23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 Yrd. Doç. Dr. Sait YILMAZ Beykent Ünivesitesi syilmaz@beykent.edu.tr Liberal imparatorluk stratejisi geliştirildi… C S TRATEJİ dönüştürülürken Yeltsin döneminin hatalarının yattığını söylemektedir. 1991 yılında Rusya’da halkın yüzde 60’ı ülkenin Batılı yoldan ilerlemesini istiyordu. Ancak 2000’li yıllara gelindiğinde halkın yüzde 66’sı Batının Rusya’ya dostça davranmadığını düşünmekteydi.(3) Yeltsin döneminde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve yolsuzluklar Rus halkında eski günlere duyulan özlem ile birlikte 2000 yılında yapılan seçimlerde Putin’in iktidara gelişinin önünü açtı. Yeni Rusya stratejisi 1990’ların başarısızlıkları üzerine kurulmuştur. Putin, ekonomik konuları uzun vadeli ulusal stratejinin merkezine yerleştirmiştir. İçerde toparlanmayı gerçekleştiren Rusya tekrar imparatorluk geleneği arayışı içine girmiştir. Rus enerji sektörü daha çok Rusya’nın ‘yumuşak güç’ unsurlarına dayalı bir stratejiyi savunmuştur. Putin bu arayış içinde, enerji sektörünün temsilcisi olan eski başbakan Anatoli Çubakis’in ‘Liberal İmparatorluk Stratejisi’ adını verdiği stratejiyi kabul etmiş ve uygulamaya başlamıştır.(4) Bu stratejinin ilk hedefi, Rusya’nın önce eski SSCB ülkelerini Rusya’ya bağlaması, ikinci aşamada bunun ötesinde bir etkinlik kazanmaktır. Liberal imparatorluk stratejisi, küreselleşmeden çok şey öğrenmiş bir stratejidir. Rusya geçmişte olduğu gibi Batı veya Doğu arasındaki çelişkisini halihazırdaki yönetimin hevesleri ile ‘bağımsız büyük güç’ olma rolü ile aşmaktadır. Bu rol onun stratejik bağımlılık ve daha büyük bir politik kimliğin altında kalmadan kendi yolunda yürümesini sağlayacaktır. Rusya resmi dokümanlarına göre(5); "Rusya iki kıtada yer alan bir dünya gücüdür; iç ve dış politikasına karar verme ve uygulama özgürlüğünü, BDT’nin en büyük ülkesi ve Avrasya devleti olma statüsü ve avantajlarını, uluslararası kuruluşlarda bağımsız konum ve hareket edebilmeyi elinde tutmalıdır. Bu nedenle salt doğu ya da Batı eğilimli dış politikayı istememektedir. Putin ve ekibi hem ülkenin bölünme tehlikesini ortadan kaldıracak, hem de oligarşik menfaat grubunu yok edecek tedbirler ile işe başladı. Batılılar bunu otoriter sisteme dönüş diye eleştirse de sivil toplum yapısı dışarıdan değil kendi köklerinden düzenlenmektedir. İ kinci Dünya Savaşı ile birlikte Amerikan tipi özgürlükler, yaşam biçimi ve demokrasisi dünyanın herhangi bir yerine uygulanabilecek olgular olarak kabul edildi. Ancak Avrupa Birliği fikrinin ivme kazanması ile birlikte Amerikan modeli artık Avrupalıların siyasi kontrol peşinde olduğu yeni bölgelerde Avrupalılaştırma projeleri ile karşılaşmaya başladı. Avrupalıların bu bölgeleri bir dereceye kadar Avrupalılaştırma gayreti, Amerikalıların kendi modelleri ihraç faaliyetleri ile iç içe girmektedir.(1) Ancak Avrupalılaştırma ve Amerikalılaştırma birbirinden ayrı birer geçmişe ve yaklaşım farkına sahiptir. Amerikalılar dünyayı siyah ve beyaz, iyi ve şeytanın merkezleri olarak ayırma, dünyayı çok basite alma alışkanlığındadır. Dünyayı daha iyi yapma sloganı ile önerdiği özgürlükler ve insan hakları kültürel ve ideolojik olarak farklı diğer halkların sosyal düzenlerine yansımamaktadır. Afganistan ve Irak’ta gerekli olan kültürel toleransı sağlamak yerine resmi demokrasi formatının peşine düştükleri için başarısız oldular. Kültürel iletişim beslenmeden ve güven telkin etmeden demokrasi projelerinin başarısız olmaya mahkum olduğu görüldü. Üstelik dünyanın seçilmiş enerji bölgelerine demokrasi anlayışını dayatırken farklı amaçlar peşinde oldukları ortaya çıktı. Amerikan projesi hem dünyada çökmekte hem de Amerikan kimliğine zarar vermektedir.(2) Bu yüzden Amerikan projesinin geleceği giderek Batı uygarlığının en merkezi endişesi olmaktadır. Amerikalıların başarısız olduğu ülkelerden biri de Rusya Federasyonu oldu. Bugün Rusya, ABD kaynaklı demokrasi rüzgarlarına karşı kendi demokrasi konseptini geliştirmekte ve "Egemen Demokrasi" diye adlandırmaktadır. Dış kaynaklı demokrasi dayatmalarına Rus demokrasi konsepti Sovyetlerin yıkılmasının ardından Yeltsin’le ‘çöküş’ dönemini yaşayan Rusya, Putin iktidarında ‘yeniden inşa’ sürecini ilerletiyor. Putin, Batı’nın demokrasi anlayışı yerine ‘egemen demokrasi’ konsepti geliştirerek uygulamaya koydu. Batı’dan kopyalanan sistem belli bölgelerde etkisini gösteriyor. maruz olmaya devam eden Türkiye’nin de kendi konseptini geliştirmesi yönünde Rusya’dan öğreneceği dersler bulunmaktadır. YENİ RUS STRATEJİSİ SSCB’nin çöküşünden sonra Rusya, Yeltsin döneminde sarsıntılı ve çok boyutlu bir çözülme dönemi yaşadı. Nitekim pek çok Rus düşünür bugünkü sorunların temelinde Rusya Putin’in gençlik örgütü Nashi... YUMUŞAK GÜÇ VE RUSYA Rus yumuşak gücü ülke içinde önemli silahlar edinerek oldukça gelişti. Bu silahların içinde edinilmiş medya, gençlik hareketleri, internet siteleri, uzman ağları (www.kreml.org), düzenli konferanslar ve yayın evleri bulunmaktadır. Oluşturulan ağın ucundaki aynı yüzler, yorumlar ve fikirler birbiri ile ilişkilendirilmiş olarak aslında ağ olmaktan ziyade dikey bir hiyerarşiye sahip halkla ilişkiler makinesinin parçalarıdır. Rus yumuşak güç vasıtaları ne eski Sovyet propaganda sistemi ne
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear