26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 17 OCAK 1990 Silahlı Kııvvetler v e Hukuk, Silahlı Kuvvetler elbet ozel bir yapıdadır ve bu yapı gereği, hukukun evrensel ilkeleri içinde kalınmak koşulu ile ozel kurallarla yonetilir. Ancak bu demek değıldir ki ordu, yargı denetimi dışındadır ve bu yol anayasa ile sağlanmıştır. Evrensel insan haklarını ve hukuk kurallarını dışlayarak askerin temel haklarını ortadan kaldırmak doğru olmadığı gibi, savunulamaz da. M. EMİN DEĞER Em. Hâkım Albay Basına yansıdığı gıbı, Hava Kuvvetlen'nde ya- salara karşın ılgınç bır soruşturma surduruluyor Mıllı Savunma Bakaru'nın 6 Ocak 1990 gunlu Cum- hunyet Gazetesı'ndekı açıklamasına gore, "orta- da suç konusu varsa savcıva gıdılır"mış(') "Suç yoksa özel tım sorgulaması yasaldır" deraek ıstı- yor Bakan Oysa gerçek, bır hukuk devletının ger- çeğı bu değıldir Bu yazıda, Silahlı Kuvvetler'ın hu- kuka bakış açısımn hukuk devletı ılkesını nasıl et- kıledığını ınceleyeceğız 27 Mayıs'tan sonra Silahlı Kuvvetler'de görev >aptığımız 1960'Lı yıl- lardatek övuncumuz, 1961 Anayasası'nıngetırdı- ğı hukuk sısteraının, Silahlı Kuvvetler'ın eserı ol- duğu ıdı Komutanların kımı tasarruflarını, "hu- kuk devletı, Silahlı Kuvvetler'ın eserıdır, ışlemle- rımızı hukuka uvgun yurutmek gerekır" göruşu ile karşılardık Silahlı Kuvvetler ve hukukla ılgılı gö- ruşumuzde ne denlı yaruldığımızı yaşavarak öğren dık 12 Mart'ı yajadık, 12 EvluJ'de hukukun dış- landığına tanık olduk ve gunumuze bu bağlamda geldık 1961 Anayasası Silahlı Kuvvetler'ın esen ıdı 12 Mart'takı değışıklıkler ve 27 Mayıs'ın dışlanması, 12 E>lul Ana>asası da >etkılen kendılerınden kay- naklanan etkılı generallerın eserı değıl mıdır9 Bır ınsanın kısacık örnrunde ve bır toplumun 20 yıllık yaşamındakı bu çehşkıden, elbet kışı \e toplum ola- rak dersler çıkarmak, >enı vanlışlara duşmemek ıçın gereklıdır llk dersımızden kuşkusuz, bır toplum, demokrasıv.ı, ınsan hakları \e hukuk devletı ılke- lerıne dajanarak kuracaksa halk:n ıstencı ve oyu ile kurmalıdır, sonucu vıkıvor Silahlı Kuvvetler elbet ozel bır >apıdadır ve bu yapı gereği, hukukun evrensel ilkeleri ıçınde kalın- raak koşulu ile ozel kurallarla yonetilir Ancak bu demek değıldır kı ordu, >argı denetimi dışındadır ve bu yol anayasa ile sağlanmıştır Evrensel ınsan haklarını ve hukuk kurallarını dışlayarak askerin temel haklarını ortadan kaldırmak doğru olmadı- ğı gıbı, savunulamaz da Mıllı Savunma Bakanı'- nın 5 ve 6 ocak gunlü Cumhurıyet'tekı açıklama- ları, hukuk devletı adına söylenecek sözler ıçermı- vor Böyle bır u>gulamanın savunulması, hukuk devletı ılkesının dışlanması, dahası yadsınmasından başka ne anlama gelır Elbet her toplumun değışık kesımlennde yasa- >a a>kın davrananlar >a da davranışları vanlış an- laşılanlar olabılır Ancak bu gıbı durumlarda kışı nın hesaba çekıleceğı yer, evrensel kurallarla sap- tanmış olup yargı katlarıdır Turkıye'nın de ımza- ladığı tnsan Hakları Evrensel Sözleşmesı, bır ana vasa kuralı kadar uyulması zorunlu bır belgedır \e hıçbır şey, bu evrensel kuralın üstunde olamaz Oysa Hava Kuvvetlen'ndekı uygulama, bu evren- sel kuralın, hem de hukuk adına çığnendığını ser- gılıyor Ve Mıllı Savunma Bakanı, uvgulamanın hu- kuka uygun olduğunu sö> lemekle vetınmıyor, "Bız- dekı ıdarı yargı, sıvıldekınden daha hassastır" dı- yerek gızh soruşturmaya hukuksallık kazandırmak ıstıyor Oysa bu açıklama ancak bakanı sı>asal plandakı sorumluiuğunun ötesınde, hukuksal so- rumlulukla karşı karşıva bırakır Olay, duşunce ve davranışları nedenı ile sol ve sağ eğılımlı görulen subay ve astsb ların özel bır sorgulama tımı ile sorgulanmasıdır Bu durum 12 E>lul Anayasası'nın getırdığı kısıtlı hukuk sıstemı ıçınde bıle haklı ve meşnı gorulemez Lvgulama- nın dayandığı felsefe şudur ' •Komutan en ı>ıji, en doğnıyu gonır, bilir ve en dognı karan verir". Bu, askerlığın, sırf askerlık hızmetı ile ılgılı >anı ıçın (bır savaş sırasında venlecek harekât err.n gıbı) doğ- ru olabılır Çünku zamanın akışı ıçınde karar anı önemlıdır Ama bunu hukuk alanına taşımak ve hukuku bu mantıkla dışlamak, toplumda onarıl- ması guç varalar açar Silahlı gucun kımı oğelerı nın hukuk tanımazlığı kanısı topluma yerleşınce, hukuk gerçekten dışlanır Çünku Prof Morgent- hau'nun deyımı ile "devlet orgutlü şıddet tekelı- dır" Bu şıddetın orgutu depolıs veaskerdır ^ma, bu tekel, şıddet, hukuk ıçınde kaldığı surece meş rudur Devletın hukuka bağlılığı her şeyden önce bu nedenle gereklıdır Ve bu nedenle de konu uze- nnde duyarlılık gostermek, ınsan hakları ve hukuk devletı savunucuları ıçın bırıncıl gorevdır Ordu ve insan hakları Lnutulmaması gereken gerçek şudur Subav, astsb ve erat kısaca asker de bır ınsandır Bu ne denle de evrensel ınsan haklarından tum ınsanlar gıbı vararlanmak onun da hakkıdır Bunu dısıplın ve başka nedenlerle kısıtlamak >alnız ona değıl, ıçınde bulunduğu hızmet dalına, dolayısıyla top- luma zarar getırır Asker tekduze duşunmeve zo- runlu kılınmış ve kışısel ıstencını kullanmaya alış- mamışsa, dahası duşunmesı ve konuşması komu, tanın emnne bağlı ıse robot olarak vetıştırılıvor de mektır kı sakıncası ulusal savunmaya değıl mıdır9 Dısıplın hıçbır zaman robot ınsan yetıştırmek ıçın kullanılamaz' Silahlı Kuvvetler'de, 12 Eylul'e değın bugunku dısıplın anlavışı yoktu Kımı dısıplın nedenlerı dı- şında (kı dısıpbn cezalan bıle yargı denetımınde ıdı) askerler hukuk guvencesınden voksun değıllerdı Her turlu haksızlığın hesabı yargı katlarında soru labılırdı Kımı komutanlar bundan hoşnut değıl- lerdı Ancak gun geldı, onlar da hukuka gereksın- dıler Orneğın, bır zamanın K K K Org Namık Kemal Ersun, Hava Korgeneral Irfan Ozaydınlı, haklarını A.s Yuk Idare Mahkemesf nde aradılar Dahası rahmeth Cemal Tural, 1969'da Genelkur- ma> Başkanı ıken gorevden alınınca dava açmavı duşundu Çunku hukuk ve vargı, ınsanoğlunun hakMzlığa uğradığında başvuracağı son umar ve- rıdır Gerçekte ıse ılk başvurulacak yer olmalıdır Yanı ışlemler, vurutmeler hukuka uygun vapılma- lıdır Ancak egemen ıstenç (ırade) her zarnan ken- dıne uvgun düzenleme ıster 12 Mart'ın Hava K Komutanı Org Vluhsın Batur, Polıtıka Gazetesı'- ne 1976'da verdığı bır demecınde "Danıştay'm ko- mutanın ışlemlerını ıptal edışı hoş karşılanmıyor- du, onun ıçın AYİM'ı (Asken Yuksek Idare Mah- kemesı) kurduk" derken bu >argının kanıtını verı- yor Amaca uvgun mahkeme kurmak, hukuka en bu- >uk darbe değıl mıdır9 Bu yanhş bır yol ıdı ve bu >anlış yol, 12 Eylul'de hukuku evrensel nıtelıkle- rınden, ınsan haklanndan sıyırarak amaca uygun anayasa duzenlemesıne getırdı 12 Eylul'de bol el- bıseden çıkılmış, toplum kıpırdayamayacağı dar bır kalıba sokulmuştur 12 Eylul öncesı, duşunce ve davranışları yukarı- dan yonetılen bır toplum yapısı duşünulmüş ıdı Bu amaca 12 Eylul Anayasası ile ulaşıldı Askerin du- şuncesıne gore her şey yukarıda en ıyı, en guzel ve en doğru olan bıçımde hazırlanır Göruluyor kı as- kerin duşunce ve felsefesı ile toplumu yönlendır- me hedeflenmıştır Toplumun çıkmazı, bır açıdan da buradadır Bu uygulamava karşı çıkmak gere- kır kı, çıkmazdan kurtulalım Bu anayasaya göre asker ıçın anayasanın tanı- dığı temel hak ve özgurlukler, komutanın ıstencı ile her zaman kısıtlanabılır Hava Kuvvetlen'nde- kı olay nedenı üe Genelkurmay Başkanhğı'nm acık- laması ve uygulama, bunun somut örneğıdır Oğ- rendığımıze gore subay ve astsb lar gorev emri ile Ankara'ya getırılmekte ve özel tımin emrınde sor gulanmaktadır Bu ne bıçım sorgulamadır7 Nıçın yapılıyor9 Hangı yasaya dayanılarak savunuluyor7 Bu sorular yanıtsız kalmakta Çunku ortada ışlen- mış bır suç, yasadışı bır eylem varsa, askerı savcı- lara neden gorev verılmıyor7 Bunun bır başka an- lamı şudur Komutan, askeri savcıya da guvenme- mektedır. Yasa dışı vola sapılmanın bır başka ne- denı de bu olmalı Komutanın mantığına gore dı- sıplın ıçın askerin temel hakları her zaman kısıtla- nabılır Anayasanın 38 maddesırun 9 fıkrası aynen "İdare. kışı hurrnetlennin kısıtlanması sonucunu doguran bır raueyvıde uvgulayamaz. Silahlı Kuv- vetler'in iç duzenı bakımından bu hukme kanunla istisnalar getirilebilir" hukmu komutan mantığı- na gore hazırlanmıştır Ancak evrensel kurallara aykırıdır Bu anayasa hükmune karşın, yasaları- mızda bu doğrultuda bır hukum bulunmamakta- dır Anayasa hukmunun nasıl uygulanacağı bellı değıldır Bu nedenle de vapılan tım sorgulaması va- sa dışıdır Sonuç Kaldı kı Silahlı Kuvvetler'ın ıç düzenı de kışı hak ve özgurluklen nzerınde olamaz Çunku o duzenı de ınsan sağlar Ozgur v e ktsıhkh msan Askerin de bu temel hak ve ozgurluklere sahıp olması, hu- kuk guvencesınden yararlanması, temel ınsan hak- larından olduğu ıçın kısıtlanamaz Komutana ta- nınan bır başka hak engelleme yolu da 12 Eylul •Vnavasası'nda ver almıştır Anayasanın 125 md sınde "Idarenın her turlu eylem ve ışlemı yargı denetımıne tabıdır" temel kuralının askerler ıçın geçerulığı sırurhdır Oysa bu- hukuk devletınde, hıç- bır organ ve kışı bu temel kuraldan ayrıksı tutula- maz, ancak askerler tutulabılır demek olmaz Ba- kın aynı maddenın bu hukümden sonra gelen fık- rası ne dıyor "Cumhurbaşkanı ve Yuksek Askerı Şûra'nın kaıarları yargı denetimi dışındadır" Bu öyle bır hukum kı askerı bugun ıçın yargı deneti- mi dışında tutuyor Bu, bır hukuk devletınde du- şunulemeyecek kadar çok sakıncalara yol açacak rutelıkte bır kısıtlamadır. Bu hükum, sıstemın, re- jımın uzennde başlı başına bır "Demokles'ın Kılıci" olarak sallandırılmıştır Komutan, ısteme- dığı subay ya da astsb ıçın bu yolla Silahlı Kuv- vetler'den çıkarma ışlemı yaptığında yargı yolu ka- palı olduğundan; asker ıster ıstemez, komutanın ıs- tencıne tabı olmak zorunda bırakılmaktadır Buraya nereden geldık 27 Mayıs'ın getırdığı bı- çımsel özgürlüğün, komutanlarda yarattığı, onla- nn duşunce sımrını aştığı ıçın 12 Mart'lardan ge- çerek 12 Mart'ın açtığı yanlış yoldan 12 Eylul'de gelındı bu çıkmaza Bu nedenle askerin mantığı ile hazırlanan 12 Eylul Anayasası'nın tumunu değış- tırmeyı \e 12 Eylül'ü yargılayarak hesaplaşmayı Turkıyemızın ve halkımıan gundemmın öncelıklı sırasında tutalım EVET/HAYIR OKTflY AKBAL "ÜstüKalsın"DiyenŞair...ölmesı de başka oldu Cemal Sureyanın Zaten son şıırlenn- den bırınde 'Üstu Kalsın' dememışmıyı?"Üstü" ne zaman ka- lır bır yaşamın' Bılınır mı ( Bakıyorum da Ikıncı Yenı dıye anılan şaırienn hepsı altmış yaşın eşığmde koptular dunyamızdan Me- tın Eloğlu 58, Turgut Uyar 58 Edıp Cansever 58, Cemal Sureya 58' Altmış yaş çızgısıne ıkı yıl kala bu dort şaırın bızlere ' elveda" demelerının duşundurucu bır yanı yok m u ' Hele Cemal Süre- ya'nın "Bır şaır altmışından once ölrnelıdır" dedığı de ortada ıken Bır şaır ne zaman ölmelı? Genç yaşta olenler bır çeşıt masat kahramanı olurlar Benım kuşağımın, yanı 40 yıHarında un ka- zanan şaırlerının çoğu çok şûkür kı yaşamdadırlar Oysa 50'lerde yetışen şaırienn önde gelenlerı bırer bırer çekıp gıttıler Sankı bır bunalım, bır bıkkınlıkla artık bu yeryuzunde yaşanmaz' dı- ye rek Cemal Sureya'nın olumu bır tuhaf oldu Hıç beklenmedık bır anda oldu Olumun saatı günü var mı, yok 1 Ama Cemal, pazar- tesı gunü Gazetecıler Cemıyetı nde yakın dostlarıyla bıriıkteydı Salı günu öğleden sonra ne olduysa oldu, ne bıttıyse bıttı, anla- şılmaz, çözulmez bır gız gıbı çektı gıttı aramızdan Yok şeker komasıymış, yok bambaşka bır neden yuzundenmış, yok şu yok bu Her olumün bırtakım nedenlerı vardır Ama Cemal Sürey^ nın olümü bana çok 'tuhaf geldı Gerçı yaşamasını yeter bul- duğunu açıklamıştı son şıırlennden bırınde Tanrı'ya ' ustu kalsın" demıştı Durup dururken boyle bır şey soylenmez böyle bır bık- kınlık şıırı yazılmaz Ustelık dergılerde okuduğumuz yazıların- da, şıır kıtaplarında yer alan dızelennde hıç de boyle erkenden ölmeye atılmayı dunyadan kopmayı ozleyen bır ınsan belırtısı yoktu Ne oldu pekı? Ne oldu 9 Bu soruyu Cemal ın dostları hep soracaklardır Gelelım anılara Ben Cemal Sureya'yı ılk kez 1957 de Eskı- şehır'de tanıdım Seçım dolayısıyla Eskışehır'deydım Otelıme gıderken genç bır adam yolumu kestı, adımı soyledı Kendını ta- nıttı, Cemal Süreya ımış, Eskışehırde görevlıymış, malıyecıymış Benım o gunlerde yenı çıkmış bır romanımdan söz ettı, beğen- mış, okumuş Bu genç adamın bırkaç şıırı çıkmıştı Değışık bır şıır getırıyordu Malıyecı olduğunu hıç duşunememıştım Belkı de o gune dek malıyecılerden şaır çıkacağını nedense hıç dü- şünmedığımden Sonra yıllar geçtı, Cemal şıır yazın dünyamızda "Ikıncı Yenı" şaırlerı arasında önlerde yer aldı IKıncı Yenı neydı' Bırıncı Ye- nı'ye yanı Garıpçılerın 1940'lardakı şıır beğenısıne, anlayışma ters düşen, daha doğrusu karşı çıkan bır tutum Şaıranelığı yep- yenı bır ıçerıkle şııre sokmak mıydı7 Belkı de Tutanlar, beğe- nenler oldu, hıç mı hıç beğenmeyenler de Bırkaç oncu kışıydı Ikıncı Yenıcıler, Turgut Uyar, Edıp Cansever Cemal Sureya bf- raz Metın Eloğlu kendı ozgunlüğuyle Ece Ayhan Bırıncı Yenı; nın ünlü şaırı Oktay Rıfafla bır baska unlü şaır llhan Berk de bu Ikıncı Yenı cdayına katıldılar Onlara oykunen daha başka genç şaırlerde Bu akımı destekleyen Muzaffer Erdost vardı, destek- lemeyen, karşı çıkan Asım Bezırcı vardı Ne dersenız deyın ya- zın dünyamızda taze bır hava estırdı bu genç şaırler "Ikı gemıcıynen Van Gogh'dan aşırtlmış Bır kadının yuzu kaçıyordu yetışemedım Ben ömrümde aşk nedır bıfmedım Suheyla'yı saymazsak ha ha ha " Yada "Bak bunlar ellerın senın bunlar ayakların Bunlar o kadar gûzel kı artık o kadar olur Bunlar da saçların ışte akşamdan çozülur" Yada "Kırmızı bır kuştur soluğum Kumral göklermde saçlannın ' Gıbı çok değışık duyarlıklı dızeler, yepyenı ımgeler, benzetme- lerle dolu şıırlerıyle kısa surede yazın dünyamızın kendıne ozgu kışılığı olan, ayrıca duzyazı alanında ustalığını belırleyen, genıs bır yazın ekını, bılgısı ile ortaya koyduğu araştırmalarıyla un ka- zanan bır sanatcıydı artık Cemal Sureya Onun, Dağlarca us- tune yaptığı genıs araştırma ya da eleştırmenın bır benzerı şu ana kadar yazınımızda gorulmedı dersem hıc de yanlış olmaz Sureya'nın duzyazılarını ıçeren Şapkam Dolu Çıçekle' ve "Gunubırlık' başlıklı kıtaplarında yer alan denemelerı bu sözle- rımın kanıtlandır "Zaman zaman Uvercınka'yı acarım Eskımedığını sandığım beş altı şıır var orda Bununla gönenırım Bence bır kıtapta ıyı bırkaç şıır varsa bır de gonenlıkle bır tutarlık butunluk varsa o kıtap ıyı bır yapıttır" dıyordu Kendı şıırının en ıyı elestırmenı olmasını da bılıyordu ' Yarattığım her ımgenın hem cağdaş du- yarlığı kavramasını hem de şıırımızın en eskı öneklerıyle çağrı- şım bağı kurmasını ozledım Şıırın kurulu duzene karşı olduğu ınancındayımdır llk sıralarda daha bıçımcıydım Şımdılerde ın- sanı özun peşındeyım ' Cemal Sureya yı her sıırsever, bugun de yarın da sevgıyle anım- sayacak Enderım ve OtesL.. "Geri kalmış ulke"nin çocuklarının, bir noktada, universitesinde okudukları ulkenin bilim ve teknoloji duzeyine hayran kalmaları doğaldır. Ama bir Japon oğrencı de bir Alman buluşu karşısında eğilebilirse de o, kendisine asli gorev olarak o bilgiyi ne yapıp yapıp ulkesine aktarmayı yuklenir. BURHAN OĞUZ Uygarhk Tarıhçisi Osmanlı padışahları, devlet ve mıllet ışle- rınde kullanılmak uzere, yeteneklı oldukları saptanan gençlen, sarayda kurulu "Enderun Mektebı"ne alırlar, burada yetıştırırierdı As- kerlıkte bılgısı tazla olanlan "yenıçerı ağası", sıyasette ılerı gıdenlerı "reıs'ul küttab" ve vı ne bılgılerıne gore vezırlık, valılık gıbı onem- lı hızmetlere atayıp saraydan aynldıkları sıra- larda bır "hatt-ı humayun" ile reayanın (halk- koylu) zarannı mucıp hallerden çekınılmesı ve bu gıbı zarar verıu haller kendılennde goru lurse şıddeth gazaba uğrayacakları açıkça bıl- dırıhrdı Esas ıtıbarıyla Osmanlı devletının sıyasal, asken ve mulkı durumu doğrudan doğruya sa- ray tarafından ıdare edılmış bulunması ve vı ne devlet adamlarının hemen çoğunluğu hu- kumdar tarafından Enderun'da yetıştırılerek denemeden geçınldıkten «onra atanmış olma- sı, adı geçen mektebın zamana uvgun hale ge- tırılmesım zorunlu kılıyordu Işte bu gereksın- medır kı (gunumuzde buyukelçılenmızın ço- ğunluğunu okutmuş olan) Galatasaray Sulta- nısı'nın (Galata Enderunu) açılmasına neden olmuştur Burokraskıin kademelerı de çeşıtlı derecelı medreselerde vetışenler tarafından doldurulu- yordu Bu durum 19 yuzvıhn ortalarına ka- dar surdu II Mahmut donemınde başlamış olan devlet ışlerının Batılılaştırılması ışı zo runlu olarak once askerı alanda voğunlaştık- tan sonra, sıvıl ıdarenın de modernleştırılme- sıne geçılmıştı Tanzımat, bu gereksınmevı hız- landıracaktı 1831'de Mekteb-ı harbıve'nın (Harpokulu) kuruluşundan sonra devlet memur yetıştır me duşuncesı 1858'de Mechs-ı Valâ'da ele alın- dı ve "Mekteb-ı Funun u Mulkıve" kuruldu 5 12 1934 ten ıtıbaren de adı "Sıyasal Bılgıler Okulu" olacaktı Cumhurıyet donemınde bu ıkı kuruluş, re- jımın ve devrımlenn başlıca dayanağı olmuş- tur Bu kadrolann bellı bır "nızam ve dısıplın" ıçınde faalıvet gostermelerı koşulu uzun yıl- lar surup gıtmıştır Ancak, demokrat nıtele- mesıne aykırı antıdemokratık yonetıme karşı 27 Mayısta Harbıye bu geleneğı bozarak "emır ve komuta zmcın"run dışında çıktı Ege- men guçlere göre bu hıç de hoş olmayan bır başlangıçtı ' Farenın geçtığı bır şey değıl, ya delık kalırsa?" demışler Obur yandan Sıyasal Bılgıler Fakultesı'nüen de yukselen çatlak sesler yıne egemen sınıfla- rın bunlara olan ıtımatlannı ıyice sarsmıştı Bunlar yenı guvencelerın peşıne duştuler ve bu amaçla doğruca kendı denetımlerınde eğıtım kurumlarına el attılar Ozellıkle, fılızlenmeve başlavan özel sektor. kendisine ve kendı dunya goruşune bağlı bır ıdarecı sınıt vetıştırme kavgısına duştu ve 196 7 yıundan baslayarak, eğıtımle ılgıh valuflar ku- ruldu (Büy uk işadamlanmız, Türk genanın cıddı eğıtıme gereksınmesını gormek ıçın, de- mek bu yıllan beklemışler') Avnca bazı uluslararası mahıyette kuruluş- lar, orneğın Rotary, Lıons gıbı kulupler, Turk- vabancı unıversıtelıler derneklerı de bu ışe karışıp burslar vermeve koyuldular Bu gıbı kurumlann Mımar Sınan Unıversıtesı'nde du zenledıklen bır panelde, bazı oğrenalerın "Ne den bu eğıtım ışını ulusal çerçeve ıçınde ele al- mavıp da bu uluslararası kuruluşa bırakıyor- sunuz 9 " sorubuna, Rotarv adına konuşmacı olarak katılmış bır eskı bakan "Onlar bu ışı çok ıvı bılıvorlar, bız onlardan knovv-hovv alıyoruz" vanıtını vermıştı Burslar genelhkle ABD'de tahsıl ıçın verılıyordu "Somurge", "ıstıklal" gıbı kavramların ulus- lararası arenada mahıyet değıştırdıklen, ozel lıkle II Dunya Savaşf ndan berı dunvayı ıda- reye soyunmuş ABD, kendı "e\aletı" gözuyle baktığı ulkelere 'gereklı nıtelıkte valı" yetış- tırıp bunlan oralara salma çabasına gırıştı Dıkkat edılecek olursa bu "eyalet" ulkeler, hep gobeğı dışa bağlı toprak ağalarının egeraen ol- duğu, gerçek bır ulusal kentsoyluluğun (mıllı burjuvazının) bulunmadığı, feodal-tuccar top- lumlardan oluşuyor Bu ışın de 'enderun'Marı oluşturuldu As- lında bu, yenı bır olgu değıldı Son yuzyıllar- da Avrupa'va oğrenıme gonderılen gençlere çoğunlukla oralarda valan vanlış bır ıkı yu- zevsel bılgı venlıp bır dıploma ile bırlıkte bun- lar ulkelerıne gerı gonderılıyordu Ama dıp- lomanın koşesınde bır kaşe vardı "Bu dıplo- ma sadece Doğu'da geçerlıdır ("Bon pour l'O- rıent") ıbaresı yazılıydı bu kasede. Ama bu arada gencın elıne bır ıkı mumessıllık de tu- tuşturuluvordu Bunları genç, kendısı devlet memuru olacaksa, bır yakınına aktarır ve pa- ralel çalışırlardı Artık o kışı ıçın yaşamda butun erek ulke sıvasetını o, setasını surduğu ulkeve bağlamak ve mumessıllığını yaptığı em- tıanın Turkıve'de uretımını onlemek olacak- tır 'Evalet valılerı' vetıştırmenın ozel kurumu hem var, hem de yok "Gerı kalmış ulke"nın çocuklarının, bır noktada, universitesinde ukuduklan ulkenin bılım ve teknoloji duze- yine hayran kalmaları doğaldır Ama bır Ja- pon oğrencı de bır Alman buluşu karşısında eğilebilirse de o, kendisine aslı gorev olarak o, bılgıyı ne yapıp yapıp ulkesine aktarmayı yuklemr Ovsa kı foedo-çerçı toplumların öğ- rencısı bunun tersmı yaparak, hayranlığım, ul- lamaya göturerek belırtıyor Bu bağlam ıçınde, askerı West Poınt Aka- demısı'nı sayabılırız Evren Pasa'mızın can ve kan kardeşı, Pakıstan şenat devletının dıkta- töru Zıya ul-Hak burada yetışmıştı Yasal demokratık yollarla ıktıdara gelmış Allende'yı bır darbeyle dev ırıp ölduren Pınoc- het de bır Şılı heyetı ile ABD'de kaldıktan son- ra 1970'de tumgenerallığe yukseltılmış, 1973'te de Şılı Silahlı Kuvvetler başkomutanlığına ge- tırılmıştı 1940-45 arasında Japon ordusunda gora yapmış olmasına karşın 1979'a kadar Amerı- ka'mn desteğıyle Guney Kore'nın "makbul" cumhurbaşkaaı olduktan sonra Park Çong- Hee, gıttıkçe artan zorbalığı yuzunden Mer- kezı Haberalma Servısı Baskanı Kım Çe-Kyu elıyle "maktul" olmuştu NATO'nun da bu yoldakı rolu kuçumsene- mez. 27 Mayıs'tan sonra kımı emeklı kurbay subayın onemlı Amerıkan askerı urun fırma- lanrun mumessıllıklerım aldıklannı bıhyoruz. Amerika'da yetişen "enderunlu"lar Bır de garıp bır "enderun mektebı" turedı Amerika'da Dunya Bankası Buraya "eyalet ulkelerın ustun zekâlı, hırslı, haya (utanma) perdesını kolay yırtabüen her meslekten, ör- neğın muhendıs, veterıner hekımlerı alırup vuksek ekonomık bılgılerle donatılmış olarak salınıyor ulkesine, Amerıka'nın "valısı" ola- rak' Bunlar arasında General Nonega gıbıle- rı bıle var Bunlar, "emır ve komuta zıncın" ıçınde kaldıkları surece "makbul", aksı halde ' maktul" olabılıyorlar Bu "maktul"lere ba- zen sonradan devlet törenı de yaptınlıyor!.. Bu tur "valı" temsılcılenn aslı görevlen ne oluyor 9 Hayranı olduklan ve kendılerıne sa- vısız çıkar sağlavan ulke hesabına kendı nü- fus kutuklennın kayıth bulunduğu ulkenın ın- sanlarım (savaş halınde), yeraltı ve yerustu ser- vetlerını (her zaman) metropol ulkemn emn- ne vermek, bunun ıçın kendı ulkesı ınsanlan- nın eğıtım duzervını, ortaçağın karanlıkları ıçınde tutmak, bu ulke nufusunun çoğunlu- ğu Musluman ıse burada bır şerıat devletının kurulması ıçın koşullan hazırlamak (çunku ancak bu takdırde tanrı, petrolun Aramco'la- ra verılmesıne kolay musaade edıyor ) Arısto, derslennı okulun bahçesınde oğren- alenyle gezınerek venrmış (penpatetısyenler). Bu yontemın g^ınumuzde de surup gıttığıru gö- ruvoruz Gezıntı kâh Bevaz Saray'ın bahçesın- de, kâh Pentagon'unkınde olabılıyor, kurulan kışısel dostluklann turune gore Genç "su mu- dur yardımcısı" Suleyman Bev, Johnson'la kol kola gezıp resım çektınvor Evren Paşa'mız da Rogers'la dostluğunu surdumyor, daha son- rakıler Bush'a telefon açmakla ovunuyorlar Ne getınp ne goturdu bu dostça dersler? Hemen soyleyeum Getırdıklen MC hukumet- lerı ve 12 Eylul, göturduklerı, orneğın bınler- ce değerlı gencın yasamı, Yunanıstan'ın NA- TO'ya donmesıne Turkıye'nın veto hakkı Amerıkan desteklı "Albaylar Cuntası"nın Yu- _ nanıstan'a ne getırıp ne göturduğunu de Yu- kesını, eğiuldığıi yere^ her turlu bağlaria bağ- nanü dostlara soralım Cİmİt '? Bankası Iş Sanat Galerısı Seramık Heykel Sergısı Parmakkapı-IST TOPRAĞI SEVGILEDIM 2-19 Ocak 1989 Atelye lcadıye Cad 86 KLzguncuk Surek! Sergı Tel 342 36 32 ADLİ TUTUKLU VE MAHKÛMLARDAN KAMUOYUNA ÇAĞRI Bız Bayrampasa Cezaevı'nde kalan adlı tutuklular olarak yasaların suc saydığı gayrı ınsanı muamele gormek ıstemıyoruz Mahkemelere kole gıbı zıncırlenerek goturulmek ıstemıyoruz Hıçbır yasa ve tuzukte uluslararası ınsan hakları sozlesmelerınde yerı olmayan Bayrampasa dan baska hıçbır cezaevınde uygulanmayan sevk zıncırının kaldırılmasını ıstıyoruz Insan haklarından yana olan tum kısı ve kurumları sevk zıncırının kaldırılması ıcın bızlerle dayanısmaya cağırıyoruz TÜM ADLİ TUTUKLULAR ADINA KOĞUŞ TEMSİLCILERİ SELAHATTİN CAN, OZHAN YAZOĞLU, AYDIN KARTAL, SAİT KAPLAN, EMİN HAZAR, FETTAH ASLAN NE HAKLA! Tecavuzu hafıfletebılecek hıçbır gerekçe olamaz * Iffetlı ıffetsız ayrımı yaparak kadınları aşağılayan * Tecavuz edılebılır kadınların olduğunu soyleyen * Tecavuze teşvık eden 436 maddeye ve bunu onayiayan Anayasa Mahkemesı kararına HAYIR! ANKARALI BİR GRUP FEMİNİST ADINA MESİHA SAAT ERDEK'te sahıbınden satılık dublex yazlık Pejinatsız 12 av vade Tel: 35 36 91 (BURSA) Saat 19'dan sonra Öğrencı kımlığımı kavbettım Hukumsuzdur RAFI KOHE\ PENCERE Etki-Tepki... Eskı bır ozdeyışe gore "teşbıhte hata olmaz", ama, Napolyon Stalın'e benzer mı' Napolyon 1789'un dağdağasında Fransa'nın başına geçtı, or- talığı kasıp kavurdu, Avrupa'nın ustunden gırdı altından çıktı Yap- tığı olumlu ve olumsuz ışler saymakla bıtmez Kımısı Napolyon'u göklere çıkarır, kımısı yerın dıbıne batırır Moskova'ya kadar eskı kıtayı tarla gıbı surdu "Imparator Napolyon", krallıkları hallaç pa- muğu gıbı attı, 17B9 devrımının fıkırlerı bu fırtınada ortalığa sa- çıldı, yayıldı Napolyon surgune gonderıldığınde ış ışten geçmış, devrimcı fikırler ıhraç edılmış, ınsan hakları ve ozgurluklere dayalı düşün- celer dunyaya serpılmıştı Ya Stalın'' 1917 nın ateşmde pıştı Stalın Lenın'den sonra Rusya'da ıktı- darı ele geçırdı, yuz halktan oluşan Sovyetler'ı ors ile çekıç ara- sında dövdu Ikıncı Dünya Savaşı, tarıhın en kanlı altüst oluşuy- du Stalın bu evrede Sıbırya'dan Doğu Berlın e kadar uzanan uç- suz bucaksız bır dunyada egemenlığını kurdu Kımılerı taptı Sta- lın'e, kımılerı kın bağladı, ama 'komunızmın çan" ötekı dunyaya göçtuğunde 1917 nın fıkırlen, sosyalızmın ilkeleri, ortalığa saçı- lıp yayılmıştı Stalınızm yıkıldığında, ış ışten geçmıştı dünya artık eskı dün- ya olamazdı • 19'uncu yuzyılda ınsanlık bırkaç yüzyılı bırden yaşamıştı, 20'na yuzyıl daha da hızlı yaşanıyor Pekı Doğu Avrupa'da olan bıtenler nasıl sonuçlanacak"? Hıç kımse bu sorunun yanıtını veremıyor Ya Sovyetler'de neler ola- cak? Baltık cumhurıyetlerı bayrakları açtılar Azerbaycan ile Er- menıstan bırbırıne gırıyor Kafkasya kaynıyor Butun dünyada den- geler dalgalanıyor nerede durulacağı bılınemıyor VVashıngton'la Moskova neredeyse Ikıncı Dünya Savaşı'ndakı kadar yakınlaşı- yorlar, "Soğuk Savaş' yerını kırk yıldan ben görülmemış bır sı- caklığa bırakryor Dünya yenıden kuruluyor Kurulan dunya artık eskı dunya olamaz Dün, dünde kaldı Sosyalıst loplumlarda kışıye beş güvence sağlanıyordu Eğı- tım, ış, konut, sağlık, emeklıhk Şımdı kımılerı, guvencelerın ınsanları tembellığe surukledığı- nı açıkça soyleyebılıyorlar Bu ılgınç yaklaşımın sonucu nedır1 ? Demek kı ınsanoğlu, ancak serbest pıyasa ortamının cangılın- da çalışkan olur Pekı, verımlılık ıçın her an ışınden kovulmak ve sokağa atılmak gerılımınde mı yaşayacaksın? Ya da çok pa- ra ve ıktıdar hırsının gudusünde mı canını dışıne takarak çaba- layacaksın? Pıyasada dıdışerek mı kalkınmanın ıtıcı gucune dc- nüşeceksın 9 Insanın doğası mağara çağından bugüne kadar hep değıştı, evrenın temel yasası değışımdır, ama ınsan, ancak ko- lelık donemındekı gıbı yalnız baskı altında mı çalışır? Kendisine güvenceler sağlayan bır sıstem ıçınde tembelleşır mı'' Devrım ile karşıdevrım savlarında bır yanı tutan kışı, bu temel soruyu sennkanlılıkla yanrtlamaktan yoksun kalacaktır Oysa daha güzel bır dunyaya kavuşmanın özü bu sorunun ıçındedır Uygarlıkla sömürü arasında ılgınç bır bağıntı vardır Uygarlıklar hep somurunun yoğunlaştığı surelerde gelıştıler Eskı Yunanlı, kölelerı hayvan gıbı kullanıyordu Roma Impara- torluğu bu duzene ulkeler otesı bır boyut kattı Batı uygarlığı da sanayı kapıtalızmını olağanüstu yağmacılığa sömurgecılığe ve sonunda emperyalızme dayadı Pekı, somurusuz bır uygarhk düş mudür'? * 1789'dan, 1917'den ve 1923'ten gerıye dönuş olanaksızdır An- cak onümüzde düz b- r yol yok Insanlık, uygarhk yolunda hep gelgıtlerle, zıkzaklarla yurumüş her bır aşama, etkı-tepkı olayı- nın zıncırleme halkalarıyla eklemlenmış Insana sevgının ozünde, ınsana guvenın yarattığı mutluluk odaklanırsa, dunyamız daha da guzelleşır DUYURU SERBEST MUHASEBECILER, MUHASEBECI MALI MUŞAVIRLARE VE YEMINLI MALI MUŞAVIRLER 18 Ocak 1990 Perşembe gunu 13 00 - 17 00 saatlerı arasında BA- KIRKOY ADILE NAŞIT KÜLTUR MERKEZI'ncte yapılacak toplantıda, 3568 sayılı yasa ve yönetmelıkler ile ılgılı konular tartışılacaktır Toplantıya Istanbul Defterdarlığı Istanbul Barosu Başkanlığı, Istan- bul Esnaf ve Sanatkârları Bırlığı Başkanlığı ve Dutun rnestektaşlarrmız davet edılmıştır MALI MUŞAVIRLER MUHASEBECİLER BIRLİĞİ BAKIRKOY ŞUBESİ VEFAT \e TEŞEKKUR Rustem ve Zehra Erden ın oğlu, Turan ve Peyamı Erden ın kardeşı değerlı tarhğıımz, 'DVYFIJN ERDEN'İ (1968-4 1.1990) kavbettık Bu acı gunleri'nızde bızlen valmz bırakmavan, lelefonla, telgrafla ve>a bızzal gelerek uzuntumuzu paylaşıp bızlere lesellı vermeye çalışan tura dosl ve arkadaşlara teşekkur ederız 4ILESİ ADI1N4 TIRAN ERDEN AHMET UZUN 16.1.1981 Olmeden once guneşteydı gozlerı Işte bu yuzden Olurken ışıi ışıldı son sozlerı UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ ARKADAŞL4RI 4DINA İSMET Ç\K\R VEE4T Sabıha îşhel'ın eşı, Vedat, Sedat Işhel ile Velda Yurtsever'ın babaları, Sıvas Sumerbank emeklı Bolge Muduru MUST4FA İŞLİEL 15 1 1990 P tesi gunu vefat ettı Cenazesı Sıvas'ta 17.1 1990 çarşamba gunu (bugun) Me>dan Camıı'nden oğle namazından sonra kaldırılacaktır İŞLİEL AİLESİ T C Kadıköy 3 Aslıye Hukuk Mahkemesı'run esas no 1989/727 , karar no 1989 787 ile Ergul olan ısmım Berna olarak değıştırılmıştır BER\A YEŞtLİURT BAŞSAĞUĞI Şırketımız Yöneum Kurulu Başkanı Sn. ERSİN ARIOĞLU'nun muhterem kavınvalıdesı FATMA ZEHRA ULUĞ'un vefatını teessurle öğrenmış bulunuyoruz Merhumeye Allah'tan rahmet, kederlı aılesı ve yakınlarına başsağlığı dılerız FREYS4Ş (FREYSSİISET) YAPI SİSTEMLERÎ A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle