Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 Erdal SARIZEYBEK TUSAM İç Güvenlik ve Terör Danışmanı esarizeybek@tusam.net Bölücü terör ve bölgesel oyunlar… C S TRATEJİ yürekleri sağlam, bıraksanız var gücüyle bağıracaklar; ''Ne Mutlu Türküm" diyerek ama Türkçe bilemiyorlar ki! İş yok, meslek yok, eğitim yok, para yok. Bir zamanlar HADEP varmış onlara iş bulan, iş vaadiyle dağa gönderen. Neyse ki, şimdilerde bir başkası çıktı da, yerinden yurdundan göçenlerimiz zorda kalınca iyi kötü bir iş bulabiliyor. Ekonomik, sosyal, psikolojik tedbir diyorlar yıllardır ama ne bir plan var ne de program; daha kaç kişinin göçtüğünü, nerden gelip nereye gittiğini dahi bilmiyorlar. Yerdekilerin kim olduğunu, nasıl yaşadığını bilmeyenler dağdakilerle uğraşıyor, türlü matematik oyunlarla kaç kişi olduklarını bulmaya çalışıyor. Şimdi de ortaya çıkmışlar, dağa adam göndermeyi engelleyeceğiz, diyorlar ama gene de bir türlü dağda adam bitmiyor. Bitmez, çünkü bu insanlar neden dağa çıkıyor onu bilmiyorlar. Şu beş bine takıldı kaldılar, kaçı içeride kaçı dışarıda diyerek. Bilmiyorlar ki yıllarca dağda dağdakilerle savaştık, öldük, öldürdük ama bitmedi. Hala dağlardayız, öğrenemediler yere inmesini bir türlü. Bilmiyor mu bunlar, DTP yerde, sözde lider kadrolar yerde, siyasi cephe faaliyetleri yerde, dağa da çıksanız önce yerden başlayacaksınız. Göremediler bir türlü yerdekileri, sessiz sedasız izliyorlar şimdi dağdakileri. Belki de terörle mücadele dedikleri budur yani sessiz sedasız izlemektir. S izce, demokratik bir ülkede Başbakanın görevi nedir bilir misiniz? Örneğin bizim ülkemizde… Peki, başbakanın bakanları, onlar ne iş yapar bilir misiniz, örneğin bizim? Elbet yapacak görevleri çoktur, halka hizmet kolay mı, halkın iradesini temsil etmek kolay mı! Biz, seçilenlerin kendilerine biçilen görevlerini değil, bizi yönetenlerin huzur ve güvenliğimizle ilgili görevlerini inceleyeceğiz sizlerle, huzurlu ve güvenli bir ülke gelecek kuşaklara nasıl bırakılır, ona bakacağız yani otoriteye, saygınlığa, kararlılığa... Önemli bu, çünkü yıllardır acı çekiyoruz, canımız gidiyor, paramız gidiyor, varlığımız gidiyor. Bunlar bir yana, ufukta yağmur görünüyor, yıldırımlar, şimşekler, gelecekten umut zayıf, bakışlar karamsar… Terörle mücadele otuz yıldır sürüyor, şehit kanlarıyla sulanmış topraklarda yaşıyoruz ama ne acıdır ki şehitlerimizin bile tam sayısını bilmiyoruz, söylemiyorlar. Kaç okulumuz yakılmış, kaç camimiz yıkılmış, bize verilen hasarın boyutu ne, onu da tam olarak bilmiyoruz, açıklamıyorlar. 30 bin terörist etkisiz hale getirilmiş diyorlar. 200 milyar dolarlık bir milli kaynağımız yok olmuş, diyorlar ama gerçek nedir hala bilmiyoruz. Siyasetin göremedikleri Türkiye’nin uzun yıllardır uğraştığı bölücü terörün bölgesel projelerdeki rolünde olduğu gibi uluslararası desteği gözden kaçırılıyor. Terörün ilerde Türkiye’de üstleneceği rol, Irak’a bakılırsa görülebilir: Tam bölünme… fırıncılık yapıyormuş, yeni evlenmiş ve karısına bir buçuk kilo altın takmış, şehit kanlarıyla sulanmış altınları. Bu da yeni moda oldu, dağdaysanız terörist, Barzani’deyseniz peşmerge! Yayınları nerede basılıyor? Almanya'da. Hani şu kararlılıkla mücadele ettikleri PKK terör örgütünün dernekleri, büroları, vakıfları nerede? AB ülkelerinde. Ne yapıyor bunlar orada? Örgütün siyasi cephesi bunlar, insan hakları ve demokrasi adına çalışıyorlar. Terörle mücadelede kararlı olmak demek, her halde bu demek; içeride ve dışarıda teröristleri seyretmek! AB İLE EL ELE Bize; "Terörle Mücadelemiz Kararlılıkla Sürecek", diyorlar, hem de bunu bize yıllardır söylüyorlar. Hiç merak ettiniz mi, bir zamanlar Sayın Cumhurbaşkanı'nın başkanlık ettiği Terörle Mücadele Üst Kurulu'nun almış olduğu kararları? Aklımıza geliyor da bazen, kendi kendimize soruyoruz işte; bizim ülkede El Kaide, PKK, Hizbullah gibi örgütler, terör örgütü müdür, değil midir? Açık açık soruyoruz; bizim ülkemizde terörist örgüt kimdir, kimlerdir, bu konuda alınmış ve de hukuken tasdik edilmiş resmi bir karar var mı? Diyelim ki var. Peki, bu karar Avrupa'da geçerli mi ya da Amerika’da ya da Irak’ta? Yani bu ülkeler kendi terör örgütü ve teröristleri için uyguladığı tedbirleri bizimkiler için de uyguluyor mu? Soru bu ya, aklımıza geliyor işte, anlamaya çalışıyoruz ülkemizde ve dünyada ne olup bittiğini… PKK yayın organı ROJ TV nerede? Danimarka'da. PKK'nın para kasası nerede? İsviçre'de, Kürt vakıflarının banka hesaplarında. Lider kadroları nerede? Avrupa'nın nerdeyse tüm ülkelerinde hem de siyasi mülteci olarak. Kalan yarısı Irak’ta yani Barzani’de. Medya dünyasının iki devi yazmasa haberimiz de olmayacak; PKK terör örgütünün iki numaralı ismi Osman Öcalan Süleymaniye’de DAĞDAN İNENLER NE YAPIYOR Hala diyorlar, Terörle Mücadelemiz Sürecek! Oturmuşlar, el birliği söz birliği yapmışlar, yerdekileri unutup dağdakileri indirmeye karar vermişler. Eli kana bulaşmamış olanları da hemen affedip serbest bırakacaklarmış. Kimi? Dağdakileri. Bunlar gerçekten dağdakileri tanıyor mudur sizce? Ya da ne iş yaptıklarını bu dağdakilerin, biliyorlar mıdır? Otuz yıldır sürüyor terör, olayların nerdeyse tümü faili meçhul. Bakın terör olaylarına, geride kalan bir şehidin kanı bir de hain kurşunların boş kovanı. Nasıl bilecekler kimin eli kanlı, kimin ki kansız? Bilemezler, bilemedikleri için de hepsini serbest bırakacaklar. Hadi serbest bıraktılar ama bunların hepsi işsiz, bugüne kadar adam öldürmekten başka bir işleri olmamış ki, nasıl iş bulacaklar? Bizim milyonlarımız açlık sınırında, milyonlarımız yoksulluk, bu milyonları Bölücübaşı Öcalan bir kenara atıp katilleri mi işe alacaklar? Hadi aldılar diyelim, bunlar hasta, bunlar psikopat, bunlar cani ruhlu, nasıl toplum içine salacaklar bunları? Zaten güvenlikten yoksun halkımız bir de bunlarla mı uğraşacak? Hadi saldılar diyelim, peki bunlara kim bağrını açacak, bunları kim yanına yanaştıracak, kim? Elbet biz değil, peki kim? Bu bir sır tabi, bize söylemiyorlar ama görünen o ki, adresleri belli! Diyelim ki adres de belli, peki ya şehitler, onlara sordular mı hiç? Peki ya ocağına ateş düşen analar, yarlar, çocuklar, onlara sordular mı? Peki ya Gaziler, peki ya korucular DAĞA ÇIKIŞA ALDIRAN YOK Bize anlatıyorlar; ''Terörle Mücadelemiz Kararlılıkla Sürecek'', diyorlar. Bir terörist hesabı yaptılar, önce 500 dediler, sonra vazgeçip içeride 1500, dışarıda 3500 dediler. Dağda kaç kişi olduğunu hesaplamaya çalışıyorlar inceden inceye. Resmi rakamlara göre, terör yüzünden 3200 köy kapanmış, 500 bin insanımız göçmüş yerinden, yurdundan. Büyük şehirlerde gecekondu yapmış, onlu yirmili nüfuslarıyla gelmiş. Kızlarımız okula gidememiş, erkeklerimiz hayvan otlatmaktan fırsat bulamamış; cehalet, yokluk, yoksulluk. Hâlbuki