan'na petrol ta- şırken, bu adalann 400 mil açı- ğında 19 aralık tarihinde bir pat- lama sonucu alev alan ve denize petrol sızdırmaya başlayan İran tankeri Harg, geçen pazar günü, Kuzey Afrika ülkelerinden Fas'ın Atlas Okyanusu'ndaki kıyüanıu tehdit etmeye başladı. Tankerde- ki patlamanın gerçekleştiği tarih- ten bu yana, 72 bin ton ham pet- rol denize ; stzan petrtttn et ; Uledlgi atan sızdı. Kısa sürede280 kilometre- karehk bir alanı etki- si altına alan sızın- tının, böl- gedekide- nizaltı bit- ki örtüsu- nün ve canlıların yanı sıra, Fas ekonomisinde büyuk önemı olan turizmi olumsuz yönde et- kilemesinden korkuluyor. Fas kı- yılanna ulaşmaması için büyük çaba gösterılen petrol tabakası- nın, parçalara bölünmesı ve de- nizın dalgalı olması nedeniyle, Fas kıyüarının 19 kilometre ya- kıruna kadar ulasabildiği bildiri- liyor. Sızıntının yayılmasım ön- lemek için Fas'ın yaptığı ulusla- rarası çağndan sonra bölgeye gi- den uzmanlar, 14 uçak ve 7 bot- tan ulaşan bir kurtarma ekibiyle gün boyu çalışıyodar. Uzman grubu, sızıntının önünü almak için tabakanın üzerine sürekli olarak köpuk sıkıldıgını ve denız uzerinde engeller oluşturulduğu- nu bildiriyorlar. Bütün çabalara karşın, sızıntı tabakasının saatte 200 metrehk bir hızla yayıldığı ve kısa bir su- re sonra kıyıya ulaşmasından korkulduğu açıklamyor. Sızmtıdan sonra bölgeye giden Fransız uzmanlardan Robert Lu- igi, Fas'ın, sızıntı ile mucadele- de bir ölçude başarıh olduğunu ve Fas kıyıları için büyük bir teh- like bulunmadığını açıkladı. An- cak diğer kaynaklardan alınan bilgiler, başkent Rabat'ın kuze- yindeki Mehdiya ile guneyinde- ki Muhammediya arasında kalan uzun sahıl şendınin kırlenme teh- didiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Fransız uzman Luigi, denize sızan petrolün buyük bir kısmı- nın parçalara aynldığını, kalam- run, su sıcakhğının çok yüksek olması ne- deniyle buharlaş- tığını açıkladı. Sızıntı- nın yayıl- masını önlemek için Fas'ın yaptığı yardım çağrısına Fransa'- mn karşı- lık verdiği ve böigedeki uzman- lann çogunun Fransız olduğu bil- diriliyor. Fransız Çevre Bakanı Brice Lalonde, sızıntının boyut- lannı ve çaJışmaları daha yakın- dan izlemek için Fas'a gitti. Ba- kan Lalonde, petrol sızıntısının devam ettiğini ve geri kalan pet- rolün boşaltılması için ikinci bir tankerin yolda olduğunu açıkla- dı. Fas'ın yardım çağrısında bu- lunduğu ülkelerden Ingiltere ve Portekiz'den henüz resmi bir ya- nıt gelmezken, Ispanya, PoinU Sakıuu adlı gemiyi, gerekli yar- dım malzemesiyle birlikte bölge- ye yolladığını duyurdu. Israil ise Fas'a her türlü yar- dımda bulunmaya hazır olduğu- nu açıkladı. KöCAELl ~~ Kirlilige Alman denetimi AHMETKURT tZMİT — 1990 yıhnda Koca- eli'deki çevre ve deniz kirliliği- ni Federal Alman Tüv Stutgart fırması denetleyecek. Kocaeti Valiliği'nin Federal Alman Tüv Stutgart firmasıyla 23 Ekim 1989 tarihinde yaptığı anlaşmayla 1990 yılı başından itibaren bir yıl sûreyle Tüv Stut- gart fırması çevre sorunlannın çözümünde danışman olarak görev yapacak. Tüv Stutgart uz- manlarının yapacağı kontrol ve danışmanlık hizmetlennin sonu- cunda verilecek raporlara göre ilgili kuruluşlara 100 milyon li- raya kadar ceza verilecek veya kapatılacak. Kocaeli Valisi lhsan Dedc şöyle konuştu: •Körfez çevresi 30 yüdan beri plansız, disiplinsiz ve b«şı boş gelişen antma tesisleri olma- dan yapılan sanajinin kiriilikte- ki payı esas oldugu gibi diger baa etkeolerin de paylannın bu- lunduğn bir gercekür. Canlıla- nn yaşamasmı engeileyen, bü- yük ölçude koku somnuna ne- den olan ve oksijen azalması meydana getiren, kiriiliği yara- tmn abklardan, yerleşim bölge- lerindca körfeze güode 32 ton BOI.42 ton tam, 6.3 ton azot, 1.6 ton fosfor atılmaktadır. Kocaeli'de çevre kiriiliği ile il- gili her türlü analiz, denetim ve iyileştirmeye yönelik proje çalış- malarımn bu yıl Tüv Stutgart firmasımn sorumluluğunda ola- cağını belirten yetkililer, ilgili fırma uzmanlan için vilayet, Özel tdare ve Yanmca Halk Sağlığı Laboratuvan binası ol- mak üzere üç ayn bölümttn ha- zırlandığını söylediler. Tüv Stut- gart fırması yapılan anlasmaya göre şu alanlarda çalışma yapa- cak: 1- Danışmanlık, 2- Çevre la- boratuvan oluşturnuk, 3- öl- çMm istasyonlan karmak, 4- MobU ölcraek sistemleri getistir- mek, 5- Elektronik bilgi işleme geçişi saglarnak, 6- Emisyon öl- çömlerini yapmak, 7- Çevre per- soneünin egiüminin Türkiye'de ve Almanya'da geliştirilmesine yardıma olraak, 8- Bilimsel top- lantılar duzenlemek. Kocaeli'ne bağlı Körfez ilçe- si kaymakamı Alaattin Yüksel, bölgelerindeki sanayi kuruluşla- rında "hava kalitesi kontroliı ÖMİtesi" kunnalannı istedıkleri- ni söyledi. Kentin beyaz olmayan ilk BelediyeBaşkanı DavidDinkins göreve başladı New1fork'ta siyah zaferKendi deyimi ile "Afrikah Amerikalı" David Dinkins ant içme töreninde yaptığı konuşmada, Dinkins'ın ant içme töreninde, Güney Afrikah "Zincir ve kamçıyı iyi tanıyan atalarımdan bu yana Desmond Tutu'dan Jesse Jackson'a kadar birçok uzun, acılı bir yol aldık. Henüz hedefimize ulaşmış ünlü hazır bulundu. değiliz, ama büyük mesafe katettik" dedi. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — 1990'ın ilk gü- nünde, New Yorklular kendilerin- den bıraz daha memnun. New York'un ilk "Afrikalı Amerikalı" Belediye Başkanı David Dinkins, belediye binası önünde yapılan ant içme töreni ile önceki gün res- men göreve başladı. Guney Afri- ka'da özgurluk simgesi Desraond Tutu'dan Jesse Jackson'a kadar herkesin hazır bulunduğu tören, Afrika kökenli Amerikalılar için bir özgurluk şarkısına dönuşür- ken, Yahudiler, Italyanlar, Irlaıı- dalılaı, Çinliler ve hberal beyazla- nn oluşturduğu kalabalık, ırkçı- hğın utanç duvanru yıkmış olma- mn rahathğı içindeydi. Bir beyaz kadın, Ehnkins'in konuşmasını dinledıkten sonra, "Sırtımdan bu- >uk bir yıik kalkmış gibi hissedi- yonım, butun Amerika adına bu- rada siyahlar seçilemez yurgısını değiştirdiğimizi kanıtladık. Şu karşıda gordugunuz adam Ame- rikan ruyası dedigimiz şeyin bir simgesidir" sözleriyle duyguları- nı dile getiriyordu. 27 milyar dolarlık bütçesi ve 250 bin çalışanıyla dev New York Belediyesrnin başkanı olan 62 ya- şındaki Harlem politikacısı Din- kins, yemin töreni sırasında "Ame- rikan ruyası" hakkında şunları söyledi: "Zincir ve kamçıvı iyi ta- nıyan atalarımdan bu yana uzun, acılı bir yol aldık. Henuz hedefi- mize ulaşmış degiliz, ama buyuk bir mesafe katettik." New Jersey ve Bronx'un sıyah mahallelennde buyuyen Dinkins, 10 yıl önce New York Belediyesi'nde çalışmaya başladı. Belediye Başkanı seçüme- den önce Manhattan tlçe Başka- nı idi. Afrikalı Amerikah Amerikalılann ırk ayrımında katettiği mesafenin bir göstergesı, siyahlardan artık "Afrikalı Amerikair olarak söz edilmesi. Jesse Jackson'ın cumhurbaşkan- lığı adaylığı kampanyalarında slo- gan haline getirdiği deyirn, bütün vatandaşlık haklan yanlılarınca son birkaç yıldır ateşli biçimde sa- vunuluyordu. Tarihsel evTİmi için- de Afrikalı Amerikalı'dan önce sözcüğun geçirdiğı değışım, vatan- daşlık haklarında yaşanan süreci simgeliyor. önce kölelik dönemi- GÖREVE BAŞLADI — Eylul a\ında yapılan sccimleri kazanarak belediye başkanı olan David Dinkins (sağda) onceki gun resmen görevine başladı. Törene Jesse Jackson da (solda) katıldı. (Fotoğraf: AP) run aşağılayıa ızlennı taşıyan "zeoci" ya da "orman yaraüklan" gibi terimlerin yerini vatandaşlık haklan mücaddesinin sonucu ola- rak "siyalı" kelimesi almış. Ancak ilk başlarda gramer alışkanhğı ne- deniyle, "beyaz" kuçük harfle ya- zılırken aynı cümle içinde siyah, buyuk harfle yazılır olmuş. Kısa bir süre öncesine kadar Amerikan toplumu "mozaiğniden" söz edi- lirken, diğer azınlıklar için Asya- lı Amerikalı, Hispanik Amerika- lı gibi isimler kullanıhyor, bu ara- da beyaz kuçük harfle, siyah bü- yuk harfle yazılıyordu. Tam anla- mıyla bir karmaşa haline dönuşen bu dunıma bir çözüm olarak si- yahlar kendıleri için "Afrikah Amerikalı" denilmesini istedüer. Dinkins özeUikle her konuşmasın- da "Afrikalı Amerikah" ifadesini kullanmaya özen gösteriyor. Din- kins'in seçimi sözcjiğün kullanıl- masını resmileştirmiş oldu. Dınkins'in sözunü ettiği, vatan- daşlık haklan mücadelesinde ka- tedilen mesafenin bir diğer göster- gesı ise ıstatistikler. Washington araştırma kuruluşu "Joint Center For PoliUcai Stndies"e göre kamu dairelerine seçilerek gelen siyahla- rın sayısı 1970'te 1500 iken bagün 7000. Buna rağmen, dahe bir haf- ta öncesine kadar kamuoyu gün- demj, vatandaşlık haklan için mü- cadele eden avukat ve hâkimlere gönderilen bombalı paketlerle meşguldu. Şimdiye dek bir kişüıin ölümüne yol acan bombalı pâket- lerin beyaz ırkçı Ku Klux Klan ör- gütü üyelerince gönderildikleri id- dia ediliyor. Yılbaşı arifesinde ge- lişen olaylar ırk ayrımı konusun- da havarun elektriklenmesine ne- den oldu. Aynı hava Dinkins'ın yemin törenine de yansıdı. Kalip- so'nun tanınmış sesi Herry Bela- fonie'nin sunuculuk yaptığı ant iç- me töreninde Tutu'nun konuşması sırasında birdenbire bir kanşıklık çıktı. Daha sonra kanşıkhğın, ko- nuşma sırasında dışandan birinin izleyicilere attığı çürük yumurta- dan kaynaklandığı açıklandı. Tö- rende bir başka ilginç olay, New York hahamınca yapılan konuş- maydı. Haham son derece dindar bir konuşma yaparak Dinkins için dua etti. Yemin töreninde New York hahamının Dinkins'e dua et- mesi, Afrikalı Amerikalılar ile Museviler arasında uzun süredir devam eden surtuşmenın gideril- mesini amaçhyordu. New Yorklu bir grup Musevi seçmen, Afnkalı Amerikalı bir belediye başkamn- dan dolayı tedirgın. Hahamın, ko- nuşmasıyla kentin neredeyse bir özelliği haline, Afrikalı Amerikalı- Musevı çatışmasının yumuşatıl- ması hedeflendi. Şiddete hoşgörii yok Dinkins'i New York'ta bu ırk aynmı sorunlannın ötesinde bir dev mekanizma bekliyor. Dinkins konuşmasında, şıddet olaylarmda New York'un "gelmiş gecmiş en sert belediye başkanı olacagına" söz verdı. Nevv York'ta son yıllar- da hırsızlık vakalarında azalma olmasma karşın öldürme vakala- rında büyük bir artış oldu. Uyuş- turucu bağlantıh tutuklama- lar 1979'da 18.500 iken, 1988'- de 89.5OO'e yükseldi. Evsizler 1979'da 10 bin dolayında iken 1988'de 45 bini buldu. Evsizler ıçın konut bütçesi 8 milyon dolardan 225'e yükseldi. Yoksulluk aym şe- kilde arttı. 1979'da şehirde AIDS vakası yoktu, 1988'de AIDS'ten ölenler 5203 idi. Butün bu istatistiklerde beyaz- lar azınhkta. Yoksullaşmadan en fazla etkilenen gnıbun ise Afrikah Amerikalılar olduğu görülüyor. Dınkins'in temel seçmeni olan grup. Dinkins, şimdiye değin yap- tığı atamalarda butçe konuların- da liberal demokratlara öncelik tanıdı. Yoksulluk ve eğitim konu- larında radikal demokratlan ter- cih etti. Eski Belediye Başkanı Edward Koch, New York'un dev sorunla- n karşısında yapüabilecek fazla bir şeyi olmadığını öne sürüyor. Bu göruşe katüanlar çoğunlukta. Büyük ölçude kendi kendıne işle- yen bu mekanizma karşısında Dınkins'in en azından işleri daha kötüye gitmekten alıkoymasının büyük başarı olarak nitelendirile- ceği belirtiüyor. 1936yıhndayayımlananRüzgâr GibiGeçtikitabı, heryıl300 bin adetsatıyor Her şeye rağmenyaşamanın öyküstiAtları seven, ancak bunun dışında hiçbir şeye özel ilgi duymayan Peggy March'ın yaşamı, kitabının yayımlamşıyla kökten değişti. İlk ve tek kitabı Rüzgâr Gibi Geçti'den sonra mektup dışında hiçbir şey yazmadı. FtLMOLDLi —Ruzgâr Gibi Geçti kitabının filmhakkı 50 bin dolara David Selznicktarafındansatınalın- dı. Filmde basrolleri Vivien Leigh ve Clark Gable paylaştı. Dıs Haberler SerYİsi — 26 ya- şındaki Peggy March yatağında yaüyor ve canı sıkıhyordu. Ata bi- nerken düşmüş, bacağını kırmış- tı. Kocası John March, yatakta ge- çirmek zorunda kaldığı gunleri bi- raz daha eğlenceli bir hale getir- mek için kansına her gün Atlan- ta Kütüphanesi'nden kitap taşı- yordu. Peggy March'ın istekleri hıç bitmiyordu. Günün birinde kocası elinde kalın bir yan bloku ile eve döndu: "Hep bir roman yazmak istiyordun, işte şimdi tam sırası" dedi. Ve bir zamanlar "Atlanta Joor- nal"da muhabirlik yaprruş olan Peggy March yazmaya başladı. Kızlık adı Margaret Mitchell olan genç kadın, 1926'dan 1936'ya ka- dar yazdı. Kısacık yaşamı boyun- ca dostlarmdan, komşularından duyduklannı, Amerikan iç sava- şının neden olduğu acıları, zenci köleleri, yankileri, savaşın zengiıı- leştirdiklerini ve savaş sonrası At- lanta'sını yazdı. Aynnülara olan tutkusundan arşivleri taradı, mü- zeleri gezdi, tavanaralarım kola- can etti. Ve sonunda ortaya "Rttz- gjr Gibi Geçtl" çıktı. "Rüzgâr Gibi Geçti", lncil'den sonra dünyanın en basanlı kitabı. Kitabın 1936'da yayımlanmasın- dan önce kitap için 50 bin sipariş alınnuştı. Bugtin kitabın yayunla- nışından 53 yıl sonra da her yıl dunyada 300 bin adet "Rüzgâr Gi- bi Geçti" satılıyor. Atları seven, ancak bunun dı- şında hiçbir şeye özel bir ilgisi ol- mayan Peggy March'ın yaşamı, ki- tabın yayımlamşıyla kökten değiş- ti. Nefes alacak zamanı kalmamış- tı. Hollywood yapımcılanndan David Sdznick, o zaman için "inaulmaz" olarak nitelendirilen 50 bin dolara kitabın film hakkı- nı satın alınca Peggy March'ın, Peachtree Street'teki evi sinema meraklüannın ve turistlerin Mek- kesi haline geldi. Peggy March, 1949'da bir trafık kazası sonucu öldü. Sekreteri de bunun uzerine kitabın orijinalim ve tüm taslak- lan yaktı. İlk ve tek kitabını "Her şeye rağmen yaşamayı surdurebihueain öyküsü" olarak tanımlayan Peggy March, "Rüzgâr Gibi Geçtf'den sonra mektup dışında herhangi bir şey yazmadı. "Rüzgâr Gibi Geçti" tüm zamanlann en büyük filmi de oldu. Katherine Hepburn role ilgi duyuyordu, ama yeterin- ce seksi değildi. Betty Davis'in de adı geçti, ama sonunda rol o gü- ne dek hiç tanınmamış bir Ingiliz oyuncusuna Vivien Leiga'e vçril- di. "Rüzgâr Gibi GeçÜ"nin prömi- yeri 15 Aralık 1939'da "Lo«w's Grand Tbeatre"da yapıldı. Hava- alarundan Biltmore Hotel'e dek uzanan yola 300.000*i aşkm sine- ma tneraklısı toplanmıştı. Filmin süper yıldızlan Clark Gable ve ka- nsı Carole Lombard, Vivien Le- igh ve sevgilisı Laurence OUvier ve OUvia de Havilland Bıltmore Ho- tel'de kahrken, zenci meslektaşlan Hattie McDainel (Mammy) ve Batterflay McQueen (Prissy) bir başka otele yerleştırilmişleTdi. 50 yıl sonra Atlanta, "Rüzgâr Gibi GeçtTnin 50. yıldönümünü kutluyor. Bu modern kentte geçmişi anımsatan pek fazla bir şey kalmadı. Pamuk uretiminin yerini CNN, Delta ve Coca- Cola'run egemenliği aldı. Loew's Grand Thealre'ın yerinde Geor- gia Pasifıc Company'nin granit kulesi yükseliyor. Biltmore Oteli de rüzgâr gibi geldi geçti. Yıldönümü kutlamalan çerçeve- sınde CNN merkezinde günde iki kez Rüzgâr Gibi Geçti oynatılıyor. Kendilerine "Windies" adını veren Rüzgâr Gibi Geçti hayranları için sinemanın önlerinde filmle ilgili masklar, bardaklar ve çikolatalar satılıyor. Balolar düzenleniyor. 25 yılda 2 bin 385 projeden sadece 8'ipaîent alabildi Raftaki TÜBİTAK projeleriBünyesindeki öğretim üyesi önceki yıllara göre azalan TÜBİTAK'ın bütçesi de bu yıl sadece yüzde 8'lik bir artışla 26 milyardan 28 milyara çıkanldı. MUSTAFA BALBAY ANKARA — Kuruluşunun 25. yıhm kutlayan Turkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nda (TÜBİTAK) bugüne kadar ger- çekleştinlen projelenn, yapılan araştırmaların büyük bir bölumu raflarda bekliyor. 2 bin 385 pro- jeden sadece 8'i patent alıp uygu- lamaya konabildi. TÜBtTAK Yö- netim Kurulu üyesi Prof. A>se Bosgelmez projeleri tozlu raflar- dan indireceklerini söyluyor, ama kurumun bu yılki bütçesınde ya- pılan artış yuzde 8'de kaldı. 1963 yıhnda 278 sayılı yasayla kurulan TÜBİTAK, öncelikle bi- limsel araştırmaların teşvik edil- mesi ve bilım adamı yetiştirilme- sini amaçhyordu. ÖzeUikle lise ve üniversite öğrencileri arasında dü- zenlenen yarışmalara önemli ka- tılımlar sağlandı. Ne var ki proje ve araştırma aşamasmdan sonra yapılanlar yok denecek kadar az. örneğin TÜBİTAK'tan ödül alan öğrencilerin bu çalışmalarının herhangi bir envanteri yok. TU- BİTAK yetkilileri, başarıh öğren- cilerin daha sonrakı dönemde ne yaptığı sorusuna, "O konoda bir envanter yok. Çogunun yurtdışı- na gittigini duyuyoruz. Ama bun- dan sonra ciddi bir arşiv tutacagız" diyorlar. Yapılan ıstatistiklere göre Türkiye'de ulusal bütçeden bilime ayrılan pay binde iki. Bu konuda zaman zaman hükümet yetkilile- nnin verdiği demeçlere karşm olumlu bir adım da yok. Örneğin, TÜBİTAK'ın geçen yılki bütçesi 26 milyar liraydı, bu yü ise 28 mil- yar liraya çıkarılıyor. Kımyasal araştırmalardan ta- nmsal ilaçlara, toplumsal beslen- meden elektronik araştırmalara kadar 25 yılda toplam 2 bin 385 proje gerçeklestırildi. Bunların onemli bir bölumünun hemen pa- tent alabilecek aşamada olduğu- nu söyleyen Prof. Bosgelmez, "Niçin başanlamadı" sorusuna, "Elbette uygulamaya gecilmesini istiyoruı. Ancak Türkiye'de kaç büyük projeyi yasama geçirmek mumkun oluyor ki?"diyor. Prof. Bosgelmez, kurumun gerçekleştirdiği projelerin önem- li bir bölümünün uygulamaya yö- nelik olduğunu beürterek şunları soylüyor: "Ama bunlan kuUanacak sana- yici ya da devlet kurumuyla iste- nen temas kurulmus degii. N'eden- se işadamlan da teknolojik bilgi- yi daha çok dışandan. hazır ge- tirme eğilimindeler. Örneğin TU- BİTAK Tarmak-3 adlı bir bakte- ri gdbjtirdi. Ormanlara buyük za- rar veren kelebeklere karşı ilac ye- rine de kuUanılabUir. Bu bakteriyi kelebek ahyor, midesinde paüıyor ve öluyor. Çevre kiriiliği de soz konosu olmuyor. Bunun uretimi yapılsa ideal bir biyolojik muca- deie gerçekleştirilebilir. Buna ben- zer çalışmalar var. TÜBİTAK'ın tek başına birsey yapması zor. Üniversite-TÜBtTAK-ozel seklör iiçgeni mutlaka kurulmalı." Turizmde yeni yıl müjdeleri • ANTALYA (AA) — Turizm Bakanı llhan Akıizum, yeni yılda yeni mujdeler verdi. Beş yıllık plan dönerninde, hedeflenenin aşılacafiını söyleyen Aküzum, "Iddia ediyorum, 1995'te Turkiye'yi 10 milyon turist ziyaret edecek, 9 milyar dolarlık döviz gelirimiz olacak. Bunun için uzun hesaplar yapmaya gerek yok. Görünen köy kılavuz istemez" dedi. Turizm sektörünu teşvik amaayla bir dizi paketler hazırlandığını açıklayan bakan, "1990 yıh turizm sektöründe teşvik yılı olacak. Hazırladığımız teşvik programımız, Bakanlar Kurulu'nda imzalandı, başbakanın imzasını bekliyor" diye konuştu. Marmaris'e Evren katkısı • MARMARİS (AA) — Eski Cumhurbaskaru Kenan Evren'in Marmaris'e yerleşmesinin, ilçenin turizmine hareket getirdiği belirtildi. Marmaris Belediye Başkanı lsmet Karadınç, Evren'in Marmaris için bir kazanç olduğunu söyledi. Marmaris'i "uçurumun kenannda yakaladıklannı", ilçenin yeniden yapılandırılması çalışmalanmn nisan başına kadar taınamlanacacağını anlatan Belediye Başkanı Karadınç, "Emekli olmuş bir cumhurbaşkanının Marmaris'e yerleşmesi, beldemiz için parayla yapılamayacak bir reklamdır"dedi. Karaciger rıakli • ANKARA (AA) — Trafık kazasında ölen 12 yaşındaki çocuğun karaciğerinin nakledildiği Ahmet ÇiUi öldü. Antalya'da, 16 Aralık 1989 gunu geçirdiğı trafik kazası sonucu ölen Fatih Cantekin'den alınan karaciğer, Ankara Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Hastanesi'nde, 38 yaşındaki Ahmet Çilli'ye takılmıştı. Prof. I)r. Mehmet Haberal tarafından gerçekleştirilen nakilden sonra, Ahmet Çilli, geçirdiğı enfarktüs sonucu oldu. Haberal, bütün gayretlerine rağmen, hastayı kurtaramadıklannı söyledi. Sigarasız yolculuk • ANTALYA (AA) — Antalya'da bir otobüs firması, Turkiye Tabiatını Koruma Dernefi'nin önerisi ve yolcuların isteği üzerine, ilk kez "sigarasız otobüs seferleri"ne başladı. Sigarasız seferlerin ilk yolcuları önceki gece Ankara'ya uğurlandı. Sigarasız seferlerin başlaması dolayısıyla Antalya otogarında Turkiye Tabiatını Koruma Derneği yöneticilerinin de katıldığı mini bir tören düzenlendi. Susurluk'ta antik mezar • SUSURLUK (AA) — Balıkesir'in Susurluk ilçesi Çaylak yöresinde, antik bir mezar ortaya çıkanldı. Belediye ekiplerinin hafriyat çalışması sırasında buiunan mezann, Helenistik Roma dönemine ait olduğu belirlendi. Koruma altına alınan mezarda aynca çanak ve çömleklerin de yer aldığı bildirildi. Halka temizlik eğitijııi • DENtZLt (Cumhuriyet) — 1990 yıhnda yurttaşlann "temizlik ve sağlık" eğitiminden gecirileceği bildirildi. Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı öncülüğünde 5 bakanlığın da katıhmıyla ülke genelinde başlatılacak kampanya ile yurttaşlara "beden temizliği ve sağlık" eğitimi verileceği açıklandı. Sağlık Bakanı Halil Şıvgın imzasını taşıyan ve 71 il valiliğine gönderilen konuyla ilgili genelgede, insanlara temizlik ve sağlık alışkanlıklarının kazandırılmasının ancak "etkili bir eğıtimle" gerçekleşebıleceği bildirildi. Konuyla ilgili tek tek aile ve okul çalışmaları yapılması ve tum Türk vatandaşlannın, yaygın eğitimden geçirilmesi istendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle