Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 17 OCAK 1990
Silahlı Kııvvetler v e
Hukuk,
Silahlı Kuvvetler elbet ozel bir yapıdadır ve bu yapı gereği, hukukun
evrensel ilkeleri içinde kalınmak koşulu ile ozel kurallarla yonetilir.
Ancak bu demek değıldir ki ordu, yargı denetimi dışındadır ve bu yol
anayasa ile sağlanmıştır. Evrensel insan haklarını ve hukuk kurallarını
dışlayarak askerin temel haklarını ortadan kaldırmak doğru olmadığı
gibi, savunulamaz da.
M. EMİN DEĞER Em. Hâkım Albay
Basına yansıdığı gıbı, Hava Kuvvetlen'nde ya-
salara karşın ılgınç bır soruşturma surduruluyor
Mıllı Savunma Bakaru'nın 6 Ocak 1990 gunlu Cum-
hunyet Gazetesı'ndekı açıklamasına gore, "orta-
da suç konusu varsa savcıva gıdılır"mış(') "Suç
yoksa özel tım sorgulaması yasaldır" deraek ıstı-
yor Bakan Oysa gerçek, bır hukuk devletının ger-
çeğı bu değıldir Bu yazıda, Silahlı Kuvvetler'ın hu-
kuka bakış açısımn hukuk devletı ılkesını nasıl et-
kıledığını ınceleyeceğız
27 Mayıs'tan sonra
Silahlı Kuvvetler'de görev >aptığımız 1960'Lı yıl-
lardatek övuncumuz, 1961 Anayasası'nıngetırdı-
ğı hukuk sısteraının, Silahlı Kuvvetler'ın eserı ol-
duğu ıdı Komutanların kımı tasarruflarını, "hu-
kuk devletı, Silahlı Kuvvetler'ın eserıdır, ışlemle-
rımızı hukuka uvgun yurutmek gerekır" göruşu ile
karşılardık Silahlı Kuvvetler ve hukukla ılgılı gö-
ruşumuzde ne denlı yaruldığımızı yaşavarak öğren
dık 12 Mart'ı yajadık, 12 EvluJ'de hukukun dış-
landığına tanık olduk ve gunumuze bu bağlamda
geldık
1961 Anayasası Silahlı Kuvvetler'ın esen ıdı 12
Mart'takı değışıklıkler ve 27 Mayıs'ın dışlanması,
12 E>lul Ana>asası da >etkılen kendılerınden kay-
naklanan etkılı generallerın eserı değıl mıdır9
Bır
ınsanın kısacık örnrunde ve bır toplumun 20 yıllık
yaşamındakı bu çehşkıden, elbet kışı \e toplum ola-
rak dersler çıkarmak, >enı vanlışlara duşmemek ıçın
gereklıdır llk dersımızden kuşkusuz, bır toplum,
demokrasıv.ı, ınsan hakları \e hukuk devletı ılke-
lerıne dajanarak kuracaksa halk:n ıstencı ve oyu
ile kurmalıdır, sonucu vıkıvor
Silahlı Kuvvetler elbet ozel bır >apıdadır ve bu
yapı gereği, hukukun evrensel ilkeleri ıçınde kalın-
raak koşulu ile ozel kurallarla yonetilir Ancak bu
demek değıldır kı ordu, >argı denetimi dışındadır
ve bu yol anayasa ile sağlanmıştır Evrensel ınsan
haklarını ve hukuk kurallarını dışlayarak askerin
temel haklarını ortadan kaldırmak doğru olmadı-
ğı gıbı, savunulamaz da Mıllı Savunma Bakanı'-
nın 5 ve 6 ocak gunlü Cumhurıyet'tekı açıklama-
ları, hukuk devletı adına söylenecek sözler ıçermı-
vor Böyle bır u>gulamanın savunulması, hukuk
devletı ılkesının dışlanması, dahası yadsınmasından
başka ne anlama gelır
Elbet her toplumun değışık kesımlennde yasa-
>a a>kın davrananlar >a da davranışları vanlış an-
laşılanlar olabılır Ancak bu gıbı durumlarda kışı
nın hesaba çekıleceğı yer, evrensel kurallarla sap-
tanmış olup yargı katlarıdır Turkıye'nın de ımza-
ladığı tnsan Hakları Evrensel Sözleşmesı, bır ana
vasa kuralı kadar uyulması zorunlu bır belgedır
\e hıçbır şey, bu evrensel kuralın üstunde olamaz
Oysa Hava Kuvvetlen'ndekı uygulama, bu evren-
sel kuralın, hem de hukuk adına çığnendığını ser-
gılıyor Ve Mıllı Savunma Bakanı, uvgulamanın hu-
kuka uygun olduğunu sö> lemekle vetınmıyor, "Bız-
dekı ıdarı yargı, sıvıldekınden daha hassastır" dı-
yerek gızh soruşturmaya hukuksallık kazandırmak
ıstıyor Oysa bu açıklama ancak bakanı sı>asal
plandakı sorumluiuğunun ötesınde, hukuksal so-
rumlulukla karşı karşıva bırakır
Olay, duşunce ve davranışları nedenı ile sol ve
sağ eğılımlı görulen subay ve astsb ların özel bır
sorgulama tımı ile sorgulanmasıdır Bu durum 12
E>lul Anayasası'nın getırdığı kısıtlı hukuk sıstemı
ıçınde bıle haklı ve meşnı gorulemez Lvgulama-
nın dayandığı felsefe şudur ' •Komutan en ı>ıji, en
doğnıyu gonır, bilir ve en dognı karan verir". Bu,
askerlığın, sırf askerlık hızmetı ile ılgılı >anı ıçın
(bır savaş sırasında venlecek harekât err.n gıbı) doğ-
ru olabılır Çünku zamanın akışı ıçınde karar anı
önemlıdır Ama bunu hukuk alanına taşımak ve
hukuku bu mantıkla dışlamak, toplumda onarıl-
ması guç varalar açar Silahlı gucun kımı oğelerı
nın hukuk tanımazlığı kanısı topluma yerleşınce,
hukuk gerçekten dışlanır Çünku Prof Morgent-
hau'nun deyımı ile "devlet orgutlü şıddet tekelı-
dır" Bu şıddetın orgutu depolıs veaskerdır ^ma,
bu tekel, şıddet, hukuk ıçınde kaldığı surece meş
rudur Devletın hukuka bağlılığı her şeyden önce
bu nedenle gereklıdır Ve bu nedenle de konu uze-
nnde duyarlılık gostermek, ınsan hakları ve hukuk
devletı savunucuları ıçın bırıncıl gorevdır
Ordu ve insan hakları
Lnutulmaması gereken gerçek şudur Subav,
astsb ve erat kısaca asker de bır ınsandır Bu ne
denle de evrensel ınsan haklarından tum ınsanlar
gıbı vararlanmak onun da hakkıdır Bunu dısıplın
ve başka nedenlerle kısıtlamak >alnız ona değıl,
ıçınde bulunduğu hızmet dalına, dolayısıyla top-
luma zarar getırır Asker tekduze duşunmeve zo-
runlu kılınmış ve kışısel ıstencını kullanmaya alış-
mamışsa, dahası duşunmesı ve konuşması komu,
tanın emnne bağlı ıse robot olarak vetıştırılıvor de
mektır kı sakıncası ulusal savunmaya değıl mıdır9
Dısıplın hıçbır zaman robot ınsan yetıştırmek ıçın
kullanılamaz'
Silahlı Kuvvetler'de, 12 Eylul'e değın bugunku
dısıplın anlavışı yoktu Kımı dısıplın nedenlerı dı-
şında (kı dısıpbn cezalan bıle yargı denetımınde ıdı)
askerler hukuk guvencesınden voksun değıllerdı
Her turlu haksızlığın hesabı yargı katlarında soru
labılırdı Kımı komutanlar bundan hoşnut değıl-
lerdı Ancak gun geldı, onlar da hukuka gereksın-
dıler Orneğın, bır zamanın K K K Org Namık
Kemal Ersun, Hava Korgeneral Irfan Ozaydınlı,
haklarını A.s Yuk Idare Mahkemesf nde aradılar
Dahası rahmeth Cemal Tural, 1969'da Genelkur-
ma> Başkanı ıken gorevden alınınca dava açmavı
duşundu Çunku hukuk ve vargı, ınsanoğlunun
hakMzlığa uğradığında başvuracağı son umar ve-
rıdır Gerçekte ıse ılk başvurulacak yer olmalıdır
Yanı ışlemler, vurutmeler hukuka uygun vapılma-
lıdır Ancak egemen ıstenç (ırade) her zarnan ken-
dıne uvgun düzenleme ıster 12 Mart'ın Hava K
Komutanı Org Vluhsın Batur, Polıtıka Gazetesı'-
ne 1976'da verdığı bır demecınde "Danıştay'm ko-
mutanın ışlemlerını ıptal edışı hoş karşılanmıyor-
du, onun ıçın AYİM'ı (Asken Yuksek Idare Mah-
kemesı) kurduk" derken bu >argının kanıtını verı-
yor
Amaca uvgun mahkeme kurmak, hukuka en bu-
>uk darbe değıl mıdır9
Bu yanhş bır yol ıdı ve bu
>anlış yol, 12 Eylul'de hukuku evrensel nıtelıkle-
rınden, ınsan haklanndan sıyırarak amaca uygun
anayasa duzenlemesıne getırdı 12 Eylul'de bol el-
bıseden çıkılmış, toplum kıpırdayamayacağı dar bır
kalıba sokulmuştur
12 Eylul öncesı, duşunce ve davranışları yukarı-
dan yonetılen bır toplum yapısı duşünulmüş ıdı Bu
amaca 12 Eylul Anayasası ile ulaşıldı Askerin du-
şuncesıne gore her şey yukarıda en ıyı, en guzel ve
en doğru olan bıçımde hazırlanır Göruluyor kı as-
kerin duşunce ve felsefesı ile toplumu yönlendır-
me hedeflenmıştır Toplumun çıkmazı, bır açıdan
da buradadır Bu uygulamava karşı çıkmak gere-
kır kı, çıkmazdan kurtulalım
Bu anayasaya göre asker ıçın anayasanın tanı-
dığı temel hak ve özgurlukler, komutanın ıstencı
ile her zaman kısıtlanabılır Hava Kuvvetlen'nde-
kı olay nedenı üe Genelkurmay Başkanhğı'nm acık-
laması ve uygulama, bunun somut örneğıdır Oğ-
rendığımıze gore subay ve astsb lar gorev emri ile
Ankara'ya getırılmekte ve özel tımin emrınde sor
gulanmaktadır Bu ne bıçım sorgulamadır7
Nıçın
yapılıyor9
Hangı yasaya dayanılarak savunuluyor7
Bu sorular yanıtsız kalmakta Çunku ortada ışlen-
mış bır suç, yasadışı bır eylem varsa, askerı savcı-
lara neden gorev verılmıyor7
Bunun bır başka an-
lamı şudur Komutan, askeri savcıya da guvenme-
mektedır. Yasa dışı vola sapılmanın bır başka ne-
denı de bu olmalı Komutanın mantığına gore dı-
sıplın ıçın askerin temel hakları her zaman kısıtla-
nabılır Anayasanın 38 maddesırun 9 fıkrası aynen
"İdare. kışı hurrnetlennin kısıtlanması sonucunu
doguran bır raueyvıde uvgulayamaz. Silahlı Kuv-
vetler'in iç duzenı bakımından bu hukme kanunla
istisnalar getirilebilir" hukmu komutan mantığı-
na gore hazırlanmıştır Ancak evrensel kurallara
aykırıdır Bu anayasa hükmune karşın, yasaları-
mızda bu doğrultuda bır hukum bulunmamakta-
dır Anayasa hukmunun nasıl uygulanacağı bellı
değıldır Bu nedenle de vapılan tım sorgulaması va-
sa dışıdır
Sonuç
Kaldı kı Silahlı Kuvvetler'ın ıç düzenı de kışı hak
ve özgurluklen nzerınde olamaz Çunku o duzenı
de ınsan sağlar Ozgur v e ktsıhkh msan Askerin
de bu temel hak ve ozgurluklere sahıp olması, hu-
kuk guvencesınden yararlanması, temel ınsan hak-
larından olduğu ıçın kısıtlanamaz Komutana ta-
nınan bır başka hak engelleme yolu da 12 Eylul
•Vnavasası'nda ver almıştır Anayasanın 125
md sınde "Idarenın her turlu eylem ve ışlemı yargı
denetımıne tabıdır" temel kuralının askerler ıçın
geçerulığı sırurhdır Oysa bu- hukuk devletınde, hıç-
bır organ ve kışı bu temel kuraldan ayrıksı tutula-
maz, ancak askerler tutulabılır demek olmaz Ba-
kın aynı maddenın bu hukümden sonra gelen fık-
rası ne dıyor "Cumhurbaşkanı ve Yuksek Askerı
Şûra'nın kaıarları yargı denetimi dışındadır" Bu
öyle bır hukum kı askerı bugun ıçın yargı deneti-
mi dışında tutuyor Bu, bır hukuk devletınde du-
şunulemeyecek kadar çok sakıncalara yol açacak
rutelıkte bır kısıtlamadır. Bu hükum, sıstemın, re-
jımın uzennde başlı başına bır "Demokles'ın
Kılıci" olarak sallandırılmıştır Komutan, ısteme-
dığı subay ya da astsb ıçın bu yolla Silahlı Kuv-
vetler'den çıkarma ışlemı yaptığında yargı yolu ka-
palı olduğundan; asker ıster ıstemez, komutanın ıs-
tencıne tabı olmak zorunda bırakılmaktadır
Buraya nereden geldık 27 Mayıs'ın getırdığı bı-
çımsel özgürlüğün, komutanlarda yarattığı, onla-
nn duşunce sımrını aştığı ıçın 12 Mart'lardan ge-
çerek 12 Mart'ın açtığı yanlış yoldan 12 Eylul'de
gelındı bu çıkmaza Bu nedenle askerin mantığı ile
hazırlanan 12 Eylul Anayasası'nın tumunu değış-
tırmeyı \e 12 Eylül'ü yargılayarak hesaplaşmayı
Turkıyemızın ve halkımıan gundemmın öncelıklı
sırasında tutalım
EVET/HAYIR
OKTflY AKBAL
"ÜstüKalsın"DiyenŞair...ölmesı de başka oldu Cemal Sureyanın Zaten son şıırlenn-
den bırınde 'Üstu Kalsın' dememışmıyı?"Üstü" ne zaman ka-
lır bır yaşamın' Bılınır mı
(
Bakıyorum da Ikıncı Yenı dıye anılan
şaırienn hepsı altmış yaşın eşığmde koptular dunyamızdan Me-
tın Eloğlu 58, Turgut Uyar 58 Edıp Cansever 58, Cemal Sureya
58' Altmış yaş çızgısıne ıkı yıl kala bu dort şaırın bızlere ' elveda"
demelerının duşundurucu bır yanı yok m u ' Hele Cemal Süre-
ya'nın "Bır şaır altmışından once ölrnelıdır" dedığı de ortada
ıken
Bır şaır ne zaman ölmelı? Genç yaşta olenler bır çeşıt masat
kahramanı olurlar Benım kuşağımın, yanı 40 yıHarında un ka-
zanan şaırlerının çoğu çok şûkür kı yaşamdadırlar Oysa 50'lerde
yetışen şaırienn önde gelenlerı bırer bırer çekıp gıttıler Sankı
bır bunalım, bır bıkkınlıkla artık bu yeryuzunde yaşanmaz' dı-
ye rek
Cemal Sureya'nın olumu bır tuhaf oldu Hıç beklenmedık bır
anda oldu Olumun saatı günü var mı, yok
1
Ama Cemal, pazar-
tesı gunü Gazetecıler Cemıyetı nde yakın dostlarıyla bıriıkteydı
Salı günu öğleden sonra ne olduysa oldu, ne bıttıyse bıttı, anla-
şılmaz, çözulmez bır gız gıbı çektı gıttı aramızdan Yok şeker
komasıymış, yok bambaşka bır neden yuzundenmış, yok şu yok
bu Her olumün bırtakım nedenlerı vardır Ama Cemal Sürey^
nın olümü bana çok 'tuhaf geldı Gerçı yaşamasını yeter bul-
duğunu açıklamıştı son şıırlennden bırınde Tanrı'ya ' ustu kalsın"
demıştı Durup dururken boyle bır şey soylenmez böyle bır bık-
kınlık şıırı yazılmaz Ustelık dergılerde okuduğumuz yazıların-
da, şıır kıtaplarında yer alan dızelennde hıç de boyle erkenden
ölmeye atılmayı dunyadan kopmayı ozleyen bır ınsan belırtısı
yoktu Ne oldu pekı? Ne oldu
9
Bu soruyu Cemal ın dostları hep
soracaklardır
Gelelım anılara Ben Cemal Sureya'yı ılk kez 1957 de Eskı-
şehır'de tanıdım Seçım dolayısıyla Eskışehır'deydım Otelıme
gıderken genç bır adam yolumu kestı, adımı soyledı Kendını ta-
nıttı, Cemal Süreya ımış, Eskışehırde görevlıymış, malıyecıymış
Benım o gunlerde yenı çıkmış bır romanımdan söz ettı, beğen-
mış, okumuş Bu genç adamın bırkaç şıırı çıkmıştı Değışık bır
şıır getırıyordu Malıyecı olduğunu hıç duşunememıştım Belkı
de o gune dek malıyecılerden şaır çıkacağını nedense hıç dü-
şünmedığımden
Sonra yıllar geçtı, Cemal şıır yazın dünyamızda "Ikıncı Yenı"
şaırlerı arasında önlerde yer aldı IKıncı Yenı neydı' Bırıncı Ye-
nı'ye yanı Garıpçılerın 1940'lardakı şıır beğenısıne, anlayışma
ters düşen, daha doğrusu karşı çıkan bır tutum Şaıranelığı yep-
yenı bır ıçerıkle şııre sokmak mıydı7
Belkı de Tutanlar, beğe-
nenler oldu, hıç mı hıç beğenmeyenler de Bırkaç oncu kışıydı
Ikıncı Yenıcıler, Turgut Uyar, Edıp Cansever Cemal Sureya bf-
raz Metın Eloğlu kendı ozgunlüğuyle Ece Ayhan Bırıncı Yenı;
nın ünlü şaırı Oktay Rıfafla bır baska unlü şaır llhan Berk de
bu Ikıncı Yenı cdayına katıldılar Onlara oykunen daha başka genç
şaırlerde Bu akımı destekleyen Muzaffer Erdost vardı, destek-
lemeyen, karşı çıkan Asım Bezırcı vardı Ne dersenız deyın ya-
zın dünyamızda taze bır hava estırdı bu genç şaırler
"Ikı gemıcıynen Van Gogh'dan aşırtlmış
Bır kadının yuzu kaçıyordu yetışemedım
Ben ömrümde aşk nedır bıfmedım
Suheyla'yı saymazsak ha ha ha "
Yada
"Bak bunlar ellerın senın bunlar ayakların
Bunlar o kadar gûzel kı artık o kadar olur
Bunlar da saçların ışte akşamdan çozülur"
Yada
"Kırmızı bır kuştur soluğum
Kumral göklermde saçlannın '
Gıbı çok değışık duyarlıklı dızeler, yepyenı ımgeler, benzetme-
lerle dolu şıırlerıyle kısa surede yazın dünyamızın kendıne ozgu
kışılığı olan, ayrıca duzyazı alanında ustalığını belırleyen, genıs
bır yazın ekını, bılgısı ile ortaya koyduğu araştırmalarıyla un ka-
zanan bır sanatcıydı artık Cemal Sureya Onun, Dağlarca us-
tune yaptığı genıs araştırma ya da eleştırmenın bır benzerı şu
ana kadar yazınımızda gorulmedı dersem hıc de yanlış olmaz
Sureya'nın duzyazılarını ıçeren Şapkam Dolu Çıçekle' ve
"Gunubırlık' başlıklı kıtaplarında yer alan denemelerı bu sözle-
rımın kanıtlandır
"Zaman zaman Uvercınka'yı acarım Eskımedığını sandığım
beş altı şıır var orda Bununla gönenırım Bence bır kıtapta ıyı
bırkaç şıır varsa bır de gonenlıkle bır tutarlık butunluk varsa
o kıtap ıyı bır yapıttır" dıyordu Kendı şıırının en ıyı elestırmenı
olmasını da bılıyordu ' Yarattığım her ımgenın hem cağdaş du-
yarlığı kavramasını hem de şıırımızın en eskı öneklerıyle çağrı-
şım bağı kurmasını ozledım Şıırın kurulu duzene karşı olduğu
ınancındayımdır llk sıralarda daha bıçımcıydım Şımdılerde ın-
sanı özun peşındeyım '
Cemal Sureya yı her sıırsever, bugun de yarın da sevgıyle anım-
sayacak
Enderım ve OtesL..
"Geri kalmış ulke"nin çocuklarının, bir noktada,
universitesinde okudukları ulkenin bilim ve teknoloji duzeyine
hayran kalmaları doğaldır. Ama bir Japon oğrencı de bir
Alman buluşu karşısında eğilebilirse de o, kendisine asli gorev
olarak o bilgiyi ne yapıp yapıp ulkesine aktarmayı yuklenir.
BURHAN OĞUZ Uygarhk Tarıhçisi
Osmanlı padışahları, devlet ve mıllet ışle-
rınde kullanılmak uzere, yeteneklı oldukları
saptanan gençlen, sarayda kurulu "Enderun
Mektebı"ne alırlar, burada yetıştırırierdı As-
kerlıkte bılgısı tazla olanlan "yenıçerı ağası",
sıyasette ılerı gıdenlerı "reıs'ul küttab" ve vı
ne bılgılerıne gore vezırlık, valılık gıbı onem-
lı hızmetlere atayıp saraydan aynldıkları sıra-
larda bır "hatt-ı humayun" ile reayanın (halk-
koylu) zarannı mucıp hallerden çekınılmesı ve
bu gıbı zarar verıu haller kendılennde goru
lurse şıddeth gazaba uğrayacakları açıkça bıl-
dırıhrdı
Esas ıtıbarıyla Osmanlı devletının sıyasal,
asken ve mulkı durumu doğrudan doğruya sa-
ray tarafından ıdare edılmış bulunması ve vı
ne devlet adamlarının hemen çoğunluğu hu-
kumdar tarafından Enderun'da yetıştırılerek
denemeden geçınldıkten «onra atanmış olma-
sı, adı geçen mektebın zamana uvgun hale ge-
tırılmesım zorunlu kılıyordu Işte bu gereksın-
medır kı (gunumuzde buyukelçılenmızın ço-
ğunluğunu okutmuş olan) Galatasaray Sulta-
nısı'nın (Galata Enderunu) açılmasına neden
olmuştur
Burokraskıin kademelerı de çeşıtlı derecelı
medreselerde vetışenler tarafından doldurulu-
yordu Bu durum 19 yuzvıhn ortalarına ka-
dar surdu II Mahmut donemınde başlamış
olan devlet ışlerının Batılılaştırılması ışı zo
runlu olarak once askerı alanda voğunlaştık-
tan sonra, sıvıl ıdarenın de modernleştırılme-
sıne geçılmıştı Tanzımat, bu gereksınmevı hız-
landıracaktı
1831'de Mekteb-ı harbıve'nın (Harpokulu)
kuruluşundan sonra devlet memur yetıştır
me duşuncesı 1858'de Mechs-ı Valâ'da ele alın-
dı ve "Mekteb-ı Funun u Mulkıve" kuruldu
5 12 1934 ten ıtıbaren de adı "Sıyasal Bılgıler
Okulu" olacaktı
Cumhurıyet donemınde bu ıkı kuruluş, re-
jımın ve devrımlenn başlıca dayanağı olmuş-
tur Bu kadrolann bellı bır "nızam ve dısıplın"
ıçınde faalıvet gostermelerı koşulu uzun yıl-
lar surup gıtmıştır Ancak, demokrat nıtele-
mesıne aykırı antıdemokratık yonetıme karşı
27 Mayısta Harbıye bu geleneğı bozarak
"emır ve komuta zmcın"run dışında çıktı Ege-
men guçlere göre bu hıç de hoş olmayan bır
başlangıçtı ' Farenın geçtığı bır şey değıl, ya
delık kalırsa?" demışler
Obur yandan Sıyasal Bılgıler Fakultesı'nüen
de yukselen çatlak sesler yıne egemen sınıfla-
rın bunlara olan ıtımatlannı ıyice sarsmıştı
Bunlar yenı guvencelerın peşıne duştuler ve bu
amaçla doğruca kendı denetımlerınde eğıtım
kurumlarına el attılar
Ozellıkle, fılızlenmeve başlavan özel sektor.
kendisine ve kendı dunya goruşune bağlı bır
ıdarecı sınıt vetıştırme kavgısına duştu ve 196
7
yıundan baslayarak, eğıtımle ılgıh valuflar ku-
ruldu (Büy uk işadamlanmız, Türk genanın
cıddı eğıtıme gereksınmesını gormek ıçın, de-
mek bu yıllan beklemışler')
Avnca bazı uluslararası mahıyette kuruluş-
lar, orneğın Rotary, Lıons gıbı kulupler, Turk-
vabancı unıversıtelıler derneklerı de bu ışe
karışıp burslar vermeve koyuldular Bu gıbı
kurumlann Mımar Sınan Unıversıtesı'nde du
zenledıklen bır panelde, bazı oğrenalerın "Ne
den bu eğıtım ışını ulusal çerçeve ıçınde ele al-
mavıp da bu uluslararası kuruluşa bırakıyor-
sunuz
9
" sorubuna, Rotarv adına konuşmacı
olarak katılmış bır eskı bakan "Onlar bu ışı
çok ıvı bılıvorlar, bız onlardan knovv-hovv
alıyoruz" vanıtını vermıştı Burslar genelhkle
ABD'de tahsıl ıçın verılıyordu
"Somurge", "ıstıklal" gıbı kavramların ulus-
lararası arenada mahıyet değıştırdıklen, ozel
lıkle II Dunya Savaşf ndan berı dunvayı ıda-
reye soyunmuş ABD, kendı "e\aletı" gözuyle
baktığı ulkelere 'gereklı nıtelıkte valı" yetış-
tırıp bunlan oralara salma çabasına gırıştı
Dıkkat edılecek olursa bu "eyalet" ulkeler, hep
gobeğı dışa bağlı toprak ağalarının egeraen ol-
duğu, gerçek bır ulusal kentsoyluluğun (mıllı
burjuvazının) bulunmadığı, feodal-tuccar top-
lumlardan oluşuyor
Bu ışın de 'enderun'Marı oluşturuldu As-
lında bu, yenı bır olgu değıldı Son yuzyıllar-
da Avrupa'va oğrenıme gonderılen gençlere
çoğunlukla oralarda valan vanlış bır ıkı yu-
zevsel bılgı venlıp bır dıploma ile bırlıkte bun-
lar ulkelerıne gerı gonderılıyordu Ama dıp-
lomanın koşesınde bır kaşe vardı "Bu dıplo-
ma sadece Doğu'da geçerlıdır ("Bon pour l'O-
rıent") ıbaresı yazılıydı bu kasede. Ama bu
arada gencın elıne bır ıkı mumessıllık de tu-
tuşturuluvordu Bunları genç, kendısı devlet
memuru olacaksa, bır yakınına aktarır ve pa-
ralel çalışırlardı Artık o kışı ıçın yaşamda
butun erek ulke sıvasetını o, setasını surduğu
ulkeve bağlamak ve mumessıllığını yaptığı em-
tıanın Turkıve'de uretımını onlemek olacak-
tır
'Evalet valılerı' vetıştırmenın ozel kurumu
hem var, hem de yok "Gerı kalmış ulke"nın
çocuklarının, bır noktada, universitesinde
ukuduklan ulkenin bılım ve teknoloji duze-
yine hayran kalmaları doğaldır Ama bır Ja-
pon oğrencı de bır Alman buluşu karşısında
eğilebilirse de o, kendisine aslı gorev olarak
o, bılgıyı ne yapıp yapıp ulkesine aktarmayı
yuklemr Ovsa kı foedo-çerçı toplumların öğ-
rencısı bunun tersmı yaparak, hayranlığım, ul-
lamaya göturerek belırtıyor
Bu bağlam ıçınde, askerı West Poınt Aka-
demısı'nı sayabılırız Evren Pasa'mızın can ve
kan kardeşı, Pakıstan şenat devletının dıkta-
töru Zıya ul-Hak burada yetışmıştı
Yasal demokratık yollarla ıktıdara gelmış
Allende'yı bır darbeyle dev ırıp ölduren Pınoc-
het de bır Şılı heyetı ile ABD'de kaldıktan son-
ra 1970'de tumgenerallığe yukseltılmış, 1973'te
de Şılı Silahlı Kuvvetler başkomutanlığına ge-
tırılmıştı
1940-45 arasında Japon ordusunda gora
yapmış olmasına karşın 1979'a kadar Amerı-
ka'mn desteğıyle Guney Kore'nın "makbul"
cumhurbaşkaaı olduktan sonra Park Çong-
Hee, gıttıkçe artan zorbalığı yuzunden Mer-
kezı Haberalma Servısı Baskanı Kım Çe-Kyu
elıyle "maktul" olmuştu
NATO'nun da bu yoldakı rolu kuçumsene-
mez. 27 Mayıs'tan sonra kımı emeklı kurbay
subayın onemlı Amerıkan askerı urun fırma-
lanrun mumessıllıklerım aldıklannı bıhyoruz.
Amerika'da yetişen
"enderunlu"lar
Bır de garıp bır "enderun mektebı" turedı
Amerika'da Dunya Bankası Buraya "eyalet
ulkelerın ustun zekâlı, hırslı, haya (utanma)
perdesını kolay yırtabüen her meslekten, ör-
neğın muhendıs, veterıner hekımlerı alırup
vuksek ekonomık bılgılerle donatılmış olarak
salınıyor ulkesine, Amerıka'nın "valısı" ola-
rak' Bunlar arasında General Nonega gıbıle-
rı bıle var Bunlar, "emır ve komuta zıncın"
ıçınde kaldıkları surece "makbul", aksı halde
' maktul" olabılıyorlar Bu "maktul"lere ba-
zen sonradan devlet törenı de yaptınlıyor!..
Bu tur "valı" temsılcılenn aslı görevlen ne
oluyor
9
Hayranı olduklan ve kendılerıne sa-
vısız çıkar sağlavan ulke hesabına kendı nü-
fus kutuklennın kayıth bulunduğu ulkenın ın-
sanlarım (savaş halınde), yeraltı ve yerustu ser-
vetlerını (her zaman) metropol ulkemn emn-
ne vermek, bunun ıçın kendı ulkesı ınsanlan-
nın eğıtım duzervını, ortaçağın karanlıkları
ıçınde tutmak, bu ulke nufusunun çoğunlu-
ğu Musluman ıse burada bır şerıat devletının
kurulması ıçın koşullan hazırlamak (çunku
ancak bu takdırde tanrı, petrolun Aramco'la-
ra verılmesıne kolay musaade edıyor )
Arısto, derslennı okulun bahçesınde oğren-
alenyle gezınerek venrmış (penpatetısyenler).
Bu yontemın g^ınumuzde de surup gıttığıru gö-
ruvoruz Gezıntı kâh Bevaz Saray'ın bahçesın-
de, kâh Pentagon'unkınde olabılıyor, kurulan
kışısel dostluklann turune gore Genç "su mu-
dur yardımcısı" Suleyman Bev, Johnson'la kol
kola gezıp resım çektınvor Evren Paşa'mız da
Rogers'la dostluğunu surdumyor, daha son-
rakıler Bush'a telefon açmakla ovunuyorlar
Ne getınp ne goturdu bu dostça dersler?
Hemen soyleyeum Getırdıklen MC hukumet-
lerı ve 12 Eylul, göturduklerı, orneğın bınler-
ce değerlı gencın yasamı, Yunanıstan'ın NA-
TO'ya donmesıne Turkıye'nın veto hakkı
Amerıkan desteklı "Albaylar Cuntası"nın Yu-
_ nanıstan'a ne getırıp ne göturduğunu de Yu-
kesını, eğiuldığıi yere^ her turlu bağlaria bağ- nanü dostlara soralım
Cİmİt '? Bankası Iş Sanat Galerısı
Seramık Heykel Sergısı Parmakkapı-IST
TOPRAĞI SEVGILEDIM 2-19 Ocak 1989
Atelye lcadıye Cad 86 KLzguncuk Surek! Sergı Tel 342 36 32
ADLİ TUTUKLU VE
MAHKÛMLARDAN
KAMUOYUNA ÇAĞRI
Bız Bayrampasa Cezaevı'nde kalan adlı tutuklular
olarak yasaların suc saydığı gayrı ınsanı muamele
gormek ıstemıyoruz Mahkemelere kole gıbı
zıncırlenerek goturulmek ıstemıyoruz
Hıçbır yasa ve tuzukte uluslararası ınsan hakları
sozlesmelerınde yerı olmayan Bayrampasa dan baska
hıçbır cezaevınde uygulanmayan sevk zıncırının
kaldırılmasını ıstıyoruz
Insan haklarından yana olan tum kısı ve kurumları sevk
zıncırının kaldırılması ıcın bızlerle dayanısmaya
cağırıyoruz
TÜM ADLİ TUTUKLULAR ADINA
KOĞUŞ TEMSİLCILERİ
SELAHATTİN CAN, OZHAN YAZOĞLU, AYDIN
KARTAL, SAİT KAPLAN, EMİN HAZAR,
FETTAH ASLAN
NE HAKLA!
Tecavuzu hafıfletebılecek
hıçbır gerekçe olamaz
* Iffetlı ıffetsız ayrımı
yaparak kadınları
aşağılayan
* Tecavuz edılebılır
kadınların olduğunu
soyleyen
* Tecavuze teşvık eden
436 maddeye ve bunu
onayiayan Anayasa
Mahkemesı kararına
HAYIR!
ANKARALI BİR GRUP
FEMİNİST ADINA
MESİHA SAAT
ERDEK'te sahıbınden
satılık dublex yazlık
Pejinatsız 12 av vade
Tel: 35 36 91 (BURSA)
Saat 19'dan sonra
Öğrencı kımlığımı kavbettım
Hukumsuzdur
RAFI KOHE\
PENCERE
Etki-Tepki...
Eskı bır ozdeyışe gore "teşbıhte hata olmaz", ama, Napolyon
Stalın'e benzer mı'
Napolyon 1789'un dağdağasında Fransa'nın başına geçtı, or-
talığı kasıp kavurdu, Avrupa'nın ustunden gırdı altından çıktı Yap-
tığı olumlu ve olumsuz ışler saymakla bıtmez Kımısı Napolyon'u
göklere çıkarır, kımısı yerın dıbıne batırır Moskova'ya kadar eskı
kıtayı tarla gıbı surdu "Imparator Napolyon", krallıkları hallaç pa-
muğu gıbı attı, 17B9 devrımının fıkırlerı bu fırtınada ortalığa sa-
çıldı, yayıldı
Napolyon surgune gonderıldığınde ış ışten geçmış, devrimcı
fikırler ıhraç edılmış, ınsan hakları ve ozgurluklere dayalı düşün-
celer dunyaya serpılmıştı
Ya Stalın''
1917 nın ateşmde pıştı Stalın Lenın'den sonra Rusya'da ıktı-
darı ele geçırdı, yuz halktan oluşan Sovyetler'ı ors ile çekıç ara-
sında dövdu Ikıncı Dünya Savaşı, tarıhın en kanlı altüst oluşuy-
du Stalın bu evrede Sıbırya'dan Doğu Berlın e kadar uzanan uç-
suz bucaksız bır dunyada egemenlığını kurdu Kımılerı taptı Sta-
lın'e, kımılerı kın bağladı, ama 'komunızmın çan" ötekı dunyaya
göçtuğunde 1917 nın fıkırlen, sosyalızmın ilkeleri, ortalığa saçı-
lıp yayılmıştı
Stalınızm yıkıldığında, ış ışten geçmıştı dünya artık eskı dün-
ya olamazdı
•
19'uncu yuzyılda ınsanlık bırkaç yüzyılı bırden yaşamıştı, 20'na
yuzyıl daha da hızlı yaşanıyor
Pekı Doğu Avrupa'da olan bıtenler nasıl sonuçlanacak"? Hıç
kımse bu sorunun yanıtını veremıyor Ya Sovyetler'de neler ola-
cak? Baltık cumhurıyetlerı bayrakları açtılar Azerbaycan ile Er-
menıstan bırbırıne gırıyor Kafkasya kaynıyor Butun dünyada den-
geler dalgalanıyor nerede durulacağı bılınemıyor VVashıngton'la
Moskova neredeyse Ikıncı Dünya Savaşı'ndakı kadar yakınlaşı-
yorlar, "Soğuk Savaş' yerını kırk yıldan ben görülmemış bır sı-
caklığa bırakryor
Dünya yenıden kuruluyor
Kurulan dunya artık eskı dunya olamaz
Dün, dünde kaldı
Sosyalıst loplumlarda kışıye beş güvence sağlanıyordu Eğı-
tım, ış, konut, sağlık, emeklıhk
Şımdı kımılerı, guvencelerın ınsanları tembellığe surukledığı-
nı açıkça soyleyebılıyorlar Bu ılgınç yaklaşımın sonucu nedır1
?
Demek kı ınsanoğlu, ancak serbest pıyasa ortamının cangılın-
da çalışkan olur Pekı, verımlılık ıçın her an ışınden kovulmak
ve sokağa atılmak gerılımınde mı yaşayacaksın? Ya da çok pa-
ra ve ıktıdar hırsının gudusünde mı canını dışıne takarak çaba-
layacaksın? Pıyasada dıdışerek mı kalkınmanın ıtıcı gucune dc-
nüşeceksın
9
Insanın doğası mağara çağından bugüne kadar hep
değıştı, evrenın temel yasası değışımdır, ama ınsan, ancak ko-
lelık donemındekı gıbı yalnız baskı altında mı çalışır? Kendisine
güvenceler sağlayan bır sıstem ıçınde tembelleşır mı''
Devrım ile karşıdevrım savlarında bır yanı tutan kışı, bu temel
soruyu sennkanlılıkla yanrtlamaktan yoksun kalacaktır Oysa daha
güzel bır dunyaya kavuşmanın özü bu sorunun ıçındedır
Uygarlıkla sömürü arasında ılgınç bır bağıntı vardır
Uygarlıklar hep somurunun yoğunlaştığı surelerde gelıştıler
Eskı Yunanlı, kölelerı hayvan gıbı kullanıyordu Roma Impara-
torluğu bu duzene ulkeler otesı bır boyut kattı Batı uygarlığı da
sanayı kapıtalızmını olağanüstu yağmacılığa sömurgecılığe ve
sonunda emperyalızme dayadı
Pekı, somurusuz bır uygarhk düş mudür'?
*
1789'dan, 1917'den ve 1923'ten gerıye dönuş olanaksızdır An-
cak onümüzde düz b-
r
yol yok Insanlık, uygarhk yolunda hep
gelgıtlerle, zıkzaklarla yurumüş her bır aşama, etkı-tepkı olayı-
nın zıncırleme halkalarıyla eklemlenmış
Insana sevgının ozünde, ınsana guvenın yarattığı mutluluk
odaklanırsa, dunyamız daha da guzelleşır
DUYURU
SERBEST MUHASEBECILER, MUHASEBECI MALI
MUŞAVIRLARE VE YEMINLI MALI MUŞAVIRLER
18 Ocak 1990 Perşembe gunu 13 00 - 17 00 saatlerı arasında BA-
KIRKOY ADILE NAŞIT KÜLTUR MERKEZI'ncte yapılacak toplantıda,
3568 sayılı yasa ve yönetmelıkler ile ılgılı konular tartışılacaktır
Toplantıya Istanbul Defterdarlığı Istanbul Barosu Başkanlığı, Istan-
bul Esnaf ve Sanatkârları Bırlığı Başkanlığı ve Dutun rnestektaşlarrmız
davet edılmıştır
MALI MUŞAVIRLER MUHASEBECİLER BIRLİĞİ
BAKIRKOY ŞUBESİ
VEFAT \e TEŞEKKUR
Rustem ve Zehra Erden ın oğlu,
Turan ve Peyamı Erden ın kardeşı
değerlı tarhğıımz,
'DVYFIJN ERDEN'İ
(1968-4 1.1990)
kavbettık
Bu acı gunleri'nızde bızlen valmz bırakmavan, lelefonla, telgrafla ve>a
bızzal gelerek uzuntumuzu paylaşıp bızlere lesellı vermeye çalışan tura
dosl ve arkadaşlara teşekkur ederız
4ILESİ ADI1N4
TIRAN ERDEN
AHMET UZUN
16.1.1981
Olmeden once guneşteydı gozlerı
Işte bu yuzden
Olurken ışıi ışıldı son sozlerı
UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ
ARKADAŞL4RI 4DINA
İSMET Ç\K\R
VEE4T
Sabıha îşhel'ın eşı, Vedat, Sedat Işhel ile Velda
Yurtsever'ın babaları, Sıvas Sumerbank emeklı Bolge
Muduru
MUST4FA İŞLİEL
15 1 1990 P tesi gunu vefat ettı Cenazesı Sıvas'ta
17.1 1990 çarşamba gunu (bugun) Me>dan Camıı'nden
oğle namazından sonra kaldırılacaktır
İŞLİEL AİLESİ
T C Kadıköy 3 Aslıye
Hukuk Mahkemesı'run esas
no 1989/727
, karar no
1989 787 ile Ergul olan ısmım
Berna olarak değıştırılmıştır
BER\A YEŞtLİURT
BAŞSAĞUĞI
Şırketımız Yöneum Kurulu Başkanı Sn. ERSİN ARIOĞLU'nun muhterem
kavınvalıdesı
FATMA ZEHRA ULUĞ'un
vefatını teessurle öğrenmış bulunuyoruz Merhumeye Allah'tan rahmet, kederlı aılesı
ve yakınlarına başsağlığı dılerız
FREYS4Ş
(FREYSSİISET) YAPI SİSTEMLERÎ A.Ş.