22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 1 Aralık 2008/231 ST R A T E J İ c 5 gelişmeden de büyük ölçüde faydalanarak biçimsel olarak uluslar ötesi oldu. ABD’de 1929 krizinden sonra çok sayıda bankanın batması sunucunda çıkarılan GlassSteagall kanunu yatırımcı bankalar ile mevduat bankalarını ayırmıştı; yatırım bankaları mevduat toplayamıyor, mevduat bankaları da portföylerinde menkul kıymet bulunduramıyorlardı. 1999 yılında GlassSteagall kanununun kaldırılmasıyla birlikte mevduat bankaları da birer hedge fon gibi çalışmaya başladılar ve reel sektörle olan bağlantılarını biraz daha zayıflattılar. 2007 yılına gelindiğinde büyük bankaların karlarının yüzde 30 ile yüzde 40’ı menkul kıymet ve fon yatırımlarından oluşuyordu. İ USİAD Ekonomi Politikaları Çalışma Grubu bilgi@usiad.net kinci Dünya Savaşı sonrası sağlanan hızlı ekonomik büyüme, güçlü sendikal hareket sayesinde yaratılan satın alma gücü artışı, batı toplumlarında sosyal refahı arttırdı. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak sanayide otomasyon da arttı bu gelişmeye bağlı olarak beyaz yakalı işçiler çoğaldı ve hizmet sektörü büyüdü. Özellikle orta ve alt gelir gruplarının satın alma güçlerinin artmasıyla zenginleşen ve giderek büyüyen ve tekelleşen bir teknolojik bilgi stokuna sahip olan batı toplumları 19. yüzyıldan beri sanayilerinin temelini oluşturan kömür, demirçelik, çimento gibi köklü sendikal örgütlenmenin olduğu çevre kirletici sanayilerinin önemli kısmını gelişen ülkelere devrettiler. Teknoloji ile insanlardaki bir üst sınıf özleminin birleşiminden oluşan “markalar” kendilerini dünya pazarlarında koruyacak hukuki bir alt yapı geliştirdiler. ‘Görünmez el’ kayıp Son yıllarda üretim ekonomisinde karşılığı olmayan sanal ekonominin yarattığı bataklık, açıklanan paketlerle kurutulmaya çalışılıyor. Reel sektördeki her 1 dolar için finans piyasasında 20 katı işlem yapılmasının sonucu ‘görünmez el’ kaybolmuş durumda. Bir Almanın Kongo’da yatırım yapması veya bir mülk satın alabilmesine karşılık bir Kongolunun da Almanya’da yatırım yapabilmesi veya mülk alabilmesi eşitlik olarak algılandı. Kar paylarının çok daha düşük olduğu sanayi ara girdilerinin üretimi ise neredeyse tamamen gelişen ülkelere kaldı. Özellikle 1970’li yıllardan itibaren dünya ticaretinin hızla artması yeni altyapı değişikliklerini beraberinde getirdi. 1944 yılından beri Bretton Woods prensipleriyle yönetilen para sistemi dünyada ABD’nin karşılayabileceğinden daha fazla dolar dolaşmaya başlayınca ABD’nin dolara karşılık altın tutamayacağını açıklamasıyla 1971 yılında terk edildi. ABD doları artık çıpasız hatta şamandırasız bir para birimi olarak ABD’nin ihraç malı bir ürünü oldu. Sanal ekonominin bataklığını kurutmak uzun zaman alabilir… ÜRETİMDEN KOPUK YAPI GÖÇMEN İŞÇİLER Toplumdaki sosyal mobilitenin yukarı gelir seviyelerine doğru hareketlenmesi nedeniyle daha az nitelik gerektiren düşük ücretli işlerde çalışacak kişi bulmakta çekilen sıkıntı “kaçak” göçmen işçilerle çözüldü. Statülerinden dolayı daha az talepkar olan ve sendikal değil etnik temelde örgütlenen yeni bir işçi sınıfı, zenginleşen batılı işçi sınıfının boşalttığı varoşları doldurdu. Paris’in çöpçülerinin Arap kökenli, Amsterdam havaalanının temizlik işçilerinin Molukka’lı olması gibi örnekler bu yeni taşeron kast sistemine işaret etmektedir. 1980’lere kadar neredeyse tam istihdam seviyelerinde büyüme sağlayan ekonomiler, 1980’lerden sonra aynı büyüme hızlarını çalışan kesimin tepesinde bir kılıç gibi sallanan işsizlikle sağlar oldular. Hiç bitmeyen işsizlik tehlikesi sayesinde tüm dünyada sendikasızlaşma, taşeron kullanma ve fason üretim yaygınlaştı ve üretim maliyetlerinde emek aleyhine bir maliyet düşüşü yaşandı. Sermaye dolaşımında küreselleşme, emek dolaşımında ulusdevlet, mal dolaşımında bazen küreselleşme bazen de ulusdevlet prensiplerinin uygulanması Batı’daki zenginliğin gerektiğinden fazla artmasına neden oldu. Teknolojik bilgi birikiminde yaşanan nispi tekelleşme markalaşma sürecini hızlandırdı. Teknoloji ve satışpazarlama ağını kontrol eden “markalar” ürünlerini dünyanın uygun gördükleri herhangi bir yerinde üreterek maliyetlerini iyice düşürdüler. Biçimsel olarak mütekabiliyet esası getirildi. 2000’li yıllarda dünya ekonomisine baktığımız zaman görünen manzara şöyle idi; İsim hakları gittikçe artan oranda korunan markalar ve onlara bağlı seyahat eden teknoloji, Özelleştirmeler aracılığıyla ucuz Karşılığı olmasa da ABD ekonomisinin fiyatlardan çok uluslu şirketlere ve ABD’deki servet birikiminin devredilen fabrikalar, büyüklüğü Dolar’ın dünya para birimi Emeğin örgütlü olmadığı ama her olarak kullanımına devam edilmesini türlü istihdamın baş tacı edildiği düşük sağladı. Esas olarak kağıt paraların uzun gelirli ülkelere kaydırılan üretim ve süreden beri belirli bir kıymete karşılık buna bağlı taşeronlaşma, olarak basılmadığı bilinen bir gerçekti. Kısmen “ekonomik veya siyasi Amerikan Merkez Bankasının kestiği ve birlik” mevzuatları, kısmen istenilen eskiden kısmen karşılığı olan çeklerin ürünlere uygulanan gümrükler, kısmen (dolar) kıymetli maden olarak tamamen de ileri teknoloji tekeliyle korunan karşılıksız olduğu resmen kabul edildi; zengin ekonomik bölgeler, karşılık olarak sadece ABD Ulusdevlet sınırlarına hapsolmuş ekonomisinin itibarı kaldı. işgücü, 1980’lerin küreselleşme Sınır dışı edilme tehdidi altında rüzgarlarının arkasında kendine tam bir yaşayan göçmen ve kaçak işçiler, özgürlük arayan finans aristokrasisi Her türlü mal, hizmet ve değerin kendisini sıkan Üretim’den uzaklaşma pazarlanabildiği bir dünya, sürecine girdi. Yapısı itibariyle üretici Turizm yorgunu şehirler, bedavaya sermayeyle arasında doğal bir kot farkı turizm cennetleri, (borçlualacaklı) oluşan finans Dünyanın her yerine seyahat sermayesi küreselleşmeyle birlikte edebilen, üretimden kopmuş ve kendine iletişim teknolojisindeki baş döndürücü yatırım yapıp para kazanan finans sermayesi, Reel sektörde kullanılan Küresel kriz borsalardan başladı her 1 dolara karşılık bunun yirmi misli işlem gerçekleştiren finans piyasaları, Arada sırada yalpalasa da sürekli şişen, rekordan rekora koşan borsalar. Üretimden kopan ve gittikçe artan oranda sanallığa sapan dünya ekonomisi, ortalığı düzeltmesi beklenen “görünmez el” yetişip durumu kurtarmayınca önce karmaşaya, sonra da kaosa sürüklendi. Finansal sisteme olan güven bunalımıyla başlayan kriz reel sektörü de dibe çekiyor. Dünya ekonomisi, kriz anında bile devlet müdahalesini “sosyalizm mi geliyor” diyecek kadar ideolojikleşmiş neoliberal politikalardan kurtulup tekrar üretim odaklı bir ekonomik sisteme geçebilecek mi, ya da yama yapıp yola devam mı edecek? Yoksa görünmez el Üretim mi?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear