26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Türktrade'ye yeni başkan • Ekonomi Servisi — Büyük ihracatçıları çatısı altında toplayan Türktrade'nin bugün toplanacak genel kurulunda Mustafa Süzer'den boşalacak başkanhk koltuğuna Koç Grubu'ndan Ram Dış Ticaret'in Genel Müdürü Evren Artam'ın getirilmesî bekleniyor. Onceki gece Divan Oteli'nde toplanan dernek üyeleri Penta D15 Ticaret sâhiplerinden Murat Vargı ile Evren Artam'ın ayrı ayn listelerle seçime gitmeleri yerine Artam'ın başkanhğında Vargı'nın da başkan yardımcısı olacağı bir liste üzerinde uzlaşma sağladılar. Bu listede Ram ve Penta'dan ba§ka Tekfen, Exsa, Yaşar Dış Ticaret, Çolakoğlu, Sodimpek ve Çukurova Dış Ticaret şirketleri birer üyeyle yer alıyorlar. Taksi plakası kredisi • Ekonomi Servisi — Garanti Bankası, taksi plakası almak isteyenlere uygun koşullarla kredi verecek. Alınan kredi, taksinin çahmasıyla 24 ayda kolayca geri ödenebilecek. Ayrıca isteyen Taşıt Kredisi ile otomobil sahibi de olabilecek. SHYVie zam • BURSA (Cumbnriyet Biirosu) — Bursa - Istanbul arasında sefer yapan Sönmez Hava Yollan (SHY), 1 şubattan itibaren yolcu taşıma ücretlerine yüzde 50 zam yaptı. 1 şubattan itibaren Bursa - Istanbul arasında gidiş - dönüş olarak tam bilet 100 bin liradan 150 bin liraya çıkanldı. SHY'de bebekler için 7 bin 500, çocuklar için de 37 bin 500 Iira ücrct alınacak. TURKEY Europe.Buüding Bndges Tlme'da Ttirkiye eki • Ekonomi Servisi — ABD'de yayımlanan tanınmış haber dergisi Time'ın son sayısında Türkiye konulu 24 sayfalık özel ilan eki yayımlandı. 'Türkiye; Avrupa'ya Köprü Kurmak' başhklı ilan ekinde, Cumhurbaşkam Turgut ÖzaTla bir görüşmenin yanı sıra Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında köprü rolü, turizm potansiyeli, AT üyeliğinin Türkiye için hayati önemi, ile ilgili yaalafa yer verildi. Mobil radar Fransızlara • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) — AT'ye girme çabasındaki Türkiye, bir savunma sanayii ihalesini daha Avrupa firmasına verdi. Savunma Sanayii Jcra Komitesi yaklaşık 350 milyon dolar civarındaki mobil radar kompleksi oluşturma projesini Fransızlann Thomson-CSF firmasına vermeyi kararlaştırdı. ŞİRKETLERDEN • CHRYSLER Kamyon Imalat ve Ticaret, Türkiye'de 100 bininci aracını üretti. Türkiye'de 25 yıldır faaliyet gösteren şirket, Chrysler'in dılnya teknolojisini kullanarak ulke şartlanna uygun AS 900, AS 700, PD 250 ve PD 400 kamyonları üretimini gerçekleştiriyor. • TÜYAP tarafından düzenlenen 6. Telekomünikasyon, Bilgisayar, Buro Makine, Mobilya ve Malzemeleri Fuan bugün 11.00'de TÜYAP Istanbul Sergi Sarayı'nda açdıyor. • İZOCAM'm yeni ürünlerini tanıtmak amacıyla düzenlenen seminerler Ankara Etap Altınel Oteli'nde sürüyor. 16 ocaktan itibaren haftada bir kez olarak düzenlenen seminerlerde farklı meslek gruplarına yönelik toplantılar yapılıyor. • PARAJANS'ın düzenlediği Baraka Reklam Söyleşilen'nin üçüncüsü 24 Ocak çarşamba günü yapılacak. "Reklam Veren- Reklam Ajansı llişkileri" konulu toplantıya Pamukbank Genel Müdürü Bulent Şenver konuşmacı olarak katılacak. Paraya sıkı kontrol Merkez Bankası Başkanı Saracoğlu, parasal programın sihirli bir ilaç olmadığmı belirterek "program başarıyla uygulandığı ve inandırıcıhk kazandığı ölçüde enflasyonla mücadelede başarılı olur, enflasyonist bekleyişleri kırar"dedı. Toplantıya çeşitli kesimlerden davetlilerin katılmasının, bunun bir uzlaşma toplantısı olduğu biçiminde yorumlanmaması gerektiğini belirten Saracoğlu, Merkez Bankası'nın siyasi olaylar dışında kalmaya özengösterdiğini belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu, dün düzenledi- ği bir brifıngle, Merkez Bankası 1 nın orta vadeli hedefleri ve 1990 yılı parasal programını açıkladı. Saracoğlu, "Parasal program si- hirli bir ilaç degildir. Ancak, prog- ram başanyla uygulandıgı ve inan- dıncılık kazandığı ölçude enflas- yoala mücadelede başanlı olur, enflasyonist bekleyişleri kırar" de- di. Saracoğlu, 1990 yılı içinde pa- rasal genişlemenin sadece döviz satın alınarak gerçekleştirileceği- ni kaydetti. Saracoğlu'nun dün Merkez Bankası konferans salorlunda du- zenlediği brifinge, oda ve borsa- ların temsilcileri ile TÜSİAD'ın başkan ve bazı yönetim kurulu üyeleri, Türk-tş araştırma uzman- ları ile bankacılar katıldı. Sara- coğlu, konuşmasının başında, çe- şitli kesimlerin temsilcilerinin top- lantıya davet ediimelerinden bu- nun bir "ndaşma toplantısı" ol- duğu sonucuna varılma'ması ge- rektiğini söyledi. Saracoğlu, "Biz Merkez Bankası olarak ber zaman siyasi olaylann dışında kalmaya özen gösterdik, bundan sonra da özen gösternıeye devam edecegiz" dedi. Merkez Bankası'run neler yapıp neleri yapamayacağı konusunda- ki görüşlerini de açıklayan Sara- coğlu şunları söyledi: "Merkez bankalan orta vadede sadece başarı ile bir tek iş yapa- bilirler. Bu da orla vadede para- nın iç ve dış değerinin istikrannın sağlanmasıdır. Merkez bankalan, ilave biiyü- rae veya istihdam yaratmaya çalış- tıklannda ise orta vadedt- hiçbir başan sağlayamazlar. Geriye sade- ce tortu bir enflasyon bırakırlar. Merkez Bankası bir tek gorev- Je gorevlendirilebilir. bu da orta vadede fiyat istikrannı sağlayacak parasal politikaların oluşlurulma- sıdır. Merkez bankalan. teşvik poli- tikalarının aracı olama/lar. Ülke- nin doviz ihtiyacını çoımekle de görevli lutulmamalıdırlar. Merkez Bankalan, orta vadede nominal GSMH artışını kontrol altında tu- tabilirler. Ancak, merkez banka- lan reel ekonomik büyüme sağla- mak amacına donük olarak kul- lanıldıklannda da yine sadece enf- lasyon yaratmış olurlar." Saracoğlu, 1990'da uygulana- cak parasal programı onceden açıklamalarındaki amacın, "ka- muoyuna ve karar vericilere bir parasal çerçeve gostermek ve or- ta vadeli beklentilerin doğnı oluş- masını sağlamak" olduğunu kay- detti. Orta vadede Merkez Bankası bilançosundaki buyümenin nomi- nal GSMH artışının altında tutu- lacağını belirten Saracoğlu, para programında da esas olarak Mer- kez Bankası'nın bilanço büyümesi ve iç yükümluluklerinin kontrol altında tutulmasının amaçlandığı- nı söyiedi. 1990'da toplam bilançonun en fazla yüzde 12-22 oranında, iç yü- kümlülüklerin yüzde 15-25 ora- nında, iç varlıkların yuzde 6-16 oranında, Merkez Bankası para- sınuı da yüzde 35-48 oranında art- ma<ı hedefleniyor. 1990 yılı parasal genişleme hedefleri 1988 1989 1990 Klartço böyûktû§ü (trilytm) — 49.0 55.0-60.0 Bilanço bûyükfüğü gemşteme {%) 71.0 30.0 12-22 İç yükümlüiüKer (trıiyon) İç yükümlûlüKler artış (%) 83 5 28 3 416 32 5-35 5 15.0-25.0 İç vartıMar (trilyon) iç varlıldar artış {%) 60.0 3t.O 16.0 33-36 6-16 MB parası (trıiyon) M8 parası artışı (%) 82.0 18 5 59 0 25.0-27 5 35-48 OrU vaMI kedefler (5 yıllık) • ûnümüateİG beş yrt içinde btenconun yüzde 75'i Merkez Bantasj parasmdan, yûzde 25ı de dış yûkümlüJûklerden oiusacaK. • Emtsyomn finans?nan kaiemlen ıçinöe halen yüzde 17 oteı payı yûzde 40'a çAa- nlacak Orta vadede emisyon ve Merttez Bankast parası toplam Merkez Bankası bt- tançosundan daha hızlı artacaK • Merkez Bankasi dış varttklan temiı drş yûkûmtûfüklenni yûzde 100 karsrtayacak dOzeye çe.ecek arts bankalann Merkez Bankası'rtdald dövız mevduatlafi da yûzde 100fcarşıianacak Kabaca,loptamaktıfiermytedeSOs»dışvariıkiardanoiuşaeak. — Merkez Bankası'ndan kredi yok: Saracoğlu'nun parasal program uygulama esaslanna ilişkin olarak yaptığı açıklamalara göre bu yıl Merkez Bankası'nın iç kredilerde herhangi bir artışa gitmeyeceği, sadece döviz satın alarak piyasa- ya likidite vermeyi sürdüreceği or- taya çıktı. Saracoğlu, bu konuda şunları söyledi: "tç variıklardaki artış yüzde 6-16 arasında tutnlacak. Ağıriığı dıs variık (doviz) artışıaa verece- ğiz. Merkez Bankası parası 1990'da da sadece döviz saün ala- rak genişletitecek. İç vartık arüsın- da ise degerleme besabı dikkate alınmıştır. Nakit kredi kullanı- mında ise degerleme besabı elve- rirse bankalara öncelik verilecek." — Kıyamet: Döviz kuru beklentileri konu- DEMİREL I Z L E N I M L E R Anahtar gene döviz OSMAN ULAGAY Merkez Bankası Başkanı Sa- racoğlu'nun bir dizi veriyle ve grafikle desteklenen açıklama- lannı dinledikten sonra üç te- mel ızlenim edındim ben. Birincisi, Türkiye'de çok cid- di çalışan, pek çok değişkeni hesaba katarak analiz yapabi- !en, ileri ülkelerin merkez ban- kalarının standartlarını tuttur- mayı hedeflemiş bir Merkez Bankası var. 'Para programı'nın açıklanmasından önce çok kap- samlı bir çalışma yapılmış, eko- nominin genel gidişi, bir ekono- metrik modelin de yardımıyla değerlendirilmiş ve bazı hedef- ler saptanmış. Saptanan hedef- ler de öyle 'enflasyon şu kadar olur, faizler şöyle gelişir" türün- den hedefler değil. Merkez Bankası'nın kendi bilançosuna giren biiyüklüklerde, bir marj içinde saptanan hedefleri, Sayın Saracoğlu, "Biz Merkez Banka- sı olarak kendi pavımıza düse- ni yaparak bu hedefleri tuttur- ma>-a çauşacağız" diyor. Herke- simin bu verilerden kendi ilgi alanına giren sonuçları kendi analizini yaparak çıkartmasını istiyor. "Merkez bankalannın yapması gereken tek görev, pa- ranın istikrannı korumaktır" diyen Saracoğlu, ekonomik bü- yümeyi hızlandırmanın ya da döviz dengesini sağlamanın Merkez Bankası'nın görevi ol- madığmı da açıklıkla belirtti. lkincisi, Merkez Bankası'nın öngorduğu programın uygula- nabilmesi için en önemli koşul, Türkiye'nin döviz dengesini tut- turmaya devam etmesi. önceki akşam ekonomi basınına verdi- ği yemekü brifingde ve dünkü toplantıda Sayın Saracoğlu'nu dinlerken hep bunu düşündüm. Sayın Saracoğlu'nun tasarladık- larını yapabilmesi, Türk para- sına istikrar kazandırması ve bunun sonucunda enflasyonla mücadelede daha iyi bir nokta- ya gelinmesi, eninde sonunda Türkiye'nin döviz dengesindeki olumlu gelişmeye bağlı. Bu var- sayımı aradan çıkartın, bütün senaryo boşlukta kalıyor bence. Haklı olarak, "döviz dengesini tutturmak da benim işün değil" diyor Sayın Saracoğlu. Gerçi Sayın Saracoğlu'nun inisiyati- fıyle 1988 şubatından beri izle- nen politikaların bu döviz ra- hatlığının sağlanmasında çok etkili olduğunu biliyoruz, ama bu alanda sorumluluğun kendi- lerinde olmadığını açıkça belirt- ti Merkez Bankası Başkanı. Edindiğim üçüncü izlenim de diğer ikisiyle yakından ilgili. Merkez Bankası bu ciddi çalış- mayı yapıp kendi hedeflerini belirlemekle sanıyorum ki eko- nomide bir nirengi noktası oluşturmak ve diğer tüm kesim- lere, tüm kuruluşlara bir örnek oluşturmak istiyor. Sanki, "Ben kendime düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum, kendi be- deflerimi de beliriedim, siz de aynı şeyleri >apabilirseniz eko- nomi düzluge çıkabilir" mesa- jmı veriyor. Tekrar edeyim bu benim ken- di izlenimim. Belki izlenimin otesinde gene kişisel bir dileği de yansıtıyor. Herkes işini böy- lesine ciddiye alsa ve palavra- dan kaçmarak neler yapabilece- ğini ortaya koyabilse her halde Türkiye ekonomisi de daha iyi bir noktaya gelebilir. sunda da bilgi veren Saracoğlu, kurlardaki artışların bu yıl da ge- çen yılki düzeyini koruyacağının tahmin edildiğini söyledi. Saracoğlu, Merkez Bankası'nın kurlan duşük tutmak için özel bir çaba sarfetmesinin söz konusu olamayacağını belirterek şöyle de- di: "Hiçbir zaman yapmayacagımız bir şey varsa o da şudur; kurian diışük lutmak için piyasaya döviz satmayacağız. Zaten eğer, herhan- gi bir donemde Merkez Bankası- nın döviz varlıklan azalıvor, iç krediler artıyor ve bu arada kur- lar degişmiyorsa bilin ki kıyamet yakındır o zaman." . — Bankacılara uyan: Saracoğlu, Merkez Bankası bi- lançosunun nominal milli gelirden daha az bir oranda artması duru- munda bundan para piyasalarırun etkilenmeye başlayacağını ve faiz- leri yükseltici yönde baskılar olu- şabileceğini kaydetti. Bugün faiz oranlarının serbest olduğunu ve Merkez Bankası'nın herhangi bir mudahalesinin söz konusu olamayacağını da söyleyen Saracoğlu, "Bankalanmız faiz oranlannı düşururlerken bundan sonra çok daha dikkatli olmalıdır- lar. Bir anlamda kamu sorumlu- luğu taşımalıdırlar" dedi. — Gelirler politikası: Saracoğlu, sözlerini tamamlar- ken de parasal programın kendi başına "sihirli bir ilaç" olamaya- cağını belirtti. Saracoğlu, "kamu gelirierini arttıncı yönde sağlıklı bir gelirler politikasının başlatıl- ması lazımdır. Bu politika olma- dan enflasyonla mucadele başanl- sa dahi maliyeti çok daha ağır olacaktır" dedi. Merkez Bankası Başkanı Sara- coğlu'nun açıkladtğı parasal prog- rama, toplantıda hazır bulunan TÜSİAD yöneticileri olumlu tep- ki verirken, Merkez Bankası eski Baskanlanndan Sadıklar, progra- mın uygulanmasmdan umutlü ol- madığını söyledi. Programla ilgi- li şu goruşler belirtildi: Güler Sabana (TÜSİAD Yöne- tim Kurulu üyesi): Bizım açımız- dan çok heyecan verici bir olay. tlk kez bir yetkili, önumüzdeki bir yıl içinde uygulanacak kararları bize açıklıyor. Böylece biz de kararla- rımızı burada getirilen açıklıkları hesaba katarak alabileceğiz. Cem Boyner (TÜSİAD Başka- nı): Bu açıklamayı çığır açıcı bir olay olarak değerlendiriyorum. Kesimlerin önünü görebilmesi açı- sından çok buyük önem taşıyan, devrim niteliğinde bir açıklama. Umanm, herkes elinden geleni ya- parak bu programın başarılı ol- masına katkıda bulunur. Cafer Tayyar Sadıklar (Merkez Bankası eski Başkanı): Parasal program teorik olarak kendi için- de tutarlı. Ancak başarılı olması için maliye politikasının da başa- nlı olması gerekir. Zaten Saracoğ- lu da konuşmasırun sonunda, işi maliye politikasma bıraktı. Mali- ye politikasım da bütçe görüşme- leri sırasında hepimiz izledik. Sa- yın Pakdemirli, "10 trilyonluk açıkla ben bu ekonomiyi yonete- mera" dedi. Bu durumda prog : ramdan sapmalar olacağı çok açık. Umarım başarılı olur. An- cak, umutlu değilim. 6 Mucize devri kapandı' Ekonorai Servisi — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, ts- tanbul Rotary Kulübü'nün hafta- lık toplantısında "şov" yaptı. Türkiye'de mucize adamlar ve mucize reçeteler devrinin artık ka- pandığını vurgulayan Demirel, "bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinler" felsefesiyle ulke yöne- tilemeyeceğini, tüm dünyada sos- yal devlet kavramının yerleştiği- ni anlattı. Konuşmasına Doğu Bloku'n- daki gelişmeleri değerlendirerek başlayan Demirel, Türkiye'nin AT'ye tam iiyelik başvurusunun 1993'e kadar kesin bir sonuca bağlanamayacağını hatırlatarak, "Türkiye bu degişen dünyada ye- rini ararken bugüne kadar yönel- diği Batı"nın kapısı kapanmıstır. Gelişmelerden sonra nasıl bir Av- rupa dogacagı meçhuldür" dedi. Demirel, Türkiye'nin 1990 yıhn- da gundemindeki en önemli konu- nun kendini yüceltip, güçlenmek olduğunu vurgulayarak, şöyle ko- nuştu: "Türkiye'nin önunde duran zorluk ve fırsatlar vardır. 1990 yı- lında Türkiye üzerindeki tehdil değerkndirmesiıûn değişmesi, bu- na bağlı olarak savunma harca- malannın tartışılması gerekiyor. Bugüne kadar savuomaya giden Ttara lartışılmadı. Asker kızar dendi. Ülkenin kaynaklan kısıt- hdır. Iji degeriendinnek gerekir." Türkiye'de temsili parlamenter rejimin olduğunu savunan DYP Genel Başkanı, artık sosyal dev- let kavramının gündemde olduğu- na işaret ederek, "Zenginden abp fakire verelim demiyonım. Ama herkes çalışsın ve yoksulluk sını- nnın üzerinde bir gelir kazansın istiyorum" dedi. Dinleyicilere "Çok mu karanlık bir tablo çiz- dim?" diye soran Demirel, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Sorunlann içinde boğulalım demiyonım. Bunlann içinden çı- kalım diyorum. 'Mucize adamlar geiecek, mucize reçeteler getire- cek..Biz işimize gücümüze bakar- ken ülke gelişecek!' Olmaz öyle şey. Mucizeler olmaz. Halkın ka- blımı, inancı gerekir." DYP Genel Başkam akşam da, tstanbul Umura Gezici Sütçüler ve Yoğurtçular Derneği'nin gece- sine katıldı. Demirel, burada yap- tığı konuşmada, "Devirler zaman zaman bize yardımcı oldu, zaman zaman olmadı. Kapandı açmaya nğraştık, Allah vardım etti açtık. Yine kapandı, yine açtık. Şimdi bir defa daha açacağız" dedi. Sermaye çıkışma kolaylık 32 sayılı karara ilişkin değişikliklenCumhurbaşkanı'na sunuldu ANKARA (AA) — Konvertibi- liteye geçişin hızlandınlması ama- cıyla yeni bazı düzenleraeler yapıl- dı. Hazine ve Dış Ticaret Müste- şarlığı'nca hazırlanan 32 sayılı ka- rarda bazı değişiklikler öngören esaslar, cumhurbaşkammn onayı- na sunuldu. 32 sayılı kararda yapılan deği- şiklik ile Türkiye'de yerleşik kişi- lerin, bankalar, yetkili müessese- ler ve özel finans kurumlanndan bir defada alabilecekleri 3 bin do- larlık döviz sırun kaldırılıyor. Bankalar ve özel finans kurumlan aracüığıyla yurtdışına döviz çıkar- mak serbest bırakılırken yurtdışı- na çıkışta beraberinde götüı ulebi- lecek döviz rnıktarı da 3 bin do- lardan 5 bin dolara yükseltilecek. Yeni düzenlemeyle Türk parasının ve Türk parasıyla ödemeyi sağla- yan belgelerin ihracı, belirlenecek esaslar çerçevesinde serbest bıra- kıldı. Karara göre dışarda yerleşik ki- şiler ile yurtdışmda çalışan Türk işçileri, yurda girişlerinde beyan etmeleri, Türkiye'de yerleşik kişi- ler ise görunmeyen işlemler çerçe- vesinde bankalar ve özel finans kurumlanndan satın almaları kaydıyla 5 bin doların üzerinde dövizi efektif olarak yurtdışına çı- karabilecekler. Değişiklik uyannca, Türk Lirası ile ithalat ve ihracat serbest bıra- kıldı. Yetkililer, TL ile ihracatın, ey- lül ayında yayımlanan ihracat re- jimi değişikliği ile serbest bırakıl- dığını belirterek "Ancak bunun uygulanabilmesi için kambiyo re- Jiminin değiştirilmesi gerekiyordu. Kambiyo rejiminde, ihracattan el- de edilen dövizin belli bir süre içinde yurda getirümesi öngöıü- liiyor. Kambiyo rejiminde değişik- lik yapılmadan. Turk lirası ile ih- racat yapılamıyordu. Biz, kambi- yo rejimindeki değişiklik çalısma- lannı da tamamladık. Sanıyonız, bu hafta içinde yayımlanacak" de- diler. Yetkililerin verdiği bilgiye göre görunmeyen işlemlerden dolayı, yurtdışına yapılacak ödemelerde de Türk Lirası kullanılabilecek. Yeni düzenleme ile 5 milyon do- lara kadar nakdi sermaye ticari fa- aliyette bulunmak üzere bankalar ve aracı kurumlar aracılığıyla yurtdışına çıkarılabüecek. Ayru değerdeki ayni sermaye de güm- rük mevzuatı çerçevesinde ihraç edilebilecek. 5 milyon dolardan 50 milyon dolara kadar olan ayni ve nakdi sermayenin ihracında Hazi- ne MüsteşarlığYnın bağlı olduğu Devlet Bakanbğı, bu tutan aşan - sermaye ihracı için ise Bakanlar Kurulu izni aranacak. 32 sayılı karara göre ticari faa- liyette bulunmak üzere yurtdışına çıkanlacak 25 milyon dolara ka- dar sermaye için bakanlık izni, bu- nun üzerindeki için ise Bakanlar Kurulu kararı gerekiyordu. Yeni düzenlemeye göre yurtdı- şmda yerleşik kişilerce borsaya ko- te edilmiş menkul kıymetlerin yanı sıra Sermaye Piyasası Kurulu'nca ihracına izin verilen veya kamu kurum ve kuruluşlarınca ihracat edilen menkul kıymetlerin satın alınması, satılması ve bu kıymet- lere ait gelirler ile satış bedelleri- nin transferi serbest bırakıldı. Türkiye'de yerleşik kişiler de, yabancı borsalarda kote edilmiş menkul kıymetlerin yanında, ya- bana ülkeler tarafından Merkez Bankası'nca alım-satım konusu yapılan dövizler üzerinden ihracat edilen Hazine bonolarını ve dev- let tahvillerini serbestçe satın ala- bilecekler ve bu kıymetlerin alış bedellerini yurtdışma transfer ede- bilecekler. Böylece kote edilmemiş bazı menkul kıymetlerin alım satımı- mn da serbest bırakılarak portföy yatınmları ile yabancı sermayenin teşvikinin amaçlandığı belirtildi. T U K E T I C I G O Z U Y L E MERAL TAMER Hakkımızı aradıkça...Ekonomi sayfamızdakı bu köşe başlayalı 2 ay kadar oldu. Bu süre içinde sırra kadem basan utulerden tuketiciye zorla satılmak istenen uçak biletlerine, piyasadaki tupgaz sıkıntısından üre- tim tarihi sonradan değiştirilerek şişenin üzeri- ne yapıştırılmış ilaçlara, ön ödemeli taksitli sa- tışlarla ilgili tüketici şikâyetlerinden ithal diye sa- tılan yerli yumurta makinelerine dek çok çeşitli sorunları dile getirdik. Pekiyi sonuç ne oldu? Iki ayın bilançosunu me- rak ediyor musunuz? Eğer bu köşenin okuruy- sanız ve aynı olaylar günün birinde bizim başı- mıza da gelebilir diye düşünüyorsanız, merak et- memeniz mümkun mü? Öyleyse sizleri daha fazla merakta bırakma- yalım: • Sırra kadem basan ütü "Dogurda"— 22. 11.1989 tarihli ilk yazmuz- da Izmir Aliağa'da Cemil Oztürk adlı okurumu- zun mektubuna yer vermiştik. öztürk'ün satın aldığı Lider marka ütü, garanti süresi içinde bo- zulmuş, ütünün tamir servisi Aliağa'da olmadı- ğı için, satıcı fırma ütüyü fzmir'e göndermiş, ama utu "sırra kadem basmıştı." Biz konuyu araştı- nrken, ütüyü toptancı fırmanın sahibinin otomo- bilinin bagajında bulduk. Yazı yayımlandıktan sonra ütü satıcıya iade edildi ve tamiri sağlandı. Bu arada üretici firmayla yaptığımız gorüşme- ler sonunda da Cemil Öztürk'e yeni bir ütü gön- derildi. Sonuçta Nasreddin Hoca'nın önce do- ğurup sonra ölen kazan hikâyesi misali Cemil öz- türk'ün ütüsü de "dogurdu". Şimdi sağlam 2 ütüsü var. • Uçak bileti içla kesllen 2O0 bin II. r a b k e e z a iade edildi — tzmirli okuru- muz Gülsen Buyuk- bay, Londra'ya gıdecek kızı için daha ucuz ol- ması nedeniyle Rumen Hava •Yollan'nın Iz- mir'de bilet satışını ya- pan Zeytur'dan sadece gidiş bileti satın almak istemiş, ancak kendisine zorla gidiş-dönuş bileti verilmeye kalkışılmış, bilet kabul edilmeyince de gidiş bileti için alınan avanstan 200 bin Iira ce- za kesilmişti. Bu konuy- la ilgili yazımn köşemiz- de yayımlanması üzeri- ne Türkiye Sevahat Acehtalan BiriiğiTİR- SAB'ın başkanı Sayın Bahattin Yücel devreye girdi ve Gülsen Büyük- bay'a kendisinden hak- sız yere alınan 200 bin Iira iade edildi. Para- yı aldıktan sonra tzmir'den bizi arayan Gülsen Hanım, "mesele 200 bin lirada degil belki, ama parayı alınca vatandaş olduğumu hissettim. Bun- dan böyle en küçük olayda bile hakkımı ara- yacağım" diyerek sevincini bizimle paylaştı. An- cak TÜRSAB Başkanı Bahattin Yücel, gazete- mizdeki bu yazı uzerine daha vahim bir olayın farkına varmıştı: Uluslararası sivil havacılık an- laşmalanna göre "uçağın çıkış noktasında bile- tin kesilmesi gerekti." Uçağın çıkış noktası Is- tanbul olduğuna göre biletin Türkiye'de kesilmesi lazımdı. Anlaşma kurallarına göre de Türkiye'- de bu bileti kesme hakkı Türk Hava Yollan'na aitti. Bu durumda Rumen Hava Yollan TA- ROM, Romanya'da bileti kesip Türkiye'de kes- miş gibi gösteriyor, zaten o nedenle de biletin ia- desinde 200 bin Iira gibi "göriilmemiş" bir ceza söz konusu oluyordu. Bu olayda Türk Hava Yol- lan'mn da "ihmali" kuşkusuz vardı. THY ken- di pazarında kendine rakip olabilecek haksız bir uygulamaya (belki bilmeyerek) izin vermiş olu- yordu. Romanya'da Çavuşesku yönetiminin dev- rilmesiyle bu sorunun kendiliğinden çözüldüğü ve yeni Rumen yönetiminin Uluslararası Hava- cılık Anlaşması'na katılmak ıstedıği söyleniyor. Konunun bu noktadan sonraki takibi ise bize de- ğil, Türk Hava Yollan yönetimine düşüyor. • Ayakkabırılar Federasyoaıına te- ş e k k ü r — Kayseri'den yazan Şule Akkılıç'ın ayakkabı sorununu bu köşeye aktarmadan Tür- kiye Ayakkabıcılar Federasyonu Başkam Temel Çonıh'un yardımıyla çözdük. tlkokul öğretme- ni okurumuz Şule Akkılıç, 29 Ekim Cumhuri- yet Bavramı'na katılacağı için Kayseri'nin en ta- nınmış ayakkabı mağazası olduğunu söyledi Ve- yis Kundura'dan 60 bin Iira ödeyerek bir ayak- kabı satın alıyor. Ancak daha Cumhuriyet Bay- ramı töreni bitmeden ayakkabımn topuklannda- ki deri sıyrılıyor. tkinci giyişte ise ayakkabımn yüzündeki deriler ıslak karton gibi soyulmaya başlıyor. Şule Akkılıç ayakkabıyı aldığı yere ge- ri götürüyor. Satıcı ayakkabıda dikiş hatası ol- duğunu kabul ediyor, ama zaran karşılamaya ya- naşmıyor. Okurumuz üsteleyince de "nereye is- terseniz başvunın, islerseniz Kayseri Gazetesi'n- de yayımlatın" diyor. Şule Akkılıç'ın bu mek- tubunu Temel Çoruh'a ilettiğimizde sorun yanm gün içinde çözüldü. Şule Hanım daha sonra yap- tığımız telefon göruşmesinde "Temel Beyin so- runu çözdügünü ögrendikten sonra yeniden Ve- yis Kundura'ya gittim. Sizi galiba tstanbul'dan Ayakkabıcılar Federasyonu'ndan aramıslar de- dim. Hiç itiraz etmeden 'buyurun istediğiniz ayakkabıyı alın' dediler. Ben de begendigim sag- lam bir ayakkabıyı aldım" dedi. • Saghk Bakaalıgı'aıa kassaslyetl — "llaçta üretici sorumluluğu" başlıklı yazımn yayımlandığı gun daha sabah saat 10.00'da Ankara'dan Sağlık Bakanlığı Eczaa- lık Genel Mudürü Rıfat öktem tarafından aran- dık. Kendisi sabahın o saatinde gazetemizdeki haberi okumuş, oku- duktan sonra Istanbul^ daki 2 firmayı da ara- raış, firmaların görüşle- rini almıştı ve bize bun- ları aktarıyor, Sağlık Bakanlığı'nın ilaç konu- sunda çok hassas dav- randığını belirtiyordu. • Tıraş naklaesi- •ia pareası bn> lundu — Mersin'li okurumuz O. Nedim Ardoğa'nın tıraş maki- nesine parça bulamamasıyla ilgili mektubunu bu köşede yayımladıktan hemen sonra Payer mar- ka tıraş makinelerinin üreticisi Erdem Ticaret- ten bizi sradılar ve parçanın okurun adresine öde- meli olarak gönderilebilmesi için adres aldılar. Ni- tekim daha sonra okurumuz Nedim Ardoğa'dan da ikinci bir mektup aldık. Ardoğa, "Size yazdı- gım mektup mucizevi bir sonuç verdi. Posta ile adresime gönderilen yedek parçayı makineme taktım ve yeni bir makineye ktvuşmuş oldum" diyordu. Erdem Ticaret'in sahibi ise bize daha sonra tıraş makinesi satüırken içine konan bro- şurleri gönderdi ve bu arada "Biz iiriinlerimize, markamıza her zaman sahibiz. Sattıgımız ber ma- lın ambalajının içine servis teşkilatıyla ilgili bir broşur koyanz. Burada tüketicinin, makinesi bo- zuldugu zaman başvurabileceği Payer servisleri- nin adresleri yer alır. Aynca garanti belgesinde de firmamızın açık adresi, telefon ve teleks nu- maralan mevcuttur", dedi. Biz de malına sahip çıkan bu ureticiye teşekkür ediyoruz. Imalat sanayii alt sektörlerinde 89'un 3. üc ayındaki temel göstergeler i 1 i1i 111• 1I••• I 1 İaatot siMT<i inptan Gıda. Içfc ve îütûn T e*s&l, Der ve Ayakab. Orr^an Ûrunıer Kâğtt ve Basım San lömya, Pefol Ürûnien ve Plast* Sanayi Taş »e Top Day San Metal Ana Sanayii Metal Eşya Maigne ve Teçhızat. Tasıt Araç Sar Diğer Imaıât San Toplam Imalâ! San İşyeri ufm 59 229 23 69 154 50 62 261 22 949 Vrttfca kıymeti (fflftyMTI.) 895 039 1 278 491 57 205 327 734 1880 412 389 073 1'•78 999 2 043 093 35 233 8 086 284 Sıtu kıymeti (•ityMi TL) 690906 1292 717 58 748 299919 1884 575 375 813 1092 939 2 018 844 34 910 7 749 375 SM H 290 •2 0 •3 0 30 -10 30 70 10 00 43 KafJtite kırilamıni «Ut 67 5 74 4 606 72 2 67 5 720 617 626 636 67 5 •— 1 T ^—-- 1 m '• • \ J Bt~—^-T i 1 i ——f—l WM Wm ffll lf S I 11 1 —ı ,—-t -~^ • | Üretimde canlanmaIstanbul Sanayi Odası'nın üç ayda bir yayımladığı, imalat sanayiinin durumuna ilişkin raporda, 1989 yılının üçüncü üç ayında, geçen yıla göre imalat sanayii üretiminin reel olarak yüzde 8.4 oranında arttığı belirlendi. Ancak bu artış 9 aylık dönem dikkate alındığında yüzde 1.3'lük gerilemeye dönüşüyor. Ekonomi Servisi — 1989 yılba- şından itibaren durgunluk içine gi- ren imalat sanayiinin yılın uçün- cü üç ayında canlanmaya başladı- ğı belirlendi. tstanbul Sanayi Odası'nın uç ayda bir yayımladığı imalat sana- yiinin durumuna ilişkin raporda, 1989 yılının üçüncü üç ayında imalat sanayii üretiminin reel ola- rak yüzde 8.4 oranında artîiğı be- lirtildi. 1988 yılının aynı dönemi- ne kıyasla ortaya çıkan bu artış butün alt sektörlerde farklı oran- larda gerçekleşri. Sektöriın uretitn artışına ilave olarak kapasite kul- lanım oranlarının da yükselmesi 1989 yılının s'on çeyreğinde dur- gunluğun belirli ölçüde aşılacağı biçiminde yorumlandı. tSO'nun araştırmasına göre 1989 yılının üçüncü uç ayında üre- timde sağlanan yüzde 8.4'luk ar- tış, yılın 9 aylık dönemi dikkate alındığında yüzde 1.3'Iük gerile- meye dönüşüyor. İmalat sanayii üretimi ocak-mart doneminde yüzde 13.7 oranında düşme gös- termiş, mart-haziran doneminde ise hiç değişmemişti. Sektörün kapasite kullanım oranlarının hem 1988 yılının üçüncü üç ayına göre hem de 1989'un ikinci üç ayına gore yük- seldiği belirtilen araştırmada, şir- ketlerin tam kapasiteyle çalışama- ma nedenleri şöyle sıralandı: "İç ve dış talep vetersizliği, mali gaçliikler, hammadde yetersizligi, isçi sorunlan, enerji problemleri ve diğer sorunlar." İmalat sanayii alt sektörleri içinde en yüksek kapasite kulla- nım oranına yüzde 74.4 ile tekstil ve ayakkabı sanayii nde ulaşılır- ken, en düşük kapasite kullanım oram yüzde 60.6 ile orman sana- yiinde gerçekleşti. Taş ve toprağa dayalı sanayilerde de kapasite kul- lanım oram ikinci üç aya göre düş- tü. 1989 yılımn ikinci üç ayında kapasite kullanım oranlan imalat sanayii alt gruplanna göre şöyle belirlenmişti: "Gıda, icki ve tiitiin yüzde 615, lekstil, deri ve ayakkabı yüzde 74.3, orman üriinleri yüzde 60.6, kâğıt ve basım sanayii yüzde 70.8, kimya. pelrol ürunleri, lastik ve plastik yüzde 66.6, taş ve toprağa dayalı sanayi yüzde 73.6, metal ana sanayii yüzde 61.1, metal eş- ya, makine ve ulaşım araçlan sa- nayii yüzde 62.2, diğer imalat sa- nayii yüzde 66.8 ve toplam ima- lat sanayii yüzde 66.8." P A Y Ç ° K H I Z Ü * * P ^ V B O • r\f\ ÇOK FARKLI'^uz^. GO*«PA^Ş İST 1343456 «161 220» »132J761 ANK 1363965 • 1372565 IZM 225215
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle