19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 17OCAK 1990 SOVYETLER BÎRLtĞl Kızılordu Azerbaycan'daAzerbaycan'da olağanüstü hal ilan edildi ve 11 bin Sovyet askeri, çatışma bölgesine sevk ediliyor. Azeri ve Ermeni militanların ordu birliklerinden zırhlı araç ve helikopter gaspettikleri ye bunları çatvşmalarda kullandıkları bildiriliyor. Ölü sayısı 66'ya, yaralı sayısı 160'a ulaştı. Dış Haberler Servisi — Azeri-Ermeni ça- tışmalarının sürdüğü Azerbaycan Cumhu- riyeti'nde, diln sabah Moskova tarafından olağanüstü hal ilan edilirken çatışma böl- gelerine de 11 bin Sovyet askeri sevk edil- di. Azerilerle Ennenilerin askeri birlikler- den ele geçirdikleri zırhh araçlar, helikop- terler ve raakineli tüfeklerle çatıştıklan bil- dirildi. AP'nin haberine göre Sovyet bası- nı Azerbaycan'm başkenti Bakû'de bazı Er- menilerin yakılarak öldürülduklerini öne sürdü. Üç gündür süren çatışmalarda ölü sayısının 66'ya, yaralı sayısı da 160'a ulaş- tığı bildiriliyor. Azerbaycan'm Ermenistan'a yiyecek ve yakacak götüren trenleri engel- lemeye devam ettiği de gelen haberler ara- sında. Bölgeye gönderilen 11 bin askerden 5 bininin normal ordu birlikleri, 6 bininin de içişlerine bağlı özel birlikler olduğu bil- diriliyor. Ancak şu ana kadar bölgeye ulaşabilen askeri birtiklerinin başta Şaumyan ve Han- lar bölgeleri olmak üzere çeşitli yörelerde devam eden çatışmalara müdahale etmek- te başarısız kaldıkları bildirıldi. Olağanüstü hal uygulaması yerel yetki- lere gösteri grevleri yasaklama, sokağa çık- ma yasağı ilan etme, basın yayına sansür koyma, silahlan toplaraa, resmi olmayan tüm Organizasyonları dağıtma ve 30 gune kadar gözaltına alraa yetkisi veriyor. Birçok gozlemcinin bu tür tedbirlerin Gorbaçov'un açıklık politikasıyla çeliştiğini öne sürmesi üzerine bir açıklama yapan Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü Gennadi Gerasi- mov, "Tam aksine bu tedbirler demokra- siyle çdişmiyor, anarşiye engel oluyor" de- di. Bu aıada ABD, SSCB'-nin bölgeye ordu birlikleri göndererek düzeni sağlamaya ça- hşmasını desteklediğini bildirdi. Sovyet resmi haber ajansı TASS tarafın- dan yayımlanan tçişleri Bakanlığı bildirisin- de, özellikle Gence kenti olmak üzere, Azer- baycan ile Ermenistan arasındaki sının oluş- turan bölgede yasayan her iki halkm da yo- ğun olarak silahlandığı belirtildi. Açıklamada, Gence kentinde Azerbay- canlüar tarafından askeri birliklerin elinden alınan dört tankın, ancak büyük çabalar so- nucu geriye alınabildiği kaydedildi. tçişleri Bakanlığı açıklamasında, Erme- nistan'da binlerce silahlı milisin çatışmala- ra katılmak için fırsat beklediği belirtilir- ken, Azerbaycan'm Culfa Tren tstasyonu'n- di iki vagon dolusu patlayıcı madde ele ge- çirildiği de bildirildi. Verüen bilgilere göre, bölgeye daha önce takviye olarak gönderilen askeri birlikler, yerel halkın yollara kurduğu barikatlar yü- zünden çatışmalara müdahale edemiyorlar. Sovyet Komünist Partisi Gençlik örgü- tü'nün yayın organı Komsomolskaya Pravda Gazetesi'nde yayımlanan haberde ise Erme- ni gruplann Azerbaycan köylerine karşı gi- riştikleri saldınlarda kullandıkları gelişmiş silahların ordu depolanndan çahnmış oldu- ğunu bildirdi. Gazete aynca, bu silahlan kullanan ki- şilerin de Afganistan'dan çekilişleri geçen şubat ayında tamamlanmış olan Sovyet as- keri birliklerinden yeni terhis edilmiş kişi- ler olduğunu kaydetti. Resmi TASS Ajansı, Dağlık Karabağ bölgesinde sadece bir çatışmada makineli tü/eklerle donatılmış 300 kişinin yer aldı- ğını bildirdi. Ajansa göre bölge tam bir sa- vaş alamnı andırıyor. Siperler kazılıyor, makineli tüfek yuvalan kuruluyor. TASS'ın Bakû'deki muhabirleri, tren istasyonu önunde "büyük bir olasılıkla Ermeni olan iki kişinin yakılarak öldürülduklerini" bil- dirdiler. Çoğunluğu kadın ve çocuk 600 dolayın- da Ermenî'nin önceki aksam Bakû'den ge- mi ile Hazar Denizi'nin karşı kıyısmdaki Türkmenistan'a taşındığı, oradan da Erme- nistan'a gönderildigi haber verildi. Sovyet yönetiminin Azerbaycan'a aske- ri birlik göndermesinin Sovyet ordusunun, "Lübnan'dakine benzer bir balağa saplanmasına" yol açabileceği belirtiliyor. Batılı askeri kaynaklann, Sovyet Ordu- su'nun operasyonunun, "biçbir zaman sonuçlanamayacagını" düşündüklerini be- lirten AFP, bir dıplomatın, "Askerier ay- larca olağanüstü duram bölgesinde kala- caklar, ancak soruna siyasal çözüm bula- mayacaklar. En sonunda yapacaklan, Ka- rabağ'daki Ermenileri buradan alıp götür- mek olacak" diye konuştuğunu kaydetti. Litvanya kopuyor Sovyetler Bırliği'ne ilişkın başka bir ge- lişme de Litvanya Cumhuriyeti'nde, Sovyet Komünist Partisi'nden bağımsızlık kararı alan parti örgütünün lideri Algırdaş Bra- zauskas'ın "Litvanya Devlet Başkanı" se- çilmesinderı sonra Litvanya Yüksek Sovyeti SSCB'yle Anavasal bağlannı koparması ka- rarı oldu. Litvanya Yuksek Sovyeti'nde önceki gece benimsenen bir kararla, arahk ayında top- lanan SSCB Halk Temsilcileri Kongresi'nin kabul ettiği "Anayasal Denetim Mekaniz- masına" ilişkin yasanın Litvanya toprak- larında geçersiz sayılması hükme bağlandı. ANKARA D. ALMANYA Türkiye, sınırda önlemleri arttırdıDışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Azeri- Ermeni çatışmasının endişe verici boyutlara ulaştığı bildirilerek sınırda askeri önlemlerin arttınldığı duyuruldu. ANKARA (Curaburiyet Bürosu) — Sov- yetler Birliği'nde Azerbaycan ile Ermenis- tan cumhuriyetleri arasındaki anlaşmazlı- ğın silahlı boyut kazanmasından buyük en- dişe duyan Türkiye'nin bölgedeki sınırlann- da güvenliği sağlayacak askeri tedbirleri al- dığı bildirildi. Bu arada SSCB'nin Türkiye^ nin Moskova Büyükeiçisi Volkan Vural'a ve lran'ın Moskova Büyükelçisi'ne, ordu ve iç güvenlik kuvvetlerinin çatışma bölgesine gönderilmesiyle ilgili bilgi verdiği de kay- d e d i l d i . Dışişleri Bakanlığı'ndan konuyla ilgili olarak dün yapılan açıklamada, Türkiye 1 nın Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerginliği endişeyle karşıladığı belirtildi. Bu sorunun Sovyetler Birliği'nin bir "iç meseiesi" olduğu vurgulânarak, şöyle denil- dr 'Türkiye, Sovyet ordu ve iç güvenlik kuv vetlerinin ola>lan yatıştırmak ve iç banşı te- sis etmek üz;re bölgeye sevk edilişlerinden zamanlıca haberdar kılınmıştır. Bu boyu- tuyla Türkiye, Sovyet makamlannın iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerinin geregine riayet ettiği inancıodadır.' Türkiye'nin çatışmalardan zarar görenlere insani yardım yapmaya hazır olduğu da be- Hrtilen açıklamaya şoyle devam edildi: "Bölgedeki Türk Silahlı Kuvvetieri ve tçişleri Bakanlığımız görevlileri Türkiye Cumhuriyeti hudutlannın gıivenliğini sağ- layacak ledbirleri almıştır. Beklentimiz, olaylann en kısa surede vatışması ve bölge halklannın banş içinde bir arada yaşamala- nna olanak verecek ko-jullann oluşturulma- sıdır." Açıklamada ayrıca Türkiye'nin siyasi ve maddi destek vermek suretiyle olaylan tah- rik eden "bölgeye yabancı unsurlan" kına- dığı da kaydedilerek "Turkiye uluslararası ilişkilerin insancıl bir çerçeveye oturtulma- sı yolunda gosteriien raüşterek çabalann sekteye uğratılmasına varacak yaklaşımla- ra derhal son verilmesi çağnsında bulunur" denildi. Diplomatik gözlemciler, açıklamada so- zü edilen "bölgeye yabancı unsurlardan" ABD ve Avrupa'daki Ermeni örgutlerin kas- tedildiğini tahmin ediyorlar. WNDRA îngiliz basınında 'soykırım' iddiaları"The Independent" Gazetesi, Kafkasya olaylarından söz ederken, Ermenilerin "1915'te en büyük soykınma Türkler nedeni ile uğradığmı" iddia etti. EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — İngiliz basını Kafkaslar'- daki gelişmeleri ön sayfalannda, radyo- televizyon da ilk sıralarda veriyor. Basın- da rastlanan yorumlarda, 1915 Ermeni soy- kmmı iddialanna atıflara rastlanıyor. The Independent Gazetesi'nin konuya ilişkin ilk yorumunda, Ermenilerin "1915'te tarihle- rind«ki en buyük soykınma Türkler nede- niyle ugradıklan" belirtildi ve "Azeriter de dahil olmak üzere bütün Türk halklannı ta- rihsel bir duşman olarak göraıeleri sebep- siz degildir" dendi. Ancak Azerilerin de merkezı hukumete karşı kırgın olduklan be- lirtildi ve "Rudar, sömürgeci bir devlet gîbi davrandılar onlara. üçüncü sınıf vatandaş olarak davrandılar; dinleri izin vermediği taalde onlan üzüm yetiştirmeye ve konyak imalatına zorladılar" dendi. Azerilerin, Iran'dan dostluk bekleyecek durumlan da olmadığı kaydedildi ve tran-Sovyet ticaret anlaşmasımn, ayrıca Sovyet Azerilerinin tran'a bakışla daha liberal görüşlü olduk- lan savunuldu. Times Gazetesi, Kafkaslar'daki bunalı- tnın buyümesi durumunda batıdaki Sovyet ordusunun geri çekileceği tahrnıninde bu- lundu. "Daily Express, Kafkaslar'daki du- rumun kontrol altına alınamaması durumunda Gorbaçov'un muhalifler'ıne gün doğacağını yazdı. Snn Gazetesi'nin basyazısında da Sovyetler Birliği sağı-solu delinen bir gemiye benzetildi. Sovyetler Birliği'nde Azerilerle Ermeni- lerin savaş durumuna gelmeleri, dün Alman basınına da yansıdı. LibeFal egilimli Frankfurter Allgemeine Gazetesi, Azerilerin Türk kökenli oldukla- rını anımsatarak, Türk hükümetinin, Türk kökenli yığınları ilgilendiren siyasi olayla- ra duyarsız kalamayacağını ve tavır almak zorunda olduğunu kendisinin de bildiğini öne sürdü. Azerilerin milli uyanışlannın gerçekleşmesinde tran'daki îslam cumhu- riyetinin büyük etkisi olduğunu kaydeden gazete, bunda Tebriz Radyosu'nun büyük rolüne dikkat çekti. Türkiye'nin Azeriler için bir dayanak ve bir güven kaynağı anlamını tasıdığını öne süren Frankfurter Allgemeine, Azerilerin gerçekleştirdiği pek çok kitle gösterisinde Osmanlı bayrağı taşınmasının dikkat çeki- ci olduğunu ifade etti. Gazete, "Bu da gös- teriyor ki, Azeriler Türkiye'yi bir dayanak olarak göriiyoriar ve bu ülkede buyük ve güçlü Osmanlı tmparatorlugu'nun yasal mirasını buluyorlar" şeklinde yazdı. STASf'YA HALK BASKINI — DemokrarJk Almanya'da en çok taröşma konusu olan kurumlantan biri de gizli polis örgütü. Geçen haf ta koalisyon hükümetinde bölünme tehlikesi bile yaratan bu örgüte halkın öfkcsi önceki gece aniden patladı. (Fotoğraf: AP) Halk, gizli polisi bastıOnbinlerce öfkeli Doğu Alman, önceki gece gizli polis örgütü STASI'nın Doğu Berlin'deki merkezini basarak evrakları yağmaladı ve eşyaları camlardan atarak binayı tahrip etti. GÜNER YÜREKLİK BATI-DOCL BERLtN — Başbakan Hans Modrow'un tum çabalanna rağmen Demokratik Almanya'da halkla hükümet arasındaki siyasal gerilim, gün geçtikçe bü- yüyor. Eski Devlet Güvenlik Örgütü (STA- SI) ile Sosyalist Birlik Partisi'ne karşı ya- pılan protesto gösterileri giderek artan şid- det eylemlerine dönüşüyor. Son olarak ön- ceki aksam on binlerce kişi Devlet Güven- lik örgütü'nün Doğu Berlin'deki merkez bi- nasına saldı-dı. Binanın dUvarlarına tınna- nan, kapı ve pencereleri krran, eline geçen her şeyi yağmalayan öfkeli halk buyük za- rar ve ziyana neden oldu. Baskın nedeniyle Demokratik Alman te- levizyonu yayınını keserek, halka sakin ve ağır başh olması için birçok kez çağrı yap- tı. Aynı saatlerde, yapılmakta olan yuvar- lak masa göruşmesi de yanda kestldi. Baş- bakan Modrow da olay yerine giderek öf- keli halkı sukunete davet etti. Eski Devlet Güvenlik örgütü'ne karşı kin ve nefret dolu sloganlar atan halk daha son- ra yatıştı ve binayı terk etti. Aynı binada dün, kısaca "STASI" denilen örgütün el konulan dosyalanmn incelenmesine başlan- dı. Devlet Güvenlik Bakanlığı'nın, halka korku saçan ihbar mekanizmasını ortaya çı- karacak araştırmayı, yeni emniyet görevli- leri ile askeri savcılıic ve sivil komiteden temsilciler yapacaklar. ÇıkScak sonuçlar şimdiden büyük bir ilgiyle bekleniyor. Çün- kü eski gizli haber alma örgütü üzerine bil- giler Demokratik Alman halkı için büyük önem taşıyor. tki Almanya'nın yeniden birleşmesi ya da yapılacak reformlar kadar önemli olan bir diğer konu da, eski "STASI"nin çalışma- lan; yuvarlak masa görüşmelerine katılan muhalif parti ve grupjar da bu konuda en ufak bir ödün vermiyorlar ve hükümetin her şeyi açıkça ortaya koymasını istiyorlar. STASİ ile ilgili ilk bilgiler dünkü yuvarlak masa toplantısında verildi. Başbakan Mod- row'un da kauldığı toplantıda açıklamayı hükümet görevlisi Manfred Sauer yaptı ve STASl'ye bağlı olarak 85 bin gizli polisin, 108 bin de "ihbar«"nın çalıştığını söyle- di. Verilen bilgilere göre STASI 124 bin ta- banca ve 76 bin makineli tüfekle donatıl- mış, geçen yüki bütçesine 3.6 milyar mark aynlmıştı. Ancak muhalif grup ve partiler bu gibi bilgilerle yetinmeyip, esas olarak ör- gütün Sosyalist Birlik Partisi ile ilişkilerini ortaya çıkarmak istiyorlar. Bu konunun haftaya pazartesi günü yapılacak yuvarlak masa toplantısında ele alınması bekleniyor. Bu toplantıda eski Devlet ve Parti Başkanı Egon Krenz ile Sosyalist Parti ile STASI gö- revlisi Herger de dinlenecek veya sorguya çeküecek. "STASI" ile ilgili olarak eski Devlet ve Parti Başkanı Erich Honecker ve eski Güvenlik Bakanı Mielke hakkında ye- ni bir kovuşturma açıldı. BORİS YELTSİN: SSCB kendini üç ayda yokedebilirTOKYO (AA) — Yüksek Sovyet'in "hız- h" reformcu üyesi Boris Yeltsin, Moskova yönetiminin, "kendi kendisini yok etme teb- likesiyle karşı karşıya olduğunu" soyledi. Yeltsin, Japonya'nın başkenti Tokyo'da düzenlediği basın toplantısında, SSCB'nin "yol aynmında" bulunduğunu kaydetti ve "Mihail Gorbaçov, üç yıl önce köklü reform başlatsaydı, işler bu hale gelmezdi" dedi. Boris Yeltsin, "Sovyetler Birligi bir kriz- le karşı karşıyadır ve kendi kendisini üç ay gibi kısa bir zaman içinde yok edebilir" di- yerek ülkesinde çok acilen köklü reformlar yapılması gerektiğini belirtti. Ülkesinde, Gorbaçov'a karşı olan güve- nin "çok çabuk" azaldığmı söyleyen Yelt- sin, Moskova yönetimini "hasta adama" benzetti ve "Herkesin merak ettiği şey, has- tanın tedavi edilip edilmeyeceği" şeklinde konuştu. 10 günlük bir ziyaret için önceki gün Tok- yc'ya gelen Yeltsin, milliyetler sortuıuna da değindiği basın toplantısında, "Ulusal duy- gulann daha da kabarmasını önlemek için, cumhuriyetlerin federasyondan aynlma hakkını derhal Unımak gerektiğini" ifade etti. Yeltsin, "Şahsen, ber cumhuriyete aza- mi ölçüde özerklik verilecek güçlü bir fe- derasypndan yvnayım" dedi. BULGARİSTAN Muhalefetle yuvarlak masa toplantısı Dış Haberler Servisi — Bulgaristan'da parlamento tarafından, Komünist Parti'nin 40 yıllık "öncü rolü"nün kaldırılmasının ardından yönetimle muhalefet arasındaki yuvarlak masa toplantılanna dün başlandı. AP'nin haberine göre dün baslayan yu- varlak masa toplantüarmda muhalefetin en çok üzerinde duracağı konunun, yapılacak serbest ve demokratik seçimlerin tarihinin belirlenmesi olacağı bildiriliyor. Pazartesi günü hükümet ile muhalefet arasında ya- pılan ön göruşmelerden edinilen bilgiye gö- re gizli polis örgütünün depolitize edilmesi isteğinin de dile getirildiği kaydediliyor. Muhalefet sözcülerinden Petar Beron, hükümetten, ayrıca Sofya'da bir bina ve ba- ğımsız yayın yapacak bir gazeteye izin ve- rilmesini de talep ettiklerini ve bu istekie- rinin kısa sürede gerçekleşmesini umduk- larını söyledi. Devlet Başkanı Petar Mla- denov'dan sonra ülkenin 2 numaralı ada- mı olarak tanınan Andrei Lukanov da mu- halefetin bu tür isteklerinin yerine gelme- sinin mümkun olduğunu, ancak görüşme- lerde "ön şartlar getirilmesinin yanlış olacağım" kaydetti. Andrei Lukanov, "Biz demokrasi istiyo- ruz. Ancak ön şartsız bir demokrasi" der- ken yuvarlakmasa görüşmelerine bazı şart- larla oturulmasırun "göriişmeleri nazik bir zemine otnrtacağı" uyansında da bulundu. HABERLERİN DEVAMI 6 Irtica'ya karşı kampanya (Baflarafı 1. Sayfada) destekleyeceğimizi ve türbanı bir sembol olarak kullanan irticanın başta universitelerimiz olmak üze- re ülkede yerleşraesine karşı oldn- ğumuzu saygı ile kamuoyuna açıkkyonız." Ataturk Üniversitesi'nde de Rektör Vekili Prof. Dr. Talat GülHıp'ün, "YÖK'ün karanndan sonra türbanlı öğrencilerin ders- lere girmeleri serbest bırakıldı" açıklaması üzerine, 20 profesör ve doçent YÖK'un Anayasa Mahke- mesi üzerinde bir kurum olmadı- ğım belirterek türbanlı öğrencile- rin derslere alınmamasını istedi- ler. Kurulu da dün yapılan toplantı- da, Ankara Cumhuriyet Savcısı'- nın göruşü doğrultusunda aldığı karan bir bildiri ile yayımladı. Bildiride şöyle denildi: "Sıkma başla birlikte top sa- kallı, şalvarlı, ne olduğu belirsiz tipler son günlerde üniversitemiz- de belirmeye başladı. Alınmasını istediğimiz karar, Anayasa Mah- kemesi göriışü ile çeiişkiye dusme- >ecek, laiktiği bir çagdaşlaşma ko- şulu olarak algıla>an. adına ku- rulmuş olan universitemizde, Ata- türk ilkelerini yaşatmak > önunde sorumluluğunun bilincinde olan ögrelim üyelerini tatmin eder yön- de olmalıdır." Kimlik açıklamadılar YÖK'ün kararmı, "Laik cum- huriyet düzenine, Atatürk ilkete- rinin en önemlilerinden olan çağ- daslaşmaya karşı olanlann ma- sum görünuşleri altında dışa vu- ran belirtisi" olaıak yorumlayan öğretim görevlileri, kendilerinin, Erzurum'daki dinci gruplara karşı hedef gösterilmek istenildiğini, bu yüzden de kimliklerinin açıklan- masını şimdilik istemediklerini be- lirttiler. Bu arada, Erzurum Üniversite- si'nin Temel Tıp Bilimleri Bölu- mü ve Nöroloji Ana Bilim Dalı "Türban cezası belli değil 1 ' Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sag- lam da türbaıun serbest olması di- ye bir şeyin olmadığını belirterek "Biz, Atatürk ilke ve inkılaplan- na bağlı ögrenci yetiştirmekle mükellefiz" dedi. Prof. Sağlam, Anayasa Mahkerhesi'nin kararı çerçevesinde, öğrenciye yakışır kı- İık kıyafetle üniversiteye gelinmesi konusunu mutlaka sağlamak zo- runda olduklarını kaydederek Istanbul Universitesi'nden, Ha- cettepe Tıp Fakültesi öğretim uye- lerinin türban ve irticaya karşı aç- tıkları kampanyaya katılanların isimleri şöyle: PROFESÖRLER: Zehra İpsi- roğlu, Hasan Anamur, Macit Gökberk, Jale Baysal, Yıldız Tü- merdem, Tolgay Odabaşı, Kadir Erdin, Münir Dündar, Metih Boy- dak, Olcay Neyzi, Nedret Uzel, Hülya Gunöz, Gönül Kurdoğlu, Bahriye Tanman, Müjgan Sıdal, Aysel Ekşi, Memnnne Yüksel, Misten Demiryout, Özden Anğ, Mehmet Güngör, Aysel Çelikel, Ergun Çetingil, Reyegan Kendir, Berrin Ergin, Necla Giritlioğlu, Orhan Baransu, Gülsevin Azizler- li, Oğuz Lav, Nevzat Öke, Ahmet Murat, DUek Sukuki, Türkân Saylan, Tayfun Semay, Süheyl Eğilmez, İsmail Çolhan, Necdet Bilican, Neda Arat, Ender Berker, Özcan Köknel, Huseyin Aksoy, Uçkun Geray, Burhan Aytuğ, Er- dal Selmi, tsmet Şanlı, Ertugrul Acun, Turgay Aykut, Selman W lu, Yener Göker, Ramazan Kan- ta>, Necdet Özyuvacı, Gökhan Elicin, Hasan Çaııakcıoğlu, Refık Baş, M.Doğan Kantarcı, Aytug Akesen, Turan Faik, Yılmaz Boz- kurt, Ahmet Kurdoğlu, Sevinç Emre, Gülay Can, Sema Sökücü, Selçuk Apak, Talat Cantez, Işık Yalpn, Nurçin Saka, Güla> Saner, Aydan Şirin, Türkân Ertugrul, Ül- ker Öneş, Faik Tanman, Müzeh- her Erim, Nurten Özen, Müjdat Uysal, Gülçin Aykaç-Toker, Orhan Arıoğul, Neriman Ozban, Gönül Bora, Atilla Özaltan, Dinçer Gü- len, Saime Özarslan, Necla Demir, Reşat Ataner, tbrahim Savaş, Ner- min Başarer, Vecdet Kayhan, Sü- leyman Özhan. DOÇENTLER: Nazan Aksoy, Osman Senemoglu, Şeyta Unl, Perihan Velioğlu, Aysel Ku>ntlı, Sevgi Oktay, Çaylan Paktekin, İn- ci Kaner, Bedia A>han, Abdi Eki- zoğlu, Nurgün Erdin, Ayşen Bu- lut, Feyta Darendeliler, Mehmet Ağan, Rıdvaıı tlhan. M. Can Ka- ratay, Nejat Bozkurt, Tamer Öy- men, Kamil Şengonül, Ahmet Hı- zal, Ünal Aşan, Erol Gürsel, Me- likşah Yıldınm, Nuran Salman, Meral Ozmen, Asuman Çelenk Çoban, Ömer Devecioglu, Nergis YUzbaşıoğlu, Selda Bekpınar, Necla Toker, Tugrul Derbil, Lütfi Telci, Serdar Erdine, Orhan Kuçü- ker. Mine Kuçuker, Tansu Salman. YARD1MCI DOÇENTLER: Gülay Görak, Nur Tuncel, Güler Aksoy, Birsen Yürügen, Nevin Ka- nan, Semra Erdoğan, Rüvende Bundak, Yalçın Özgen, Kadriye Toprak Bilge, Özden Özmutlu. DOKTORLAR: Bilge Hapcujg- lu, MeTal Örkün, Fevzi Çimenci- oğln, Yaşar Çokan, Vicdan Yücel, Selma Erbaydan, Vural Özgühan Yolsan, Selma Çakıroğlu, Feyza Akynz, Yahya Ayaslıgjl, AM Küçü- kosmanoğlu, Ali Yamen, Arif Donmez, Gül Özdemirler, Ümit D. Mutlu, Nilgün Alptekin, Tah- sin Ünal, Funda Vakar, Cahide Gökkuşu, Sema Gere, Olcay Çn- bukçu, Nesimi Büyükbabani, Sıt- kı Tuzlalı, Öner Doğan, Işın Kılı- çarsfam, trfan Yerlikaya, Ümit Ay- tekin, Filiz Cömert, Fevziye Ka- bukçuoğlu, Tüten Anğ, Haluk Güvenç, Unal Alptekin, Tayfun Aldemir, Gülçin Uçulaş, Nihal Ekmekçi, Şendağ Çağlayan, Pınar Yozyumlu, Sibel Şener, Selim Ak- soyek. ARAŞTIRMA GÖREVLİLE- Rİ: Adil Çalışkan, Gülen Özalap, Asuman Efe, Haüce Pek, Suzan Yıldız, Nefıze Bahçecik, Zehra Durna, Hale Üstlem, K.Hüseyin Kol, S.Bekiroglu, Diler Soyak, Ba- hittin Gurboy, Öznur Özden, Ha- kan Altınçekiç, Nurgün Erdem, Adnan Uzun, Mesut Hasdemir, Hüseyin R. Çelik, Mecbure Ut- kan, Şule An, Tangül Şan, Cihan Dernirci, Kutay Akpir, Gazanfer Azater, Kamerye Bakadag. KİMYA MÜHENDİSLERt: Urnın Demir, Hülya GüL înönti'den ABD'ye uyarı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — SHP Genel Başkanı Erdal Inönn, Cumhurbaşkanı Tnrgut Özal'm dün baslayan ABD gezisi öncesinde "Amerikah dostlanrnız batırlamalılar ve hiç unutmama- lılar ki Sayın Özal'ın orada söyle- yecegi şeyler, yalnız kendisini baglar" uyansında bulundu. lnö- nü, Türk yetkililerine de "Türki- ye'den giden bir Cumhurbaskanı- nın ABD Başkanı ile konusması, Türkiye'nin ulusal çıkarları aley- hlnde bir gelişmeyi başlatmamalı- dır" dedi. Inönü, partisinin TBMM gru- bunda dun yaptığı konuşmada, Kıbns konusundaki son gelişme- ler ve Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD gezisi üzerinde durdu. tnö- nü, BM Gend Sekreteri'nin iki toplum liderinin bir araya gelerek bir çözüme varılmasını isteyen çağrısıyla ilgili şu değerlendirme- yi yaptı: "Sayın Denktaş bu daveti, bir baskı olarak gördüğünü söyleye- rek böyle bir goruşmeye gideme- yecegini. ama başka turiü bir gö- riişmenin mümkun olacagını soy- lemiştir. Kuzey Kıbns Türk Cum- huriyeti (KKTC l. kendi davasını yüniten bağımsu bir ülkedir. Söy- leytccklerinıiz, KKTC 'nin işlerine müdahale anlamında değildir. Kıbns'ta kalıcı bir banş gerçekleş- mesini istiyoruz. Bunun yolu da bellidir. Kıbns'ta iki toplum, iki halk var. Bu iki halkın siyasi ola- rak eşitliğini kabul ederek kalıcı bir banş saglanabilir. Başka tür- lü olamaz. Hiçbir baskı. bu ilke- yi kabul etmeyen bir anlaşmayı oradaki halkiara kabul ettiremez. Sa>m Vasiliu'nun 'Türk toplumu- nun eşit siyasal haklarını kabul ediyoruz' diye bir açıklama yap- ması gerekir. Çünkü Rum tarafın- daki görüş 'Kıbns'ta bir çoğunluk var, bir azınlık var. Çoğunluğuna dayanan bir devlet kurulur, azın- bk hakları da gözetilir'. Işte bu. 'Orada iki toplum vardır, siyasal haklan eşittir* «nlayışını kabul et- meyen bir yaklaşımdır. Ve orada kahcı bir banşa gitme- yi engelleyen anlayış da budur. Orada çözüm bir an önce olsun diye baskı yapmak isteyen büyuk de\1eüerin, ABD'nin, İngülere'nin yapmalan gereken, iki tarafın bn eşit haklarını kabul etmek ya da böyle bir anlayışın ortaya çıkma- sına yardımcı olraaktır." Özal'ın sağlık kontrolu ıçın git- tiği ABD'de Başkan George Bush ile bir goruşme yapacağmı da anımsatarak şunları söyledi: "Yalnız burada nerkese habriat- mak istediğim noktalar var. Sayın Özal ABD'ye daha önce Başbakan olarak gidiyordu. Şimdi Cumhur- başkanı olarak ve özel maksat ile ABD'ye gidiyor. Devletler dost ol- dugu için cumhurbaşkanlan ber fırsatta bir »raya gelebilirier. Bu- nu mesele yapmıyorum, ama Amerikah dostlarımız hatırlaraa- lılar ve hiç unutmamalılar ki Sa- yın Özal'ın şimdiki konumu, onun Türkiye'deki iktidann ne yapaca- gı hakkında şu veya bn yolda ga- ranü vermesine olanak veren bir durum değildir. Sayın Özal'ın ora- da söyleyecegi şejler yalıuz kendi- sini baglar. Milletvekilleri ile yemek SHP Gend Başkanı Erdal tnö- nü, dün akşam Anadolu Kulübü'nde 12 milletvekili ile ye- mek yedi. Yemekte milletvekille- ri kurultay öncesinde SHP'deki gelişmdere ilişkin görüşlerini an- lattılar. lnönu de kurultaydan parti bütünlüğünü sağlayacak bir yönetimle çıkmayı amaçladıklan- nı, Genel Sekreter Deniz Baykal ile bir görüş ayrılığı olmadığını, ancak parti meclisinde de değişık- lik gerektiğini anlattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle