Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S Doç. Dr. Mitat ÇELİKPALA TRATEJİ 23 Renkli Devrimlerin Sırrı: K osova’nın tek taraflı bağımsızlık ilanının, Balkanlardan Kafkasya’ya kadar geniş bir coğrafyada yarattığı etkileşimler, barındırdığı potansiyel çatışma ve hatta savaş tehlikeleriyle birlikte eski dünya düzenini sarsıcı etkiler yaratmakta. Bu karmaşanın dünya siyasetini nasıl bir yeni döneme taşıyacağını ise yaşayarak göreceğiz. Bu dönüşümlerin temelinde Sovyetler Birliği’nin çöküşünün yarattığı yok edici dalga yer almakta. Aradan geçen neredeyse yirmi yıla rağmen dağılma süreci halen tamamlanamadı. Belki de hiç tamamlanmadan bu biçimde devam edecek, oyunlar yeniden ve yeniden kurgulanacak. "Ukrayna ve Gürcistan ne olacak, NATO ve AB ne kadar daha genişleyecek, sistem ve dengeler neye dönüşecek ve Soğuk Savaş yeniden başlayacak mı?" türünden sorular akılları meşgul etmeye devam ediyor. Mark MacKinnon’un, Destek Yayınlarınca Emel Lakşe’nin tercümesiyle Türkçeye kazandırılan Renkli Devrimlerin Sırrı: Yeni Soğuk Savaş başlıklı kitabı da tüm bu gelişmelere farklı fakat sürükleyici bir perspektiften bakmakta. Esas olarak Sovyetler Birliği ve onun her geçen gün biraz daha güçlenerek uluslararası politikada etkinleşen selefi Rusya’yı ve ona karşıt girişimleri anlatıyor. Bu anlatımdaki kurgu ise Rusya Federasyonu’da Vladimir Putin’in, ABD’de ise George W. Bush’un iktidara geldikleri 21. yüzyılın başından başlayarak şekillendiriliyor. Bu ikilinin üzerine ik YENİ SOĞUK SAVAŞ dalganın diğer "kurbanları" Ukrayna, Beyaz Rusya tidarlarını tesis ettikleri uluslararası terörizmle müve Gürcistan’ın adeta birer hedef tahtası olarak nacadele olgusunun geçirdiği dönüşüm, Batı dünyasıl sürece dâhil olduklarının hikâyesini bu çalışmasının demokrasiyi hâkim kılma projesinin Rusya da açıkça görmekteyiz. tarafından algılanışı ve renkli devrimÇalışmanın bu bağlamda işlediği lerle Avrasya coğrafyasında diğer önemli bir unsur ise KGBmeydana getirilmeye çalışı Yazar: Mark MacKinnon FSB destekli Putin’le Rusya’da lan devrimler ve tepkiler Çeviren: Emel Lakşe gözlemlenen dönüşüm ve Rustartışma konuları olarak Destek Yayınları, 2008, 378 sf ya’nın yukarıdaki sürece Gazpdikkat çekmekte. Yazar rom merkezli güçlenen siyasi ve özellikle "Demokrasi ekonomik yapı olarak verdiği cevap. Rusya artık Projesi" başlıklı bölümde başta Soeski Rusya değildir ve Batı dünyasının Balkanros’un Açık Toplum Enstitüsü olmak lar’da oynadığı oyunu bu coğrafyalarda oynaması üzere Amerikan ve Batı destekli kukolay ve hatta mümkün değildir. rum ve kuruluşlarla Doğu Avrupa ve Türkiye bu devrim girişimlerinin merkezinde ABD Orta Doğu’da Rusya’nın yerine ve Batı dünyası ile özel ilişkileri olan ve fakat aynı ABD’nin nasıl hâkim kılınmaya çazamanda Rusya ile üst düzeyde siyasi ve ekonomik lışıldığının üzerinde duruyor. Bu ilişkiler kuran bir devlet olarak önemli bir yer edinmücadele öncesinde Putin’in iktimekte. Sivil toplum örgütlerinin İstanbul toplantısı, dara geliş şekli üzerinde de BTC ve diğer bazı projeler, enerji savaşları ve "Kuklacılar" isimli bölümle dudemokrasi mücadeleleri Türkiye olmadan bölgesel rulmuş. dengelerin şekillendirilemeyeceğinin göstergesi Hâkimiyetin tesisi adına Sırbistan’da olarak değerlendirilmekte. yürütülen operasyon, 92 radyo istasyonunun kuruKısacası bu yeni Soğuk Savaşta kimin kimi kullanlup etkin kılınmasından gençlik örgütü OTPOR’un dığının ve kimin kazandığının cevabını arayanların (Direniş) harekete geçirilmesine kadar dikkatli bir yolunu kısaltan, yeni bir perspektif kazandıran ve biçimde işlenmiş. Kosova krizinden Miloseviç’le düzgün çevirisiyle de rahat okunabilen bu kitap, mücadeleye kadar tarihsel bir arka planla destekleher düzeyden okurca ilgiyle takip edilebilecek ve nen bu sürecin "Devrim Üreticileri" tarafından esTürkiye açısından da Büyük Oyun’u anlamada yarki Sovyet coğrafyasına nasıl yayılarak uygulandığı dımcı olabilecek bir çalışma. ise kitabın işlediği diğer bölümü oluşturuyor. Bu İmparatorluk Politikalarında TEOSTRATEJİLER VE TÜRKİYE haber olduğu sorusu akıllara takılıyor? Ve hemen ardından da bu konuda Türkiye’de çalışan, akademik anlamda derin araştırmalar yapan akademisyenler olup olmadığı sorusu geliyor haliyle. SayılaHiç kuşku yok ki Batı eliyle şekillendirilmeye çalırı ne yazık ki pek fazla olmasa da, teostratejik şılan dünya düzeni son derece kaotik bir hal almış araştırmalar yapan ve bu konudaki çalışmaladurumda. En yalın ifade ile "belirsizlikler çağı" olarını büyük özverilerle kamuoyuyla paylaşmarak nitelendirilen PostModernizm’in yörüngesine ya çalışan değerli isimler yok değil. Bu isimgirmiş olan dünyada bilinçli bir şekilde, sistematik lerden biri de TUSAM danışmanbir biçimde oluşturulan kaos larından Prof. Dr. Nadim Macit. ile beslenen bir imparatorluk Aslen ilahiyat alanında çalışan stratejisi ile karşı karşıyayız. Yazar: Prof. Dr. Nadim Macit bir akademisyen olan ancak bu Bu stratejinin en önemli unsur Fark Yayınları, 480 sayfa alandaki bilgilerini çeşitli dilarından biri de Türkiye’de üzesiplinlerle geliştirip Türkiye rinde çok fazla durulmayan için son derece önemli çalışhatta pek de fazla bilinmeyen "teostrateji" konusu. malara imza atan Nadim Macit son çaTürkiye’de bilinmeyen bu olgu Batı’da ise akademik lışması "İmparatorluk Politikalarında anlamda neredeyse en çok çalışılan disiplinler arası TeoStratejiler ve Türkiye"de çok gekonulardan biri olarak ön plana çıkıyor son dönemniş bir perspektifte perde arkasında de. Çünkü ABD başta olmak üzere dünya egemenkalan teostrateji konusuna ışık tutuliğine giden yolda yürüyen ve bu yolda imparatoryor. Hıristiyan Batı’nın Katolik, luk stratejileri geliştiren "büyük güçler" tarafından Protestan ve Ortodoks olmak üzere üç son derece titiz bir şekilde ele alınıyor. Daha da ayrı modelleme üzerinden yürüttüğü teostratejik önemlisi söz konusu teostratejik modellerin hepsi imparatorluk politikalarını hem genel ve teorik anTürkiye’nin de içerisinde bulunduğu Ortadoğu coğlamda hem de Türkiye özelinde pratik anlamda inrafyasını hedef alıyor. İşte bu noktada kimi zaman celeyen Macit, Osmanlı’dan günümüze uzanan misdirek kimi zaman da dolaylı olarak Türkiye’nin de yonerlik faaliyetlerinden başlayarak günümüze kahedef alındığı stratejilerden neden Türkiye’nin biH. Miray VURMAY dar değişen olay ve olgularla söz konusu stratejileri gün yüzüne çıkarıyor. Yine aynı çerçevede Soğuk Savaş ve sonrasında oluşan "Yeni Dünya Düzeni" bağlamlarında teostratejinin uygulama alanlarını kaynakları ile birlikte okuyuculara sunuyor. Prof. Dr. Macit, çalışmasından ayrıca son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz Evanjelizm’e de imparatorluk politikaları ve teostratejiler açısından mercek tutuyor. Ilımlısı, radikali, gizlisi, açığı, tarikatı, cemaati derken giderek hem ulusal hem de küresel sistemlerin bir parçası olan din olgusunun nasıl siyasetin aracı ve hatta odak noktası haline getirildiğini bir de konunun uzmanından farklı ve çarpıcı bir anlatım biçimi ile Prof. Dr. Nadim Macit’in kaleminden okumak gerekiyor. Yazarın dediği gibi bu çalışmanın içinde yer alan kaynaklara dayalı çıkarımlar, ağır ve tanımlayıcı olarak algılanabilir. Ne var ki gerçekler çoğu zaman ürkütücü ve acıdır. Zira önümüzdeki yıllar Türkiye’nin de içinde olduğu bu coğrafyanın dünyanın teostratejik muharebe alanı olacağına şahitlik edecektir…